Bush`un PR uzmanı... Din adamları... Ve, kadınlar

advertisement
Bush'un PR uzmanı... Din adamları... Ve, kadınlar
- Azime ACAR
Irak'ın işgali...
Ebu Garib ve Guantanamo'daki esirlere işkenceler... Ve, bölge ülkelerinde giderek yükselen ABD karşıtlığı...
Yerle bir olan imajı toparlamak gerek...
Ama nasıl?
"Bölge ülkeleri"nden Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye'ye birkaç günlük bir PR turu
düzenlense? Bu turu Bush'un sağ kolu ve imaj-maker'ı olan, ABD'nin Halkla İlişkilerden Sorumlu
Dışişleri Bakan Yardımcısı
Karen Hughes
yapsa...
Yanına 5'i Amerikan ulusal televizyon kanalı olmak üzere çeşitli mecralardan 20 Amerikalı
gazeteciyi
de
alsa...
Güçlü sesi ve fiziği, eski bir gazeteci olması, iletişim tecrübesiyle, o ülkelerin simgelerini de
bu gezilerde kullanarak,
"kalplere girmeye"
çalışsa...
Mesela, Türkiye ziyaretinde Osmanlı tuğrası, başörtüsü, nazar boncuğu ile gazetecilere,
kameralara poz verse veya
Topkapı Sarayı'nda kuran
dinlese...
***
Peki bu ülkelerde kimlerle görüşmeli?...
Hedef kitlesi kim olmalı bu gezinin?...
Gazeteciler, öğrenciler, siyasetçiler, insan hakları savunucuları, çocuklar...
Ama, özellikle iki kesimle görüşmeli...
Birisi din temsilcileri... Ama her dinden olmalı. Çünkü, Bush, dini liderlerin çok sayıda
insana ve büyük bir mozaiğe ulaşabileceğine
inanıyor.
Diğeri her kesimden kadınlar olmalı.
Güzel bir PR programı olarak görünüyor, değil mi?
Şimdi sizlerle bu programın sonuçlarına birlikte bakalım...
Evet, tüm bu programı adım adım gerçekleştirdi Karen Hughes.
Üç ülke için de "kalpleri fethedecek" özel mesajlar hazırlandı.
Din adamlarıyla görüşmesinde pek sorun yaşanmadı.
Ama ya kadınlar?!!
Kadınlar, ABD'nin iletişim gurusu bu kadın iletişimciyi şaşkına çevirdiler.
1/4
Bush'un PR uzmanı... Din adamları... Ve, kadınlar
KULLANDIĞI MESAJLAR...
Kahire'de;
- "Filistinlilerin devleti olacak"
- "Ortadoğu'da demokrasinin gelişmesini destekliyoruz"
- "Saddam Hüseyin'siz bir dünya daha güzel"
Cidde'de;
- "Günün birinde ABD'de olduğu gibi kadınlar araba kullanıp, topluma tam entegre
olabilecekler, oy kullanabilecekler."
Ankara'da;
- "Tıpkı bizim ülkemizin de farklı köken ve farklı yerlerden insanları asimile etmesi gibi Türkiye,
bütün vatandaşlarıyla birlikte Türk kimliğinden gurur duyuyor. Bu durum, Türkiye'nin dış politika
sloganı olan 'Yurtta sulh,cihanda sulh' ilkesine de uyuyor"
- "Türkiye kilit ortak"
- "Ortak çıkar ve değerleri paylaşıyoruz, Türkiye ve ABD'nin birbirlerine ihtiyacı var."
TEPKİLER...
Sözler güzeldi güzel olmasına...
Ama "Filistin sorunu" ABD'nin başka ülkelerinin işlerine karışması, Irak'ın kitle imha
silahları olmadığı halde işgal edilmesi... Evet, bu sorularla karşılaştı, mesajlarına
karşılık olarak..
Özellikle de kadınlar...
Cidde'de Dar El Hekim Üniversite'sinde 500 çarşaflı kadınla buluşan Hughes, tepkiler
karşısında şaşkınlığını gizleyemedi;
- "Arap kadının mutlu olmadığına dair bir görüntü söz konusu. İyi ama biz oldukça mutluyuz."
- "Çarşafımı seviyorum, hem rahat hem şık olabiliyor"
- "Amerikalılar, Suudi geleneklerini hep yanlış anlıyor"
- "Bizim karşı cinsle konuşmamızın önünde asla engel yok. Kesinlikle bir duvar söz konusu
değil..."
Hughes, Suudi kadınların mesajlarını Washington'a ileteceğini söyleyerek toplantıdan ayrıldı.
Suudi kadınlar,
Hughes'in
beklentilerini
boşa
çıkarmışlardı.
Türkiye'de ise ABD imajını düzeltmek için ittifak arayan Hughes'in karşısına kadınlar "Sava
ş varken güzel şeylerden konuşamayız"
diyerek çıkmışlardı.
- "Savaş, şiddet yada silahlar konusunda değil, özgürlükler ve gündelik hayatlar konusunda
işbirliği yapabiliriz."
- "Tezkere geçmediği için bize kızdığınızı biliyorum. Ama o dönemde meydanlarda olduğum
için kendimi iyi hissediyorum."
Hughes'i tatmin etmeyen yanıtları ise şunlar oldu;
- "Ben de bir anne olarak savaşa karşıyım. Ancak barışı korumak için bazen savaş şart. Pek
çok konuda benzer düşünüyoruz"
2/4
Bush'un PR uzmanı... Din adamları... Ve, kadınlar
- "Geçmişte Türkiye ile ABD arasında bazı konularda anlaşmazlık çıkmasına rağmen iki ülke
dosttur."
- "Biz El Kaide'yi kınadığımız gibi PKK'yı da kınıyoruz."
- "Dostum Bush'un savaş kararını verirken ne kadar acı çektiğini gördüm. Kadınlar, Saddam
döneminde, şu andakinden daha iyi durumda değildi. Afganistan'da da kadınlar bize teşekkür
ediyor."
GAZETELERDEN YANSIMALAR...
Şimdi de hem ziyaret ettiği ülkelerdeki hem de yanında taşıdığı Amerikalı gazetecilerin
yorumlarına bakalım;
- "Amerikan hükümeti buraya dünyanın en büyük 'temizlik şirketini' dahi getirse Arap
dünyasında bozulan imajını düzeltemez."
Eşşarkul-Evsad Gazetesi
- "Mısır'da ya da dünyanın başka yerinde Amerika'nın yürüttüğü gibi bir halkla ilişkiler
kampanyasına gerek filan yok. Mısırlılar, Suudiler ya da Türkler aniden Amerika'yı sevmeyecek.
Olumsuz hissiyat ancak Amerika politikalarını gözden geçirirse değişebilir"
El Cumhuriye Gazetesi
- "Türkiye'deki kadın haklan savunucularıyla ortak zemin arayan Karen H. Hughes, bunun
yerine Irak savaşının kınanmasıyla karşılaştı."
New York Times
- "ABD Elçisi'nin mesajı yine duvara çarptı, bu sefer Türkiye'de."
New York Times
- "Bush'un akıl hocası kalbimizin peşinde"
Milliyet Gazetesi
- "Hughes karizmayı çizdirdi"
Radikal Gazetesi
- "Bush'un imaj uzmanı aradığını bulamadı"
Posta Gazetesi
- "İmajmaker'ın zor günü"
Tercüman Gazetesi
- "Nazar boncuğuyla imaj düzeltilmez"
Yeni Şafak Gazetesi
- "Bush'un elçisi madara oldu"
Yeni Asya Gazetesi
- "ABD Türkiye'ye üst düzey yetkili göndermekten öte bir şey yapmalı"
3/4
Bush'un PR uzmanı... Din adamları... Ve, kadınlar
Zaman Gazetesi
Hughes cephesinde, bu ziyaretler nasıl bir etki bıraktı dersiniz?...
Aslında, gittiği ülkelerde karizmayı çizdirse de Hughes bu gezideki hedefini "dinlemek ve
anlamak"
olarak
tarif etti, başarısı ölçütünü
"gezi sonrası sürecek bağlantıları kurmak"
olarak sınırlayıverdi;
"Çok sayıda derin farklılıklar olduğunu görüyorum ve muhtemelen birçoğunun
görüşünü de değiştiremeyeceğim. Fakat buradan bir kişiyle diyalog kurmuş olarak
ayrılabilirsem bunu başarı sayarım."
4/4
Download