SİNİR SİSTEMİ (GİRİŞ) Organizmada hücrelerin bulunduğu ortama iç ortam (hücreler arası sıvı ) adı verilir. Hücrelerin yaşamlarını sürdürebilmeleri iç ortamın sıcaklık ve kimyasal içerik yönünden (pH ve ozmotik güç gibi) değişmez tutulması gerekir. İç ortamın değişmez tutulması “HOMEOSTAZİS” olarak tanımlanır. Dolaşım, solunum, sindirim ve boşaltım sistemleri homeostazisi sağlamak için çalışırlar. Organların bu amaç doğrultusunda uyumlu bir şekilde çalışmasını sinir sistemi ve endokrin sistem sağlamaktadır. Sinir sistemi iç ve dış ortamda oluşan değişikliklere akut yanıtın oluşturulduğu sistemdir. Bu sistem iskelet kaslarına gönderdiği emirlerle organizmanın dış ortamdaki değişikliklerini, düz kas, kalp kası ve salgı bezlerine gönderdiği emirlerle de iç ortamdaki değişiklikleri düzenler. Endokrin sistem ise iç ortamın kimyasal yapısındaki değişikliklere uzun süreli yanıtları oluşturur. Endokrin sistem görevini sinir sistemine bağımlı olarak yapar. (Nöyroendokrin sistem). SİNİR SİSTEMİ HÜCRELERİ Nöronlar: Sinir sisteminin esas fonksiyonunu yapan hücrelerdir ve aksiyon potansiyelini oluşturup iletirler. Glia hücreleri: Nöyronlara destek görevini iüstlenirler. Sinir sistemi hücreleri : Nöyronlar Nöronlar sinyalleri alır ve iletir Nöronlar bir hücre gövdesinden, dendrit ve aksonlardan oluşmuştur Hücre gövdesi: çekirdek içerir, Golgi & ER(Nissel cisimcikleri) Dendritler: Hücre gövdesinden dallanan oluşumlar. Bilgileri alır & hücre gövdesine yollar Nöronlar Dendrit Soma Akson Akson Hücre gövdesinden ayrılan uzun yapılar Sinyalleri MSS’nden götüren (efferent), veya MSS’ne getiren (afferent) Neuroglialarla etrafları çevrilmiştir Nöyroglialarla etrafları çevrilmiştir Myelin tabaka Bazı nöyronların aksonlarında glia hücreleri tarafından oluşturulmuş myelin kılıf bulunur. Bu nöyronlara myelinli nöyron adı verilir. Myelin protein+ lipit ; çok iyi bir izolatördür, iyonların akson membranından dağılıp gitmelerini önler Myelinsiz sinirler de yine Schwann hücreleri ile sarılıdırlar fakat bunlar myelin üretmezler. Myelin devam Myelin tabakadaki bölünmeler, “Ranvier düğümleri” glial hücreleri arasında görülür Bu kısımlarda iyonların akışı hızlıdır böylece elektriksel potansiyeller veya impulslar gelişirler) Ranvier düğümleri Myelin tabaka 1-2 mm’de bir kesintiye uğrar SALTOTORİ (SIÇRAYICI) İLETİ Miyelinli nöyronlarda aksiyon potansiyeli bir ranvier boğumundan diğerine sıçrayarak taşınmaktadır. Buna saltotori ileti adı verilir. Saltotori ileti impuls taşınma hızını bazı nöyronlarda 120 m/sn’ye çıkarmaktadır. FONKSİYONLARINA GÖRE NÖYRONLAR Duyu (afferent) nöyronu: Reseptörler ile merkezi sinir sistemi arasında bağlantıyı kuran nöyronlardır. Motor (efferent) nöyron: Merkezi sinir sistemi ile effektör organ arasında bağlantıyı kurar. İnternöyron (aranöyron): Merkezi sinir sisteminde duyu nöyronu ile motor nöyron arasında bağlantıyı kuran nöyronlardır. SİNAPSLAR Sinapslar bir nöronun aksonunun (presinaptik nöyron) diğer bir nöronun (postsinaptik nöyron) soması, dendritleri veya aksonu ile yaptığı özel bağlantılardır. Presinaptik nöyronun sinaptik yumruları ile postsinaptik nöyron hücre zarı arasında 20nm lik bir açıklık bulunmaktadır.Buna sinaptik açıklık denir. Sinaptik iletiden sorumlu nöyronlar presinaptik nöyronun sinaptik yumrusu içindeki veziküllerde bulunmaktadır. Sinapslar Bir aksonla diğer nöronlar arasındaki veya bir effektör organ arasındaki (kas gibi) bağlantılardır Sinirler arasındaki boşluktur. Nöron bağlantıları Sinapslar iki nöron arasında veya nöronla effektör hücre arasındaki bağlantılar Sinyaller, hücreler arasında neurotransmitter (örn. ACh, NO) ler aracılığı ile taşınır SİNAPTİK İLETİ Presinaptik nörondaki aksiyon potansiyeli presinaptik yumruya ulaştığı zaman bu bölgede bulunan veziküller içerisindeki nörotransmitterler ekzositoz ile sinaptik aralığa geçerler.Nörotransmitterler daha sonra postsinaptik nöyron zarında bulunan kendilerine özgü reseptörlere bağlanarak postsinaptik nöyronu ya uyarırlar(depolarizasyon) yada inhibe ederler (repolarizasyon). Sinaptik iletiden sorumlu çok sayıda nörotransmitter madde vardır.Bunlara örnek olarak asetilkolin, norepinefrin(noradrenalin), epinefrin(adrenalin), dopamin, serotonin, glisin, histamin, gama amino butirik asit (GABA) verilebilir. MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ Merkezi sinir sistemi beyin ve medulla spinalisten oluşmaktadır. Beyin; cerebrum(büyük beyin, cortex cerebri), cerebellum(beyincik), diencephelon (thalamus, hypotalamus), mesensephalon(ortabeyin), pons ve medulla oblongata dan oluşmaktadır. Mesensephalon, pons ve medulla oblongatanın üçüne birden beyin sapı bölgesi denilmektedir. Merkezi sinir sistemi Korteks SİNİR M.oblongata SİSTEMİ Pons Retiküler formasyon Talamus Hipotalamus Epitalamus Bazal ganglionlar Serebellum M. Spinalis Periferik sinir sistemi Bütün sinir hücre gövdeleri beynin ve medulla spinalisin dışındadır Kaslar, salgı bezleri ve içorganlardan bilgileri alır ve gönderir. Aktivitesi iki tip sinirle düzenlenir 1. 12 çift Kranial Merkezi Sinir Sistemi MEDULLA SPİNALİS Omurga kanalı içerisinde seyreden m.spinalis 31 bölüme ayrılır.Bu bölümlerin 8 tanesi boyun bölgesinde (cercical), 12 tanesi sırt bölgesinde (dorsal veya thorasic), 5 tanesi bel bölgesinde (lumbar) ve 5 tanesi sacral bölgede ve 1 tanesi de kuyruk sokumu bölgesinde bulunur. Enine kesit incelendiğinde orta bölgede gri madde, dış tarafta ise beyaz madde bulunur.Gri maddeyi nöyronların soma ve dendritleri, ak maddeyi ise miyelinli aksonlar oluşturur. Aksonlar m.spinalis içinde traktus adı verilen sinir yollarını oluştururlar. Traktuslar merkezden perifere, periferden merkeze belli tipte bilgiyi taşırlar. Dokunma ve ağrı duyusu ayrı tarktuslarda taşınır. Medulla spinalis (omurilik) Merkezde boz madde = sinir hücreleri, dendritler, nöroglialar, kan damarları, myelinsiz sinir aksonları Periferde ak madde = myelinli sinir telleri ve nöroglialar Afferent sinirler bir kök halinde dorsal kolona girer, efferent sinirlerin aksonları ventral kolondan çıkarlar (a-motor nöronların aksonları) Medulla spinalis (devam) Sinir hücreleri: • İnternöron: Dorsal kornuda, çeşitli nöronların birbirleri ile bağlantılarını sağlayan nöronlar ve senzorik nöronlar. • Motonöron: Ventral kornuda aksonları iskelet kaslarına giden, lateral kornuda sempatik sisteme ait motor nöronlar. M.SPİNALİS(DEVAM) M.spinalisin gri madde yapısının arka taraftaki iki çkıntısına arka boynuz, ön taraftakilere ise ön boynuz adı verilir. Dokunma, basınç, ağrı, soğuk ve sıcak gibi duyularını taşıyan afferent nöyronlar arka boynuzdan giriş yaparlar. Merkezin emirlerini periferdeki effektör organa taşıyan motor nöyronlar ise ön boynuzdan çıkış yaparlar. M.spinalis aynı zamanda bir refleks merkezidir. Basit refleksler m.spinalis tarafından düzenlenir. Örneğin sıcak bir cismin eli dokundurulduğu zaman elin hızla geri çelimesinde olduğu gibi. Medulla spinalis (devam) Fonksiyonları 31 çift sinir (motor+senzorik) Bütün gövdeyi innerve eder Refleks merkezi olarak Refleks arkı: Spinal sinirlerin senzorik (duysal) ve motor lifleri refleks arkını oluşturur. Senzorik liflerle gelen mesaj beyne yollanmaksızın, refleksif davranışlar oluşur. Örn. Kızgın bir ütüye dokunulduğunda elimizi hemen çekeriz, fakat ağrısını uyarılar talamus Medulla spinalis (devam) BEYİN SAPI(KÖKÜ) Üst merkezlerle m.spinalis arasında bilgi taşıyan sinir liflerinin geçtiği bölgedir. Merkezi sinir sisteminde nöronların somalarının bir araya gelerek oluşturduğu yapıya nukleus, eğer somalar MSS dışında ise ganglion adını alır. Beyin sapında bulunan bu nukleuslar 12 çift periferik sinirlerin (cranial sinirler) 10 çiftinin çıkış yeridir. Beyin sapında solunum ve dolaşım gibi vital (hayati) merkezler bulunmaktadır. Öksürme, hapşırma, kusma, emme ve yutma gibi fonksiyonların merkezi de beyin sapıdır. Bu bölgede retiküler formasyon da bulunmaktadır. Retiküler Formasyon (Retiküler aktivasyon merkezi) R Ortalama 100 çekirdekten oluşan sinirsel bir ağyapı, beyin kökünden myelensefalona kadar uzanır. R Vegetatif motorik düzenleme fonksiyonu; hipotalamusla birlikte kardiyak refleksler, dolaşımın kontrolü R Vücut postürü ve maksatlı hareketlerin kontrolü; hareket, kas tonusunun devam ettirilmesi R Korteks ile işbirliği; bilinçli olma, uyku, uyanıklılık ve dikkat fonksiyonu R Afferent bilgilerin limbik sisteme iletilmesi ve emosyonel etkilerin oluşması; ağrı, önemli sesler (bebek, yavru) Beyin Kökü = Mesensefalon + pons + m.oblongata •MESENSEFALON: kranial sinirlerin çekirdeklerini taşır Bazı hücre •İşitsel ve görsel bilgilerin uğrak yeridir (sesin lokalizasyonu, başın ve gözlerin sesin geldiği yöne çevrilmesi, hareket eden cisimlerin PONS: Cerebelluma sinirsel köprü oluşturur, bazı kranial algılanması ve yerinin sinirlerin sinaps noktasıdır, belirlenmesi) göz hareketleri ve denge ile ilgilidir 1. Kranial sinirler 12 çift sinir (afferent & efferent) Trigeminal (V): yüz & dişler, çiğneme için senzorik Vestibulocochlear (VIII): işitme ve denge Vagus (X): önemli parasempatetik sinir (kalp hızı, respirasyon & sindirimin d Motor Parasempatetik: salgı bezlerini, düz kasları ve kalp kasını innerve eder fonksiyon: somatik motor (baş & boyun) 2. Spinal sinirler Spinal Hem ilikten dışarıya çıkarlar senzorik hem motor sinirlerdir Omur bölgesi (cervical, thoracic...) ve numaralarla sınıflandırılırlar: ( T5) Medulla oblongata VIII –XII. Sinirlerin hücre gövdelerini bulundurur Temel fonksiyonların kontrolü; kardiovasküler fonksiyonlar, soluma .. Refleks merkezi; öksürme, hapşırma, esneme, yutma, kusma.. Retüler aktivasyon sistemini bulundurur Motor liflerin çaprazlaşma bölgesi CEREBRUM (Büyük beyin) Sağ ve sol hemisfere ayrılmış olup her bir hemisfer; frontal, parietal, temporal ve occipital loba ayrılmıştır. Enine kesiti alındığında dışta boz madde içte ise ak madde bulunur. Dış taraftaki gri yapı serebral kortekstir. Ak maddeye gömülü olarak bulunan gri yapılar ise thalamus, hipotalamus ve bazal ganglionlardır. Görme merkezi occipital kortekste, işitme alanı temporal kortekste, dokunma, basınç, ağrı, sıcak, soğuk ve proprioseptif duyuların (somatik duyu alanı) postsentral gyrusda, iskelet kaslarının motor aktivitesi ile ilgili alanlar (primer motor alan) presentral gyrusta bulunur. Bir hemisferdeki somatik duyu alanı ile primer motor alan vücudun zıt tarafı ile ilgilidir. Sağ hemisferdeki bir hasarın vücudun sol tarafında felce neden olması gibi. Serebrum (Büyük Beyin) Beynin en geniş bölümü (iki yarıma ayrılmıştır) Gyruslarla yüzey alanı genişletilmiştir Longitudinal bir fissurla ayrılır Corpus Callosum bilgilerin beyin yarımları arasında paylaştırılmasına yardım Serebral korteks lobları, duyu ve motor alanları Frontal lob: Primer motor alan+premotor alan İskelet kaslarının istemli hareketleri kontrol edilir (eksite veya inhibe edilir) Paryetal lob: Genel duyu merkezleri, öğrenme, hafıza, mantık merkezleri Temporal lob: İşitme alanları, işitilenlerin algılanması ve değerlendirme Oksipital lob: görme ve değerlendirme Talamus : ara istasyon Çekirdekler topluluğu Diencephalon’un bir bölümü Afferent nöronlar burada sinaps yaparlar, Genellikle sensorik duyulara ve özel duyulara ait girdileri alır ve bu bilgileri beyin korteksine yollar Ruhsal durumun ve ağrıların algılanması ile ilişkilidir Hipotalamus Homeostasis’in devam etmesi için gerekli nukleusları bulundurur 1) Vücut ısısının kontrolü (kan ısısı) 2) Vücut su dengesinin sağlanması (osmolarite değişimi, hipofiz, ADH, su alımı) 3) Açlık, tokluk, iştah, beslenme refleksleri 4) Kan basıncının kontrolü, kardiyovasküler ( KV) düzenleme 5) Abdominal pelvik organların kontrolü (seksüel davranışlar, üreme üz.etkisi) 6) Öfke, heyecan, korku (davranışsal özellikler, KV düzenleme) 7) Endokrinolojik fonksiyonu (Releasing hormonlar, ADH, Oksitosin) BAZAL GANGLİONLAR Beynin ak maddesi içinde gömülü olan bu gri madde kütlelerinin serebral korteks, beyin sapı ve thalamus ile çok sayıda sinaptik bağlantıları vardır. Serebral korteks ve beyincik ile birlikte çalışarak iskelet kaslarının motor aktivitelerini düzenlerler ve hareketlerin planlanması ve programlanmasına katkıda bulunurlar. İsteğimizle başlatılan birçok hareketin daha sonra otomatik olarak devam etmesinde bazal ganglionların önemli bir etkisi vardır. Bazal ganglion hastalıklarının en önemlisi Parkinson hastalığıdır. Bu hastalıkta hem istirahat hem de hareket halinde el, kol ve bacaklarda titremeler vardır. Dopamin yetersizliği sonucu oluşur. Tedavisinde dopamin kullanılır. Bazal ganglionlar Serebrumun derinlerindeki çekirdekler Corpus Striatum & Substantia nigra Postür, motor hareketlerin planlama ve koordinasyonu için önemlidir Motor aktivasyonu inhibe eder (Dopamine ile) Bu fonksiyonun kaybı Hareketlerin zamanlama ve koordinasyonu cerebral kas tremorları ile korteksdeki motor alanların işbirliği ile yapılır. sonuçlanır (Parkinson’s) CEREBELLUM(BEYİNCİK) Herhangi bir hareketin yapılmasında iskelet kaslarımızın birbiri ile uyumlu ve koordine bir şekilde çalışmalarını sağlar. Beyincik bu fonksiyonları yerine getirirken beyin sapı bölgesi, iç kulak, eklem ve kaslardan gelen proprioseptif duyu bilgileri doğrultusunda çalışmaktadır. Beyincik hastalıklarında kaslarda gevşeklik, istemli hareketlerin yapılması sırasında ellerde titreme, bir cisme uzanırken uzaklık ayarının yapılamamsı (dismetri), sarhoş konuşması şeklinde konuşma gibi durumlar görülür. Serebellum = Beyincik Vermisle iki hemisfere ve bunlar da loblara ayrılmıştır Dışta korteks, iç kısımda akmadde ve çekirdekleri taşır Fonksiyonu: •Motor hareketlerin integrasyonu koordinasyonu ve •Dengenin sağlanması, motor öğrenme (bisiklet kullanma), konuşmanın sağlanması Otonom sinir sisteminin sınıflandırılması Sempatik– “dövüş veya kaç” Parasempatik -- “dinlen veya çalış” Enterik sinir sistemi: GI sistemde özelleşmiş sinir ağı; Barsak duvarındaki bez ve düz kasları regüle eder (düzenler). 2. Spinal sinirler Spinal Hem ilikten dışarıya çıkarlar senzorik hem motor sinirlerdir Omur bölgesi (cervical, thoracic...) ve numaralarla sınıflandırılırlar: ( T5) Sempatik sinir sistemi T1 & L2 arasından çıkar Vücudu aktive eder (“dövüş veya kaç”) Kalp hızı , Soluma hızı artar, bronşioller genişler, terleme uyarılır Glukoz bırakılımı artar, sindirim aktiviteleri azalır Organlardaki nörotransmitter Parasempatik sinir sistemi kranial ve S2-S4 sinirleridir Dinlenme durumuna sokar: Kalp hızı azalır, bronşioller daralır, pupillalar daralır Organlardaki transmitter Ach dir Parasempatetik ve sempatetik sistem SEMPATİK SİSTEMİN ACİL DURUM FONKSİYONU Fiziksel veya psikolojik etkiler stresli durumlarda geniş bir sempatik aktivasyona neden olurlar; Kalp hızı ve kasılma kuvveti artar Kalp ve iskelet kaslarının damarlarında vazodilatasyon Barsak ve deri kaslarının damarlarında vazokonstriksiyon Bronşioller genişler Göz bebekleri (pupilla) genişler Kıllar dikleşir Kan glukozu ve yağ asitleri artar Zihinsel dikkat artar SEMPATİK VE PARASEMPATİK SİNİRLER ARASINDAKİ ÖNEMLİ FARKLILIKLAR Sempatik 1) Preganglionik lifler kısa. Ganglionlar spinal kanalın yanında 2) Her preganglionik lif pekçok postganglionik nöronla sinaps yapar (divergens). Koordineli aktivasyon (1:10 ortalama) (1:200 Parasempatik 1) Preganglionik lifleri uzun. Ganglionları organların yakınlarında 2) Preganglionik projeksiyonlar daha az yaygın (yaklaşık 1:3) SEMPATİK VE PARASEMPATİK SİNİRLER ARASINDAKİ ÖNEMLİ FARKLILIKLAR (devam) Sempatik 3) Preganglionik sinir gövdeleri toraco-lumbar kanalda yer alır Parasempatik 3) Preganglionik gövdeler cranial bölge ve sakral kanalda bulunur 4) Adrenalin postganglionik 4) Ach postganglionik transmitterdir transmitterdir 5) Katabolik fonksiyon 5) Anabolik fonksiyonludur 6) Gövde ve ekstremiteleri ve iç organları innerve eder 6) Gövde ve ekstremiteleri innerve etmez OTONOMİK ETKİLERE GENEL BAKIŞ 1) Sempatik ve parasempatik sistemler aynı organ ve dokularda karşıt etki gösterirler 2) Parasempatikler anabolik fonksiyonludur—enerji biriktirme, sindirim, boşaltım (homeostasis) 3) Sempatikler dış çevreye uyumla ilgilenirler—ısı değişimi, artmış fiziksel aktivite. 4) Otonomik etkiler : 1) Tonik –sürekli (örn. kan basıncının kontrolü) 2) Fazik – aralıklı (örn., tükrük oluşumu) REFLEKSLER Refleks: Reseptörlerin uyarılmaları ile effektör organlarda oluşan istem dışı yanıtlara denir. Reflekslerin oluşması sırasında sinirsel impulslar refleks arkı adı verilen anatomik bir yolu izler. Refleks merkezi m.spinalisten başlayarak serebral kortekse kadar merkezi sinir sistemi yapılarından herhangi biri olabilir. Refleks merkezinin m.spinalis olduğu refleksler basit reflekslerdir. Karışık refleksler daha üst beyin bölgeleri tarafından düzenlenir. Otonom sinir sisteminin kontrol ettiği refleksler visseral reflekslerdir.Bu refleksler homeostazisin sağlanmasında görevlidirler. GÖRME FİZYOLOJİSİ Görme duyusunda reseptör organ gözdür.Gözdeki ışığa duyarlı reseptörler ışık enerjisini sinir hücrelerinde aksiyon potansiyeline dönüştürürler. Göz küresi üç tabakadan oluşmaktadır. 1.En dıştaki sklera tabakası gözün ön tarafında saydam ve ışığa geçirgen korneayı oluşturur. 2.Ortadaki ikinci tabaka koroid tabakadır. Kan damarları ve ışığı absorbe eden melanin pigmentini içerir. 3.En iç tabaka retinadır ve ışığa duyarlı reseptörleri içerir.Burada bulunan reseptörlerden koniler aydınlıkta ve renk görmede, basiller ise alacakaranlıkta görmeyi sağlarlar. GÖZÜN ANATOMİK YAPISI Gözün fonksiyonel anatomisi Pupilla: Göz bebeği; göze girecek ışık miktarını iris (kas tabakası) aracılığı ile ayarlar Lens: Visköz protein yapısında, ışığı toplar ve kırar Vasküler tabaka: Kan damarlarını Retina: Sinir (reseptör) hücreleri tabakası bulundurur. Fovea sentralis: Konilerden oluşan Koroid tabaka: Koyu renkli retinanın en keskin görüş alanı, tabaka. Işık yansı-malarını görüntü-nün oluştuğu bölge (Fotopik önler görüş alanı) Sklera: Fibröz, sert, gözü Makula lutea: Foveanın kenarında koruyucu tabaka kalan kısım (skotopik görüş alanı) Optik disk: Görme sinirinin göz küresini terkettiği yer. Kornea ? UYUM(AKOMODASYON) Emetrop göz: Hiçbir kırma kusuru olmayan normal göze denir Gözün yakın noktası: Yakına bakma sırasında gözün net olarak gördüğü en yakın mesafedir.Yakın nokta 10 yaşında 9 cm, 60 yaşında 83 cm’dir. Akomodasyon: Yakın görüşten uzak görüşe, uzak görüşten yakın görüşe geçerken görüntüyü tam retina üzerine düşürmek için gözün optik sisteminde olan değişikliktir.Akomodasyonda lensin küreselliği değiştirilir. Yakına bakmada lens küreselliği artırılırken, uzağa bakmada azaltılır. Lensin küreselliğini değiştiren kaslar siliar kaslardır. KIRMA KUSURLARI MİYOPİ:Göz küresinin ön-arka çapının uzun olmasına ya da lensin kırma gücünün fazla olmasına bağlıdır.Düzeltilmesinde bikonkav (içbükey) mercekler kullanılır. HİPERMETROPİ: Göz küresinin ön-arka çapının normalden kısa olmasına veya lensin kırma gücünün az olmasına bağlı olarak oluşur.Düzeltilmesinde bikonveks lensler kullanılır. ASTİGMATİZM: Kornea yüzeyinin düzgün olmaması, lens konumunun veya yapısının düzensizliğinde görülür.Düzeltilmesinde silindirik mercekler kullanılır. PRESPİOPİ: Yaşın ilerlemesine bağlı olarak lensin esneme yeteneğini kaybederek yakın görme noktasının uzamasıdır. Yaşlı göz olarak da tanımlanmaktadır. Akkomodasyon: Uzağa ve yakına uyum Lens, visköz protein içeren saydam liflerden kuruludur. Sabit gerilimi olan zonula lifleri ile gergin şekilde tutulur. Lensin uzağa uyumu: Zonula lifleri gerilir ve mercek yassılaşır, ışık daha az kırılır Lensin yakına uyumunda merceğin dışbükeyliği ve ışığı kırma gücü artar Merceğin bükülebilirliği iki faktör tarafından etkilenir: 1. Lensin kendi elastikiyeti 2. Zonula liflerinin gerginliği Gözün ışığa uyumu Karanlığa uyum: Aydınlık ortamdan karanlık ortama geçildiği vakit görme eşiğinin düşmesini ifade eder Karanlıkta renkli maddelerin (rodopsin ) yapımı artar, • Karanlığa uyum için aydınlıkta pigment sempatik etki ile pupilla depoları boşalır dilate olur Karanlığa basillerin • Aydınlığa uyum için uyum sağlaması için parasempatik etki ile pupilla rodopsin depolarının daralır Retina reseptör hücreleri Işığa duyarlı hücreler: Koniler: Gün ışığında görüşü sağlar (fotopik görüş). Renklere duyarlı. Çözünürlüğü yüksek Basiller (Rod): Karanlıkta görüşü sağlar (skotopik görüş). Konilerden 1000 defa daha duyarlı fakat çözünürlüğü düşük Görmenin sinir yolları ve beyinde görüntünün işlenişi Beyinde, retinadan gelen sinyaller karşılaştırılarak derinlik algılanır Çizgi ve sınırlar ayırt edilir Renk ve parlaklık analizi yapılır Boyutları ve hareket belirlenir Pupilla çapının kontrolü, göz hareketlerinin kontrolü yapılır Kör noktaya düşen görüntü tamamlanır Ters görüntü düzeltilir HİPEROPİ= Uzak görürlük MYOPİ= Yakın görürlük İŞİTME VE DENGE DUYUSU İşitme duyusunda reseptör organ olarak görev yapan kulak, ses dalgalarını önce mekanik bir uyaran tipine dönüştürür, mekanik uyarı iç kulakta yerleşmiş olan reseptörler aracılığı ile sinir liflerinde aksiyon potansiyeline dönüştürülerek özel bir sinir yolu ile temporal korteksteki işitme merkezine taşınır. İşitme duyusu iç kulakta bulunan koklea ile ilgilidir. İşitme sırasında ses dalgaları önce kulak zarını titreştirir, bu titreşim orta kulakta bulunan kemikçiklere geçer.Kemikçiklerin titreşimi kokleadaki sıvıyı hareket ettirince işitme reseptörleri uyarılır.Böylece ses dalgaları orta kulakta mekanik enerjiye, iç kulakta işitme siniri nöronlarında aksiyon potansiyeline dönüştürülüp, işitme merkezine taşınmaktadır. COCHLEA İÇ KULAĞIN YAPISI DENGE İç kulakta bulunan vestibül ve yarım daire kanallarının içi sıvı ile doludur. Bu sıvının hareketi vestibül ve yarım daire kanalları içinde bulunan denge reseptörlerini uyarırlar. Yarım daire kanallarındaki reseptörler başın rotasyonel (dönme) hareketleri ile uyarılır. Vestibül içindeki reseptörler ise başın doğrusal hareketlerine duyarlıdır. Her iki reseptör grubundan alınan bilgiler n.vestibulocochlearis ile beyincik, serebral korteks ve m.spinalise taşınarak vücut pozisyonuna göre baş pozisyonumuz ve dengemiz korunmaktadır.