travma sonrası stres bozukluğu

advertisement
TRAVMA SONRASI STRES
BOZUKLUĞU
Uz. Dr. Semra Yalçınkaya URAL
Psikolojik Travma ?
• Kişiyi korku, çaresizlik, dehşet içinde bırakan, kendisi ya da bir
başkasının fizik bütünlüğüne tehdit yaratan olay
Psikolojik Travma ?
• Doğanın insanı yaralama potansiyeli (afet)
• İnsan doğasındaki kötülük kapasitesi (vahşet)
Psikolojik Travma
1.Tip Travma; kısa süreli ve tekrarlamayan
2.Tip Travma (kompleks); devamlı, tekrar edici, daha kalıcı
Tehlikeye Adaptif Yanıt
• Tehlike durumunda adrenalin hücumu,
• Olağan algıda değişiklikler,
• Yoğun korku, öfke, kişiyi eyleme geçirir.
Psikolojik Travma
• Kaçamıyorsanız,
• Savaşamıyorsanız,
• Öz savunma sistemleri alt üst olur, düzensizleşir.
Psikolojik Travma
•
•
Kişinin dünyayı güvenilir, öngörülebilen, kontrol edilebilir bir
yer olarak algılamasını zedeler.
Kendi yaralanabilirliği ile yüzleştirir.
Psikolojik Travma
• Baş edebilmek için ego tarafından birçok savunma mekanizması
aktive edilir.
• Mekanizmaların çoğu primitiftir ve regresif özellikleri vardır.
• En çok görülen savunma mekanizmalarından biri inkardır. Kişi,
travmanın şiddeti ve kendisinde yarattığı korku ile yüzleşmeyi
reddeder.
Psikolojik Travma
• Bastırma, çözülme ve inkar; bireysel bilinç fenomeni olduğu kadar
sosyal bir fenomen
Psikolojik Travma Yaşantısında Ortak
Özellikler
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Olağandışılık
İnsan kavrayışının dışında olması
Yoğun korku
Çaresizlik
Kontrol kaybı
Yok olma tehditi
Bağlantının koparılması
Travmatik bağlanma
Kaçışın olmaması
Travma Çalışmaları:
•
•
•
•
•
Yoğun tartışmalar
İnanıp inanmama
Gerçek acı mı, iftira mı ?
False memory ?
Şüpheliler !
• Travmanın medikalize edilmesi ?
• Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve DSM
• Subsendromal durumlar
Psikolojik Travma Sonrası Görülen
Bozukluklar
•
•
•
•
•
•
•
Travma sonrası stres bozukluğu
Madde kötüye kullanımı ve bağımlılığı
Kişilik bozuklukları (özellikle sınır kişilik bozukluğu)
Depresyon
Diğer anksiyete bozuklukları
Disosiyatif bozukluklar
Yeme bozuklukları
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
• TSSB, psikolojik travma etiyolojisine dayalı tek tanı kategorisi.
• Tanıların çoğu açıklama yerine betimlemeye yönelik olduğundan,
bağlamdan bağımsız olarak belirti ve davranışlara odaklanır.
• Travma ve bağlantılı belirtilerini ortaya çıkarabilmek için “Bu kişinin
nesi var?” yerine “Bu kişi ne yaşamış?” sorusu sorulmalı.
TSSB ;Tarihçe-1
• Shakespeare “IV. Henry”de travmatik strese yanıtı bugünkü DSM-IV
kriterlerine benzer biçimde, olayı tekrar yaşama, kaçınma ve aşırı
duyarlılık olmak üzere üç semptom grubu ile tanımlamış.
• ‘’Asker kalbi’’; Otonomik kardiak semptomlarla kendini gösteren
Amerikan iç savaşı.
• 1.Dünya savaşında bu sendrom "bomba şoku, muharebe
nevrozu" olarak isimlendirilmiş.
• ‘’Zorlama nevrozu veya fiili tükenmişlik’’; 2.Dünya savaşı
sonrası sağ kalanlarda.
TSSB ;Tarihçe-2
• 2. Dünya Savaşı’ndan sonra gelişen "psikolojik travma" önemli bir
psikiyatrik rahatsızlık olduğu düşünülerek bu isimle DSM-I'e(1952)
konmuştur.
• DSM-II'de bu durum, "uyum bozukluğu" adıyla geçmiştir.
• DSM-III‘de ise Vietnam Savaşı gazilerinde yapılan çalışmalar sonuç
vermiş ve TSSB adıyla yeni bir kategori oluşturulmuştur (1980).
TSSB ;Tarihçe-3
• DSM-III-R'de travmanın tanımına açıklık getirilerek "olağan insan
yaşamı dışında kalan ve hemen herkes için önemli sıkıntı kaynağı
olabilecek bir olay yaşanması" şeklinde açıklanmıştır.
• DSM-IV'te ise bu ölçütün sınırları daha da belirginleştirilerek "kişinin
gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma, kendisi ya
da başkalarının fiziki bütünlüğüne bir tehdit olayını yaşamış, böyle
bir olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmiş
olması ve bu olaya aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşmek gibi
tepkiler vermesi koşulu" getirilmiştir.
• Ayrıca DSM-IV'te belirtilerin 3 aydan az ya da çok sürmesine bağlı
olarak akut ve kronik ayırımı getirilmiştir.
• DSM-IV'te ayrıca "akut stres bozukluğu" da tanımlanmıştır.
Epidemiyoloji-1
• Travma sonrası stres bozukluğunun toplumda görülme sıklığı,
toplumdaki stresörlerin sıklığı ile paralel.
• Her yaşta görülebilirse de daha çok genç erişkinlerin hastalığı.
• Her üç kişiden biri hayatlarının belli bir evresinde, travmatik bir olaya
maruz kalır. TSSB bunlardan %10-15’ini etkilemektedir.
• TSSB’nun yaşam boyu görülme prevalansı toplum içinde %1-3, bu
oran subklinik formlar da değerlendirilse %5-15.
Epidemiyoloji-2
• Vietnam’dan sağ dönenlerin %30’unda TSSB.
• Ciddi streslerde (toplama kampları) tanıkların %75’den fazlasında
TSSB.
• Ülkemizde 1999 depremi sonrası Avcılar’da yapılan çalışmada TSSB 13.ayda %38.8, 18-20.ayda %8.1
Karamustafalıoğlu ve ark. 2000
• Depremin ilk iki yılında çadır kent ve prefabrik konutlar ile ilçe
merkezlerinde (İzmit,Gölcük) yapılan çalışmalarda TSSB yaygınlığı
%23 ile % 43
Başoğlu ve ark. 2002, 2004,
Şalcıoğlu ve ark. 2003,
Tural ve ark,2004
Epidemiyoloji-3
• Herhangi travmatik bir olay yaşama olasılığı erkeklerde %43-81.3,
kadınlarda %36.7-74.2.
• Yaşam boyu yaygınlık kadınlarda %10-12, erkeklerde %5-6.
• Kadınlarda tecavüzler ve fiziksel taciz, erkeklerde silahlı saldırı ve
çatışma yüksek.
• Kadınlarda belirtiler daha şiddetli, hastalığın süresi daha uzun.
• Kadın travma çalışanları arasında TSSB belirtileri daha yüksek.
Travma Prevalansı ve TSSB Gelişme
Olasılığı
travma prevalansı
40
%
erkek
kadın
30
20
10
0
tanıklık
kaza
silahlı tehdit
fiziksel
saldırı
taciz
savaş
tecavüz
TSSB Olasılığı
70
60
50
% 40
30
20
10
0
tanıklık
kaza
silahlı
tehdit
fiziksel
saldırı
taciz
savaş
tecavüz
Etiyoloji; Psikodinamik Model-1
• Freud, şiddetli travmaların tüm savunma düzeneklerini aşarak ağır,
acı verici şekilde yaşandığını, represyonun yetersiz kaldığını, egonun
bununla baş etme gücünün kalmadığını söylemektedir.
• TSSB’nin psikoanalitik modeli, travmatik yaşantının çözümlenmemiş
iç çatışmayı harekete geçirdiği varsayımına dayanmaktadır.
Etiyoloji; Psikodinamik Model-2
• Baş edilemeyen çatışmalar karşısında çekilme/kaçınma başlamakta
birey yalnızlık, çaresizlik yaşamaktadır.
• Egonun gelecek olayları hayalde, önceden yaşama ve böylece
geleceğe hazırlanma yeteneği, onun dışarıdan gelen uyarıları
elemesini ve organize etmesini kolaylaştırmaktadır.
• Beklenmedik olaylar, hazırlanma olanağı bulunmuş olaylardan daha
büyük şiddetle yaşanmaktadır.
Etiyoloji; Bilişsel Model-1
• TSSB sendromuna travmatik olayın kendisi değil, bireyin travmatik
olaya verdiği tepki neden olmaktadır.
• Travmanın yarattığı sıkıntıdan ve bilgi yükünden kurtulmak için
inkar, hissizleşme, amnezi ve diğer disosiyatif stratejiler kullanılır.
• Bu stratejiler travma anında yaşamsal bir önem taşısa da daha
sonrasında da kullanılmaya devam edildiğinde, duygusal işlemlemeyi
önler.
Etiyoloji; Bilişsel Model-2
• Travma zamanı durdurur, travmanın yaşandığı an bellek ve hayal
gücünde sabitlenir.
• Doğal işleyişleri yoğun ve şiddetli duygularla engellenir.
• Travmatik anılar sözel bir bağlamda organize edilemez.
Etiyoloji; Davranışçı Kuram
1. Aşamada; korku yanıtı uyandıran koşullanılmamış uyarı olan
travma klasik koşullanma yoluyla koşullanmış bir uyaran ile
eşleşmekte (travmayı hatırlatan ögeler).
2. Aşamada; bu koşullanılmış uyaranlara önceki durumlarda verilen
yanıtların aynısı verilmeye başlanır. Bu, oldukça üst düzeyde
öğrenilmiş bir davranıştır. Ancak bu davranış yeni karşılaşılan
duruma uygun olmadığından verilen cevaplar karmaşıklaşır.
Karmaşanın artması da anksiyeteyi arttırır.
TSSB’nda Etkilenen Beyin Alanları
• TSSB olan hastalarda duyu girdisi, bellek formasyonu ve strese
yanıt mekanizmaları etkilenir.
• TSSB’nda bellekle ilgili etkilenen alanlar; hipokampus, amigdala
ve frontal korteks
• Artmış stres yanıtı ile ilgili alanlar olasılıkla; talamus,
hipotalamus ve lokus ceruleus
Etiyoloji; Organik Faktörler-1
• Stres, hipotalamusta CRH, hipofizde ACTH ve adrenal bezde de
kortizol salgılanmasına yol açmaktadır.
• Kronik streste, zaman içinde HPA aksı sürekli uyarıma cevap
vermemeye başlamaktadır.
• Kronik streste, HPA aksında yanıtın azalması, aminerjik sistemdeki
down regülasyon ya da HPA aksında aynı şekilde gelen uyarılara
yanıtsızlık oluşması ve kortizol salgısının düşmesi şeklinde
açıklanmaktadır.
Etiyoloji; Organik Faktörler-2
• Locus ceruleus- (LC) Noradrenalin(NA) sistemi bedenin tehdit edici
uyarana yanıtı sırasında oluşan korku ve uyanıklıkta önemli bir rol
oynar.
• Strese yanıt olarak NA nöronal ateşleme sisteminde belirgin bir artış
olur. Bu, organizmanın kendisini tehdit eden duruma karşı dikkatini
anında yöneltmesi ve kendini savunmaya hazırlanması için gerekli
fiziksel ve mental uyarılmayı sağlar.
• Travmanın uzun sürmesi NA aşırı tüketimine neden olmakta bu da
yıllar içinde strese duyarlılığı artırmaktadır.
Etiyoloji; Organik Faktörler-3
• Semptom provokasyonu sırasında PET çalışmasında limbik ve
paralimbik (amigdala, anterior singulat girus, orbitofrontal korteks,
insular korteks olmak üzere) bölgelerde kan akımının arttığı dikkati
çekmiştir.
Etiyoloji; Organik Faktörler-4
• Hastanın travmayı anımsatan durumlara kendi istekleri ile
yöneldiklerine ilişkin gözlemler, bu sırada endojen opioidler
salgılanması nedeniyle travmatik olaylarla karşılaşmaya yönelik bir
bağımlılık gelişebileceğini düşündürmektedir.
• Endojen opioidler, fiziksel ve psikolojik travmalarda biyolojik cevabın
ürünü olarak salgılanmakta, sedasyon ve analjeziye yol açmaktadır.
Etiyoloji; Organik Faktörler-5
• Hastaların dissosiyatif epizodlar sırasında ağrıya karşı daha duyarsız
davranmaları, ancak opioid antagonisti naloksan verildiğinde ağrıya
karşı olan duyarsızlığın azaldığının gözlenmiş olması bu görüşü
desteklemektedir.
Etiyoloji; Organik Faktörler-6
• TSSB olan hastalarda dikkat ve bellek bozukluklarının, mezokortikal
dopaminerjik sistemin hiperaktivasyonu ile ilişkili olabileceği ileri
sürülmektedir.
• Çalışmalar bellekteki bozukluklarla serotonin sistemi arasında
belirgin etkileşimin olduğunu düşündürmektedir.
• Ayrıca birçok çalışmada bellek fonksiyonları ile strese verilen kortizol
yanıtı arasındaki bir ilişkiden söz edilmektedir.
Etiyoloji; Organik Faktörler-7
• TSSB olan hastalarda polisomnografik incelemelerde uyarılmışlık
göstergesi olan uykuda bölünmeler, uyku latensi uzaması, REM
latensi kısalması, derin uyku azalması belirgin noktalardır
Mellman 1995
Akut Stres Bozukluğu Dsm-ıv-tr Tanı
Ölçütleri
A - Aşağıdakilerden her ikisinin de bulunduğu bir biçimde kişi travmatik bir
olayla karşılaşmıştır.
1 - Kişi gerçek bir ölüm yada ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma yada
kendisinin yada başkalarının fizik bütünlüğüne bir tehdit olayını yaşamış,
böyle bir olaya tanık olmuş, yada böyle bir olayla karşı karşıya gelmiştir.
2 - Kişinin tepkileri arasında aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme
vardır.
B - Sıkıntı doğuran olayı yaşarken yada bu olayı yaşadıktan sonra aşağıdaki
disosiyatif belirtilerden üçü yada daha fazlası gerçekleşmiştir.
1- Uyuşukluk, dalgınlık duyumları yada duygusal tepkisizlik
2- Çevrede olup bitenlerin farkına varma düzeyinde azalma
3- Derealizasyon
4- Depersonalizasyon
5- Disosiyatif amnezi
Akut Stres Bozukluğu Dsm-ıv-tr Tanı
Ölçütleri
C - Travmatik olay tekrar tekrar yaşanır.
Göz önüne tekrar tekrar gelen görüntüler,
Tekrarlayan düşünceler,
Rüyalar,
İllüzyonlar,
“Flaşbek” episodları,
O yaşantıyı yeniden yaşar gibi olma yada travmatik olayı hatırlatan şeylerle
karşılaşınca sıkıntı duyma.
D - Travma ile ilgili anıları uyandıran uyaranlardan belirgin kaçınma
(Düşünceler duygular konuşmalar konuşmalar etkinlikler yerler insanlar).
E - Belirgin sıkıntı yada artmış uyarılmışlık belirtileri ( Örnek: Uyumakta zorluk
çekme huzursuzluk, düşünceleri yoğunlaştırama güçlüğü, aşırı irkilme
tepkisi, motor huzursuzluk).
Download