I : 46 27.S . 1956 letimizin sıhhatini kemiren korkunç bir dev ha­ linde idi. Kurulmuş olan sıtma savaş teşkilâtı ve alman tedbirler sayesinde şayanı şükrandır ki, bugün sıtma memleketimizde ehemmiyetini geniş bir mikyasta kaybetmiş ve tâli bir hasta­ lık haline gelmiştir. Durum böyle salâha doğru geniş bir inkişaf ve değişiklik göstermiş olmasına rağmen sıtma savaş teşkilâtı ilk seferberlik zamanındaki kad­ roları ile tam teşkilât ve tam tahsisatla çalış­ maktadır. Verem gibi, bulaşıcı hastalıklar gibi çocuk, doğum ve tedavi müesseseleri gibi çeşitli dâva ve ihtiyaçları bulunan bir vekâletin ehemmiye­ tini bugün artık kaybetmiş bir mevzuu tabiî hu­ dutlarına irca etmemiş olması ve hâlâ milyon­ ları cömertçe harcamakta devam etmesi ve bu hususa 1952 bütçe raporunda da işaret etmiş olmamıza rağmen vekâletin birer reaksiyon gös­ termemiş olması cidden üzüntü ile kaydedile­ cek noktadır.» Yani demek istiyorlar ki, sıtma mücadele teş­ kilâtının işi azalmıştır, tam kadro ile çalışması­ na lüzum yoktur, kadroyu indirin. Bunu, Bütçe Encümeninde de böyle ifade ettiler. Ama burada öyle konuşmuyorlar, bu teşkilâtı azaltmayın, fuayye çoğalmıştır, çünkü Hürriyet Partisine geçmişlerdir, elbette mikroplar çoğalacaktır. (Soldan, bravo sesleri, alkışlar, gülüşmeler) Sonra muhterem arkadaşlarım; Azizoğlu bu­ yurdular ki, verem işine şu işe, bu işe neye yatı­ rım yapmıyorlar. Partileri bütçeden 800 milyon lira indirme yapmak lâzımdır* diyorlar. Hem bütçeden indirme yapalım, hem de yatırım ya­ palım. Bu tezada işaret etmek isterim arkadaş­ lar. Demokrat Parti sağlık işlerine gereken ya­ tırımı yapmıştır ve yapmaktadır. Daha fazla ya­ pamamamızın sebebi doktor yatırımı yapamamış olmamızdır. Bir doktor altı senede yetişir, Sayın Başvekil bunu bilmezler ama Sayın Ekrem Hayri Üstündağ bir doktorun altı senede yetişece­ ğini pekâlâ bilirdi. Eğer kadro isteseydi hükü­ met bir şey esirgemezdi. Binaenaleyh muhterem arkadaşlar, sağlık te­ sislerini daha fazla yapamıyorsak bunu personel yokluğundan yapamıyoruz. Bugün sağlık tesis­ lerimizde hekim adedi noksandır. Yüzde 20 yani beşte bir noksandır. Hekimlere karşı bugün iktidar, onları terfih etirecek bir kanunla gelmezse sağlık işlerimiz O :2 10 sene sonra tehlikede demektir. Arkadaşlar; ayda 208 liraya doktor çakşmaz. Bugün bir mü­ hendis 110 lira gündelik ücretle çalışıyor, bunu çok görmem, ama bunun yanında bir hekime de onu tatmin edecek parayı vermezsek elimizden kaçırırız. Hekimlere 208 lira vereceğiz; fakat 3 - 4 sene sonra onu kaybedeceğiz. Bu bakımdan tek hatamız, doktorluk meslekini yani hekim, eczacı, dişçi yetiştirememiş olmamız Demokrat Partinin ve dolayısiyle onun dört seneye yakın onun başında bulunan ve bugün içinden ayrılıp yakın saflarımızda oturan arkadaşlarımıza aidolması lâzımgelir. MÜKERREM SAROL (İstanbul) — İsim söyleyin de, herkes alınmasın. ZEKÎ ERATAMAN (Devamla) — Binaen­ aleyh arkadaşlar benim burada başka tarizim yoktur. Hakikaten sağlık dâvası memleket işidir. Yalnız samimî olalım. Dün memleketin sağlık ,dâvalarını halle uğraşan bir Vekâletin başında bulunan bir arkadaşın şimdi saf değiştirmesiyle görüşlerini de değiştirmesini doğru bulmuyo­ rum. Sağlık dâvalarının politik tarafı yoktur. Çünkü bütün milletin nabzı doktorların elinde­ dir. (Soldan, alkışlar) REİS — Cumhuriyet Halk Partisi Meclis G-rupu adına Muhit Tümerkan. CUMHURİYET HALK PARTİSİ MECLİS GRUPU ADINA MUHİT TÜMERKAN (Sinob) — Efendim, Demokrat Parti Meclis Grupu söz­ cüsü arkadaşımızın şahsım hakkında esirgeme­ diği teveccühe teşekkür ederim. Yalnız bu ka­ dar teveccühü olan bir arkadaşımızın, söyledi­ ğim sözleri dikkatle dinlemiyerek bana cevap vermesini teveccühlerinin noksanına atfedece­ ğim. Bendeniz Sayın Cumhurreisi ve Sayın Baş­ vekilin bir tarihte verdikleri rakamlardan bah­ settim. Encümenin verdiği rakamlarla bu ra­ kamlar arasında bir fark görüyoruz. Sayın Baş­ vekil ve Cumhurbaşkanına tabiî hürmetimiz var. Yardımcıları da kendilerine hürmet etsin­ ler dedik. Şüphesiz ki Sayın Adnan Menderes, Celâl Bayar sağlık merkezlerinin yataklarını sayacak değildirler. Nazarı dikkatinizi ona celbettim. Bu mesele ve diğer bir mesele üzerinde düşüncelerimizi arz etmek için Başbakana baş­ vurmak bile istedim : «Bu rakamları birkaç de­ fadır tekrar ediyorsunuz ama haksız bir tarafı — 987 —