Kandıra Ecz. Kazım Dinç Devlet Hastanesi

advertisement
ŞUBAT 2017
Cilt 1 Sayı 2
Sağlık Bülteni
*
YAPABİLİRİM
ERKEN TANININ
HAYAT
KURTARDIĞINI
ANLAYABİLİRİM…
Kandıra Ecz. Kazım Dinç
Devlet Hastanesi
HAZIRLAYAN:
EĞİTİM HEMŞİRESİ
Gizem YILMAZ
FOTOĞRAFLAR:
İLETİŞİM ASİSTANI
Muhammet BURUŞ
KATKIDA BULUNANLAR:
 Başhekim/Yönetici V.
Dr. Şeref KASIMOĞLU
 Sağlık Bakım Hiz. Müdürü
Hilal AZAKLI
 Sağlık Bakım Hiz. Sorumlusu
Melek ÖZDEMİR
 İç Hastalıkları Uzmanı
Dr. Hacer BALTAOĞLU
 İdari ve Mali Hizmetler Müdür
Yardımcısı
Metin ÖZDAMAR
 Kalite Direktörü
Ramazan AKGÜL
Çok değerli çalışanlarımız;
Kandıra Ecz. Kazım Dinç Devlet Hastanesi olarak Sağlık Bakanlığımızın
destekleriyle tüm olanaklarımızı hastalarımızın ve sizlerin daha kaliteli ve konforlu
sağlık hizmeti alabilme ve sunabilmesi için kullanmaktayız. Hastanemiz poliklinik
ve klinik tedavisinde verimlilik ve kalite standartlarını sağlamak ve siz
çalışanlarımızın daha verimli hizmet sunmaları için tüm fiziki koşulları oluşturma
gayreti içerisindeyiz.
Misyonumuz ;
Hastanemize müracaat eden hastalarımızın hiçbir fark gözetmeksizin, hasta
ve çalışan güvenliğini sağlayarak en iyi ve doğru sağlık hizmetini sunmaktır.
Bu Sayıda:

Uzm. Dr. Hacer
BALTAOĞLU Röportajı
Sayfa 2-3’te

Hastanemizde Şubat
Ayı Eğitim Programı
Sayfa 4’te

Şubat Ayı Yemek Listesi
Sayfa 5’te

4 Şubat Dünya Kanser
Günü Sayfa 6’da

Akılcı Antibiyotik
Kullanımı Sayfa 7’de

Devlet Memurlarına
Verilecek Yıllık İzin,
Ücretsiz İzin Ve Doğum
İzni Sayfa 8’de

Hasta/Yakınlarının
Görüşlerini Bildirmesi
Sayfa 9’da
Vizyonumuz;
Hasta ve çalışanların memnuniyetinin sağlandığı, fiziki şartların çağdaş
ölçülerde olduğu, uluslararası standartlarda sağlık hizmeti veren bir modern
kuruluş olmaktır.
Kalite Politikamız;
Sağlık hizmeti alan ve sunanların, memnuniyetini sağlayarak devamlı
gelişen ve iyileşme planlayan kaliteli ve modern sağlık hizmeti sunmaktır.
Sizlerin memnuniyetlerinin artması, şevk ve istekle çalışması bu hedeflerimizde
bizler için en büyük güç kaynağı olacaktır.
Hastalıkta ve sağlıkta her zaman yanınızda olduğumu belirtir, siz değerli
çalışanlarımıza sevgi ve saygılarımı sunarım.
Dr. Şeref KASIMOĞLU
BAŞHEKİM/YÖNETİCİ V.
1111
Hücrelerin
Kanserin çevresel nedenleri arasında kuşkusuz en önemli olanı sigara içilmesidir. Sigara içenlerde akciğer kanseri başta olmak üzere çok
sayıda kanser meydana gelmektedir. Sigara ile kanser arasındaki ilişki ilk kez geçtiğimiz yüzyılın ortalarına doğru dikkatleri çekmeye
başlamıştır. O yıllarda bazı doktorlar akciğer kanserli hastaların çoğunun sigara içen kişiler olduğunu gözlemlemişler, buradan hareketle de
akciğer kanserinin meydana gelmesinde sigara içmenin etkisi olabileceğini düşünmüşlerdir. İzleyen yıllarda bu konuyu incelemek amacı ile
çok sayıda bilimsel çalışmalar yapılmıştır.
Bu kapsamda İç Hastalıkları Uzmanımız Dr. Hacer BALTAOĞLU sigaranın kanser üzerine etkileri hakkında yapılan röportajda sorularımızı
yanıtladı.
1.Kanser nedir?
Kanser bir organdaki kontrolsüz bir şekilde
çoğalmaya başlaması ve tedavi edilmediği
takdirde vücutta yayılarak hızlı bir şekilde ölümle
sonlanmasıdır. Günümüzde dünyada her yıl 1011 milyon kişi bir çeşit kanser hastalığına
yakalanmaktadır. Bu hastaların 7 milyon kadarı
ise aynı yıl içinde hayatını kaybetmektedir.
2. Sık görülen kanser türleri nelerdir?
İnsan vücudundaki en büyük organ deri
olduğundan gerçekte en sık görülen kanser deri
kanseridir. Deri kanseri dışında akciğer kanseri,
mide kanseri, gırtlak kanseri, kalın barsak
kanseri ve prostat kanseri erkeklerde en sık
görülen kanser türleridir. Kadınlarda en sık
görülen kanser türü ise meme kanseridir.
3- Sigaranın başka kanser türleri ile ilişkisi var
mıdır?
Araştırmalar sigara içenlerde akciğer kanserinden
başka daha pek çok kanserin görülme sıklığının
arttığını göstermiştir. Bunlar arasında gırtlak
kanseri, ağız boşluğu-yutak yemek borusu kanseri,
mide ve barsak kanserleri, kan kanseri, pankreas
kanseri, mesane kanseri, kadınlarda meme ve
rahim kanseri gibi kanserler sayılabilir. Görüldüğü
gibi sigara ile kanser arasındaki ilişki yalnızca
akciğer kanseri bakımından değildir, vücutta en az
10-12 değişik kanserin meydana gelmesinde sigara
içilmesinin etkisi vardır. Bu kanserlerin bazıları
sigara dumanının doğrudan temas ettiği ağız-yutakgırtlak-akciğer gibi organlar olurken bazı kanserler
de sigara dumanının doğrudan temas etmediği
mesane, meme, rahim gibi diğer organ
kanserleridir. O halde sigara dumanı içinde bulunan
kanser yapan kimyasal maddeler kan yolu ile bu
organlara ulaşmak suretiyle çeşitli organlarda
kanser meydana gelmesine neden olmaktadır.













Akciğer kanseri olma riski 13-22
kat
Ağız kanseri olma riski 3-30 kat
Dişeti kanseri olma riski 5-14 kat
Dil kanseri olma riski 4-33 kat
Bademcik kanseri olma riski 7-11
kat
Gırtlak kanseri olma riski 16 kat
Yemek borusu kanseri olma riski
8-10 kat
Mesane kanseri olma riski 3-5 kat
Pankreas kanseri olma riski 2 kat
Böbrek kanseri olma riski 5 kat
Prostat kanseri olma riski 2 kat
Rahim ağzı kanseri olma riski 17
kat
Kan kanseri olma riski 2-3 kat
Sigara içmiyorsanız hiç
başlamayınız.
Sigara içiyorsanız vakit geçirmeden
sigarayı bırakınız.
Sigarayı bırakamıyorsanız içtiğiniz
sigara miktarını azaltınız, başkalarının
yanında sigara içmeyiniz.
BU AY KURUMUMUZDA YAPILACAK OLAN HİZMET İÇİ EĞİTİMLER
EĞİTİM ADI
TARİH-SAAT
KİME VERİLECEĞİ
YER
Anne Sütü Eğitimi
28.02.2017-01.03.201708.00/17.00
Kadın-Doğum Servis Ebe
ve Hemşireleri
Eğitim Salonu
Anne Sütü Eğitimi
27.02.2017-15.30
Tüm Çalışanlar
Uzaktan Eğitimler
15.02.2017-15.03.2017
Tüm Çalışanlar
Eğitim Salonu
---
Uzaktan eğitim şifreleri değiştirilmiştir. Yeni şifreler cep
telefonunuza mesaj olarak gönderilecektir.
Uzaktan eğitim
girişiyle ilgili problem
yaşayanlar lütfen Eğitim
Birimi ile iletişime geçiniz.
Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi Yoğun
Bakım Hemşireliği Sertifikalı Eğitim Programı
Sertifikalı Eğitim Programı 27 Şubat-06 Nisan2017 tarihleri arasında yapılacak
olup, başvuru tarihleri 06-13 Şubat 2017'dır.
3
SABAH
ÖĞLE
AKŞAM
SABAH
ÖĞLE
AKŞAM
ÇAY, YUMURTA,
REÇEL, SİYAH
ZEYTİN
İZMİR KÖFTE,
SOSLU
MAKARNA,
PORTAKAL
ETLİ MEVSİM
TÜRLÜ,
BULGUR PİLAVI,
AYRAN
15.2.2017
ÇAY KAŞAR
PEYNİRİ,
REÇEL, SİYAH
ZEYTİN,
ETLİ KURU
FASULYE,
BAHAR PİLAVI,
YOĞURT/TURŞU
KIYMALI
ISPANAK(YOĞ),
PEYN. MİLFÖY,
ELMA
ŞEH. T.SUYU
ÇORBA TAVUK
PİRZOLA (ELMA
DİLİM.) PAT. KIZ)
BİSKÜVİLİ
SUPANGLE
SEBZE ÇORBA,
ÇOBANKAVURM
A(PİLAV ÜSTÜ),
YOĞURT
16.2.2017
SÜT, KREM
PEYNİR,
PATATESLİ
TEPSİ BÖREĞİ,
FINDIK
KREAMASI
KIY.
KARNABAHAR,
DOMATES SOSLU
MAKARNA,
FINDIKLI KEŞKÜL
FIRIN
TAVUK(SEB.)GA
RN, PİRİNÇ
PİLAVI, YOĞURT
3.2.2017
ÇAY,TEPSİ
BÖREĞİ,YEŞİL
ZEYTİN ,TAHİN
HELVA
ETLİ NOHUT,
BULGUR PİLAVI,
MEVSİMSALATA/T
URŞU
YAYLA
ÇORBA,FIRIN
TAVUK, PEYNİR
TATLISI
17.2.2017
ÇAY,BEYAZ
PEYNİR,TEREYA
Ğ REÇEL,YEŞİL
ZEYTİN
ET DÖNER(PİLAV
ÜSTÜ),
MERCİMEK
ÇORBA, AYRAN
4.2.2017
ÇAY,KAŞAR
PEYNİRİ,SİYAH
ZEYTİN,REÇEL
BAHÇIVAN
KEBABI, PİRİNÇ
PİLAVI, CACIK
FIRIN KÖFTE
(PİYAZ GRN),
SOSLU
MAKARMA,
PORTAKAL
18.2.2017
ÇAY, YUMURTA
,SİYAH
ZEYTİN,FINDIK
KREMASI,
ETLİ TAZE
FASULYE,ŞEH.PİR
İNÇ PİLAVI,
YOĞURT
5.2.2017
ÇAY,BEYAZ
PEYNİR,SADE
POĞAÇA,BAL
MANTARLI TAVUK
SOTE, SOSLU
MAKARNA, ELMA
ETLİ KURU
FASULYE, ŞEH.
PİRİNÇ PİLAVI,
TURŞU/YOĞURT
19.2.2017
ÇAY,BEYAZ
PEYNİR,TAHİN
HELVA,YEŞİLZE
YTİN
İZMİR KÖFTE,
PEYNİRLİ
MAKARNA,
PORTAKAL
ETLİ KURU
FASULYE,
PİRİNÇ PİLAVI,
CACIK
6.2.2017
ÇAY, YUMURTA,
REÇEL, SİYAH
ZEYTİN
ÇİFTLİK KEBABI,
SEB.BULGURPİLA
VI, VİŞNE
KOMPOSTO
KAŞARLI
DOMATES
ÇORBA, TAVUK
DÖNER(PİLAV
ÜSTÜ), AYRAN
20.2.2017
SÜT-KREM P.SİYAH ZEYTİNFINDIK
KREMASI-
TOYGA ÇORBA,
FIRIN TAVUK
(SEB. GARN),
MEVSİM SALATA
EZOGELİN
ÇORBA,
ŞEHRİYELİ
GÜVEÇ, HAVUÇ
TARATOR
7.2.2017
SÜT, BEYAZ
PEYNİR,
BAL,YEŞİL
ZEYTİN
EZOGELİN
ÇORBA, KIYMALI
ISPANAK(YOĞ),RE
VANİ
KAĞIT KEBABI,
BULGUR PİLAVI,
YOĞURT
21.2.2017
ÇAY,BEYAZ
PEYNİR,TEREYA
Ğ REÇEL,YEŞİL
ZEYTİN
KIYMALI
KARNABAHAR,
PEY. KOL
BÖREĞİ,
PORTAKAL/KARIŞ
IK KOMPOSTO
TAVUK
ŞİNİTZEL(PAT.KI
Z.), PİRİNÇ
PİLAVI, YOĞURT
8.2.2017
ÇAY,TEPSİ
BÖREĞİ,YEŞİL
ZEYTİN ,TAHİN
HELVA
TAVUK
PİRZOLA(SEB.GA
RN),NOH. PİRİNÇ
PİLAVI, YOĞURT
PATATES
OTURTMA,
KAŞ.SPAGETTİ,
PORTAKAL
22.2.2017
ÇAY, YUMURTA
,SİYAH
ZEYTİN,FINDIK
KREMASI,
ET
KAVURMA(PİLAV
ÜSTÜ), MERCİMEK
ÇORBA, AYRAN
KIY.
ISPANAK(YOĞ),
SOSLU
SPAGETTİ,
CEVİZLİ KABAK
TATLI
9.2.2017
ÇAY,KAŞAR
PEYNİRİ,SİYAH
ZEYTİN,REÇEL
EZOGELİN
ÇORBA,
PÜR.KADINBUDU
KÖFTE,
SUPANGLE
ETLİ FIRIN
GÜVEÇ,PİRİNÇ
PİLAVI,CACIK
23.2.2017
ÇAY,BEYAZ
PEYNİR,TAHİNPEKMEZ,YEŞİLZ
EYTİN,
KURU FASULYE,
BULGUR PİLAVI,
YOĞURT/TURŞU
FIRIN
KÖFTE(PİYAZ
GAR),PİRİNÇPİL
AVI, AYRAN
10.2.2017
ÇAY,BEYAZ
PEYNİR,SADE
POĞAÇA,BAL
ETLİ NOHUT,
PİRİNÇ PİLAVI,
AYRAN/TURŞU
ÇİFTLİK KÖFTE,
BULGUR PİLAVI,
YOĞURT
24.2.2017
ÇAY,YUMURTA,
SİYAH
ZEYTİN,FINDIK
KREMASI
BALIK, MERCİMEK
ÇORBASI,
(SALATA
GRN)/İRMİK
HELVA
ORMAN
KEBABI,BULGU
R
PİLAVI,MEVSİM
SALATA
11.2.2017
ÇAY,YUMURTA,
SİYAH
ZEYTİN,FINDIK
KREMASI
DOMATES
ÇORBA, TEPSİ
KÖFTE(KISIR
GARN),
CEV.KABAK
TATLISI
TAS KEBABI,
PİRİNÇ PİLAVI,
MEVSİM
SALATA
25.2.2017
ÇAY,KAŞAR
PEYNİR,REÇEL,
YEŞİL ZEYTİN
TARHANA
ÇORBA,
ŞEHRİYELİ
GÜVEÇ,ELMA
ETLİ TAZE
FASULYE, FIRIN
MAKARNA,
PORTAKAL
12.2.2017
ÇAY,KAŞAR
PEYNİR,TEREYA
Ğ,BAL
TAVUKLU
BEZELYE-SOSLU
MAKARNAYOĞURT
YAYLA ÇORBA,
BAHÇEVAN
KEBABI,
BİSKÜVİ TATLISI
26.2.2017
SÜT,
YUMURTA,TERE
YAĞ,BAL
ŞEHRİYE ÇORBA,
ELBASAN TAVA,
MEVSİM SALATA
YAYLA ÇORBA,
DALYAN
KÖFTE(PÜRE),
FIRIN SÜTLAÇ
13.2.2017
SÜT,
YUMURTA,TAHİ
N HELVA,SİYAH
ZEYTİN
BROKOLİ ÇORBA,
PÜRELİ DALYAN
KÖFTE, BAKLAVA
ETLİ
NOHUT,BULGUR
PİLAVI, YOĞURT
27.2.2017
ÇAY,KREMPEYN
İR,YEŞİLZEYTİN,
TAHİN HELVA
TAVUK PİRZOLA
(SEB.GARN+PİLA
V),MERCİMEK
ÇORBA, YOĞURT
BODRUM
KÖFTE, SOSLU
MAKARNA,
MEVSİM
SALATA
14.2.2017
ÇAY,KREM
PEYNİR,REÇEL,
TEREYAĞ
MERCİMEK
ÇORBA,
LAV.ÜST.TAVUK
DÖNER(PAT),
AYRAN
İZMİR KÖFTE,
PEY.MAKARNA,
PORTAKAL
28.2.2017
ÇAY-YUMURTASİYAH ZEYTİN
EKŞİLİ KÖFTECEVİZLİ ERİŞTEM.DÜNYA
EZOGELİN
ÇORBA,
ELBASAN TAVA,
ELMA
1.2.2017
2.2.2017
SÜT, BEYAZ
PEYNİR,
TEREYAĞI,
BAL
PATATES
OTURTMA,
PEYNİRLİ
MAKARNA,
PORTAKAL
BAHÇEVAN
KEBABI,
MERCİM.BULGU
R PİLAVI,
MEVSİM
SALATA
,
YAPABİLİRİM
ERKEN TANININ
HAYAT KURTARDIĞINI
ANLAYABİLİRİM…
AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI
Enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı açısından önemli ve uygun anti mikrobik tedaviyle başarının sağlandığı bir alandır.
Bununla birlikte gerek toplumda gerekse hastanede kazanılan enfeksiyon hastalıkları akılcı olmayan antimikrobiyal
tedavilerin kullanılması sonucu tedavi edilememekte ve belki de hasta kaybedilmektedir. Uygun antimikrobiyal tedavi;
sağ kalım, komplikasyon ve kronikleşmenin önlenmesi, hastalık şiddet ve süresinin kısaltılması açısından önemlidir.
Hekimlerin elektronik ortamda reçeteleme davranışlarının analiz edilmesine imkân sağlayan “Reçete Bilgi Sitemi
(RBS)”nden yararlanılarak, birinci basamakta 2011 yılında düzenlenmiş reçeteler değerlendirildiğinde; toplam
439.539.673 kutu ilacın reçete edildiği ve bunun %12,71 oranıyla 55.878.010 kutusun antibiyotiklerden oluştuğu tespit
edilmiştir. Düzenlenmiş reçetelerin maliyet analizleri yapıldığında ise genel maliyetin % 14,14’ünü antibiyotikler
oluşturmaktadır. Bu durum ülkemizdeki ilaç tüketiminde önemli bir yeri olan antibiyotiklerin akılcı kullanımının önemini
göstermektedir.
Antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya doğru olmayan biçimde
kullanılması, bakterilerin sonraki tedavilere karşı direnç
göstermesine neden olabilir. Antimikrobiyal direnç, bu
mikroorganizmanın neden olduğu enfeksiyonu tedavi etmek
veya önlemek amacıyla antimikrobiyal ajanın etkisinin
azalmasına veya yok olmasına neden olur. Bakteriler için
antibiyotik direnci, bakterilerin herhangi bir antibiyotiğin
varlığına rağmen üreyebilmesi ve enfeksiyon yapabilmesidir.
Bunun sonucunda ise, daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç
duyulduğunda işe yaramazlar. Bu yalnızca antibiyotiği uygun
olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan
İdeal antibiyotik kullanımı için; doğru tanı sonrası
dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike
doğru antibiyotik; en uygun yoldan, etkin dozda,
oluşturmaktadır.
optimum aralıklarla, uygun süreyle verilmelidir. Doğru
Antibiyotik direnci tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu
antibiyotik kullanımı için, mikrobiyolojik olarak
haline gelmiştir. Antibiyotik-dirençli bakterilerin yol açtığı
kanıtlanmış bakteriyel bir enfeksiyonun varlığı
enfeksiyonlar, hastalığın ve ölüm oranlarının artması ve
mutlaka sorgulanmalıdır. Tanı açısından gerekli
hastanede geçirilen sürenin uzaması ile sonuçlanmakta
değerlendirme yapılmadan ve enfeksiyon olmaksızın
ayrıca tedavi maliyetlerinde de artışa neden olmaktadır.
antibiyotik kullanılması, seçilen antibiyotiğin yanlış
Antibiyotik kullanımı, insanlardaki normal bakteriyel floranın
olması, antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı olması,
değişmesine bu da çoğu kez antibiyotik dirençli bakterilerin
doz aralıklarının uygunsuz olması durumlarında
ortaya çıkmasına ve ishal gibi yan etkilerin görülmesine
antibiyotikler uygun kullanılmamış olur. Etkinliği
neden olabilmektedir.
bilinen bir antibiyotik yerine maliyeti daha yüksek ve
yeni olan bir antibiyotiğin seçilmesi, gerekli olmadığı
halde aynı anda birden fazla antibiyotiğin kullanılması,
kültür sonucuna uygun olmayan antibiyotik kullanımı
da antibiyotiğin uygunsuz kullanımına örneklerdir.
Birinci basamak tedavi hizmetlerinde tüm antibiyotik
reçetelerinin çoğunlukla solunum yolu enfeksiyonları
için düzenlendiğini gösterilmiştir. Birçok solunum yolu
enfeksiyonu
vakasında
antibiyotiklerin
gerekli
olmadığına ve hastanın bağışıklık sisteminin basit
enfeksiyonlarla mücadele edebilecek yeterlilikte
olduğuna ilişkin kanıtlar mevcuttur. Sadece bakteriyel
enfeksiyonlara karşı etkili olan antibiyotikler; yaygın
olarak yanlış kullanımın gözlendiği soğuk algınlığı
veya grip gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar
için çözüm değildirler ve virüsün diğer insanlara
bulaşmasını
önlemezler.
Antibiyotik
kullanımı
gerektirmeyen durumlarda, enfeksiyon taşıyan
hastalardan diğer kişilere bulaşmasını önlemek
amacıyla enfeksiyon kontrol tedbirlerinin alınması
yeterlidir.
Unutmayalım ki antibiyotikler; ateş düşürmez, ağrı
dindirmez, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez.
Yaygın ve yanlış kullanıldığında ise hızla direnç gelişen
antibiyotik, esas etki beklediğimiz bakterilerin neden
olduğu enfeksiyonların tedavisinde de etkisiz hale gelir.
Hekim reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır.
Hastaların, daha önceki bir hastalığında kullandığı antibiyotiğin,
tekrar benzer hastalığa yakalansa bile hekime danışmadan
kullanmaması gerektiği konusunda bilinçli olması
gerekmektedir. Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı
solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri
olmadığını unutulmamalıdır. Hekim önerisi sonrası reçete ile
alınan antibiyotiğe, enfeksiyonu en etkili biçimde tedavi etmek
ve direncin ortaya çıkma riskini azaltmak için antibiyotikler
doğru dozda, doğru şekilde ve reçeteye uygun zaman
aralıklarında alınarak uygun biçimde kullanılmalıdır. Hasta
kendisini iyi hissetse bile tedaviyi hekimin belirttiği süreden
önce sonlandırmamalıdır. Aksi takdirde faydadan çok zarar
getirecektir. Artmış veya reçetesiz alınmış antibiyotikler yerine
her zaman tıbbi reçeteli antibiyotikler kullanılmalıdır.
Bakteriyel enfeksiyonlara karşı en önemli silahımız olan
antibiyotiklere direnç gelişimini önlemek için antibiyotikleri doğru
kullanma konusunda toplum olarak farkındalığımızı artırmamız
gerekmektedir.
DEVLET MEMURLARINA VERİLECEK YILLIK İZİN, ÜCRETSİZ İZİN VE
DOĞUM İZNİ
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 102 nci maddesinde; "Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti l yıldan on yıla
kadar (on yıl dâhil) olanlar için 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en
çok 2’şer gün eklenebilir" denilmektedir.
1) Kanun maddesinde, yıllık izinlerin kullanımı konusunda amirlere yetki tanınmıştır. Ayrıca, yıllık izinlerin ait olduğu yıl içinde
kullanılmasının asıl, o yıla ait kullanılamayan iznin ise müteakip yılda kullanılmasının istisnai bir durum olması nedeniyle, kurumlar
Devlet memurlarının yıllık izinlerini cari yıl içinde, Devlet hizmetlerinin aksamamasına dikkat etmek kaydıyla bir program dâhilinde
kullanmaları hususunda gerekli hassasiyeti göstereceklerdir.
2) Yıllık izinlerin tamamının veya bir kısmının ait olduğu yıl içinde kullanılamaması durumunda kullanılamayan yıllık izin, bir sonraki
yılın izni ile birlikte toptan veya kısım kısım, kullanılabilecektir.
3) Devlet memurlarınca kullanılamayan izinlerin müteakip yılda kullanılabilmesi için memur tarafından, dilekçe verilmesine veya
kurum tarafından onay alınmasına gerek bulunmamaktadır.
4) Bir önceki yıldan devreden izin ile cari yıl izni toplamının kısmen veya tamamen kullanılamaması haline, sadece cari yıl iznine
tekabül eden kısmının bir sonraki yılda kullanılması mümkün bulunmaktadır. Bu şekilde yıl içinde kullanılan izinler öncelikle bir önceki
yıldan devreden izin sürelerinden mahsup edilecektir.
ÖRNEK 1- 10 yıldan fazla hizmeti olan bir
memur, 1994 yılında kullanamadığı 15
gün, 1995 yılına ilişkin 30 gün olmak üzere
toplam 45 gün olan 1994-1995 yılları
izninin 20 gününü kullanmış ancak 25
gününü kullanamamış ise kullanamadığı
izin 1995 yılına ait olduğundan kalan 25
günlük izni, 1996 yılı içinde
kullanabilecektir.
Bununla beraber, 45 gün olan 1994-1995
yılları izninin, 10 gününü kullanıp, 35
gününü kullanamaması halinde, 1995
yılına ait izin süresi 30 gün, 1994 yılına ait
izin süresi ise 5 gün olduğundan 1994
yılına ait 5 günlük izin 1996 yılına
devretmeyecek 1996 yılına sadece 1995
yılına ait 30 günlük izin devredecek ve ilgili
1996 yılında toplam 60 gün izin
kullanabilecektir.
1) Kanun maddesinde, yıllık izinlerin
kullanımı konusunda amirlere yetki
tanınmıştır. Ayrıca, yıllık izinlerin ait olduğu
yıl içinde kullanılmasının asıl, o yıla ait
kullanılamayan iznin ise müteakip yılda
kullanılmasının istisnai bir durum olması
nedeniyle, kurumlar Devlet memurlarının
yıllık izinlerini cari yıl içinde, Devlet
hizmetlerinin aksamamasına dikkat etmek
kaydıyla bir program dâhilinde kullanmaları
hususunda gerekli hassasiyeti
göstereceklerdir.
2) Yıllık izinlerin tamamının veya bir
kısmının ait olduğu yıl içinde
kullanılamaması durumunda kullanılama
yan yıllık izin, bir sonraki yılın izni ile birlikte
toptan veya kısım kısım, kullanılabilecektir.
3) Devlet memurlarınca kullanılamayan
izinlerin müteakip yılda kullanılabilmesi için
memur tarafından, dilekçe verilmesine
veya kurum tarafından onay alınmasına
gerek bulunmamaktadır.
4) Bir önceki yıldan devreden izin ile cari
yıl izni toplamının kısmen veya tamamen
kullanılamaması haline, sadece cari yıl
iznine tekabül eden kısmının bir sonraki
yılda kullanılması mümkün
bulunmaktadır. Bu şekilde yıl içinde
kullanılan izinler öncelikle bir önceki
yıldan devreden izin sürelerinden mahsup
edilecektir.
D- 657 sayılı Kanunun 562 sayılı KHK ile değişik 108 inci maddesinde, Devlet
memurlarına hangi hallerde aylıksız izin verilebileceği hükme bağlanmıştır.
Bu-maddeye-göre;
10 hizmet yılını tamamlamış Devlet memurlarına istekleri halinde memuriyet
süreleri boyunca ve bir defada kullanılmak üzere 6 aya kadar aylıksız izin
verilebilecektir. Bu iznin verilebilmesi için memurun, 10 hizmet yılını tamamlamış
olması yeterli olup, ayrıca bir mazeret belirtmesine gerek bulunmamaktadır.
Ancak, sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilen bölgelere veya kalkınmada
öncelikli yörelere 72nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere mecburi
olarak sürekli görevle atananlar, atandıkları tarihten itibaren bu bölgelerdeki zorunlu
görev süreleri içinde bu haktan yararlanamayacaklardır.
ÖRNEK 1- 10 hizmet yılını tamamlamış bir memur, isteği üzerine 4 ay 10 gün
aylıksız izin kullanmış ise ilgili bu haktan bütün memuriyeti boyunca yalnız bir
defa yararlanabileceğinden 6 aydan arta kalan 1 ay 20 günlük süre için hiçbir
şekilde aylıksız izin verilmeyecektir.
2- Doğum yapan Devlet memurlarına istekleri halinde en çok oniki aya kadar
aylıksız izin verilebilecektir. Bu sürenin başlangıç tarihi olarak da, doğum sonrası
verilen 6 haftalık izin süresinin bitiş tarihini izleyen gün esas alınacaktır.
Ayrıca, anılan maddenin yürürlük tarihinden önce doğum yapmış olmakla birlikte
6 haftalık izin süresinin bitiminden itibaren oniki ayı doldurmamış olanlar da bu
haktan yararlanabileceklerdir.
ÖRNEK 1- 20.3.1995 tarihinde doğum yapan ve 6 haftalık doğum izninin
bitiminden itibaren (1.5.1995 tarihinde) 6 ay aylıksız izin alan bir memur,
anılan maddenin yürürlük tarihi olan 25.7.1995 tarihine kadar 2 ay 24 gün
aylıksız izin kullanmış olacaktır. Bu tarihten sonra ilgili, idarenin de uygun
bulması halinde aylıksız iznini oniki aya (1.5.1996 tarihine) kadar
uzatabilecektir.
ÖRNEK 2- 16.1.1995 tarihinde doğum yapan ve 6 haftalık doğum izninden
sonra (27.2.1995 tarihinde) göreve başlayan bir memur, isteği ve idarenin de
uygun bulması halinde, 6 haftalık izin süresinin bitiminden itibaren
hesaplanacak oniki ayı (27.2.1996 tarihini) geçmemek üzere aylıksız izin
kullanabilecektir.
ÖRNEK 3- 13.4.1994 tarihinde, doğum yapan bir memurun 24.5.1994
tarihinde 6 haftalık doğum izni, 24.5.1995 tarihinde de oniki aylık aylıksız izin
hakkı dolduğundan ilgili bu tarihten sonra aylıksız izin kullanamayacaktır.
ÖRNEK 4- 10.11.1994 tarihinde doğum yapan ve 6 haftalık doğum izninden
sonra 22.12.1994 tarihinden itibaren 6 ay aylıksız izin kullanarak 22.6.1995
tarihinde göreve başlayan bir memura isteği üzerine, 21.12.1995 tarihini
geçmeyecek şekilde aylıksız izin verilebilecektir.
Yetiştirilmek üzere (burslu gidenler dahil) devlet tarafından yurt dışına
gönderilen öğrenci ve memurlarla, yurt içine ve dışına sürekli görevle atanan
memurların memur olan, eşlerine, her defasında bir yıldan az olmamak ve
eşlerinin öğrenim süresini geçmemek üzere en çok dört yıla kadar aylıksız izin
verilebilecektir.
Ancak, yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen öğrenci ve memurların
öğrenim süresinin bir yıldan az olması halinde, bunların eşlerine verilecek
aylıksız izin süresinde "bir yıldan az olmama" şartı aranmayacak ve öğrenim
süresini geçmemek üzere aylıksız izin verilebilecektir.
Daha önce bu fıkra hükmüne göre eşinden dolayı aylıksız izin kullanan
memurlara 4 yıldan arta kalan süre için aylıksız izin verilebilecektir. Bununla
beraber bu fıkra hükmüne göre verilen izin ilgililerin memuriyetleri boyunca
hiçbir şekilde 4 yılı aşamayacaktır.
HASTA/HASTA YAKINLARININ GÖRÜŞLERİNİ BİLDİRMESİ
Sağlıklı olmak, en temel insan haklarından
biridir. Hastalık halinde ise bireyin tüm yaşamı
bundan az veya çok etkilenmektedir. Sağlık alımı
hizmeti sırasında mahremiyet vb. konularında
ihlallerin olması istenilen bir durum değildir.
Hastanemizde de bu tür ihlallerin olmaması
yönünde yönetim ve çalışanlar iş birliği içinde
koordineli olarak çalışmakta, çalışanlarımıza
gerekli eğitimler/toplantılar plan dâhilinde
verilmektedir. Hastanemizin muhtelif yerlerinde
hasta ve hasta yakınlarının dilek/ şikâyet ve
görüşlerini bildirmesine yönelik kutular
bulunmaktadır.Ayrıca hastanemiz web sitesi
https://kandiradh.saglik.gov.tr/OneriSikayetKutu
su.aspx adresinden hastanemize bildirim
yapabilmektedir.
Yapılan bildirimler hastane yönetimince
değerlendirilerek gerekli çalışmalar
planlanmaktadır.
Orhan Mah. Kabaağaç Cad. No:54 41600 Kandıra/KOCAELİ
Telefon:( 0 262) 551 30 38 Faks( 0 262) 551 42 21
E-posta: bilgi@kandiradh.gov.tr
Elektronik Ağ: www.kandiradh.gov.tr
Evde Sağlık Birimi: 444 38 33
Download