ve hevâî hezeyanlarını kanunlaştırma tezgahından geçirmek ve ona paralel uygulamalı (kitabına uydurulmuş) zulümlerle, hürriyet-perver insanları, bâhusus müslümanları sindirmek veya yok etmek suretiyle ayakta kalmaya çalışmaktadır... Tarihin her döneminde ve günümüz dünyasının tüm coğrafyalarında, tağutî-müşrik düzenlerin ve toplumların kanun ve hukuk uygulaması, insan hakları ve özgürlüğü, hep bu şekilde cereyan etmiştir, etmeye de devam etmektedir... Melik-i âdûdların ve fasık güçlerin, İslam adına(?) hükmettikleri dönemlerde, bir kısım kadıların ve şeyh'ül-İslamların, İslam fıkhı ve hukuku adına bile, bu tür kararlar-hükümler ve fetvalar verdikleri, tarihin hazin tablosu olarak karşımıza çıkmaktadır... ki, bunların içerisinde, hadis ve fıkıh uzmanı diye(?) şöhret bulmuş nice eşhâs (maalesef) bulunmaktadır3... (Günümüzde, tağutî düzenlere destek vermekle kalmayıp 3 Bu hususta küçük bir örnek olarak; "...Hazret-i Hüseyn'in Yezid'e karşı çıkışını hatalı ve galat olarak(?) mütalaa eden.." İbn-i Haldun, bunu; ".. Sahabenin ekseriyetinin Yezid'in yanında yer alması ve bunların, Yezid'e karşı ayaklanmanın gerektiği kanaatinde olmamaları" ile açıklamıştır. (Mukaddime (terc.)): 1/592; İslam Tarihi'nin en canî zalimlerinden olan ve ünlü Haccac (İbn-i Yûsuf es-Sakafi) eliyle yüzbinlerce mazlum, gerçek mü'minlerin ve İslamî şahsiyetlerin oluk oluk kanlarını akıtan Abdulmelik b. Mervan b. Hakem ile alâkalı şu ifadeleri de gayet ibret-âmizdir: "... Abdulmelik, 'adalet' bakımından insanların en büyüğü idi. İmam Malik'in, O'nun fiilini 'hüccet' sayması, adaletini göstermeye fazlasıyla yeter.'..." (Mukaddime: 1/593);... İşte;., tarihî İslamî inhirafın nirengi noktası!... Eshab, Tabiîn, Etbe-i Tabiîn.. diye isim yapmış zevatın, bâhusus Ehl-i ilim ve fıkh'ın, her nevi söz-fiil-tarz ve tavırlarını İslamî nokta-i nazardan hüccet bilen ve meşruiyet için tek ölçü bilen büyük halk kitleleri, hatta sıradan ilim adamları, böylece büyük bir inhiraf içerisine girmiş, tağutî düzenleri ve onların yandaşlarını-tabilerini Fırka-i Naciye, muhaliflerini de Ehl-i Bağy ve Fırak-i Dalle diye itham etmiştir... Evet;.. Seyyid'üş-Şüheda ve Mazlum-u Kerbela olan Gül-ü Muhammedî'nin (as) ve yaranlarının mübarek başları, Küfe'ye, İbn-i Ziyad'ın önüne atılırken, sarayda bulunan Zeyd b. Erkam gibi ünlü bir sahabe, Kadı Şureyh diye nam yapmış bir alim vs..., müslüman toplumun vicdanlarında meknuz bulunan gerçek imanın üzerine küller atılmasına, hak ve batıl’ın temyiz ve tefrikinde şüphe ve evham bulutlarının oluşmasına sebep olmuş; aynı ruhî-psikolojik atmosfer, Şam'da, Yezid'in yanı başında bulunan Enes b. Malik gibi.. hadim-i Nebî diye şöhret-şiar olmuş zevat vesilesiyle de tekrarlanmıştır... Ebu Hureyre gibi, Suffe ehlinden olan bir şahsiyetin, fitne-fesat ve nifak timsâli olan Mervan b. Hakem'in Medine vali yardımcılığını yapması ve Emir'el-Mü'minin Hazret-i Ali'ye (as) karşı fiilî ve harbî tavır alışı, İslam ümmetinin büyük bir kesimi