T. B. M. M. B: 86 ekonomik göstergelerdeki kötü gidişin tek sorumlu­ sudur sanki bu büyüme hızı. Zaten, Başbakanın kendîisi de, 1986 yılı bütçesi ve programı tartışılırken, «yüksek büyüme hızının tehlikeli olduğunu» söylü­ yordu. Enflasyon yönünden büyüme hızının tehlikeli olduğunu söylerken, yüzde 5 oranında büyüme hızı iyidir demekteydi aslında. Şimdi ise, nedense tek sa­ vunma göstergesi, yüzlde 8U!ik büyüme hızı oUma'kta­ dır. Sayın milletvekilleri, «Türkiye büyüdü» diyenlere açıkça soruyoruz : Fiyatların yüzdte 40 arttığı bir or­ tamda, yüzde 20 ilâ 25 ücret artışı verdiğiniz işçi ve memurun, yüzde 30 fiyat artışı verdiğiniz tarım üreticisinin gelir seviyesi büyüdü mü, yoksa reel ola­ rak geriledi mi? 1986'da büyüyen tek şey, belediye­ lerin kaldırımlarla ve trotuarlara gömdüğü trilyon­ lardır. (SHP sıralarından alkışlar) Bu plansız gidişe, artık başka eller tarafından, bir gün «dur» denecek­ tir; bugün bu sinyalleri alıyoruz. Şirket kurltarmanın artık yasal hale geldiği Türk ekonomisinin gündemine, şimdi yeni bir ekonomik tpaket gelmektedir. Bu kürsüden, en az yirmi defa 'hatırlatltık sayın milletvekilleri; geçtiğimiz ekim, ka­ sım aylarındaki ekonomik paketten sonra bu, alttı ay içimdeki ikinci pakettir. (ANAP sıralarından «heyecanılanma» sesleri) Memleketimiz için heyecanlanıyoruz; bu borçlan biz ödeyeceğiz. ıNIECAT TUNÇSİIPEIR (Balıkesir) — Ne zaman?.. H. BARIŞ CAN (Devamla) — Sizin talan devri bittikten sonra ödeyeceğiz. İEASKAN — Sayın Can, lütfen... H. BARIŞ CAN (Davamla) — Ekonomik paket­ lerin zaman aralığı giderek daraılirnaktadır; alternatif­ siz ekonom;ik pnoigram, .hier iki yılda bir, banka ve şirket kurtarma ile uğraştıktan sonra, şimdi her altı ayda bir, ekonomik paket hazırlamak noktasına gel­ miştir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ilk uygulama­ ya başlanıldığı günlerde, «Ekonomik ihtilal» yutfturmacası ve şamatasıyla halikımıza sunulan 24 Ocak kararlarının iflası noktasına gelinmiştir aırtık. Sayın Özal, geçilmiş olduğu by-palsisdan sonra ne derece sağ­ lığına kavuştu onu bilemeyiz, iyilikler dileriz; ama ekonomilye yapılacak 'by-pass, artık bu ölüyü dirilte­ cek nitelikte ve görünümde de değildir. (SHP sırala­ rından «Bravo» sesleri, alkışlar) Aslında, insan ve insanın mutlu yaşamını hedef amayan 24 Ocak modeli, ancak otoriter bir siyasî 7 . 4 . 1987 0: 1 rejim alanında uygulanabilirdi. Sayın Özal da, 12 Eylül sonrasının bu özelliğinden bir süre yararlana'bilımek için, modeli uygulamaya koymuştu, yani 12 Eylülün sonuçlarıyla özdeşleşelbiilmişlti; artık, kendi­ sinin de, modelinin de, bu anlatmda pili bitaiştir. Sayın milletvekilleri, özlal işbaşına geldiğinden bu yana, şirketler batıyor, bankalar, bankerler iflas edi­ yor; bunları kurtarmak için bir sürü operasyonlar dü­ zenleniyor, yeni yeni mevzuatlar uygulamaya konu­ luyor, yasa tasarıları hazırlanıyor; sonuçta, ne eko­ nomi rayına oturuyor, ne enflasyon aşağıya çekilelbiliyor, ne de sosyal refaih yaygınlaşalbiliyor. 'BAŞKAN — Sayın Can, lütfen, toparlayın. H. BARIŞ CAN (Davamla) — Ne de üretim artıp, sanayileşme hızlanıyor, issizliğe çare bulunu­ yor... Sayın Özal ve ekibi, sanki zaman dolduracak bir mekanik oyuncak bulmuşlar, tıpkı, çocukların oyuncakları söküp, bozup, yenliden takmaları gibi, şir­ ket iflas ettirip, banker, .banka batırtıp sonra, «Bun­ ları nasıl kuritarırız» la zaman geçiriyorlar. Bu, niye Iböyle sayın milletvekilleri?... (SHP sıralarından alkış­ lar) Çünkü özalizm, yani bu hükümetin uygulamak istediği rejim, kapitalizmin klasik kurallarından, ku­ rumlarından ve öğelerinden yoksundur. (BAŞKAN — Sayın Can, lütfen hemen toparla­ yalım. H. BARIŞ CAN (Devamla) — Bağlıyorum efen­ dim.! Bu modelle, vahşi bir düzen uygulamaya çalışıl­ maktadır. Bu düzenin temel felsefesi talandır. Talan; Ibir üreltiim olayı olmayıp, bulduğunu ele geçirme, al­ ma olayıdır. Devletin ve ülkenin sahip olduğu var­ lıklar, ANlAP'ın iktidar unsurları tarafından talan ed'ilmdkltedir. (SOP sıralarından «Bravo» sesleri, al­ kışlar) Günümüz insanlığı, hızla, talan, sömürü yol­ larını ve yöntemlerimi tıkamaya, yok elümeye çalı­ şırken, ülkemizde bu bir rejClm olarak yayılmakta ve gelişmektedir. Kanımızca, asıl tehlike de burada oluş­ maktadır. «Devlet» kavramı ve saygınlığı giderek yok almakta, hükümet, ülkemizdeki bütün kuruluşları ken­ disine benze&meye çalışmaktadır. 'Sayın milletvekilleri, söylenecek daha çok şey var, ama sözümü bağlıyorum, (ANAP sıralarından «ibağla» sesleri) Bağlarız; bunları da Sayın Başfbakan Yardımcısı­ na sonra vereceğiz. Biziim gilbi kimse buradan uyarmaz bir daha; başkaları uyarırlar; ekonomi kötüye gi­ derse, totaliter rejimlerde başkaları uyarırlar; öyledir. (SHP sıralarından alkışlar. ANAP sıralarından gürül­ tüler) — 515 —