MADDE BAĞIMLILIĞININ ADLİ PSİKİYATRİK YÖNÜ Prof. Dr. İbrahim BALCIOĞLU OLGU : 28 Yaşında, hekim, evli ve 2 çocuklu. Son 10 yıldan beri eroin, esrar, kokain kullanıyor. Uyuşturucu tedavisi görüyor. Uyuşturucuya tekrar başlıyor. Hastaneden “organik psikoz,, ve “hastalığının kronik seyir kazanması sebebiyle antipsikotikler, antidepresanlar, antikolinerjikler gerekir,, diye rapor alır. Hastamız hastaneden “Maddeye Bağlı Psikotik Bozukluk ,, teşhisi alır. Kendisine “Hekimlik yapamaz,, raporu verilir. Mahkeme “ Hukuki ehliyeti,, olup olmadığını sorar. Bazı kişilik özelliklerinin bağımlılarda ortak olduğu bilinmektedir. Bunlar ; Yenilik ve heyecan arayışı Düşmanlık ve agrevite Dürtüsellik Dizinhibisyon (davranışın kontrol güçlüğü) Sosyal rahatlık Düşük kendilik algısı ve güveni Duygusallık veya sürekli olumsuz duygular içinde olmak Bağımlılık süreci “bağımlı,, ile birlikte ailedeki her üyeyi derinden etkilemektedir. Aile sisteminin yapısı ve işlevselliği tümü ile değişmiştir. Ailenin tüm enerjisi madde ve onun getirdiği problemler çevresinde dağılmıştır. Kişi kullandığı maddenin zararlarını bilir. Buna rağmen bir dizi savunma mekanizmasını (rasyonalizasyonla) veya bilinçdışı bir düzeyde (inkar veya bölmeyi) kullanarak mümkün kılar. Bağımlıda görülen inkar, ambivalans, utanç duygusu, sosyal geri çekilme ve izolasyon tüm ailenin ortak alanı olmuştur. (ÖZTÜRK BALKAN-2006) Bugün artan bağımlılık çok sebepli ve yönlü, heterojen bir hastalık olarak düşünülmektedir. Bağımlılığın gelişmesinde gerek genetik gerekse sosyal şartlar ve gelişimsel etkenler açısından ailenin önemli rolü mevcuttur. Bağımlılık geliştikten sonra ise sadece hasta olan bireyi değil tüm sosyal çevresini olumsuz yönde etkiler. Bağımlılığın engellenmesi, bireyin tedaviye yönlendirilmesi ve tedavinin başarılı biçimde sürdürülmesi için aileye ve sosyal destek sistemine ihtiyaç duyulur. (ÖZTÜRK BALKAN-2006) KADINLARDA MADDE KULLANIMI Erkeklere göre daha azdır.kadınlarda alkol kötüye kullanım sıklığının % 10, alkol bağımlılığı sıklığının ise % 3-5 olduğu bildirilmiştir. Kadınlarda “madde bağımlılığı,, daha çok anksiyete yada uykusuzluk için kendilerine reçete edilen sedatifler ve sıklıkla trankilizanlarla görülür. (KOCABAŞOĞLU NEŞE-2006) Erkeklerde alkol, esrar ve yasa dışı madde kullanımı daha sıktır. Kadınlar alkol kullanmaya geç yaşta başlar, içmeye daha çok eğilimlidirler. Yalnız yaşayan kadınlarda alkol gelişimi daha fazladır. Evlenmemiş, boşanmış yada eşinden ayrı yaşayan alkol bağımlısı kadınlarda tüketilen alkol MİKTARI ve ilgili problemler daha sık görülür. (KOCABAŞOĞLU NEŞE-2006) Boşanma alkolik kadınlarda daha çok gözükmektedir. Tedaviye alınan bağımlı kadınlarda eğitim düzeyi düşük, işsizlik sık ve daha önceden intihar girişimi ve cinsel travma öyküsü görülür. Alkol kadınlarda karaciğer hasarı, osteoporoz, meme kanseri riskini artırır. (KOCABAŞOĞLU NEŞE-2006) İntihar girişiminde bulunanların ailelerinde ve yakınlarında çoğu zaman benzer eylemler gerçekleşmiştir. Göçmenlerde, yurtlarını terk edenlerde ve fakirleşenlerde intihar oranı yüksektir. En sık kullanılan intihar yöntemi zehir içmek, sonra bedenini kesmektir. (BALCIOĞLU İBRAHİM-2006) Bağımlılık psikiyatrisindeki gelişmeler sonucu ahlaka dayalı değerlendirmeler ve kişilik zemininde bir zaaf olduğu düşünceleri yerini kalıtsallık ve biyolojik verilere bırakmıştır: Bağımlılığın beyninde metabolik aktivite, reseptör etkinliği, genetik ekspresyon ve çevresel olaylara verilen cevaplar bakımından farklılıklar oluşmakta. Kişi madde kullanımını bıraksa bile beyindeki bu değişiklikler devam etmekte ve başlangıçta madde kullanımı istemli bir davranışken, beyinde yapısal değişimler olduğunda, kişi kompulsif olarak madde arayışına ve istemsiz biçimde madde kullanımına başlamaktadır(ARIKAN ZEHRA-2006) BAĞIMLILIK VE SPOR Madde bağımlılığı ile psikiyatrik bozukluklar bir arada görülebilmektedir. Madde kullanım bozukluğu olan bireylerin %41-65’inde yaşamlarının bir döneminde “duygudurum bozukluğu,, gözlenmiştir. Buda tedavide zorluklara sebep olmaktadır. Biyolojik tedavinin yanında “düzenli idman,, orta ve hafif derecedeki depresyonlarda yararlıdır.(AKSOY SELAMİ-2006) Bunun dışında alkolün sürekli alımının yada alkol yoksunluk dönemlerinin zaman içinde oluşturduğu nöral adaptasyonun bir sonucu olarak strese cevap sisteminde de önemli değişiklikler olmakta kişinin stresle başa çıkma yeteneği bozulmaktadır.(EŞEL ERTUĞRUL-2006) ALKOL BAĞIMLILIĞINDA STRESİN ROLÜ VE STRESE CEVAP SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER Alkol bağımlılığının başlamasında sürdürülmesinde ve nükslerinde (relaps) stres oluşturucu etkenlerinde önemli bir rol oynadığı bilinir. Stres, alkol alınmasını arttırıcı bir etki göstermekte ve alkol bağımlılığının sürmesinde önemli nedenlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Psikiyatri uygulamasında tecrit ve tespit, yıkıcı ve şiddet içeren davranışı tedavi etmek ve yönetmek için kullanılan girişimlerdir. Tecrit ve tespit tartışmalı konulardır.bunların geçerli terapötik girişimler olduğu, psikiyatrik bir durumu kontrol veya bir ceza türü olarak benimsendiği, şeklinde tanımlar bulunmaktadır. Son bir kaç yılda psikiyatride zorlayıcı önlemlerin kullanımının kontrolü için yeni mevzuat, tavsiyeler,mesleki kılavuzlar ortaya çıkmıştır.tüm kılavuzlarda yinelenen mesaj tecrit veya tespit kullanırken dikkatli olunması gerektiğidir. Avrupa konseyinden çıkan yeni öneriler, fiziksel tespit ve tecrit kullanım yararının, bunu gerekli kılan risklerle orantılı olması lazım geldiğini belirtir. Kullanımları yasaklanmamıştır ancak ayrıcalıklı olgularda ve bir hekim denetiminde kullanılmalıdır. Şiddet davranışı veya şiddet tehdidi, tecrit ve tespit kullanımı için en sık olarak kabul edilen göstergelerdir, ancak zorlama genellikle ajitasyonun veya yönelim bozukluğunun denetimi için de kullanılır.en çok tecrit veya tespit uygulanan kişilerin genç erkek ve psikoz veya kişilik bozukluğundan yakınan hastalar olduğu bildirilmiştir. (EİLA SAİLAS-2005) Hukuk kişilere günlük hayatta hareket serbestisi, bir şeye sahip olma, kullanma, yararlanma, taşıma,alıkoyma ve reddetme gibi haklar ve yetkiler verir. Hukuki ehliyet hak sahibi olma ve borç altına girme yeteneğini ifade eder.kişi ile toplum arasında alım satım, vekalet, boşanma, dava açma, tanıklık yapma gibi hukuksal ilişkiler vardır. (CANTÜRK GÜROL-2006) Hukuki ehliyete sahip kişi toplumla ilişkilerini sağlıklı biçimde yürütebilir. Türk medeni kanununun (MK) 13. Maddesi : Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada buna benzer sebeplerden biri ile akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun herkes, bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir. Yukarıdaki 13. maddeye (TMK) göre “ayırt etme gücü(temyiz kudreti)akla sığacak biçimde davranmak, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt edebilmeyi, yani SEZGİNLİK gücünü içerir. Burada “Madde Bağımlılığına,, bağlı klinik sendrom devreye giriyor. Bağımlı olan kişide HEZEYAN ve HALLÜSİNASYONlarla giden PSİKOTİK tablo ortaya çıkıyor. Bağımlı olan kişi kendisini ve ailesini sıkıntıya sokar.böyle durumlarda Madde 406 devreye girdiğini görüyoruz. TMK 406 Maddesine göre hukuki ehliyeti kısıtlanır. (TMK) Madde 406: savurganlığı, alkol ve madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya mal varlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan yada başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergen kısıtlanır. Bağımlı olan kişi kendisine bakamaz, gelir temin edemez. (TMK) Madde 432: Akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturan her ergin kişi, kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması halinde, tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirilir veya alıkonulabilir. Görevlerini yaparlarken bu sebeplerden birinin varlığını öğrenen kamu görevlileri, bu durumu, hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar. Bu konuda kişinin çevresine getirdiği külfet de göz önünde tutulur. İlgili kişi durumu elverir elvermez kurumdan çıkarılır. Hukuki ehliyetteki kısıtlama hastalık tablosu düzelince ortadan kaldırılabilir.bununla ilgili madde şöyledir: Madde 474 (TMK): “ Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı yüzünden kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmi sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi halinde karar verilebilir,,. Madde bağımlılığına bağlı “Psikotik Bozukluk,, teşhisi alana Madde 32 (TCK) uygulanır. Bu maddeye göre hastanın ceza ehliyeti yoktur. Madde bağımlılığının etkisi ile kişi bir eylem gerçekleştirir. Ancak, o, bu eylemin anlam ve sonuçlarını algılayamamakta veya işlediği eylem ile ilgili olarak irade yeteneği önemli ölçüde etkilenmektedir. Böyle bir vak’aya akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine başvurulur. “Madde Bağımlısı,, olan kişinin hastalığı işlediği fiilin algılama ve irade yeteneğini etkiler. Fizik bağımlılık oluşmuşsa bu tespit geçerlidir. Psikoz teşhisi alan (TCK) Madde 57 uygulanır. Bu madde “akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri,,’ni içerir. Güvenlik tedbir, akıl hastalarının toplum açısından tehlikeliliğin ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde azalmasına kadar uygulanmaya devam edilecektir. Güvenlik tedbiri, akıl hastalarının toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde azalmasına kadar uygulanmaya devam edilecektir. Madde bağımlılarının özgün sağlık kuruluşunda tedavi altına alınması ve bu kişilerin tedavilerinin, madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam etmesi öngörülmüştür. Durum sağlık kurulunca tespit edilir ve mahkeme kararı ile serbest bırakılır. Mahkeme kararı ile hakkında hukuki ve ceza ehliyeti ile “Bağımlı,, olup olmadığı sorulan vak’a Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesine gönderilir. Tutuklu kişilerin yatırılarak gözlemi şarttır. Tutuksuz kişilerden gerekli görülenler ayakta gözleme tabi tutulurlar. Gözlem ihtisas dairesinde gözlem altında bulunan kişiler hiçbir şekilde ziyaretçi kabul edemezler. “Bağımlı,, olan kişi suç işlediği zaman mahkemeye veya savcılığa çıkarılır. Savcılık veya mahkeme “BAĞIMLI,,olup olmadığını tespit için Adli Tıp Kurumuna gönderilir. Gözlem İhtisas Dairesince gözleme alınan vak’anın muayenesi yapılır. Olayla madde arasında ilinti olup olmadığı araştırılır. Eroin, morfinin “Bağımlılık,, yaptığını, “yoksunluk sendromuna,, yol açtığını tespit ediyoruz. Vak’anın anamnezi, daha “Bağımlılık Tedavisi,, görüp görmediği karar için önemlidir. Vak’alara gözlem ihtisas dairesinin tedavi kurumu olmadığı, “karar kurumu,, olduğu anlatılmalıdır. Mahkeme kuruma olay anındaki teşhisi sormaktadır. KAYNAKÇA EİLA SAİLAS ve KRİSTİAN WAHLBECK: Psikiyatri servislerinde tecrit ve tespit. Current Opinion in Psychiatry (Türkçe Baskı) Cilt:1,Sayı :4-255-260, 2005. ÖZTÜRK BALKAN REFHAN: Madde kullanımında kişilik özellikleri ve tedavide ailenin yeri. Bağımlılık Dergisi. Cilt:7, Sayı:3, 2006, Ek Sayı KOCABAŞOĞLU NEŞE : Kadınlarda madde kullanımı. Bağımlılık kullanımı, Bağımlılık Dergisi. Cilt:7, Sayı:3, 2006, Ek Sayı İstanbul. BALCIOĞLU İBRAHİM .Madde intihar ve toplum, Bağımlılık Dergisi. Cilt:7, Sayı:3, 2006, Ek Sayı İstanbul. ARIKAN ZEHRA: “Bağımlılık bir beyin hastalığıdır,,. Bağımlılık Dergisi. Cilt:7, Sayı:3, 2006, Ek Sayı AKSOY SELAMİ: Bağımlılık ve spor, Bağımlılık Dergisi. Cilt:7, Sayı:3, 2006, Ek Sayı İstanbul. EŞEL ERTUĞRUL: Alkol bağımlılığında stresin rolü ve strese cevap sistemindeki değişiklikler. Bağımlılık Dergisi. Cilt:1, Sayı:3, 2006, Ek Sayı İstanbul. CANTÜRK GÜROL: Bağımlılık Dergisi. Cilt:7, Sayı:3, 2006, Ek Sayı İstanbul.