ÖZEL EGE LİSESİ KİLİN DOĞASINDAN GELEN MUCİZE: FLUORODEL HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER: Ece TEMİZ İpek ERTEM DANIŞMAN ÖĞRETMEN: Özge ÇAKAR İZMİR 2017 İÇİNDEKİLER Sayfa 1. GİRİŞ….……………………………………………………………………….. 1 1.1 Killer…………………………………………………………...................... 1 1.2 Kompozit malzemeler……………………………………………………... 2 1.3 Kanser…………………………………………........................................... 3 1.3.1 Kolon kanseri…………………………………………………………………….. 3 1.3.2 5-FU……………………………………………………………............................ 4 Projenin Amacı……………………………………………………………. 5 2. YÖNTEM…………………………………………………………………….... 5 2.1 Materyal……………………………………………………………………………… 5 2.2 Dellite kilinin modifikasyonu……………………………………………… 6 2.3 5-FU standart grafiğinin hazırlanması…………………………………..... 7 2.4 İlaç salım denemesi………………………………………………….......... 7 2.4.1 Salım denemesi içim örneklerin hazırlanması…………………….. 7 2.4.2 pH 1,2 tamponunda ilaç salımı…………………………………… 8 2.4.3 pH 7,4 tamponunda ilaç salımı…………………………………….. 8 3. BULGULAR…………………………………………………………………. 9 4. SONUÇLAR VE TARTIŞMA……………………………………………… 14 5. ÖNERİLER………………………………………………………………….. 14 KAYNAKLAR…………………………………………………………………. 14 1.GİRİŞ 1.1 Killer Genel olarak killer birbirinden farklı iki yapı bloğunun belli bir kurala göre üst üste dizilmesiyle oluşur. Bu yapı bloğundan ilki tetrahedral yapı bloğudur. Tedrahedral yapının merkezinde Silisyum atomu, köşelerinde ise Oksijen atomu bulunur. İkinci yapı ise oktahedraldir. Oktahedral yapının merkezinde Alüminyum, Magnezyum veya Demir atomları, köşelerinde ise Oksijen atomu veya OH- iyonları bulunur. Montmorillonit kil minerali ise, iki tetrahedral yapının (Silika) arasına bir oktahedral yapının (Alümina) geçmesiyle oluşur (Şekil 1.3). Doğadan çıkarıldıktan sonra saflaştırılarak (Saka ve ark., 2006) kullanılan montmorillonit, hektorit, saponit ve sentetik yolla elde edilen, florohektorit, laponit, veya magadit en çok kullanılan katmanlı killerdir. Kil katmanlarının kalınlıkları yaklaşık 1 nm civarındadır. Katmanların büyüklükleri ise yaklaşık olarak 200 nm civarındadır. Bu özellikler silikat yapısına bağlı olarak değişebilir. Bu katmanlar interlayer veya tabaka olarak adlandırılan, birbirlerine van der Walls kuvvetleriyle tutunarak aralıklı yığınlar oluşturmak üzere organize olurlar. İzomorfik sübstitüsyon ile katmanlardaki Al3 + yerine Mg2 + , Fe2 + , veya Mg2 + yerine Li1 + geçmesiyle yapıda negatif yük fazlalığı ortaya çıkar. Alkali veya toprak alkali iyonların tabakalar arasında adsorplanmasıylaelektronötrallik sağlanır. Katmanları birbirine tutan kuvvetler nispeten zayıf olduğu için, katmanlar arasında küçük moleküllerin yerleşmesi kolaydır (Bourbigot ve ark., 2000). Şekil 1: Montmorillonit Kil Mineralinin Yapısı Montmorillonit; katmanlı silikat yapısında ve katmanlar arasında değişebilen iyonların bulunduğu bir kil mineralidir. Kil katmanlarının arasındaki bu mesafe değiştirilebilir. Bu mesafeyi değiştirmek için mineralin katmanlar arasındaki değişebilen katyonlar yerine, organik katyonların (alkilamonyum veya alkilfosfonyum), katyon değişim reaksiyonu ile yer değiştirerek kilin modifiye edilir (Şekil 1.4). Bu şekilde hidrofilik özeliğe sahip olan kil organofilik özellik kazanır. Organofilik özellik kazanan kil (veya organokil), yüzey enerjisi 1 daha düşüktür böylece organik polimerler ile daha uyumlu hale gelir. Uygun deneysel koşullar altında bu polimer tabakalar arasına girerek tabakaları dağıtabilirler. a) C+n kil Şekil 2: Katyon Değişim Prosesi b) Alkil İyonlarının Yerdeğişimi (modifiye kil) Tabakalı silikatlar, katyon değişim kapasitesi (CEC) olarak da bilinen yüzey yükü ile karakterize edilirler ve genellikle 100 g / mequiv olarak ifade edilir. Bu değer sabit olmayıp, tabakalar arasında değişir ve bütün kristal yapı üzerinde ortalama bir değer olarak düşünülmelidir. Killer dünya üzerindeki geleneksel tedavi yöntemlerinde iyileştirme amaçlı kullanılan eski materyallerden biridir. Belli yörelerdeki yerli insanlar killeri şifalı ve koruyucu özellikleri nedeniyle sık sık kullanırlardı. Killer çoğunlukla ilaç endüstrisinde ara madde veya ana materyal olarak kullanılır. Polimer ve polisakkarit yapılı kil kompozitler ilaçların görünebilir çözünürlüğünü yükseltir. Kil kompozitler aynı zamanda kontrollü ilaç salınımını da sağlarlar. Çoğu killer saf halinde kullanılmasına rağmen ilaç salınımı için gerekli olan bütün ön koşulları karşılarlar. Fakat bazen modifiye işlemine ihtiyaç duyulur. Bu modifikasyonlar kilin ilaç içinde dağılma istikrarını, iyon değişimini, şişme kapasitesini, hücre biyoadhezyonunu içerir. Nanoteknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan mikrondan daha da küçük parçacıklar ilaç üretimini de olumlu etkiledi. Nanokompozitler kanser önleyici ilaçlarda ara madde (terapötik etkileri ve ilaç salınımı için) olarak kullanılır. Doğal polimer ve killer kontrollü ilaç salınımı için hazırlanır. İlaç kil kompozitleri kanser kemoterapileri için iyi bir materyal olarak kabul edilir. Dong ve Feng, biyoadhezyon etkili nanoparçacıklıpolimermontmorillonite (MMT) ile anti-tümör özellikli ilacın belli bir özellikte salınmasını inceledi. Bir çok kil çeşidine rağmen MMT, polimer kil kompozitleri için kullanılan en etkili ve en yaygın maddedir. MMT’nin kristal yapısı katmanlı tabakalardan oluşur. Bu katmanlar kendilerini van der Waals bağına göre düzenlerler. Doğal ve sentetik killerin ilaç endüstrisinde çok yönlü etkileri vardır. Killer ilacın çözürlüğünü yükseltir, salınımını kontrol eder, toksikliğini azaltır. Kil bazlı ilaçlar belli bir bölgeye(kanser hücresine) hedeflenmek amacıyla modifiye edilebilir. Ayrıca killer biyofarmasötik ve farmasötik alanda gelecek vaadeden materyallerdir. 1.2 Kompozit Maddeler İki veya daha fazla sayıdaki aynı veya farklı gruptaki malzemelerin, en iyi özelliklerini bir araya toplamak ya da ortaya yeni bir özellik çıkarmak amacıyla, bu malzemelerin makro seviyede birleştirilmesiyle oluşan malzemelere denir. Başka bir deyişle birbirlerinin zayıf yönünü düzelterek üstün özellikler elde etmek amacı ile bir araya getirilmiş değişik tür malzemelerden veya fazlardan oluşan malzemeler olarak da adlandırılabilir. Polimer nanokompozitler genelde polimer matrikslerinkombinasyonu olarak adlandırılırlar. Aynı zamanda yüksek esneklik katsayısı, güçlülüğü, alev geciktirici özelliği nedeniyle çok tercih edilen materyallerdir. 2 1.3 Kanser Kelime anlamı ile kanser, bir organ ya da dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü huylu tümörlere denir. Çok çeşitli kanser tipleri olmasına rağmen hepsi anormal hücrelerin kontrolsüz bir biçimde çoğalmasıyla başlar. Tedavi edilemezse ciddi rahatsızlıklara hatta ölüme neden olabilir. Sağlıklı bir hücre ne kadar bölüneceğini vene zaman öleceğini bilir. Buna apoptosis denir. Bazen buna rağmen süreç yoldan sapar ve yeni hücrelere gerek olmamasına rağmen hücreler bölünmeye devam eder. DNA hücrenin normal fonksiyonlarını görmesi için gereklidir. Kanserli hücreler bu DNA ipliğindeki hasardan dolayı oluşur. Kanserli hücrelerde hasar görmüş DNA onarılamaz ve kontrolsüz çoğalma başlar. Bu kütleler de bir büyüklük veya tümör oluştururlar. Tümörler iyi huylu veya kötü huylu olabilirler. İyi huylu tümörler kanser değildir ve vücudun başka bölümlerine yayılmazlar. Kötü huylu tümörler ise kanserdir. Hücreler anormaldirler ve kontrolsüz bölünürler. Eğer kanser hücreleri tümörden ayrılırsa başka yerlere taşınabilir, buna metastaz adı verilir. Kanser tedavisi bölümler arasında çok yakın bir işbirliği gerektiren takım oyununa benzer. Tanı aşamasında görüntüleme, patoloji ve biyokimya uzmanları ile endoskopistlerin de dâhil olduğu bu takımda tedavi aşamasına gelindiğinde aşağıdaki 3 faktör başrolü oynar. 1) Hastalıklı dokuları cerrahi müdahalelerle vücuttan uzaklaştıran cerrahlar ve girişimsel tedaviler uygulayan uzman hekimler 2) Kanser hücrelerini çok çeşitli sınıftan ilaçlarla yok eden ve bağışıklık arttırıcı ilaçları uygulayan medikal tıbbi onkologlar 3) Hastalıklı dokuları radyoaktif ışınlarla yok eden radyasyon onkologları Bu tedavilerin alanlarında uzmanlaşmış hekimlerce yapılmaları yaşamsal öneme sahiptir. Hastalar, kendilerine tedavi ve kanser ilaçları uygulayan hekimlerin medikal onkolog olup olmadıklarını mutlaka sorgulamalıdırlar. (Kanser Danışmanlık 6.) Kanser hastalarına uygulanan ve en bilinen yöntemlerden biri olan kemoterapinin de yan etkileri mevcuttur. Uygulanan kemoterapötik ilaçların sadece kanser hücrelerini etkilemesini sağlamak zordur. Sağlıklı dokuların da zarar görmesi nedeniyle tedavi istenmeyen yan etkilere neden olabilir. Kanser tedavisinin yan etkileri kişiden kişiye ve tedaviden tedaviye değişiklik gösterebilir. Doktorlar bu yan etkileri en aza indirmeye çalışırlar. Bu yüzden doktorun tedavi sırasında ve sonrasında oluşabilecek sağlık problemlerini çok iyi bilmesi gerekir. (T.C. Sağlık Bakanlığı 12.) 1.3.1 Kolon Kanseri Kolon ve rektum, sindirim sisteminin kalın bağırsak denen kısmını oluşturur. Son 20 cm’lik kısım rektum, buradan ince bağırsaklara kadar olan kısım ise kolon olarak adlandırılır. Kolon kanseri en sık görülen ilk beş kanser arasındadır. Kalın bağırsak kanseri genellikle cerrahi, kemoterapi ve/veya radyasyon (ışın) tedavisi ile tedavi edilir. Biyolojik tedavi gibi yeni tedavi yaklaşımları ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. Bir hasta için bu tedavi şekillerinden biri veya birkaçının kombinasyonu gerekebilir. (AcademicHospital 7.) Cerrahi, kalın bağırsak kanseri için en sık kullanılan tedavi şeklidir. Ameliyatın tipi hastalığın yerine ve büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Hastaların çoğunda bağırsakların bir kısmının alınması (partialcolectomy) şeklinde bir yöntem uygulanır. Bu operasyonda cerrah kalın bağırsakların kanserli kısmı ile birlikte onun çevresindeki bir miktar sağlam dokuyu çıkarır. Cerrahi, sıklıkla erken evre bağırsak kanserlerinde gerekli tek tedavi şeklidir. Genelde tümör çevresindeki lenf nodlarını da çıkarmak kanserin evresi konusunda yardımcı olur. Patoloji uzmanları bu lenf nodlarını mikroskop altında inceleyerek onlara 3 kanserin bulaşıp bulaşmadığını tespit ederler. Eğer kanser bu lenf düğümlerine sıçramışsa, vücudun diğer bölümlerine de sıçramış olması muhtemeldir ve bu durum daha fazla tedaviyi gerektirir. Çoğu vakada cerrahlar, kalın bağırsakların tümörlü kısmını çıkardıktan sonra sağlam kısımlarını birbirine bağlarlar. Cerrahi uygulamanın bu kısmı “anastamoz” olarak adlandırılır. Eğer kalın bağırsakların sağlam kısımları birbirine bağlanamazsa cerrah “kolostomi” denilen bir işlem uygulayarak, karın duvarında kalın bağırsak içeriğinin dışarı atılmasını sağlayan bir delik açarak bağırsakları buraya bağlar. Hasta bu deliğe bir torba takarak gaitanın bu torbada birikmesini sağlar. Kolostomi geçici veya kalıcı olabilir. (Medical Park Kanser Hastanesi 9. ) Geçici kolostomi; daha alttaki bağırsak kısmının cerrahi işlem sonrası iyileşmesi için geçici süre kullanılır. Daha sonra ikinci bir ameliyatla cerrah sağlam bağırsak kısımlarını birbirine bağlar ve kolostomiyi kapatır. Hastaların bağırsak fonksiyonları normale döner. Kalıcı kolostomi; kanser rektumda ise gerekli olabilir. Kanserli bölgesi kolonun daha aşağısında olan az sayıdaki hasta için kalıcı kolostomi gerekebilir. Hastaların yaklaşık %15 kadarı için kalıcı kolostomi gerekir. (Mynet Haber 10.) Kolon kanserinin tedavisinde kullanılan ilaçlara örnekler vermek gerekirse: 5-FLUOROURACIL EBEWE 500 mg/10 ml enj. için çöz. içeren 1 flakon 5-FLUOROURACIL 1000 mg/20 ml enj. çöz. içinflakon 5-FLUOROURACIL EBEWE 500 mg/10 ml enj. içinçöz. içeren 1 flakon {Sandoz} FLURO-5 DEVA 1000 mg/20 ml IV/IA enjeksiyonlukçözeltiiçerenflakon 5-FLUOROURACIL BIOSYN 10 ml 500 mg 1 ampül 5-FLUOROURACIL BIOSYN 5 ml 250 mg 10 ampül EFUDIX %5 krem 20 G 5-FLUOROURACIL BIOSYN 20 ml 1000 mg 1 ampül FLUOROURACIL-KOCAK 250 mg/5 ml IV enjeksiyoniçinsolüsyoniçerenflakon 5-FLUOROURACIL 1000 mg/20 ml enj. çöz. içinflakon {Liba} gibi ilaçlar bu hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. (Türk İlaç Rehberi 8.) 1.3.2 5-FU 5-Fluorouracil kemoterapi için etkili bir ilaçtır. Özellikle kolon kanseri, akciğer kanseri, karaciğer kanseri ve pankreas kanserinde sıkça kullanılan oral bir ilaçtır. Bir pirimidin türevi olan ilaç DNA replikasyonu için gerekli olan deoksiribonükleotitlerin sentezlenmesini engeller. Fakat bazı kısıtlayıcı yönleri de vardır: Kısa biyoljik etki süresi, tamamlanmamış oral emilim gibi. (Genetiks 11.) İlacı diğerleriyle karşılaştırmak için kullanılan ilaçlarla 5-FU hakkında içeriklerden örnekler: • 5-Fluorourasil (5-FU): 5-FU ilacı kalın bağırsak kanseri tedavisinde uzun yıllardan beri kullanılmakta olan ana ilaçtır ve sıklıkla lökovorin (folinik asit) ile birlikte verilir. İlaç toplardamar yolu ile yaklaşık 2 saat içinde hastaya sıklıkla bir serum pompası aracılığı ile verilir. • Lökovorin (folinik asit): bağırsak kanseri tedavisi için 5-FU, irinotekan, oksaliplatin gibi ilaçlarla birlikte kullanılan ana ilaçtır. 4 • Kapesitabin (Xeloda): bu ilaç hap şeklinde olup 5-FU kadar etkilidir. Genellikle, günde iki kez 2 hafta boyunca verilir. Genelde yan etkileri 5-FU’ya oranla daha az olmakla birlikte, el ve ayaklarda görülen ağrı sorunu 5-FU’ya oranla daha fazladır. • İrinotekan (Camptosar): Bu ilaç sıklıkla 5-FU ve lökovorin ile birlikte verilir ve buna FOLFİRİ protokolu denilir. Bu ilaç damar yolu ile 30 dakika ile 2 saat içinde verilir. Bazı hastalarda genetik sorunlar (rutin olarak araştırılmaz) nedeniyle, İrinotekan vücuttan rahat atılamaz ve aşırı ishal vb. fazla sayıda yan etki yaratabilir. Bilürübin seviyesi yüksek olan ve yaşlı hastalarda bu ilacın kullanımı risklidir. • Oksaliplatin (Eloxatin): Bu ilaç sıklıkla 5-FU ve lökovorin ile birlikte verilir ve buna FOLFOX protokolü denilir. Kapesitabin ile birlikte verildiği protokol ise CapeOXprotokolu adını alır. Bu ilaç damar yolu ile iki saat içinde ve her 2-3 haftada bir verilir. Şekil 3: 5-FU’in kimyasal yapısı Projenin Amacı Günümüzde de çoğalarak vakalarına rastlanan kolon kanserinde çeşitli yollarda tedaviler mevcuttur. İlaçlı ve cerrahi müdahaleli olmak üzere iki temele ayırdığımız tedavi yöntemlerinde biz ilaçlı tedavi yöntemlerinden “oral” yolla planlanan tedavi alanında yer alan bir proje çalışması yaptık. Bu sürede 5-FU ilacımızın Montmorillonit Kili’nin bölgeye özgü olan alt türü Dellite Kili’ne yüklenmesini hedefleyen ve oral yolla tedavide kullanıma açık bir yöntem geliştirme yolunda ilerledik. Çoğu vakada cerrahlar, kalın bağırsakların tümörlü kısmını çıkardıktan sonra sağlam kısımlarını birbirine bağlarlar. Cerrahi uygulamanın bu kısmı “anastamoz” olarak adlandırılır. Eğer kalın bağırsakların sağlam kısımları birbirine bağlanamazsa cerrah “kolostomi” denilen bir işlem uygulayarak, karın duvarında kalın bağırsak içeriğinin dışarı atılmasını sağlayan bir delik açarak bağırsakları buraya bağlar. Hasta bu deliğe bir torba takarak gaitanın bu torbada birikmesini sağlar. Kolostomi geçici veya kalıcı olabilir. Bunun haricinde kolon kanseri sürecinde ağızdan alınan bazı oral ilaçlar da mevcuttur. Bu ilaçların salımı istenilen seviyede ve sürede olmadığından; beklenen sonuçlar elde edilemediğinden kile uyguladık ve oral yolla alınabilen bir ilaç tasarladık. Killer, kullandığımız Montmorillonit Kili ve kullandığımız ilaç,5-FU hakkında bazı verilerle projemizin yolunu belirledik. 2. YÖNTEM 2.1. Materyal Bu çalışmada kullanılan kil nanopartikülleriBentonit kil mineralinden elde edilen ticari ismi Dellite olan TOT yapısına sahip kil mineralidir (LaviosaChimicaMinerariaS.p.a.). Kullanılan Dellite mineralinin iyon değişim kapasitesi 128 meq/100 g kil’dir. Dellite mineralinin yapısı Na-Montmorillonite ile büyük yapısal benzerlik göstermektedir.Saf kilin ve 5FU modifiye kilin FTIR spektrumları Perkin Elmer Spektrum 100 FTIR Spektrometresinde KBr diskleri ile alınmıştır. Örneklerin termal kararlılığı termogravimetrik analiz (Perkin 5 ElmerPyris 1 TGA/DTA) ile tayin edilmiştir. Örnekler (5±1 mg) oda sıcaklığından 1000 oC ye 10 oC/dk artışlarla N2 gazı altında (250 mL min-1) analiz edilmiştir. Tüm örnekler termal analiz öncesi vakum etüvünde kurutulmuştur. Şekil 4: SIGMA 3.18K Centrifuge 2.2. Dellite Kilinin Modifikasyonu 0.3 g Dellite( DEL) 250 mL saf su içinde 24 saat boyunca manyetik bar yardımıyla karıştırmaya bırakıldı ve DEL’in tamamının suyun içine dağılması sağlandı. Modifikasyon işleminde kullanılacak olan 5FU miktarı Dellite mineralinin iyon değişim kapasitesi kullanılarak hesaplanmıştır. 0.3 g Dellite için 0.1 g/5 mL 5-FU kullanılmıştır. 55 mL saf su içine enjektör ile 5 mL 5-FU eklendi, pH’ı8.8 olan ilacın pH’ı HCI(hidroklorik asit) ile 2’ye indirildi ve çözelti iyice karıştırıldı. Böylelikle Dellite’ın tabakaları arasına girebilecek 5FU Cl- tuzu elde edilmiş olur. İlaç çözeltisinin tamamı (60 mL) damlalık yardımı ile yavaş yavaş DEL dispersiyonuna eklendi. DEL ile ilacın etkileşim stabilitesini arttırmak amacıyla karışım 24 saat oda sıcaklığında karışmaya bırakıldı. 24 saatin sonunda kilin içine bağlanmayan ilacı uzaklaştırmak aynı zamanda 5-FU içeren kili elde etmek için beher içindeki karışım 15000 rpm, 22 °C’de 5 dk boyunca santrifüj edildi. Daha sonra örnekler 3 kez distile su ve sonrasında eter ile yıkanır. Bu yıkama işlemi süzüntü 0.1 N lik AgNO3 ile titre edilerek AgCl çökeleği görünmeyene kadar devam edilir. Elde edilen kil örneği 2 gün boyunca vakum etüvünde bekletildi. Böylece, tamamen kuruyarak sonraki deneysel çalışmalar için uygun hale getirildi. 6 Şekil 5: Dellite kilinin hazırlanması 2.3. 5-FU Standart Grafiğinin Hazırlanması Salım çalışmalarında farklı pH’larda, 5-FU/DEL içinden salınan 5-FU’in miktarını tayin edebilmek amacıyla, 5-FU standart grafiği hazırlandı. Stok 50 mg/mL 5-FU (Koçak Farma A.Ş) ‘den 5-10-12.5-25-50 ve 100 µg/mL’lik çözeltiler mikropipet yardımıyla hazırlandı ve 265 nm’demikroplate okuyucuda absorbans değerleri ölçüldü. Mikroplatekuyucuğuna her bir konsantrasyondan 400 µL eklenerek ölçümler 3 tekrarlı olarak gerçekleştirildi. Elde edilen absorbans değerleri ve bilinen konsantrasyonlar grafiğe geçirilerek 5-FU standart grafiği oluşturuldu. Şekil 6: 5-FU standart grafiği için örneklerin hazırlanması 2.4. İlaç Salım Denemesi 2.4.1. Salım Denemesi İçin Örneklerin Hazırlanması Kurutma sonrası elde edilen 5-FU/DEL’den 10 mg hassas terazi yardımıyla tartıldı. Tartılan 5-FU/DEL 10 mL’likfalkon tüpe aktarılarak üzerine 2 mL PBS ( phosphatebuffersaline pH:7) eklendi. 5-FU/DEL’in PBS içinde tamamen dağılması sağlanana kadar sonik banyoda bekletildi. Sonik banyodan çıkan örnek 1 dk boyunca vortekslendi ve tam bir karışım sağlandı. Diyaliz membranları uygun boyutta kesilerek yumuşaması için suya bırakıldı. Membranlar yumuşadıktan sonra membranın alt kısmı sıkıca bağlandı ve sonra 2 mL PBS içinde çözünmüş olan 5-FU/DEL’denmikropipet yardımıyla 1 mL alınarak diyaliz 7 membranına aktarıldı. Son aşamada üst kısmı da sıkıca bağlandı ve salım çalışması için hazır hale getirildi. Şekil 7: 5-FU ve 5-FU/DEL içeren membranların hazırlanması 2.4.2.pH 1,2 Tamponunda İlaç Salımı 0.1 M HCI hazırlanan çözeltinin pH’ı1.2 ye ayarlandı. Bölüm 2.3.1’de anlatıldığı gibi 5-FU/DEL örneği içeren membran 8 mLpH 1,2 çözeltisinin içine yerleştirildi. 100 rpm 37°C’de 15-30-45-60-75-90-120-150 dakika boyunca örnekler diyalizlendi. Her aralığın sonunda diyaliz suyundan 400 µL örnek alınarak mikroplate okuyucuda 265 nm’de ölçüm alındı ve hacim kaybını önlemek için her adımda alınan örnek miktarı kadar pH 1,2 HCl çözeltisi ile ekleme yapıldı. Ölçümler 3 tekrarlı olarak gerçekleştirildi. Bu deney seti ile zaman bağımlı olarak DEL içinde hapsolan ilacın midedeki salınımının gözlemlenmesi amaçlanmıştır. Şekil 8:pH 1,2 tamponunda ilaç salımının gözlenmesi 2.4.3. pH 7,4 Tamponunda İlaç Salımı Bu aşamada pH 7,4 sodyum fosfat tamponu hazırlandı. Bölüm 2.3.1’de anlatıldığı gibi 5-FU/DEL örneği içeren membran 8 mLpH 7,4 sodyum fosfat tamponu içine yerleştirildi. Serbest ilaçla karşılaştırma yapabilmek için aynı miktar (1 mL) ilaç diyaliz membranının içine yerleştirildi ve aynı adımlar burada da uygulandı. 100 rpm 37°C’de 15-30-60-90-150-210-300 dakikaya ek olarak 24-27-31-36-39-43 saatlik ölçümler boyunca pH 7,4 sodyum fosfat tamponuna karşı diyalizlendi. Her aralığın sonunda diyaliz suyundan 400 µL örnek alınarak mikroplate okuyucuda 265 nm’de ölçüm alındı ve hacim kaybını önlemek için her adımda alınan örnek miktarı kadar pH7.4 sodyum fosfat tamponu hacim tamamlandı. Ölçümler 3 8 tekrarlı olarak gerçekleştirildi. Bu deney seti ile zaman bağımlı olarak serbest ve DEL içinde hapsolan ilacın ince bağırsaktaki (ilk 5 saat) ve kolondaki (5 saatten 43 saate kadar) salınımının gözlemlenmesi amaçlanmıştır. Ölçüm sonucunda elde edilen değerler standart grafiğine yerleştirilerek konsantrasyonlar belirlenmiştir. Belirlenen konsantrasyonlar Şekil 9’da gösterilen formüle yerleştirilerek elde edilen her bir değer kendinden önceki değerler ile toplanmıştır. pH 1,2 ve pH 7,4 için yapılan hesaplamalardan en yüksek değer %100 kabul edilmiş ve diğer değerler %100 kabul edilen değere göre rölatif olarak hesaplanmıştır. Serbest ilaç için stok ilacın konsantrasyonu ve ölçülen değerler, DEL içindeki ilaç miktarı için ise 1 mg DEL’in içindeki 5-FU konsantrasyonu( salım çalışması ile yapılan ölçümle aynı şekilde hesaplanmıştır.) ve salımdan elde edilen ölçümler baz alınarak hesaplama yapılmıştır. Şekil 9: İlaç salımı hesaplaması için kullanılan formül, Vt; değiştirilen çözelti miktarı(mL), Ci; n. dakikadaki ölçüm için n. dakikadan önceki ölçülen ilaç konsantrasyonlarının toplamı, Vo; diyaliz ortamının toplam hacmi (mL), Cn; n. dakikadaki ilaç konsantrasyonu, mD; 0. dakikada örneğin içinde bulunan toplam ilaç miktarı (µg/mL). Şekil 10: pH 7,4 tamponunda ilaç salımının gözlenmesi 3. BULGULAR 3.1. Modifiye Dellite Kil Mineralinin Karakterizayonu DEL ve 5FU/DEL kil örneklerine ait FTIR absorpsiyon spektrumu 400-4000 cm-1 aralığında alınmıştır. FTIR absorpsiyon spektrumu Şekil 11 de verilmiştir. Dellite, 3622 cm-1 de geniş bir tipik OH gerilim bandı vermektedir. Adsorplanan moleküler suya ait absorpsiyon bandı 1630 and 3400 cm-1 de görülmektedir. 1150 cm-1 de genişçe bir Si-O titreşim bandı bulunmaktadır. Dellite’a ait OH deformasyon bandı 915 cm-1 de ve de Si-O tireşiminden kaynaklanan absorpsiyon bandı ise 550 cm-1 de görülmektedir. 5FU ile modifikasyon işleminden sonra saf kile ait bandlara ek olarak 2900cm−1 civarında görülen iki küçük pik yapıdaki N-H ve C-H varlığını kanıtlamaktadır. Ayrıca buna ek olarak 1600 cm-1 de pikin 9 şiddetinin artması 5FU yapısındaki C=O karbonil grubunun kaynaklanmaktadır. Saf kile göre görülen bu absorpsiyon bandları saf kile modifikason işleminin başarıyla gerçekleştiğini göstermektedir. Del 5FU/Del 60 Geçirgenlik 50 40 30 20 10 0 4000 3500 3000 2500 2000 1500 1000 500 -1 Dalga Sayı ı (cm ) Şekil 11: Del ve 5FU/Del Mineraline ait FTIR Spektrumu. Del ve 5FU/Del mineraline ait N2 atmosferi altında alınan TGA termogramı Şekil 12verilmiştir. Dellite mineralinde yaklaşık 800°C de yapısındaki uçucu materyallerden dolayı toplamda % 9 kütle kaybı görülmüştür. Termogramda, 0-1100C de yapıdaki suyun (nemin) ayrılmasından kaynaklanan montmorillonitin kütlece ağırlığındaki azalma görülmektedir. 6000C den daha büyük sıcaklıklardaki kütle kaybının nedeni ise, yapıdaki hidroksillerin su olarak yapıdan ayrılmasından (dehidroksilasyon) kaynaklanmaktadır.Modifikayon işleminden sonra ise kütle kaybı %19 değerine yükselmiştir. Bu da saf kilin yapısındaki 5FU den kaynaklanmaktadır. FTIR analizine ek olarak TGAanalizindeki bu kütle kaybı artışımodifikasyonişlemini kanıtlamaktadır. Del 5FU/Del 100 Kütle Kaybı (%) 95 90 85 80 0 100 200 300 400 500 600 700 800 900 Sı o ı ( C) Şekil 12: Del ve 5FU/Del mineraline ait TGA Termogramı. Del ve 5FU/Del mineraline ait DTG termogramı Şekil 13’te verilmiştir. DTG analizi ile saf Del örneği ile modifikasyon işlemi sonrasındaki 5FU/Del örneğinin termal 10 kararlılıkları incelenmiştir. Bu karakterizayon işleminden sonra Dellite örneğinin bozunma sıcaklığı 650 oC olarak tespit edilirken, 5FU/Del örneğinin bozunma sıcaklığı 685 oC olarak bulunmuştur. Bu sonuçlardan modifikayon işlemi ile Dellite mineralinin termal kararlılığının arttığı görülmüştür. Kütle Degisimi (ug/min) 0,00 -0,03 -0,06 -0,09 -0,12 -0,15 Del 5FU/Del 100 200 300 400 500 600 700 800 900 Sıcaklı (oC) Şekil 13: Del ve 5FU/Del mineraline ait DTG Termogramı 3.2. 5-FU Standart Grafiği Bölüm 2.2’de anlatıldığı gibi hazırlanan 5-FU standart grafiğinden elde edilen denklem ile absorbansı ölçülen örneklerin 5-FU konsantrasyonları belirlenmiştir.Standart grafiğindeki R2 değeri grafiğin lineerliği hakkında bilgi verir. R2 değeri 1’e ne kadar yakınsa grafik o kadar lineerdir denir. Elde edilen grafikte R2 değeri 0,9996’dır. Standart grafiği hazırlanırken konsantrasyonlar µg/mL olarak verilmiştir. Absorbans (265 nm) 3 2,5 2 1,5 y = 0,0273x + 0,0122 R² = 0,9996 1 0,5 0 0 20 40 60 80 Konsantrasyon (µg/mL) Şekil14: 5-FU Standart Grafiği 11 100 120 Rölatif ilaç salımı (%) 3.3. pH 1,2’de İlaç Salımı 50 yılı aşkın süredir kolon kanseri tedavisinde intervenöz olarak uygulanan 5FU kullanılmaktadır. Diğer terapötik ilaç sınıflarında olduğu gibi, onkolojide oral formülasyonların geliştirilmesine odaklanılmıştır. Oral ilaç formülasyonları üzerine artan ilginin sebebi ise kullanımının kolay olması ve hastaların tedavilerinin daha kolay hale gelmesi, sağlık kuruluşlarını ziyaret etme sıklığını azaltmasıdır. Bu tedavi yöntemi aynı zamanda hastaların günlük yaşamını daha az kısıtlaması sebebiyle de önem arz etmektedir. Yapılan bir çalışmada kanser hastalarının intervenöz tedavi yerine oral tedaviyi tercih ettikleri ve bu tedavinin daha etkili olduğunu düşündükleri bulunmuştur. Oral yolla alınan ilaçlarda gastrointestinal kanalda ilacın stabilitesi ve gastrointestinal kanal tarafındanabsorplanan ilaç miktarı gibi parametreler ilacın biyoyararlanımının arttırılması ve uygun dozun belirlenmesi açısından incelenmelidir. Klinik denemelerde, oral olarak uygulaması mevcut olan kemoterapi ajanları giderek artış göstermektedir. Bunlar başlıca; merkaptopürinler, hidroksiüre, metotreksattır ancak yeni kemoterapi ajanlarının bulunması için bir çok araştırma devam etmektedir. Bir çok kanser ilacının oral kullanımı mümkün değildir. Bunun sebebi bu ilaçların midedeki asidik ortamda stabilizasyonlarını koruyamamaları ve farmasötik formülasyonlasyon oluşturmada zorluk çıkarmalarıdır. Bu gibi sorunlar ilacın çözünürlüğünü olumsuz etkileyebilir veya bu ilaçlar oral uygulamada yüksek toksisite gösterebilir. Gastrointestinal sistem, sahip olduğu doğal savunma mekanizmaları nedeniyle oral olarak uygulanan ilaçların biyoyararlanımını olumsuz etkileyebilir. Örneğin 5-FU gastrointestinal sistemde yüksek seviyede eksprese edilen dihidropirimidin dehidrogenaz enzimi tarafından hızlı bir şekilde degredasyona uğratılır. Yeni farmasötik formülasyonlara öncü olması amacıyla aynı zamanda 5-FU’in oral yolla alımını mümkün kılabilmek, degredasyona ve asidik ortama karşı stabilitesini arttırabilmek amacıyla ilaç DEL içine hapsedilmiş ve mide pH’ında ilacın DEL içinden salımı izlenmiştir. Salım denemesinde rölatif olarak hesaplanan değerler sonucunda ilacın %20’sinin mide pH’ında salındığı dolayısıyla büyük bir miktarının kil içinde hapsolduğu gözlenmiştir. Serbest ilacın oral yol ile alımı mümkün olmadığı için serbest ilaç ile karşılaştırma yapılması uygun bulunmamıştır. 120 100 80 60 40 20 0 0 0,5 1 1,5 2 2,5 3 Zaman(saat) Şekil15: DEL/5-FU’in pH 1,2’deki zamana bağımlı ilaç salımı 12 3.4. pH 7,4’de İlaç Salımı Kolon, kalın bağırsağın ana bölümünü oluşturur ve insan gastrointestinal(GIT) sisteminde ince bağırsağın hemen sonrasında konumlanmıştır. Yaklaşık 1,5 m uzunluğunda ve 7,5 cm çapında olup dört bölümden oluşur. Kolonun işlevi ince bağırsaktan geçtikten sonra geriye kalan ve sindirilmeyen gıdalardan suyu, tuzu ve bazı yağda çözünen vitaminleri absorplamak ayrıca katı atıkları vücuttan atmaktır. Bu yüzden homeostasisi sağlamak amacıyla oldukça önemli görevler üstlenir. Kolon kanseri tedavisinde en çok kullanılan yöntem, folinik asit (lökovorin) ile modüle edilen 5-fluorourasil'in intravenöz enjeksiyonudur. Oral uygulama için sadece birkaç oral yaklaşım önerilmektedir. Son zamanlarda, yan etkilerin azaltılmasıyla kombine etkili bir tedaviye olanak tanıyan, enzim bağımlı tablet tabanlı sistemler önerilmiştir. Bununla birlikte, GIT boyunca ilacın geçiş süresinin değişmesi nedeniyle, kolon spesifik matris tableti kolayca çözülmediğinde ilaç salınımı eksik olabilir ve tedavi yetersiz kalabilir. 5-FU’in kolon kanseri tedavisinde kontrollü salınımı için literatürde çalışılan bazı taşınım sistemleri mevcuttur. Biyobozunurpolimerikpartiküller; alginatboncuklar, polikaprolakton, kitosan, jelatin, poliakrilamid, dendrimerler aynı zamanda veziküler sistemler; lipozom ve niozomlar 5-FU’in kolon kanseri tedavisinde kullanılan ilaç taşınım sistemleridir. 5-FU terapisi iyileştirilebilir ve toksisitesi, hücrelerin bu ajana uzun süre maruz kalmasıyla ve tümörün olduğu bölgelerdeki anti kanser maddesinin spesifik birikimini kolaylaştırarak azaltılabilir. Üstelik, 5-FU, yararlılığını sınırlayan başka bir etken ise 10 dakika serum yarılanma ömrüne sahip olmasıdır. Bu sebepler doğrultusunda, 5-FU'nun terapötik etkisini en üst düzeye çıkarmak ve toksisiteyi en aza indirgemek için kontrollü salım sistemi olarak DEL seçilmiştir. Böylece GIT boyunca ilerlerken ilaç belirli miktarlarda salınacak ve toksik doza ulaşmadanspesifik olarak kolonda birikerek etkinlik gösterebilecektir. Şekil 16’da görüldüğü gibi ilacın pH 7,4’de salımı karakteristik bir eğri göstermektedir. 43 saatin sonunda serbest ilacın tamamı salınmış iken DEL içine hapsolmuş ilaçta sadece %20 salım görülmüştür. Bu sonuç doğrultusunda 5-FU’in kontrollü salınımının gerçekleştiği dolayısıyla hedefe ulaşıldığı görülmektedir. Rölatif İlaç Salımı (%) 120 100 80 5-FU 60 5-FU/DEL 40 20 0 0 10 20 30 40 50 Zaman(saat) Şekil 16: DEL/5-FU’in pH 7,4’deki zamana bağımlı ilaç salım grafiği 13 4. SONUÇLAR VE TARTIŞMA Kilin modifikasyonu işlemi sonrasında materyali karakterize etmek amacıyla yapılan analizler doğrultusunda. FTIR Spektrumu, TGA Termogramı ve DTG Termogramı incelendiğinde 5-FU’nun DEL içine başarılı bir şekilde hapsedildiği kanıtlanmıştır. DEL örneğinin bozunma sıcaklığı 650 oC olarak tespit edilirken, FLUORODEL’inbozunma sıcaklığı 685 oC olarak bulunmuştur yani ilaçla etkileşim sonucunda DEL’in termal stabilitesi artmıştır. Bu da materyale aynı zamanda yeni bir özellik kazandırmıştır. Bunun sonucunda FLUORODEL başarılı bir şekilde karakterize edilmiştir. Deneysel süreçte yeni oluşturulan materyalin karakterizasyonu oldukça önem arz etmektedir. Mide ve kolon pH’ında yapılan salım çalışmasının sonucunda midede 2,5 saatin sonunda ilacın %20’sinin salındığı gözlenmiştir. Asidik pH’larda 5-FU’nun stabilitesi çok düşük olması ve enzimler tarafından hızlıca parçalanması gibi nedenlerden dolayı FLUORODEL’indegredasyona karşı daha stabil olacağı öngörülmektedir. pH 7,4’de ise serbest ilaç ile karşılaştırıldığında 43 saatin sonunda ilacın %20 civarlarında salındığı dolayısıyla kontrollü salım sisteminin geliştirildiği görülmektedir. Böylece sentetik polimerler veya biyobozunur polimerler kullanmadan 5-FU ilacı için kil bazlı kontrollü salınım sistemi geliştirilmiştir. 5.ÖNERİLER Günümüzde yaygın olarak bulunan hastalıkların tedavisi için giderek doğal materyallere yönelim artmaktadır. Bu sebeple, 5-FU’nun oral yolla tedavisini mümkün kılmak, kontrollü salım sistemi geliştirmek aynı zamanda kilin doğal yapısından faydalanabilmek amacıyla FLUORODEL geliştirilmiştir. Bu projenin ileriki çalışmalara ve yeni ilaç formülasyonlarının geliştirilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. KAYNAKLAR 1. Azeez, A.A., Rhee, K.Y., Park, S.J., Hui, D. (2013), Epoxy clay nanocompositesprocessing, proterties and applications: A Review. Composites: Part B, 308-320. 2. Rodrigues, L.A.S,, Figueiras, A., Viega, F., Freitas, R.M., Nunes, L.C.C., Filho, E.C.S., Leite, C.M.S. (2013), The systems containing clays and clay minerals from modified drug release: A Review. Colloids and Surfaces B: Biointerfaces, 642-651 3. Kar, S. (2016), An Overview Of Recent Advances İn Application Of Some Inorganic Metarials-Biological And Technological Perspectives. Journal of Biotechnology& Biomaterials, 6:3 4. Kim, S.E., Cole, P.D., Cho, R.C., Ly, A., Ishiguro, L., Sohn, K.J., Croxford, R., Kamen, B.A., Kim, Y.I. (2013), γ- Glutamly hydrolase modulation and folate influence chemosensitivity of cancer cells to 5-fluluorouracil and methotrexate. British Journal of Cancer, 109,2175-2188 5. Wang, W.Y., Lui, H., Li, S.P., Li, X.D. (2016), Synthesis of methotrexatum intercalates zinc-aluminum-layered double hydroxides and corresponding cell studies. Applied Clay Science, 103-110 6. Kanser Danışmanlık, Giriş ve Ön Bilgiler ,Erişim Tarihi: 10 Aralık 2016, http://www.kanserdanismanlik.com/icerik/kategori/25 7. Academic Hospital, Tanı, Erişim Tarihi: 10 Aralık 2016, http://www.academichospital.com.tr/tr/e-saglik/kalin-bagirsak-kanseri/ 14 8. Türk İlaç Rehberi, Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri ile ilgili olabilecek ilaçlar, Erişim Tarihi: 15 Aralık 2016,https://www.ilacrehberi.com/h/kolon-rektum-bagirsak-kanseri/ 9. Medical Park Kanser Hastanesi, Kolon Kanseri, Erişim Tarihi: 17 Aralık 2016, http://www.kanserhastanesi.com.tr/kanser-turleri/kolon-kanseri/ 10. Mynet Haber, Kalın Bağırsak Kanseri tedavisi, Erişim Tarihi: 22 Aralık 2016, http://www.mynet.com/haber/saglik/kalin-bagirsak-kanseri-tedavisi895983-1 11. Genetiks, Fluorouracil (5-FU), Erişim Tarihi: 23 Aralık 2016, http://www.farmakogenetik.com/tr/fluorouracil-5-fu 12. T.C. Sağlık Bakanlığı, Kanser Daire Başkanlığı, Kanser Nedir?,Erişim Tarihi: 24 Aralık 2016, http://kanser.gov.tr/kanser/kanser-nedir/4-kansernedir.html 15