Temmuz-Eylül 2007 dönemine ait üç aylık geçici vergi

advertisement
Temmuz-Eylül 2007 dönemine ait üç aylık geçici
vergi beyannamesinin verilme süresi.. (14.11.2007)
GELİR VERGİSİ SİRKÜLERİ /65
1-Giriş
Temmuz-Eylül /2007 dönemine ilişkin üçüncü üç aylık geçici vergi beyannamesinin verilme süresinin
uzatılması bu Sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.
2. Üçüncü Üç Aylık Geçici Vergi Beyannamesinin Verilme Süresinin Uzatılması
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 inci ve Kurumlar Vergisi Kanununun 32 inci maddesi hükümlerine
göre, geçici vergi beyannameleri ilgili üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın ondördüncü günü akşamına kadar
bağlı olunan vergi dairesine verilmekte ve tahakkuk eden vergiler aynı ayın onyedinci günü akşamına
kadar ödenmektedir.
Buna göre, Temmuz-Eylül /2007 dönemine ait geçici vergi beyannamesinin 14 Kasım 2007 tarihine kadar
verilmesi ve tahakkuk eden verginin kanuni süresinde ödenmesi gerekmektedir.
Ancak, Vergi Usul Kanununun 17 nci maddesindeki yetkiye dayanılarak, gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin 2007 yılı Temmuz-Eylül dönemine ilişkin üçüncü üç aylık geçici vergi beyannamelerinin
verilme süresi 16 Kasım 2007 Cuma günü akşamına kadar uzatılmıştır.
Beyanname verme süresinin uzatılması ödeme süresini etkilememektedir. Bu nedenle, mükelleflerin beyan
ettikleri vergileri kanuni süresinde ödeyecekleri tabiidir.
Elektronik beyanname uygulamasının
yaygınlaştırılması (19.10.2007)
Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri ile
Kurumlar Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Muhtasar ve Katma Değer Vergisi
Beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmesine ilişkin açıklamalara yer
verilmiştir.
VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ / 376
Vergi Usul Kanununun (1) mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, vergi
beyannamelerinin ve bildirimlerinin internet ortamında gönderilmesi uygulaması ile ilgili düzenlemeler 340
(2), 346 (3), 357 (4), 367 (5) ve 373 (6) Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yapılmıştır.
Elektronik beyanname uygulamasının yaygınlaştırılması amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına
gerek görülmüştür.
1-Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükelleflerine
hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini elektronik
ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.
Buna göre ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi
mükellefleri;
-2007 yılına ilişkin olup, 25 Mart 2008 tarihine kadar verilecek olan Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesini,
-2008 yılının birinci geçici vergi dönemine ilişkin olup, 14 Mayıs 2008 tarihine kadar verilecek olan Geçici
Vergi Beyannamesinielektronik ortamda göndereceklerdir.
2- Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri ile
Kurumlar Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Muhtasar ve Katma Değer Vergisi
Beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.
Bu nedenle ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi
mükellefleri ile Kurumlar Vergisi mükellefleri;
-Ekim-Kasım-Aralık 2007 Dönemine ilişkin olup, 23 Ocak 2008 tarihine kadar verilecek olan Muhtasar
Beyannamesini,
-Ekim 2007 Dönemine ilişkin olup, 23 Kasım 2007 tarihine kadar verilecek olan Muhtasar Beyannamesini,
-Ekim 2007 Dönemine ilişkin olup, 24 Kasım 2007 tarihine kadar verilecek olan Katma Değer Vergisi
Beyannamesini,
-Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliğlerine göre üçer aylık dönemler halinde beyanname vermelerine
izin verilenler için Ekim-Kasım-Aralık 2007 Dönemine ilişkin olup, 24 Ocak 2008 tarihine kadar verilecek
olan Katma Değer Vergisi Beyannamesini
elektronik ortamda göndereceklerdir.
3-Beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilen mükellefler, elektronik ortamda
gönderilecek beyannamelerini, 340 ve 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yer alan usul
ve esaslar doğrultusunda göndereceklerdir.
4-Bu Tebliğ ile elektronik ortamda gönderilme zorunluluğu getirilen beyannamelerin, elektronik ortamda
gönderilme zorunluluğunun başladığı dönemleri izleyen dönemlerde verilecek mezkur beyannamelerin de
elektronik ortamda gönderileceği tabiidir.
5-Bağlı vergi dairesi müdürlüklerinin (mal müdürlüklerinin) otomasyona geçme çalışmaları devam etmekte
olduğundan, bağlı vergi dairesi müdürlüklerinin mükelleflerine bu tebliğ ve daha önceki tebliğlerle
getirilmiş olan elektronik ortamda beyanname gönderme zorunluluğu, bağlı vergi dairelerinin otomasyona
geçtiğinin Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinden (www.gib.gov.tr) duyurulmasını izleyen otuzuncu
günden itibaren başlayacaktır.
2007 Yılı 3. geçici vergi dönemi yeniden değerleme
oranı
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri /9
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasına istinaden yıllık olarak
hesaplanan ve Bakanlığımızca ilan edilen yeniden değerleme oranına, vergi kanunlarından kaynaklanan
nedenlerden dolayı geçici vergi dönemlerinde de ihtiyaç duyulmaktadır.
2007 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı %.4,54 (yüzde dört virgül
elli dört ) olarak tespit edilmiştir
itibari hizmet kapsamına giren çalışmaların bildirim
süresi uzatıldı ( 26.09.2007)
27.03.2007 tarihi ile 18.08.2007 tarihi itibari hizmet kapsamında geçen çalışmalar için önceden 1 numaralı
belge türü ile yasal süresinde düzenlenerek verilen aylık prim ve hizmet belgelerinden iptal edilerek, 3
numaralı belge türü ile yeniden düzenlenerek verilecek olan aylık prim ve hizmet belgelerinin, verilme
süresi 30/11/2007 tarihine uzatılmıştır
506 SAYILI KANUNUN EK 5 İNCİ MADDESİNİN IV NUMARALI BENDİNİN UYGULANMASI HAKKINDA TEBLİĞ’DE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ
18/8/2007 tarihli ve 26617 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 506 sayılı Kanunun Ek 5 inci Maddesinin IV
Numaralı Bendinin Uygulanması Hakkında Tebliğ’in 4 üncü maddesi iptal edilmiş olup, 5 inci maddesi ise
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“5 – Anayasa Mahkemesi kararı gereğince itibari hizmet süresi kapsamına giren ancak tebliğin
yayımlandığı 2007/Ağustos ayı sonuna kadar “1” nolu belge türü ile Kuruma bildirilen sigortalılar için kağıt
ortamında iptal nitelikte aylık prim ve hizmet belgesi, bunun yerine ise yine kağıt ortamında “3” numaralı
belge türünden asıl nitelikte aylık prim ve hizmet belgesi düzenlenerek Kuruma verilecektir.
Anayasa Mahkemesi kararına istinaden itibari hizmet süresi kapsamına giren çalışmalara ilişkin 2007/Mart
ila 2007/Temmuz dönemi aylarına ait olmak üzere “3” numaralı belge türünden düzeltme amacıyla
verilecek olan aylık prim ve hizmet belgelerinin, en geç 30/11/2007 tarihine kadar verilmesi ve tahakkuk
edecek fark primlerin de bu süre içinde ödenmesi halinde gecikme cezası ve gecikme zammı tahsil
edilmeyecektir. Anılan sürede primlerin ödenmemesi halinde ise 30/11/2007 tarihini takip eden ilk günden
itibaren gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanacaktır.”
Tarım kredi kooperatifleri ve birlikleri,
beyannamelerini elektronik ortamda
verebilecek(25.09.2007)
VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/28
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5228 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişik mükerrer 257 nci
maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan düzenleme ile Maliye Bakanlığı, vergi
beyannameleri ve bildirimlerinin internet ve diğer elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında doğrudan
mükellefler tarafından gönderilmesine izin verebileceği veya zorunluluk getirebileceği gibi, bunların yetki
verilmiş gerçek ve tüzel kişiler aracılığıyla gönderilmesine izin vermeye veya zorunluluk getirmeye de
yetkili kılınmıştır.
Bu yetkiye istinaden yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile;
– 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu
uyarınca çıkarılan tebliğlere göre, aktif büyüklükleri ve net satış hasılatları belli bir tutarın üzerinde olması
nedeniyle beyannamelerini meslek mensubuna imzalatmak zorunluluğunda bulunmayan mükelleflerin,
tam otomasyona geçmiş vergi dairelerine verilecek beyannamelerini elektronik ortamda kendileri veya
meslek mensupları aracılığı ile gönderebilecekleri,
– Aktif büyüklükleri veya net satış hasılatları nedeniyle, beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatmak
zorunluluğu bulunan mükelleflerin de tam otomasyona geçmiş vergi dairelerine verilecek beyannamelerini
yetki almış meslek mensupları vasıtasıyla gönderebilecekleri yönünde düzenleme yapılmıştır.
Beyannamelerin elektronik ortamda verilmesi uygulamasının yaygınlaştırılması amacıyla aşağıdaki
açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5228 sayılı Kanunla değişik mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza
verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen
esaslar çerçevesinde beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendileri gönderebilecek mükelleflere
ilave olarak, 3568 sayılıSerbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğlere göre belirlenen aktif büyüklük ile net satış tutarı ölçüleri
şartı aranılmaksızın, 1581 sayılı Kanununa göre kurulan Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birliklerinin de
istemeleri halinde beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendilerinin göndermesi uygun
görülmüştür.
Bu mükelleflerin e-beyanname uygulamasından yararlanabilmeleri için, örneği 340 Sıra No.lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinin ekinde (Ek: 1) yer alan “Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve
Taahhütnamesi”ni doldurarak, bağlı bulundukları vergi dairelerine müracaat etmeleri ve buradan kullanıcı
kodu, parola ve şifre almaları yeterlidir.
Bu şekilde talepte bulunan mükelleflere, bağlı bulundukları vergi dairesince 340 Sıra No.lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen esaslar doğrultusunda kullanıcı kodu, parola ve şifre teslim edilecektir.
Beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi uygulaması tam otomasyona geçmiş vergi dairelerine
verilecek beyannameleri kapsamaktadır.
Bu sirkülerde belirtilmeyen hususlar hakkında, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen
usul ve esaslara göre işlem yapılacaktır.
Avukatlara ödenmesine karar verilen vekalet
ücretlerinin belgelendirilmesi (13.09.2007)
VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ / 375
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile ilgili bazı konularda tereddütler
oluştuğu anlaşılmış olup, söz konusu tereddütleri gidermek ve uygulama birliği sağlamak amacıyla
aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
1- Milli Piyango İdaresince Oynatılan Şans Oyunlarında Belge Düzeni
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce tertip edilen şans oyunları, karşılığı nakit olmak üzere oynatılan
milli piyango, hemen kazan ve benzeri oyunlar ile sayısal oyunları (sayısal loto, şans topu, on numara)
kapsamakta olup, bunlardan milli piyango, hemen kazan ve benzeri oyunlara ait biletlerin müşterilere
satışı, bu idarenin satış merkezleri veya bayileri tarafından yapılmakta, sayısal oyunlar ise bayiler
aracılığıyla oynatılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ile
Maliye Bakanlığı, mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu
Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini
uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye ve
bunlarda değişiklik yapmaya yetkili kılınmıştır.
Aynı Kanunun 227 nci maddesinde de bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye Bakanlığına
verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri
taşımaması halinde bu belgelerin vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılacağı belirtilmiş,
ayrıca Maliye Bakanlığına, düzenlenmesi mecburi olan belgelerde bulunması gereken zorunlu bilgileri
belirleme yetkisi verilmiştir.
Yukarıda belirtilen hükümlerin Bakanlığımıza vermiş olduğu yetkiye istinaden;
– Milli piyango, hemen kazan ve benzeri oyunlara ait biletlerin bayiler aracılığıyla satışında, bayilerin veya
başbayilerin alacağı komisyon bedelleri için Milli Piyango İdaresi veya başbayiler tarafından “Bilet Satış
Bordrosu”,
– Sayısal oyunlar karşılığında ödenecek komisyon bedellerine ilişkin olarak Milli Piyango İdaresince “Sayısal
Oyun Raporu”
düzenlenmesi ve bayilerin, elde edecekleri komisyonlara ilişkin hasılat kayıtlarını bu belgelere istinaden
yapmaları uygun görülmüştür.
Bilet satış bordrosunun ve sayısal oyun raporunun, faturada bulunması zorunlu asgari bilgileri taşıması ve
azami yedi günlük süre içinde düzenlenmesi gerekmektedir.
Bu belgelerin basımı için önceden izin alınması, anlaşmalı matbaalara bastırılması veya noterlere tasdik
ettirilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
Diğer taraftan bayilerin, elde edecekleri komisyonlara ilişkin hasılat kayıtlarını yukarıda belirtilen belgelere
dayandıracak olmaları nedeniyle, sayısal oyunların oynatılması veya milli piyango, hemen kazan ve benzeri
oyunlara ait biletlerin satışı esnasında müşteriye herhangi bir belge düzenleyip vermelerine de gerek
bulunmamaktadır.
2- İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet Ücretlerinin
Belgelendirilmesi
İcra dairelerince borçludan alınarak, müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine
karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin belgelendirilmesine ilişkin usul ve esaslar 356 Sıra No.lu Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliğinde(1) açıklanmıştı.
Anılan düzenlemeyle ilgili verilen yargı kararları gözönüne alınarak, söz konusu belgelendirme işleminin
aşağıdaki şekilde yapılması uygun görülmüştür.
İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine
karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az
iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek olup, bir nüshası ödemeyi yapan memura verilecek;
makbuzun avukatta kalan nüshasına ise icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh
düşülmesi ve ödemeyi yapan memur tarafından imzalanması şartı aranmayacaktır.
Tebliğ olunur.
Birikimli, birikimsiz ve karma sigorta poliçelerinde
sigortalının vefatı (03.09.2007)
VERASET İNTİKAL VERGİSİ SİRKÜLERİ / 3
1. Giriş:
Birikimli, birikimsiz ve karma sigorta poliçeleri kapsamında sigortalının ölümü üzerine kanuni mirasçılarına
veya poliçe lehdarlarına yapılacak ödemelerle Veraset ve İntikal Vergisi Kanunun 17 nci maddesi
kapsamındaki sigorta tazminatlarının veraset ve intikal vergisi yönünden nasıl değerlendirileceği hususu
bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.
Öte yandan, konuya ilişkin olarak daha önce açıklamaların bulunduğu 59 numaralı Gelir Vergisi Sirkülerinin
4. bölümünde yer alan karma poliçelere ilişkin ödemelerin veraset ve intikal vergisine yönelik uygulaması
bu sirkülerle aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
2. Yasal Düzenleme:
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda
bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle
olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu;
Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendinde “veraset” tabirinin miras vasiyet ve miras mukavelesi gibi ölüme
bağlı tasarrufları, (d) bendinde de, “ivazsız intikal” tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan
ivazsız iktisapları ifade ettiği, bu bendin parantez içi hükmünde de maddi ve manevi bir zarar karşılığı
verilen tazminatların ivazsız sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, Kanunun 17 nci maddesinde;
“Amme idare ve müesseseleri, bankalar, bankerler, kasa kiralayanlar, sigorta şirketleri, sair şirket ve
müesseseler, mahkemeler ve icra daireleri istihkak sahiplerine bu verginin mevzuuna giren herhangi bir
muamele dolayısıyla para ve senet verebilmek için evvelemirde verginin ödenmiş olduğuna dair vergi
dairesinden verilmiş bir tasdikname talebederler.
Tasdikname ibraz etmeyen hak sahiplerinin istihkaklarından, veraset yoluyla intikallerde yüzde beş, ivazsız
intikallerde yüzde onbeş oranında vergi karşılığı olarak tevkifat yaptıktan sonra, bakiyesini verebilirler.
Tevkifatı yapanlar, tevkif ettikleri parayı en geç bir hafta içinde bulundukları yerin mal sandığına yatırmaya
ve keyfiyeti bağlı bulundukları vergi dairesine yazı ile bildirmeye mecburdurlar.
Tevkifat yapmadan para ve senet verenlerle tevkif ettikleri parayı yukarıda belirtilen süre içinde mal
sandığına yatırmayanlardan (Hakimler hariç), tevkif etmeye ve yatırmaya mecbur oldukları paralar Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek tahsil edilir.
Tevkifatı yapan ilgili kuruluşların, bu görevleri süresinde yerine getirmeyen sorumlularından, tevkif etmeye
ve yatırmaya mecbur oldukları paraların %10’u oranında ayrıca ceza tahsil olunur.”
hükmü yer almaktadır.
Buna göre, birikimli, birikimsiz ve karma sigorta poliçeleri kapsamında yapılan ödemelerle Kanunun 17 nci
maddesi kapsamındaki sigorta tazminatlarına ilişkin olarak Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun
uygulaması açısından aşağıdaki açıklamalar doğrultusunda işlem yapılması gerekmektedir.
3. Birikimsiz Sigorta Poliçesi Uygulaması:
Hayat sigorta poliçesine istinaden sigortalının ecelen vefat etmesi sonucu mirasçılarına sigorta şirketince
yapılan vefat tazminatı ödemelerinin, terekeye dahil edilerek veraset ve intikal vergisine tabi tutulması
gerekir. Sigorta akdinde mirasçı olmayan üçüncü bir şahıs lehdar olarak gösterilmiş ise bu takdirde lehdara
ödenecek miktarın tamamı ivazsız iktisap olarak vergiye tabi olacaktır.
Ferdi kaza kapsamında bulunan sigortalının kaza sonucu ölümü halinde, sigorta şirketince ödenen
tazminat, sigortalının yokluğu nedeniyle yakınlarının uğrayacakları maddi zarar ve manevi ızdırabın sigorta
sözleşmesine dayanılarak kısmen olsun tazmini ve telafisi amacını taşıdığından ödenecek sigorta
tazminatının yukarıda belirtilen Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin parantez içi
hükmüne istinaden vergilendirilmemesi gerekir.
Ancak, ferdi kaza sigortası kapsamında bulunan sigortalının üçüncü kişi lehine sigorta sözleşmesi yapması
veya böyle bir kişiyi sonradan lehdar tayin etmesi durumunda, sigortalı kişinin kaza sonucu ölümü üzerine
sigorta şirketince mirasçı olmayan üçüncü kişiye ödenecek vefat tazminatı maddi ve manevi bir tazminat
olarak kabul edilemeyeceğinden, ödenecek miktar ivazsız bir iktisap olarak veraset ve intikal vergisine tabi
tutulacaktır.
4. Birikimli Sigorta Poliçesi Uygulaması:
Bireysel emeklilik sözleşmeleri ve hayat sigorta poliçelerine istinaden sigortalının ecelen veya kazaen vefat
etmesi sonucu sigorta şirketince;
– Mirasçılara ödenen birikim tutarının terekeye dahil edilerek,
– Sigortalının mirasçı olmayan üçüncü kişiyi lehdar tayin etmesi halinde, poliçe lehdarına ödenecek birikim
tutarının ivazsız iktisap olarak,
(Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesi kapsamında menkul sermaye iradı olarak vergilendirildikten
sonra) veraset ve intikal vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
5. Karma Sigorta Poliçesi Uygulaması:
Ölüm, maluliyet ve benzer risklere karşı yapılan riziko teminatları ile birikimli teminatların aynı poliçede
gösterilmesi halinde sigorta şirketince yapılan ödemelerin;
– Birikimsiz kısmına isabet eden tutarının (3) numaralı bölümde,
– Birikimli kısmına isabet eden tutarının ise (4) numaralı bölümde,
yapılan açıklamalar çerçevesinde vergilendirilmesi gerekmektedir.
6. Vergiye Mukabil Alınacak Teminat:
Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 17 nci maddesinde yer alan ve 2 nci bölümde belirtilen hüküm
uyarınca, sigorta şirketleri, hak sahiplerine vergiye tabi bir ödemede bulunmadan önce verginin
ödendiğine ilişkin tasdikname isteyecekler, tasdikname ibraz etmeyen mirasçıların istihkaklarından yüzde
beş, ivazsız intikallerde ise yüzde onbeş oranında tevkifat yaptıktan sonra ödemede bulunabileceklerdir.
Dolayısıyla sigorta şirketleri, vergi ilişiği kesilmeden yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapmak ve tevkif
ettikleri vergileri ilgili vergi dairesine ödemekle yükümlü bulunmaktadır. Aksi takdirde Kanunda belirtilen
cezanın uygulanacağı tabiidir.
Kamu görevlileri sendikalarına üye olup Devlet
tarafından ek ödeme yapılan çalışanlar
(03.09.2007)
GELİR VERGİSİ SİRKÜLERİ / 64
1. Giriş
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikalarına üye
olan ve kendilerine 375 sayılı Kanun hükmünde kararnamenin Ek 4 üncü maddesine istinaden sendika
ödeneği verilen kamu görevlilerinin, sendikalara ödedikleri aidat tutarının gelir vergisi matrahından
indirimine ilişkin açıklamalar ile ölüm, maluliyet ve benzeri risklere karşı yapılan riziko teminatları ve
birikimli teminatlara ilişkin karma poliçeler nedeniyle yapılacak ödemelerin vergilendirilmesine ilişkin
açıklamalar bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.
2. Çalışanların Sendikalara Ödediği Aidatın Vergi Matrahından İndirimi
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 31.03.2006 tarihli ve 26125 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
5473 sayılı Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme
Yapılması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1
inci maddesiyle eklenen Ek 4 üncü maddesinde;
“25.06.2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri
sendikasına üye olup, kendisinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine anılan kesintinin yapıldığı her
ay 5 YTL tutarında sendika ödeneği verilir.
Bu ödeme, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye ve kesintiye tabi tutulmaz ve ilgili mevzuatı uyarınca
ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, döner sermaye payı, ikramiye, ücret ve her ne ad altında olursa
olsun benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.”
hükümlerine yer verilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı
olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen
menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur
hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti
niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini
değiştirmez.”
hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, kendisinden sendika üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine, kesintinin yapıldığı her ay için
ödenen 5 YTL tutarında sendika ödeneğinin, 5473 sayılı Kanun uyarınca damga vergisi hariç hiçbir vergiye
tabi tutulmaması nedeniyle ücret matrahına da dahil edilmemesi gerekmektedir.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendine
istinaden, çalışanlar tarafından ilgili kanunlarına göre, sendikalara ödenen aidatlar (aidatın ödendiğinin
tevsiki şartıyla), ücretin safi değerinin tespitinde indirim konusu yapılmaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri uyarınca kamu
görevlileri sendikasına üye olup, kendisinden sendika tarafından belirlenen tutar kadar kesilen sendika
aidatının (Devlet tarafından ödenen 5 YTL dahil), ücretin safi tutarının tespitinde matrahtan indirim
konusu yapılması gerekir.
Örnek: 1.000 YTL brüt ücret alan kamu görevlisine 5 YTL de Devlet tarafından sendika ödeneği
verilmektedir. Çalışanın üyesi olduğu sendikaya 12 YTL aidat ödemesi halinde elde ettiği ücretin safi tutarı
aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Brüt Ücret……………………………………:
Sendika Üyelik Ödentisi …………………….:
Ücretin Safi Tutarı (1000-12=)……………..:
(*) Diğer kesintiler dikkate alınmamıştır.
1.000 YTL
12 YTL
988 YTL*
Buna göre, devlet tarafından karşılanan 5 YTL, ücret matrahına dahil edilmeyecek, indirim konusu
yapılacak sendika aidatı tutarı ise ücretlinin kendisi tarafından ödenen 7 YTL ile devlet tarafından
karşılanan 5 YTL’nin toplamı olan 12 YTL olacaktır.
3. Birikimsiz Sigorta Poliçeleri / Karma Poliçeler Dolayısıyla Elde Edilen Gelirler
23/02/2007 tarih ve 59 numaralı Gelir Vergisi Sirkülerinin (4) numaralı bölümünün üçüncü paragrafı
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Buna göre, ölüm, maluliyet ve benzeri risklere karşı yapılan riziko teminatları ile birikimli teminatların aynı
poliçede (karma poliçe) gösterilmesi durumunda, söz konusu poliçenin birikimli teminata isabet eden kısmı
ile ilgili olarak yapılacak ödemeler, Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında menkul sermaye iradı
addolunmakta olup, bu kısmın Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu karşısındaki durumu hakkında 31/08/2007
tarih ve 3 numaralı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Sirkülerinde yapılan açıklamalar esas alınacaktır.”
Duyurulur.
2008 yılında uygulanacak bina metrekare normal
inşaat maliyet bedelleri (03.09.2007)
EMLAK VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ /51
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun (1) 4751 sayılı Kanunla (2) değişik 29 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde, binalar için vergi değerinin, Maliye ve Bayındırlık ve İskan Bakanlıklarınca
müştereken tespit ve ilan edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile aynı maddenin (a)
bendinde belirtilen esaslara göre bulunacak arsa ve arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca
hazırlanmış bulunan tüzük(3) hükümlerinden yararlanmak suretiyle hesaplanan bedel olduğu hükme
bağlanmıştır.
Bu hüküm ve tüzük uyarınca emlak vergisine esas olmak üzere 2008 yılında uygulanacak bina metrekare
normal inşaat maliyet bedelleri, Maliye Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca bu Tebliğ ekinde yer
alan cetvelde belirtilen tutarlarda tespit edilmiştir.
Sağlık kurum ve kuruluşlarına ne şekilde müracaat
edileceği (13.08.2007)
TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN UYGULAMA TEBLİĞİ (SIRA NO: 9 )
Bilindiği üzere, Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği (Sıra No:8) (bundan sonra “Tebliğ” olarak ifade
edilecektir) 25/5/2007 tarihli ve 26532 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve 15/6/2007
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Söz konusu Tebliğde, memurun kendisinin ve bakmakla yükümlü bulunduğu aile fertlerinin sağlık kurum ve
kuruluşlarına ne şekilde müracaat edecekleri açıklanmış bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 20/7/2007 tarihli ve 26588 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Devlet Memurlarının Tedavi
Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile memurun
bakmakla yükümlü bulunduğu aile fertlerinin sağlık kurum ve kuruluşlarına hasta yollama kağıdı
olmaksızın müracaat edebilecekleri esası getirilmiştir.
Anılan yönetmelikte yapılan bu değişiklik paralelinde aşağıda belirtilen açıklama ve düzenlemelerin
yapılması gerekli görülmüştür.
1. Memurun kendisi, hastalanması halinde sağlık kurum veya kuruluşuna halen olduğu gibi sağlık
karnelerinin yanında hasta yollama kâğıdı (hasta sevk kâğıdı) ile birlikte müracaat edecektir.
2. Memurun bakmakla yükümlü bulunduğu aile fertleri (hasta) ise sağlık kurum veya kuruluşuna hasta
yollama kâğıdı olmaksızın sağlık karnesi ile birlikte müracaat edeceklerdir.
Aile fertleri için sağlık kurum veya kuruluşu tarafından düzenlenecek olan faturaların ekinde sevk kâğıdı
istenmeyecektir.
2.1. Hastanın tedavi amacıyla bulunduğu mahalden başka bir yere sevkinin gerekmesi durumunda, sağlık
kurum veya kuruluşu tarafından sevk işlemi sağlık karnesine yazılacaktır. Sağlık kurum veya kuruluşu
hastanın sevk edileceği ili ve hangi polikliniğe gitmesi gerektiğini, refakatçi gerekiyor ise bu durumu sağlık
karnesinde belirtecektir.
2.2. Sağlık kurum veya kuruluşu, sağlık karnesinde, sevkli olarak gelen hastanın sağlık kurum veya
kuruluşuna müracaat tarihini ve uyguladığı tedaviyi gösterecektir.
Hasta ayakta tedavi görmüş ve tedavi süresi bir gün ise sağlık karnesinin tarih sütununda belirtilen tarih,
sağlık kurum veya kuruluşuna müracaat tarihi olarak kabul edilecek, hastanın tedavisi bir günden fazla
sürmüş ise hastanın hangi tarihler arasında ayakta tedavi gördüğü ayrıca belirtilecektir.
Hasta yatarak tedavi görmüş ise, hastanın polikliniğe ilk müracaat ettiği tarih, servise yatışının yapıldığı
tarih ve taburcu edildiği tarih belirtilecektir.
2.3. Hastanın tedavi amacıyla bulunduğu mahalden başka bir yere sevk edilmesi nedeniyle harcırah
beyannamesi vermesinin gerektiği hallerde; beyannameye sağlık karnesinin sevk işleminin yazıldığı
sayfası ile hastanın tedavisinin yapıldığı sağlık kurumu tarafından doldurulan sayfası eklenecektir.
2.4. Hastanın diş tedavisi amacıyla özel sağlık kurum veya kuruluşuna sevkinin yapılması halinde; Tebliğin
5.2 nci maddesine göre resmi sağlık kurumu tarafından tedavi için sevk edilen hastanın sağlık karnesine
tedavinin türü ve sevki gerektiren süre açıkça belirtilecek ve ilgili diş hekimi tarafından imzalandıktan
sonra başhekimlikçe onaylanacaktır.
2.5. Sağlık karnelerinin ön yüzünde hak sahipliğine ilişkin güncel bilgiler gösterilecek, ayrıca hastanın T.C.
kimlik numarası ile memurun emekli sicil numarası da yer alacaktır. Hastanın T.C. kimlik numarası ile
memurun emekli sicil numarası hasta reçetesinde de bulunacaktır.
2.6. Tedavi yardımına ilişkin uygulamalar, (8) sıra numaralı Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği ile
bu Tebliğde belirtilen esaslar dâhilinde yürütülecektir.
2.7. Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Download