CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2 Enis Yavuz YILDIRIM Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Günümüzde toplumların ve kurumların verimlilik düzeylerini artırmaları, kalite stratejilerini geliştirebilmeleri, güvenli bir değişim ve gelişim programı oluşturabilmeleri için; kuramsal ve deneysel çalışmalara, özgün ve pratik bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır. Ar-ge çalışmaları bu nedenle önem arz etmekte ve kurumların vizyonunu belirlemektedir. Genel Müdürlüğümüz bu istikrarlı gelişim ve değişim anlayışı doğrultusunda son yıllarda ceza infaz sistemine ilişkin uluslararası düzenlemeler ışığında suçluların rehabilitasyonuna, topluma kazandırılmasına ve tekrar suç işlemelerinin önlenmesine yönelik yeni yaklaşımlar oluşturmayı ön planda tutmaktadır. Bu bağlamda insan odaklı bir anlayışla, çağdaş infaz sisteminin artan ihtiyaçları da dikkate alınarak, dünya genelinde infaz alanındaki her türlü gelişimi sürekli takip etmekte ve bu gelişmeler birimlerimizin faaliyetlerinin planlamasında göz önünde tutulmaktadır. Genel Müdürlüğümüz; ceza infaz kurumlarımızdan iş yurtlarımıza, eğitim merkezlerimizden denetimli serbestlik müdürlüklerimize ve diğer tüm birimlerimize kadar kurum kültürü olarak, yenilikçiliğe önem veren, modern infaz anlayışını benimseyen birimler olmaya özen göstermekte ve bunun sürdürülebilirliği için gerekli çalışmaların yapılmasını sağlamayı da önemsemektedir. Şüphesiz ki, çağdaş hayatın bütün yenilikleri, bilimin ve araştırmaların sonuçlarından ibarettir. Araştırmaların gücüyle, infazda amaçlanan yenilikçi hedeflere ulaşmak, güvenli ve istikrarlı olarak mümkün olacaktır. İstifadenize sunduğumuz bu araştırma eserlerinin ceza infaz alanına önemli yenilikler katacağına inanıyorum. 3 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Burhanettin ESER Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Ar-Ge faaliyetlerini; sistematik bir temele dayalı olarak beşeri, toplumsal ve kültürel bilgi birikimini artıran yaratıcı faaliyetlerin yürütülmesi ve bu bilgi birikiminin yeni uygulamalarda kullanımı, olarak tanımlanmaktadır. Ar-Ge çalışmaları; Dünya üzerinde yapılan bilimsel araştırmaların, pozitif sonuçlu uygulamaların, çağdaş fikirlerin sistematik şekilde bir araya getirilmesine önem verir. Kurumların stratejilerinin, faaliyet planlarının, hedeflerinin belirlenmesinde; yenilikçi uygulamalara yer verilmesini sağlar. Ülkemizdeki tabloyu analiz etmek ve uluslararası sistemlerle karşılaştırmakta güncel ve güvenilir sonuçlara ulaşmamıza yardımcı olur. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesinde görev icra ettiğim 14 yıllık süre zarfında; hükümlülerin ıslahı, ceza infaz kurumlarının fiziki dönüşümü, kurumlardaki eğitim ve sağlık konularında, Ar-Ge faaliyetlerinin ne denli önemli olduğunu bizzat müşahede ettim. Dünya ülkelerinin Ar-Ge faaliyetlerine ayırdıkları gayri safi yurt içi harcama yüzdelerine (2014) bakıldığında; ilk sıralarda Kore (%4.292), Japonya (%3.588), Finlandiya (%3.172), İsveç (%3.161) ve Çin (%3.004)’in yer aldığı görülmektedir. Türkiye’de ise bu oran (%1.007)’dir. Gelişmiş ülkelerin ArGe faaliyetlerine ayırdıkları bütçe oranları nazara alındığında, ülkemizde bu alana ayrılan oranın düşük kaldığı gözlemlenmektedir. Tüm bu hususlar ışığında, Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi ve güçlendirilmesi konusunda kurumlar üzerine düşen görevleri yerine getirdikçe, değişim ve gelişimin istikrarlı bir şekilde devam edeceği kanaatini taşıyoruz. 4 Bu çalışmalarımızda, ceza infaz sistemimize katkı sağlayacağını düşündüğümüz örnek uygulamalar araştırılmış ve böylelikle ülkemiz uygulamalarına ışık tutması hedeflenmiştir. İçindekiler Önsöz.......................................................................................................................................................................... 3 I- Yabancı Tutuklu Ve Hükümlülere İlişkin Uluslararası Uygulamalar Raporu................................. 7 Giriş............................................................................................................................................................................ 9 1. Ülkemizdeki Durum............................................................................................................................................... 10 2. Ulusal Mevzuat....................................................................................................................................................... 12 3. Uluslararası Genel Bakış........................................................................................................................................ 18 3.1 Tanım.................................................................................................................................................................... 18 3.2 Yaşanan Sorunlar................................................................................................................................................. 19 3.3 Yabancı Uyruklu Faillerin İhtiyaçlarına Cevap Verilmesi................................................................................... 20 3.4 Cezaevi İdaresi..................................................................................................................................................... 21 4. Uluslararası Standartlar......................................................................................................................................... 25 4.1 Birleşmiş Milletler Mahpuslara Yönelik Muamelede Standart Asgari Kurallar................................................. 25 4.2 Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi........................................................................................... 25 4.3 Avrupa Konseyi, Bakanlar Kurulu, Yabancı Uyruklu Mahpuslar Hakkında Tavsiye Kararı No. R (84) 12................................................................................................................................................... 26 4.4 Yabancı Mahpusların Nakilleri Hakkında Model Anlaşması Ve Yabancı Mahpuslara Muameleye İlişkin Tavsiyeler.................................................................................................................................... 26 4.5 Yabancı Mahpusların Nakilleri Hakkında Model Anlaşması Ve Yabancı Mahpuslara Muameleye İlişkin Tavsiyeler.................................................................................................................................... 26 4.6 Mandela Kuralları................................................................................................................................................ 27 5. Ülke Örnekleri........................................................................................................................................................ 27 5.1 İtalya..................................................................................................................................................................... 27 5.2 Birleşik Krallık...................................................................................................................................................... 28 5.3 Fransa................................................................................................................................................................... 29 5.4 İspanya................................................................................................................................................................. 29 5.5 Almanya................................................................................................................................................................ 30 5.6 Hollanda............................................................................................................................................................... 33 II- Engelli Birey Tanımı, Engellilerin Uluslararası Anlamda Hakları Ve Ceza İnfaz Kurumlarında Bulunan Engelli Kişiler Hakkında Araştırma Raporu.................................................... 35 Giriş............................................................................................................................................................................ 36 1. Engellilik Kavramı.................................................................................................................................................. 37 1.1 5378 Sayılı Özürlüler (Engelliler) Kanununa Göre............................................................................................... 37 5 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.2 Engelli Tanımı...................................................................................................................................................... 37 1.3 Birleşmiş Milletlere Göre Engelli Tanımı............................................................................................................ 37 1.4 Dünya Sağlık Örgütüne Göre Tanımlar............................................................................................................... 37 2. Engellik Sebepleri Ve Türleri................................................................................................................................. 37 3. Uluslararası Standartlar......................................................................................................................................... 38 Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Haklarına Dair Sözleşme................................................................................. 38 4. Ceza İnfaz Kurumlarında Engelli Olmak............................................................................................................... 41 5. Ülkemiz Ceza İnfaz Kurumlarında Yapılan Çalışmalar......................................................................................... 43 6. Ülkelerden Örnekler............................................................................................................................................... 43 6.1 Birleşik Krallık...................................................................................................................................................... 43 6.2 Avustralya............................................................................................................................................................. 44 6.3 Polonya................................................................................................................................................................. 44 7. Bazı Ülkelerdeki Engelli Kişiler Hakkında Genel Bilgiler...................................................................................... 44 7.1 Amerika Birleşik Devletleri................................................................................................................................... 44 7.2 Portekiz................................................................................................................................................................. 45 7.3 Hollanda ......................................................................................................................................................... 45 7.4 Almanya................................................................................................................................................................ 46 III- Lgbt Birey Tanımı Lgbt Bireylerin Uluslararası Anlamda Hakları Ceza İnfaz Kurumlarında Bulunan Lgbt Kişiler Hakkında Araştırma Raporu......................................................... 47 Giriş............................................................................................................................................................................ 48 1. Tanımlar.................................................................................................................................................................. 49 2. Genel Bakış............................................................................................................................................................. 49 3. Uluslararası Standartlar......................................................................................................................................... 50 4. Dünyada Lgbt Hakları............................................................................................................................................ 53 4.1 Amerika Birleşik Devletleri.................................................................................................................................. 53 4.2 İtalya..................................................................................................................................................................... 54 4.3 İngiltere................................................................................................................................................................ 54 4.4 İspanya................................................................................................................................................................. 54 4.5 Hollanda............................................................................................................................................................... 55 4.6 İsveç...................................................................................................................................................................... 55 5. Ülkemizde Lgbt Hükümlü-Tutukluların Ortak Sorunları..................................................................................... 55 6 Yararlanılan Kaynaklar.............................................................................................................................................. 57 I- YABANCI TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERE İLİŞKİN ULUSLARARASI UYGULAMALAR RAPORU DIŞ İLİŞKİLER DAİRE BAŞKANLIĞI AR-GE BÜROSU Rapor No: 2016/6 7 AR - GE Bürosu GİRİŞ Birleşmiş Milletler açıklamalarına göre; yabancı uyruklu kişiler, birçok ülkede karşılaştıkları giderek artan cezalandırıcı tedbirler, yaşanan ayrımcılık, hukuki haklarını tanımamaları, hukuki danışmanlığa erişimlerinin olmaması, sosyal destek ağlarının bulunmayışı ve ekonomik ötekileştirme yüzünden, adalet sisteminde dezavantajlı konumdadırlar. Dolayısıyla devletlerin ceza politikalarını ve hukuki yaptırımlarını, eksiklerini tespit etmek ve yabancıların ceza sisteminde adalete erişimlerini kolaylaştıracak adımları atmak üzere gözden geçirmeleri bir ihtiyaç olarak görülmektedir. Bu bağlamda, yabancıların cezaevine alternatif yöntemlerden yararlanmaları değerlendirilirken, ayrımcılığa uğramamaları için, uygun ve etkili hapsedilme dışı önlemler ve yaptırımlar ile buna karşılık gelen cezalandırma ilkeleri geliştirilmelidir. Dünya genelinde cezaevlerinde bulunan yabancıların yüksek oranı ve özel ihtiyaçlarına karşın, çoğu ülkede yabancı uyruklu mahpuslarla ilgili politika ve stratejiler bulunmamaktadır. Birçok cezaevi sisteminde yabancı uyruklu mahpus sayısında artan eğilim göz önüne alındığında, bu gruba mensup mahpusların özel ihtiyaçlarına yönelik stratejiler oluşturulması için acil etik ve pratik sebepler vardır: Öncelikle yabancı bir ülkede hapsedilmiş olmanın üzerlerinde yarattığı olumsuz etkileri iyileştirmek ve yeniden yerleşimlerine destek olmak için; ikincisi, cezaevi idaresini geliştirmek için yeni stratejiler oluşturulmalıdır. Ülkemizde de her geçen gün sayılarında artış olduğunu gözlemlediğimiz yabacı tutuklu ve hükümlüler sorunu ceza infaz sistemimizde ayrıca üzerinde durulması ve bazı düzenlemelerin yapılması gereken hassas bir konu olma özelliğine sahip olmuştur. Bu raporda konu uluslararası boyutlarıyla ele alınarak yabancı tutuklu ve hükümlülere yönelik uygulamalar ve karşılaşılan sorunlara yönelik oluşturulan politikaların geliştirilmesi ve bu amaçla yapılacak olan çalıştaya katkı sağlayacağı düşünülmektedir. 9 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1. ÜLKEMİZDEKİ DURUM Ülkemizde yabancı hükümlü/tutuklularla ilgili ceza infaz kurumlarındaki uygulamalar; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük ve Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik’te ve Genelge 45/1 de belirtilmiştir. Yine uygulamada karşılaşılan bazı sorunlar nedeniyle güncellenmesine ihtiyaç duyularak “Yabancı Uyrukluların Özgürlüklerinin Kısıtlanması ve Serbest Bırakılmaları Hakkındaki 70/1 sayılı Genelge” ile anılan kişilerin terekelerine uygulanacak esaslara “Yabancıların Ölüm Olaylarının Bildirilmesi ve Ölen Yabancıların Terekelerine Uygulanacak Esaslar 71/1 sayılı Genelge” yürürlüğe girmiştir. 18.04.2016 tarihi itibariyle ceza infaz kurumlarımızdayabancı hükümlü/tutuklu sayısı 4.179 olup toplam hükümlü sayısına oranı % 2,2’dir. Ceza İnfaz kurumlarımızda bulunan yabancı tutuklu-hükümlü sayıları şöyledir; Ceza İnfaz Kurumlarında Bulunanlar Hükümözlü 10 Sayı 822 Hükümlü 1.548 Tutuklu 1.809 TOPLAM 4.179 SIRA NO UYRUK ADI GENEL TOPLAM 1 SURİYE 2 İRAN 411 3 GÜRCİSTAN 267 4 AFGANİSTAN 215 5 NİJERYA 162 6 TÜRKMENİSTAN 127 7 BULGARİSTAN 92 8 AZERBEYCAN 87 9 IRAK 74 10 GÜNEY AFRİKA 62 11 ARNAVUTLUK 60 12 BREZİLYA 58 13 RUSYA 50 14 BOLİVYA 47 15 16 17 18 KOLOMBİYA HAYMATLOS (UYRUKSUZ) ÖZBEKİSTAN MAKEDONYA 45 44 41 40 19 PAKİSTAN 36 20 ÇİN 34 21 HOLLANDA 32 22 CEZAİR 31 23 ROMANYA 31 24 UKRAYNA 30 1.456 25 EKVADOR CUMHURİYETİ 28 26 FİLİSTİN 25 27 ALMANYA 23 28 YUNANİSTAN 23 29 GANA 22 30 İNGİLTERE 22 31 TANZANYA 21 32 BANGLADEŞ 20 33 DOMİNİKA 19 34 PARAGUAY 19 35 PERU 19 36 VENEZUELLA 19 37 İSPANYA 18 38 MOLDOVA 18 39 SIRBİSTAN 18 40 FAS 17 41 TACİKİSTAN 17 42 LÜBNAN 15 43 LİTVANYA 14 44 TUNUS 13 45 ERMENİSTAN 12 46 KENYA 12 47 48 49 RUSYA-ÇEÇENİSTAN CUM. FRANSA POLONYA 12 11 11 50 RUANDA 11 DİĞER (61 ÜLKE) 188 GENEL TOPLAM Suç Gruplarına Göre Dağılım 4.179 Hükümlü Tutuklu Toplam 244 194 438 1.256 547 1.803 ADAM ÖLDÜRME 186 200 386 TERÖR 108 291 399 YAĞMA VEYA GASP 302 184 486 FUHUŞ 11 24 35 YARALAMA 33 31 64 DOLANDIRICILIK 10 15 25 SAHTECİLİK 22 26 48 CİNSEL SUÇLAR 70 46 116 ADAM ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS 12 11 23 2.254 1.569 3.823 HIRSIZLIK UYUŞTURUCU TOPLAM 11 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ * Bu tablodaki veriler; 01.04.2016 tarihi itibariyle ceza infaz kurumlarında bulunan yabancı tutuklu ve hükümlülerin işlemiş olduğu veya işlediği iddia edilen suçlardan 10 tanesi temel alınarak hazırlanmış ve bir kişinin birden fazla işlediği suçları da sayılmış olup suç sayısını göstermektedir. Bu nedenle, tablodaki genel toplam (3.823) aynı tarihte ceza infaz kurumlarında bulunan kadın tutuklu ve hükümlü sayısı (4.179) ile uyuşmamaktadır. Denetimli Serbestlik Tedbiri Altında Olanlar Sayı Yabancı Uyruklu 3.189 Uyruksuz 44 Çifte Vatandaş 10 Toplam 3.243 2. ULUSAL MEVZUAT 2.1 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun • Dördüncü bölüm, Dışarıyla İlişkiler, Hükümlüyü Ziyaret-Madde 84-1.2.3 yabancı hükümlülerin ziyaret usullerini düzenler. • Tutukluların yükümlülükleri Madde 116- (1), yabancı hükümlüleri, ziyaret ve görüşlerde uygulanacak esasları düzenler. 2.2 Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük Hükümlüler İle Yakınları ve İlgililerin Bilgilendirilmesi MADDE 68 (1) Türkçe bilmeyen yabancı uyruklu hükümlülere kendi dilinde, mümkün olmadığında İngilizce, Fransızca veya Almanca olarak bildirilir. (3) Hükümlünün kuruma alınmasında, başka kuruma naklinde ve hastaneye yatırılmasında, isteği üzerine ailesine veya gösterdiği kişilere durum bildirilir. a) Hükümlü yabancı uyruklu ise, kendisine uyruğu olduğu devletin diplomatik temsilcilik veya konsolosluğuna durumun bildirilmesini isteyip istemediği sorulur. Bildirimi yazılı olarak istememesi hâlinde, bu isteği bir tutanağa bağlanır ve kendisine imzalatılır. Aksi hâlde durum, uyruğu olduğu devletin diplomatik temsilcilik veya konsolosluğuna bildirilir, b) Yabancı uyruklu hükümlünün uyruğu olduğu devletin Türkiye’de yerleşik diplomatik temsilcilik veya konsolosluğunun bulunmaması hâlinde, hükümlünün yazılı olarak karşı çıkmaması koşuluyla durum, Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla Dışişleri Bakanlığına bildirilir. Hükümlülerin Hakları Avukat ve noterle görüşme hakkı MADDE 84 (3) Avukatların hükümlü ile kurumda yapmış olduğu görüşme sırasında konuşmaları yansıtan ve bizzat avukat tarafından elle tutulan kayıtlar hakkında da bu bent hükümleri uygulanır. 12 d) Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve karşılıklılık esasına uygun olmak koşuluyla; yabancı ülkelerde haklarında soruşturma veya kovuşturma yapılmakta olan, yabancı ülke veya uluslararası yargı mercilerinde dava açmak isteyen, leh veya aleyhine açılmış davası olan Türk vatandaşı veya yabancı uyruklu hükümlülerle yabancı uyruklu avukatları, bu soruşturma ve kovuşturma, açılacak veya açılmış davalarla sınırlı olmak ve vekâletname sunmak koşuluyla görüşebilirler. Vekâletnamesi olmayan yabancı uyruklu avukatlar, hükümlü ile Türkiye barolarına kayıtlı bir avukatla birlikte görüşme yapabilirler, e) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracak olan veya başvurusu bulunan Türk vatandaşı veya yabancı uyruklu hükümlüler; Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yetkili olan avukatlar ile soruşturma, kovuşturma veya dava konusuyla ilgili bilgi ve belgelerin tercümesinin kurum en üst amirine ibrazı koşuluyla görüşebilir. Telefonla görüşme hakkı MADDE 88 r) Yabancı uyruklu hükümlülerin görüşmeleri için bildirdiği telefon numaralarının, bildirilen kişilere ait olup olmadığı, ayrıca; görüşmek istenen kişinin, belirtilen kişi olmadığı yönünde bir şüphe bulunması hâlinde, ilgili konsolosluk makamlarından bilgi istenir. Görüşme yapılması talep edilen telefon numaralarının kime ait olduğunu gösteren, yetkili makamlarca düzenlenmiş resmî evrakın Türkçe tercümesi, hükümlünün yasal temsilcisi veya yakınları tarafından da ibraz edilebilir. Ölüm MADDE 121 (1) Kurumda barındırılan hükümlünün ölümü hâlinde, durum bir tutanakla belgelendirilir. Tutanak ve cezaevi tabibinin raporu ile birlikte durum, kurum en üst amiri tarafından derhâl Cumhuriyet başsavcılığına, kuruma kabul sırasında beyan ettiği yakınlarına bildirilir, yabancı uyruklu olması hâlinde ise 68 inci madde hükmü uygulanır. (2) Hükümlü hakkında kurumda mevcut kayıtlara göre, ölümü bildirilebilecek yakınlarının tespit edilememesi hâlinde, durum nüfusa kayıtlı olduğu yerdeki mahallî mülkî amirine bildirilir. Hükümlünün yabancı uyruklu olup da mensubu olduğu ülkenin Türkiye’de yerleşik diplomatik temsilciliği veya konsolosluğunun bulunmaması hâlinde, durum Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla Dışişleri Bakanlığına bildirilir. Yabancı hükümlüleri ziyaret MADDE 127 (1) Yabancı hükümlülerin, vatandaşı olduğu devletin diplomatik temsilciliği veya konsolosluğunun ziyaret istemleri, mevzuatta belirlenen esas ve usûllere uygun olarak geciktirilmeden yerine getirilir. (2) Diplomatik temsilciliği veya konsolosluğu bulunmayan devletlerin vatandaşlığındaki hükümlüler ile mülteci veya vatansız olan hükümlülerin, yararlarını koruyan devletin diplomatik temsilciliği veya bu gibi kimseleri koruma görevini üstlenmiş ulusal veya uluslararası kuruluşların temsilcileriyle görüştürülmelerinde yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır. (3) 126 ncı madde hükümleri saklıdır. Salıverilecek hasta hükümlüler MADDE 178 (2) Birinci fıkrada belirtilen hâllerde, durum, hükümlünün ailesine, avukatına, asker kişi ise, kayıtlı bulunduğu askerlik şubesine ve yabancı uyruklu ise, uyruğunda olduğu devletin diplomatik temsilciliği veya konsolosluğuna kurum idaresince bildirilir. 2.3 Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik Müdafi, Avukat ve Noter ile Görüşme Tutuklunun müdafi ile görüşmesi Yabancı uyruklu avukatın görüşmesi Madde 25- Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve karşılıklılık esasına uygun olmak koşuluyla; yabancı ülkelerde haklarında soruşturma veya kovuşturma yapılmakta olan, yabancı ülke veya ulus 13 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ lararası yargı mercilerinde dava açmak isteyen, leh veya aleyhine açılmış davası olan Türk vatandaşı veya yabancı uyruklu hükümlülerle yabancı uyruklu avukatları, bu soruşturma ve kovuşturma, açılacak veya açılmış davalarla sınırlı olmak ve vekâletname sunmak koşuluyla görüşebilirler. Vekâletnamesi olmayan yabancı uyruklu avukatlar, hükümlü ile Türkiye barolarına kayıtlı bir avukatla birlikte görüşme yapabilirler. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracak olan veya başvurusu bulunan Türk vatandaşı veya yabancı uyruklu hükümlüler; Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yetkili olan avukatlar ile soruşturma, kovuşturma veya dava konusuyla ilgili bilgi ve belgelerin tercümesinin kurum en üst amirine ibrazı koşuluyla görüşebilir. 2.4 Genelge 45/1 Ceza İnfaz Kurumlarının Tahsisi, Nakil İşlemleri ve Diğer Hükümler 3- Adlî Suçlardan Hükümlü, Hükümözlü ve Tutuklu Olan Yabancı Uyrukluların Nakilleri: (1) Yabancı uyruklu hükümlü, hükümözlü ve tutuklular müdürü bulunmayan ceza infaz kurumlarında barındırılmayacak ve Cumhuriyet başsavcılıklarınca bağlı bulundukları ağır ceza merkezi kapalı ceza infaz kurumlarına resen gönderilecektir. (2) Yabancı uyruklu erkek hükümlü ve hükümözlüler, ekli 1 sayılı listenin (E) bölümünde, kadın hükümlü ve hükümözlüler ekli 3 sayılı listenin (F) bölümünde sayılan ceza infaz kurumlarından birisine resen veya talepleri dikkate alınarak Bakanlıkça nakledilecektir. (3) Ekli 1 sayılı listenin ( E ) ile ekli 3 sayılı listenin ( F ) bölümünde sayılan ceza infaz kurumlarında barındırılan ve devamlı surette tedavi görmesi veya kontrol altında bulundurulması gereken bir hastalığı olan ve tedavilerinin bu kurumların bulunduğu yerde yapılamayacağı, biri hastalığın uzmanı olmak üzere en az iki uzman hekimin imzaladığı ve hastane başhekimin onayladığı resmî rapor ile anlaşılan hükümlü ve tutuklular, Bakanlıkça diğer ceza infaz kurumlarına nakledilebilecektir. (4) Yabancı uyruklu hükümlü ve tutuklular güvenlik ve disiplin nedeniyle de diğer ceza infaz kurumlarına Bakanlıkça nakledilebilecektir. 2.5 Yabancı Uyrukluların Özgürlüklerinin Kısıtlanması ve Serbest Bırakılmalarının Bildirilmesi Hakkında Genelge- 70/1 (1) Türkiye’nin taraf olduğu, 20/05/1975 tarih ve 1901 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan ve metni 21/12/1984 tarih ve 18615 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan “Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi ”ne taraf olan diğer ülkeler (EK-1)’de gösterilmiştir. (2) Anılan Sözleşmenin, 36’ncı maddesi uyarınca; ilgilisi talep ettiği takdirde, kabul eden devletin yetkili makamları, gönderen devletin bir uyruğunun gönderen devlet konsolosluğu görev çevresinde tutuklanmasından, hapsedilmesinden veya önleyici mahiyette veya herhangi bir şekilde gözaltına alınmasından vakit geçirmeksizin söz konusu konsolosluğu haberdar edeceklerdir. Ayrıca; Konsolosluk memurları, hapsedilmiş, önleyici mahiyette veya herhangi bir şekilde gözaltına alınmış olan gönderen devletin uyruğunu ziyaret etmek, onunla görüşmek ve muhaberatta bulunmak ve onun mahkemeleri önünde temsilini sağlamak hakkına sahiptirler. Diğer taraftan; aynı Sözleşmenin 73üncü maddesi, bu sözleşme hükümlerinin taraf ülkelerin ikili sözleşme yapmasına engel olmayacağını düzenlemektedir. Bu itibarla; Türkiye, (EK-2)’de listesi verilen birçok ülke ile iki taraflı sözleşmeler akdetmiş bulunmaktadır. (3) Anayasanın 19’uncu maddesinde, yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama ve tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddiaların yazılı veya sözlü olarak derhal, toplu suçlarda ise, en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilmesi, yine yakalanan veya tutuklanan kişinin durumunun yakınlarına derhal haber verilmesi öngörülmektedir. Ayrıca; Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 107nci maddesinin son fıkrasında; tutuklanan şüpheli veya sanık yabancı olduğunda, tutuklama durumunun, yazılı olarak karşı çıkmaması halinde, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirileceği hükme bağlanmıştır. (4) Yukarıda belirtilen ikili ve çok taraflı Sözleşmelerin ilgili maddeleri ile mevzuatımız hükümleri dikkate alınmak suretiyle uygulamanın aksamalara yer verilmeyecek şekilde yapılması uluslararası hukukun temel ilkelerinden olan ahde vefa (pactasundservenda) gereğidir. 14 (5) Bu itibarla, yabancı uyruklu bir şahsın yakalanması (gözaltına alınması), tutuklanması veya özgürlüğü bağlayıcı nitelikte bir cezanın infazı amacıyla cezaevine alınması ya da serbest bırakılması hallerinde, (EK-3)’de yer alan “Yabancı Uyrukluların Özgürlüklerinin Kısıtlanması Ve Serbest Bırakılmalarının Bildirilmesine İlişkin Bilgi Formu”nun eksiksiz bir şekilde doldurularak kimlik belgelerinin onaylı suretleri, tutuklama müzekkeresi veya müddetname örneğiyle birlikte, a) İkili Sözleşme hükümleri uyarınca; Azerbaycan, Çin Halk Cumhuriyeti, Gürcistan, Litvanya, Kazakistan, Özbekistan, Rusya ve Türkmenistan uyruklu kişilerin rızalarının olmaması halinde doğrudan 24 saat içerisinde (0 312 292 27 20) numaralı faks ile Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Genel Müdürlüğüne iletilmesi, ayrıca bu devletlerin konsolosluklarına bilgi verilmemesi; bu kişilerin rızalarının olması halinde ise ilgili devlet konsolosluklarına bilgi verilmesi ile yetinilmesi, b) Yukarıda zikredilmeyen ve Viyana Sözleşmesine taraf devlet uyruğunda olanlar açısından yabancı kişinin yazılı olarak karşı çıkmaması halinde “http://www.mfa.gov.tr/yerlesik-diplomatik-ve-konsuler-misyonlar.tr.mfa” adresinde faks numaraları bulunan ilgili konsolosluklara doğrudan 24 saat içerisinde iletilmesi, c) Türkiye’de temsilciliği bulunmayan yabancı ülke vatandaşları için Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Genel Müdürlüğünün (0 312 292 27 20) numaralı faksına bilgi verilmesi, d) Her üç halde de Bakanlığımıza UYAP Sistemi üzerinden bilgi verilmesi, Gerekmektedir. (6) İşbu Genelge ile Yabancı Uyrukluların Özgürlüklerinin Kısıtlanması ve Serbest Bırakılmaları Hakkındaki 01.01.2006 tarihli ve 70 sayılı Genelge yürürlükten kaldırılmıştır. (7) Bu Genelgenin ekleri, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından ihtiyaç duyulduğunda güncellenerek www.uhdigm.adalet.gov.tr web adresinde yayımlanacaktır. 2.6 Yabancıların Ölüm Olaylarının Bildirilmesi ve Ölen Yabancıların Terekelerine Uygulanacak Esaslar- Genelge 71/1 Yabancı ülke vatandaşlarının ölüm olaylarının bildirilmesine dair 01/01/2006 tarihli ve 71 sayılı Genelgenin, uygulamada karşılaşılan bazı sorunlar nedeniyle güncellenmesine ihtiyaç duyulmuş, ayrıca; anılan kişilerin terekelerine uygulanacak esaslara bu Genelgede yer verilmiştir. I – Yabancı Uyrukluların Ölüm Olaylarının Bildirilmesi (1) Tarafı olduğumuz “Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi”nin 37nci maddesi,“Kabul Eden Devlet” yetkili makamı olarak “Gönderen Devlet”in bir vatandaşının vefatı halinde ölüm olayının ilgili konsolosluğa bildirilmesini amir bulunmakta, benzer hükümler Ülkemizin taraf bulunduğu ikili Konsolosluk Sözleşmelerinde de yer almaktadır. “Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi”ne taraf devletlerin listesi (EK-1)’de, ikili konsolosluk sözleşmesi akdetmiş olduğumuz ülkelerin listesi ise (EK-2)’de gösterilmiştir. (2) Bu bağlamda, adlî bir olay sonucu yabancı uyrukluların vefatı halinde; a) Ölü muayene ve otopsi işlemlerinin Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 87 ila 89’uncu maddelerinde ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 18/10/2011 tarihli ve B.03.1.HSK.0.70.12.04-010.06.02-165-2011 sayılı “Ölü muayene ve otopsi işlemleri” konulu 9 numaralı Genelgesinde belirtilen esaslar dairesinde icrası, b) Ekte bulunan “1963 Viyana Konsolosluk Sözleşmesi’nin 37 nci maddesine göre, ölen yabancılar hakkında bildirim formu”nun (EK-3) olayın nerede, nasıl ve ne zaman vuku bulduğunun ve varsa faillerin açıklama bölümünde ayrıntılı olarak gösterilmek suretiyle eksiksiz doldurularak “http://www.mfa.gov.tr/yerlesik-diplomatik-ve-konsuler-misyonlar.tr.mfa” adresinde faksnumaraları bulunan ilgili konsolosluklara doğrudan iletilmesi ve Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Genel Müdürlüğünün (0 312 292 27 20) numaralı faksına bilgi verilmesi, ayrıca; Bakanlığımızın UYAP Sistemi üzerinden bilgilendirilmesi,gerekmektedir. (3) Cumhuriyet başsavcılığınca ilgili konsolosluğa göndereceği evraka, ayrıca; a) Ölümün ne şekilde meydana geldiği bildirilecek, olayla ilgili otopsi raporu, ölü muayene tutanağı, trafik kaza raporu gibi belgelerin birer örneği, b) Ölümün, ölenin memleketinde nüfusa işlenebilmesi için iki nüsha ölüm belgesi, c) Ölenin kimliğini ve adresini tespite yarar pasaport, ehliyet, kimlik kartı v.s. belgelerin aslı veya örneği, 15 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ d) Ölenin cesedi konsoloslukça teslim alınmamışsa cesedin ne yapıldığını, gömülmüşse mezarın yerini bildiren bir yazı, e) Tereke eşyasının yabancı ve Türk paraları dahil listesi ile birlikte bu eşyanın ne şekilde teslim alınacağının sorulduğu bir yazı, Eklenecektir. (4) Ölüm, trafik kazası sonucu meydana gelmiş ise; a) Kazada birden fazla ölü veya yaralı varsa, olay yerindeki eşya, para ve belgeler birbirine karıştırılmadan, kimin üstünden çıktığı veya kime ait olduğu belli olanlar belirtilerek ayrı torba ve zarflarda korunacak, kişiler üzerinde çıkmayıp da olay yerinde bulunan eşyanın bütün nitelikleri, ne şekilde ve nerede bulundukları belirtilecek ve mümkünse kime ait oldukları araştırılıp saptanarak, tutanaklara geçirilecektir. b) Trafik kazasına karışan diğer kişilerin açık kimlik ve adresleri de tespit edilerek, kime ait olduğu belli olmayıp diğerlerine karışmış tereke eşyası hakkında bilgileri sorulacak, bütün eşya ve paraların ayrı ayrı sahiplerinin bulunmasına çalışılacaktır. (5) Diğer taraftan, “Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi”nde sadece yabancı uyruklu şahsın ölümünün bildirilmesi öngörülmüş olup, cesedin teslimi ve ülkesine nakline ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Buna göre, konuyla ilgili ikili ve çok taraflı sözleşme ve bu çerçevede Cenazelerin Nakline Dair Anlaşma hükümleri saklı kalmak kaydıyla, iç hukukumuz hükümleri uyarınca, bu bağlamda Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 10’uncu maddesinin (c) bendinde belirtildiği şekilde işlem yapılması gerekmektedir. II. Cenazelerin Nakline Dair Anlaşma Hükümlerinin Uygulanması (6) Avrupa Konseyi bünyesinde gerçekleştirilen ve (EK-4)’de taraf ülkelerin gösterildiği Ülkemizin de taraf olduğu “Cenazelerin Nakline Dair Anlaşma” ile cenazelerin uluslararası nakli için gerekli formaliteler basitleştirilmiştir. Anılan Anlaşmaya taraf ülke vatandaşı olsun veya olmasın, adlî bir olay sonucu vefat eden yabancı uyruklu şahsın cenazesinin Başkonsolosluk mensubuna teslimi suretiyle ülkesine nakli mümkün olup, bu durumda 1593 sayılı Umumî Hıfzısıhha Kanunu’nun 230 ila 233üncü maddeleri hükümleri ile Sağlık Bakanlığınca Belediyelere verilen talimatlar esas alınacaktır. (7) Ölen ve kimlik tespiti yapılan yabancı uyruklu kişinin naaşının ailesi, yakınları veya ilgili diplomatik ve konsolosluk temsilciliklerince teslim alınmaması halinde, iç hukukumuz hükümleri çerçevesinde defin işlemlerinin yapılması gerekmektedir. III. Ahvali Şahsiye Konusunda Milletlerarası Malumat Teatisi Hakkında Sözleşme İle Kişi Halleri Konusunda Milletlerarası Karşılıklı Bilgi Verilmesine İlişkin Sözleşme Hükümlerinin Uygulanması (8) (EK-5) de taraf devletlerin gösterildiği 06/07/1962 tarih ve 63 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunarak 08/10/1962 tarihli Resmî Gazete ’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren “Ahvali Şahsiye Konusunda Milletlerarası Malumat Teatisi Hakkında Sözleşme’nin 1’inci maddesi; “Âkit Devletlerden birinin ülkesi üzerinde vazife gören her Ahvali Şahsiye Memurunun bir ölüm belgesi düzenlerken, ölenin doğum yeri, diğer Âkit Devletlerden birisinin ülkesinde bulunduğu takdirde, keyfiyetten o yerin Ahvali Şahsiye Memuruna haber vereceği”hükmünü içermektedir. (9) Fransa ile birlikte tarafı bulunduğumuz ve 11/06/2003 tarihli ve 4887 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunarak 17/06/2003 tarihli Resmi Gazete ‘de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren “Kişi Halleri Konusunda Milletlerarası Karşılıklı Bilgi Verilmesine İlişkin Sözleşme’nin 4’üncü maddesi ise; (1) Bir âkit Devletin nüfus memuru, nüfus kütüğüne ölüm kaydını işlerse, ölen kişinin doğum yeri şayet başka bir âkit Devletin toprakları üzerinde bulunuyorsa, o yerin nüfus memuruna ölüm belgesi örneğini gönderir. (2) Ölen kişi evliyse ve eşinin doğum yeri veya evlenme yeri başka bir âkit Devletin toprakları üzerinde bulunuyorsa, nüfus memuru o yerin nüfus memuruna ölüm belgesi örneğini gönderir.” 16 Hükmünü ihtiva etmektedir. Anılan Sözleşmenin 16. maddesindeki “4 Eylül 1958 tarihinde İstanbul’da imzalanan Kişisel Hal Konusunda Uluslararası Karşılıklı Bilgi Verilmesine İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye birlikte taraf olan Devletlerarasındaki ilişkilerde bu 2. Sözleşme, öncekinin yerine geçer.” hükmü gereğince yukarıda ifade edilen Sözleşmelere aynı ülkelerin taraf olması durumunda, yeni tarihli olan uygulama alanı kazanacaktır. “Kişi Halleri Konusunda Milletlerarası Karşılıklı Bilgi Verilmesine İlişkin Sözleşme”yiÜlkemiz yanında halen Fransa, Yunanistan, İtalya, Portekiz imzalamış olup, yukarıda da ifade edildiği üzere, Ülkemiz yanında henüz sadece Fransa onaylamıştır. (10) Yukarıda sözü edilen sözleşmelerin akit taraflar arasında etkin bir şekilde uygulanması için, ölen yabancı uyruklu şahıslar hakkında en kısa sürede nüfus müdürlüklerine bilgi verilmesi gerekmektedir. IV. İnterpol’den Siyah Bülten Düzenlettirilmesi Talepleri (11) Kimliği saptanamayan, ancak yabancı uyruklu olduğuna dair belirtiler olan bir cesedin bulunması hâlinde, kimliğinin tespiti amacıyla hakkında İnterpol Genel Sekreterliğince “Siyah Bülten” düzenlenmesini talep etme olanağı bulunduğundan, bu durumda Ceza Muhakemesi Kanununda belirtilenler dışında, aşağıdaki hususlar özellikle araştırılmalıdır: a) Ölümün tahmini tarihi, b) Cinsiyeti, (erkek, kadın, belirsiz) c) Yaklaşık yaşı, d) Medenî durumu ya da medenî durum unsurları, e) Mümkün olduğunca eşkâli (baş yapısı, ağırlık, saçlar, gözler, vs.) f) Dişlerin durumu (Çürük, dolgu, protez vs.), g) Özel belirtiler (yaralar, dövmeler, benler, deforme özellikler, uzuv eksiklikleri, gözlük, vs.), h) Cephe ve profilden yüz fotoğrafları, ı) Kimliği belirlemeye yarayacak her türlü eşya (kolye, yüzük künye vs.), i) Elbiseler (elbise tipi, çeşidi, kumaşın desen ve rengi, aşınma derecesi, imalâtın markası, boya veya temizleyici markası), j) Mücevherler (ayar, tarih ve değer kayıt belgeleri), k) Bagajlar dahil diğer kişisel eşyalar. (12) Bu tür bir olayla karşılaşıldığı takdirde, ölü muayene ve otopsi tutanağı, defin ruhsatı ve yukarıda belirtilen belge ve bilgilerin iki takım halinde hazırlanarak “Siyah Bülten” düzenlenmesi istemi ile Bakanlığımıza gönderilmesi, fail veya faillerin bulunmaması hâlinde, soruşturma evrakının daimî arama defterine kaydedilerek zamanaşımı süresi sonuna kadar araştırılması gerekmektedir. V – Türkiye’ de Ölen Yabancıların Terekelerine Uygulanacak Esaslar (13) Yargı çevreleri içinde adlî bir olay sonucu yabancı uyrukluların vefatı halinde Cumhuriyet başsavcılıkları, cezaî yönden gerekli araştırma ve soruşturmayı yapıp bu evraka yabancı uyruklu ölünün terekesini teşkil eden eşya listesini ekledikten sonra, Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre işlem yapılması için keyfiyeti derhal yerel Tereke Hakimliğine intikal ettirecektir. (14) Adli bir olay nedeniyle veya olağan nedenlerle gerçekleşen yabancıların ölüm olayları sonucunda duruma vaziyet eden Tereke Hakimliği, bulunan eşya ve yabancı paraların aynen muhafazasını sağlayacak, yabancı paralar Türk parasına çevrilmeyecektir. Keza, Tereke Hakimliği ölenin mirasçılarının saptanması ve terekenin tasfiyesi ile meşgul olmayacak, bu işleri ilgili konsolosluk yapacaktır. (15) Bilindiği üzere Türkiye’nin yabancı devletlerle akdettiği Konsolosluk Anlaşma ve Sözleşmelerinde, konsolosların ölüm, veraset ve kayyımlık ile ilgili görev ve yetkileri belirlenmiş, gönderen devletin bir vatandaşının kabul eden devlette geçici olarak bulunmakta iken bu ülkede ölmesi halinde, bıraktığı para ve şahsî eşyanın gönderen devletin konsolosluğuna teslim edileceği konusunda hükümler yer almıştır. 17 (16) Uygulamada, yabancı devlet vatandaşlarının Türkiye’de geçici olarak bulunmakta iken ölümleri halinde AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ keyfiyet diplomatik kanaldan mensubu oldukları yabancı devlet temsilciliğine iletilerek eşya ve paranın, ilgili konsolosluk görevlisi tarafından alınması istenmektedir. (17) Bu sebeple, Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi ve ikili anlaşmalar gereğince, Türkiye’de geçici olarak bulunmakta iken ölen yabancı devlet vatandaşlarının bıraktığı menkul eşya ve paranın ilgili konsolosluk görevlisi tarafından teslim alınması için, tereke eşyası ve paranın listesi ile birlikte ölümün ne şekilde meydana geldiğine ve olaya ilişkin bilgi ve belgeleri ve varsa nüfus kaydı, pasaport, sürücü belgeleri gibi ölene ait kimlik bilgilerini içeren ve tereke eşyası ile paranın ne şekilde teslim alınacağının sorulduğu bir yazı diplomatik kanaldan ilgili yabancı devlet temsilciliğine iletilmek üzere Bakanlığımıza gönderilir. 2.7 Hükümlü ve Tutukluların Ödüllendirilmesi Hakkında Yönetmelik Eş ve Aile Görüşmesi Ödülü Eş görüşmesi ödülü MADDE 11 – (1) Kapalı ceza infaz kurumundaki hükümlü ve tutuklulara, en geç üç ayda bir kez olmak üzere, üç saatten yirmi dört saate kadar eşleriyle kurumun bu tür ziyaretler için ayrılan bölümünde ve personelin yakın nezareti olmaksızın mahrem şekilde eş görüşmesi ödülü verilebilir. Eş görüşmesi ödülü ile ilgili genel hükümler MADDE 12 – (1) Eş görüşmesi için kuruma gelen ziyaretçilerden; yabancı uyruklu olanların ise pasaport veya yerine geçebilecek bir kimlik belgesi ile birlikte hükümlü veya tutuklu ile evli olduğunu ispatlayan Türkçe tercüme edilmiş resmî onaylı belgeyi göstermesi zorunludur. 2.8 Hükümlülerin Nakline Dair Avrupa Sözleşmesi Hükümlülerin Nakline Dair Avrupa Sözleşmesi ikili sözleşmeler ve 3002 sayılı ‘Türk Vatandaşları Hakkında Yabancı Ülke Mahkemelerinden ve Yabancılar Hakkında Türk Mahkemelerinden Verilen Ceza Mahkûmiyetlerinin İnfazına Dair Kanun’ ile Bakanlığımızın ilgili genelgesi oluşturur. Ülkemizden Yurtdışına Hükümlü Nakli Süreci Sözleşmenin 4. maddesi uyarınca, ülkemizde, kesinleşmiş bir hürriyeti bağlayıcı ceza nedeniyle mahkum olarak bulunan yabancı uyruklu hükümlülere, cezalarının bakiye kısmını ülkelerinde çekmek üzere nakil talebinde bulunma hakları bulunmaktadır. 3002 sayılı yasanın 12 inci maddesi uyarınca, hükümlünün uyruğu bulunduğu ülkeye naklinin gerçekleşebilmesi için Adalet Bakanı onayı ile birlikte ilgili ülkenin nakle muvafakati gereklidir. 3. ULUSLARARASI GENEL BAKIŞ (Bu Bölüm Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Ofisi tarafından Hazırlanan “Özel İhtiyaçlara Sahip Mahpuslar Üzerine El Kitabı’ndan alınmıştır.) 3.1 Tanım Uluslararası anlamda yabancı uyruklu mahpuslar terimiyle, hapsedildikleri ülkenin pasaportunu taşımayan mahpuslar kastedilmektedir. Dolayısıyla bu terim hapsedildikleri ülkede uzun süreler yaşayan ancak vatandaşlık almayan mahpuslarla, ülkeye yeni giriş yapmış kişileri de kapsar. Temel olarak üç ayrı kategoride yabancı mahpus vardır: • İlk kategori, bir ülkeden diğerine özellikle uyuşturucu veya insan kaçakçılığı gibi bir suç işlemek üzere seyahat edenleri kapsamaktadır. • İkinci kategori, bir ülkede uzun yıllardır yaşayan, hatta orada doğmuş olan, ama çeşitli nedenlerle vatandaşlık verilmemiş olanlardan oluşmaktadır. 18 • Üçüncü kategori ise bulundukları ülkede kısa süreliğine yasal olarak bulunan (örn: göçmen işçiler) ve suç işleyenlerden oluşur. Pratikte, yasadışı göçün, cezai yaptırımı bulunan bir suç olarak görüldüğü ülkelerde dördüncü bir kategori olarak da yasadışı göçmenler mahkum edilip, uluslararası olarak suç kabul edilmiş fiillerden ötürü ceza almış mahpuslarla birlikte hapsedilebilirler. 3.2 Yaşanan Sorunlar 3.2.1 Adalete Erişim Yabancılar, dil engeli yüzünden sistemin nasıl çalıştığını anlamakta zorluk çektikleri için adalet sisteminde dezavantajlıdırlar. Kendi yasal haklarından haberdar olmadıkları için, sosyo-ekonomik dezavantajları olduğu için, ayrımcılığa maruz bırakıldıkları ve de sosyal destek ağları bulunmadığı için diğer mahpuslarla eşit bir şekilde hukuki danışmanlık hizmetlerine erişimde ciddi problemler yaşarlar. Bazı ülkelerde, itiraf sonucu hapsedildiklerinde, sorgulama sırasında içeriklerini anlamadıkları yazılı itirafnameler imzalamaya zorlanabilirler. Bazı cezaevi sistemlerinde hukuki süreçte karşılaşılan ayrımcılık ve dezavantajlar, cezaevlerinde haddinden fazla yabancı uyruklunun bulunmasına yol açan önemli bir faktördür. 3.2.2 Yalıtılmışlık Hapsedildikleri ülkede yaşamayan yabancı uyruklu mahpuslar çoğunlukla ailelerinden ve topluluklarından uzak kalır ve dolayısıyla hapsedilmenin zararlı etkilerini azaltacak ve sosyal entegrasyonlarında hayati rol oynayacak temas ve destekten mahrum kalırlar. Yabancı uyruklu kişilerin kendi ülkelerinin diplomatik temsilcileriyle temas kurma hakları mevcuttur ancak sıklıkla bu haktan haberdar değillerdir ya da bu hak onlara verilmez. 3.2.3 Dil Engeli Yabancı uyruklu mahpusların yalıtılmışlık duygularının temel kaynaklarından biri de yaşanan dil engelidir. Ortak bir dilin bulunmayışı yabancı uyruklu mahpusların diğer mahpuslarla ve cezaevi personeliyle iletişim kurmalarını engeller, bu da karşılıklı yanlış anlamalara yol açar. Çoğu cezaevi programı, cezaevinde çoğunluğun kullandığı dil üzerinden iletişimi gerektirdiği için, yaşanan dil engelleri yabancıların aynı zamanda cezaevi etkinliklerine eşit şekilde katılımlarını da engeller. Cezaevi kuralları ve yönetmelikleri çoğunlukla yabancı uyrukluların konuştukları dillerde mevcut değildir. Dolayısıyla ne haklarını anlayabilir ne de sorumluluklarından haberdar olabilirler. Bu durumda cezaevi kurallarını kasıtsız olarak çiğneyebilir ve disiplin cezaları alabilirler. 3.2.4 Göçmen Statüsü Tutuklandıkları ülkede ikamet etmek için yasal izinleri bulunmayan yabancı uyruklu mahpuslar veya işledikleri suç nedeniyle yasal ikamet izinlerini kaybetmiş olanlar iki türlü cezalandırmayla karşı karşıya kalmaktadırlar: ilk olarak hapsedilme ve ikinci olaraksa kendi iradeleri dışında geldikleri ülkeye geri gönderilmeleri. Bazı ülkelerde, uzun süreli yaşayanlar dahi cezalarını çektikten sonra sınır dışı edilebilir. Bulundukları ülkede uzun süredir yaşayanların sınır dışı edildikleri ülkeyle hiçbir bağlantıları olmayabilir ve hatta o ülkenin dilini bile konuşamıyor olabilirler. Bazen anavatanları olan ülke mahpusu geri almayı kabul etmez, bu da ilgili kişinin belirsiz bir statüde uzun zaman tutuklu kalmasına yol açar. Bazı mahpuslar cezaevindeyken sığınma talebinde bulunur. Çoğu, cezalarını çektikten sonra göçmenlik yetkililerinin kararını beklerken belirsiz süreli tutukluluk haliyle karşı karşıya kalır. Göçmenlik yetkilileri ve cezaevi yönetimleri arasındaki işbirliği çoğu ülkede yetersizdir. Cezaevi personeli göçmenlik meseleleri konusunda destek olmak üzere eğitilmemiştir ve göçmen mahpusların ihtiyaçlarına cevap veremezler. Belirsiz durumlarının yarattığı stres, dil engeli ve ayrımcı tavırlar yaşadıkları yalıtılmışlıkla birleşerek yabancı mahpusları akıl sağlığı sorunları için özellikle risk grubu haline getirmektedir. 3.2.5 Ayrımcılık Etnik ve ırksal azınlıklara benzer biçimde yabancı uyruklu kişiler de uyruklarından dolayı ayrımcılığa maruz kalabilirler. Aşağıda ili önemli ayrımcılık konusuna değinilmiştir. 19 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim, mesleki eğitim ve mahpuslara yönelik programlar: Özellikle önemli olan noktalardan biri de, yabancı uyruklu kişilerin cezaevi programlarına, mesleki eğitime ve eğitime erişimle ilgili olarak dil engelinden dolayı içinde bulundukları dezavantajlı durumdur. Yabancılar, onların işledikleri suça yol açan nedenlere yönelebilmelerine yardımcı olabilecek fail davranış programlarına katılamayabilirler, dil dersleri verilmedikçe herhangi bir eğitim desteği alamayabilirler ve çeviri mevcut olmadığında mesleki eğitim programlarına katılamayabilirler. Yabancı mahpuslar tipik olarak arkadaşları ve akrabalarından mali destek alma konusunda kısıtlı imkanlara sahiptirler. Bu nedenle cezaevinde kazanacaklarına, diğer mahpusların çoğundan daha fazla ihtiyaç duyarlar. Program eğitimi ve işten dışlanmaları yabancı uyruklu mahpusların yaşadıkları yalıtılmışlık hissini daha da ağırlaştıracaktır. Geçici tahliye, açık cezaevleri ve şartlı tahliye kararları: Birçok ülkede yabancı uyruklu mahpuslar, kaçarak ülkeyi terk edebilecekleri korkusuyla ev izni ya da şartlı tahliye içindüşünülmezler. Oysa yabancı uyruklu mahpuslar da kanun gereği diğer mahpuslarla aynı haklara sahiptirler. Bu durum, güvenli bir adresleri yoksa ya da cezalarını tamamlamalarının ardından sınır dışı edileceklerse daha da güçlü bir durum haline gelmektedir. Bu türden fırsatların verildiği yerlerdeyse, eğer şartlı tahliyeye hak kazanmalarını sağlayacak gereken sayıda mahpus programlarını tamamlayamamışlarsa, pratikte sıklıkla ve dolaylı olarak dezavantajlı konumda kalmaktadırlar. Aynı ayrımcılık sıklıkla, onların daha rahat ve düşük güvenlikli açık cezaevlerine konmasını sağlayacak kararlarda da etkili olmaktadır. 3.2.6 Kültür ve Din Yabancı uyruklu mahpusların, dinlerine bağlı olarak ibadet için tesis, özel beslenme ve sağlık bilgisi gereklilikleri gibi cezaevi nüfusunun çoğunluğundan farklı olabilecek belirli ihtiyaçları olması kuvvetle muhtemeldir. Ya da sadece farklı bir beslenme düzenine alışkın olabilirler ve geldikleri ülkenin kültürü hapis yattıkları ülkeden bütünüyle farklı olabilir, örneğin Afrika ya da Asya’nın daha cemaatçi kültüründen Avrupa’daki daha bireyci bir kültüre gelmek gibi. Sağlanan psikolojik destek büyük ihtimalle ihtiyaçlarını karşılayamayacaktır; çünkü cezaevlerinde çalışan psikologların özel kültürel bağlam ve hastalarının bununla ilgili ihtiyaçları hakkında çok az ya da hiç bilgisi olmayabilir. Bu ihtiyaçların bir kısmı cezaevi idaresi, STK’lar ve topluluk gruplarının işbirliğiyle giderilebilir, ancak diğerlerine sadece kısmi olarak cevap verilebilir. 3.2.7 Tahliyeye Hazırlık ve Tahliye Sonrası Destek Dil engeli nedeniyle tahliye programlarına (eğer mevcutsa) hazırlığa katılamadıklarından ve aileleriyle temaslarının olmaması nedeniyle toplumla bağları koptuğundan, yabancı uyruklu mahpusların tahliyeye hazırlanamamaları muhtemeldir. Yabancı uyruklular sıklıkla sosyal ve tahliye hizmetlerinden yararlanamamaktadırlar ya da bu hizmetler için düşük öncelikli konumdadırlar. Eğer mahpuslar sınır dışı edileceklerse, tahliye programlarının hiçbiri için seçilmezler.Sınır dışı edilecek olanlara hazırlık ve memleketlerindeki akrabalarını haberdar etmek için çok kısıtlı zaman verilmektedir. Hapis yatılan ülkeyle, gelinen ülke yetkililerinin arasında tahliye sonrası desteğe yönelik işbirliği genellikle mevcut değildir. 3.3 Yabancı Uyruklu Faillerin İhtiyaçlarına Cevap Verilmesi 3.3.1 Hapis Harici Önlemler ve Yaptırımlar Yukarıda bahsedilen kaygılara ek olarak, yabancı uyruklular tutukluluk sonrasında da dezavantajlı durumdadırlar. Yabancı mahpus sayısındaki bu hızlı artışın nedenlerinden biri, kaçacakları korkusuyla mahkeme öncesinde ya da hüküm verilirken hapis dışı önlem ve yaptırımların dikkate alınmamasıdır. Ayrıca avukatlara erişimi ve teması kolaylaştıran sosyal ağların olmaması ve kendi yasal haklarından haberdar olmamaları nedeniyle adalete erişimleri daha da kısıtlanabilir. Hapis cezasının yabancı uyruklu mahpusların çoğu için özellikle ağır bir ceza anlamına gelmesinden dolayı ve ceza sisteminde ayrımcılık karşıtlığı ilkesini hayata geçirmek amacıyla, yabancıların toplumsal yaptırımlar ve önlemlerden yararlanabilme konusunda ayrımcılığa uğramamaları için hapsetmeye ve buna karşılık gelen cezalandırma ilkelerine etkili alternatifler geliştirilmesi gerekmektedir. Her bir vaka kendi başına ele alınmalıdır ve yabancı uyrukluların hapis harici önlemler ve yaptırımlara erişim haklarıyla ilgili olarak genel varsayımlardan kaçınılmalıdır. 20 Bu önlemler, düzenli aralıklarla adalet yetkililerine rapor vermeyi, hareket kısıtlamasını, pasaportun/kimlik belgelerinin teslimini, elektronik izlemeyi ve toplum içinde gözetimi vb. içerebilir. 3.3.2 Yabancı Uyruklu Mahpusların Nakilleri Yabancı uyruklu mahkumlar cezasını çekmek üzere kendi ülkesine gönderilebilir. Dikkat edilmesi gereken nokta, “nakil ”in “sınır dışı”ndan bütünüyle farklı bir işlem olduğudur. Nakil, faillerin topluma yeniden entegrasyonuna yardımcı olmayı ve hapsedilmenin kötü etkilerini azaltmayı hedeflerken, sınır dışı ise hapis cezasına ek olarak ve çoğunlukla da söz konusu mahpusun iradesine karşı olarak kullanılan bir cezalandırma önlemidir. Her iki ülke de mahpus nakil anlaşması imzalamışlarsa mahpusların nakilleri mümkün olur. Mahpusların uluslararası nakillerinin temelini oluşturan iki tür anlaşma ve sözleşme mevcuttur. “Hüküm Giymiş Mahpusların Nakli Hakkında Avrupa Konseyi Sözleşmesi” gibi çok-taraflı anlaşmalar birden fazla devlet arasındaki yasal anlaşmalardır. Başka çok-taraflı anlaşmalara örnek olarak, yedi devlet tarafından imzalanmış olan “Hüküm Giymiş Faillerin Nakli Hakkında Commonwealth Şeması” ve altı devlet tarafından imzalanmış olan “Hapis Cezalarının Başka Ülkede Çekilmesi Hakkında Inter-Amerikan Sözleşmesi” sayılabilir. Buna karşın iki-taraflı anlaşmalar iki ülke arasında imzalanan ve özel ihtiyaçlara yönelik özel koşulları içerebilen anlaşmalardır. Naklin gerçekleşebilmesi ve topluma yeniden entegrasyon amacına hizmet edebilmesi için mahpusun cezasını kendi ülkesinde çekmek istediğini açıkça belirtmesi gerekmektedir. Mahpusların nakle onay vermeleri koşulu, nakillerin mahpusların kovulmaları ya da üstü örtülü biçimde sınır dışı edilmeleri için kullanılmasının önlenmesi amacını taşımaktadır. Nakil için en önemli koşullardan biri, ortada çifte tehlike riskinin olmamasıdır yani mahpusun aynı suçtan bir kez daha yargılanması ve ceza almasının söz konusu olmaması gerekmektedir. Ek olarak, söz konusu devlet yabancı mahkemenin verdiği hükümden açık ya da üst örtülü olarak türeyen, olgulara bağlı durumdadır. Mahpusun cezai durumu cezanın uzunluğu ya da uygulanacak cezanın türü (örneğin zorunlu çalıştırma) nedeniyle ağırlaşmamalıdır. Bununla birlikte, mahpusun gideceği ülke verilen cezayı hafifletebilir. Nakil, yabancı mahpusların cezaevlerinde karşı karşıya kaldıkları ek zorlukları açıkça hafifletecektir ve onların topluma yeniden entegrasyonlarına yardımcı olacaktır. Eğer istiyorlarsa yabancı mahpusların cezaların çekmek üzere kendi ülkelerine nakledilmesi, hüküm verildikten sonra olabildiğince erken ele alınmalıdır. Mahpusların durumları hakkında bilgiye dayalı bir karar vermelerini sağlamak amacıyla, nakil talebi hakları ve naklin yasal sonuçları hakkında mahpuslara açık ve eksiksiz bilgi verilmelidir. 3.4 Cezaevi İdaresi 3.4.1 İdare Politikaları ve Stratejileri Dünya çapında birçok ülkede yabancı uyruklu mahpusların yüksek oranı ve hızlı artışı, ek olarak onların yukarıda özetlenen çok özel ihtiyaçları göz önüne alındığında, cezaevi otoritelerinin, bu savunmasız grubun topluma yeniden entegrasyonunu etkili ve sürdürülebilir biçimde kolaylaştıracak politikaları ve stratejileri geliştirmesi gereği söz konusudur. STK’ların sağladığı destek ve tek tek cezaevi otoritelerinin geliştirdikleri duruma özel projeler değer taşısalar da, bunların etkisi, genel bir idare stratejisinin parçası olmadıkları sürece sınırlıdır ve süreklilik arz etmez. Yabancı mahpusların bakımı, cezaevi idarecileri tarafından geliştirilen genel idare stratejilerinin asli bir parçası olmalıdır. İzlenecek politika ve uygulamaya yönelik rehber ilkeler merkezi cezaevi idaresince düzenlenmelidir. Yabancı uyruklu mahpus sayısının gerekli kıldığı yerlerde idare seviyesinde bir yabancı uyruklu politikası ve stratejisi danışmanının, ayrıca her bir cezaevinde yabancı uyruklular için koordinatör atanması düşünülmelidir. Akran desteğini mümkün kılmak ve yabancı uyruklu mahpusların cezaevi idaresinden isteklerini yönlendirmesi için cezaevlerinde yabancı uyruklu destek gruplarının oluşturulması da düşünülmelidir. Bu gruplar yabancı uyruklular koordinatörüyle yakın biçimde çalışabilirler. Yabancı mahpus nüfusunun çoğunluğuna tekabül eden yabancı uyrukluların topluluk temsilcilerine danışma, politikaların ve stratejilerin oluşturulmasında dikkate alınmalıdır. Yabancı uyruklu mahpusların ihtiyaçlarına yönelik, rehber ilkelere dayanan programlar geliştirmeleri için cezaevi idarecileri desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Bu stratejilerin ve uygulamaların sonuçlarının değerlendirilmesi için ölçülebilir standartlar geliştirilmelidir. Stratejilerin ve bunların uygulamalarının iyileştirilmesini sağlayacak şekilde veri toplanması ve değerlendirilmesi, yabancı mahpus idare politikalarının asli bir parçası olmalıdır. 21 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 3.4.2 Personel Personelin seçimi ve eğitimiyle ilgili stratejiler ve uygulamalar, yabancı uyruklu mahpusların ihtiyaçlarına yönelmeyi hedefleyen idare politikalarının asli parçaları olmalıdır. Personele, yabancı uyruklu mahpuslarla ilgili olarak sağlanacak eğitimin mevcut olmadığı, birçok araştırmada belirtilmiştir. Eğitim eksikliği, personelle mahpuslar arasında yanlış anlamalara, personelin yabancı uyrukluların özel ihtiyaçlarına cevap verememesine ve güvensizlikle, hayal kırıklığının ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Personel eğitimi, yabancı mahpusların idaresiyle ilgili konuları kapsamalı, anlayışı teşvik etmeli, özel ihtiyaçlara cevap verme yöntemlerini ve başka kurumlarla, özel olarak göçmenlik yetkilileriyle işbirliği yöntemlerini içermelidir. 3.4.3 Adalete Erişim Cezaevi otoriteleri, yabancı uyruklu mahpuslara anlayabilecekleri bir dilde, yasal hakları hakkında, yabancı mahpuslara adalete erişimlerinde destek veren örgütler hakkında ve bu örgütlerin temas bilgileri hakkında bilgi vermelidirler. Cezaevi otoriteleri yabancı uyruklu mahpusların hukuki yardım sağlayan örgütlerin üyeleriyle ya da avukatlarıyla buluşabilecekleri mekânlar sağlamalı ve gerekiyorsa bu toplantılarda çeviri hizmeti sağlamalıdır. 3.4.4 Sınıflandırma ve Yerleştirme Aşırı sınıflandırmadan kaçınılması gerekir. Yabancı uyruklu mahpuslar da tıpkı diğer tüm mahpuslar gibi, cezaevine girişte uygulanacak bir risk değerlendirmesine göre, uygun bir güvenlik seviyesinde sınıflandırılmalı ve yerleştirilmelidirler. Yabancı mahpusların cezaevi kurumlarına yerleştirilmeleri sadece uyruklarına göre yapılmamalı, ancak bu süreçte yabancı mahpusların özel ihtiyaçları da dikkate alınmalıdır. Örneğin, aynı uyruktan, dinden ya da kültürden başkalarıyla iletişim olanakları nedeniyle mahpusun belirli bir cezaevine yerleştirilmesi onun yalıtılmışlık hissini hafifletecekse, hapis koşullarının diğer tüm mahpuslarınkine yakın hale getirmek için bu kişilerin o kuruma konması düşünülmelidir. Ayrıca, konsolosluk temsilcileriyle teması ve yurt dışından ziyarete gelecek aile üyeleri ve akrabaların seyahatlerini kolaylaştırmak amacıyla, yabancı uyruklu mahpusların başkentteki ya da başkentin yakınlarındaki bir cezaevine konmaları da düşünülmelidir. 3.4.5 Dış Dünyayla Temas Dış dünyayla temas tüm mahpuslar için topluma yeniden entegrasyonun asli bir parçasıdır. Yabancı uyruklu mahpuslar söz konusu olduğunda, yabancı bir ülkedeki cezaevinde kalmanın getirdiği yalıtılmışlık hissinin hafifletilmesinde aile ve arkadaşlarla iletişim özellikle önem kazanmaktadır. Yabancılar cezaevine girdikleri anda diplomatik temsilcileriyle temas kurma hakları konusunda bilgilendirilmelidirler. Eğer mahpus açıkça karşı çıkmıyorsa, cezaevi otoriteleri bu teması gecikmeden sağlamalı ve iletişim için gerekli ortam sağlanmalıdır. Başka bir ülkede yaşamalarından dolayı mahpusun aile ve akrabalarıyla iletişimi zor ise, cezaevi otoriteleri bu dezavantajı telafi etmek için ek araçlar sağlamalıdır. Bunlar arasında yabancı uyrukluların telefon haklarının arttırılması, saat farklarını dikkate alan zamanlarda telefon görüşmesi yapabilmelerinin sağlanması, seyrek ziyaretleri telafi etmek için daha uzun ziyaret sürelerine izin verilmesi sayılabilir. Kaynakların elverdiği yerlerde, seyahat ve telefon masraflarının karşılanması da düşünülebilir. Yabancı uyruklu mahpuslara destek sunan STK’ların cezaevlerini ziyaret etmeleri ve uygun programlar uygulamaları teşvik edilmelidir. Bu örgütlerin iletişim bilgileri mahpuslara verilmelidir. Genellikle yabancı uyruklu mahpusların bütün ihtiyaçlarına cevap verebilecek konumda olmayan cezaevi idareleri açısından, sivil toplum örgütlerinin desteği son derece yararlı olacaktır. 22 3.4.6 Dil İhtiyaçları Bir cezaevinde en çok konuşulan dilde iletişim kuramamak, yabancı uyrukluların kendi durumlarıyla başa çıkabilme becerilerinin önündeki en ciddi engeli teşkil etmekte ve yalıtılmışlık, hizmetlere erişememe, cezaevi kuralları ve yönetmeliklerinin yeterince anlaşılamaması ve başka sorunların kaynağını oluşturmaktadır. Bu nedenle cezaevi idarelerinin dil engelinin yol açtığı dezavantajları en aza indirmek için her çabayı göstermeleri, hayati önem taşımaktadır. Cezaevi kuralları ve yönetmelikleri, cezaevinde en çok temsil edilen uyruklara tekabül edecek şekilde birkaç dilde yazılı olarak sunulmalıdır. Yabancı uyruklu mahpuslara cezaevine girişlerinde cezaevi kurallarının yazılı olduğu bir belge verilmelidir ve ayrıca bu belgelerin birer nüshası da cezaevi kütüphanesinde bulunmalıdır. Kurallar ve yönetmeliklerin yazılı olarak yabancı dillerde bulunmalarından bağımsız olarak, cezaevlerine girişin ardından ve gerekiyorsa daha sonra da, her bir mahpusa anladığı dilde dikkatlice açıklanmalıdır. Cezaevi kütüphanelerinde birkaç yabancı dilde yeterli sayıda kitap, dergi ve gazete bulunmalıdır, mahpuslar anlayabildikleri bir dilde, bunların varlığından haberdar edilmelidir. Cezaevi kütüphanelerinin zenginleştirilmesi için cezaevi otoriteleri konsolosluk hizmetlerinden ve sivil toplum örgütlerinden yardım isteyebilirler. Güvenlikle ilgili hususlar ve mahpusların kendi istekleri göz önünde tutularak, aynı uyruktan ve aynı dili konuşan mahpusların mümkün olduğunca yakın yerleştirilmeleri gerekir. Bu mahpusların aynı zamanda iş ve dinlenme saatlerini de birlikte geçirmelerine izin verilmelidir. Bu politika, mahpusların gruplaşması ve farkların öne çıkması riskini barındırsa da, bu riskler kapsayıcı bir idari yaklaşımla ve tüm mahpusların bütün etkinliklere eşit biçimde katılımları kolaylaştırılarak hafifletilebilir. Tüm mahpuslara, ama özellikle de uzun süreli hapis cezası almış olanlara, hapis yattıkları ülkenin dilini öğrenme olanağı tanınmalıdır ve bu türden dersler uygun ödül ve imtiyazlarla teşvik edilmelidir. Eğer gerekli öğretme becerileri varsa, bu dersler diğer mahpuslar tarafından da verilebilir. Hukuki yardım, danışmanlık ve sağlık hizmetleri, disiplin soruşturması oturumları ve şikâyet mekanizmaları da yabancı uyruklu mahpusların dil ihtiyaçlarını dikkate almalı, gereken durumlarda çeviri hizmeti sağlanmalıdır. Kaynakların sınırlı olduğu yerlerde dikkatlice seçilmiş mahpuslar, çeviri ihtiyacı olan mahpus onay verdiği takdirde, kendi uyruklarından mahpuslar için çeviri hizmeti sağlaması için atanabilir. Mahpuslar ziyaretlerde, mektuplarında ve telefon görüşmelerinde kendi dillerini kullanabilmelidirler. 3.4.7 Kültür ve Din Yabancı mahpusların dinsel inançları ve kültürlerinden kaynaklanan özel ihtiyaçları olabilir, bunlar önemli bir kaynak artışı gerektirmeden de karşılanabilir. Bu ihtiyaçların karşılanması, sadece kendi başına önemli oldukları için değil, aynı zamanda hem bir dereceye kadar yalıtılmışlık ve yabancılık hislerini hafifleteceği, hem de çeşitliliği kabul edip ona saygı gösteren bir yaklaşıma işaret edeceği için çok önemlidir. İstedikleri takdirde mahpuslara kendi dinlerinden bir görevliye erişim olanağı tanınmalıdır ve ibadet odaları ve özel hijyen gereklerinin sağlanması gibi yollarla dinlerinin gereklerini yerine getirebilmeleri sağlanmalıdır. Mahpusların beslenme gerekleri cezaevi idaresince temin edilmelidir. Ek olarak, kendi ulusal yemeklerini hazırlayabilmeleri için yabancı uyruklu mahpuslara mutfakta iş verilebilir. Mesleki eğitim programının bir parçası olarak yemek pişirme becerisi olan mahpuslar başkalarına da becerilerini öğretmek için teşvik edilebilir ve bu da farklı uluslardan mahpusların arasında pozitif iletişimi teşvik eder. 3.4.8 Mahpuslara Yönelik Programlar Uygun rehabilitasyon ve tahliyeye hazırlık programlarının planlanabilmesi için bir mahpusun tahliye sonrasında sınır dışı edilip edilmeyeceği konusunda yabancı uyruklu mahpuslar ve cezaevi otoriteleri olabildiğince erken haberdar edilmelidirler. Yabancı mahpusların da diğerleriyle eşit biçimde eğitim, mesleki eğitim ve diğer mahpus programlarına katılabilmeleri için cezaevi otoriteleri her türlü çabayı göstermelidirler. Bu, sözlü çeviri, eğitim malzemelerinin çevirisi ve yabancılar için dil dersleri gibi olumlu eylemleri de gerektirecektir. Cezaevindeki işlerin çoğunluğu, ele ve tekrara dayalı işler olduğundan dil becerisi gerektirmez. Yabancı mahpusların cezaevindeki iş alanlarına eşit erişimleri olmalıdır. Mali gelir ihtiyaçları göz önüne alınarak, yabancı mahpusların diğer mahpus programlarına erişimlerinde yaşadıkları dezavantajların telafi edilmesi amacıyla iş sağlanmasında bir parça pozitif ayrımcılık yapılabilir. Yabancı uyruklu mahpusların ihtiyaçlarına cevap verecek özel programların oluşturulması düşünülmelidir. Bu yapılırken yabancı uyruklu topluluk gruplarıyla ya da yabancı mahpuslara destek sağlayan STK’larla işbirliğine gidilebilir ve yabancı mahpusların dönecekleri ülkeler ve koşullar dikkate alınır. Cezalarını çekmek üzere “kendi” memleketlerine gönderilmiş yabancı mahpusların entegrasyonuna yardımcı olması için cezaevi otoriteleri özel programlar da geliştirmelidirler. 3.4.9 Tahliyeye Hazırlık ve Tahliye Sonrası Destek Tahliyeye hazırlıkta üç farklı gruptaki yabancı uyruklu mahpuslar için farklı stratejiler benimsenmesi gerekmektedir: 23 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (a) kendi ülkelerine sınır dışı edilecek olanlar; (b) hapsedildikleri ülkede kalacak olanlar; (c) göçmenlik başvuruları halen değerlendirme aşamasında olanlar. Birçok ülkede, yabancı mahpusların kendi durumları hakkında bilgilendirilebilmeleri için göçmenlik ve cezaevi otoriteleri arasındaki işbirliği ve bilgi paylaşımının geliştirilmesi gerekmektedir. Önceki bölümde de belirtildiği gibi, uygun rehabilitasyon programları ve tahliyeye hazırlık planlamasının yapılabilmesi için sınır dışı edilip edilmeyeceklerine dair kararın olabildiğince erken bildirilmesi gerekmektedir. Bu da, göçmenlik hizmetleriyle cezaevi otoriteleri arasında ortak strateji ve koordinasyon mekanizmalarının geliştirilmesini gerektirmektedir. Yabancı uyrukluların tahliyelerinde karşı karşıya kaldıkları özel konulara odaklanan bilgilendirme toplantıları düzenlenmelidir: İster sınır dışı edilecek olsunlar, isterse de hapis yattıkları ülkede kalacak olsunlar, STK’larla ve göçmenlik danışma hizmetleriyle işbirliği arayışına gidilmelidir. Cezaevi otoriteleri, ev izni ya da erken şartlı tahliye kararlarının mahpusların uyruğunun ya da sınır dışı edilme potansiyellerinin etkisi altında kalmamasını sağlamalıdır. Yabancı mahpusların kaçma risklerinin değerlendirilmesi her bir vakanın özelliklerine göre yapılmalıdır. Kişilerin toplum içinde gözetim altında tutulabilmeleri için alternatif önlemler alınabilir. 3.4.10 Tahliye Sonrası Sınır Dışı Mahpusların sınır dışı edileceği durumlarda cezaevi otoriteleri gerekli belgelerin sağlanmasına, seyahatin ayarlanmasına her türlü desteği sağlamalı ve mahpuslarla, gidecekleri ülkedeki akrabaları arasındaki iletişimi kolaylaştırmalıdırlar. Konsolosluk temsilcilerinin desteği hayati önemdedir. Sivil toplum örgütleri de mahpuslarla uzaktaki aile üyeleri arasındaki iletişime yardımcı olarak, sayısız sorunun çözümüne katkıda bulunarak ve prosedürleri açıklayarak bu süreçte önemli bir katkı sağlayabilirler. Bir mahpus, dilini bilmediği “memleketine” gönderiliyorsa hazırlık aşamasında dil derslerinin sağlanması düşünülebilir. Yabancı uyruklular işkence ya da kötü muamele görme tehlikesi bulunan bir ülkeye asla gönderilmemelidir. 3.4.11 Tahliye Sonrası Tutukluluk Halen sonuca bağlanmamış göçmenlik meselelerinden dolayı bir mahpusun cezasını çektikten sonraki durumu netlik kazanmamışsa genel bir kural olarak tutukluluk hali uzatılmamalıdır. Bireysel risk değerlendirmeleri temel alınarak karar verilmelidir. Alternatif gözetim önlemlerine öncelik verilmelidir. Karara bağlanmamış göçmenlik meselelerinden dolayı mahpuslar tahliye sonrasında tutuklu kalacaklarsa bunun için hazırlanmış, tutuklunun yasal statüsüne uygun maddi koşulları ve düzeni sağlayan ve uygun nitelikli, özel eğitim almış personelin bulunduğu, göçmen tutukluların kalması için hazırlanmış ayrı tesislere nakledilmelidirler. Göçmen tutukluluk merkezlerinin barınma koşulları, düzeni ve havasının cezaevi ortamı izlenimi vermemesine özen gösterilmelidir. Göçmen tutukluların hukuki temsilcileriyle ve göçmenlik hizmetleriyle azami iletişim imkanlarının olması sağlanmalıdır. Hukuk danışmanlarının, destek sağlayan kurumların ve devletin göçmenlik hizmetlerinin iletişim bilgilerinin birden fazla dilde bulunması sağlanmalıdır. Uygun sözlü çeviri hizmetleri bulunmalıdır. 3.4.12 Hapsedildikleri Ülkede Kalacak Olan Yabancılar Bulundukları ülkede kalacak olan yabancı mahpuslara şartlı tahliye, sosyal hizmetler, barınma ve iş bulma kurumları gibi hizmetlere eşit erişim imkanı sağlanmalı ve bu kurumlarla mahpuslar arasındaki temas cezaevi otoritelerince kolaylaştırılmalıdır. Yabancı mahpuslar hapisliklerinin başlarında bu hizmetlerden faydalanabilecekleri konusunda anladıkları bir dilde bilgilendirilmelidirler. 24 Şartlı tahliye hizmetlerinin mevcut olduğu yerlerde bu kurum yabancı uyruklu mahpusların kendilerine özgü ihtiyaçlarına cevap verecek özel destek sunmalıdır. Bazı sistemlerde yabancı uyruklu mahpuslara destek verecek şartlı tahliye memurlarının, yardımcı olacakları mahpusla aynı ulustan olmalarının faydalı olduğu gözlemlenmiştir. 4. ULUSLARARASI STANDARTLAR 4.1 Birleşmiş Milletler Mahpuslara Yönelik Muamelede Standart Asgari Kurallar Disiplin ve Cezalandırma lir. 30. (3) Gerekli ve mümkün olduğu zaman, mahpusun savunmasını çevirmen aracılığıyla yapmasına izin veri- Din 41. (1) Kurumda aynı dine mensup önemli sayıda mahpusun bulunması halinde bir din görevlisi atanır veya seçimi onaylanır. Mahpusların sayısı gereğince ve şartların imkan vermesi halinde, din görevlisinin tam gün çalışması sağlanır. (2) Birinci fıkraya göre atanan veya onaylanan din görevlisinin düzenli hizmetleri yerine getirmesine ve uygun zamanlarda kendi dinindeki mahpuslarla baş başa görüşmesine izin verilir. (3) Bir mahpusun din görevlisi ile görüşme talebi reddedilmez. Öte yandan bir mahpusun din görevlisinin kendisini ziyaret etme talebine karşı çıkması halinde, kendisinin bu tutumuna tam olarak saygı gösterilir. 42. Şartlar elverdiği ölçüde her mahpusun kurumda verilen din hizmetlerine katılması ve mensubu bulunduğu mezhebin gerekleri ve ibadeti ile ilgili dinsel kitapları bulundurması sağlanarak, dinsel ihtiyaçlarını karşılamasına izin verilir. Dış dünyayla iletişim 38. (1) Yabancı ülke vatandaşı olan mahpusların vatandaşı oldukları ülkenin diplomatik ve konsolosluk temsilcileriyle makul imkanlarla iletişim kurmalarına izin verilir. (2) Hapsedildikleri ülkede, vatandaşı oldukları Devletin diplomatik veya konsolosluk temsilcisi bulunmayan mahpuslara, mültecilere veya vatansız kimselere, kendilerinin menfaatlerinden sorumlu olan Devletlerin diplomatik temsilcileriyle veya bu durumdaki kimseleri korumakla görevli ulusal veya uluslararası makamlarla aynı imkanlarla iletişim kurmalarına izin verilir. 4.2 Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi Gönderen devlet uyrukları ile temas Madde 36 1. Gönderen Devlet’in uyruklarına ilişkin konsolosluk görevlerinin yerine getirilmesinin kolaylaştırılması amacıyla: a) Konsolosluk memurları, gönderen Devlet’in uyrukları ile görüşmek ve onları ziyaret etmek serbestliğine sahip olacaklardır. Gönderen Devlet’in uyrukları da keza konsolosluk memurları ile görüşmek ve onları ziyaret etmek serbestliğine sahip olacaklardır. b) İlgili talep ettiği takdirde, kabul eden Devlet’in yetkili makamları, gönderen Devlet’in bir uyruğunun gönderen Devlet Konsolosluğu görev bölgesinde tutuklanmasından, hapsedilmesinden veya önleyici mahiyette veya herhangi bir şekilde gözaltına alınmasından vakit geçirmeksizin söz konusu konsolosluğu haberdar edeceklerdir. Tutuklanmış, hapsedilmiş veya önleyici mahiyette veya herhangi bir şekilde gözaltına alınmış olan kişiden konsolosluğa hitaben sadir olmuş her türlü haber, anılan makamlarca derhal konsolosluğa intikal ettirilecek ve yine bu makamlar, bu bentle tanınmış olan haklar hakkında ilgili kişiye gecikmeksizin bilgi vereceklerdir. c) Konsolosluk memurları, hapsedilmiş, önleyici mahiyette veya herhangi bir şekilde gözaltına alınmış olan gönderen Devlet’in uyruğunu ziyaret etmek, onunla görüşmek ve muhaberatta bulunmak ve onun mahkemeler önünde temsilini sağlamak hakkına sahiptirler. Konsolosluk memurları, keza kendi konsolosluk görevi çevresinde, bu hükmün yerine getirilmesi amacıyla hapsedilmiş veya gözaltına alınmış olan gönderen Devlet’in uyruğunu ziyaret etmek hakkına sahiptirler. Bununla beraber, konsolosluk memurları, hapsedilmiş veya önleyici mahiyette veya herhangi bir şekilde gözaltına alınmış bir vatandaşın açıkça muhalefet etmesi halinde, bu vatandaş lehine müdahalede bulunmaktan kaçınacaklardır. 25 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2. Bu maddenin 1.fıkrasına istihdaf olunan haklar, kabul eden Devlet’in kanun ve düzenlemeleri çerçevesinde kullanılacaktır. Bununla beraber, bu kanun ve düzenlemeler bu Maddeyle tanınmış olan hakların tam olarak kullanılmasına imkân vereceklerdir. 4.3 Avrupa Konseyi, Bakanlar Kurulu, Yabancı Uyruklu Mahpuslar Hakkında Tavsiye Kararı No. R (84) 12 (21 Haziran 1984 tarihindeki 374’üncü Bakan Yardımcıları toplantısında Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmiştir.) 13. Uygulamada ülkenin vatandaşlarıyla aynı hizmetlerin hepsinden yararlanamayan ve tutukluluk koşulları genellikle daha kötü olan yabancı uyruklu mahpuslar, mümkün olduğu ölçüde, bu dezavantajları telafi edecek şekilde muamele görmelidirler. 4.4 Yabancı Mahpusların Nakilleri Hakkında Model Anlaşması ve Yabancı Mahpuslara Muameleye İlişkin Tavsiyeler (26 Ağustos - 6 Eylül 1985 Birleşmiş Milletler Suçun Önlenmesi ve Faillerin Islahı Konulu Yedinci Kongresinde kabul edilmiştir.) Ek II Yabancı Mahpuslara Muameleye İlişkin Tavsiyeler 1. Yabancı bir mahpusun bir cezaevine yerleştirilmesinde sadece uyruğu belirleyici olmamalıdır. 2. Yabancı mahpusların da eğitim, iş ve meslek eğitimine yerli mahpuslarla eşit erişimi olmalıdır. 3. Yabancı mahpusların da hapsedilme harici seçeneklere, cezaevi iznine ve cezaevinden izinli çıkışlara hakkı, yerli mahpuslarla aynı şekilde olmalıdır. 4. Yabancı mahpuslar cezaevine girmelerinden hemen sonra anladıkları bir dilde ve genellikle yazılı olarak, cezaevindeki düzenin ana hatları, ilgili kurallar ve düzenlemeler hakkında bilgilendirilmelidirler. 5. Yabancı mahpusların dinsel gerekliliklerine, en başta da yemek ve çalışma saatleriyle ilgili konularda, saygı gösterilmelidir. 6. Yabancı mahpuslar konsolosluk yetkilileriyle temas kurma hakları ve durumlarıyla ilgili diğer konularda gecikmeksizin bilgilendirilmelidirler. Bir mahpus diplomatik ya da konsolosluktan bir yetkiliyle temas kurmak istediğinde derhal bu yetkililerle temasa geçilmelidir. 7. Tıbbi ya da programlarla ilgili personelle iletişim sırasında ve şikayet, özel barınma, özel beslenme ve dinsel temsil ve destek gibi konularda yabancı mahpuslara anladıkları bir dilde uygun destek verilmelidir. 8. Mahpusun onayıyla, ziyaretler ve mektuplaşma için tüm gerekli şartlar sağlanarak, yabancı mahpusların aileleri ve topluluk görevlileriyle temasları kolaylaştırılmalıdır. Uluslararası Kızılhaç Komitesi gibi uluslararası insani kuruluşların yabancı mahpuslara destek vermelerine olanak sağlanmalıdır. 9. Ertelenmiş ceza verilen ya da şartlı tahliye hakkı tanınmış faillerin gözetimi ve bu faillere destek konusunda iki taraflı ya da çok taraflı anlaşmaların sonuçları da yabancı faillerin karşı karşıya oldukları sorunların çözümüne katkıda bulunabilir. 4.5 Yabancı Mahpusların Nakilleri Hakkında Model Anlaşması ve Yabancı Mahpuslara Muameleye İlişkin Tavsiyeler (26 Ağustos - 6 Eylül 1985 Birleşmiş Milletler Suçun Önlenmesi ve Faillerin Islahı Konulu Yedinci Kongresinde kabul edilmiştir.) 26 Ek I I. Genel ilkeler 1.Başka bir ülkede hüküm giyen kişilerin vatandaşı oldukları ya da yaşadıkları ülkeye dönüşlerinin kolaylaş tırılarak faillerin topluma katılımları hızlandırılmalıdır ve böylece cezalarını olabilecek en erken aşamada çekmeleri sağlanmalıdır. Yukarıda belirtilenler doğrultusunda, devletler en geniş kapsamda işbirliğine gitmelidirler; [...] 7. Vatandaşı olduğu ya da yaşadığı ülkeye nakil, ancak mahpusun açık ve özgür irade beyanıyla gerçekleştirilmelidir. [...] 13. Hüküm giyilen devletin verdiği cezanın çekilmesi için nakledilen kişi, gönderildiği ülkede infaz edilecek cezanın verildiği aynı fiil için tekrar yargılanamaz. II. Prosedüre ilişkin düzenlemeler [...] 18. Hangi devlet sınırları içinde olursa olsun hüküm giyen kişinin özgürlüğünden mahrum bırakıldığı süre toplam ceza süresinden düşülmelidir. 19. Nakil hiçbir şekilde mahpusun durumunda kötüleşmeye yol açmamalıdır. 4.6 Mandela Kuralları (17 Kasım 2015 tarihli Ekonomik ve Sosyal Konseyin 2015/20 nolu Tavsiye Kararla Genel Kurulda kabul edilmiştir.) Kural 62 1. Yabancı uyruklu tutuklu/hükümlüler ait oldukları Devlet’in diplomatik ve konsolosluk temsilcileri ile iletişim kurmalarına dair makul olanaklara müsaade edilmeli. 2. Ülkede diplomatik ve konsolosluk temsilcileri bulunmayan yabancı uyruklu tutuklu/hükümlüler ve mülteciler veya vatansız kişiler Devlet’in diplomatik temsilcisiyle (görevi bu tür insanları korumak olan) görüşmelerine dair benzer olanaklar sağlanmalı. 5. ÜLKE ÖRNEKLERİ 5.1 İTALYA Yabancı hükümlü sayısı (ve toplam hükümlü sayısına oranı): 23.492 - %35,7 Yabancı tutuklu sayısı (ve toplam tutuklu sayısına oranı): 10.571 – %16,08 Dil & Çeviri: Yabancı hükümlü/tutuklular için çevirmenler ve kültürel aracılar vardır; fakat sayıları ihtiyaca kıyasla çok azdır. Yasalar, kültürel aracıların istihdam edilmesini şart koşmaz; fakat çok benzer bir görev üstlenmelerini sağlar. Konsolosluk İlişkileri: Yabancı hükümlü/tutuklular, her zaman kendi ülkelerinin diplomatik temsilcileri/ konsolosluklarıyla irtibat kurmayı talep edebilirler ve onlardan ziyaret kabul edebilirler. Kendi Ülkelerine Nakil: İki yıldan daha az ceza alan yabancı hükümlü/tutuklular, Strazburg Sözleşmesi gereğince, cezalarının infazının kendi ülkelerine transfer edilmesini; diğer bir deyişle, hapsedilmeye alternatif bir tedbir olarak sınır dışı edilmeyi isteyebilirler. Fakat yetkililer, bu konuda otomatik olarak bilgi vermezler. Konuyla ilgili açık bir zorunluluk yoktur. Kabul ofisindeki polisler ya da eğitimciler, bazen bu tür bilgileri verebilirler. Koğuş Düzeni: Yabancı hükümlü/tutukluların cezaevi içinde ülke kökenlerine göre ayrılması hususunda; kurum yönetimi, mümkün olduğunca, sıkıntı çıkmasını engellemek amacıyla, aynı dili konuşan mahkûmları bir arada tutmayı tercih etmektedir. Fakat koğuşların etnik kökene göre ayrılmasından kaçınılmaktadır. İnanç & İbadet: Yabancı hükümlü/tutukluların din görevlilerine erişimine izin vardır. Cezaevlerindeki şa 27 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ peller, genellikle tüm dinlerin ortak alanı olarak kullanılmaktadır. Müslümanların hücrelerinde ibadet etmelerine, namaz kılmalarına ve oruç tutmalarına izin verilmektedir. Fakat yeterli sayıda Kuran nüshası yoktur. İmamlar da cezaevlerini sıklıkla ziyaret etmemektedirler. 5.2 BİRLEŞİK KRALLIK Yabancı hükümlü sayısı (ve toplam hükümlü sayısına oranı): • İngiltere ve Galler: 9.771 (%13) • İskoçya: 282 (%3,8) • Kuzey İrlanda: 113 (%6,7) Yabancı tutuklu sayısı (ve toplam tutuklu sayısına oranı): • İngiltere ve Galler: 1.480 (%24) • İskoçya: İstatistikler bu şekilde toplanmadığı için, tutukluluk haline ilişkin bilgi yok. • Kuzey İrlanda: Bilinmiyor Dil & Çeviri: “Applied Language Solutions (Uygulamalı Dil Çözümleri)” isimli bir şirket, Birleşik Krallık genelinde ulusal bir çeviri hizmeti sunmak üzere görevlendirilmiştir. Ancak önemli sayıda soru önergesine ve basının ilgisine rağmen, hükümlü ya da tutukluların bu hizmeti alırken edindikleri tecrübeye dair hiçbir güvenilir kamuya açık bilgi bulunmamaktadır. Sistem, Cezaevleri Teftiş Kurulu tarafından, yeterli derecede kullanılmamakla eleştirilmiş ve ‘profesyonel çeviri hizmetlerinin daha uygun olacağı bazı durumlarda, çeviri için diğer mahkûmları kullanma yoluna sıklıkla gidildiği’ belirtilmiştir. Bazı diller için çevirmen bulmanın da bir sorun olduğu kaydedilmiştir. Diğer araştırmalar, Doğu Avrupa, Çin ve Vietnam’dan gelen yabancı kadın hükümlü/tutukluların sayısında büyük bir artış olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu kadınların, İngilizce bilmesi ya da temel okur-yazar olması en az muhtemel olan kişiler oldukları tespit edilmiştir. Çevirmen olarak diğer mahkûmlara aşırı derecede bel bağlanması, güven ve gizlilik açısından sorunlarla doludur. Konsolosluk İlişkileri: Yabancı hükümlü/tutuklular, her zaman kendi ülkelerinin diplomatik temsilcileri/ konsolosluklarıyla irtibat kurmayı talep edebilirler ve onlardan ziyaret kabul edebilirler. Kendi Ülkelerine Nakil: Hükümlü/tutukluların Ülkelerine İade Edilmesi Kanunu (1984), hükümlü/tutukluların vatandaşı oldukları ülkeye geri gönderilmelerine ve cezalarını orada tamamlamalarına olanak sağlar. Çeşitli nakil sözleşmelerine ya da Birleşik Krallık ile ikili anlaşmalara taraf olan ülkelerden gelen hükümlüler, cezalarının bitmesine en az altı ay kalmışsa ve devam etmekte olan bir temyiz süreçleri yok ise, ülkelerine iade edilmek üzere başvuruda bulunabilirler. Ayrıca, yabancı hükümlü/tutukluların ceza infazları bitmeden Birleşik Krallığı terk etmelerine izin veren Erken Nakil Planı da mevcuttur. Bu hükümlü/tutukluların, ülkelerine geri gönderilmelerine izin verilmeden önce, Birleşik Krallıktaki bir cezaevinde asgari bir süre geçirmeleri gerekmektedir. Koğuş Düzeni: 2011 verilerine göre, Kuzey İrlanda’daki yabancı hükümlü/tutukluların büyük çoğunluğu, başlıca Litvanya ve Polonya olmak üzere, Doğu Avrupa’dan veya Çin’den gelmektedir. Cezaevi nüfusunun %1’lik bir kısmı Siyahi ya da Güney Asyalıdır. İrlandalı göçmenler ise, nüfusun %1’ine tekabül etmektedir. Ancak yabancı hükümlü/tutuklular, cezaevi içinde ülke kökenlerine göre ayrı koğuşlara konulmazlar. 28 İnanç & İbadet: Tüm yabancı mahkûmlar, inançlarını yaşama ve ibadet etme özgürlüğüne sahiptir. Kendi din görevlilerinden ziyaret kabul edebilirler ve kendi dini otoriteleri tarafından tanınan ve cezaevi kurallarınca yasak olmayan dini kitap ya da materyallere sahip olabilirler. Yabancı mahkûmların, kendi dini bayramları/özel günlerinde gereksiz işler yapmak zorunda kalmamaları için, cezaevleri düzenlemeler yapmaktadır. Diğer: Özellikle siyahi ve Müslüman mahkûmlar, cezaevi kantininde satılan ürün çeşitliliğinin ihtiyaçlarını karşılamadığından şikâyetçiler. 5.3 FRANSA Yabancı hükümlü sayısı (ve toplam hükümlü sayısına oranı): 13.821 - %18 Yabancı tutuklu sayısı (ve toplam tutuklu sayısına oranı): Bilinmiyor Dil & Çeviri: Cezaevi yönetimi, gerektiğinde (örneğin bir disiplin duruşması sırasında), çevirmen çağırabilmektedir. Pratikte, finansman eksikliği sebebiyle, her zaman çeviri hizmeti sağlanamamaktadır. Çoğu zaman, yönetim, cezaevi personeli ya da diğer mahkûmların dil becerilerinden faydalanmaktadır. Bu işleyiş, örneğin tıbbi ziyaret gibi personelin katkısına ihtiyaç duyulan ortamlarda, gizlilik konusunda sorun doğurmaktadır. Diğer taraftan, yabancı mahkûmlara kuruma ilk giriş yaptıklarında, İngilizce, Arapça, İspanyolca, Portekizce, Rusça ya da Rumence dillerine çevrilmiş tanıtım broşürleri dağıtılmaktadır. Konsolosluk İlişkileri: Cezaevine ilk giriş yaptıklarında, yabancı hükümlü/tutuklulara kendi ülkelerinin diplomatik temsilcilikleriyle irtibat kurabilecekleri konusunda bilgi verilmelidir. Bu amaçla, bu temsilciliklerin adresleri mahkûmlara verilmelidir. Eğer yabancı mahkûmların vatandaşı oldukları ülke, Fransa lehine mütekabiliyete izin veriyorsa, bu mahkûmlar konsolosluk görevlileriyle kendi dillerinde iletişim kurabilirler. Ancak bu yazışmalar, kontrol edilebilir (açılmak ve okunmak yoluyla). Eğer bazı mektupların, bu mahkûmların rehabilitasyon sürecini veya kamu düzeni ve güvenliğini ciddi derecede tehlikeye attığı görülürse, mektuplara el konulabilir. Dahası, ziyaret izni aldıkları müddetçe, konsolosluk görevlileri, kendi uyruklarından olan mahkûmlarla görüşebilirler. Bu ziyaretler, gözetim altında tutulan standart ziyaret salonlarında gerçekleştirilir. Kendi Ülkelerine Nakil: Gözaltı merkezi, Hükümlülerin Nakli konusunda bir Sözleşmenin hükümlerinden yararlanmaya hak kazanabilecek mahkûmları bu konuda bilgilendirmelidir. Koğuş Düzeni: Prensipte, mahkûmların uyrukları, onların kurum içinde nasıl dağıtılıp yerleştirileceklerine dair bir kriter değildir. Ancak pratikte, özellikle de Fransızca bilmeyen mahkûmlar için hücre tahsis edilirken, ortak dil faktörü dikkate alınır. Burada amaç, yabancı mahkûmların tecridini en aza indirmektir. Ancak bu uygulamanın da risk taşıdığı ortaya çıkmıştır. 2000 yılında, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi, La Sante isimli Paris cezaevinde mahkûmların koğuşlara dağıtılma şeklini eleştirmiştir. Bu cezaevinde mahkûmlar, sadece etnik kökenlerine, hatta derilerinin renklerine göre ayrılıyorlardı. İnanç & İbadet: 24 Kasım 2009 tarihli Ceza İnfaz Kurumları Yasasına göre, hükümlü/tutuklular ibadet yapma özgürlüğüne sahiptirler. Yabancı hükümlü/tutuklular da kendi dinleriyle ilgili törenlere katılma ve din adamları tarafından ziyaret edilme hakkına sahiptirler. Her cezaevinde mahkûmların ibadet edebilecekleri ve ona göre dekore edilmiş özel odalar bulunmalıdır. Mahkûmlar, “gerektiği sıklıkta” ve cezaevi personeli olmadan, din görevlileriyle görüşebilmelidirler. Yasaya göre ayrıca, mahkûmların manevi yaşamları için gerekli olan dini kitap ve nesneleri hücrelerinde bulundurmalarına izin verilmelidir. Ancak pratikte, cezaevlerinde Müslüman din görevlilerinin sayısı yetersizdir. Katolik ya da Protestan mahkûmların nüfus yüzdesi %20 iken, Müslüman mahkûmların yüzdesinin %30-40 olmasına rağmen; 900’den fazla Hristiyan din adamına karşılık, sadece 150 Müslüman din adamı bulunmaktadır. İmam sayısının yetersizliğinden dolayı, bazı Müslüman mahkûmlar avludaki yürüyüş saatlerinde cemaat halinde namaz kılmakta ve yönetim bu tür fiilleri yasakladığı için de, disiplin yaptırımlarına maruz kalmaktadırlar. 5.4 İSPANYA Yabancı hükümlü sayısı (ve toplam hükümlü sayısına oranı): İspanya (Devlet İdaresi) – 22.893 (%34,14); Katalonya – 4.554 (%45,26) Yabancı tutuklu sayısı (ve toplam tutuklu sayısına oranı): İspanya (Devlet İdaresi) (Eylül 2009 itibariyle) – 7.126 (%31,3); Katalonya – 1.123 (%24.66) 29 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Dil & Çeviri: Mevzuata göre, İspanyolca bilmeyen yabancı mahkûmlara, disiplin soruşturmaları esnasında, resmi bir çevirmen ya da aynı dili bilen başka bir mahkûm tarafından yardım edilebilmektedir. Ancak İspanyol cezaevlerinde resmi çevirmenler olmadığı için, bu hüküm çoğu durumda uygulanmamaktadır. Yabancı hükümlü/tutuklulara, cezaevine giriş yaptıklarında, İspanya tarafından imzalanmış uluslararası anlaşmaların ya da sözleşmelerin uygulanmasını ve dillerine çevrilmesini ve ayrıca kanunda belirlenen koşullarda, kesinleşmiş ya da kesinleşecek olan cezalarının sınır dışı edilme kararı ile ikame edilmesini isteyebilecekleri konusunda bilgi verilir. İspanyolca, Arapça, Fransızca, İngilizce ve Rumence gibi farklı dillerde tanıtım broşürleri dağıtılır. Konsolosluk İlişkileri: Yabancı hükümlü/tutuklular, cezaevine giriş yaptıklarında, kendi ülkelerinin diplomatik temsilcilikleriyle irtibat kurabilecekleri konusunda bilgilendirilme hakkına sahiptirler. Yabancı hükümlü/tutuklular, konsolosluklarıyla irtibata geçmek için, gerektiğinde, yazılı izin alırlar. Yabancı mahkûmlar, öncesinde cezaevi müdüründen izin almak şartıyla, kendi ülkelerinin diplomatik ya da konsolosluk temsilcilikleriyle ya da diplomatik temsilcisi olmayan ülkelerin vatandaşlarına konsolosluk hizmeti sunan kişilerle görüşebilir ve haberleşebilirler. Mülteciler ve vatansız kişiler de, aynı iletişim haklarına sahiptirler. Mülteci ve vatansız olan yabancı mahkûmlar, sorumluluğunda oldukları devletin temsilcileriyle ya da kendilerini korumakla görevli ulusal veya uluslararası makamlarla ve bunlar tarafından yetkili kılınan kişilerle irtibat kurabilirler. Kendi Ülkelerine Nakil: Yasaya göre, yabancı hükümlü/tutuklular, cezaevine giriş yaptıklarında, cezalarının başka bir ülkede infaz edilmesini isteme hakkına sahip oldukları konusunda, anlayacakları dilde bilgilendirilmelidirler. Ancak bu hüküm çoğunlukla uygulanmamakta ve İspanyolca bilmeyen yabancı mahkûmlar, eğer varsa avukatları (genelde neredeyse hiç olmaz) ya da diğer mahkûmlar tarafından bilgilendirilmektedirler. Sınır dışı edilme, hapsedilmeye alternatif olarak sıklıkla kullanılan yöntemlerden biridir. 6 yıldan az hapis cezaları, sınır dışı edilme ve beş ila on yıl süresince İspanya’ya geri dönmenin yasaklanması tedbirleriyle değiştirilebilmektedir. Eğer suçlu cezaevinde üçüncü kademeye gelmişse ya da mahkûmiyetinin dörtte üçünü tamamlamışsa, bu alternatifler tüm mahkûmiyet türlerine (zaman limiti olmaksızın) uygulanabilmektedir. Koğuş Düzeni: Yabancı hükümlü/tutukluların cezaevi içerisinde milliyetlerine göre ayrılması, İspanyol cezaevlerinde söz konusu değildir. Buna ilişkin yasal bir hüküm de yoktur. İnanç & İbadet: Ceza infaz kurumları, İspanya vatandaşı olan mahkûmlar gibi, yabancı mahkûmların da din ve vicdan özgürlüklerini ve ibadet haklarını kullanabilmeleri için gerekli imkânları sunmakla mükelleftir. Devlet, ilgili yasalar çerçevesinde, “cezaevinde dini yardım” alanında İspanya Evangelist Oluşumlar Federasyonu, Yahudi Topluluklar Federasyonu ve İspanya İslam Komisyonu ile işbirliği anlaşmaları yapmaktadır. Cezaevindeki yabancı mahkûmlara dini yardım sunacak olan yetkili din adamları, sosyal sigortaya bağlı olmalıdır. Eğer bu hizmet gönüllüler tarafından sunulacaksa, bu kişiler ilgili düzenlemelerin gerektirdiği şartları yerine getirmeli ve Kilise ya da bağlı oldukları dini cemaat tarafından sigorta ettirilmiş olmalıdırlar. Din adamlarına cezaevinde hizmet için verilen yetki, bir yıl geçerlidir ve her yıl yenilenmesi gerekir. Dini yardım almak isteyen mahkûmlar, cezaevi yönetimine bu konuda talepte bulunurlar; cezaevi yönetimi de bu talepleri akredite edilmiş olan din görevlilerine iletir. Mevcut taleplere göre, dini yardım için cezaevi içinde ayrı bir alan tahsis edilebilir ya da çok amaçlı alanlar kullanılabilir. Diğer: Yabancı mahkûmlar, İspanya vatandaşları ile aynı eğitim fırsatlarına sahip olacaklardır. Bu amaçla, cezaevi yönetimi, İspanyolca ve cezaevinin bulunduğu özerk bölgenin ikinci resmi dilini öğrenmeleri için, mahkûmlara gerekli araçları sunmaya çalışacaktır. İhtiyaç duyan yabancı mahkûmlara, okuma-yazma kursları verilecektir. Cezaevindeki yabancı mahkûmların sayısına göre, cezaevi kütüphanesi, en yaygın yabancı dillerde basılmış yayınları bünyesinde bulunduracaktır. Bu amaçla, konsolosluklardan ve ilgili özel kuruluşlardan yardım istenecek, işbirliği talebinden bulunulacaktır. 5.5 ALMANYA 30 Yabancı hükümlü sayısı (ve toplam hükümlü sayısına oranı): 16.733 (%27.1) Ziyaret, Mektuplaşma ve Telefon İmkânları: Hükümlü ve tutuklu vatandaşların (tutukluluk haline ilişkin bazı istisnalar dışında) kendi anadillerinde görüşme, mektuplaşma ve telefon görüşmesi yapma hakları vardır. Bu hak, ancak kanunun belirttiği olağanüstü durumlarda sınırlanabilir. Böyle bir sınırlamayla karşılaşılması durumunda avukata bilgi verilmesi tavsiye olunur. Alman Ceza İnfaz Yasası’nın 24. maddesine göre, her hükümlünün ayda bir saat ziyaretçisi ile görüşme hakkı vardır. Bu süre, cezaevlerine ve eyaletlere göre değişmektedir. Ayrıca, hükümlünün izin kullanamaması veya dışarıya izinli çıkamaması halinde, bu sürenin ayda 4 saate kadar çıkartılması da mümkündür. Bunun dışında, hükümlünün topluma yeniden kazandırılmasını sağlayacak, iyileşmesine, şahsiyetinin gelişmesine hizmet edecek ziyaretler infaz kurumunca teşvik edilir. İnfaz kurumları, evli çiftlerin veya ortak çocuk sahibi kimselerin ziyaret süresinde biraz daha anlayışlı olabilmektedir. Öte yandan, aynı yasanın 25. maddesi, hükümlünün hapishane düzen ve güvenliğini tehlikeye düşürmesi veya ailesinden olmayan bir ziyaretçinin hükümlü üzerinde olumsuz etkiler yapması gibi durumlarda, cezaevi müdürüne ziyareti yasaklama yetkisi verilmektedir. Alman ceza infaz sisteminde, hükümlülerin mektuplarında veya telefon konuşmalarında Almanca dilini kullanma zorunluluğu yer almamaktadır. Bununla beraber, İnfaz Yasası’nın 31. maddesi, hapishane yönetimine yabancı dillerde gelen ve giden mektuplara el koyma yetkisini tanımıştır. Almanca bilmeyen bir Türkün Türkçe yazışması tabiatıyla mümkündür. Hem mektubu yazanın, hem de mektubu alanın Almanca bilmemesi halinde, hapishane yönetiminin Almanca konusunda ısrar etme hakkı tartışmalı bir konudur. Hapishane yönetimi haklı gerekçelerle, mesela suç işlenmesi söz konusu ise, belirli kişilerle yazışmayı yasaklayabilir. Telefon ve mektuplaşma konusunda eyaletler, hatta infaz kurumları arasında bile büyük farklılıklar bulunmaktadır. Hükümlülerin telefonla görüşmelerine izin verilirken, telefon konuşmasının kontrol edilmesi halinde, görüşmeden önce bu durumun hükümlüye bildirilmesi gerekmektedir. Böyle bir kontrol, yazışma ve ziyaretler konusunda da olduğu gibi, cezaevi yönetimi açısından haklı gerekçelere dayandırılmalıdır. Kitap & Gazete, Televizyon & Radyo, Paket: İnfaz Yasası’nın 67. maddesi, hükümlünün, ‘’boş zaman“ başlığı altında çeşitli olanaklardan yararlanma imkânlarını düzenlemiştir. Dil bilmeyen veya dil bilgisi yeterli olmayan hükümlünün toplu seyredilen televizyon kanallarından yararlanması söz konusu olamamaktadır. Türk hükümlüler, genelde, diğer hükümlüler gibi cezaevi idaresinden aylık olarak televizyon kiralamaktadır. Bazı cezaevlerinde Türk kanallarının uydu üzerinden seyredilememesi ile irtibatlı olarak baş gösterebilen sorunların, cezaevi yönetimi ile görüşülerek giderilmesine çalışılmaktadır. Cezaevi yönetimi ile görüşülüp, Türk gazete ve dergilerine abone olma veya getirtme imkânı mevcuttur. İnfaz Yasası’nın 33. maddesi, mahkûmlara yılda üç paket alma hakkı vermektedir. Daha fazla paket alınması özel izne tabidir. Müslümanlara bayramlarda paket gönderilebilmektedir. Cezaevi güvenliğini veya düzenini tehdit eder nitelikteki paketlere yasak konabilmektedir. Eğitim: Hükümlülerin hapishane içi ve dışındaki eğitim programlarından yararlanma imkânları mevcuttur. Bununla birlikte, bu tür imkânların bilhassa sınır dışı edilme ihtimali bulunan yabancı hükümlülere tanınmadığı durumlarla karşılaşılabilmektedir. Almanya’da en az üç yıl yasal olarak çalışmış vatandaşlar ile işçi ailesi çocuklarının sınır dışı edilecekleri yönündeki varsayımın hukuki dayanağı yoktur. Bu durumda olan vatandaşlar, ancak özel şartlar altında sınır dışı edilebilirler. Hükümlülükteki iyi halleri, çalışkanlıkları, meslek öğrenmeleri, terapi programlarına devam ederek tamamlamaları, Almanya’da çalışma ve oturma haklarının devamını veya yeniden elde edebilmelerini sağlar. Alman Sosyal Güvenlik Yasası Uygulama Yönetmeliğinde belirtilen, Alman iş piyasasında çalışmaları söz konusu olmayan kişilerin eğitim teşviklerinden yararlanamayacakları hükmü, Almanya’da en az üç yıl yasal olarak çalışmış vatandaşlar ile işçi ailesi çocukları için geçerli değildir. Bu nedenle, Türk vatandaşlarının, cezaevi yönetiminden avukatları vasıtasıyla veya doğrudan, eğitim ve terapi imkanlarından yararlandırılmalarını ısrarla talep etmeleri önemle tavsiye olunur. Çalışma: Alman Ceza İnfaz Yasasında hükümlünün çalışma karşılığında kazandığı paranın tahliyesinde ödenmesi ve bu paraya el konamaması düzenlenmiştir. Bahse konu haciz yasağı Yabancılar Dairesi bakımından da geçerlidir. Dolayısıyla, olası sınır dışı edilme masraflarının bu paradan alınması mümkün değildir. dir. Dil Kursu: Cezaevi idareleri, meslek eğitiminin aksine, dil kurslarına katılmaya kural olarak izin vermekte- 31 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Dil kurslarına katılmak suretiyle dil yeteneğinin geliştirilmesi, hapishane yaşamına daha aktif bir şekilde katılımından başka, sosyal tecridin ve tercüman masraflarının azalmasına yardımcı olmaktadır. Din: Dini vecibelerin yerine getirilmesini anayasal bir temel hak olarak zikreden 53. madde, Kandil, Ramazan ve sair dini günlerin gereklerinin yerine getirilmesini güvence altına almaktadır. Yasanın 21. maddesiyse, hükümlüye mensup olduğu dinin kurallarına göre yemek verilmesini emretmektedir. Bu hükme göre, Müslüman hükümlülerin bir grup oluşturduğu cezaevlerinde, bu hükümlülere domuz eti verilemez. 53. maddesinin 3. fıkrası, tespih, namaz seccadesi gibi dini eşyaların bulundurulmasına imkân sağlamaktadır. Bayram namazı gibi dini törenler cezaevi yönetiminin organizasyonu çerçevesinde düzenlenebilmektedir. İnfaz Kolaylıkları: Alman infaz sisteminde, hapishane dışında çalışma, denetim altında kısa süreli dışarıya çıkma, gündüz çıkıp sadece geceleri hapishanede kalma, izin, açık cezaevi, sosyal terapi kurumunda kalma gibi infaz kolaylıkları mevcuttur. Dışarıda çalışabilmek için çalışma izni gerekmektedir. Hükümlünün böyle bir izni yoksa hükümlünün topluma kazandırılması projesi kapsamında, çalışma izni için başvuruda bulunulması mümkündür. Türk hükümlülerin büyük bir çoğunluğunun geçerli çalışma izinleri bulunmaktadır. Çalışma izni olmayan bir Türk hükümlüye böyle bir çalışma izni verilirse ve hükümlü dışarıda bir yıl çalışırsa, 1/80 sayılı Ortaklık Hukuku Kararı’na göre oturma izni verilmesi hakkını elde etmektedir. Bu hakkın kazanılması da, kişinin sınır dışı edilmesini zorlaştıran bir unsur oluşturmaktadır. Avrupa Konseyi, yabancı hükümlülerin de yerli hükümlülerin yararlandığı infaz kolaylıklarından yararlandırılmaları gerektiğine işaret etmiştir. Vatandaşlarımız, infaz kolaylık haklarını, avukatlarına ve cezaevi yönetimlerine hatırlatarak hayata geçirmeye çalışmalıdırlar. Hükümlülerin Vatandaşlık ve Hukuki İşlemleri: Cezaevindeki yabancı hükümlü/tutukluların askerlik ve nüfus gibi vatandaşlık işlemleri, Başkonsolosluklar aracılığıyla yapılmaktadır. Cezaevi yönetimi, ilgili belgelerin hükümlünün tabi olduğu konsolosluğa iletilmesini sağlamaktadır. Kendi Ülkelerine Nakil: Almanya´daki cezaevinde bulunan çok sayıda Türk vatandaşı cezasını Türkiye´de çekmek istemektedir. Almanya ve Türkiye “Hükümlülerin Nakline Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” ne taraftır. Bu Sözleşmeye göre nakil, mahkûmiyet hükmünün verildiği devlet (Hüküm Devleti, Almanya) veya mahkûm olan kişinin mahkûmiyetinin infazı için nakledilebileceği devlet (Yerine Getiren Devlet, Türkiye) tarafından talep edilebilmektedir. Uygulamada, hükümlü, nakil isteğini dilekçe ile konsolosluklara ve cezaevi veya avukatı aracılığıyla infaz savcılıklarına bildirmektedir. Dış temsilciliklerimize gelen bu tür talepler T.C. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne ulaştırılmaktadır. Başvuru yapan kişinin nakil masraflarını ödemesi söz konusu ise, bunun da Bakanlığa bildirilmesinde fayda vardır. Başvuru için kişinin Türk vatandaşı olması, hapis cezasının kesinleşmiş olması, nakil talebinin alındığı tarihte hükümlünün yerine getirilecek en az altı aylık mahkûmiyetinin bulunması veya mahkûmiyet süresinin belirsiz olması, ayrıca, mahkûmiyete yol açan fiilin veya ihmali suçun yerine getiren devlet hukukuna göre de suç teşkil etmesi gerekmektedir. Nakil için Hüküm Devleti ile Yerine Getiren Devletin nakil konusunda anlaşmaları gerekmektedir. Başvuru yapan vatandaşımızın cezasını Türkiye’de çekmek isteyişinin nedenlerini ve Türkiye ile bağlarını dilekçesinde belirtmesinde yarar vardır. Sözleşmenin Yerine Getiren Devlet’te hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesini yasakladığını hatırda tutmakta yarar vardır. Başka bir ifadeyle, Türkiye’ye nakil gerçekleştikten sonra, kalan hapis cezasının para cezasına dönüştürülmesini beklemek gerçekçi olmayacaktır. Almanya’da hükümlü nakli konusunda Eyalet Adalet Bakanlıkları ve infaz savcılıkları yetkilidir. İnfaz savcılığı, kararını cezaevi yönetiminin görüşünü de alarak vermektedir. Tutukluların Hakları: Tutukluların hakları, ceza soruşturmalarının ve davalarının etkilenmemesini sağlama mülahazasıyla, hükümlülerinkine oranla çok kısıtlı tutulmuştur. Gerek soruşturmanın sürdüğü sırada, gerek davanın açılışını izleyen dönemde ziyaretler yetkili mahkemenin iznine bağlıdır (soruşturmanın sürdüğü sırada, tutuklama hâkimi, haberleşme ve ziyaret denetimini savcılığa bırakmış ise, ziyaret için savcının izni de yeterli olabilmektedir). Ziyaret sırasında, soruşturmayla ilgili konular konuşulamamaktadır. 32 Yabancı tutukluların görüşmesinde, bir cezaevi görevlisi ile bir tercüman bulunmaktadır. Tercüman, soruşturmayla ilgili bir konunun açılması halinde, bu durumu derhal cezaevi görevlisine bildirmek zorundadır. Ayrıca, tutuklunun haberleşmesi de mahkeme tarafından denetlenmektedir. Bu çerçevede, soruşturmanın selameti için sakıncalı görülen yazı ve benzeri malzeme tutukluya verilmemekte, tutuklunun yazdıklarına el konulabilmektedir. Tutuklunun Almanca dışında bir dille yazdığı veya kendisine gelen bir mektup, tercümana incelettirilmekte, sakıncalı bir husus olup olmadığı araştırılmaktadır. Tutuklu ilke olarak telefonla konuşturulmamakta, ancak başka bir haberleşme olanağı olmadığı takdirde veya çok önemli bir gerekçeye bağlı olarak, telefon imkânı tanınabilmektedir. 5.6 HOLLANDA Yabancı hükümlü/tutuklu sayısı (ve toplam hükümlü sayısına oranı): 2.691 (%23,2) Rejim & İyileştirme Faaliyetleri: Hollanda vatandaşları ile yabancı hükümlü/tutuklular arasında muamele farkı bulunmamaktadır. Fakat tam da bu nedenle, yabancı mahkûmların özel ihtiyaçları göz ardı edilmektedir. Yabancı mahkûmlar çoğunlukla, iyileştirme programları ve eğitim faaliyetlerine katılamamaktadırlar. Ceza infaz kurumu dışında çalışma ya da geçici çıkış izni gibi açık rejim imkânlarından faydalanamamaktadırlar. Hollanda’da sadece yabancılara ayrılmış cezaevleri bulunsa da, merkezi bütçe sorunlarından dolayı eğitim fırsatları, eğlence etkinlikleri ve ziyaret saatleri konusunda kısıtlamaya gidilmiştir. Ancak bazı cezaevlerindeki yetkililer, yabancı mahkûmların kendi yemeklerini pişirmelerine izin vermek ya da boş zaman faaliyetlerinde esneklik sağlamak gibi kolaylıklar sunarak, bu katı rejimin etkilerini azaltmaya çalışmaktadırlar. Mali kaynakların yetersizliğinden dolayı, çoğu cezaevi, yabancı mahkûmlara yönelik eğitim odaklı topluma yeniden kazandırma programları sunamamaktadır. Mahkûmlara, cezaevindeki bilgisayarlar aracılığıyla, topluma geri kazandırılma ile ilgili bilgi veriliyor olsa da; bu bilgiler sadece Hollanda’daki yaşama ait olduğu için, cezası bitince sınır dışı edilecek olan yabancı mahkûmlar için bir anlam ifade etmemektedir. Hollanda’daki yabancı mahkûmların büyük çoğunluğu, salıverildikten sonra ülkede kalma iznine sahip değildirler. Dil & Çeviri: Hollanda’daki yabancı mahkûmlara, kimi zaman Felemenkçe dil kursları verilmektedir. Ancak cezalarını tamamladıklarında kural olarak Hollanda’yı terk etmek zorunda oldukları için, bu kursların mahkûmların sosyal rehabilitasyon süreçlerine pek bir katkı sağlamadığı düşünülmektedir. Diğer taraftan bu kurslar, yabancı mahkûmların kendilerini yalnız ve tecrit edilmiş hissetmemeleri, çevreleriyle iletişim kurabilmeleri ve kuralları daha iyi anlayabilmeleri açısından oldukça önemlidir. Yabancı mahkûmlara zaman zaman telefon veya video-konferans yoluyla çeviri hizmeti sunulmakta; ortak dil konuşan mahkûmlar aynı koğuşa yerleştirilmekte; mahkûmlar tarafından konuşulan ana dillerde bilgi ekranları kullanılmakta ve cezaevi personeli yabancı mahkûmları kendi dillerinde karşılayabilmek için, bu dillerden birkaç ifade/ cümle öğrenmeye çalışmaktadırlar. Fakat evrak işleri ve başvuru formları, her yerde olduğu gibi Hollanda’da da, sadece tutuklamanın yapıldığı devletin dilinde gerçekleşmektedir. Dil engellerinin aşılması için ciddi çabalar harcansa da, azınlık dil gruplarındaki mahkûmlar kaçınılmaz olarak sorun yaşamaya devam etmektedirler. Dil engelleri, personelin dinamik güvenlik açısından zincirleme etkiye sahip olabilecek mahkûmları kontrol etmesini zorlaştırmakta; böylece disiplin suçu ya da gerginliğin tırmanması ihtimalini arttırmaktadır. Ziyaret & İletişim: Hollanda vatandaşları ile yabancı hükümlü/tutuklular arasında ziyaret hakları konusunda bir fark bulunmamaktadır. Tüm ziyaretler için önceden izin almak zorunludur. Yabancı mahkûmların haftada en az bir saatlik ziyaret alma hakları vardır. Ancak ziyaret sürelerinin bu 1 saati geçmesine genellikle izin verilmediği için; özellikle uzak yerlerden gelen ziyaretçiler için bu süre yeterli olmamaktadır. Hollanda cezaevleri, normal yönetmeliklerinde düzenlemeler yaparak yabancı mahkûmların, yurtdışından gelecek ziyaretçilerine esneklik sağlamak amacıyla, ziyaret haklarını biriktirmelerine ve birleştirmelerine olanak tanımaktadır. Fakat yabancı mahkûmların bulunduğu cezaevleri genellikle, uluslararası havaalanı gibi ulaşım merkezlerine yakın olmadığı için, aileler cezaevine ulaşmakta zorluk çekmektedirler. Yabancı mahkûmların haftada en az 10 dakikalık telefon görüşmesi hakkı da vardır. Bu süreye, avukatlarla yapılacak görüşmeler de dâhildir. Bu nedenle, yabancı mahkûmlar için yeterli değildir. Ayrıca, telefon görüşmelerinin ücretleri de mahkûmlara aittir. Ailelerinden yardım almadıkça, mahkûmların bu uluslararası görüşmelere ait yüksek ücretleri ödemeleri çok zor olmaktadır. Diğer taraftan, telefon kullanımına ilişkin zaman kısıtlaması olduğu için, yabancı mahkûmlar ülkeler arasındaki zaman dilimi farkından olumsuz etkilenmektedirler. Bu nedenle, Skype ve e-posta yoluyla iletişimi kolaylaştırmak için de bazı adımlar atılmıştır. Örneğin, birkaç 33 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ yabancı dilde yayın yapan bir internet sitesi (emailaprisoner.nl) açılmıştır. Mahkûmların akrabaları ya da üçüncü şahıslar, bu site yoluyla e-posta gönderebilmekte ve bu e-postanın çıktı/baskı masraflarını ödeyebilmektedirler. Fakat çoğunlukla teknolojik problemler ve gizlilik sorunları çıktığı için, bu imkânlar sınırlı olmaktadır. Cezaevlerinde, birçok dilde kitap, müzik ve diğer iletişim araçları bulunan kütüphaneler vardır ve yabancı mahkûmların büyük çoğunluğu, kendi ülkelerine ait veya anlayabilecekleri dilde yayın yapan TV kanallarına erişebilmektedirler. 34 II- ENGELLİ BİREY TANIMI, ENGELLİLERİN ULUSLARARASI ANLAMDA HAKLARI VE CEZA İNFAZ KURUMLARINDA BULUNAN ENGELLİ KİŞİLER HAKKINDA ARAŞTIRMA RAPORU DIŞ İLİŞKİLER DAİRE BAŞKANLIĞI AR-GE BÜROSU Rapor No: 2016/1 35 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GİRİŞ Tanım olarak “engelli” sakat ve özürlü kelimeleri yerine kullanılsa da bu sözcükler farklı anlamlara gelmektedir. Özürlü terimi “özürlülüğü” odak noktasına koymayı gerektiren, yani özürlülük olgusunu nesnelleştiren bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna karşın engellilik, hemen olmasa da zamanla bu zorunluluktan kurtulabilmeyi, düşüncelerimizde yumuşama ve esneklik sağlamayı başarabilecek bir terim olarak görünmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun kabul ettiği Engelli Kişilerin Hakları Bildirgesinde engelli tanımı şöyle yapılmaktadır. “Normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar…” diye ifade edilmektedir. Birleşmiş Milletlerin rakamlarına göre dünyadaki 500 milyon kadar engelli insan bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin hayatlarında bir çeşit engelle doğrudan ya da dolaylı olarak karşı karşıya olduğu belirtilmektedir. Dünyadaki engellilerin yüzde 80’i düşük gelirli ülkelerde yaşamaktadır ve temel hizmetlere ulaşamamaktadır. Dünyada yapılan araştırmalara göre, engellilere çeşitli yaşam kolaylıkları sağlanması amacıyla gerçekleştirilen yerel iyileştirme hizmetleri sayesinde büyük oranda engelli, topluma tekrar kazandırılabilmektedir. Dünyada ve ülkemizde birçok engelli sivil toplum kuruluşları tarafından topluma kazandırılmakta olsa da hapis cezalarının yasal çerçevesi ve uygulama zorunluluğu kapsamında ceza infaz kurumlarında da birçok engelli tutuklu/hükümlü bulunmaktadır. Aynı zamanda ceza infaz kurumlarında insanca yaşamı sağlamak için getirilmiş asgari standart kurallar mevcuttur. Ceza infaz kurumlarında insanları hapsederken yeterli sayılan imkanlar yatak sayısından ibaret değildir. Kişi başı belli bir barınma alanı ve aynı zamanda sosyal alanlar da gereklidir. Bu rapor ile uluslararası alanda engelli tanımı ve hakları, engellilik sebepleri ve türleri, engellilik kavramına genel açıdan bakış, ceza infaz kurumlarında engelli kişiler için neler yapılabileceği ve mevcut koşulları genel hatlarıyla ortaya konulmaktadır. 36 1. ENGELLİLİK KAVRAMI 1.1 5378 Sayılı Özürlüler (Engelliler) Kanununa göre: Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi “özürlü” olarak tanımlanmaktadır. 1.2 Engelli Tanımı Tanım olarak “engelli” sakat ve özürlü kelimeleri yerine kullanılsa da bu sözcükler farklı anlamlara gelmektedir. Özürlü terimi “özürlülüğü” odak noktasına koymayı gerektiren, yani özürlülük olgusunu nesnelleştiren bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna karşın engellilik, hemen olmasa da zamanla bu zorunluluktan kurtulabilmeyi, düşüncelerimizde yumuşama ve esneklik sağlamayı başarabilecek bir terim olarak görünmektedir. 1.3 Birleşmiş Milletlere göre engelli tanımı: Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun kabul ettiği Engelli Kişilerin Hakları Bildirgesinde engelli tanımı şöyle yapılmaktadır. “Normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar”. 1.4 Dünya sağlık örgütüne göre tanımlar; Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yaygın olarak kabul gören tanımına göre sakatlık/özürlülük (disability), “bir aktiviteyi normal tarzda veya normal kabul edilen sınırlar içinde gerçekleştirmedeki kısıtlılık veya yetersizlik” olarak ele alınmaktadır. WHO tarafından, hastalık sonuçlarına dayanan ve sağlık yönüne ağırlık veren bir tanımlama ve sınıflandırma yapılmış, sakatlık için üç ayrı kategoride tanım geliştirilmiştir. Yetersizlik (Impairment): Sağlık bakımından psikolojik, fizyolojik ve anatomik (fiziksel) yapı veya fonksiyonlardaki eksikliği ve anormalliği ifade eder. Sakatlık/Özürlülük (Disability): Bir aktiviteyi normal tarzda veya normal kabul edilen sınırlar içinde gerçekleştirmekteki kısıtlılık veya yetersizliktir. Engellilik (Handicap): Bir yetersizlik veya özür nedeni ile yaşa, cinsiyete, sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak kişiden beklenen rollerin kısıtlanması veya yerine getirilememesi halidir. Yetersizlik organ seviyesinde fonksiyon kaybı üzerine odaklanır. Sakatlık, kişi seviyesine odaklanır, fonksiyonel bağımsızlığı yansıtır. Engellilik, toplumsal düzeyde değerlendirilir, rol yapmayı (role fulfillment) ve toplumsal bütünleşmeyi içerir. Ortopedik Engellilik: Çeşitli nedenlerle bir organını veya fonksiyonunu kaybetmiş, kemik, eklem ve kaslarında normal dışı durumlar meydana gelmiş özürlülük haline denir. Fiziksel engel bireylerin hareket etme, cisimleri yönlendirme ve fiziksel çevre ile iletişim kurma becerilerini kısıtlamakta ya da tümüyle ortadan kaldırmaktadır. Tek Ortopedik Engellilik: Uzuv kaybı, hareket kısıtlılığı, sinir lezyonu vb. ortopedik engellilik türlerinden sadece birine sahip olmaktır. Birden Fazla Ortopedik Engellilik: Uzuv kaybı, hareket kısıtlılığı, sinir lezyonu vb. ortopedik engellilik türlerinden birden fazlasına aynı anda sahip olmaktır. Örneğin hem kolunda hareket kısıtlılığı olan hem de bir bacağı olmayan engellinin birden fazla ortopedik engelliliğe sahip olduğu söylenebilir 2. ENGELLİK SEBEPLERİ VE TÜRLERİ Engelliliğin nedenleri dikkatle incelendiğinde bunların önemli bir bölümünün kaçınılabilir önlenebilir nedenler olduğu görülmektedir. Engellilik genelde kaynağına ve sebeplerine göre değişik şekillerde sınıflandırılmaktadır. Kaynağına göre sınıflandırıldığında doğuştan gelen engellilik nedenleri arasında bir takım genetik nedenler akraba evliliği gebelik sırasında annenin karşılaştığı travmalar hastalıklar ilaç kullanımı ışına maruz kalmak annenin alkol ve madde bağımlısı olması kötü beslenmesi gibi nedenler görülmektedir. Sayılan tüm bu nedenler kaçınılmaz önlenemez durumlar değildir. Tıp bilimince gerçekleştirilen araştırmalarla genetik nedenlerin bile en azından bir kısmı önceden bilinebilmektedir. Doğum sırasında ve sonrasında kazanılan engelliliğe gelince kötü ve yetersiz koşullarda gerçekleşti 37 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ rilen doğumlar travmalar yanlış uygulamalar vb. akla gelmektedir. Doğum sonrasında karşılaşılan olaylar arasında ise iş kazaları ev kazaları trafik kazaları savaşlar terör olayları endüstriyel kazalar deprem ve benzeri yıkım olayları büyük sanayi kazaları v.b temel engellilik nedenleri arasındadır. Bunların büyük çoğunluğunun da önlenebilir nitelikte nedenler olduğu anlaşılmaktadır. Farklı nedenlere bağlı olarak oluşan engellilik temel olarak beş başlıkta incelenir: • Zihinsel engelli • Görme engelli • İşitme ve konuşma engelli • Ortopedik engelli • Süreğen engelliler 3. ULUSLARARASI STANDARTLAR Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kurallar’da vurgulanan ayrımcılık yapmama ilkesi engelli tutuklu/hükümlüleri de kapsamaktadır. 13 Aralık 2006’da kabul edilen, Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Haklarına Dair Sözleşme cezai kovuşturmayla karşı karşıya olanlar, tutuklular ve hükümlüleri de içerecek şekilde engelli tüm kişiler için geçerlidir. Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Haklarına Dair Sözleşme Madde 4 Genel Yükümlülükler 1. Taraf Devletler engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılığa izin vermeksizin tüm engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin eksiksiz olarak yaşama geçirilmesini sağlamak ve engellilerin hak ve özgürlüklerini güçlendirmekle yükümlüdür. Bu amaç doğrultusunda Taraf Devletler; (a) Bu Sözleşme’de tanınan hakların uygulanması için gerekli tüm yasal, idari ve diğer tedbirleri almayı; (b) Yürürlükte mevcut, engelliler aleyhinde ayrımcılık teşkil eden yasalar, düzenlemeler, gelenekler ve uygulamaları değiştirmek veya ortadan kaldırmak için gerekli olan, yasama faaliyetleri dahil uygun tüm tedbirleri almayı; Madde 5 Eşitlik Ve Ayrımcılık Yasağı 1. Taraf Devletler, herkesin hukuk önünde eşit olduğunu ve ayrımcılığa uğramaksızın herkesin hukuk tarafından eşit korunmaya ve hukuktan eşit yararlanmaya hakkı olduğunu kabul eder. 2. Taraf Devletler, engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılığı yasaklayacak ve engellilerin herhangi bir nedene dayalı ayrımcılığa karşı eşit ve etkili şekilde korunmasını güvence altına alacaktır. 3. Taraf Devletler, eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul uyumlaştırmanın yapılması için gerekli tüm adımları atacaktır. 4. Engellilerin fiili eşitliğini hızlandırmak veya sağlamak için gerekli özel tedbirler, bu Sözleşme bakımından ayrımcılık sayılmayacaktır. Madde 6 Engelli kadınlar 1. Taraf Devletler, engelli kadın ve kız çocuklarının birden fazla nedene dayalı ayrımcılığa maruz kaldığını kabul eder ve bu bakımdan tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit yararlanmalarını sağlamaya yönelik tedbirleri alırlar. 38 2. Taraf Devletler, kadınların tam gelişimini, ilerlemesini ve güçlenmesini ve bu Sözleşme’de belirtilen insan hak ve temel özgürlüklerini kullanmalarını ve bunlardan yararlanmalarını sağlamak için tüm gerekli tedbirleri alacaktır. Madde 7 Engelli Çocuklar 1. Taraf Devletler, engelli çocukların diğer çocuklarla eşit bir şekilde tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam olarak yararlanmasını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alacaktır. 2. Engelli çocuklarla ilgili tüm eylemlerde, çocuğun üstün yararının gözetilmesine öncelik verilecektir. 3. Taraf Devletler, engelli çocukların diğer çocuklarla eşit bir şekilde kendilerini etkileyen her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkına sahip olmasını, yaşlarına ve olgunluk seviyelerine göre görüşlerine önem verilmesini ve bu hakkın tanınması için engellerinin çeşidine ve yaşlarına uygun destek sunulmasını sağlayacaktır. Madde 8 Bilinç Yükseltme 1. Taraf Devletler, (aşağıdaki amaçları gerçekleştirmek için) acil, etkili ve uygun tedbirler almayı taahhüt ederler. (a) Aile dahil, toplumun her kesiminde engellilere ilişkin bilinç yükseltmek ve haklarına ve onurlarına saygı duyulmasını teşvik etmek; (b) Yaşamın her alanında, engellilere yönelik, klişelerle, önyargılarla, zarar verici uygulamalarla, cinsiyet ve yaş temelli ayrımcı davranışlarla mücadele etmek; (c) Engellilerin kapasiteleri ve katkıları hakkındaki farkındalık yaratmak. 2. Bu amaca yönelik tedbirler aşağıdakileri içermektedir: (a) Toplumda bilinç yaratmaya yönelik etkili kampanyalarının tasarlanması, başlatılması ve sürdürülmesi: (i) Engellilerin haklarının kabul edilebilirliği konusunda toplumun eğitilmesi; (ii) Engellilere yönelik olumlu yaklaşımların ve sosyal farkındalığın güçlendirilmesi; (iii) Engellilerin becerilerinin, meziyetlerinin, yeteneklerinin işyerlerine ve iş piyasasına katkılarının tanınmasını teşvik etmek; (b) Erken yaştan itibaren tüm çocuklar dahil olmak üzere eğitim sisteminin tüm aşamalarında engellilerin insan haklarına saygıyla yaklaşılmasını teşvik etmek; (c) Engellilerin tüm medya organlarında, bu Sözleşme’nin amacına uygun bir yaklaşımla tasvir edilmesini cesaretlendirmek; (d) Engellilere ve haklarına ilişkin bilinçlendirici eğitim programlarının teşvik edilmesi. Madde 11 Risk Durumları Ve İnsani Açıdan Acil Durumlar Taraf Devletler, silahlı çatışma halleri, insani açıdan acil durumlar ve doğal afetler dahil risk durumlarında engellilerin korunmasını ve güvenliğini sağlamak için insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukuku dahil uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmek için gerekli tüm tedbirleri almalıdır. Madde 12 Yasa Önünde Eşit Tanınma 1. Taraf Devletler, engellilerin bulundukları her yerde kişi olarak tanınma hakkına sahip olduklarını yeniden onaylar. 2. Taraf Devletler engellilerin tüm yaşam alanlarında diğer bireylerle eşit koşullar altında hak ehliyetine sahip 39 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ olduğunu kabul eder. 3. Taraf Devletler engelli bireylerin hak ehliyetlerini kullanırken gereksinim duyabilecekleri desteği alabilmeleri için uygun tedbirleri alır. 4. Taraf Devletler hak ehliyetinin kullanımına ilişkin tüm tedbirlerin uluslararası insan hakları hukukuna uygun olarak istismarı önleyici uygun ve etkili güvenceler sağlamasını temin eder. Söz konusu güvenceler hak ehliyetinin kullanımına ilişkin tedbirlerin kişinin haklarına, iradesine ve tercihlerine saygılı olmasını, çıkar çatışmasından bağımsız olmasını, kişinin iradesine haksız bir müdahalede bulunmamasını, kişinin içinde bulunduğu koşullar ile orantılı olmasını ve bu koşulları gözetmesini, mümkün olan en kısa süre içinde uygulanmasını, yetkili, bağımsız ve tarafsız bir merci veya yargı organı tarafından sürekli olarak gözden geçirilmesini sağlamalıdır. Bu güvenceler söz konusu tedbirlerin kişinin hak ve çıkarlarını etkilediği derecede ölçülü olmalıdır. Madde 13 Adalete Erişim 1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında adalete etkin bir şekilde erişimini sağlamalıdır. Bunun için usule ve yaşa uygun düzenlemeler yapılmalı ve soruşturma ve diğer hazırlık aşamaları ve tanıklık dahil tüm hukuki işlemlere doğrudan ve dolaylı katılımları kolaylaştırılmalıdır. 2. Taraf Devletler engellilerin adalete etkin bir şekilde erişimini sağlamak için polis ve cezaevi personeli dahil adalet sistemi çalışanlarının gerekli eğitimi almalarını sağlamalıdır. Madde 14 Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği 1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında aşağıdaki haklardan yararlanmasını sağlar: (a) Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkından yararlanma; (b) Özgürlüklerinden hukuka aykırı veya keyfi bir şekilde mahrum bırakılmamaları, özgürlüğün kısıtlandığı hallerin hukuka dayalı olması ve engelliliğin, hiçbir koşulda özgürlüğün kısıtlanmasının gerekçesi olarak gösterilmemesi. 2. Taraf Devletler engelli kişiler eğer herhangi bir süreç sonunda özgürlüklerinden mahrum edildiyse; bunun diğer bireylerle eşit koşullar altında yapılmasını; engellilerin uluslararası insan hakları hukukuna uygun güvencelere sahip olmasını ve makul düzenlemeye ilişkin hükümler dahil olmak üzere Sözleşme’nin hedefleri ve ilkeleriyle uyumlu muamele görmesini sağlar. Madde 15 İşkence, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Maruz Kalmama 1. Hiç kimse işkence veya zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya cezaya maruz kalmamalıdır. Özellikle, hiç kimse rızası alınmaksızın tıbbi veya bilimsel deneye tabi tutulmamalıdır. 2. Taraf Devletler engellilerin işkence veya zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya cezaya karşı diğer bireylerle eşit koşullar altında korunmasını sağlamak için etkin bir şekilde tüm yasal, idari, yargısal ve diğer tedbirleri alır. Madde 25 Sağlık Taraf Devletler engellilerin engelliliğe dayalı ayrımcılığa uğramaksızın ulaşılabilir en yüksek sağlık standardından yararlanma hakkını tanır. Taraf Devletler engellilerin sağlıkla ilgili olarak rehabilitasyon da dahil olmak üzere, cinsiyete duyarlı sağlık hizmetlerine erişimini mümkün kılmak için uygun tüm tedbirleri alır. 40 Taraf Devletler; (a) Parasız veya karşılanabilir bir maliyetle sağlanan sağlık bakımı ve programlarının, engellilere diğer birey lerle aynı kapsam, kalite ve standartta sağlanmasını ve bu hizmetlerin cinsel ve üreme sağlığı ile halk sağlığı programlarını da içermesini sağlar; (b) Engellilerin özellikle engellilikleri nedeniyle gereksinim duyduğu sağlık hizmetlerini sağlar. Bu sağlık hizmetleri erken tanı ve mümkünse müdahaleyi, çocuklar ve yaşlılar dahil olmak üzere, engelliliğin azaltılmasını ya da artmasını önlemeyi hedefleyen hizmetleri kapsamalıdır; (c) Sağlık hizmetlerini kırsal alanlar dahil olmak üzere mümkün olduğu kadar kişilerin yaşadıkları yerlerin yakınına götürülmesini temin eder; (d) Sağlık profesyonellerinin engellilere sunduğu tıbbi bakımın diğer bireylere sundukları bakımla aynı kalitede olmasını ve bu bakımın hastaların bağımsız ve aydınlatılmış onaylarına dayanmasını sağlamak amacıyla diğer tedbirlerin yanısıra eğitim vererek, kamu kurumları ile özel kurumlar tarafından sunulan sağlık bakımının etik standartlarını yayımlayarak engellilerin insan hakları, onuru, özerkliği ve ihtiyaçları hakkında bilinç yaratır; (e) Ulusal mevzuatın sağlık ve yaşam sigortasını düzenlediği hallerde engellilerin bu sigortalardan yararlanmaları bakımından ayrımcılık yapılmasını yasaklar ve sigortanın adil ve makul olmasını sağlar; (f) Engelliliğe dayalı olarak sağlık bakımı veya hizmetlerinin sunulmamasını veya yiyecek ve içecek verilmemesini önlemek üzere gerekli tedbirleri alır. 4. CEZA İNFAZ KURUMLARINDA ENGELLİ OLMAK Durumları ve özel ihtiyaçları bugüne kadar fazla çalışmaya konu olmamış engelli tutuklu/hükümlüler ceza infaz kurumlarında özellikle hassas bir grubu oluşturmaktadırlar. Dünya çapında engelli tutuklu/hükümlülerin sayısına dair rakamlar nadir olarak ortaya konmaktadır. Fakat birçok ülkede artan ceza infaz kurumu nüfusu ve yaşlı tutuklu/ hükümlü sayısındaki artış engelli tutuklu/hükümlü sayısındaki artışa da işaret etmektedir. Toplumda engelli kişilerin yaşadıkları zorluklar; ceza infaz kurumlarında kapalı ve sınırlı çevrenin doğası, aşırı kalabalıktan kaynaklanan şiddet, uygun mahpus sınıflandırmasının ve denetlemesinin yokluğu gibi nedenlerle ceza infaz kurumlarında katlanmaktadır. Ceza infaz kurumlarında aşırı kalabalıklaşma, kişileri engelleyen süreçleri hızlandırır. İhmal, psikolojik stres ve tıbbi bakım eksikliği kalabalık ceza infaz kurumlarının sorunlarındandır. Dolayısıyla engelli tutuklu/hükümlüler için bu koşullarda hapsedilmeler bu kişilerin durumlarını daha da kötüleştirir. Aynı zamanda halihazırda ceza infaz kurumlarında bulunan engelli tutuklu/hükümlülerin insan haklarının korunduğundan ve özel ihtiyaçlarının karşılandığından da emin olunmalıdır. Engelli tutuklu/hükümlülerin özel ihtiyaçları doğal olarak engellerinin türüne göre farklılık gösterir, ancak tümü için ortak olan bazı temel kaygılar vardır. Adalete erişim Engelli tutuklu/hükümlüler adalet sisteminin çeşitli aşamalarında dezavantajlarla karşılaşmaktadırlar. Adalete erişimde ihtiyaç duydukları özel destek sağlanmadığı takdirde dolaylı olarak ayrımcılığa maruz bırakılabilirler. Uygun eğitim ve hassasiyetin verilmediği durumlarda emniyet görevlileri, engelli kişilere karşı anlayışsız ve hatta aktif olarak düşmanca davranabilirler. Duyu organlarına dair engelleri bulunan ve özellikle de birden fazla engeli bulunan kişiler için uygun yöntem kullanılmadığı takdirde bu kişiler kendilerine yöneltilen suçlamaları anlamakta güçlük çekeceklerdir. Adli süreç boyunca iletişim kurmakta da sorunlar yaşayacaklardır. Dolayısıyla, özel ihtiyaçlarına hitap edecek nitelikli hukuki danışmanlık ve uygun destek yardımını almaları, engelli kişilerin diğerleriyle eşit şekilde adalete erişimleri için hayati önemdedir. Ayrımcılık Pek çok ülkede var olan kanunlar ayrımcılığı yasaklasa da, engelli kişilerin hayatları boyunca doğrudan veya dolaylı olarak ayrımcılığa maruz kalma ihtimalleri vardır. Engelli kişilerin toplumda karşılaştıkları ayrımcılık ceza infaz kurumlarında daha şiddetli hissedilir. Engelli kişiler servislere ulaşmada, kurallara uymada ve özel ihtiyaçlarını hesaba katmayan ceza infaz kurumu etkinliklerine katılımda güçlüklerle karşılaşabilirler. Hareket engelleri bulunan tutuklu/hükümlüler mimari engeller yüzünden yemekhanelere, kütüphanelere, tuvaletlere; çalışma, dinlenme ve ziyaret odalarına erişemeyebilirler. Görme engelli mahpuslar yardım olmadan kendilerine gelen postayı veya Braille alfabesiyle yazılmadıysa ceza infaz kurumu kuralları ve yönetmeliklerini okuyamazlar. Sağlık hizmetleri Engelleri olan tutuklu/hükümlülerin engellerine bağlı olarak fizik tedavi, göz ve kulak muayeneleri ve meşguliyet terapisi gibi farklı sağlık bakımı ihtiyaçları olabilir ve bunların bir kısmını ceza infaz kurumlarında karşılamak güç olabilir. Ayrıca işitme cihazları, tekerlekli sandalyeler, bastonlar ve ortotikler gibi ceza infaz kurumlarında insan 41 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ haklarından sonuna kadar faydalanmalarını sağlayacak araç ve hizmetlere ihtiyaç duyarlar. Engelli tutuklu/hükümlüler aynı zamanda akıl sağlığı hizmetlerine de ihtiyaç duyabilirler. Ceza infaz kurumu yönetimi İdare politikaları ve stratejileri Engelli tutuklu/hükümlüler eşit muameleye tabi tutulduklarından ve sosyal uyumlarının sağlandığından emin olmak amacıyla ceza infaz kurumu yönetimi pozitif ayrımcılık uygulamalıdır. Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi engelli tutuklu/hükümlülere uygun politikaların geliştirilebilmesi için kaynak oluşturabilir. Bu kırılgan grubun özel ihtiyaçlarını karşılayabilecek uygun politika ve stratejilerin oluşturulabilmesi için ayrıca temel alınabilecek Engelli Ayrımcılığını Önleme Yasaları gibi bazı yerel araçlar da birçok ülkede yürürlüktedir. Engelli tutuklu/hükümlüleri dezavantajlı konuma sokan var olan politikaların değerlendirilmesi ve değiştirilmesi de politika ve strateji oluşturma çabalarına dâhil edilmelidir. Engelli kişilerle çalışan sivil toplum örgütleri ve servislerine danışmak ve engelli tutuklu/hükümlülerin ihtiyaç analizinin çıkarılması bu süreçlerin ayrılmaz parçaları olmalıdır. Engelli tutuklu/hükümlülere karşı ayrımcılığı net bir şekilde yasaklayan ve eşit muameleyi etkin şekilde destekleyen bir ceza infaz kurumu hizmetler politikası beyanı oluşturulmalı ve tüm ceza infaz kurumu binalarında görünür şekilde sergilenmelidir. Özellikle engelli tutuklu/hükümlülerle ilgili bilgi ve kayıt azlığı akılda tutularak, eksiklikler ve iyi örnekler tespit edilmeli ve engelli tutuklu/hükümlülerin içinde bulundukları durumu iyileştirmek üzere ceza infaz kurumlarında veri toplama ve değerlendirme faaliyetleri düzenli şekilde yapılmalıdır. Personel Ceza infaz kurumlarındaki ayrımcılığın azaltılması ve engelli tutuklu/hükümlülerin insan haklarının korunması için ceza infaz kurumu personelinin yaklaşımı temel önem arz etmektedir. Kaynaklar el verdiği sürece her ceza infaz kurumunda engelli tutuklu/hükümlülerin ilk elden bağlantı kuracakları nokta olarak görev yapmak üzere bir personel bulundurulmalı ve ceza infaz kurumu yönetimine politika hazırlığında ve engelli tutuklu/hükümlülerin ihtiyaçları konusunda danışmanlık yapacak bir uzman atanmalıdır. Personel eğitimleri, engelli tutuklu/hükümlülerin diğer tüm tutuklu/hükümlülerle aynı insan haklarına sahip oldukları gerçeğini ve engelliliklerinden ya da durumlarının yarattığı zorluklardan dolayı diğerlerinden daha katı muamele görmemeleri, dışlanmamaları veya alay edilmemeleri gerektiği konularını vurgulamalıdır. Sorunlar ortaya çıktığında engelli mahpuslarla nasıl ilgilenilmesi gerektiğine dair uygun teknikler personel eğitimine dahil edilmelidir. Personel, engelli tutuklu/hükümlülerin diğer tutuklu/hükümlüler tarafından taciz ve kötü muameleye maruz kalmaması için etkin takip yapmak üzere eğitilmelidir. Bu durum, engelli tutuklu/hükümlülerin potansiyel risk grubu olan gruplardan uzağa yerleştirilmelerini tamamlayacak bir adımdır. Personel aynı zamanda ceza infaz kurumu psikoloğu ve sağlık görevlisiyle koordinasyon içinde çalışarak, akıl hastalıklarının ortaya çıkmasına ve kötüleşmesine engel olmak üzere, engelli tutuklu/hükümlülerdeki aşırı stres belirtilerini fark edecek şekilde eğitilmelidir. Ceza infaz kurumuna giriş Engelli kişiler ceza infaz kurumuna girişlerinde mevcut engellerini bildirme, kendi özel ihtiyaçları hakkında bilgi alma imkanına sahip olmalıdırlar. Aynı zamanda ceza infaz kurumu kurallarına dair anlayabilecekleri bir formatta bilgi alabilmelidirler (örneğin, ciddi görme bozuklukları olan tutuklu/hükümlüler için Braille alfabesiyle veya ses kaydı şeklinde ve görme bozuklukları daha az şiddetli olanlar içinse büyük puntolarla basılmış olabilir). Engelli tutuklu/hükümlüler ihtiyaçlarına uygun olarak yapabilirliklerinin ve özel ihtiyaçlarının, özellikle de sağlık hizmetleri ve eğitim ve genel olarak ihtiyaç duydukları desteğin tipi ve seviyesinin belirlenebilmesi için, bir başlangıç programına tabi tutulmalıdırlar. Engelli tutuklu/hükümlülere ceza infaz kurumu prosedürleri dikkatlice açıklanmalı ve ihtiyaç duyduklarında kiminle iletişim kuracaklarına dair detaylı bilgi verilmelidir. Sınıflandırma, yerleştirme ve barınma Tüm tutuklu/hükümlüler gibi engelli tutuklu/hükümlüler de güvenli ve emniyetli bir hapis dönemi için gerekli asgari güvenlik koşullarında tutulmalıdır. Engelli tutuklu/hükümlüler ihtiyaçlarına göre yerleştirilmeliler. Yeni fiziki çevreleriyle başa çıkabilmeleri için gerekirse kaldıkları yerlerde fiziki değişiklikler yapılmalıdır. Örneğin, hücrelerine tutacaklar yerleştirilebilir, merdivenler açık renklerle boyanıp görsel engelleri bulunanlar için işaretlenebilir, tekerlekli sandalye kullananların ceza infaz kurumu içindeki servislere ulaşımları için taşınabilir rampalardan yararlanılabilir. Sağlık hizmetleri de kolaylıkla erişilebilir olmalıdır. 42 Programlara ve hizmetlere erişim Ceza infaz kurumu servisleri engelli tutuklu/hükümlülerin, öğrenme ve mesleki eğitim programları, danışma ve eğlenme gibi ceza infaz kurumu programlarına eşit katılımlarının sağlanması için tüm önlemleri almalıdır. Hareket engeli bulunan tutuklu/hükümlülerin sayıca az olması dikkate alındığında özellikle de düşük gelirli ülkelerde tüm tutuklu/hükümlülere hizmet için tekerlekli sandalyeyle erişimleri olmasını beklemek akla yatkın olmayabilir. Ancak ceza infaz kurumu yetkilileri engelli tutuklu/hükümlülerin erişimlerini sağlamak üzere alternatif bir takım yöntemler geliştirmek durumundadır. Engelli tutuklu/hükümlülerin ihtiyaçlarına uyacak programların tasarlanması ve uygulanması için sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapılmalıdır. Böyle bir işbirliği, ceza infaz kurumu personelinin yükünü hafifletip engelli tutuklu/hükümlülerin de ihtiyaçlarına göre tasarlanmış programlara katılımları için şans yaratacağı gibi, tutuklu/hükümlülerle dış dünya arasındaki teması arttırarak akıl sağlıklarının korunmasına da yardımcı olur. Benzer engelleri olan tutuklu/hükümlü grupları varsa, dışarıdan örgütlerin desteğinde uygun grup etkinlikleri düzenlenebilir. Kütüphaneler, engelli tutuklu/hükümlülerin ihtiyaçlarına hitap etmek üzere alternatif formatlarda kitap sağlamalıdır. 5. ÜLKEMİZ CEZA İNFAZ KURUMLARINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR Ülkemiz genelinde bulunan ceza infaz kurumları çok katlı olmadığından, engellilerin yaşam şartlarına mani bir durum bulunmamaktadır. Öte yandan engelliler için ayrılmış bir ceza infaz kurumu da bulunmamaktadır. Ancak, yeni inşa edilen tüm ceza infaz kurumlarında(T, L, F gibi 2000’li yıllardan bu yana uygulanan projelerde) özürlülerin kurum içerisindeki mağduriyetlerinin giderilmesi için engelli tutuklu/hükümlü girişinin ceza infaz kurumu ana girişindeki boy turnikelerinin bulunduğu yerdeki göz biyometrisine bağlı 120 cm. genişlikte bir çelik kapı açılarak bu kapıdan engelli ziyaretçi ve sedye giriş çıkışı gerçekleştirilmektedir. Ayrıca engelli tutuklu/hükümlü koğuşu yapılarak mahal içindeki wc ve duşlar tekerlekli sandalye kullanımına uygun hale getirilmiştir. Ziyaretçi görüşme mahalli ile tutuklu/hükümlü koridorlarındaki kapılar da 120 cm’e çıkarılmıştır. Sosyal kullanım alanı üst katlarda olan ceza infaz kurumlarımızın bir kısmına asansör yaptırılmış, yeni inşa edilen kurumlarda ise asansörün çok amaçlı olarak kullanılması planlanmıştır. 6. ÜLKELERDEN ÖRNEKLER 6.1 BİRLEŞİK KRALLIK Birleşik Krallık’ta engelli mahpuslar için bilgi paketi Ceza infaz kurumu hizmetleri, Ceza İnfaz Kurumu Reformu Vakfı (Prison Reform Trust) adlı STK ile işbirliği içerisinde engelli tutuklu/hükümlüler için bir bilgilendirme paketi hazırlamıştır ve bu paket ceza infaz kurumuna girişte tüm engelli tutuklu/hükümlülere verilmektedir. Engelli tutuklu/hükümlüler için bilgilendirme kitabı Ceza infaz kurumu vakfı( The Prison Reform Trust) adaletli ve düzgün ceza infaz sistemini oluşturmak için çalışmaktadır. Bu bilgilendirme kitabı ceza infaz kurumlarının nasıl çalıştığı ve tutuklu/hükümlüler, personeller ve dışarıdaki kişilerin aydınlatılması için bilgilendirmeleri içermektedir. Bu kitap ile kişiler haklarını, kimden ve nasıl yardım alacaklarını öğrenebilmektedirler. Aşağıda engel durumunu teşkil eden konular ele alınmıştır. Ceza infaz kurumlarında birçok kişi belirli bir engele sahip olabilmektedir. Örneğin; • Astım gibi belirli süre bir şeyler yapmanı engelleyen kalıcı ve uzun süreli hastalıklar, • Bazı şeyleri anlamakta zorluk çeken öğrenme güçlüğü, otizm gibi rahatsızlıklar, • Uzun süre devam edebilecek depresyon gibi ciddi ruh sağlığı sorunu, • İşitme, görme, konuşma ve fiziksel engeller… Yasaya göre ceza infaz kurumu servisi; • Engelli kişilere ceza infaz kurumu içerisindeki yaşamlarının her alanında yardımcı olmak, • Engelli kişilere karşı olumlu davranışları sergilemekle sorumludur. Kişiler açık olarak belli olmayan engel durumlarını ceza infaz kurumu personeline söyleyebilir ve personel de kişiler için gerekli olan sağlık hizmeti konusunda kendilerine yardımcı olabilmektedir. Kurum kişinin ihtiyaçlarını karşılamıyorsa başka bir kuruma sevki yapılabilmektedir. 43 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ceza infaz kurumu uygulamalarında kuruma giren herkes vücut aramasına tabii tutulmaktadır. Eğer bir kişide sağlık sorunu ve bir engellilik durumu mevcut ise doktor ya da görevli hemşire aramanın en uygun nasıl yapılacağı konusunda bilgiyi vermektedir. Ceza infaz kurumları içerisinde Engelli İrtibat memuru görev yapmaktadır. Bu memurların görevleri engelli kişilere destek olmaktır. Aynı zamanda kişilere bilgi ve tavsiyeler vermekten de sorumludur. Engelli irtibat memuru engelli tutuklu/hükümlülerle iletişim halinde olmak, bu kişilerin ihtiyaçlarını belirlemek ve kayıt altına almak, ceza infaz kurumunda engelli kişilerin ihtiyaç duydukları konuları yetkili mercilere bildirmek, engelli kişiler için faaliyetleri organize etmek gibi konularda çalışmalar yapabilmektedir. Aynı zamanda kurumlardaki diğer tutuklu/hükümlülerde engelli kişilere yardımcı olabilmektedirler. Bu tutuklu/hükümlüler önceden seçilmiş ve engelli kişilere destek olmak için özel bir eğitim almışlardır. Engelli tutuklu ve hükümlülerin spor ve jimnastik yapabilmesi için özel ekipmanlara ihtiyaçları vardır. Bazı ceza infaz kurumlarında bu kişiler için özel jimnastik bölümleri bulunmaktadır. 6.2 AVUSTRALYA Engelli Hizmetleri Komisyonu Komisyon servis sağlayıcılar ve diğer devlet daireleri ile işbirliği içinde çalışmaktadır. Zihinsel engele sahip olan tutuklu/hükümlülerinde idaresinde personel için ilkeler; Ceza infaz kurumu servisinde görev yapan personel zihinsel engele sahip olan ya da buna şüphe uyandıran bir kişiyle karşılaştıklarında aşağıdaki adımları izlemelidir; İlk olarak engelli hizmetleri ile iletişime geçmelidir. İnceleme Engelli Hizmetleri Komisyonu (Disability Services Commission) tarafından yapılacaktır. Engelli Hizmetleri Komisyonu tutuklu/hükümlü için gerekli olan özel program ve desteklemeler için bilgileri sağlayacaktır. 6.3 POLONYA Gdansk Tutukevi Kurum içerisinde engelli tutuklular için ayrılmış özel bölümler mevcuttur. Engelli tutukluların ihtiyaçlarını karşılamak için özel sedyeli ve tekerlekli sandalyeli koğuş bulunmaktadır. Geniş kapılı, koridorlu ve tuvalet ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bölümlerde mevcuttur. Gdansk ceza infaz kurumu Polonya’daki büyük ve geniş çaplı sağlık hizmetleri sunabilen birkaç ceza infaz kurumundan biridir. 7. BAZI ÜLKELERDEKİ ENGELLİ KİŞİLER HAKKINDA GENEL BİLGİLER 7.1 AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ Amerika Birleşik Devletleri’nde engellilere yönelik olarak birçok yasal düzenleme bulunmaktadır. Bu yasal düzenlemelerin bir kısmı eyalet düzeyinde olup sadece ilgili eyalet sınırlarında hüküm ve sonuç doğurmasına rağmen, bazı yasalar tüm ülke çapında etkili olan federal yasalardır. 44 Amerikan hukukunda engellilere yönelik önemli yasalar arasında: - Individuals With Disabilities Education Act – IDEA (Engelli Bireyler Eğitim Yasası), - Rehabilitation Act of 1973 – RA (1973 Rehabilitasyon Yasası), - Americans With Disabilities Act of 1990 – ADA (1990 Engelli Amerikalılar Yasası), - Fair Housing Amendments Act – FHAA (Uygun Yerleşim Islah Yasası), - Telecommunications Act of 1996 (Telekomünikasyonlar Kanunu), - Supplemental Security Income – SSI (Ek Güvenlik Geliri), - Medicaid (Tıbbi yardım), - Social Security DisabilityInsurance – SSDI (Sosyal Güvenlik Engellilik Sigortası), - Medicare (Tıbbi bakım) yer almaktadır. Amerikan hukukunda, engelliler açısından iki federal yasa son derece önemlidir. Birincisi 1973 tarihli Rehabilitasyon Yasası (Rehabilitation Act of 1973 – RA), ikincisi ise 1990 tarihli Engelli Amerikalılar Yasası’dır (Americanswith Disabilities Act of 1990 – ADA). Federal düzeyde ve eyalet düzeyinde ayrı ayrı engellilik ve ayrımcılıkla ilgili pek çok düzenleme olmasına rağmen bu iki Yasa ve özellikle Engelli Amerikalılar Yasası oldukça önemli konuma sahiptir. 1990 Engelli Amerikalılar Yasası bir dönüm noktası olarak nitelendirilmekte; hatta engelli insanların “Azad edilme – Serbest bırakılma Bildirisi” (Emancipation Proclamation) olarak görülmektedir. Yasa; istihdam, barınma ve ulaşımla ilgili hakları garanti altına almakta, engellilerin de diğer Amerikalılarla aynı haklara sahip olduğu konusunda toplumsal farkındalık uyandırmaya çalışmakta ve kendilerine eşit muamele yapılması için çalışan güçlü, etkili ve düşüncelerini savunan, özürlülere özgü hukukuna olan ilgiyi önemli ölçüde artırdığı iddia edilmektedir. Engelli Amerikalılar Yasası’nın yürürlüğe konma nedeni, engelli kişilerin iş alanlarında, devlet ve belediye hizmetlerinde, toplumsal yerleşimde, ticari faaliyetlerde ve ulaşımda eşit haklara sahip olmalarını sağlamaktır. 7.2 PORTEKİZ Nüfusu 10.562.187 kişidir. Nüfusun % 52,2’si kadın, % 47,8’i erkeklerden oluşmaktadır. • Nüfusun % 16’sında engel ve/veya sürekli bir sağlık sorunu var. • Nüfusunun % 10’unda engel oranı % 60 ve üzerindedir. Portekiz’de engelli haklarını korumaya yönelik ulusal siyasi çerçeve beş bölümden oluşmaktadır. Bunlar; - İnsan Hakları Modeli (insan hakları, seçim ve bağımsız yaşama özgürlüğü), - Engellilere karşı ayrımcılığı önlemeye yönelik mevzuat (Engellilere İlişkin Ayrımcılık Kanunu), - Ulusal Engellilik Stratejisi, - Herkes için ulaşılabilirlik (e-ulaşılabilirlik ile ilgili ulusal plan), - Sivil toplumla işbirliği. • Engellilere ilişkin hukuki düzenlemeler şunlardır; - Anayasa, - Uluslararası Anlaşmalar ve AB Anlaşmaları, - Engellilere yönelik ayrımcılığa ilişkin Kanun, “Her vatandaş ya da kurum, bir engelden dolayı kişinin temel haklarının ihlal edilmesi, ya da ekonomik, sosyal, kültürel ya da farklı açılardan engellenmesine yönelik eylemleri önleyecek ya da düzeltecektir. Bu hükme uymayan kişilere çeşitli yaptırımlar uygulanacaktır.” - Özel ve kamu iş kanunları, - Ulusal Engellilik Stratejisi 2011-2013 (Avrupa Engellik Stratejisi 2010-2020) - Ulusal Ulaşılabilirlik Planı (fiziksel ortam, kamu mekanları ve özel sektöre ait yerler, e-ulaşılabilirlik ve herkes için bilgi toplumu) 7.3 HOLLANDA Hollanda’nın nüfusu 16,7 milyondur. (2012 Yılı). 512.000 kişi ağır fiziksel engellidir. Yaklaşık bir milyon insan orta dereceli, iki milyon insan ise hafif fiziksel 45 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ engellidir. • 1,5 milyon kişi kronik bir hastalığa sahiptir. • 110.000 kişi zihinsel engellidir. • Hollanda’da engellilere ilişkin temel hukuki çerçeve, Anayasa, İnsan Hakları Bildirgesi, Engellilerin Haklarına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, Avrupa Birliği Engellilik Stratejisi 2010-2020 kapsamında belirlenmiştir. • Engelli haklarına ilişkin temel konular Eşit Fırsatlar Kanunu, Sosyal Yardım Kanunu, Genç Engellilere İş ve İstihdam Desteği Kanunu ile düzenlenmiştir. • Engelliler için belirlenen ortak değerler: - İnsan haklarına saygı ve bu hakların korunması, - Özgüven, - Engelli bireyler için engelsiz bir toplum, - Tam ekonomik ve sosyal katılım, - Eşitlik, - İstihdam Hakkı, - Sosyal Koruma. 7.4 ALMANYA • Engelli tanımı Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü tanımları esas alınarak yapılmıştır. • Engelli, normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayan kişi olarak tanımlanmaktadır. • Ağır dereceli engelli, % 50 ve daha fazla bir oranda engeli olan kişilerdir. 2011 Yılı verilerine göre nüfusun yaklaşık % 8,9’una karşılık gelen 7,3 milyon kişi ağır engelli kategorisine girmektedir. 46 III- LGBT BİREY TANIMI LGBT BİREYLERİN ULUSLARARASI ANLAMDA HAKLARICEZA İNFAZ KURUMLARINDA BULUNANLGBT KİŞİLER HAKKINDA ARAŞTIRMA RAPORU DIŞ İLİŞKİLER DAİRE BAŞKANLIĞI AR-GE BÜROSU Rapor No: 2016/2 47 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GİRİŞ LGBT bireylerin haklarıyla ilgili dünyadaki gelişmelere baktığımızda özellikle 2005 yılından itibaren, birçok ülkede artan bir ivmeyle pek çok hakkın yasal hale geldiğini söyleyebiliriz. Evlilik, sağlık, toplumsalyaşam gibi alanlarda bu hakların daha net olarak belirlendiği görülse de Ceza İnfaz Kurumlarında LGBT birey olmanın dezavantajları da her ülkede LGBT platformlarında bir mağduriyet olarak sıklıkla dile getirilmektedir. Birleşmiş Milletler’in Ceza İnfaz Kurumları üzerine çalışan birimi olan Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Ofisi (UNODC) tarafından yayınlanan Özel İhtiyaçlara Sahip Mahpuslar Üzerine El Kitabı’nda; Çocuklarıyla beraber Ceza İnfaz Kurumlarında bulunan anneler, çocuk mahpuslar, yaşlılar, engelliler, yabancılar, etnik veya dini azınlıklar, kadınlar, LGBT bireyler, ağır hastalıkları olanlar, idam veya müebbet hapis cezasına çarptırılmış olanlar, hapishanelerdeki “özel ihtiyaçlara sahip gruplar” olarak ele alınmaktadır. Uluslararası insan hakları organları, devletleri gözetim ve bakım altındaki tüm mahpusları korumaya ve onların topluma yeniden entegre olmalarına yardımcı olmaya mecbur etmektedir. Lezbiyen, gay, biseksüel ve transgender (LGBT) bireylerin adalet sisteminde ve cezaevlerinde özel olarak tehlike altında bulunan bir grubu oluşturduğu belirtilmektedir. Birçok ülkede cezaevlerindeki LGBT bireylerin önemli ölçüde korunmasız oluşuna, bu grubun ihtiyaçlarına cevap verecek ve cinsel yönelimleri ya da cinsel kimlikleri nedeniyle adalet taleplerinde ayrımcılığa uğramamalarını ve şiddete maruz kalmamalarını sağlayacak stratejilerin geliştirilmesine imkân verecek politikaların oluşturulmasına ihtiyaç olduğu belirtilmektedir. Bu anlamda LGBT bireylere yönelik Ceza İnfaz Kurumlarında oluşturulacak olan standartlar, personel eğitimleri ve destek çalışmaları oldukça önemli olmaktadır 48 1. TANIMLAR Cinsel yönelim, her bir bireyin farklı bir cinsiyetten ya da aynı cinsiyetten ya da birden fazla toplumsal cinsiyetten bireylere karşı güçlü duygusal ve cinsel çekim duyması ve bu bireylerle özel ve cinsel ilişkilere girmesi olarak anlaşılır. Gay terimi, kendi cinsine yönelik cinsel yönelim taşıyan bütün kişileri kapsar, ancak genellikle erkekleri kastetmek için kullanılır. Lezbiyen terimi, kendi cinsine yönelik cinsel yönelim taşıyan kadınlar için kullanılır. Biseksüel terimi, hem kendi cinsinden hem de karşı cinsten bireylere karşı çekim ve cinsel ilgi duyan bireyler için kullanılır. Transgender terimi, genellikle –ancak zorunlu olarak değil-, hem doğuştan gelen (erkek ve kadın) hem de toplumun kabul ettiği normatif cinsiyet rollerinden ayrılan çok çeşitli bireyler için kullanılır.Transgender, kişinin toplumsal cinsiyet durumuna verilen addır. Herhangi bir belirli cinsel yönelimiifade etmez. Sıklıkla, geniş bir çerçevedeki kimlikleri ve deneyimleri ifade etmek için kullanılan geniş kapsamlı bir terimdir, örneğin, kadından erkeğe transseksüeller, erkekten kadına transseksüeller, travestiler vb. Transgender terimi geniş kapsamlı bir terim olduğundan, kesin sınırlara sahip değildir ve her bir kimliğin ve deneyimin özel niteliklerini bütünüyle ifade etmemektedir. Örneğin,fiziksel görünüşünü içsel cinsel kimliğiyle uyumlu hale getirmek için tıbbi yollara başvuranlar, herhangi bir tıbbi yola başvurmadan cinsel kimliğiyle uyum içinde yaşayanlar, tıbbi yolara başvuran ve fiziksel görünüşünü içsel cinsel kimliğiyle uyumlu hale getirmek için cinsiyet değiştirme sürecinde olanlar bu terimin kapsamına dahildirler. 2. GENEL BAKIŞ Birleşmiş Milletlerin değerlendirme raporuna göre, Lezbiyen, gay, biseksüel ve transgender (LGBT) bireylerin adalet sisteminde ve cezaevlerinde özel olarak tehlike altında bulunan bir grubu oluşturduğu, bütün dünyadaki adalet sistemlerinde bu grubun maruz kaldığı ayrımcılık ve taciz hakkındaki bilgilerinçoğaldığı, reşit bireylerin kendi rızalarıyla hemcinsleriyle cinsel ilişkiye girmesinin birçok ülkede fiili livata yasaları ya da ahlak yasalarının ihlali adı altında suç olarak değerlendirildiği belirtilmektedir. Eşcinsel ilişkiler suç kapsamında olsun olmasın, toplumun LGBT bireylere yaklaşımındaki önyargıların ve bu topluluklarla ilgili söylencelerin ceza sisteminde yoğunluk kazandığı anlatılmaktadır. LGBT bireylere karşı ayrımcı tavırların, güvenlik güçlerince daha az inanılır ya da eşit korunma standartlarına (devlet görevlisi olmayan kişilerce uygulanan şiddete karşı korunma da dahil olmak üzere) layık olmayan kimseler olarak algılanmaları anlamına gelebildiği vurgulanmaktadır. Cezaevlerinde bu grupların sık sık ayrımcılığa, aşağılanmaya, şiddete ve cinsel tacize maruz kalabildiği, eşcinsel ilişkilerin suç kapsamında olduğu ülkelerde, bu suçtan hüküm giymiş kişilere yöneltilen şiddetin haklı bir şiddet olduğunun düşünüldüğü, Yargı mercilerinin çoğunun elinde, LGBT mahpusların özel ihtiyaçlarıyla ilgili cezaevi idaresini ve personelini yönlendirecek bir politika bulunmadığı değerlendirilmektedir. LGBT bireylerin ceza infaz kurumlarında işlenen cinsel suçlar için risk taşıdıkları görülmektedirler. Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir araştırma, örneğin, gay ve biseksüelerkeklerin %41’inin, heteroseksüel erkeklerinse %9’unun cezaevinde cinsel saldırıya uğradıklarını göstermektedir. LGBT failler büyük ölçüde, HIV/AIDS de dahil, cinsel yolla bulaşan hastalıklara, uyuşturucu bağımlılığıyla ilişkili sorunlara ve başka sağlık sorunlarına yakalanmaktadırlar. LGBT hükümlü-tutuklular etkinliklere katılma konusunda başka hükümlü -tutuklulardan gelebilecek riskler dolayısıyla istekli olmayabilmektedirler. Aileyle temasın olmayışından, cezaevindeki olası travmatik deneyimlerden ve toplumda bu gruplar için, özellikle de sabıkaları varsa, uygun destek mekanizmaları olmayışından dolayı LGBT hükümlü-tutuklular tahliyelerine hazırlanırlarken ve tahliye sonrası dönemde özel ihtiyaçlara sahip olabilmektedirler. LGBT hükümlü-tutukluların güvenliğini sağlayacak, iyi eğitimli personelin bulunması büyük önem taşımaktadır.Personelin eğitimi, eşitlik ve ayrımcılıkla ilgili uluslararası insan hakları standartları ve ilkelerini de içine almalıdır. 49 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Sınıflandırma ve yerleştirme konusundaki temel ilkelerden biri de LGBT mahpusların güvenlikleri için en uygun ortama koyulmalarıdır. LGBT mahpuslar, asla güvenlikleri için risk oluşturabilecek mahpuslarla aynı koğuşlara yada hücrelere konmamalıdırlar. Raporlar göstermektedir ki, LGBT mahpuslar, başka mahpuslar tarafından cinsel tacize ya da tecavüze uğrama riski altında olabileceklerini hissettiklerinde genel toplulukla değil, başka LGBT mahpuslarla bir araya konmayı tercih etmektedirler (Yogyakarta İlkeleri, 9 C.). LGBT hükümlü-tutuklular da cezaevine girerken eksiksiz sağlık muayenesinden geçmelidirler. LGBT özel sağlık hizmeti ihtiyaçları arasında, HIV de dahil olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili tedavi, madde bağımlılığı tedavisi, cinsel şiddet ve tecavüz mağduriyetiyle ilgili zihinsel sorunlar için danışmanlık sayılabilir. Ek olarak, bulaşma yolları ve korunma yöntemleri hakkında bilgi veren kitapçıklarla HIV/AIDS’in önlenmesine dair programlara, LGBT mahpuslar da dahil olmak üzere, tüm hükümlü ve tutukluların erişebilmeleri sağlanmalıdır (UNODC Özel İhtiyaca Sahip Mahpuslar Üzerine El Kitabı). LGBT hükümlü-tutuklulara yönelik özel danışmanlık programları oluşturulmalıdır. Bu türden danışmanlık, entegrasyon, güvenlik, sağlık ve ilgili konulara yönelmeli, özelliklede cezaevinde ya da cezaevine girmeden önce aşağılanmaya, cinsel tacize ve tecavüze uğramış kişilere uygun destek verilmesini sağlamalıdır. (UNODC Özel İhtiyaca Sahip Mahpuslar Üzerine El Kitabı) 3. ULUSLARARASI STANDARTLAR LGBT mahpuslara uygulanan özel kurallar olmamakla birlikte; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı Veya Onur Kırıcı Muamele Cezaya Karşı Sözleşme, Birleşmiş Milletler Mahpuslara Yönelik Muamelede Standart Asgari Kurallar, Her Türlü Tutukluluk ve Mahpusluk Altındaki Tüm Kişilerin Korunması İçin İlkeler Bütünü, ayrım gözetmeksizin bütün tutuklulara ve mahpuslara uygulanmaktadır. Ek olarak, bu organlarda kabul edilmiş olan eşit muamele ilkesi, LGBT bireyleri de kapsamaktadır. 2006 yılında, insan hakları örgütleri adına, Uluslararası Hukukçular Komisyonu ve Uluslararası İnsan Hakları Hizmeti tarafından, devletlerin insan hakları yükümlülüklerine daha çok netlik ve tutarlılık getirmek amacıyla, cinsel yönelim ve cinsel kimlik temelli insan hakları ihlallerine uluslararası hukukun uygulanması konusunda bir grup uluslararası yasal ilke geliştirilmiştir. 6-9 Kasım 2006 tarihleri arasında Endonezya’nın Yogyakarta kentinde bir araya gelen 25 ülkeden uzmanlar, Uluslararası İnsan Hakları Hukukunun Cinsel Yönelim ve Cinsel Kimlik İle İlişkili Olarak Uygulanması Konusunda Yogyakarta İlkeleri’ni oybirliğiyle kabul etmişlerdir. Cezaevlerindeki LGBT bireylere uygulanacak muameleye dair ilgili uluslararası standartlar JOGJACARTA (YOGYAKARTA) İLKELERİ (Uluslararası insan hakları mevzuatının cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği alanlarında uygulanmasına ilişkin ilkeler). İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 2 Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsalköken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir. Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi 50 Madde 17 1. Hiç Kimsenin özel ve aile yaşamına, konutuna veya haberleşmesine keyfi veya hukuka aykırı olarak müdahale edilemez; onuru veya itibarı hukuka aykırı saldırılara maruz bırakılamaz. 2. Herkes bu tür saldırılara veya müdahalelere karşı hukuk tarafından korunma hakkına sahiptir. Uluslararası İnsan Hakları Hukukunun Cinsel Yönelim ve Cinsel Kimlik İle İlişkili Olarak Uygulanması Konusunda Yogyakarta İlkeleri İLKE 9 Gözaltında İnsani Muamele Hakkı Özgürlüğünden mahrum edilmiş herkes insani bir şekilde ve insan haysiyetine saygı içinde muamele görmelidir. Cinsel yönelim ve cinsel kimlik her kişinin haysiyetinin ayrılmaz bir parçasıdır. Devletler A. Gözaltının kişilerin cinsel yönelimleri ya da cinsel kimlikleri temelinde daha fazla marjinalleştirilmesine ya da şiddete, kötü muameleye ya da fiziksel, zihinsel ya da cinsel tacize maruz bırakmasına engel olacaklardır, B. Gözaltında tutulanların ihtiyaçlarına uygun biçimde tıbbi bakım ve desteğe ulaşmalarını, cinsel yönelimleri ya da cinsel kimlikleri temelinde üreme sağlığı, HIV/AIDS hakkında bilgilendirilme ve terapi, hormon tedavisi ya da başka tedaviler, istendiğinde cinsiyet değişikliği tedavileri dahil olmak üzere kişilerin özel ihtiyaçlarını tanımayı sağlayacaklardır, C. Bütün mahpusların, mümkün olduğu ölçüde, gözaltı kurumuyla ilgili olarak, cinsel yönelimlerine ve cinsel kimliklerine uygun biçimde kararlara katılımını sağlayacaklardır, D. Cinsel yönelimleri, cinsel kimlikleri ya da cinsel ifadeleri temelinde şiddete maruz kalabilecek tüm mahpusların korunması için önlemler alacaklar, makul ölçülerde uygulanabilirolduğu oranda, bu türden koruyucu önlemlerin, genel cezaevi nüfusunun tabi olduğu hak kısıtlamalarından daha fazla olmamasını sağlayacaklardır, E. İzin verildiği durumlarda eş ziyaretlerinin, partnerlerinin cinsiyetinden bağımsız olarak eşit biçimde tüm mahpuslara tanınmasını güvence altına alacaklardır, F. Ceza infaz kurumlarının hem devlet hem de cinsel yönelim ve cinsel kimlik alanında çalışan örgütler de dahil olmak üzere, sivil toplum örgütleri tarafından bağımsız biçimde denetlenmelerini sağlayacaklardır, G. Cezaevi personeli ve ceza infaz kurumlarıyla ilgili başka bütün kamusal ve özel sektör çalışanlarını, cinsel yönelim ve cinsel kimlik de dahil olmak üzere, eşitliğe ve ayrımcılığa karşıuluslararası insan hakları standartları ve ilkeleri hakkında eğitmeyi ve bu kişilerin farkındalıklarını yükseltmeyi amaçlayan programlar uygulayacaklardır. Cezaevi İdaresi 4.3.1 İdare politikaları ve stratejileri Cezaevlerinde bulunan LGBT bireylerin maruz kaldıkları ayrımcılık, aşağılanma, cinsel taciz ve tecavüz olaylarına ilişkin çok sayıdaki rapor dikkate alındığında, cezaevi otoritelerinin bu grupların mümkün olan en iyi biçimde korunmalarını sağlayacak ve topluma yeniden entegreolabilmelerini etkili biçimde kolaylaştıracak politikalar ve stratejiler geliştirmeleri gerekmektedir. LGBT mahpusların bakımı ve korunması, cezaevleri yönetimlerince geliştirilen genel idare stratejilerine dahil edilmelidir. İdari kurallar, çoğu toplumun cezaevlerinde bulunan homofobik cezaevi kültürüne meydan okumalı ve biyolojik ya da algısal cinsel yönelim ya da cinsel kimlik temelinde ayrımcılığa hoşgörü gösterilmeyeceğini mutlak olarak belirtmelidir. Cinsel yönelimleri ve cinsel kimlikleri konusunda mahremiyet hakları bulunduğunu vurgulamalı ve cinsel saldırı durumunda ya da böyle bir saldırı korkusu olandurumlarda izlenecek prosedürler hakkında açık talimatlar içermelidir. İdare, tüm mahkumların güvenliğini sağlamak için gerekli bütün önlemleri alma sorumluluğunu üstlenmeli, etkili şikayet mekanizmalarının var olduğu durumlarda bile LGBT mahpusların öne çıktıklarında yeniden mağdur olma riski altında olmayacaklarının varsayılamayacağını kabul etmelidir. Cezaevi kadrosunun cinsel ya da başka türden saldırılarda işbirliği yapmasının ya da kadronun şiddet ya da saldırıdan korkulduğu ya da bunların gerçekleştiği 51 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ durumlarda önlem almakta yetersiz kalması durumunda disiplin soruşturmasına maruz kalacağı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde vurgulanmalıdır. LGBT grupların ve örgütlerinin temsilcileriyle istişare edilerek, LGBT mahpusların korunması ve topluma yeniden entegre olabilmesi için uygun politikalar ve stratejiler oluşturulması üzerine düşünülmelidir. Bu stratejilerin ve uygulamaların sonuçlarını değerlendirmek için ölçülebilir standartlar geliştirilmelidir. Veri toplanması ve değerlendirilmesi, LGBT bireylerin korunmasıyla ilgili politikaların temel bir öğesini oluşturmalı, gerektiğinde bu stratejilerin gözden geçirilmelidir. Cezaevinde Tecavüzün Önlenmesi Yasası (PREA) (PRISON RAPE ELIMINATION ACT NATIONAL STANDARDS) Amerika Birleşik Devletlerinde 2003 yılında Cezaevinde Tecavüzün Önlenmesi Yasası (Preá) kabul edilmiştir. ABD Adalet Bakanlığı 2012 Mayıs ayında Ceza İnfaz Kurumlarında Preáilkelerini uygulamak için son düzenlemeleri yayınlamıştır. Preá kuralları Ceza İnfaz Kurumlarında bulunan LGBT bireyler için çeşitli standartları kapsamaktadır. Cezaevinde Tecavüzün Önlenmesi (ACT) Standartları Nelerdir? Cezaevinde Tecavüzün Önlenmesi Yasası, ceza infaz kurumlarında LGBT bireylerin yaşadıkları tüm sorunları kapsamakta ve belirli standartlarla öneriler getirmektedir. En önemli standartlar arasında şunlar vardır: Sınıflandırma Ceza infaz kurumlarında LGBT bireylerin kabulü sırasında yapılması gerekenler, aramada cinsiyet uygunsuzluğu, ön yargılı davranışlardan arınma ve bireyin kendi algısının da dikkate alınması durumlarını açıklamaktadır. LGBT’lerin Yerleştirilmesi Ceza İnfaz Kurumlarında LGBT kişiler yerleştirilirken hepsi aynı değerlendirilmemelidir. Transseksüel veya interseks bir kişinin, değerlendirilmesi ayrı ayrı yapılmalıdır. Kişinin doğumdan gelen anatomisine ve cinsiyeti temeline bakılarak karar verilemez. Bireyin görüşleri de dikkate alınmalıdır. Hükümlü –tutuklular izolasyon altında tutulmamalıdır. LGBT Ayrılmış Birimler Ceza İnfaz Kurumlarında gay, lezbiyen, biseksüel, transseksüel bireyler ayrı birimlere yerleştirilmelidir. Bu durum istismar olmaktan daha güvenli olduğu için tercih edilebilir. Ancak, bu birimler damgalayıcı, personel tarafından taciz ve istismara daha savunmasız ve hükümlü–tutukluların eğitimiş, ve diğer programlara katılmalarını kısıtlamış olabilir. LGBT bireyler için ayrı konut yada bazı sınır koyucu standartlar olmalıdır. LGBT bireyler için ayrı üniteler olmalıdır. Aramalar Standartlar, acil veya sağlık profesyoneli tarafından gerçekleştirilecek olan aramalar hariç tüm çapraz cinsiyet aramaları ve kavite aramaları yasaklar. Erkek personel tarafından kadın hükümlü-tutuklularınaranmaları genellikle yasaktır. Oluşabilecek çapraz cinsiyet aramaları dökümante edilmelidir. LGBT bireylerin, erkek veya kadın görevliler tarafından aranmaları için kabul sırasında bir seçim yapmalarına izin verilmesini önerir. Tüm aramalar mümkün olan en az müdahaleci şekilde yapılmalıdır ve personel LGBTbireylerin aramalarınınyapılmasında profesyonellik ve saygılı olma konusunda eğitilmelidir. Hiçbir arama veya fizik muayenenin tek amacı mahkûmun genital durumunu belirlemek olmamalıdır. 52 Yetişkin Ceza İnfaz Kurumlarında Çocuklar Standartlar bu uygulamayı tamamen yasaklamıyor ama personel denetiminin iyi olması gerektiğinin ve ünitelerin ayrı olması gerektiğinin altını çiziyor. Personel eğitimi LGBT bireylerle profesyonel etkileşim ve interseks koşulları da dahil olmak üzere cinsel istismarı önleme ile ilgili konularda, mutlaka personel yetiştirmek gerektiğini vurguluyor. 4. DÜNYADA LGBT HAKLARI 4.1 AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ LGBT bireylere karşı tutum Amerika Birleşik Devletlerinde eyaletler arasında değişiklik göstermektedir. Eşcinsel evlilikler 2005 yılında Kanada’da ve 2010 yılında Arjantin’de yasalaşmıştır. Meksika’da Mexico City’de yapılan evlilikler tüm ülkede tanınır ancak ABD’de cinsel evlilik 26 Haziran 2015’ten beri yasal olarak ilan edilmiştir. Cinsiyet değiştirmekle ilgili yasalar da değişiklik göstermektedir. Bazı eyaletlerde cinsiyet değişimleri sadece cinsiyet inşası ameliyatlarından sonra geçerlidir. Bazılarında cinsiyet değişimi için kısırlaştırma gereklidir. Mexico City’de ise LGBT’ler 2008’den beri yasal olarak cinsiyetlerini ve adlarını değiştirebiliyorlar. Eşcinsel karşıtı ayrımcılık her eyalette yasaktır (Nefret suçları yasası). Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumlarında LGBT korunmasına yönelik 2003 yılında Cezaevinde TecavüzünÖnlenmesi Yasasını (Preá) çıkarmış 2012 Mayıs ayında Ceza İnfaz Kurumlarında Preáilkelerini uygulamak için son düzenlemeleri yayınlamıştır. 53 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı sitesinde LGBT’lere özel bir sayfa bulundurmaktadır (nicic.gov). Burada LGBT hükümlü ve tutuklularla ilgili bilgiler, duyurular ve yapılan çalışmalar yer almaktadır (Lesbian, Gay, Bisexual, Transgen derand Inter sex Offenders). Sitedede yayınlanan LGBT Hükümlü- tutuklulara yönelik çıkarılan kılavuzlarda standartlar da anlatılmıştır. Santa Ana, San Francisco, Los Angeles, Riverside ve Kaliforniya vb. cezaevlerinde LGBT’lere özgü birimler vardır. Amerika Birleşik Devletleri Ceza İnfaz Kurumlarında, LGBT mahkumlar genellikle ayrı birimlere yerleştirilmektedirler. Araştırmalar LGBT hükümlü -tutukluların cinsel saldırı ve şiddet açısından yüksek bir risk altında olduklarını göstermektedir. Eşcinsel ilişkinin tanınmasından dolayı yargı, hükümlü -tutukluların aynı cinsiyetten partneri ile eş ziyaretine izin verebilir.Amerika Birleşik Devletleri’nde, eş ziyaretlerine sadece altı eyalette izin verilmektedir: California, Connecticut, Mississippi, New Mexico, New York ve Washington. 4.2 İTALYA Eş cinsellik 1890’dan beri yasal kabul edilmektedir. (BM deklarasyonu imzalandı) Cinsiyet değişimi yasaldır ve belgelerle tanınan cinsiyete göre değiştirile bilir. Eş cinsel evlilik henüz yasallaşmamıştır. Bazı belediyeler eşcinsel evliliğin serbest olduğu ülkelerde evlenenlerin evliliğini tanıma kararı almışlardır. (Roma) İstatistiklere göre İtalya’da 10 farklı ceza evlerinde kendilerine ayrılmış birimlerde 69 transseksüel hükümlü ve tutuklu vardır(2013). 2008-2010 yılları arasında,tamamen transseksüel hükümlü tutuklulara özgü bir hapishane yapılması düşünülmüştür (Empoli yakınlarındaki Pozzale, Ceza İnfaz Kurumu). Bu hapishanede, özellikle LGBT hükümlü ve tutuklular için eğitim, ücretsiz hormon tedavileri, iş atölyeleri ve çeşitli faaliyetler yapılması planlanmıştır. Ancak Pozzale Cezaevi yapılanmadan sonra tekrar kadın cezaevine dönüşmüştür. LGBT bireyler için cezaevlerinde ulusal düzeyde herhangi bir mevzuat yoktur, örneğin, hormon tedavileri reddedilmektedir. Bazı kurumlarda hükümlü ve tutuklu ücretini ödediğinde izin verilmektedir. 4.3 İNGİLTERE Cinsiyet değiştirmekle ilgili yasa 2005 yılında kabul edilmiştir. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık yasadışıdır. Eş cinsel evliliklere izin veren yasa İngiltere ve Galler’de 2013 yılında kabul edilmiştir. Ceza İnfaz Kurumlarında,rızaya dayalı cinsel ilişki yasaldır. Ceza İnfaz Kurumlarında LGBT bireyler ayrı bölümlerde barınmaktadır. Yerleştirme yapılırken kişilerin beyanı da dikkate alınmaktadır. İngiltere’de yapılan araştırmalara göre, Ceza İnfaz Kurumlarında LGBT bireylerin cinsel istismar ve ayrı bölümlerde yaşadıklarından dolayı bazı haklardan yoksun bırakıldıkları konusunda mağdur oldukları belirtilmektedir. İngiltere ve Galler’de cezaevlerinde yaklaşık 10.000 LGBT’linin olduğu belirtilmektedir. Yaklaşık 1200 mahpusun bulunduğu İngiltere’deki Leeds Hapishanesi’nde bir ay süren, hükümlü- tutukluların ve personelin katıldığı, LGBT Tarihi başlığı altında toplumsal çeşitlilik ve eşitlik üzerine seminerler düzenlenmiştir(2013). Ceza İnfaz Kurumlarında eşcinsel evlilik ziyaretlerine izin verilmemektedir. 4.4 İSPANYA İspanya 2005 yılından bu yana eşit evliliği tanımaktadır. Evlilik Yasası evlat edinme ve yapay döllenme haklarınıda kabul etmektedir. 54 Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık yasa dışıdır. Heteroseksüel olsun olmasın tüm insanlar için cinsel ilişki rüşt yaşı 13’dür. İspanya 2007’den bu yana kişilerin cinsiyet kimliğini belirleme hakkını “operasyon koşulsuz” etmektedir. Ancak yine de iki senelik tıbbi tedavi dönemi şartı koşulmaktadır. Cinsiyet geçişi için zorla kısırlaştırma ya da zoraki cerrahi müdahale gibi şartlar cinsiyet kimliğini beyan eden kişiye dayatılmaktadır. Federal İspanya’nın Bask bölgesinde ise kimlik değişimi için tıbbi tedavi dönemi şartı da aranmamaktadır. 2005 yılında eşcinsel evlilik yasallaşmıştır. Kanun çıktıktan sonra ilk 2 yılda 4500 eşcinsel çift evlenmiştir. İspanya böylece Avrupa’da eşcinsel evliliği tanıyan dördüncü ülke olmuştur. LGBT Hükümlü- tutuklular Ceza İnfaz Kurumlarında farklı bölümlerde bulunmaktadırlar.Sınıflandırılmada kişinin beyanıda göz önünde bulundurulmaktadır. Ceza İnfaz Kurumlarında personel eğitimlerinde ve hükümlü -tutuklulara yönelik programların hazırlanmasında LGBT bireyler konusuna önem verilmektedir. 4.5 HOLLANDA Tüm Dünya’da ve Avrupa’da eşcinsellere evlenebilme hakkını tanıyan ilk ülke Hollanda’dadır.(2001) Hollanda Hükümeti LGBT Kurtuluşu İnovasyon Ödülünü almıştır.( 2013) 2015 Eurobarometer’a göre, LGBT hakları ve eşcinsel evlilik onayı bakımından ilk beş Avrupa Birliği ülkesi; Hollanda, İsveç, Danimarka, İspanya ve İrlanda’dır. Hollanda hükümetinin2015 stratejik planında LGBT bireylere yönelik destek-teşvikler bulunmaktadır. Hollanda Ceza İnfaz Kurumlarında, LGBT hükümlü ve tutuklular kendilerine ayrılan bölümlerde kalmaktadırlar. Sınıflandırmada kişinin beyanıda göz önünde bulundurulmaktadır. Cinsiyet değişiminde mutlaka ameliyat istenilmektedir. LGBT hükümlü ve tutuklular için de eş ziyaretine izin verilmektedir. Ayrıca personel eğitimleri ve sağlık hizmetleri konusunda uluslararası standartlara dikkat edilmektedir. Sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışmalar yapılmaktadır. 4.6 İSVEÇ Eş Cinsellik 1944’ten beri yasaldır (BM deklarasyonu imzalandı). İsveç’te tüm eşcinsel karşıtı ayrımcılıklar yasaktır. İsveç ‘te eşcinsel evlilik 2009 yılında kabul edilmiştir. İsveç Hükümeti 2014-2016 yılları arasındaki stratejik planında LGBT bireyler için özellikle üç konuya odaklanacağını belirtmiştir: nefret suçları, sağlık alanı ve LGBT örgütlerinin desteklenmesi. İsveç’in 2014-2016 LGBT Stratejisi için Hükümet ve LGBT örgütleri birlikte çalışma yürütmüşlerdir. 3 yıllık programın öncelikleri nefret suçlarının ve sağlık alanında ayrımcılığın önlenmesi olmuştur. Ayrıca İsveç Devleti, LGBT örgütlerine yılda toplam 7,3 milyon Krona (yaklaşık 2,3 milyon TL) finansman desteğinde bulunmaktadır. ILGA Avrupa’nın 2013 yılı taramasına göre İsveç, homofobi ve transfobi ile mücadele yükümlülüğünü en yüksek düzeyde yerine getiren Avrupa Konseyi ülkeleri arasında yer almaktadır. İsveç LGBT meselesinin kamu politikaları tarafından ilk kapsandığı ülke olarak da değerlendirilmektedir. İsveç ‘te Aralık 2012 itibariyle cinsellik ve cinsel çeşitlilik konusunda öğrencilere eğitim verilmesi tüm okullar için zorunlu olarak programa alınmıştır. İsveç Ceza İnfaz Kurumlarında LGBT hükümlü–tutuklular kendilerine ayrılan bölümlerde kalmaktadırlar. LGBT hükümlü-tutuklularla ilgili uygulamalarda uluslararası standartlara dikkat edilmektedir. 5. ÜLKEMİZDE LGBT HÜKÜMLÜ-TUTUKLULARIN ORTAK SORUNLARI Ülkemizdeki LGBT hükümlü-tutukluların sorunları çeşitli sınıflandırmalarla aşağıda belirtilmiştir. A) Barınma Sorunları Ceza infaz kurumlarının fiziki yapısından kaynaklanan sorunlar nedeniyle LGBT Hükümlü-tutukluların ayrı bir yerde barındırılmaları mümkün olmamakta, bu mahkumların, erkek hükümlü/ tutuklu bloklarında ya da bu blok 55 AR - GE Bürosu CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ların yanındaki odalarda barındırılmaları durumunda can güvenlikleri ve istismarları tehdit altında kalmaktadır. LGBT mahpuslar, diğer mahpuslarla anlaşamadığı gibi, zaman zaman kendi aralarında da anlaşamamakta ve birbirlerine zarar vermektedirler. B) İş yurdu faaliyetleri Ceza infaz kurumlarında iş yurtları faaliyeti kapsamında çalıştırılmaları mümkün olmamaktadır. Bunun sebebi diğer hükümlü-tutuklulardan ayrı çalıştırılacakları bir iş yurdu faaliyet alanı bulunmamasıdır. LGBT mahpusların büyük çoğunluğu ailesinden yardım görmemesi sebebiyle de ekonomik sorunlar yaşamaktadır. Ekonomik durumlarındaki sıkıntılar sebebiyle yeterli maddi güce sahip olamayan mahpuslar, taleplerinin yerine getirilmesi için infaz koruma memurları ile kavga etmektedir. Bu durum da Ceza İnfaz Kurumunun huzur ortamına zarar vermektedir. C) Kantin ihtiyaçları Kantin ihtiyaçlarını giderme konusunda bazı problemlerle karşılaşmaktadırlar. LGBT mahkumların kişisel ihtiyaçları genel itibariyle erkek ceza infaz kurumlarındaki kantinlerde bulunacak türden ihtiyaçlar olmadığından çeşitli problemler ortaya çıkmaktadır. D) İyileştirme Faaliyetleri Ceza İnfaz Kurumlarımızda uygulanan iyileştirme faaliyetlerinde LGBT hükümlütutuklulara yönelik bir program bulunmamaktadır. Ayrıca İnfaz koruma memurlarının eğitim programlarının kapsamında da LGBT’lere yönelik bir eğitim bulunmamaktadır. 56 YARARLANILAN KAYNAKLAR 1. http://www.cezaevindestk.org/ 2. www.ada.gov 3. http://www.dpb.gov.tr/tr-tr 4. http://siteresources.worldbank.org 5. http://www.devturkiye.org/upload/files/engellilericintasarim.pdf 6. www.who.int/ 7. http://www.prisonreformtrust.org.uk/ 8. CTE İnşaat Emlak Bürosu 9. *(nicic.gov 10. *https://www.aclu.org/prison-rape-eliminatio. 11. *www.nclrights.org/our-work/prisons/ 12. *www.transequality.org//JailPrisons_Resource. 13. *www.apadivisions.org//lgbt-issues. 14. *www.msnbc.com/msnbc/lgbt-prisoners-abuse 15. *https://en.wikipedia.org/wiki/LGBT people in prison 16. *Hapishanede Engelli, Yabancı, LGBTİ Olmak(Özel İhtiyaçları Olan Mahpuslar ve İlgili Sivil Toplum Örgütleri Ağı Projesi Raporu) 17. *Özel ihtiyaçlara sahip mahpuslar üzerine el kitabı(UNDOC) 18. *Uluslararası İnsan Hakları Hukukunda Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği El Kitabı 57 AR - GE Bürosu