Kıymetli Basın Mensupları ve Değerli Vatandaşlarımız Bu gün burada Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunu temsilen 15 Temmuz Hain FETÖ Darbe Girişimi sanıklarının yargılandığı mahkemeyi takip etmek üzere bulunuyoruz. Başbakanlık ile ilişkili olarak sivil toplum ile Kamu arasında köprü vazifesini üstlenen ve yeni bir kurum olan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 6701 sayılı kanunla kurulmuştur. 15 Temmuz Darbe girişimi sebebiyle kurumumuz 1 yıl gecikmeyle teşkilatlanmasına başlamış olmasına rağmen ve kısa sürede ikincil mevzuatını hazırlayarak çalışmalarına başlamıştır. Başkanlığını yaptığım Kurum Türkiye’de insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi ve ayrımcılıkla mücadele başlıkları altında toplanan belli başlı görevleri vardır. Malumları olduğu üzere 1960 yılında yapılan darbe girişimi ile 12 Eylül Askeri Darbesi ve 28 Şubat Post Modern Darbesi ile ülkemizde hem demokrasi akamete uğratılmış hem de insan hakları ihlalleri hat safhaya ulaşmıştır. Bu darbe girişimlerinin destekleyicisi uluslararası emperyalist güçler yine ülkemizi bir iç karışıklığa sürüklemek ve milletimizin birlik ve beraberliğini parçalamak için 2016 yılı 15 Temmuzunda silahlı Kuvvetler içerisinde yuvalanmış bir grup FETÖ Terör Örgütünü harekete geçirerek ülkemizde bir darbe girişiminde bulunmuş 250 vatandaşımız şehit olmuş, darbeciler tarafından başta TBMM olmak üzere pek çok kamu kurumu bombalanmış ve ülkemiz milyarlarca lira zarara uğratılmıştır. İşte biz Kurum olarak FETÖ Darbe Sanıklarının yargılanmış olduğu bu mahkemeyi izlemek üzere buradayız. Konun sonuna kadar takipçisi olacağız. Daha önce de belirtmiştik. 15 Temmuz gecesi Sayın Cumhurbaşkanımızın Başkomutan olarak “Halkın gücünün üstünde bir güç tanımadım. Milletimi hava meydanlarına ve meydanlara davet ediyorum.” çağrısı uyarak veya daha önceden sokaklara çıkarak darbecilerin tankları, uçakları ve silahları önüne set olmuş şehitlerimiz ve gazilerimizin ve milletimizin hakkı için buradayız. Takip ettiğimiz davaların adil bir yargılama ile yürütüldüğü hususunda şüphemiz yoktur. Emperyalist güçler tarafından 15 Temmuz Hain FETÖ darbe girişimi ile Ülkemizin karışıklığa uğratılması akamete uğrayınca bu sefer de Suriye ve Irakta PKK ve DEAŞ gibi terör örgütleri desteklenerek saldırılarını devam ettirdikleri görülmektedir. Bu sebeple baskı ve zulüm altında kalıp ülkemize sığınan milyonlarca sığınmacının ve roket saldırıları ile can veren vatandaşlarımızın yaşadığı sıkıntıların önlenmesi için uluslararası mevzuata uygun biçimde yürütülen ve Silahlı Kuvvetlerimizin Zeytin Dalı Harekâtını da desteklediğimizi açıkladık. Kilis ve Hatay illerimize yaptığımız ziyaretlerde Harekâta olan desteği bildirmiş ve özellikle camiye ve sivil kişilerin kaybına sebep olan saldırıları da kınamıştık. Bu gün burada yeniden tekrar ediyorum ki; 15 Temmuzdan sonra Türkiye’nin adı Kahraman Türkiye’dir. Kurumumuz 15 Temmuz Darbe Girişiminin karşısında duran tüm sivil toplum örgütleri ve vatandaşlarımızla işbirliğine hazırdır. Özgürce yaşadığımız bu vatan hepimizindir. Vatanımıza birlik ve beraberliğimize sahip çıkmalıyız. Sözlerimi Mehmet Akif Ersoy’un bir dizesi ile bitirmek istiyorum. Sahipsiz olan memleketin batması haktır; Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. Saygılarımla.