ANKARA ÜNİVERSİTESİ RASATHANESİ Uzay Teknolojileri Uzay Teknolojileri Uzay Teknolojileri Uzay teknolijisi, çeşitli araçlarla uzaya çıkılmasını sağlayan, uzayda yapılan araştırma sonuçlarını veya farklı uydu ve gezegenlerden elde edilen örnek maddeleri Dünya’ya ulaştıran teknolojidir. Uzaya gönderilen araçlara uzay araçları denir. Uzay Araçları Nelerdir? Bir görev amacı ile gönderilecek araçları uzaya yükselten roketler, Uzay Mekikleri Sondalar Yapay Uydular Gezegenleri ve Uyduların üzerlerine indirilen çeşitli araçlar olarak özetleyebiliriz. Uzay Araçlarının Kullanım Alanları Uzay araçları farklı amaçlarla kullanılır. Uzay araçlarını amaçlarına göre Astronomi çalışmaları için uzaya gönderilen insanlı veya insansız uzay araçları Savunma, iletişim ve yayın amacı ile gönderilen çeşitli uydular Seyahat amacı ile kullanılan uzay araçları olarak 3’e ayırabiliriz. Roketler Roketler, uç kısmı genellikle hava sürtünmesini azaltacak şekilde yapılmış, yakıt, motor ve egzosdan oluşan silindir şeklinde kaplardır. Roketler çalışmaları sırasında havaya gereksinim duymayan, hareket yönünün ters yönünde sıcak gaz püskürterek hareket eden cihazlardır. Roketler Roketler, bir uzay aracını atmosferin dışına taşımak için kullanılır. Buradan şunu söyleyebiliriz ki, roketler atmosferin sadece içinde iş görürler. Ancak bazı uydularda yörünge değişimini sağlayan kimyasal yakıt kullanan küçük roketlerde vardır. Roket motorları ile jet motorları arasında büyük farklar vardır. Jet motorları yanıcı maddeyi beraberinde taşırken, yakıcı madde olan oksijen gazını atmosferden sağlarlar. Halbuki roketler (özellikle astronomi amaçlı olanlar) hem yanıcı hem de yakıcı maddeyi beraberinde taşırlar. Bu nedenle bir jet motorunun uzayda çalışması mümkün değildir. Roketler Yüksek hızlarından dolayı askeri amaçlarla da kullanılırlar. Örneğin karadan havaya, havadan havaya, denizden kara ve havaya atılan roketler yapılmıştır. Bir roket astronomik amaçla kullanılıyorsa taşıyıcı veya fırlatıcı adını alır. Askeri amaçla kullanılıyorsa yani taşıdığı yük tahrip amaçlı ise füze adını alır. Astronomik açıdan bakıldığında ise TITAN, ARIANE, SATURN gibi fırlatıcılar ile karşılaşmaktayız. Askeri ve astronomik roketler arasındaki en belirgin fark büyüklükleri ve kanat yapılarıdır. Roketler Uzaya, fırlayıp giden insanlı ve insansız araçlar gönderme hayali ve uygulaması ilk uçakların yapılışından da eskiye dayanıyor. Roketlerde kullanılan ilk katı yakıt baruttur. Barutun ilk kullanımına ilişkin kayıtlar, İsa’dan önce 3. yüzyılın sonlarına, Çin’i işaret eder. Çinliler’in ilk roketleri 1045 yılından önce keşfettikleri kesin olarak bilinir. İlk güçlü roketler, yine Moğol istilacılara karşı MS.1232 yılında, Kaifung-fu savaşında kullanılmıştı. Kayıtlara göre bu roketler kalkarken kopardıkları gürültü yaklaşık 25 kilometreden duyulabiliyordu. Bu dev roketler, şaşılacak büyüklükte bir alanı tahrip gücüne sahipti. Şarapnelle tahrip yönteminin kullanıldığı bu örnekler, roketlerde kullanılan ilk yanma odalarını da barındırıyorlardı. Roketler Roket kullanılmasındaki asıl amaç kısa süreli yüksek hız elde edilmesi ve atmosfer dışındaki oksijensiz ortamda da çalışabilmesidir. Bunun için katı ve yerine göre sıvı yakıtlar kullanılmaktadır. Astronomik amaçlı kullanılan roketlerde, yanıcı ve yakıcı madde birlikte taşınmaktadır. Roketler Astronomi tarihine baktığımızda; İlk gelişme: İlk uydunun atılması (1957), İkinci gelişme: İlk insanın uzaya çıkışı ve ilk yürüyüş (1965), Üçüncü gelişme: Ay’a gidiş (1969) dir. Bu tarihten sonra astronotik süreçler baş döndürücü bir hızla gelişmiş ve bugün nimetlerinden faydalanmayan hiçbir bilim dalı kalmamıştır. Roketler’in Yapısı Roketler genellikle dış görünüşlerine göre uç kısmı sivri, silindirik bir gövdeye sahip, üçgen şeklinde kanatları olan etki-tepki prensibine göre hareket eden taşıyıcı araçlardır. Bir roket kaba hatlarıyla üç kısımdan oluşur: 1. Roketin genelde ucunda bulunan yük kısmı (Kargo): Yük bazen bir uydu, bazen de bir bomba olabilir. Bazen bu yük roketin uç kısmında olmayıp üzerine yapıştırılmış durumda olabilir. Bir örnek verirsek 'uzay mekiği', bir roket değil, roket üzerine yerleştirilmiş bir yüktür. 2. Yakıt kısmı: Roketin toplam ağırlığının çok büyük bir kısmını kapsayan, yanıcı ve yakıcı madde taşıyan tanklardan oluşan kısımdır. 3. Roket motoru ve meme: Yanıcı ve yakıcı maddelerin yanmasını kontrol eden ve oluşan ısı ve gazı dış ortama aktaran mekanizmaların hepsine birden roket motoru denir. Meme ya da ekzos denen kısım roketin en alt kısmında bulunan, ilerlemeyi (itimi) ve yön değiştirmeyi sağlayan hareketli yada hareketsiz bacadır. Uzay Mekikleri Uzay mekikleri Dünya’nın ilk yeniden kullanılabilen ve büyük uyduları bile taşıyabilen uzay araçlarıdır. Uzay mekikleri tıpkı roketler gibi yükselir, tıpkı uzay gemileri gibi yörüngede manevralar yapar ve tıpkı bir uçak gibi yere tekrar iner. Uzay Mekikleri Aktif olarak kullanılan uzay mekiklerine örnek olarak: Discovery Atlantis Endeavour mekiklerini örnek olarak verebiliriz. Ne kadar zamandır NASA uzay mekiği kullanıyor? U.S. Colombia Uzay Mekiği ilk görevini Nisan 1981’de tamamlamış ve birçok başarılı uçuş gerçekleştirmiştir. Onu Nisan 1983’de ilk görevini tamamlayan Challenger uzay gemisi takip etmiştir. Bu mekikten sonra ise birçok farklı uzay mekiği başarılı uçuşlar yapmıştır. Enterprise Uzay Mekiği: Nasa tarafından yapılmış ilk uzay mekiğidir. Motorları ve fonksiyonel ısı kalkanları olmadan inşa edilmiştir. Uzay çalışmaları için elverişli olmayıp atmosfere test uçuşları yapılması amacıyla üretilmiştir. Enterprise, Dulles’ta yeni inşa edilen Smitsonian’nın Ulusal Hava ve Uzay Müzesinin Steven F. Udvar-Hazy merkezinde uzay koleksiyonunun bir parçası olarak bulunmaktadır. Pathfinder Uzay Mekiği: Çelik ve ahşaptan üretilmiş uzay mekiği simülatörüdür. İsimsiz olarak 1977’de Marshall Uzay Uçuş Merkezi’nde üretilmiştir. Yollardaki geçiş izinlerini tespit etmek, yapılar içerisindeki vinçlerin kapasitelerini ve yerleşimini belirlemek gibi uygulamalar için üretilmiştir. Daha sonra Kennedy Uzay Merkezi’ne gönderilerek yerdeki ekiplerin özel amaçlı araç inşaatı, yörüngedeki beceriler, inişin nasıl yapılacağı konularında denemeler yapmaları için kullanılmıştır. Pathfinder, gerçek bir orbiter uzay mekiği ile aynı boydadır. Challenger, Nasa’nın 2. uzay mekiği olarak yerini aldı. İlk uçuşunu 4 Nisan 1983’de gerçekleştirdi. 10. uçuşunda, kalkıştan yalnızca 73 saniye sonra infilak etti. Bu uçuştan önce 9 başarılı görevi yerine getirdi. 28 Ocak 1986’da gerçekleşen talihsiz kazada 7 kişilik mürettebat hayatını yitirdi. Challenger’ın gerçekleştirdiği görevler: Tarih İniş Yeri Görev Durumu 1983 Nisan 4 Edwards Airforce Base TDRS-1’i konuşlandırdı (iletişim uydusu). Uzay mekiği görevi esnasında ilk uzay yürüyüşü gerçekleşti. 1983 Haziran 18 Edwards Airforce Base 1983 Ağustos 30 Edwards Airforce Base 1984 Şubat 3 Kennedy Space Center 1984 Nisan 6 Edwards Airforce Base Sally Ride uzaya çıkan ilk Amerikalı kadın oldu. İki iletişim uydusu konuşlandırıldı. Guion Blueford uzaya çıkan ilk Amerikalı-Akrikalı oldu. Gece yükselen ve gece yere inen ilk uzay mekiği. Insat-1B konuşlandırıldı. İpe bağlı olmadan ilk uzay yürüyüşü gerçekleşti. İki iletişim uydusu beşerısızca konuşlandırıldı. Güneş maksimumu görevi için fırlatıldı. 2 kadın taşıyan ilk uçuş. Marc Garneau uzaya çıkan ilk Kanadalı oldu. Kathryn D. Sullivan uzay yürüyüşü yapan ilk Amerikalı kadın oldu. Earth Radiation Budget uydusu konuşlandırıldı. 1984 Ekim 5 Kennedy Space Center 1985 Nisan 29 Edwards Airforce Base Spacelab-3 taşındı. 1985 Temmuz 29 Edwards Airforce Base Spacelab-2 taşındı. 1985 Ekim 30 Edwards Airforce Base Alman Spacelab D-1 taşındı. 1986 Ocak 28 Yere inemedi. Mekik kalktıktan sonra parçalandı, mekikte yer alan 7 astronot hayatını kaybetti. Discovery, Nasa’nın uzay mekiği filosunda 3. sırada Atlantis ve Endeavour ile birlikte yerini aldı. İlk uçuşunu 1984’de gerçekleştirdi. Discovery NASA’nın kullanıma açık en eski uzay mekiğidir. Discovery, astronomi açısından büyük önem taşıyan Hubble Uzay Teleskopu’nu konuşlandıran uzay mekiğidir. Bu teleskopa ilişkin 2. ve 3. servis görevleri de yine Discovery tarafından gerçekleştirilmiştir. NASA’ya göre bu roket 2010 yılına kadar görev yapabilecektir. Discovery’nin gerçekleştirdiği bazı önemli görevler: * Ağustos 1984 : İlk uçuş * 1984 : Kongrenin Birleşmiş Milletler Üyesini uzaya taşıdı: Senator Jake Garn (R-UT) * Eylül 1985 : Challenger felaketinden sonra uzaya geri döndü. * Nisan 1990 : Hubble Uzay Teleskopu’nu konuşlandırdı. * Şubat 1994 : İlk kez bir Rus Amerikan uzay gemisinde: Sergei Krikalyov * Kasım 1998 : John Glenn’in ikinci uçuşu, uzaya giden en yaşlı kişi ve kongrenin uzaya giden üçüncü üyesi. * Ekim 2000 : Yüzüncü Uzay Mekiği görevi. Uluslararası Uzay İstasyonu’na gidildi. * Temmuz 2005 : Colombia felaketinden sonra uzaya geri döndü. * Aralık 2006 : Columbia felaketinden beri gerçekleşen ilk gece kalkışı. Atlantis, NASA’nın kullanıma açık olan 4. üretilmiş uzay mekiğidir. İlk uçuşunu Ekim 1985’te gerçekleştirmiştir. 1989’da 2 adet gezegen sondasını ve 1991’de Compton Gamma Ray Gözlemevi’ni konuşlandırmıştır. 1995’in başlarında Atlantis, Rus uzay istasyonu Mir’e 7 uçuş gerçekleştirmiştir. Bunların 2.sinde rıhtım modülünü taşımış diğerlerinde ise astronot değişimini sağlamıştır. Kasım 1997 – Temmuz 1999 arası mekiğe 165 adet modifikasyon yapılmıştır. Sonrasında Uluslar Arası Uzay İstasyonu’ndaki toplantı aktiviteleri için 6 kez kullanılmıştır. Ekim 2002’de Atlantis ve 6 kişilik mürettebat, 3 uzay yürüyüşünü de içeren 11 günlük görevini tamamladı. Atlantis’in 27. uçuşu için Eylül 2005 planlanıyordu. Ancak yolculuğun güvenli olmayacağı kararını veren NASA Atlantis’in diğer yolculuklarını da askıya aldı. 4 yıllık aradan sonra 4 astronomla beraber bir konuşlandırma görevi için tekrar havalandı. 17 günlük en uzun görevini ise 8 Haziran 2007’de Uluslar Arası UZay istasyonu için gerçekleştirdi. Atlantisin 2008 yılında emekli edilmesi söz konusudur. Gideceği son görev Hubble Uzay İstasyonu için bir servis görevi olacaktır. Atlantis ve Mir bağlıyken Uzay Sondaları Uzay sondası, bir gezegeni veya bir gök cismini incelemek için ona gönderilen; yakınında uçma, çarpma, yörüngesinde dolaşma veya üzerine inme gibi görevleri yerine getiren araçtır. Bazı Önemli Uzay Sondaları Luna 1, Ay’ın çevresine erişebilen sayısız uzay aracının ilkidir. Van Allen Radyasyon Kuşakları’ndan geçerken gözlemler yapmış ve az sayıda yüksek enerjili parçacıkların burada bulunduğunu göstermiştir. Ay’ın kayda değer bir manyetik alana sahip olmadığı bu sonda ile belirlenmiştir. Güneş rüzgarlarının ilk direkt gözlemleri yapılmış ve güçlü iyonize plazma akımlarının Güneş’te oluşup yıldızlar arası ortama nasıl aktarıldığı konusunda bilgiler alınmıştır. 2 Ocak 1959’da yerin kurtulma hızına ulaşabilen ilk insan yapımı cisim oldu. 361 kg’lık ağırlığa sahiptir. 2005 David Monniaux Huygens, European Space Agency tarafından sağlandı ve ismini 17. yüzyıl Alman astronom Christiaan Huygens’den aldı. Cassini-Huygens görevinin bir parçası olarak Satürn’ün uydusu Titan’a atmosferik giriş yapmıştır. Huygens, Titan’ın atmosferine girmesi ve orada duraklaması için tasarlanmıştır. Daha sonra ise bir paraşütle Titan’ın üzerine indirilmiştir. Görev planlandığında, sondanın bir dağlığa, düzlüğe, okyanusa veya başka herhangi bir yapıya ineceği kesin değildi. Cassini’nin bu sorulara cevap bulması umuluyordu. Huygens sonda sisteminde yüzeye inecek olan 3.18 kg’lık sondanın kendisi ve uzay aracının yörüngelendirecek sonda destek ekipmanı bulunmaktaydı. Bu ekipmanın içerisinde iletişimi sağlayacak cihazlar da yer almaktaydı. Huygens’in ısı kalkanı 2.7 metre çapındadır. Isı kalkanı çıktığında çap 1.3 metreye düşer. Huygens indiği bölge Cassini’ nin Titan’dan 1,200 km uzakta aldığı fotoğraflara dayanarak Huygens’in indiği bölge belirlenmiştir. İneceği yer katı olmasa bile, Huygens sondası İneceği yerin katı olmaması durumu göz önüne alınarak, Huygeng Titan’ın sıvı zeminine de inebilecek şekilde hazırlanmıştı ve birkaç dakika boyunca oradaki durum hakkında veri gönderebilecek durumdaydı. Eğer bu beklenildiği gibi gerçekleşseydi, insan yapımı bir sondanın ilk defa Dünya dışı bir okyanusa inişi olacaktı. Usay gemisinin enerjisi en fazla 3 saat dayanabiliyordu. Mühendisler en iyi verilerin ilk yarım saatte alınabileceğini umuyordu. Bulgular İlk bulgular Titan’ın geniş alanlara sahip sıvı yüzeyleri olduğunu doğrular gibiydi. Fotoğrafta ince kanallar ve deniz olduğu düşünülen karanlık bölgeler gözükmekteydi. http://www.nasa.gov/images/content/105736main_Crop448-H2.jpg Yörüngede yapılan araştırmalar sonucunda, bu bölgelerin eskiden hidrokarbon denizleri olduğu ancak şimdi bu denizlerin yok olduğu sonucuna varılmıştır. Yüzeye inildiğinde ise turuncu renkli bir görüntü alınmıştır. Bu yapıdaki cisimlerin su buzları tarafından üretilen taşlar olduğu ortaya konmuştur. Taşların birçoğunun yuvarlak şekilli olması bir zamanlar suyun altında olduklarına iyi birer göstergedir. Atmosfer ise biraz metan gazı ile kaplıdır. Bazı Önemli Uzay Sondaları (devam) Spirit ve Opportunity, Mars’ın yüzeyine jeolojik çalışmalar yapmak için indirilen iki ikiz araçtır. Spirit 4 ocak 2004 tarihinde, Opportunity ise 25 Ocak 2004 tarihinde Mars yüzeyine başarıyla indirilmiştir. Bazı Önemli Uzay Sondaları (devam) Spirit’ten alınan ilk renkli Mars görüntüsü. Bazı Önemli Uzay Sondaları (devam) Mars’tan alınan bu görüntüde bulunan kayaların üzerinde minerallerin varlığı keşfedilmiştir. Bu mineraller Mars yüzeyinde bir zamanlar sıvı su akışının olduğuna işarettir. Bazı Önemli Uzay Sondaları (devam) – Spirit ve Opportunity ile Alınan Fotoğraflar Columbia tepeleri ve Husband Tepesi Bazı Önemli Uzay Sondaları (devam) – Spirit ve Opportunity ile Alınan Fotoğraflar Mars’ta gün batımı Bazı Önemli Uzay Sondaları (devam) – Spirit ve Opportunity ile Alınan Fotoğraflar Buradasınız! Mars’tan Dünya’nın Görünümü Bazı Önemli Uzay Sondaları (devam) – Spirit ve Opportunity ile Alınan Fotoğraflar Mars yüzeyi (geniş alan) Yapay Uydular Uydu Tanımı: Uydu kelimesi, bir cismin etrafında dolanan herhangi bir diğer cisim anlamına gelir. Uydular insan yapımı olabileceği gibi tıpkı Ay, kuyruklu yıldızlar, astroidler, gezegenler ve galaksiler gibi doğal olarak da oluşmuş olabilirler. www.pa.msu.edu antwrp.gsfc.nasa.gov esamultimedia.esa.int www.astrosurf.com Yapay Uydular Birbiri etrafında dönen iki cisimden hangisinin uydu olduğuna karar vermek herzaman kolay değildir. Çünkü her iki cisim de birbirinin kütle çekiminden etkilenir. Örneğin Ay, Dünya’nın etrafında dönerken aslında Dünya da Ay’ın etrafında dönmektedir. Daha iyi tanımlamak istersek; birbirinin çekim etkisinde olan iki cisim ortak kütle merkezleri etrafında döner. www.energiafuturo.com Yapay Uydular Yapay uydular, insanlar tarafından belli bir amaç için tasarlanan ve bir gezegenin yörüngesine oturtulan araçlardır. Astronomik amaçlı üretilen uyduların tüm amacı gözlem yapmaktır. Bu nedenle astronomik yapay uydulara Uzay Gözlemevi de denir. Yapay Uydular Oldukça büyük sayıda uzay gözlemevleri yer yörüngesine yükseltilmiştir ve bunların büyük bölümü sayesinde evrene bakış açımız değişmiştir. Yer atmosferinde yapılan astronomi çalışmaları, yer atmosferinin elektromanyetik dalgaları filtrelemesi ve saçması nedeniyle sınırlandırılmıştır. Gamma ışını, X ışını ve mor ötesi bölgelerden gelen ışınlar atmosferden geçemediğinden en iyi gözlemler uzaydan yapılır. Benzer şekilde kızıötesi bölgenin de bir bölümü en iyi uzaydan gözlenmektedir. en.wikipedia.org Yapay Uydular Yerden yapılan uzay gözlemlerinde yer atmosferinden kaynaklanan bazı olumsuzluklar mevcuttur. Yer atmosferi, yıldızlardan gelen ışığın bir kısmını soğurmakta, yıldız ışığının titreşim yapıyor gibi gözükmesine neden olmakta ve sanki bir buğulu cam arkasından uzaya bakılıyormuş etkisi yaratmaktadır. Yer atmosferinin dışına çıkılarak bu etkiler yok edilebilir ve daha sağlıklı gözlemler yapılabilir. İşte bu işlem için yapay uydular kullanılmaktadır. Yapay Uydular Bu nedenle gözlemevlerinin uzaya yerleştirilmesi istenilmektedir. Uzaya yerleştirilmiş (Yer’in yörüngesinde dolanan) bir teleskop havadaki ısısal türbülanslarlardan etkilenmediği gibi çevredeki ışık kirliğinden de etkilenmez. Havanın türbülans etkisini ters yönde taklit edebilen yer teleskopları da günümüzde kullanılmaktadır. VLT (Very Large Telescopes) Yapay Uydular - Örnek Bir Uydu www.iso.esac.esa.int Yapay Uydulara Örnekler IRAS 25 Ocak 1983’de yükseldi ve görevine on ay kadar dayanabildi. Bu teleskop United States (NASA), the Netherlands (NIVR), ve the United Kingdom (SERC)’un ortak bir çalışmasıdır. IRAS, gökyüzünün %96’sını 12, 25, 60 ve 100 mikrometre dalgaboylarında 4 kere haritaladı. Yaklaşık 500.000 adet çoğu tanımlanmayı bekleyen cisim keşfetti. Bunların yaklaşık 75.000 kadarının yıldız oluşum galaksileri olduğuna inanılıyor. Diğerleri ise çoğ unlukla etrafında toz diski bulunduran, gezegen oluşum mekanizmasının öncesinde bulunan yıldızlardır. Yeni keşifleri arasında Vega’nın disk yapısı ve Samanyolu çekirdeğinin ilk resimleri de vardır. NASA Yapay Uydulara Örnekler NASA Astron 23 Mart 1983’de uzaya fırlatılan Astron, bir Sovyet astrofizik uzay aracıdır. Venera uzay gemisi dizaynını temel alır. Yapılan en büyük moröte uzay teleskobu olarak 6 yıl görevini sürdürmüştür. Astron bünyesinde 80 cm’lik bir moröte teleskop ve bir X-ışın teleskobu barındırır. 185.000 km’lik yüksek bir yörüngede dolanması nedeniyle Yer’in gölgesinden ve radyasyon kuşağından uzakta gözlemler yapabiliyordu. Yapay Uydulara Örnekler SOHO Solar and Heliospheric Observatory (SOHO), Güneş’in çalışılması için 2 Aralık 1995’te fırlatılmıştır. ESA ve NASA’nın ortak çalışmasıdır. Görevini 2 yılda tamamlaması planlanan uydu 10 yılı aşkın süredir hala çalışmaktadır. Bilimsel görevine ek olarak gerçek zamana yakın Güneş verisi toplayarak uzay hava durumunu bildirmesidir. http://www.pparc.ac.uk/Ib/Intro.asp Yapay Uydulara Örnekler 610 kg’lık SOHO uzaygemisi Güneş-Yer L1 noktası civarında boş bir yörüngededir. Bu nokta yerin az miktardaki ve Güneş’in ise çok miktardaki çekim kuvvetinin dengelendiği (birbirini sıfırladığı) yerdir. Cisim bu noktaya yerleştirildiğinde tıpkı Dünya ile aynı dönemde (365 gün) Güneş etrafında dolanır. Bu nokta Yer’den yaklaşık 1.5 milyon km uzaktadır. Burada Güneş’in çekim kuvveti Yer’den %2 kadar fazladır Soho Uydusu Üzerindeki Cihazlar Coronal Diagnostic Spectrometer (CDS) Koronadaki yoğunluk, sıcaklık ve akıntıları izler. Charge ELement and Isotope Analysis System (CELIAS) Güneş rüzgarlarındaki iyon kompozisyonunu izler. Comprehensive SupraThermal and Energetic Particle analyser collaboration (COSTEP) Güneş rüzgarlarındaki iyon ve elektron kompozisyonlarını inceler. Extreme ultraviolet Imaging Telescope (EIT) Alt koronal yapıyı ve aktivitelerini gözler. Energetic and Relativistic Nuclei and Electron experiment (ERNE) Güneş rüzgarlarındaki iyon ve elektron kompozisyonlarını inceler. Global Oscillations at Low Frequencies (GOLF) Güneş’in çekirdeğini incelemek için Güneş’in tüm diskindeki hız değişimlerini inceler. Large Angle and Spectrometric COronagraph experiment (LASCO) Koronanın yapısını ve evrimini inceler. Soho Uydusu Üzerindeki Cihazlar Michelson Doppler Imager (MDI) fotosferdeki hız ve manyetik alanları inceler. Solar Ultraviolet Measurement of Emitted Radiation (SUMER) Plazma akıntılarını, koronadaki sıcaklık ve yoğunlukları ölçer. Solar Wind ANisotropies (SWAN) Hidrojen’in karakteristik dalgaboylarında gözlem yaparak Güneş rüzgarı kütle akıntılarının, heliyosferin yoğunluk haritasının, geniş aralıkta Güneş rüzgarı akımlarının görüntülerinin yaratılmasını sağlar. UltraViolet Coronagraph Spectrometer (UVCS) Koronadaki sıcaklık ve yoğunluğu ölçer. Variability of solar IRradiance and Gravity Oscillations (VIRGO) Düşük çözünürlükte tüm Güneş diskindeki dalgalanmaları ölçer. Bu yine Güneş’in çekirdeğinin anlaşılması içindir. Yapay Uydular – Hubble Uzay Teleskobu • Hubble Uzay Teleskobu, ismini Adwin Hubble’dan alan ve Dünya yörüngesinde dolanan bir teleskoptur. NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından ortak bir çalışma ile fırlatılmıştır. • Teleskop gözümüzle görebildiğimiz “görünür bölge”nin tümünden ışık alabildiği gibi yakın kızılöte ve yakın moröte bölgede de gözlem yapabilmektedir. Bu özellikleri ve teleskobun uzayda olması nedeniyle gökyüzünün fotoğraflanmasında yeni bir dönemi başlatmıştır. Bu sayede farklı türden çeşitli gök cisimlerinin yapısı daha iyi ortaya konabilmiştir. http://en.wikipedia.org/wiki/Hubble_space_telescope Yapay Uydular – Hubble Uzay Teleskobu Öyle ki Hubble teleskopu tarafından alınan Ultra Deep Field (Ultra Derin Alan) adlı fotoğraf, bugüne kadar ki en uzak mesafeden alınmış detaylı görüntüdür. http://en.wikipedia.org/wiki/Hubble_space_telescope Yapay Uydular – Hubble Uzay Teleskobu Hubble Uzay Teleskobu, ismini Edwin Hubble’dan alan ve Dünya yörüngesinde dolanan bir teleskoptur. NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından ortak bir çalışma ile fırlatılmıştır. Teleskop gözümüzle görebildiğimiz “görünür bölge”nin tümünden ışık alabildiği gibi yakın kızılöte ve yakın moröte bölgede de gözlem yapabilmektedir. Bu özellikleri ve teleskobun uzayda olması nedeniyle gökyüzünün fotoğraflanmasında yeni bir dönemi başlatmıştır. Bu sayede farklı türden çeşitli gök cisimlerinin yapısı daha iyi ortaya konabilmiştir. Öyle ki Hubble teleskopu tarafından alınan Ultra Deep Field (Ultra Derin Alan) adlı fotoğraf, bugüne kadar ki en uzak mesafeden alınmış detaylı görüntüdür. Hubble Teleskobu’nun en büyük görevlerinden biri aynı zamanda evrenin ne kadar genişlediğinin bulunmasına yardımcı olmasıdır. Bu bilginin elde edilmesi, Astronominin temel sorunlarından biridir. Bu teleskop sayesinde evrendeki en uzak cisimler gözlenebilmektedir. Evrenin büyük patlama sonrası tek bir merkezden dağılarak oluştuğu teorisine göz önüne alındığında evrende bulunan en uzak cisim aynı zamanda evrenin yaşının hesaplanmasına olanak sağlamaktadır. Yapay Uydular – Hubble Uzay Teleskobu Bu teleskop ile bulunan en büyük buluşlardan biri ise evrenin genişlemesinin zaman içinde hızlandığıdır. Hubble teleskopu ile uzak süpernovaları inceleyen çeşitli araştırmacılar bu sonuca varmışlardır. Daha sonra yerden detaylı olarak yapılan gözlemler bu buluşun doğruluğunu desteklemiştir. Bir diğer önemli buluş, galaksilerin merkezi bölgelerinde bulunan karadeliklerin gözlenmesidir. Hubble teleskobu’ndan alınan görüntüler galaksi merkezinde karadelik bulunması olgusunun her galakside mevcut olabildiğini göstermiştir. Bu teleskop yardımıyla, galaksilerin merkezinde bulunan karadeliklerin benzer veya farklı özellikleri incelenmektedir. Shoemaker-Levy 9 kuyruklu yıldızının Jüpiter ile çarpışması yine Hubble teleskobu ile keskin bir şekilde gözlenmiştir. Ayrıca teleskop ile Güneş Sistemi’ni cüce gezegenler de dahil olmak üzere görüntülenmesinde kullanılmaktadır. Yapay Uydular – Hipparcos (High Precision Parallax Collecting Satellite) Matra Marconi Space, Alenia Spazio firmaları ve diğer ortakları tarafından üretilen Hipparcos uydusunda 29 cm’lik bir Schmidt Teleskop bulunmaktadır. 8 Ağustos 1989 tarihinde Ariane 4 uydusuyla uzaya gönderilen 500 kg’lık uydunun temel amacı yıldızların astrometrisinin yapılmasıdır. Bu uydu sayesinde yıldızların “paralaks” açıları çok hassas olarak hesaplanabilmektedir. http://en.wikipedia.org/wiki/Hipparcos Yapay Uydular – Hipparcos Uydusu Paralaks, yıldızdan yer ve Güneş’i gören açıdır. Bu açı sayesinde astronomide çok değerli bir parametre olan yıldız uzaklıkları yakın yıldızlar için güvenilir bir şekilde belirlenebilmektedir. Paralaks açısının ölçümü yerden de yapılabilmektedir. Ancak ölçümün uzaydan yapılması, atmosferin ışığı saçıcı etkisini ortadan kaldırarak ölçümlerin çok daha hassas olmasını sağlamaktadır. Bu uydu sayesinde Hipparcos ve Tycho yıldız katalogları hazırlanmış, ve son olarak bu katalogları da içeren, 11 kadir parlaklığa kadar bir milyon yıldız barındıran Millennium Star Atlas hazırlanmıştır. Hipparcos Uzay Teleskobu’nun verileri sayısı bilimsel makalede kullanılmış ve halen kullanılmaktadır. Uzak Yıldızlar Yakın Yıldız Güneş Haziran Ayı’nda Yer Aralık Ayı’nda Yer http://www.sciencebuddies.org/mentoring/project_ideas/Astro_img004.gif Uzaya astronomik çalışmalar için sayısız uydu gönderilmiştir. Her uydunun gönderilme amacı farklıdır. Yandaki grafikte, uydulardaki ekipmanların, ışığın hangi dalgaboyuna duyarlı olduğu gösterilmektedir. Bazı uydular sadece gözümüzün görebildiği 3500-7000 A dalgaboyu aralığına duyarlıyken (gökkuşağı renkli bölge), bazıları daha geniş dalgaboyu aralıklarında gökyüzünü tarayabilmektedir. Sadece moröte, X-ışın, gamma ışınlarının veya kızılöte, mikrodalga ve radyo dalgalarının gözlenmesi için gönderilen uydular da mevcuttur.