İL AY-YIL TARİH :DÜZCE :Temmuz 2010 :23.07.2010 (4.Hafta) حم ِب الْمُبِين ِ وَالْكِتَا إِّنَا أَّنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَ ٍة ّمُبَارَكَ ٍة إِّنَا كُنَا ّمُنذِرِين (Duhan 1,2,3) BERAT GECESİ Muhterem Mü‟minler! Rahmet ve bereket iklimi mübarek üç ayların ikincisi olan Şaban ayının 15. gecesi, İslam âlemi tarafından taşıdığı anlam ve değer itibariyle mübarek kabul edilmiştir. Hakkıyla değerlendirildiği takdirde yüce Allah'ın, kullarım rahmet ve bağışlamasına mazhar kılacağı için, "Berat" adını alan bu mübarek gece, ilahi rahmetin sağanak sağanak indiği kutlu bir zaman dilimidir. Şüphesiz Zaman, içinde gerçekleşen olaylara göre değer kazanır. Ardından gelen on bir ayın sultam Ramazan ayının mukaddimesi olan Şaban ayının 15. gecesi de kutsiyetini Kur'an-ı Kerim'in bu gecede topyekûn dünya semasına indirilmesinden almıştır. Bilindiği üzere Kur'an-ı Kerim, Berat gecesinde yeryüzü semasına indirilmiş ve mübarek Kadir gecesinde de Efendimize Cibril-i Emin vasıtasıyla peyderpey takdim edilmiştir. Bu gerçek Kur'an-ı Kerim’de şöyle beyan edilir: “Hâ. Mim. Apaçık olan Kitab'a andolsun ki, biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız.” [1] Mübarek Berat gecesi hakkında, İslam kaynaklarında bazı önemli özelliklerden bahsedilir. Bunlar: Allah katındaki her önemli işin bu gece hikmetle düzenlenip ayrımının yapılması, bu gece yapılacak olan ibadetlerin (kılınacak namazların, okunacak olan Kur’an’nın, yapılacak olan dua, tövbe ve istiğfarın, gündüzünde de tutulacak olan orucun) faziletlerinin büyük olması, bu gece ilahi rahmet, feyiz ve bereketin sınırsız olması gibi. Kıymetli Müslümanlar! Her kutlu zaman diliminde olduğu gibi bu gecede de yapacağımız en önemli şey: Bu gecenin, sonu hüsran olan günah yolundan kurtuluş için son çıkış noktası olduğunu düşünerek, geçmişte yaptığımız veya halen yapmakta olduğumuz hatalarımızdan dolayı pişmanlık duymak ve tövbe kapısının önünde af dilemek olacaktır. Kullarına karşı çok merhametli olan ve onları affetmek için tabiri caizse bahaneler arayan Yüce Allah, bağışlanma dilerken ifade edilecek kırık dökük cümlelere, dökülecek pişmanlık gözyaşlarına değer verecek, ilahi rahmetini tecelli ettirerek biz aciz kullarını affedecektir. Hutbemizi Efendimiz (s.a.v.)'in bir hadis-i şerifi ile bitiriyorum: Efendimiz (s.a.v) buyuruyor: “Şaban ayının yarısı olduğunda, o geceyi ibadetle ihya edin. Gündüzünde oruç tutun. Çünkü Allah (c.c.) o gün gurup vakti dünya semasına tecelli eder ve „İstiğfar eden yok mu ki? Affedeyim, rızık isteyen yok mu? Ona rızık vereyim, hastalığa uğrayan yok mu? Ona afiyet vereyim, yok mu başka bir şey isteyen ona da istediğini vereyim‟ der ve bu hal sabaha kadar devam eder.” [2] HAZIRLAYAN: Adı: Halit BAYRAKTAR Unvanı: İmam-Hatip İl Müftülüğü / DÜZCE [1] [2] Duhan 1-2-3 Et tac 2/154