TBMM 10 . 4 . 2007 B:86 O: 2 İkinci aşama, tanınma aşamasıdır. Bu süreçte, soykırım kampanyalarıyla, dünya kamuoyu ve parlamentoları, Türklerin soykırım işlediklerine ikna edilecek, soykırımın tartışılmaz bir veri oldu­ ğu saptandıktan sonra da uluslararası baskı yoluyla Türkiye'nin soykırım iddiasını tanıması sağla­ nacaktır. Bu aşamada, Ermenistan ve diaspora, değerli arkadaşlarım, büyük mesafe kaydetmiştir. Biraz sonra belirteceğim üzere, çok sayıda devletin parlamentosu geçirdikleri yasalar ve kararlarla Türklerin Ermenilere soykırımı yaptıklarını kabul etmişlerdir. Bundan sonra, üçüncü aşama olarak başlatılacak tazminat elde etme sürecinde, soykırımına uğ­ ramış Ermeni ailelerin mirasçılarının hak ve tazminat talepleri gündeme getirilecek, bunu da toprak talepleri izleyecektir. Ermeni tarafı, şimdiden, planın üçüncü aşamasını da bir ölçüde gerçekleştir­ miş bulunuyor. California'da açılan davalar nedeniyle New York Life Insurance ve Fransız AXA si­ gorta şirketleri Ermeni soykırımını tanıyarak Anadolu'da hayatlarını kaybeden Ermenilerin miras­ çılarına sırasıyla 20 ve 17 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etmişlerdir. Değerli arkadaşlarım, görüleceği üzere, soykırım iddiası, esasında, Türkiye'ye yönelik tazmi­ nat ve toprak taleplerine odaklanmış ırkçı ve yayılmacı bir stratejiye gerekçe oluşturmaktadır. Er­ menistan ve Ermeni diasporası, Haydat stratejileri bağlamında, Türkiye'yi dünyaya Hristiyan Erme­ nilere karşı soykırım uygulamış bir Müslüman ülke olarak tanıtmak amacını güden hasmane kam­ panyalarını çok etkili bir şekilde sürdürüyorlar. Bu kampanyanın hâlen kazandığı uluslararası bo­ yut, Türkiye'nin ulusal çıkarları ve dış politikası üzerinde olumsuz etkiler yapıyor. Avrupa Birliği Parlamentosuna ilaveten on sekiz ülke parlamentosunun Ermeni soykırımını kabul eden kararlar al­ mış olması, bunlar arasında Belçika, Yunanistan, İtalya, Vatikan, Fransa, İsviçre, Hollanda, Polon­ ya ve Almanya gibi Avrupa devletlerinin de bulunması, ayrıca, Avrupa Birliği Komisyonu ve Av­ rupa Birliği Parlamentosunun yıllık raporlarında Ermeni iddialarına artık rutin bir şekilde yer veril­ mesi, bu konuda Türkiye'ye yönelen baskı hakkında bir fikir verebilir. Amerika Temsilciler Mecli­ sinde de bu yolda bir karar çıkması, Türkiye-Amerika ilişkileri üzerinde hasıl edeceği ağır zararın yanında, diğer ülkelerin parlamentolarına bir örnek teşkil edecek ve Ermeni iddialarını tanıyan ül­ ke parlamentolarının sayısı çorap söküğü gibi artacaktır. Bu bağlamda, önemle altı çizilmesi gereken bir husus da, bazı Batılı devletlerin, soykırım id­ dialarını, Türkiye'nin dış politikasını kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek ve ödünler elde etmek amacıyla, bazılarının da, bu sorundan, ülkemizin Avrupa Birliğine tam üye olmasını engel­ lemek veya onu ikinci sınıf ortaklık statüsüne mahkûm etmek için bir baskı unsuru olarak yararlan­ mak ve kullanmak istedikleridir. Değerli arkadaşlarım, belirttiğimiz bu hususlar ışığında, Batı âlemi tarafından da büyük ölçü­ de benimsenen ve âdeta bilimsel bir veri olarak kabul edilmeye başlanan sözde soykırım iddiasının, bugün, Türkiye'ye yönelik küresel bir tehdit boyutunu kazandığını söylemek hiç yanlış olmayacaktır. Yaptığım bu değerlendirmenin gerçeklik ve ciddiyetini teyit eden bir yeni gelişmeyi dikkatini­ ze önemle sunmak istiyorum. Bu endişe verici gelişme, hâlen Avrupa Birliği dönem başkanı olan Almanya'nın, Ermeni soykırımını reddetmenin Avrupa Birliği üyesi ülkelerde mahkeme kararıyla cezalandırılmasına yol açacak bir yasal düzenlemeyi Avrupa Birliğine kabul ettirmeyi öngören gi­ rişiminden kaynaklanıyor. Bunu yapan Almanya. Bu tasarı, soykırım, savaş suçları ve insanlığa kar­ şı işlenmiş suçları inkâr edenlere, bir ile üç yıl arasında hapis öngörüyor. Avrupa Birliği, Alman­ ya'nın girişimi sonucunda böyle bir yasal düzenlemeyi kabul ettiği takdirde, İsviçre'nin Perinçek da­ vasında yaptığı gibi, Avrupa Birliği ülkeleri mahkemeleri Türkiye'yi soykınmıyla suçlayan yasalar çıkaracaklar, bu mümkün olacak. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Elekdağ lütfen toparlar mısınız. Buyurun efendim. -29-