T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI KURDAKİ HAREKETLERİNİN SEKTÖREL İHRACAT PERFORMANSLARINA ETKİSİ- ÇEKİM MODELİ ANALİZİ Tezi Hazırlayan: Dr.Seda Meyveci Doğanay Tez Danışmanı: Doç. Dr. Fatma Taşkın Birim Amiri: Arzu Yılmaz TEZ JÜRİSİ KABUL VE ONAY SAYFASI Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Uzmanlık Tezi Programı çerçevesinde yürütülen bu çalışma, aşağıdaki jüri tarafından Uzmanlık Tezi olarak kabul edilmiştir. Tez Savunma Tarihi: …/…/2015 İsim – Soyisim: : Dr. Seda Meyveci Doğanay Bakanlığa Giriş Tarihi : 05/07/2012 Birimi : Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü Tez Danışmanı : Doç. Dr. Fatma Taşkın Tez Teslim Tarihi : 15/12/2015 Kelime Sayısı : 18159 TEŞEKKÜR ve KABUL Tezimi yazma süresince; her zaman bana eşsiz bilgisiyle ışık tutan, yardımlarıyla sonsuz destek olan Tez Danışmanım Doç. Dr. Fatma TAŞKIN’a; anlayışı ve yardımları için eski Genel Müdürüm Dr. Halil Bader ARSLAN’a ve Genel Müdür Yardımcısı Arzu YILMAZ’a, yardımları ve fikirleri için Daire Başkanı Devlet Selim PASLI ve Şube Müdürü Abdullah Emre AKEL’e, veri toplanması aşamasında birlikte çalıştığım Dış Ticaret Uzmanı Yasin UZUN’a ve Metehan ÜNAL’a, yardım ve desteği için Dış Ticaret Uzmanı Damla HACIİBRAHİMOĞLU’na ve tez çalışmamın ilk gününden beri yanımda bana destek olan Dış Ticaret Uzman Yardımcısı Duygu BEYOĞLU’na teşekkür ederim. Son olarak desteklerini hep üzerimde hissettiğim çok değerli aileme, eşime çok sevgili oğluma tüm anlayışları ve yardımları için teşekkür ederim. ii SİMGELER VE KISALTMALAR Kısaltma Açıklama AB : Avrupa Birliği ABD : Amerika Birleşik Devletleri ARDL : Oto Gecikmeli Model AR-GE : Araştırma ve Gelişme CEPII : Fransa Etüt ve Uluslararası Bilgi Merkezi CES : Sabit İkame Esnekliği DTÖ : Dünya Ticaret Örgütü ECM : Hata Düzeltme Modeli EKK : En Küçük Kareler FAO : Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü GİTES : Girdi Tedarik Stratejisi GSYH : Gayri Safi Yurtiçi Hasıla GTAP : Global Trade Analysis Project GTIP : Gümrük Tarife Cetveli ISIC : Uluslararası Standart Sanayi Sınıflaması ML : Marshall Lernel Koşulu ODTÜ : Orta Doğu Teknik Üniversitesi OECD : Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OKA :Orta Karadeniz Ajansı OSD : Otomobil Sanayicileri Derneği PPML : Basit Poisson Sözde En Çok Olabilirlik RDK : Reel Efektif Döviz Kuru iii TL : Türk Lirası TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu TRADEMAP : Uluslararası İş Geliştirme Ticaret İstatistikleri TİM : Türkiye İhracatçılar Merkezi VAR : Vektör Oto Regresoyon WDI : Dünya Gelişim Endeksleri Simge Açıklama β : beta 𝟅 : omega π : pi iv TABLO VE GRAFİKLER Tablo 1: Türkiye Verisi ile Döviz Kuru ile Dış Ticaret Arasındaki İlişkiyi İnceleyen Çalışmalar Tablo 2: Tahmin Edilecek Denklemdeki Kontrol Değişkenlerinin Katsayılarına Dair Beklentiler Tablo 3: Statik EKK Yöntemi Hesaplanan Model Sonuçları Tablo 4: PPML Yöntemi ile Hesaplanan Model Sonuçları Tablo-5: Sektör Esneklik Sonuçları- Dünya Ortalaması Tablo-6: Sektör Esneklik Sonuçları- Türkiye Tablo-7: Türkiye için Hesaplanan İmalat Sanayi Sektörü Esnekliklerinin Diğer Sektör Göstergeleri ile İlişkisi Tablo-8: Motorlu Taşıtlar Sektörü için Hesaplanan Esneklik Oranlarının Farklılıklarının Diğer Ülke Ekonomik Göstergeleri ile İlişkisi Grafik 1: J-Eğrisi Grafik 2: Dünya Ortalaması için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayıları Grafik 3: Türkiye için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayıları Grafik 4: Türkiye ve Dünya için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayılarının Karşılaştırması Grafik 5: Şeker Pancarı-Kamışı Dış Ticareti Grafik 6: Pamuk Dış Ticareti Grafik 7: Yağlı Tohumlar Dış Ticareti Grafik 8: Bitkisel Yağlar Dış Ticareti Grafik 9: Çiğ Süt Dış Ticareti Grafik 10: Motorlu Taşıtlar Dış Ticareti Grafik 11: Motorlu Taşıtlar Esneklik Katsayısı- Farklı Ülkeler Grafik 12: Tekstil, Hazır Giyim, Deri Ürünleri Dış Ticareti Grafik 13: Kimyasallar, Kauçuk, Plastik Dış Ticareti Grafik 14: Metalik Olmayan Mineral Ürünler Dış Ticareti v Grafik 15: Esneklik Değerlerinin GTAP Modeli ile Karşılaştırılması vi İÇİNDEKİLER SAYFA KAPAK KABUL VE ONAY SAYFASI TEŞEKKÜR ii SİMGELER VE KISALTMALAR iii TABLO VE GRAFİKLER v İÇİNDEKİLER vii ÖZET-ABSTRACT x - (xi) GİRİŞ LİTERATÜR TARAMASI 1.DÖVİZ KURU İLE DIŞ TİCARET ARASINDAKİ İLİŞKİ……..……………8 2. TÜRKİYE İÇİN YAPILAN AMPİRİK ÇALIŞMALAR…………………….14 GEREÇ ve YÖNTEMLER 1. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ………………………………………………....17 1.1 Kuramsal çerçeve………………………………………………...…………17 1.2 Ekonometrik Tahmin Yöntemi………………………………………….....19 2. ARAŞTIRMADA KULLANILAN VERİ SETİ………………………….……23 vii BULGULAR 1. STATİK ÇEKİM MODELİ SONUÇLARI……………………………………26 2. SIFIR TİCARET SORUNU…………………………………………………….30 3. SEKTÖR ESNEKLİK SONUÇLARI-DÜNYA ORTALAMASI…………….33 4. SEKTÖR ESNEKLİK SONUÇLARI-TÜRKİYE…………………………….35 TARTIŞMA ve KISITLAR 1. DÜNYA ORTALAMASI İÇİN HESAPLANAN SEKTÖR ESNEKLİK KATSAYILARINI DEĞERLENDİRİLMESİ……………………………...……38 2. TÜRKİYE İÇİN HESAPLANAN SEKTÖR ESNEKLİK KATSAYILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ…………………………………………………...…….41 3. DÜNYA-TÜRKİYE SEKTÖR ESNEKLİK KATSAYILARININ KARŞILAŞTIRILMASI……………………………………………………….….47 3.1 Şeker Kamışı ve Pancarı……………………………………………..……..50 3.2 Bitkisel Lif …………………………………………………………………..51 3.3 Yağlı Tohumlar ve Bitkisel Yağlar………………………………..……….53 3.4 Çiğ Süt……………………………………………………………………….55 3.5 Motorlu Araçlar Sektörü………………………………………….………..56 3.6 Tekstil, Hazır Giyim ve Deri Ürünleri Sektörü………………………..…..62 3.7 Kimyasallar, Kauçuk, Plastik Sanayi Sektörü……………………….……64 3.8 Metalik Olmayan Mineral Ürünler…………………………………….…..65 viii 4. HESAPLANAN ESNEKLİKLERİN GTAP MODELİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI……………………………………………………….….67 5. KISITLAR……………………………………………………………………….69 SONUÇ ve ÖNERİLER KAYNAKÇA EK-1: ANALİZDE KULLANILAN ÜLKELER EK-2: ANALİZDE KULLANILAN SEKTÖR DETAYLARI ÖZGEÇMİŞ ix ÖZET Literatürde ülke para birimlerindeki değişikliğin dış ticaret üzerine etkisini inceleyen pek çok ampirik çalışma bulunmaktadır. Fakat söz konusu çalışmaların birbiriyle çelişkili sonuçlar buldukları görülmektedir. Bu çalışmaların dış ticareti hem ülke toplamları hem de sektör toplamları olarak toplulaştırmaları nedeniyle sonuca ulaşamadıkları düşünülmektedir. Literatürdeki bu boşluğu doldurmak için bu çalışmada ilk defa döviz kurları ile dış ticaret arasındaki ilişki hem ikili ülke, hem de sektör detayında hazırlanan büyük bir veri setinin Çekim Modeli ile tahmin edilmesiyle incelenmektedir. Bu kapsamda çalışmanın literatüre ilk katkısının kullanılan detaylı veri seti olduğu düşünülmektedir. Nitekim bu veri seti ile birlikte çalışma sonucunda ülke para biriminde meydana gelen değişikliklerin ikili sektörel ihracat üzerinde istatistiksel olarak anlamlı negatif bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sektör özelinde yapılan analizlerle hem dünya ortalamaları için hem de Türkiye için kırılgan olan sektörler tespit edilmiştir. Sonuçlarda Türkiye ihracatının tüm sektörlerde dünya ortalamalarına göre kur hareketlerine karşı daha duyarlı olduğu bulunmuştır. Söz konusu kırılganlıkların azaltılması için firmaların türev ürünlerine farkındalığının arttırılması, Türkiye’nin rekabet gücünün arttırılması, Ar-Ge faaliyetlerine hız verilmesi, ticaretin daha çok çeşitli ülkeye ve daha çok çeşit mal ile yapılarak yaygın ticaretinin arttırılması, ürünlerde markalaşmanın sağlanması gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca Türkiye’de tarım ürünleri, tekstil, hazır giyim, kimyasallar ve metalik olmayan mineral ürünler sektörlerinin kırılganlığının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda, kırılganlıkları azaltmak için uygulanacak politikalarda sektörel ayrımların dikkate alınması ve bu sektörlere öncelik verilmesi gerektiği düşünülmektedir. x ABSTRACT In the literature, there have been numerous empirical studies examining the impact of currency depreciation on the trade balance. However, these studies find conflicting results. The reason behind these inconclusive results will be attributed to the aggeregation bias in both country and sectoral level. This study on the other hand tries to fill this gap by examining the relationship between exchange rate and trade balance through looking bilateral sectoral trade volume in a Gravity Model for the first time in the literature. Thus, the first contribution of this study is the usage of this extensive data set. According to the analysis depending on this data set, it can be concluded that there is a statically significant negative relationship between the value of domestic currency and the exports volume. In addition to this result, sector export’s fragility to the currency movements both for the world average and Turkey are identified for each sector. In all sectors it is found that Turkey's exports are more sensitive to exchange rate movements compared to the world average. Increasing the awareness of the firms to the derivative markets, increasing Turkey's competitiveness, acceleration of R&D activities, increasing trade activities in extensive margin both through country and good level, having a brand name are considered as the important policies to decrease these vulnerabilities. Also agricultural products, textiles, clothing, chemicals and the non-metallic mineral products have been found to be more fragile than the other sectors. Thus, for the policies implemented to reduce vulnerabilities should consider these sectoral breakdown, and it is thought that priority should be given to these sector. xi GİRİŞ Ülkelerinin para birimlerinde yaşanan hareketler dış ticaretlerini nasıl etkiler? Bu soru özellikle Bretton Woods sabit kur rejiminin yıkılmasıyla literatürde oldukça çok araştırılan bir konu olarak dikkat çekmektedir. Diğer yandan, Türkiye özelinde de özellikle son dönemde kurlarda yaşanan sert hareketler dikkate alındığında, Ekonomi Bakanlığı’nın görev alanı kapsamında kurdaki mevcut hareketlerin Türkiye’nin dış ticareti üzerine etkisinin tespiti son derece önemli görülmektedir. Ekonomi yazınında tüm makroekonomi kitaplarında, bir ülkenin para biriminde yaşanan değer kaybı neticesinde yabancı ülkelere göre o ülkenin malların ucuzlaması beklenirken, artık daha ucuz olan ülke ihracatının artması, diğer taraftan artık daha pahalı olan yabancı ülkelerinin mallarına olan talebin yani o ülkenin ithalatının ise azalması beklenmektedir. Literatürde bu konuda yapılan bir çok ampirik çalışma bulunmasına rağmen söz konusu çalışmaların net bir sonuca ulaşamadığı görülmektedir1. Diğer yandan bu tez ile ampirik literatürde yaşanan bu boşluğun doldurulması planlanmaktadır. Literatürde bu alanda yapılan çalışmalarda dikkat çeken ticaret rakamlarının toplanması kaynaklı iki önemli problem bulunmaktadır. Öncelikle geçmişte yapılan pek çok çalışma ülkelerin toplam ticaret rakamları ile para birimleri arasındaki ilişkiyi incelemiş ve söz konusu çalışmalar dış ticaret ile kurlar arasındaki ilişkiyi net bir şekilde ortaya koyamamıştır. Nitekim para birimlerinde yaşanan değişikliklerin ticaret üzerine etkisinde sektörel farklılıkların yaşanması mümkün gözükürken, tüm sektörlerin toplanarak söz konusu ilişkinin araştırılması sonuçlar üzerinde oldukça etkili olmuştur. Örneğin, para birimlerinde yaşanan değer kayıpları neticesinde bir sektörün ihracatında ciddi azalmalar yaşanırken, diğer sektörün etkilenmediği, ihracatını arttırmaya devam ettiği bir ortamda toplam ticaret rakamlarının değişmediği görülebilir. Dolayısıyla toplam ticaret rakamlarıyla yapılan analizlerde söz konusu kur 1 Daha detaylı bilgi almak için çalışmanın literatür tarama kısmı incelenebilir. 1 artışlarından olumsuz etkilenen sektörlerin analiz edilmesi mümkün gözükmemektedir. Diğer yandan, yakın dönemde literatürdeki çalışmaların sektörel veriler ile söz konusu ilişkinin incelenmesi yönüne kaydığı görülmektedir. Bu çalışmalar toplam ihracat veya ithalat rakamları yerine daha detaylı olan sektör verilerini kullandığı için bir önceki literatürün aksine daha anlamlı katsayılar bulmakla beraber bu çalışmaların da talep taraflı tüm ülkelere olan ihacatı dikkate alarak tek yönlü denklemler kullanıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bu çalışmalar toplam ihracatı sektörlere ayırarak detaylandırsa da o sektörde tüm ülkelere yapılan toplam ihracat rakamları ile analiz edildiği için yine toplamadan kaynaklı yanlı sonuçlara ulaşmıştır. Son zamanlarda ise literatürde ikili ve sektör bazında ülke analizleri bulunmakla beraber bu çalışmalarda ise sadece iki ülke arasındaki ticaretin ya da sınırlı sayıda ülke içeren bir grup arasındaki ticaretin incelendiği görülmektedir. Litaratürde yapılan bu hataların tespiti ile beraber bu çalışmanın literatüre en büyük katkısı kur hareketlerinin toplam ihracat üzerine etkisini incelemek yerine kur hareketlerinin sektörel ikili ihracat rakamları üzerine etkisinin oldukça farklı ülke verisinin derlenmesi ile incelemesidir. Çalışmada pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeden oluşan 50 farklı ülke verisi ile söz konusu ilişki araştırılmaktadır. Bu kapsamda öncelikle her ülkenin karşılıklı diğer ülkeler ile yaptığı ihracat 6’lı mal bazında GTIP sektörleri için TRADEMAP veri setinden toplanmış ve çalışmada söz konusu sektörlerin düzenlenmesi ile oluşturulan oldukça büyük bir veri seti kullanılmıştır. Böylelikle literatürde ampirik olarak ispatlanamamış olan kur-dış ticaret ilişkisinin hem sektörel hem de ikili ülke grupları ile detaylandırılmış bir veri ile incelendiğinde ortaya konulabileceğini ispatlamıştır. Nitekim, para birimlerinde yaşanan değişikliklerin ticaret üzerine etkisinde sektörel ve ülkesel farklılıkların yaşanması mümkün gözükürken, tüm sektörlerin ve ülkelerin toplanarak söz konusu ilişkinin araştırılması literatürde bu alanda yapılan oldukça çok 2 çalışma olmasına rağmen net bir sonucun ampirik olarak ortaya konulamamasında büyük rol oynamaktadır. Fakat bu çalışma, literatürde ilk defa toplam ticaret rakamları yerine hem sektörel ticaret verilerini hem de ikili ülke gruplarını dikkate alarak kur ile ticaret ilişkisini incelemektedir. Verilerin detaylandırılması sonucunda çalışmada para birimlerindeki değer kayıplarının ihracat üzerine istatistiksel olarak anlamlı negatif bir etkisinin olduğu ispatlanmaktadır. Söz konusu tespit literatürdeki önemli bir boşluğu doldurduğu için çalışmanın birinci ve en önemli katkısı olarak düşünülmektedir. Bu kapsamda, çalışmada kur hareketlerinin sektörel ikili ihracat performansı üzerinde yarattığı etkiyi tespit edebilmek için Çekim Modeli kullanılmıştır. Bu model, literatüre Tinbergen (1962) tarafından kazandırılmıştır. Bu kuramsal çerçeveye göre, ikili ülke ticaretleri pozitif olarak her iki ülkenin ekonomik büyüklüklerinden (GSYİH) ve negatif olarak iki ülke arasındaki mesafeden etkilenmektedir. Basit modelin ötesinde nüfus (veya kişi başına gelir), komşuluk, ortak dil, sömürgeci bağlar, sınır etkisi ve benzeri kontrol değişkenlerini de dâhil eden genişletilmiş modeller literatürde tartışılmaktadır. Bu tezde söz konusu değişkenlere ek olarak ülkelerin reel para birimlerinin diğer ülkenin reel para birimine oranı yeni bir değişken olarak Çekim Modeline eklenmiş; ilgili katsayıların anlamlılığı ve sektörler için büyüklüğü farklı teknikler ile tahmin edilmiştir. Sektörel veri ile çalışmak, sektörlerin toplulaştırılması neticesinde kur-dış ticaret ilişkisinin istatistiksel olarak hesaplanmasının önüne geçmesi yanında mevcut sektörel farklılıkların tespiti ve kur hareketlerine daha duyarlı olan sektörlerin belirlenmesinin tezin katkılarından bir diğeri olduğu düşünülmektedir. Çalışmada sektörlerin kur hareketlerinden ne ölçüde etkilendikleri hem dünya ortalaması için hem de Türkiye özelinde tespit edilmiştir. Sektörler için hesaplanan katsayılar incelendiğinde söz konusu katsayıların bazı sektörler için negatif bazı sektörler için ise pozitif hesaplandığı görülmektedir. Ülke para biriminde yaşanan değer kazançları o ülkenin rekabet gücünü azaltarak ihracatının azalmasına neden olacağı bilinmektedir. Dolayısıyla çalışmada kur etkisini gösteren katsayı için hesaplanan değerin negatif olması beklenmektedir. Fakat analizde negatif ve istatistiksel olarak anlamlı sektörler 3 yanında bazı sektörler için pozitif katsayılar, bazı sektörler için ise istatistiksel olarak anlamsız katsayılar hesaplanmıştır. Bunun altında yatan neden şöyle açıklanabilir: öncelikle ülke para biriminin değer kazandığı durumda ihracatının düşmesi altında o ülkenin sattığı malın diğer ülkelere göre pahalılaşması ve o ülkenin rekabet gücünün zayıflaması yatmaktadır. Diğer taraftan, ülkede üretilen malın pahalılaşması yanında, eğer bu malın üretiminde kullanılan girdiler ithal ediliyorsa, para birimindeki değer kazancı söz konusu ithal edilen girdilerin maliyetleri azaltarak ülkenin o mal için üretimini ve rekabet gücünü destekleyerek ihracatını arttırabilir. Dolayısıyla, para birimlerinin değeri ile ihracat arasındaki ilişki üzerinde birbiri ile ters yönde etkileşen faktörler bulunmaktadır2. Üretimde özellikle ara malı ithalatına dayanan sektörlerde bu iki faktörden hangisinin etkisi daha büyük olursa ihracatın o yönde etkilendiği ya da bu etkilerin birbirini zayıflatması ile ihracat üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkinin tespit edilemediği görülmektedir. Tüm bu bilgiler ışığında, hesaplanan katsayılar incelendiğinde dünya genelinde kur hareketlerinin sektörel ihracat üzerine etkisinin sektörler için farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Ayrıca pek çok tarım ve hayvancılık ana başlığı için para birimindeki değer kazançlarının ihracata etkisi pozitif ve istatistiksel olarak anlamsız hesaplanırken, imalat sektörü için katsayıların beklentimize paralel negatif ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir. Diğer yandan motorlu taşıtlar gibi tedarik zincirinde önemli bir yeri olan ve ithal girdiler ile üretim yapan sektörler için pozitif ve anlamsız katsayılar hesaplanmıştır. Türkiye özelinde hesaplanan TL’deki hareketlerin de ihracat üzerindeki etkisinin sektörel farklıklar gösterdiği tespit edilmiştir. Dünya ortalamalarında izlenen tarım ve hayvancılık grubu için hesaplanan pozitif katsayılar ile imalat sanayi için hesaplanan negatif katsayılar yorumunun Türkiye özelinde hesaplanan katsayılar Ticarete konu olan malın fiyatının belirleyicileri girdilerin maliyetleri ve yaratılan katma değer ile ölçülebilir. Bu çalışmada özellikle girdilerin ithal veya yurtiçi üretimle sağlanmasının maliyetler ve parallelinde fiyatlar üzerindeki etkisi tartışılmaktadır. Ayrıca sektörlerdeki katma değerin de sonuçlar üzerindeki etkili olabileceği düşünülmektedir. 2 4 değerlendirildiğinde benzer bir tablo çizmektedir. Yalnız, dünya ortalamalarında farklı olarak Türkiye özelinde belli tarım ürünlerinin TL’deki değer kazançlarına oldukça duyarlı olduğu tespit edilmiştir. Bu sektörler şeker kamışı ve pancarı, bitkisel lif, yağlı tohumlar, çiğ süt ve bitkisel yağlar olarak sıralanabilir. Hayvancılık sektörünün ise TL’deki değer kazançlarından ihracat performansını arttırarak etkilendiği hesaplanmıştır. Bu sonucun altında ithal edilen yem ve yem hammaddesinin oynadığı düşünülmektedir. İmalat sanayi içinde yer alan sektörler arasından ise tekstil, hazır giyim, deri ürünleri, kimyasallar ve metalik olmayan mineral ürünler gruplarının kur hareketlerine karşı en duyarlı olan sektörler olduğu bulunmuştur. Bu sektörler dışından otomobil gibi girdi ithalatına bağımlı sektörlerin ihracatı üzerinde kur etkisinin anlamsız olduğu tespit edilmiştir. Türkiye imalat sanayi için hesaplanan katsayıları daha detaylı incelemek için sektör özellikleri ile hesaplanan katsayılar arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu analiz ile sektör yoğunlaşma oranlarının istatistiksel olarak anlamlı ve TL’deki hareketlerin ihracat üzerindeki etkisi gösteren katsayı ile negatif ilişkili olduğu bulunmuştur. Bu durum, sektörlerin daha büyük firmalarla temsil edildiği durumda bu sektör ihracatının kur hareketlerine karşı daha az duyarlı olduğuna işaret etmektedir. Bu sonuç altında, Türkiye’de henüz düşünülmektedir. çok fazla kullanılmayan Firmaların büyüklüğü ile türev ürünlerin rol finansal piyasalara oynadığı erişiminin kolaylaşması, bu firmaların TL’deki hareketlere karşı türev ürünler yardımıyla kendilerini güvene almış olmalarını yansıtmaktadır. Bu nedenle yoğunlaşma oranlarının yüksek olduğu sektörlerde kur hareketlerinin ihracat üzerindeki etkisinin zayıf olduğu sonucuna ulaşıldığı düşünülmektedir. Dünya ile Türkiye sonuçlarının ayrı olarak karşılaştırılması ise çalışmanın diğer önemli bir sonucuna ışık tutmaktadır. Dünya ile Türkiye sonuçları karşılaştırıldığında, Türkiye’nin ihracatının TL’deki hareketler karşısında nasıl etkileneceğini gösteren Türkiye özelinde hesaplanan katsayıların dünya ortalamalarının oldukça üzerinde olduğu görülmektedir. Bu sonucun da bir önceki gibi finansal piyasaların derinliği ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Türkiye’de firmaların finansal türev enstrümanlara 5 ulaşmasının daha zor olması ve bu nedenle kur hareketleri karşısında kendilerini güvene almalarının daha zor olması nedeniyle kur hareketlerine karşı daha duyarlı olduğu düşünülmektedir. Tüm bu sonuçlar ışığında TL’deki değer kazançları karşısında firmaların rekabet gücünü ve ihracat performansını korumak için Ekonomi Bakanlığı olarak firmaların finansal piyasalardaki türev ürünlere farkındalığının arttırılması ve bu ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması için adımlar atılması gerektiği düşünülmektedir. Türkiye’de TL’nin değer kazançları neticesinde pek çok sektörde ihracat performansının dünya ortalamasının üzerinde etkilendiği sonucu karşısında ayrıca önerilecek politikalar: Türkiye’nin küresel piyasalardaki rekabet gücünün arttırılması, inovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi, üretimde yer alan ithal girdilerin yurtiçi üretimle sağlanması, yaygın ihracatın hem mal hem ürün yolu ile arttırılması, ihracatı yapılan malın bir marka değerinin olmasının sağlanması olarak sıralanabilir. Ayrıca, Ekonomi Bakanlığı olarak sektör farklılıklarının dikkat alınması ve daha kırılgan sektörlere öncelik verilmesi gerektiği düşünülmektedir Çalışma ayrıca Bakanlığımız görev alanı içinde yer alan dış ticaret politikalarının dünya ekonomisine ve Türkiye ekonomisine olan etkisini incelemek için sıklıkla kullanılan GTAP genel denge modeline yapılan en büyük eleştirilerinden birine de ışık tutmaktadır. Yerli ve yabancı ürünler arasındaki ikame esnekliği Armington esnekliği olarak adlandırılmaktadır. Ancak literatürde Armington esnekliğinin büyüklüğüne dair önemli çelişkiler bulunmaktadır. Dış ticaret politikalarının nicel etkilerini incelemek için kullanılan genel denge modellerinin gerektirdiği Armington esnekliği GTAP modelinde her ülke için aynı ve sabit kabul edilmektedir. GTAP modellinde analizlerde uygulanan ticaret politikasının fiyatlara nasıl yansıyacağı dikkate alınırken, bu fiyatlardaki değişimin diğer makroekonomik değişkenler üzerindeki etkisi hesaplanmaktadır. Dolayısıyla ticaret politikası ile değişen dünyaya ait sonuçlar ticaret politikasının kapsamı kadar model içinde sabit olan fiyat esnekliklerine de bağlıdır. Armington esneklik büyüklüklerinin sonuçlar üzerinde etkili olduğu bilgisi ışığında 6 modelde kalibrasyonlarla elde edilen ve her ülke için sabit kabul edilen değerlere bağlı sonuçların yanlı olabileceği literatürde oldukça tartışılmaktadır. Detaylı bir veri seti ile yapılan analiz sonucunda, hesaplanan reel kur değişikliklerinin yani yurtiçi fiyatlarının yurtdışında üretilen fiyatlara oranının yabancıların yurtiçi üretime olan talebine yani ihracata olan etkisini gösteren hesaplanacak katsayılar Armington esnekliği olarak değerlendirilebilecekken, çalışmamızın son kısmında hesaplanan bu katsayılar GTAP modeli ile karşılaştırılmıştır. Öncelikle hesaplanan katsayıların dünya ile Türkiye özelinde oldukça farklılaşması Armington esnekliğini her ülke için sabit kabul eden GTAP modellerine yapılan eleştirileri desteklemektedir. GTAP modeli içinde yer alan Armington esnekliklerinin pek çok sektör için dünya ortalaması ile Türkiye özelinde hesaplanan katsayılar arasında yer aldığı dikkat çekmektedir. Dolayısıyla GTAP modeli kullanılarak yapılan analizlerde Türkiye için hesaplanan değerlerin aşağı yönlü sapmalı olabileceği, dünya ortalaması için hesaplanırken yukarı yönlü sapmalı olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle, çalışmanın bir diğer önemli önerisi bundan sonraki ticaret politikalarının nicel etkilerinin araştırıldığı projelerde kullanılmak üzere bu çalışmada hesaplanan esneklik değerlerini dikkate alan Türkiye için özel olarak tasarlanmış bir genel denge modelinin geliştirilmesinin önemine işaret etmektedir. Bu sayede, Bakanlığımız çalışmalarının zenginleştirilebileceği düşünülmektedir. Bu kapsamda çalışmada öncelikle dış ticaret ile kur arasındaki ilişkiyi inceleyen literatür “Literatür Taraması” bölümünde özetlenecektir. “Gereç ve Yöntemler” bölümünde araştırmanın yöntemi ve hipotezleri açıklanmaktadır. “Bulgular” bölümünde tahmin edilen model sonuçları özetlenmekte, “Tartışma ve Kısıtlar” bölümünde ise model sonuçlarının sektörler üzerindeki etkileri ayrıntılı olarak tartışılmaktadır. Sonuç bölümünde genel bir değerlendirmenin yanı sıra çalışmayı geliştirmeye ve zenginleştirmeye yönelik önerilere de yer verilmiştir. 7 LİTERATÜR TARAMASI Bu bölümde çalışmanın özgün değerinin anlaşılması için literatürdeki döviz kuru ile dış ticaret dengesi arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar zaman sıralamasına göre incelencektir. Ardından Türkiye verileri ile söz konusu ilişkinin yönünü inceleyen çalışmalar özetlenerek Türkiye özelinde ampirik sonuçlar değerlendirilecektir. 1. DÖVİZ KURU İLE DIŞ TİCARET ARASINDAKİ İLİŞKİ Kurlar ile ticaret dengesi arasındaki ilişki uluslararası iktisat yazınında tartışılan önemli konulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle dünyada dalgalı kur rejiminin başlamasıyla birlikte, literatürde pek çok çalışma ülke para birimlerinde meydana gelen değişikliklerin dış ticaret üzerine etkisini araştırmıştır. Literatürde bu konuda yapılan oldukça fazla çalışma bulunmasına rağmen söz konusu çalışmaların sonuçlarının birbiri ile çeliştiği dikkat çekmektedir. Kurlar ile ticaret dengesi arasındaki ilişkiyi inceleyen ilk çalışmalara bakıldığında, mevcut ilişkinin dış ticaret ile kur oynaklığı arasında incelendiği görülmektedir. Sabit kur rejiminin sona ermesiyle para piyasalarında para birimlerinin değeri değişkenlik göstermeye başlarken, artan oynaklık ile dış ticaret arasındaki ilişki iktisat yazınında hem teorik hem de ampirik olarak oldukça çok araştırılmıştır. Literatürde bu alanda yapılan oldukça çok çalışma bulunmakla birlikte bu çalışmalarının hem teorik açıdan hem de ampirik açıdan kurda yaşanan değişkenliğin ticaret üzerindeki etkisine net bir cevap getiremediği görülmektedir. Söz konusu bulgu literatürde bu çalışmaları özetleyen McKenzie (1999), Taglioni(2002), Bahmani-Oskooee ve Hegerty (2010), Ozturk (2006), Corig ve Pugh (2010) and Auboin ve Ruta (2013) çalışmalarında net bir şekilde ifade edilmektedir. 8 2000’li yıllara gelinmesiyle birlikte literatürdeki çalışmalarının odak noktasının kur oynaklığından, para birimlerinin kendi seviyelerinde meydana gelen değişikliklere kaydığı görülmektedir. Ülke para biriminin değer kaybetmesi sonucunda yurtiçinde üretilen mallar yurtdışında üretilen mallara kıyasla ucuzlar ve dolayısıyla yurtçinde üretilen mallara yönelik yurtdışı talebi artar. Diğer taraftan, yurtdışında üretilen mallar yurtiçinde üretilen mallara kıyasla pahalılaşır ve yurtdışında üretilen mallara olan yurtiçi talebi azalır. Dolayısıyla para biriminin değer kaybetmesi ile ihracatın artması, ithalatın ise azalması ve dış ticaret dengesinin ise toparlanması beklenmektedir. Fakat literatürde ampirik olarak bu ilişkinin ispatlanamadığı; bu etkilerinin görülebilmesi için ekonomilerin bir takım özelliklere sahip olması gerektiği tartışılmaktadır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar incelendiğinde çalışmaların odağının ilk olarak Marshall-Lerner (ML) koşuluna kaydığı görülmektedir. ML koşulu para birimlerindeki değer kayıplarının net ihracatı arttırması için ithalat talebinin fiyat esnekliği ile ihracat talebinin fiyat esnekliği toplamının birden büyük olması gerektiğini savunmaktadır. Literatürde ML koşulunu ampirik olarak araştıran pek çok çalışma bulunmaktadır. Bahmani-Oskooee ve Niroomand (1998) ve BahmaniOskooee ve Kara (2005) literatürde kullanılan son dönem ileri teknikleri kullanan çalışmalar olarak dikkat çekmektedir. Söz konusu çalışmalar ampirik olarak ML koşulunun sağlanmadığını diğer bir ifadeyle dış ticaret dengesinin ML koşulu sağlandığında bile para birimlerinde yaşanan değer kayıpları sonucunda bozulmaya devam ettiği sonucuna ulaşmışlardır. Diğer yandan para birimlerinde meydana gelen bozulmanın dış ticaret dengesini anında arttırması söz konusu değildir. Nitekim para biriminde meyadana gelen değer kaybı ile döviz kuru yükselince, diğer bir ifadeyle yurtdışında üretilen mallar yurtiçinde üretilen mallara göre pahalılaşınca, yurtiçindeki alıcıların harcamalarını yurtdışında üretilen mallardan yurtiçinde üretilen mallara kaydırmaları beklenmektedir fakat bu değişikliği gerçekleşmesi zaman alacaktır. Benzer şekilde ülke para biriminin değer kaybetmesi ile yükselen döviz kuruna bağlı olarak yurtiçinde üretilen mallar yurtdışında üretilen mallara kıyasla ucuzlayınca, yurtdışındaki 9 alıcıların harcamalarını kendi ülkelerinde üretilen mallardan fiyatı düşen ithal mallara kaydırmaları da zaman alacaktır. Dolayısıyla, para birimlerinde meydana gelen değişikliğin dış ticaret dengesi üzerindeki ilk etkisi ithalatı pahalılaştıracağı için olumsuz olacaktır. Ancak zamanla tüketicilerin fiyat değişikliklerini tüketim alışkanlıklarına yansıtmaları ile dış ticaret dengesinin artması beklenebilir. Söz konusu döviz kuru ile dış ticaret dengesi arasındaki ilişki zaman boyutu ile grafiksel olarak aşağıdaki Grafik-1’de incelenmektedir. Grafik-1’de para biriminin değer kaybetmesi ile dış ticaret dengesi arasındaki ilişki J harfine benzediği düşündüğünden J-eğrisi olarak adlandırılmaktadır. Grafik-1: J-Eğrisi . Bu kapsamda literatürdeki çalışmaların odağının, ML koşulunun sağlanmamasının ardından, J-eğrisine kaydığı görülmektedir. Bu konuda da literatürde pek çok hem teorik hem de ampirik çalışma bulunmasına rağmen iki yeni söz konusu geniş literatürü derinlemesine inceleyen Bahmani-Oskooee ve Ratha (2004) and BahmaniOskooee ve Hegerty (2010) çalışmalarında, J-eğrisi ile ilgili ampirik sonuçların da güçsüz olduğunu sonucuna ulaşılmıştır. ML ve J-eğrisi ile ilgili ampirik çalışmaların sonuçsuz kalmasının ardından, son dönemdeki çalışmalarda para birimlerinde meydana gelen değişikliklerin ihracat 10 büyümesi üzerine etkisi araştırılmaktadır. Bu çalışmalar seçilen ülke kapsamında birbirinden farklılaşırken, Fang v.d. (2006) döviz kurunda meydana gelen değişikliğin ihracat büyümesi üzerindeki etkisini Asya ülkeleri için, Bernard ve Jensen (2004) ABD için, Arslan ve van Wijnbergen (1993) Türkiye için incelemiştir. Ayrıca son dönemde bazı çalışmalarda döviz kurunun denge döviz kurundan farklılaşmasının dış ticaret üzerine etkisinin incelendiği görülmektedir. Bu çalışmalar denge döviz kuru tanımlarının farklılaşması ile birbirinden ayrılırken, bu çalışmalar içinde dikkat çeken Freund ve Pierola (2012), Haddad ve Pancaro (2010), Nicita (2012) sonuçlarında para birimindeki değer kaybının ihracat üzerindeki olumlu etkisinin ülke karakterlerine göre farklılaşabileceğini vurgulamaktadırlar. Son olarak döviz kuru ile büyüme arasındaki ilişkiyi inceleyen literatürde de döviz kurlarında meydana gelen değişikliklerin ticaret yoluyla büyüme üzerindeki etkisine değinilmektedir (Rodrik, 2008; Di Nino v.d., 2011). Yukarıda özetlendiği gibi literatürde toplulaştırılmış ihracat verileri ile yapılan çalışmaların ihracat ile döviz kurları arasındaki ilişkiyi net bir şekilde ortaya koyamamasının ardından, son dönemde çalışmaların odağının detaylandırılmış ihracat verileri ile kurlar arasındaki ilişkiye kaydığı ve McKenzie (1999) ve BahmaniOskooee ve Hegerty (2007)’de belirtildiği gibi verilerin bu şekilde detaylandırılmasının çalışmaların sonuçlarına olumlu olarak yansıdığı görülmektedir. Literatürde ticaret verilerinin detaylandırılmasının ilk olarak ikili ülke bazında yapıldığı görülmektedir. İkili ülkeler olarak döviz kurları ile ticaret performansları arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar başlıca ele aldıkları ülkeler, kullandıkları model ve yıl kapsamı bakımından birbirinden ayrılmaktadır. Bu çalışmalar arasından Rose ve Yelen (1989) ABD ve 6 büyük ticaret ortağını, Marwah ve Klein (1996) ABD ve Kanada’nın beş büyük ticaret ortağını, Arora v.d. (2003) Hindistan ve 7 büyük ticaret ortağını ve Bahmani-Oskooee ve Ratha (2004) ABD ve 14 büyük ticaret ortağı arasındaki ticareti, Bauma ve Caglayan (2010) 13 gelişmiş ülkenin ikili karşılıklı verisi için incelemiş ve ikili ülke çeşitliliğinin sonuçları değiştirebileceğini göstermiştir. 11 İkinci çeşit çalışmalar olarak bilinen bu çalışmalarda Bahmani-Oskooee ve Ardalani (2006) çalışmasında belirtildiği gibi ülke grupları ayrıştırılırken yine sektörlerin toplulaştırılmasından doğan sorunlar çıkmaktadır. Söz konusu toplulaştırma sorununu çözmek için çalışmaların mal bazında ya da sektör bazında ülke grupları için döviz kuru ile ticaret arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu çalışmalarda dikkat çeken sorunun ise mal ya da sektör bazında ticaret verisini ayrıştırırken, analizlerin sadece ikili ülke grubu halinde o ülke özelinde yapıldığı görülmektedir. Örneğin, Doroodian v.d. (1999) sadece ABD’nin tarım ve sanayi sektörünü, Bahmani-Oskooee ve Wang (2008) sadece Çin sanayi sektörünü, Yazici ve Islam (2011) Türkiye ile AB arasındaki 21 ayrı mal için, Bahmani-Oskooee ve Satawatananon (2010) ABD ve Tayland arasındaki mal bazlı ticaret için, BahmaniOskooee ve Xi (2012) Çin ile Almanya arassındaki, Bahmani-Oskooee ve Harvey (2012) ABD ile Malezya arasındaki, Bahmani-Oskooee v.d. (2012) Kanada ile Meksika arasındaki sanayi sektörü için, Bahmani-Oskooee ve Xu (2013a) ABD ve Meksika arasındaki mal bazlı ticaret verileri için, Bahmani-Oskooee v.d. (2013a) ABD ve Fransa arasındaki 118 sanayi sektörü için, Bahmani-Oskooee ve Hajilee, (2013) ABD ve Almanya arasındaki mal bazlı ticaret verileri için, Bahmani-Oskooee v.d. (2013b) ABD ve Hong Kong arasındaki sanayi sektörü için, Bahmani-Oskooee ve Xu (2013b) Japonya Çin arasındaki mal bazlı ticaret için, Bahmani-Oskooee ve Hosny (2013) Mısır ile ABD arasındaki mal bazlı ticaret rakamları için, Baek (2013) Kore ve Japonya arasındaki mal bazlı ticaret rakamları için, Bahmani-Oskooee ve Zhang (2014a) Çin ile ABD arasındaki mal bazlı ticaret için, Bahmani-Oskooee v.d. (2014a) Brezilya ile ABD arasındaki mal bazlı ticaret için, Bahmani-Oskooee v.d. (2014b) ABD ile Şili arasındaki sanayi sektörü ticaret verileri için, Bahmani-Oskooee ve Zhang, (2014b) Kore ve tüm dünya ülkeleri arasındaki mal bazlı ticaret verileri için, Bahmani-Oskooee v.d. (2014c) ABD ile İspanya arasındaki mal bazlı ticaret verileri için, Bahmani-Oskooee v.d. (2014d) Azerbaycan’ın sanayi sektör verileri için, Bahmani-Oskooee ve Harvey (2015) ABD ile Singapur arasındaki mal bazındaki ihracat için, Bahmani-Oskooee v.d. (2015) ABD ile Endonezya arasındaki mal bazlı ticaret için, Bahmani-Oskooee ve Hosny (2015) AB ve Mısır arasındali mal bazlı 12 ticaret için, Bahmani-Oskooee v.d. (2015a) Japonya ve Tayland arasındaki sanayi sektörleri için Xi (2015) ABD ile Brezilya arasındaki mal bazlı ticaret için, BahmaniOskooee v.d. (2015b) ABD ile İtalya arasındaki mal bazlı ticaret için, BahmaniOskooee ve Baek (2015) Kore ve ABD arasındaki mal bazlı ticaret için, BahmaniOskooee ve Harvey (2015) ABD ile Singapur arasındaki mal bazlı ticaret için, Devadoss v.d. (2014) ABD ve Çin arasındaki tarım sektörü için kurdaki hareketlerin etkisini incelemiştir. Diğer yandan döviz kuru ile ticaret arasındaki ilişki son dönemde firma bazında da araştırılmaktadır. Berman v.d.(2012) Fransa için, Chatterjee v.d. (2012) Çin için, Tang and Zhang (2012) ise Brezilya için firmaların ülke para birimlerinde meydana gelen değişikliklere nasıl tepki verdiğini araştırmıştır. Sonuçta, büyük ölçekli ve küçük ölçekli firmaların döviz kurundaki hareketlere farklı tepki verdikleri büyük firmaların kurdaki değişiklikleri karlılıklarına yansıttığı, küçük firmaların ise ithalat fiyatlarına yansıttları ve büyük ölçekli firmaların toplam ihracat büyüklüğünde daha yüksek bir paya sahip oldukları için kur ile ticaret arasındaki ilişkide daha fazla rol oynadıkları sonucuna ulaşmışlardır. Görüldüğü gibi literatürde şu ana kadar hiç bir çalışmada bu çalışmadaki gibi toplulaştırma sorunu hem ikili farklı ülke grupları hem de farklı sektör verileri bazında detaylandırılarak çözülmeye çalışılmamıştır. Bu kapsamda çalışmamızın özgün değeri oldukça dikkat çekmektedir. Diğer yandan Türkiye özelinde de analizimizin detaylandırılacağı ve Ekonomi Bakanlığı olarak Türkiye penceresinden bu alanda yapılan çalışmaların değerlendirilmesi de önemli görülmektedir. Bu kapsamda aşağıdaki bölümde ayrıca Türkiye için yapılmış olan çalışmalar özetlenmektedir. 13 2. TÜRKİYE İÇİN YAPILAN AMPİRİK ÇALIŞMALAR Literatürde Türkiye için döviz kuru ile uluslararası ticaret arasındaki ilişkiyi inceleyen pek çok ampirik çalışma mevcuttur. Bu çalışmaların sonuçlarının da literatüdeki gibi bir sonuca ulaşamadığı dikkat çekmektedir. Söz konusu çalışmaları kullandıkları zaman dilimi, yöntem ve model çeşidi ile birbirinden ayırmak mümkün gözükmektedir. Yapılan çalışmalar aşağıdaki tabloda özetlenmektedir3. Tablo:1 Türkiye Verisi ile Döviz Kuru ile Dış Ticaret Arasındaki İlişkiyi İnceleyen Çalışmalar Yazar AdlarıYayın Tarihi Arslan ve Wijnbergen (1993) Analiz Edilen Zaman Aralığı- Analizin Sıklığı 1980-1987 Yıllık Veri Kullanılan Ekonometrik Yöntem EKK Brada et al. (1997) 1969QI-1993:Q1 Çeyreklik Veri Johansen and Engle-Granger Eş bütünleşme Analizi Kale (2001) 1984 Q1- 1996Q2 Çeyreklik Veri Akbostancı (2002) 1987 Q1- 2000 Q4 Çeyreklik Veri Eşbütünleşme AnaliziHata Düzeltme Model (ECM) Eşbütünleşme Analizi – Vector Hata Düzeltme Modeli- Etki Tepki Modeli Ata ve Arslan (2003) Aydın et al. (2004) 1980-2000 Yıllık Veri 1987 Q1- 2003 Q4 Çeyreklik Veri Eşbütünleşme ve Granger nedensellik Analizi Vektör Oto Regresoyon (VAR) Modelleri Sonuçlar İhracat artışları ağırlıklı olarak TL’sının değer kayıpları ile desteklenmektedir. 1980 öncesi istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilemezken, 1980 sonrası hem uzun dönemde hem de kısa vadede kur ile dış ticaret arasında ilişki tespit edilmiştir. TL’deki değer kayıpları uzun vadede Türkiye ticaretini yükseltir. Dış Ticaret ile Döviz kurları arasında uzun dönemde anlamlı bir ilişki tespit edilmiş ve ML koşulu uzun dönemde Türkiye için ispatlanmıştır. TL’nin değer kaybetmesinin ticaret hacmi üzerinde olumlu bir etkisi bulunmaktadır. TL’deki değer kaybı ithalat üzerine anlamlı negatif bir etkisi bulunurken, ihracatı arttırıcı etkisi bulunmamaktadır. Daha detaylı bilgi için döviz kuru ile dış ticaret hacmi arasındaki ilşkiyi ampirik olarak inceleyen çalışmaları özetleyen Kutlu (2013) çalışmasına bakılabilir. 3 14 Tablo:1 Devamı Türkiye Verisi ile Döviz Kuru ile Dış Ticaret Arasındaki İlişkiyi İnceleyen Çalışmalar Yamak ve Korkmaz (2005) Albeni et al. (2005) 1995M01-2004M04 Aylık Veri Karagöz ve Doğan (2005) 1995M01-2004M04 Aylık Veri Eşbütünleşme Analizi Gül ve Ekinci (2006) 1990M01-2006M08 Aylık Veri Granger nedensellik Analizi Fidan (2006) 1970-2004 Yıllık Veri Barışık ve Demircioğlu (2006) 1980M01-2001M12 Aylık Veri Granger nedensellik Analizi, Johansen ve Engle-Granger Eş bütünleşme ve ve Etki Tepki Modeli Engle-Granger Eş bütünleşme, Vektör Oto Regresoyon (VAR) Togan ve Berument (2007) 1970-2005 Yıllık Veri Johansen Eş Bütünleşme Testleri Şimşek et al. (2007) Peker (2007) 1987Q1-2006Q3 Çeyreklik Veri Johansen Eş Bütünleşme Testleri 1992Q1-2006Q4 Çeyreklik Veri Halıcıoğlu, (2008) 1985Q1-2005Q4 Çeyreklik Veri Yazıcı (2008) 1986Q1-1998Q3 Çeyreklik Veri Hata Düzeltme Modeli ve Engle-Granger Eş bütünleşme Oto Gecikmeli Model (ARDL) ile Eşbütünleşme Testi Polinom olarak Dağıtılmış Gecikme Modeli 1997M01-2004M06 Aylık Veri Granger nedensellik Analizi ve Etki Tepki Modeli Çoklu Regrasyon Analizi Uzun vadede döviz kuru ile dış tiaret arasında bir ilişki tespit edilememiştir. 8 sanayi sektörü için reel döviz kuru ile ihracat fiyatları arasında anlamlı ilişki tespit edilmiş diğer sektörler için anlamlı sonuç bulunamamıştır. İhracat, ithalat ve döviz kuru arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Döviz kurları ile ticaret arasındaki nedensellik ihracat ve ithalatın döviz kurunu etkilemesi üzerine hesaplanırken, döviz kurlarındaki değişikliğin dış ticarete etkisi tespit edilememiştir. Reel efektif döviz kurunun tarım sektörü ihracat ve ithalat üzerinde anlamlı bir etkisi tespit edilememiştir. Döviz kuru ile ihracat ve ithalat arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Dış Ticaret dengesi TL’nin değer kaybetmesiyle toparlanır ve bu durum ML koşuluna uygun bir tablo çizmektedir. Uzun vadede kur ile ticaret açığı arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. ML koşulu ampirik olarak istatistiksel olarak ispatlanamamıştır. Sadece iki ticari ortağı için uzun dönemli pozitif bir etki tespit edilebilmiştir. Uzun vadede sektörlerin döviz kurundaki hareketlere verecekleri tepkiler farklılık göstermektedir. Tarım sektörü ticaret dengesi TL’deki değer kayıpları ile bozulurken, sanayi ve maden sektörü toparlanmaktadır. 15 Tablo:1 Devamı Türkiye Verisi ile Döviz Kuru ile Dış Ticaret Arasındaki İlişkiyi İnceleyen Çalışmalar Binatlı ve Sohrabji (2009) 1999Q1-2008Q3 Çeyreklik Veri Johansen Eş Bütünleşme Testleri Hepaktan (2009) İrhan et al. (2011) 1980Q1-2008Q4 Çeyreklik Veri 1990Q1-2007Q3 Çeyreklik Veri Çarpımsal Eş bütünleşme Analizi Oto Gecikmeli Model (ARDL) ile sınır testleri Yapraklı (2011) 2001M03-2009M6 Aylık Veri Oto Gecikmeli Model (ARDL) ile sınır testleri Yazıcı ve İslam (2014) 1982Q1-2001Q4 Çeyreklik Veri Oto Gecikmeli Model (ARDL) ile sınır testleri TL’deki değer kaybı hem ihracat hem de ithalat üzerinde uzun dönemde negatif etkisi bulunmaktadır. ML koşulu uzun vadede etkili değildir. Reel döviz kuru dış ticaret dengesini anlamlı ve güçlü bir şekilde etkilemektedir. Reel döviz kurunun hem uzun hem de kısa dönemde dış ticaret açığı üzerine istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi yoktur. Türkiye ile AB arasında yapılan dış ticaret üzerinde döviz kurunun kısa dönemde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi tespit edilememiştir. Uzun dönemde ise TL’nin reel olarak değer kaybetmesi Türkiye ile Avusturya, Danimarka, Fransa, İrlanda, İtalya, İsveç ve UK ile ticaretini olumlu yönde etkilemektedir. Kaynak: Kutlu (2013) ve Yazar Düzenlemeleri Görüldüğü gibi, Türkiye veri seti ile yapılan oldukça çok çalışma olmasına rağmen çalışmaların sonuçlarına dayanarak net bir fikre ulaşmak mümkün gözükmemektedir. Diğer yandan hiçbir çalışmada bu çalışmadaki gibi büyük ve kapsamlı bir veri seti kullanılmamıştır. Dolayısıyla, Türkiye özelinde analizin detaylandırılması çalışmanın literatüre kazandıracağı bir diğer katkı olarak düşünülmektedir. 16 GEREÇ ve YÖNTEMLER Bu bölümde yöntemsel olarak araştırma tasarımının temel bileşenleri ve kullanılacak olan veriye dair tartışma sunulacaktır. Bu çerçevede öncelikle çalışmada kullanılan ampirik sınamaların dayandığı kuramsal çerçeve, ardından bu kuramsal çerçeveye dayanacak olan ampirik tahmin denkleminin tahmin edileceği ekonometrik modeller tartışılacaktır. Bu ana çerçevenin çizilmesini takiben tahminlerde kullanılacak değişkenlerin hesaplama yöntemleri detaylı olarak tartışılacaktır. 1.ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ 1.2 Kuramsal çerçeve Çalışmanın esas amacı, reel efektif kurlarda meydana gelen değişikliklerin ihracatı nasıl etkileyeceğinin araştırılmasıdır. Bu amaçla, bağımlı değişkeni ikili sektörel ülke ihracat değerleri olan, bağımsız değişkenleri ise dış ticareti yapan iki ülkenin gelir düzeyleri ve reel efektif döviz kurları alınarak farklı denklemlerle tahmin edilecektir. Tahmin edilecek temel denklem uluslararası iktisat literatüründe yaygın olarak kullanılan basit çekim modeline dayanmaktadır. Bu model literatüre Tinbergen (1962) tarafından kazandırılmıştır. Bu kuramsal çerçeveye göre ikili ülke ticaretleri pozitif olarak her iki ülkenin ekonomik büyüklüklerinden (GSYİH) ve negatif olarak iki ülke arasındaki dış ticaret engellerinden etkilenmektedir. Denklem (1) bu kuramsal çerçeveyi yansıtmaktadır: 𝑖ℎ𝑟𝑎𝑐𝑎𝑡𝑖𝑗𝑡 = 𝑘∗ 𝑖ℎ𝑟𝑎𝑐𝑎𝑡∗ 𝐺𝑆𝑌İ𝐻𝑖 ∗ 𝐺𝑆𝑌İ𝐻𝑗 (𝑑𝑖𝑠 𝑡𝑖𝑐𝑎𝑟𝑒𝑡 𝑒𝑛𝑔𝑒𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖𝑖𝑗 )𝜎 (1) Bu denklemde ihracatijt i ülkesinden j ülkesine t zamanında yapılan ihracatı, GSYİHn n ülkesinin ekonomik büyüklüğünü, k çekimsel sabit değişkeni, dış ticaret 17 engelleri (DTE) değişkeni ticareti yavaşlatan her tür ekonomik sürtünmeyi kapsamaktadır. Çekim modelleri literatürde ilk olarak ampirik bir uygulama olarak karşımıza çıkarken, literatürde yapılan çalışmalarla kuramsal olarak da pek çok farklı model varsayımı altında sağlaması yapılmıştır. Çekim modellerinin kuramsal çerçevesi en basit haliyle ilk olarak Armington varsayımı4 altında Anderson (1979) tarafından sağlanmıştır. Ardından, tekelci rekabetçilik ekleyerek5 Bergstrand (1985, 1989), CES tercihleri6 ekleyerek Deardorff (1998), Ricardian bir modelde7 homojen ürünlerle Eaton ve Kortum (2002), eksik uzmanlaşmanın da bu çerçeveye dahil edilmesiyle Haveman and Hummels (2004), ve son olarak sıfır ticarete de imkan veren ve firma heterojenliğini göz önüne alan unsurlarla Helpman vd. (2008) tarafından geliştirilmiştir8. Bu kuramsal çerçevenin ekonometrik tahminlerine dair literatür Anderson ve van Wincoop (2004) ve Bergstrand ve Egger (2011) tarafından detaylı bir şekilde incelenmiştir. Basit modellerin ötesinde nüfus (veya kişi başına gelir), komşuluk, ortak dil, sömürgeci bağlar, sınır etkisi ve benzeri kontrol değişkenlerini de dahil eden genişletilmiş modeller bu yazında tartışılmaktadır. Tablo 2’de kontrol değişkenlerinin katsayılarının yönüne dair beklentiler tanımlanmıştır. Çalışmanın esas katkısı olan reel efektif döviz kuruna ilişkin katsayıya yönelik beklentiler ise ekonometrik tahmin yöntemi bölümünde detaylandırılmaktadır. Tüm ülkelerin aynı ürünleri üretip, aynı ürünlerin ihracatını yapabilmesi Armington varsayımı olarak adlandırılmaktadır. 5 Ülkelerin tükettikleri ürünlerde çeşitlilik sevmesi (love of variety) olarak adlandırılan ilk defa Krugman (1979) tarafından geliştirilen eksik rekabet piyasasında farklılaştırılmış malların ihracatının modellenmesidir. 6 Ülkelerin ticaret hareketlerini faktör donatımı farklılıklarıyla açıklayan modeldir. 7 Ülkelerin ticaret hareketlerini verimlilik farklılıklarıyla açıklayan modeldir. 8 Anderson (2011) and Head and Mayer (2013) Çekim Modellerine ilişkin kuramsal çerçeveyi detaylı bir şekilde incelemektedir. 4 18 Tablo 2: Tahmin edilecek denklemdeki kontrol değişkenlerinin katsayılarına dair beklentiler Katsayının işareti Değişken İhracatçı ülkenin i gelir düzeyi İthalatçı ülkenin j gelir düzeyi i ve j ülkeleri arasındaki mesafe + + - İhracatçı i ülkesinin yüzölçümü - İthalatçı j ülkesinin yüzölçümü - İhracatçı i ülkesinin nüfusu +/- İthalatçı j ülkesinin nüfusu +/- Ortak dil + Komşuluk + Sebep Dış ticaret çekim modelinin çıkarımları ışığında artan hacim/kitle etkisi Dış ticaret çekim modelinin çıkarımları ışığında artan hacim/kitle etkisi Dış ticaret çekim modelinin çıkarımları ışığında maliyetdüşüren ticaretin artması Daha büyük yüzölçümüne sahip ülkelerin iktisadi faaliyetlerini daha az sınır dışına taşıması ve göreceli olarak dışarıya daha kapalı olması beklenir. Daha büyük yüzölçümüne sahip ülkelerin iktisadi faaliyetlerini daha az sınır dışına taşıması ve göreceli olarak dışarıya daha kapalı olması beklenir. Nüfus ölçek ekonomilerinin iyi bir yakınsayıcısıdır. Daha çok nüfusa sahip ülkeler daha çeşitli ürünler üzerine uzmanlaşabilirler ve bu da daha az dış ticarete bağımlı olmalarına sebep olabilir. Bu durumda katsayı negatif olabilir. Alternatif olarak, eğer talep faktörleri daha baskın ise katsayının pozitif çıkması beklenir. Nüfus ölçek ekonomilerinin iyi bir yakınsayıcısıdır. Daha çok nüfusa sahip ülkeler daha çeşitli ürünler üzerine uzmanlaşabilirler ve bu da daha az dış ticarete bağımlı olmalarına sebep olabilir. Bu durumda katsayı negatif olabilir. Alternatif olarak, eğer talep faktörleri daha baskın ise katsayının pozitif çıkması beklenir. Ortak dilin varlığının ikili dış ticareti arttırması beklenir. Komşuluk ilişkisinin ikili dış ticareti arttırması beklenir. Ortak sömürgeciliğin varlığının ikili dış ticareti arttırması Ortak sömürgecilik + beklenir. Kaynak: Literatürde yapılan çalışmaların detaylı analizi sonucu yazar tarafından hazırlanmıştır. 1.2 Ekonometrik Tahmin Yöntemi Çalışmada basit çekim modeline literatürdeki gibi kapsamlı kontrol değişkenler eklenerek oluşturulan genişletilmiş çekim modeli kullanılacaktır. Çalışmada ilk olarak tahmin edilecek olan model: 𝑙𝑛(𝑖ℎ𝑟𝑎𝑐𝑎𝑡 𝑇 )𝑖𝑗𝑘𝑡 = 𝛽1𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑖𝑡 + 𝛽2𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌𝐻)𝑗𝑡 + 𝛽3𝑇 𝑙𝑛(𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 + 𝛽4𝑇 𝑙𝑛(𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗𝑡 + 𝐾𝑜𝑛𝑡𝑟𝑜𝑙 𝐷𝑒ğ𝑖ş𝑘𝑒𝑛𝑙𝑒𝑟 +(ℎ𝑎𝑡𝑎 𝑡𝑒𝑟𝑖𝑚𝑙𝑒𝑟𝑖)𝑖𝑗𝑡 (2) olacaktır. 19 Bu denklemdeki ihracat değişkeni i ülkesinden j ülkesi t zamanında k sektöründe yapılan ihracattır. GSYH değişkenleri dış ticaretin çekim modelleri ışığında tahmin edilen denkleme dahil edilmektedir ve (𝐺𝑆𝑌𝐻)𝑖𝑡 ihracatçı ülkenin GSYH’sını, (𝐺𝑆𝑌𝐻)𝑗𝑡 ise ithalatçı ülkenin GSYH’sını göstermektedir. (𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 i ve j ülkeleri arasındaki uzaklığı göstermektedir. (𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗𝑡 ise i ülkesinin reel efektif döviz kurunun j ülkesine oranını göstermektedir. Kontrol Değişkenler ise nüfus (veya kişi başına gelir), komşuluk, ortak dil, sömürgeci bağlar, sınır etkisi ve benzeri kontrol değişkenlerini içermektedir. Reel döviz kurunda yaşanacak değişikliklerin ihracat performansı üzerine etkisinin tartışılmasına imkan verecek olan bu denklemler ilk olarak sıradan en küçük kareler (EKK) yöntemi ile tahmin edilecektir. Ancak Anderson ve van Wincoop (2003) çok taraflı direnç (multilateral resistance) ölçülerinin incelemeye dahil edilmemesi sebebiyle bu yöntem ile elde edilecek olan sonuçların yanlı olduğunu göstermektedir Feenstra (2004) ve Baldwin ve Taglioni (2006) modele sabit etkiler eklenmesi yoluyla bu yanlılığın giderilebileceğini göstermektedir. Bu sebeple tüm denklemler alternatif sabit etkiler dahil edilerek tahmin edileceklerdir. Bu alternatif sabit etkiler zaman sabit etkisi, ihracatçı ve ithalatçı sabit etkisi ve ihracatçı-ithalatçı eşli sabit etkisi ve sektör sabit ektisini kapsayacaktır. Dış ticaret çekim modellerinin tahminine dair son dönemde birçok yeni yöntemsel tartışma içeren çalışma mevcuttur. Bunların en önemlilerinden olan Silva ve Tenreyro (2006) standart tahmin yöntemlerini log-doğrulsallaştıran bir ampirik modelde heteroskedastisite (değişen varyans) kaynaklı tutarsız ve yanlı tahmin sonuçlara yol açmaları sebebiyle eleştirmektedir. Sıfır ticaret olgusundan kaynaklanan bu soruna çözüm olarak basit Poisson sözde en çok olabilirlik (Poisson pseudo-maximumlikelihood method -- PPML) tahmin yöntemini önerilmektedir. Bu çalışmada da farklı heteroskedastisite sorunlarına çözüm önerileri sunacak şekilde tahminler PPML yöntemi kullanılarak tekrarlanacaktır. Bunun için sabit etkili Poisson modelleri tahmin edilecektir. 20 Denklem (2)’nin çeşitli modeller kullanılarak tahmin edilmesinin ardından çalışmanın esas amacı olan reel kurda yaşanan değişikliğin ihracat üzerindeki etkisi araştırmak için aşağıdaki hipotez test edilecektir. Hipotez 1: 𝑯𝟎 : 𝜷𝑻𝟒 = 𝟎 Bu sıfır hipotezinin reddedilmesi durumunda reel döviz kurunun ihracata istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu ispatlanacaktır. Söz konusu katsayının işaretinin ise eksi olması beklenmektedir. Nitekim, i ülkesi para biriminde j ülkesi para birimine göre meydana gelen artışlarla reel efektif döviz kuru oranının artması neticesinde j ülkesinin i ülkesinde üretilen mallara olan talebinin azalması beklenmektedir. Fakat katsayının literatürde pek çok çalışmada pozitif olarak hesaplandığı da bilinmektedir. Bunun altında yatan nedenin sektör üretiminde ithalat bağımlılığının rol oynadığı düşünülmektedir. Söz konusu katsayının anlamlılığının tespiti ile birlikte çalışmada daha sonra her sektör ihracatının ayrı ayrı reel efektif döviz kurundan ne yönde etkilendiği test edilecektir. Bu kapsamda Denklem (2)’ye her sektör için ayrı bir kukla değişken eklenmiş ve söz konusu kukla değişkenlerin reel efektif döviz kuru ile çarpımı yoluyla sektörler için ayrı ayrı katsayılar hesaplanmaktadır. Bu çerçevede Denklem (2)’ye benzer şekilde aşağıdaki model tahmin edilmiştir: 𝑙𝑛(𝑖ℎ𝑟𝑎𝑐𝑎𝑡 𝑇 )𝑖𝑗𝑘𝑡 = 𝛽1𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑖𝑡 + 𝛽2𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑗𝑡 + 𝛽3𝑇 𝑙𝑛(𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 + 𝜗𝑘 𝛽𝑘𝑇 𝑙𝑛(𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗𝑡 + 𝐾𝑜𝑛𝑡𝑟𝑜𝑙 𝐷𝑒ğ𝑖ş𝑘𝑒𝑛𝑙𝑒𝑟 +(ℎ𝑎𝑡𝑎 𝑡𝑒𝑟𝑖𝑚𝑙𝑒𝑟𝑖)𝑖𝑗𝑡 Denklem (3) içinde yer alan 𝜗𝑘 = { (3) 1 𝑒ğ𝑒𝑟 𝑠𝑒𝑘𝑡ö𝑟 𝑘 } şeklinde her sektör için ayrı 0 𝑑𝑖ğ𝑒𝑟 𝑡ü𝑟𝑙ü olarak tanımlanan kukla değikenini göstermektedir. Bu değişkenin reel efektif döviz kuru ile çarpılmasıyla her sektör özelinde 𝛽𝑘𝑇 tahmin edilecektir. Bu denklemin tahmini için sıfır sorunu ile birlikle ikili ticaret bloklarının sabit etkilerini göz önünde bulunduran PPML tekniği kullanılmıştır. 21 Denklem (3)’ün tahmin edilmesinin ardından çalışmanın bir diğer amacı olan reel kurda yaşanan değişikliğin sektörel ihracat üzerindeki etkisini araştırmak ve sektörel farklılıkları tespit etmek için her sektör özelinde aşağıdaki hipotezler test edilecektir. Hipotez 2k: 𝑯𝒌𝟎 : 𝜷𝑻𝒌 = 𝟎 k=1,2,..,k tane farklı sektör için Her sektör için oluşturulan söz konusu hipotezlerin reddedilmesi durumunda mevcut sektör ihracatında reel efektif döviz kurunda meydana gelen değişikliklerin istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olduğu gösterilmiş olacaktır. Söz konusu katsayıların da işaretinin eksi olması beklenmektedir. Nitekim, i ülkesi para biriminde j ülkesi para birimine göre meydana gelen artışlarla j ülkesinin i ülkesinde üretilen mallara olan talebinin azalması beklenmektedir. Fakat söz konusu beklentinin aksine literatürde de görüldüğü gibi sektörel özellikler ile birlikte pozitif katsayıların da hesaplanması mümkün gözükmektedir. Çalışmada son olarak kurdaki hareketlerin sektörel ihracat üzerine etkisinin ayrı ayrı hesaplanmasının ardından Türkiye özelinde mevcut sektörel farklılıkların tespit edilmesi planlanmaktadır. Böylece hem Türkiye’deki sektör kırılganlıklarının dünya ortalamalarıyla karşılaştırılması yapılacak, hem de Türkiye özelinde kurlarda yaşanan hareketlerin hangi sektörleri daha olumsuz etkilediği tespit edilebilecektir. Bu çerçevede Denklem (3)’e ek olarak Türkiye için oluşturulan kukla değişkenin de eklenmesiyle aşağıdaki Denklem (4) tahmin edilmiştir: 𝑙𝑛(𝑖ℎ𝑟𝑎𝑐𝑎𝑡 𝑇 )𝑖𝑗𝑘𝑡 = 𝛽1𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑖𝑡 + 𝛽2𝑇 𝑙𝑛(𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑗𝑡 + 𝛽3𝑇 𝑙𝑛(𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 + 𝑇 𝜋𝑖 𝜗𝑘 𝛽𝑖𝑘 𝑙𝑛(𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗𝑡 + 𝐾𝑜𝑛𝑡𝑟𝑜𝑙 𝐷𝑒ğ𝑖ş𝑘𝑒𝑛𝑙𝑒𝑟 +(ℎ𝑎𝑡𝑎 𝑡𝑒𝑟𝑖𝑚𝑙𝑒𝑟𝑖)𝑖𝑗𝑡 (4) 1 𝑒ğ𝑒𝑟 𝑖 ü𝑙𝑘𝑒𝑠𝑖 𝑇ü𝑟𝑘𝑖𝑦𝑒 Denklem (4) içinde yer alan 𝜋𝑖 = { } Türkiye için ayrı 0 𝑑𝑖ğ𝑒𝑟 𝑡ü𝑟𝑙ü olarak tanımlanan kukla değikeni göstermektedir. Söz konusu kukla değişkenin 𝑇 𝑇 𝜗𝑘 𝛽𝑖𝑘 𝑙𝑛(𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗𝑡 çarpımıyla hesaplanacak 𝛽𝑖𝑘 katsayıları Türkiye için ayrı olarak hesaplanacak olan kurdaki hareketlerin sektörel ihracat performansı üzerindeki 22 etkisini yansıtacaktır. Bu denklemin tahmini için sıfır sorunu ile birlikle ikili ticaret bloklarının sabit etkilerini göz önünde bulunduran PPML tekniği kullanılmıştır. Denklem (4)’ün tahmin edilmesinin ardından çalışmanın son amacı olan reel kurda yaşanan değişikliğin Türkiye özelinde sektörel ihracat üzerindeki etkisini araştırmak ve Türkiye özelinde sektörel farklılıkları tespit etmek için aşağıdaki hipotezler test edilecektir. Hipotez 3ik: 𝑻 𝑯𝒊𝒌 𝟎 : 𝜷𝒊𝒌 = 𝟎 i=Türkiye, k=1,2,....,k tane farklı sektör için Türkiye için her sektör için ayrı ayrı oluşturulan söz konusu hipotezlerin reddedilmesi durumunda mevcut sektör ihracatında reel efektif döviz kurunda meydana gelen değişikliklerin istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi gösterilmiş olacaktır. Söz konusu katsayıların da işaretinin eksi olması beklenmektedir. Nitekim, Türk Lirasının reel olarak j ülkesi para birimine göre değer kazanması durumda, j ülkesinin Türkiye’de üretilen mallara olan talebinin azalması diğer bir ifadeyle Türkiye’nin ihracatının azalması yani, j ülkesinin Türkiye’den ithalatının ise artması beklenmektedir. Fakat söz konusu beklentinin aksine literatürde de görüldüğü gibi sektörel özellikler ile birlikte pozitif katsayıların da hesaplanması mümkün gözükmektedir. 2. ARAŞTIRMADA KULLANILAN VERİ SETİ Örneklem büyüklüğünün analiz sonuçlarının güvenilirliğini artırması nedeniyle çalışmamızda verisine ulaşılabilir tüm ülkelerin verileri derlenmiştir. Bu kapsamda ilk olarak 61 ülkenin birbirleriyle olan ikili ticaret verisi 2003-2012 dönemi için GTIP-6 basamak olarak derlenmiştir. Ülkelerin ikili ticaret rakamları TRADEMAP’ten altılı basamakta toplanmıştır. Fakat analizde GTAP veri tabanındaki sektörel dağılım9 dikkate alınmış ve tüm değişkenler GTAP sektörel dağılımına göre yeniden Sektörel dağılım ve detayları Ek-2’te yer almaktadır. Ayırca aşağıdaki likten temin edilebilir: https://www.gtap.agecon.purdue.edu/databases/v8/v8_sectors.asp 9 23 düzenlenmiştir. GTAP sektörel dağılımın tercih edilmesinin sebebi, söz konusu modelin Bakanlığı’mız çalışmalarında sıklıkla kullanılması ve çalışmada hesaplanacak olan katsayıların, modelde kullanılan ve her ülke için sabit kabul edilen Armington esneklikleri ile karşılaştırılmasının sağlanması bu kapsamda yapılan analizlere bir başka bakış açısı getirerek ileriki dönem Bakanlığı’mız çalışmalarımızı zenginleştireceği beklentisidir. GTAP sektörleri için toplulaştırılan ikili ihracat rakamaları her ülke için ihracat fiyat endeksi ile endekslenerek reel olarak analize dahil edilmiştir. Çalışmanın diğer önemli değişkeni olan reel efektif kurlar Bank for International Settlement (BIS) veri setinden alınmıştır. İkili ülke ihracat verileri ile reel efektif döviz kuru rakamlarının birleştirilmesi ile ülke sayısı10 50’ye düşerken, çalışmada kullanılan analize söz konusu ülke seti ile devam edilmiştir. Nitekim bu ülkelerin dünyada yapılan toplam ticaretin %73’ünü, Türkiye’nin bu ülkelerle yaptığı ticaret ise toplam ticaretinin %65’ini oluşturmaktadır. Ülkelerin ekonomik büyüklüklerini yansıtan çekim modeli içinde yer alan reel GSYİH, ülke nüfusu ve ülke yüzölçümü büyüklüğü gibi veriler World Development Indicators (WDI) veri setinden11 temin edilmiştir. GSYİH verisi 2005 fiyatları ile hesaplanan US $ cinsi i ve j ülkesi için reel ekonomik büyüklüklerini göstermektedir. Nüfus ülke nüfus büyüklüklerini, yüzölçümü ise ülke yüzölçümü büyüklüğünün km2 olarak ölçülmesidir. Çekim Modelinin temel değişkenleri olan uzaklık, komşu olunması, ortak dil konuşulması, ortak koloni ilişkisinin bulunup bulunmaması ile ilgili değişkenler Centre d'Etudes Prospectives et d'Informations Internationales (CEPII) veri tabanından12 temin edilmiştir. Değişkenlere ilişkin detaylar aşağıda özetlenmektedir: Tüm ülkelerin listesi Ek-1’de yer almaktadır. Değişkenlere ilişkin detaylar WDI veri setinin aşağıdaki linkinden ulaşılabilir: http://data.worldbank.org/data-catalog/world-development-indicators 12 Detaylar için Mayer and Zignago (2011) çalışması incelenebilir ve veri setine aşağıdaki linkten ulaşılabilir: 10 11 24 Uzaklıkij= i ve j ülkeleri arasındaki deniz mili ile uzaklığını, Komşulukij = i ve j ülkelerinin komşu olup olmadığını gösteren kukla değişken, Ortak Dilij = i ve j ülkelerinin ortak dil kullanıp kullanmadığını gösteren kukla değişken, Ortak Koloniij= i ve j ülkesinin tarihte aynı ülkenin kolonisi olup olmadığını gösteren kukla değişken. http://www.cepii.fr 25 BULGULAR Bu bölümde bir önceki bölümde anlatılan teknikler ile hesaplanan model sonuçları yer almaktadır. Bu kapsamda öncelikle farklı modeller için hesaplanan katsayılar değerlendirilecek ardından ilgili hipotezlerin sonuçları yer tartışılacaktır. Döviz kurunda meydana gelen değişiklerden sektör olarak ihracat verilerinin nasıl etkileneceği değerlendirilecek ve Türkiye özelinde de hangi sektörlerin döviz kurundan daha çok etkilendiği hangi sektörlerin ise etkilenmediği tespit edilecektir. 1. STATİK ÇEKİM MODELİ SONUÇLARI Döviz kuru ile ihracat arasındaki ilişkiyi inceleyebilmek için ilk olarak Denklem (1) farklı sabit etkiler altında EKK yöntemi ile tahmin edilmiştir. Model sonuçları Tablo 3’te yer almaktadır13. İlk olarak tüm değişkenlerin katsayılarını yorumlayabilmek için tablonun ilk sütununda havuzlandırılmış çekim modeli sonuçları yer almaktadır. Bu model çerçevesinde, ülke gelir seviyelerinin beklendiği gibi ticareti arttırıcı anlamlı bir etkisi olduğu görülmektedir. Diğer yandan ülkeler arasındaki uzaklığın artması ile iki ülke arasındaki ticaretin zayıfladığı hesaplanmıştır. Ülke nüfus büyüklüklerinin ihracat performansı üzerinde pozitif bir ekisi hesaplanırken, yüz ölçümü rakamlarının da iki ülke arasında gerçekleşen ticaret üzerinde anlamlı ve negatif etkili olduğu görülmektedir. Son olarak ülkelerin aynı dili konuşması, komşu olması ve aynı koloni tarihine sahip olması ile ilgili değişkenlerin de istatistiksel olarak anlamlı pozitif etkileri olduğu hesaplanmıştır. Çalışmanın esas amacı olan reel efektif döviz kuralarında meydana gelen değişim karşısında ikili sektör düzeyinde ihracat rakamların ne yönde etkilendiği (𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗 değişkeninin katsayı ile araştırılmaktadır. Söz konusu katsayının işareti modelde Çoklu bağıntı sorununu test eden Varyans Enflasyon Faktör (VIF) değerleri tüm değişkenler için 10 kritik düzeyinin altında yer alırken, ortalama olarak 2,13 olarak hesaplanmıştır. 13 26 beklentimize paralel olarak eksi hesaplanırken, bu durum i ülkesi para biriminde j ülkesi para birimine göre meydana gelen artışlarla reel efektif döviz kuru oranının artması neticesinde j ülkesinin i ülkesinde üretilen mallara olan talebinin azalmasına işaret etmektedir. Katsayının p-değeri>0.01 anlamlılık düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir. Bu durumda çalışmanın birinci hipotezi olan Hipotez 1: 𝑯𝟎 : 𝜷𝑻𝟒 = 𝟎 reddedilirken, reel döviz kurunun ihracata istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Bu aşamada tahmin edilen model sonuçlarının Anderson ve van Wincoop (2003) tarafından ortaya konulan çok taraflı direnç (multilateral resistance) ölçülerinin incelemeye dahil edilmemesi sebebiyle yanlı olduğu bilinmektedir. Feenstra (2004) ve Baldwin ve Taglioni (2006) modele sabit etkiler eklenmesi yoluyla bu yanlılığın giderilebileceğini göstermektedirler. Bu sebeple tablonun bundan sonraki tüm sütunlarında alternatif sabit etkiler modele dahil edilerek tahminler yapılmıştır. Bu kapsamda, Tablo-3’ün ikinci sütununda modele sektör sabit etkileri eklenerek tahminler yapılmıştır. Sektör sabit etkilerinin eklenmesi sonuçların anlamlılık düzeylerini genel olarak etkilemezken, katsayıların büyüklüklerinin küçüldüğü görülmektedir. Nitekim (𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗 değişkeninin katsayısı bu denklem spesifikasyonu altında da anlamlı ve negatif olarak bulunmuştur. Sektör etkileri yanında tablonun üçüncü satırında modele zaman sabit etkileri eklenmektedir14. Zaman sabit etkilerinin eklenmesiyle sonuçların çok fazla değişmediği görülmektedir. Tablonun beşinci sütununda ise modele ihracatçı ve ithalatçı sabit etkileri eklenmiştir. Söz konusu sabit etkilerin eklenmesi hipotez testinin sonuçlarını etkilemezken, diğer bir ifadeyle reel efektif döviz kurundaki hareketlerin ikili sektörel ihracata etkisi hala istatistiksel olarak anlamlı hesaplanırken, katsayının büyüklüğünün azaldığı dikkat çekmektedir. Diğer yandan, son olarak tablonun son sütunuda Zaman sabit etkilerinin eklenmesiyle literatürde Baldwin ve Taglioni (2006)’nun Bronz Madalya Hatası olarak bilinen açıklanan değişkenin yanlış hesaplanması ile ilgili hatalar önlenmektedir. 14 27 ihracatçı-ithalatçı ikili sabit etkiler modele eklenerek tahminler oluşturulmuştur. Bu modelde de sonuçların çok fazla değişmediği görülmektedir. Sonuç olarak, oluşturulan çekim modelinin EKK ve farklı sabit etkiler dikkate alınarak tahmin edilmesinin ardından reel efektif döviz kurunun ikili sektörel ihracat üzerinde istatistiksel olarak anlamlı negatif bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu durum literatürdekinin aksine daha deyatlı bir veri seti ile çalışıldığında döviz kuru ve dış ticaret dengesi arasındaki ilişkinin tespit edilebileceğini gösterirken, literatürdeki sonuca ulaşamamış çalışmalar karşısında önemli bir sonuç olarak değerlendirilmektedir. Diğer yandan söz konusu modeller Silva ve Tenreyro (2006) tarafından standart tahmin yöntemlerinin log-doğrulsallaştırılan bir ampirik modelde heteroskedastisite kaynaklı tutarsız ve yanlı tahmin sonuçlara yol açmaları sebebiyle eleştirilmektedir. Sıfır ticaret olgusundan kaynaklanan bu soruna çözüm olarak basit PPML tahmin yöntemini önermektedir. Çalışmada farklı heteroskedastisite sorunlarına çözüm önerileri sunmak için aşağıdaki bölümde model tahminleri ayrıca PPML yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır. 28 Tablo 3: Statik EKK Yöntemi Hesaplanan Model Sonuçları DEĞİŞKENLER lnGSYİHi lnGSYİHj lnUzaklıkij ln(REKi/REKj) lnNüfusi lnNüfusj Komşulukij Ortak Dilij Ortak Koloniij lnYüzölçümüi lnYüzölçümüj Constant Observations R-squared İhracatçı Sabit Etkisi İthalatçı Sabit Etkisi İkili Sabit Etki Sektör Sabit Etkisi Zaman Sabit Etkisi (1) (2) (3) (5) (6) EKK SABİTk SABİTk,t SABİTi,j,k,t SABİTij,k,t lnXijkt lnXijkt lnXijkt lnXijkt lnXijkt 0.6176*** (0.0752) 0.6421*** (0.0540) -0.8170*** (0.0755) -1.3418** (0.5301) 0.1569** (0.0727) 0.0759 (0.0457) 0.9643*** (0.1283) 0.3422*** (0.0856) 1.0815*** (0.1413) -0.0522 (0.0485) -0.0663*** (0.0163) -15.7408*** (2.0550) 0.7488*** (0.0728) 0.7694*** (0.0427) -1.0365*** (0.0534) -1.2826** (0.5683) 0.2141*** (0.0749) 0.0794 (0.0479) 1.0957*** (0.0991) 0.5319*** (0.0710) 1.4002*** (0.1213) -0.0388 (0.0523) -0.0885*** (0.0172) -27.0022*** (1.6806) 0.7362*** (0.0728) 0.7587*** (0.0428) -1.0385*** (0.0536) -1.2736** (0.5724) 0.2206*** (0.0748) 0.0839* (0.0479) 1.0914*** (0.0994) 0.5424*** (0.0710) 1.3822*** (0.1216) -0.0355 (0.0525) -0.0863*** (0.0172) -27.0012*** (1.6768) 0.9925*** (0.1414) 1.2348*** (0.1181) -1.4846*** (0.0512) -0.5715*** (0.1907) -1.9706*** (0.2926) -0.1101 (0.0695) 0.5571*** (0.1035) 0.3151*** (0.0576) 0.7965*** (0.0926) 1.0099*** (0.1331) 1.5542*** (0.1108) -0.6218*** (0.1911) -2.0509*** (0.2639) 0.0054 (0.0670) - - - - -2.3694 (7.0409) -20.9180*** (6.6158) 480,146 0.2235 480,146 0.4797 480,146 0.4834 480,146 0.5324 480,146 0.1131 Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Var Yok Yok Yok Yok Var Var Var Var Yok Var Var Yok Yok Var Var Var - - Notlar: Parantez içinde sektör içinde kümelenmiş güvenilir standart hatalar yer almaktadır. ***katsayıların p<0.01 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, ** katsayıların p<0.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, * katsayıların p<0.1. anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu göstermektedir. İhracat değişkeni i ülkesinden j ülkesi t zamanında k sektöründe yapılan ihracattır. (𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑖 ihracatçı ülkenin GSYİH’sını, (𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑗 ise ithalatçı ülkenin GSYİH’sını göstermektedir. (𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 i ve j ülkeleri arasındaki uzaklığı göstermektedir. (𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗 ise i ülkesinin reel efektif döviz kurunun j ülkesine oranını göstermektedir. Kontrol Değişkenler ise nüfus, komşuluk, ortak dil, sömürgeci bağlar, sınır etkisi ve yüzölçümü ile analize dahil edilmiştir.Değişkenlerin adlarının başında yer alan l ifadesi logaritmik tranformasyonu ifade etmektedir. 29 2. SIFIR TİCARET SORUNU İkili ihracatın sektörel düzeyde incelenmesi beraberinde ihracat rakamlarının pek çok gözlem için sıfır olması nedeniyle Silva ve Tenreyro (2006)’nın belirttiği gibi logdoğrulsallaştırmadan kaynaklı tutarsız ve yanlı sonuçları getirmektedir. Dolayısıyla çalışmanın yukarıda anlatılan EKK ile hesaplanan sonuçların güvenirliliğini test etmek için hazırlanan model ayrıca PPML tekniği ile tahmin edilmiş, tahmin sonuçları Tablo4’te yer verilmiştir. İlk olarak dikkat çeken bu yöntem ile tahmin yapıldığında gözlem sayısının 480,146’dan 796,554’e ulaşması olmuştur. Diğer bir ifadeyle ihracat verilerinin %40’ının sıfır olması nedeniyle bir önceki tahmin yönteminde modele dâhil edilememesinin sonuçlar üzerinde yarattığı olumsuz etki, PPML tekniğinin kullanılmasıyla Tablo-4’te çözülmektedir. Son dönemde çekim modelini kullanan birçok çalışmada da EKK yerine PPML tekniğinin tercih edildiği bilinmektedir. PPML tekniği ile EKK yöntemine göre yansız ve tutarlı istatistikler hesaplanması nedeniyle çalışmanın bundan sonraki tüm analizlerinde PPML tekniği kullanılacaktır. PPML tekniği ile tahmin edilen model sonuçları da EKK ile tahmin edilen model sonuçları gibi farklı sabit etkileri Tablo-4’te yer alan sütunlar içinde dikkate almaktadır. Bu kapsamda ilk olarak hiçbir sabit etkinin dikkate alınmadığı model Tablo-4’ün ilk sütununda görülmektedir. Bu tahmin sonuçlarında dikkat çeken gelişme reel efektif döviz kuruna ait katsayının PPML yöntemi ile tahmin edildiğinde EKK yönteminin aksine istatistiksel olarak anlamlı olmamasıdır. Dolayısıyla EKK yöntemi ile dikkate alınmayan sıfır gözlemlerinin analize dahil edilmesinin sonuçlar üzerindeki etkisi oldukça dikkat çekicidir. 30 Tablo 4: PPML Yöntemi ile Hesaplanan Model Sonuçları (1) PPML DEĞİŞKENLER lnGSYİHi lnGSYİHj lnUzaklıkij ln(REKi/REKj) lnNüfusi lnNüfusj Komşulukij Ortak Dilij Ortak Koloniij lnYüzölçümüi lnYüzölçümüj Sabit Değişken (2) (3) (5) (6) PPML+SABİTk PPML+SABİTk,t PPML+SABİTi,j,k,t PPML+SABİTij,k,t Xijkt Xijkt Xijkt Xijkt Xijkt 0.6178*** (0.0697) 0.7145*** (0.0352) -0.5336*** (0.0488) -0.7661 (0.6039) 0.1406*** (0.0499) 0.0538* (0.0293) 1.0791*** (0.0870) 0.2015** (0.0963) 1.4540*** (0.2432) -0.0300 (0.0649) 0.0314 (0.0388) 18.8929*** 0.6170*** (0.0696) 0.7159*** (0.0352) -0.5352*** (0.0487) -0.7006 (0.5959) 0.1408*** (0.0498) 0.0534* (0.0294) 1.0764*** (0.0868) 0.2024** (0.0962) 1.4537*** (0.2431) -0.0296 (0.0648) 0.0309 (0.0387) 0.6114*** (0.0693) 0.7096*** (0.0346) -0.5381*** (0.0490) -0.8589* (0.5532) 0.1418*** (0.0497) 0.0546* (0.0292) 1.0765*** (0.0869) 0.2020** (0.0961) 1.4228*** (0.2446) -0.0279 (0.0645) 0.0333 (0.0384) 0.9163** (0.3995) 1.2682*** (0.2094) -0.8732*** (0.0430) -0.8529*** (0.2990) -1.3992*** (0.4029) -0.0509 (0.2288) 0.5807*** (0.0660) 0.0425 (0.0443) -0.0697 (0.2694) 0.9058*** (0.1856) 1.2571*** (0.1379) -0.8410*** (0.2921) -1.3271*** (0.2978) -0.0736 (0.1681) - - - - -24.3308*** -24.2644*** -14.8336 - (1.1371) (1.2697) (1.3393) (14.4489) - - 796,554 796,554 796,554 796,554 796,554 Gözlem Sayısı 0.1261 0.5264 0.5324 0.6071 R2 İhracatçı Sabit Yok Yok Yok Var Yok Etkisi İthalatçı Sabit Yok Yok Yok Var Yok Etkisi Yok Yok Yok Yok Var İkili Sabit Etki Yok Var Var Var Var Sektör Sabit Etkisi Yok Yok Var Var Var Zaman Sabit Etkisi Notlar: Parantez içinde sektör içinde kümelenmiş güvenilir standart hatalar yer almaktadır. ***katsayıların p<0.01 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, ** katsayıların p<0.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, * katsayıların p<0.1. anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu göstermektedir. İhracat değişkeni i ülkesinden j ülkesi t zamanında k sektöründe yapılan ihracattır. (𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑖 ihracatçı ülkenin GSYİH’sını, (𝐺𝑆𝑌İ𝐻)𝑗 ise ithalatçı ülkenin GSYİH’sını göstermektedir. (𝑈𝑧𝑎𝑘𝑙𝚤𝑘)𝑖𝑗 i ve j ülkeleri arasındaki uzaklığı göstermektedir. (𝑅𝐷𝐾)𝑖𝑗 ise i ülkesinin reel efektif döviz kurunun j ülkesine oranını göstermektedir. Kontrol Değişkenler ise nüfus, komşuluk, ortak dil, sömürgeci bağlar, sınır etkisi ve yüzölçümü ile analize dâhil edilmiştir. Değişkenlerin adlarının başında yer alan l ifadesi logaritmik tranformasyonu ifade etmektedir. 31 Diğer yandan bu model sonuçlarının da Anderson ve van Wincoop (2003) tarafından ortaya konulan çok taraflı direnç (multilateral resistance) ölçülerinin incelemeye dahil edilmemesi sebebiyle yanlı olduğu bilinmektedir. Feenstra (2004) ve Baldwin ve Taglioni (2006) çalışmalarına paralel olarak modele sabit etkiler eklenmesi yoluyla bu yanlılık Tablo-4’ün kalan sütunlarında giderilmeye çalışılmıştır. İlk olarak, modele sektör sabit etkileri eklenirken, model sonuçlarında çok fazla bir değişim yaşanmamıştır. Sektör etkileri ardından zaman sabit etkilerinin eklenmesiyle sonuçlarda dikkat çeken gelişme reel efektif döviz kurunun katsayısının p-değeri<0,10 için anlamlı hale gelmesidir. Nitekim bir sonraki modelde bu etkilere ek olarak ihracatçı ve ithalatçı sabit etkilerinin eklenmesiyle reel efektif döviz kuruna ilişkin hesaplanan katsayı pdeğer<0.01 anlamlılık düzeyinde anlamlı olarak bulunmuştur. Benzer şekilde, Tablo4’ün en son sütununda daha deyatlı olan ikili ülke grupları halinde sabit etkiler eklendiğinde de reel efektif döviz kurunun katsayısının istatistiksel olarak anlamlı olduğu hesaplanmıştır. Diğer bir ifadeyle çok taraflı direnç kaynaklı sorunların da çözülmesiyle birlikte sıfır ticaret sorununa cevap veren PPML tekniği ile de çalışmanın birinci hipotezi olan Hipotez 1: 𝑯𝟎 : 𝜷𝑻𝟒 = 𝟎 reddedilirken, reel döviz kurunun ikili ihracat üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu bulunmuştur. Çalışmanın bu aşamasında tüm sektörlerin dâhil edilmesi ile hesaplanan modeller dâhilinde, reel efektif döviz kurunun ikili sektörel ihracat üzerinde negatif ve anlamlı bir etkisi olduğu görülmektedir. Söz konusu anlamlı ve negatif ilişkinin sektör özelinde de incelenmesi çalışmanın bir diğer katkısı olarak görülürken, bundan sonraki bölümde tüm sektörlerin hangi yönde nasıl etkilendiklerini araştırmak için tahmin edilen model sonuçları yer almaktadır. 32 3. SEKTÖR ESNEKLİK SONUÇLARI-DÜNYA ORTALAMASI Bu bölümde, reel efektif döviz kurunda meydana gelen değişikliklerin her sektör için ayrı ayrı o sektör ihracat performansını nasıl etkilediği araştırılmaktadır. Bu kapsamda Denklem-3 çeşitli teknik ve model spesifikasyonları içinde en güvenilir ve yansız olduğu düşünülen PPML tekniği ile ikili ülke grupları halinde zaman ve sektör sabit etkileri dikkate alınarak tahmin edilmiş ve sadece reel efektif döviz kurunun sektörel ihracata nasıl yansıdığını gösteren katsayılara ilişkin model sonuçları aşağıdaki Tablo-5’te yer verilmiştir. Tabloda hesaplanan katsayılar dışında Hipotez 2k: 𝑯𝒌𝟎 : 𝜷𝑻𝒌 = 𝟎, k=1,2,..,k tane farklı sektör için test sonuçları katsayıların yıldızlanması ile raporlanmaktadır. Yıldızlı katsayılar istatistiksel olarak anlamlı bulunan sektörleri yansıtmaktadır. Tablo-5’teki sonuçlar incelendiğinde, ilk olarak çiğ süt, ormancılık, bitkisel yağlar, içecek ve tütün ürünleri, tekstil, hazır giyim, deri ürünleri, kimyasallar, kauçuk ve plastik, mineral ürünler, metal ürünler, diğer makinalar sektör gruplarında istatistiksel olarak anlamlı negatif katsayılar tespit edilmiştir. Diğer bir ifadeyle bu sektör ihracatları ülke para birimlerinin diğer ülke para birimlerine göre değer kaybetmesi durumunda artmaktadır. Diğer yandan, çeltik pirinç, diğer tahıllar, sebze ve meyveler, yağlı tohumlar, bitkisel lifler, diğer hayvansal ürünler, büyükbaş, koyun, keçi ve at eti, şeker, diğer gıda ürünleri, ahşap ürünler, kâğıt ürünler, petrol ve kömür ürünleri, demir dışı metaller, diğer ulaşım araçları, elektirikli makinalar ihracatınında reel efektif döviz kuru azaldıkça arttığı tespit edilirken, reel efektif döviz kurunda yaşanan söz konusu değişikliğin ihracat üzerindeki etkisi istatistiksel olarak anlamlı hesaplanmamıştır. 33 Tablo-5: Sektör Esneklik Sonuçları- Dünya Ortalaması Sektör Adı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 Çeltik Pirinç Buğday Diğer Tahıllar Sebze ve Meyveler Yağlı Tohumlar Seker Kamışı ve Pancarı Bitkisel Lif Diğer Bitkisel Ürünler Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Diğer Hayvansal Ürünler Çiğ Süt Yün, İpek Böceği Ormancılık Balıkçılık Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Diğer Et Ürünleri Bitkisel Yağlar Süt Ürünleri İşlenmiş Pirinç Şeker Diğer Gıda Ürünleri İçecek ve Tütün Ürünleri Tekstil Hazır Giyim Deri Ürünleri Ahşap Ürünler Kağıt Ürünler Petrol, Kömür Ürünleri Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik Mineral Ürünler Demir ve Çelik Demir Dışı Metaller Metal Ürünler Motorlu Taşıtlar Diğer Ulaşım Araçları Elektrikli Makinalar Diğer Makinalar Diğer İmalat Sanayi RDK için Hesaplanan β Katsayısı -0.2663 1.4670 -1.3476 -0.7192 -0.3794 2.4083 -1.0286 0.9270* 1.1686 -0.2341 -6.5250** 0.7831 -2.4202** 2.0526 -0.4839 1.0910 -2.1966*** 1.4097 3.0853** -0.6653 -0.9472 -1.3388** -3.7232*** -1.5862** -5.4683*** -1.6712 -1.3560 -0.8067 -1.8569*** -1.8136*** 0.5097 -0.9612 -1.7500* 1.4021 -1.4579 -0.7588 -2.5322*** 6.4256** Notlar: Denklem-3 PPML tekniği kullanarak ikili ülke grupları ile zaman ve sektör sabit etkileri eklenerek tahmin edilmiş ve RDK değişkeninin sektörel ihracatı nasıl etkilediğini gösteren her sektör için ayrı ayrı hesaplanan β katsayılarına ilişkin sonuçlar Tablo-5’te yer almaktadır. ***katsayıların p<0.01 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, ** katsayıların p<0.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, * katsayıların p<0.1. anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu göstermektedir. 34 Diğer bitkisel ürünler, işlenmiş pirinç ve diğer imalat sanayi sektörlerinde ise efektif döviz kurundaki hareketlerin söz konusu sektörlerin ihracatı üzerindeki etkisi istaistiksel olarak anlamlı ve pozitif olarak hesaplanmıştır. Son olarak, buğday, şeker kamışı ve pancarı, büyük baş, koyun, keçi ve at; yün, ipek böceği, balıkçılık, diğer et ürünleri, süt ürünleri, demir ve çelik, motorlu taşıtlar sektörleri için ise reel efektif döviz kurundaki hareketlerin söz konusu sektör ihracatlarına etkisi pozitif ve istatistiksel olarak anlamsız olarak hesaplanmıştır. 4. SEKTÖR ESNEKLİK SONUÇLARI-TÜRKİYE Sektör ihracat performanslarının tüm ülkeleri dikkate alarak reel efektif döviz kurunda ne yönde etkilendiklerinin tespiti ardından, söz konusu ilişki Türkiye özelinde de Tablo-6’da değerlendirilmektedir. Tablo-6’da Denklem-4’ün ikili ülke grupları ile zaman sabit etkilerini dikkate alarak PPML tekniği ile tahmin edilmesi ardından 𝑻 hesaplanan katsayılar yer almaktadır. Ayrıca, Hipotez 3ik: 𝑯𝒊𝒌 𝟎 : 𝜷𝒊𝒌 = 𝟎, i=Türkiye, k=1,2,....,k tane farklı sektör için test edilmekte ve söz konusu hipotezin reddedilmesi katsayıların yanında bulunan yıldızlar ile gösterilmektedir. Bu kapsamda, yıldızlı katsayılar reel efektif kur hareketlerinden Türkiye’deki istatiktiksel olarak anlamlı etkilenen sektörleri yansıtmaktadır. Tablo-6 incelendiğinde, sebze ve meyve, yağlı tohumlar, şeker kamışı, diğer bitkisel ürünler, çiğ süt, yün, ipek böceği, bitkisel yağlar, diğer gıda ürünleri, içecek ve tütün ürünleri, tekstil, hazır giyim, deri ürünleri, ahşap ürünler, kimyasallar, kauçuk ve plastik, mineral ürünler, diğer ulaşım araçları, elektirikli makinalar sektörlerinin ihracatlarının reel efektif döviz kurundaki hareketlerden istatistiksel olarak anlamlı ve ters yönde etkilendiği görülmektedir. Ayrıca, buğday, bitkisel lif, ormancılık, şeker, metal ürünler, motorlu taşıtlar, diğer makinalar için de beklentimize paralel olarak esneklik katsayıları eksi hesaplanmaktadır fakat katsayılar istatistiksel olarak anlamlı bulunamamıştır. 35 Tablo-6: Sektör Esneklik Sonuçları- Türkiye Sektör Adı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 Çeltik Pirinç Buğday Diğer Tahıllar Sebze ve Meyveler Yağlı Tohumlar Seker Kamışı ve Pancarı Bitkisel Lif Diğer Bitkisel Ürünler Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Diğer Hayvansal Ürünler Çiğ Süt Yün, İpek Böceği Ormancılık Balıkçılık Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Diğer Et Ürünleri Bitkisel Yağlar Süt Ürünleri İşlenmiş Pirinç Şeker Diğer Gıda Ürünleri İçecek ve Tütün Ürünleri Tekstil Hazır Giyim Deri Ürünleri Ahşap Ürünler Kâğıt Ürünler Petrol, Kömür Ürünleri Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik Mineral Ürünler Demir ve Çelik Demir Dışı Metaller Metal Ürünler Motorlu Taşıtlar Diğer Ulaşım Araçları Elektrikli Makinalar Diğer Makinalar Diğer İmalat Sanayi RDK için Hesaplanan βTürkiye Katsayıları 7.8287 -11.4526 3.3741 -7.9298* -45.3381*** -65.8665*** -49.3339 -14.9591*** 115.3541*** 9.9327 -27.8347*** -10.2220*** -2.3107 94.7037*** 2.2361 12.6966 -25.7741*** 5.7454** 6.2005 -2.6066 -11.1540* -8.3542*** -13.8976*** -14.9591*** -16.6104*** -10.8673*** 10.0589 1.0899 -12.3292*** -11.9541*** 17.3513*** 0.0220 -4.9576 -5.3204 -17.1718*** -4.7680** -5.3118 163.2755*** Notlar: Denklem-4 PPML tekniği kullanarak ikili ülke grupları ile zaman ve sektör sabit etkileri eklenerek tahmin edilmiş ve RDK değişkeninin sektörel ihracatı nasıl etkilediğini gösteren her sektör için ayrı ayrı hesaplanan β katsayılarına ilişkin sonuçlar Tablo-5’te yer almaktadır. ***katsayıların p<0.01 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, ** katsayıların p<0.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu, * katsayıların p<0.1. anlamlılık düzeyinde anlamlı olduğunu göstermektedir. 36 Diğer yandan, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, balıkçılık, süt ürünleri gibi hayvancılık ana başlığı altında toplayabileceğimiz sektörlerle beraber imalat sanayi içinde yer alan demir çelik sektörünü için bulunan esneklik katsayıları pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı olarak hesaplanmıştır. Benzer şekilde çeltik pirinç, diğer tahıllar, diğer hayvansal ürünler, büyükbaş ve küçükbaş hayvan eti, diğer et ürünleri, işlenmiş pirinç, kâğıt ürünleri, petrol kömür ürünleri, demir dışı metaller sektörleri için ise hesaplanan esneklik katsayılarının pozitif ve istatistiksel olarak anlamsız olduğu tespit edilmiştir. Türkiye özelinde hesaplanan esnekliklerin dünya ortalamasına göre pek çok sektör için daha yüksek olması Türkiye’deki kur hareketlerine karşı sektör ihracatının dünya ortalamasına göre daha kırılgan olduğuna işaret etmektedir. Bundan sonraki bölümde, sektör özelinde hesaplanan esnekliklerin karşılaştırılması yapılarak politika önerileri sunulacaktır. 37 TARTIŞMA VE KISITLAR 1. DÜNYA ORTALAMASI İÇİN HESAPLANAN SEKTÖR ESNEKLİK KATSAYILARINI DEĞERLENDİRİLMESİ Sektörler için ayrı hesaplanan döviz kurundaki değişikliklerin ihracat büyüklüklerini nasıl etikileyeceğini gösteren Tablo-5’te yer alan katsayıları daha kolay yorumlayabilmek için Grafik-2 ile gösterilmektedir. Grafik-2’den elde edilen ilk sonuç, kurdaki hareketlerinin ihracat üzerindeki etkisi sektörel farklılıklar göstermektedir. Dolayısıyla tüm sektörlerin toplanarak yapılan analizlerin sonuçları bu ayrımı yapamaması nedeniyle yanlı ve güvenilir değildir. Grafik-2’den elde edilen diğer sonuç ise pek çok tarım ve hayvancılık ana başlığı için para birimindeki değer kazançlarının ihracata etkisi pozitif ve istatistiksel olarak anlamsız hesaplanırken, imalat sektörü için katsayıların beklentimize paralel negatif ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir. Sektörler için ayrı hesaplanan katsayılar içinde pozitif olarak hesaplanan pek çok sektörün (şeker kamışı ve pancarı, balıkçılık, buğday, süt ürünleri, büyük baş ve küçükbaş hayvancılık, diğer et ürünleri ve diğer bitkisel ürünler, yün ve ipek böceği, çeltik ve pirinç) tarım ve hayvancılık ana başlığı içinde yer aldığı görülmektedir. Bu sektörler için hesaplanan pozitif katsayılar ise diğer bitkisel ürünler hariç istatistiksel olarak anlamsız bulunmuştur. Literatürde tarım ve hayvancılık sektörlerini ayrı olarak inceleyen çalışma sonuçları değerlendirildiğinde, pek çok çalışmada bu sektör grubu için anlamsız katsayılar bulunduğu görülmektedir. ABD datasını inceleyen Carter ve Pick (1989), Doroodian v.d. (1999) çalışmalarında bu çalışmanın sonuçlarına benzer pozitif katsayılar hesaplarken, Byrne v.d. (2008) ve Caglayan ve Di (2010) tarım sektörü ihracatının kurdaki hareketlerden istatistiksel olarak anlamsız etkilendiğini belirtmektedir. 38 Grafik-2: Dünya Ortalaması için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayıları Sektör Esneklik Katsayıları Diğer İmalat Sanayi** İşlenmiş Pirinç** Seker Kamışı ve Pancarı Balıkçılık Buğday Süt Ürünleri Motorlu Taşıtlar Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Diğer Et Ürünleri Diğer Bitkisel Ürünler* Yün, İpek Böceği Demir ve Çelik Çeltik Pirinç Diğer Hayvansal Ürünler Yağlı Tohumlar Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Şeker Sebze ve Meyveler Elektrikli Makinalar Petrol, Kömür Ürünleri Diğer Gıda Ürünleri Demir Dışı Metaller Bitkisel Lif İçecek ve Tütün Ürünleri** Diğer Tahıllar Kağıt Ürünler Diğer Ulaşım Araçları Hazır Giyim** Ahşap Ürünler Metal Ürünler* Mineral Ürünler*** Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik*** Bitkisel Yağlar*** Ormancılık** Diğer Makinalar*** Tekstil*** Deri Ürünleri*** -5,5 Çiğ Süt*** -6,5 -8 -6 6,4 3,1 2,4 2,1 1,5 1,4 1,4 1,2 1,1 0,9 0,8 0,5 0,3 -0,2 -0,4 -0,5 -0,7 -0,7 -0,8 -0,8 -0,9 -1,0 -1,0 -1,3 -1,3 -1,4 -1,5 -1,6 -1,7 -1,8 -1,8 -1,9 -2,2 -2,4 -2,5 -3,7 -4 -2 0 2 4 6 8 Kaynak: Model Sonuçları 39 Literatürde tarım sektörü özelinde yapılmış çalışmalar içinde, Cho v.d. (2002) G10 ülkeleri için anlamlı ve imalat sanayi etkisine göre döviz kurundaki oynaklığın tarım sektörüne etkisinin daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Fakat daha fazla ülke verisi ile bu çalışmanın yeniden tahmin edildiği Kandilov (2008) çalışmasında söz konusu etkinin bozulduğu görülmektedir. Benzer şekilde pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeden oluşan veri setimizin tarım ve hayvancılık sektörleri için anlamlı katsayılara ulaşılamamıştır. Bunun nedeni Kandilov (2008) çalışmasında belirttiği gibi ihracat sübvansiyonlarının kurdaki oynaklığın artmasıyla pozitif olarak korele olması ile açıklanabilir. Ülke para birimlerinde yaşanan hareketlerin sert ve güçlü olduğu dönemlerde tarım sektörüne yönelik ihracat sübvansiyonlarının artması bu sektörün rekabetçiliğinin artması ile ihracatına olumlu olarak yansıyor oluşu para biriminde yaşanan değer kazancına rağmen sektörlerin ihracat performansının artmasına neden olabilir. Diğer yandan analizimizde yer alan diğer hayvansal ürünler, yağlı tohumlar, büyükbaş ve küçükbaş hayvan eti, yağlı tohumlar, şeker, sebze ve meyveler, bitkisel lif, diğer tahıllar, bitkisel yağlar, çiğ süt gibi tarım ve hayvancılık sektörü içinde yer alan alt başlıklarda reel efektif döviz kurunun ihracat üzerindeki etkisi negatif olarak hesaplanmıştır. Söz konusu sektörler içinde bitkisel yağlar ve çiğ süt grubunun katsayısı istatistiksel olarak anlamlı hesaplanırken, tüm sektörler arasından kurdaki hareketlerden en sert şekilde etkilenen grup çiğ süt olarak tespit edilmiştir. Çalışmamızda incelenen sektörler arasında pek çok imalat sektörü için para birimlerindeki artışların söz konusu sektör ihracatına beklentimize paralel olarak olumsuz yansıdığı tespit edilmiştir. Bu sektörler içinde tekstil, hazır giyim, deri ürünleri, içecek ve tütün ürünleri, metal ürünler, mineral ürünler, kimyasallar, kauçuk ve plastik ve diğer makinalar imalatı için istatistiksel olarak anlamlı negatif katsayılar hesaplanmıştır. Bu sektörler arasından kurdaki hareketlerden en yüksek oranda etkilenen sektörler tekstil ve deri ürünleri olarak gözükmektedir. Bu sektörleri sırasıyla diğer makine imalatı ardından kimyasal, kauçuk ve plastik, mineral, metal ve hazır giyim imalatı izlemektedir. Diğer ulaşım araçları, kâğıt ürünler, demir dışı metal, diğer 40 gıda ürünleri, elektrikli makinalar, petrol kömür ürünleri, diğer gıda ürünleri, elektrikli makinalar gibi imalat sektöründe yer alan diğer sektörler için negatif katsayılar hesaplanmasına rağmen bu katsayılar istatistiksel olarak anlamlı bulunamamıştır. Diğer yandan, diğer imalat sanayi, işlenmiş pirinç, motorlu araçlar ve demir çelik imalatı sektörlerinin ihracatının kur hareketlerinden pozitif yönde etkilendiği tespit edilmiştir. Bu sektörler arasından diğer imalat sanayi ve işlenmiş pirinç alt başlıklarında katsayılar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Bu sonuçlar arasından motorlu araçlar için hesaplanan pozitif katsayı dikkat çekmektedir. Benzer şekilde sadece ABD verisi ile yapılan bir araştırma olan Avsar ve Turkcan (2013), bu sektör ihracatının döviz kurunda yaşanan oynaklıklardan olumlu yönde etkilendiği sonucuna ulaşmıştır. Motorlu araçlar sektöründe görülen üretimin uluslararası boyutta parçalanması diğer bir ifadeyle farklı ülkede dizayn edilmesi ardından parçalarının bir diğer ülkede üretilmesi ve başka bir ülkede birleştirilmesi ile sektörde ara malı ithalatının arttığı bilinmektedir. Sektörde yaşanan bu durum nedeniyle kur hareketlerinin sektör ihracatına pozitif yansıdığı düşünülmektedir. 2. TÜRKİYE İÇİN HESAPLANAN SEKTÖR ESNEKLİK KATSAYILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Tablo-6’da yer alan Türkiye için hesaplanan sektör esneklik katsayılarının daha rahat yorumlanabilmesi için katsayılar Grafik-3’te gösterilmektedir. Dünya ortalamalarını gösteren katsayılar gibi, Türkiye özelindeki sonuçlar incelendiğinde de kur hareketlerinin ihracat üzerindeki etkisinin sektörel farklıklar gösterdiği görülmektedir. Dolayısıyla çalışmamızın ilk sonucu kurda yaşanan hareketlerin Türkiye ihracatı üzerindeki etkisini incelemek için sektörel ihracat detayında söz konusu ilişkinin araştırılması gerektiğidir. Nitekim bazı sektörlerin kur hareketlerinden pozitif yönde, bazı sektörlerin ise negatif yönde etkilendiği tespit edilmiştir. Dünya ortalamalarında izlenen tarım ve hayvancılık grubu için hesaplanan pozitif katsayılar ile imalat sanayi için hesaplanan negatif katsayılar yorumunun 41 Türkiye özelinde hesaplanan katsayılar değerlendirildiğinde benzer bir tablo çizdiği görülmektedir. Yalnız, dünya ortalamalarında farklı olarak Türkiye özelinde belli tarım ürünlerinin TL’deki değer kazançlarına oldukça duyarlı olduğunun tespit edilmesi dikkat çekicidir. Tarım ana başlığı altında şeker kamışı ve pancarı, yağlı tohumlar, çiğ süt, bitkisel yağlar alt başlıkları için istatistiksel olarak anlamlı negatif katsayılar hesaplanmıştır. Bitkisel lif sektörü için ise istatistiksel olarak anlamsız negatif bir katsayı tespit edilmiştir. Söz konusu beş sektörün aynı zamanda kur hareketlerine en duyarlı sektörler olduğu görülmektedir. Benzer şekilde bu ana başlık altında yer alan sebze ve meyveler için daha sınırlı bir büyüklükte esneklik hesaplanırken, işaretinin negatif ve istatistiki olarak anlamlı olduğu dikkat çekmektedir. Diğer yandan buğday için hesaplanan esneklik katsayısının negatif tespit edilmesine rağmen istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Tarım grubu içinde yer alan çeltik pirinç ve diğer tahıllar için ise esneklik katsayıları pozitif ve istatistiksel olarak anlamsız olarak bulunmuştur. Tüm sektörler arasında kur hareketlerine en duyarlı sektörlerin tarım ana başlığına ait olması dikkat çekmektedir. Bu sonuç literatürde Türkiye için yapılan çalışmalar içinde sektör verisi ile çalışan Yazıcı(2008) çalışmasındaki tarım sektörü bulguları ile benzerlik göstermektedir. Tarım ana başlığı altında tespit edilen negatif katsayıların aksine özellikle hayvancılık sektöründe tespit edilen pozitif katsayılar çalışmanın bir diğer önemli sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayvancılık ana başlığı altında toplayacağımız, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, balıkçılık, diğer et ürünleri, diğer hayvansal ürünler, süt ürünleri, büyükbaş ve küçükbaş hayvan eti için pozitif katsayılarınn hesaplanması dikkat çekicidir. Ekonomi Bakanlığı olarak bu tespit sonucunda yukarı yönlü kur hareketlerine karşı uygulanacak politikalarda bu sektöre öncelik verilmesi gerektiği düşünülmektedir. 42 Grafik-3: Türkiye için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayıları Sektör Esneklik Katsayıları (Türkiye) Diğer İmalat Sanayi*** Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At*** Balıkçılık*** Demir ve Çelik*** Diğer Et Ürünleri Kağıt Ürünler Diğer Hayvansal Ürünler Çeltik Pirinç İşlenmiş Pirinç Süt Ürünleri** Diğer Tahıllar Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Petrol, Kömür Ürünleri Demir Dışı Metaller Ormancılık Şeker Elektrikli Makinalar** Metal Ürünler Diğer Makinalar Motorlu Taşıtlar Sebze ve Meyveler* İçecek ve Tütün Ürünleri*** Yün, İpek Böceği*** Ahşap Ürünler*** Diğer Gıda Ürünleri* Buğday Mineral Ürünler*** Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik*** Tekstil*** Hazır Giyim*** Diğer Bitkisel Ürünler*** Deri Ürünleri*** Diğer Ulaşım Araçları*** Bitkisel Yağlar*** Çiğ Süt*** Yağlı Tohumlar*** Bitkisel Lif Seker Kamışı ve Pancarı*** 163,3 115,4 94,7 17,4 12,7 10,1 9,9 7,8 6,2 5,7 3,4 2,2 1,1 0,0 -2,3 -2,6 -4,8 -5,0 -5,3 -5,3 -7,9 -8,4 -10,2 -10,9 -11,2 -11,5 -12,0 -12,3 -13,9 -15,0 -15,0 -16,6 -17,2 -25,8 -27,8 -45,3 -49,3 -65,9 -100 -50 0 50 100 150 200 Kaynak: Model Sonuçları 43 Hayvancılık sektörünün kurdaki yukarı yönlü hareketlerden en olumsuz etkilenen sektör olarak tespit edilmesinin en önemli nedeni Türkiye’nin yem ve yem ham maddesi üretiminde dışa bağımlı olması yatıyor olabilir. Dışa bağımlılık nedeniyle, döviz fiyatlarında yaşanan artışların maliyetlere doğrudan yansıması ile üretimin düşürüyor olması ihracat performansları üzerinde etkili olabileceği düşünülmektedir. Söz konusu sorunlar değerlendirildiğinde, Ekonomi Bakanlığı olarak kurdaki yukarı yönlü hareketlerin sektöre olumsuz yansımasını engellemek için söz konusu TL’nin güçlü değer kaybettiği dönemlerde, dönemsel olarak sektöre özel gümrük vergilerinin düşürülmesi değerlendirilmelidir. Tarım ve hayvancılık sektörüne ilişkin sonuçlar bu şekilde tartışılabilecekken, imalat sanayi katsayılarının detaylarında da önemli sonuçlar yatmaktadır. Öncelikle imalat sanayi sonuçlarının daha iyi yorumlanabilmesi için bu başlık altında yer alan sektörlerin farklı özelliklerine göre hesaplanan katsayılar ile sektör özellikleri arasındaki ilişkiyi incelemenin yararlı olacağı düşünülmektedir. Söz konusu sektör özellikli etkileri göz önüne almak için Fouquin v.d. (2001) çalışmasındaki yol izlenmiştir. Bu kapsamda imalat sanayi sektörleri için açıklanan yoğunlaşma oranları, sektör sanayi üretim endeksleri ile kapasite kullanım oranları ile o sektör için hesaplanan katsayılar arasındaki ilişki incelenmiştir. Sektör yoğunlaşma oranları15 ve sanayi üretim endeksi TÜİK veri tabanından, kapasite kullanım oranı ise TCMB’den elde edilmiştir. Hesaplanan katsayılar ile söz konusu sektör özelinde yayınlanan değişkenler arasındaki ilişki Tablo-7’de incelenmektedir. Yoğunlaşma oranları, 2013 yılı Sanayi ve Hizmet İstatistikleri araştırması kapsamındaki girişimlerin faaliyet türü birimleri bazında ciro değerleri kullanılarak NACE Rev. 2 sınıflamasına göre sınıflar (4 rakamlı) düzeyinde hesaplanmıştır. Girişimin faaliyet gösterdiği her farklı ekonomik faaliyet sınıfı, faaliyet türü birimi olarak alınmıştır. Bu çalışmada temel alınan yoğunlaşma oranı (CR4: Concentration Ratio), bir ekonomik sınıftaki en büyük 4 girişimin ciroları toplamının, o ekonomik sınıftaki toplam ciro değerine bölünmesiyle elde edilmiştir. 15 44 Tablo-7: Türkiye için Hesaplanan İmalat Sanayi Sektörü Esnekliklerinin Diğer Sektör Göstergeleri ile İlişkisi Bağımsız Değişken: Sektör İhracatının Kur Esnekliği Kat Sayı Açıklayı Değişkenler (Standart Hata) Yoğunlaşma Sanayi Kapasite Kullanım Oranı Sabit -21.338*** (2.433) -0.195*** (0.055) -0.075*** (0.195) 42.891*** (17.196) Kaynak: Yazar Hesaplamaları Tablo-7’de dikkat çeken sonuç hesaplanan esneklik katsayıların tüm değişkenler ile negatif bir ilişkiye sahip olmasıdır. Söz konusu ilişki yoğunlaşma oranı ve sanayi üretim endeksi için istatistiksel olarak anlamlı tespit edilmiştir. Yoğunlaşma oranına ilişkin katsayının negatif hesaplanması, sektördeki rekabetin azaldığı ortamda kurun ihracat performansı üzerindeki etkisinin daha sınırlı olduğu sonucuna işaret etmektedir. Bu durum firmaların daha büyük olduğu sektörlerde yani yoğunlaşma oranının yüksek olduğu sektörlerde söz konusu büyük firmaların kur hareketlerine karşı daha az duyarlı olduklarına işaret etmektedir. Bu esneklik altında bu firmaların finansal piyasalara erişiminin daha kolay olması ile türev piyasalarda işlem yapmaları ile açıklanabilir. Diğer bir ifadeyle kur hareketlerini türev enstrümanlarla sabitleyen firmaların bu hareketlerden etkilenmesinin daha sınırlı olması yani esnekliklerinin daha küçük olması beklenmektedir. Fakat bu piyasaların Türkiye’de henüz sığ olması nedeniyle bu işlemlere öncelikle büyük firmaların erişiminin olduğu ve bu nedenle yoğunlaşma oranlarının yüksek olduğu sektörlerde kur hareketlerinin ihracat üzerindeki etkisinin zayıf olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sektör büyüklüğünü yansıtacağı düşünüldüğü için eklenen sanayi üretim endeksi değişkeni ise hem negatif hem de istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Hesaplanan negatif değişken Fouquin v.d. (2001) çalışmasında da belirtildiği gibi teorik beklentilere paralel bir tablo çizmektedir. Çünkü firmaların üretiminin artması 45 durumunda o sektörün TL’deki hareketleri ihracat performansına daha sınırlı yansıtabilmesi münkün gözükmektedir. Diğer yandan kapasite kullanım oranı için de negatif bir katsayı hesaplanırken, istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Sektörlerin farklılıkları ile hesaplanan katsayılar arasındaki ilişki dışında Grafik-3 detaylı bir şekilde incelendiğinde ise, karşımıza çıkan bir diğer sonuç, imalat sanayi grubu içinde kur hareketlerine en duyarlı sektörlerin diğer ulaşım araçları, tekstil ve hazır giyim, kimyasallar, kauçuk, plastik ve mineral ürünler olarak tespit edilmesidir. Söz konusu sektörler için hesaplanan esneklik değerlerinin diğer ulaşım araçları hariç birbirine yakın olduğu görülmektedir. Bu sektörleri ahşap ürünler, içecek ve tütün ürünleri ile elektrikli makinalar alt başlıkları izlemektedir. Motorlu taşıtlar, diğer makinalar, metal ürünler grupları için ise anlamsız negatif katsayılar bulunmuştur16. İmalat sanayi içinde yer alan demir çelik sektörünün ise kurdaki hareketlere esnekliğinin pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı olması dikkat çekmektedir. Söz konusu sektörde, hammadde olarak kullanılan demir cevheri ve kömürün ithal ediliyor oluşu sektörün TL’deki değer kayıplarından ters yönde etkilenmesinde rol oynayabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla, kurda yaşanan yukarı yönlü hareketlerde sektördeki ihracat büyüklüğünü koruyabilmek için, dönemsel olarak %1 oranında bulunan demir cevheri gümrük vergisinin düşürülmesi veya kaldırımlası ya da temel girdi ithalatının finansmanına yardımcı olmak için sektöre yönelik teşvikler veya muafiyetler sunulması gerektiği değerlendirilmektedir. Diğer yandan, kâğıt ürünleri ile demir dışı metaller grubu için hesaplanan sektör esnekliklerinin elastik olmadığı tespit edilirken, söz konusu iki sektörün kur hareketleri nedeniyle ihracat performansının etkilenmediği sonucu dikkat çekmektedir. Ekonomi Bakanlığı olarak ihracat performansında Türkiye’nin parlayan yıldız sektörleri içinde yer alan otomotiv sektörü özelinde analizimizin sonuçlarının detaylandırılması gerektiği düşünülmektedir. Bu kapsamda bir sonraki bölümde bu sektör için hesaplanan katsayıların veri seti içinde yer alan tüm ülkeler için ayrı ayrı değerlendirilecek ve bu sektörün diğer ülkelerde de döviz kurundaki hareketlerden nasıl etkilendiği araştırılacaktır. 16 46 3. DÜNYA-TÜRKİYE SEKTÖR ESNEKLİK KATSAYILARININ KARŞILAŞTIRILMASI Dünya ve Türkiye için ayrı ayrı hesaplanan katsayıların karşılaştırılması da sonuçların yorumlanması açısından önemli gözükmektedir. Nitekim hesaplanan katsayıların Türkiye özelinde oldukça farklılaştığı dikkat çekmektedir. Sektörlerin ayrı ayrı incelenmesi öncesinde, Grafik-4’ten görüleceği üzere sonuçlar arasında dikkat çeken en büyük farklılık, esneklik katsayılarının Türkiye detayına indirgenince oldukça yükselmesidir. Diğer bir ifadeyle, para birimlerinde yaşanan hareketlerin Türkiye ihracatı üzerindeki etkisi dünya ortalamalarının üzerinde bir tablo çizmektedir. Bu durum aslında literatürde yapılan pek çok çalışmada da görülmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkelerinin karşılaştırılmasını yapan pek çok çalışmada gelişmekte olan ülkeler için kur hareketlerinin ihracat performansı üzerindeki etkisinin daha anlamlı ve güçlü bulunduğu gözükmektedir. (Grier ve Smallwood (2007), Arize v.d. (2000), Clark v.d.(2004), Peridy (2003), Sauer ve Bohara (2001)). Gelişmekte olan ülkelerde söz konusu kur etkisinin daha yüksek olması altındaki nedenler literatürde bu ülke gruplarının finansal türev enstrümanlara ulaşmasının daha zor olması ve bu nedenle bu ülkelerin kur hareketleri karşısında kendilerini güvene almalarının daha zor olması nedeniyle açıklanmaktadır. Söz konusu türev piyasaların sığ oluşu nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin kur hareketlerinden daha sert bir şekilde etkilendiği sonucuna ulaşıldığı görülmektedir. Söz konusu sonuç değerlendirildiğinde, Ekonomi Bakanlığı olarak öncelikle tüm sektörler özelinde kur etkisinin ticarete olumsuz yanlarını azaltmak için firmaların söz konusu türev ürünlere daha kolay ulaşmalarını sağlamak ve bu konuda firmaların bilinçlendirilmesinde yardımcı olmak gerektiği düşünülmektedir. Söz konusu türev ürünlerinin anlaşılması ve uygulamadaki zorluklar değerlendirildiğinde mevcut bu sorunların giderilmesi için TİM ile işbirliği ile bu konularda eğitimlerin verilmesi ve firmaların desteklenmesi sağlanabilir. 47 Grafik-4: Türkiye ve Dünya için Hesaplanan Sektör Esneklik Katsayılarının Karşılaştırması Esneklik Değerlerinin Karşılaştırılması Diğer İmalat Sanayi Diğer Makinalar Elektrikli Makinalar Diğer Ulaşım Araçları Motorlu Taşıtlar Metal Ürünler Demir Dışı Metaller Demir ve Çelik Mineral Ürünler Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik Petrol, Kömür Ürünleri Kağıt Ürünler Ahşap Ürünler Deri Ürünleri Hazır Giyim Tekstil İçecek ve Tütün Ürünleri Diğer Gıda Ürünleri Şeker İşlenmiş Pirinç Süt Ürünleri Bitkisel Yağlar Diğer Et Ürünleri Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Balıkçılık Ormancılık Yün, İpek Böceği Çiğ Süt Diğer Hayvansal Ürünler Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Diğer Bitkisel Ürünler Bitkisel Lif Seker Kamışı ve Pancarı Yağlı Tohumlar Sebze ve Meyveler Diğer Tahıllar Buğday Çeltik Pirinç -100 163,3 6,4 -5,3 -2,5 -4,8 -0,8 -17,2 -1,5 -5,3 -5,0 -1,8 1,4 -1,0 0,0 0,5 17,4 -12,0 -1,8 -12,3 -1,9 -0,8 1,1 10,1 -1,4 -10,9-1,7 -16,6 -5,5 -15,0 -1,6 -13,9 -3,7 -8,4 -1,3 -11,2-0,9 -2,6 -0,7 6,2 3,1 5,7 1,4 -25,8 -2,2 1,1 12,7 2,2 -0,5 94,7 2,1 -2,3 -2,4 -10,2 -27,8 0,8 -6,5 9,9 -0,2 115,4 1,2 -15,0 0,9 -49,3 -1,0 -65,9 2,4 -45,3 -50 -0,4 -7,9 -0,7 -1,3 -11,5 3,4 1,5 7,8 0,3 0 Türkiye 50 100 150 200 Dünya Kaynak: Model Sonuçları 48 Tablo-7’de yoğunluk oranları ile esneklik katsayıları arasında hesaplanan negatif ilişki değerlendirildiğinde, büyük firmaların finanasal piyasalara erişiminin daha kolay olduğu sonucuna ulaşılırken, özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların önceliklendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu çerçevede, söz konusu firmaların eğitimlerle bilinçlendirilmesi dışında türev piyasalardaki işlemlerin getirdiği maliyetlerin verilen teşviklerle azaltılması ile firmaların söz konusu piyasalara özendirilmesi ve alıştırılması sağlanabileceği düşünülmektedir. Türkiye’de TL’nin değer kazançları neticesinde pek çok sektörde ihracat performansının dünya ortalamasının üzerinde etkilendiği sonucu karşısında önerilecek bir diğer politika, Türkiye’nin küresel piyasalardaki rekabet gücünün arttırılmasının sağlanmasıdır. Bu kapsamda mevcut Ekonomi Bakanlığı çalışmalarının en kırılgan tespit edilen sektörlerin önceliklendirilmesi değerlendirilmektedir. Rekabet gücünün arttırılması için ayrıca inovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesinin de söz konusu sektörlerel farklılıklar gözetilerek yapılması gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca üretimde yer alan ithal girdilerin yurtiçi üretimle sağlanması için yürütülen GİTES çalışmaların da söz konusu sektörel farklılıkların değerlendirilmeye alınması gerektiği çalışmanın bir diğer önerisi olarak dikkat çekmektedir. Son olarak, sektörün ihracatı yapılan ülke çeşitliliğinin artması da ihracat performansının TL’de değer kazançları karşısındaki kırılganlığını azaltacaktır. Dolayısıyla kırılgan tespit edilen sektörlerin daha çeşitli ülkelere ihracat yapılmasının desteklenmesi aynı zamanda inovasyon çalışmaları ile daha kaliteli, küresel piyasalarda rekabet gücü yüksek ürünler üretilmesinin sağlanması kur hareketlerinin ihracatı olumsuz etkilemesini sınırlayacağı değerlendirilmektedir. Tüm bu değerlendirmeler çalışmanın geneli için yapılacak öneriler olarak düşünülmektedir. Diğer yandan dünya ortalamaları ile Türkiye için hesaplanan katsayılar arasında tespit edilen bir farklılık Türkiye’deki tarım ana grubu altında yer alan beş ana sektörün beklentimiz yönünde para birimlerinde yaşanan değer kayıplarından olumlu yönde etkilendiği sonucudur. Bu sektörler içinden sadece çiğ süt ve bitkisel yağlar alt başlıkları için dünya ortalamalarının istatistiksel olarak 49 anlamlı ve negatif olduğu görülmüştür. Fakat söz konusu katsayıların Türkiye için oldukça yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Bu kapsamda analizimizin zengileştirilmesi için söz konusu sektörlerin ayrı bir başlık altında değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. 3.1 Şeker Kamışı ve Pancarı Hesaplanan kur esneklik katsayılarının en yüksek olduğu sektör şeker kamışı ve pancarı olarak tespit edilmiştir. Bu nedenle söz konusu grubun detaylarının incelenmesi gerektiği düşünülmektedir. Dünyadaki şeker pancarı üretimi incelendiğinde, FAO verilerine göre, dünyada 50 ülkede şeker pancarı üretildiği görülmektedir. Dünyanın en büyük 10 şeker pancarı üreticisi ülkenin dünya toplam şeker pancarı üretimindeki payı %80 dolayındadır. Türkiye 2012 yılında 15.000 ton ile dünya içinde şeker pancarı üretiminde ilk altıncı sırada yer almakatadır. TÜİK verilerine göre Türkiye’de şeker pancarı üretimi 1998 yılında 22 milyon tondan, 2014 yılında 17 milyon tona gerilemiştir. Buna karşılık aynı dönemde hektar başına verim 44 tondan 57 tona yükselmiştir. Şeker pancarı üretiminde 1998 yılından sonra kota sistemi uygulanmaya başlanmıştır. Şeker pancarı ve şeker politikası 2001 yılında yürürlüğe giren 4634 sayılı Şeker Kanunu ile düzenlenmiştir. TC Şeker Kurumu 2014 yılı faaliyet raporunda bu politikayı şöyle açıklamaktadır: “Ülkemizin şeker politikası yurt içi talebin öncelikle yurt içi üretimle sağlanması temeline dayanmaktadır. 2001 yılında yürürlüğe giren 4634 sayılı Şeker Kanunu ile bu amaç doğrultusunda yeni önemli düzenlemeler getirilmiştir. Kanunun amacı, yurt içi talebin yurt içi üretimle karşılanmasına ve gerektiğinde ihracata yönelik olarak Türkiye’de şeker rejimini, şeker üretimindeki usul ve esaslar ile fiyatlandırma, pazarlama şart ve yöntemlerini düzenlemektir.” Söz konusu kanun içinde şeker arzının Şeker Kurulu tarafından belirlenecek kotayla planlanmasına ilişkin hükümler yer almaktadır. 50 Grafik-5: Şeker Pancarı-Kamışı Dış Ticareti 1701-Kamış/Şeker Pancarı Dış Ticareti (milyon $) 50 45 40 35 30 25 20 15 10 5 0 44,4 25,4 9,4 10,9 6,1 2012 4,5 2013 İhracat 2014 İthalat Kaynak: TUİK Kuşkusuz şeker pancarı üretmi için uygulanan bu politikanın analizimizin sonuçları üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Üretimin kanun tarafından kota ile belirlenmesi sektörün serbest bir şekilde kur hareketlerine vereceği tekpiyi etkilediği düşünülmektedir. Zaten üretim kota ile belirlenirken, yurtiçi talebi karşılamasının gözetilmesi şeker pancarı ihracatının ve ithalatının oldukça sınırlı olmasına neden olmaktadır (Bkz. Grafik-5). Bu durumun sektöre yönelik hesaplanan katsayının yüksek tahmin edilmesine neden olmuş olabileceği düşünülmektedir. 3.2 Bitkisel Lif Analizimizde, bitkisel lif başlığı altında da oldukça yüksek esneklik katsayıları hesaplanmıştır. Fakat söz konusu katsayı istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Bitkisel lif başlığı altında tekstilde kullanılan ham nebati maddeler yer almaktadır. Söz konusu grup içinde dünya bitkesel lif üretiminin FAO verilerine göre %80’inin pamuk ile gerçekleştiği bilinmektedir. Benzer şekilde ülkemizde de, ana lif bitkisi olarak pamuk üretimi yapılmaktadır. Pamuğun yanı sıra az da olsa keten ve kenevir üretimi de yapılmaktadır. 51 FAO verilerine göre, Türkiye pamuk ekim alanı yönünden dünyada 10., lif üretimi ve verim yönünden ise 7. sırada yer almaktadır. Üretimden dünya sıralamasında ön sıralarda yer almasına rağmen Türkiye’de hızla artan pamuk talebi, net pamuk ihracatçısı olan Türkiye’yi 1991 yılından sonra net pamuk ithalatçısı yapmıştır. Pamuk tüketimi, iç üretimle karşılanamadığından, her yıl bir önceki yıldan artan miktarlarda pamuk ithal ediliyor olması dikkat çekmektedir (Bkz: Grafik-6) Grafik-6: Pamuk Dış Ticareti 52-Pamuk Dış Ticareti (milyar $) 3,5 3,02 2,99 3 2,38 2,5 2 1,79 1,93 1,88 1,5 1 0,5 0 2012 2013 İhracat 2014 İthalat Kaynak: TUİK Diğer yandan, Türkiye’de pamukta pek çok diğer tarım ürünü aksine miktar kısıtlaması olmadan sıfır gümrük ile pamuk ithalatı serbest bir şekilde yapılmaktadır. Bu durum ithalatın cazibesini arttırarak sektör üretiminin ve ihracatının performansını düşürmektedir. Analiz sonucunda sektör ihracatı üzerinde kurun etkisini gösteren esneklik katsayılarının yüksek bulunmasında sektördeki bu durum etkili olmuş olabilir. Diğer bir ifadeyle kur hareketlerinin ithalatı daha cazip hale getirdiği dönemlerde üretimin daha çok zayıflaması ve ihracat performansının kurdaki düşüş etkisi yanında üretim düşüşü ile birlikte daha sert düşmesine neden olmuş olabilir. Pamuk başta tekstil olmak üzere pek çok sanayi sektörünün girdisi olarak Türkiye ekonomisinde yeri oldukça kritik bir önem arz etmektedir. Dolayısıyla, sektöre yönelik 52 bir politika belirlenmesi için daha detaylı bir analiz yapılması gerektiği düşünülmektedir. 3.3 Yağlı Tohumlar ve Bitkisel Yağlar Yağlı tohumlar için hesaplanan esneklik katsayının da oldukça yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Yağlı tohumlar soya, yer fıstığı, ayçiçeği, susam, aspir gibi çeşitli maddelerin ana başlığı olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’de tarımı yapılan yağlı tohumlar içinde en önemlisi ayçiçeğidir. Ayçiçeği dışında soya, susam, haşhaş, kendir, yer fıstığı, aspir ve kanola gibi bitkilerin de üretimi yapılmaktadır. Türkiye dünyada sayılı ayçiçeği üretici ülkeleri arasında yer almaktadır. Fakat üretiminin yurtiçi talebi karşılamaması nedeniyle Türkiye’nin ayçiçeği pazarında da net ithalatçı konumda olması dikkat çekmektedir. Aslında Türkiye’nin tüm yağlı tohumlar içinde yer alan tarım ürünlerinde net ithalatçı konumunda olduğu oldukça sınırlı ihracat gerçekleştirebildiği dikkat çekmektedir (Bkz: Grafik:7). Grafik:7 Yağlı Tohumlar Dış Ticareti 12-Yağlı Tohumlar Dış Ticareti (milyar $) 2,5 2,3 2 1,7 1,7 1,5 1 0,5 0,3 0,2 0,3 0 2012 2013 İhracat 2014 İthalat Kaynak: TÜİK Yağlı tohumlar grubunda hesaplanan yüksek esneklik değerlerine paralel olarak bu tohumların işlenmesiyle üretilen bitkisel yağlar grubunun da hesaplanan esneklik katsayının oldukça yüksek ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir. 53 Bitkisel yağlar ana başlığı altında da Türkiye’nin net ithalatçı konumda olduğu görülmektedir (Bkz Grafik-8). Bu grupta tespit edilen katsayı altında aslında sektördeki üretimde girdi olarak kullanılan yağlı tohumlar için hesaplanan yüksek değerin rol oynadığı düşünülmektedir. Grafik:8 Bitkisel Yağlar Dış Ticareti 1507-1515 Bitkisel Yağ Dış Ticareti (milyar $) 2 1,8 1,6 1,4 1,2 1 0,8 0,6 0,4 0,2 0 1,9 1,6 1,6 0,9 0,9 0,6 2012 2013 İhracat 2014 İthalat Kaynak: TÜİK Analizimizde söz konusu birbiri ile içiçe olan iki sektördeki ihracatın kur hareketlerine de oldukça duyarlı olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla, TL’deki değer kazançlarının yaşandığı dönemlerde ihracatın azalmasını engellemek için bu dönemlerde yapılacak politikalarda bu sektöre ve üreticilerine öncelik verilmesi sektörün kırılganlıklarını azaltabileceği değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, tersi durumda yani kurun yükseldiği dönemlerde yurtiçi talebin büyük kısmının ithalat ile karşılandığı sektörde artan ithalat maliyetlerine karşı sektöre yönelik indirimler yapılması değerlendirilebilir. 54 3.4 Çiğ Süt Çiğ süt yani işlenmemiş süt sektörünün esneklik katsayı analizimizde tespit edilen kur hareketlerinden güçlü bir şekilde etkilenen bir diğer sektör olarak gözükmektedir. Bu sektörde dünya ortalamaları için hesaplanan esneklik değerinin de diğer sektörlere göre oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Dünyadaki süt üretimi incelendiğinde, FAO verilerine göre, dünyadaki en önemli süt üretici ülkeler AB, ABD, Hindistan, Çin, Rusya, Pakistan, Brezilya, Yeni Zelanda, Ukrayna ve Türkiye’dir. AB ve Yeni Zelanda dünyanın en büyük süt ve süt ürünleri ihracatçısı ülkelerdir. Türkiye’nin süt ihracatı ise 2014 yılı itibariyle 26,8 milyon $ seviyesinde bulunmaktadır. Türkiye’nin en çok süt ihraç ettiği ülkeler ise Irak, Libya, KKTC, Azerbaycan gibi komşu ülkelerdir. Türkiye’nin ayrıca çiğ süt sektöründe net ihracatçı konumda olduğu görülmektedir (Bkz: Grafik-9). Grafik:9 Çiğ Süt Dış Ticareti 12-Çiğ Süt Dış Ticareti (milyon $) 30 25 26,8 23,3 22,2 20 15 10 5 2,4 1,6 0,9 0 2012 2013 İhracat 2014 İthalat Kaynak: TÜİK 55 Türkiye’de çiğ süt üretimi yapan birimlerin oldukça dağınık olması, süt toplama işleminin etkinliğini azaltırken maliyetleri yükseltmektedir. Diğer yandan, kırsal alanda küçük işletmelerde yapılan üretimin verimi Avrupa ülkeleri ile rekabet edecek boyutta bulunmamaktadır. Küçük işletmelerin AB standartlarına uygun süt üretebilmeleri ve üretim maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı kar elde edebilmeleri oldukça zor görünmektedir. Bu nedenlerle, sektör ihracat performansında kur etkisinden daha önemli diğer faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Diğer yandan söz konusu esnekliğin yüksek tespit edilmesinin arkasındaki bir diğer neden çiğ süt ürünleri ihracatının daha çok gelir düzeyi düşük komşu ülkelere yapılıyor olması etkili olmuş olabilir. TL’nin değer kazandığı dönemlerde bu ülkelerin gelirlerine oranla ihracatın pahalılaşması çiğ süte olan talebi azaltmış olabilir. Bu nedenle süt üretiminde AB standartlarının yakalanması ve rekabet düzeyinin artırılması ve ihracatın daha çeşitli ülkelere yapılmasının sağlanması yönünde sektöre teşvikler verilmesi gerektiği düşünülmektedir. Yüksek hesaplanan katsayıların tarım grubuna ait olması ve her sektör için yapılan ayrı değerlendirmelerin ardından, imalat sanayi sektörü altında yer alan önemli sektörler ve yanı sıra analizimiz sonuçları nedeniyle kırılgan bulunan sektörlerin de ayrı değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu nedenle, bundan sonraki bölümlerde imalat sanayi sektörleri özelinde sonuçlar detaylandırılacaktır. Bu kapsamda ilk olarak Türkiye ihracatında ilk sırada yer alan motorlu taşıtlar sektörü için sonuçlar tartışılacaktır. 3.5 Motorlu Taşıtlar Sektörü Türkiye ihracatında en büyük paya sahip olan motorlu taşıtlar sektörünün de detaylı bir şekilde incelemenin faydalı olacağı düşünülmektedir. Motorlu taşıtlar sektörü analizimizde ISIC sınıflaması 34-Motorlu Taşıtlar başlığı altında yer almaktadır. Bu başlık detaylarında motorlu kara taşıtlar, karasörleri, römorkları ve motorlu kara taşıtlarının motorlarıyla ilgili parça ve aksesuarlar yer almaktadır. Araştırma sonucunda, gerek dünya ortalaması gerekse Türkiye özelinde sektör için hesaplanan 56 katsayının istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmektedir. Diğer yandan dikkat çeken farklılık dünya ortalaması için hesaplanan katsayının pozitif, Türkiye için hesaplanan katsayının ise beklentimize paralel negatif olmasıdır. Literatürde otomotiv sektörünü inceleyen çalışmalar içinde Avşar ve Türkcan (2013) ABD otomobil sektörü verisini kullanarak yaptığı analiz sonucunda kur oynaklıklarının sektör ihracatına olumlu yansıdığı sonucuna ulaşırken, BahmaniOskooee v.d. (2013) ABD ve Brazilya verisi ile benzer bir sonuç elde etmiştir. Diğer yandan Bahmani ve Bolhassani (2014) Kanada ile ABD ticaretini incelediği çalışmasında motorlu araçlar grubunun döviz kuru belisizliklerinden olumsuz etkilendiğini hesaplamıştır. Literatürde dolayısıyla sektör özelinde ülke sonuçlarının farklılaştığı görülmektedir. Grafik:10 Motorlu Taşıtlar Dış Ticareti 34 Motorlu Taşıtlar Dış Ticareti (milyar $) 20 19,4 19 19,2 18,4 18,2 18 17 16,8 16,2 16 15 14 2012 2013 İhracat 2014 İthalat Kaynak: TÜİK Otomotiv sanayii, yarattığı katma değer, doğrudan ve dolaylı olarak istihdama katkısı ve teknolojik gelişmeye öncülük etmesi dolayısıyla ülkelerin kalkınmasında önemli bir rol oynamaktadır. Demir-çelik, lastik-plastik, dokuma, cam, boya, elektrik ve elektronik gibi birçok sektörden girdi alması ve pazarlama, tamir, bakım, yedek parça satışları, finansman ve sigortacılık hizmetlerinde yarattığı geniş iş hacmi 57 nedeniyle de ekonomilerde sürükleyici bir özelliğe sahiptir. Sanayileşmiş ülkelerin çoğunda otomotiv sanayii firmaları, ülkelerin büyük şirketleri sıralamasında ilk sıralarda yer almaktadır. Ayrıca otomotiv sektörünün, üretim büyüklüğü açısından toplam imalat sanayii üretimi içerisinde yine ilk sıralarda olduğu gözlenmektedir (OSD, 2006). Türkiye otomotiv sanayi incelendiğinde, TOBB 7. Sektörel Şura Raporu verilerine göre, otomotiv sanayi sektörünü Türkiye’de en büyük 500 sanayi kuruluşu listesindeki 14 kuruluş, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesindeki 6 şirket temsil etmektedir. Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 1000 kişiden 2’si otomotiv sektöründe çalışmaktadır. Otomotiv yan sanayi ise Türkiye’nin en büyük 1000 sanayi kuruluşu listesindeki 44 kuruluş ve Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesindeki 8 şirket tarafından temsil etmektedir. Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 1000 kişiden 6 sı otomotiv yan sanayi sektöründe çalışmaktadır. Toplam otomotiv sanayi sektörü ihracatı 2014 yılında 19,2 milyar $, ithalatı ise 18,4 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Otomotiv sektörünün toplam ihracattan aldığı pay 2014 yılında %12,2 oranıyla ilk sırada bulunmaktadır. Sektör için hesaplanan katsayının dünya ortalamasına göre işaretinin farklılaşması oldukça dikkat çekici bir sonuçtur. Bunun altında yatan nedeni araştırmak için çalışmada kullanılan zengin veri setinin imkânı ile Denklem 4, sadece Türkiye için 1 alan ülke kukla değişkeninin tüm ülkeler için ayrı ayrı modele eklenmesi ve analizin sadece motorlu taşıtlar sektörü özelinde yapılması ile yeniden tahmin edilmiştir. Bu sayede motorlu taşıtlar ihracatının hangi ülkeler için kur hareketlerinden etkilendiği ve ne yönde etkilendiği tespit edilmiştir. Sonuçlar Grafik-11 yer almaktadır. Ülkeler özelinde tahmin edilen model sonuçlarına göre, Suudi Arabistan, Litvanya, Slovenya, Portekiz, Polonya, Hollanda, Meksika gibi ülkelerin ihracatı para birimlerinde yaşanan değer kazançlarından istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde olumsuz etkilenirken; Birleşik Arap Emirlikleri, Finlandiya, Singapur, İrlanda, Şili, ABD ve Çek Cumhuriyeti ihracatları ise para birimlerinde meydana gelen artışlardan 58 istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde olumlu etkilendiği tespit edilmiştir. Türkiye’nin de içinde yer aldığı pek çok ülke için ise sonuçların istatistiksel olarak anlamsız olduğu dikkat çekmektedir. Sonuçların yorumlanabilmesi için söz konusu esneklik katsayıları ile ülkelerin kişi başı GSYİH oranları, motorlu taşıtlar ithalatının ihracatına oranı ile motorlu taşıtlar ihracatının toplam ihracat içindeki payı arasındaki ilişki incelenmiştir. Kişi başına GSYİH oranı WDI, diğer ticaret rakamları Trademap veri sitelerinden derlenmiştir. Motorlu taşıtlar sektörü için hesaplanan esneklik katsayıları ile bu değişkenler arasındaki ilişkiyi gösteren model sonuçları aşağıdaki Tablo-8’de yer almaktadır. Tablo-8: Motorlu Taşıtlar Sektörü için Hesaplanan Esneklik Oranlarının Farklılıklarının Diğer Ülke Ekonomik Göstergeleri ile İlişkisi Bağımsız Değişken: Sektör İhracatının Kur Esnekliği Açıklayı Değişkenler Katsayı 5,23 Kişi Başına GSYİH (1,30) -0,386*** MotorluTaşıtlar İthalat/İhracatı (0,075) -0,383 Motorlu Taşıtlar İhracatı Payı (0,342 5,308 Sabit (4,764) Kaynak: Yazar Hesaplamaları Tablo-8 sonuçları incelendiğinde, motorlu taşıtlar sektörü için hesaplanan esneklik katsayısı üzerinde sadece matorlu taşıtlar ithalatının ihracata oranının istatistiksel olarak anlamlı ve negatif olduğu görülmektedir. Bu durum motorlu taşıtlar sektöründe ithalatın yüksek olduğu zaman döviz kurundaki hareketlerin ihracat üzerindeki etkisinin zayıfladığı sonucuna işaret etmektedir. Sektörün oldukça yüksek olan ithal ara malı bağımlılığı ve sektörün tedarik zincirindeki yeri değerlendirildiğinde bu sonucun beklentilere paralel olduğu değerlendirilmektedir. Model sonucu, ülke para birimlerinin değer kaybetmesinin ihracat üzerindeki olumlu etkisinin ithalat ile sağlanan girdilerin maliyetlerini arttırarak dışlandığı sonucu ile yorumlanabilir. Bu 59 yüzden esneklik katsayıların bu durumlar için daha düşük ve istatistiksel olarak anlamsız hesaplandığı sonucuna ulaşılmaktadır. Modelde yer alan kişi başı GSYİH ile motorlu araçlar ihracatının toplam ihracata oranının ise istatistiksel olarak anlamsız hesaplandığı görülmektedir. Motorlu araçlar için hesaplanan esneklik katsayıları ile ülke büyüklüğünü gösteren kişi başı GSYİH oranları arasında ise pozitif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir. Bu sonuç aslında analizimizde genel olarak izlenen Türkiye’nin esneklik katsayılarının dünya ortalamasında yüksek olmasının altında yatan gelişmekte olan ülkelerin ihracatının kur hareketelerinden daha fazla etkilendiği sonucu ile çelişmektedir. Fakat motorlu taşıtlar sektörü özelinde ülke ekonomilerinin büyüme ile motorlu taşıtlar üretiminde daha fazla ithalat yapılması özellikle üretim süreçlerinin başka ülkelere dağıtılması ile ithalat büyüklüğünün artması ile açıklanabilir. Motorlu taşıtlar ihracatının toplam ihracat içindeki payı ise sektör özelinde hesaplanan esneklik değerleri ile negatif ilişkili olarak hesaplanmaktadır. Bu durum motorlu taşıtlar ihracatının toplam ihracat içindeki payının artması durumunda sektör ihracatının kurdaki değişikliklere verdiği tepkinin azaldığı şeklinde yorumlanabilir. Bu sonucun altında da istatistiksel olarak anlamlı ve negatif hesaplanan sektör ithalatının ihracata oranındaki artışla kur etkisinin zayıflaması yatmaktadır. Sektörün küresel değer zincirindeki yeri düşünüldüğüne beklenen bir sonuç olarak değerlendirilmektedir. Tüm bu analiz sonucunda, Türkiye’nin sektör üretiminde ithalata olan bağımlılığı nedeniyle kur etkisinin anlamsız bulunduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla analiz sonucunda kurdaki yukarı yönlü hareketler karşısında ihracat performansının daha güçlü bir şekilde söz konusu hareketten etkilenebilmesi için sektörün ithalat bağımlılığının azaltılması gerektiği değerlendirilmektedir. Ekonomi Bakanlığı olarak yönetilen GİTES politikası bu anlamla çok önemli bir strateji olarak değerlendirilmektedir. 60 Grafik:11 Motorlu Taşıtlar Esneklik Katsayısı- Farklı Ülkeler Motorlu Araçlar Esneklik Katsayısı-Farklı Ülkeler Birleşik Arap Emirlikleri*** Finlandiya*** Singapur*** İrlanda* Güney Afrika Şili*** Peru Hırvatistan Macaristan Estonya Malezya Amerika Birleşik Devletleri*** Romanya Çek Cumhuriyeti** Norveç İsrail Letonya Yeni Zelanda İsveç Belçika Bulgaristan Türkiye Avustralya İtalya İsviçre Brezilya Japonya Tayland Birleşik Krallık İspanya Meksika*** Avusturya Fransa Almanya Slovak Cumhuriyeti Kanada Hindistan Endonezya Hollanda* Arjantin Yunanistan Danimarka Polonya** Portekiz* Slovenya** Litvanya*** Suudi Arabistan*** -84,0 -100 65,2 17,1 13,5 12,2 12,1 11,5 10,2 8,7 8,7 7,6 7,2 7,2 6,3 5,4 4,9 3,7 3,2 2,7 0,7 0,1 -0,1 -0,1 -0,3 -0,3 -0,7 -1,0 -1,4 -1,8 -2,0 -2,1 -2,2 -2,3 -2,5 -2,5 -2,6 -3,1 -3,5 -5,6 -5,7 -6,0 -6,5 -11,3 -12,2 -16,6 -19,2 -22,2 -50 0 50 100 Kaynak: Model Sonuçları 61 3.6 Tekstil, Hazır Giyim ve Deri Ürünleri Sektörü Analiz sonucunda birbiri ile içiçe olan tekstil, hazır giyim ve deri ürünleri sektörlerinin ihracatlarının istatistiksel olarak anamlı negatif bir şekilde TL’deki değer kazançlarından etkilendiği hesaplanmıştır. Tekstil sektörü hem emek yoğun bir sektör olarak bilinirken, hem de katma değeri yüksek imalat sanayi sektörleri içinde yer almaktadır. Tekstil sektörü, TOBB verilerine göre, Türkiye’nin en büyük 1000 sanayi kuruluşu listesindeki 102 kuruluş, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesindeki 24 şirket ve Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirket listesindeki 2 şirket ile temsil edilmektedir. Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 100 kişiden 2,2’si tekstil sanayi sektöründe çalışmaktadır. Ayrıca Türkiye’deki faaliyet gösteren her 100 firmadan 1,2’si tekstil sanayi sektöründe faaliyet göstermektedir. Tekstil sektörünün 2014 yılı ihracatı 15,4 milyar $, ithalatı ise 6 milyar $ olarak gerçekleşmiştir (Bkz Grafik 12). Benzer şekilde hazır giyim sektörününde de Türkiye’nin net ihracatçı konumda olduğu görülmektedir. 2014 yılı rakamlarına göre hazır giyim sektöründe 13,8 milyar $ ihracat, 2,8 milyar $ ithalat gerçekleşmiştir. Deri ürünleri dış ticaret hacminin ise diğer iki sektörün oldukça altında olduğu görülmektedir. Deri ürünleri ihracatı 2014 yılında 1,2 milyar $, ithalatı ise 1,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye tekstil, hazır giyim ihracatını belli bir bölgeye yoğunlaşmadan yapmaktadır fakat iki sektör ihracatında da Almanya’nın oldukça önemli bir payı vardır. Türkiye, 2014 yılı DTÖ verilerine göre, dünya tekstil ihracatında %4’lük pay ile dünyada 6'ıncı; hazırgiyim ihracatında %3,5'lık pay ile dünyada 8'inci büyük ihracatçı konumundadır. 62 Grafik:12 Tekstil, Hazır Giyim, Deri Ürünleri Dış Ticareti 2014 Yılı Dış Ticaret Verileri (milyar $) 18 16 15,4 13,8 14 12 10 8 6,0 6 2,8 4 1,2 2 1,7 0 Tekstil Hazır Giyim İhracat Deri Ürünleri İthalat Kaynak: TÜİK Tekstil ve hazır giyim sektörünün Türkiye ekonomisi üzerinde oldukça önemli bir rolü bulunmaktadır. Çalışma sonucunda, tekstil, hazır giyim ve deri ürünleri sektörlerinin TL’deki değer kayıplarından güçlü bir şekilde etkilendiği gözükmektedir. Söz konusu hesaplanan esneklik katsayıları dünya ortalamasının oldukça üzerinde olduğu dikkat çekmektedir. Öncelikle söz konusu kırılganlığın azaltılması amacıyla Ekonomi Bakanlığı olarak sektör özelinde türev piyasaların kullanımının arttırılması için gerekli adımların atılması değerlendirilmektedir. Bu amaçla sektör temsilcilerine söz konusu finansal ürünlerin tanıtılması için eğitimler düzenlenmeli ve sektör içinde söz konusu ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Diğer yandan, sektördeki kırılganlığı dikkate alarak TL’nin sert bir şekilde değer kazandığı dönemlerde sektöre yönelik teşviklerin arttırılması ve sektörün diğer sektörlere göre önceliklendirilmesi ihracatında yaşanabilecek düşüşlerin önüne geçilmesinde yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Tasarım ve yaratıcılık, kaliteli moda tekstilleri ve yüksek katma değerli teknik ürünler, AB tekstil ve giyim sanayinin en önemli rekabet avantajları olarak öne çıkmaktadır. Bu rekabet gücünün kazanılması ve muhafaza edilmesinde araştırma ve inovasyon büyük rol oynamaktadır. Teknik 63 tekstil gibi yenilikçi ürünlerin geliştirilmesinde dünya lideri olan Avrupa tekstil sektörü, bu alandaki gücünü yoğun Ar-Ge yatırımları sonucunda elde etmiştir (Tekstil ve Hazır Giyim Sektör Raporu, OKA-2014). Bu nedenle sektörün kırılganlıklarının azaltılması, rekabet gücünün arttırılması için sektöre yönelik inovasyon ve araştırma harcamlarının desteklenmesi gerektiği düşünülmektedir. 3.7 Kimyasallar, Kauçuk, Plastik Sanayi Sektörü Kimya sanayi sektörünü, TOBB verilerine göre Türkiye’nin en büyük 1000 sanayi kuruluşu listesindeki 85 kuruluş, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesindeki 29 şirket, Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketi listesindeki 6 şirket temsil etmektedir. Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 100 kişiden 1,9’u kimya sanayi sektöründe çalışmaktadır. Türkiye’deki faaliyet gösteren her 100 firmdan 1,4’ü kimya sanayi sektöründe faaliyet göstermektedir. Analizde kinyasallar, kauçuk ve plastik sektörleri birlikte değerlendirilmektedir. Bu üç sektör toplamı, 2014 yılında 14,8 milyar $ ihracat, 37,2 milyar $ithalat gerçekleştirmiştir (Bkz Grafik 13). Grafik:13 Kimyasallar, Kauçuk, Plastik Dış Ticareti 241,242,25 Kimyasallari Kauçuk, Plastik Ticareti (milyar $) 40 35 37,2 35,9 33,5 30 25 20 15 13,1 14,8 14,0 10 5 0 2012 2013 İhracat 2014 İthalat Kaynak: TÜİK 64 Söz konusu sektörler için hesaplanan katsayının da dünya ortalamasına göre 3,5 katı fazla olduğu dikkat çekmektedir. Kimya sektörünün dışa bağımlılığı nedeniyle küresel piyasalarda rekabet gücünün düşük olması sektörün ihracat performansına olumsuz yansıyor olabilir. Bu nedenle kurda yaşanan aşağı yönlü hareketlerde sektör ihracatını korumak için sektörün öncelikle ara girdi ithlatına bağımlılığının azaltılması hedeflenmelidir. Bu kapsamda Ekonomi Bakanlığı olarak, sektör girdilerine yönelik yatırımların arttırması için teşvik projelerinin desteklenmesi gerektiği düşünülmektedir. Özellikle sektörel gelişmeyi arttıracak teknolojik gelişmelere yönelik yatırımlara da öncelik verilmesi gerektiği düşünülmektedir. 3.8 Metalik Olmayan Mineral Ürünler Analiz sonuçlarında kur etkisinden istatistiksel olarak anlamlı negatif yönden etkilenen bir diğer sektör metalik olmayan mineral ürünler grubudur. Bu grup içinde cam, sermamik, çimento, kireç, alçı, beton, alçı, kireç, tuğla gibi çoğunlukla inşaat sektöründe girdi olarak kullanılan çeşitli ürünler yer almaktadır. Kuşkusuz bu ürünler içinde çimento üretimi Türkiye ekonomisinde önemli bir yeri bulunmaktadır. TOBB verilerine göre, çimento ve çimento ürünleri sektörünü Türkiye’nin en büyük 1000 sanayi kuruluşı listesindeki 40 kuruluş, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesindeki 18 şirket temsil etmektedir. Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 1000 kişiden 4’ü çimento ve çimento ürünleri sektöründe çalışmaktadır. Türkiye mineral ürünler imalat sanayinde alt sektörler itibarıyla Avrupa ve Dünya'da üretim ve ihracat alanında önemli büyüklüklere ve sıralamalara sahip bulunmaktadır. Üretim itibarıyla değerlendirildiğinde Düz cam üretiminde Trakya Cam, Avrupa'da dördüncü, Dünyada altıncı sırada yer almaktadır. Cam eşya üretiminde Paşabahçe Avrupa'da ikinci, Dünyada üçüncü sırada bulunmaktadır. Cam Ambalaj üretiminde Anadolu Cam Avrupa'da dördüncü, dünyada beşinci sırada yer almaktadır. Seramik kaplama malzemelerinde Türkiye Avrupa'nın üçüncü, Dünyanın dokuzuncu büyük üreticisidir. Türkiye seramik sağlık gereçleri, çimento, hazır beton 65 ve doğaltaşlar da Avrupa'nın en büyük üreticisidir (Mineral Ürünler İmalatı Sanayiİstanbul Sanayi Odası-2014). Türkiye’nin mineral ürünler dış ticaretinde net ihracatçı konumda olduğu görülmektedir (Bkz. Grafik 14) 2014 yılında sektör ihrcatı 4,3 milyar $, sektör ithalatı ise 2,2 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Grafik:14 Metalik Olmayan Mineral Ürünler Dış Ticareti 26-Metalik Olmayan Mineral Ürünler Ticareti (milyar $) 5 4,5 4 3,5 3 2,5 2 1,5 1 0,5 0 4,3 4,3 4,1 2012 2,2 2,0 1,7 2013 İhracat 2014 İthalat Kaynak: TÜİK Söz konusu sektöründe Türkiye ekonomisi üzerinde oldukça önemli bir yeri bulunurken, sektörün kurdaki hareketlere duyarlı bir sektör olduğu tespit edilmiştir. Sektör esnekliğinin dünya ortalamasından 6 kat yüksek olduğu hesaplanmıştır. Dolayısıyla, bu kırılganlıkların azaltılması için bu sektör içinde yer alan alt başlıklardaki üretimin desteklenmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda sektörün rekabet gücünün arttırılması için gerekli teşviklerin desteklenmesi gerekmektedir. Diğer yandan bu sektörün çevre politikaları ile de özel bir ilişkisi vardır. Küresel sera gazı emisyonlarının neredeyse %5’ini üreten çimento sanayi, çevre politikalarında gündeme gelen en önemli sektörlerden biridir. Bu nedenle sektörün rekabet gücünün arttırılmasında çevresel faktörlerin gözetilmesi ve sektröre yönelik teşviklerde ileri ve çevre dostu teknolojilerin geliştirilebilmesi için Ar-Ge çalışmaları önceliklendirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. 66 4. HESAPLANAN ESNEKLİKLERİN GTAP MODELİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü olarak ticaret politikaların dünya ve Türkiye ekonomi üzerindeki nicel etkilerini araştırmak için tasarlanmış genel denge modeli olan GTAP sıklıkla kullanılmaktadır. Fakat, GTAP modellerine karşı öne atılan önemli bir problem model içinde kullanılan yerli ve yabancı ürünler arasındaki ikame esnekliğini gösteren Armington esnekliklerinin tüm ülkeler için aynı kabul edilmesidir. Ayrıca literatürde model içinde sabitlenen Armington esnekliğinin büyüklüğüne dair de önemli çelişkiler bulunmaktadır. Detaylı bir veri seti ile yapılan analiz sonucunda hesaplanan kur değişikliklerinin ticaret üzerine etkisi gösteren katsayılar Armington esnekliği olarak değerlendirilebilecekken, çalışmada yer alan sektörlerin GTAP’de yer alan şekliyle gruplanmasının nedeni söz konusu hesaplanan katsayıların modelde kullanılan katsayılar ile karşılaştırmanın analiz sonuçlarını zenginleştireceği düşünülmektedir. Sonuçların sektörler için ayrı olarak değerlendirilmesi öncesinde, mevcut analiz sonuçlarında görülen Türkiye’nin dünya ortalamasından daha yüksek hesaplanan esneklik katsayıları aslında GTAP modeline yapılan önemli bir eleştiriye ışık tutmaktadır. GTAP modellerinde söz konusu esnekliklerin her ülke için aynı kabul ediliyor olmasının aslında doğru bir yol olmadığı sonucu çalışmamızda net bir şekilde ortaya konulmaktadır. Model sonuçlarının sektör özelinde GTAP modelinde yer alan armington esneklikleri ile karşılaştırmak için yukarıdaki Grafik-15 incelendiğinde, GTAP modeli içinde yer alan armington esnekliklerinin pek çok sektör için dünya ortalaması ile Türkiye özelinde hesaplanan katsayılar arasında yer aldığı görülmektedir. Dolayısıyla Türkiye analizlerinin söz konusu esneklik değerleriyle yapılması sonuçların aşağı yönlü sapmalı olarak tespit edilmesine neden olduğu düşünülmektedir. Diğer yandan, dünya ortalamalası hesaplanırken esnekliklerin olduğundan büyük hesaplanması sonuçların yukarı yönlü sapmalı olabileceğine işaret etmektedir 67 Grafik-15 Esneklik Değerlerinin GTAP Modeli ile Karşılaştırılması Esneklik Değerlerinin Karşılaştırılması Diğer İmalat Sanayi Diğer Makinalar Elektrikli Makinalar Diğer Ulaşım Araçları Motorlu Taşıtlar Metal Ürünler Demir Dışı Metaller Demir ve Çelik Mineral Ürünler Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik Petrol, Kömür Ürünleri Kağıt Ürünler Ahşap Ürünler Deri Ürünleri Hazır Giyim Tekstil İçecek ve Tütün Ürünleri Diğer Gıda Ürünleri Şeker İşlenmiş Pirinç Süt Ürünleri Bitkisel Yağlar Diğer Et Ürünleri Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Balıkçılık Ormancılık Yün, İpek Böceği Çiğ Süt Diğer Hayvansal Ürünler Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At Diğer Bitkisel Ürünler Bitkisel Lif Seker Kamışı ve Pancarı Yağlı Tohumlar Sebze ve Meyveler Diğer Tahıllar Buğday Çeltik Pirinç -100 -7,5 -8,1 -5,3 -8,8 -4,8 -8,6 -17,2 -5,6 -5,3 -7,5 -5,0 -8,4 -5,9 -5,8 -12,0 -6,6 -12,3 -4,2 -5,9 -6,8 -10,9 -8,1 -16,6 -7,4 -15,0 -7,5 -13,9 -2,3 -8,4 -4 -11,2 -5,4 -2,6 -5,2 -7,3 -6,6 -25,8 -8,8 -7,7 -2,5 -5 -2,3 -12,9 -10,2 -7,3 -27,8 -2,6 -2,5 -0,8 -1,5 1,4 -1,8 0,0 -1,0 -1,9 1,1 -0,8 10,1 -1,4 -1,7 -5,5 -1,6 -3,7 -1,3 -0,9 -0,7 6,2 3,1 5,7 1,4 -2,2 12,7 1,1 2,2 -0,5 2,1 0,8 -6,5 -4 -6,5 -15,0 -5 1,2 -5,4 -1,0 -50 GTAP 9,9 115,4 0,9 2,4 -4,9 -3,7 -7,9 -2,6 -8,9 -11,5 -10,1 94,7 -2,4 -65,9 -45,3 17,4 0,5 -1,8 -0,2 -49,3 163,3 6,4 -0,4 -0,7 3,4 -1,3 1,5 7,8 0,3 0 Türkiye 50 100 150 200 Dünya Kaynak: Model Sonuçları ve GTAP 68 Bu nedenle, çalışmanın bir diğer önemli önerisi bundan sonraki ticaret politikalarının nicel etkilerinin araştırıldığı projelerde kullanılmak üzere bu çalışmada hesaplanan esneklik değerlerini dikkate alan Türkiye için özel olarak tasarlanmış bir genel denge modelinin geliştirilmesinin önemine işaret etmektedir. Bu kapsamda, Genel Müdürlüğümüz çalışmalarının zenginleştirilebileceği düşünülmektedir. 5. KISITLAR Çalışmanın temel amacı, döviz kurlarında meydana gelen değişikliklerin ikili ülke grupları sektörel ihracat üzerimdeki etkisini incelemektir. Tezin bu anlamda kullandığı geniş ve detaylı veri seti ile literatürdeki önemli bir boşluğu doldurduğu düşünülmektir ancak kullanılan tahmin yöntemi ve veri seti ile ilgili çeşitli kısıtlar da mevcuttur. Söz konusu kısıtlar şu şekilde özetlenebilir: Çalışmada kullanılan tahmin yöntemleri ikili ihracat değerleri, GSYİH ve reel döviz kurunun bileşenleri arasındaki olası eşanlılıktan kaynaklı yanlılığı göz ardı etmektedir. Son dönemde Tenreyro(2004) çalışmasında da belirtildiği gibi çekim modellerinde endojenlikten kaynaklanan sonuçlar üzerinde yanlılık probemi bulunmaktadır. Bu yanlılığı azaltmaya yönelik ihracat ve ithalat yapan ülkelerin gelirleri ve reel döviz kurunun bileşenleri yerine kendi geçmiş dönemli değerleri araç değişken kullanılan Poisson tahmin yöntemi tüm denklemlerin tahmin edilmesinda kullanılması gerekmektedir. Fakat veri setinin çok büyük olması nedeniyle söz konusu tahmin yöntemi denenmesine rağmen sonuçlara ekipman yetersizliği nedeniyle ulaşılamamıştır. Ayrıca çalışmada kullanılan reel efektif döviz kuru tüm sektörler için aynı kabul edilerek, toplam fiyatlar ile deflate edilerek hesaplanmaktadır. Çalışmanın daha detaylı bir versiyonu olarak, reel efektif döviz kurlarının sektör fiyatları ile deflate ederek hesaplanması düşünülebilir. Bu haliyle ticaret verisinin oldukça detaylandırılması ile 69 analiz zenginleştirilirken, etkisi araştırılan kur değişkeninin oldukça toplulaştırılmış bir gösterge olması analizin sonuçlarını zayıflattığı düşünülmektedir. Dolayısıyla, gelecekte çalışmanın kur tarafının da detaylandırılması ile devam ettirilmesi planlanmaktadır. 70 SONUÇ ve ÖNERİLER Ululararası ticaret literatüründe döviz kuru ile dış ticaret arasındaki ilişki oldukça çok tartışılan bir konu olarak bilinmektedir. Özellikle söz konusu değişkenler arasındaki ilişkiyi ampirik olarak inceleyen literatürde çok fazla çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalarda döviz kuru ile dış ticaret arasındaki ilişkiye yönelik çelişkili sonuçlar bulunmaktadır. Dolayısıyla ampirik literatürde döviz kurlarında yaşanan değişimin dış ticaret üzerine etkisinin net bir şekilde ortaya konulamadığı görülmektedir. Bunun altında yatan nedenin ise söz konusu ampirik çalışmaların ticareti toplulaştırarak analizlerine dahil ediyor olmasının rol oynadığı düşünülmektedir. Literatürde yapılan pek çok çalışmanın ya ikili ticaret ya da sektör detayında ticaret verileri yerine ülkelerin toplam ticaretini dikkate alarak söz konusu ilişkiyi araştırması bu çalışmaların net bir sonuca ulaşamamasında etkili olduğu düşünülmektedir. Tüm bu bilgiler ışığında, bu tez ile ilk defa hem ikili hem de sektörel bazda hazırlanan oldukça büyük bir veri seti ile reel efektif döviz kuru ile ihracat arasındaki ilişki araştırılmıştır. Söz konusu toplulaştırmadan kaynaklı sorunun detaylı bir veri ile ortadan kaldırıldığında çalışmanın sonucu ülke para birimlerinde yaşanan artışların ihracatı azalttığı yönünde bulunmuştur. Bu sonuç farklı tahmin teknikleri ve model çeşitleri altında test edilmiş ve sağlamlaştırılmıştır. İlişkinin yönünün negatif olduğu tespit edilirken, ayrıca sektörler özelinde döviz kurlarında meydana gelen değişikliklerin ihracatı nasıl etkileyeceği araştırılmış ve sektör kırılganlıkları hem dünya hem de Türkiye özelinde hesaplanmıştır. Söz konusu sektör özelinde yapılan tahminler ile çalışma önemli sonuçlara ışık tutmaktadır: 71 İlk olarak hesaplanan katsayılar ülke para birimlerine yaşanan değişikliğe sektör ihracatlarının verdiği tepkinin farklı olduğunu yansıtmaktadır. Bazı sektörler için istatistiksel olarak anlamlı ve negatif sonuçlar tespit edilirken, bazı sektörler için istatistiksel olarak anlamlı pozitif, bazı sektörler için ise istatistiksel olarak anlamsız sonuçlar tespit edilmiştir. Dolayısıyla çalışmanın ilk sonucu döviz kurundaki hareketler karşısında sektörlerin kendi özelliklerine göre farklı tepkiler vermesidir. Bu sonuç parallelinde, politika önerilerinde sektörlerin kırılganlıklarınındaki farklılıkların dikkate alınması gerektiği değerlendirilmektedir. Söz konusu sektör farklılıkların altında ilk olarak sektör üretiminde girdi olarak kullanılan malların ithal edilip edilmemesinin rol oynadığı düşünülmektedir. Çünkü özellikle üretimi ithal girdilere dayanan sektörler için hayvancılık, demir-çelik, motorlu araçlar gibi çalışmada pozitif ve/veya istatistiksel olarak anlamsız katsayılar tespit edilmiş olması dikkat çekmektedir. Bu sektörler için ülke para biriminde meydana gelen artışa rağmen ihracatın artmasının altında ithal edilen malların ülke para birimden meydana gelen artışla ucuzlaması ve üretim maliyetlerinin düşmesi ile artan rekabet gücünün etkisi ile açıklanabilir. Dolayısıyla çalışmanın bir diğer sonucu döviz kurlarındaki hareket ihracat üzerindeki etkisinin üretimde kullanılan girdilerin yurtiçi üretimle mi, ithalatla mı karşılandığına bağlı olduğu yönündedir. Diğer yandan, Türkiye ihracatında lider konumda yer alan motorlu araçlar sektörü için yapılan ayrı bir analiz bu sonucu desteklemektedir. Çalışmada motorlu araçlar sektör ihracatının döviz kurlarındaki hareketten nasıl etkilendiği tüm ülkeler için ayrı ayrı hesaplanmış ve sektör için ülke bazında esneklikler belirlenmiştir. Bu esnekliklerin ülke motorlu araçlar üretimi özellikleri ile ilişkisi test edildiğinde, motorlu taşıtlar sektöründe ithalatın yüksek olduğu ülkelerde döviz kurundaki hareketlerin ihracat üzerindeki etkisinin zayıfladığı sonucu tespit edilmiştir. Sektörün oldukça yüksek olan ithal ara malı bağımlılığı ve sektörün tedarik zincirindeki yeri 72 değerlendirildiğinde bu sonucun beklentilere paralel olduğu değerlendirilmektedir. Diğer yandan, Türkiye için hesaplanan katsayıların dünya ortalamasından oldukça yüksek olması çalışmanın bir diğer önemli sonucu olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’deki sektörel ihracatın TL’nin değerinde meydana gelen değişikliklerden dünya ortalamasına göre oldukça fazla etkilenmesi, sektörlerin ihracatlarının kur hareketlerine kırılganlıklarının yüksek olduğunu yansıtmaktadır. Bu sonuç altında Türkiye’de henüz pek çok gelişmiş ülkeye göre sığ olan türev piyasalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Diğer bir ifadeyle kur hareketlerine karşı firmaların türev ürünlerle kendilerini güvenceye aldıkları bir dünyada Türkiye’de henüz bu piyasaların çok fazla kullanılmaması Türkiye’nin kırılganlıklarını arttırmış olabileceği düşünülmektedir. Bu değerlendirme aynı zamanda Türkiye özelinde hesaplanan katsayılar ile sektörlerin özellikleri arasındaki ilişkinin incelendiği analizle desteklenmektedir. Çalışmada hesaplanan sektör esneklik katsayıları ile sektörel özelliklerin ilişkisi incelendiğinde sektör yoğunlaşma oranına ilişkin katsayı negatif ve istatistiksel olarak anlamlı hesaplanmıştır. Bu durum firmaların daha büyük olduğu sektörlerde söz konusu büyük firmaların finansal piyasalara erişimin daha kolay olması ve türev ürünlerle kur hareketlerindeki etkiyi sınırladıkları düşünülmektedir. Fakat bu piyasaların Türkiye’de henüz sığ olması nedeniyle bu işlemlere öncelikle büyük firmaların erişiminin olması yoğunlaşma oranlarının yüksek olduğu sektörlerde kur hareketlerinin ihracat üzerindeki etkisinin zayıf olmasına neden olduğu düşünülmektedir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında, çalışmanın diğer önemli politika önerisi: Ekonomi Bakanlığı olarak firmaların türev piyasalara olan farkındalığının arttırılması yönünde adımlar atılması gerektiği düşünülmektedir. Bunun için 73 ilk olarak ihracat yapan firmalara eğitimler organize edilmesi, türev ürünlerin ve işlemlerin anlatılması, kullanımının gösterilmesi, bu piyasalardaki işlemlerden doğan maliyetlerin ilk aşamada özendiriciliğ arttırmak için karşılanması gibi politika araçları gündeme alınabileceği değerlendirilmektedir. Sektörel detaylar incelendiğinde ise, Türkiye için tüm sektörler arasında kur hareketlerine en duyarlı sektörlerin tarım ana başlığına ait olması dikkat çekmektedir. Tarım ana başlığı altında şeker kamışı ve pancarı, yağlı tohumlar, çiğ süt, bitkisel yağlar alt başlıkları için istatistiksel olarak anlamlı negatif katsayılar hesaplanmıştır. Bu grup için yapılan detaylı analizler sonucu hesaplanan yüksek katsayılar altında bu sektörlerdeki ihrcat performansının imalat sanayi ile karşılaştırıldığında daha düşük olmasıyla açıklanabilir. Daha sınırlı yapılan ihracatın kurdaki değişikliklerden daha güçlü etkilendiği değerlendirilmektedir. İmalat sanayi grubu içinde kur hareketlerine en duyarlı sektörler ise diğer ulaşım araçları, tekstil ve hazır giyim, kimyasallar, kauçuk, plastik ve mineral ürünler olarak tespit edilmeştir. Bu sektörler için yapılan detaylı analizler sonucunda ise öncelikle dış ticaret dengesinde ihracat fazlası olan tekstil ve hazır giyim, diğer metalik olmayan mineraller gibi sektörlerin ithal girdi ile beslenmemeleri nedeniyle TL’deki hareketlerle sektör ihracatı arasında negatif bir ilişki bulunmuştur. Diğer yandan, kimyasallar, plastik ve kauçuk sektörü için ithal girdi bağımlılığına rağmen negatif ve güçlü bir katsayı tespit edilmiştir. Bu durum TL’nin değer kazanmasıyla maliyetlerin azalmasına rağmen sektörün rekabet gücünün artmadığına işaret etmektedir. Bunun altında bu mallarda markalaşamanın sınırlı olmasının etkili olduğu düşünülmektedir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında, kur hareketlerine karşı sektörlerin ihracat performanslarını korumak için türev piyasalara olan farkındalığın arttırılması 74 yanında sektörlerin rekabet gücünü arttırmaya yönelik adımlar atılması gerektiği düşünülmektedir. Bu kapsamda sektörlerin ithal girdi bağımlılığının azaltılması, yaygın ihracatla beraber yoğun ihracatın da hem ülke bazında hem de ürün bazında arttırılması, sektör üretimlerinde markalaşmanın arttırılması, Ar-Ge ve inovasyona teşviklerin sağlanması gerektiği düşünülmektedir. Tüm bu politikaların uygulamalarında sektörel farklılıların dikkate alınması ve daha kırılgan sektörlere öncelik verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Diğer yandan, çalışmanın bir diğer sonucu hesaplanan katsayıların GTAP modelinde yer alan Armington esneklikleri ile karşılaştırılması sonucuda elde edilmektedir. GTAP modelinde her ülke için aynı ve sabit kabul edilen Armington esnekliklerinin çalışmamız sonucunda aslında ülkeler özelinde farkıllaştırılması gerektiği tespit edilmiştir. Özellikle Türkiye için hesaplanan katsayıların dünya ortalamasından oldukça yüksek olduğu değerlendirildiğinde, GTAP modeli ile yapılan simülasyonların sonuçlarının yanlı olabileceği düşünülmektedir. Buy kapsamda, Bakanlığımız çalışmalarının zengileştirilmesi için önümüzdeki dönemde Türkiye özelinde bir genel denge modeli hazırlanması ve söz konusu esnekliklerin bu çalışmada tespit edilen büyüklükte modele eklenmesi gerektiği düşünülmektedir. 75 KAYNAKÇA AKBOSTANCI, E. (2002). “Dynamics of the Trade Balance: The Turkish J-Curve”, ERC Working Papers in Economics, vol.01, no.05, ss. 1-19. ALBENİ, M., DEMİR, Y. VE DEMİRGİL, H. (2005). “Döviz Kurlarındaki Değişim ve Kur Sistemlerinin İhracat Üzerindeki Etkisi – Türk İmalat Sanayinde bir Uygulama”, Review of Social, Economic & Business Studies, vol.5, no.6, ss. 261 – 284. ANDERSON, J. E. (1979). “A Theoretical Foundation for the Gravity Equation”, American Economic Review, vol.69 no.1, ss.106-116. ANDERSON, J. E. (2011). “The Gravity Model” Annual Review of Economics, vol.3, no:1, ss.133-160. ANDERSON, J., VAN WINCOOP, E. (2003). “Gravity with Gravitas: A Solution to the Border Puzzle”. American Economic Review, vol.93, no.1, ss.170-92. ANDERSON, J., VAN WINCOOP, E. (2004). “Trade Costs”. Journal of Economic Literature, vol.42, no.3, ss.691-751. ARIZE, C., OSANG, T., SLOTTJE, D.J., (2000). “Exchange Rate Volatility and Foreign Trade: Evidence from Thirteen LDCs”. Journal of Business Economic Statistics vol.18, ss.10–17. ARSLAN, I. AND WIJNBERGEN, S. (1993). “Export Incentives, Exchange Rate Policy and Export Growth in Turkey”, The Review of Economics and Statistics, Vol. 75, No. 1, pp. 128-133 ATA, H. A. AND ARSLAN, İ. (2003). “Döviz Kuru Ve Dış Ticaret Hacmi İlişkisi: Türkiye Örneği (1980-2000)”, Afyon Kocatepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt V, Sayı 2, ss. 105-123. AUBOIN, M., & RUTA, M. (2013). “The Relationship Between Exchange Rates and International Trade: A Literature Review”. World Trade Review, vol.12, no.03., ss.577-605. AVSAR, V., & TURKCAN, K. (2013). “Exchange Rate Volatility and US AutoIndustry Exports: A Panel Cointegration Approach”. International Journal of Economics and Financial Issues, vol.3, no.4, ss.772-787. AYDIN, M. F., ÇIPLAK, U. AND YÜCEL, M. E. (2004). “Export Supply and Import Demand Models for the Turkish Economy”, The Central Bank of The Republic of Turkey, Research Department Working Paper No: 04/09, ss. 1-27. 76 BAHMANI-OSKOOEE M., NİROOMAND F., (1998). “Long-run Price Elasticities and the Marshall--Lerner Condition Revisited”, Econ Letters vol.61, ss.101—109 BAHMANI-OSKOOEE M., RATHA A., (2004). “The J-Curve: A Literature Review”. Applied Economics vol.36, ss.1377—1398 BAHMANI-OSKOOEE, M, and RATHA A. (2004). “Dynamics of US Trade with Developing Countries.” Journal of Developing Areas vol.37, ss.1-11. BAHMANI-OSKOOEE M., KARA O., (2005). “Income and Price Elasticities of Trade: Some New Estimates”. International Trade Journal vol.19, ss.165—178 BAHMANI-OSKOOEE, M., & ARDALANI, Z. (2006). “Exchange Rate Sensitivity of US Trade Flows: Evidence From Industry Data”. Southern Economic Journal, ss542-559. BAHMANI-OSKOOEE, M., & SATAWATANANON, K. (2010). “US–Thailand Trade At The Commodity Level And The Role Of The Real Exchange Rate”. Journal of Asian Economics, vol. 21, no.6, ss.514-525. BAHMANI-OSKOOEE M., HEGERTY S. F., (2010). "The J- and S-curves: A Survey of the Recent Literature," Journal of Economic Studies, Emerald Group Publishing, vol. 37(6), ss.580-596, September BAHMANI-OSKOOEE, M., & XI, D. (2012). “China-Germany Commodity Trade And The S-Curve”. Journal of Chinese Economic and Foreign Trade Studies, vol.5, no.1, ss.20-28. BAHMANI-OSKOOEE, M., & HARVEY, H. (2012). “US–Malaysia Trade at Commodity Level and the Role of the Real Exchange Rate”. Global Economic Review, vol.41, no.1, ss.55-75. BAHMANI-OSKOOEE, M., BOLHASSANI, M., & HEGERTY, S. (2012). “Exchange-Rate Volatility and Industry Trade Between Canada and Mexico”. The Journal of International Trade & Economic Development, vol.21, no.3, ss.389-408. BAHMANI-OSKOOEE, M., & XU, J. (2013a). “The S-Curve Dynamics of USMexico Commodity Trade”. Journal of Applied Economics, vol.16, no.1, ss.33-48. BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2013a). “Currency Fluctuations And The French–Us Trade Balance: Evidence From 118 Industries”, Empirica, vol.40, no.2, ss.237-257. BAHMANI-OSKOOEE, M., & HAJILEE, M. (2013). “Impact Of Exchange-Rate Variability On Commodity Trade Between US and Germany”. Empirica, vol.40, no.2, ss.287-324. 77 BAHMANI‐OSKOOEE, M., HEGERTY, S. W., & XU, J. (2013b). “Exchange‐Rate Volatility And US–Hong Kong Industry Trade: Is There Evidence Of A ‘Third Country’Effect?”. Applied Economics, vol.45, no.18, ss.2629-2651. BAHMANI-OSKOOEE, M., & XU, J. (2013b). “The J-Curve and Japan–China Commodity Trade”. Journal of Chinese Economic and Business Studies, vol.11, no.1, ss.13-28., BAHMANI-OSKOOEE, M., & HOSNY, A. S. (2013). “Egypt-US Commodity Trade And The J-Curve”. International Journal of Economics and Business Research, vol.5, no.(2), ss.115-127. BAHMANI‐OSKOOEE, M., HEGERTY, S. W., & ZHANG, R. (2014a). “The Effects of Exchange‐Rate Volatility on Korean Trade Flows: Industry‐Level Estimates”.Economic Papers: A journal of applied economics and policy, vol.33(1), ss.76-94. BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2014a). “Brazil– US Commodity Trade and the J-Curve”. Applied Economics, vol.46(1), ss.1-13. BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2014b). “Industry Trade and Exchange-Rate Fluctuations: Evidence From The US and Chile”. International Review of Economics & Finance, vol.29, ss.619-626. BAHMANI-OSKOOEE, M., & ZHANG, R. (2014b). “Is there J-Curve effect in the Commodity Trade Between Korea and Rest Of The World?”. Economic Change and Restructuring, vol.47(3), ss.227-250. BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2014c). “Exchange Rate Volatility and Spanish-American Commodity Trade Flows”. Economic Systems, vol.38(2), ss.243-260. BAHMANI-OSKOOEE, M., HUSEYNOV, S., & JAMILOV, R. (2014d). “Is there a J-curve for azerbaijan? New Evidence from Industry-level Analysis”. Macroeconomics and Finance in Emerging Market Economies, vol.7(1), ss.83-98. BAHMANI–OSKOOEE, M., & HARVEY, H. (2015). “Exchange Rate Sensitivity Of The Usa–Singapore Trade Flows: Evidence From Industry Data”. International Journal of Trade and Global Markets, vol.8(2), ss.152-179. BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2015). “ExchangeRate Volatility And Commodity Trade Between the USA and Indonesia.” New Zealand Economic Papers, vol.49(1), ss.78-102. 78 BAHMANI-OSKOOEE, M., HEGERTY, S. W., & HOSNY, A. S. (2014). “The Effects Of Exchange-Rate Volatility On Industry Trade Between the US and Egypt”. Economic Change and Restructuring, vol.48(2), ss.93-117. BAHMANI‐OSKOOEE, M., HEGERTY, S. W., & SATAWATANANON, K. (2015a). “Exchange‐Rate Risk and Japanese–Thai Industry Trade”. Australian Economic Papers, vol.54(1), ss.22-37. BAHMANI-OSKOOEE, M., & HARVEY, H. (2015). “Impact of Exchange Rate Volatility and Commodity Trade between US and Singapore”. Review of Economics & Finance, vol.5, ss.22-40. BAHMANI-OSKOOEE, M., HARVEY, H., & HEGERTY, S. W. (2015b). “Exchange-Rate Volatility and Commodity Trade: The Case of the US and Italy”. Economic Issues Journal Articles, vol.20(2), ss.1-27. BAHMANI-OSKOOEE, M., & BAEK, J. (2015). “The Marshall-Lerner Condition At Commodity Level: Evidence From Korean-US Trade”. Economics Bulletin, vol.35(2), ss.1136-1147. BAHMANI-OSKOOEE, M., & HARVEY, H. (2014). “US-Singapore Commodity Trade and the J-Curve”. Asian Economic and Financial Review, vol.4(10), ss.14731484. BALDWIN, R., TAGLIONI, D. (2006). “Gravity For Dummies and Dummies for Gravity Equations” National Bureau of Economic Research. No. w12516. BARIŞIK, S. AND DEMİRCİOĞLU, E. (2006). “Türkiye’de Döviz Kuru Rejimi, Konvertibilite, İhracat-İthalat İlişkisi (1980-2001)”, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 2, Sayı 3, ss. 71-84. BAUM, C. F., & CAGLAYAN, M. (2010). “On The Sensitivity Of The Volume And Volatility Of Bilateral Trade Flows To Exchange Rate Uncertainty”. Journal of International Money and Finance, vol.29(1), ss.79-93. BERGSTRAND, J. H. (1985). “The Gravity Equation in International Trade: Some Microeconomic Foundations and Empirical Evidence”. The Review of Economics and Statistics, ss.474-481. BERGSTRAND, J. H. (1989). “The Generalized Gravity Equation, Monopolistic Competition, and the Factor-Proportions Theory in International Trade”. Review of Economics and Statistics, vol.71(1), ss.143-153. BERGSTRAND, J., EGGER, P. (2011). “Gravity Equations and Economic Frictions in the World Economy”. Palgrave Handbook of International Trade, ss.532-570. 79 BERNARD, A. B., & JENSEN, J. B. (2004). “Entry, Expansion, and Intensity in The US Export Boom”, 1987–1992. Review of International Economics, vol.12(4), ss.662675. BERMAN, N., MARTİN, P., & MAYER, T. (2012). “How Do Different Exporters React to Exchange Rate Changes?” The Quarterly Journal of Economics, vol.127(1), ss.437-492. BİNATLI, A. O. AND SOHRABJİ, N. (2009). “Elasticities of Turkish Exports and Imports”, İzmir University of Economics Working Papers No: 0906. BRADA, J. C., KUTAN, A. M. AND ZHOU, S. (1997). “The Exchange Rate and the Balance of Trade: The Turkish Experience”, The Journal of Development Studies, Vol.33, No.5, ss. 675-692. BYRNE, JOSEPH P., DARBY J. AND MACDONALD R. (2008), “US Trade and Exchange Rate Volatility: A Real Sectoral Bilateral Analysis”, Journal of Macroeconomics, vol.30, ss. 238-259. CARTER, C.A. AND PICK, D.H. (1989), “The J-curve Effect and the US Agricultural Trade Balance”, American Journal of Agricultural Economics, vol.71, ss. 712-720 CHATTERJEE, A., DIX-CARNEİRO, R., & VICHYANOND, J. (2013). “Multiproduct Firms And Exchange Rate Fluctuations”. American Economic Journal: Economic Policy, vol.5(2), ss.77-110. CLARK, P.B., TAMIRISA, N.T., WEİ, S.-J., SADIKOV, A.M., ZENG, L., (2004). “A New Look at Exchange Rate Volatility and Trade Flows” IMF Occasional Papers 235. CORIC, B. AND G. PUGH (2010). “The Effects of Exchange Rate Variability on International Trade: A Meta-Regression Analysis”, Applied Economics, vol.42: ss.2631–2644. CAGLAYAN, M, AND JING D. (2010). "Does Real Exchange Rate Volatility Affect Sectoral Trade Flows?." Southern Economic Journal 77.2 ss: 313-335. DEARDORFF, A. (1998). “Determinants of Bilateral Trade: Does Gravity Work in a Neoclassical World?. In The regionalization of the World Economy” University of Chicago Press ss. 7-32. DEVADOSS, S., HILLAND, A., MITTELHAMMER, R., & FOLTZ, J. (2014). “The Effects Of The Yuan‐Dollar Exchange Rate On Agricultural Commodity Trade Between The United States, China, and Their Competitors”. Agricultural Economics, vol.45(S1), ss.23-37. 80 DI NINO, V., B. EICHENGREEN, AND M. SBRACIA (2011). “Real Exchange Rates, Trade and Growth: Italy 1861–2011”, Bank of Italy Economic History Working Papers, No. 10 (October 2011). DOROODIAN, KHOSROW, CHULHO JUNG AND ROY BOYD (1999). “The JCurve Effect and US Agricultural and Industrial Trade” Applied Economics No:31, ss. 687-690. EATON, J., KORTUM, S. (2002). “Technology, Geography, and Trade” Econometrica No:70(5), ss.1741-1779. ENDERS, W., & LEE, B. S. (1997). “Accounting for Real and Nominal Exchange Rate Movements in The Post-Bretton Woods Period”. Journal of International Money and Finance, vol.16(2), ss.233-254. FANG, W., LAI, Y., & MİLLER, S. M. (2006). “Export Promotion Through Exchange Rate Changes: Exchange Rate Depreciation or Stabilization?”. Southern Economic Journal, ss.611-626. FEENSTRA, R. C. (2004). “Advanced International Trade: Theory and Evidence” Princeton University Press. FİDAN, H. (2006). “Impact of the Real Effective Exchange Rate (Reer) on Turkish Agricultural Trade”, International Journal of Human and Social Sciences, vol.1:2, ss. 70-82. FOUQUIN M., SEKKAT K.,MANSOU J.M., MULDER N., NAYMAN L. (2001). “Sector Sensitivity to Exchange Rate Fluctuations”, CEPII Working paper 2001-11, November FREUND, C., & PİEROLA, M. D. (2012). “Export Surges”. Journal of Development Economics, vol.97(2), ss.387-395. GRİER, K.B., SMALLWOOD, A.D., (2007). “Uncertainty and Export Performance: Evidence from 18 Countries”. Journal of Money, Credit and Banking vol.39 (4), ss.965–979. GÜL, E. AND EKİNCİ, A. (2006). “Türkiye’de Reel Döviz Kuru İle İhracat ve İthalat Arasındaki Nedensellik İliskisi: 1990 – 2006”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 16, ss. 165-190. HADDAD, M. AND C. PANCARO (2010). “Can Real Exchange Rate Undervaluation Boost Exports and Growth in Developing Countries? Yes, but not for Long”, Economic Premise, No. 20, Washington, DC: World Bank. HALICIOĞLU, F. (2008). “The Bilateral J-curve: Turkey versus Her 13 Trading Partners”, Journal of Asian Economics, No:. 19, Sayı 3, ss. 236-243. 81 HAVEMAN, J., HUMMELS, D. (2004). “Alternative Hypotheses and The Volume Of Trade: The Gravity Equation and The Extent Of Specialization”, Canadian Journal of Economics/Revue canadienne d'économique, vol.37(1), ss.199-218. HEAD, K., MAYER, T. (2013). “Gravity Equations: Workhorse, Toolkit, and Cookbook”. CEPR Discussion Papers 9322, C.E.P.R. Discussion Papers. HELPMAN, E., MELITZ, M., RUBINSTEIN, Y. (2008). “Estimating Trade Flows: Trading Partners and Trading Volumes”, The Quarterly Journal of Economics,vol.123(2), ss.441-487. HEPAKTAN, E. (2009). “Türkiye’nin Marshall-Lerner Koşuluna İliksin Parçalı Esbütünlesme Analizi” , Yönetim ve Ekonomi, Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F., Cilt:16, Sayı:1, ss. 39-55. İRHAN, H. B., ALACAHAN, N. D. AND KORAP, L. (2011). “An Empirical Model for The Turkish Trade Balance: New Evidence From ARDL Bounds Testing Analyses”, İ.Ü. İktisat Fakültesi Ekonometri ve İstatistik Dergisi, Sayı:14, ss. 38–61. KALE, P. (2001). “Turkey’s Trade Balance In The Short And The Long Run: Error Correction Modeling And Cointegration”, The International Trade Journal, Volume XV, No. 1, ss 27-56. KANDILOV, I. (2008). “The Effects of Exchange Rate Volatility on Agriculture Trade”, The American Journal of Agriculture Economics, 90 (4), ss. 1028-1043. KARAGÖZ, M. AND DOĞAN, Ç. (2005). “Döviz Kuru Dış Ticaret İlişkisi: Türkiye Örneği”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 2, ss.219-228. KRUGMAN, P. (1979). “A Model of Balance-of-Payments Crises”, Journal of money, credit and banking, ss.311-325. MARWAH, KANTA, AND LAWRENCE R. KLEİN. (1996). “Estimation of J-Curve: United States and Canada.” Canadian Journal of Economics vol.29: ss.523-539. MCKENZIE, M. D. (1999). “The Impact of Exchange Rate Volatility on International Trade Flows”, Journal of Economic Surveys, vol.13(1), ss.71-106. NICITA, A. (2012). “Exchange Rates, International Trade and Trade Policies”, UNCTAD Blue Series on Policy Issues on International Trade and Commodities, United Nations Conference on Aid and Development, Geneva, Switzerland. OKA (2014). “Tekstil ve Hazır Giyim Sektör Raporu” URL: http://www.oka.org.tr/Documents/tekstil%20ve%20hazir%20giyim%20sektor%20ra poru.pdf 82 OSD (2006). “Otomotiv Sanayi http://www.osd.org.tr /raporlar Genel ve İstatistik Bülteni”, URL: OZTURK, I. (2006). “Exchange Rate Volatility and Trade: A Literature Survey”, International Journal of Applied Econometrics and Quantitative Studies, vol.3(1). PEKER, O. (2007). “Reel Döviz Kurunun Dış Ticaret Dengesi Üzerindeki Kısa ve Uzun Dönem Etkilerinin Ekonometrik Analizi: Türkiye Örneği”, 8. Türkiye Ekonometri ve İstatistik Kongresi 24-25 Mayıs– İnönü Üniversitesi, Malatya. RODRIK, D. (2008). “The Real Exchange Rate and Economic Growth”. Brookings Papers on Economic Activity, vol.2008(2), ss.365-412. ANDREW R.K., AND YELLEN J.L. (1989). “Is There a J-Curve?” Journal of Monetary Economicsv vol.24: ss.53-68. SAUER, C., BOHARA, A., (2001) “Exchange Rate Volatility and Exports: Regional Differences Between Developing and Industrialized Countries” Review of International Economics vol.9, ss.133–152. SWARNJIT A., BAHMANI-OSKOOEE M., and GOSWAMI G. (2003). “Bilateral Jcurve between India and Her Trading Partners.” Applied Economics vol.35, ss.10371041. SILVA, J. S., TENREYRO, S. (2006). “The Log of Gravity”, The Review of Economics and Statistics, Vol. 88(4), ss.641-658. ŞİMŞEK, M., AYDIN, B. AND KADILAR, C. (2007). “Türkiye’nin Dış Ticaret Dengesini Etkileyen Uzun Dönemli Faktörler”, TÜİK, 16. İstatistik Araştırma Sempozyumu Bildiriler Kitabı: Sosyo-Ekonomik Gelişme ve İstatistik, ss. 204-219. T.C. ŞEKER KURUMU (2014). “2014 Faaliyet Raporu” URL: http://www.sekerkurumu.gov.tr/upload/special/SEKER_KURUMU_2014_F.pdf TENREYRO, S., (2004). “On The Trade Impact of Nominal Exchange Rate Volatility”, Working Paper 03-2 Federal Reserve Bank of Boston. TOBB. (2014). “Türkiye http://www.dunya.com/d/file/01.pdf Sektörel Ekonomi Şurası” URL: TAGLIONI, D. (2002). “Exchange Rate Volatility As A Barrier To Trade: New Methodologies and Recent Evidence”. Économie internationale, vol.(1), ss.227-259. TANG, H. AND Y. ZHANG (2012). “Exchange Rates and The Margins of Trade: Evidence From Chinese Exporters”, CESifo Economic Studies, vol.58(4): ss.671–702. 83 TINBERGEN, J. (1962). “An Analysis of World Trade Flows. Shaping the World Economy”, NewYork, Twentieth Century Fund. TOGAN, S. AND BERUMENT, H. (2007). “The Turkish Current Account, Real Exchange Rate and Sustainability: A Methodological Framework”, The Journal of International Trade and Diplomacy, vol.1: (1), ss. 155-192. XI, D. (2015). “A Note on The S-Curve Dynamics of Commodity Trade Between Brazil and The United States”, Latın Amerıcan Journal of Economıcs, vol.52(1), ss.7994. YAMAK, R. AND KORKMAZ, A. (2005). “Reel Döviz Kuru ve Dış Ticaret Dengesi İlişkisi”, İ.Ü. İktisat Fakültesi Ekonometri ve İstataistik Dergisi, Sayı - 2, ss. 16-38. YAPRAKLI, S. (2011). “Türkiye’de Esnek Döviz Kuru Rejimi Altında Dış Açıkların Belirleyicileri: Sınır Testi Yaklaşımı”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 65-4, ss. 141164. YAZICI, M. (2008). “The Exchange Rate and the Trade Balances of Turkish Agriculture, Manufacturing and Mining”, Quality and Quantity, Volume 42, Number 1, ss. 45-52. YAZICI, M., & ISLAM, M. Q. (2011). “Impact of Exchange Rate and Customs Union on Trade Balance at Commodity Level of Turkey with EU(15)” Economic Research vol.24 (3): ss.75-85. YAZICI, M., & ISLAM, M. Q. (2014). “Exchange Rate and Bilateral Trade Balance of Turkey With EU (15) Countries”, Journal of Business Economics and Finance, vol.3(3), ss.341-356. 84 EK-1: ANALİZDE KULLANILAN ÜLKELER # Ülke Listesi 1 Arjantin 2 Avustralya 3 Avusturya 4 Belçika 5 Brezilya 6 Bulgaristan 7 Kanada 8 Şili 9 Hırvatistan 10 Çek Cumhuriyeti 11 Danimarka 12 Estonya 13 Finlandiya 14 Fransa 15 Almanya 16 Yunanistan 17 Macaristan 18 Hindistan 19 Endonezya 20 İrlanda 21 İsrail 22 İtalya 23 Japonya 24 Kore, Cum. 25 Letonya # Ülke Listesi 26 Litvanya 27 Malezya 28 Meksika 29 Hollanda 30 Yeni Zelanda 31 Norveç 32 Peru 33 Polonya 34 Portekiz 35 Romanya 36 Rusya Federasyonu 37 Suudi Arabistan 38 Singapur 39 Slovak cumhuriyeti 40 Slovenya 41 Güney Afrika 42 İspanya 43 İsveç 44 İsviçre 45 Tayland 46 Türkiye 47 İngiltere 48 Birleşik Arap Emirlikleri 49 Amerika Birleşik Devletleri 50 Venezuela Notlar: Analiz sonuçlarının güvenilirliğini artırması nedeniyle çalışmamızda mevcut toplanabilecek tüm ülke veri seti derlenmiştir. Söz konusu listede yer alan ülkeler toplam dünyada yapılan ticaretin %73’ünü Türkiye’nin bu ülkeler ile yaptığı ticaret ise toplam ticaretinin %65’inin oluşturmaktadır. 85 EK-2: ANALİZDE KULLANILAN SEKTÖR DETAYLARI KOD # Sektör Adı ISIC Tanım Rev-3 1 Çeltik Pirinç 2 Buğday 3 Diğer Tahıllar 113 Pirinç, Kabuklu Olmayan 114 Kabuklu pirinç 111 Buğday 112 Mısır (Mısır) 115 Arpa 116 Çavdar, yulaf 119 Diğer hububat 12 Sebze 13 Meyve ve fındık 4 Sebze ve Meyveler 5 Yağlı Tohumlar 14 Yağlı tohum ve meyveler 6 Seker Kamışı ve Pancarı 18 Şeker üretimi için kullanılan bitkiler 7 Bitkisel Lif 192 Tekstilde kullanılan ham nebati maddeler Canlı bitkiler; çiçek ve çiçek tomurcukları; 15 çiçek tohumları ve meyve tohumları; sebze tohumları 16 İçecek ve baharat bitkileri 17 Tütün, işlenmemiş Tahıl samanı ve kabukları, hazırlıksız kıyılmış olsun ya da olmasın, öğütülmüş, 8 preslenmiş ya da peletler formunda; sarı Diğer Bitkisel Ürünler 191 şalgam, yem kökleri, saman, yonca (yonca), üçgül, evliya otu, yemlik lahana, aci bakla, fiğ ve benzeri hayvan yemleri, pellet şeklinde olsun veya olmasın Bitkiler ve eczane öncelikle parfümeride 193 kullanılan bitkiler ya da böcek, mantar öldürücü veya benzeri amaçlarla kullanılan bitkiler 86 194 199 9 Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At 211 Şeker pancarı tohumu ve yem bitkilerinin tohumları Diğer işlenmemiş bitkisel ürünler Canlı sığırlar, koyunlar ve keçiler, at, eşek, katır ve bardo 299 Sığır 212 Domuz, tavuk ve diğer hayvanlar, canlı 292 293 Yumurta, kabuklu, taze, konserve ya da pişmiş Doğal bal Salyangozlar, canlı, taze, soğutulmuş, dondurulmuş, kurutulmuş, deniz 10 Diğer Hayvansal Ürünler 294 salyangozu hariç, tuzlanmış veya salamura edilmiş; kurbağa bacağı, taze, soğutulmuş veya dondurulmuş 295 297 298 11 Çiğ Süt 291 12 Yün, İpek Böceği 296 13 Ormancılık 3 15 14 Balıkçılık Hayvansal kökenli n.e.c. yenilebilir ürünler Ham postlar, deriler ve kürklü, Rafine veya renklendirilmiş olsun ya da olmasın ispermeçet, Çiğ süt Tekstilde kullanılan hammaddeler hayvan malzemeleri Ormancılık, günlük ve ilgili hizmet faaliyetleri Ilgili hizmet faaliyetleri dahil Avcılık, tuzakla avlanma ve av yayılımı Balıkçılık, balık üretme ve yetiştirme 5 çiftliklerinin işletilmesi; balıkçılıkla ilgili hizmet faaliyetleri 21111 15 Et: Büyük Baş, Koyun, Keçi ve At 21112 Büyükbaş hayvanların etleri, taze veya soğutulmuş Büyükbaş hayvanların etleri, dondurulmuş 21115 Koyun eti, taze veya soğutulmuş 21116 Koyun eti, dondurulmuş 87 21117 21118 Keçi, taze eti, soğutulmuş veya dondurulmuş Taze, soğutulmuş veya dondurulmuş At, eşek, katır veya bardoların etleri Taze, soğutulmuş veya dondurulmuş sığır, 21119 domuz, koyun, keçi, at, eşek, katır veya bardoların yenilen sakatatı Çiğ veya işlenmiş Büyükbaş hayvanların, 2161 koyun, keçi, domuz ve kümes hayvanları, yağları; yün gresi 21113 Domuz eti, taze veya soğutulmuş 21114 Domuz eti, dondurulmuş Et ve yenilebilir sakatatlar, taze, 2112 soğutulmuş veya dondurulmuş, başka yerde sınıflandırılmamış 16 Diğer Et Ürünleri 2113 2114 Korur ve et, sakatat veya kan müstahzarları Unları, yemek ve et ya da sakatat, yenmeyen topakları; donyağı tortusu Büyükbaş hayvanlar, koyun, keçi, domuz 2162 ve kümes hayvanlarının yağları hariç, ham ve rafine Hayvansal yağlar ve yağlı, Soya fasulyesi, yer fıstığı, zeytin, ayçiçeği 2163 tohumu, aspir, pamuk tohumu tecavüz, kolza ve hardal yağı, ham 2164 Palm, hindistan cevizi, hurma çekirdeği, keten ve kenevir yağı, ham Soya fasulyesi, yer fıstığı, zeytin, ayçiçeği tohumu, aspir, pamuk tohumu, kolza, kolza 17 Bitkisel Yağlar ve hardal yağı ve bunların fraksiyonları, rafine edilmiş fakat kimyasal olarak 2165 değiştirilmemiş; Diğer yağlar rafine edilmiş olsun ya da olmasın, zeytin ve susam yağı ve bunların fraksiyonlardan, sadece elde edilen, fakat kimyasal olarak değiştirilmemiş 88 2166 Mısır (Mısır) yağı ve fraksiyonları, kimyasal olarak değiştirilmemiş Palm, hindistan cevizi, hurma çekirdeği, keten ve kenevir yağı ile bunların fraksiyonları, rafine edilmiş fakat kimyasal olarak değiştirilmemiş; hint yağı, odun yağı 2167 ve jojoba yağı ile (mısır yağı hariç) sabit bitkisel katı ve sıvı yağlar ve bunların fraksiyonları yerde sınıflandırılmamış, rafine edilmiş olsun olmasın, fakat kimyasal olarak değiştirilmemiş 2168 Margarin ve benzeri müstahzarlar Hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlar ve bunların fraksiyonları kısmen veya 2169 tamamen rafine edilmiş olsun olmasın, inter-esterlenmiş yeniden esterlenmiş veya elaidinised, hidrojene, fakat daha fazla hazırlanmamış 217 Pamuk linterleri Küspe ve bitkisel katı veya sıvı yağların çıkartılmasından diğer katı artıklar; unları ve hardal hariç yağlı tohumların veya yağlı 218 meyvelerin yemek; trigliseridler hariç bitkisel mumlar; Degra; yağlı maddelerin veya hayvansal ya da bitkisel mumların işlenmesinden ortaya çıkan artıklar 18 Süt Ürünleri 22 Günlük Ürünler 19 İşlenmiş Pirinç 2316 Pirinç, yarı veya tamamen öğütülmüş 20 Şeker 235 Şeker 212 Hazır ve konserve balık 213 Hazır ve konserve sebzeler 214 Meyve suları ve sebze suları 21 Diğer Gıda Ürünleri 215 2311 2312 Hazırlanan ve meyve ve fındık korunmuş Buğday unu veya mahlut unu Buğday ve mahlut unu dışındaki tahıl unları 89 2313 2314 2315 2317 2318 Kabuksuz, yemek ve buğday topakları Tahıl bulgur, yemek ve topakları (diğer yerde sınıflanmayan) (Mısır taneleri dahil) diğer hububat ürünleri Diğer bitkisel unları ve yemekler Ekmekçi malların hazırlanması için karışımlar ve hamurlar Nişasta ve nişastalı ürünler; şeker ve şeker 232 233 Unlu Mamüller 236 Kakao, çikolata ve şekerleme imalatı 239 23 Tekstil Hayvan beslemede kullanılan müstahzarlar 234 237 22 İçecek ve Tütün Üriinleri şurupları (diğer yerde sınıflanmayan) Makarna, şehriye, kuskus ve benzeri unlu mamuller Gıda ürünleri (diğer yerde sınıflanmayan) 24 Içkiler 25 Tütün ürünleri 17 Tekstil ürünleri imalatı 243 Suni ve sentetik elyaf imalatı 24 Hazır Giyim 18 25 Deri Ürünleri 19 Giyim eşyası imalatı; kürkün işlenmesi ve boyanması Tan ve deri pansuman; bavul, el çantası, saraçlık, koşum takımı ve ayakkabı imalatı Ağaç ve mobilya hariç ağaç ve mantar 26 Ahşap Ürünler 20 ürünleri imalatı; saz, saman ve benzeri malzemelerden örülerek eşyaların imalatı 21 27 Kağıt Ürünler 28 Petrol, Kömür Ürünleri 29 Kimyasallar, Kauçuk ve Plastik 22 Kağıt ve kağıt ürünleri imalatı Yayıncılık, baskı ve kayıt medyanın çoğaltılması 231 Kok fırını ürünlerinin imalatı 232 Rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı 233 Nükleer yakıtın işlenmesi 241 Temel kimyasal maddelerin imalatı 90 30 Mineral Ürünler 31 Demir ve Çelik 32 Demir Dışı Metaller 242 Diğer kimyasal ürünlerin imalatı 25 Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı 26 Ana demir ve çelik imalatı 2731 Demir ve çelik dökme 272 33 Metal Ürünler 28 34 Motorlu Taşıtlar 34 35 Diğer Ulaşım Araçları 35 30 36 Elektrikli Makinalar 32 Temel değerli ve demir dışı metallerin imalatı Demir dışı metallerin dökümü Makine ve teçhizat hariç, fabrikasyon metal ürünleri imalatı Motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork imalatı Diğer ulaşım araçlarının imalatı Ofis, muhasebe ve bilgi işlem makineleri imalatı Radyo, televizyon, haberleşme teçhizatı ve cihazları imalatı 29 Makine ve ekipmanlar n.e.c. imalatı 31 Elektrikli makine ve cihazların imalatı 33 38 Diğer İmalat Sanayi imalatı 271 2732 37 Diğer Makinalar Diğer metalik olmayan mineral ürünlerin Tıbbi, hassas ve optik aletler imalatı, kol ve duvar saatleri 36 İmalat (diğer yerde sınıflanmayan) 37 Geri Dönüşüm Kaynak: https://www.gtap.agecon.purdue.edu/databases/contribute/concordinfo.asp 91 ÖZGEÇMİŞ SEDA MEYVECİ DOĞANAY Adres: Ekonomi Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar ve Değerlenlendirme Genel Müdürlüğü Telefon:05336131684 e-mail:doganays@ekonomi.gov.tr KİŞİSEL BİLGİLER Doğum Tarihi: 07.08.1983 Medeni Hali: Evli Uyruğu: T.C. EĞİTİM 2009-2014 Bilkent Üniversitesi ANKARA İktisat Bölümü Doktora Programı Not Ortalaması 3,51 2006-2009 Bilkent Üniversitesi ANKARA İktisat Bölümü Yüksek Lisans. Not Ortalaması CGPA 3,41 2002-2006 Orta Doğu Teknik Üniversitesi ANKARA Fen Edebiyat Fakültesi İstatistik Departmanı Not Ortalaması 3,61 – Bölüm 2.si. 2003-2006 Orta Doğu Teknik Üniversitesi, ANKARA İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü İktisat Teorisi Yandal Programı. Not Ortalaması 3,41 2001-2002 ODTÜ Temel İngilizce Okulu. ANKARA 1997-2001 Gölbaşı Anadolu Lisesi, Ankara. ANKARA 92 İŞ TECRÜBESİ Ekonomi Bakanlığı, Dış Ticaret Uzman Yardımcısı, 2012 – Halen Türkiye Vakıflar Bankası, Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü, Ekonomist, 2007-2011 Bilkent Üniversitesi, İktisat Bölümü, Araştırma Görevlisi, 2006-2011 YABANCI DİL Türkçe (Anadil), İngilizce (İleri Seviye) MESLEKİ EĞİTİMLER/SEMİNERLER Uygulamalı Uluslararası Ticaret ve Ticareti Kolaylaştııran Faktörler, Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü, Türkiye, 2014 Haziran Çalıştayı Uluslararası ve Kalkınma Ekonomisi Modern Dünya Ekonomisinde Yerçekimi Kuralları, İtalya, 2013 Eylül Global Ticaret Analizi (GTAP), Çevrimiçi Dersler Purdue Üniversitesi, 2013 Temmuz Global Ticaret Analizi (GTAP), Türkiye, 2013 Ağustos Dünya Ticaret Örgütü, 2012 Aralık DTÖ E-Öğrenme "DTÖ'ye Giriş Sertifikası" İsviçre Finans Akademisi, İsviçre, 2010 Temmuz Yaz Okulu 17. Uluslararası İktisat Öğrencileri Konferansı, İzmir, Mayıs 2014. EconAnadolu Kongresi, Eskisehir, Mayıs 2013. TEK Kongresi, Izmir, Kasım 2012. Doktora Öğrençileri Çalıştayı, ODTÜ, Ankara, Mayıs, 2012. Mokroekonomi Çalışma Grubu, Bilkent Üniveritesi, Ankara, 2009 İLGİ ALANLARI Uluslararası İktisat, Ekonometri, Mikroekonometri, Çevre Ekonomisi 93