Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi VERGİ DAVA DAİRELERİ 1997 529 1997 106 19/12/1997 KARAR METNİ UYGULANAN YÜKSEK İSKONTO ORANINA BAKILARAK ÜRETİCİ FİRMA TARAFINDAN KAZANCININ BİR KISMININ PAZARLAMA FİRMASINA ÖRTÜLÜ OLARAK DAĞITILDIĞI YAKLAŞIMIYLA UYGULANAN TARHİYATA KARŞI AÇILAN DAVANIN; BENZER KURULUŞLAR ARASINDA UYGULANAN VE TİCARİ TEAMÜLE UYGUN İSKONTO ORANI ARAŞTIRILMADAN REDDİNDE HUKUKA UYGUNLUK BULUNMADIĞI HK.< Filtre imalatı ve satışıyla uğraşan yükümlü şirketin 1992, 1993 ve 1994 yıllarına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen raporda; yüksek iskontolu satışlarıyla kazancının bir kısmını, Fil Filtre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine örtülü olarak dağıttığı sonucuna ulaşılmış ve adına emsal iskonto oranı esas alınmak suretiyle tespit edilen matrah farkı üzerinden Ocak 1994 dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen ... 1.Vergi Mahkemesi, 14.11.1995 günlü ve 1995/783 sayılı kararıyla; yükümlü şirketin sermayesinin % 98'inin, Fil Filtre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin sermayesinin ise % 99.92'sinin aynı şahıslara ait olduğu, yükümlü şirketin Fil Filtre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine yüzde 32 ila 45 oranında iskonto uygulayarak filtre ve aksamı sattığı, diğer kişi ve kuruluşlara yapmış olduğu yurt içi mamül satışlarının, tamamen standart dışı mamüllere ilişkin olduğu, bu nedenle inceleme elemanı tarafından emsal iskonto oranının tespiti amacıyla yapılan araştırma sonucunda şirketin faaliyette bulunduğu yerde filtre imalatı ve ticareti ile uğraşan beş şirketin ortalama iskonto oranlarının çok daha düşük olduğunun saptandığı, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin 1 inci fıkrasında, hangi hallerde kazancın kısmen veya tamamen örtülü olarak dağıtılmış sayılacağının belirtildiği, aynı Yasanın 15 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında ise kurum kazancının tespitinde sermaye şirketlerine dağıtılan örtülü kazancın indirilemeyeceğinin kurala bağlandığı, örtülü kazancın varlığı için ayrıca Hazine zararının bulunması aranmayacağı gibi kendisine örtülü kazanç sağlanan kurumun bu kazancı beyan etmiş olmasının da örtülü kazanç dağıtan kurumun durumunu değiştirmeyeceği, yükümlü şirket ile iskontolu satış yaptığı şirketin sermayeleri, idare ve murakabeleri dikkate alındığında satış bedellerinde emsaline nazaran göze çarpacak derecede düşüklük bulunduğu anlaşıldığından, örtülü kazanç dağıtımının bulunduğu, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27 nci maddesi uyarınca emsal bedel tespiti esas alınarak bulunan matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi, 8.10.1996 günlü ve 1996/3435 sayılı kararıyla; yükümlü kurum tarafından üretilen filtrelerin sadece Fil Filtre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine pazarlandığı, ihraç kayıtlı satışları dışında başka kişi ve kuruluşlara teslimlerinin bulunmadığı gözönüne alındığında, davacı kurum bünyesinde bir emsal araştırması yapılmasının mümkün olmadığı, alıcı firmaya uygulanan iskonto oranlarının ticari teamüllere de uygun bulunmadığı, 2577 sayılı Yasanın 20 nci maddesi gereğince emsal iskonto oranının, aynı tip organizasyonu içeren işletmeler bazında yapılacak araştırmalar üzerine elde edilecek bulgular dikkate alınmak suretiyle saptanması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddinde isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur. Bozma kararına uymayan ... 1.Vergi Mahkemesi, 1996/645 sayılı kararı ile ilk kararındaki hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca davanın reddi yolundaki kararında ısrar etmiştir. Israr kararı, yükümlü şirket tarafından temyiz edilmiş ve Fil Filtre Anonim Şirketi ile yaptıkları protokol gereğince, ürettikleri standart filtrelerin pazarlamasının adı geçen firma tarafından yapıldı- ğı, ayrıca üretim için gerekli hammaddenin de bu firma tarafından karşılandığı, karşılığında yapılan iskonto oranının ticari teamüllere aykırı olmadığı, inceleme elemanı tarafından emsal mukayesesine Fil Filtre Anonim Şirketinin uyguladığı iskonto oranının esas alınmasında isabet bulunmadığı, bu iskonto oranının 3-4 ay vadeli satışlarda adı geçen firmaca uygulandığı, ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir. Motorlu taşıt filtresi üretimi ve ticaretiyle uğraşan ve standart tip üretiminin tümünü pazarlayan bir başka anonim şirkete çok yüksek iskonto uygulayarak satış yapan davacı adına, kazancının bir kısmını bu şirkete örtülü olarak dağıttığı sonucuna ulaşılarak salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisine karşı açılan davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 25 inci maddesinin (a) bendinde, teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontoların matraha dahil edilmeyeceği kurala bağlanmıştır. 1988 yılında filtre üretimi ve satışı yapmak üzere kurulan davacı firma, filtrelerin yurt içinde satışı ve pazarlanması için Fil Filtre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile 1.1.1990 tarihli bir protokol imzalamış ve protokolde; ürettiği filtrelerin tamamını Fil Filtre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine satması, üretim için gerekli ham ve yardımcı maddenin, Fil Filtre Anonim Şirketi tarafından temin edilmesi kabul edilmiştir. ... Filtre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin paylarının % 98'ine sahip ortakların, aynı zamanda Fil Filtre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi pay senetlerinin % 99.92'sine sahip oldukları inceleme raporunda belirtilmiştir. Fil Filtre Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi dışında hiçbir kurum ve kişiye yurt içi standart filtre satışı bulunmayan davacı firmanın, kendisinin pazarlama şirketi durumundaki başka bir firmaya yaptığı satış sırasında uyguladığı iskonto oranının çok yüksek olduğu, bunun yan kuruluşa ana kuruluş tarafından kazancın örtülü olarak dağıtılması anlamını taşıdığı kabul edilmiş, pazarlamacı firma konumunda bulunan şirketin kendi satışlarında uyguladığı iskonto oranı emsal iskonto oranı kabul edilmek suretiyle bulunan matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyat yapılmıştır. 3065 sayılı Yasanın yukarıda açıklanan 25 inci maddesinin (a) bendinde yer alan kural, ticari teamüle uygun miktarda yapılan iskontoların katma değer vergisi matrahına dahil edilmemesini öngörmüştür. Bu durumda, üretici firma tarafından pazarlanmak üzere teslim edilen ürünler için uygulanan iskonto düzeyinin ticari teamüle uygun miktarda olup olmadığının araştırılması ve sonuca ulaşılması gerekirken bu yönde herhangi bir araştırma yapılmaksızın verilen davanın reddi yolundaki kararda hukuka uygunluk görülmemiştir. Bu nedenlerle, otomotiv filtresi üreten firmaların, bu dosyada iskontoya konu veya benzer ürünlerinin aynı zamanda pazarlanmasını da üstlenen firmalara satışı sırasında uygulanan ve ticari teamüle uygun miktardaki iskonto düzeyi araştırılarak sonucuna göre karar verilmek üzere ... 1.Vergi Mahkemesinin ... günlü, 1996/645 sayılı ısrar kararının bozulmasına, karar verildi. X-KARŞIOY İnceleme elemanı, davacı şirketin imal ettiği filtreleri Fil Filtre Sanayi ve Ticaret A.Ş. ne tesliminde yüksek oranlı iskonto yapmak suretiyle örtülü kazanç sağladığı görüşüyle, Katma Değer Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin d bendi uyarınca davacı şirket adına katma değer vergisi salınmasını ve kaçakçılık cezası kesilmesini önermiştir. Gerek Onbirinci Dairenin bozma kararında gerekse Vergi Dava Daireleri Kurulu kararında, olayda Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca, kazancın örtülü olarak dağıtılmış sayılması için yapılması gerekli emsal mukayesesine esas olmak üzere bulunan müesseselerin ve işlemlerinin davacıya ve onun işlemlerine emsal teşkil edemeyeceği kabul edildiğine göre, mahkeme kararının yeterli incelemeye dayanmayan tarhiyatın kaldırılması gerektiğinden söz edilerek bozulması gerekirdi. Oysa mahkeme kararı, sanki Katma Değer Vergisi Kanununun 25 inci maddesinin a bendinde öngörüldüğü gibi, "ticari teamüllere" uygun olmayan miktarda iskonto yapıldığını tesbit eden bir inceleme ve tarhiyat varmış gibi, "ticari teamüle uygun miktardaki iskonto düzeyi araştırılarak sonucuna göre karar verilmek üzere" bozulmaktadır. Vergi incelemesi ile ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak amaçlandığına göre, inceleme elemanlarınca matrahın gerçeğe en yakın biçimde tespiti için, gerekli a- raştırma ve incelemelerin yapılması ve bu işlemlerle ulaşılan sonuçların inceleme raporlarında belirtilmesi gerekmektedir. İkmalen veya resen tarhiyat bu raporlardaki tespitlere göre yapılacak, verginin muhatabı bu tespitlere karşı yargı yerlerinde iddia ve savunmada bulunacak, yargı yerleri de raporda yer alan tespit ve incelemelere göre varılan sonuçların hukuka uygun olup olmadığını araştırıp sonuca varacaklardır. İnceleme elemanlarının yapmadığı araştırma ve incelemenin yargı yerlerince yapılması, inceleme elemanının görevini üstlenmesi anlamına geleceğinden yerinde görülemez. Nitekim, İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin (2) işaretli fıkrasında, idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari mahkemelerin, yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyecekleri belirtilmektedir. İdari davaların görülmesi sırasında idari mahkemelerin her türlü bilgi ve evrakı isteyerek değerlendirebileceklerini kurala bağlayan aynı Yasanın 20 nci maddesinin (1) işaretli fıkrası hükmü, sadece dava konusu yapılan idari işlemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi amacını taşımaktadır. Bu işlem yerine nitelik yönünden farklı bir işlemin uygulanması gerektiği belirlendiği takdirde mahkemelerin, olması gerekeni hüküm altına almaları, 2577 sayılı Yasanın 2 nci maddesinin (2) işaretli fıkrasında yazılı kurala aykırıdır. Başka bir ifadeyle idari işlemin yargısal denetimini sağlamak üzere, idari mahkemelere tanınan "re'sen araştırma" yetkisinin, mahkemeye idarece kavranmamış bir vergiyi araştırma ve incelemeyle saptama olanağını verdiğinin kabulünde isabet yoktur. Vergi idaresi tarafından yapılması gereken işlemlerin vergi mahkemesi tarafından yapılıp, sonucuna göre vergi matrahının belirlenmesi, İdari Yargılama Usulü Kanununun, idari yargı yetkisinin kullanımına çizdiği çerçeveye aykırıdır. Bu nedenlerle, mahkeme kararının, yeterli incelemeye dayanmayan tarhiyatın terkinine karar verilmesi gerektiğinden söz edilerek bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyız. (MT/ES) (DAN-DER; SAYI:96)