T.B.M.M. B : 89 26 . 6 . 1992 0:1 yasal ve fiilî eksiklik, engel ve sınırlamaların ulusal bütünlük içinde, Paris Şartına uygun ola" rak kaldırılması, iki partinin ortak hedefidir" deniyor. Bunun dışında, bunlara ek olarak el­ bette başka şeyler söylenebilir; onlara değineceğim. Bu söylenenlerin dışında bu kapsam içinde hangi eksiklik vardır ki, Hükümetin, bu sorunu çözemeyeceği düşünülebilmektedir. Ayrıca, Koalisyon Protokolü, merkeziyetçi bir devlet yapısını, buyurgan bir devlet yapısı­ nı aşmak için yerel parlamentolar niteliğinde - üniter devlet yapısını bozmadan- yerel yönetim­ lerin yetkiyle ve kaynakla donatılmasını öngörmektedir. Bu, dünyanın pek çok üniter devletin­ de, insanların, özellikle etnik farklılıkları olan kimi bölgelerin sisteme entegre olabilmesi için, daha çok yetki kullanabilmesi için öngörülmüş gerçekçi bir yaklaşımdır ve bu da koalisyon protokolünün ve hükümet programının vaatlerinden birini oluşturmaktadır. Ayrıca, bu Hükümet, sıkıyönetim ve olağanüstü Hal Yasalarını yenileme vaadinde bulun­ maktadır. Bu vaadin bugüne kadar yapılmamış olmasını bir eksiklik sayıyoruz; ama, bu koa­ lisyon protokolü ve bu hükümet programı, nihayet beş yıl içinde gerçekleştirilmesi düşünülen bir koalisyon protokolü ve hükümet programıdır. Bu eksikliği görüyor ve söylüyoruz; ama, bunun söylenmiş olması, bu niyetin açıklanmış olması ve çok yakın bir gelecekte, umuyor ve diliyorum ki, önümüzdeki olağanüstü hal uzatılmasında Türkiye Büyük Millet Meclisinin önüne konulacak ve bugün var olan, 12 Eylül ürünü olan, olağanüstü hal ve sıkıyönetim rejimlerine asker gözüyle bakma alışkanlığını yasalaştırmış bulunan bu Olağanüstü Hal Yasası ve Sıkıyö­ netim Yasası, sivil ve demokratik bir hükümetçe bir hukuk yasası haline dönüştürülecektir. Bu koalisyon protokolünün güneydoğu bölümü, tüm siyasal isteklerin barışçıl yollardan ifade edilebileceğinin güvencesini vermektedir. Bu, böyle mi olmaktadır? Gerçekten tüm siya­ sal düşünceler -Güneydoğu Anadolu sorunu da dahil olmak üzere- özgürce ifade edilebilmek­ te midir? Doğrusunu isterseniz, buna bu aşamada gönül rahatlığı ile "evet" demem mümkün değildir; ama yasaklar üzerine, baskılar üzerine, insanları susturma üzerine, çok uzun yıllarını kaybetmiş bir toplum ve devlet yapısını, sizin bir anda bir saniyede, bir dakikada bu koalisyon protokolü ve bu hükümet programı yazıldı" diye, aniden, özgürlükçü ve demokratik yapma­ nız mümkün değildir. Onun için, vaadin tam anlamıyla gerçekleşmediğini biliyorum; ama bu­ nun bir süreç olduğunu, ama asıl önemli olanın, niyet ve siyasal kararlılık olduğunu unutul­ mamasını diliyorum. \ Sayın Başkan,! değerli milletvekilleri; koalisyon protokolünün 56 ncı sayfasında,,"... kim­ lik özellikleri özgürce ifade edilebilir. Herkes, anadilini, kültürünü, tarihini, folklorunu, dinî inançlarını araştırmak, korumak,,geliştirmek hakkına sahiptir. Bunlar, insan hak ve özgürlü­ ğünün kapsamı içindedir" demektedir. Burada bir noktaya dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bütün bunların insan hak ve özgürlükleri kapsamı içinde sayılmış olması, bu hak ve özgürlük­ lere en temel ve en dokunulmaz haklar sayılan, insan hak ve özgürlükleri mertebesinde değer biçilmiş olması, çok önemli bir aşamadır, çok önemli bir yaklaşımdır. Bunun meyvelerini ya­ kın bir gelecekte -hangi kökenden olursa olsun- insanlarımızı yenle şansını elde edeceklerdir. Koalisyon protokolü, ayrıca doğru bir teşhis koyuyor. "Olağasüstü hal zaman zaman ge­ reklidir; ancak, yıllarca sürerse etkinliğini yitirebilir. Hükümet, bu konuyu temelden ele ala­ cak ve çözüme kavuşturacaktır" vaadinde bulunuyor. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu vaadin de gerçekleşeceğini umuyoruz; çünkü, o yönde atılan adımları küçümsemek mümkün değildir. Eğer, Olağanüstü Hal Yasası ve Sıkı__ 1 5 0 — •'