1 Daniel C. Dennett ve Douglas R. Hofstadter

advertisement
Daniel C. Dennett ve Douglas R. Hofstadter, Aklın G’özü, Boğaziçi Ün. Yay.
Zihin nedir? Ben kimim? Madde düşünebilir ya da hissedebilir mi? Ruh
nerededir? Aklın G'özü, akıl, yapay zekâ, zihin-beden ilişkisi
konularında ileri sürülmüş çarpıcı felsefi ve bilimsel düşünceleri
tartışmaya açan kült bir eserdir.
Daniel C. Dennett, Aklın Türleri, Varlık Yayınları.
Felsefe, yapay zeka ve nörobiyolojiden kaynaklanan fikirleri
birleştiren Dennett, okuru bir araştırma gezisine çıkarıyor: Birisi,
başka birinin aklından geçenleri gerçekten bilebilir mi? İnsan
aklını, hayvanların, özellikle de karmaşık davranışlarda
bulunabilenlerin aklından ayırt eden nedir? Bu tür hayvanlara dil
yetisi verilse, bizimki kadar ince ayrıntıları farkedebilen bir zeka
geliştirebilirler mi? İnsana özgü bir beceriyle, içinde yaşadıkları
dünya hakkında kuramlar oluşturmayı başarabilirler mi? Robotlar duyu
sistemleriyle donatılsa, düşünce hakkında düşünme becerisi de dahil
olmak üzere, insan zihnine özgün nitelikleri sergileyebilirler mi?
Hayvan yaşamının, sık sık yinelenen çevre koşullarına tepki verme
becerisinden, çok daha etkili bir şekilde zorlukları yenmeye, ilk kez
karşılaşan durumlarda geçmiş deneyimlerden yararlanarak geleceği
tahmin etmeye doğru adım adım nasıl ilerlediğini gösteren Dennett,
bir dizi küçük ama devrim niteliğindeki aşamanın bizi o ilkel
evreden, uzun vadeli amaçlar belirleyip gerçekleştirmeye getirdiğini
savunuyor. Video kamerası "gözleri"yle, "içeride bir olduğu" izlenimi
veren robotlardan söz ederken de, örümceklerin hiçbir şeyi
umursamadan zarif desenli ağlarını ören minik robotlar olup
olmadığını düşünmemizi isterken de, Dennett bizi esinlendiren, hatta
tedirgin edici şeyleri düşünmeye iten soruları ustaca bulup
çıkarıyor.
Adam Zeman, Bilinç – Kullanım Kılavuzu, Metis.
Doğal bir oluşum olarak fiziksel ve biyolojik yasalara tabi olan
beynimizde, nasıl olup da bilinç ortaya çıktı? Hangi biyolojik
mekanizmalarla ortaya çıktı? Ya da insan bilinci ne işe yarar?
"Bilinç İncelemeleri" alanı bu sorulara cevap arıyor. Son yıllarda
farklı disiplinlerden -klasik bilim dallarının yanı sıra sinirbilim,
bilgisayar bilimi ve genetikten, ayrıca zihin felsefesinden ve
fenomenolojiden- yararlanan geniş bir araştırmacı topluluğunun bu
alandaki çalışmaları şimdiden çok etkileyici bir literatür yarattı.
Bilinç, Kullanım Kılavuzu bu yeni araştırma alanıyla tanışmak için
ideal kitap. Araştırmacılara olduğu kadar meraklı okura da hitap eden
kitap, "bilinç" teriminin farklı anlamlarını açıklayan bir bölümle
açılıyor. Sinirbilimin şaşırtıcı bulgularının, insanın farkındalık
halinin temelinde yattığı düşünülen iki alandan kaynaklandığını
öğreniyoruz: Uyku-uyanma bilimi ile görme bilimi. Kitabın bu
bölümlerinde epilepsi, körgörü, halüsinasyonlar gibi çeşitli
bozukluklar anlatılırken, okurun bilincin işleyişini daha yakından
kavramasına imkân tanıyan vaka hikâyelerine de yer veriliyor. İnsan
bilincinin evrimini, insan kültürünün evrimiyle birlikte anlatan
kapsamlı bir bölümden sonra, halihazırdaki bilinç kuramları, bilincin
nasıl olup da deneyim üretebildiğiyle ilgili felsefi tartışmalar konu
ediliyor. Beyin, beyin üzerine düşünüyor: Evrenin en hayret
uyandırıcı bilimsel meselesinin tam da hiç sorgulamadan her gün
"kullandığımız" kendi bilincimiz olduğuna ikna oluyoruz bu kitabı
okurken.
John R. Searle, Zihnin Yeniden Keşfi, Litera Yayıncılık.
Searle, günümüz insanlık bilgi düzeyinin, kadim zihin-beden ilişkisi
probleminin, en azından bilincin tartışıldığı düzlemlerde doyurucu ve
kesin bilgiye henüz ulaşamadığını açıkça ifade etmektedir. Yazar
1
zihin felsefesi disiplininde önemli bir yeri olan bu eserinde, hem
'maddeci' hem de 'dualist' hakim gelenekleri eleştirmekte ve onların
teorilerini kendi teorileriyle bertaraf etmektedir. Bilinci merkezi
bir zihinsel görüngü olarak düşündüğü için, kavramı kendi şartları
içinde ciddi olarak inceleyerek, zihnin bir bilgisayar programı
olduğunu kabul eden teoriyi 'tabutuna son çiviyi çakmak istercesine'
hedef almaktadır. Ve yine zihnin yeniden keşfi umudunu
meşrulaştırabilecek şekilde zihinsel görüngüleri inceleme
yöntemlerini yeniden şekillendirecek bazı önerilerde bulunan yazar,
zihnin yeniden keşfinin, basit veya yegane bir yolunun olmadığını
düşünür.
John R. Searle, Bilinç ve Dil, Litera Yayıncılık.
Bilinç ve Dil isimli bu çalışma, öndört bölümden oluşmakta ve
filozofun çok geniş felsefi külliyatını bir şaheser niteliğinde
temsil etmektedir. Kendimizin diğer insanlar ve doğal dünya ile olan
ilişkilerimizde anlamlı ve bütüncül bir açıklamasını nasıl
yapabileceğimizi geniş bir problematik çerçevede ele alan bu eser,
söz edimleri, niyetlilik, bilinç, anlam ve akıl gibi temel felsefi
sorunları irdelemektedir. İlk beş makale özelde bilinç, genelde ise
niyetli fenomenleri konu edinmektedir. Geriye kalan makaleler,
filozofun psikoloji ve diğer sosyal bilimler bakımından zihin
sorununa yaklaşımlarını ve bu konuyla ilgili tartışmaları ele
almaktadır. Yine bu makalelerde özellikle söz edimleri teorisinin
çeşitli ve en son tartışma biçimleri ortaya konulmakta ve Quine ile
Kripke tarafından benimsenen farklı şüphecilik biçimlerine meydan
okuyan bir zihinsel gerçekcilik modeli savunulmaktadır. Bu eserin çok
geniş felsefî spekturumuyla Türk okuyucusuna çağdaş dil felsefesi,
zihin felsefesi ve kognitif bilimler alanında derin bir kavrayış ve
bilgi düzeyi sağlayacağı kanaatindeyiz.
Saffet Murat Tuna, Histerik Bilinç, Metis.
Daha çok psikiyatr olarak tanıdığımız Saffet Murat Tura bir doğa
olayı olarak insan bilincinin nasıl mümkün olduğu sorusunun peşine
düşüyor bu kitabında. Bilinç araştırmaları alanına Türkçeden yapılan
son derece özgün bir katkı olan Histerik Bilinç'in temel sorusu şu:
Hepimiz atomlardan oluşmuş maddi cisimler olduğumuz halde neden bir
iç dünyamız, iç yaşantılarımız, bir "fenomenal bilincimiz" var?
Psikiyatriden fizyolojiye, nörolojiden kuantum fiziğine uzanan geniş
bir alanda düşünme cesaretini gösteren bu "deneysel felsefe"
kitabındaki heyecanın okurlara da bulaşacağını düşünüyoruz.
Douwe Draaisma, Bellek Metaforları, Metis.
Hollanda'da ve çevrildiği ülkelerde büyük bir ilgiyle karşılanan
Bellek Metaforları'nın temel sorusu şu: Bellek nedir? Bellek doğrudan
tanımlanması çok güç bir yeti olduğundan felsefeciler ve psikologlar
çağlar boyunca belleği anlamak için çeşitli metaforlara başvurmuşlar.
Draaisma okuru antikçağdan günümüze tarihsel bir yolculuğa çıkararak
bu metaforları tanıtıyor. Mum tabletlerden kitaplara, fotoğraftan
bilgisayarlara, hatta hologramlara, çağlar içinde bilgi depolamak
amacıyla geliştirilmiş çeşitli teknik ve araçlardan türetilen bu
metaforların nasıl kullanılmış olduğunu araştırıyor. Son derece net
ve anlaşılır bir dille yazılmış bir bilim tarihi. Kitabın en özgün
katkısı metaforların bilimsel bilgi üretiminde ne kadar önemli bir
yeri olduğu saptaması. Genellikle varsayılanan aksine, görüyoruz ki,
metaforlardan, yani dilin ve toplumsallığın kısıtlayıcı etkilerinden
2
bütünüyle arınmış bir bilim dili üretme hayali her zaman için bir
hayal olarak kalmış; metaforlar bilim insanlarını zaman zaman yanlış
yönlendirmiş, bilginin gelişimini ketlemiş, ama aynı zamanda daha
fazla bilgilenme isteğini körükleyen ufuk açıcı unsurlar da olmuşlar.
Bu çalışmayı sadece bilim alanında çalışan ya da bilime meraklı
okurların değil, edebiyat okurlarının da ilgisine sunuyoruz.
Douwe Draaisma, Yaşlandıkça Hayat Neden Çabuk Geçer, Metis.
Douwe Draaisma, otobiyografik belleğin işleyişini incelediği bu
kışkırtıcı kitapta, dünyayı ve kendimizi algılayış biçimimize ilişkin
pek çok ilginç soruya yanıt arıyor. Bir akademisyen titizliği ve şair
duyarlılığıyla kaleme alınmış bu eserde dejavu, ölüm anında
yaşananlar, "aptal dâhi"lerin zihin yapısı ve şiddetli travmaların
bellek üzerindeki etkisi gibi sıradışı fenomenler mercek altına
yatırılıyor. Yaşlandıkça Hayat Neden Çabuk Geçer akıcı anlatımıyla
bir edebiyat eseri gibi okunan, okura hem bilimsel hem de bireysel
düzeyde seslenen başarılı bir çalışma.
Antonio R. Damasio, Descartes’ın Yanılgısı, Varlık Yayınları.
Okuyucuyu insan beyninde bir keşif gezisine çıkaran ve akılla
hislerin zihinde nasıl bir araya geldiğini irdeleyen bu kitap, on
dokuzuncu yüzyılda beyin zedelenmesi sonucu davranış tarzı kökten
değişime uğrayan Phineas Gage'in öyküsüyle başlayıp Damasio'nun
dünyaca tanınmış laboratuarında incelediği çağdaş vakalarla devam
ederek, duyguların akılcı insan davranışındaki rolü üzerinde duruyor.
Beyin hasarlı hastalardan edindiği deneyimlerden yola çıkan nöroloji
uzmanı Dr. Damasio, duygu ve his yoksunluğunun aklın çalışmasını ve
sosyal davranışları nasıl aksattığını açıklıyor. Zihinle beden
arasındaki ilişkiyi algılayış tarzımızı sonsuza dek değiştirecek olan
Descartes'ın Yanılgısı, "Duygusal Zeka" kavramını geliştiren
psikologların esin kaynaklarından biri olmuştur.
Itır Erhart, Ben Neyim?, Boğaziçi Ün. Yay.
Ben nedir? Bir hayat hikâyesinin toplamı mı? Vazgeçilemez olduğunu
düşündüğümüz uğraşlarımızı terk etmek zorunda kalırsak, ben yine ben
olarak var olmaya devam eder mi? Peki ya bir gün Alzheimer'a
yakalanır ve giderek tüm bilişsel yetilerimizi yitirirsek ya da
bitkisel hayata girersek, yine bir 'ben'den söz edebilecek miyiz?
Beynimizin yarı kürelerinden biri bir başkasına nakledilirse 'ben' de
onunla birlikte gider mi? Kafka'nın Gregor Samsa'sı gibi dev bir
böceğe dönüşürsek ben'e ne olur? Ben Neyim? belki de kendimize hiç
sormadığımız felsefi soruların cevabını arıyor. "...savunmaya
çalıştığım yaklaşıma göre, "benim ilk fotoğraflarım, annemin rahminde
iken çekilmiş olanlardır" cümlesi, doğru olacaktır. Ben, o insan
ceniniydim ve sonra o cenin insan bebeğine dönüştü, insan yavrusuna
ve sonra da yetişkin insana dönüştü. Beni annemin rahminde iken
gösterenlerden başlayıp bitkisel hayatta insan olarak gösterenlere
kadar resimlerle dolu bir albümüm olsa, bütün bu resimler benim
resimlerim olacaktır. Bu resimleri karıştırırken, gördüğümüz şey bir
insandır. Onu bir takım özellikler kazanırken ve bir takım başka
özellikler kaybederken görürürüz. Bebek olma özelliğini kaybedip
çocuk olur, öğrenci olma özelliğini kaybedip öğretmen olur vs. Aynı
kalan şey, onun özdeşliğidir. Onun bir yaşındaki halini gösteren
resme ve onu üniversiteden mezun olduğu gün gösteren resme bakarken
aynı insana bakıyor oluruz."
Francis Crick, Şaşırtan Varsayım, Tübitak.
"Francis Crick en canalıcı sorulara şaşırtıcı yanıt verme yeteneğini
gösteriyor. Hücredeki onca molekülün içinde, hangileri tüm yaşamın
3
kaynağı olabilir? Bu soruya verdiği yanıt biyolojide devrim yarattı.
Peki beyindeki o kadar hücrenin içinde ruhumuzun kaynağı hangileri
acaba? Onun bu arayışı, birinci sınıf bir polisiye roman, DNA'yı
arayışı kadar soluk kesici. Şaşırtan Varsayım, her sayfasında
olağanüstü yazarının düşünce duruluğunu ve espri gücünü yansıtan
olağanüstü bir kitap." -Terence J. Sejnowski- ... Francis Crick bu
yapıtıyla zamanımızın bilimsel ve felsefi düşünüşünün merkezinde
tartışmayı başlatıyor.
Roger Penrose, Kralın Yeni Usu (3 cilt), Tübitak.
1990 yılında yayınlanan ve aynı yıl Bilimsel Kitap Ödülü'nü kazanan
"Kralın Yeni Usu", modern fizik, evren bilimi, matematik ve felsefe
üzerine bugüne kadar yazılmış en ilginç yapıtlardan biri... Yapay
zekayı, usu ve bilinci tartışan kitap şimdiden bilimin klasikleri
arasında yer almaktadır. Üç cilt halinde yayınlanacak bu önemli ve
yaratıcı çalışmanın okurların ilgisini çekeceğini umuyoruz.
Jerome A. Shaffer, Zihin Felsefesi, İz Yayıncılık.
İlk basımı Zihin Felsefesi Açısından Bilinç, Ruh ve Ötesi başlığıyla
yayınlanan kitabın, gözden geçirilmiş yeni basımı Zihin Felsefesi
adıyla okuyucuya sunulmaktadır. Bu değişikliğin nedeni "zihin
felsefesi"nin müstakil bir felsefi disiplin olarak ülkemizde daha
belirgin ve tanınır hale gelmesidir. Bu kitap, "Zihin Felsefesi"
disiplini açısından ruh, nefs, bilinç, zihin, ben, zat, kişi, kendi,
fail, bilen gibi temel kavramlar ışığında ruhbeden ilişkilerini
incelemekte ve özgürlük, ölümsüzlük gibi varoluşsal konuları
tartışmaktadır. Bu tartışmaların kitap boyunca başta psikoloji olmak
üzere çeşitli beşeri bilimlerin felsefi temelini soruşturduğu
görülebilecektir. Ayrıca ele alınan konuların evrensel içeriği, büyük
dünya dinlerince ortaya atılan metafizik tezlerle yanyana okunabilir
mahiyettedir. Çağdaş İslam düşüncesinin teşekkülünde bu tür
metinlerin yorumlanmasıyla ulaşılacak dinamizmin önemi ise herhalde
inkar edilemeyecektir.
Nick Herbert, Temel Bilinç, Ayna Yayınevi.
Belki de doğadaki hiçbir şey insan zihninden daha gizemli değildir.
Zihin nereden gelir? Neyle çalışır? Ve öldüğümüz zaman zihnimiz
nereye gider? Olağanüstü akıcı bir dille yazılmış olan Temel Bilinç,
"bilinç/beden sorunu"nda bir çözüme ulaşmak için yapılmış muhteşem ve
cüretkar bir girişimdir. Şimdiye kadar bu tartışma iki ana tahminle
yürütülmüştür. Biri, bilincin, belirli karmaşık biyolojik
etkileşimlerin sonucu olduğunu ileri sürerken, diğeri beynin
bilgisayar benzeri "donanımını" kontrol eden "yazılım" olduğunu
varsayar. Bu kitap üçüncü bir hipotez sunmaktadır. Buradaki hipotez
zihinsel durumlarla ilgili geleneksel açıklamaları cesurca bir kenara
itmektedir. Savını kuantum teorisinin üç anahtar özelliği (tesadüfi
oluş, maddesiz oluş ve birbirine bağlı oluş) üzerine kuran Nick
Herbert, bilincin türemiş bir olgu olmadığını, ışık veya elektrik
gibi doğaya yayılmış ve derinlemesine işlenmiş kendi içinde birincil
bir süreç olduğu hipotezini araştırmaktadır. Herbert'ın etkileyici ve
geleneklere karşı çıkan anlayışına göre, bilinç gerçekten temeldir ve
eşit derecede temel bir düzeyde maddeyle etkileşme bulunur. Mükemmel
bir şekilde kaleme alınmış ve şaşırtıcı derecede kendine özgü bir
kitap olan Temel Bilinç, yüzyıllardır filozofları ve bilimadamlarını
meşgul eden bilinç muammasına yeni bir yaklaşım sunmaktadır. Burada
savunulan görüşleri devrim olarak nitelendirebiliriz.
4
James L. Gould ve Carol Grant Gould, Hayvan Zihni, Tübitak.
Hayvanlar da akıl yürütebiliryor mu? Hayvanların da düşünme ve dil
yetenekleri var mı? Princeton Üniversitesi'nde ekoloji ve evrimsel
biyoloji dersleri veren etolog James L. Gould ve çok okunan bir bilim
yazarı olan Carol Grant Gould, Hayvan Zihni'nde bu sorulara yanıt
ararken, insan ve hayvan bilinci arasındaki farkın bir zamanlar
sanıldığı kadar büyük olmadığını gözler önüne seriyor. Hayvanlardaki
zihinsel süreçlere ilişkin araştırmaları, deneyleri ve görüşleri
derleyip toparlayan bu kitap aynı zamanda okuyucuyu insan zihni
üzerine düşünmeye de zorluyor.
Gilbert Ryle, Zihin Kavramı, Doruk Yayınları.
Gilbert Ryle'ın, ilk basımı 1949'da yapılan Zihin Kavramı adlı eseri
yirminci yüzyıl felsefesinin klasik yapıtlarından biridir. Makinedeki
hayalet dogmasını derinlemesine irdeleyen Ryle şaşırtıcı vargıları ve
argümanıyla, Zihin Kavramı'nda, felsefecileri verimli topraklara
sürükler. Prof. Dr. Sara Çelik'in yıllar süren sabırlı emeğiyle
Türkçeye kazandırılan Zihin Kavramı her felsefecinin ve meraklı
okurun kitaplığında yerini alması gereken bir yapıt."Ondan bilinçli
bir iğneleyicilikle sık sık 'Makinedeki Hayalet Dogması' olarak söz
edeceğim. Onun salt ayrıntılarda değil, temeldeki ilkesi bakımından
da, tümüyle yanlış olduğunu kanıtlayabileceğimi umuyorum. O, yalnızca
özel yanlışlıkları bir araya getiriyor değildir; kendisi başlı başına
özel türden büyük bir yanlışlıktır. Bu öğreti zihinsel yaşamın
olgularını gerçekte olmaları gerekenin dışında, bir başka mantıksal
tip ya da kategoride (ya da tipler ya da kategoriler dizisinde) yer
alıyormuş gibi göstermektedir. Bu kuram bundan dolayı salt bir
filozofun söylencesidir."
Paul M. Churchland, Madde ve Zihin, Alfa Yayınları.
Günümüzün en ünlü materyalist felsefecilerinden olan Paul M.
Churchlandın bu kitabı Princeton Üniversitesi'nde verdiği derslerin
notlarından derlenmiştir. Zihin felsefesine yeni başlayanlar için
yazılan Madde ve Bilinç, kapsamlı bir özet ve kaynak kitaptır.
Descartes'ın zihin-beden ayrımına dayalı düalizmi uzun zamandır
geçersiz, ancak tartışmalar bitmedi. Henüz bilincin ne olduğuna dair
yeterli bir kuramımız yok. Churchland, kitabında tözcü düalizmleri
birer birer analiz ettikten sonra, zihin-beden sorununu materyalist
açıdan ele alır ve farklı materyalizmlerin konuya yaklaşımını
özetler. Mantıksal pozitivistlerden, çağdaş zihin felsefecilerine
ulaşan uzun yolda, materyalizmin zihin problemine getirdiği çözümleri
analiz eder. Ontolojik, semantik, epistemolojik ve metodolojik bilinç
sorunlarının detaylı bir incelemesinin yapıldığı kitapta, yapay zekâ
üzerine kapsamlı bir bölüm bulunmakta. Dennett, Chalmers, Blackmore
gibi zihin felsefecilerinin sıklıkla alıntıladıkları Madde ve
Bilinç'te, Churchland diğer materyalistlerle girdiği tartışmalarda
kendi 'eliminatif (eleyici) materyalist' yaklaşımını "getirir.
5
Download