MUSUL MESELESİ VE OPERASYONU "Bir toplum içinde bulunduğu hali değiştirmedikçe Allah o toplumu değiştirmez." (Ra'd-11) Musul meselesi ve operasyonu, Sykes-Picot antlaşması ile emperyalist güçler tarafından sınırları çizilen ülkelerde Batı ekseninde kurulan etnik veya mezhep temelli ulus devletlerin öteki kimliklere uyguladığı zulüm siyasetinin sonuçlarıdır. Sykes-Picot ile bir asırdır İslam coğrafyaları rehin alınmıştır. Sonuçları üzerinden bir asır daha rehin alınmasına izin verilmemelidir. Etnik veya mezhep temelli bir paradigmanın farklı kimliklerin birlikte yaşamasının teminatı olan İslam'a ve medeniyet değerlerimize aykırı olduğu artık görülmelidir. İslam Alemi’nin bugün yaşadığı en önemli sıkıntılarından bir diğeri de kendi sorunlarını kendi içinde çözme becerisi gösterememesidir. Suriye meselesinde olduğu gibi. Emperyalizmin İslam coğrafyasını işgal etmesi ne kadar büyük bir musibet ise buna yönelik ciddi itirazların olmaması, hatta bunun kanıksanmış olması, ondan daha büyük bir musibettir. Müslümanların kendi iç sorunlarını emperyalizme havale etmesi, var olan sorunları çözmemiş, daha da büyütmüştür. İslam Dünyası'na karşı tarihi hesaplar içinde olan küresel güçlerin müdahil olduğu meselelerde sivil halkın hiçbir hassasiyet ve hürmetini göz önünde bulundurmayacağı ve medeniyetimize merkezlik etmiş şehirlerimizi tahrip etmekten çekinmeyeceği çok acı tecrübelerle sabittir. Musul'da istemediği bir savaşın ortasında kalan halk, diğer örneklerde olduğu gibi bir katliamla karşı karşıyadır. Durum böyle olduğu halde yerel güçlerin sorunlarını kendi aralarında diyalog, müzakere ve barışçıl yollarla çözmek yerine iç savaşa davetiye çıkaran yollara başvurmaları basiretsizliktir. İslam coğrafyasında emperyalist güçlerin oyuncağı olmak ve zillet içinde yaşamak Müslümanların kaderi olmamalıdır. Toprakları küresel güçlerce işgal edilmiş İslam ülkelerinin Suriye ve Musul gibi yerlerde öfkelerini veya silahlarını birbirlerine çevirmeleri, fitneyi alevlendirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Leş kargaları gibi topraklarımıza üşüşen emperyalist Batılı güçlerin amacı Musul'u DAİŞ' ten kurtarmak değildir. Emperyalizmin amacı DAİŞ'ten sonra bu bölgeyi kendi ajandası doğrultusunda dizayn etmek için buradaki yerel unsurlar arasında çatışma çıkarmak ve Irak'ı da ikinci bir Suriye'ye çevirmektir. Musul'a yönelik operasyona kimlerin katılacağına ve Musul'da DAİŞ sonrasına dair bir mutabakat aranmadan operasyonun başlatılması iç çatışma çıkarma amacını açıkça ortaya koymaktadır. Hal böyle iken İslam ülkelerinin etnik veya mezhep temelli paradigma ile hareket etmesi, işlenen cinayetlere ortaklık anlamı taşıyacaktır. Çözüm tektir: İslam âleminin kendi sorunlarını kendi içinde çözebilme kabiliyetini gösterebilmesi ve adaletin kendisi olan medeniyet değerlerimizin hayata hâkim kılınmasıdır. HÜDA PAR GENEL MERKEZİ