İç Mekan Süs Bitkileri - Beyşehir İlçe Tarım Müdürlüğü

advertisement
İç Mekan Süs Bitkileri
İÇ MEKAN SÜS BİTKİLERİ
1-Genel Yetişme İstekleri
Sıcaklık
Bitkilerin büyüme ve gelişmeleri ile bulundukları yerlerin sıcaklığı arasında
sıkı bir ilişki vardır. Sıcaklığın yüksekliği veya düşüklüğü metabolik olayları farklı
yönlerde etkilemekte, böylece büyüme ve gelişme farklı düzeylerde ortaya
çıkmaktadır. Doğal yayılış alanlarına uygun olarak, iç mekan süs bitkilerinin sıcaklık
gereksinimleri de değişiktir. Bu bitkiler, genellikle 0 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda
yetişebilir. Dona maruz kaldıklarında ölürler. Tropikal kökenli bitkilerin çoğu 10
derecenin altındaki sıcaklıklardan bile zarar görürler. Yüksek sıcaklık derecelerine
dayanıklılıkları da bitki çeşidi, hava orantılı nemi ve sulama suyu miktarına göre
değişir. Genellikle 40 derecenin üzerinde ise ölmeye başlarlar.
İç mekan bitkileri genellikle, soba veya radyatör gibi ısıtıcıların yanında
bulundurulmayı sevmezler. Çok az bitki çeşidi bu gibi yerler için uygun olabilir. Öte
yandan, kışın sıcaklığın 0 derece veya daha düşük olduğu zamanlarda, birçok
bitkinin konduğu pencere kenarlarında, sıcaklık tehlikeli biçimlerde düşebilir. Bu
durumda, bitkilerde zarar olmaması için, ek ısıtma sistemleri kullanılmalı veya
pencere camı ile bitkiler arasına gazete kağıtları gerilmelidir. Ayrıca, bitkiler belirli bir
süre için odanın daha ılık bir yerine taşınabilir.
Orantılı Nem ve Su
Bitkilerin yaşayabilmeleri, büyüyebilmeleri ve gelişebilmeleri için zorunlu
etmenlerden biri de orantılı (nispi) hava nemi ve sudur. Bitkiler kökleriyle suda erimiş
halde bulunan besin tuzlarını alırlar. Su, içerisinde eriyebilen besin maddelerinin
kökler aracılığıyla ve oradan da işlenerek toprak üstü vegetatif organlara, çiçek ve
meyvelere taşınmalarını sağlar.
Terleme hızını etkileyen başlıca etmenler güneş ışığı, havadaki nem miktarı,
sıcaklık, rüzgar, topraktaki su miktarı ve hava basıncı olarak sıralanabilir. Olağan
koşullarda bitkilerin terleme yoluyla kaybettiği su miktarı ile kökler tarafından alınan
su miktarı arasında bir denge vardır.
Sıcaklık ve ışık şiddeti kış ayları süresince yaz aylarına göre daha düşük
olduğundan, bitkilerin terleme hızları da düşüktür ve bu süre içerisinde suya daha az
gereksinim duyarlar. İlke olarak ister yaz, ister kış mevsiminde olsun düşük
sıcaklıktaki yerlerde bulundurulan bitkilerin, daha sıcak yerlerde bulundurulanlara
oranla su gereksinimleri daha azdır.
Işık
İç mekanlarda yetiştirilen süs bitkileri de doğadaki diğer bitkiler gibi
özümleme yapabilmeleri, büyüme ve gelişmeleri için ışığa gereksinim duyarlar. Bu
bitkilerin büyük bir kısmının kökeni tropikal ormanlara dayanır ve yetersiz ışık
koşullarına uyum gösterirler. Ancak çoğu en iyi şekilde ışıklandırılmış yerlere
konulmayı gerektirir. Çünkü, iç mekanlardaki ışık şiddeti dışarıdakine (açıktakine) ve
hatta ağaçların altındakine oranla daha azdır.
Işık gereksinimi bitkilere göre değişim gösterebildiği gibi, bir bitkinin ışığa
olan gereksinimi de farklı zamanlarda yine farklı düzeylerde olabilmektedir.
Gerçekten bitkiler gelişme dönemlerinde bol ışığa, buna karşılık dinlenme dönemleri
süresince daha az ışığa gereksinim duyarlar.
İç mekan bitkileri ışığa olan gereksinimleri açısından güneşli, aydınlık, yarı
gölge ve gölge yerlerde yetiştirilen bitkiler olmak üzere başlıca 4 grupta toplanır.
Yapay Işık:
Güneş ışığının yetersiz olduğu durumda yapay ışık kullanılması, genellikle
başvurulan bir yoldur. Yapay ışık, güneş ışığına benzerse de, 4-5 saatlik güneş
ışığına eşdeğer bir ışıklandırma için aynı süre yapay ışık kullanılması yeterli olmaz.
Sağlıklı bitki yetiştirmek için yaklaşık 12-16 saat yapay ışıklandırma yapmak gerekir.
Yapay ışıklandırma genellikle Floresans tüpler yapılır. Yapay ışık altında yetiştirilen
bitkilerde yeterli hava neminin sağlanmasına da özen gösterilmelidir. Bu da,
saksıların altına içi su dolu bir kap (sözgelimi tepsi) koymakla sağlanabilir.
Saksı Toprakları (Harçlar)
Bitkilerin büyüme ve gelişmelerinde çok önemli bir yeri bulunan saksı
topraklarının temel görevleri, bitkiye destek olmak ve su, hava ve besin maddesi
sağlamaktır.
2-Bakım Önlemleri
Saksı Değiştirme
Saksı değiştirme işlemi, iç mekan süs bitkileri yetiştiriciliğinde önemli bir yer
kaplar. Bitkiler, yetiştiricinin gereksiz yere bitkinin saksısının değiştirmesi veya saksı
değiştirmeyi tam bilmemesi nedeniyle zarar görmektedir.İçerisinde belirli miktarda
toprak bulunan kaplarda (sözgelişi saksı, kasa, çanak vb. gibi) yetiştirilen süs
bitkilerinin bir süre sonra varolan bitki besin maddeleri beslenme sonucu azalır. Saksı
değiştirmeyi gerektiren başka bir önemli neden de, bitkinin toprak üstü kısmı ile
birlikte köklerinin de gelişmesi ve saksının zamanla yetersiz duruma gelmesidir.
Saksı değiştirme sırasında genel bir kural, yeni saksının eskisine oranla bir
boy daha büyük tutulmasıdır. Saha büyük saksı kullanılması hem gereksiz hem de
sakıncalıdır. Çünkü, büyük saksılar fazla yer kaplarlar; ayrıca, bitki köklerinin saksı
toprağını tümüyle kaplayacak biçimde gelişmesi uzun zaman alır. Bu konu uygulama
sanıldığından çok daha önemli sonuçlar vermektedir. Bu nedenle, iç mekan süs
bitkileri yetiştiriciliğinde, özellikle son yıllarda olabildiğince küçük saksılar kullanılarak,
saksı harçlarının sıvı gübrelerle desteklenmesi ilkesi yerleşmiş bulunmaktadır.
Saksı değiştirme sırasında köklere ve bu arada tüm bitkiye toplu bir
görünüş kazandırmak, bitkinin alt kısımlarında oluşabilecek çıplaklaşmaları önlemek
amacı ile sürgün ve ana dallarda budama yapılabilir. Ancak bazı bitkilerin budamaya
karşı duyarlı oldukları unutulmamalıdır. Kök budaması ise kök uçlarının canlılığını
yitirdiği veya kök sisteminin aşırı geliştiği durumlarda sözkonusudur. Böyle
durumlarda kökler keskin bir bıçakla hafifçe budanır.
Plastik saksılarla toprak saksılar arasındaki en önemli farklılık
gözenekliliktir. Plastik saksılar gözeneksizdir. Toprak saksılar ise, yapım tekniklerine
bağlı olarak değişik oranlarda gözenek içerirler. Bu da, arada bazı farklılıklar
olmasına yol açar.
Saksı değiştirme sırasında yapılacak işlemler şöyle sıralanabilir: Saksısı
değiştirilecek olan bitkinin toprağı hafifçe nemlendirilir. Bitkinin kök boğazı sol elin
yüzük parmağı ile orta parmağı arasına alınır. Bu arada sol elin avuç içi saksı
toprağını tutar ve saksı ters çevrilerek kenarı sert bir yere hafifçe vurulur. Böylece
bitkinin kök yumağının saksı kenarından kolayca ayrılması sağlanmış olur. Sağ elle
saksı çıkarılır ve bu sırada toprağın dağılmamasına özen gösterilir. Daha önce
belirtildiği şekilde kök ve gövde budaması yapılır. Bundan sonraki işlem yeni saksının
dikim için hazırlanmasıdır. Saksının dip kısmındaki akıtma deliği üzerine küçük bir
saksı kırığı konur. Böylelikle sulama sırasında toprağa verilen suyun fazlası bu
delikten dışarı akar. Saksı dibinde akıtma deliğinin bulunmaması veya bu deliğin
kapanması durumunda kökler fazla sulama ile kısa zamanda çürürler. İyi drenaja
gereksinimi olan bitkilerde ise, saksı dibinde önce saksı kırıkları veya küçük
çakıllardan bir drenaj tabakası oluşturulur.
Yeni saksıya dikim sırasında bitki sol el ile saksı ortasına gelecek biçimde
ve istenilen yükseklikte tutulur. Bitkinin eskisine oranla daha derin veya yüzeysel
dikilmemesine dikkat edilmelidir. Ancak, bu kuralın tersine bazı bitkiler sürekli biraz
daha derine dikilir. Sağ elle kök yumağı ile saksı arasında kalan boşluğa yeni
hazırlanan harç doldurulur ve boşluk kalmaması için harç çepeçevre parmakla
bastırılır. Daha sonra saksı tabanı üzerinde birkaç kez masaya vurularak harcın iyice
oturması sağlanır. Saksı tümüyle toprakla doldurulmamalı sulama payı olarak saksı
kenarı üst düzeyi ile toprak yüzeyi arasında 1.5 cm dolayında bir boşluk
bırakılmalıdır. İşlem bittikten sonra, bitkilere önce toprak tümüyle nemli duruma
gelinceye değin su verilir. Daha sonraları az su verilmeli, ama sık sık su
püskürtülmelidir. Saksısı yeni değiştirilmiş bitkiler, ışık seven nitelikte olsalar bile,
başlangıçta doğrudan güneş ışığı altında bırakılmamalı, yarı veya hafif gölge yerlerde
bulundurulmamalıdır.
Gübreleme
Tüm kültür bitkileri gibi iç mekan süs bitkileri üreticiliğinde de amaç nicelik
ve nitelik yönünden yüksek ürün elde etmektir. Bu amaca ulaşmak için alınan kültürel
önlemlerin başında gübreleme gelmektedir. Bitkiler yaşamlarını sürdürebilmek için
bazı besin maddelerini kesinlikle almak zorundadır. Bazı elementler vardır ki,
bunlardan birisinin yokluğunda bile bitkiler olağan gelişmelerini gösteremez ve
bunlardan herhangi birisinin yerini bir başka element dolduramaz. Bitkilerin yapısında
fazlaca bulunan ve bitkiler tarafından çok miktarda gereksinme duyulan elementlere
"Makro elementler" adı verilir. C, H, N, O, P, K Ca, Mg, S bu gruba girer. Çok az
miktarı bile bitkilerin gereksinmelerini karşılamaya yeten ve bitki bünyesinde çok az
bulunan elementlere ise "Mikro elementler" denir. Fe, Mn, Zn, Cu, B, Mo, Cl ve Na bu
grubu oluşturur.
Karbon ve oksijen büyük kısmı doğrudan doğruya havadan sağlandığı,
hidrojen de sudan sağlandığı için bunların noksanlıkları söz konusu değildir. Makro
elementlerden "Temel bitki besin maddeleri" olarak bilinen N, P, ve K bitkisel
organizmada fazla kullanıldığından, toprakta noksanlığına en çok rastlanan bitki
besin maddeleri olmaktadırlar.
Günümüzde dünyada ve ülkemizde üretilen ticaret gübreleri genel olarak bu üç bitki
besin maddesini içermektedir. Ticaret gübreleri;
1. Azotlu
2. Fosforlu
3. Potasyumlu
ve bu üç besin maddesinden ikisini veya üçünü belirli oranlarda kapsayan
4. Kompoze (Karışık) gübreler olarak gruplandırılmaktadır.
3-Sulama ve Püskürtme
Sulama
Bitki yetiştirirken en önemli konulardan biri sulamadır. Bitkilerin ne kadar sık
sulanması gerektiği de en çok sorulan sorulardan biridir. Bu konuda etkili olan
etmenlerini özetlersek:
- Bitki çeşidi en önemli etkendir. Mesela, kurak ortamda yaşayan ve dokuları içinde
bol su depo eden kaktüsler ve sukkulent (etli) bitkiler; palmiyeler, eğreltiler ve
siklamenlere göre suya daha az gereksinme gösterirler.
- Bitkiler etkin gelişme dönemlerinde, dinlenme dönemlerine göre suya daha çok
gereksinme duyarlar.
- Eğer kökler toprak içerisinde fazlaca yayılıp tüm saksıyı doldurmuş ise, su bitki
tarafından kolayca alınır ve topraktaki nem kısa sürede kaybolur. Bu durumda bitkileri
sık sulamak gerekir.
- Bazı topraklar fazla oranda su tutar ve daha uzun sürede kururlar. Bu nedenle su
tutma kapasitesi düşük olan kumlu topraklarda yetiştirilen bitkileri, humusca zengin
tınlı topraklardakine oranla daha sık sulamak gerekir.
- Bitkinin güneş ışınları altında, gölgede veya yapay ışık altında olması da topraktaki
nem durumunu ve bitkinin su kaybını etkiler. Güneş altında veya yapay ışık altında,
bitki daha fazla terleme yapacağı için, gölge bir yerdeki bitkiye oranla daha çok suya
gereksinme gösterir.
Su bitki için önemlidir, ama aşırı sulama da hiç su vermemek kadar tehlikelidir.
Önemli olan nokta bitkileri her gün gözlemek ve her akla geldiği zaman değil, suya
gereksinim gösterince sulamaktır. Gerçekten, süs bitkilerinden çoğunun genellikle
saksı toprağının kuru tutulmasından çok, sürekli bir şekilde nemli tutulma sonucu
zarar gördükleri yetiştiriciler tarafından bilinen bir olgudur. Bu ise yeterli bilgi ve
deneyime sahip olmayan kimselerin bitkiye ne denli bol su verilirse o denli iyi gelişir
şeklinde yanlış bir önyargıya sahip olmalarının bir sonucudur.
Su Püskürtme
Bu konuyla ilgili bitkilerin çoğu tropik ve subtropik kökenli olduğundan
yalnızca topraktaki nem gelişmeleri için yeterli olmamakta, havadaki nemin de yeterli
miktarda olması gerekmektedir. Seralarda orantılı hava neminin istenilen düzeyde
tutulabilmesine karşılık, yazın orantılı nemi çok düşük olan veya kışın kaloriferle
ısıtma yapılan yerlerde süs bitkilerinin çoğuna sık sık su püskürtülmesi gereklidir
Kışın orantılı nemi düşük olan, sözgelimi kaloriferle ısıtma yapılan yerlerde
bulundurulan bitkilere püskürtülen suyun yaklaşık olarak oda sıcaklığında olması
uygundur. Sulamada olduğu gibi, püskürtmede de kullanılabilecek en uygun su
yağmur suyudur. Püskürtme yapılamadığı durumlarda, bitkilerin yapraklarını ıslak bir
sünger veya bez ile silerek nemlendirme gerekir.
Havalandırma
Bitkiler için insanlarda temiz hava mutlaka gerekli değildir. Eğer bitkiler
kapalı alanlarda yalnız başlarına yetiştiriliyor iseler, hava değişimi olmaksızın uzun
süre normal bir gelişim gösterebilirler. Ancak bulunduruldukları ortamın havası yapay
yollarla kirletilirse bitkiler bundan zarar görebilirler.Dolayısıyla zaman zaman havanın
değiştirilmesine, temizlenmesine (yani havalandırılmaya) gereksinim duyarlar.
Havalandırma sırasında bazı konuların gözden uzak bulundurulmaması
gerekir. Özellikle havanın soğuk dalgalar halinde doğrudan bitkilerin üzerine
gelmemesi gerekir. Bunun için üstteki pencereleri (vasistas) açmak veya pencerenin
bir kanadını bitkilere soğuk esinti gelmesin diye koruyucu olarak kullanacak şekilde
camı açmak ya da iletim sağlanabiliyor ise içerdeki başka bir odanın penceresini
açmak iyi olur.
Tarih: 21.1.2008 21:55:07
Beyşehir İlçe Tarım Müdürlüğü
http://www.beysehirtarim.gov.tr/
Download