Bilgi arama davranışlarının tarihsel gelişimi Nazan Özenç Uçak BAD ortaya çıkışı İlk yapılan çalışmalar kullanıcı araştırması niteliğinde 1902 yılında Charles Eliot’ın kütüphane koleksiyonunun kullanım araştırması 1920’li yıllarda yapılan kullanım değerlendirmeleri BAD gelişimi dört dönemde incelenebilir 1940-1959 1960-1979 1980-1999 2000- 1940-1959 Bu dönemde dikkatler ilk kez bilgi kullanıcıları üzerine çevrildi İkinci dünya savaşı sonrasında artan araştırma sayısı Fen ve teknik alanda bilginin nasıl arandığı İlk araştırmalarda bilgi dağıtımı ve kullanımı araştırılmıştır (Bouazza, 1989). 1950 öncesi bilgi yönetimi nasıldı? BAD nın geçmiş elli yılını etkileyen faktörler hangi ihtiyaçlardan nasıl ortaya çıktı?? Şu sorular ABD de BAD yapılmasına önayak olmuştur: Toplumun ne tip kütüphane hizmetlerine ihtiyacı var? Kütüphaneyi etkileyen en önemli toplumsal çevre faktörleri nelerdir? Hangi sosyal değişiklikler bu çevreyi etkilemektedir? Bu soruların yanıtlanması için tarihsel, coğrafik ve sosyal veriler gerekmekte (Mc Diarmid). Bu yaklaşımlar sonucu kullanıcı belli bir meslek veya etnik grubun parçası olması nedeniyle genel olarak tartışılmış oluyordu. Bu çalışmalar birey olarak kullanıcının kütüphaneyle ilişkisi açısından eksiktir. Bu döneme ait ikinci önemli faktör II Dünya savaşı ve bunla ilgili nedenlerdir. bilim ve teknik alanında artan bilimsel araştırmalar, araştırma sonucu oluşan raporlar ve bunların organizasyonu, erişimi sorunu (Wilson, 2011). İlk yapılan çalışmalar… Önce ulusal bazda çoğunluğu Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Zamanla ülkeler arası, çoğunlukla da ABD ve Batı Avrupa ülkeleri arasında ABD, İngilter, Fransa ve Almanya’da botanikçilerin bilgi kullanımını karşılaştıran bir çalışma uluslararası ilk çalışmadır (Sridhar, 1988). Bilimsel olarak başlangıç “Royal Society Scientific Information Conference” 1948 Bu toplantıda İngiliz bilim adamlarının dergi kullanım özellikleri ve Londra Bilim Müzesi Kütüphanesinin (London Science Museum Library) referans koleksiyonunun kullanımı, bilgi arama, amaçları ve tatmini konusunda iki bildiri sunulmuştur. Bu çalışmaları 1949 yılında fizikçi ve kimyacıların literatür kullanımları ile 1950 yılında fen ve mühendisler üzerine yapılan iki çalışma daha izlemiştir. International Conference on Scientific Information (1958) Royal Society Scientific Information Conference’da sunulan bildirilerle uyandırılan ilginin devamı Bu dönemde yapılan bir kaç araştırma ele alınarak değerlendirildi. Toplantı pek çok önemli araştırmanın oluşumunda önemli rol oynamıştır. International Conference on Scientific Information sonrası başlayan dönemde bilgi gereksinimi, bilgi transferi, bilim adamlarının özellikleri ve bu özelliklerin bilgi arama ve kullanımına etkisi, bilimsel iletişim, farklı bilim dallarının ayrı ayrı ve karşılaştırmalı olarak incelenmesi gibi çalışmalar literatürde yer almaya başlamıştır (Sridhar, 1988). Toplantıda, bu süreçde yapılan kullanıcı araştırmalarının bir başlangıç oluşturmasına rağmen bu çalışmaların ciddi sonuçlara ulaşmadığı yönünde genel bir fikir birliğine varılmıştır (Wilson, 2000). 1940- 1959 değerlendirme Kullanıcı araştırmalarının kapsamının genişlemesi, Yapılan araştırmalar sonucu elde edilen verilerle kuramsal çerçevenin oluşturulmaya başlanması, Araştırmaların sadece fen ve teknik bilimleri konu alması, tüm bilgi kullanıcılarını kapsamaması, “bilgi kullanıcısı” sözcüğünden fen bilimciler ve mühendislerin anlaşılması, Sosyal ve beşeri bilimler alanının göz ardı edilmesi, Ar-ge çalışmalarına yapılan desteğin artması, Savunma amaçlı araştırmaların ve teknik gelişmeler için bilimsel bilgi üretimine yapılan yatırımın rolü 1960-1979 1960-1970 yılları arası kullanıcı araştırmalarının artış gösterdiği dönemdir. Bu dönemde daha önce hiç araştırılmayan bireyler arası iletişim, resmi olmayan (informal) bilgi paylaşımı, rastgele erişilen bilgi gibi konulara ilk kez yer verilmiştir. İlk kez kullanıcı araştırmaları konusunda kapsamlı bir değerlendirme Menzel (1960) tarafından yapıldı. Bu dönemde kullanıcı araştırmaları mesleki kurumlarca desteklenmeye başladı Amerikan Psikoloji Derneği (American Psychological Association – APA) bilim adamlarının bilgi üretim, iletim ve paylaşım süreçlerini etraflıca araştırmak amacıyla ilgili yirminin üzerinde rapor hazırlatmıştır. Bu raporlarla o tarihe kadar tam olarak bilinmeyen bilimsel iletişim davranışları açıklanabilmiştir (Menzel 1966). APA’yı Amerikan Fizik Enstitüsü (American Institute of Physics – AIP) ve Ulusal Sağlık Enstitüsü (National Institute of HealthNIH)’nün bilgi transferi konulu araştırmaları izlemiştir. Bu dönemde farklı teknikler kullanılmaya başlandı. İletişim Araştırmaları Enstitüsü (Institute for Communication Research – ICR)’nde 500 atıfın analizi yapılarak bilimsel iletişim özelliklerinin açıklanmasına çalışılmıştır. Bilimsel Bilgiden Yararlanma Araştırmaları Merkezi (The Center for Research on Utilization of Scientific Knowledge – CRUSK) bünyesinde yapılan pek çok araştırma ile bilimsel bilginin kullanımı, bilimsel araştırmalar sonunda üretilen bilginin uygulamaya aktarımı ve bilgi kullanımı konularına açıklık getirilmiştir. Bu çalışmalar bilimsel iletişim ve bilgi kullanımı konularının disiplinlerarası ele alınmasında ve konuyla ilgili kavramsal bir çerçeve oluşturulmasında katkı sağlamıştır. 1966 yılında Annual Review of Information Science and Technology (ARIST) adlı yayınla bu konudaki literatürün takibi kolaylaşmıştır. Bu yayında 1960 öncesi yapılan kullanıcı araştırmaları değerlendirildi: yüzeysel nitelikte oldukları elde edilen bulguların pek çok açıdan birbiriyle karşılaştırılabilir özellikte olmadığı kullanıcıların bilgi gereksinimi ve kullanımını tanımlamada yetersiz kaldığı yaklaşım ve yöntem açısından yetersiz oldukları için eleştirilmekte, konuyla ilgili yeni bakış açılarına ihtiyaç olduğu dile getirilmektedir (Uçak, 2007). 1970-1980 bireyler arası ve kurum içi iletişim araştırmaları yapılmaya başlandı u dönemde özellikle ABD’de iletişim kanalları ve kütüphane kullanımları; iş performansı bireysel özellikler ile bilgi kullanımı ilişkisi üzerine yapılan araştırmalar dikkat çekmektedir. Kurum bazlı ve deneysel çalışmaların yapılmaya başlandığı gözlenmektedir. Yapılan bu araştırmalarda yine fen ve teknik alanda çalışan kullanıcılar ele alınmıştır. Aynı dönemde İngiltere’de kullanıcı araştırmaları hız kazanmıştır. Bu dönemde yapılan pek çok çalışma doğrudan veya dolaylı olarak “British Library Research & Development Division” tarafından desteklenmiştir. Bath Üniversitesi’nde yapılan ve ASLIB tarafından desteklenen bir konferansta sunumlar katkı sağladı. 1975 yılında “The Centre for Research on User Studies” (CRUS) adı altında bilgi arama davranışları ile ilgili araştırmalar yapıldı. CRUS’un en önemli katkılarından birisi de sosyal bilimler kullanıcılarını çalışma kapsamına almasıdır. Çok yönlü veri toplama tekniklerinin bir arada kullanılmasıyla gerçekleştirilen kapsamlı araştırmalar başladı. anket, görüşme, günlük ve kayıtlı dokümanların incelenmesi, atıf analizi ve belge analizi gibi çok yönlü veri toplama tekniği bir arada kullanılarak kapsamlı araştırmalar yapıldı. • bilgi kullanım özellikleri ile çevrenin, kurumun ve kişisel özelliklerin ilişkisini araştırmaktadır. 1970-79 arası: ABD ve İngiltere dışında da kullanıcı araştırmalarının ağırlık kazandı. 1976 yılında yapılan AGARD toplantısı pek çok ülkeden konuyla ilgili araştırmaların sunumuna yol açtı. Bu dönemde az sayıda da olsa Norveç, İsveç, Macaristan, Rusya ve Pakistan’da yapılan bilgi kullanımına ilişkinkin araştırmalar literatürde yer almaya başladı. 1960-79 genel değerlendirme Bu dönemde özellikle akademik kütüphaneler olmak üzere kütüphane kullanımı yüksek. Üniversite kütüphanelerinin hizmetlerinden kullanıcıların ne ölçüde tatmin olduğu üzerine yapılan araştırmalar fazla. Bu dönemde kitap bütçesi nasıl ayrılacak? Ne tür kitaplar alınacak? Kimler kütüphaneyi kullanıyor? Kimler niçin kullanmıyor? Farklı hizmetler neler olmalı? Ne sürelerle kitap ödünç vermeli? gibi sorulara yanıt arayan çalışmalar yapıldı. Bugün “bilgi davranışı” olarak adlandırdığımız bu alan “kullanıcı araştırmaları” terimiyle tanımlanmakta ve daha çok kütüphanelerin ve bilgi sistemlerinin kullanımına odaklanmaktaydı. Menzel ve Paisley’in araştırmaları bu dönemde önemli çalışmalardır. 1970 lerde devam eden çalışmalar pozitivist ve nicel araştırmalardır. unlardan en önemlilerinden birisi de 1971 de İngiltere’de geniş kapsamlı düzenlenen INFROSS (INFormation Requirements Of the Social Sciences) dur. Bu çalışma sosyal bilimler alanında çalışan araştırmacılar, hocalar ve sosyal çalışma uzmanları üzerine odaklanmıştır. Bu çalışmayı takiben British Library’nin desteğiyle benzer araştırmalar gerçekleştirildi. 1980-1999 Bu dönemde: Bireysel özelliklerin (yaş, statü vb.) Eğitimin, Psikolojik özelliklerin bilgi davranışına etkisi, Mesleğin ve meslek gruplarının (özellikle mühendislerin) bilgi kullanım profillerinin çizilmesi, Görev, statü ile bilgi kullanma ve üretme ilişkisi üzerinde durulduğu görülmektedir. Bilgi teknolojilerinin kullanımı ile ilgili çalışmalar başlamıştır. Uygulama alanındaki kullanıcıların araştırılmasına ağırlık verilmiştir. Ulusal ve uluslararası düzeyde farklı organizasyonların çalışanları farklı açılardan ele alınarak bilgi kullanımları ve bunları etkileyen faktörler araştırılmıştır. Endüstri ve ticaret alnında çok sayıda denek üzerinden veriler toplanmıştır. Bu kullanıcıların kişisel başarıları ile bilgi arama, statü, deneyim ve uzmanlık özellikleri ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Bilimsel ve teknik bilgi kullanım özellikleri, örgüt performansı ile bilgi kullanma arasındaki ilişki ve yönetimin rolünü sınayan araştırmalar yapılmıştır. Bu dönemde aktif kullanıcı dışında bilgi merkezlerini kullanmayan pasif kullanıcılar ilk kez dikkate alınmaya başlamıştır. Bir başka yenilik kişiler arası iletişim ağının analizinin yapılmasıdır. Bu dönemde en fazla kullanılan araştırma yöntemi nicel yöntemdir. Geniş gruplardan genelde anket tekniğiyle veri toplanmıştır. Bunu görüşme tekniği izlemektedir. Genelde ankete yanıt verme oranının düşük olması bazı araştırmaların sonuçlarının güvenilirliğini etkilemiştir. Farklı yöntem arayışları başlamıştır. 1980 sonrasında Bu dönemde akademik araştırmalar arttı, doktora düzeyinde araştırmalar yapıldı. Konuyla ilgili teorik ve kavramsal çerçeve çizildi. Bilgi arama modelleri geliştirildi ve araştırmalarda bu modeller sınandı. Zihinsel yaklaşımlar, olgubilim (phenomenology), toplumsal yapılandırmacılık ve etkinlik kuramı (activity theory) kullanıldı. Kuramsal çeşitlilik olmakla birlikte kuramsal birlik ve dönüşüm sağlanamadı. Grounded theory ve nitel araştırmalar alanda kullanılmaya başlandı. Bu değişikliğin iki sonucu oluştu; küçük gruplarla çok sayıda derinlemesine araştırma yapıldı. Bu çalışmalar açıklayıcı olmakla birlikte geçmişte yapılan büyük ölçekli kapsamlı araştırmaların eksikliği oldu. Bu durum politika veya uygulama alanındaki araştırmalar üzerinde kanıt etkisinin az olmasına neden oldu. 1990 sonrasında: Teknolojinin etkisi öğrenciden çalışma alanına, eğitime, webde bilgi aramaya kadar bu alandaki araştırmaları etkiledi. Son yıllarda internetle ilgili araştırmalar hızla artmakta. Internet yapılan çalışmaları etkilemiştir. son kullanıcılar arayüz tasarımı ve kullanımı, web tasarımı, kullanım analizleri, veri tabanlarının kullanım özellikleri, işlem kütükleri analizi, atıf analizi, kullanıcının bilişsel yapısı araştırılmaya başlanmıştır. Bu dönemde kullanıcının birey olarak dikkate alınması, teknolojinin bilgi arama davranışlarına etkisi, son kullanıcıların incelenmesi insan makina etkileşimi bilişsel yapının bilgi aramadaki rolü araştırmalarda etkili olan unsurlardır. Bu dönemde yapılan çalışmalarda kullanılan araştırma yöntemlerinde değişim olmuş, nitel yöntem kullanımı artmıştır. 1990 sonrasında nitel yöntemlerin de etkisiyle o yıla kadar literatürde çok az yer alan yöntem konusu daha fazla yayına konu olmuştur. Alanın önemli süreli yayınlarından olan “Library Quartely” 1993 yılında “Journal of the American Society for Information Science” 1996 yılında bili bilim alanında nitel yöntemler konusunu ele alan sayılar hazırlamışlardır. Ayrıca bu dönemde yapılan mesleki toplantılarda yöntem konusu ele alınarak sorunlar ve yapılması gerekenler tartışılmıştır (Wang 1999). 1990 sonrası kullanılan yöntem çeşitliliği dikkat çekmektedir. Alanda yeni yöntemlerin uygulandığı görülmektedir. Nitel yöntemle yapılan araştırma sayısı belirgin bir artış gösterirken, nitel ve nicel yöntemin birarada kullanıldığı çoklu yöntemlerle yapılan kullanıcı araştırmalarının sayısı da artmıştır. • Ancak bu dönemde de araştırmalarda kullanılan yöntemlerin konuya uygun olup olmadığı tartışılan bir konu olmuştur. kuramsal çalışmalarında arttığı görülmektedir. Farklı meslek gruplarının bilgi arama davranışlarını karşılaştıran araştırmalar (Ellis, Cox ve Hall 1993); bilgi arama modelleri (Ellis 1997; Wilson 1999); atıf analizleri (Tsay 1999) ve sıradan vatandaşların bilgi arama özelliklerini (Marcella ve Baxter 1999) inceleyen araştırmalar dikkat çekmektedir. 1990 sonrası genel değerlendirme yöntemin giderek çeşitlendiği, nicel yöntemin yanı sıra nitel yöntemi kullanan araştırmaların sayısının arttığı, bazı araştırmalarda çoklu yöntem kullanıldığı, sosyoloji, eğitim, felsefe gibi farklı alanlarda kullanılan yöntemlerin alana kazandırıldığı görülmektedir. Araştırmalarda kullanılan veri toplama teknikleri de yönteme paralel olarak değişim göstermiştir. Anket, görüşme ve gözlemin yanı sıra, odak grup çalışmaları, sesli düşünme (think aloud), işlem kütüklerinin analizi gibi tekniklerden de yararlanılmıştır. 2000 Bu dönemdeki gelişmeleri Case (2006) şu başlıklar altında ele almaktadır: belli meslek grupları üzerine yapılan çalışmalar günlük hayattaki rollerine göre kullanıcıları ele alan çalışmalar demografik özelliklerine göre incelenen kullanıcılar kullanılan yöntem ve teknikler. 1. Mesleklere göre yapılan çalışmalar 2000 yılı sonrası en fazla kullanıcı araştırması belli meslek grupları üzerine yapılmıştır. Akademisyenlerin bilgi arama davranışları bu dönem çok boyutlu ve farklı disiplinlerdeki araştırmacıları bir arada inceleyecek şekilde gelişmiştir. Bu grubun bilgi arama ve kullanma davranışlarına daha çok elektronik ortamın etkisi araştırılmıştır. Bu dönemde en fazla araştırılan grupların başında mühendisler gelmektedir. Bunu yöneticiler, gazeteciler, hukukçular, sağlık çalışanları ve fizikçiler izlemektedir. Sosyal bilimler alanında çalışan kullanıcılara önceki dönemde gösterilen ilgi artarak devam etmiştir. 2. Günlük hayattaki rollerine göre kullanıcıları ele alan çalışmalar Günlük hayattaki rollerine uygun olarak bilgi arayanlar üzerine yapılan araştırmalar bu dönem artış göstermiştir. Bu grupta yer alan ve üzerinde en fazla çalışılan grup öğrencilerdir. Eğitimin çeşitli aşamalarında olan öğrenciler çok çeşitli yönleri dikkate alınarak araştırılmaktadır. Lisans üstü eğitim yapan öğrencilerin bilgi arama davranışları sıklıkla araştırılmaya başlanmıştır. Bu dönemde artarak çalışılan bir diğer grup hastalar ve hasta yakınlarıdır. Bu hastalıklar içinde kanser hastaları ve HIV virüsüne yakalananların daha fazla araştırıldığı görülmektedir. Bu kullanıcıların daha çok tedavi yöntemleri ve ilaç kullanımları üzerine bilgi aramaları incelenmektedir. Son yıllarda sıradan insanların bilgi erişim ve kullanım özelliklerini inceleyen araştırmaların arttı bu dönemde internetin etkisi ve web sitelerinin kullanıcılar açısından ele alınmasına yönelik araştırmaların bu grupta yer alan kullanıcılar üzerine daha fazla yapıldığı görülmektedir. hobilerine göre bilgi arayan kişileri konu eden araştırmalarında yapıldığı görülmektedir (Case 2006). 3. Demografik özelliklerine göre incelenen kullanıcılar Bu dönemde kullanıcıların sosyal gruplarına ve demografik özelliklerine göre yapılan araştırmalar artmıştır. Özellikle kadınlar, göçmenler, yaşlılar ve evsizler üzerine yapılan araştırmaların arttığı görülmektedir. Bazı araştırmalarda yaş ve cinsiyet unsurlarına yer verilmektedir. Çocuk ve gençler üzerine daha önceden yapılan araştırmaların bu dönemde de devam ettiği anlaşılmaktadır. 4. Araştırmalarda kullanılan yöntem ve teknikler modeller ve modellerin değerlendirilmesi üzerine yazıların arttığı; bazı kuramcıların kendi model ve kuramlarını tekrar ele alarak değerlendirdiği; araştırmalarda kullanılan yöntemleri değerlendiren yazılar ve retrospektif çalışmalarda artış var. 2000 sonrası genel değerlendirme 1980 li yıllarda Wilson’ın (1981) ortaya attığı, “bilgi gereksinimi”, “bilgi arama davranışı” ve “bilgi kullanımı” kavramlarını içine alan “bilgi davranışı” (information behavior) sözcüğü bu dönemde yayına başlayan Information Research adlı elektronik derginin de etkisiyle kullanımda yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Bu dönemde yapılan pek çok araştırmada bu terimin diğerlerini içine alacak şekilde ve yaygın kullanıldığı görülmektedir. 2000 sonrası görülen gelişmeler internet ve web üzerine odaklanan kullanıcı araştırmalarının arttığını, elektronik ortamda bilgiye erişim ve erişilen bilginin nasıl değerlendirildiği üzerine çalışmaların yapıldığını, insan makina etkileşiminin araştırıldığı ve bu bağlamda kullanıcının bilişsel yapısı ile ilgili araştırmaların önem kazandığı, elektronik ortamda bilgi kullanımının izlenmesinde log analizlerinden yoğunlukla yararlanıldığı, bir kurum içinde bilgi arama ve kullanma ile ilgili olarak örgütsel davranışların (organizational behavior) kullanıcı araştırmalarına konu olduğu anlaşılmaktadır. Bütün bu çalışmaların sadece ABD ve İngiltere gibi ülkelerle sınırlı kalmadığı, farklı ülkelerde de yaygınlık kazandığı görülmektedir. Gelecekte neler olabilir?? Teknolojik gelişmeler araştırmaları etkilemeye devam edecek. Özellikle bulut bilişim ve sosyal ağlarla ilgili sistemler ilgi alanları olacak. Dijital uçurum konusu özellikle gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkelerin karşılaştırılması İnternete erişim Erişimde politik ve ekonomik sorunlar, eşitsizlikler Gelecekte neler olabilir? Göçmenlerin bilgi erişim sorunları Internet’in çocuklar üzerine etkisi eğitim sürecinde kullanımı potansiyel tehlikeleri Bilgi ve iletişim teknolojilerinin geliştirilmesinde bilgi erişimi ve kullanımı araştıran geniş çaplı araştırmalara ihtiyaç olacak. Genel politika oluşturmak, Yönetimsel amaçlı Bilginin doğasının ve bilgi kullanımının değişmesine bağlı olarak kuramsal olarak açıklanması ihtiyacı devam edecek. İnsanlar nasıl keşfeder, erişir, kullanır ve gelecek kullanımlar için saklar, paylaşır ve dağıtır gibi konular sürekli araştırılacaktır (Wilson, 2011).