diyanet teşkilatı nefis muhasebesi yapmalı

advertisement
DİYANET TEŞKİLATI NEFİS MUHASEBESİ YAPMALI
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) İlahiyat Fakültesi’nin yeni hizmet binasının
açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ hakkında “Bu örgütün hoca
kıyafeti giymiş elebaşı, ehlisünnet geleneğinde olmayan takiyeyi temel inanç kaidesi
haline getirerek kişiliksiz, kimliksiz bir güruh yetiştirmiştir. Bu güruhun en büyük
özelliği ise, hiç düşünmeden yalan söyleyebilmesi, örgüt çıkarları için her türlü
gayrimeşru işe imza atabilmesidir” dedi.
Play
Current Time0:00
/
Duration Time0:00
Loaded: 0%
Progress: 0%
00:00
Fullscreen
00:00
Mute
Törende Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Millî Eğitim
Bakanı İsmet Yılmaz, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, AK Parti
Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Rize Valisi Erdoğan Bektaş, RTEÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin
Karamanda hazır bulundu. Eşi Emine Erdoğan ile birlikte törene katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir
konuşma yaptı.
"BU HİZMET BİNASI ÜNİVERSİTELER İÇİN BİR ÖRNEK OLACAK"
İlahiyat Fakültesinin yeni eğitim-öğretim binasının Rize’ye, Türkiye’ye ve İslam âlemine hayırlı
olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 65 milyon liraya mal
olan ve tamamıyla yerel mimariyle inşa edilen fakülte binasını yaptıran Doğuş Grubuna teşekkür etti.
İçinde dekanlık, 95 akademisyen odası, 44 dersliği, 250 kişilik konferans salonu, 40 bin kitaplı
kütüphanesi, 2 hafızlık odası, tezhip, ebru, hat atölyeleri ve kapalı otopark bulunan binanın kendi
içinde adeta küçük bir külliye olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karadeniz Bölgesi’ne ait
geleneksel mimari ile modern mimariyi başarıyla mezceden bu binanın tüm üniversitelerimiz için
örnek olacağına inanıyorum” dedi.
"MİMARİ DENİNCE AKLA BETONUN SOĞUK YÜZÜ GELMEMELİ"
Nerede olursa olsun, artık insanı yoran, ürküten, cesameti altında ezen binalar yerine, çevreyle,
tabiatla ve fıtratla barışık eserlerin ortaya konması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,
şunları ekledi: “Gökyüzünün maviliğini kapatan, güneşin aydınlığını örten, yıldızların parıltısını
söndüren binalar dikmek asla inşa etmek değil. İnşa etmek, özünde imar ve ihya etmektir. Maalesef
son dönemde özel sektörümüzün ve bazı kuruluşlarımızın farklı kaygılarla, kâr hırsıyla bu inceliği
gözden kaçırdıklarına şahit oluyoruz. Ülkemizde mimari deyince, akla çelik ve betonun soğuk yüzü
gelmemeli. Selçuklu ve Osmanlı mimarisine baktığımızda, insanı merkeze alan, tabiatla ve hayatla
uyumlu bir çizginin hâkim olduğunu görürsünüz. İşte bakın burada ahşabı görüyorsunuz, taşı
görüyorsunuz ve iç içe geçtiklerini görüyorsunuz. Sadelik ve ihtişam bir arada, hem kullanışlı, hem de
alabildiğince estetik.”
İslam medeniyet geleneğinde tabiatın, ‘boyunduruğa vurulması gereken vahşi doğa’ olarak
görülmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki tüm varlıkların, ‘göklerde ve yerde
olan şeyler Allah’a secde ederler’ mealindeki ayette belirtildiği Allah tarafından kendilerine verilen
vazifeyi yerine getirdiğini söyledi. “Meseleye bu şekilde yaklaştığımızda, işte burada olduğu gibi, son
derece kıymetli örnek alınacak eserlere imza atabiliriz” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
“Bu hassasiyeti yitirdiğimizde ise insana ve tabiata zarar veren ucubeler ortaya çıkarırız” diye ekledi.
"FETÖ MENSUPLARI ÖRGÜTÜN ELEBAŞINI MEHDİ OLARAK GÖRÜYOR"
Fıtratla uyum içinde olmanın, dini boyutunun yanı sıra insan hayatının diğer alanları için de
geçerli olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Fıtratı reddeden, onu bozan
her inanç, her ideoloji bireyi huzura, mutluluğa ve iç barışa değil, yıkıma ve yok oluşa götürür. Tarih
boyunca bunun sayısız örneğini gördük, hâlen de görüyoruz. Özellikle kendilerini İslam’a atfeden
akımların, dini cemaatlerin bu noktaya azami derecede dikkat etmesi gerekiyor. Zira bir yapının İslam
dairesinin içinde olmasını sağlayan temel kaide, fıtratla uyumun varlığı veya yokluğudur. 15 Temmuz
gecesi yaşadığımız hadise, bize bu konuda yaşanan eksikliklerin, sapkınlıkların ne tür felaketlere yol
açabileceğini göstermiştir. 15 Temmuz ihanetini gerçekleştirenler, insan fıtratını tahrip eden bir
örgütün mensuplarıdır. Bu örgütün hoca kıyafeti giymiş elebaşı, ehlisünnet geleneğinde olmayan
takiyeyi temel inanç kaidesi haline getirerek kişiliksiz, kimliksiz bir güruh yetiştirmiştir. Bu güruhun
en büyük özelliği ise, hiç düşünmeden yalan söyleyebilmesi, örgüt çıkarları için her türlü
gayrimeşru işe imza atabilmesidir. Mahremiyetin ihlalinden iftiraya, siyasi cinayetlerden casusluğa,
karakter suikastından vatana ihanete kadar her türlü suç bu örgütün mensuplarının gözünde
meşrudur. Hatta bunlar 15 Temmuz gecesi olduğu gibi kendi milletine, karşılarında Allah diyen, dua
eden sivil insanlara dahi ateş edebilmişlerdir. Hatta, Fatiha’yı oku diyerek o yere yatırdığı evladımıza
kurşunu o şekliyle sıkmıştır.”
FETÖ mensuplarının, örgüt elebaşını Mehdi olarak görmeleri, kendilerine şahdamarından daha yakın
olarak kabul etmelerinin ise bambaşka bir sapkınlık olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
“Daha acı olanı ise, bu örgütün 40 yıl boyunca hizmet, eğitim, hayır gibi dini kavramları kullanması,
altın nesil iddiasıyla toplumun gözünü boyamasıdır. Zira hepimiz, helali haram, haramı helal kılmanın
ancak Allah’a mahsus olduğunu çok iyi biliyoruz. Dinimizde yasakların 1400 yıl önce çok sarih bir
şekilde ortaya konulduğunun da farkındayız. Fakat tüm bunlara rağmen, hoca kıyafeti giymiş bir
şarlatan yıllarca hurafelerle insanlarımızı kandırmayı başarabiliyor” ifadelerini kullandı.
"DİYANET TEŞKİLATI NEFİS MUHASEBESİ YAPMALI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini dinleyen fakülte öğretim üyeleri ve öğrencilere hitaben, “İşte bu
yanlış gidişi siz düzelteceksiniz. Ben, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin
mensuplarını, öğrencilerini geleceğin aydınlık Türkiye’sinde o dindar nesli çok farklı olarak karşımda
görüyorum. Ve bu şahıs sapkın ideolojisini yaymak için uzun bir dönem cami kürsülerini de bile
kullanabilmiştir, ama artık buraları onlara siz bırakmayacaksınız, teslim etmeyeceksiniz” diye
konuştu.
İlahiyat fakülteleri başta olmak üzere, Diyanet Teşkilatının bir nefis muhasebesi yapması gerektiğine
inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu manzara bize, dinimizin
anlatılması ve anlaşılması konusunda önemli boşlukların olduğuna işaret ediyor. Şüphesiz bunda tek
parti döneminde dine ve dini hayata hâkim olan sorunlu bakış açısının etkisi çoktur. Çünkü bu dönem
Kur'an-ı Kerim’in gizli bir şekilde öğrenilmek zorunda kalındığı çok zor bir dönem olmuştur. Camiler
yıkıma terk edilmiş, dini eğitim yasaklanmış, ölüleri yıkayacak gassal dahi
bulanamamıştır. Âlimler derdest edilmiş, kamusal alanda mütedeyyin insanların kendi değerleriyle,
kendi kimlikleriyle var olmasına imkân verilmemiştir. Bu da dini alanda ciddi bir boşluğun
oluşmasına neden olmuştur. FETÖ elebaşı gibi şarlatanlar da oluşan bu boşluğu fırsata
çevirmişlerdir. Artık bizim geçmişe takılıp kalmadan, ancak bunlardan ders çıkararak geleceği
planlamamız gerekiyor. Bir daha FETÖ benzeri yapıların milletimize, gençlerimize musallat olmasının
önüne geçecek adımları atmamız önem arz ediyor. Bunun da yolu, dini bilgisi yüksek, ilmini amale
çeviren, toplumla beraber olan, mütevazılıkten taviz vermeyen hocalarımızın sayısının artmasından
geçiyor.”
İmam hatip okullarından Kur'an kurslarına ve ilahiyat fakültelerine kadar dini eğitim veren
kurumların niteliklerinin geliştirilmesi, her açıdan cazibe merkezleri haline getirilmesi gerektiğine
işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yolunun da bu kurumların hem nitelik, hem de
altyapı bakımından en üst seviyede olmalarından geçtiğini söyledi.
"DERVİŞLİK İLİM GEREKTİRİR"
Öğretim üyelerine ve öğrencilere, “Artık bundan sonra sizlere düşen görev, dini ve ilmi çalışmalarda
çığır açan işlere imza atmaktır. İnşallah üzerinizde taşıdığınız sorumluluğun bilinciyle, sizlerin daha
fazla çaba göstereceğini ümit ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu cümlelerle
tamamladı: “Tabiat boşluk kabul etmez. Siz olmayınca sahneyi bezirgânlar, takke ve cübbeyle göz
boyayan şarlatanlar alıyor. Biliyorsunuz Yunus’un güzel bir ifadesi var: ‘Dervişlik olaydı taç ile hırka,
biz dahi alırdık otuza kırka.’ Dervişlik o kadar ucuz değil, o ilim gerektiriyor, irfan gerektiriyor. ‘İlim
ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen, ya nice okumaktır.’ Siz bunlardan
değilsiniz evvel Allah, siz irfan sahibi arifler olarak, arifeler olarak inşallah geleceği inşa edeceksiniz,
ihya edeceksiniz.”
Açılışın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı
Kurucular Kurulu’nun üniversitedeki toplantısına katıldı.
Tarih: 17.10.2016
www.cesurhaber.net
http://www.cesurhaber.net/
Download