Uploaded by User14344

HOKMP-2022 - Kopya

advertisement
ASİSTAN DR . MUHAMMED CEMALLIOĞLU
• Kurtarıcılar tarafından CPR'nin erken başlatılmasının önemi yeniden
vurgulanmıştır.
• Erken epinefrin hakkında önceki öneriler yönetimi vurgulanarak yeniden teyit
edilmiştir.
• Arteriyel kan basıncının sürekli ölçülmesi ve son- ACLS canlandırması sırasında
(ETCO2) CPR kalitesini iyileştirmek için yararlı olabilir.
• En yeni kanıtlarda, çift ardışık defibrilasyonun rutin kullanımı önerilmemektedir.
• İntravenöz (IV) erişim, ACLS resüsitasyonu sırasında tercih edilen ilaç uygulama
yoludur. IV erişim mevcut değilse intraosseöz (IO) erişim kabul edilebilir.
• Spontan dolaşımın dönüşünden sonra hastanın bakımı, oksijenasyona, kan
basıncı kontrolüne, perkütan koroner için değerlendirmeye çok dikkat edilmesini
gerektirir.
• Gebelikte kardiyak arrestin yönetimi, bebeği kurtarmak ve başarılı resüsitasyon
şansını artırmak için gerekirse erken perimortem sezaryen doğum hazırlığı ile
annenin resüsitasyonuna odaklanır.
Despite recent gains, less than 40% of adults
receive layperson-initiated CPR, and fewer than
12% have an AED applied before EMS arrival.
Elektrolit Bozuklukları
• Hiperkalemiye genellikle böbrek yetmezliği neden olur ve kardiyak
aritmileri ve kardiyak arresti presipite edebilir. Şiddetli hipokalemi daha
az görülmektedir ancak gastrointestinal veya renal kayıplar durumunda
ortaya çıkabilir ve yaşamı tehdit eden ventriküler aritmilere yol açabilir.
Şiddetli hipermagnezemi, en çok preeklampsi veya eklampsi için IV
magnezyum tedavisi alan obstetrik hastalarda meydana gelir. Çok
yüksek seviyelerde hipermagnezemi, bilinçte değişikliklere, bradikardiye
veya ventriküler aritmilere ve kardiyak arreste neden olabilir.
Hipomagnezemi, diğer nedenlerin yanı sıra gastrointestinal hastalık
veya yetersiz beslenme durumunda ortaya çıkabilir ve ciddi olduğunda
hem atriyal hem de ventriküler aritmilere yol açabilir.
• Bilinen veya şüphelenilen hiperkalemili kardiyak arrest için standart
İKYD bakımına ek olarak IV kalsiyum uygulanmalıdır (c1 KD C-LD).
IV veya IO yol aracılığıyla 2 ila 5 dakikada uygulanan 5 ila 10 mL %10
kalsiyum klorür solüsyonu veya 15 ila 30 mL %10 kalsiyum glukonat
solüsyonudur.
• Hastane ortamında; acil hemodiyaliz, yaşamı tehdit eden hiperkalemi
için kesin tedavi olmaya devam etmektedir.
• Şüpheli hipokalemik kardiyak arrest vakalarında IV bolus potasyum uygulaması
önerilmez (c3: Zarar KD C-LD).
• Şiddetli hipokalemiye bağlı ventriküler aritmiler için kontrollü IV potasyum
uygulaması yararlı olabilir, ancak vaka raporları genellikle potasyum infüzyonunu
içermiş ve bolus uygulamayı içermemiştir.
• Şiddetli hipomagnezemiden kaynaklanan kardiyotoksisite ve kardiyak
arrest için standart İKYD bakımına ek olarak IV magnezyum önerilir (c1 KD
C-LD).
• Uzamış QT yokluğunda IV magnezyum uygulaması VF/VT için faydalı
bulunmamasına rağmen, uzamış QT’si olan hastalarda kardiyak arest için
kullanılması tavsiye edilir. Hipomagnezemi, uzamış QT’ye neden olabilir veya
bunu şiddetlendirebilir. çoklu aritmiler ile ilişkilidir ve kardiyak arresti
presipite edebilir. Bu yüzden, standart İKYD tedavinin temel taşı olmaya
devam etmesine rağmen, normal seviyelerin sağlanması anlamlıdır.
• Bilinen veya şüphelenilen hipermagnezemili kalp durması için,
standart İKYD bakımına ek olarak, ampirik IV kalsiyum uygulanması
makul olabilir (c2b KD C-EO).
Hiperkalemi için önerilen dozlarda IV veya IO kalsiyum uygulaması,
şiddetli magnezyum toksisitesinde hemodinamiyi iyileştirebilir ve
doğrudan kanıt olmamasına rağmen kardiyak arestte kullanımı
desteklenebilir.
•
• OPİOİD DOZ AŞIMI
• Opioide bağlı hastane dışı kardiyak arrest sıklığı giderek artmaktadır.
Özellikle 25-65 yaş aralığında opioid kaynaklı ölümler sık
görülmektedir. İzole opioid toksisitesi MSS ve solunum sisteminde
depresyona yol açar. Bu durum solunum arrestine, o ise kardiyak
arreste neden olur. Opioid ilişkili ölümler sıklıkla çoklu ilaç alımı veya
tıbbi veya mental sağlık komorbiditelerinin varlığı durumunda
görülmektedir.
• Opioid doz aşımları, hava yolu açıklığının kaybı ve solunum yetersizliği
nedeniyle kardiyopulmoner arreste ilerlediklerinden; periarrest
durumundaki hastada hava yolu ve ventilasyonu ele almak en yüksek
önceliğe sahiptir.
Opioid Doz Aşımı
• Solunum arrestindeki hastalar için, spontan solunum geri dönene kadar
kurtarma solunumu veya torba-maske ventilasyonu sürdürülmelidir ve
spontan solunumun geri dönüşü gerçekleşmezse standart TYD ve/veya
İKYD önlemleri devam etmelidir (c1 KD C-LD).
• Kardiyak arrest olduğu bilinen veya şüphelenilen hastalarda, nalokson
kullanımının kanıtlı faydası görülmediğinden, nalokson uygulamasına göre,
standart resüsitatif önlemlere ve yüksek kaliteli KPR’ye (kompresyonlar artı
ventilasyon) odaklanmak öncelikli olmalıdır (c1 KD C-EO).
Naloxone, yüksek kaliteli KPR bileşenlerini geciktirmeyecekse, standart İKYD
bakımı ile birlikte uygulanabilir.
• Eğitimsiz ve eğitimli müdahale ekipleri, hastanın nalokson veya diğer
müdahalelere yanıtını beklerken acil müdahale sistemlerini etkinleştirmeyi
geciktirmemelidir (c1 KD C-EO). Acil müdahale sisteminin erken aktivasyonu,
opioid doz aşımından şüphelenilen hastalar için kritiktir. Kurtarıcılar, kişinin
klinik durumunun yalnızca opioid kaynaklı solunum depresyonundan
kaynaklandığından emin olamaz. Bu, özellikle nabzın varlığının
belirlenmesinin güvenilir olmadığı ilk yardım ve TYD için geçerlidir. Nalokson,
nonopioidleri içeren doz aşımı ve herhangi bir nedenden kaynaklanan
kardiyak arrest dahil olmak üzere diğer tıbbi durumlarda etkisizdir. İkinci
olarak, nalokson uygulamasına yanıt veren hastalarda tekrarlayan MSS
ve/veya solunum depresyonu geliştirebilir ve güvenli taburculuk için daha
uzun süre gözlem gerektirebilir.
•
• Nabzı kesin olarak alınan ancak normal solunumu olmayan veya
yalnızca gasping yapan (örn. Respiratuvar arrest) opioid doz
aşımından şüphelenilen bir hastada; müdahale edenlerin standart
TYD ve/veya İKYD bakımı sağlamaya ek olarak nalokson uygulaması
mantıklıdır (c2a KD B-NR).
Çalışmalar, naloksonun opioide bağlı solunum depresyonunun
tedavisinde güvenli ve etkili olduğunu ve komplikasyonların nadir ve
dozla ilişkili olduğunu bildirmektedir.
• Resüsitasyon Sonrası Yönetim Önerileri
• Spontan solunumun geri dönmesinden sonra hastalar, tekrarlayan
opioid toksisitesi riski azalana ve hastanın bilinç düzeyi ve yaşamsal
belirtileri normale dönene kadar bir sağlık kuruluşunda
gözlemlenmelidir (c1 KD C-LD).
• Tekrarlayan opioid toksisitesi gelişirse, tekrarlanan küçük dozlar
veya nalokson infüzyonu faydalı olabilir (c2a KD C-LD).
• Gebelikte kardiyak arrest için ekip planlaması; obstetrik, neonatal,
acil, anesteziyoloji, yoğun bakım ve kardiyak arrest hizmetleri ile
işbirliği içinde yapılmalıdır (c1 KD C-LD).
• Spontan dolaşımın hemen sağlanması her zaman
gerçekleşmediğinden, gebeliğin ikinci yarısında bir kadında kardiyak
arrest fark edilir edilmez perimortem sezaryen doğum için yerel
kaynaklar çağrılmalıdır (c1 KD C-LD).
• Gebelikte hastane dışı kardiyak arrest yönetimine yönelik
protokoller, devam eden resüsitasyon sağlanırken, perimortem
sezaryen doğumunu hemen gerçekleştirme kapasitesine sahip bir
merkeze zamanında nakli kolaylaştırmak için geliştirilmelidir (c1 KD
C-EO).
• Kardiyak arrestteki gebe için öncelikler arasında kaliteli KPR sağlanması ve
uterusun sol lateral yer değiştirmesi yoluyla aortokaval kompresyonun
hafifletilmesi yer almalıdır (c1 KD C-LD).
Gravid uterus inferior vena cava’yı sıkıştırarak venöz dönüşü engelleyebilir,
böylece atım hacmini ve kalp debisini azaltabilir. Sırtüstü pozisyonda,
aortokaval kompresyon, tekil gebeliklerde gebelik haftasının yaklaşık 20.
haftasında veya fundal yükseklik umbilikus seviyesinde veya üzerinde
olduğunda ortaya çıkabilir. Uterusun manuel sol lateral yer değiştirmesi,
hipotansiyonlu hastalarda aortokaval basıncını etkili bir şekilde azaltır.
• Gebe hastalar hipoksiye daha yatkın olduğundan, gebelikte kardiyak arrest
resüsitasyonu sırasında oksijenasyon ve hava yolu yönetimine öncelik
verilmelidir (c1 KD C-LD).
• Maternal resüsitasyon ile potansiyel etkileşim nedeniyle, gebelikte
kardiyak arrest sırasında fetal izleme yapılmamalıdır (c1 KD C-EO)..
• Resüsitasyon sonrası komada kalan gebeler için hedeflenmiş sıcaklık
yönetimini öneriyoruz (c1 KD C-EO).
• Gebe hastanın hedeflenen sıcaklık yönetimi sırasında, fetüsün potansiyel
bir komplikasyon olarak bradikardi yönünden sürekli olarak izlenmesi ve
obstetrik ve neonatal konsültasyon yapılması önerilir (c1 KD C-EO).
• Kardiyak Arrest ve PMCD Önerileri
• Kardiyak arrest sırasında, fundus yüksekliği umbilikusta veya
üzerinde olan gebede, rutin resüsitasyon müdahaleleri ve manuel
sol lateral uterin yer değiştirme ile spontan dolaşım
sağlanamadıysa, resüsitasyon devam ederken uterusun boşaltılması
için hazırlık yapılması önerilir (c1 KD C-LD).
Gebeliğin ikinci yarısında, PMCD, fetal canlılığa bakılmaksızın
maternal resüsitasyonun bir parçası olarak kabul edilebilir.
• Yaşamla bağdaşmayan maternal travma veya uzun süreli nabızsızlık
gibi maternal resüsitatif çabalarının yararsız olduğu durumlarda,
uygun hastalarda perimortem sezaryen doğum yapmayı geciktirmek
için bir neden yoktur (c1 KD C-LD).
Erken doğum, daha iyi maternal ve neonatal sağkalım ile ilişkilidir.
Maternal sağkalımın beklenmediği durumlarda, fetüsün erken
doğumu, neonatal sağkalımı da iyileştirebilir.
• Doğumun erken, ideal olarak arrest sonrası 5 dakika içinde
gerçekleştirilmesi için, TYD ve İKYD müdahaleleri başlandığı anda
perimortem sezaryen doğum için hemen hazırlık yapılması
mantıklıdır (c2a KD C-EO).
Pulmoner Emboli
• Doğrulanmış pulmoner emboliye bağlı kardiyak arrest vakalarında;
tromboliz, cerrahi embolektomi ve mekanik embolektomi uygun
acil tedavi seçenekleridir (c2a KD C-LD).
• Kardiyak arrestin pulmoner emboliden kaynaklandığından
şüphelenildiğinde tromboliz düşünülebilir (c2b KD C-LD).
• TOKSİSİTE
• Benzodiazepinler
• Benzodiazepin doz aşımı MSS ve solunum depresyonuna neden olur
ve özellikle diğer yatıştırıcılarla (örn. Opioidler) birlikte alındığında
solunumsal ve kardiyak arreste neden olabilir.
• Öneriler
• Flumazenil’in ayrışmamış koma hastalarında uygulanması risk
oluşturur ve önerilmez (c3: Zarar KD B-R).
• BETA –ADRENERJİK RESEPTÖR BLOKÖRLERİ VE KALSİYUM KANAL
BLOKÖRLERİ
• Dirençli şokta olan β-adrenerjik bloker doz aşımı hastalarında yüksek doz
insülinin glukoz ile birlikte uygulanması makuldür (c2a KD C-LD).
• Dirençli şokta olan beta-adrenerjik bloker doz aşımı hastalarında, IV
glukagon uygulaması makuldür (c2a KD C-LD).
• Dirençli şokta olan β-adrenerjik bloker doz aşımı hastalarında kalsiyum
uygulaması düşünülebilir (c2b KD C-LD).
• Farmakolojik tedaviye dirençli şokta olan β-adrenerjik bloker doz aşımı
hastalarında, ECMO düşünülebilir (c2b KD C-LD).
• Dirençli şokta olan kalsiyum kanal bloker doz aşımı hastalarında
kalsiyum uygulaması makuldür (c2a KD C-LD).
• Dirençli şokta olan kalsiyum kanal bloker doz aşımı hastalarında,
glikoz ile yüksek doz insülin uygulaması makuldür (c2a KD C-LD).
• Dirençli şokta olan kalsiyum kanal bloker doz aşımı hastalarında IV
glukagon uygulaması düşünülebilir (c2b KD C-LD).
• Farmakolojik tedaviye dirençli şokta olan kalsiyum kanal bloker doz
aşımı hastalarında ECMO düşünülebilir (c2b KD C-LD).
• Kardiyak Cerrahi Sonrası Kardiyak Arrest
• Kardiyak arrest, kalp cerrahisi vakalarının %1 ila %8’inden sonra ortaya çıkar.
Etiyolojiler arasında; VT veya VF gibi taşiaritmiler, kalp bloğu veya asistoli gibi
bradiaritmiler, tamponad veya pnömotoraks gibi obstrüktif nedenler, yeni kapak
disfonksiyonu gibi teknik faktörler, greft arter tıkanması veya kanama yer alır.
Kardiyak arrest geçiren tüm hastalarda olduğu gibi, acil hedef; KPR ile
perfüzyonun devam ettirilmesi , İKYD’nin başlatılması ve kardiyak arrest
nedeninin hızlı bir şekilde tanımlanması ve düzeltilmesidir. Diğer birçok kardiyak
arrestin aksine, bu hastalar tipik olarak, kurtarıcı tedavilerin gerçekleştirme
kapasitesine sahip yüksek eğitimli personelin bulunduğu, YBÜ gibi yüksek
düzeyde gözlem imkanı olan bir ortamda Kardiyak arrest yaşar.
• Acil resternotomi hemen yapılamıyorsa eksternal göğüs kompresyonu
yapılmalıdır (c1 KD B-NR).
Bazı vaka raporları, eksternal göğüs kompresyonlarına bağlı kalp hasarından
bahsetse de, diğer vaka serileri bu tür bir hasar bildirmemiştir ve eksternal göğüs
kompresyonları bazı durumlarda perfüzyon sağlamanın tek yolu olmaya devam
etmektedir.
• Kalp cerrahisi geçiren hastanın, eğitimli sağlık personeli tarafından
şahit olunan arrestinde, VF/VT için acil defibrilasyon yapılmalıdır.
Defibrilasyon 1 dakika içinde başarılı olmazsa KPR başlatılmalıdır (c1
KD C-LD).
VF, kalp cerrahisi sonrası kardiyak arrest vakalarının %25 ila %50’sinde
ortaya çıkan ritmdir. Anında defibrilasyon bu hastalarda belirgin
avantajlar sunarken, eksternal göğüs kompresyonları veya
resternotomi ile ilişkili morbidite iyileşmeyi önemli ölçüde
etkileyebilir. Çalışmaların çoğunda %90’ın üzerinde ilk şok başarısı
gözlenmiş olmakla birlikte, 15 çalışmanın havuzlanmış sonuçları ilk
şok için %78, ikinci şok için %35 ve üçüncü şok için %14’lük bir
defibrilasyon başarı oranı bulmuştur. The Society of Thoracic
Surgeons Task Force on Resuscitation After Cardiac Surgery ve
European Association for Cardio-Thoracic Surgery, KPR başlamadan
önce 1 dakika içinde peşpeşe 3 defibrilasyon önermektedir. Standart
İKYD’den bu ayrılma, ortamın ve hastanın kendine has durumu
nedeniyle uygun olabilir.
• Pace elektrotlarının halihazırda yerinde olduğu bir kalp ameliyatı
sonrası hastanın eğitimli sağlık personeli tarafından şahit olunan
arestinde, asistolik veya bradikardik arestte acil pacing öneriyoruz. 1
dakika içinde pacing başarılı olmazsa KPR başlatılmalıdır (c1 KD C-EO).
YBÜ’de pace elektrotları yerindeyken asistoli veya bradikardik arrest
gelişen kalp cerrahisi sonrası hastalarda, pacing eğitimli sağlayıcılar
tarafından hemen başlatılabilir. Pacing denemeleri hemen başarılı
olmadığında, KPR dahil standart İKYD endikedir. Bu protokol, cerrahi
dernekleri tarafından desteklenmektedir, ancak kullanımını
destekleyecek hiçbir veri bulunmamaktadır.
• Kardiyak cerrahiden sonra kardiyak arrest gelişen hastalar için, uygun
personele sahip ve donanımlı bir YBÜ’de erken dönemde resternotomi
yapılması makuldür (c2a KD B-NR).
Resternotomi zamanlaması için RKÇ yoktur. Ancak donanımlı bir YBÜ’de
deneyimli sağlık personeli tarafından gerçekleştirildiğinde hızlı
resternotomi protokolleriyle iyi sonuçlar gözlenmiştir. YBÜ dışında
gerçekleştirilen resternotominin sonlanımı kötüdür. The Society of
Thoracic Surgeons, resternotominin, ameliyattan sonra en az 10 gün
süreyle resüsitasyon protokollerinin standart bir parçası olmasını önerir.
• Operasyon sırasında halihazırda göğüs veya karın açıkken veya
kardiyotorasik cerrahiden sonraki erken postoperatif dönemde
kardiyak arrest gelişirse, açık toraks KPR’si yararlı olabilir (c2a KD CLD).
Bu konuda RKÇ yoktur. İki küçük çalışma, eksternal KPR’ye göre yararlı
olabileceğini göstermiştir.
• Standart resüsitasyon prosedürlerine yanıt vermeyen kalp cerrahisi
sonrası hastalarda, mekanik dolaşım desteği sonucu iyileştirmede
etkili olabilir (c2b KD C-LD).
Çoklu vaka serileri, standart resüsitasyon prosedürlerine dirençli
hastalarda ECMO ve kardiyopulmoner bypass dahil mekanik dolaşım
desteğinden potansiyel fayda sağlanabileceğini göstermiştir. Bugüne
kadar bu konuda RKÇ yapılmamıştır.
•
2020 (Güncellendi): Hasta kardiyak arrest içinde değilse bile hastaya
zarar verme riski düşük olduğundan, meslekten olmayan kişilerin
olası kardiyak arrest için CPR başlatmasını öneriyoruz.
• 2010 (Eski): sağlıkçı olmayan kurtarıcı nabzı kontrol etmemeli ve bir
yetişkin aniden yere yığılırsa veya tepkisiz bir kazazede normal nefes
almıyorsa kardiyak arrest olduğunu varsaymalıdır.
Sağlık uzmanının nabzı kontrol etmesi 10 saniyeden fazla
sürmemelidir ve kurtarıcı bu süre içinde nabzı kesin olarak
hissetmezse kurtarıcı göğüs kompresyonlarına başlamalıdır.
• Neden: Yeni kanıtlar, kalp krizi geçirmediği halde göğüs
kompresyonları uygulanan bir kazazedenin zarar görme riskinin düşük
olduğunu gösteriyor. Meslekten olmayan kurtarıcılar, kazazedenin
nabzının olup olmadığını kesin olarak belirleyemezler ve nabızsız bir
kazazededen CPR'ye ara vermenin riski, gereksiz göğüs
kompresyonlarından kaynaklanan zarardan fazladır.
• CPR Kalitesinin Fizyolojik İzlenmesi 2020 (Güncellendi): KPR kalitesini
değerlendirmek için Mümkün olduğunda arteriyel kan basıncı veya
ETCO2 gibi fizyolojik parametreleri izlemek ve optimize etmek için
kullanılmalıdır.
• 2015 (Eski): KPR sırasında resüsitasyon çabalarının fizyolojik
parametrelere titre edilmesinin sonucu iyileştirip iyileştirmediğini
inceleyen hiçbir klinik çalışma olmamasına rağmen, fizyolojik
parametrelerin (kantitatif dalga formu kapnografisi, arteriyel gevşeme
diyastolik basıncı, arteriyel basınç izleme ve santral venöz oksijen
satürasyonu) kullanılması makul olabilir. )
• Ardışık Defibrilasyon Desteklenmiyor 2020 (Yeni): Refrakter
şoklanabilir ritim için çift sıralı defibrilasyonun kullanışlılığı henüz
kanıtlanmamıştır.
• Neden: Ardışık defibrilasyon yakın uygulama pratiğidir. Bazı vaka
raporları iyi sonuçlar göstermiş olsa da, 2020 ILCOR sistematik
incelemesi, ardışık defibrilasyonu destekleyecek hiçbir kanıt
bulamadı .
• 2020 (Güncellendi): IV erişim girişimlerinin başarısız olup olmadığı
veya mümkün olmadığı durumlarda IO düşünülür.
• 2010 (Eski): Sağlayıcıların intravenöz (IO) erişim sağlaması
mantıklıdır.
• Kardiyak arrest sırasında IV ila IO (temel olarak pretibial yerleştirme)
ilaç uygulamasını karşılaştıran 2020 ILCOR sistematik incelemesi, IV
yolunun 5 retrospektif çalışmada daha iyi klinik sonuçlarla ilişkili
olduğunu buldu; diğer klinik sorulara odaklanan RKÇ'lerin alt grup
analizleri, ilaç uygulaması için IV veya IO kullanıldığında
karşılaştırılabilir sonuçlar buldu. IV erişim tercih edilse de IV erişimin
zor olduğu durumlar için IO erişimi makul bir seçenektir.
• Gebelikte Kalp Durması 2020 (Yeni): Gebe hastalar hipoksiye daha
yatkın olduğundan, gebelikte kardiyak arrest nedeniyle resüsitasyon
sırasında oksijenasyon ve hava yolu yönetimine öncelik verilmelidir.
• 2020 (Yeni): Maternal resüsitasyona olası müdahale nedeniyle,
gebelikte kardiyak arrest sırasında fetal izleme yapılmamalıdır.
• 2020 (Yeni): Gebe hastanın hedeflenen ateş yönetimi sırasında, olası
bir komplikasyon olarak fetüsün bradikardi açısından sürekli izlenmesi
ve obstetrik ve neonatal konsültasyonu istenmesi önerilir.
•BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.
Download