O. Senatosu B : 40 Silâhlı Kuvvetlerimiz, 650 köyü kardeş köy olarak himayesine almıştır. Kardeş köy çalış­ malarına teşekkür ederiz. Ancak, bu köylerin daha çok okullariyle meşgul olunmalıdır. Okul­ lar meyanmda köylerin yollarının, basit su iş­ lerinin de köyün sağlık meseleleriyle birlikte ele alınması çok hayırlı olacaktır. O kardeş köyün tepeden tırnağa her şeyine sahip çık­ malı; çünkü rica etmiştik, bir kardeş köyün yolu vardı da «Efendim, ordudan emir gelirse biz bunu yaparız, ordudan emir gelmeden ya­ pamayız» diye bâzı şeyler olmuştu İstanbul ci­ varında. Böyle kardeş köy olmaz. Onun yolu, molu her şeysi o kıtanın malıdır. Bunu umu­ mi bir emirle ve yapacağı işleri tâyinle orduya bildirmeli, kıtalara bildirmeli. Biliyorsunuz arkadaşlar, okuma yazma bilmiyenler, askere gelmeleriyle beraber 4 aylık bir okuma yazma eğitimine tabi tutulmaktadır­ lar. Biz, eskiden bunu kıtalarda yapardık. Her bölük, okuma yazma bilmiyenleri ayırır, bilenler­ den onlara hoca verir, ondan sonra da müsaba­ kalar yapardık, hangi grup daha çabuk öğrenmişse onun hocalarına izin vadederdik, ça­ buk öğrenenlere en erken izin verirdik filân. Şimdi, bu sistem değişmiş, Amerikalıları 16 ta­ ne okul yapmışlar, 650 tane dersane yapmış­ lar, yeni birtakım masraflar başımıza atmış­ lar, 4 ay burada okuma - yazma devam ediyor, 4 aydan sonra da erler gidi­ yorlar kıtalarına, veya eğitim merkezlerine. Orada okuma yazma yok, 4 ayda öğrendiğini; zaten 4 ayda ne öğrenilir bilhassa bilmiyenler için 20 ayda unutuyor ve eski hâsıla alınmı­ yor. Başladığımız akrabalardan, veya köyden möyden gelen partili martili erler, birşey söy­ lediğimiz zaman, askerliğinin sonuna gelmiş veya terhis olmuş, okuyup yazamıyor. Eskiden bizim millî sistemimizde daha iyi netice almıyor­ du. Bu maksatla, yani bu okuma - yazma mak­ sadı ile, 16 okuma - yazma okulu, 650 dersane mevcuttur halen. Bu okullar, savunma bütçe­ sine bir masraf yüklemektedir. Parasını Ameri­ kalılar veriyorlarmış, ben o parayı bşaka yere kullanırım, bu masrafa rağmen demin de arz ettiğim gibi, 4 ayda okuma yazmayı öğrenen­ lerin çoğu, kıtalarda unutuyorlar. Kıtalar devam edemiyor, besliyemiyor. Şimdi, Sayın Savunma Bakanımızdan bir şey rica ediyorum : Silâhlı Kuvvetlerimizde terhis sırasında okuma - J 3 . 2 . 1966 O : 3 yazma nisbeti yüzde kaça yükselmektedir? Sa­ yın Müsteşar Paşa Hazretleri bilirler, biz Mu­ hafız Alayında çalışırken % 90 a kadar netice ile terhis ederdik. Ama birinci gelen bölüğün kumandanına, İsmail Hakkı Bey, bizim kuman­ danımız, tabanca verir, o zamanın mebusları elbise yaptırır bir teşvik ve gayretle % 90 la gönderirdik. Ve o zaman da 1931 - 1932 - 1933 filân % 10 okuma yazma bilen bizim kıtaları­ mıza gelmezdi. Bugün her halde % 40 geliyor kıtalara, memlekette okuma yazma seviyesi yükselmiştir, 35 sene içerisinde. Binaenaleyh, bugün daha üstün bir okuma yazma neticesi istemek, milletin hakkıdır. Eğer biz bu işi sıkı tutsaydık, 25 sene içinde her sene 200 bin ki­ şiye okuma yazma öğretseydik, zannediyorum ki, bu memlekette okuma yazma nisbeti çok üstün olurdu. Her şey unutulur, ama okuma yazma unutulmaz. Bu çok ciddî mevzudur, memleketin kalkınmasında ve mevcudiyetinde. Bilmiyorum şimdi ne safhadadır? Bugün, Silâhlı Kuvvetlerimizde 45 askerî hastane mevcuttur. Kıta revirleri hariç, kı­ talarda ve taburda, alayda revir vardır ayrı­ ca Doktoru, yatağı vardır; 10 yatak 20 yatak filân. Ordumuzda şayanı şükran bakım ve gı­ da seviyesinin yükselmesi dolayısiyle askerî hastanelerde boş yatak bulunabilmektedir. 1000 yataklı bir hastanede bir arkadaşımdır Sertabibi 300 yatak meşgul, 700 ü boş, iki tane has­ tane ve yurdun içine serpilmiş, her tarafına, Şarkına Garbına, orasına burasına. Bu hastane­ lerde sivil vatanaşlar için ayrılan yatak nis­ beti zannediyorum % 1 filân. Bursa hastaneisnde bir var. Bu nisbetin artırılması, yurt sağlığı bakımından çok yerinde olacaktır, çok hayırlı bir hareket olacaktır. Bunu bilhassa rica ediyoruz. Ancak el ele vererek, bu yükü kaldıracağız. Askerlik vazifesinden kaçanlar, bilhassa bü­ yük şehirlerimizde geniş ölçüde, binlerce kişi çarelerini bulup askerlik vazifesini yapma­ maktadırlar. Uyduruyorlar işlerini, bu kaçak­ ların, askerlik şubeleri nüfus daireleri, bilhassa o nüfus daireleri, Emniyet Teşkilâtının koordine ve ciddî çalışmalariyle, (bunun için ekip­ ler yapmak lâzım arkadaşlarım, böyle olmaz. Askerlik şubesi, nüfusa yazar, nüfus polise ya­ zar, filân işte onlar da ortada dolaşırlar, 11 tane kaçak. Özel ekipler), bu üç teşkilâtın koor- 317 —