HİPNOSEDATİF İLAÇLAR II: BARBİTÜRATLAR VE DİĞERLERİ Kimyasal yapılarına göre 7 gruba ayrılırlar: 1. Barbitüratlar, 2. Aldehidler, 3. Piperidindionlar, 4. Kinazolinler, 5. Alkoller ve karbamatlar, 6. Antihistaminikler, 7. Diğer hipnotik ve sedatifler. Barbitüratların Sınıflandırılması Barbitüratlar; hipnotik ve/veya sedatif etki sürelerine göre dört gruba ayrılırlar: 1. Uzun (6 saat veya daha fazla) etki süreli barbitüratlar, 2. Orta (3-6 saat) etki süreli barbitüratlar, 3. Kısa (3 saatten daha az) etki süreli barbitüratlar, 4. Çok kısa etki süreli barbitüratlar. Farmakokinetik Özellikleri Sedatif ve hipnotik olarak genellikle ağız yolundan kullanılırlar. Barbitüratlar vücutta yaygın bir şekilde dağılırlar. Fötal dolaşıma ve süte kolayca geçerler. SSS'ne giriş hızları, etkilerinin başlaması için geçen süreyi belirler. pKa değerleri plazmanın ve diğer ekstrasellüler sıvıların pH değerine yakın bulunduğundan bu sıvıların pH'sindeki ufak değişmeler ilaçların iyonizasyon derecesinde belirgin değişiklik yapabilir. Barbitüratların eliminasyonları: i) Karaciğerde mikrozomal enzimler tarafından biyotransformasyon, ii) Böbreklerden itrah, iii) Redistribüsyon. Barbitüratlar (özellikle fenobarbital) karaciğerde bazı mikrozomal enzimleri indüklerler. Bunun sonucu iki durum ortaya çıkar, i) Barbitüratlara karşı biyokimyasal tolerans oluşması ve ii) Mikrozomal enzimler tarafından inaktive edilen diğer ilaçların etkilerinin azalması. Farmakolojik Etkiler Sedatif ve hipnotik etki: Küçük dozlarda sedasyon, yeterli dozda uyku oluştururlar. Antikonvülsan etki: Bilinci ileri derecede bozan dozlarda verildiklerinde konvülsiyonları geçirirler. Anestezi: Yüksek dozda, doz ile orantılı bir derinlikte genel anestezi oluştururlar. Solunum merkezi depresyonu: Hipnotik dozda verildiklerinde solunum hızında hafif azalma yaparlar. Kardiyovasküler etkiler. Sedatif veya hipnotik dozda verilen barbitüratlar kardiyovasküler sistemi pek etkilemezler. Genel anestezi yapan dozda kan basıncında belirgin düşme yapabilirler.Tiyobarbitüratlar damar büzücü etkileri vardır. Hipnotik ve anestezik dozlarda beyin kan akımını azaltırlar. Düz kaslı organlar üzerine etki: Hipnotik dozda barsak motilitesini, genel anestezi yapan dozda uterusun kontraksiyon gücünü ve kontraksiyon sıklığını azaltırlar. Yenidoğanın solunumunu deprese ederler. Biyotransformasyon yapan enzimler üzerindeki etkileri: Karaciğer hücrelerinde bazı mikrozomal enzimleri indüklerler. Fenobarbital glüküronil transferaz enzimini indükler, ayrıca bilirubin bağlayan Y proteini düzeyini yükseltir. 6-ALA-sentetaz enzimin indükleyip porfirin sentezinde artmaya neden olurlar. Bu gruptan sadece Sekobarbital enzim indüksiyonu yapar. Diğer etkiler: Sedatif ve hipnotik dozlarda santral etki sonucu çizgili kaslarda biraz gevşeme yapabilirler. Anestezi oluşturan dozlarda hipotermi oluşturabilirler. Barbitüratların Kullanılış Yerleri: Barbitüratlar; esas olarak, sedatif, hipnotik, antikonvülsan ve genel anestezik olarak kullanılırlar. Ayrıca, aşağıdaki indikasyonlarda da kullanılırlar: i) Kafa travması, beyin ödemi ve intrakranyal basınç yükselmesinin tedavisi, ii) Yenidoganlarda hiperbilirubinemi ve kernikterusun tedavisi, iii) Hemolitik sarılık ve kolestaz tedavisi. Barbitüratlara Tolerans ve Bağımlılık Her gün hipnotik dozun üst sınırında barbitürat alanlarda tolerans ilk iki hafta içinde gelişebilir. Barbitüratlara tolerans oluşumunda biyokimyasal tolerans ile farmakodinamik tolerans fenomenleri birlikte rol oynarlar. Psişik bağımlılık yanında belirgin fiziksel bağımlılık da oluştururlar. En fazla suistimal edilen barbitürat türü sekobarbital ve pentobarbital’dir. Bağımlıdan ilacın kesilmesi yoksunluk sendromuna neden olur. Bağımlılık kazanmış kimselerde detoksifikasyon yaparken ilaç birden kesilmez Barbitüratların Yan Tesirleri 1. Uyuşukluk hali ve artık-etki, 2. Bağımlılık oluşumu, 3. Rebound uykusuzluk, 4. Alerjik reaksiyonlar: Ciltte çeşitli tipte döküntüler ve anjiyoödem. 5. Solunum depresyonu, 6. Paradoksik eksitasyon: Nadir görülür. 7. Porfiria'nın şiddetlenmesi, 8. Lokal ağrı: Özellikle boyun ve omuz bölgesinde myalji ve eklem ağrısı görülür. 2-ALDEHİDLER Aldehid türevi ilaçlar hipnotik dozlarda fazla yan tesirleri olmayan ve artık etkileri en az olan orta etki süreli ilaçlardır. Kloral hidrat ve türevleri: Kloralın yaptığı uykudan sonra kişi oldukça zinde uyanır,uyuşukluk hali asgari derecededir. Karaciğerde mikrozomal enzimleri indükler. Hipnotik dozlarda solunum ve kardiyovasküler sistem üzerinde belirgin bir etki göstermez. En önemli sakıncası mideyi tahriş etmesi ve lezzetinin kötü olmasıdır. Triklofos sodyum: Kloral hidrata benzer. Ona göre üstünlüğü; tadı daha iyidir ve mideyi daha az tahriş eder. Paraldehit: Hipnotik dozda, solunum merkezi ve kardiyovasküler sistemi etkilemez. Uyandıktan sonra artık-etki bırakmaz. Belirgin antikonvülsan etki gösterir. Alınan dozun %10-30'unun akciğerlerden değişmeden itrah edilmesi nedeniyle nefesin kokmasına neden olur. Bebeklerin febril konvülsiyonlarına karşı diazepam’ın ucuz ve etkin bir alternatifidir. 3. DİFENİLMETAN TÜREVLERİ Hidroksizin Anksiyolitik etkinliği zayıftır. Antiemetik, antihistaminik ve antikolinerjik etkisi vardır. Bu nedenle preanestezik medikasyon, taşıt tutması ve kaşıntıya bağlı anksiyete de kullanılabilir. 4. PİPERİDİNDİONLAR Glutemid, Metiprilon 5. KİNAZOLİNLER Metakalon ve meklokalon hipnotik ilaç olarak tek başlarına veya bir antihistaminik ilaçla kombine kullanılırlar. 6. ALKOLLER VE KARBAMATLAR Bu gruptaki hipnotikler etklorvinol, klorbutanol, amilen hidrat ve etinamat'tır. 7. PROPANDİOL KARBAMAT TÜREVLERİ Meprobamat: Belirgin sedatif ve kas gevşetici etkisi vardır. Petit mal epilepside antiepileptik etki gösterir. Hipnotik olarak ta kullanılabilir. 8. DİĞER SEDATİF VE HİPNOTİK İLAÇLAR Sedatif etkisi fazla antihistaminikler’den doksilamin, difenhidramin, metapirilen ve prometazin tek başlarına veya diğer ilaçlarla kombine şekilde sedatif-hipnotik olarak kullanılır. Klormetiazol edisilat: Yarılanma ömrü en kısa olan uyku ilaçlarından biridir (yaklaşık 4 saat). Karaciğer mikrozomal enzimlerini indüklemez. Artık-etki sorun oluşturmaz. Belirgin antikonvülsan etkide gösterir. Ayrıca alkol yoksunluk sendromunu önlemek için kullanılır. Bağımlılık ve suistimal potansiyeli olan bir ilaçtır. Antikolinerjik ilaçlar: Bazı antikolinerjik ilaçlar (skopolamin ve skopolamin-N-oksid) sedatif etkileri için kullanılabilirler. Antidepresan ilaçlar depresif hastalıklarda sık görülen uykusuzluğu düzeltebilirler. Ayrıca "sedatif" antidepresanlar denilen opipramol amitriptilin, doksepin, trazodon ve trimipramin gibi ilaçlar yatmadan önce alınırlarsa primer uykusuzluğa karşı da etkili olabilirler. Nöroleptik ilaçlardan sedatif etkinliği belirgin olanlar (fenotiazinler gibi) yatmadan önce alındıklarında uykusuzluğu düzeltebilirler. Melatonin: "Jet lag" sendromunun tedavisi için ve diğer tür uyku bozukluklarında kullanılır.