Lusanda Diye Bir Kent Ve meddahımız anlatmaya başladı... Dekorumuz ise gerçek.. Tarih öncesi dönemden kalma (Hitit) bir kentin kalıntıları... Tapınak... Surlar ve saraylar... “Bir zamanlar... Geç Asurlar döneminde görkemli bir Asur kralı varmış. Görkemi; yaptıklarıyla birlikte, yaptıklarını biraz da abartarak anlatmasından ileri gelirmiş. Dostu veya düşmanı, o yılların insanları onu Salmanassar olarak çağırırlarmış... Üçüncü Salmanassar... Bir gün yazıcılarından birine: “Getir bakalım bir yazı taşı ve ona yazabilecek bir kalem ve yaz” demiş: “Ben büyük Asur kralı III. Salmanassar... Savaşçı, yiğit bir kralım. Amanos Dağlarını geçer geçmez karşıma Lusanda diye bir kent çıktı. Yaktım, yıktım ve orayı elime geçirdim” Tarih öncesi dönemden kalma bir kentin kalıntıları... Tapınak... Surlar ve saraylar... Serdar Girginer; bundan 3500-4000 yıl önce, bu yerleşim yerinin “Yedi Pınarlı Kent” ismiyle anıldığını anlatıyor. Tuşutawa’nin Bullasi “Sevgili Haluk dur bir dakika... Bir kere bu elimdeki mühür değil bir “Bulla”... Bulla; günümüzde de resmi evrakların zarflarını mumla kapatıp, açılıp açılmadığını kontrol etmek için mühür basarlar ya, işte onun eski zamandaki ismi. Yani mühürün dişisi... Veya mühür baskısı diyebiliriz. Dolayısıyla da bullaların bulunduğu yerde resmi evrakların olduğu bir devlet organizasyonu olmalı. Bu bulla milattan önce 1500 yılında, olasılıkla Kizzuwatnalı, belki de Hititli Tuşutawa isimli bir devlet görevlisine ait. Biz bunu Tatarlı’da başlattığımız arkeolojik kazıda bulduk” Altınşehir Adana: Yani sen bu bullaya dayanarak mı burası için 4000 yıllık dedin? Serdar Girginer: “Ben Tatarlı’daki yerleşim için 4000 yıllık demedim ki, dört bin yıl önce buraya ‘Yedi Pınarlı Kent’ derlerdi dedim. Bu bulla da Kizzuwatnalı birine ait olduğuna göre o yıllarda buralarda Hititler (Kizzuwatna bir federatif Hitit krallığı) yaşamışlar anlamına geliyor. Ama bizim bulduğumuz obsidyen (volkanik camlar) ve özellikle de Biblos Ucu bu kenti 8000 yıl önceye kadar götürüyor. Tatarlı’da belki 8000 yıl önce de yaşayanlar vardı ama ben bu kez öykümü son dört bin yıl içinden anlatacağım.” A.A.: Sevgili Serdar, Ne olmuş yani Lusanda’yı eline geçirmişse? S.G.: Acele etme bak öykü nereye gelecek. Eğer bugün araştırırsanız Amanoslar’dan indiğinizde karşınıza ilk defa Asur döneminde de var olduğu kanıtlanmış şehirlerden Tatarlı’nın çıktığını görürsünüz. İşte Asur kralının bahsettiği Lusanda burası olmalıdır. Burası Lusanda olsa ne önemi var diye soracaksın sen şimdi de. Bana göre Lusanda ile yıllardan beri bilim dünyasının arayıp durduğu Lawazantiya aynı yer. Çünkü Lawazantiya için yazılı metinlerde “Yedi Pınarın Aktığı Kent” tabiri kullanılıyor. Ve bugün burada yaptığımız kazılarda bulduğumuz buluntular, Tatarlı’nın Lawazantiya olması ihtimalini çok güçlendiriyor. Bakın bugün bile Tatarlı’da bulunan pınarları sayarsam eğer; Birinci Çınaraltı Pınarı, İkinci Çınaraltı Pınarı, Camigözü Pınarı, Kaynargöz, Meleğin Gözü, Küçük Kaynargöz ve Değirmenocağı Pınarı diye 7 rakamını bulabilirim. Belki bir iki pınar daha bile var ama onlar o zamanlar burada olduğunu düşündüğümüz büyük gölün içinde kalıyorlardı. 37