Av. Celal Ülgen Birol Başaran’ın Savunması Av. Hüseyin Ersöz 2.E. 5. Prof. Dr. Tolga YARMAN – Prof. Dr. Mehmet TOMANBAY telefon görüşmesi ile ilgili iddialar Tape No:6527, 22.04.2008 tarihinde Tolga Yarman./Mehmet TOMANBAY ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; … Tolga Yarman’ın “Biraz kımıldadı biliyor musun” dediği, Birol BAŞARAN’ ın “Tabi hocam ben e konuşacağım ben de bir sürü haberler var” “Askerler tarafından, ben veriyorum başkanıma” diyerek telefonu TOMANBAY’ a verdiği, Tolga Yarman’ın ..“Yani güçleri birleştirmek lazım” dediği, TOMANBAY’ ın “… bir kararımız var onu zaten Birolla paylaşıyorduk, “…Demokratik Değişim Hareketi olarak düzgün bir 68 tane ismi oraya yazıp kurultayın önüne sırtında yükü olmayan, sırtında e kusuru olmayan” …ben Birol arkadaşımıza da söyledim,sizlerle de görüşecek hocam bunu bu listeyi de ortak hazırlıyoruz, , ..BİZ TABİ ÖRGÜTTEN DAHA ÇOK OLSUN İSTİYORUZ” EK–49. İletişim Tespit Tutanağı Şeklindeki görüşme içeriği ne verdiği cevapta görüşmenin içeriğinde kendisi CHP’nin genel başkanı olacaktı kendilerinin de onu destekleyeceklerini, Deniz BAYKAL’ a karşı güçleri birleştirmekten bahsettiklerini, görüşme içinde geçen, "bende bir sürü haberler var, askerler tarafından" şeklindeki görüşmesini hatırlayamadığını, beyan etmiş ise de şüpheli Tuncay ÖZKAN’ ın da aynı tarihlerde CHP kurultayına girip bazı kişileri delege olarak sokmak ve kendisini de CHP yönetimine aldırmak için kurultaya paralı taraftar getirme gayreti içinde olduğu bu faaliyetlerin şüpheli Birol BAŞARAN tarafından da aynı tarihlerde yapılması ve bu yönde çalışma yapılması hususları ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçları arasında bulunan siyasi partileri yönlendirme ve siyasi portreleri önceden belirleme amaçları doğrultusunda yapıldığı anlaşılmaktadır. İDDİANAME S: 1072 - KLASÖR:96 - SAYFA: 64 – PANO: 48 DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ BÖLÜMÜ PANO: 48 YANITLAR: Konunun önemi nedeniyle bu hususlar üzerinde tekrar durma ihtiyacı hissediyoruz: 22.04.2008 tarihinde Prof. Dr. Nuh Tolga YARMAN ve Prof. Dr. Mehmet TOMANBAY ile yapılan telefon görüşmesi Müvekkilimiz 1990’lı yıllardan beri siyaseti yakından takip etmekte, Anayasa ve Kanunlarla belirlenmiş olan sınırlar dâhilinde bu hak ve ödevini yerine getirmeye çalışmaktadır. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 2009 / 191 (85) E. Av. Celal Ülgen Birol Başaran’ın Savunması Av. Hüseyin Ersöz Müvekkilimiz birçok sivil toplum kuruluşunda görev almasının yanında, 1997 yılından beri de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesidir. Söz konusu telefon görüşmesi 26 – 27 Nisan 2008 tarihlerinde gerçekleşen Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayı’na ilişkindir. Bu kurultay’da Deniz BAYKAL’dan ayrı olarak Genel Başkanlık için adaylığını açıklayan diğer isimler, Haluk KOÇ, Tolga YARMAN, Mehmet TOMANBAY, Umut ORAN ve Ayhan YALÇINKAYA’dır. (Savcılık makamının iddia ettiğinin aksine Tuncay ÖZKAN, CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını açıklamamıştır.) Prof. Dr. Mehmet TOMANBAY, CHP içinde çalışan “Demokratik Değişim Hareketi”nin lideridir. EK–50.Gazete Haberi Prof. Dr. Tolga YARMAN’da İstanbul tabanlı “Türkiye Demokratik Girişim Hareketi”nin lideridir. EK– 51.www.tolgayarman.org sitesi çıktısı Bu iki kişi arasında geçen telefon görüşmesinde CHP Genel Başkanlığı için aday olan her iki ismin parti meclisi seçiminde dayanışma göstermeleri ve tek liste ile bu seçime katılmaları hususu konuşulmuştur. Çünkü CHP’nin mevcut tüzüğü ve delege yapısı gereği, muhalefet sadece 1 adayla seçime girerse gerekli olan %20 delegenin imzasını alma şansını yakalayabiliyor ve ancak bu yolla kurultay’da Genel Başkanla yarışma imkânı sağlanabiliyordu. Bu yüzden muhalefet grupları birbirlerinin nabızlarını yokluyor ve birliktelik zemini arıyorlardı. Müvekkilimiz Birol BAŞARAN’ın Ankara seyahatinde Prof. Dr. Mehmet TOMANBAY ile görüşüp ve görüşme sırasında o anda İstanbul’da bulunan Prof. Dr. Tolga YARMAN’ı aramasının amacı, görüşme hakkında bilgi vermek ve bir sıcaklık yaratmak amacıyladır. Bu görüşmelerde buluşulan ortak zemin, parti meclisi listesinin ortak hazırlanmasıdır. Bu açıklamalar telefon görüşmesini yapan kişi olan Prof. Dr. Tolga YARMAN tarafından Mahkemenize sunulan dilekçede de ayrıntılarıyla açıklanmıştır. EK–52.18.04.2009 tarihli Dilekçe Savcıların büyük harflerle yazdığı, “BİZ TABİ ÖRGÜTTEN DAHA ÇOK OLSUN İSTİYORUZ” şeklinde ifade edilen sözlerle adeta bir suç örgütünden bahsediliyormuş izlenimi verilmek istenmiştir. Oysaki bu sözlerle söylenmek istenen, 68 kişilik parti meclisine, parti örgütünde bizzat çalışan, emek veren insanların aday gösterilmesine yönelik bir niyettir. Buradaki çarpıtmayı yine “iddia makamının siyaset bilmemesine” veriyoruz. Fakat buradaki asıl vahim mesele başkadır. Müvekkilimizin, teknik takibe rastlayan bu kurultay sürecinde, Prof. Dr. Tolga YARMAN’ın ekibinde çalışmış, SMS ile mesaj yollama işini üstlenmiş ve süreç içinde yaklaşık 1000 kişiye (delegeye) 30 a yakın mesaj çekilmiştir. Bu SMS’ler müvekkilimizin çalıştığı şirketten çekilmekte ve müvekkilimizin cep telefonuna da gelmektedir. EK–53.SMS Mesajları Dökümü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 2009 / 191 (85) E. Av. Celal Ülgen Birol Başaran’ın Savunması Av. Hüseyin Ersöz Bu mesajlardan birkaç tanesi aşağıda gösterilmiştir: 22 Nisan 2008 tarihli kısa mesaj: “Kurultay'da Prof.Tolga Yarman'i desteklemek isteyen delege arkadaşlar 532–2620765 nolu telefondan irtibata geçebilirler. Türkiye Demokratik Değişim Hareketi.” 25 Nisan 2008 tarihli kısa mesaj: “Tüm delege arkadaşlarımızı ve dostlarımızı bugün 18:30 da kokteylimize bekliyoruz.(Balgat-Ceyhun Atif Kansu Cad.114 Bayraktar Is Mer.E Blok-D.2 Tlf:03124721252)” 26 Nisan 2008 tarihli kısa mesaj: “Değişimin tek yolu muhalefetin bir olmasıdır. Bu birliği sağlamak için genel başkan adaylığından cekiliyorum. Herkesi sorumlu olmaya çağırıyorum.” Daha öncede belirttiğimiz üzere teknik takip sırasında, “I M ON THE THY FLİGHT TO LİSBON FROM ISTANBUL TOMORROW - ARE U TOO? ZOHAR” gibi tamamen işle ilgili bir mesajı dahi alıp iddianameye koyan savcılık makamının bu 30’a yakın SMS’i görmezden gelmesi, müvekkilimizin CHP Kurultayına yönelik aktif çalışmasını yok sayması, Prof. Dr. Tolga YARMAN’ı açık bir şekilde desteklemesini ve Ankara ofisini açarak orada kokteyl vermesini hiçbir şekilde iddianameye koymaması kasıtlı bir davranıştır. CMK’nun 160. Maddesinin 2. fıkrası, “Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür” diyerek savcılara adil yargılama için ciddi bir görev vermiştir. İddia makamı Yasal düzenleme ile çerçevesi çizilen bu görevi yerine getirmek hususunda ihmal göstermiş, daha doğru bir ifade ile görevini kötüye kullanmıştır. Bu durumda bahsi geçen SMS’lerde, müvekkilimizin CHP Kurultayına yönelik aktif çalışması ve bu süreçte Prof. Dr. Tolga YARMAN’ı desteklemesi açık bir şekilde görülmektedir. Fakat bu gerçekler iddianameye ters olduğu için savcılar bunları açıkça görmezden gelmiş ve müvekkilimizin lehine olan bu SMS’lere iddianame içinde yer vermemişlerdir. Çünkü eğer koysalardı, müvekkilimizin bir siyasi parti içinde çalıştığı, yani darbeci olmadığı ortaya çıkacaktı. Aynı dönemde Tuncay ÖZKAN’ın isminin de önce CHP Genel Sekreterliği daha sonra ise Genel Başkanlığı görevlerinde geçmesi kamuoyunda o tarihlerde yoğun olarak tartışılmış ve gündemi uzun süre meşgul etmiştir. İddianamede geçen ve 26 – 27 Nisan 2008 Kurultayı’nda sözde Ergenekon Terör Örgütü, Tuncay ÖZKAN’ın adaylığı üzerinden CHP’yi ele geçirecekti savı da bu SMS’lerle toptan çökmektedir.Çünkü Aynı örgütte olduğu iddia edilen iki kişi, Tuncay ÖZKAN ve Birol BAŞARAN tüm kurultay sürecinde hiç bir araya gelmemişler, hiç haberleşmemişler ve ayrı ayrı hedeflere yönelmişlerdir. Biz savcıların bu nedenlerle bu SMS’leri görmezden geldiğini ve hukuk dışına çıktığını düşünüyoruz. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 2009 / 191 (85) E. Av. Celal Ülgen Birol Başaran’ın Savunması Av. Hüseyin Ersöz Bu telefon TAPE’sinde geçen “bende bir sürü haberler var, askerler tarafından” lafı da sanki şüpheli bir durum varmış gibi aksettirilmiştir. Hâlbuki oradaki ifade o anda ortamda bulunan Prof. Dr. Mehmet TOMANBAY’a, müvekkilimizin kendi grubunu daha güçlü göstermek adına sarf ettiği sözleri ifade etmektedir. Bu konu o kadar önemsiz bir durumu ifade etmektedir ki savcılık ifadesi sırasında ne Müvekkilimiz ne de telefon konuşmasını yapan Tolga YARMAN, dilekçesinde de belirttiği üzere, konuşmada geçen bu sözleri hatırlayamamıştır. Bundan sonraki iddia ise çok daha düşündürücüdür hatta açıkça söyleyelim trajikomiktir. Çünkü birbirinden ayrı ve habersiz bir şekilde siyasi çalışma yürüten Tuncay ÖZKAN’laMüvekkilimiz arasında örgüt ilişkisi kurulmaya çalışılmaktadır. Daha öncede altını çizdiğimiz gibi, CHP Kurultayı 26 – 27 Nisan 2008 tarihlerinde yapılmıştır. Doğal olarak CHP içinde siyaset yapan herkes bu tarihlerden önce ve kurultay tarihinde yoğun çalışmalar yaparlar. Bu mantıkla orada aday olan Haluk KOÇ, Umut ORAN ve Ayhan YALÇINKAYA gibi diğer adaylarda sözde ETÖ mensubudur. Çünkü o tarihlerde CHP’yi ele geçirmeye çalışmışlardır. Yâda Müvekkilimiz doğuştan ETÖ üyesidir ve yaptığı her şey suç kapsamındadır. Çünkü Anayasamızın 67. Maddesinde her Türk vatandaşına verilen siyaset yapma özgürlüğünün nasıl bir “terör örgütü suçuna” dönüştüğünü anlamak imkânsızdır. Benzer şekilde müvekkilimizin 2001 yılında CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını koyması ve CHP içinde faaliyetlerde bulunması da yine bir “terör örgütü suçu” kapsamında değerlendirilmektedir. Anayasal bir hakka, terör örgütü suçu yüklemek tek başına zaten bir hukuk cinayetidir. Ama daha da ötesi, müvekkilimizin bunu kimlerle, nasıl yaptığı, altının nasıl doldurulduğu iddianamede hiçbir şekilde yer almamaktadır. Gerekçesini ve eylem tarzını ortaya koymadan, somut örnekler ve deliller sunmadan, irtibatlar, şahıslar, yerler ve zaman belirtmeden “bu adam CHP’de siyaset yapıyor, partiyi ele geçirmeye çalışıyor. Öyleyse teröristtir” şeklindeki değerlendirme, çok zorlama bir yorumun sonucu olarak isnat edilen bir suçlamadır. Burada sorulması gereken soru, savcıların görevi acaba, CHP’yi Genel Başkan Deniz BAYKAL’ın tekelinde tutmak mıdır? Her Türk vatandaşının CHP içinde siyaset yapma ve bu partinin organlarına aday olma hakkı vardır. Çevresinde dürüst, güvenilir bir insan olarak tanınan Müvekkilimiz Birol BAŞARAN’da herkes gibi bu hakka sahiptir. Bu konuda söylenmesi gereken son şeyde, “CHP’yi ele geçirmekte” adı geçen Tuncay ÖZKAN’ın CHP üyesi olmamasıdır. CHP üyesi olmayan Tuncay ÖZKAN’ın CHP’nin herhangi bir organına seçilme durumu yoktur. Tuncay ÖZKAN hayatının hiçbir döneminde CHP üyesi olmamıştır. Dolayısı ile CHP içinde seçme ve seçilme hakkı yoktur. 26 – 27 Nisan 2008 CHP Kurultayı’na Tuncay ÖZKAN gazeteci olarak katılmış, 2 gün boyunca TV yayını yapmıştır. Yapılan yayınlar, CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL’ı destekler mahiyettedir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 2009 / 191 (85) E. Av. Celal Ülgen Birol Başaran’ın Savunması Av. Hüseyin Ersöz Savcılar, Müvekkilimiz ile Tuncay ÖZKAN arasında CHP içindeki siyasi faaliyetleri çerçevesinde örgütsel anlamda bir irtibat kurmaya çalışmışlarsa da bunu tesis etmek için ellerinde ne bir telefon konuşması ne de yazılı bir doküman bulunmaktadır. İddianamenin “Hukuki Değerlendirmeler” kısmında bu isnat açıkça yer almış olmasına rağmen bu ilişkiyi destekleyecek delillerin iddia makamı tarafından gösterilmemiş olması, söz konusu isnatların mesnetsizliğini ortaya koymaktadır. Burada son bir nokta olarak kullanılan bir cümleye dikkatinizi çekeriz. “…şüpheli Tuncay ÖZKAN’ ın da aynı tarihlerde CHP kurultayına girip bazı kişileri delege olarak sokma…” İddianame’de kullanılan bu cümle iddianameyi yazanların siyaset anlamında ne düzeyde bir bilgi eksikliğine sahip olduklarının bir göstergesidir. Savcılar kurultaya girerken bazı kişilerin delege olarak sokulabileceklerini zannetmektedirler. Hâlbuki delege seçimi bir dizi seçimi kapsayan ve yaklaşık 6 ay süren karışık bir süreçtir. Önce mahalle üyeleri mahalle delegelerini seçer. Bu Mahalle delegeleri ilçe yönetimini ve ilçe delegelerini seçer. İlçe delegeleri il delegelerini seçer. Ve en son olarak ta il delegeleri kurultay delegelerini seçer. Burada herkesin sayısı ve kontenjanı bellidir. Özetle kurultay delegesi mahalle, ilçe ve il delege seçimlerinden süzülerek gelen ve kurultayda seçme ve seçilme hakkı bulunan kimsedir. Savcıların zannettiği gibi son dakika da kimse kurultaya kurultay delegesi sokamaz. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 2009 / 191 (85) E.