ticari diplomasi ve türkiye

advertisement
T.C.
EKONOMİ BAKANLIĞI
TİCARİ DİPLOMASİ VE TÜRKİYE: TÜRK TİCARİ
DİPLOMASİSİ NASIL ETKİNLEŞTİRİLEBİLİR?
Tezi Hazırlayan
: Didem AKSOY
Tez Danışmanı
: Mehmet Ali KILIÇKAYA
Birim Amiri
: Veysel PARLAK
TEZ JÜRİSİ KABUL VE ONAY SAYFASI
İsim-Soyisim: Didem AKSOY
Bakanlığa Giriş Tarihi: 05.07.2012
Birimi: İhracat Genel Müdürlüğü
Tez Danışmanı: Mehmet Ali KILIÇKAYA
Tez Teslim Tarihi: 02.12.2015
Kelime Sayısı (Dip Notlar ve Kaynakça Hariç): 14.940
TEŞEKKÜR
Öncelikle, çalışmalarımda bana yol gösteren, engin bilgisini, tecrübesini ve
yardımlarını benden esirgemeyen Daire Başkanım ve Tez Danışmanım Sayın
Mehmet Ali KILIÇKAYA’ya,
Bu tezin zorlu yazım sürecinde ve her daim destekçim olan canım dostum
Başak ÇEÇEN’e,
Hayatım boyunca koşulsuz ve sınırsız sevgi, destek ve güvenlerini yanımda
hissettiğim canım aileme teşekkürlerimi bir borç bilirim.
i
İÇİNDEKİLER
KAPAK
KABUL VE ONAY SAYFASI
TEŞEKKÜR
i
İÇİNDEKİLER
ii
ÖZET-ABSTRACT
iv-(v)
GİRİŞ
1
GİRİŞ
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
1. Ekonomik Diplomasi…………………………………………………………...3
2. Ticari Diplomasi………………………………………………………………...5
3. Yeni Küresel Ekonomik Düzende Ticari Diplomasinin Önemi……………...7
LİTERATÜR TARAMASI
1.TİCARİ DİPLOMASİ…………………………………………………………10
1.1. Amaçlar………………………………………………………………….12
1.2. Aktörler………………………………………………………………….15
1.3. Yapı ve Süreç……………………………………………………………17
1.4. İhracat ve Yatırım Teşvik Ajansları…………………………………...19
ii
2. TİCARİ DİPLOMASİDE İYİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ………………..25
2.1. İngiltere…………………………………………………………………...26
2.2. Kanada……………………………………………………………………29
3. TÜRKİYE VE TİCARİ DİPLOMASİ………………………………………...34
3.1. Aktörler…………………………………………………………………...35
3.1.1. Kamusal Aktörler………………………………………………………35
3.1.1.1. Ekonomi Bakanlığı…………………………………………………...40
3.1.1.2. Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı…………………………42
3.1.2. Özel Sektör Aktörleri…………………………………………………..43
3.2. Stratejik Yaklaşım………………………………………………………..43
3.2.1. İhracatta Stratejik Yaklaşım…………………………………………..44
3.2.1.1. Hedef Firma, Sektör ve Pazarlar…………………………………….45
3.2.1.2. Programlar……………………………………………………………48
3.2.2. Yatırımlarda Stratejik Yaklaşım ve Programlar…………………….51
3.3. Ücretlendirme…………………………………………………………….55
3.4. Çapraz Verimlilik………………………………………………………...55
3.5. Bilgi ve İletişim Teknolojileri…………………………………………….56
GEREÇ VE YÖNTEMLER…………………………………………………57
BULGULAR……………………………………………………………………..58
TARTIŞMA VE KISITLAR…………………………………………………61
SONUÇ VE ÖNERİLER……………………………………………………..63
KAYNAKÇA…………………………………………………………………….70
ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………...75
iii
ÖZET
Bu tez, ticari diplomasi faaliyetlerini, “ticari diplomasi” kavramı, aktör, yapı ve süreçleri
temelinde incelemektedir. Ticari diplomasi faaliyetleri, Soğuk Savaş sonrası dönemde artan
küreselleşme ve küreselleşmenin bir sonucu olarak gelişen ekonomik rekabetçilik ile
uluslararası ekonomik ilişkilerin gündemine gelmiştir. Devletler, ekonomik gelişmişlik ve
rekabetçiliklerini arttırmak için ticari diplomasi faaliyetlerine daha çok önem vermeye
başlamıştır. Bu çerçevede, devletler açısından ticari diplomasi faaliyetlerinin yürütülmesinde
güçlü yapı ve stratejiler oluşturulması elzem hale gelmiştir. Bu tezin amacı, ticari diplomasi
faaliyetlerinin ülkelerin dış ticaretinin gelişimine, özellikle ihracat ve yatırımlar açısından
yapmış olduğu olumlu katkıları ortaya koymak ve bu doğrultuda Türkiye’nin ticari diplomasi
aktör, yapı ve süreçlerinin analiz edilerek Türk ticari diplomasisinin geliştirilmesi için
önerilerde bulunmaktır.
Anahtar kelimeler: Ticari Diplomasi, Ekonomik Diplomasi, Küreselleşme, İhracat, Doğrudan
Yabancı Yatırım, Teşvik
iv
ABSTRACT
This thesis scrutinizes the activities of commercial diplomacy based on the concept,
actors, structures and processes of
“commercial diplomacy”. The activities of commercial
diplomacy have come to the fore in international economic relations due to the rise of
globalization right after the Cold War period, and the advancement of economic competition as
a result of the globalization. States have attached more and more importance to the activities of
commercial diplomacy with an aim of boosting their economic development and
competitiveness. In this context, creation of strong organizations and strategies within the realm
of commercial diplomacy have become requisite for the states. This thesis aims to present the
positive contribution of commercial diplomacy to the development of foreign trade of the
countries, specifically in terms of exports and foreign direct investments, and accordingly, to put
forth suggestions for the development of Turkish commercial diplomacy via a comprehensive
analysis of Turkey’s commercial diplomacy actors, structures and processes.
Anahtar kelimeler: Commercial diplomacy, Economic diplomacy, Globalization, Export,
Foreign Direct Investment, Incentive.
v
GİRİŞ
Bu çalışmanın Giriş bölümünde, “ticari diplomasi” kavramı ve faaliyetleri
kavramsal bir çerçevede ele alınmakta ve ticari diplomasi faaliyetlerinin yeni küresel
ekonomik düzende nasıl önem kazandığı açıklanmaktadır.
Literatür taraması bölümünde, ticari diplomasi faaliyetlerinin yürütülmesindeki
amaç, aktör, yapı ve süreçler ile ticari diplomasi faaliyetlerinin dış ticaretin
gelişimine
yaptığı
katkılara
odaklanılmaktadır.
Yine
aynı
bölümde
ticari
diplomasinin iyi uygulama örnekleri çerçevesinde İngiltere ve Kanada’nın ticari
diplomasi faaliyetleri, ardından da münferit olarak Türk ticari diplomasisinin aktör,
yapı, süreç ve faaliyetleri ayrıntılı bir şekilde analiz edilmektedir.
Gereç ve Yöntemler bölümünde çalışma sürecinde kullanılan bilimsel
yöntemler ve kaynaklar belirtilmektedir.
Bulgular bölümünde ticari diplomasi kavramı ve faaliyetlerine ilişkin olarak
yapılan literatür taraması neticesinde erişilen bilgilerin analizi yapılmaktadır.
Tartışma ve Kısıtlar bölümünde çalışma kapsamına alınmayan, ancak tezin
araştırma sorusu ile ilişkili olan bazı hususlar ve bu hususlara tez içerisinde neden
yer verilmediği açıklanmaktadır.
Sonuç ve Öneriler bölümünde ise, literatür taraması sonucunda elde edilen
bilgiler, ticari diplomaside iyi uygulama örnekleri ve Türk ticari diplomasisinin
analizinden yola çıkılarak erişilen sonuçlara yer verilmekte ve Türk ticari
diplomasisinin etkinleştirilmesi için önerilerde bulunulmaktadır.
1
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde, küreselleşmenin etkisi ile dış
politikanın ekonomik boyutu oldukça önem kazanmıştır. Artan rekabet ve iç içe
geçen piyasalar ihracat ve yatırımın önemini de arttırmıştır. Bu çerçevede, devletler
de ticari diplomasi faaliyetlerine ağırlık vermeye başlamışlardır.
Türkiye’de de 1980 sonrası dönemde ihracata dayalı kalkınma modeline
geçilmesi ile ihracatı arttırma ve yabancı yatırım çekme çabaları ile birlikte ticari
diplomasi faaliyetleri de önem kazanmıştır.
Mal ve hizmet ticaretinin serbestleştiği ve sermaye hareketleri üzerindeki
kısıtlamaların azaltıldığı küresel ekonomik düzen, devletlere fırsatlar sunduğu kadar
tehditler de yaratmaktadır. Bu düzende Türkiye’nin konumunun güçlendirilmesi için
küresel eğilimlerin doğru analiz edilmesi ve ticari diplomasi faaliyetlerini yürüten
kurumların güçlü yapılanması ve doğru ticari diplomasi politikalarının oluşturulması
gerekmektedir.
Bu doğrultuda, ticari diplomasi kavramının kapsamlı bir analizini yapabilmek
için ilk olarak ticari diplomasi kavramının bir üst kümesi olarak değerlendirilen ve
daha kapsayıcı bir çerçeveye sahip olan ekonomik diplomasi kavramına
odaklanmakta fayda görülmektedir.
2
1. Ekonomik Diplomasi
Ekonomik ve ticari ilişkiler diplomasi tarihi boyunca devlet adamları
tarafından ikincil önemdeki politika alanları olarak nitelendirilmiştir. Ancak 20.
yüzyıldan itibaren hızla gelişen küreselleşme olgusu ve uluslararası ilişkilerde güç
kazanan neo-merkantilist eğilimler sebebi ile ekonomik çıkarların dış ilişkilerin
temeline taşınması diplomatik aktivitelerin çok yönlüleşmesine yol açmış ve klasik
diplomasi anlayışı ekonomik, bilimsel ve kültürel diplomasi gibi farklı alanları da
içeren yeni bir kavram haline gelmiştir. Bu çerçevede, bir devletin diplomatik etki
alanı için oldukça önemli olan uluslararası ekonomik ilişkilere ve ekonomik
diplomasiye özel bir önem atfedilmeye başlanmıştır.
20.yüzyılın başlangıcından itibaren ekonomik diplomasi ve ekonomik güvenlik
kavramlarının iç içe geçmiş meseleleri uluslararası siyasi gündemin en başına
yerleşmiştir. Bu yükselişin arkasında yatan politik ve ekonomik sebepler eski
komünist ülkelerin dünya ekonomisine entegrasyonu, petrol ve diğer önemli
hammadde ve malların fiyatlarında daha önce benzeri görülmemiş artış sebebi ile
oluşan “yeni kıtlık”, küresel ısınma ve uluslar ötesi terörizm gibi yeni çatışma
alanlarının ortaya çıkmasıdır. Bahse konu dönemin en önemli özelliği dünya ulusları
arasındaki çok yönlü ilişkilerin yoğunlaşması ve bu sayede yeni oluşan pazarlarda
çok ciddi ticari fırsatların ortaya çıkmış olmasıdır. Bu yeni ekonomik potansiyel
doğal olarak bilim adamları ve politika yapıcılarının ilgisini ekonomik ve ticari
diplomasi alanlarına çekmiştir (Bergeijk, 2009:1-3).
Öte yandan, ekonomik diplomasi, ekonomik sistemin çok aktörlü bir yapı
kazanması ile günümüzde yalnızca devletlerin dâhil olduğu bir aktivite alanı
olmaktan çıkmış ve devlet dışı aktörler ile çok uluslu şirketlerin de faaliyet gösterdiği
bir alan haline gelmiştir.
3
Diplomasinin bir formu olan ekonomik diplomasi, literatürde genel olarak bir
devletin ulusal çıkarlarına ulaşmak amacıyla bütün ekonomi araçlarını kullanması
olarak tanımlanmaktadır. Bu araçlar ihracat, ithalat, yatırım, borç verme, ekonomik
yardımlar, serbest ticaret anlaşmaları gibi birçok aktiviteyi kapsamaktadır. Ekonomik
diplomasi, bir faaliyet olarak uluslararası politika ve uluslararası ekonominin
birleştiği yerde konumlanmakta ve devletler ve devlet dışı aktörler tarafından
yürütülen bu aktiviteler hakkındaki karar alma süreçlerini etkilemeyi amaçlamaktadır
(Bergeijk, 2009:1; Bergeijk&Moons, 2009: 37-39).
Ekonomik diplomasi, geniş bir kavram olarak ilk anlamı ile uluslararası
ekonomik organizasyonlarda delegasyonların görev alması gibi ekonomi politikası
soruları ile ilgilenen, diplomatik misyonların ev sahibi hükümetlerin ekonomik ve
ticari politikalarını ve ekonomik gelişimlerini izlemesi ve bunlara ilişkin kendi
hükümetlerine önerilerde bulunması açısından bir bakıma ticari diplomasi
faaliyetlerini de kapsayan; ikinci olarak ise belirli bir dış politika amacı çerçevesinde
ekonomik kaynakların ödül veya ceza olarak kullanılması faaliyeti olarak
tanımlanmıştır (Berridge&James, 2001: 81).
Bir başka açıdan ekonomik diplomasi, ülkelerin ikili, bölgesel ve çoklu
ilişkilerde mukayeseli üstünlük kazanabilecekleri ticaret, yatırım ve diğer kazanç
sağlayıcı ekonomik teati alanlarında ulusal çıkarlarını en üst düzeye çıkarmak için
dış dünya ile girdikleri mücadele süreci olarak tanımlanmaktadır (Rana, 2007: 201202).
Bu tanımlardan yola çıkarak ekonomik diplomasinin üç temel unsurundan söz
edilebilir. Bunların ilki uluslararası ticaret ve yatırımları teşvik etmek, piyasaların
işleyişini geliştirmek, piyasa aksaklıklarını ortaya çıkarmak ve mülkiyet hakları gibi
sınır ötesi işlemlerin maliyet ve risklerini azaltmak için siyasi nüfuz ve ilişkilerin
kullanılmasıdır. Ekonomik diplomasinin bu unsuru ticari diplomasi faaliyetlerini de
kapsamaktadır.
4
İkinci unsur, ekonomik güvenliği arttırmak amacıyla ekonomik işbirliğinin ve
istikrarlı siyasi ilişkilerin karşılıklı faydalarını güçlendirmek ve çatışmaların
maliyetini arttırmak için ekonomik varlıkların ve ilişkilerin kullanılmasıdır. Bu
unsur, hem yapısal politikalar ile ikili ticaret ve yatırım anlaşmalarını hem de boykot
ve ambargo durumlarında olduğu gibi ticaret ve yatırımın siyasi nedenlerle tahrif
edilmesi durumlarını kapsamaktadır.
Üçüncü unsur ise doğru siyasi iklimin ve uluslararası ekonomik ortamın
konsolide edilmesi yollarını; diğer bir deyişle çok taraflı müzakereleri kapsamaktadır
ve Dünya Ticaret Örgütü, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ve Avrupa Birliği
gibi kurum ve uluslar üstü organizasyonların faaliyet alanı içerisindedir (Bergeijk,
2009:14; Bergeijk&Moons, 2009:39).
Sonuç olarak, ekonomik diplomasi devletler açısından siyasi, askeri ve stratejik
bütün hususları “ekonomik çıkar” temelinde açıklayan, yeni ve yüksek ücretli
istihdam alanları yaratacak dış ticaret ve yatırım imkânları açmak, teknolojik
ilerlemeleri ülke içine yansıtabilmek, küresel pazar ve sektörler hakkında sağlıklı
istihbarat toplayabilmek ve söz konusu istihbaratı değerlendirme becerilerine sahip
olmak gibi amaçlar izleyen faaliyetler bütünü olarak açıklanabilir (Öğütçü,
1998:237).
2. Ticari Diplomasi
Literatürde ekonomik diplomasi ve ticari diplomasi kavramları çoğunlukla
birbirinin alternatifi olarak kullanılan kavramlardır. Tanımları ve birbirleri arasındaki
ilişki de farklı tanımlanmaktadır, ancak iki diplomasi türü de aynı zamanda birbiri ile
çok ilişkili ve iç içe geçmiş kavramlar olarak kullanılmaktadır (Reuvers&Ruel,
2012:4).
5
Yukarıdaki tanımlardan da görüldüğü üzere ekonomik diplomasi, kavramsal
olarak kapsayıcı bir terimi ifade etmektedir. Ticari diplomasi kavramı literatürde
genellikle ekonomik diplomasinin bir alt kümesi olarak değerlendirilmekte olup daha
ziyade dış ticaret ve yatırım aktiviteleri üzerine yoğunlaşmaktadır.
Ticari diplomasi kavramı 20. yüzyıl itibariyle ihracat ve doğrudan yabancı
yatırımların arttırılması açısından önem kazanmaya başlamış ve özellikle teknolojik
imkânların gelişmesi ile keşfedilmeye açık yeni bir alan haline gelmiştir.
Ticari diplomasi, diplomatik misyonların çok taraflı ticaret müzakereleri, ticari
istişareler ve anlaşmazlıkların çözümü gibi ekonomi politikası meseleleriyle ilgili
çalışmaları ve anavatanlarının iş ve finans sektörlerinin gelişimine katkıda bulunmak
için yaptığı çalışmalar olarak tanımlanmaktadır (Kostecki&Naray, 2007:1-2). Daha
çok ticaret ve yatırım teşvikleri ile ilgilenen bu faaliyetin yürütücüleri olan ticari
diplomatlar ev sahibi ülkedeki ihracat ve yatırım fırsatları hakkında bilgi ve destek
sağlayarak anavatanın iş çevrelerine yardım etmekte ve ev sahibi ülkeye yaptıkları
ticari ziyaretlerde onlara yardımcı olmaktadır (Berridge&James, 2001:38-39). Bu
çerçevede ev sahibi ülkede ticaret ve girişimciliğin anavatanın iş çevreleri açısından
kolaylaştırılması yoluyla anavatanın ticaret ve yatırımlardan kazanç elde etmesi
amaçlanmaktadır (Visser&Ruel, 2012:31). Bu faaliyetlerin doğal bir sonucu olarak
ev sahibi ülke ve anavatan arasındaki ticari gelişim ve etkileşimin artması
beklenmektedir (Naray, 2008:2).
Bu çalışmada ticari diplomasi faaliyetleri, çalışmanın amacına uygun olacak
şekilde hükümetlerin/kamusal aktörler ağının ihracatı teşvik etmek amacıyla
ihracatçılara, yatırımları teşvik etmek amacıyla da ulusal ve uluslararası yatırımcılar
topluluğuna yönelik olarak yurt içi ve yurt dışı teşkilatları ile bütüncül bir
koordinasyon içinde yürüttüğü faaliyetler olarak ele alınacaktır.
6
3. Yeni Küresel Ekonomik Düzende Ticari Diplomasinin Önemi
Yukarıda da değinildiği üzere, 20. yüzyıl itibarıyla dış politika anlayışında
ekonomik ve ticari meselelerin politik meseleler kadar önem kazanmasının ve
ülkelerin uluslararası arenada ticari çıkarlarını korumaya yönelik politikalar
geliştirmelerinin altında yatan birkaç sebep vardır. Bunların ilki, Soğuk Savaş sonrası
dönemde ideolojik mücadelenin sona ermesi sebebiyle ticari ilişkilere verilen önemin
artmasıdır. İkinci sebep bilişim ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerdir. Bu
gelişmelerle birlikte ülkelerin dış temsilcilikleri birincil enformasyon kaynağı olma
görevlerini kaybetmiş ve daha çok ihracat teşvik birimleri olarak çalışmaya
başlamışlardır (Rose, 2007). Üçüncü sebep küreselleşme olgusu ile birlikte
devletlerin de küresel ekonomiden pay kapma zorunluluğunun artmış olmasıdır. Bu
zorunluluk, devletleri kendi ulusal firmalarını desteklemeye ve uluslararası arenada
onların haklarını ve çıkarlarını korumaya yöneltmiştir.
Yine küreselleşme ile ilişkili sayılabilecek bir diğer sebep ise konjonktür gereği
Uluslararası Politik Ekonomi disiplinine önem verilmeye başlanmasıdır. Bahse konu
disiplinin gelişmesiyle birlikte devlet-devlet ilişkisine dayanan klasik diplomasi
anlayışı değişmiş ve devlet-firma ve firma-firma ilişkileri de diplomasi anlayışı
içerisinde yerini almıştır. Bu yeni üçlü diplomatik sistemde hem devletler hem de
firmalar yatırım ve ihracat konularında başarı sağlamaya odaklanmıştır. Bu yeni yapı
çerçevesinde devletlerarası diplomasi, devletlerin ikili ve çok taraflı ticari ilişkilerin
kurallarını belirlemek ve bir diğerinin piyasalarına erişmek için görüşmeler yapması;
devlet-firma diplomasisi, firmaların bahse konu devletlerin kendi ülkelerinde faaliyet
göstermeleri için gereken koşulları, tavizleri ve bu faaliyetlerin ortaya çıkaracağı
istihdam
fırsatlarını
değerlendirmek
için
görüşmeler
yapması;
firma-firma
diplomasisi ise firmaların ortak üretim ve ortak Ar-Ge gibi faaliyetlerde işbirliği
geliştirmek üzere müzakereler gerçekleştirmesi olarak tanımlanabilir. Bu üç
diplomasi türü de birbiri ile iç içe geçmiştir, zira bir devletin yatırım alanı olarak
değerlendirilebilmesi söz konusu devletin diğer devletlerin piyasalarına erişimini
7
garanti altına alması ve hâlihazırda piyasasında bulunan firmaların birbirleri ile
anlaşma yapabilmesine bağlı hale gelmiştir (Strange, 1992:6-8).
Hükümetlerin ticari diplomasi yürütmedeki amaçları ülkeden ülkeye farklılık
gösterse de en nihayetinde makro boyutta istihdam yaratmak, vergi geliri sağlamak,
dolaylı olarak dış ticaret açığını azaltmak ve sonuçta ülkelerinin ekonomik
rekabetçiliğini arttırmak olarak sıralanabilir (Kotabe&Czinkota, 1992:639; Naray,
2008:4).
Dış politikada güvenlik endişesinden çok refah ve zenginlik arayışının ön plana
çıktığı böyle bir dönemde hükümetler küresel piyasalarda kendi üretici ve
ihracatçılarının çıkarlarını korumayı öncelikli dış politika konuları arasına
almışlardır. Bu bağlamda ticari diplomasi faaliyetleri uluslararası ekonomik arenada
rekabetçiliğini sürdürmek isteyen devletlerin olmazsa olmazı haline gelmiş ve
ihracatı ve yabancı yatırımların ülkeye girişini arttırabilmek adına teşvik
mekanizmaları oluşturmak büyük önem kazanmıştır.
Bu çerçevede, hükümetler, kendilerini uluslararası arenada temsil edecek ve
ülkenin ekonomik başarısını ve güvenliğini kanıtlayacak güçlü ulusal firmaların
oluşması için girişimcilere ülke içinde ve dışında geniş çaplı destekler sağlamaya;
yine aynı doğrultuda başarılı firmaların kendi ülkelerinde istihdam, vergi kaynağı ve
Ar-Ge birikimi sağlayacak yatırımlar yapması için, yani doğrudan yabancı
yatırımların ülkeye girişi için de olanak sağlamaya başlamıştır.
Bu mekanizmaların işlerliği ve etkinliğinin devletlerin yurt dışında temsili ile
doğrudan
bir
ilişkisi
olduğundan
hareketle,
hükümetler
ticari
diplomasi
faaliyetlerinin daha etkin ve başarılı yürütülmesini sağlamak için ticari meselelerin
yalnızca siyasi işlerden sorumlu diplomatlar aracılığı ile değil, ekonomik ve ticari
konularda uzmanlaşmış teknik diplomatlar aracılığı ile yürütülmesi amacıyla yurt
dışında ticaret temsilcilikleri açmaya başlamış ve gelişen ekonomik çok taraflılığın
bir sonucu olarak bu temsilciliklerin sayısını sürekli arttırmıştır.
8
Öte yandan, ticari diplomasi faaliyetlerinin faydalarına firmalar açısından da
değinmek gerekmektedir. Firmaların küresel pazarlarda elde ettiği başarılar yalnızca
kendi rekabet güçlerinden değil, önemli ölçüde hükümetlerinin bahse konu
piyasalarda kendilerine sağladığı bilgilendirme ve koordinasyon faaliyetlerinden
kaynaklanmaktadır. Bu piyasalarda başarı sağlayan firmaların da yine kendi ülke
imajlarına olumlu etkisi olacak ve ülkelerinin rekabetçi küresel ekonomik düzene
entegrasyonlarının sağlanmasında önemli rol oynayacaklardır. Uzun vadede, ticari
diplomasi faaliyetleri sayesinde gelişen uluslararası ticaret ise ülkelerin gelişmiş
ekonomik karşılıklılık ve entegrasyondan faydalanmalarına yardımcı olmaktadır
(Naray, 2008:4). Kısacası, ticari diplomasi faaliyetleri hem hükümetler, hem
firmalar, hem de uluslararası ekonomik düzenin entegrasyonu açısından oldukça
olumlu sonuçlar doğurmaktadır.
9
LİTERATÜR TARAMASI
1. TİCARİ DİPLOMASİ
Literatürde ticari diplomasi faaliyetleri çoğunlukla bir firmadan, endüstriden
veya ülkeden ihracat aktivitesini arttırmaya yönelik tüm kamu politikası önlemleri
olarak nitelendirilen ihracat teşvikleri ve karşılıklı ticaret faaliyetleri açısından ele
alınmıştır (Seringhaus, 1986).
Bu çerçevede ticari diplomasi faaliyetlerinin ticareti arttırıcı etkilerini ampirik
olarak ortaya koyan pek çok çalışma yapılmıştır. Bazı yazarlar (Lederman ve başk.,
2006; Nitsch, 2007; Rose, 2007; Gil-Pareja ve başk., 2007;Afman&Maurel, 2010)
resmi devlet gezileri, konsolosluk ve büyükelçilik açılması gibi faaliyetlerin mal ve
hizmet ihracatına olan etkilerini araştıran çalışmalar yapmıştır.
Örneğin Rose (2007), ticari diplomasinin önemini daha çok ekonomik büyüme
ve istihdam arayışındaki hükümetlerin uluslararası ekonomik entegrasyon sağlamaya
yönelik amaçları açısından ve özellikle gelişen küçük ve orta büyüklükteki
işletmelerin uluslararasılaşma amaçları açısından vurgulamış ve diplomatik
temsilciliklerin açılmasının ihracatın gelişmesine olumlu etki yaptığını savunmuştur.
Bahse konu çalışmasında Rose, 22 büyük ihracatçı ve 200 ithalat noktası üzerinde
yaptığı incelemede ikili ihracatın her yeni açılan dış temsilcilik ile yaklaşık %6-10
oranında arttığı yönünde bir sonuca varmıştır.
Bir başka çalışma dış temsilciliklerin açılmasının daha önce karşılıklı ticaret
ilişkisi bulunmayan ülkeler arasında ticari bağların kurulması üzerindeki olumlu
etkisi üzerine yapılmıştır. Çalışma, bir dış temsilcilik açılmasının iki ülke arasındaki
ticaret
olasılığını
%11
ila
%18
oranında
arttırdığını
ortaya
koymuştur
(Segura&Vilarrubia, 2008).
10
Diğer bir çalışma ise resmi devlet gezilerinin ihracat üzerindeki olumlu etkisini
ortaya koymuştur.
Çalışmada Fransa, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri
başkanlarının 1948 ile 2003 yılları arasındaki karşılıklı resmi ziyaret etkinlikleri
analiz edilmiş ve bahse konu resmi ziyaretlerin iki taraflı ticaret üzerinde %8 ila %10
oranında artış sağladığını ortaya koymuştur. Aynı çalışmada bu artışın sürekli olması
için gezilerin de sürdürülmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır (Nitsch, 2007).
Literatürde ticari diplomasi faaliyetleri özellikle ekonomi ve güvenlik
konularının uluslararası gündemin üst sıralarına taşınması ile terörizm ve çatışma
açısından da incelenmiştir. Bir grup araştırmacı terörizm ve ticaretin karşılıklı etkileri
hakkında çalışmalar yapmış (Nitsch&Schumacher, 2004; Li&Schaub, 2004;
Fratianni&Kang, 2006) ve terörizmin ticaret yapan ülkeler arasındaki güveni
azalttığını ve bunun sonucu olarak da ikili ticari faaliyetlerin büyük ölçüde
zayıfladığı; öte yandan artan ekonomik bağlar ve ekonomik gelişimin de terörizmi
ortaya çıkaran temel sebepleri azalttığı sonucuna varmışlardır. Söz konusu
çalışmalarda 3 bulgu ortaya konmuştur:
-
Çatışmada yaşanan bir artış (örneğin olumsuz askeri ve diplomatik teatiler
ve uluslararası terörizm) ikili ticareti ciddi oranda azaltmaktadır.
-
İşbirliğine yönelik davranışlardaki artış (örneğin olumlu ve yapıcı
diplomatik teatiler ve anlaşmalar) ikili ticareti arttırmaktadır.
-
Uluslararası ekonomik teatiler (ithalat, ihracat, yabancı yatırım, yardımlar
vb.) çatışmayı (savaş, uluslar ötesi terörizm vb.) azaltmaktadır.
Bu kavramsal çerçeve ve yukarıda belirtilen çalışmalar ışığında çalışmanın bu
bölümünde ticari diplomasi faaliyetlerinin amaç, aktör, yapı ve süreçleri analiz
edilecektir.
11
1.1. Amaçlar
Ticari diplomasi faaliyetleri ile hükümetlerin ulaşmak istediği amaçların makro
boyutta istihdam yaratmak, vergi geliri sağlamak, dolaylı olarak dış ticaret açığını
azaltmak ve sonuçta ülkelerinin ekonomik rekabetçiliğini arttırmak olduğu bir önceki
bölümde belirtilmişti. Bu kapsamda bu makro amaçlara ulaşmak amacıyla yürütülen
ticari diplomasi faaliyetlerinin spesifik amaçları 6 başlıkta özetlenebilir. Bunların ilki
güvenilir ve objektif ticari bilgiye erişim ihtiyacı, ikincisi yabancı piyasalara yeni
giren firmaların güvenilirlik ve olumlu imaj sağlama ihtiyacı, üçüncüsü ulusal
firmaların (özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin) uluslararasılaşmasını
sağlamak için iş ağı ve ortak arayışı, dördüncüsü uyuşmazlıkların çözülmesi ihtiyacı,
beşincisi ticaret ve hükümet heyetlerinin ziyaretleri esnasında lojistik destek
sağlanması arayışı, altıncısı ve sonuncusu ise devletlerin Ar-Ge ve enerji gibi
konulara ilişkin stratejik ticaret politikalarını gerçekleştirme arzularıdır (Naray,
2008:4-6).
i. Bilgiye Erişim
Ticari
diplomasi
faaliyetlerinin
kökleri
Antik
Yunan
ve
Roma
İmparatorluğu’na kadar uzanmaktadır. Ancak ticari bilgi ve istihbarat arayışı 19.
yüzyılın sonlarına doğru önem kazanmaya başlamış ve modern ticaret ataşeliklerinin
kurulmasının önemli bir sebebi olmuştur (Carron de la Carrière, 1998:124).Objektif
ticari bilgiye erişim ihtiyacı özellikle bir pazara ilişkin bazı bilgilerin kamusal mal
niteliği taşıdığı ve bu bilgilere özel sektör tarafından erişim sağlanamadığı
durumlarda ortaya çıkmaktadır (Harris&Li, 2005:75-76). Bu tür bilgilere erişim
yalnızca hükümetlerin/devletlerin bahse konu pazara uzun vadeli angajmanı ile
erişilebilir ve güvenilir hale gelmektedir. Bu da ticari diplomatik misyonların
kurulması ile mümkün olmaktadır.
12
ii. Ülke imajı
Ülke imajı ve ülke markası kavramlarının ticari diplomasi faaliyetleri ile olan
ilişkisi Potter (2004) tarafından ortaya konmuştur. Potter, çalışmasında Kanada
örneği üzerinden ticari diplomasi faaliyetlerinin katma değerini analiz etmiştir.
Potter’a göre yabancı pazarlara yeni giren ülkeler için ticari diplomasi faaliyetleri
hayati önem taşımaktadır. Özellikle geleneksel olmayan ve coğrafi/kültürel olarak
uzak pazarlarda “Alman arabası”, “Japon teknolojisi” gibi güçlü ve olumlu bir madein imajı yok ise firmaların söz konusu pazarlarda tutunmaları ve ihracat
faaliyetlerinde başarılı olmaları daha zordur. Ticari diplomasi faaliyetleri bu noktada
ülke imajına ve firmanın güvenilirliğine o ülkenin iş çevreleri ve hükümeti nezdinde
olumlu katkılar sağlamaktadır (Harris&Li, 2005:75-76; Rana, 2002:75-95 ). Ülke
imajı doğrudan yabancı yatırımlar açısından da oldukça önemlidir. Pozitif ülke imajı
bir ülkeye daha çok yatırımın akmasına şüphesiz ki katkı sağlamaktadır.
iii. İş ağı ve ortak arayışı
Ticari diplomasi faaliyetlerinin bir diğer faydası ise işbirliği yapmak isteyen
firmaların bir araya getirilerek ve iş ve yatırım fırsatları hakkında bilgilendirilmesi
yoluyla yerli ve yabancı firmaların yatırım yapmaya yönlendirilmesi noktasındadır
(Saner&Yiu, 2003:13). Öte yandan, bir ticari diplomatın ev sahibi ülkeye ilişkin
ekonomik/ticari bilgileri kendi ülkesinin iş çevrelerinin özellikle yerel ticaret
fuarları, resepsiyonlar, ticari ve teknik sempozyumlara katılım sağlamaları açısından
oldukça fayda sağlamaktadır (Entering New Markets: A Guide for Trade
Representatives, 2013:87-111). Ticari diplomatların iş ağı ve ortak arayışına dair çok
önemli bir diğer katkısı ise günümüzde internetin oldukça yaygınlaşması ile giderek
artan “sanal iş ilişkileri”nin güvenilirliği konusunda yönlendirme sağlayabilmek için
bilgi sahibi olmalarıdır (Rana, 2002:73).
13
iv. Uyuşmazlıkların çözülmesi
Ticari diplomatlar ticari anlaşmazlıkların halli ve uzlaşma görüşmelerinde
arabulucu rolü oynarlar. Ev sahibi ülkelerde ticari konularda problem yaşayan
firmaların sorunlarının özellikle yargıya taşınmadan çözülmesini sağlamada
firmalara destek sağlarlar.
v. Ticaret ve hükümet heyetleri
Ticari diplomatlar kendi ülkelerinden ev sahibi ülkeye yapılan hükümet
ziyaretlerine hazırlık yapmalarının yanı sıra ev sahibi ülkeyle yapılan ticari
müzakereler için de bilgi sağlarlar. Ayrıca, ticaret heyetleri ve iş gezilerinin
organizasyonunun yapılmasında da iş çevrelerine destek olurlar. Bütün bu aktiviteler
ticaret ve yatırımların teşvik edilmesi hususunda önemli yer tutar.
vi. Stratejik meseleler
Stratejik ticaret politikaları, hükümetlerin ülkenin stratejik pozisyonunu
güçlendireceğini düşündüğü hususlarda ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, ticari
diplomatlar Ar-Ge alanında yapılacak olan uluslararası işbirliği ve enerji
kaynaklarına erişim gibi stratejik ticaret politikalarının yürütülmesi süreçlerinde
önemli rol oynarlar.
Yukarıda sayılan amaçlar çerçevesinde, literatürde diplomatik misyonların
teknik ve uzmanlaşmış ticari destek fonksiyonlarına özel önem atfedilmektedir
(Rose, 2007; Garten ve başk.,1998; Rana, 2002). Bu durum da diplomatik personelin
ticari istihbarat, iş ortağı arayışı, çatışmaların çözülmesi ve ihracat ve yatırımların
teşvik edilmesi gibi konularda gün geçtikçe daha çok aktif rol aldığını
göstermektedir.
14
1.2. Aktörler
Ticari diplomasinin bireysel aktörleri üst düzeyde devlet başkanları,
başbakanlar, bakanlar ve daha alt düzeyde büyükelçiler ve konu hakkında
uzmanlaşmış ticaret temsilcisi, ticaret müşaviri, ticari ataşe olarak adlandırılan
diplomatik personeldir. Yurtdışında görev yapan ticari diplomatlar ticaret, yatırım,
turizm, ülke imajının geliştirilmesi ile bilimsel ve teknolojik faaliyetlerin teşvik
edilmesi gibi alanlarda iş kolaylaştırma aktivitelerini yürütmekten sorumludur.
Genellikle bir diplomatik misyonun personeli olabildikleri gibi spesifik olarak ticari
temsil misyonunun diplomatik statüyü haiz başkanı da olabilmektedirler. Ticari
diplomat terimi “ticaret müşaviri”, “ticaret ataşesi”, “ticari temsilci” vb. birçok
kavramı karşılayabilmektedir (Naray 2008:2).
Öte yandan, yine küreselleşmenin bir sonucu olarak devlet dışı aktörler de
ticari diplomasi faaliyetlerinin yürütülmesinde aktif olarak rol almaktadır
(Saner&Yiu, 2003:2). Küresel ölçekte Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Ticaret
Merkezi, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu, Birleşmiş Milletler Ticaret ve
Kalkınma Konseyi,
Uluslararası
Finans Kurumu
ve Uluslararası
Yatırım
Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi gibi organizasyonlar, ulusal ölçekte ise İş
Konseyleri, Ticaret Odaları, Sanayi ve Ticaret Odaları/Birlikleri de ticari diplomasi
faaliyetlerine dâhil olan aktörler arasında yer almaktadır. Ulusal ölçekte yer alan bu
aktörler hükümetler tarafından sürece dâhil edilmektedir (Mercier, 2007:23), zira
yukarıda da değinildiği üzere yeni küresel ekonomik düzen bu faaliyetlerin
hükümetler ve iş çevreleri tarafından işbirliği içerisinde yürütülmesini mecbur
kılmaktadır. Bu bağlamda, ticari diplomasi pratiğinde hükümetler ve iş çevreleri
ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir.
Literatürde
ticari
diplomatların
temel
görevleri
istihbarat,
iletişim,
yönlendirme, müdafaa, koordinasyon ve lojistik sağlama olarak sıralanmaktadır
(Naray, 2008:10-12).
15
i. İstihbarat
Ticari diplomatlar özellikle kendi ülkelerinin iş çevreleri için bilgi toplama ve
analiz etme görevlerini yerine getirirler. Bu görevi yerine getirirken de elde ettikleri
bilginin objektif ve güvenilir olmasından sorumludurlar.
ii. İletişim
Ticari diplomatlar ev sahibi ülkede düzenlenen konferanslara, brifing ve basın
toplantılarına katılmak ve ev sahibi ülkede varlık gösteren diğer devletlerin ticari
diplomatik
misyonlarının
faaliyetlerini
kendi
hükümetlerine rapor
etmekle
yükümlüdür.
iii. Yönlendirme
Ticari diplomatlar kendi ülkelerinden gelen ve ev sahibi ülke pazarına girmek
isteyen firmaları ve müşterileri ev sahibi ülkedeki potansiyel iş ortakları ile
buluşturmakla yükümlüdür.
iv. Müdafaa/Arabuluculuk
Ticari diplomatlar sistematik ve planlı bir şekilde kendi ülkelerinin iş
çevrelerinin çıkarlarını korumaya gayret ederler. Bunun için bahse konu iş
çevrelerinin ev sahibi ülkede dâhil olduğu anlaşmazlıklarda uzlaştırıcı rol üstlenirler.
v. Koordinasyon
Ticari diplomatlar ev sahibi ülkenin idarecileri ve iş çevreleri ile kendi
ülkelerinin iş çevreleri arasında bir sosyal etkileşim ortamı oluşması için faaliyetler
düzenlerler.
16
vi. Lojistik
Ticari diplomatlar, yukarıda belirtilen bütün görev alanları çerçevesinde
gerçekleştirilecek faaliyetler için teknik ve fiziksel imkânları (Ör: toplantı salonu,
tercüman vs.) sağlamakla yükümlüdür.
1.3. Yapı ve Süreç
Günümüzde devlet dışı aktörlerin uluslararası ekonomik ilişkilere daha çok
katılım sağlaması sebebiyle giderek daha karmaşık hale gelen geleneksel
devletlerarası diplomasinin ekonomik yönü sınırlar üstü bir yapıya evrilmiştir. Bu
yeni yapıda küreselleşme ve doğrudan yabancı yatırımlarda oluşan rekabetin yanı
sıra Dünya Ticaret Örgütü gibi standart koyucu kurumların daha etkili olmaya
başlaması ile pek çok hükümet, ekonomik ve ticari diplomasi alanlarında
uzmanlaşmış diplomatların ekonomi ve iş alanlarında kendi ülke çıkarlarına daha iyi
hizmet etmelerini bekler hale gelmiştir. Bu gelişmelerle birlikte devletlerin dış
ilişkilerden sorumlu kurumları bu yeni karmaşık uluslararası yapı içerisinde daha
başarılı hareket edebilmeyi teminen kurumsal kabiliyetlerini arttırmak için yeni
yöntemler benimsemeye başlamışlardır.
Ticari diplomasi faaliyetlerine ilişkin görevler daha önceleri Dışişleri
Bakanlıkları tarafından yürütülmekteydi. Ancak uluslararası ekonomik düzenin çok
boyutluluğu bu alanda konu hakkında uzmanlaşmış diplomatların görev yapmasını
gerektirmiştir. Bu çerçevede ticari diplomasi faaliyetlerinin yürütülmesi Dışişleri
Bakanlıklarının
tekelinden
Ekonomi
ve
Ticaret
Bakanlıklarına
geçmiştir
(Saner&Yiu, 2003:3-5).
Ülkelerin ulusal ticari diplomasi sistemleri organizasyonel ve kurumsal olarak
birbirinden önemli farklılıklar göstermektedir. Bu açıdan, ülkeler nezdinde ticari
diplomasiyi yürüten kurumların 5 farklı yapılanma şeklinden söz edilebilir (Naray,
2008: 6-8):
17
ABD, Çin, Polonya, Fransa ve Rusya Federasyonu’nda görülen birinci tür
yapılanmada, ticareti teşvik faaliyetleri ticari politikaların bir bileşeni olarak Ticaret
Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Dışişleri Bakanlığı konuya direkt dâhil olmasa
da ticari diplomatik misyonlar genellikle Büyükelçiliklerin yönetimi altında
konumlandırılmıştır.
Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda’da görülen ikinci tür yapılanmada ticaret
politikaları ve ticareti teşvik faaliyetleri birbirinden ayrıştırılmıştır. Ancak dış
ilişkiler ve ticari işler bir bakanlığın çatısı altında toplanmış olup her iki konuda da
farklı diplomatik temsil mekanizmaları oluşturulmuştur. Yine bu tür yapılanmaya
dâhil edilebilecek İskandinav ülkeleri kategorisinde ise yaklaşım aynı olmakla
beraber ticareti teşvik faaliyetleri de ticaret politikalarının bir bileşeni sayılmaktadır.
İngiltere’de görülen üçüncü tür yapılanmada ticareti teşvik faaliyetleri Dışişleri
Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nın ortak çatısı altında, ancak farklı bir mekanizma
tarafından merkezi ve tek elden yürütülmektedir.
Daha çok gelişmekte olan ülkelerde görülen dördüncü tür yapılanmada dış
ilişkiler ve ticareti teşvik faaliyetlerinin her ikisi de Dışişleri Bakanlığı’nın yetki
alanında olmakla birlikte birbirinden tamamen ayrı tutulmuştur. Bu yapıda Ticari
diplomatlar
Dışişleri
Bakanlığı/Büyükelçiliklerin
yönetimi
altında
görev
yapmaktadır.
Almanya, Japonya, Güney Kore ve İtalya’da görülen beşinci tür yapılanmada
ise ticareti teşvik faaliyetleri tamamen bağımsız bir kamu-özel yapıdaki delegasyon
tarafından
yürütülmektedir.
Söz
konusu
delegasyon
hiyerarşik
anlamda
Büyükelçiliklerin yönetimi altında yer almamakta ve bağımsız çalışmaktadır.
Büyükelçilik ticaretin yalnızca siyasi boyutu ile ilgilenmektedir.
18
1.4. İhracat ve Yatırım Teşvik Ajansları
İhracat ve yatırım teşvik faaliyetleri hükümetlerin yurt içi ve yurt dışı destek
mekanizmaları ile ihracatçı ve yatırımcı sayısının yanı sıra ihracat ve yatırım hacmini
arttırmak üzere uyguladıkları stratejik programlar bütünüdür. Söz konusu stratejik
programlar ülkenin ekonomik yapısı, kapasitesi ve ekonomik programları ile
doğrudan ilişkilidir. Özellikle kalkınma politikası ile ihracat ve yatırım teşvik
stratejileri arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır.
Ülkelerin küresel ekonomik rekabette güçlü oyuncular olabilmeleri için olumlu
ülke imajı yaratma ve ihracat teşvik hizmetlerine ilişkin süreçleri yürüten ihracat
teşvik ajanslarının güçlü kurumlar olarak kurgulanması gerekmektedir. Bu yapıların
özellikleri yine hükümetlerin tercihlerine göre değişiklik göstermektedir.
İhracat teşvik ajansları kamu, özel veya karma yapıda; merkezi, bölgesel veya
yerel düzeyde faaliyet gösteriyor olabilir. Dünyada ülkelerin pek çoğu karma yapıda
ihracat teşvik ajansları kurmaktadır (Seringhaus&Rosson, 1989:35). Ajansların yetki
alanının merkezi, bölgesel veya yerel olması hususu ise daha çok ülke yönetiminin
yapısıyla ilgilidir. Bu farklılıklara rağmen dünya genelinde giderek artan eğilim özel
sektörün de sürece aktif bir şekilde dâhil olması yönündedir (Mercier, 2007:4).
Yatırım teşvik ajansları da tıpkı ihracat teşvik ajansları gibi ülkenin olumlu
imajına katkıda bulunma amacı güden ve yatırımcılara hizmet ve destek sağlayan
ticari diplomasi yapılarıdır. Yatırım teşvik ajansları ihracat teşvik ajanslarından
görece daha yeni yapılardır ve doğrudan yabancı yatırımlara verilen önemin giderek
artması sonucu önem kazanmaya başlamışlardır.
19
Yatırım teşvik ajansları daha çok bölgesel veya yerel düzeyde kurulmaktadır.
Zira yatırımların hangi bölgelerde yoğunlaşacağı hükümetlerin kalkınma politikaları
ile belirlenmektedir. Ancak, hem kalkınma politikalarının gereklilikleri, hem de
yatırımın kamusal mal olarak görülmesi sebebiyle bölgesel veya yerel nitelik
taşımasına bakılmaksızın, yatırım teşvik ajansları daha ziyade merkezi yapı
içerisinde faaliyet göstermektedir (The World of Investment Promotion At a Glance:
A Survey Of Investment Promotion Practices, 2001:4).
İhracat ve yatırım teşvik ajanslarının yapıları ticari diplomasi faaliyetlerini
yürüten birimlerin yukarıda bahsedildiği şekilde kurumsal ve organizasyonel
yapılarına göre değişim göstermektedir. Ayrıca, bu yapıların özelliğine göre bazı
hükümetler ihracat ve yatırım teşvik faaliyetlerini ayrı kanallardan yürütebilmekte
veya her iki görevi de tek bir kuruma verebilmektedir.
i. Stratejik Yaklaşım
Ticari diplomasi faaliyetlerinin yürütülmesinde ihracat ve yatırım teşvikleri
açısından göz önünde bulundurulması gereken üç unsur bulunmaktadır. İlk olarak
ajansların yurtiçi ve yurtdışı faaliyetleri arasında koordinasyon ile merkez ve yerel
aktörler arasındaki dengenin sağlanması, ikinci olarak kamu ve özel sektör arasındaki
işbirliğinin sağlanması, son olarak ise teşvik aktivitelerinin en çok getiri sağlayacak
firmalara, sektörlere ve piyasalara odaklanmasıdır. Bu üç unsurun sağlanması teşvik
kaynaklarının doğru kullanılması, sağlıklı rekabetin oluşması ve teşviklerin
amaçlarına ulaşması ve sonuç olarak ülkenin ekonomik rekabetçiliğine olumlu
katkıda bulunması açısından büyük önem arz etmektedir.
İhracat teşvikleri konusunda hükümetler tarafından benimsenen iki stratejik
yaklaşım mevcuttur: “gevşek koordinasyon” veya “bütünleşme”. Bazı hükümetler
firmalara gevşekçe koordine edilmiş bir dizi hizmet sunmakta; bazı hükümetler ise
bütünleşik bir strateji izlemek ve spesifik pazar projeleri oluşturmak suretiyle
firmalara belirli bir zaman dilimi süresince planlı bir şekilde yardım etmektedir.
20
Hükümetlerin bu yaklaşımda firmalara ihracat süreçlerindeki farklı ihtiyaçları
doğrultusunda koordineli programlar hazırladığı da görülmektedir (Mercier, 2007:6).
Her iki durumda da hükümetler hedef sektör ve hedef firmaları belirleyen bir
stratejik yaklaşım izlerler.
Yatırım teşvikleri konusunda ise stratejik yaklaşım daha ziyade yatırım teşvik
ajanslarının temel amaçları ve fonksiyonları ile yakından ilişkilidir. Bu çerçevede
yatırım teşvik ajanslarının temel amaçları; yatırım çevreleri arasında ülkenin yatırım
için elverişli bir yer olduğu yönünde imajını geliştirmek, doğrudan yatırım yaratmak
ve potansiyel ve mevcut yatırımcılara hizmet sağlamak olarak sıralanmaktadır
(Wells&Wint, 2000:21). Bu çerçevede, imaj yaratma hususunun özellikle gelişmekte
olan ülkeler için oldukça önemli olduğu açıktır.
İhracat ve yatırım teşvikleri için hedef sektör ve firmaların belirlenmesi hususu
ise ülkelerin ekonomik gelişmişlik seviyelerine göre farklılık arz etmektedir.
Gelişmiş ülke hükümetleri daha ziyade inovasyonla ilişkili sektörlere ve bilgiye
dayalı ekonomilere odaklanmaktadır.
İhracat teşvik faaliyetlerinde hükümetler potansiyel veya gelişmek isteyen
ihracatçılara sundukları program ve hizmetleri genellikle küçük ve orta büyüklükteki
işletmeler üzerine odaklamışlardır. Bunun en önemli sebebi ise küçük ve orta
büyüklükteki işletmelerin finansal kaynaklarının kısıtlı olması ve denizaşırı fırsatları
yakalayabilmek için daha çok bilgi ihtiyacı duymalarıdır (Mercier, 2007:7). Yatırım
teşvik faaliyetlerinde de küçük ve orta büyüklükteki işletmelere odaklanma eğilimi
yaygın görülse de, yatırım hacimlerinin ve istihdam yaratma potansiyellerinin büyük
olması sebebiyle çok uluslu şirketlerin de özellikle hedef firmalar arasına alındığı
görülmektedir.
21
ii. Programlar
İhracat ve yatırım teşvikleri açısından hükümetler pek çok program
yürütmektedir. İhracat teşvikleri açısından bu programlar genellikle ikiye
ayrılmaktadır: ihracat hizmeti programları ve pazar geliştirme programları. İhracat
hizmeti programları potansiyel ihracatçılar için seminerler düzenlenmesi, ihracat
danışmanlığı, ihracat sürecine ilişkin el kitapları hazırlanması ve ihracat finansmanı
sağlanması gibi faaliyetleri kapsamaktadır. Pazar geliştirme programları ise ticaret
fuarlarına ve heyetlerine katılım, pazar analizleri hazırlanması ve ihracat bültenleri
hazırlanması olarak sınıflandırılmaktadır (Kotabe&Czinkota, 1992:639).
Yatırım teşvikleri açısından bu programlar tanıtım, yatırım seminerleri, yatırım
heyetleri, ticaret fuar ve sergilerine katılım, potansiyel yatırımcı ziyaretleri için
kılavuzlar hazırlanması, potansiyel yatırımcıların yerel iş ortakları ile buluşturulması,
çeşitli devlet kurumlarından gerekli izin ve onayların alınması, proje önerileri
hazırlanması, fizibilite çalışmaları yapılması ve yatırım projeleri gerçekleştikten
sonra yatırımcıya çeşitli hizmetler sağlanması olarak sıralanmaktadır (Wells&Wint,
2000:21-22).
Literatürde bu programlar arasında hem ihracat hem de yatırım açısından en
etkili iki programın hükümetler tarafından aktif olarak katılım sağlandığı sürece
ticaret fuarları ve ticaret heyetleri olduğu yönünde bir görüş birliği bulunmaktadır.
Ticaret fuarları ihracatçıların hedef pazarları ile bağlantı kurmaları yönünde somut ve
tecrübeye dayanan bir yöntemdir ve hükümetlerin sağladığı fuar destekleri ihracat
teşvikleri açısından oldukça verimli bir stratejidir (Seringhaus&Rosson, 1998).
Ticaret heyetleri de ticari diplomasinin sık ve yaygın kullanılan araçlarından
biridir ve özellikle yakın geçmişte oldukça popüler hale gelmiştir. Heyetler ihracat
teşvik uzmanları veya bazı durumlarda üst düzey siyasiler tarafından yürütülen,
uygun bir yurt dışı konumda satıcıları ve alıcıları bir araya getiren grup
toplantılarıdır. Dünya genelinde son yıllardaki yaygın yöntem ise üst düzey veya orta
22
düzey siyasi hükümet görevlilerinin ve iş adamlarının birlikte katılım sağladığı
heyetler düzenlemektir. Ticaret heyetlerinin katılımcılara sağladığı pratik faydalar
yerel iş çevreleri ve hükümet temsilcileri ile doğrudan iletişime geçmeleri sayesinde
o ülkenin kültürü hakkında bilgi sahibi olmak ve ülkedeki iş fırsatlarına ve muhtemel
iş ortaklarına ulaşmak olarak sıralanabilir (Young, 1995; Spence, 2003).
iii. Ücretlendirme
Hükümetler tarafından sağlanan ve yukarıda sayılan hizmetler geçmişte
firmalar için ücrete tabii değil iken günümüzde ücretlendirme uygulamalarının
başladığı görülmektedir. Hükümetler özel danışmanlık firması şeklinde çalışmıyor
olsalar da hizmetlerinde daha piyasaya yönelik hareket etmeye başlamışlardır.
Burada hükümetlerin amacı hizmetlerinin bütün bedelini karşılamaktan ziyade
hizmetlerin bütçeye olan yükünü yardımlardan faydalanan firmalarla paylaşmaktır.
Ancak bu yaklaşım genellikle ihracat teşvikleri için geçerlidir. Yatırım teşvikleri
konusunda yabancı yatırımcılardan ücret talep etmek pratikte var olan bir uygulama
değildir.
Ücretlendirme uygulamaları ihracat ve yatırım teşviklerinin bütçe üzerindeki
ağır yükünden kaynaklanmaktadır. İhracatçılara ve yatırımcılara danışmanlık hizmeti
vermenin her ne kadar bir maliyeti olmasa da fuarlara ve heyetlere katılım sağlamak,
özel
pazar
analizlerinin
hazırlanması
gibi
faaliyetler
oldukça
maliyetli
olabilmektedir. Burada göz önüne alınabilecek bir husus da hizmetlerin
ücretlendirilmesi durumunda firmaların bu faaliyetlere ve süreçte kendilerine düşen
görevlere daha ciddi bir şekilde yaklaşmalarıdır (Mercier, 2007:9-10).
23
iv. Çapraz Verimlilik
Çalışma içerisinde defaten değinildiği gibi diplomaside ekonomik ve ticari
meselelere önem verilmeye başlanması göreli olarak yeni bir gelişmedir. Bu nedenle
eski kuşak diplomatlar ticari diplomasi faaliyetlerini yürütme konusunda yeni kuşak
diplomatlara göre daha tecrübesiz olarak değerlendirilebilir. Günümüzde ülkeler
diplomatik misyonlarında daha çok alan uzmanı istihdam etmektedir. Örneğin
Almanya’nın diplomatik misyonlarında istihdam edilen İktisat Bölümü mezunu
personel sayısı Hukuk Fakültesi mezunu personel sayısından daha fazladır (Rana,
2002:68).
Bu durum, çapraz verimlilik uygulamalarının geliştirilmesini sağlamıştır. Bazı
diplomatlar kısa sürelerle özel sektör kurumlarında görevlendirilirken, iş dünyası
temsilcileri de diplomatik misyonlarda geçici olarak görev yapmaktadır. İngiltere bu
stratejiyi ciddi bir şekilde benimsemiştir. Benzer şekilde ABD uzaktan eğitim
programları ile bir nevi bu uygulamayı hayata geçirmektedir. Özellikle yatırım teşvik
faaliyetlerini
yürüten
birimlerde
daha
çok
özel
sektör
temsilcileri
görevlendirilmektedir. Hatta bazı ülkelerde kamusal yatırım ajansları, faaliyetlerinin
tümünü veya bir kısmını özel kuruluşlara ihale yolu ile devretmişlerdir.
Çapraz verimlilik uygulaması ile ticari diplomasi faaliyetlerini yürüten
diplomatlar iş dünyasını daha yakından tanımakta ve iş dünyası pratiği ile ilgili daha
çok bilgi sahibi olmaktadır. Aynı şekilde iş dünyası da diplomatik misyonlara piyasa
ve sektör bilgileri taşımaktadır. Bu uygulama her iki tarafın da birbirlerinin ihtiyaç ve
taleplerine daha iyi yanıt vermelerini sağlamakta ve daha başarılı, daha koordineli
teşvik faaliyetlerinin yürütülmesine katkı sağlamaktadır.
24
v. Bilgi ve İletişim Teknolojileri
Yeni
teknolojilerin
gelişimi
diplomasi
süreçlerini
oldukça
yakından
etkilemiştir. Özellikle internet, diplomatların günlük çalışma rutinlerini büyük ölçüde
değiştirmiştir. İnternet, ihracat ve yatırım teşvik süreçlerini kolaylaştırma konusunda
ticari diplomasi süreçleri açısından uygun maliyetli imkânlar sağlamıştır. Özellikle
mevzuat, gümrükler ve pazarlar hakkındaki bilgilerin internet yolu ile erişilebilir hale
gelmesi ve birtakım bilgisayar yazılımlarının alıcılar ve satıcıları bir araya getirmeye
başlaması hem ticari diplomatlara hem de firmalara büyük kolaylıklar sağlamıştır.
Ancak internetin bazı durumlarda ticari diplomasi faaliyetlerini olumsuz etkilediği de
görülmektedir. İnternette yer alan bazı bilgilerin doğru ve güvenilir olmamasının
yanında, firmaların söz konusu bilgilere kolaylıkla ulaşabilmesi sebebiyle diplomatik
hizmetlere başvurmaktan vazgeçmesi negatif sonuçlar doğurabilmektedir. Bu
nedenle, ticari diplomasi faaliyetlerinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin ve
doğru kullanılması önem arz etmektedir.
2. TİCARİ DİPLOMASİDE İYİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ
Yukarıda da değinildiği üzere, ticari diplomasi yapı ve süreçleri ülkeden ülkeye
farklılık göstermektedir ve temel olarak beş ayrı yapılanma şekli bulunmaktadır. Bu
bölümde iki ayrı yapılanmaya sahip iki ülkenin ticari diplomasi yapı ve süreçleri
incelenecektir. Bunlardan ilki ticari diplomasi faaliyetlerinin Dışişleri Bakanlığı ve
Ticaret Bakanlığı’nın ortak çatısı altında, ancak farklı bir mekanizma tarafından
merkezi ve tek elden yürütüldüğü İngiltere; ikincisi ise ticaret politikaları ve ticareti
teşvik faaliyetlerinin birbirinden ayrıştırıldığı, ancak dış ilişkiler ve ticari işlerin bir
bakanlığın çatısı altında toplandığı ve her iki konuda da farklı diplomatik temsil
mekanizmalarının oluşturulduğu Kanada’dır.
25
Türkiye bu iki yapılanmadan farklı olarak klasik yapılanma olarak
nitelendirilen ve ABD, Çin, Rusya Federasyonu ve Fransa’da görülen; ticareti teşvik
faaliyetlerinin ticari politikaların bir bileşeni olarak Ticaret Bakanlığı tarafından
yürütüldüğü, Dışişleri Bakanlığı’nın konuya direkt dâhil olmadığı, ancak ticari
diplomatik
misyonların
genellikle
Büyükelçiliklerin
yönetimi
altında
konumlandırıldığı yapıyı benimsemiştir.
Bu çerçevede, bahse konu farklı sistemleri benimsemiş olan ve ticari diplomasi
faaliyetlerinde dünyanın başarılı örnekleri arasında gösterilen İngiltere ve Kanada
uygulamalarından yola çıkılarak Türkiye için önerilerde bulunulacaktır.
2.1. İngiltere
Avrupa’nın en büyük ekonomilerinden biri olan İngiltere etkin ticari diplomasi
faaliyetleri yürütmekte ve hem doğrudan yabancı yatırımlara hem de ihracatçılara
geniş çaplı destekler vermektedir.
1999 yılında İngiltere’de ihracat ve yatırım teşviklerinden sorumlu kurum
olarak British Trade International kurulmuştur. Kurumun adı 2003 yılında UK Trade
and Investment (Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım Birimi) olarak değiştirilmiş ve
hükümetin ticari diplomasi faaliyetlerini merkezileştirecek ve bütün ihracat ve
yatırım çalışmalarını koordine edecek bir birim olarak hem Foreign and
Commonwealth Office (Dış İlişkiler Ofisi), hem de Ticaret ve Sanayi Bakanı’na bağlı
olacak şekilde kurgulanmıştır, ancak bir Bakanlık departmanı özelliğini haiz değildir.
Bu nedenle birim kamu-özel, yani karma bir ticari diplomasi yapısı örneği
göstermektedir (Seringhaus&Rosson, 1989:37). Ancak, bu yapısına rağmen, ihracat
ve yatırım teşvikleri tamamen kamu merkezli yürütülmektedir.
26
UK Trade and Investment haricinde İngiltere’de ticari diplomasi faaliyetleri ile
ilgilenen bir kurumsal ağ bulunmaktadır ve UK Trade and Investment bu kurum ve
kuruluşlarla yakın temas halinde çalışmaktadır. Bu çerçevede, diğer devlet
kurumları, Bölgesel Kalkınma Ajansları, Visit Britain gibi ulusal yapılar ve BBC gibi
kamu ortaklıkları bu ağın birer parçasıdır.
İngiltere için hedef pazar olarak gelişmiş ekonomiler, özellikle de Avrupa
pazarı büyük önem arz etmektedir. Ayrıca, gelişmekte olan pazarlara da vurgu
yapılmaktadır. Hedef pazar ve sektörler küresel konjonktürün ve ülke ekonomisinin
gerekliliklerine göre düzenli olarak güncellenmektedir. UK Trade and Investment bu
çerçevede belirlenen hedef pazar ve sektörlere ilişkin rapor ve analiz hizmeti
sunmaktadır.
İhracat teşvikleri alanında İngiltere, piyasa başarısızlıklarının yüksek olduğu
küçük ve orta büyüklükteki işletmelere öncelik vermiştir. Bu çerçevede, özellikle
katma değerin yüksek olduğu sektörlerde küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin
hedeflendiği Passport to Export adlı bir programı hayata geçirmiştir. Bu program
özellikle ihracatta yeni olan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin odak noktası
olduğu ve kaynaklarının büyük bir kısmının tahsis edildiği bir programdır. Öte
yandan, yeni pazarlar arayan ve ticaret engelleri ile karşılaşan diğer firmalara da
önem atfedilmektedir. Bu çerçevede her düzeydeki firmanın ihtiyaçlarına göre
farklılaştırılmış hizmetler sunmaktadır.
Bunun yanı sıra, dünya genelinde yeni bir trend olmasına rağmen, daha
rekabetçi bir ekonomi yaratması ve daha iyi teknolojileri ülkeye taşıması nedeniyle
yatırım teşviklerine İngiltere’de özel bir önem atfedilmektedir. Bu yaklaşımın bir
göstergesi de İngiltere’nin doğrudan yabancı yatırımlara en az kısıtlama uygulayan
ülke olmasıdır. Kısıtlamaların azlığı nedeniyle yatırımların takibi ve yönetilmesi
konusunda tek sorumlu konumunda olacak geniş çaplı bir birimin kurulmasına
ihtiyaç duyulmamış ve ihracat ve yatırım teşviklerinin yürütülmesi tek bir kamu
kuruluşunun sorumluluğuna bırakılmıştır (Mercier, 2007:16).
27
Ticari diplomasi programları açısından, ticaret fuarları ve ticaret heyetleri
konusunda da UK Trade and Investment tarafından firma ihtiyaçlarına göre
özelleştirilmiş destekler sağlanmaktadır.
İhracat ve yatırım teşviklerinin ücretlendirilmesi konusunda ise verdiği
hizmetler karşılığında firmalardan ücret talep etmektedir. Bunun temel nedeni de
firmalara verilen hizmet kalitesinin yükseltilmesi, profesyonellik ve tutarlılığın
geliştirilmesi (UK Trade and Investment Corporate Plan 2005-2008: Mercier,
2007’de belirtildiği gibi) ve ciddiyetsiz araştırma taleplerini engellemesi olarak ifade
edilmektedir (UK Trade and Investment Departmental Report 2005:10).
İngiltere, çapraz verimlilik uygulamasının en gelişmiş olduğu ülkelerden
biridir. Bu doğrultuda Foreign and Commonwealth Office tarafından kısa dönemli bir
iş hayatına uyum programı oluşturulmuştur. Program çerçevesinde işletme
yöneticileri 3 aydan 6 aya kadar değişen sürelerde diplomatik misyonlarda görev
almakta ve diplomatlara bir nevi danışmanlık yapmaktadır. Yine bu program
dâhilinde Foreign and Commonwealth Office çalışanları da Unilever ve İngiliz
Petrolleri
gibi
şirketlerde
3
aydan
6
aya
kadar
değişen
sürelerde
görevlendirilmektedir. Bu çerçevede, iş hayatının ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılması
ve personelin profesyonelliğinin arttırılması konularında üst düzey çıktı alınması
amaçlanmaktadır (Lee, 2004:53-54).
İngiltere, bilgi ve iletişim teknolojileri konusuna da büyük önem vermektedir.
Ticari diplomasi faaliyetlerinin tek bir devlet kurumu tarafından yönetilmesi de
internet hizmetlerinin sağlanması ve iyileştirilmesi konusunda bu yaklaşımı
kolaylaştırmaktadır. UK Trade and Investment ihracatçılara ve yatırımcılara internet
sitesinde geniş çaplı bilgiler sunmaktadır.
28
UK Trade and Investment’ın dünya genelinde 100’ün üzerinde ülkede 229
lokasyonda temsilciliği bulunmakta ve bu temsilciliklerde UK Trade and Investment
tarafından merkezden atanan ticari diplomatlar ve diplomatlara bağlı çalışan yerel
uzmanlar olmak üzere yaklaşık 1300 kişi görev almaktadır (UK Trade and
Investment Annual Report and Accounts 2013-14; UK Trade and Investment 2015).
Yerel uzmanların sektörel bazda uzmanlaşmış adaylar arasından seçilmesine dikkat
edilmektedir.
Son olarak performans değerlendirme ve etki analizine UK Trade and
Investment tarafından oldukça önem verilmektedir. Performansın ve verilen
hizmetlerin iyileştirilmesi için kurum yapılanması içerisinde bir değerlendirme ekibi
bulunmaktadır ve bu ekip düzenli olarak kurum tarafından verilen hizmetlerin etki
analizini yapmaktadır (UK Trade and Investment Research 2015).Öte yandan,
hizmetleri kullanan firmalar için hazırlanmış bir performans ve etki değerlendirme
departmanı bulunmaktadır ve bu departman tarafından firmaların faydalandıkları
hizmetler hakkında düzenli olarak anketler yapılarak raporlanmaktadır (UK Trade
and Investment Performance and Impact Monitoring Survey 2015).
2.2. Kanada
Kanada da İngiltere gibi ticari diplomasi süreçlerine büyük yatırımlar
yapmaktadır. Kanada’nın ticari diplomasi faaliyetleri bu süreçler için özel olarak
kurulmuş bir kamu kuruluşu olan Trade Commissioner Service (Ticaret Temsilciliği
Birimi) tarafından yürütülmektedir. Kanada yönetimi, ekonomik ve ticari meselelere
güçlü dış politika stratejisinden daha fazla önem vermektedir. Potter (2004) bunu
“Ottawa’nın ticaret odaklı dış politika gündemi” olarak adlandırmaktadır (Potter,
2004:59).
29
Trade Commissioner Service yaklaşık 120 yıldan fazla süredir Kanada’nın
uluslararası ticaret geliştirme ağının asıl bileşeni olarak Kanada’nın küresel
ekonomik çıkarları çerçevesinde Kanada firmalarının uluslararası pazarlarda başarıya
ulaşmasına yardım etmektedir (The Canadian Trade Commissioner Service 2015).
Ticaret temsilcileri uluslararası pazarlarda Kanada’nın en önemli istihbarat kaynağı
ve politika yürütücüleridir. (Potter, 2004:56).
Kanada, dünyada Dışişleri Bakanlığı ve Dış Ticaret Bakanlığı’nı birleştiren az
sayıda ülkeden biridir (Rana, 2002:70).Trade Commissioner Service, Department of
External Affairs (Dış İlişkiler Departmanı) ile 1982 yılında birleştirilmiş ve
Department of Foreign Affairs and International Trade (Dış İlişkiler ve Uluslararası
Ticaret Departmanı)1adını almıştır. Bu birleşmenin arkasında yatan neden karşılıklı
bağımlılığın daha da ilerlediği günümüz uluslararası ekonomik düzeninde ticari
gelişim konularının içişleri meselesi olarak kalması durumunda ulusal çıkarlara zarar
vereceği yönündeki düşünce olmuştur. Department of Foreign Affairs and
International Trade’in kurulmasıyla Kanada’nın ülke dışında izlediği bütün ulusal
çıkar konuları-ekonomi, ticaret, göç, siyaset, yardım, kültür vb.- tek bir çatı altında
merkezileştirilmiştir (Potter, 2004:56).
Ancak, bu birleşmeye rağmen Kanada’nın uluslararası ticari gelişim aktiviteleri
federal ve vilayet hükümetleri arasında kademeli olarak dağıtılmıştır. İhracatın
arttırılmasına yönelik sorumluluk her ne kadar Department of Foreign Affairs and
International Trade’e ait olsa da federal hükümetlerin kurduğu birimler ve hükümet
tarafından finanse edilen ajanslar da ihracatın geliştirilmesi faaliyetlerine dâhil
olmuştur. Bu şekilde pek çok aktörün ortaya çıkması ise piyasa istihbaratı, ihracat
hazırlıkları, endüstrilerle işbirliği içinde hükümet politika ve stratejik önceliklerinin
geliştirilmesi gibi konularda ikilik yaratmıştır (Potter, 2004:56).
Departmanın adı 2013 yılında “Department of Foreign Affairs, Trade and Development” (Dış
İlişkiler, Ticaret ve Kalkınma Departmanı) olarak değiştirilmiştir ve 3 ayrı Bakan tarafından (Dış
İşleri Bakanı, Uluslararası Ticaret Bakanı, Uluslararası Kalkınma Bakanı) yönetilmektedir.
1
30
1994 yılında artan bütçe açığı sebebiyle Kanada ekonomik rekabetçiliğe ve
piyasalara erişim güvenliğini öncelediği ve yukarıda bahsedilen ikiliklerin önüne
geçmeyi amaçladığı yeni bir politika oluşturmuştur. Bu politikanın bir sonucu olarak
1997 yılında Team Canada Inc.(Kanada Takımı) isimli bir ticaret teşvik ajansı
oluşturulmuştur. Bu yapı daha çok ihracat teşvik ajansı gibi çalışan ve politikalarının
merkezinde küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin yer aldığı bir sistem olarak
kurulmuştur.
Ticari diplomasi açısından Ticaret Temsilcilikleri ile Team Canada arasındaki
rol paylaşımında Ticaret Temsilcilikleri firmalar için istihbarat, danışmanlık,
koordinasyon gibi yurtdışı hizmetleri üstlenirken Team Canada yurt içinde firmaları
ihracat yapmaya hazırlama görevini üstlenmiştir.
Benzer şekilde, yabancı yatırımcılara çekici gelmeyen “geleneksel kaynak
temelli ekonomi” imajının “inovasyon ve dinamizm” imajına dönüştürülmesi ve
doğrudan yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi amacıyla (Potter, 2004:57-58), 1985
yılında Investment Canada adı altında bir organizasyon kurulmuştur. Bahse konu
organizasyon şu an Invest in Canada adı altında Trade Commissioner Service’ın bir
bileşeni olarak Department of Foreign Affairs, Trade and Development içerisinde
faaliyet göstermektedir(The Canadian Trade Commissioner Service 2015).
Stratejik yaklaşım ve hedef sektör/firma hususlarında Kanada pek çok gelişmiş
ülke gibi inovasyon sektörlerine ve bilgiye dayalı ekonomiye odaklanmıştır. İngiltere
örneğinde olduğu gibi hedef pazar ve sektörler küresel konjonktürün ve ülke
ekonomisinin gerekliliklerine göre düzenli olarak güncellenmektedir. Trade
Commissioner Service bu çerçevede belirlenen hedef pazar ve sektörlere ilişkin rapor
ve analiz hizmeti sunmaktadır. Kanada’nın ihracat teşviklerinde odaklandığı firmalar
ise yukarıda da belirtildiği gibi küçük ve orta büyüklükteki işletmelerdir. Ancak,
ihracat teşvik hizmetleri yalnızca hedef pazarlarını belirlemiş ve ihracat yapmaya
hazır hale gelmiş firmalara sunulmaktadır.
31
Ticaret temsilcileri 6 önemli ihracat teşvik hizmeti vermektedir: pazar
araştırması, irtibat noktası araştırması, yerel firma bilgisi, ziyaret bilgisi, yüz yüze
brifingler ve sorun giderme (Potter, 2004:58-59).
Yatırım teşviklerinde ise genel akım stratejilerde olduğu gibi küçük ve orta
büyüklükteki işletmeler ve çok uluslu büyük şirketler hedeflenmektedir. Bu
minvalde, genellikle inovatif sektörlere yönelen ve yakın gelecekte hızla büyüyerek
Kanada’ya faydalı olması beklenen küçük ve orta büyüklükteki işletmeler odak
noktasıdır (Mercier, 2007:14).
Teşviklerin yürütülmesinde izlenen programlar arasında Kanada’nın en çok
odaklandığı program ticaret heyetleridir. Her yıl federal hükümet veya federasyon
hükümetlerinin Ticaret Bakanlarının başkanlık ettiği çok sayıda ticaret heyeti
düzenlenmekte ve firmalara bilgi ve iş ortağı bağlantısı sağlanmaktadır (Global
Affairs Canada 2015).
İhracat ve yatırım teşviklerinin ücretlendirilmesi uygulaması ise Kanada’da
yaygın bir uygulama değildir. Trade Commissioner Service, sağladığı hizmetlerden
ücret almamakla birlikte, sağlamadığı hizmetler konusunda firmaları üçüncü taraflara
yönlendirmektedir. Ücretlendirme bahse konu üçüncü taraflarca spesifik pazar
analizi, özel veri tabanları, lojistik destek sağlama gibi hizmetler karşılığında
yapılmaktadır (The Canadian Trade Commissioner Service 2015).
Aynı şekilde, çapraz verimlilik pratiği de Kanada’da uygulanmamaktadır.
Ticari diplomasi konularında çapraz verimlilik uygulaması yalnızca diğer devlet
kurumları ve az sayıda ticaret odası çalışanlarının ilgili birimlerde kısa süreli
çalışmaları şeklinde varlığını sürdürmektedir. Öte yandan, uzaktan eğitim yöntemi ile
ticari diplomasi konuları ile ilgili kamu personellerine eğitim verilmektedir (Mercier,
2007:15). Ancak, hükümet içerisinde İngiltere’de uygulanan çapraz verimlilik
sisteminin Kanada’da da yerleştirilmesi yönünde görüşler yerleşmektedir (The
Canadian Trade Commissioner Service Committee Report 2012).
32
Bilgi ve iletişim teknolojileri ise Kanada’nın ticari diplomasi faaliyetlerinde
oldukça yoğun kullanılmaktadır. İhracat ve yatırım süreçlerine, strateji belgelerine ve
teşviklerine tek elden ulaşımın kolaylaşması amacıyla bütün bilgiler Department of
Foreign Affairs, Trade and Development’ın internet sitesinde birleştirilmektedir.
Sitede ayrıca mevzuatlara ve güncel gelişmelere ilişkin danışmanlık hizmetleri de
verilmektedir.
2015 yılı itibarıyla Kanada’nın dünya genelinde 161 Ticaret Temsilciliği
bulunmaktadır (The Canadian Trade Commissioner Service 2015). Bu temsilcilikler
firmalara bulundukları ülkeye ilişkin bilgi ve istihbarat, bağlantı ve ortaklık fırsatları
konusunda
yardımcı
olmakta
ve
pazara
ilişkin
uygulama
tavsiyelerinde
bulunmaktadır. Kanada’nın ticaret temsilciliklerinde de İngiltere’de olduğu gibi
sektörel bazda uzmanlaşmış yerel uzmanların istihdam edilmesine dikkat
edilmektedir.
Son olarak performans değerlendirme ve etki analizi konusunda Kanada’da da
İngiltere benzeri uygulamalar yapılmaktadır. Ancak, İngiltere’de olduğu gibi
performansın ve verilen hizmetlerin iyileştirilmesi, tutarlılık ve profesyonelliğin
arttırılması
için
kurum
yapılanması
içerisinde
bir
değerlendirme
ekibi
bulunmamaktadır. Yalnızca Trade Commissioner Service tarafından sağlanan
hizmetleri kullanan firmalar için bir anket sistemi hazırlanmış ve anket en son 2013
yılında raporlanmıştır (Trade Commissioner Service Comprehensive Client Survey
2013).
33
3. TÜRKİYE VE TİCARİ DİPLOMASİ
Türkiye’de ticari diplomasi faaliyetleri yukarıda da belirtildiği gibi 1980
sonrası dönemde ihracata dayalı kalkınma modelinin benimsenmesi ve dünya
ekonomisiyle bütünleşmeye başlanması ile önem kazanmaya başlamıştır. 1980
öncesi dönemde ekonomik ve ticari ilişkiler diplomatlarca ikincil önemdeki politika
alanları olarak görülmekteydi. Bu nedenle ticari diplomasi faaliyetlerine önem
atfedilmiyor ve özel sektörün de dış ekonomik ilişkilere dâhil olmasına imkân
verecek kurumsal yapılanma bulunmuyordu.
1980 sonrasında ise Türkiye ekonomisinin dünya pazarlarına entegrasyonunun
sağlanması için dış ticarette serbestleşme eğilimi başlamış ve bu doğrultuda özel
sektör faaliyetleri ve ihracat aktiviteleri teşvik edilmeye başlanmıştır. Bu yaklaşımla
birlikte ekonomik konular Dışişleri Bakanlığı’nın gündeminde daha çok yer almaya
başlamıştır (Aydın, 2003). Ancak, ihracat ve yatırım temelli ekonomik konuların dış
politika stratejilerinin içerisinde sistemli bir şekilde yer almaya başlaması daha yakın
bir tarihte gerçekleşmiş ve Türk dış politikası ağırlıklı olarak ekonomik faktörler
çerçevesinde şekillenmeye başlamıştır. Bu çerçevede, ülke zenginliğinin ve
istihdamının artması hususunda da dış politika bir yurt içi gündemi haline de
gelmiştir (Kirişçi, 2009:39).
Öte yandan, dünya genelinde ekonomik konuların dış politikada belirleyici
olmaya başlaması ile ekonomik ve stratejik konular iç içe geçmiştir. Bu durumun
doğal bir sonucu olarak da her stratejik dış politika meselesinde ekonomik çıkarlar
gözetilmeye başlanmış ve her ekonomik meselede dış politika konuları ile uyum
sağlama çabası ortaya çıkmıştır. Bu noktada önemli bir gösterge ekonomik
faaliyetlerin bir yaptırım veya ödül aracı olarak kullanılmaya başlanmasıdır.
Yukarıda da belirtildiği gibi küresel ekonomik rekabette söz sahibi olma arzusu
Türkiye’de de ekonomik ve ticari meselelerin dış politikada öncelikli hale gelmesine
sebep olmuştur.
34
Bu konjonktürde, ihracat ve yatırımların arttırılması açısından dış politikanın
ekonomik meselelere duyarlılığı oldukça önem kazanmış ve özel sektörden gelen
talepleri daha etkin bir şekilde değerlendirme ihtiyacı doğmuştur. Bahse konu ihtiyaç
doğrultusunda, Türk diplomasisinin yürütülmesinden sorumlu kurumlar, ihracatın
arttırılmasına ve yabancı yatırımların ülkeye çekilmesine yönelik faaliyetleri, Türk iş
dünyasına ev sahibi ülkelerde iş bağlantısı sağlama çalışmalarını ve Türk iş
dünyasının bahse konu ülkelerde karşılaştığı sorunlara çözüm üretme çabalarını
öncelikli görevleri arasına almıştır. Bu yaklaşım, söz konusu faaliyetlerde özel
sektörle yoğun işbirliği yapılmasını sağlamıştır.
Bu bilgiler ışığında çalışmanın bu bölümünde öncelikli olarak Türk ticari
diplomasisi yukarıda incelenen ticari diplomasi aktörleri ve süreçleri açısından ele
alınacak ve birtakım sonuçlar ortaya koyulacaktır. Bu çerçevede, Türk ticari
diplomasisinde rol alan kamusal ve özel aktörlere, bu aktörler tarafından kullanılan
araçlara ve genel itibarıyla ticari diplomasi uygulamalarına değinilecektir.
3.1. Aktörler
Türk ticari diplomasi faaliyetleri kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşlarının
dâhil olduğu karma bir aktörler ağı tarafından yürütülmektedir.
3.1.1. Kamusal Aktörler
Türk ticari diplomasinin yürütülmesinde doğrudan veya dolaylı olarak pek çok
kamusal aktör görev almaktadır. Diplomasi faaliyetlerinin yürütülmesinden
geleneksel olarak sorumlu konumdaki Dışişleri Bakanlığı haricinde Ekonomi
Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Kalkınma Bakanlığı bünyesinde yer alan Kalkınma
Ajansları, Başbakanlık bünyesinde yer alan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı (TİKA) ile Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı ilgili kuruluşu Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve
35
Destekleme İdaresi Başkanlığı ve Türk Eximbank ticari diplomasi faaliyetlerinin
yürütülmesinde farklı alanlarında görev almaktadır.
Türk ticari diplomasisinin yürütülmesi süreçlerine doğrudan veya dolaylı
olarak dâhil olan çok sayıda aktör olmasına rağmen ticari diplomasinin asıl
fonksiyonlarını yürütmekten birincil derecede sorumlu aktör Ekonomi Bakanlığı’dır
ve bu çalışmanın odak noktasını Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülen ticari
diplomasi faaliyetleri oluşturmaktadır.
Öte yandan, yatırım konusunda bütüncül bir koordinasyon görevi üstlenmiş bir
kurum olarak Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ayrıca incelenecektir. Bu iki
aktörce yürütülen ticari diplomasi süreçleri incelenmeden önce diğer aktörlerin
süreçteki
görev
ve
faaliyetlerine
de
kısaca
değinmekte
fayda
olduğu
değerlendirilmektedir.
Türk dış politikasının yürütülmesinden geleneksel olarak sorumlu kurum olan
Dışişleri Bakanlığı’na, Türk ticari diplomasisinin yürütülmesi konusunda özel bir
sorumluluk verilmemiştir. Dışişleri Bakanlığı’nın ticaretin geliştirilmesi konusundaki
asli görevleri yalnızca ekonomik ve ticari diplomasinin uluslararası güvenlik
stratejilerine uygun şekilde oluşturulması ve yürütülmesi, ikili ve çok taraflı
müzakereler/anlaşmalar vasıtasıyla Türk iş dünyasının yabancı pazarlara girişinin
kolaylaştırılması ve yabancı devletler ile uluslararası kuruluşlar nezdinde Türk
vatandaşları
ve
tüzel
kişilerin
hak
ve
menfaatlerini
korunması
olarak
sınırlanmaktadır. İngiltere ve Kanada örneklerinin aksine Dışişleri Bakanlığı’nın
ihracat ve yatırım teşvik faaliyetlerinde doğrudan bir rolü bulunmamakta, yalnızca
ticari işbirliği alanlarında yönlendirme ve koordinasyon faaliyetleri yürütmektedir.
36
Hazine Müsteşarlığı’nın temel görevleri kamu mali varlık ve yükümlülüklerini
yönetmek, uluslararası mali ve ekonomik ilişkileri yürütmek ve geliştirmek,
ekonomik, finansal ve sektörel politikalar ile düzenlemelerin oluşturulmasına katkıda
bulunmak ve devlet desteklerinin takibini yapmaktır (Hazine Müsteşarlığı Stratejik
Plan 2014-2018, 2014:5). Bu çerçevede, ticari diplomasi faaliyetlerinin yürütülmesi
konusundaki görevleri uluslararası ekonomik ve finansal kuruluşlar nezdinde
Türkiye’nin temsil edilmesi ve ikili/çok taraflı ekonomik anlaşmaların hazırlık
çalışmalarının yapılması olarak belirtilebilir. Müsteşarlığın yurt dışı teşkilatında
görev yapan ekonomi müşavirleri ve ataşeleri Müsteşarlığın görev alanı ile ilgili ev
sahibi ülke ve uluslararası kuruluşlar nezdinde bilgi toplama, analiz etme ve
raporlamaktan sorumludur. Bu çerçevede, Hazine Müsteşarlığı’nın ihracat ve yatırım
teşvikleri konusunda tanımlanmış bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Hazine
Müsteşarlığı’nın yurt dışı teşkilatı ise Ekonomi Müşavirliği, Ekonomi Ataşeliği ve
Daimi Temsilci Yardımcılığı kadroları ile 30 ülke ve 35 temsilcilikte faaliyet
göstermektedir.
Koordinasyonundan Kalkınma Bakanlığı’nın sorumlu olduğu Kalkınma
Ajansları kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini
geliştirmek, kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli
harekete geçirmek suretiyle, ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen ilke ve
politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini
sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak üzere 5449
Sayılı Kanun ile kurulmuştur. Ajansların görevlerinden ticari diplomasi faaliyetleri
ile ilişkili sayılabilecek olanları bahse konu Kanun’da; bölgenin iş ve yatırım
imkânlarının, ilgili kuruluşlarla işbirliği halinde ulusal ve uluslararası düzeyde
tanıtımını yapmak veya yaptırmak, bölge illerinde yatırımcıların, kamu kurum ve
kuruluşlarının görev ve yetki alanına giren izin ve ruhsat işlemleri ile diğer idarî iş ve
işlemlerini, ilgili mevzuatta belirtilen süre içinde sonuçlandırmak üzere tek elden
takip ve koordine etmek, Türkiye'nin katıldığı ikili veya çok taraflı uluslararası
programlara ilişkin faaliyetlerin bölgede tanıtımını yapmak ve bu programlar
kapsamında proje geliştirilmesine katkı sağlamak olarak sıralanmaktadır.
37
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Doğu Bloğu ve Sovyetler
Birliği’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan ihtiyaçlar kapsamında 1992 yılında
Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı adıyla Dışişleri Bakanlığı’na bağlı bir
teknik yardım kuruluşu olarak kurulmuş, ardından Devlet Bakanlığı’na bağlanmıştır.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nın görev ve çalışma esasları 4668
sayılı "Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun"da:
“Başta Türk dilinin konuşulduğu cumhuriyetler ve akraba toplulukları ile Türkiye’ye
komşu ülkeler olmak üzere, kalkınma yolundaki ülkeler ve topluluklarla diğer
ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak, bu ülke ve topluluklarla ekonomik, ticari,
teknik, sosyal, kültürel ve eğitim alanlarındaki işbirliğini projeler ve programlar
aracılığı ile geliştirmek, yapılacak yardım ve işlemleri yürütmek üzere, Başbakanlığa
bağlı ve tüzel kişiliği haiz Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığının kurulması
ile teşkilat ve görevlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”
şeklinde belirlenmiştir. Kurumun temel görevleri, işbirliğinde bulunulması
hedeflenen devletler ve topluluklarla iktisadi, ticari, teknik, sosyal, kültürel ve eğitim
alanlarındaki ilişkileri projeler, programlar ve faaliyetler aracılığıyla geliştirmek,
yapılacak katkı, yardım ve ilgili süreçleri yürütmek ve kanunlarla verilen diğer
görevleri yapmaktır (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı 2013 Yılı
Faaliyet Raporu, 2013). Bu görevleri çerçevesinde kurum, ilgili ülkelerdeki
ekonomik sorunlara çözüm sunarak ve bu sayede yeni pazarlar yaratarak Türk
firmalarının bu yeni pazarlara erişimini sağlamakta ve yürüttüğü bahse konu program
ve projelerde Türk ihracatçılarının ve yatırımcılarının rol almasına yardımcı
olmaktadır. Bu faaliyetleri esnasında kurum, diplomatik misyon temsilcileri ve iş
çevreleri ile işbirliği içinde çalışmaktadır.
38
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı, küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerin büyümesi ve gelişmesinden
sorumlu, bu çerçevede bahse konu işletmelere devlet destekleri sunan, Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı tüzel kişiliği olan bir kamu kuruluşudur. Kuruluş,
ülkede iş ortamının iyileştirilmesi ve girişimciliğin geliştirilmesi, küçük ve orta
büyüklükteki işletmelerin yüksek teknoloji ve inovasyon kapasitelerinin arttırılarak
uluslararası pazarlara entegre olmalarını sağlama amaçları ile hareket etmektedir.
Kuruluş, bu çerçevede, rekabet gücünün arttırılması, dünya pazarlarına açılma,
teknoloji üretimi ve/veya yeni teknolojilerin kullanılması, insan kaynağının
geliştirilmesi, bilgi ve iletişim teknolojileri sayesinde e-iş dünyasında yer alınması
gibi konularda küçük ve orta büyüklükteki işletmelere destek sağlamaktadır (Özbek,
2008:54). Bu destekler, çeşitli programlar altında yürütülmekte ve yazılım, makine,
teçhizat,
pazar
araştırması,
danışmanlık,
eğitim
gibi
destek
kalemlerini
kapsamaktadır. Bu doğrultuda, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin ve
dolayısıyla da Türkiye’nin küresel pazardaki payını ve rekabetçiliğini arttırma
çalışmalarına hizmet etmektedir.
Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş./Türk Eximbank, ihracatın geliştirilmesi,
ihraç edilen mal ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihraç mallarına yeni pazarlar
kazandırılması, ihracatçıların uluslararası ticarette paylarının arttırılması ve
girişimlerinde gerekli desteğin sağlanması, ihracatçılar ile yurt dışında faaliyet
gösteren müteahhitler ve yatırımcılara uluslararası piyasalarda rekabet gücü ve
güvence kazandırılması, yurt dışında yapılacak yatırımlar ile ihracat maksadına
yönelik yatırım malları üretim ve satışının desteklenerek teşvik edilmesini amaçlayan
ve bu amaca yönelik olarak ihracatçıları, ihracata yönelik üretim yapan imalatçıları
ve yurt dışında faaliyet gösteren müteahhit ve girişimcileri kısa, orta ve uzun vadeli
kredi, sigorta ve garanti programları ile destekleyen bir kuruluştur. Eximbank’ın,
gelişmiş birçok ülkenin resmi destekli ihracat kredi kuruluşundan farkı, kredi, garanti
ve sigorta işlemlerini aynı çatı altında toplamış ve ihracatçı firmalara verilen
hizmetlerde bir bütünlük oluşturulmasını sağlamış olmasıdır (Türk Eximbank 2015).
Türkiye’nin uluslararası kuruluşlara karşı taahhütleri ve 1996 yılında yürürlüğe giren
Gümrük Birliği nedeniyle ihracatta doğrudan teşviklerin kaldırılması ile Eximbank
39
ihracatın kredi, garanti ve sigorta programları aracılığı ile finansmanı, Türk
ihracatçılarının uluslararası piyasalarda rekabet güçlerinin arttırılabilmesi açısından
oldukça önemli bir ihracat teşvik yapısı haline gelmiştir (Türk Eximbank 2014
Faaliyet Raporu, 2014:18).
3.1.1.1. Ekonomi Bakanlığı
Türkiye’de ticari diplomasinin yürütülmesinden birinci derecede sorumlu
kuruluş Ekonomi Bakanlığı’dır. Literatürde ihracat ve yatırım teşvik ajansı olarak
adlandırılan kurumların bütün görev ve yetkilerini bünyesinde barındıran Ekonomi
Bakanlığı’nın misyonu, Türk ekonomisinin gelişimine ve sosyal refaha katkı
sağlamak amacıyla, dış ticaret ve yatırımlara ilişkin politikaları geliştirmek ve
uygulamak olarak belirlenmiştir (T.C. Ekonomi Bakanlığı Stratejik Plan 2013-2017,
2013:34). Bakanlık, geleneksel olarak dış ticaret politikalarının tespitine yardımcı
olmak, tespit olunan bu politikalar çerçevesinde ihracat, ihracatı teşvik, ithalat,
yurtdışı müteahhitlik hizmetleri ve ikili ve çok taraflı ticari ve ekonomik ilişkileri
düzenlemek, uygulamak, bu uygulamaları izlemek ve geliştirmek, ikili, bölgesel ve
çok taraflı platformlarda hizmet ticaretine ilişkin anlaşmaları hazırlama ve
müzakereleri yürütme görevlerini yürütmektedir. Öte yandan, Bakanlık, yeni küresel
ekonomik düzenin gerekliliklerine uyarak kurumsal yapısını mal ve hizmet
sektörlerinde yatırım-üretim-ihracat zincirine ilişkin politikaların bütün olarak ele
alınmasını sağlayacak şekilde güncellemiştir ve bu süreçlerde de ticari diplomasiye
ilişkin bütün faaliyetleri yürütmektedir.
Ekonomi Bakanlığı’nın ihracatın geliştirilmesi, Türk ürünlerinin yurtdışında
tanıtımı, yabancı sermayenin Türkiye’ye çekilmesi, iş adamlarının yurtdışındaki
ekonomik ve ticari faaliyetlerine yardımcı olunması, Bakanlığın görev alanına giren
diğer konularda bulundukları ülkelerdeki resmi ve özel kuruluşlar nezdinde girişim
ve faaliyette bulunulması amaçlarına yönelik olarak hizmet veren 3 Daimi
Temsilcilik, 108 Ticaret Müşavirliği, 49 Ticaret Ataşeliği ve 5 Ticaret Ofisi olmak
üzere toplam 165 merkezde faaliyet gösteren bir yurt dışı teşkilatı mevcuttur.
40
Ticaret Müşavirleri ve Ataşeleri, küresel ticaretin gerekleri çerçevesinde
bilginin hızlı aktarımına yardımcı olmakta, sorunlara proaktif yaklaşımlar sağlamakta
ve Türk ihracatçıları ve ev sahibi ülkelerdeki ithalatçılar arasında güvenilir bir
bağlantı noktası olarak varlık göstermektedir. Ayrıca, ihracatçıların yeni pazarlara
açılmasında ilgili merkezdeki Ticaret Müşaviri ve Ataşelerinin yönlendirmeleri
hayati önemi haizdir.
Ticaret Müşavirlerinin ve Ataşelerinin temel görevleri Türkiye’nin uluslararası
ticari menfaatlerinin korunması, dış ticaretin geliştirilmesi, mal ve hizmet ihracatı ile
döviz girdisini arttırıcı faaliyetlerde bulunulması, Türk malının imaj ve tanıtımının
yapılması ve ülke markasının oluşturulması hususlarına katkı sağlamaktır. Bu
çerçevede, Ticaret Müşavirleri ve Ataşeleri resmi görevler ve diplomatik temsil,
araştırma, raporlama, pazara giriş çalışmaları, tanıtım, işadamlarına yönelik
yönlendirme ve koordinasyon faaliyetlerini yürütmektedirler.
Bu görevleri kapsamında Ticaret Müşavirleri ve Ataşeleri; Türkiye ile
ekonomik ve ticari ilişkilerden sorumlu resmi birimlerle temasları yürütmek, ikili
ticari ilişkilerin arttırılması konusunda görüş ve öneriler bildirmek, ev sahibi ülkede
bulunan diğer ülke Ticaret Müşavirleriyle yakın ilişkiler kurmak, Bakanlık tarafından
verilen talimatlar çerçevesinde ikili ve çok taraflı ticari anlaşmalarla ilgili hazırlık
yapmak, anlaşmaları müzakere etme ve yönlendirilmesine katkı sağlamak, fuar ve
tanıtım faaliyetlerini izlemek ve denetlemek ile yurt dışı teşviklerinin kontrolünü
sağlamak, damping ve korunma önlemleri bağlamında soruşturmaya esas bilgileri
araştırmak ve temin etmek, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri ve yurt dışındaki Türk
yatırımları ile ilgili olarak Bakanlığın görev alanına giren uygulamaları yürütmek ve
Daimi Temsilciliklerinde görevli oldukları uluslararası kuruluşların faaliyetlerini
izlemek görevlerini yürütürler.
Ekonomi Bakanlığı tarafından uygulanan ticari diplomasi yapı ve programları
İhracatta Stratejik Yaklaşım ve Programlar ile Yatırımlarda Stratejik Yaklaşım ve
Programlar bölümlerinde ayrıntılı olarak incelenecektir.
41
3.1.1.2. Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, Türkiye’nin sunduğu yatırım
olanaklarını küresel iş dünyasına tanıtma ve yatırımcılara Türkiye’ye yapacakları
yatırımların her safhasında destek verme görevini üstlenmiş tek resmi kuruluş olarak
faaliyet göstermektedir. Ajans, ulusal, bölgesel ve yerel ölçekte yatırım fırsatlarını
tanıtma ve değerlendirme süreçlerinde ilgili tüm resmi kurumları koordine ederek
uluslararası yatırımcılara yönelik bir referans noktası olarak hizmet vermektedir.
Ajans; ABD, Almanya, Çin, Fransa, Hindistan, İngiltere, İspanya, Japonya,
Kanada, Rusya Federasyonu ve Suudi Arabistan’da yerleşik danışmanlarıyla faaliyet
göstermekte, yabancı yatırımcıları “tek-durak-hizmet” anlayışı ile karşılamakta,
geniş hizmet çerçevesi içinde yatırımcıların Türkiye’deki ticari faaliyetlerinden en
yüksek düzeyde yarar sağlamalarını kolaylaştırmaktadır. Bu kapsamda ajans, pazar
araştırma ve analizi, endüstri ve sektör raporları, yatırım koşulları değerlendirmeleri,
saha seçimi, olası ortaklık ve ortak girişimler için şirket bulma, ilgili resmi kurum ve
kuruluşlarla yazışma ve görüşmelerin sağlanması, yasal süreç ve mevzuatla ilgili
işlemlerin (şirket kuruluşu, teşvik başvuruları, lisans temini, çalışma/oturma izinleri)
kolaylaştırılması hizmetlerini sunmaktadır (T.C. Başbakanlık Türkiye Yatırım
Destek ve Tanıtım Ajansı 2015).
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, ticari diplomasinin yatırım ayağına
ilişkin olarak dünya genelinde yatırım teşvik ajanslarının temel fonksiyonları olan;
ülkenin yabancı yatırımlar için çekici bir destinasyon olduğuna ilişkin uluslararası iş
çevrelerini bilgilendirici reklam ve tanıtım faaliyetlerinin düzenlenmesi yoluyla
olumlu bir ülke imajı yaratılması, yatırımcılara ülke ekonomisi, altyapısı ve
sektörlere ilişkin detaylı bilgiler sunarak ve yasal gerekliliklerde koordinasyon
sağlayarak yatırım süreçlerinin kolaylaştırılması, potansiyel yatırım alanlarının
değerlendirilerek
yatırım
projelerinin
geliştirilmesi,
yatırımlar
konusunda
kamuoyunun bilgilendirilmesi faaliyetlerini sürdürmektedir.
42
3.1.2. Özel Sektör Aktörleri
Türkiye’de iş çevrelerinin dış ekonomik ilişkilerde söz sahibi olmaya
başlaması nispeten yeni bir gelişmedir. Yukarıda belirtildiği gibi 1980 sonrasında
ihracata dayalı kalkınma modelinin benimsenmesi ve yeni küresel ekonomik düzende
artan ekonomik rekabetçilik hükümetlerin iş çevrelerini destekleme gerekliliğini
ortaya çıkarmıştır. Bu çerçevede, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye
İhracatçılar Meclisi, İhracatçı Birlikleri, TÜSİAD ve MÜSİAD gibi özel sektör
kuruluşları ticari diplomasi süreçlerinde aktif olarak rol almaktadır. Bu kuruluşların
ortak amaçları genel olarak Türk girişimcilerinin ve ihracatçılarının geliştirilmesi
yolunda ortak akıl yaratmak, yurt içi ve yurt dışında temsil ve koordinasyon görevi
üstlenmek, iş çevrelerinin karşılaştıkları sorunlar için bir istişare platformu yaratmak,
yurt dışındaki işbirliği olanaklarını tespit etmek ve yeni işbirlikleri oluşturulması için
altyapı oluşturma çalışmalarını yürütmek, yeni stratejilerin geliştirilmesi için
hükümete ve kamu kuruluşlarına görüş ve öneriler iletmek olarak sıralanabilir.
Bu çalışmanın odak noktası ticari diplomasinin kamusal aktörleri, ve özelde
Ekonomi Bakanlığı olduğu için özel sektör aktörleri ayrıca incelenmeyecek olup,
yalnızca ticari diplomasi faaliyetlerinde koordinasyonun sağlanması açısından
önemlerine değinilecektir.
3.2. Stratejik Yaklaşım
Türk ticari diplomasi faaliyetlerine ilişkin stratejik yaklaşım, güncel olarak 10.
Kalkınma Planı, 2014-2016 Orta Vadeli Programı ve 2023 İhracat Stratejisi Eylem
Planı çerçevesinde yeniden yapılandırılmış olup bahse konu strateji belgelerinde
ihracat ve yabancı yatırımların teşvik edilmesi hususlarında belirlenen politikalar
kapsamında şekillendirilmektedir.
43
Bu çerçevede, dünya ekonomisi ve ticaretinin gelişen haritası proaktif bir
şekilde izlenerek, Türkiye’nin çıkarlarını koruyacak şekilde firmalara uluslararası
pazarlara giriş kolaylığı sağlayacak yeni ticari oluşum ve işbirlikleri ile ikili ve çok
taraflı müzakereler yürütülmesi, sektörlerin uluslararası rekabet gücünün ve
Türkiye’nin dünya ölçeğinde pazar payının arttırılması, ihracatta firmaların küresel
rekabet gücünü arttırmak amacıyla yenilikçiliğe ve Ar-Ge’ye dayalı, katma değeri
yüksek markalı ürün ve hizmetlerin üretim ve pazarlama süreçlerinin desteklenmesi,
orta-yüksek teknolojili sektörlerde üretim artışının gerçekleştirilerek özellikle yüksek
teknolojili sektörlerde yeni yatırımların arttırılması, uluslararası yatırımcıların
Türkiye’ye yönelik ilgisini somut yatırımlara dönüştürmek üzere yürütülmekte olan
yatırım ortamı iyileştirme ve teşvik sistemi tanıtım faaliyetlerinin sürdürülerek
Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke algısının daha da güçlendirilmesi hedeflenmekte;
bu hedeflere ulaşılması için yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesi, ülkenin
rekabetçiliğini arttıracak şekilde altyapıyı güçlendirmeye yönelik çalışmalar
sürdürülmektedir.
3.2.1. İhracatta Stratejik Yaklaşım
Yukarıda da belirtildiği gibi, Türkiye’de ihracat aktiviteleri 1980 sonrası
dönemde teşvik edilmeye başlanmıştır. 1980 yılından beri ihracata yönelik
uygulanan teşvik politikaları sayesinde Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre
1980 yılında 2,9 milyar ABD Doları seviyesindeki ihracat, 50 katın üzerinde bir artış
sağlayarak 2014 yılında 157,6 milyar ABD Doları’na yükselmiştir.
2023 İhracat Stratejisi, bilimsel ve teknolojik dönüşümünü tamamlamış, ulaşım
ve lojistik altyapısı güçlü, katma değeri yüksek ve ileri teknolojili ürünler ihraç eden,
rekabet gücü yüksek, sürdürülebilir ihracat artışını gerçekleştiren bir Türkiye’ye
ulaşmayı öngörmektedir.
Bu çerçevede Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülen faaliyetler aşağıda
analiz edilmektedir.
44
3.2.1.1.Hedef Firma, Sektör ve Pazarlar
i. Hedef Firmalar
Türkiye’de son yıllara kadar ihracat ve yatırım teşviklerinde hedef firmaların
belirlenmesinde stratejik bir yaklaşım izlenmemiş olup ağırlıklı olarak uluslararası
pazarlarda pek çok dezavantaj sahibi olan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler
önceliklendirilmişti. Ancak, son yıllarda teşvikler çeşitlendirilmiş ve firmaların
yetkinlik ve kapasitelerine göre ayrıştırılmıştır.
Bu çerçevede, Ekonomi Bakanlığı tarafından ihracata yönelik devlet destekleri
sistematiği 3 farklı olgunluk seviyesindeki firmalara göre belirlenmiş olup ihracata
hazırlık, pazarlama ve markalaşma aşaması olarak programlanmıştır. İhracata
hazırlık aşaması seviyesinde hedef firmalar ihracatı yeni öğrenen veya düzenli
ihracat yapmayan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler olarak belirlenmiştir. Bu
aşamada
küçük
ve
orta
büyüklükteki
işletmelerin
uluslararası
pazarlarda
karşılaşacakları teknik engellerin bertaraf edilmesi ve uluslararası rekabet güçlerini
arttırmaya yönelik teşvikler sağlanmaktadır.
Pazarlama aşamasında, yani ikinci seviyedeki hedef firmalar ihracat yapmayı
öğrenmiş ve yurtdışı pazarlara ilk adımlarını atan firmalardır. Bu aşamada gözetilen
amaç, firmaların yurtdışı pazarlara tutunmalarının sağlanması, bu pazarlarda dağıtım
kanalları kurmaları ve pazar paylarını arttırmaktır.
Son aşama olan markalaşma aşamasında ise pazarlama aşamasını tamamlamış,
yani uluslararası pazarlarda tutunmuş ve dağıtım kanallarını kurmayı başarmış
firmalara bulundukları pazarların yapı ve dinamiklerine uygun olarak tasarıma dayalı
markalı ürünleriyle varlık göstermelerine yönelik destekler sunulmaktadır.
45
ii. Hedef Sektörler
Türkiye’de ihracat teşvikleri konusunda yakın geçmiş döneme kadar geleneksel
sektörler odak noktası olmuştur. Ancak ekonomide yaşanan değişim ve dönüşüm ile
birlikte gelişmiş ülke örneklerinde olduğu gibi gelişme potansiyeli yüksek olan
imalat sanayi sektörlerinde üretim ve ihracatı arttırmak ve geleneksel olarak güçlü ve
avantajlı olunan ürün ve sektörlerde pazar payının arttırılmasına yönelik çalışmalar
yapılmaktadır. Bu çerçevede, 1980 sonrasında oluşan emek yoğun imalat sanayi
sektörlerine olan bağımlılık katma değeri ve sermayesi yüksek, yüksek teknolojili
sektörlere yönlendirilmeye başlanmıştır. Bu doğrultuda, yüksek teknolojili ürünlerin
ihracat içerisindeki payını arttırmaya yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
Öte yandan, geleneksel pazarlara yapılan ihracat arttırılırken, ihracatta hedef ve
öncelikli ülkeler belirlenerek pazar çeşitlendirmesine odaklanılmaktadır. Bu
kapsamda, pazara giriş imkânlarını kolaylaştırmaya yönelik düzenli ve sistematik
çalışmalar yapılmaktadır.
Ayrıca, olumlu ülke imajına katkı sağlayacak bir diğer teşvik de hizmet sektörü
için verilmektedir. Türkiye’nin hizmet ihracatının arttırılması ve hizmet sektörlerinin
uluslararası rekabet gücünün geliştirilmesi amacıyla hizmet sektörlerine yönelik yeni
bir destek programı uygulamaya koyulmuştur. Söz konusu destek programı
kapsamında Türkiye’nin hizmet ihracatında sıçrama yaratacak kilit sektörler olarak
sağlık turizmi, bilişim, film ve eğitim sektörleri belirlenmiş ve bahsi geçen sektörler
ilk kez kapsamlı ve doğrudan hizmet ihracatını hedef alan bir program çerçevesinde
desteklenmeye başlanmıştır. Program kapsamında sağlık kuruluşları, sağlık turizmi
şirketleri, film yapımcısı ve dağıtımcısı şirketler, bilişim şirketleri, teknokentler,
yüksek ve orta öğretim kurumları ile adı geçen sektörlerde faaliyet gösteren sektörel
işbirliği kuruluşlarının ihracata yönelik pazara giriş ve tanıtım faaliyetlerine destek
sağlanmaktadır.
46
iii. Hedef Pazarlar
İhracatta bölgesel bağımlılığın önüne geçilmesi ve sürdürülebilir ihracatın
sağlanması amacıyla ihraç pazarlarının çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalar
yapılmaktadır. Bu çerçevede Ekonomi Bakanlığı tarafından küresel ekonomik
konjonktürdeki değişim ve gelişimler gözetilerek her yıl Pazara Giriş Stratejileri
çerçevesinde “Hedef Ülkeler” ve “Öncelikli Ülkeler” çalışmaları yapılmaktadır.
Önemli ticari diplomasi araçlarından olan heyetler, fuarlar ve pazarlama aşamasında
sağlanan ihracat teşvikleri de bu ülkeler üzerinde yoğunlaştırılmaktadır. Bu
çerçevede Bakanlığın stratejik politikaları ile politika uygulama araçları arasında
bütüncül bir yaklaşım mevcuttur.
Hedef pazarlar yaklaşımında Bakanlığın Hedef ve Öncelikli ülkeler haricinde
yine bölgesel ekonomik gelişmeler dikkate alınarak hazırlanan Komşu ve Çevre
Ülkeler Stratejisi, Afrika ile Ekonomik İlişkileri Geliştirme Stratejisi, Asya – Pasifik
Ülkeleri ile Ticari ve Ekonomik İlişkileri Geliştirme Stratejisi, ABD ile Ticari ve
Ekonomik İlişkileri Geliştirme Stratejisi, Latin Amerika ile Ticari ve Ekonomik
İlişkileri Geliştirme Stratejisi mevcuttur.
Bu stratejiler çerçevesinde Bakanlık, bahse konu ülkelerde öncelikle ekonomik
ve ticari ilişkilerin altyapısını oluşturan anlaşmalar imzalamakta, pazarların karşılıklı
açılımını ve yeni işbirliği alanlarının açılmasını sağlamakta ve ihracatçıların pazara
girişte karşılaştıkları engelleri bertaraf etmek için çalışmalar yapmaktadır.
Bunun haricinde Ekonomi Bakanlığı, Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA)
yoluyla yeni pazara giriş imkânları sağlanmasını ve mevcut STA'lar ile temin edilen
pazara giriş koşullarının geliştirilmesi ve iyileştirilmesini hedeflemektedir. Türkiye
ile AB arasında Gümrük Birliği'ni tesis eden 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı
gereğince AB'nin Ortak Ticaret Politikası'na uyum yükümlülüğü ve yukarıda
belirtilen bölgesel stratejiler kapsamında ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla
Serbest Ticaret Anlaşması müzakereleri gerçekleştirilmektedir.
47
3.2.1.2. Programlar
Ekonomi Bakanlığı tarafından ihracatçılara Türkiye’nin Dünya Ticaret
Örgütü taahhütleri ile uyumlu olacak şekilde ihracata yönelik devlet destekleri
sağlanmaktadır. Bu çerçevede, Bakanlık yukarıda ayrıntılı olarak değinilen, ihracata
hazırlık, pazarlama ve markalaşma aşamalarından oluşan bir sistematik geliştirmiştir.
Bu sistematik neticesinde nihai olarak Ar-Ge, inovasyon ve tasarıma dayalı, katma
değeri yüksek markalı ürün ve hizmet ihracatının artması beklenmektedir.
Bahse konu destek sistematiği içerisinde Bakanlık, gelişmiş ülke örneklerinde
olduğu gibi firmaların yurt dışı pazarlara açılmasını teminen pazar, sektör, ülke,
marka araştırması analiz ve raporları, danışmanlık, tanıtım, e-ticaret, heyet ve
fuarlara katılım hususlarında çeşitli destekler sağlamaktadır. Ayrıca, ihracatçıların
pazarlarda karşılaştığı sorunların çözümünde Ticaret Müşavirlikleri ve Ataşelikleri
önemli rol oynamaktadır. Ticaret Müşavirlikleri ve Ataşelikleri Türk ihracatçılarının
lehine politik lobi faaliyetlerinde de aktif olarak rol almaktadır.
Öte yandan Ekonomi Bakanlığı tarafından dünya ülkelerinin ekonomisine,
Türkiye’nin bahse konu ülkelerle ikili ticari ilişkilerine, bahse konu ülkelerin dış
ticaret ve gümrük mevzuatlarına, pazara giriş bilgilerine ve ülkeye özgü sektörel
pazar araştırmalarına ilişkin kapsamlı bilgilerin yer aldığı çalışmalar da ihracatçıların
hizmetine sunulmuştur.
Sonuç olarak Ekonomi Bakanlığı Türk ihracatçılarının yurt dışı pazarlarla ilgili
ihtiyaçlarına hızlı ve etkin şekilde cevap vermek, gerçekleştirilecek faaliyetlerin
planlamasından icrasına ve son olarak takibine kadar her aşamada verimliliğin
sağlanmasına yönelik planlı ve sistemli ticari diplomasi faaliyetleri yürütmektedir.
Burada ticari diplomasi faaliyetlerinin literatürde üzerinde önemle durulan iki
programı olan ticaret heyetleri ve ticaret fuarlarına odaklanılacaktır.
48
i. Ticaret Fuarları
Ekonomi Bakanlığı tarafından ihracatçıların yurt dışı pazar paylarının
arttırılması, Türk ihraç ürünlerinin markalarının uluslararası alanda bilinirliğinin
sağlanması, küçük ve orta büyüklükteki işletme niteliğindeki üretici/imalatçı
firmaların ihracat yapmasına yardımcı olmak, Türk firmalarının dünya pazarlarında
ilgili oldukları sektörlere ilişkin yenilikleri takip edebilmesi ve potansiyel alıcılarla
buluşturulması amaçlarıyla Türk firmalarının fuar katılımlarını teşvik etmektedir.
Firmalar, yurt dışı fuarlara milli katılım organizasyonu çerçevesinde 2 veya
bireysel olarak
3
katılım sağlayabilmektedir. Milli katılım fuarları; Bakanlık
tarafından görevlendirilen organizatörlerce; sadece Türk ihraç ürünlerinin tanıtımı
amacıyla düzenlenen Türk İhraç Ürünleri Fuarı, Türk ihraç ürünlerinin tanıtımı
amacıyla düzenlenen Sektörel Türk İhraç Ürünleri Fuarı, sektör bazında Türk ihraç
ürünlerinin tanıtımı amacıyla yurt dışında gerçekleştirilen, yabancı katılımcıların da
iştirakine açık uluslararası sektörel nitelikli Yabancı Firma Katılımlı Sektörel
Fuarlara katılımları kapsamaktadır.
Bunların haricinde Bakanlıkça belirlenen Prestijli fuarlara ve pazara giriş
stratejileri kapsamında belirlenmiş olan hedef ülkelerde düzenlenen fuarlara katılım
özel olarak teşvik edilmektedir.
2014 yılında Ekonomi Bakanlığı tarafından 2612 adet sektörel nitelikli
uluslararası fuar katılım desteğine uygun görülmüş olup bunların 222 adedi Milli
Katılımı desteklenmiş fuarlardır. 2015 yılında ise 2716 adet sektörel nitelikli
uluslararası fuar katılım desteğine uygun görülmüş ve bunların 259 adedi Milli
Katılımı 2015 yılı sonuna kadar desteklenmesi planlanan fuarlardır.
Yurt dışında düzenlenen genel veya sektörel nitelikteki uluslararası fuarlara,Türk firmalarının
Bakanlık tarafından görevlendirilen organizatör koordinatörlüğünde gerçekleştirdiği toplu katılımı
ifade etmektedir.
3
Bakanlıkça belirlenerek ilan edilen ve yurt dışında düzenlenen “Desteklenecek Sektörel Nitelikteki
Uluslararası Fuarlar Listesi”nde yer alan fuarlara katılımcıların doğrudan katılımları ifade eder.
2
49
Fuarların
tespit
edilmesinde
firma
ihtiyaçları
ve
hedef
sektörler
önceliklendirilmiş olup, Bakanlık, yetkili fuar organizatörlerinin yeterli pazar
araştırması ve ön hazırlık yapıp yapmadığına ilişkin denetimleri yapmaktadır.
Fuarlara ilişkin bu çalışmalar neticesinde Türk firmaları fuarlardan giderek daha
verimli sonuçlar almaktadır.
ii. Ticaret Heyetleri
Önemli bir ticari diplomasi aracı olan ticaret heyetleri Türk firmalarına yeni
pazarlar açmak, Türk ihraç ürünlerinin yurt dışında tanıtımını yapmak, ikili ticari
ilişkilerde işbirliği sağlamak ve ticari engellerin kaldırılması amaçlarıyla
düzenlenmektedir. Ticaret heyetleri münferit sektörler için organize edilen Sektörel
Ticaret Heyeti ve çoklu sektörler için organize edilen Genel Ticaret Heyetleri
şeklinde düzenlenmektedir.
Ticaret heyetleri vasıtasıyla ihracatçılar için ziyaret edilen ülkelerde ikili iş
görüşmeleri için zemin oluşturulmakta, yeni işbirliği fırsatları araştırılmakta,
seminerler düzenlenerek iki ülkenin ekonomik yapısı, ticaret ve yatırım fırsatları
hakkında bilgi alışverişi yapılmakta, ihracatçıların karşılaştıkları teknik sorunlar ilgili
ülke makamlarına iletilmekte ve çözüm aranmaktadır.
Ekonomi Bakanlığı tarafından 2013 ve 2014 yıllarında 223 adet genel ve
sektörel nitelikli ticaret heyeti düzenlenmiş olup 2015 yılı sonu itibarıyla da 170 adet
ticaret heyeti düzenlenmesi planlanmaktadır.
Ticaret heyetleri ile aynı amaçlar doğrultusunda düzenlenen alım heyetlerinde
ise ilgili ülke iş çevreleri ve resmi yetkililer Türkiye’ye davet edilmektedir. Davetler
esnasında Türkiye’de düzenlenen fuarlara ve Türk üreticilerin tesislerine ziyaretler
düzenlenmekte, bu şekilde Türk iş çevrelerinin ve Türkiye’deki yatırım ortamının
tanıtımının yapılması hedeflenmektedir. Bu çerçevede 2014 yılında 62 adet alım
50
heyeti ağırlanmış olup, 2015 yılı sonunda 56 adet heyetin ağırlanması
planlanmaktadır.
Ticaret heyetleri zaman zaman üst düzey siyasi heyetlerle eş zamanlı
düzenlenmekte ve pek çok heyete de Bakanlık yöneticileri başkanlık etmektedir. Öte
yandan hem ticaret fuarlarına hem de ticaret heyetlerine ilgili merkezdeki Ticaret
Müşavirleri/Ataşeleri tarafından katılım sağlanmakta olup firmaların süreç içerisinde
yaşayabileceği sorunlara proaktif bir yaklaşım sunulmaktadır.
3.2.2. Yatırımlarda Stratejik Yaklaşım ve Programlar
Doğrudan yabancı yatırımlar dünya genelinde 1990’lı yıllarda önem
kazanmaya başlamış ve 2000’li yıllarda oldukça ivmelenmiştir. Türkiye’de 11 Aralık
2001 tarihli Bakanlar Kurulu Prensip Kararı ile “Türkiye'de Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Reform Programı” çerçevesinde Yatırım Ortamını İyileştirme
Koordinasyon Kurulu oluşturulmuştur. Kurulun amaçları; Türkiye'deki yatırımlarla
ilgili düzenlemeleri rasyonel hale getirmek, yatırım ortamının rekabet gücünü
arttıracak gerekli düzenlemeleri tespit ederek politika önerileri geliştirmek, işletme
dönemi de dâhil olmak üzere yatırımın her safhasında, ulusal ve uluslararası
yatırımcıların karşılaştığı idari engellere çözüm üretmektir (T.C. Ekonomi Bakanlığı
2015
Yılı
Performans
Programı,
2015:40).
Yatırım
Ortamını
İyileştirme
Koordinasyon Kurulu’nun kuruluşunu izleyen dönemde, 2003 yılında başta 4875
sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu olmak üzere birtakım yasal düzenleme
ve reform paketlerinin hayata geçirilmesi ile Türkiye’de uluslararası doğrudan
yatırımlar artmaya başlamıştır.
51
Ekonominin değişen ve gelişen yapısı ile özel sektörün önerileri doğrultusunda
16 Ocak 2012 tarihli ve 2012/2 sayılı Bakanlar Kurulu Prensip Kararı ile yapısı,
çalışma usul ve esasları yenilenen Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon
Kurulu’nun sekretarya faaliyetleri, Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı
Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Öte yandan, Türkiye’nin orta-uzun vadeli yatırım ve kalkınma planlarına
uygun bir şekilde, cari açığın azaltılması ve “2023 yılında 500 Milyar Dolar İhracat”
vizyonunun hayata geçirilmesi hedefleri doğrultusunda Ekonomi Bakanlığı
tarafından hazırlanan yeni yatırım teşvik sistemi (15/6/2012 tarih ve 2012/3305 sayılı
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı) 19/06/2012
tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe koyulmuş ve amaçları cari açığın
azaltılması maksadıyla ithalat bağımlılığı yüksek olan ara malı ve ürünlerin
üretiminin arttırılması, teknolojik dönüşümü sağlayacak yüksek ve orta yüksek
teknoloji içeren yatırımların desteklenmesi, en az gelişmiş bölgelere sağlanan yatırım
desteklerinin arttırılması, bölgesel gelişmişlik farklılıklarının azaltılması, destek
unsurlarının etkinliğinin arttırılması ve kümelenme faaliyetlerinin desteklenmesi
olarak belirlenmiştir.
Yatırım teşvik sistemi kapsamında yatırım teşvikleri bölgesel ihtiyaçlar,
yatırımların sektörel nitelikleri, firmaların kapasiteleri ve yatırım finansman
miktarına göre sınıflandırılmış ve ayrıntılandırılmıştır. Bu çerçevede gelişmiş ülke
örneklerinde olduğu gibi yüksek teknoloji ve Ar-Ge’ye dayalı sektörlere öncelik
tanınmıştır.
Ayrıca, uluslararası doğrudan yatırımların teşvik edilmesi kapsamında,
uluslararası yatırımcılara Türkiye’de ve Türk yatırımcılar için yurtdışında daha
elverişli bir yatırım ortamı ve hukuki güvence sağlamak amacıyla Türkiye’nin
yatırım ilişkilerinin yoğun olduğu veya bu ilişkilerin gelişmesine yönelik potansiyele
sahip olduğu düşünülen ülkelerle Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması
Anlaşmaları imzalanmaktadır.
52
Bu anlaşmaların temel amacı, taraf ülkeler arasında ekonomik işbirliğini,
sermaye ve teknoloji akımını arttırmak, yatırımlar için elverişli koşullar oluşturmak
ve karşılıklı yatırımların ev sahibi ülkenin hukuk düzeni içinde tabi olacağı
muamelenin sınırlarını tespit etmektir.
Bugüne kadar Türkiye’nin 94 ülkeyle imzaladığı ve halihazırda 76 adedinin
yürürlükte olduğu Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmaları,
uluslararası yatırımcılar açısından kritik bir öneme sahip olup, ev sahibi devlet
tarafından yabancı yatırımcılara “milli muamele” ve “en çok kayırılan ulus”
muamelesinin uygulanması, kâr transferlerinin güvence altına alınması ve ev sahibi
devletçe yapılması muhtemel kamulaştırma işlemlerinin şartlarının belirlenmesinin
yanı sıra, yatırımcı ile ev sahibi devlet arasında ortaya çıkacak uyuşmazlık
durumunda uluslararası tahkime başvurulması gibi
çok önemli hükümler
içermektedir (T.C. Ekonomi Bakanlığı Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 2014 Yılı
Raporu, 2015:67).
Ekonomi Bakanlığı’nın Türkiye’de yatırım ortamının iyileştirilmesine ve
uluslararası doğrudan yatırımları arttırmaya yönelik olarak yürüttüğü başka
faaliyetler de bulunmaktadır. Bu çerçevede, yatırımların önündeki engellerin
azaltılması,
Türkiye'nin
uluslararası
alanda
yatırım
yeri
olarak
imajının
güçlendirilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi alanında hükümet tarafından
yapılan çalışmalara uluslararası bir bakış açısı kazandırılması amacıyla Türk
Hükümeti ve Dünya Bankası işbirliğiyle ve dünyanın önde gelen çok uluslu şirket
yöneticilerinin katılımıyla oluşturulan bir platform olarak Yatırım Danışma Konseyi
kurulmuştur.
53
Ayrıca, yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik Türkiye tecrübesinin,
dünyadaki güncel gelişmeler ile birlikte talep eden ülkelerle paylaşılması yoluyla
kapasite
ve
farkındalık
oluşturulması
hedeflenirken
yatırım
ortamının
iyileştirilmesine yönelik etkili ve verimli kurumsal yapıların oluşturulması ve bu
yapıların işleyişinin sürekli geliştirilmesine yönelik olarak da işbirliği imkânı sunan
Tecrübe Paylaşım Programları düzenlenmekte ve Türkiye’ye yönelik yatırım ilgisi
bulunan uluslararası yatırımcılara teknik düzeyde yatırım ortamı, teşvik sistemi ve
yatırım imkânları hakkında doğrudan bilgi sunulması amacıyla Yatırımcı
Bilgilendirme Toplantıları gerçekleştirilmektedir.
Bu stratejik politikaların neticesi olarak 1975 - 2004 döneminde 19,6 milyar
ABD Doları seviyesindeki Türkiye’ye gelen toplam uluslararası doğrudan yatırım,
2005-2014 yılları arasında yaklaşık 7 kat artarak 144,3 milyar ABD Dolarına
ulaşmıştır (T.C. Ekonomi Bakanlığı Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 2014 Yılı
Raporu, 2015:9).
Öte yandan, Ekonomi Bakanlığı tarafından yurtdışında yatırım yapmak isteyen
girişimcilere, yatırım yapılan ülkede karşılaşabileceği çeşitli risklere yönelik tedbirler
konusunda internet sitesinde bulunan bir platform aracılığı ile (Yurtdışına Yatırım,
T.C. Ekonomi Bakanlığı 2015) bilgilendirme sağlanmaktadır. Bahse konu platformda
ülkelerin yatırım ortamına ilişkin rapor ve analizler, Türkiye’nin imzalamış olduğu
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmalarının sağladığı hukuki
koruma imkânları, uluslararası yatırım anlaşmazlıklarının çözümü (tahkim),
yurtdışında yatırım ve ortaklık fırsatları, yurtdışındaki yatırımcılara verilen destekler
ve girişimcilerin karşılaşabileceği ticari olmayan risklere karşı koruma sağlayan
Siyasi Risk Sigortaları hakkında bilgiler sunulmaktadır.
54
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ise yabancı yatırımların Türkiye’ye
çekilmesi için olumlu ülke imajı yaratma, bilgilendirme seminerleri ve konferansları
düzenleme, yatırımlarla ilgili uluslararası konferanslara ve ticaret heyetleri ve ticaret
fuarlarına katılım sağlama, halkla ilişkiler ve reklam kampanyaları yürütme, yatırım
kılavuzları, sektör raporları
4
ve kuruluş yeri analizleri hazırlama, potansiyel
yatırımcıları hükümet ve iş çevreleri ile bir araya getirme, yatırımcılar için sürekli
temas noktası hizmetlerini sunmaktadır. Ajans, Türkiye’de yatırım yapmanın
avantajlarına ilişkin sunumlar yapmak ve Türkiye’de yatırım yapmış büyük ve
başarılı yatırımcıların yatırım hikâyelerini de bir reklam aracı olarak kullanmak
suretiyle ülkenin olumlu imajına ve güvenilirliğine katkı sağlamaya çalışmaktadır.
Ajansın yatırım teşvikleri konusunda çok önemli bir görevi de diğer kamu
kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonu sağlayarak yatırım sürecinin
kolaylaştırması ve hızlandırmasıdır.
3.3. Ücretlendirme
Türkiye’de ticari diplomasi hizmetleri kamu hizmeti niteliği taşıdığı için bir
ücretlendirme uygulaması bulunmamaktadır.
3.4. Çapraz Verimlilik
Türk ticari diplomasisini yürütmekten sorumlu kurumlarda çapraz verimlilik
uygulaması bulunmamaktadır.
4
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı; Altyapı, Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Elektronik, Enerji
ve Yenilenebilir Kaynaklar, Finansal Hizmetler, Gayrimenkul, İmalat, İş Hizmetleri, Kimya,
Madencilik, Makine, Otomotiv, Sağlık ve İlaç, Tarım ve Gıda, Taşımacılık ve Lojistik, Turizm
sektörlerinin Türkiye’deki durum ve potansiyellerinin rapor ve analizlerini hazırlamakta ve
yatırımcılara sunmaktadır.
55
3.5. Bilgi ve İletişim Teknolojileri
Türk ticari diplomasi faaliyetlerinde son
yıllarda bilgi
ve iletişim
teknolojilerinin kullanımına büyük önem verilmeye başlanmıştır. İhracatçıların ve
yatırımcıların yerel ve uluslararası mevzuatlara, teşvik araçlarına, dış ticaret istatistik
ve analizlerine, ülke ve sektör raporlarına, güncel ekonomik gelişmelere kolay ve
hızlı erişimi için Ekonomi Bakanlığı ayrıntılı ve kapsamlı bir internet sitesi hizmeti
sunmaktadır. Firmalardan gelen taleplere hızlı ve güvenilir bilgi sağlamak amacıyla
“Uzmana Danışın” ve “İhracat İletişim Noktası” gibi hizmetleri bulunmakla birlikte
bu hizmetlerin temininin takibi de güncel olarak yapılmaktadır. Bakanlık internet
sitesi aynı zamanda mobil uygulamalarla uyumlu çalışmaktadır. Bu minvalde,
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı da kapsamlı bir internet sitesi hizmeti
sunmaktadır.
56
GEREÇ VE YÖNTEMLER
Bu çalışmanın kavramsal çerçevesinin oluşturulmasında teorik ve ampirik
akademik kaynaklara öncelik verilmiştir. Ülke incelemelerinin yapıldığı bölümlerde
vaka çalışması yöntemi kullanılmış ve bu bölümlerin yazımında teorik ve ampirik
akademik kaynaklar ile ilgili kurum ve kuruluşların geçmiş dönem performanslarını
içeren faaliyet raporları, gelecek dönemde izlenmesi planlanan politikalara ilişkin
strateji belgeleri ve yine ilgili kurum ve kuruluşların faaliyetlerini içeren resmi
internet siteleri incelenmiştir. Ayrıca, çalışmada temel olarak analiz edilen kurum
olan Ekonomi Bakanlığı’nın çalışanları ile kişisel görüşmeler yapılmıştır. Bahse
konu kişisel görüşmeler elde edilebilir kaynaklar olmadıklarından Kaynakça
bölümüne eklenmemiştir. Çalışmada bütünüyle kalitatif bir metodoloji kullanılmıştır
ve çalışma tanımlayıcı bir özellik taşımaktadır.
57
BULGULAR
Yukarıda ele alınan başlıklar ve konular çerçevesinde ticari diplomasi, bir
ülkenin iş çevrelerine ülke dışında ticaret yapmasına yardım etme ve yabancı
yatırımcıları da o ülkede yatırım yapmaya ikna etme faaliyetlerinin bütünü olarak
değerlendirilmektedir. Ticari diplomasinin aktörleri kamu personelleri, iş dünyası
liderleri, ticaret oda ve birliklerini içeren bir kamusal ve özel aktörler ağından
oluşmaktadır.
Ticari diplomasi faaliyetlerinin yapı, planlama ve uygulamaları ülkeden ülkeye
farklılıklar arz etmektedir. Bu çerçevede, ihracat ve yatırım teşvik ajansları
birbirlerinden farklı özellikler göstermektedir. Bazı ülkeler bu ajansları tamamen
kamusal, tamamen özel veya karma yapıda oluşturabilmektedir. Ancak, dünya
genelindeki eğilim karma yapıdaki ajansları bu faaliyetler için sorumlu kılmak
yönündedir. Bunun en önemli sebebi de karma yapıdaki ajansların kamu ve özel
sektöre içkin bilgileri haiz olması ve bundan dolayı da daha esnek bir yapıya sahip
olmasıdır.
Yukarıda incelenen iyi uygulama örnekleri çerçevesinde ticari diplomasi
faaliyetlerinin başarılı olması için gerekli faktörler; kurumsal yapının özerk olması,
ihracatçı ve yatırımcıların ihtiyaçlarını merkeze alan, doğru firma, sektör ve
pazarlara yönlendirilmiş stratejik yaklaşım, yalnızca yurt içi değil, yurt dışı
faaliyetlere de önem atfedilmesi, kalifiye personel istihdamı, bilgi ve iletişim
teknolojilerinin etkin ve yoğun kullanımı ve etki analizi olarak sıralanabilir.
58
Bu doğrultuda, ihracat ve yatırım teşvik süreçlerinden sorumlu tek bir
organizasyonun var olması ve bu organizasyonun özel sektörün farklı ihtiyaçlarına
cevap verebilecek şekilde esnek bir yapıyı haiz olması ve özel sektörle yakın işbirliği
içinde çalışması ticari diplomasi faaliyetlerinin başarıya ulaşması için birincil
koşuldur.
İhracat ve yatırım teşviklerinin doğru firma, sektör ve pazarlara odaklanması
oldukça önem arz etmektedir. Hedef firmaların belirlenmesi konusunda firmalar
özelinde farklılaşmış bir yaklaşım oluşturmak gerekmektedir. Bu noktada firmalar
için ihracata hazırlık ve ihracat aşaması ayrımlarının yapılması doğru bir yaklaşım
olacaktır. Hedef sektörler konusunda ise geleneksel olarak güçlü sektörler ve yeni
fırsatların yoğun olduğu sektörler arasında bir ayrım yapılması önemlidir. Bu durum,
hedef pazarlar için de geçerli olmakla beraber, pazar özelinde temsil şekilleri
geliştirmek başarıya ulaşmak için elzemdir. İyi uygulama örneklerinde görüldüğü
üzere, firma, sektör ve pazar hedeflemelerinin yüksek katma değere ve inovasyona
dönük yapılandırılması orta ve uzun vadede daha verimli sonuçlar vermektedir. Son
olarak bu yaklaşımları belli başlı program paketleri şeklinde uygulamak sağlanan
hizmetleri ihracat ve yatırımcılar için anlaşılması kolay ve cezbedici hale
getirecektir.
Öte yandan, ticari diplomasi faaliyetlerinin yurt içi ve yurt dışı boyutları
arasında hem kamusal hem de özel sektör bağlamında koordinasyon ve işbirliği
sağlanması gerekmektedir.
Ticari diplomasi faaliyetlerinin etkin ve etkili bir şekilde yürütülebilmesi için
bu faaliyetleri yürütmekten sorumlu yurt içi personelin ve diplomatların donanımlı
olması şarttır. Bunu sağlayabilmek için bu alanda görevli personele eğitim
programları düzenlenmeli ve çapraz verimlilik uygulamaları oluşturulmalıdır.
59
Günümüz gerekliliklerine uygun bir şekilde, ticari diplomasi faaliyetlerinin
yürütülmesinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin hem yurt içi hem de yurt dışı
faaliyetlerinde etkin ve yoğun olarak kullanılması ve bu iki ayağın entegrasyon
içerisinde olması oldukça önemlidir.
Son olarak, ticari diplomasi faaliyetlerinin etki analizinin yapılması vasıtasıyla
ticari diplomasi araçlarında ve sağlanan hizmetlerde eksiklerin tespit edilerek
giderilmesi, doğru politikalar oluşturulması ve uygulanması yönünde büyük katkı
sağlayacaktır.
Ticari diplomasi faaliyetlerini ve misyonlarını geliştirecek, bir ülkenin
ekonomik zenginliğine ve rekabetçiliğine ciddi katkılar sağlayacak olan bu faktörler
bir arada ve doğru bir strateji ile uygulandığında ülkenin ihracat ve yatırım
performansının artması beklenmektedir.
60
TARTIŞMA VE KISITLAR
Ticari diplomasi kavramı yukarıda da belirtildiği gibi literatürde göreli olarak
yeni bir kavramdır. Konu hakkında çeşitli çalışmalar yapılmış olmasına rağmen her
bir çalışma ticari diplomasi kavramının belirli yönlerini analiz etmiştir. Özellikle
Türkiye özelinde yapılmış çok az sayıda çalışma mevcuttur ve bu çalışmalar
güncelliğini yitirmiştir. Bu tez, bu çerçevede ticari diplomasi kavramını, yapı ve
süreçleri temelinde örnek ülke incelemelerini de içermek suretiyle ihracat ve yatırım
teşviklerinin bir arada değerlendirildiği bütüncül bir yaklaşımla hazırlanmıştır.
Literatür taraması bölümünde ihracat ve ticari diplomasi faaliyetleri arasındaki
ilişkiyi inceleyen pek çok ampirik kaynağa yer verilmesine rağmen, doğrudan
yabancı yatırımlar ve ticari diplomasi faaliyetleri arasındaki ilişkiyi inceleyen
ampirik kaynaklara yer verilmemiş olmasının nedeni yatırımın göreli olarak yeni bir
konu olması sebebiyle literatürde bu konuda yapılmış bir ampirik çalışmaya
ulaşılamamasıdır.
Yine literatür taraması bölümünde dünya genelinde beş farklı ticari diplomasi
yapısı görüldüğü belirtilmiştir. Tez içerisinde ticari diplomasi faaliyetlerinde iyi
uygulama örnekleri olarak bu beş yapının her birinden bir örnek ülke incelemesi
yapılmamış olmasının sebebi bu yapılanmaların Türkiye’nin mevcut kurumsal ve
ticari diplomasi altyapısı ile uyumlu olmamasıdır. Özellikle Türk ticari diplomasi
faaliyetleri açısından uygulamada örnek gösterilebilecek olan, ihracata dayalı
kalkınmada büyük başarılar gösteren ve son otuz yılda dünyanın en hızlı büyüyen ve
gelişen ekonomileri arasında yer alan Güney Kore’nin örnek ülkeler arasına
alınmamasının sebebi, Güney Kore’de ticari diplomasi faaliyetlerini yürütmekten
sorumlu konumdaki KOTRA’nın (Korean Trade-Investment Promotion Agency)
kamu-özel yapıda bir delegasyon olması ve yurtdışı yapılanmasında hiyerarşik olarak
Büyükelçiliklerin yönetimi altında yer almaması sebebiyle Türkiye’nin mevcut ticari
diplomasi yapısına uyarlanabilir olmamasıdır.
61
Bunun yanı sıra daha çok gelişmekte olan ülkelerde görülen, dış ilişkiler ve
ticareti teşvik faaliyetlerinin her ikisinin de Dışişleri Bakanlığı’nın yetki alanında
olduğu, ancak birbirinden tamamen ayrı tutulduğu yapılanmanın örnek olarak
seçilmemesinin sebebi de Türkiye’de ticari politikaların dış ilişkilerden tamamen
ayrıştırılmış olmasıdır.
Bu çerçevede, İngiltere ve Kanada’nın ticari diplomasi uygulamaları
organizasyon yapıları ile ilişkili olmaktan ziyade, yurtdışı temsilcilik yapılanma
boyutu ve politika geliştirme ve uygulamaları açısından Türkiye’ye örnek
olabilecekleri değerlendirilerek incelenmiştir. Ayrıca, yurtiçi yapılanmaları farklılık
arz ediyor olsa da yurt dışı yapılanmaları Türkiye’nin yurt dışı ticari misyonları ile
benzerlikler göstermektedir.
Tez içerisinde ticari diplomasi faaliyetleri incelenirken ticari diplomasi
faaliyetlerinin başarıya ulaşmasında önemli bir koşul olmasına rağmen bu
faaliyetlere tahsis edilen kaynaklar ve finansman konusuna değinilmemiş ve hem
İngiltere ve Kanada, hem de Türkiye örneğinde finansman hususu dışarıda
bırakılarak yalnızca politika yapım ve uygulama süreçlerine odaklanılmıştır. Bu
yaklaşımın en önemli sebebi finansman tahsisi hususunun başlı başına ele alınacak
kadar geniş bir husus olması ve bu hususa bu çalışmada yer verilmesi durumunda
çalışmanın odak noktasından uzaklaşılacak olmasıdır. Bu çerçevede, ticari diplomasi
kurumlarının teşvik ve diğer hizmetlerine ilişkin ne kadar kaynak tahsis edildiği ve
bu kaynakların teşvikler ve diğer hizmetler arasında ne şekilde paylaştırıldığı tezin
kapsamı dışında bırakılmıştır.
62
SONUÇ VE ÖNERİLER
Ticari diplomasi, bir ülkenin girişimci ve ihracatçılarının yurt dışında ticaret
yapması ve yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi açısından oldukça önem arz eden
faaliyetler bütünüdür. Ülkelerin küresel ticaret ve yatırım rekabetinden pay
alabilmesi ve ekonomik güvenlik ile refahını arttırabilmesi için ticari diplomasi
faaliyetlerini yürütecek kurumların etkin ve etkili bir şekilde yapılandırılması, güçlü
stratejiler izlenmesi ve nitelikli personel aracılığı ile uygulanması elzem hale
gelmektedir.
Küresel ekonomik rekabette giderek daha önemli bir yere sahip olan
Türkiye’nin de bu yerini güçlendirmek için ticari diplomasi faaliyetlerindeki
etkinliğini arttırması mecburidir. Makroekonomik politikalarla uyum içerisinde,
gereksinimlere dayanan, gerçekçi hedefler ve bu hedeflere ulaşmak için gerekli
araçları sağlayan, kısa orta ve uzun vadeli ve entegre bir ihracat ve yatırım stratejisi
geliştirilmesi bu etkinliğe ulaşmanın ilk adımıdır.
Bu çerçevede ilk olarak ihracat ve yatırım teşviklerini yürütmekten sorumlu
kurumların birbiri ile uyumlu çalışması gerekmektedir. Bu noktada ticari diplomasi
faaliyetlerini yürütmekten birinci derecede sorumlu olan Ekonomi Bakanlığı ve diğer
özel ve kamusal ihracat ve yatırım teşvik ajanslarının hem yurtiçi hem de yurtdışı
program ve faaliyetlerinde ciddi bir koordinasyon içerisinde olması elzemdir.
Sağlanacak koordinasyon hem faaliyetlerde mükerrerliği, hem de kaynakların israfını
engellemeye büyük katkı sağlayacaktır. Ayrıca, bu koordinasyon sayesinde bilgiye
erişim daha hızlı ve güvenilir hale gelecek, karar alma süreçlerinin daha kolay
yürütülmesi ve olası görev ve yetki karışıklıklarının önüne geçilmesi sağlanacaktır.
63
İkinci olarak, ticari diplomasi faaliyetleri yürütülürken hedef pazar ve
sektörlerin doğru tespit edilmesi, bu pazar ve sektörlerde Türk iş çevrelerinin rekabet
gücünü arttırıcı araçların tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması; yurtiçinde
doğrudan yabancı yatırımların yönlendirileceği sektörlerin stratejik seçiminin
yapılması büyük önem arz etmektedir. Hem ihracat hem de yatırım teşvik faaliyetleri
açısından hedef pazar ve sektörler belirlenirken gelişmiş ülke örneklerinde olduğu
gibi ticaret ve büyüme potansiyeli yüksek, Ar-Ge altyapısı güçlü pazarlara ve
inovatif, Ar-Ge’ye dayalı, yüksek teknolojili, yani katma değeri yüksek sektörlere
odaklanılması Türkiye’nin etkin bir ekonomik güç olması için zorunludur. Yukarıda
da belirtildiği üzere, Türk ticari diplomasisinde bu konuda ciddi gelişmeler
kaydedilmektedir, ancak bu yaklaşımın daha da güçlendirilmesinde fayda
görülmektedir. Bu doğrultuda geleneksel sektör ve pazarlara yoğunlaştırılan
faaliyetlerin ağırlığının azaltılması gerektiği değerlendirilmektedir. Bu yaklaşımı
benimsemek kısa ve orta vadede zor olabilir ancak uzun vadede Türkiye’nin gelişmiş
ülkeler arasında yer alması için oldukça önem arz etmektedir. Bunun haricinde
İngiltere ve Kanada örneklerinde görüldüğü gibi pazara özel avantajlı ve öncelikli
sektörlerin belirlenmesi oldukça önemlidir.
Hedef pazar ve sektörler belirlenirken özel sektör ile işbirliği içerisinde
çalışılması, iş çevrelerinin ihtiyaç ve talepleri ile dış politika hassasiyetlerinin ortak
bir noktada buluşturulması için gereklidir. Uzun vadeli ve kapsamlı hedef pazar ve
sektör politikalarının ancak güçlü bir işbirliği içerisinde oluşturulabileceği
değerlendirilmektedir.
Öte yandan, hedef firmaların seçiminde de stratejik bir yaklaşım izlenmelidir.
Türkiye’nin ihracatçı sayısının artması şüphesiz ki önemlidir. Ancak yüksek katma
değerli üretim yapan firmaların güçlendirilmesi daha faydalı bir yaklaşım olacaktır.
Bu çerçevede, yalnızca ihracatçı firma sayısının arttırılmasına değil, ihracat
potansiyeli yüksek ve altyapısı güçlü olan, ancak uluslararası piyasalara açılım
sağlayamamış firmaların küresel ekonomik rekabete entegrasyonunu sağlamaya
odaklanılmalıdır.
64
Bu politika izlenirken elbette ki küçük ölçekli firmalar göz ardı edilmemeli;
Ar-Ge süreçleri gelişmiş inovatif küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri de küresel
ekonomiye dâhil edecek stratejik bağlantılar oluşturulmalıdır. Yenilikçi ve yüksek
katma değer içeren sektörlerde iştigal eden küçük ve orta büyüklükteki işletmelere
odaklanılması ülkenin ekonomik rekabetçiliğinin güçlendirilmesi açısından oldukça
önemlidir.
Ticari diplomasinin yürütülmesinde her ne kadar ihracat ve yatırım teşvikleri
ayrı faaliyetler olarak sınıflandırılmış olsa da bir ülkenin ihracat ve/veya yatırımlar
açısından gelişmişliğinin birbirini olumlu şekilde etkileyeceği aşikârdır. Bu
çerçevede ihracatta yüksek teknolojili ürünlere ağırlık verilmesi ülkenin teknolojik
altyapısının gelişmesine yardımcı olacak ve ülkeyi daha çok sayıda yabancı yatırımcı
için çekici hale getirecektir. Aynı şekilde, yüksek teknolojili sektörlerle iştigal eden
yabancı yatırımların ülkeye gelmesi ülkenin teknolojik altyapısının gelişmesine ve
ihraç ürünlerinin katma değerinin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu noktada
geleneksel sektörlerin de yüksek katma değer yaratmaya yönlendirilmesi de önem
arz etmektedir.
İhracata yönelik teşvik faaliyetleri yürütülürken göz ardı edilmemesi gereken
bir
nokta
da
ihracatın
teşvik
edilmesinin
yanında
ihracatçıların
ihracat
potansiyellerinin arttırılması, performanslarının geliştirilmesi ve kurumsal kültürün
yerleştirilmesi olmalıdır. Bu yaklaşım da uzun vadede güçlü firmalar yaratarak
Türkiye’nin ekonomik rekabetçiliğine katkı sağlayacaktır.
Ticaret fuarları ve ticari heyetler konusunda Türkiye uygulamaları gelişmiş
ülke örnekleri ile paraleldir. Ancak özellikle ticaret heyetlerine hükümet ve/veya
Bakanlık yetkililerinin üst düzey katılım sağlanmasının Kanada örneğinde olduğu
gibi heyetlerin verimliliğini arttıracağı aşikârdır.
65
Ayrıca, ticaret fuarları ile eş zamanlı olarak diplomatik ve ticari misyon
temsilcilerinin ve üst düzey iş çevrelerinin katılım sağlayacağı seminer ve panel
benzeri ülke tanıtım etkinliklerinin düzenlenmesinde, bu etkinliklerde Türkiye’deki
iş ve yatırım ortamının promosyonunun yapılmasında fayda görülmektedir. Bu tür
faaliyetler hem ihracat hem de yatırımlar açısından oldukça olumlu katkılar
sağlayacaktır.
Öte yandan, bu stratejiler izlenirken yalnızca yurt içi odaklı çalışmak yeterli ve
güçlü bir vizyon sağlamayacaktır. Bu anlamda küresel rakiplerin ticari diplomasi
faaliyetlerini yürütme hususunda izlediği stratejilerin sürekli olarak gözetilmesi ve
proaktif adımlar atılması gerekmektedir.
Türkiye’de de İngiltere örneğinde olduğu gibi çapraz verimlilik uygulaması
yapılmasının
faydalı
olacağı
değerlendirilmektedir.
Özellikle
aday
Ticaret
Müşavirleri/Ataşelerinin özel sektörde belirli bir süre görevlendirilmesi piyasaya
ilişkin bilgilerin ve firma ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Ticari diplomaside bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması konusunda
Türkiye son yıllarda ciddi bir gelişme göstermiştir. Türk firmaları ihracat ve yatırım
teşvikleri, ihracat ve yatırım mevzuatı, pazara giriş uygulamaları ve engelleri, hedef
pazarlara ilişkin bilgilere daha rahat ulaşabilmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi,
Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın internet siteleri
hem ihracatçı hem de yatırımcılar için geniş kapsamlı bilgiler sunmaktadır. Ancak,
firmalara internet üzerinden iş ortağı bulma ve görüşme yapma imkânı sağlayan
sanal ticaret uygulamaları Türkiye’de mevcut değildir. Böyle bir uygulamanın hayata
geçirilerek ortalama bir ücret karşılığında firmaların hizmetine sunulmasının faydalı
olacağı değerlendirilmektedir.
66
Türkiye’de ticari diplomasi faaliyetleri çerçevesinde verilen hizmetlerin etki
analizi yapılmamaktadır. Etkin ve kapsamlı analiz paketleri bulunmamakta ve ticari
diplomasi araç ve faaliyetleri, İngiltere ve Kanada örneklerinin aksine, etkinlik ve
etkililik açısından dönemsel olarak denetlenmemektedir. Bu nedenle sunulan
hizmetlerin etkinliği analiz edilememekte ve uygulamalarda gerekli geliştirme ve
güncellemeler sağlanamamaktadır. Hizmetlere ilişkin geri bildirim çoğunlukla sorun
yaşayan özel sektörce iletilen şikâyet ve tavsiyelerden oluşmakta ve bu doğrultuda da
sorun ortaya çıkmadan önce önlem alınması mümkün olmamaktadır. Bu çerçevede,
finansal kaynakların nasıl kullanıldığı, belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı,
hedeflere ulaşmada en başarılı ve etkili faaliyetlerin neler olduğu, etkisinin az olduğu
ölçülen faaliyetlerin ise nasıl iyileştirilip geliştirileceği yönünde yapılacak çalışmalar
ticari diplomasi faaliyetlerinin etkinliğinin arttırılmasına katkı sağlayacaktır.
Bunların haricinde, yukarıda da değinildiği üzere hükümetler, güvenilir ve
objektif ticari bilgiye erişim ihtiyacı, yabancı piyasalara yeni giren firmaların
güvenilirlik ve olumlu imaj sağlama ihtiyacı, ulusal firmaların uluslararasılaşmasını
sağlamak, uyuşmazlıkların çözülmesi ihtiyacı, ticaret ve hükümet heyetlerinin
ziyaretleri esnasında lojistik destek sağlanması arayışı ve stratejik ticaret
politikalarını gerçekleştirme amaçları ile ticari diplomasi faaliyetleri yürütürler. Bu
kapsamda ticari diplomasi faaliyetlerini yürütmekten birinci derecede sorumlu olan
ticari diplomatların istihbarat, iletişim, yönlendirme, müdafaa, koordinasyon ve
lojistik sağlama görevlerini etkin bir şekilde yerine getirmeleri gerekmektedir.
Yukarıdaki
bilgiler
ışığında,
Türk
ticari
diplomasisinin
etkinliğinin
arttırabilmesi için Türk ticari diplomasisinde bu görevleri üstlenen Ticaret
Müşavirleri/Ataşeleri bağlamında da bazı düzenlemeler yapılmasının faydalı olacağı
değerlendirilmektedir.
67
Bu doğrultuda ilk olarak, Ticaret Müşavirlikleri/Ataşeliklerinin sayısının
arttırılması gerekmektedir. Zira Ticaret Müşavirliği/Ataşeliği’nin olmadığı ülkelerde
ticari diplomasi faaliyetlerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilememesinin yanında
Türk firmalarının ilgili ülke mevzuatı ve Bakanlık tarafından sağlanan teşvik
mekanizmaları ile ilgili bazı sorunlar yaşadığı tespit edilmiştir.
Ancak yeni Ticaret Müşavirlikleri/Ataşeliklerinin açılmasının mümkün
olmadığı durumlar ve/veya bazı istisnai hallerde Büyükelçilik ve Konsolosluk
personelinin hem görev ve yetki alanlarının, hem de bilgi birikimlerinin Ticaret
Müşavirleri/Ataşeleri ile eşleştirilmesi için Dışişleri Bakanlığı ile koordinasyon
içerisinde bir düzenleme yapılması uygun olacaktır. Aynı şekilde, Büyükelçilik ve
Konsolosluk teşkilatı ile Ekonomi Bakanlığı merkez teşkilatı arasında iletişim
kanallarının güçlendirilmesinde de fayda olduğu mütalaa edilmektedir.
İkinci olarak,
Ticaret
Müşavirleri/Ataşelerinin
görevlerine başlamaları
öncesinde verilen eğitimin kapsamının genişletilerek geliştirilmesi, Ticaret
Müşavirlikleri/Ataşeliklerinin bulunduğu ülkelere yönelik olarak ülke bazında ticari,
ekonomik, siyasi ve kültürel eğitim paketlerinin hazırlanması önem arz etmektedir.
Üçüncü olarak, yine İngiltere ve Kanada örneklerinde görüldüğü gibi Ticaret
Müşavirlikleri/Ataşeliklerinde sektörel bazda uzmanlaşmış yerel
istihdam
edilmesinin
ticari
diplomasi
faaliyetlerinin
etkinliğini
uzmanların
arttıracağı
değerlendirilmektedir.
Dördüncü
olarak,
Ticaret
Müşavirleri/Ataşelerinin
yurt
dışı
görevlendirilmelerinde yabancı dil bilgilerinin göz önünde bulundurulmasının daha
etkili
ticari
diplomasi
faaliyetlerinin
yürütülmesine
katkıda
bulunacağı
öngörülmektedir. Öte yandan, aday Ticaret Müşavirleri/Ataşelerine görev öncesi
verilen eğitimler esnasında hızlandırılmış ve yoğun dil kursu imkânının sağlanması
faydalı bir yaklaşım olacaktır.
68
Beşinci
olarak,
bir
ülkede
göreve
yeni
başlayacak
olan
Ticaret
Müşaviri/Ataşesinin o ülkede görevi sona ermekte olan Ticaret Müşaviri/Ataşesi ile
belirli bir süre birlikte çalışabilmesine olanak sağlayacak bir düzenleme yapılmasının
deneyim paylaşımı ve pazar hâkimiyetini sağlamak açısından oldukça yararlı olacağı
değerlendirilmektedir.
Son olarak, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın yurtdışı
temsilcilikleri ile Ticaret Müşavirlikleri/Ataşelikleri arasındaki koordinasyonun
sağlanması
gerekmektedir.
Ajansın
yurtdışı
temsilcilikleri
ile
Ticaret
Müşavirlikleri/Ataşelikleri arasındaki koordinasyon eksikliği Türk ticari diplomasi
faaliyetlerinin etkinliğini olumsuz etkilemekte ve yürütülen tanıtım faaliyetlerinde
ikilik yaratmasının yanında bazı durumlarda da kaynak ve zaman israfına sebep
olmaktadır.
Sonuç olarak, sürekli olarak değişen ve gelişen küresel ekonomik arenada Türk
ticari diplomasisinin son yıllardaki başarılı performansını artırabilmesi ve daha etkin
hale gelebilmesi için gelişmiş ülkelerin benzer uygulamalarını takip etmesi ve var
olan uygulamalarını sürekli olarak geliştirip güncellemesi gerekmektedir. Zira,
çalışma içerisinde de defaten değinildiği gibi, artan rekabet ortamında ekonomik ve
ticari gelişmeleri yakından takip ederek fırsatları değerlendirebilmek ve tehditleri
ortadan kaldırabilmek için ticari diplomasi faaliyetlerinin etkin kullanımı bir
zorunluluk halini almıştır. Bu çerçevede, Türkiye’nin ekonomik güvenliğini ve
refahını arttırmak için ticari diplomasi uygulamalarının daha dinamik ve güçlü bir
yapıya kavuşturulması elzemdir.
69
KAYNAKÇA
AFMAN, E. ve MAUREL, M. (2010) “Diplomatic Relations and Trade
Reorientation in Transition Countries”, BERGEIJK P.A.G. ve BRAKMAN S.
(Ed.), The Gravity Model in International Trade: Advances and Applications,
Cambridge University Press, Cambridge, ss. 278−295.
AYDIN, M. (2003) “Twenty Years Before, Twenty Years After: Turkish
Foreign Policy at the Threshold of the 21st Century”, AYDIN, M. ve ISMAEL
T. (Ed.) Turkey’s Foreign Policy in the 21st Century: A Changing Role in
World Politics, Ashgate, Aldershot, ss.3-26.
BERGEIJK, P.A.G. (2009) Economic Diplomacy and the Geography of
International Trade, Edward Elgar, Gloucestershire.
BERGEIJK, P.A.G ve MOONS, S. (2009) “Economic Diplomacy and
Economic Security”, COSTA, C.G. (Ed.), New Frontiers for Economic
Diplomacy, Instituto Superior de Ciencas Socias e Politicas, Lizbon, ss. 37-54.
BERRIDGE, G.R. ve JAMES, A. (2001), A Dictionary of Diplomacy,
Palgrave, New York.
CARRON DE LA CARRIÈRE, G. (1998) La Diplomatie Économique: le
Diplomate et le Marché, Economica, Paris.
Entering New Markets: A Guide for Trade Representatives 2013, International
Trade Centre, Cenevre.
FRATTIANI, M. ve KANG H. (2006) “International Terrorism, International
Trade, and Borders”, FRATTIANI, M. (Ed.) Regional Economic Integration
(Research in Global Strategic Management, Volume 12), Emerald Group
Publishing Limited, ss. 203 – 223.
GARTEN J., ZOELLICK R. ve SHINN J. (1998) Riding the Tigers: American
Commercial Diplomacy in Asia, Council on Foreign Relations, New York.
GIL PAREJA, S., LLORCA-VIVERO R. ve MARTINEZ-SERRANO, J.A.
(2007) “The Impact of Embassies and Consulates on Tourism”, Tourism
Management, Cilt 28, Sayı 2, ss. 355–360.
Global Affairs Canada 2015, http://www.international.gc.ca/trade-missionscommerciale/index.aspx?lang=eng (Erişim tarihi: 27.09.2015)
70
HARRIS, R. ve Li Q.C. (2005) Review of the Literature: The Role of
International Trade and Investment in Business Growth and Development, UK
Hazine Müsteşarlığı 2014, Stratejik Plan 2014-2018, Ankara.
KİRİŞÇİ, K. (2009) “The Transformation of Turkish Foreign Policy: The Rise
of the Trading State”, New Perspectives on Turkey, Sayı 40, ss. 29-57.
KOSTECKI, M. ve NARAY, O. (2007) “Commercial Diplomacy and
International Business”, Clingendael Discussion Papers in Diplomacy,
Clingendael Institute, Sayı107.
KOTABE, M. ve CZINKOTA, M.R. (1992) “State Government Promotion of
Manufacturing Exports: A Gap Analysis”, Journal of International Business
Studies, Cilt 23, Sayı 4, ss. 637-658.
LEDERMAN, D., OLARREAGA, M., ve PAYTON, L. (2006) “Export
Promotion Agencies: What Works and What Doesn't”, Policy Research
Working Paper Series 4044, The World Bank.
LEE, D. (2004) “The Growing Influence of Business in U.K. Diplomacy”,
International Studies Perspectives, Sayı:5, ss. 50-54.
LI, Q. ve SCHAUB, D. (2004) “Economic Globalization and Transnational
Terrorism”, Journal of Conflict Resolution, Cilt 48, Sayı 2, ss. 230-258.
MERCIER, A. (2007) “Commercial Diplomacy in Advanced IndustrialStates:
Canada, the UK, andthe US” Clingendael Discussion Papers in Diplomacy,
Clingendael Institute, Sayı 108.
NARAY, O. (2008), “Commercial Diplomacy: A Conceptual Overview”,
paper presented at the 7th World Conference of TPOs, The Hague, The
Netherlands, October 2008.
http://www.researchgate.net/profile/Olivier_Naray/publication/255601282_Co
mmercial_Diplomacy_A_Conceptual_Overview/links/53d759a10cf21cf932c10
e1e.pdf (Erişim tarihi: 10.04.2015).
NARAY, O. (2011), “Commercial Diplomats in the Context of International
Business”, BERGEIJK P.A.G, HEIJMANS, M.O. ve MELISSEN, J. (Ed.),
Economic Diplomacy: Economic and Political Perspectives, Martinus Nijhoff,
Leiden, ss.121-148.
NITSCH, V. ve SCHUMACHER, D. (2004) “Terrorism and International
Trade: An Empirical Investigation”, European Journal of Political Economy,
Cilt 20, Sayı 2, ss. 423–433.
NITSCH, V. (2007) “State Visits and International Trade”, The World
Economy, Cilt 30, Sayı 12, ss. 1797-1816.
71
ÖĞÜTÇÜ, M. (1998) Türkiye'de Yeni Bir Ekonomik ve Ticari Diplomasi
Stratejisine Doğru, TÜSİAD, İstanbul.
ÖZBEK, Z. (2008) “KOBİ’lerin Türk Ekonomisine Etkileri,” Uluslararası
Ekonomik Sorunlar, Sayı, 31, ss. 49-57.
POTTER, E.H. (2004) “Branding Canada: The Renaissance of Canada’s
Commercial Diplomacy”, International Studies Perspectives, Cilt 5, Sayı 1, ss.
55-60.
RANA, K.S. (2002) Bilateral Diplomacy, Diplohandbooks, Cenevre.
RANA, K.S. (2007) "Economic Diplomacy: The Experience of Developing
Countries." BAYNE, N. Ve WOOLCOCK, S. (Ed.), The New Economic
Diplomacy: Decision-Making and Negotiation in International Economic
Relations, Ashgate, Aldershot, ss. 201-220.
REUVERS, S. ve RUEL, H. (2012) “Research on Commercial Diplomacy: A
Review and Implications”, RUEL, H. (Ed.), Commercial Diplomacy and
International Business: A Conceptual and Empirical Exploration, Emerald
Group Publishing Limited, Bingley, ss. 1-27.
ROSE, A.K. (2007) “TheForeign Service andForeignTrade: Embassies as
ExportPromotion,” The World Economy, Cilt 30, Sayı 1, ss. 22-38.
SANER, R. ve YIU, L. (2003) “International Economic Diplomacy: Mutations
in Post-Modern Times”, Clingendael Discussion Papers in Diplomacy,
Clingendael Institute, Sayı 84.
SEGURA-CAYUELA, R. ve VILARRUBIA, J.M. (2008) The Effect of
Foreign Service on Trade Volumes and Trade Partners, Banco de Espana
Working Paper No.0808.
SERINGHAUS, R.F.H. (1986) “The Impact of Government Export Marketing
Assistance”, International Marketing Review, Cilt3, Sayı 2, ss. 55-66.
SERINGHAUS, R.F.H. ve ROSSON, P.J. (1989) Government Export
Promotion: A Global Perspective, Routledge, Londra.
SERINGHAUS, R.F.H. ve ROSSON, P.J. (1998) “Management and
Performance of International Trade Fair Exhibitors: Government Stands vs
Independent Stands”, International Marketing Review, Cilt 15, Sayı 5, ss. 398412.
SPENCE, M.M. (2003) “Evaluating Export Promotion Programmes: U.K.
Overseas Trade Missions and Export Performance”, Small Business
Economics, Cilt 20, Sayı 1, ss. 83-103.
72
STRANGE, S. (1992) “States, Firms and Diplomacy”, International Affairs,
Cilt 68, Sayı 1, ss. 1-15.
T.C. Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı 2015,
http://www.invest.gov.tr/tr-TR/theagency/Pages/OurServices.aspx
(Erişim
tarihi: 08.10.2015)
T.C. Ekonomi Bakanlığı 2013, Stratejik Plan 2013-2017, Ankara.
T.C. Ekonomi Bakanlığı 2015, Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 2014 Yılı
Raporu, Ankara.
T.C. Ekonomi
29.10.2015)
Bakanlığı
2015,
www.ekonomi.gov.tr
(Erişim
tarihi:
T.C. Ekonomi Bakanlığı 2015, 2015 Yılı Performans Programı, Ankara.
The Canadian Trade Commissioner Service Committee Report 2012, Standing
Committee on International Trade , (Adopted by the Committee on March 27,
2012; Presented to the House on March 30, 2012)
The Canadian Trade Commissioner Service 2015,
http://www.tradecommissioner.gc.ca/eng/home.jsp (Erişim tarihi: 23.09.2015)
The World of Investment Promotion At a Glance: A Survey Of Investment
Promotion Practices2001, United Nations Conference on Trade and
Development, Cenevre.
Trade and Investment Report,
http://www.gla.ac.uk/t4/economics/files/harris_UKTIFinalReport.pdf
tarihi: 08.11.2015)
(Erişim
Trade Commissioner Service Comprehensive Client Survey 2013,
http://www.tradecommissioner.gc.ca/eng/document.jsp?did=140716
(Erişim
tarihi: 09.11.2015)
Türk Eximbank 2014, 2014 Faaliyet Raporu, Ankara.
Türk Eximbank 2015, https://www.eximbank.gov.tr (Erişim tarihi: 22.10.2015)
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı 2013, 2013 Yılı Faaliyet
Raporu, Ankara.
Türkiye İstatistik Kurumu 2015, http://www.tuik.gov.tr/ (Erişim tarihi:
19.10.2015)
UK Trade and Investment 2005, Corporate Plan 2005-2008, Londra.
73
UK Trade and Investment 2005, Departmental Report 2005, Londra.
UK Trade and Investment 2014, Annual Report and Accounts 2013-14,
Londra.
UK Trade and Investment Performance and Impact Monitoring Survey 2015,
https://www.gov.uk/government/collections/uk-trade-investment-performanceand-impact-monitoring-survey (Erişim tarihi: 25.11.2015)
UK Trade and Investment Research 2015,
https://www.gov.uk/government/collections/uk-trade-investment-ukti-research
(Erişim tarihi: 26.11.2015)
UK Trade and Investment 2015,
https://www.gov.uk/government/organisations/uk-trade-investment
tarihi: 27.10.2015)
(Erişim
VISSER, R. ve RUEL, H. (2012) “Commercial Diplomats as Corporate
Entrepreneurs: An Institutional Perspective”, RUEL, H. (Ed.), Commercial
Diplomacy and International Business: A Conceptual and Empirical
Exploration, Emerald Group Publishing Limited, Bingley, ss. 29-70.
WELLS, L.T. ve WINT, A.G. (2000)Marketing a Country: Promotion as a
Tool for Attracting Foreign Investment, Foreign Investment Advisory Service
Occasional Paper No. FIAS 13, The World Bank, Washington, D.C.
http://www.wds.worldbank.org/external/default/WDSContentServer/WDSP/IB
/2000/05/25/000094946_00051005302185/Rendered/PDF/multi_page.pdf
(Erişim tarihi: 10.10.2015)
YOUNG, S. (1995), “Export Marketing: Conceptual and Empirical
Developments”, European Journal of Marketing, Cilt 29, Sayı 8, ss. 7-16.
Yurtdışına Yatırım, T.C. Ekonomi Bakanlığı 2015,
http://www.ekonomi.gov.tr/portal/faces/home/yatirim/yurtdisinaYatirim/yygen
elbilgi;jsessionid=XeJUZmW536tlx9R_ZVSjEigp8PF0DNigzyvxZR9rDiBg3S
UUQZp!1897188085?_afrLoop=1375260435690098&_afrWindowMode=0&_
afrWindowId=null#!%40%40%3F_afrWindowId%3Dnull%26_afrLoop%3D1
375260435690098%26_afrWindowMode%3D0%26_adf.ctrlstate%3Dlh9ftilnx
_4 (Erişim tarihi: 27.10.2015)
2023 İhracat Stratejisi, 13 Haziran 2012 tarih ve 28322 sayılı Resmi Gazete
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/06/20120613-31.htm
(Erişim
tarihi: 28.09.2015)
74
ÖZGEÇMİŞ
DİDEM AKSOY
Adres: 1421. Cad., Onur Sitesi, A/15, Balgat, Çankaya/ANKARA
Telefon: 0 536 236 25 68
E-mail:aksoyd@ekonomi.gov.tr
KİŞİSEL BİLGİLER
Doğum Tarihi: 25.08.1987
Medeni Hali:Bekar
Uyruğu: T.C.
EĞİTİM
2010-2012 Bilkent Üniversitesi, Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yüksek Lisans, Uluslararası İlişkiler (Burslu)
3,97/4.00
ANKARA
2005-2010 TOBB ETÜ, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
ANKARA
Lisans, Uluslararası İlişkiler(Burslu)
3,74/4.00
2001-2005 Buca Anadolu Lisesi
5.00/5.00
İZMİR
İŞ TECRÜBESİ
Temmuz 2012T.C. Ekonomi Bakanlığı, Dış Ticaret Uzman Yardımcısı
Eylül 2010-Temmuz 2012
Öğretim Asistanı
Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
YABANCI DİL
İngilizce: İleri Seviye TOEFL IBT: 96(Advanced)/ KPDS: 97,5(A Düzeyi)
Fransızca: Orta Seviye
Rusça: Başlangıç Seviye
HOBİLER: Yüzme, seyahat, trekking
75
Download