alanını iyi tanıdığı için kısa zamanda önemli görevler alır. Alanda yürütülen askeri ve siyasi birçok çalışmalara aktif olarak katılır. Kış faaliyetleri döneminde bir grup yoldaşı ile birlikte gittikleri bir köye Türk askerleri operasyon düzenler. Her taraf tutulur ve evler aranır. Köyün etrafı sarıldığı için, çatışmaktan başka çareleri kalmamıştır. Ama bu da köy halkına zarar verebilir. Çünkü faşist Türk ordusu kadın, çocuk, yaşlı dinlemeden sivil halka ateş edebilir, bir çok insanı vurabilir. Zaten birçok yerde bunun uygulamasını yapmışlardır. Onlara göre en iyi Kürt ölü Kürt’tü. Gerillayla başa çıkamadıkları için hırsını sivil, savunmasız halktan almak özel savaşın bir taktiğidir. Halkı sindirmek onların temel görevidir. Bu yüzden arkadaşlarıyla birlikte dışarı çıkarak, çatışmadan gizlenebilecek bir yer ararlar. En uygun yer köyün yakınından geçen bir nehirdir. Tehlikeli, ama başka çareleri de yoktur. Hiç düşünmeden hemen oraya saklanırlar. Tam iki buçuk gün buzlu su içerisinde saklanarak operasyonu atlatırlar. Serhat soğuktur. Kışın ise cehennem gibidir. Bir de buzlu su içinde kalmayı artık anlatmamak gerekir. Uzun süren operasyonu atlatmışlar, ama Murat yoldaşın böbrekleri bu soğuğa dayanamamıştır. Yine istemeyerekte olsa, tedavi için dağlarından ayrılmak zorunda kalır. Önce Metropollere, ardından da Avrupa’ya. Avrupa’ya tedavi için gelmesine rağmen yerinde duramaz. Mücadelenin ihtiyaçları her şeyden önce gelmektedir Murat yoldaş için. Helburn, Basel, Stutgart, Hollanda ve Fransa’da önemli görevler alır. Ülke ruhunu en iyi şekilde temsil ederek gerilla yaşantısının sıcaklığını bütün yoldaşlarına ve halka yansıtır. Kısa bir zaman içinde en çok sevilen ve saygı duyulan bir insan haline gelir. Bu yüzden ACM görevine getirilir. Halkla ve yoldaşlarıyla olan ilişkisi her zaman iyi bir örnekti. Sorunlar karşısında gösterdiği duyarlılık ve çözüm noktasındaki ısrarı, gittiği tüm sahada hem halka, hem de yolSayfa 57 daşlarına büyük bir güven veriyordu. O, doğruları yaşayan ve yaşatan, yanlışlara karşı ise kesinlikle uzlaşmayan, savaşan bir militandı. Yüzündeki gülümseme hiç eksik olmadı. Sevgi ve saygı ölçülerini asla aşmadı. Gereksiz yere hiç kimsenin kalbini kırmadı. Ama ülkeden kopuşun, can yoldaşlarından ayrılışın ezikliğini de hep yaşadı. Tek hedefi tekrar dönebilmekti. O görkemli dağlarda tarihi intikamını almak için hep sabırsızlıkla bekledi. Tarih 9 Ekim 1998. Arkasına emperyalizmi ve siyonist gericiliği alan sömürgeci faşist rejim, halkımızın güneşi olan Başkan Apo’ya karşı uluslararası çapta bir komplo düzenledi. Kürt halkının haklı savaşını tarih sahnesinden silmek için önce beyine yönelmek istedi. Bu komploya karşı “Güneşimizi Karartamazsınız” şiarı ile altmıştan fazla kadro ve yurtsever önderlerinin çevresinde bir ateş çemberi oluşturarak, kendilerini yaktılar. Murat yoldaş gelen bu mesajı çoktan almıştı. Daha birkaç ay önce hem akrabası, hem de yoldaşı olan Sema Yüce nasıl ateş topu olmuşsa, O da güneşe daha fazla yakın olabilmek için ateş olmalıydı. Aynı zaman da Avrupa’nın rehavetini sözde demokrasi ve özgürlüğünü halkına kavratmalıydı. Bilsinler ki, nerede olursak olalım, nasıl yaşarsak yaşayalım ülkemiz olmadan hiçbir şeyimiz olamaz. Kürtlerin adını hiç kimse anmaz. Ne kadar insan ölürse ölsün herkes kendi çıkarları doğrultusunda çalışır. Kürt, mücadelesiyle var oldu, mücadelesiyle ismini duyurdu, mücadelesiyle de ülkesini kurmalıdır. Bunun dışında her şey boştur. Ve Önderlik Kürdün beynidir, yüreğidir, damarlarındaki kandır. Kürdistan halkı var oldukça, gerilla var oldukça hiç kimse Güneşimizi Karartamayacaktır. Bu doğrultuda Mazlumlardan aldığı ateşi bedeninde tutuşturan Murat yoldaş, 4 Ocak 1999 günü Almanya’nın Koblenz kentinde bulunan askeri hastahanede şehitler kervanına katıldı. Murat yoldaş!.. Sen, her zaman bizlerden bir adım ilerdeydin. Gerçekleştirdiğin bu büyük eyleminle bu defa aramıza daha büyük bir mesafe açtın. Öyle şeyler vardır ki, insan nasıl anlatacağını bilemez. Mutluluk gibi, sevda gibi, aşk gibi, sevilen bir yoldaşın şehadeti gibi. Ne anlatabiliriz ki sana. Yapamadıklarımızı mı anlatalım, eksikliklerimizi mi anlatalım, yoksa başarısızlıkları mı? Hayır. Tabii ki bunları anlatamayız. Önderliğimiz ve şehitlerimiz kabul etmiyor artık bunu. Yeniden yapılanıyoruz Murat Yoldaş. Yeni bir başlangıcın merakı ve heyecanı var yine. Bütün yoldaşların ve halkın bunun hazırlıkları içinde. Başkanımızın özgürlük yürüyüşü hala devam ediyor. Hem de bizlere rağmen. Bizim geriliklerimize rağmen. Halkımız Güneşlerinin etrafında çelikten bir çember oluşturmuş. Hiçbir gücün ne silahı, ne füzeleri, ne de zoru kırabilir bu iradeyi. “Ya hep birlikte yok olacağız, ya da Güneşimizle birlikte özgür olacağız” diyorlar. Kan döktüğü her yerde mücadeleyi daha fazla geliştirmek ve milyonlara yaymak PKK’nin bir tarzıdır. Burada da Sizin tarzınız oturacak Murat yoldaş. Başka çare yok. Bu bir talimat; Başkanımızın ve Sizin talimatınız. Bizlere düşen ise Sizlerin bıraktığı manifestoya bağlı kalmak ve ondan asla taviz vermemektir. Bayrağınız asla yere düşmeyecek Murat yoldaş. Binler, on binler, milyonlar özgür bir Kürdistan yaratılana kadar bir gün bile durmayacak. Her şeyi kendimize haram edeceğiz. Ta ki, kutsal bedenleriniz özgür topraklarda kızıl birer karanfil olana dek. Senin şahsında bütün yaşam eylemi kahramanlarını saygıyla selamlıyoruz. Anılarınız mücadelemizde her zaman yanan birer meşale olacaktır. Mücadele arkadaşları Serxwebûn