M. Meclisi B : 58 lerin başında petrol gelir. Türkiye takriben 1 milyar dolarlık petrol almak mecburiyetindedir ve bu, her sene giderek artmaktadır. ikinci kalem olarak demir - çelik mamulleri gel­ mektedir. Türkiye her sene 6 yüz milyon dolarlık de­ mir çelik mamulü almak mecburiyetindedir. Üçüncü kalem olarak makine gelmektedir. Kalkın­ ma için lüzumlu yatırım malları almak mecburiye­ tindedir. Bunların miktarı da 1 milyar doları bulmak­ tadır. Türkiye fabrikalarını çalıştırabilmek için hammad­ de almak mecburiyetindedir. Takriben bir milyar do­ lara yakın da bu tutmaktadır. Ve nihayet Türkiye, tarımını ayakta tutabilmek için gübre ve ilâç almak mecburiyetindedir. Gübre ve gübre hammaddesini bir araya koyduğunuz zaman dünya konjonktürüne gö­ re değişmek şartıyle dört - beş yüz milyon dolarlıkta gübre almak mecburiyetindedir. Bütün bunları nazarı dikkate alırsak, Türkiye, alan ve satan bir memleket olmak mecburiyetindedir. Başka türlü Türk ekonomisini ileriye götürmek, ken­ di kendisini kendi gücü ile taşır hale getirmek imkân­ ları yoktur. İşte bunu yapabilmek için ihracat seferberliği ka­ çınılmazdır. Buna ilâveten de Türkiye'nin dövizle dı­ şarıdan aldığı malların bir kısmını kendi gücü ile üretebilmesi, hizmetlerin bir kısmını kendi gücü ile görebilmesi lâzımdır. Türkiye'nin dövizle dışarıdan aldığı hizmetler içe­ risinde en önemli kalemi, navlun teşkil etmektedir; deniz nakliyesi. Binaenaleyh; Türkiye denizcilik filosunu takviye etmek suretiyle önemli miktarda hem istihdam imkâ­ nı yaratabilir, hem de döviz tasarrufu yapabilir. Ödemeler dengesi Türkiye için en önemli konu­ dur. 1970 Devalüasyonu ile ödemeler dengesi sağlan­ mıştı. 1971, 1972, 1973 yıllarında görülen döviz ken­ diliğinden Türkiye'nin Merkez Bankasına gelip gir­ miş değildir; bir büyük tedbirin neticesidir. Ama da­ ha sonraki yıllardaki enflasyon, bu tedbirin neticesi­ ni ortadan kaldırmış, 1974 - 1975 yıllarında ve önü­ müzdeki yıllarda Türkiye, yeniden ödemeler dengesi bozulmuş olarak bir duruma girmiştir. Türkiye ne satacaktır? Tarım ülkesidir, buğday alır, önemli miktarda alır hem de. 1974 yılında Tür­ kiye 250 milyon dolarlık buğday almıştır. 1975'in başında da almıştır yıl belli oluncaya kadar. Türkiye bitkisel yağ alır, Türkiye pirinç alır, Tür­ kiye şeker alır. Türkiye elbiselik kumaş için yün alır. 17 . 2 . 1976 O :3 Bir tarım ülkesi olarak Türkiye bunları almazsa o zaman beslenme problemi ile, giyinme problemi ile karşı karşıya kalır. Huzurunuzda üzüntü ile ifade edeyim ki, Türki­ ye şeker, pirinç ve yağ almak mecburiyeti ile karşı karşıya bırakılmıştır ve bütün bunlar istikrarsız dö­ nemin neticesidir. 1975 icraatını gözden geçirirken, 1976'nın Bütçe­ sine bakarken benden 10 senenin hesabı soruldu. O hesabı biraz sonra vereceğim. Yalnız bu on senenin hesabı sorulurken sanıyorum bir hesap hatası da ya­ pıldı. 10 senenin onunda da biz İktidarda değiliz. On senenin, yani 1965 - 1975 dönemidir bu. 1971'de Ada­ let Partisi iktidar değil, 1972'de de Adalet Partisi ik­ tidar değil, 1973'ün yarısına kadar da Adalet Parti­ sinin iktidarla bir alâkası yok. Çünkü iktidar yok o zaman, hükümet var. Siyasî iktidar mefhumu başka bir şekil almış. Hem ara rejim diyeceksiniz, hem şöyle diyeceksiniz, böyle diyeceksiniz, sonra 1971 'in icraatından Adalet Partisini sorumlu tutacaksınız, 1972'nin icraatından Adalet Partisini sorumlu tuta­ caksınız, 1973'ün tümüyle icraatından Adalet Parti­ sini sorumlu tutacaksınız. Bununla da kalmıyor; 1974' ün icraatından da Adalet Partisini sorumlu tutacak­ sınız. Eğer 1974'ün icraatını yapanlar Adalet Partisi­ ne sığınıyorlarsa, mesele yok. (A. P. sıralarından «Bra­ vo»* sesleri, alkışlar). On senenin hesabı bize sorulurken evvelâ cem ha­ tası yapmamak lâzım. 1965'den 1975'e 10 sene. 1971'i çıkar 9, 1972'yi çıkar 8,* 1974'ü çıkar 7, 1973'ün ya­ rısını çıkar 7,5 sene. Verelim 7,5 senenin hesabını, verelim. Ama istikrarsız yılların Adalet Partisinin programlarını nasıl allak bullak ettiğini, varması lâ­ zım gelen yerlere nasıl Adalet Partisinin varamadığı­ nı herkes biliyor. Binaenaleyh, hem hadiselerin mağ­ duru, hem mazlumu, hem maznunu olmak mümkün değil. (A. P. sıralarından «Bravo»; sesleri, alkışlar). Ama gerçekten Adalet Partisinin hesabını biraz son­ ra vereceğim. Ama evvelâ Cumhuriyet hükümetinin, bugünkü Cumhuriyet Hükümetinin icraatının hesabı­ nı vereyim. 1976 bütçesinin istikametleri hakkında 3-5 keli­ me daha söylüyeyim, sonra meseleyi bize yöneltilmiş bulunan ithamlara, gerçekten fevkalâde ağır ithamla­ ra çevireceğim. 1976 bütçesiyle bir şey daha getiriyoruz; bu, ağır endüstri kuruluşudur. — 242 —