Sorularlarisale.com "Vazife-i hilafetin en ehemmiyetlisi olan neşr-i hakaik-i imaniye,.." ifadesini izah eder misiniz, bu mana Hazreti Üstad'ın bir istihracı mıdır? "O mektubun birinci sayfası güzeldir; ben de iştirak ediyorum. İkinci sayfada birkaç yerde kalem karıştırdım, tâdil ettim. Ezcümle: "Hazret-i Hasan Radıyallahu Anhın altı aylık hilâfetiyle beraber Risale-i Nur'un Cevşenü'l-Kebîrden ve Celcelûtiyeden aldığı bir kuvvet ve feyizle vazife-i hilâfetin en ehemmiyetlisi olan neşr-i hakaik-i imaniye noktasında Hazret-i Hasan Radıyallahu Anhın kısacık müddetini uzun bir zamana çevirerek tam beşinci halife nazarıyla bakabiliriz." "Çünkü, adalet-i hakikiye ile bu asırda insanları mes'ud edebilir bir istidatta bulunan, Risale-i Nur'dur ve onun şahs-ı mânevîsi, Hazret-i Hasan Radıyallahu Anhın bir muavini, bir mütemmimi, bir mânevî veledi hükmündedir, diye senin mektubunu tâdil ettim."(1) Hilafet, din ve dünya işlerinde umumi reislik etmektir. Şer'î hükümlerin icrasında Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm)'e halef olduğu için, hilafet vazifesini alana "halife" denmiştir. Hem Hz. Peygamber (asm)'in hem de şeri hükümlerin en birinci vazifesi ise, iman hakikatlerinin tebliği ve neşredilmesidir. Peygamber Efendimiz (asm)'in ilk vazifesi ilk işi de imanın gönüllerde tesis edilmesi olmuştur. Mekke dönemi tamamı ile iman ve tevhit mücadelesi ile geçmiştir. Bu yüzden "vazife-i hilafetin en ehemmiyetli vazifesinin neşr-i hakaik-i imaniye olması" bir yorum bir içtihat değil dinin ana bir hükmüdür. Yani bu ibare ve tespit Üstad'ın bir içtihat ya da istihracı değil, İslam’ın en temel bir ödevidir. (1) bk. Emirdağ Lâhikası-I, (40. Mektup). page 1 / 1 Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)