Mustafa Yeşilbaş – Halk Hekimliği

advertisement
Halk Hekimliği Uygulamaları
Derleme: Züleyha Ülger
Sunan ve Hazırlayan: Mustafa Yeşilbaş
Yer: Aydın Pazar ve Kahveler
Halk Hekimliği Uygulamaları
Modern tıptan önce hastalıkların sağaltılmasında
çeşitli halk uygulamaları mevcuttu. Günümüzde de bu tip
uygulamalar devam etmekle beraber gittikçe
azalmaktadır. Derlememizdeki kaynak kişilerin çoğu
hastalıkların sağaltılmasıyla ilgili tedavi yöntemleri
sorulduğunda doktora gidilmesi gerektiği yönünde
cevaplar vermişlerdir. Bu da halk hekimliği
uygulamalarının azaldığı yönündeki tespitimizi
desteklemektedir.
Derlememize Ait Bazı Halk Hekimliği Uygulamaları
•
•
•
•
•
•
Çiçek hastalığında “Çöğür Armut”u denilen bir ağaca hasta olan
kişinin gömleği asılırmış ve bu sayede hastalığın geçtiğine
inanılırmış.
Egzama ve mayasıl gibi yara oluşturan hastalıklarda köstebek
etinin hastaya iyi geldiğine inanılmaktadır.
Vücutta siğil çıktığında ise köylerdeki şahsiyetler tedavi için
okuyup üflerler. Bu okuma işini ise genelde kadınlar yapar. Ayrıca
bu hastalık yalnızca insanlarda değil; hayvanlarda da görülür ve
tedavi için hasta kişinin adının veya hasta hayvanın adının
söylenmesi buna göre de okuma işinin yapılması gerekmektedir.
Yanıklar için yumurtanın akı yaraya sürülürmüş ve bir süre sonra
yanık iyileşirmiş.
Kesici aletlerle meydana gelen yaralarda ise zeytin çekirdeğiyle
beraber ezilerek yaraya sürülürmüş veya aynı uygulama
zeytinyağıyla yapılırmış.
Yılancık hastalığında ise doğada bulunan bazı özel taşlarla tedavi
uygulanır. Önce bu taşlardan yedi tane bulunur ve hastanın çeşitli
yerlerinde konulur eğere bu taşlar hastanın vücudunda bir yere
yapışırsa orada yılancık olduğu anlaşılır ve taşlar tespit edilen
yere vurularak tedavi sağlanır.
• Arpacık(itdirseği) hastalığında ise göz çevresi ovulur ve akne ya da
hastalığa sebep olan şey patladığında hastalığın geçtiğine inanılır.
• Mide ağrılarında ise soda veya kekik suyu içilir.
• Sıtma hastalığında ise hastaya Yovsa denilen bir sineğin
kanatlarıyla beraber üzüm taneleri yedirilir.
• Kuyruklu adı verilen yılan veya akrep benzeri hayvan sokmalarında,
sokulan bölgeye mazot sürülür veya ısırılan kişinin gömleği Çöğür
armudu denilen bir ağacın dalına asılır ve yine çocuğa bu ağaçtan
koparılan armudun suyu içirilir. Bazen ilave oalrak çiğ süt de
içirilebilir. Bir inanca göre ise bir kadın eğer hamileyken kuyruklu
tarafından sokulursa o kadının çocuğuna kuyruklu yaklaşmazmış.
• Kırık çıkık durumlarında ise bu konudan anlayan bir şahsiyet çeşitli
hareketlerle çıkan ya da kırılan kemiği yerine yerleştirir.
• Mayasıl, kaşıntı, mantar, varis, üşüme gibi rahatsızlıklarda ise
pazarda şişeler içinde satılan sülüklerin vücudun çeşitli bölgelerine
konulması suretiyle tedavi edildiğine inanılmaktadır. Sülükler
hastalıklı bölgeye bırakılır ve sülük doyduktan sonra kendiliğinde
vücuttan düşer. Bu sülükler kaynak kişilerimizin verdiği bilgilere
göre, Afyon-Dinar ve Aydın-Söke’deki göletlerden temin ediliyormuş.
Sonuç
Derlememiz dikkatle incelendiğinde kırsal kesimlerde dahi
kaynak kişilerin alternatif tıptan ziyade çoğunlukla modern tıbba
ilgi gösterdiği anlaşılacaktır. Çünkü kaynak kişilere hastalıkların
tedavisiyle ilgili yönelttiğimiz soruların çoğuna ilk önce “doktora
gidilmesi gerekir” yanıtını aldık. Bu durum ilk cümlemizin
doğruluğunu kanıtlayacak niteliktedir. Kaynak kişilerimiz
görüşmeyi yapan arkadaşımızın irdelemeleri sonucunda alternatif
tıpla ilgili bilgiler vermişlerdir. Yine bu bilgilerin çoğu da
yaşadığımız dönemden daha eski zamanlara aittir. Derleme
çalışmamızda yapmış olduğumuz tespitlere göre somut
unsurların dışında özellikle okuma-üfleme gibi sağaltım
uygulamalarını çoğunlukla kadınların yaptığı görülmektedir. Bu işi
yapan kadının kendinden sonra bu işi devam ettirecek kişiyi ise
kendisinin seçtiğini ve ona çeşitli faziletlerini devrettiğini veya
miras bıraktığını öğrenmekteyiz. Yine kaynak kişilerimizin verdiği
bilgilere göre hastalıkların tedavisinde yöresel ada sahip bazı
bitkiler de kullanılmaktadır. Ayrıca yukarıda da değindiğimiz gibi
hastalıkların tedavisinde soyut uygulamalar da kullanılmaktadır.
Burada soyut uygulamalardan kastımız tabi ki dinsel-büyüsel
uygulamalardır. Buradan çıkartabileceğimiz sonuç ise bazı
hastalıkların bedene ait olmayıp ruhla ilgili olduğudur.
Çalışmamızdan da örnekleyebileceğimiz üzere
teknoloji, tıp ve kentleşme ilerledikçe
yukarıda saydığımız uygulamalar daha da
azalacaktır. Bu sebeple bu tür çalışmalar
daha fazla önem kazanmaktadır. Bu alanda
çalışma yapacak arkadaşların da bu durumu
göz önüne alarak araştırmalarını ve
çalışmalarını sürdürmelerinde yarar var. Tabi
ki burada özellikle dikkat edilmesi gereken
unsur kaynak kişilerin güvenilirliliği ve
edinilen
bilgilerin
düzenli
olarak
sınıflandırılmasıdır.
Download