HAFIZAMIZIN DERİNLİĞİNDEKİ AŞK İMGELERİ Bu kitabın arka sayfasındaki yazıyı okuduğumda şiir gibi olan anlatımından çok etkilendim. Bir an önce satın alıp okumak istedim. Kitabı okumaya başladığımda uzun bir aşk öyküsü bekliyordum ama anlamları büyük olan küçük hikâyelerle karşılaştım ve okudukça büyülendim. Bu öyküleri okudukça gördüm ki günlük hayatımızda her zaman karşılaşabildiğimiz, çokta üzerinde durmadığımız, sıradanlaştırdığımız bazı olayların ardında aslında derin anlamlar yatabiliyor. Bu bazen bir hayal kırıklığı, bazen bir aşk acısı, bazen de kaderin bize dayattığı yaşamlar olabiliyor. Kırmızı ışıkta durduğumuzda arabamıza yanaşan Suriyeli bir çocuğun bize elini uzatırken aslında akşam eve döndüğünde, bu ellerin kendisine indirilen darbelere karşı bir kalkan olabileceğini hiç aklımıza getiriyor muyuz? O gün otobüse bindiğimizde kendisiyle ve çevresiyle kavga ederek hoyratça otobüs kullanan şoförün bu agresifliğinin altında mutsuz bir evliliğin pişmanlığından duyduğu bir öfkenin yattığını tahmin etmemiz mümkün mü? Sürekli halinden şikâyet eden sıra arkadaşımızın bitmek tükenmek bilmeyen dırdırlarının sebebinin, belki hep eleştirilerek büyütülmüş olması gerçeğinden kaynaklanabileceğini düşününce, aslında sevginin her türünün insan hayatını ne çok etkileyebileceğini fark edebiliyoruz. Bu kitaptaki Feride’nin hikâyesinde bir aşk acısının ardından hayattan intikam almaya dair acıklı ve karanlık bir hayata sürüklenişinde çevremizdeki birçok insandan parçalar bulabiliriz. Özelliklede kanımızın en deli aktığı ergenlik aşklarındaki hayal kırıklıkları insanı çok farklı dönemeçlere götürebilir. Alegra ile Salamon’un hikâyesinde okuduklarım gibi, çevremdeki birçok birlikteliğin sadece sevgi üzerine değil bazen vicdan azabı, bazen unutulamayan pişmanlıklar sebebiyle de kurulmuş olabileceğini fark ettiğimde, yollarımın kesiştiği hayatlara daha farklı gözle bakmam gerektiğini anladım. Aslında aşkın sadece bir insana değil paraya ve şöhrete de duyulabileceğini fark ettim bu kitaptaki küçük bir öyküde. İnsanların bazen birçok alçaklığa çok yüksek değerler biçebileceklerini öğrendim. İnsanların vazgeçemedikleri alışkanlıklarının ardında hafızalarının arka sokaklarına gizlenmiş bazı aşk öykülerinin yattığını fark ettim bu hikâyelerle. Kimi zaman vazgeçemediğimiz bir kolyedeki anımızın dayandığı anne aşkı ya da kendini hiçbir yere ait hissedemeyen insanlardaki arayışa neden olan aile aşkı, insanları düşünsel bir arayışa çıkaran Tanrı aşkı… Üstesinden gelinemeyen bazı hayal kırıklıklarını anlatan öyküler okuduğumda hayallerde planlanan yaşamların gerçek yaşamların yerini alabileceğini düşünen insanların hangi tür bir aşk acısıyla bunu yapabileceklerini sorguladım. Belki de çevremde gerçek olduğunu düşündüğüm yaşamların birilerinin hayali olabileceğini fark ettim. Sevgiye duyulan ihtiyacın insanın içinde bazen çok derin yaralar açabileceğini anlatan birçok öykü okudum bu kitapta, ama ben buna rağmen sevgi ve aşkın iyileştirici gücüne de bütün kalbimle inanıyorum. Yaşadığımız hayal kırıklıklarının acısını bazen bir başka sevgiye kapılarımızı aralamasaydık nasıl dindirebilirdik? Yitirdiklerimizin yerine yeni sevgiler koymayı başaramasaydık yaşayabilir miydik bu acılarla? Her sabah uyandığımızda sevdiklerimizin var olduğuna inanmak bize güç katmaz mı? En sıkıntılı anlarımızda bir sevdiğimizin sesini duymak istemez miyiz? Mutluluğumuz çoğalmaz mı paylaştıkça? Bu kitabın sayfalarını çevirdikçe her öyküde yaşamdan kesitler göreceksiniz. Kimisinde ağır bedeller ödemeyi bilenlerin hikâyelerini, kimisinde dışlanmış kalplerin öyküsünü, hayallerinin hakikatleri olduğuna inanların yaşamlarını, direnenler ve direnmenin her türlüsünü inançlarıyla karşılayanları okuyacaksınız. Öfkeliler, kırgınlar, tesadüflerden çok kadere inananlar karşılayacak sizi. Bazen bir gülümseme oturacak dudaklarınıza bazen yaşaracak gözleriniz okudukça. Daha farklı bakacaksınız hayata ve yaşananlara. Hikâyeler, hikâyeler, hikâyeler. Benim hikâyelerim. Sizin hikâyeleriniz. Hepimizin hikâyeleri diyor Mario Levi. Yazar belki de hayatın aşk denilen bir ortak paydadan ibaret olduğunu vurgulamak istiyor bu hikâyelerinde.