T.B.M.M. 20. 6 . 1989 B : 105 Değerli üyeler, planda, ihracatın ca­ ri fiyatlarla yüzde 13 artırılması öngörü­ lüyor. Bir an için bunun doğru olduğunu kabul etsek dahi, Türkiye, bu ihracat po­ litikasıyla (Yani, planın öngördüğü poli­ tika şudur: ihracata dönük yatırımlar teş­ vik edilecektir) ne kadar katma değer ve ne kadar net döviz girdisi sağlayacaktır? Yani, bir yerde Türkiye'nin şu kadar ve­ ya bu kadar ihracat yapması önemli de­ ğil; önemli olan, o ihracat sonucunda ül­ kenin net olarak döviz kazancı ne olacak­ tır? Yoksa, Güney Kore modeli gibi bir ih­ racat politikasıyla, ihracat rakamını bü­ yütmek mümkündür. Biraz sonra arz ede­ ceğim gibi, aynen demir-çelikte olduğu şe­ kilde; bu, rakamları şişirmekten ibarettir. "1994 yılında Türkiye 2,2 milyar dolarlık demir-çelik ihraç edecek'" diye hedef kon­ muş; ama bunun yanında da 2,7 milyar dolara da demir-çelik ithal edecek!.. Yani aslında Türkiye, net, demir-çelik ithalat­ çısı bir ülkedir. Bu ise, rakamları şişirmek­ ten başka bir işe yaramaz. Önemli olan, sizin, ihracata yönelik yatırım politikasıy­ la, ülkede ne kadar net katma değer ve ne kadar net döviz kazandığmızdır. Sayın milletvekilleri, o itibarla, bura­ da yeri gelmişken söyleyeyim; biz komis­ yonda, ithalat ve ihracat oranlannı da sor­ muştuk. Ayrıca, diğer sorularımıza da bu­ güne kadar cevap gelmedi. Onları da ar­ kadaşlardan rica edelim, en kısa zaman­ da bizim sorduğumuz soruların cevapla­ rını lütfetsinler. Değerli üyeler, bir noktaya daha dik­ katlerinizi çekmek istiyorum: Mademki Türkiye, giderek daha fazla oranda sana­ yi ürünü ihraç ediyor da, niçin Türkiye'­ nin dış ticaret hadleri geriliyor? Bu soru­ yu lütfen cevaplandırın. Sanayi malı ihraç eden ve sanayi malı ihracatının, ihracat içinde payının arttığı ülkelerde, dış ticaret haddi lehe değişir. O : 1 Benim bildiğim kadarıyla, bunun istisnası da yoktur. Buna rağmen Türkiye'de dış ti­ caret hadleri aleyhe gelişiyor!.. Ayrıca, bu ihracatın dağılımı da önemlidir. İmalat sanayi? ihracatında önemli hedefler konmuş; ama bir de bu­ nun dağılımı nedir, ona bakalım. 1989'da imalat sanayiî ihracatının yüzde 54'ü tü­ ketim mallarıdır ve bu miktar 1994'te de yüzde 54,8 olacaktır; yani aynı kalacak. İmalat sanayiî ihracatı içinde ara malları İhracatının payı ise 1989'da yüzde 36,6'dır ve bu miktar 1994'te yüzde 32,4'e gerile­ yecektir. Yatırım mallarının payı da yüz­ de 9,47'den, yüzde 12,72'ye yükselecektir. Demek ki, Türkiye'nin ihraç ettiği sanayi mallarının yüzde 55'i tüketim ma­ lıdır. Bunun içinde, düşünebileceğiniz bü­ tün tüketim malları vardır. Bunun mik­ tarı, plan dönemi boyunca aşağı yukarı 10 milyar dolardır. Yani 10 milyar dolarlık tü­ ketim malı ihraç edeceğiz, bunun da sa­ dece 4 milyar doları dokumadır. Şimdiki rakamları 1994 yılı için ve­ riyorum; 1994'te 6 milyar dolarlık ara malı ihraç edeceğiz -biraz önce söyledim- bu­ nun 2,2 milyar doları demir-çelik; ama, Türkiye 1994'te 2,7 milyar dolarlık da demir-çelik ithal edecek. Nihayet, asıl sanayi malı olması ge­ reken yatırım mallarına baktığımızda şun­ ları görüyoruz : 1994'te ihracatın yakla­ şık 2,3 milyar doları yatırım mallarıdır. Bunun içinde 623 milyon doları elektrik­ siz, 776 milyon doları da elektirikli maki­ nedir. Yani, Türkiye'nin 1994'te yapaca­ ğı ihracat 22 milyar dolar, sabit fiyatlarla 20,4 milyar dolar ve bunun sadece 1,4 mil­ yar dolan makine, geri kalanı da sair mal­ lardır. Yani, böyle bir ihracat kompozisyo­ nu içinde Türkiye'nin sanayi malı ihracat­ çısı olduğunu, Türkiye'nin sanayileşmiş —• 132 —