HÜCRE Canlıların yaşayan en küçük yapı birimidir. Hücre, canlıların yapı ve işlev birimidir MODERN HÜCRE TEORİSİ 1.Canlılar bir veya birçok hücreden meydana gelmiştir. 2.Hücre, canlının yapısal ve işlevsel birimidir. 3.Bir hücre mutlaka başka bir hücreden meydana gelmiştir. KALITIM, BİR HÜCREDEN DİĞER HÜCREYE AKTARILIR ÖKARYOT HÜCRE Fosfolipitlerin baş kısmı hidrofofilik’tir yani suyu sever.Su içinde çözünme eğilimine sahiptir. Yağ asitlerinin bulunduğu kuyruk kısmı ise hidrofobiktir yani suyu sevmez.Suda çözünmeme eğilimi sergiler. Fosfolipitler, su içerisine konulduğunda kendiliğinden iki tabakalı bir yapı oluşturur. ÖKARYOT HÜCRE 3 KISIMDA İNCELENİR. 1.HÜCRE ZARI 2.SİTOPLAZMA 3.ÇEKİRDEK I.HÜCRE ZARI Hücre zarı çift katlı fosfolipit tabakasından oluşmuştur. Hücre zarı sıvı hallidir. Hücre zarı akıcı-mozaik bir yapıya sahiptir. Seçici-Geçirgen özelliğe sahiptir. b) KOLESTEROL Hücre zarının akışkanlığını azaltır ve daha sağlam bir yapıda olmasını sağlar. HÜCRE ZARINI OLUŞTURAN MADDELER • Fosfolipitler • Kolesterol • Proteinler • Glikoprotein ve glikolipitler a) Fosfolipit : Bir fosfat,bir gliserol ve iki yağ asitinden oluşmuştur. Jelimsi kıvamda yağımsı bir maddedir.Hücre zarının esas yapısını oluşturur. 1 c) ZAR PROTEİNLERİ Fosfolipit tabakasına gömülü olarak bulunurlar. • • • • • Görevleri • Madde taşınması • Yüzeyler ile temas • Almaç(reseptör) • Enzim olarak çalışma Hücre zarının görevleri: Hücreyi dış ortamdan ayırmak; Hücreyi dış ortamdan korumak; Madde alışverişini sağlamak; Diğer hücreler ile iletişimi sağlamak; Hücreye kimlik vermek. HÜCREDE MADDE ALIŞVERİŞİ Hücrede madde alışverişi 4 şekilde yapılabilir. Reseptör: Hücre zarında bulunan ve çeşitli kimyasal maddelere karşı tepki gösteren zar proteinlerine RESEPTÖR(ALMAÇ) denir Reseptör proteinler ile hücre, dış ortamdan kimyasal uyarılar alır. Çeşitli zar proteinleri özel görevler için özelleşmiş olabilir.örneğin hemoglobin oksijen taşımak için özelleşmiş bir zar proteinidir. Alyuvarlardaki A,B ve rh proteinleri de zar proteinidir. A) PASİF TAŞIMA: Hücre zarında enerji harcamadan meydana gelen madde alışverişine pasif taşıma adı verilir. D) GLİKOPROTEİNLER VE GLİKOLİPİTLER: a. DİFÜZYON İki çeşittir. Hücreye kimlik verir.Hücreye özgüllük kazandırır.Hücreler birbirlerine glikoprotein ve glikolipitlerinden tanır. -Basit Difüzyon -Kolaylaştırılmış Difüzyon Zardan madde geçişleri: • • • • Basit Difüzyon • Bir maddenin çok yoğun ortamdan az yoğun ortama yayılmasına difüzyon denir. • Bu yayılma o ortamın tüm kısımlarında derişim aynı olana dek devam eder. • Bir madde ancak içinde bulunduğu ortamda çözünür ise; difüzyona uğrar. Küçük maddeler, büyük maddelere göre; Nötr maddeler iyonlara göre; Negatif iyonlar pozitif iyonlara göre; Yağda çözünen maddeler, çözünmeyenlere göre; HÜCRE ZARINDAN DAHA KOLAYLIKLA GEÇER. Dikkat: Sadece Su,Karbondioksit,oksijen ve yağda çözünen maddeler doğrudan fosfolipit tabakayı geçebilir. 2 Hangi çözeltilerde difüzyon gerçekleşir ? • Katı-Sıvı • Sıvı-sıvı • Sıvı-Gaz • Gaz-Gaz Difüzyon hızına etki eden faktörler b. OZMOZ Yarı-Geçirgen Zar: Por adını verdiğimiz çok küçük açıklıklara sahip ince katmanlar yarı-geçirgen zar olarak kabul edilir. Yarı-Geçirgen zarlarda, pordan geçebilecek küçüklükteki moleküller geçebilirken, daha büyük moleküller geçemez. Örneğin Bağırsak zarı yarı-geçirgendir.Glikozdan büyük maddeler bu zardan geçemez iken,Glikoz ve ondan küçük maddeler bu zardan geçebilir. Hücre zarı,seçici-geçirgendir. Bütün seçici-geçirgen zarlar yarı-geçirgen olarak da kabul edilir. • Suyun yarı-geçirgen zarda yaptığı difüzyona “ozmoz” adı verilir. OZMOTİK BASINÇ: Bir ortamdaki çözünen taneciklerin oluşturduğu emme kuvvetine ozmotik basınç denir. Sıcaklık Yoğunluk farkı Maddenin molekül veya atom ağırlığı Maddenin hali Difüzyonun gerçekleştiği yüzey alanı Elektrik yükü Basınç SICAKLIK: Sıcaklık arttıkça difüzyon hızı artar YOĞUNLUK FARKI Yoğunluk farkı ne kadar yüksek ise difüzyon hızı da o kadar hızlı olur. MOLEKÜL BÜYÜKLÜĞÜ Molekül ağırlığı ile orantılı olarak difüzyon hızı da düşer. Hidrojen(H2) molekül ağırlığı : 2 Azot(N2) molekül ağırlığı : 28 Hidrojen,Azot’dan daha hızlı difüzyona uğrar. MADDENİN HALİ Difüzyon sıvılarda hızlı;Gazlarda ise daha hızlı; gerçekleşir. YÜZEY ALANI: Difüzyonun gerçekleştği Yüzey alanı ne kadar fazla ise birim zamanda daha fazla madde difüzyonla geçiş yapar. KOLAYLAŞTIRILMIŞ DİFÜZYON • Normalde çözünen fakat hücre zarından geçemeyen bir maddenin özel proteinlerin oluşturduğu kanallardan difüzyon yolu ile geçmesine “KOLAYLAŞTIRILMIŞ DİFÜZYON” denir. Kolaylaştırılmış Difüzyon’da Enzimler kullanılır. 3 Çözünen ortam tanımlamaları : Aynı yoğunluktaki çözeltilere İZOTONİK; Az yoğun çözeltilere HİPOTONİK; Fazla yoğun çözeltilere HİPERTONİK Ortam denir. • • • • • • • PLAZMOLİZ : Hücrelerin hipertonik ortamda ozmoz yoluyla su kaybetmesi ve hacim olarak küçülmesine PLAZMOLİZ adı verilir. Plazmoliz durumundaki bitki hücresi hücre duvarından geri çekilir. • • DEPLAZMOLİZ Plazmolize uğramış hücrenin hipotonik ortamda ozmoz yoluyla su alması eski haline geri dönmesine “DEPLAZMOLİZ” denir. Deplazmoliz durumuna gelmiş bitki hücresi hücre duvarının oluşturduğu boşluğu tekrar doldurur. Turgor durumu bitkiler için destek oluşturur. Turgor durumu ile otsu bitkiler dikliklerini korurlar. HEMOLİZ : Saf suya konulan hayvan hücresi ozmoz yoluyla içine su alır ve şişmeye başlar.Fakat bir süre aşırı derecede şişen hayvan hücresi patlar.Bu olaya HEMOLİZ denir. TURGOR DURUMU: Bitki hücreleri hipotonik ortamdan ozmoz yoluyla fazla miktarda su alarak,kofullarını şişirirler.Koful ile beraber iyice büyüyen hücre, hücre duvarına doğru baskı yapar ve hücre duvarını esnetir. Bu olaya “TURGOR DURUMU “ denir. Fazla suyun hücre duvarına yaptığı basınca da TURGOR BASINCI denir. DİYALİZ: Maddenin yarı-geçirgen zarda yaptığı difüzyondur. Diyalizde yarı-geçirgen zarın porlarından geçebilen maddeler difüzyona uğrar, pordan geçemeyen maddeler ise difüzyona uğramaz. Yoğunluk farkına bağlı olarak yarı-geçirgen zardan geçebilen maddeler geçiş yapar. “Turgor basıncı , eyleme geçemeyen Ozmotik basınca bir tepki olarak ortaya çıkar Bir Bitki hücresinde, Emme Kuvveti(EK)= Hücre içi ozmotik Basınç(OB)-Turgor Basıncı(TB) • • • 4 HÜCRE DUVARI Bitki, mantar ve bakteri hücrelerinde, hücre zarının hemen üstünde kalın bir tabaka bulunur. Bu tabakaya hücre duvarı adı verilir . Hücre duvarı çok olmasa da esnek bir yapıya sahiptir. Tam geçirgendir. Hücreyi mekanik etkilere karşı korur. • • • Bakterilerde peptidoglikan, Mantarlarda kitin, Bitkilerde ise selüloz,suberin,kutin ve lignin Hücre duvarının yapı malzemesi olarak kullanılır. • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Hücreler arası geçitler : Bitki hücrelerin duvarları arasında açıklık bulunur. Bu açıklıklar hücreler arası geçitlerdir. Bu geçitler ile iki hücre doğrudan madde alışverişini yapar PİNOSİTOZ(İÇME) Sıvı veya çözünmüş katı maddeleri içeri almak için kullanılan endositoz’dur. Bir cep ile hücre dışı sıvı zar ile çevrelenerek içeri alınır. İçeri alınan yapının adı pinositik koful’dur. 4.Ekzositoz • • C.Aktif Taşıma Aktif Taşıma, doğrudan enerji harcayarak(ATP), taşıyıcı proteinler ile hedef maddenin hücre içine alınması veya hücre dışına atılmasıdır. Aktif Taşımada yoğunluk farkı önemli değildir. Aktif Taşımada, enzimler kullanılır. Aktif taşıma neden yapılır ? Bazı monomerleri, içeri almak için. Sinir ve kas hücrelerinde yük farklı oluşturmak için. İç dengeyi korumak için. • Maddenin yığın halinde hücre dışına atılmasıdır. Örnekler: • Artık kofulun atılması • Kontraktil Koful ile su boşaltılması • Salgılama HOMEOSTAZİ Hücrenin iç ortamına madde alarak veya dış ortama madde atarak,iç ortamındaki madde dengesini korumasına yani hücre içinde kararlı bir ortam sağlamasına HOMEOSTAZİ denir. Önemli not: Monomer maddeler,su ve iyonlar pasif taşıma veya aktif taşıma yolu ile hücre zarını geçerek hücre zarından içeriye girebilir veya dışarı atılabilir. Polimer maddeler ise hiçbir şekilde hücre zarını geçemez, ancak zar ile çevrili olarak içeri alınabilir veya dışarı atılabilir. c.Endositoz Maddenin yığın olarak içeri alınmasıdır. Polimer maddeler ancak bu şekilde içeri alınabilir. İki çeşittir. o Fagositoz(Yeme) o Pinositoz(İçme) II.SİTOPLAZMA Sitoplazma = Sitozol + Organeller FAGOSİTOZ(YEME) Hücrenin belirli bir katı cismi zar ile çevreleyerek içeri almasına fagositoz denir. Zar ile çevrelenen katı cisim “besin kofulu” adını alır. Fagositoz’u her hücre yapamaz. Şekil değiştirebilen hücreler fagositoz yapabilir. Örn: Bazı akyuvarlar, Amip Hücre zarı ile çekirdek arasındaki bölgeye sitoplazma adı verilir. Sitozol: Hücrenin iç ortamındaki sıvıdır.Koyu kıvamlıdır. 5 Organel: Hücrenin yaşamsal faaliyetlerinin yürütülmesini sağlayan yapılardır. • • • • • • • • • Granüllü E.R. • Granülsüz E.R. ORGANELLER Ribozom Endoplazmik Retikulum Golgi Aygıtı Lizozom Mitokondri Plastitler Koful Sentrozom GRANÜLLÜ E.R. Zarına birleşik ribozomlar bulunur.O yüzden tanecikli bir görünümü vardır. Görevleri; Zarına birleşik ribozomlar protein sentezler. Bu proteinler, Granüllü E.R.’un zarından geçerek sıvılı ortamına girer. Burada protein üç boyutlu esas yapısını kazanır. Enzim,zar proteini gibi kompleks yapılı proteinler Granüllü E.R.’de sentezlenir. a) Ribozom: • • • • Zarsız bir organeldir. Çekirdekçikte üretilir ve oradan Sitoplazmaya dağıtılır. Protein ve rRNA’dan oluşmuştur. Biri büyük,diğeri küçük olmak üzere iki alt birimden oluşmuştur. • • PROKARYOT VEYA ÖKARYOT HER HÜCREDE RİBOZOM BULUNUR. • • • • • • Ribozomun bulunduğu yerler: Sitoplazmada serbest halde, Endoplazmik retikulum’un zarlarında Diğer organel zarlarında Çekirdek zarında Mitokondri ve Kloroplast’ın iç kısmında Hücre zarında c) GOLGİ AYGITI • • • E.R.’nin hemen dış kısmında bulunur. E.R. gibi zarlı bir organeldir. Görevleri; • E.R.’de üretilen maddelerin işlenmesi • İşlenen maddelerin sınıflandırılması • Sınıflandırılan maddelerin zar ile çevrelenerek salgı keseceği(vezikül) şeklinde hücre içine veya dışına doğru salgılanması • Hücre zarının tamir edilmesi • GOLGİ AYGITI VE E.R. Takım halinde çalışan organellerdir. Hücre bölünmesi sırasında E.R. ve Golgi aygıtı dağılır, bölünme sonrası yeniden yapılır. Aynı mRNA üzerinde çalışan ribozom gruplarına POLİZOM denir. b) ENDOPLAZMİK RETİKULUM • • • GRANÜLSÜZ E.R. Ribozom taşımaz. Görevleri: • Lipit ve Steroit üretir. • Karbonhidrat metabolizmasını yapar. • Zehirleri etkisiz hale getirir. Çekirdeğin hemen dış kısmında bulunan kanallar sistemidir. Özel bir zarla çevrilidir ve bu zarın içinde özel bir sıvılı ortamı vardır. İki çeşittir. • 6 SALGI YAPAN HÜCRELERDE GOLGİ AYGITI ÇOK BÜYÜKTÜR. • • • • d) LİZOZOM Golgi aygıtının oluşturduğu hidrolitik enzimlerle dolu zarla çevrili bir keseciktir. Görevleri; • İçeri alınan besin kofulunu sindirmek. • Yıpranmış organelleri yoketmek. OTOLİZ Eğer lizozom içeriğini hücre içine boşaltırsa hücre kendi kendini sindirir, bu olaya otoliz denir. Programlı hücre ölümleri otoliz ile gerçekleşir. • • • • • • KLOROPLAST: İki zar ile çevrelenmiştir. İç zarın boşluğunda STROMA adlı özel bir sıvı vardır. Stroma içinde zar ile çevrili kesecikler bulunur. Bu keseciklere Tilakoid adı verilir. Bu keseciklerin oluşturduğu sütunlara granum adı verilir. Halkasal DNA’ya sahiptir. Bazı proteinleri kendisi sentezler. Kendini çekirdek kontrolünde eşleyebilir. FOTOSENTEZ OLAYININ GERÇEKLEŞTİĞİ ORGANELLERDİR. LİZOZOM BİTKİ HÜCRELERİNDE BULUNMAZ. KROMOPLAST: • Bitki hücresine yeşil dışında diğer renkleri veren plastitlerdir. • Klorofil dışındaki diğer pigmentler • Kırmızı(likopen) • Ksantofil(sarı) • Karoten(turuncu) Kromoplastlar, kloroplastlar dönüşümü ile oluşur. Kromoplastlarda fotosentez yapılmaz, bu organeller sadece renk verir. e) Mitokondri • • • • • • • • İki zar ile çevrelenmiştir. Dış zarı aşırı seçici-geçirgendir. İç zar içeriye doğru katlantılar yapmıştır.Bu katlantılara KRİSTA adı verilir. İç zarın içinde özel bir sıvı bulunur.Bu sıvıya MATRİKS adı verilir. Kendine özel halkasal bir DNA’sı vardır. Sahip olduğu DNA’da mitokondriyal genler bulunur. Kendi kendini eşleyebilir.Fakat bu olay çekirdek kontrolünde gerçekleşir. Kendi kendine bazı proteinleri sentezleyebilir. Görevi: • • • • Hücrenin enerji santralidir. • OKSİJENLİ SOLUNUM mitokondri organelinde gerçekleşir. • • f) PLASTİTLER Sadece bitki hücrelerinde bulunurlar. Üç çeşittirler. i. ii. iii. • KLOROPLAST KROMOPLAST LÖKOPLAST • 7 LÖKOPLAST: Renksizdir. Çeşitli organik besinlerin depolanması için kullanılır. Işık ile karşılaştığında Kloroplast’a dönüşebilir. g) KOFUL Zarla çevrili, taşıcıyıcı organellerdir. Su içerirler fakat suyun yanında inorganik veya organik madde de içerirler. Genellikle hayvan hücrelerinde koful küçüktür ve bazen kaybolur. Bitki hücrelerinde ise koful büyüktür ve kaybolmaz. • • • • • • • • • • • • • • • • Bitkide Merkez Kofulun Görevleri: Fazla suyu depolamak, böylece hücrenin su dengesini sağlamak. Artık maddeleri depolamak. Hücreye desteklik vermek. Proteinleri hidroliz etmek. Antosiyanin pigmentini taşımak ve böylece hücreye renk vermek. Miktotübüller: İki çeşit tübülin proteinlerinin polimerlerleşmesiyle oluşurlar. Mikrotübüller hücre iskeletinin en değişken yapıya sahip üyeleridir. Hücre şeklinin belirlenmesinde, İğ ipliği olarak, Organellerin yer değiştirmesinde, KULLANILIR. KOFUL ÇEŞİTLERİ Depo kofulu Kontraktil Koful Besin kofulu Sindirim kofulu Artık Kofulu h) Sentrozom • • HÜCRE İSKELETİ Hücreye desteklik sağlayan ve hareketi oluşturan protein sistemidir. 3 grupta incelenirler. • MİKROFİLAMENTLER • ARA FİLAMENTLER • MİKROTÜBÜLLER • • • • Mikrofilamentler: Aktin proteinlerinin polimerlerinden oluşmuştur. Hücre iskeletinin en ince elemanıdır. Görevleri; • Kas kasılmasını sağlamak • Hücre yüzeyinde çıkıntılar yapmak • Yalancı ayak oluşumu • Hayvan hücresinin bölünmesi sırasında boğumlanmayı sağlamak • Zarsızdır. 2 kısımdan oluşur. • Sentriyol çiftleri • Sentriyol dışı matriks Sentriyoller 9 adet üçerli mikrotübülden oluşmuştur. Her sentrozomda birbirlerini dik açı ile kesecek şekilde iki sentriyol bulunur. Mikrotübül yapımından sorumludur. Sil ve kamçı yapımını sağlar. Sentriyol dışı matriks Mitoz ve Mayoz bölünme sırasında mikrotübül yapısındaki iğ ipliklerinin yapımında kullanılır. • • • Ara filamentler : Hücre iskeletinin en sağlam ve değişmez üyeleridir. Görevleri; • Hücre şeklinin korunması • Hücre yapılarının sabitlenmesi Ara filamentlere örnekler: Desmin,Lamin,Nörofilament,keratin vb. 8 Özetlemek gerekirse; Sentrozom; • Mikrotübüllerin, • Sillerin ve kamçının, • Ve iğ ipliklerinin yapımından sorumludur. Hücre bölünmesi öncesi kendini eşler. Bölünme sonrası her hücreye bir sentrozom düşer. SENTROZOM BİTKİ HÜCRELERİNDE BULUNMAZ. • • Sil ve Kamçılar 9+2 çift Mikrotübül yapısındadır.(ökaryot canlılarda) Sil ve kamçı aynı yapıdadır.Sadece sil kısa, kamçı uzundur. KROMOZOMLAR Bölünme sırasında kromatin ipliklerinin kısalıp kalınlaşarak oluşturduğu yapılara kromozom adı verilir. Sadece bölünme sırasında gözlenirler. Bölünme sonrası tekrar kromozomlar kromatin ipliğine dönüşür. III) ÇEKİRDEK: Hücre çekirdeği 4 kısımda incelenir. a) b) c) d) Kromatit: Çekirdek zarı(nükleolemna) Çekirdek sıvısı(nükleoplazma) Çekirdekçik(nükleolus) Kromatin ve kromozomlar Bir kromozomdaki her bir DNA kopyasına kromatit denir. Bir kromozom 1 veya 2 kromatitli olabilir. İnsan hücrelerinde 46(23 çift) kromozom bulunur. Kromozom sayıları türden türe değişir. a) Çekirdek zarı: İki zardan oluşmuştur. Dış zar Endoplazmik retikulumun devamını oluşturur. İç zar ara filamentler ile sağlamlaşmıştır. İki zar por adını verdiğimiz delikleri oluşturur. Porlar, kontrollü bir şekilde madde giriş-çıkışlarını sağlar. d) Çekirdekçik * * * Çekirdek zarlarında taşıyıcı proteinler bulunmaz. Çekirdek zarları aşırı derecede seçici-geçirgendir. Kromatin ipliklerinin yoğunlaştığı yerlerdir. rRNA sentezi yapılır. Oluşan rRNA sitoplazmaya bırakılır. Çekirdeğin görevi: o Çekirdek DNA içindeki anlamlı ifadelerin(genlerin) çalışması için gerekli ortamı sağlar. o Genler, belirli proteinlerin sentezlenmesini sağlar ve sonuçta hücre içi kontrol meydana getirilir. b) Çekirdek sıvısı: (nükleoplazma) Sitozol’e benzer.Nükleotit ve özel proteinler bakımından çok zengindir. c) KROMATİN ve KROMOZOMLAR Kromatin = DNA + çekirdek proteinleri Kromatin: DNA ile özel histon proteinlerinin birleşiminden oluşmuş ipliksi yapıdır. Kromatin yapısı ile DNA korunaklı bir şekilde tutulur. 9 PROKARYOTTAN ÖKARYOTA PROKARYOT HÜCRE: Endosimbiyoz teorisi: o Fotosentetik bir bakterinin büyük bir prokaryot hücre içine girerek kloroplast’a dönüştüğünü, o O2’li solunum yapan bir bakterinin büyük bir prokaryot hücre içine girerek mitokondri’ye dönüştüğünü,görüşünü ortaya atan teoridir. o Ökaryot hücrenin bu şekilde meydana geldiği düşünülmektedir. Endosimbiyoz teorisini destekleyen bulgular: Organel olarak sadece ribozom’u bulundurur. Çekirdeği yoktur onun yerine halkasal yapıda kromozomlardan oluşmuş bir bölgesi vardır.Bu bölgeye nükleoid denir. Nükleoid DNA’sı dışında ayrıca plazmit adı verilen halkasal DNA’ya da sahiptirler. Fotosentez ve oksijenli solunum hücre zarının iç yüzeyinde gerçekleşir. Genellikle kamçı ile hareket ederler. Kapsül adı verilen bir yapıları vardır, bu yapılar ile çevrelerine tutunurlar. Peptidoglikan yapısında hücre duvarları vardır. -Kloroplast ve mitokondrinin ortalama bir prokaryot hücre büyüklüğünde olması. - Kloroplast ve mitokondrinin sahip olduğu DNA’nın, bakteri DNA’sına benzemesi. - Kloroplast ve mitokondrinin dış zarının hücre zarına benzemesi fakat iç zarının özgün olması ve bakteri zarlarına benzemesi - Kloroplast ve mitokondrinin ikiye bölünerek çoğalmasının, prokaryot hücrelerdeki ikiye bölünmeye benzemesi. BİR HÜCREDEN ÇOK HÜCREYE Prokaryot Hücrelerin, zar içinde özel katlantılar bulunur. Bu katlantılar oksijenli solunum için kullanılıyorsa Mezozom, Fotosentez için kullanılıyorsa Klorozom adını alır. KOLONİLER: o Bir arada yaşayan hücre gruplarına koloni adı verilir. o Yeşil Algler grubunda bulunan bazı cinsler koloni halinde yaşar.En bilinenleri; o GONİUM o PANDORİNA o EUDORİNA o VOLVOX ÖKARYOT HÜCRELER TEK VEYA ÇOK HÜCRELİ OLABİLİR FAKAT PROKARYOT HÜCREDEN OLUŞMUŞ CANLILAR HER ZAMAN TEK HÜCRELİDİR. Sadece BAKTERİLER VE ARKELER PROKARYOT HÜCRE YAPISINA SAHİPTİR. PROKARYOT HÜCRELER MİTOZ BÖLÜNME İLE ÇOĞALMAZ, BASİTÇE İKİYE BÖLÜNEREK(AMİTOZ BÖLÜNME) ÇOĞALIRLAR. 10 PANDORİNA: Volvox hücrelerinde işbölümü vardır. Pandorinada böyle bir durum yoktur. 8,16 ve 32 hücreden oluşmuş hücre kolonileridir. Jelatinimsi bir madde ile bir arada dururlar.(Musilaj) Her bir hücrede 2 kamçı,bir göz noktası ve büyük bir kloroplast vardır. ÖZELLEŞME: Bir hücrenin belirli bir işlev için farklı bir yapıya sahip olmasına “ÖZELLEŞME” denir. Çok hücreli canlılarda özelleşmiş hücreler bulunur. HÜCRELER ARASINDA İŞBÖLÜMÜ YOKTUR. HÜCRELER SADECE BİRLİKTE HAREKET EDERLER,DİĞER İŞLEVLER HER HÜCRENİN KENDİ SORUMLULUĞUNDADIR. ÖZELLEŞMENİN AVANTAJLARI: 1) Her hücre belirli bir iş için özelleşmiş olur.Bu özelleşmiş hücreler de görevlendirildiği işi çok verimli bir şekilde ve daha az enerji harcayarak yapar. PANDORİNA HEM EŞEYLİ,HEM DE EŞEYSİZ ÜREME YAPABİLİR. 2) Çok hücreli canlılar hücre sayısının artması ile büyüdükleri için çok fazla büyüyebilirler ve büyük bedenleri ile kendilerini daha iyi korurlar. VOLVOX: Koloni hücreleri içi boş küreler oluşturur. Hücreler, jelatinimsi madde(musilaj) ile bir arada tutulur. Bunun yanında sitoplazma köprüleri ile de bir arada tutulurlar. Volvox hücrelerinde iş bölümü vardır. 3) DIŞ ORTAMIN OLUMSUZ ŞARTLARINA KARŞI DAHA FAZLA ÇÖZÜM YOLLARI GELİŞTİRMİŞLERDİR. ÖZELLEŞMENİN DEZAVANTAJLARI: 1) ÖZELLEŞMİŞ HÜCRELER ÇOK DAHA HASSASTIR, DIŞ ORTAMIN DEĞİŞİKLİKLERİNE KARŞI UYUM SAĞLAMADA SORUN YAŞARLAR. Ön ve Arka kısım farklı bir şekilde görev alır. o Ön kısımda ki hücrelerin belirgin göz noktaları vardır.ALGILAMA İLE GÖREVLİDİR. o Arka kısımda üreme hücreleri bulunur. 2) BAZI DOKULARIN ÖLMESİ TÜM CANLININ ÖLMESİNE SEBEP OLUR. VOLVOX, hücreleri hem eşeyli hem de eşeysiz olarak çoğalır. Eşeysiz üremede iç boşlukta yavru bir koloni meydana getirilir. Eşeyli üremede ise, üretilen sperm ve yumurta hücreleri iç boşlukta birleşir.Döllenmiş yumurta hücresi bölünerek yeni bir koloni meydana getirir. 3) FARKLI GÖREVLER ÜZERİNE ÖZELLEŞMİŞ HÜCRELERİN İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI İLE EŞGÜDÜM VE UYUM İÇİNDE ÇALIŞMASI İÇİN ÖZEL SİSTEMLER OLMALIDIR. Ör:Sinir Sistemi,Hormonal sistem,Dolaşım Sistemi VOLVOX’DA HÜCRELER KISMENDE OLSA ÖZELLEŞMİŞTİR,PANDORİNADA BÖYLE BİR DURUM YOKTUR. 11 12