T.B.M.M. B : 106 24 . 6 . 2004 O :1 Tonguç'un kendisi de bir köy çocuğudur, okumak için binbir güçlüğe katlanarak, doğduğu köy­ den İstanbul'a gelmiştir. Öğretmen okulunu bitirdikten sonra, devlet, onu, eğitimini yükseltmek için 2 kez Almanya'ya göndermiştir. Yurda döndükten sonra da resim-iş öğretmenliği, müze müdürlüğü, Gazi Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü yapmıştır. 1935 yılında, Millî Eğitim Bakanı Saffet Arıkan, ken­ disini İlköğretim Genel Müdürlüğüne getirmiştir. O zaman, nüfusun yüzde 80'i köylerde yaşıyordu. Köyler, eğitim bakımından, ekonomik bakım­ dan, kültürel bakımdan, toplumsal bakımdan çok geriydi. Tonguç, yaklaşık onbir yıl yaptığı genel müdürlüğü sırasında, 61 il merkezinin tamamını, 305 ilçeyi ve 9 150 köyü gezmiş, gözlemiş ve in­ celemiştir. Sonra, arkadaşlarıyla birlikte, nüfusu az köylerde üç sınıflı okullar için eğitmen kurslarını başlatmıştır. Bu kurslar başarılı olunca da, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün ve Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in siyasal desteğiyle, yurdun 21 yerinde köy enstitülerini kurmuştur. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurun Sayın Gazalcı. MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Köy enstitüleri, alışılmış, klasik okullar değildir, ezbercilik, eleyicilik yoktur bu okullarda. Bu kurumlar, başta öğretmen olmak üzere, köye, topluma her yönden yararlı eleman yetiştirmek için kurulan çok amaçlı okullardır. Köy ilkokulundan bölge okuluna, köy enstitülerine, yüksek köy enstitüsüne, İLKSAN Sosyal Yardımlaşma Sandığına, rehberlik hizmet­ lerine kadar köy enstitüleri bir sistemdir, bir yaşamdır. Tarihimizde ilk kez köy çocuğu, ilkokuldan üniversiteye kadar, yani yüksek köy enstitüsüne kadar, parasız, nitelikli, çağdaş bir eğitimden geçirilerek o zaman yükselebilmiştir. Bu, ilk kez oluyordu; unutulmuş köyler, köy çocukları aydın­ lığa kavuşuyordu, insan olduklarının bilincine varıyorlardı. Öğrenciler kendi elleriyle 700'e yakın bina yaptılar, sebze, meyve yetiştirdiler, marşlar, türküler söylediler. Kısa sürede köy enstitülerinden 30 000 insan gelip geçti; o okulları bitirenler, gittikleri yerlerde insanı ve doğayı canlandırdılar. Köy enstitüleri, ekonomik, kültürel ve sanatsal yaşamımızı zenginleştirdi. Bu okulları bitiren­ ler, ülke yönetimine katıldılar, örgütçülüğün öncülüğünü yaptılar, yazın ve sanat yaşamımızı zenginleştirdiler. O yapılan plana göre, onbeş yıl içinde okuma yazma bilmeyen kimse kalmayacaktı Türkiye'de; ancak, aydınlıktan korkanlar, egemen olanlar, yönetimi paylaşmak istemediler. Çeşitli karalamalar ve asılsız suçlamalarla, önce İsmail Hakkı Tonguç'u görevden aldılar, sonra da köy ens­ titülerini kapattılar. Önce yüksek köy enstitüsünü, sonra ilkelerini yozlaştırdılar, 1954'te de temelli kapattılar; sonuç ortada!.. Bugün, her aşamada ezberci, eleyici, paralı, birliği ve niteliği bozulmuş bir eğitim sistemimiz var. Köyler cılızlaştı; taşıma nedeniyle köylerde artık okul da yok. Sağlıksız göç yaşandı. Her aşamada okullaşma oranı çok düşük. Bugün, UNESCO'nun araştırmasına göre, 10 000 000 yetiş­ kinimiz okuma yazma bile bilmiyor. Aynı oranda insan da açlık ve yoksulluk sınırında. Bugün, her zamankinden çok, Tonguç'un işe yarar, insanı ve toplumu içinden canlandıran, özgürleştiren eğitim görüşlerine ve bu görüşlerin uygulandığı köy enstitüsü sistemine gereksinim var. İsmail Hakkı Tonguç, İş ve Meslek Terbiyesi, Köyde Eğitim, Canlandıracak Köy, İlköğretim Kavramı, Öğretmen Ansiklopedisi ve Pedagoji Sözlüğü gibi kitaplar yazmıştır. Tonguç hakkında da yüzlerce eser çıkmıştır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimi bitirirken bir öneriyi yinelemek istiyorum: Ar­ tık daha fazla gecikmeden, bilimsel olarak, ülke ve insanlık tarihine, bir özerk kuruluş kurarak Batı'da örnekleri olduğu gibi- bu eğitim görüşlerini ortaya koymalıyız; o da şudur: İsmail Hakkı Tonguç ve köy enstitüleri araştırma kurumu. Üniversitelerimiz harekete geçmelidir ya da burada özel bir yasa çıkararak, gerçekten, dünya çapındaki bu sistemi, bu eğitimcimizin görüşlerini yay­ malıyız. İsviçre Eğitim Ansiklopedisinde tek Türkün adı vardır; o da İsmail Hakkı Tonguç'tur. Böy­ le bir zenginliği, Türkiye olarak değerlendirmeliyiz, İsmail Hakkı Tonguç ve köy enstitüleri araştır­ ma kurumunu oluşturmalıyız. -199-