ÇOCUKLARDA TUVALET EĞİTİMİ Zihinsel gelişimi normal olan bir çocuğun dışkı ve idrar kontrol becerisini 4 ya da en geç 5 yaşına kadar kazanması gerekir. Tuvalet eğitimini, özellikle de çocuğa dışkı kontrol becerisini öğretmek oldukça sabır isteyen bir durumdur. Bazı çocuklar dışkı kontrolünü öğrenmemek için adeta direnir, anneyi çok uğraştırırlar. Sabırsız, titiz ve kuralcı anneler bu durumla baş etmek için bazen hoş olmayan, çoğunu kendilerinin de benimsemediği davranışlar sergilerler. Oysa tuvalet eğitiminin uzun sürmesi sürpriz sayılmaz. Bilişsel ve nörolojik gelişim dışkı ve idrar kontrolünün genellikle birlikte olması yönündedir. Bazı durumlarda bu becerilerden biri geç gelişebilir. Annelerin aceleci davranmaları çocuğun öğrenme direncini artırmaktan başka işe yaramaz. Çocuk annenin bütün dikkatini tuvalet eğitimi üzerine verdiği, bu işi önemsediği ve hayatın merkezi haline getirdiği düşüncesini öğrenirse bu durumu anneye karşı kullanmaya başlar. Anne ile olan iletişim sorunlarında ve anneye karşı olan tepkilerinde dirençleri artar. Her çocuk için tuvalet eğitimine başlama yaşı değişmekle birlikte 2 yaş civarı eğitime başlamak için uygun bir zamandır. Elbette bazı özel durumlar başlama yaşının ötelenmesine neden olabilir. Örneğin konuşma gecikmesi olan çocuklar, öğrenme sorunu olan çocuklar ile aşırı hareketli çocuklarda eğitim geç başlayabilir. Yaygın gelişimsel bozukluğu olan 1 çocuklarda da eğitime geç başlanmalıdır. Ayrıca herhangi bir psikiyatrik bozukluğu olan (depresyon, kaygı bozukluğu, uyum bozukluğu gibi) çocuklarda, tuvalet eğitimi sürecinin hastalık tedavisini olumsuz etkileyeceği düşünülürse tuvalet eğitimi ötelenir. Tuvalet eğitiminde uygulanan yöntem, eğitim veren kişinin tutumu ve kişilik özellikleri sürecinin sağlıklı gelişmesinde belirleyici unsurlardır. Bazı anneler çocuklarına çok kısa sürede tuvalet eğitimi verdiklerinden dolayı övünür ve mutlu olurlar. Oysa sürenin kısa olması, eğitim sürecinin çocuk ruh sağlığı açısından sorunsuz olduğu anlamına gelmez. Bu nedenle çocuğun zedelenmeden bu süreci atlatabilmesi için bazı temel bilgilerin her anne baba tarafından öğrenilmesi gerekir. Tuvalet eğitiminde dikkat edeceğimiz önemli noktaları şöyle sıralayabiliriz: Eğitime başlama yaşını iyi belirleyiniz. Çocuğun kendiliğinden “çişim geldi” demesi en önemli hazır olma belirtisidir. Ya da sizin oturağa “oturması” talebinizi hemen kabul etmesi, iyi bir haberdir. Öncelikle çocuğun tuvaletini nereye yapacağını bilmesi gerekir. Artık bezi dışında bir yere yapması gerektiği sakince ve sabırla çocuğa anlatılmalıdır. Bunun için çocuğun tuvaletini yapacağı aparatı iyi belirlemeliyiz. Çocuk bir süre rahatça oturacağı bir yer bulmalıdır. Bunun da şu an en ideal olan çocuğun sırtını rahatça dayayıp, rahat bir biçimde oturacağı “oturak”, “lazımlık”dır. Alafranga tuvaletlerin üzerine koyulan çocuk aparatları bu eğitime başlamak için uygun değildir. Çünkü çocuk bu aparatın üzerinde rahat oturamaz. Ayrıca çocuk çıkardığı dışkı ya da idrarı görmek ister. Klozet, işleyişi bakımından buna uygun 2 değildir. Sifonun çekilmesi ile ortaya çıkan yüksek volümlü ses ve dışkının içeri çekilmesi çocukta korku duygusu oluşturabilir. Çocuk tuvalet eğitimi alırken rahat olduğu kadar ferah bir ortamda da olmak ister. Dar, loş ışıklı mekanlarda huzurlu olmaz, kaygısı artar. Her banyo ve tuvalet geniş ve ferah değildir. Bu nedenle çocuğun oturması beklenmemelidir. Alışma döneminde oturak ev içinde rahatça dolaştırılabilmelidir. Örneğin salonda, tv karşısında ya da odasında oyuncakları ile ilgilenirken oturağında oturabilmelidir. Annelerin burada gösterdiği titiz davranışları ve eğitimi tuvalet ya da banyoya hapsetmeleri eğitimi sevimsiz hale getirir ve direnci artırır. Çocuk oturakta otururken, onunla oynamak, eline bir oyuncak vermek ya da bir şeker ile oturmasına teşvik etmek alışma sürecinde çok katkı sağlayacaktır. Bu tavrımızla çocuğa eğitiminin aslında doğal yaşamın bir parçası olduğu mesajını vermiş oluruz. Çocuk oturakta oturduğu halde idrar ve dışkısını tutabilir. Böyle bir durumda yaklaşık 1015 dakika beklenir, ve sabırlı olunur. Tuvaletini yapmasa dahi oturakta oturmayı başarması eğitim için önemli bir başlangıçtır ve iyi haber demektir. Tuvaletini yapmadı diye çocuğa kızmak, sürekli hadi yap yap diyerek baskı kurmak yerine yapması konusunda cesaret edici sözler söylemek doğru yaklaşım olacaktır. Bazen çocuklar idrar ile ilgili eğitimi kolayca aldıkları halde dışkı eğitimini almakta zorlanır ve direnirler. Bir kısmı dışkısını tutar ve sadece bezine yapmak ister. Bezi çıkarsa dahi dışkısı geldiğinde “anne bezimi bağla ona yapacağım” der. Böyle bir durumda çocuğun oturağa oturması ve dışkısını oraya yapması teşvik edilmelidir. Ancak çocuk yoğun direnç gösteriyorsa bezine yapmasına izin verilir. Çünkü bilinçli olarak dışkısını 3 tutan bir çocuk bir süre sonra kabız olacak ve dışkısı ancak belli müdahalelerle dışarı çıkarılacaktır. Bu müdahaleler çocuğun dışkısını daha da tutmasına neden olacaktır. Tuvalet eğitimine başladıktan sonraki süreç yani çocuğun tamamen temiz olması vakit alabilir. Eğitim bazen 6 ay 1 yıl kadar dahi sürebilir. Bu dönemde çocuğa verilen her türlü ceza, eğitimin tamamlanmasını geciktirir. Tuvalet eğitimi tamamlamış, hatta çok kısa süre içinde idrar ve dışkısını tutmayı başarmış çocuklarda dahi zaman zaman “kazalar” olabilir. Yani çocuklar istemeden idrar ve dışkılarını kaçırabilirler. Çok sık olmadığı sürece bu durum normal kabul edilir. Özellikle 4-5 yaşına kadar bu tür kazaların olması doğaldır. Bazı psikolojik etkilere bağlı da kaçırmalar oluşabilir. Ancak bu durumlarda çocuğa kızmak yerine nedeni bulup ona göre çözüm üretmemiz gerekir. Dört yaşından sonra çocuğun dışkısını istemsiz ya da istekli olarak altına kaçırmasına “enkoprezis” diyoruz. Enkoprezis farklı psikolojik nedenleri olabilen bir hastalıktır ve tedavi edilmelidir. Çocuğun 5 yaşından sonra gündüz ya da gece uykuda idrarını kaçırmasına ise “enürezis” diyoruz. Haftada 2 den fazla idrar kaçırma bir hastalık olarak kabul edilir ve tedavi edilmelidir. Beş yaşında gündüz idrar kaçırması olan çocukların öncelikle mutlaka ürolojik olarak incelenmesi gerekir. Toplumumuzda özellikle gece idrar kaçırma bir hastalık olarak görülmemektedir. Oysa gece idrar kaçırma genetik özelliklerin de etken olduğu bir hastalıktır. İdrar ve dışkı kaçırma psikolojik kökenli problemler olmakla birlikte, psikolojik problem oluşmasına da neden olabilir. Başta özgüven sorunu olmak üzere birçok psikiyatrik bozukluğa zemin hazırlayabilir. İdrar kaçıran çocuklar ya ailesi tarafından aşağılanmakta, hor görülmekte, cezalandırılmakta ya da bu olay tamamen normal kabul edilip sorun yokmuş gibi davranılmaktadır. Oysa çocuk her iki durumdan da olumsuz etkilenir. 4