OKLÜZYON KUVVETLERİ DR. HÜSNÜ YAVUZYILMAZ • Ağız ortamında ısırma ve çiğneme fonksiyonları süresince doğal dişler ve restorasyonlar ile diş dokuları arasında kompleks yapıda kuvvetler oluşur. • Kuvvetler; alınan gıdaların oluşturduğu mekanik etkinin yanısıra, kimyasal ve ısısal gerilimlerle birlikte, diş dokusuna dik ya da paralel yönde gelen gerilme ve makaslama kuvvetleri şeklinde etki ederler. Destek dişler ve protezler; çeşitli hareketleriyle ağız içerisinde çekme (tensile), makaslama (shear), basma (compressive), oblik ve tüm bunların kombinasyonu tipteki kuvvetlere maruz kalırlar. Dengeli oklüzyon kuvvetleri: Dişlerin ve destek diş dokularının gelişimine ve biyolojik ortamda korunmalarına yardımcı olur. Kontrolsüz ve aşırı oklüzal kuvvetler: Dişler ve destek diş dokuları ile özellikle TME elemanlarının yıkımına neden olabilir. Oklüzyon kuvvetlerinin oluşumunda ve iletiminde çiğneme sisteminin tüm elemanları ile birlikte dişlerin ve kasların etkisi önemlidir. Dişlerin morfolojik yapıları, eğimleri ve ara yüz temasları ile kasların kuvvetleri dengeleyici fonksiyonları, oklüzyon kuvvetlerinin; fizyolojik sınırlar içinde yeterince fonksiyonel yapıda oluşması ve iletilmesinde önemli faktörlerdir. Dişlerin morfolojik yapılarının etkinliği Tüberküllerden iletilen kuvvet dişlerin servikal bölgelerinde konsantre olur. Dişlerin farklı konum ve morfolojik yapıda olmaları, çiğneme kuvvetlerine doğrudan etkili bir yapılanmadır. Memelilerde (Heteredont Dişlenme); kesici, parçalayıcı, parçalayıcı ve öğütücü gibi gruplara ayrılan dişler; ilkel canlılardan farklı olarak çiğneme kuvvetlerini farklı fonksiyonlara dağıtarak, gıdanın sindirime daha uygun duruma getirilmesini sağlarlar. Minumum çiğneme kuvveti ile maksimum çiğneme etkinliği sağlamak için; ön dişlerde kesici kenarlar, kanin dişlerinde delici tüberküller, yan ve arka grup dişlerde ise parçalayıcı ve öğütücü türde tüberküller oluşmuştur. Dişlerin ve diş arklarının normal pozisyonunu sağlayan Anatomik yapılar; 1. 2. 3. 4. Nötral alan Diş eğimleri Diş kontaktları Periodontal membran ve çevre destek dokular 1- Nötral alan (Neutral zone-Pasif alan) İçte dil, önde dudaklar ve yanda yanakların karşılıklı hareketleri ile diş arkları üzerinde oluşturdukları kuvvetlerin fizyolojik limitler içinde bulunduğu bölge Nötral alan dışında şekillendirilen yapılar bu alanı sınırlayan doku ve organlar tarafından oluşturulan kronik bası ile çeşitli patolojilere neden olurlar. •Çiğneme kasları ile bunlara zıt etkili kaslar ve diğer anatomik yapılar; kuvvetler arası denge oluşturarak mandibula hareketlerinin koordineli ve etkin işlevine yardımcı olurlar. Dudaklar X Dil Yanaklar X Dil Kasların fonksiyon sonucu meydana getirdikleri kuvvetlerin bileşkeleri; alt dişleri lingual yöne, üst dişleri vestibül yöne, çiğneme fonksiyonu sırasında ise tüm dişleri mesial yöne doğru harekete zorlar. Bu hareket dışta önde alt ve üst dudaklar (M. Orbicularis Oris), yanlarda yanaklar (M. Buccinatorius), içte dil (M. Genioglossus, M. Hyoglossus, M. Styloglossus, M. Palatoglossus) tarafından dengelenir. Deri üzerindeki ve burun boşluğundaki dış hava basıncı kapalı ağızdaki ve sinüslerdeki hava basıncı ile dengelenir. 2- Diş eğimleri Üst dişlerin alt grup dişleri vestibül yüzde örten yapıları, alt çenenin fonksiyonel protrusive ve lateral hareketlerinde, kontrollü gezinmesini sağlayan önemli bir anatomik yapıdır. Üst kesici dişlerin palatinal yüzdeki mesial ve labiale eğimli yapıları ve bunların alt kesiciler ile İlişkileri, mandibular hareketlerde ön rehberlik oluşturur. Yan ve arka grup dişlerin mesiale olan eğimleri, oklüzal yükleme sonucu oluşan ön kuvvet bileşkesinin küçükazı ve köpek dişlerine yönelerek oklüzal kuvvetin dağılımına yardımcı olur. Kesici,kanin Üst 2.Premolar 1.PREMOLAR Bukkal kök Palatinal kök ÜST MOLALAR Meziyobukkal kök Distobukkal kök Palatinal kök Kesici,kanin. Premolarlar MOLALAR Meziyal kök Distal kök Dişlerin eğimlerinin etkinliği Kesici,kanin Üst 2.Premolar 1.PREMOLAR Bukkal kök Palatinal kök ÜST MOLALAR M.bukkal kök D.bukkal kök Palatinal kök Kesici,kanin. Premolarlar MOLALAR Meziyal kök Distal kök 3- Diş kontaktları Dişler yekdiğerleri ile; diş arkları boyunca mesial ve distal yüzlerden (3. büyükazı dişleri sadece mesial yüzden), çene kapalı durumda iken ise; insizal ve oklüzal yüzlerden temas halindedir. Diş kontaktları; diş arklarının stabilizasyonunda, dişlerin mesial göçleri süresince devamlılığın sağlanmasında ve çiğneme süresince, gıdaların gingival embrasür bölgesinde yıkım oluşturmamasında önemli katkıları bulunan anatomik yapılardır. Kontaktlar 1-ARAYÜZ KONTAKTLARI 2-İNSİZAL KONTAKTLAR 3-OKLÜZAL KONTAKTLAR -Nokta kontaktı -Yüzey kontaktı 1-ARAYÜZ KONTAKTLARI 2-İNSİZAL KONTAKTLAR 3-OKLÜZAL KONTAKTLAR -Nokta kontaktı -Yüzey kontaktı SENTRİK KONTAKTLAR 1- Tripod (Üç ayaklı) kontakt 2- Tüberkül tepesi fossa kontaktı 3- Tüberkül yüzeyi kontaktı 1- Tripod (Üç ayaklı) kontakt Tüberkül çevresindeki üç noktanın karşıt dişin fossasına teması şeklinde oluşan kontakt türüdür. Bu tür kontaktlarda, mandibulanın gezinme hareketlerinde alt ve üst çene dişlerinin fonksiyonel tüberküller arasında oluşan oklüzal yüze yönelik orta temas noktası, oklüzal kuvvetlerin dişin uzun aksına paralel iletimini sağlar. 2- Tüberkül tepesi fossa kontaktı Bu tür temas şeklinde; sadece tüberküllerin tepeleri, karşı arktaki dişlerin fossası ile temastadır Oklüzal kuvvetleri vertikal yönde ileten temas şeklidir. 3-Tüberkül yüzeyi kontaktı Dişlerin tüm oklüzal yüzeylerinin karşıt dişler ile temas durumudur. Lateral çene hareketlerini kısıtlayan bu temas şeklinde; oklüzyon kuvvetleri, dişlerin uzun aksları dışına yönlenirler. Tripod kontakt Tüberkül tepesi fossa kontaktı Tüberkül yüzeyi kontaktı Oklüzal kuvvetlerin ön bileşkesi; ancak dişler arasında uygun temas nokta ya da yüzeylerinin varlığında geçerlidir. Aksi durumda oklüzyon kuvvetlerinin yıkıcı etkileri diş arkları tarafından karşılanamaz. İlk dişlenme döneminde ve sürekli dişler yeni sürdüklerinde diş kontaktları nokta şeklinde ve daha lokal yapıda iken ileri yaşlarda, süreli fonksiyon ve dişlerin mesial göçü sonucu yüzey şekline gelirler. 4- Periodontal membran ve çevre destek dokular Periodontal membran reseptörleri derin duyu ve basınç algıları ile dişlere gelen aşırı kuvvetlere karşı koruyucu refleks mekanizmasını harekete geçirerek ark dışı hareketleri engellerler. DİŞLERE ETKİLİ KUVVETLER Oklüzal kuvvetlerin dişler üzerine etkili bölümü, eklemin çok yönlü hareketlerinin yanısıra çiğneme sisteminin diğer elemanlarının yapı ve fonksiyonlarına bağlı olarak farklı bileşkelerde oluşabilir. Ancak sonuçta oluşan kuvvet bileşkesi genellikle dişleri uzun eksenleri boyunca (vertikal yönde), mesiale doğru harekete zorlar yöndedir. Horizontal k A-Alt kesici dişin kesici kenar temas noktası B- Sentrik oklüzyon da temas noktası O- Sentrik teki vertikal kuvvet doğrusunun dişin uzun eksenini kestiği nokta P- Dönme merkezi( kök ucundan5-8mm) OU- Uzun eksen yönündeki kuvvet bileşkesi OH- Horizontal yöndeki kuvvet bileşkesi Dişe uygulanan kuvvet; kapiller basınca eşit (15-25 mm. Hg.) ya da bunun altında ise, fizyolojik limitler içinde kabul edilir ve diş ile destek diş dokuları tarafından uyumlu şekilde karşılanır. Oklüzal kuvvetler dişler üzerine süreli şekilde ya da belirli aralıklar ile etki edebilirler. Aynı şiddette süreli etki eden kuvvet, aralıklar ile etki eden kuvvetten daha etkilidir. Dikey ve yatay yönde günde binlerce kez tekrarlanan hareketlerin sonunda, ara ve karşıt yüzlerdeki nokta kontaktları yüzey kontaktı haline gelir. Bu fizyolojik aşınma; zamanla dişlerin mesial göçünü artırmanın yanısıra, oklüzal boyut kaybına da neden olabilir. Tam ve doğal dişlere sahip 50 yaş üstü bireylerde, 3. büyükazıdan orta oksal düzleme kadar 0.3 - 0.5 mm. ark boyu kısalması gözlenmektedir. Hangi yönden gelirse gelsin dişler üzerine lokalize kuvvetler; Komşu dişler, Periodontal membran Alveol kemiğinin desteği ile fizyolojik limitler içinde dengelenmektedir. Dişler alveol boşlukları içinde ortalama 0.2 mm. kalınlıktaki periodontal membran adı verilen, tampon doku tarafından desteklenmektedirler. Periodontal membran içinde oldukça kompleks bir hidrodinamik yapı oluşmuştur. Bu yapı: Damar sistemi, Viskoelastik sistem (Fibriller ve hücreler), Extracelluler sıvı (Fibril, damar ve hücrelerin arasını dolduran sıvı) P.M oklüzal kuvvet sonucu oluşan basınç: 4 ZD + YD P = ———————— N / mm2 18 L – 6D P = Basınç, L = Total diş boyu, D = Alveol içindeki kök boyu, Y = Dönme merkezinin altındaki kök alanı, Z = Dönme merkezinin üstündeki kök alanı. Z Z L D Y Alveolar kretten kök ucuna doğru her kemik kaybı sonunda; D, Z ve Y değerleri değişecektir. Y Oklüzal kuvvetler sonucunda dişlerin alveol içindeki hareketleri, uzun eksenlerinden, 0-3 derecelik sapma oluşturabilmektedir. 2-5 gr. değerindeki kuvvetler sonucu diş alveolünde hareket edebilmekte ve maksimum 20 mikron kadar gömülme yapabilmektedir. Dişler üzerine etkin kuvvetler, yönlerine göre üç grup altında değerlendirilebilir; 1-Vertikal kuvvetler (dik yönlü), 2-Horizontal kuvvetler (yatay yönlü), 3-Oblique kuvvetler (eğik yönlü). 1- Vertikal Kuvvetler Tek ve çok köklü dişlere etki eden vertikal kuvvetler, dişlerin dik yönde uzun eksenlerine paralel olarak alveollerine gömülmelerini sağlarlar. Vertikal kuvvetler normal morfolojik yapıya en uygun, fizyolojik olarak uyumlanabilir kuvvet türüdür. Oklüzal kuvvetlerin vertikal yönde iletimi; kuvvetin karşılıklı olarak dişlerin kesici kenarları boyunca ya da tüm oklüzal yüzlerine uygulanması ile gerçekleşebilir. Aksi durumda, dişin uzun aksı yönünde gömülmesinin yanısıra, mesiale doğru bir dönme hareketine neden olacaktır 2- Horizontal Kuvvetler Doğal oklüzyon kuvvetleri dişleri kontrollü olarak yatay yönde mesiale itme eğilimindedir. Horizontal kuvvetler, vestibül - lingual ya da dil basısı gibi lingual -vestibül yönde uygulandığında dişte bir merkez etrafında dönme hareketine neden olurlar. "Dönme Merkezi" adı verilen bu bölge, tek köklü ve çok köklü dişlerde, kuvvetin uygulanış yerine göre; aynı dişte, farklı konumda olabilir. Ancak genel kural olarak; tek köklü dişlerde dönme merkezinin dişin kök ucuna yakın bölgede, çok köklü dişlerde ise; kökler arası bölgeye yakın olarak (bifurcation ya da trifurcation) septum interradiculare içinde yer aldığı kabul edilmektedir. Dönme merkezi ;tek köklü dişlerde kök ucuna yakın bölgede, çok köklü dişlerde kökler arası “Bifurcation” yada “Trifucation” bölgesine yakın olarak “Septum Interradiculare” içinde yer alır. Dişte dönme sonucu periodontal membranda, dönme ekseninin üstünde ve altında birbirine ters yönde oluşan baskı ve gerilim bölgeleri oluşmaktadır. Çok köklü dişler tek köklü dişlere oranla horizontal kuvvetlere daha dirençlidirler. Ön grup dişler yatay kuvvetlere karşı en az dirence sahip tek köklü dişlerdir. Tek köklü dişlerde alveol içindeki kök uzunluğu ne kadar fazla ise dönme hareketine direnç o oranda artar. Çok köklü dişlerde kökler arasının açıklığı ve köklerin uzunluğu yatay kuvvetlere direnci artıran önemli faktörlerdir. 3- Oblik Kuvvetler Vertikal ve horizontal kuvvetlerin bileşiği şeklinde etki eden eğik kuvvetler mandibulanın fonksiyonel hareketlerinde ilk oluşan kuvvet türüdür. Mandibula sentrik pozisyona geldiğinde bileşke kuvvet vertikal yönde konumlanır. Dişler üzerine gelen kuvvetlerin baskı ve gerilim oluşturduğu bölgelerde farklı histolojik değişimler izlenir; Kuvvet sonucu baskı altında kalan bölgelerde rezorbsiyon (emilim) oluşurken, gerilim bölgelerinde appozisyon (birikim) meydana gelmektedir. Kuvvet sonucu oluşan diş hareketleri, fizyolojik limitler içinde olduğunda, appozisyon resorbsiyondan daha hızlı oluşmakta ve bunun sonucu olarak ileri yaşlı bireylerde, periodontal aralıkta daralma izlenmektedir. Oklüzal kuvvetlerin dişlerde meydana getirdikleri hareketlilikte iki faz tanımlanabilir; A- Fizyolojik Faz (Elastik değişim fazı) B- Patolojik Faz (Doku yıkım fazı) A- Fizyolojik Faz (Elastik değişim fazı) Uygulanan kuvvet sonucu diş ve destek diş dokularında oluşan baskı ve gerilim; fizyolojik limitler içinde gelişir ve kuvvetin ortadan kalkması ile dişler ve destek diş dokuları eski konum ve yapılarına kavuşurlar. Bu etap genellikle "Elastik Değişim Fazı" olarak tanımlanmaktadır B- Patolojik Faz (Doku yıkım fazı) Uygulanan kuvvet diş ve destek diş dokularının fizyolojik uyum kapasitesini aşıyor ise; hiperemi ile başlayan, kanama, thrombosis, hyalin dejenerasyonu, gittikçe artan kök ve kemik resorbsiyonu, periodontal dokuların nekrozu, kök yüzeyinden sement dokusunun ayrılması, kök kırıkları şeklinde gittikçe ağırlaşan bir patolojik tablo meydana gelebilir.