Reform`un 500. yılı: Katolikler ve Protestanlar

advertisement
Reform'un 500. yılı: Katolikler ve
Protestanlar arasındaki dini
farklılıklar
Martin Luther'in öncüsü olduğu Reform hareketinin 500'üncü yıldönümünde Protestan
ve Katolikler arasında hâlâ büyük farklılıklar var.
31.10.2017 / 13:38
Reform hareketinin beşiği Almanya'da, Katolik ve Protestan Hristiyanlar arasındaki
derin husumetin temelinde yüzyıllar boyu süren dini çatışmalar ve savaşlar yatıyor.
Her şey bundan 500 yıl önce, Martin Luther'in (1483-1546) Katolik Kilisesi'ni
dönüştürmeye çalıştığı Reform hareketiyle başladı. Ve Luther'in bu girişimi Kilise
içinde bölünmeye yol açtı.
Kilise'nin bazı uygulamalarının insanların inancını istismar ettiğini düşünen Luther, 31
Ekim 1517'de "95 Maddelik Tez" (95 Thesen) isimli eleştirilerini Wittenberg
kasabasındaki kilisenin kapısına çiviledi. Bu, Katolik Kilisesi'ndeki bölünmeyle
sonuçlanan ve Protestanlığın doğuşuna sebep olan olay olarak kabul ediliyor.
Uzlaşma çabası
Protestan kiliseleri daha önce Reform'un yıldönümlerini bir kahraman olarak gördükleri
Martin Luther'e adıyorlar ve ona ibadet ediyorlardı. Ancak geçen yıldan beri bu durum
farklılık gösteriyor.
Almanya'daki Evanjelik Kilisesi "Reform'un 500'üncü Yılı" dolayısıyla yapılacak
kutlamaları Katolik Kilisesi ile birlikte Hristiyanların ortak bir kutlamasına dönüştürmek
istiyor.
Matin Luther'e adanacak çeşitli etkinliklerle iki taraf da ayrılıkları aşma konusundaki
ortak isteklerinin altını çizmek istiyor.
'Birleşik kilise' uzak ihtimal
Bu etkinliklerle mezhepler arası anlayışın geliştirilmesi ve aradaki ortaklık temelinin
kurulması hedefleniyor. Ancak birleşmiş kilise fikri hâlâ uzak bir ihtimal ve bir gün
gerçekleşip gerçekleşmeyeceği şüpheli.
Birbirleriyle olan ilişkilerini ifade etmek için iki taraf da aynı şekilde "uzlaşılmış
farklılık" kavramını kullanıyor. Martin Luther'in reformlarının birçoğu, iki grup arasında
sürmeye devam eden ayrılıkların temelini oluşturuyor. İşte o ayrılıklardan bazıları:
1. İncil anlayışı
Katolikler ve Protestanlar İncil'in anlamı ve otoritesi üzerinde birbirinden farklı
görüşlere sahipler. Luther, Protestan Hristiyanlar açısından İncil'in "Tanrı'nın insanlara
gönderdiği vahiyleri içeren ve onun vasıtasıyla insanlarla iletişim kurduğu tek kitap"
olduğunu açıkça belirtti.
Buna karşın Katolikler, inançlarını sadece İncil'e dayandırmıyor. İncil'in dışında Roma
Katolik Kilisesi'nin geleneklerine de bağlılar.
2. Kilise anlayışı
Katolik ve Protestanların Kilise'nin doğasına ilişkin de farklı görüşleri var. Katolik
kelime anlamıyla "her şeyi kucaklayan" anlamına geliyor ve Katolik Kilisesi de kendini
Papa'nın önderliğinde tek doğru kilise olarak görüyor.
Bunun aksine Reform hareketi sonucu oluşan ve aynı zamanda Evanjelik olarak da
adlandırılan Protestan Kilisesi "Tanrı'nın müjdesine uygun" anlamına geliyor ve
tek kilise iddiası taşımıyor. Bünyesinde binlerce farklı tarikat bulunuyor. Resmi
olarak her tarikatın kilisesi birbirine eş sayılıyor.
3. Papa
Protestanlar Papa'nın üstünlüğünü kabul etmiyor. Evanjelik inanışına göre ona ilişkin
yaratılan dogma İncil'deki ifadelerle çelişiyor.
Katolikler ise Papa'yı Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri olan Petrus'un halefi olarak
görüyorlar. Papalık makamı ilk yüzyıldan günümüze kadar uzanan bir takdis zinciri
varsayımı üzerinden meşrulaştırılıyor.
4. Makamlar
Bu takdis zinciri Katolik Kilisesi içindeki diğer makamlar açısından da oldukça önemli
bir anlama sahip. Papazların takdis merasiminde, piskoposlar, rahipler ve papaz
yardımcıları ömür boyu sahip olmak üzere, kendilerine Katolik tebaasının üzerinde
kutsal bir otorite tahsis eden 'Tanrı mührünü' alıyorlar. Bu mühür sadece erkeklere
veriliyor.
Protestanlıkta ise kadın erkek ayırt edilmeksizin inançlı herkesin papaz
olabileceğine inanılıyor.
5. Efkaristiya mı yoksa Son Akşam Yemeği mi?
Katoliklerin kutsal makamlara ilişkin inançları göre, aynı zamanda Hz. İsa'nın 'çarmıha
gerilmeden önceki' son akşam yemeğine dayanan Efkaristiya ya da Kutsal Komünyon
geleneğine de yansıyor. Hz. İsa adına kutsanmış bir papaz eşliğinde gerçekleştirilen
ayinde Katolik inancına göre, ekmek Hz. İsa'nın vücuduna, şarap da kanına dönüşüyor.
Katolik olmayanların komünyona katılmasına müsaade edilmiyor.
Protestan Kilisesi de vaftiz edilen herkes bu ayine katılmaya ya da ayini yönetmeye
davet edilebilir. Bu yaklaşım ise Katolikler tarafından kabul görmüyor.
Bunun haricinde, Son Akşam Yemeği'nin Katolikler ve Protestanlar açısından farklı
anlamları vardır. Katolikler için kutsal ekmek Hz. İsa'nın bedenini simgeliyor bu
sebeple de ekmek adına dua ediliyor. Protestan inancında ise ayin sadece Hz. İsa'nın
ölümü ve yeniden dirilişini anmak için gerçekleştiriliyor.
6. Dini törenler
Roma Katolik Kilisesi'nde kutsal sayılan bir çok ayin bulunur. Vaftiz, kiliseye kabul
ayini, Efkaristiya (Son Akşam Yemeği), evlilik töreni, günah çıkarma, takdis merasimi,
ölmekte olan kimse için düzenlenen ayin gibi. Kilise bu kutsal ayinlerin Hz. İsa
tarafından da yapıldığını kabul ediyor.
Protestan kiliseleri ise vaftiz ve Efkaristiya olmak üzere sadece iki kutsal ayin
düzenliyor. Önemli olanın inanç olduğunu vurgularken bunları 'Tanrı'nın müjdesinin
iletildiği sembolik ayinler' olarak kabul ediliyor.
7. Meryem Ana Dogmaları ve Azizlere tapınma
Roma Katolik inancı Hz. İsa'nın annesi Hz. Meryem'e ilişkin inançları (İsa'ya bakireyken
gebe kalması, cennete alınışı) destekleyecek çok az sayıda İncil referansı olmasına
rağmen ona "Cennetin Kraliçesi" olarak büyük saygı duyar. Bu dogmatik inanış
Protestanlar tarafından kabul görmüyor.
Katolik Kilisesi aynı zamanda azizlere saygı göstermek için de ayinler düzenliyor. Kilise
tarafından aziz olarak kabul edilmiş 'ölü kişilere Tanrı'ya inancı sürdürme
konusunda yardımcı olmaları' için dua edilebiliyor. Katolik Kilisesi'nde olan 4 binin
üzerindeki azizin eşyaları da kutsal kabul ediliyor.
Eşyalara ilişkin bu kutsallık inancı Protestanlara göre İncil dışıdır. Reform düşüncesi
'her insanın Tanrı'ya doğrudan dua edebileceğine ve etmesi gerektiğine'
inanıyor.
8. Dini sebeplerle evlenmeme
Mezheplerin evlilik ve cinsel ilişkiden uzak durmaya ilişkin kuralları da birbirinden
farklılık arz eder. Katolik kilisesinde rahipler evlenemez veya cinsel ilişkiye giremez.
Bunun Hz. İsa'dan beri böyle olduğuna inanılır.
Protestan Kilisesi ise rahiplere getirilen bu yasağı reddeder.
Martin Luther 1520 yılında bu yasağın kaldırılması için mücadele etmiştir. 1525 yılında
da bir rahip olarak, Katharina von Bora adını taşıyan bir rahibe ile evlenmiştir. Evlenip
evlenemeyeceği konusunda içten içe kararsızlık yaşa da sonunda "Evliliğim Tanrı'yı
memnun edecektir, Papa'yı öfkendirecektir, meleklerin gülmesine, şeytanların
ağlamasına sebep olacaktır"
demiştir.
Kaynak: DW Türkçe
© 2015 Mepa News Tüm Hakları Saklıdır!
Kaynak Gösterilmeden Alıntı Yapılamaz!
Tasarım ve Yazılım: Mepanews
Download