GÖRME FİZYOLOJİSİ

advertisement
GÖRME FİZYOLOJİSİ
Doç.Dr. Basra DENİZ OBAY
GÖRME FİZYOLJİSİ
• Her bir göz
Bir mercek sistemine
Bir reseptör tabakasına
Uyarıları beyne ileten bir sinir sistemine
sahiptir.
Gözün Eksternal Anatomisi
•
Gözün dıştaki koruyucu
tabakası sklera, ışınların göze
girdiği saydam korneayı
oluşturmak için öne doğru
modifiye olmuştur
•
Pupil irisin merkezindeki
açıklığı oluşturur
•
Limbus ise sklera ile iris
arasındaki sınırı teşkil eder
•
İris gözün renginden sorumlu
olan bölümdür
•
•
•
•
•
Kornea
Gözde en büyük kırılma korneanin
ön yüzünde olur
Kan damarlari bulunmaz,ışığın
engelsiz geçmesini saglar.
Glokom hastaliginda; intraoküler
basincı artmistir, korneanin
saydamlığı bozulabilir.
Gözün kırma kuvvetinin üçte ikisi,
ya da +40 D, korneaya aittir.
Korneanin sagladigi kırma miktarı
sabittir.
• Lens
•
•
•
•
Avaskülerdir. Lensin bir kapsülü,
bir epitel hücre tabakasi ve
saydam lifler sistemi vardir.
Devamli yeni lifler,olusturulur.
Katarakt lensin saydamligini
azaltan opasitesidir.
Akomodasyon yapmayan lens
gözün kirma kuvvetinin üçte birini
saglar.
Lensin eğriliğinin artmasi onun
kırıcı kuvvetini arttirir. +12 D lik bir
kirma kuvvet vardir..
Akomodasyon
Akomodasyon
• 6 m' den daha yakında olan nesnelerin net
görülebilmesi için lens ile retina arasındaki
uzakligin arttırılmasi veya lensin egrilik
veya kırma gücünün arttırılmasıdır
• Akomodasyon üç bileseni olan bir
refleksle olusur
A. lensin egriliginin arttırılması,
• B. pupilla konstriksiyonu,
• C. konvergens.
Uyum (Akomodasyon)3
Gizliliğinizi k orumay a y ardımcı olmak için PowerPoint bu resmin otomatik olarak k arşıdan y ük lenmesini engelledi.
A.Akomodasyon Parasempatik
Sinirlerle Denetlenir
Silyer kas,beyin sapındaki 3.kafa çiftinin
çekirdeğinden göze iletilen parasempatik
sinir sinyalleriyle denetlenir.
Akkomodasyon
1-Parasempatik sinirlerin uyarılmasıyla,
2-silyer kasın kasılmasına ,
3-lens bağlarının gevsemesine ,
4-lensin kırma gücünün artmasına yol açar
B. Pupil konstriksiyonu
• Pupillayi halka seklinde çevreleyen M. constrictor iridisin
lifleri kasılınca, göz bebegi her yönden daralır (miyosis).
• Pupillanin genislemesi (midriasis) ise irisde radiyer
dogrultuda seyreden M. dilatator iridisin kasılmasi ile
saglanir. Her iki kasin yapisinda düz kas lifleri bulunur.
• Yakına bakma esnasinda akomodasyonun artmasiyla
beraber, pupilla da daralir.
• Uzaga bakarken akomodasyonun azalmasiyla, pupilla
genisler.
• Bu sekilde, pupillanın uzaklıga uyarak çapının
degismesine akomodasyon reaksiyonu denir.
Pupil Konstriksiyonu ve Dilatasyonu
C. Konvergens
• Her iki gözü cisim üzerine fokuslayabilmek
için iki gözün bakışı başın merkezine
dogru kayar.
Presbiyopi:
• Akomodasyon kuvvetinin yas ilerledikçe
azalması, hemen hemen akomodasyon
yetenegini kaybetmesi durumudur.
• Nedeni, lensin dış tabakalarının gittikçe
yoğunlaşması ve proteinlerinin ilerleyici
denatürasyonu sonucu esnekliğini
kaybetmesidir.
Optiğin İlkeleri
Optiğin İlkeleri
•
Bir lensin eğriliği ne kadar fazla
ise kırma gücü o kadar daha
büyüktür
•
Bir merceğin kırma gücü klasik
olarak diyoptri ile ölçülür ve
diyoptri sayısı metre cinsinden
ana odak uzaklığının resiprokudur
•
Örneğin ana odak uzaklığı 0.25 m
olan bir mercek, 1/0.25 veya 4
diyoptri kırma gücüne sahiptir
•
İnsan gözü dinlenme sırasında
yaklaşık 66.7 diyoptrilik kırma
gücüne sahiptir
GÖZÜN KIRICI ORTAMLARI
• Gözün mercek sistemi dört kırıcı geçis yüzeyinden
olusmaktadir:
• (1) Hava ve korneanin ön yüzü arasindaki geçis yüzeyi
• (2) Korneanin arka yüzü ve humör aköz arasindaki geçis
yüzeyi
• (3) Humör aköz ile göz merceginin ön yüzü arasindaki
geçis yüzeyi
• (4) Mercegin arka yüzü ile korpus vitreum arasindaki
geçis yüzeyi
• Havanin kirma indeksi 1; korneanin 1,38; aköz humörün
1,33; seffaf mercegin (ortalama) 1,40; ve vitröz humörün
1,34'dür.
Akomodasyon
Görme Kusurları 1
• Hipermetropi:
• Göz küresinin ekseni gözün kırma gücüne göre
normalden kısadir ya da
• Gözün kırma kuvveti normalden düsük oldugundan
sonsuzdan paralel gelen ışınlar retina arkasında
odaklanir.
• Bozukluk odak uzakığını kısaltarak gözün kırma gücüne
yardım eden konveks merceklerle düzeltilebilir.
• Çocuk dünyaya geldiginde hipermetroptur.
• Yaslilikta ise lensin kirma kuvveti azalir. Yaslilikta olusan
bu çesit hipermetropiye ise presbiyopi denir.
Görme Kusurları 2
•
Miyopi'de (yakın görme) gözün ön-arka çapı normalden daha
uzundur. Miyopinin kalıtımsal olduğu söylenir
•
Öte yandan deney hayvanlarında gelişim sırasında kırılmada
değişiklik yaparak miyopi meydana getirilebilir
•
Böylece göz biçiminin kısmen göze sunulan kırılma tarafından
belirlendiği ortaya çıkmaktadır
•
Genç ergin insanlarda ders çalışma gibi yoğun, yakın mesafede
çalışmalar miyopinin gelişmesini hızlandırır
•
Bu kusur paralel ışık ışınlarını göze girmeden önce hafifçe ayrıştıran
bikonkav merceklerle düzeltilebilir
Görme Kusurları 3
Astigmatizma
• Kornea eğriliginin üniform olmadığı sık
rastlanılan bir durumdur.
• Bir meridyendeki eğrilik diğerlerinkinden farklı
olduğu zaman, o meridyende kırılan ışınlar farklı
bir odağa gideceğinden retinadaki görüntünün o
kısmı bulanır.
• Astigmatizma genellikle bütün meridyenlerde
kırılmayı eşitleyecek sekilde yerleştirilen silindirik
merceklerle düzeltilebilir .
Katarakt
• Özellikle yaşlılarda görülen bir göz
bozukluğudur.
• Mercekte bulutsu veya opak alan olarak
tanımlanır.
• Işık geçişini azalttığından merceğin cerrahi
olarak çıkarılmasıyla durum düzeltilebilir
Görme Kusurları 4
GÖRÜNTÜ OLUŞTURMA MEKANİZMASI
•
Gözler, görünür spektrumdaki
enerjiyi optik sinirdeki aksiyon
potansiyeline çevirir
•
Görünür ışığın dalga boyu
yaklaşık olarak 397 nm ile 723
nm sınırları arasındadır
•
Çevredeki nesnelerin görüntüleri
retina üzerine odaklanır
•
Retinaya çarpan ışınlar basil ve
konilerde potansiyeller üretir
•
Retinada başlayan impulslar,
görme duyusu oluşturdukları
serebral kortekse iletilir
Gözde Derinliğin Algılanması
• Uzaklığın belirlenmesi yeteneğine derinlik
algısı denir.Başlıca 3 şekilde algılanır.
• Bilinen nesnelerin büyüklüğü
• Hareketli paralaks
• Stereopsis
Göz içi sıvılar
GÖZ İÇİ SIVILARI
GÖZ İÇİ SIVILAR
GLOKOM
• İntraoküler basınç
• • 12-20 (ort: 15) mmHg
• • Patolojik artış (glukom) – görme kaybı
Glokom
Retina (1)
•
Retina ön tarafta hemen hemen siliyer cisimlere kadar yayılır; 10 tabakadan
oluşmuştur ve görme reseptörleri olan basil ve koniler ile 4 tip nöron içerir
•
Bu nöronlar bipolar hücreler, gangliyon hücreleri, horizontal hücreler ve amakrin
hücreler'dir
•
Koroide bitişik olan basil ve koniler bipolar hücrelerle, bunlar da gangliyon hücreleri ile
sinaps yapar. Gangliyon hücre aksonları bir araya gelerek gözü optik sinir olarak
terk eder
•
Horizontal hücreler, reseptör hücreleri dış pleksiform tabakadaki diğer reseptör
hücrelere bağlar. Amakrin hücreler, iç pleksiform tabakadaki gangliyon hücrelerini
birbirlerine bağlar ve bazen bipolar hücrelerle gangliyon hücrelerinin arasına sokulur
•
Bu hücrelerin aksonları yoktur ve çıkıntıları komşu nöral elemanlarla hem pre- hem
de postsinaptik bağlantılar yapar
•
Bipolar hücreler üzerinde reseptörler, gangliyon hücreleri üzerinde de bipolar hücreler
önemli düzeyde kavuşum yaparlar.
Retina
Retina (2)
•
Retinanın reseptör tabakası koroidin karşısında yer aldığından ışık ışınları koni ve
basillere ulaşmak için gangliyon hücresi ve bipolar hücre tabakalarmdan geçmek
zorundadır
•
Koroidin retinaya bitişik pigmentli tabakası, ışık ışmlarını, retinaya geri yansımalarını
önlemek için absorbe eder. Böyle bir yansıma görsel imajların bulanmasma yol
açacaktır
•
Retinanm nöral elemanları, Müller hücreleri denen glial hücreler tarafından birbirine
bağlıdır. Bu hücrelerin çıkıntıları retinanın iç yüzeyinde bir iç sınır (limitan) zarı,
reseptör tabakasmda bir dış sınır zarı oluştururlar
•
Optik sinir göz küresinin arka kutbunun hafifçe üzeri ve 3 mm kadar medyalinde yer
alan bir noktadan gözü terk ederken retina kan damarları bu noktadan göze girerler
•
Bu bölge oftalmoskopta optik disk olarak görülür. Disk üzerinde hiçbir görme
reseptörü bulunmadığmdan bu nokta kördür (kör nokta)
•
Gözün arka kutbunda sarı pigmentli bir nokta olan makula lutea vardır
Retina (3)
•
Burası, konilerin yoğun şekilde bulunduğu, reseptörler üzerinde kan damarlarının
olmadığı ve çok az sayıda hücre bulunan ince, basillerden yoksun retina bölümünü,
yani fovea sentralis'i işaret eder
•
Fovea insanlarda iyi gelişmiştir. Görme keskinliğinin en fazla olduğu nokta burasıdır.
Bir cisme dikkatle bakıldığında gözler, bu cisimden gelen ışık ışmlarını fovea üzerine
düşürecek şekilde hareket ederler
•
Retinanın vitröz yüzeyine yakın yüzeyel tabakalarındaki arterler, arterioller ve venler
oftalmoskopla görülebilir
•
Vücutta arterioIlerin gözle kolayca görülebildiği tek yer burası olduğundan,
oftalmoskopik muayene diabetes mellitus, hipertansiyon ve kan damarlarını
etkileyen diğer hastalıkların tanı ve değerlendirilmesinde büyük önem taşır
•
Retina damarları bipolar ve gangliyon hücrelerini sular, fakat reseptörler çoğu yerde
koroiddeki kapiller pleksus tarafından beslenirler
•
Retina ayrılmasının reseptör hücrelerini için bu derece zararlı olmasının nedeni budur
Gözün Yapısı
Retinanin pigment tabakasi
• Bu tabakadaki siyah melanin pigmenti göz
küresindeki ısık yansımaların önler.
• Keskin bir görüntü olusumu için gerekli
olan karanlık ve aydınlık noktalar
arasındaki kontrast olusumunu saglar.
• Büyük miktarlarda A vitamini bulunur.
• Pigment tabakasina gömülü olan koni ve
basillerin dis segmentleri tarafindan alınıp
kullanılır.
Retinanin kanlanmasi
• Retinanin iç tabakalari, göz küresine optik
sinirlerle giren, merkezi retinal artarlerden
beslenir.
• Dıs tabakalari ise retina ve sklera arasinda
çok damarsal bir yapi olan koroidden
beslenir.
• Basil ve konilerin dis segmentleri de
koroidden besin ve oksijen
gereksinimlerini karşılarlar.
Fotoreseptörler (1)
•
Her basil ve koni, bir dış segment
ile bir nükleer bölge ve bir sinaptik
alan içeren bir iç segmente
bölünür
•
Dış segmentler değişime uğramış
silialar olup düzenli yassı kese
grupları veya zardan yapılmış
disklerden oluşmuştur
•
Bu kese ve diskler ışıkla
reaksiyona girerek görme
yollarında aksiyon potansiyellerini
başlatan fotosensitif bileşikler
içerir. İç segmentler mitokondriden
zengindir
Fotoreseptörler (2)
•
Dış segment basillerde ince
ve uzun, konilerde konik bir
yapıya sahiptir
•
İç segment, sitoplazma ve
sitoplazmik organelleri içerir.
Özellikle mitokondri miktarı
fazladır ve fotoreseptör işlevi
için enerji sağlamada
önemlidirler
•
Sinaptik gövde, koni yada
basilin sonraki sinir hücreleri
olan, horizontal ve bipolar
hücreler ile bağlantı sağlayan
bölümdür
Fovea
Fotoreseptörler (3)
•
Bu hücrelere basil adı verilmesinin nedeni
dış segmentin ince ve basile benzemesidir.
Koniler yapılarının retinada bulunma yerine
göre değişmesine karşın genellikle kalın iç
segment ve konik bir dış segmente sahiptir
•
Konilerde keseler, hücre zarının
katlanmasıyla dış segmentlerde oluşurken
basillerde diskler hücre zarından ayrıdırlar
•
Basillerin dış segmentleri, segmentin iç
yanında yeni disk oluşumu ile eski
disklerin fagositozu ve dış uçta pigment
epitel hücreleri tarafından sürekli
yenilenir
•
Konilerin yenilenmesi ise daha diffüz bir
süreç olup dış segmentin birçok noktasında
görülür
Fotoreseptörler (4)
•
Foveada hiç basil bulunmaz ve foveadaki her koni kendisini bir tek
gangliyon hücresine bağlayan tek bir midget bipolar hücreye sahip
olduğu için optik sinirdeki tek bir life bağlıdır
•
Retinanın diğer bölgelerinde sahneye basiller hakimdir ve önemli
düzeyde kavuşum (konverjans) görülür
•
•
Yassı bipolar hücreler çok sayıda koni ve basil ile sinaps yaparken
basil bipolar hücreleri de çok sayıda basille sinaps yapmaktadır
•
Her insan gözünde 6 milyon koni ile 120 milyon basil bulunurken
her optik sinirde sadece 1.2 milyon sinir lifi bulunduğundan
reseptörlerin bipolar hücreler aracılığı ile gangliyon hücreleri
üzerinde yaptığı genel kavuşum oranı yaklaşık 105: 1' dir
Fotoreseptörler (5)
• GÖRMENIN FOTOKIMYASI
• Koni ve basiller ışıga maruz kalınca, basillerde
rodopsin, konilerde koni pigmenti parçalanır ve
gözden çıkan sinir lifleri uyarılır.
• Az ışıkta görmeyi (skotopik görüs) saglayan
basillerde pigmentin (rodopsin) opsini skotopsin,
Aydinlikta görmeyi (fotofobik görüs) saglayan
konilerde bulunan pigmentin (koni pigmenti) opsini
ise photopsindir.
• Retinal yapısı her iki pigment de ortakdır
Basilde rodopsin-retinal görsel
döngüsü
•
•
•
•
•
Basilin dış segmenti
%40 Rodopsin denen ışığa duyarlı pigment
içerir.
Kırmızı renginden dolayı görme moru da denir.
Bu madde skotopsin ve retinalin bileşiminden
oluşur.
Retinal 11-cis formundadır.
Çünkü sadece bu form skotopsinle birleşip
rodopsin sentezleyebilir.
Rodopsin-retinal görme
döngüsü-basillerin uyarılması
• Rodopsin → skotopsin + 11-cis-retinal
• Isik , rodopsin → 11-cis-retinal → all-trans-retinal’e
çevrilir.
• all-trans-retinal skotopsinden uzaklasmaya baslar.
• All-trans-retinal ve skotopsinin kismen ayrilmis parçasi →
batorodopsin’i
• Batorodopsin → lumirodopsin’e → metarodopsin 1’e →
metarodopsin 2
• sonuçta → skotopsin ile all-trans-retinal’e dönüsür.
• Rodopsinin rengi koyu kirmizidir (görme moru)
• Metarodopsin 2 ise saridir ( isikta rodopsinin solmasi)
Rodopsinin yeniden olusumu
• All-trans-retinal → 11-cis-retinal (Retinal
izomeraz )
• 11-cis-retinal, skotopsin ile birleserek rodopsinin
yeniden olusumunu saglar.
• All-trans-retinal → all-trans-retinol (A vitamini) ‘e
de dönüsebilir.
• All-trans-retinol → 11-cis-retinal ‘e izomerazlarla
dönüsür.
• Retinal ve A vitamini arasındaki karşılıklı
dönüsüm farklı ışık siddetlerine retinanın uzun
süreli adaptasyonunda özellikle önemlidir.
gece körlügü
• A vitamini eksikliginde gece körlügü
olusur. Nedeni, uygun miktarda retinale
dönüsecek A vitamininin
olmamasındandir.
Görme reseptörlerinde reseptör
potansiyeli
•
Görme reseptörleri ısık ile uyarılınca hiperpolarizasyon meydana
gelir. Bunun nedeni, rodopsin parçalandıgında, basilin dıs segment
membraninin sodyum geçirgenliginin azalmasidir.
•
Işık → basil ve konilerde hiperpolarize edici reseptör potansiyeli
yaratir. Karanlikta basil yada koninin membrani sodyum ve
potasyum iyonlarina karşı eşit derecede geçirgendir.
•
Bu durum –40 mV’luk istrahat potansiyeline neden our. Basilin dis
segmentindeki rodopsin ışık ile parçalanmaya baslayınca, dış
segmentten sodyum içeri alimi azalir. Pozitif iyonlar basil içinde
azalir, membran içi negativite artar, hiperpolarizasyon olur.
•
Maksimum ışık şiddetinde membran potansiyeli –70_-80 mV’a
yaklasir yani potasyum iyonlarinin membran denge potansiyeline
yakındir.
Basillerin Uyarılması
Reseptör Potansiyeli 1
Reseptör Potansiyeli
2
Reseptör Potansiyeli
4
Reseptör Potansiyeli
Photon
strikes
rhodopsin
Membrane potential
hyperpolarizes
 less
neurotransmitter is
released
3
Fotoreseptör Potansiyeli
Rodopsin parçalanması  metarodopsin 2

inaktif transdusin (G protein)  aktif transdusin

fosfodiesterazı uyarır

cGMP parçalanır

HiperpolarizasyonDış segment sodyum kanalı
kapanır
Rodopsin parçalanmasının membran
sodyum iletkenligini azaltma
mekanizmasi
1. Isik, rodopsinin 11-cis-retinal parçasini uyararak metarodopsin 2
olusumuna yol açar.
2. Metarodopsin 2, basilin disk ve hücre membraninda inaktif bir protein
olan transdusini (G protein) aktif hala döndürmek için enzim gibi
islev görür.
3. Uyarilmis transdusin, çok sayida fosfodiesteraz molekülünü uyarir.
4. Siklik GMP (siklik guanozin monofosfat molekülü), basilin dis zarinin
sodyum kanal proteinine baglanarak kanalin açik durumda kalmasini
saglayan bir moleküldür. Işık fosfodiesteraz cGMP’yi
parçalar.Böylece cGMP düzeylerinde azalma sodyum kanallarinin
kapanmasina neden olur. Sodyum iyonlarinin akışındaki bu azalma,
basilleri uyaran nedendir.
5. Yaklasik 1 sn içinde, basilde bulunan baska bir enzim olan rodopsin
kinaz, rodopsini inaktive eder ve sodyum kanallari normal durumuna
geri döner.
Phototransduction
Konilerde renkli görmenin fotokimyası
• Skotopsin yerine fotopsin yer alır
• Retinal kısmı aynıdır.
• Koni tipinde 3 renkli pigment (mavi,yeşil
kırmızıya duyarlı) bulunur.
• Işığı absorbe etme yetenekleri sırasıyla,
445,535,570 nm dalga boylarındadır.
AYDINLIGA VE KARANLIGA
UYUM
• Bir kişi uzun süre parlak ışıkta durduysa, basil ve
konilerdeki fotokimyasal maddeler retinal ve
opsinlere geri dönüşmüs olacaktir.
• Retinalin çogu da A vitaminine dönüşecektir.
Buna bagli gözün ışıga duyarlılığı azalır.Buna
aydınlıga uyum denir.
• Kişi uzun süre karanlıkta kalırsa, basil ve
konilerdeki retinal ve opsinler yeniden ışıga
duyarlı pigmentlere dönüşür. A vitamini de
retinale dönüştürülür. Buna karanlıga uyum
denir.
Aydınlık ve karanlığa uyumun diger yolları
• 1. Pupilla büyüklügündeki degisme → Bu sayede 30 kat
uyum saglanir.
• 2. Retinanin kendisindeki görme zincirinin ardışık
aşamalarindaki nöronlari ve beyni ilgilendiren sinirsel
uyumdur. Işık şiddeti ilk arttığında retinal hücrelerde
iletilen uyari şiddeti önce artar. Sonra sinir devresindeki
iletimin degisik asamalarinda bu uyari azalir. Göz ışığa
duyarlılığını 500 bin- 1 milyon kat degistirebilir.
• Görüntülerin retina tarafindan kaydedilebilmesi,
görüntüdeki hem karanlik, hem de aydinlik noktaların
saptanmasi gerektiginden, retinanin duyarliliginin her
zaman ayarlanmasi ve böylelikle reseptörlerin daha
aydınlık alanlara yanıt vermesi, daha karanlık alanlara
yanıt vermemesi gerekir.
Retinal Processing: Receptive Fields of
Ganglion Cells
Retinadaki Sinaptik Mediyatörler
•
Retinada farklı sinaptik transmiterlerin birçok çeşidi bulunur
•
Bunlar; asetilkolin, dopamin, serotonin, GABA, glisin, P
maddesi, somatostatin, TRH, GnRH, enkefalinler, β-endorfin,
CCK, VIP, nörotensin ve glukagonu kapsar
•
Retinada sadece amakrin hücreler asetilkolin salgılar
•
Farklı amakrin hücre popülasyonlarında peptidler bulunmuş olup
bunlara ek olarak herbiri farklı şekil ve olasılıkla farklı fonksiyona
sahip kolinerjik, dopaminerjik ve serotonerjik amakrin hücreler de
vardır
Retinada Görüntünün İşlenmesi
Periferik retina
•
Yeni hizli koni sistemi
Saf basil görmesi
Retinanin foveal bölümü
Periferik retina (Basil ve konileri içerir)
•
¯¯
•
1. Koni
1. Basil
•
¯¯
•
dis pleksiformda lateral
horizontal hücreler
•
inhibitör ileti ¯
•
horizontal hücreler ¯
•
¯¯
•
2. Bipolar hücreler
2. Bipolar hücreler
•
¯
Ortadaki tek bipolar hücre
•
iç pleksiform tabakada lateral ¯
•
ileti amakrin hücre
3. Amakrin hücre
•
¯¯
•
3. Ganglion hücre
4. Ganglion hücre
•
Direk yolda 3 nöron vardir.
Direk yolda 4 nöron vardir.
Horizontal hücreler
•
•
•
•
•
bipolar hücre dentriti, basil-koni sinaptik gövdesi ve diger horizontal
hücreler ile lateral baglanti yapar.
Horizontal hücrenin outputu inhibitördür. Bu lateral baglantılar lateral
inhibisyona sebep olur.
Lateral inhibisyon, görsel imgelerin uygun görsel kontrastla MSS’e
kadar iletilmesini saglar.
Bazı amakrin hücrelerde lateral inhibisyonla görsel kontrastın
artmasini saglar. Böylece gelen uyarıcı sinyalin dentrit ve aksonal
dallanma ile çevreye yayılmasi önlenmiş olur.
Görsel resimdeki kontrastlı kenarların iletilmesinde yüksek görme
keskinligine olanak saglayan esas mekanizma lateral inhibisyondur.
Bipolar hücreler:
•
•
•
•
Basil ve koni uyarılınca bazı bipolar hücreler depolarize, bazıları
hiperpolarize olur. Bunun için 2 olasilik olabilir.
1. olasilik: basil ve koni uyarilinca salinan glutamat, bazı bipolar hücreleri
depolarize, bazilarini hiperpolarize yapar.
2. olasilik: bazi bipolar hürelerin basil ve konilerden direk uyari alması,
bazılarinin ise sinyalleri indirek olarak horizontal hücreler araciligi ile
almasidir.
Depolarize ve hiperpolarize edici bipolar hücrelerin yanyana uzanması
sonucu görüntüde kontrast sınırları ayırtedici mekanizma oluşur.
•
Mekanizma ne olursa olsun bu olgunun önemi bipolar hürelerin yarısının
pozitif yarısının negatif sinyaller iletmesidir.
Amakrin hücreler
•
•
•
•
•
•
•
görsel sinyallerin retinayi terk etmeden önceki baslangiç analizinde yardimci
ara nöronlardir.
Aydinlatmadaki degisikliklerden etkilenirler. Hem isigin açilmasindan, hem
de kapanmasindan kisa süren depolarizasyon gösterirler ve impuls
dogmasina neden olurlar. 30 kadar tipi bulunmustur.Bunlardan bilinenlerin
özellikleri sunlardir:
1. tip: Basil görmesi için gerekli olan yolun direkt parçasidir.
2. tip: Sinyalin baslangicinda kuvvetli cevap verirler, sonra cevap hizli
kaybolur.
3. tip: Sinyalin kaybolusunda kuvvetli cevap verir, yinede cevap hizli
kaybolur.
4. tip: Isik hem yandiginda, hem de söndügünde cevap verir.
5. tip: Yöne duyarli hücrelerdir. Bir ışık noktasinin retinada belli bir
dogrultuda hareket etmesine yanit verirler.
Ganglion Hücreleri
• • 100 milyon çubuk + 3 milyon koni →
• 1.6 milyon ganglion hücresi (konvergens)
• • Fovea’da 1-1 (keskin görüş)
• • Periferal retinada 200-1 (ışık duyarlılığı)
• • Tipleri:
• W: %40; 8m/s, geniş reseptif alanlar. uyarıları basillerden amakrin
aracılığıyla alırlar
• [kaba görüş, hareket yönü algılama] 10 mikron
• • X: %55; 14m/s, küçük reseptif alanlar 15 mikron
• [keskin görüş, renkli görme]
• • Y: %5; 50m/s, geniş reseptif alanlar
•
[ani değişimlerin bildirilmesi]
Ganglion hücreleri:
•
•
Retinal ganglion hücrelerinin tipleri: W, X ve Y olmak üzere 3 tiptir.
W hücreleri: Tüm ganglion hücrelerinin % 40'ini olusturur. Çaplari 10 mm' den
küçüktür. Uyari iletimi 8 m /san'dir. Basillerden gelen uyari, küçük bipolar hücre,
amakrin hücre araciligiyla W hücrelerine gelir. Retinada dentritleri ile genis alan
kaplarlar. Görme alani içinde her yerde, bas ve göz hareketleri ile ilgili impulslari
ileterek, dogrultusal hareketleri saptamada özellikle hassastirlar. Karanlikta kaba basil
görmemizin büyük bölümünden sorumludurlar.
•
X hücreleri: Ganglion hücrelerinin % 55'ini olustururlar. Çaplari 10-15 mm
arasindadir. Uyari iletimi 14 m/san'dir. Dentritleri küçük oldugundan retinada az alan
kaplarlar. Bu yüzden sinyaller daha çok dar retinal bölgeleri temsil eder. Görsel
resmin kendi esas olarak X hücrelerince iletilir. Her X hücresi en az bir koniden uyari
alir. Bu nedenle tüm renkli görmeden sorumlu tutulmaktadir Bunlarin merkezi
uyarilinca impuls olusur ve uyarma devaminca impuls olur, perifer aydinlaninca
impuls dogmaz.
•
Y hücreleri: Tüm ganglion hücrelerinin % 5'ini olustururlar. Çaplari 35 mm olup, en
büyüktürler. Beyine uyari iletimi 50 m / san'lik hizladir. Dentritik alanlari genistir.
Görsel resimdeki hizli hareket yada isik siddetindeki hizli degisimlere yanit verirler.
Gözlerin harekete dogru çevrilmesini saglayacak uygun ipucu vermesi disinda, olayin
yerini hatasiz belirleyemez. Merkez ve periferi uyarilinca ayni reaksiyonlar görülür.
GÖRMENIN MERKEZI FIZYOLOJISI
•
•
•
•
•
•
Ayrica diger görmeden sorumlu bölgeler sunlardir:
Optik traktusdan;
1. Hipotalamusun suprakiazmatik nükleusuna gidenler, sirkadien
ritmin kontrolünde,
2. Pretektal çekirdeklere gidenler , Önemli cisimler gözün
odaklanmasi için refleks hareketleri ve pupillanin isik refleksinin
olusumunu saglarlar.
3. Superior kollikulusa gidenler ,iki gözün hizli doğrusal hareketlerini
kontrol ederler.
4. Talamus ventral lateral genikulat nükleuslari ve beyni çevreleyen
bazal bölgelere gidenler, vücudun bazi davranissal islevlerini
kontrolde yardim ederler.
Görme Yolları
Dorsal lateral genikulat
çekirdeğinin görevleri
• 1-optik traktusun görsel bilgisini optik
radyasyon aracılığıyla görme korteksine
bağlar.Tam birebir ileti vardır.
• 2,3,5 temporalden 1,4,6 nasalden liflerini
alırlar.
• 2-Sinyallerin iletilmesinde kapı görevi
yapmaktır.
Dorsal lateral genikulat
çekirdeğinin görevleri
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Retina bilgisinin aktarımı
• İpsilateral gözden gelenler
II, III ve V;
• Kontralateral gözden gelenler
I, IV ve VI. tabakalarda
sonlanır
Görsel sinyallerin süzülmesi
• Kortikofugal lifler
• Mezensefalik retiküler lifler
LGN Tabakaları:
I ve II: Magnoselüler (Y tip ganglion
hücrelerinden); hızlı iletim
III-VI: Parvoselüler (X tip ganglion
hücrelerinden) Renk kodlaması,
yer bilgisi...
Magnoselüler tabakalar
• 1,2 tabakalar olup büyük nöronlar içerirler
• Giriş sinyallerini Y retinal ganglion hücrelerinden
alırlar
• Görme korteksine hızlı iletim yolu sağlarlar.
• Bu sistem renk körüdür.Sadece siyah beyez bilgi
taşırlar.
• Birebir ileti zayıftır.Çünkü fazla sayıda Y
ganglion hücresi vardır.
•
Parvoselüler tabakalar
• 3-6 tabakalar küçükten orta boya değişen
hücreler içerirler.
• Giriş sinyallerini X tipi ganglion
hücrelerinden alırlar.
• Renk iletirler
• Hassas birebir uzamsal bilgi taşırlar.
• Orta derecede bir ileti hızı taşırlar.
Görme Yolları -GörmeKorteksi
PRIMER GÖRME KORTEKSI
•
(BRODMANN’IN 17. KORTIKAL ALANI = STRIAT KORTEKS = V1)
•
•
- Kalkarin fissür alaninda
- Her bir oksipital korteksin medial bölümünde oksipital kortekse
dogru uzanir.
- Gözlerden gelen direk görme sinyallerinin sonudur.
- Makula oksipital kutbun yakininda sonlanir. Fovea görme
keskinliginde önemli oldugu için primer görme korteksinde de
perifere göre çok fazla yer kaplar.
Retinanin üst bölümü yukarida, alt bölümü de asagida temsil
edilir.
•
•
•
•
KORTEKSIN SEKONDER GÖRME ALANLARI
•
( GÖRSEL ASSOSIASYON ALANLARI ,V2 = BRODMANN’IN 18. ALANI,
V3, V4)
• - Primer görme korteksinin lateral, anterior, superior ve
inferiorunda uzanirlar.
• - Sekonder sinyaller, görme anlamlarinin analizi için
buraya gönderilirler
Görme Yolları
Görme Korteksi
Renk Körlüğü 1
•
Renk körlüğünü saptamak için çok sayıda test bulunmaktadır
•
En sık kullnılan rutin testler ip-eşleme testi ve İshihara kartlarıdır
•
İlk testte kişiye çeşitli renklerde iplerden oluşan bir yumak verilir ve bu
yumaktaki ipleri eşlemesi istenir
•
İshihara kartları ile buna benzeyen çok renkli kartlara renkli
beneklerden yapılmış şekiller basılı olup zeminine benzer büyüklükte
renkli beneklerden oluşur
•
Şekillerde kullanılan renkler renk körü bir kişiye zeminle aynı
görülecek şekilde seçilmiştir
Renk Körlüğü 2
•
Renk körü olan bazı bireyler bazı renkler arasında ayrım yapamazken diğer bireylerde sadece bir
renk zayıflığı bulunur
•
–anomali son eki renk zayıflığını gösterirken –anopi son eki renk körlüğünü gösterir
•
Prot-, döter- ve tri- ön ekleri sıra ile kırmızı, yeşil ve mavi koni sistemlerinin kusurunu gösterir
•
Renkli görmenin normal olduğu kişilerde protoanomali, döteranomali ve tritanomali bulunan
bireylere trikromat denir; bunlarda 3 koni sisteminin tümü vardır fakat bu sistemlerden bir tanesi
zayıf olabilir
•
Dikromatlar sadece 2 koni sistemine sahip kişilerdir; bunlarda protoanopi, döteranopi veya
tritanopi bulunabilir
•
Monokromatlarda yalnız tek bir koni sistemi vardır veya bazı durumlarda görüldüğü gibi konilerin
tümü doğmalık olarak bulunmaz
•
Dikromatlar sadece 2 temel rengi karıştırarak kendi renk spektrumlarını eşleştirebilirken
monokromatlar sadece tek bir temel rengin yoğunluğunu değiştirerek bunaları eşleştirir
Renk Körlüğü 3
•
Renk görmenin anormal olması beyaz ırkın erkeklerinde %8, kadınlarında %0.4 kadar bir
oranda görülür
•
Tritanomali ve trianopi ender olup cinsiyet ayrımı göstermez. Bununla beraber renk körü
erkeklerin yaklaşık %2’si protanopi veya döteranopili dikromatlar, yaklaşık %6’sı
kırmızıya duyarlı veya yeşile duyarlı pigmentin spektral duyarlığında kayma bulunan
anormal trikromatlardır
•
Bu anormallikler resesif ve X’e bağlı karekterler olarak katılır. Erkekte germ hücresi
dışındaki bütün hücreler 44 somatik kromozoma ek olarak bir X ve bir Y kromozom
taşıdığı için X kromozomunda anormal genin bulunması halinde bu erkeklerde renk
körlüğü bulunacaktır
•
Öte yandan normal kadın hücrelerinde her biri bir atadan gelmiş 2 X kromozomu
bulunması ve bu anormalliklerin resesif olmasından ötürü kadınlarda bir kusurun
görülebilmesi için her iki X kromozomunda anormal gen bulunması gerekir
•
Bununla beraber X’e bağlı renk körlüğü bulunan bir erkeğin kız çocukları renk körlüğü
taşıyıcısı olup bu kusuru kendi erkek çocuklarının yarısına geçirecektir. Dolayısıyla X’ e
bağlı renk körlüğü kuşaktan kuşağa geçer ve her ikinci kuşak erkeklerinde görülür
Görme Keskinliği 1
•
Fizyolojik nistagmus görme keskinliği'ni belirleyen birçok etmenden bir
tanesidir
•
Görmeye ait bu parametrenin görme eşiği ile karıştırılmaması gerekir
•
Görme eşiği, ışık duygusuna neden olan en az ışık miktarı iken görme
keskinliği, nesnelerin ayrıntı ve sınırlarının farkedilme derecesidir
•
Diğer ölçümlerin çok daha doğru olduğunu gösterir kanıtların
bulunmasına karşın görme keskinliği genellikle minimum
ayırdedilebilirlik, yani 2 çizginin birbirinden ayırd edilebilmesi ve 2 ayrı
çizgi olarak farkedilmesi için gereken en kısa aralığa göre tanımlanır
•
Klinikte görme keskinliğinin saptanmasında en sık kullanılan yöntem
hemen herkesin bildiği, 20 ft (6 m) uzaklıktan okunan Snellen harf
tablosudur
Görme Keskinliği 2
•
Teste alınan kişi bu tabloda ayırdedebildiği en küçük sırayı yüksek sesle okur
•
Testin sonucu ondalık kesirle gösterilmekte olup kesrin paydası kişinin tabloyu
okuduğu mesafe olan 20'dir
•
Kesrin payı ise o kişinin okuyabildiği en küçük sıranın, normal bir kişi
tarafından okunabildiği en uzak mesafedir
•
Normal görme keskinliği 20/20 olup görme keskinliği 20/15 olan bir kişi
normalden daha iyi görmekte (bu durumu uzak görme ile karıştırmayınız) iken
görme keskinliği 20/100 olan bir kişide görüş normalin altındadır
•
Snellen tabloları hazırlanırken normal bir kişinin 20 ft mesafeden okuyabileceği
en küçük satırdaki harflerin boyları 5 dakikalık bir görme açısına karşılık
gelecek şekilde düzenlenmiştir
Görme Keskinliği 3
•
Harflerdeki her çizgi 1 dakikalık bir yaya karşılık olup harflerdeki
çizgiler 1 dakikalık yayla birbirlerinden ayrılmıştır
•
Yani normal bir bireydeki mimimum ayırdedilebilirlik yaklaşık 1
dakikalık bir görme açısına karşılık gelmektedir
•
Görme keskinliği karmaşık bir fenomen olup çok çeşitli etmenlerin
etkisi altındadır
•
Bu etmenler arasında gözün hayal oluşturma mekanizmalarının
durumu gibi optik faktörler, konilerin durumu gibi retina faktörleri ve
ortamın aydınlatılması, uyaranın parlaklığı, uyaran ile zemin
arasındaki kontrast ve kişinin uyaranla karşılaşma süresi gibi uyarana
ait faktörler bulunmaktadır
GÖRME ALANLARI; PERIMETRE
•
•
•
•
•
•
•
•
Görme alani, belli bir anda bir göz tarafindan görülen görüs alanidir.
Nazal tarafda görülen alan nazal görme alani, lateral tarafda görülen
temporal görme alanidir.
Göme alani tesbiti perimetre ile yapilir.
Kisi gözünün tam ortasinda bulunan merkezi bir noktaya bakar.
Sonra, küçük bir ışık noktasi yada küçük bir cisim görme alaninin
tüm alanlarinda öne ve arkaya hareket ettirilir. Kisi cismi yada ışığı
ne zaman görebildigini yada göremedigini belirtir.
Böylece görme alani tesbit edilir. Merkezi görme noktasinin 15
derece lateralinde optik diskin bulundugu kör nokta bulunur.
Homonim:Her iki görme alanlarınınaynı tarafın kör olması
Hemianopsia: Yarım körlük
Heteronim: Görme alanlarının aksi yanları
GÖRME ALANLARINDA ANORMALLIKLER
•
•
•
•
•
•
Skotom: Görme alanında, optik disk dışında bulunan diger kör
noktalara denir. Nedenleri:
- Glokom (göz küresi içinde çok fazla sıvı basıncı olmasi
- Retinadaki alerjik reaksiyonlar
- Kursun zehirlenmesi
- Aşırı tütün kullanımı gibi toksik koşullarda optik sinir hasarı
meydana gelir.
Retinitis Pigmentosa Hastaligi: Perimetre ile teshis edilir.
Retinanın bazı bölümleri dejenere olmus ve dejenerasyona uğrayan
alanlarda aşırı miktarda melanin pigmenti depolanmistir. Retinanin
periferinden baslayip, merkeze kadar ilerleyebilen körlüğe yol açar
,
Download