Türk, Türkiye, Türkçe

advertisement
Ataol Behramoğlu
Türk, Türkiye, Türkçe
Tayyip Erdoğan çoğu kez yaptığı gibi son günlerde milliyetçilik
üzerine söyledikleriyle de toplumun karşısına bir laf bulamacıyla
çıkmış oldu.
“Türk” sözcüğü ulusal bir aidiyetin değil de sadece etnik bir
aidiyetin adıysa ve bu iddiada bulunan kişi herhangi biri değil
de ülkenin başbakanıysa, ona kendini bu etnik aidiyetten sayıp
saymadığını sorma hakkımız olacaktır..
Bu laf kalabalığı içinde
ne söylemeye çalıştığını
elden
geldiğince iyi niyetle anlamaya çalışırsak, özetle,
etnik
milliyetçiliğe(ırkçlığa) karşı olduğu sonucunu çıkarıyoruz.
Erdoğan bu soruyu dürüstçe, açıkça yanıtlamalıdır.
Ulus devletler döneminde özellikle doğru doğal bir şeydir bu.
Türk’üm diyorsa, tartışmamızı daha ileri bir alana, “Türk”
kavramının Türkiye gerçekliğinde
neden daha çok ulusal
aidiyetin adı olduğu konusuna doğru geliştiririz…
Fakat başbakan burada durmayarak ; “kimse karşıma Kürt
olarak da Türk olarak da çıkmasın” diye devam ediyor.
Yine iyi niyetle yorumlarsak, bununla da, kimse
öncelikle etnik aidiyetiyle tanımlamasın demek istiyor.
Değilim diyorsa, bunu kuşkusuz ki saygıyla karşılar, fakat o
zaman da kendisine şu soruları yöneltiriz:
kendini
İlk bakışta pek hoş görünmekle birlikte, tam da burada, birkaç
noktada açıklık getirmemiz gerekiyor…
***
Bunlardan biri , Tayyip Erdoğan ve benzerlerinin, etnik aidiyet
kavramına karşı çıkarken dinsel(ve mezhepsel) aidiyet olgusunu
öne çıkarmalarıdır.
Mezhep savaşlarının mezbahasına dönmüş Ortadoğu’da ve
genel olarak İslam coğrafyasında, laik bir ulus devlet olma
yönünde çok önemli yol almış ülkemizde, ırk ayrımcılığının
reddedilip dinciliğin(ve mezhepçiliğin) baş tacı edilmesi, en az
onun kadar geri, bilim dışı, en az onun kadar büyük yıkımlara
yol açmış , açmakta ve açacak olan bir başka felaketin kapısını
çalmaktır.
***
İkinci nokta, Türkiye ulus devleti içinde Kürt etnik aidiyetçiliğinin
giderek daha yüksek sesle dile getirilmekte oluşudur. Türkiye’de
bir Kürdistan oluşturma ve onun da ötesinde birleşik bir
Kürdistan yaratma hedefinin öncelikli düşünsel temeli etnik
aidiyet kavramı değilse nedir?
“Öyleyse, sadece bir etnik aidiyetin adı neden bütün bir ülkenin
adı olsun? Siz ülkemize Türkiye denilmesini gerçekten
benimsiyor musunuz? Benimsiyorsanız, bu bir tutarsızlık değil
mi? Benimsemiyorsanız, neden dile getirmiyorsunuz? Henüz
zamanı gelmediğini düşündüğünüzden mi..?”
Tayyip Erdoğan’ın kendini hangi etnik aidiyetten sayıp saymadığı
umurumda değil. Fakat ülkemizin adı konusundaki düşüncesini
dürüstçe açıklamalıdır…
***
Ve son olarak, Türkçe…
Türklük sadece bir etnik aidiyetin adıysa, Türkçe de bu aidiyetin
sınırları gerisine çekilmek zorunda değil midir?
Buna bağlı olarak da bu ülkede ne kadar etnik aidiyet varsa ya
da olduğu düşünülüyorsa o kadar sayıda ana dilde eğitim hakkı
olmalı,, böylece de Anadolu ve Trakya coğrafyasında ayrı ulus
devletler oluşturmanın yolu açılmalıdır…
Bu son söylediklerim bu gün belki kuruntu gibi görünebilir…
Fakat teslimiyetçi akılla değil de ileriye dönük irdeleyici akılla
düşünülürse, pek de öyle olmadığı görülecektir…
Kürt ya da Türk ya da başka uluslardan Kürdistan ideolog,
politikacı ve yandaşlarının, , ulus devlet olmanın ulusal ekonomi
ve dil başta olmak üzere temel koşulları
üzerinde kafa
yormaktan çok, bilinen dış desteklere de güvenerek işi oldu
bittiye getirmek eğiliminde olduklarını düşünüyorum
***
Bu yazıda altını çizmek istediğim ve açıklık kazanmasını
istediğim asıl sorun ise, Türkiye başbakanının, daha öncelerde
de dile getirmiş olduğu gibi “Türk” sözünü etnik bir aidiyetin
adı olarak ve sadece bu anlamıyla görmekte oluşudur.
http://www.mgkmedya.com
Pazar, Şubat 24, 2013 - Sayfa 1 / 1
Download