i TC PAMUKKALE ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ TÜRK D L VE EDEB YATI ANA B L M DALI YEN TÜRK D L B L M DALI EM NE I INSU’NUN ROMANLARINDA SÖZD Z M Aynur KARAKURT Denizli - 2007 ii EM NE I INSU’NUN ROMANLARINDA SÖZD Z M Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili Ve Edebiyat0 Ana Bilim Dal0 Yeni Türk Dili Bilim Dal0 Aynur KARAKURT Dan01man : Yrd. Doç. Dr. Nergis B RAY Denizli - 2007 iii i Bu tezin tasar m , haz rlanmas , yürütülmesi, ara t rmalar n n yap lmas ve bulgular n n analizlerinde bilimsel eti e ve akademik kurallara özenle riayet edildi ini; bu çal man n do rudan birincil ürünü olmayan bulgular n, verilerin ve materyallerin bilimsel eti e uygun olarak kaynak gösterildi ini ve al nt yap lan çal malara atfedildi ini beyan ederim. "mza : Ö renci Ad Soyad : Aynur KARAKURT ii TE EKKÜR Birkaç bin y ldan beri kullan lan ancak VIII. Yüzy ldan itibaren elimizde bulunan çok az örnekle geli imini takip edebildi imiz dilimiz üphesiz büyük bir sanat dilidir. Bir dilin sanat dili haline gelmesine katk da bulunan en önemli unsurlardan biri o dili ve imkanlar n iyi bilip, titizlikle i leyen air ve yazarlard r. .air ve yazarlar güzellik amac yla gündelik dilden farkl , estetik bir ekilde dili yo ururlar, onun çe itli kullan mlar n ortaya ç kar rlar, dili farkl kullan larla geli tirip zenginle tirirler. Kelimelerle adeta bir kuyumcu gibi u ra p göz kama t r c aheserler meydana getirirler. Teknolojinin geli mesiyle kitaplar n bas m oldukça kolayla m t r. Buna kar sanat eseri özelli i ta yan eserlerin azl da dikkat çekicidir. Estetik de eri olan eserler meydana getirmekten ziyade modaya uygun, ç kar amac gözetilerek bas lan kitaplar n bollu u dilimiz aç s ndan sevindirici olmaktan çok ciddi endi eler ta nmas na sebep olmaktad r. Gençler sanat de eri ta yan kitaplar yerine bu tarz kitaplar okumay tercih etmektedir. Dilimiz böyle bir olumsuzlukla da kar kar yad r. Türk Dili gelece e büyük bir sanat dili olarak ta nmak isteniyorsa dil konusunda daha titiz, daha seçici olmas gereken insanlar n ba nda air ve yazarlar gelmektedir. Çünkü her türlü kültürel ö e gibi dili de gelece e aktaran sanat eserleridir, dolay s yla airlerdir, yazarlard r. Dil alan ndaki yeni geli melerin de etkisiyle, dilin en çok çal lan alanlar ndan biri sözdizimidir. Biz de tezimizde yazar n romanlar ndaki sözdiziminin özelliklerini çözmeye çal t k.Yapt m z çal ma sonunda Emine I nsu’nun, üstlendi i görevin bilicinde olan, dili hassasiyetle kullanan bir yazar oldu unu gördük. Çal mamda, yazma a amas nda bana yard mc olan ö retmen arkada m Songül Gülse’ye, ö rencim Nurullah Dinçer’e ve çal mam boyunca bana her konuda yard m eden, beni destekleyen hocam Yrd. Doç. Dr. Nergis Biray’a sonsuz te ekkürlerimi sunar m. iii ÖZET EM NE I INSU'NUN ROMANLARINDA SÖZD Z M Karakurt, Aynur Yüksek Lisans Tezi, Yeni Türk Dili ABD Tez Yöneticisi: Yrd. Doç. Dr. Nergis B"RAY Haziran 2007, 316 Sayfa Edebî alanda eserler meydana getiren sanatç0lar0n dili kullanma 1ekilleri, gündelik dilden oldukça farkl0d0r. Dil mimarlar0 olan 1air ve yazarlar titizlikle, büyük bir özenle kulland0klar0 dilin sanat dili olma kabiliyetini, güzelli;ini, zenginli;ini ortaya ç0kar0rlar. Türk tarihine ve kültürüne ne kadar vak0f oldu;unu eserleriyle bize gösteren yazar Emine I10nsu'nun romanlar0ndaki cümle yap0s0n0n nas0l oldu;unu dolay0s0yla Türkçeyi nas0l kulland0;0n0 ara1t0rmay0 yüksek lisans tezi olarak seçtik. ncelememizde yazar0n “Ads0z Kahramanlar, Ak Topraklar, Atl0 Kar0nca, Azap Topraklar0, Bir Gece Y0ld0zlarla, Buka;0, Cambaz, Çiçekler Büyür, Havva, Kaf Da;0n0n Ard0nda, Nisan Ya;muru, Tutsak” adl0 eserlerinden 555 adet cümle seçtik. Seçti;imiz cümleleri geleneksel yöntemle, kelime gruplar0, cümle unsurlar0, cümle türleri ve yüklem-ö;e ilgisi yönlerinde inceledik. ncelememiz sonucunda elde etti;imiz bulgular0 de;erlendirme bölümünde ele ald0k. Ya1ayan yazarlar0m0zdan Emine I10nsu’nun romanlar0n0 sözdizimi bak0m0ndan inceleyerek hem günümüz Türk edebiyat0ndan bir yazar0m0z0n hem de ya1ayan Türkçemizin özelliklerini tespit etmeye çal01t0k. Ayr0ca dilimizin, de;i1ik kelime ve kelime gruplar0ndan olu1mu1 cümle yap0lar0yla en güzel 1ekilde sunulu1unu gördük. Anahtar Kelimeler: sözdizimi, sentaks, cümle tahlili iv ABSTRACT SYNTAX IN THE NOVELS BY EM NE I INSU Karakurt, Aynur Master of Arts Thesis, New Turkish Language RD Thesis Director : Associate Prof. Nergis B"RAY June 2007, 316 pages The way that the artists , composing works of art in literary field , used language is different from daily language. Poets and Authors , who are language architects, cautiously create the richness, excellence and competence of the language they have used with great care. We chose studying how Emine I10nsu, a skilled novelist who proved she has been aware of Turkish history and language with her Works of art, used the language in her novels as Master of Arts Thesis. In our study we chose 555 sentences from the Works of the writer.(Nameless Heroes, Cockhorse, Torment Lands, A Night with Stars, Fetter, Acrobat, Flowers Grow, Havva, Behind the Kaf Mountain, April Rain, The Captive). As a result of our study we showed the findings in the evalualiation part. We tried to find out the charecteristics of our living Turkish by studying the novels of Emine I10nsu , one of our successful writers , with regard to syntax. Besides, we experienced the presentation of our language in the best way with the sentences consisted of different words and word groups. Key Words : Grammar, Syntax, Sentence Analysis. v Ç NDEK LER B"L"MSEL ET"K ............................................................................................................... i TE.EKKÜR......................................................................................................................ii ÖZET................................................................................................................................iii ABSTRACT..................................................................................................................... iv "Ç"NDEK"LER ................................................................................................................. v TABLOLAR D"Z"N" ................................................................................................. xxiv .EK"LLER D"Z"N" ..................................................................................................... xxv G"R". ............................................................................................................................... 1 B R NC BÖLÜM KEL ME GRUPLARI 1.1. "S"M TAMLAMALARI ............................................................................................ 7 1.1.1. Yap Bak m ndan "sim Tamlamalar ................................................................. 8 1.1.1.1. Unsurlar tek kelime olan isim tamlamalar .......................................... 8 1.1.1.1.1. Belirtili isim tamlamalar ............................................................. 8 1.1.1.1.2. Belirtisiz isim tamlamalar ........................................................... 9 1.1.1.2. Unsurlar ndan biri veya ikisi kelime grubu eklinde olan isim tamlamalar ......................................................................................... 10 1.1.1.3. Tamlayan dü mü belirtili isim tamlamalar ...................................... 13 1.1.2. Cümledeki Görevi Yönünden "sim Tamlamalar ............................................ 15 1.1.2.1. "sim tamlamas n n özne olarak kullan lmas ....................................... 15 1.1.2.1.1. Öznesi isim tamlamas olan fiil cümleleri.................................. 15 1.1.2.1.2. Öznesi isim tamlamas olan isim cümleleri ............................... 16 1.1.2.1.3. Öznesi isim tamlamas olan kesik cümleler ............................... 17 1.1.2.2. "sim tamlamas n n nesne olarak kullan lmas ..................................... 18 1.1.2.3. "sim tamlamas n n yer tamlay c olarak kullan lmas ......................... 19 vi 1.1.2.3.1. Yakla ma eki alarak yer tamlay c olan tamlamalar .................. 19 1.1.2.3.2. Bulunma eki alarak yer tamlay c olan tamlamalar.................... 20 1.1.2.3.3. Ayr lma eki alarak yer tamlay c olan tamlamalar..................... 22 1.1.2.4. "sim tamlamas n n zarf tümleci olarak kullan lmas ........................... 22 1.1.2.5. "sim tamlamas n n yüklem olarak kullan lmas ................................. 23 1.1.3. "sim Tamlamas n n Kelime Gruplar "çindeki Durumu .................................. 24 1.1.3.1. "sim tamlamas n n ba ka isim tamlamalar nda tamlayan olarak kullan lmas ......................................................................................... 24 1.1.3.2. "sim tamlamas n n s fat tamlamalar nda s fat unsuru olarak kullan lmas ......................................................................................... 25 1.1.3.3. "sim tamlamas n n edat grubunda isim unsuru olarak kullan lmas ... 26 1.1.3.4. "sim tamlamas n n birle ik fiillerin isim unsurunu olu turmas .......... 27 1.1.3.5. "sim tamlamas n n unsurlar aras na ba ka unsurlar n girmesi ........... 28 1.1.3.6. Tamlayan özel isim olan tamlamalar n durumu................................. 30 1.1.3.7. Tamlanan s fat-fiil veya isim-fiil olan tamlamalar n durumu............ 31 1.1.3.8. "sim tamlamas n n unsurlar n n yer de i tirmesi ................................ 32 1.1.3.9. Farkl yap da olan isim tamlamalar .................................................... 32 1.2. SIFAT TAMLAMALARI........................................................................................ 34 1.2.1. S fat Unsuru Tek Kelime Olan S fat Tamlamalar .......................................... 34 1.2.1.1. S fat unsuru niteleme s fat olan tamlamalar....................................... 34 1.2.1.2. S fat unsuru belirtme s fat olan tamlamalar ....................................... 36 1.2.2. S fat Unsuru Kelime Grubu Olan S fat Tamlamalar ...................................... 38 1.2.2.1. S fat unsuru s fat-fiil grubu olan tamlamalar ...................................... 38 1.2.2.2. S fat unsuru edat grubu olan tamlamalar ............................................ 40 1.2.2.3. S fat unsuru say grubu olan tamlamalar............................................. 41 1.2.2.4. S fat unsuru tekrar grubu olan tamlamalar.......................................... 41 1.2.2.5. S fat unsuru ba lama grubu olan tamlamalar...................................... 41 vii 1.2.3. Cümledeki Görevi Yönünden S fat Tamlamalar ........................................... 43 1.2.3.1. S fat tamlamas n n özne olarak kullan lmas ...................................... 43 1.2.3.2. S fat tamlamas n n nesne olarak kullan lmas ..................................... 44 1.2.3.3. S fat tamlamas n n zarf olarak kullan lmas ........................................ 45 1.2.3.4. S fat tamlamas n n yer tamlay c s olarak kullan lmas ...................... 46 1.2.3.5. S fat tamlamas n n yüklem olarak kullan lmas .................................. 47 1.2.4. S fat Tamlamas n n Kelime Gruplar "çindeki Durumu.................................. 48 1.2.4.1. S fat tamlamas n n isim tamlamalar nda tamlayan olmas .................. 48 1.2.4.2. S fat tamlamas n n isim tamlamalar nda tamlanan olmas .................. 49 1.2.4.3. S fat tamlamas n n ba ka s fat tamlamalar nda s fat unsuru olmas ... 50 1.2.4.4. S fat tamlamas n n ba ka s fat tamlamalar nda isim unsuru olmas ... 51 1.2.4.5. S fat tamlamas n n edat grubunda isim unsuru olmas ....................... 53 1.2.4.6. S fat tamlamas n n birle ik fiillerde isim unsuru olmas .................... 54 1.2.4.7. Farkl yap daki s fat tamlamalar ........................................................ 54 1.3. SIFAT-F""L GRUBU ............................................................................................ 55 1.3.1. Cümledeki Görevi Yönünden S fat-Fiil Grubu............................................... 55 1.3.1.1. S fat-fiil grubunun özne olmas ........................................................... 55 1.3.1.2. S fat-fiil grubunun nesne olmas ......................................................... 56 1.3.1.3. S fat-fiil grubunun zarf olmas ............................................................ 57 1.3.1.4. S fat-fiil grubunun yer tamlay c s olmas ........................................... 57 1.3.2. S fat-Fiil Grubunu Kelime Gruplar "çindeki Durumu ................................... 57 1.3.2.1. S fat-fiil grubunun s fat tamlamalar nda s fat unsuru olmas .............. 57 1.3.2.2. S fat-fiil grubunun edat gruplar nda isim unsuru olmas .................... 59 1.3.3. S fat-Fiil Grubunu Olu turan Ekler................................................................. 60 1.3.3.1. “-An” eki ............................................................................................ 60 1.3.3.2. “-mI ” eki ............................................................................................ 61 viii 1.3.3.3. “-r, -Ar” eki ......................................................................................... 62 1.3.3.4. “-dIk” eki ............................................................................................ 62 1.3.3.5. “-AcAk” eki ........................................................................................ 64 1.3.3.6. “-mAz” eki .......................................................................................... 65 1.3.3.7. “-AsI” eki. ........................................................................................... 65 1.3.3.8. S fat-fiil gibi i letilen ekler ................................................................. 65 1.4. "S"M-F""L GRUBU ............................................................................................ 65 1.4.1. Cümledeki Görevi Yönünden "sim-Fiil Gruplar ............................................ 66 1.4.1.1. "sim-fiil grubunun özne olarak kullan lmas ....................................... 66 1.4.1.1.1. Öznesi isim-fiil grubu olan fiil cümleleri................................... 66 1.4.1.1.2. Öznesi isim-fiil grubu olan isim cümleleri................................. 66 1.4.1.2. "sim-fiil grubunun nesne olarak kullan lmas ..................................... 67 1.4.1.3. "sim-fiil grubunun yer tamlay c s olarak kullan lmas ....................... 67 1.4.1.4. "sim-fiil grubunun yüklem olarak kullan lmas ................................... 68 1.4.2. "sim-Fiil Grubunun Kelime Gruplar "çindeki Durumu.................................. 69 1.4.2.1. "sim fiil grubunun edat gruplar nda isim unsuru olmas ..................... 69 1.4.2.2. "sim-Fiil grubunun isim tamlamalar nda tamlayan olmas ................. 70 1.4.2.3. "sim-Fiil grubunun isim tamlamalar nda tamlanan olmas ................ 71 1.4.3. "sim-Fiil Grubunu Olu turan Ekler ................................................................. 72 1.4.3.1. “-mAk” eki .......................................................................................... 72 1.4.3.2. “-mA” eki ……………………………………………………………73 1.4.3.3. “-I ” eki ............................................................................................ 74 1.5. ZARF-F""L GRUBU ............................................................................................ 75 1.5.1. Cümledeki Görevi Yönünden Zarf-Fiil Gruplar ............................................ 76 1.5.1.1. Zarf-fiil grubunun zarf olarak kullan lmas ......................................... 76 1.5.2. Zarf-Fiil Grubunu Olu turan Ekler ................................................................. 77 ix 1.5.2.1. “-Ip” eki ............................................................................................ 77 1.5.2.2. “-IncA” eki .......................................................................................... 78 1.5.2.3. “-ArAk” eki......................................................................................... 79 1.5.2.4. “-mAdAn” eki ..................................................................................... 80 1.5.2.5. “-ken” eki. ........................................................................................... 81 1.5.2.6. “-dIkçA” eki ........................................................................................ 82 1.5.2.7. “-AndA” eki ........................................................................................ 82 1.5.2.8. Ba ka kal plarla kurulan zarf-fiil gruplar ........................................... 82 1.6. TEKRAR GRUBU ............................................................................................ 82 1.6.1. Yap s Bak m ndan Tekrar Gruplar ................................................................ 83 1.6.1.1. Aynen tekrarlar.................................................................................... 83 1.6.1.2. E veya yak n anlaml tekrarlar........................................................... 84 1.6.1.3. Z t anlaml tekrarlar............................................................................. 85 1.6.1.4. "laveli tekrarlar ................................................................................... 86 1.6.2. Cümledeki Görevi Bak m ndan Tekrarlar....................................................... 86 1.6.2.1. Tekrar grubunun özne olmas .............................................................. 86 1.6.2.2. Tekrar grubunun zarf tümleci olmas .................................................. 86 1.6.2.3. Tekrar grubunun yer tamlay c s olmas ............................................. 87 1.6.2.4. Tekrar grubunun yüklem olmas ......................................................... 87 1.6.3. Tekrarlar n Kelime Gruplar "çindeki Durumu ............................................... 88 1.6.3.1. Tekrarlar n s fat tamlamalar nda s fat unsuru olmas .......................... 88 1.6.3.2. Tekrarlar n isim tamlamalar nda tamlayan olmas .............................. 88 1.6.3.3. Tekrarlar n isim tamlamalar nda tamlanan olmas .............................. 89 1.6.3.4. Tekrarlar n birle ik fiillerde isim unsuru olmas ................................. 89 1.7. EDAT GRUBU ............................................................................................ 89 1.7.1. Yap s Yönünden Edat Grubu ......................................................................... 89 x 1.7.1.1. “sonra” ile kurulan edat grubu ............................................................ 89 1.7.1.2. “için” ile kurulan edat grubu ............................................................... 90 1.7.1.3. “gibi” ile kurulan edat grubu ………………………………………..91 1.7.1.4. “kadar” ile kurulan edat grubu ............................................................ 92 1.7.1.5. “ile” ile kurulan edat grubu ................................................................. 93 1.7.1.6. “de il” ile kurulan edat grubu ............................................................. 95 1.7.1.7. “do ru” ile kurulan edat grubu............................................................ 95 1.7.1.8. “dolay ” ile kurulan edat grubu ........................................................... 96 1.7.1.9. “diye” ile kurulan edat grubu .............................................................. 96 1.7.1.10. “kar ” ile kurulan edat grubu ........................................................... 97 1.7.1.11. “önce” ile kurulan edat grubu ........................................................... 97 1.7.1.12. Di er edatlarla kurulan edat gruplar ................................................ 98 1.7.1.13. Edat gibi kullan lan kelimelerle yap lan gruplar............................... 99 1.7.2. Cümledeki Görevi Yönünden Edat Gruplar .................................................. 99 1.7.2.1. Edat grubunun zarf tümleci olarak kullan lmas ................................. 99 1.7.2.2. Edat grubunun yüklem olarak kullan lmas ...................................... 101 1.7.3. Edat Grubunun Kelime Gruplar "çindeki Durumu ...................................... 101 1.7.3.1. Edat grubunun s fat tamlamalar nda s fat olmas .............................. 101 1.8. BAPLAMA GRUBU .......................................................................................... 102 1.8.1. Ba lama Grubu Türleri ................................................................................. 103 1.8.1.1. “ve” edat ile kurulan ba lama grubu................................................ 103 1.8.1.2. “ile” edat ile kurulan ba lama grubu ............................................... 105 1.8.1.3. “veya” edat ile kurulan ba lama grubu............................................ 105 1.8.1.4. “ya da” edat ile kurulan ba lama grubu........................................... 105 1.8.1.5. “hatta” edat ile kurulan ba lama grubu............................................ 106 1.8.1.6. “ne….ne” edat ile kurulan ba lama grubu....................................... 106 xi 1.8.1.7. “ve dahi” edat ile kurulan ba lama grubu........................................ 106 1.8.1.8. “fakat” edat ile kurulan ba lama grubu ........................................... 107 1.8.1.9. “hem de” edat ile kurulan ba lama grubu........................................ 107 1.8.1.10. Virgülle kurulan ba lama grubu ..................................................... 107 1.8.1.11. “ha …. ha”, “yoksa”, “yahut”, “de il”, “ziyade”, “de….de” edat ile kurulan ba lama grubu.................................................................... 109 1.8.2. Cümledeki Görevi Bak m ndan Ba lama Grubu .......................................... 109 1.8.2.1. Ba lama grubunun özne olarak kullan lmas .................................... 109 1.8.2.2. Ba lama grubunun nesne olarak kullan lmas .................................. 110 1.8.2.3. Ba lama grubunun zarf olarak kullan lmas ..................................... 111 1.8.2.4. Ba lama grubunun yüklem olarak kullan lmas ............................... 112 1.8.2.5. Ba lama grubunun yer tamlay c s olarak kullan lmas .................... 113 1.8.3. Ba lama Grubunun Kelime Gruplar "çindeki Durumu................................ 114 1.8.3.1. Ba lama grubunun s fat tamlamas nda s fat unsuru olmas .............. 114 1.8.3.2. Ba lama grubunun s fat tamlamas nda "sim unsuru olmas ............. 115 1.8.3.3. Ba lama grubunun isim tamlamas nda tamlayan olmas .................. 116 1.8.3.4. Ba lama grubunun isim tamlamas nda tamlanan olmas .................. 117 1.8.3.5. Ba lama grubunun edat grubunda isim unsuru olmas ..................... 117 1.8.3.6. Ba lama grubunun birle ik fiilde isim unsuru olmas ...................... 118 1.9. ÜNVAN GRUBU .......................................................................................... 119 1.9.1. Cümledeki Görevi Yönünden Ünvan Grubu ................................................ 119 1.9.1.1. Ünvan grubunun özne olmas ............................................................ 119 1.9.1.2. Ünvan grubunun nesne olmas .......................................................... 120 1.9.1.3. Ünvan grubunun yer tamlay c s olmas ........................................... 120 1.9.1.4. Ünvan grubunun hitap olarak kullan lmas ....................................... 121 1.9.2. Ünvan Grubunun Kelime Gruplar "çindeki Durumu ................................... 121 xii 1.9.2.1. Ünvan grubunun s fat tamlamas nda isim unsuru olmas ................. 121 1.9.2.2. Ünvan grubunun isim tamlamas nda tamlayan olmas ..................... 122 1.9.2.3. Ünvan grubunun isim tamlamas nda tamlanan olmas ..................... 122 1.9.2.4. Ünvan grubunun edat grubunda isim unsuru olmas ......................... 122 1.10. B"RLE."K "S"M GRUBU ................................................................................... 123 1.11. ÜNLEM GRUBU .......................................................................................... 124 1.12. SAYI GRUBU .......................................................................................... 125 1.13. B"RLE."K F""L GRUBU .................................................................................... 125 1.13.1. Bir Hareketi Kar layan Birle ik Fiiller ..................................................... 128 1.13.1.1. Ana yard mc fiillerle kurulan birle ik fiiller .................................. 128 1.13.1.1.1. Yard mc fiili “et-” olan birle ik fiiller .................................. 128 1.13.1.1.2. Yard mc fiili “ol-” olan birle ik fiiller .................................. 129 1.13.1.1.3. Yard mc fiili “yap-” olan birle ik fiiller ............................... 130 1.13.1.1.4. Yard mc fiili “eyle-” olan birle ik fiiller............................... 130 1.13.1.1.5. Yard mc fiili “k l-” olan birle ik fiiller ................................. 130 1.13.1.1.6. Yard mc fiili “kal-” olan birle ik fiiller ................................ 131 1.13.1.1.7. Yard mc fiili “ver-” olan birle ik fiiller ................................ 131 1.13.1.1.8. Yard mc fiili “iste-” olan birle ik fiiller................................ 132 1.13.1.1.9. Yard mc fiili “ba la-” olan birle ik fiiller ............................. 132 1.13.1.1.10. Yard mc fiili “gel-” olan birle ik fiiller .............................. 133 1.13.1.1.11. Yard mc fiili “al-” olan birle ik fiiller ................................ 133 1.13.1.1.12. Yard mc fiili “çal -” olan birle ik fiiller............................ 133 1.13.1.2. Di er fiillerle kurulan birle ik fiiller............................................... 134 1.13.2. Bir Hareketi Tasvir Eden Birle ik Fiiller .................................................... 135 1.13.2.1. Yard mc fiili “bil-” olan birle ik fiiller .......................................... 135 1.13.2.2. Yard mc fiili “ver-” olan birle ik fiiller ......................................... 136 xiii 1.13.2.3. Yard mc fiili “dur-, koy-, gör-, kal-” olan birle ik fiiller............... 136 1.13.2.4. Yard mc fiili “git-, gel-, ol-” olan birle ik fiiller ........................... 137 1.14. KISALTMA GRUPLARI .................................................................................... 138 1.14.1. "snat Grubu .......................................................................................... 138 1.14.2. Yakla ma Grubu.......................................................................................... 139 1.14.3. Bulunma Grubu .......................................................................................... 139 1.14.4. Ayr lma Grubu .......................................................................................... 140 1.14.5. Vas ta Grubu .......................................................................................... 140 K NC BÖLÜM CÜMLE 2.1. CÜMLEN"N UNSURLARI................................................................................... 142 2.1.1. Yüklem.......................................................................................................... 142 2.1.1.1. Fiil cümlelerinde yüklem .................................................................. 143 2.1.1.1.1. Basit kipli fiillerin yüklem olmas ............................................ 143 2.1.1.1.2. Birle ik kipli fiillerin yüklem olmas ....................................... 146 2.1.1.1.3.Ana yard mc fiillerle kurulan birle ik fiillerin yüklem olmas 148 2.1.1.1.4. Bir hareketi tasvir eden birle ik fiillerin yüklem olmas ......... 149 2.1.1.1.5. Di er fiillerle kurulan birle ik fiillerin yüklem olmas ........... 150 2.1.1.1.6. Fiil cümlelerinde ek-fiilin dü mesi .......................................... 151 2.1.1.2. "sim cümlelerinde yüklem................................................................. 151 2.1.1.2.1. Yüklemi tek kelime olan isim cümleleri .................................. 152 2.1.1.2.2. Yüklemi kelime grubu olan isim cümleleri.............................. 153 2.1.1.2.2.1. S fat tamlamas n n yüklem olmas .................................. 153 2.1.1.2.2.2. "sim tamlamas n n yüklem olmas .................................. 154 2.1.1.2.2.3. Edat grubunun yüklem olmas ........................................ 155 2.1.1.2.2.4. Ayr lma grubunun yüklem olmas .................................. 156 xiv 2.1.1.2.2.5. Ba lama grubunun yüklem olmas ................................. 156 2.1.1.2.2.6. Di er gruplar n yüklem olmas ....................................... 156 2.1.1.2.3. "sim cümlelerinde ek-fiilin dü mesi......................................... 157 2.1.2. Özne ............................................................................................................. 158 2.1.2.1. Öznesi tek kelime olan cümleler ....................................................... 159 2.1.2.2. Öznesi kelime grubu olan cümleler................................................... 163 2.1.2.2.1. "sim tamlamas n n özne olmas ................................................ 163 2.1.2.2.2. S fat tamlamas n n özne olmas ............................................... 164 2.1.2.2.3. Ba lama grubunun özne olmas ............................................... 166 2.1.2.2.4. Ünvan grubunun özne olmas ................................................... 167 2.1.2.2.5. "sim-Fiil grubunun özne olmas ............................................... 167 2.1.2.2.6. S fat-Fiil grubunu özne olmas ................................................. 168 2.1.2.2.7. Birle ik isim grubunun özne olmas ......................................... 169 2.1.2.3. Özne almayan cümleler..................................................................... 169 2.1.3. Nesne ............................................................................................................ 171 2.1.3.1. Nesnenin yükleme hali eki almas ..................................................... 171 2.1.3.2. Nesnenin yükleme hali eki almamas ................................................ 173 2.1.3.3. Nesne olan kelime gruplar ............................................................... 175 2.1.3.3.1. "sim tamlamas n n nesne olmas .............................................. 175 2.1.3.3.2. S fat tamlamas n n nesne olmas .............................................. 176 2.1.3.3.3. Ba lama grubunun nesne olmas ............................................. 177 2.1.3.3.4. Ünvan grubunun nesne olmas ................................................. 178 2.1.3.3.5. "sim-fiil grubunun nesne olmas ............................................... 178 2.1.3.3.6. S fat-fiil grubunun nesne olmas .............................................. 179 2.1.3.3.7. Tekrar grubunun nesne olmas ................................................. 179 2.1.3.3.8. Birle ik "sim grubunun nesne olmas ....................................... 179 xv 2.1.3.3.9. Birle ik cümlelerde iç cümlenin nesne olmas ......................... 179 2.1.4. Yer Tamlay c s .......................................................................................... 180 2.1.4.1. Tek kelimeden meydana gelen yer tamlay c lar .............................. 181 2.1.4.1.1. Bulunma hali eki alan yer tamlay c lar ................................... 181 2.1.4.1.2. Ayr lma hali eki alan yer tamlay c lar ..................................... 182 2.1.4.1.3. Yakla ma hali eki alan yer tamlay c lar .................................. 182 2.1.4.2. Kelime grubundan meydana gelen yer tamlay c lar ........................ 184 2.1.4.2.1. "sim tamlamas n n yer tamlay c s olmas ................................ 184 2.1.4.2.2. S fat tamlamas n n yer tamlay c s olmas ............................... 186 2.1.4.2.3. Ba lama grubunun yer tamlay c s olmas ............................... 187 2.1.4.2.4. Tekrar grubunun yer tamlay c s olmas .................................. 187 2.1.4.2.5. "sim-fiil grubunun yer tamlay c s olmas ................................ 188 2.1.4.2.6. S fat-fiil grubunun yer tamlay c s olmas ................................ 189 2.1.4.2.7. Ünvan grubunun yer tamlay c s olmas .................................. 189 2.1.5. Zarf ............................................................................................................ 189 2.1.5.1. Ek almadan zarf olan zarflar ............................................................. 190 2.1.5.2. Ek alarak zarf olan zarflar ................................................................. 191 2.1.5.2.1. E itlik hali eki alan zarflar ....................................................... 191 2.1.5.2.2. “-sIz” isimden isim yapma eki alan zarflar .............................. 192 2.1.5.2.3. Yakla ma hali eki alarak zarf olanlar....................................... 192 2.1.5.2.4. Bulunma hali eki alarak zarf olanlar ........................................ 193 2.1.5.2.5. Ayr lma hali eki alarak zarf olanlar ......................................... 193 2.1.5.2.6. S fat-fiil ve zarf-fiil eki alarak zarf olanlar .............................. 194 2.1.5.3. Kelime grubu eklindeki zarflar........................................................ 195 2.1.5.3.1. "sim tamlamas n n zarf tümleci olmas .................................... 195 2.1.5.3.2. S fat tamlamas n n zarf tümleci olmas .................................... 196 xvi 2.1.5.3.3. Edat grubunun zarf tümleci olmas .......................................... 197 2.1.5.3.4. Zarf-fiil grubunun zarf tümleci olmas ..................................... 199 2.1.5.3.5. Tekrar grubunun zarf tümleci olmas ....................................... 200 2.1.5.3.6. Ba lama grubunun zarf tümleci olmas ................................... 201 2.1.5.3.7. Bulunma ve ayr lma grubunun zarf tümleci olmas ................. 202 2.1.5.3.8. .art ekiyle kurulan zarf tümleçleri........................................... 202 2.1.5.3.9. Farkl özellikte olan kal plar n zarf yapmas ............................ 203 2.2 YAPISINA GÖRE CÜMLELER............................................................................ 204 2.2.1. Basit Cümleler .......................................................................................... 204 2.2.1.1. Basit isim cümleleri........................................................................... 204 2.2.1.2. Basit fiil cümleleri............................................................................. 205 2.2.2. Birle ik Cümleler .......................................................................................... 206 2.2.2.1. .artl birle ik cümle .......................................................................... 208 2.2.2.1.1. .artl cümlenin zarf olarak kullan lmas .................................. 208 2.2.2.1.2. .artl cümlenin nesne olarak kullan lmas ............................... 209 2.2.2.1.3. .art n istek i levinde kullan lmas ........................................... 209 2.2.2.2. "ç içe birle ik cümle .......................................................................... 209 2.2.2.2.1. Yard mc cümlenin nesne olarak kullan lmas ......................... 209 2.2.2.2.2. Yard mc cümlenin zarf olarak kullan lmas ............................ 210 2.2.2.3. Ki’li birle ik cümle ........................................................................... 211 2.2.2.3.1. Yard mc cümlenin özne olarak kullan lmas ......................... 212 2.2.2.3.2. Yard mc cümlenin nesne olarak kullan lmas ......................... 212 2.2.2.3.3. Yard mc cümlenin zarf olarak kullan lmas ............................ 212 2.2.2.3.4. “ki” ba lac n n cümle sonunda bulunmas ............................... 212 2.2.3. Ba l Cümleler .......................................................................................... 213 2.2.3.1. “ama” ba lama edat yla ba lanan cümleler...................................... 213 xvii 2.2.3.2. “ve” ba lama edat yla ba lanan cümleler......................................... 213 2.2.3.3. “ki”, “de il” ba lama edat yla ba lanan cümleler........................... 214 2.2.3.4. “yoksa”, “ancak”, “yahut” ba lama edat yla ba lanan cümleler...... 215 2.2.3.5. “hem….hem”, “ne….ne”, “hem” ba lama edat yla ba lanan cümleler215 2.2.3.6. “çünkü”, “fakat”, “halbuki” ba lama edat yla ba lanan cümleler.... 215 2.2.4. S ral Cümleler .......................................................................................... 216 2.2.5. Kesik Cümleler .......................................................................................... 218 2.2.5.1. Cümle özelli i gösteren kesik cümleler ............................................ 219 2.2.5.2. Cümle özelli i göstermeyen kesik cümleler ..................................... 220 2.3. YÜKLEM"N TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER....................................................... 220 2.3.1."sim Cümleleri .......................................................................................... 220 2.3.1.1. Yüklemi tek isim + ek-fiil eklinde olan cümleler............................ 220 2.3.1.2. Yüklemi kelime grubu + ek-fiil eklinde olan cümleler ................... 221 2.3.1.3. Ek-fiili dü mü isim cümleleri .......................................................... 222 2.3.2. Fiil Cümleleri .......................................................................................... 224 2.3.2.1. Yüklemi basit zamanl olan fiil cümleleri......................................... 226 2.3.2.2. Yüklemi birle ik zamanl olan fiil cümleleri .................................... 227 2.4. YÜKLEM"N YER"NE GÖRE CÜMLELER ........................................................ 228 2.4.1. Kurall (Düz) Cümleler ................................................................................. 229 2.4.2. Devrik Cümleler .......................................................................................... 233 2.5. ANLAMINA GÖRE CÜMLELER ....................................................................... 235 2.5.1. Olumlu Cümleler .......................................................................................... 235 2.5.1.1. Olumlu fiil cümleleri......................................................................... 235 2.5.1.2. Olumlu isim cümleleri....................................................................... 238 2.5.1.3. Yap ca olumlu anlamca olumsuz cümleler ....................................... 240 2.5.2. Olumsuz Cümleler ........................................................................................ 241 xviii 2.5.2.1. Olumsuz fiil cümleleri....................................................................... 241 2.5.2.1.1. “-mA” ile olumsuz yap lan cümleler........................................ 241 2.5.2.1.2. “ne….ne” ba lama edat yla yap lan cümleler.......................... 242 2.5.2.2. Olumsuz isim cümleleri .................................................................... 242 2.5.2.2.1. “yok” ile yap lan olumsuz cümleler......................................... 242 2.5.2.2.2. “de il” ile yap lan olumsuz cümleler....................................... 242 2.5.2.2.3. “ne….ne” ile yap lan olumsuz cümleler ................................. 243 2.5.2.3. Yap ca olumsuz anlamca olumlu cümleler ....................................... 243 2.5.3. Soru Cümleleri .......................................................................................... 244 2.5.3.1. Kurulu lar yönünden soru cümleleri................................................ 244 2.5.3.1.1. Soru ekiyle kurulan cümleler ................................................... 244 2.5.3.1.2. Soru s fat yla kurulan cümleler ................................................ 245 2.5.3.1.3. Soru zarflar yla kurulan cümleler............................................. 245 2.5.3.1.4. Soru zamiriyle kurulan cümleler.............................................. 245 2.5.3.1.5. Vurgu yoluyla yap lan cümleler............................................... 246 2.5.3.2. " levleri yönünden soru cümleleri..................................................... 246 2.5.3.2.1. Hayret ifadesi ta yanlar........................................................... 246 2.5.3.2.2. "htimal ve kar la t rma ifadesi ta yanlar................................ 246 2.5.3.2.3. Bilinmezlik ifadesi ta yanlar ............................................... 247 2.5.3.2.4. Üzüntü ve kayg ifadesi ta yanlar ........................................... 247 2.5.3.2.5. Suçlama ifadesi ta yanlar........................................................ 248 2.5.3.2.6. Merak ifadesi ta yanlar ........................................................... 248 2.5.3.2.7. "mkans zl k ifadesi ta yanlar................................................... 249 2.5.3.2.8. Sözde soru cümleleri ................................................................ 249 2.5.3.3. Anlam na göre soru cümleleri........................................................... 250 2.5.3.3.1. Olumlu soru cümleleri.............................................................. 250 xix 2.5.3.3.2. Olumsuz soru cümleleri ........................................................... 251 2.6. CÜMLEN"N UNSURLARI ARASINDAK" "LG"................................................ 251 2.6.1. Özne-Yüklem "lgisi....................................................................................... 251 2.6.1.1. Öznenin teklik oldu u cümlelerde yüklemin durumu....................... 252 2.6.1.2. Öznenin çokluk oldu u cümlelerde yüklemin durumu..................... 253 2.6.1.2.1. Öznenin çokluk, yüklemin teklik olmas ................................. 253 2.6.1.2.2. Öznenin çokluk, yüklemin çokluk olmas ................................ 254 2.6.2. Nesne-Yüklem "lgisi ..................................................................................... 254 2.6.2.1. Belirtili nesne- yüklem ilgisi............................................................. 255 2.6.2.2. Belirtisiz nesne- yüklem ilgisi........................................................... 256 2.6.3. Yer Tamlay c s - Yüklem "lgisi .................................................................... 257 2.6.3.1. Yakla ma hali ekiyle kurulan yer tamlay c lar ................................ 258 2.6.3.2. Bulunma hali ekiyle kurulan yer tamlay c lar .................................. 258 2.6.3.3. Ayr lma hali ekiyle kurulan yer tamlay c lar ................................... 259 2.6.4. Zarf Tümleci- Yüklem "lgisi ......................................................................... 260 2.6.4.1. Zaman bildiren zarflar....................................................................... 261 2.6.4.2. Durum- hal bildiren zarflar ............................................................... 261 2.6.4.3. Sebep bildiren zarflar ........................................................................ 262 2.6.4.4. Miktar bildiren zarflar ....................................................................... 263 2.6.4.5. Yön bildiren zarflar ........................................................................... 264 2.6.4.6. Vas ta bildiren zarflar........................................................................ 264 DEPERLEND"RME .......................................................................................... 265 SONUÇ ......................................................................................................................... 270 KAYNAKLAR ............................................................................................................. 275 MET"N .......................................................................................................................... 277 ÖZGEÇM". .................................................................................................................. 316 xx TABLOLAR D Z N Tablo 3.1. : Cümlelerin Yap lar na Göre Say m .......................................................... 266 Tablo 3.2.: Yüklemin Türüne Göre Cümlelerin Say m ............................................... 267 Tablo 3.3. : Yüklemin Yerine Göre Cümlelerin Say m ............................................... 268 Tablo 3.4. Cümlelerin Anlam na Göre Say m ............................................................. 269 xxi EK LLER D Z N .ekil 1 : Cümlelerin Yap lar na Göre Say m ............................................................... 266 .ekil 2.: Yüklemin Türüne Göre Cümlelerin Say m ................................................... 267 .ekil 3. : Yüklemin Yerine Göre Cümlelerin Say m ................................................... 268 .ekil 4. Cümlelerin Anlam na Göre Say m ................................................................. 269 1 GR "nsan n, tarihin ba lang c ndan beri üretti i maddî-manevî bütün eserlerde dili görüyoruz. Dil, insan adl varl n dü ünme, üretme, dü ünüp ürettiklerini aktarma gibi davran lar n n temelinde olan bir araçt r. "nsan di er canl lardan ay ran en önemli özelliklerden biri olan dil konusunda pek çok tan m yap lm t r. “Dil, insanlar aras nda anla may sa layan tabiî bir vas ta, kendisine mahsus kanunlar olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde geli en canl bir varl k, temeli bilinmeyen zamanlarda at lm bir gizli anla malar sistemi, seslerden örülmü içtimaî bir müessesedir.(Ergin, 1985, 3). Prof. Dr. Do an Aksan dili öyle tan mlar: “Dil, bir anda dü ünemeyece imiz kadar çok yönlü, de i ik aç lardan bak nca ba ka ba ka nitelikleri beliren, kimi s rlar n bugün de çözemedi imiz büyülü bir varl kt r. O, gerek insan, gerek toplum, gerekse insan ve toplumdan ayr dü ünülemeyecek olan bilim, sanat, teknik gibi bütün alanlarla ilgili bulunan ayn zamanda onlar olu turan bir kurumdur.” (Aksan, 1987, 11). Dü ünen bir varl k olan insan elbette dili üzerinde de dü ünmü tür. .u ana kadar edinilmi bilgiler nda ilk dil çal malar M.Ö VII. yy’dan itibaren Eski Hint, Yunan ve Roma dil bilginleri taraf ndan yap lm t r. Eski Hint dil alimlerinden Pânini, Yâksa, Eski Yunan’dan Platon, Aristo, Eski Roma’dan Varro bunlardan birkaç d r. Ça lar boyunca devam eden dilbilgisi çal malar , co rafî ke ifler sonucunda yeni dillerin ortaya ç kmas yla daha da artm t r. Bacon, Herder, Humboldt, Leibniz gibi pek çok dil alimi çal malar yla dil bilimine yeni bak aç lar kazand rm lard r. XX. yy’dan itibaren dil bilgisi çal malar n n yan nda, teknolojik geli melerin de deste iyle dil farkl yönlerden de incelenmeye ba lanm t r. “"sviçreli dil bilimci F. de Saussure dilin ba l ca niteliklerine, o zamana de in iyice anla lmam çe itli yanlar na, çe itli sorunlar na sa lam kan tlarla aç kl k ve çözüm getirerek modern dilbilimin temellerini atm t r (Aksan, 1987, 21).” 2 F. de Saussure dile bak ta yeni bir dönem ba latm , klasik dil bilgisi çal malar yan nda modern dilbilim çal malar da h z kazanm t r. Dilbilimin yayg n ak m olan yap sal dilbilime yeni bir yön veren N. Chomsky olmu tur. Sözdizimi (cümle bilgisi, sentaks), kelime gruplar n , kelime gruplar n n cümledeki görevlerini ve cümlelerin türlerini inceleyen dilbilimi bölümlerinden biridir. Dilbilgisinin di er dallar nda pek çok ba ar l çal malar yap lm ken söz dizimi üzerinde çok fazla çal lmam t r, buna sebep olarak Türkçe cümlelerde anlam n bozulmamas art yla kelime say s nda s n rlama olmamas n ve ö e dizili indeki esnekli i gösterebiliriz. Kelime gruplar n n s n fland r lmas nda, cümle ö elerinde, terimlerde, yap lar na ve anlamlar na göre cümlelerin tasnifinde görü ayr l klar n n olmas sözdizimi çal malar nda kar la lan en önemli sorunlardand r. Sözdizimi çal malar na kaynakl k edecek eserler üphesiz dil malzemesiyle meydana getirilen dü ündü ümüz bak m ndan eserlerdir. ya ayan incelemeyi Biz de yazarlardan uygun Türkçeyi Emine gördük. ustaca I nsu’nun Romanlar n n kullananlar romanlar n sözdizimi aras nda sözdizimi özelliklerini belirleyerek Emine I nsu’nun Türkçeyi kullanma, Türkçenin imkanlar ndan yararlanma ekillerini, yazara has kullan mlar tespit etmek, dolay s yla dilimizin, çok fazla yozla t r lmak istendi i bir dönemde edebi dil olma özelli inden hiçbir ey kaybetmedi ini de göstermek istedik. Türk tarihini çok iyi bilen, Türk olman n hakl gururunu ya ayan Emine I nsu, romanlar yla bizi Selçuklunun kurulu çad rlar na, oradan bir zamanlar Türk yurdu olan topraklara, Yunus’un saf ama co kun rmaklara benzeyen iirlerine, bazen bir Halvetî dergâh na, yak n tarihimizin unutamad m z, hâlâ içimizi s zlatan olaylar na veya kültürümüzün unutulmaya yüz tutmu sanatlar n n icrâ edildi i atölyelere götürür. Bu yolculukta yan m zda kâh Yunus vard r, kâh Balkan da lar n n nazl çiçe i "lay, ça lar öncesinden seslenen Ba bu Alp Arslan Sultan , dü ünen, ayd n, engin sab rl , dimdik Türk kad n vard r. Elbette ki ana sütü safl nda, ana sütü tad nda Türkçemizle birlikte. Yazmay bir varl k meselesi olarak gören, ölene kadar yazaca n söyleyen Emine I nsu 1938’de Kars’ta do du. .air ve yazar Halide Nusret Zorlutuna ile emekli asker Aziz Vecihi Zorlutuna’n n k z olan yazar çocuklu unu Anadolu’nun çe itli 3 yerlerinde geçirdikten sonra Ankara’da lise ö renimini tamamlad . "ngiliz Dili ve Edebiyat , Felsefe, " letme Bölümleri ve Hukuk Fakültesi’nde k sa sürelerle ö rencilik yapt ; bir ara kazand bir burs ile Amerika’da “Sosyal Hizmetler Uzmanl ” kursuna kat ld . Lise y llar nda bir dergide yay mlanan iir ile edebiyat dünyas na at lan yazar 23 ya nda gencecik, bebe ini büyüten bir anne iken yazd roman yla Turizm ve Tan tma Bakanl , “Küçük Dünya” adl n n roman ödülünü kazanm t r. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyat n n önemli isimlerinden air ve yazar bir annenin k z olan Emine I nsu annesini her konuda örnek alm , ancak büyük bir sanatç n n k z olarak de il, kendisi olarak tan nmak istedi inden soyad n kullanmam , göbek ad Emine’yi ve ad I nsu’yu kullanm t r. Bu tav r bize romanlar ndaki kad n karakterlerin ki ilik tahlilleri için önemli ipuçlar verir. Romanlar n konusunu günlük hayat n s k nt lar , Türk tarihi, Türk kültürünü derinden etkileyen tasavvuf, Türkiye d ndaki Türklerin dram olu turmaktad r. "nsanla ilgili yapt tahliller, özellikle kad n kahramanlar n iç dünyalar n vermekteki ba ar s , tarihimizi ve kültürümüzü i leyi teki ustal onun, kendi medeniyetini, köklerini ne kadar iyi bildi ini, özümsedi ini gösterir. Güçlü bir kaleme sahip olan yazar art k gençleri hedef ald ndan onlar n anlayabilece i bir dili kullanmaya ba lam t r. Bu konuda kendisiyle yap lan bir röportajda unlar söyler: “Mümkün mertebe gençlerin kulland dilden yazmaya çal t m. Baz romanlar mda çok yeni kelimeler bulabilirsiniz; bu dili biliyorlar. Onlar n dili, televizyon Türkçesi! Ben de bu dili elimden geldi ince televizyondan iyi kullan p gençlere ula maya çal yorum.”1 Yazar n eserleri unlard r. "ki Nokta ( iir ) Tiyatro: o Bir Yürek Sat ld 1 http://www.yusufiye.net– Emine I nsu "le Röportaj.htm 4 o Bir Milyon " ne o Ne Mutlu Türk’üm Diyene o Ads z Kahramanlar Romanlar : o Küçük Dünya, Bir Gece Y ld zlarla o Azap Topraklar , Kaf Da n n Ard nda o Ak Topraklar, Cumhuriyet Türküsü o Tutsak, Dost Diye Diye o Sanc , Nisan Ya muru o Çiçekler Büyür, Havva o Canbaz, Bir Ben Vard r Benden "çeri o Atl Kar nca Emine I nsu’nun eserlerinden seçti imiz cümleleri geleneksel yöntemle sözdizimi bak m ndan inceledik, anlam boyutuna girmedik. Çal mam zda yazar n I. Ads z Kahramanlar, II. Ak Topraklar, III. Atl kar nca, IV. Azap Topraklar , V. Bir Gece Y ld zlarla, VI. Buka , VII. Canbaz, VIII. Çiçekler Büyür, IX. Havva, X. Kaf Da n n Ard nda, XI. Nisan Ya muru, XII. Tutsak adl eserlerinden 555 cümle seçtik. Çal mam z: I. Kelime Gruplar II. Cümle III. De erlendirme olmak üzere üç bölümden olu maktad r. Kelime gruplar ad alt nda incelenen birinci bölümde, cümledeki tamlamalar (isim tamlamas , s fat tamlamas ), edat grubu, fiilimsi gruplar , ba lama grubu, unvan grubu, birle ik fiil grubu, birle ik isim grubu, tekrar grubu, ünlem grubu, say grubu, 5 k saltma gruplar ; gruplar n yap lar , di er kelime gruplar içindeki durumlar ve cümledeki görevleri bak m ndan incelendi. Cümle ana ba l yla incelenen ikinci bölümde ise cümleler; cümle unsurlar (özne, yüklem, nesne, zarf tümleci ve yer tamlay c s ), yap s na göre (basit, birle ik, s ral ve ba l cümleler), yüklemin türüne göre (isim ve fiil cümleleri), yüklemin yerine göre (kurall ve devrik cümleler), anlam na göre (olumlu, olumsuz cümleler ve soru cümleleri) incelendi. “Cümle Unsurlar Aras ndaki Ilgi” ba l ile verdi imiz bölümde yüklemin di er ö elerle olan ilgileri de erlendirildi ve örnekler verildi. Tezimize cümle ile ilgili çal ma yapan dilcilerin farkl görü leri de eklendi. Cümleleri seçme usulüyle ald k; ancak baz sayfalar cümlelerin devaml l aç s ndan birbirini takip eden sayfalar eklinde seçtik. Konularla ilgili onar örnek verdikten sonra tespit etti imiz di er cümle örneklerinin sadece numaralar n verdik. Burada amac m z tezin, sayfa say s bak m ndan s n rland r lmas idi. Ama bütün örnekler görülmek istenirse arkaya yerle tirilen metinden cümlelerin numaralar ndan yola ç k larak bulunmas kolayd r. Bu da de erlendirmelerde tezi incelemek isteyenlere k tutacakt r. 6 B R NC BÖLÜM KEL ME GRUPLARI Duygu ve dü üncelerimizi anlat rken bazen tek bir kelime yeterli olmayabilir. Kavramlar daha belirgin hale getirmeye, peki tirmeye ya da nitelemeye ihtiyaç duydu umuzda kelimeleri belli ili kilere göre bir araya getiririz. Bir araya getirilen bu yarg s z birliklere kelime grubu denir. Tek bir kelime gibi i gören, bir bütün olan kelime gruplar nda genellikle yard mc ö e önce esas ö e sonra gelir. Ancak iirlerde bu durum de i ebilir. Bir kelime grubu uygun eklerle ba ka kelime grubu veya gruplar yla birle erek yeni bir kelime grubu olu turabilir. Fiilimsilerden olu an kelime gruplar için L. Karahan u aç klamay yapmaktad r. “Fiile dayal s fat-fiil, isim-fiil ve zarf-fiil gruplar nda fiilin anlam cümlede oldu u gibi özne, nesne, yer tamlay c s ve zarf ad verilen ö elerle tamamlan r. Ancak bu gruplar yarg bildirmedikleri için cümle de ildir.” (Karahan, 2004, 41). T. Banguo lu “Sözü geli tirmek üzere kelimeler öbeklenirler, kavramlar aras nda derece derece ili kiler meydana getirirler. Böylece tek kavramdan anlatmaya do ru giderler. Bunlara kelime öbekleri (groupe mot). diyoruz.” (Banguo lu, 1986, 497). diye tan mlar ve kimi kelime öbeklerinin kavramlar daha yak ndan belirtmeye yarad n vurgular. Belirtme öbe i olarak ad tak mlar , s fat tak mlar , zarf öbekleri, tak öbekleri, çekim öbekleri (isim öbe i, fiil öbe i), ba lama öbe i, yana ma tak m katma öbekleri kabul eder. Zeynep Korkmaz kelime gruplar n öyle tan mlar: “Alm. Wortgruppe, Fr. Groupe de mant, "ng. Wordgruop. Cümle içinde kavramlar aras nda ili ki kurmak üzere birden çok kelimenin belirli kurallar ile yan yana getirilmesinden olu an, yap ve anlamdaki bütünlülük dolay s yla cümle içinde tek bir nesne veya hareketi kar layan ve herhangi bir yarg toplulu u.”(Korkmaz, 1992, 100). bildirmeyen kelimeler 7 1.1. S M TAMLAMASI “"sim tamlamas iyelik ba lant s ile birbirine ba lanm iki veya daha çok isimden olu an tamlamad r.” (Korkmaz 1992b, 90). Tamlayan ve tamlanan olarak iki ö esi olan tamlayan ekinin ilgi hali eki al p almamas na göre türü de i en bu tamlamaya iyelik grubu da denilmektedir. "sim tamlamas nda esas ö e tamlanand r ve iyelik hali eki alm bir halde bulunur. Tamlayan n ilgi hali eki al p almamas na göre isim tamlamalar ikiye ayr l r: a) Belirtili "sim Tamlamas : Tamlayan n ilgi hali eki tamlanan n iyelik eki ald tamlamad r. Bu türde tamlayan tamlanan geçici olarak belirtir, tamlanana ba lanmas geçicidir. Belirtili isim tamlamalar nda tamlayan ile tamlanan n yeri de i ebilir. Tamlamay olu turan iki ö e aras na ba ka unsurlar girebilir. “Belirtili isim tamlamas n n tamlayan unsuru da belirtili isim tamlamas olabilir. Böyle bir yap da üç isim unsuru oldu u dü ünülmelidir.” (Karahan, 2004, 44). b) Belirtisiz "sim Tamlamas : Tamlayan n eksiz tamlanan n iyelik ekli oldu u, aralar nda kesin, kal c , kuvvetli bir ba l l n oldu u tamlamad r. Bu tamlaman n özelli i kal c birle ik isimler yapabilmesidir. Belirtisiz isim tamlamas nda unsurlar yer de i tiremez, araya ba ka unsurlar giremez. "sim tamlamas nda tamlayan da tamlanan da ayr ca kelime grubu olabilir. Fiilimsiler de isim tamlamas kurabilirler. Tamlayan veya tamlanan olabilirler. "sim tamlamas nda tamlayan veya tamlanan unsurun birden fazla oldu u durumlar da görülebilir. Baz dil ara t rmac lar üçüncü bir tamlama çe idi olarak tak s z isim tamlamas n kabul etmektedir.(Gencan, 2001, 188). 8 Zincirleme isim tamlamas diye ba ka bir grup daha kabul eden ara t rmac lar vard r.(Eker, 2005, 465). "ç içe tamlama, kat k tamlama ve yalanc tamlama adlar ile ba ka tamlama türlerini de ekleyen ara t rmac lar vard r.(Güne , 1996, 344-346). “"yelik ekleri eklendikleri kelime d nda bir ah s ifade ettikleri için iyelik grubunun yaln z tamlanan unsuru da grubun yerini tutabilir.” (Ergin, 1985, 383). Çal mam zda bu grubu tamlayan dü mü isim tamlamas ad yla ayr ca inceledik. 1.1.1. Yap0 Bak0m0ndan sim Tamlamalar0 1.1.1.1. Unsurlar0 tek kelime olan isim tamlamalar0 1.1.1.1.1. Belirtili isim tamlamalar0 A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu.(I/ 146-8). Sonbahar n ba lang c (I/146-9). O at ki, ku misali uçurur kaç r rd onu, Gazneli’nin önünden (10-5). Mektubun tarihi; 1 Nisan 1818 ve Edirne’den….(I/146-5). Aç lan yaralar, hastal klar boyunca ak p, çiçe in zehrini at yor…(I/146-18). … onlar n adlar n gökte iken yere indirmemi lerdi…(II/118-13). … yay n kiri i ile bo durulmu tu.(II/118-14). Selen bazen anlay s z oluyorsun, Tülin’in sopas , u senin ideali dedi in ey.(VII/81-5). Onun sesini duyuyorum: Türk olman n tek faydas n bana…(VIII/107-23). Gerçi teyzem say l rs n z, annemin arkada yd n z, …(IX/5-1). söyleyebilseydin 9 Ceren, piyanonun ba nda yüzüne damgalanm bir tebessümle dururken tek tek basmak istedi bu kahkahalar n üstüne.(XII/16-13). (I/146-10), (I/146-12), (I/146-18), (I/146-20), (II/10-5), (II/10-13), (II/117-3), (II/1173), II/117-5), (II/117-5), (II/117-5), (II/117-8), (II/118-15), (II/118-20), (II/118-20), (II/118-22), (II/118-23), (II/118-25), (II/118-24), (II/118-28), (II/118-33), (II/118-37), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-44), (III/5-6), (III/5-6), (III/5-11), (III/512), (III/61-4), (III/61-9), (III/61-12), (III/122-1), (III/122-5), (III/122-11), (III/188-2), (III/189-7), (IV/97-2), (IV/97-2), (V/105-1), (V/105-10), (VI/107-1), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/172-3), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/238-1), (VI/251-1), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/321-9), (VII/12-11), (VII/16-2), (VII/16-2), (VII/22-16), (VII/80-15), (VII/80-15), (VII/81-1), (VII/81-1), (VII/81-5), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-14), (VII/81-21), (VII/279-8), (VII/279-8), (VII/279-10), (VII/279-12), (VII/279-25), (VIII/7-2), (VIII/73), (VIII/716), (VIII/7-17), (VIII/106-1), (VIII/107-4), (VIII/107-7), (VIII/107-9), (VIII/107-12), (VIII/107-28), (VIII/211-10), (VIII/211-14), (VIII/211-14), (VIII/211-14), (VIII/310-2), (VIII/310-6), (VIII/310-8), (VIII/345-4), (VIII/345-13), (VIII/345-18), (VIII/345-20), (VIII/454-2), (VIII/454-10), (VIII/454-12), (IX/5-1), (IX/5-10), (IX/37-9), (IX/47-3), (IX/47-3), (IX/57-13), (IX/57-13), (IX/67-5), (IX/97-8), (IX/117-4), (IX/127-14), (IX/127-15), (IX/167-1), (IX/177-3), (X/57-7), (X/57-12), (X/58-23), (X/58-24), (X/5825), (X/59-50), (X/59-55), (X/59-63), (X/60-65), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/155-1), (XI/155-3), (XI/155-7), (XI/221-3), (XI/221-4), (XI/221-6), (XI/221-14), (XI/221-14), (XII/15-13), (XII/16-13), (XII/16-13), 1.1.1.1.2. Belirtisiz isim tamlamalar0 Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; &ngiliz doktoru Edward Jenner’dir (I/146-1). Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur. (I/146-2). 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu…(I/146-22). Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir (II/10-1). O zaman aile reisleri, ailelerinde çiçek hastal na…(I/146-10). 10 Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, …(II/117-3). Kendi uluslar üzerinde, esen, özgür olabilmeyi dileyen, saltanat davas güden beglerin ise bu hal ho lar na gitmiyordu. (II/117-6). Türk kad n budur Mehmet Ali, ben ba kay m.(VIII/107-17). … uur üstüne ç k yor.. güçlenip, hedef tayin ediyor. .(VIII/211-11). (I/146-3), (I/146-4), (I/146-6), (I/146-10), (I/146-11), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-22), (II/10-13), (II/10-14), (II/10-14), (II/117-6), (II/117-7), (II/118-14), (II/11818), (II/118-19), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-34), (II/118-34), (II/118-36), (II/118-3, 8), (II/118-38), (II/118-39), (II/118-41), (II/118-46), (III/5-10), (III/5-11), (III/5-12), (III/5-14), (III/5-15), (III/5-16), (III/5-18), (III/61-2), (III/122-1), (III/122-2), (III/1223), (III/122-8), (IV/89-2), (IV/103-2), (V/105-1), (V/105-3), (V/105-11), (VI/7-1). (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/111-2), (VI/196-4), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/270-7), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/321-9), (VII/7-6), (VII/13-10), (VII/16-2), (VII/42-2), (VII/53-21), (VII/22-16), (VII/73-5), (VII/81-15), (VII/279-12), (VII/279-14), (VII/279-23), (VII/279-23), (VIII/7-5), (VIII/7-11), (VIII/7-16), (VIII/7-17), (VIII/107-9), (VIII/10712), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/107-15), (VIII/107-15), (VIII/107-17), (VIII/107-19), (VIII/107-20), (VIII/107-20), (VIII/10720), (VIII/107-22), (VIII/107-27), (VIII/310-1), (VIII/310-3), (VIII/310-19), (VIII/34511), (VIII/345-12), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/345-4), (VIII/345-11), (VIII/34512), (VIII/345-18), (VIII/454-1), (VIII/454-2), (VIII/454-2), (VIII/454-4), (VIII/454-5), (VIII/454-13), (VIII/454-16), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-5), (IX/5-6), (IX/7-2), (IX/37-8), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/157-6), (IX/177-1), (IX/177-1), (X/57-5), (X/57-7), (X/5823), (X/58-25), (X/58-26), (X/59-45), (X/59-53), (X/59-56), (X/59-61), (X/59-61), (XI/28-4), (XI/55-5), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/155-6), (XI/15511), (XI/155-12), (XI/155-14), (XI/221-7), (XI/221-13), (XII/10-27), 1.1.1.2. Unsurlardan biri veya ikisi kelime grubu 1eklinde olan isim tamlamalar0 Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm /146- 3). bir mektubu sunmak…( I 11 Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur (I/146-2). .. yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz.( I/146-3). Bütün bu ameliye s ras nda en küçük bir ac bile hissedilmiyor (I/146-13). Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam , …(I/146-22). Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir (II/10-1). Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd (II/10- 2). Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över, …(10-6). …1717-1718 y llar aras nda "stanbul’da "ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4). Onun sesini duyuyorum: Türk olman n tek faydas n söyleyebilseydin bana…(VIII/107-23). (I/146-2), (I/146-4), (I/146-4), (I/146-7), (I/146-10), (I/146-11), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-17), (I/146-18), (I/146-20), (I/146-20), (I/146-21), (I/146-22), (I/146-23), (I/14623), (I/146-23), (I/146-23), (II/9-2), (II/9-2), (II/9-2), (II/9-2), (II/9-2), (II/10-2), (II/104), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-7), (II/10-7), (II/10-10), (II/10-10), (II/10-11), (II/10-12), (II/10-13), (II/10-14), (II/10-14), (II/117-1), (II/117-2), (II/117-2), (II/117-2), (II/117-2), (II/117-3), (II/117-4), (II/117-4), (II/117-5), (II/117-5), (II/117-6), (II/117-6), (II/117-7), (II/117-7), (II/117-10), (II/117-11), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-14), (II/118-14), (II/118-16), (II/118-16), (II/118-17), (II/118-17), (II/118-17), (II/118-17), (II/118-19), (II/118-19), (II/118-19), (II/118-19), (II/118-20), (II/118-20), (II/118-22), (II/118-22), (II/118-23), (II/118-25), (II/118-28), (II/118-29), (II/118-30), (II/118-31), (II/118-32), (II/118-32), (II/118-32), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-35), (II/118-35), (II/118-35), (II/118-35), (II/118-36), (II/118-36), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-38), (II/118-38), (II/118-39), 12 (II/118-43), (II/118-43), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-46), (III/5-4), (III/5-7), (III/58), (III/5-12), (III/5-13), (III/5-15), (III/5-18), (III/5-19), (III/61-1), (III/61-4), (III/1221), (III/122-1), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-4), (III/122-5), (III/122-6), (III/122-7), (III/122-7), (III/122-8), (III/122-9), (III/122-10), (III/122-11), (III/122-12), (III/188-1), (III/188-1), (IV/13-1), (IV/13-1), (IV/89-2), (IV/97-2), (IV/224-s), (V/1053), (V/105-4), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-11), , (VI/7-1), (VI/17-12), (VI/17-12), , (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/104-1). (VI/104-1), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/188-7), (VI/196-4), (VI/196-4), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/251-1), (VI/251-1), (VI/270-7), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/311-12), (VI/31112), (VI/311-12), (VI/321-9), (VI/321-9), (VII/12-11), (VII/12-11), (VII/13-10), (VII/13-10), (VII/16-2), (VII/16-2), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/27-21), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/48-10), (VII/73-5), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-5), (VII/81-7), (VII/81-13), (VII/81-17), (VII/81-20), (VII/81-23), (VI/207-2), (VII/279-6), (VII/279-7), (VII/279-7), (VII/279-8), (VII/279-12), (VII/279-13), (VII/279-14), (VII/279-20), (VII/279-23), (VII/279-25), (VIII/7-3), (VIII/7-4), (VIII/7-7), (VIII/7-16), (VIII/8-19), (VIII/8-19), (VIII/107-4), (VIII/107-4), (VIII/107-7), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/107-13), (VIII/107-15), (VIII/10715), (VIII/107-18), (VIII/107-20), (VIII/107-21), (VIII/107-22), (VIII/107-22), (VIII/107-27), (VIII/107-28), (VIII/108-30), (VIII/211-9), (VIII/211-9), (VIII/211-10), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/21112), (VIII/211-13), (VIII/211-14), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-16), (VIII/310-18), (VIII/310-18), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/345-3), (VIII/345-4), (VIII/345-4), (VIII/345-5), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-13), (VIII/345-15), (VIII/345-15), (VIII/345-15), (VIII/345-18), (VIII/34518), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-6), (VIII/454-10), (VIII/454-12), (VIII/45412), (VIII/454-12), (VIII/454-13), (VIII/454-16), (VIII/454-19), (VIII/454-19), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-8), (IX/5-9), (IX/5-10), (IX/7-1), (IX/7-2), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/378), (IX/37-9), (IX/37-9), (IX/47-3), (IX/67-5), (IX/97-8), (IX/108-5). (IX/117-4), (IX/127-14), (IX/127-15), (IX/127-15), (IX/127-15), (IX/137-7), (IX/147-13), (IX/14713), (IX/167-2), (IX/185-18), (X/57-1), (X/57-7), (X/57-11), (X/57-17), (X/58-22), (X/58-23), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-31), (X/58- 13 34), (X/58-35), (X/59-38), (X/59-41), (X/59-50), (X/59-53), (X/59-54), (X/59-59), (X/59-62), (X/59-62), (X/59-63), (X/59-63), (X/60-65), (XI/7-5), (XI/18-17), (XI/27-9), (XI/28-4), (XI/55-2), (XI/55-6), (XI/55-7), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-2), (XI/155-3), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-5), (XI/155-5), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-8), (XI/155-11), (XI/155-13), (XI/155-13), (XI/155-14), (XI/155-15), (XI/155-16), (XI/155-16), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/221-3), (XI/221-6), (XI/221-7), (XI/221-9), (XI/221-11), (XI/221-12), (XI/221-13), (XII/10-27), (XII/10-27), (XII/15-13), (XII/1513), (XII/31-20), (XII/84-2), 1.1.1.3. Tamlayan0 dü1mü1 olan belirli isim tamlamalar0: Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir, …(II/10-6). O k yamet günler yâd na dü er, … (II/10-3). Say lar on be ile on alt y bulan…(I/146-11). Yelesi kara, cins at n överdi.(II/10-4). Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). Kadrimizi bilenler ise neyi, nanca anlayabiliyorlar?(VIII/107-14). Kar mda, sanki ciddi bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum (III/5-1). K ravat mor (III/5-5), Sen ata bak ver” demi çobana, sonra çekip ba na cübbesini, bir güzel uyumu (V/105-9), Gök, as k suratl ve buz grisi, derinden derine gelen o müthi öfkesi, havada artarak denize aksediyor, deniz de buz grisi, sular köpürüp, ahlanarak gemiyi dövüyor (VI/7-1), 14 (I/146-10), (I/146-16), (I/146-18), (I/146-20), (II/117-1), (II/117-3), (II/117-4), (II/1175), (II/117-6), II/117-7), (II/118-14), (II/118-15), (II/118-16), (II/118-17), (II/118-18), (II/118-20), (II/118-21), (II/118-23), (II/118-27), (II/118-28), (II/118-29), (II/118-30), (II/118-33), (II/118-35), (II/1118-36), (II/118-37), (II/118-40), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-44), (III/5-6), (III/61-1), (III/61-2), (III/61-5), (III/61-5), (III/61-6), (III/61-7), (III/61-9), (III/61-11), (III/61-12), (III/122-2), (III/122-4), (III/122-5), (III/122-10), (III/188-1), (III/189-4), (III/189-9), (III/189-10), (IV/10-1), (IV/89-2), (IV/97-2), (IV/103-2), (IV/124-s), (V/105-1), (V/105-4), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-6), (V/1057), (V/105-7), (V/105-8). (V/105-8), (V/105-9), (V/105-10), (V/105-11), (VI/17-12), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/107-1), (VI/107-1), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/142-11), (VI/188-7), (VI/188-7), (VI/196-4), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/234-s), (VI/238-1), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/261-1), (VI281-5), (VI/281-5), (VI/301-10), (VII/13-10), (VII/13-10), (VII/42-2), (VII/48-10), (VII/80-15), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-3), (VII/81-4), (VII/81-5), (VII/81-6), (VII/81-13), (VII/81-17), (VII/81-18), (VII/81-19), (VII/81-20), (VII/81-20), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/81-23), (VII/279-1), (VII/2791), (VII/279-2), (VII/279-4), (VII/279-6), (VII/279-6), (VII/279-8), (VII/279-9), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-12), (VII/279-13), (VII/279-15), (VII/279-17), (VII/279-17), (VII/279-17), (VIII/7-2), (VIII/7-3), (VIII/7-3), (VIII/7-4), (VIII/7-5), (VIII/7-7), (VIII/7-11), (VIII/7-12), (VIII/7-13), (VIII/7-14), (VIII/7-14), (VIII/7-14), (VIII/7-14), (VIII/7-14). (VIII/7-16), (VIII/7-17), (VIII/7-17), (VIII/7-19), (VIII/106-1), (VIII/106-3), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-4), (VIII/107-6), (VIII/107-7), (VIII/107-10), (VIII/107-11), (VIII/107-11), (VIII/107-11), (VIII/107-12), (VIII/10712), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/107-14), (VIII/107-15), (VIII/107-15), (VIII/107-18), (VIII/107-18), (VIII/107-21), (VIII/107-21), (VIII/107-28), (VIII/10830), (VIII/211-8), (VIII/211-9), (VIII/211-13), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/21117), (VIII/310-4), (VIII/310-6), (VIII/310-9), (VIII/310-10), (VIII/310-11), (VIII/31011), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-15), (VIII/310-17), (VIII/310-18), (VIII/310-18), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/345-1), (VIII/345-2), (VIII/345-3), (VIII/345-5), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-12), (VIII/345-13), (VIII/345-14), (VIII/345-20), (VIII/345-21), (VIII/344-1), (VIII/345-4), (VIII/345-5), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-13), (VIII/345-13), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-18), (VIII/349-1), (VIII/454-6), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-10), 15 (VIII/454-12), (VIII/454-12), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (VIII/454-19). (VIII/45419), (IX/5-1), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-8), (IX/5-8), (IX/59), (IX/5-9), (IX/5-10), (IX/7-2), (IX/17-1), (IX/17-2), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/37-8), (IX/47-3), (IX/57-13), (IX/67-5), (IX/77-9), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/97-8), (IX/108-4), (IX/108-5), (IX/137-7), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/157-7), (IX/167-1), (IX/167-2), (IX/177-3), (IX/177-3), (IX/185-18), (IX/185-19), (X/57-1), (X/57-1), (X/57-1), (X/57-3), (X/57-3), (X/57-6), (X/57-7), (X/57-8), (X/57-9), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-14), (X/57-14), (X/57-15), (X/57-17), (X/58-22), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-26), (X/5826), (X/58-34), (X/58-35), (X/58-35), (X/58-37), (X/59-38), (X/59-38), (X/59-41), (X/59-42), (X/59-47), (X/59-48), (X/59-49), (X/59-50), (X/59-51), (X/59-53), (X/5954), (X/59-55), (X/59-59), (X/59-62), (X/59-63), (X/60-65), (X/60-67), (XI/7-5), (XI/75), (XI/55-1), (XI/55-1), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-5), (XI/55-6), (XI/55-7), (XI/557), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-1), (XI/155-1), (XI/155-2), (XI/155-3), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-9), (XI/155-13), (XI/155-13), (XI/155-13), (XI/155-13), (XI/155-13), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/2211), (XI/221-3), (XI/221-6), (XI/221-7), (XI/221-7), (XI/221-7), (XI/221-9), (XI/221-10), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-12), (XI/221-17), (XII/84-2), (XII/842), 1.1.2. Cümledeki Görevi Yönünden sim Tamlamalar0 1.1.2.1. sim tamlamas0n0n özne olarak kullan0lmas0 Öznenin yap s n olu turan kelime gruplar n n ba nda isim tamlamalar gelir. Çal mam zda öznesi isim tamlamas olan cümlelerin daha fazla oldu unu tespit ettik. Bu cümleleri öznesi isim tamlamas olan fiil cümleleri ve isim cümleleri olarak iki grupta inceledik. 1.1.2.1.1. Öznesi isim tamlamas0 olan fiil cümleleri O zaman aile reisleri, ailelerinde çiçek hastal olmad na tutulmu n ö reniyor ve… ( I/146-10). El-Basan’ n dayan hepsinden zorlu oldu…(II/118-15). kimse olup 16 …üç y l sonra, art k senin profesörlü ün gelmi olur…(III/189-7). …ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, …(II/118-35). &lhan’ n gülmesi geliyor durumun ciddiyetine ra men.(VII/279-8), …bahar havas ci erlerine doldu.(VIII/7-5). Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor…(VIII/107-12). Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü;…(IX/5-3). Rahatlad , bu kad n n ruh hali yüzünden hemen okunuveriyor, roman mübarek, böylesine aç k (IX/5-9). (II/118-14), (II/118-15), (II/118-23), (II/118-28), (II/118-32), (II/118-35), (II/118-38), (II/118-41), (II/118-42), (II/118-43), (II/118-43), (III/5-19), (III/61-1), (III/61-11), (III/61-12), (III/122-4), (III/122-4), (III/122-6), (III/122-10), (III/189-7), (V/105-6), (VI/7-1), (VI/37-1), (VI/107-1), (VI/241-4), (VII/81-7), (VII/279-7), (VII/279-15), (VII/279-25), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/211-8), (VIII/345-20), (VIII/454-10), (VIII/455-19), (IX/177-3), (IX/177-3), (IX/177-3), (IX/185-19), (X/59-62), (XI/55-7), (XI/58-25), (XI/58-25), (XI/59-55), (XI/59-62), (XI/155-12), 1.1.2.1.2. Öznesi isim tamlamas0 olan isim cümleleri Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard .(II/10-10). Ancak Alp Arslan Sultan’a ayar olagelmenin mümkünü var m ?(II/117-10). Yoksa, bu beyler yi ittir dememek, erdir, bahad rd r, erdemlidir dememenin dahi mümkünü yok! (II/117-11). …Selçuklu’nun seferi var.(II/118-37). 17 ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin , hepsi ayr bir yüktü Zeki için…(III/122-7). …çocu un buraya geli gidi günleri, saatleri belli mi, …(VII/22-16). …insanlar n hepsi birer canbazd r, …(VII/80-15). &nsanlar n sopalar de i ik, yaln zl klar n n cinsine göre.(VII/81-1). Türk kad n budur Mehmet Ali, ben ba kay m.(VIII/107-17). :ükredebilmenin, eni, boyu, boyutu yok, küçü ü büyü ü yok (XI/155-5). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). (I/146-5), (I/146-7), (II/9-1), (II/10-12), (II/10-13), (II/117-1), (II/118-15), (II/118-20), (II/118-27). (II/118-29), (II/118-35), (II/118-35), (II/118-36), (II/118-38), (II/118-42), (III/5-8), (III/5-11), (III/5-19), (III/5-19), (III/61-4), (III/61-12), (III/122-8), (III/12211), (IV/10-1), (IV/89-2), (IV/97-2), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-7), (V/105-10), (VI/27-7), (VI/290-10), (VI/311-12), (VII/16-2), (VII/22-16), (VII/81-3), (VII/81-4), (VII/81-5), (VII/81-6), (VII/81-20), (VII/81-23), (VII/279-6), (VII/279-10), (VII/279-14), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/310-8), (VIII/310-18), (VIII/310-18), (VIII/310-18), (VIII/345-13), (VIII/345-15), (VIII/454-1), (VIII/454-6), (VIII/454-8), (VIII/454-10), (IX/5-3), (X/59-41), (X/59-48), (X/59-49), (X/60-64), (X/55-8), (X/5953), (X/155-6), (XI/55-8), (XI/58-25), (XI/155-4), (XI/155-5), (XI/155-5), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-13), (XI/221-9), 1.1.2.1.3. Öznesi isim tamlamas0 olan kesik cümleler …yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u..(II/118-35), (II/11-35). Ne Ali’nin ba na gelenler, ne bu evin bask na u rayaca annenin gelmemesi.(VII/12-11). hikâyesi, hatta ne de 18 "ster bilgileri als n, ister kendi bir i ini çal s n, bu bilgisayardan çok tezler geçmi ; master tezleri, doktora tezleri…(X/55-6). 1.1.2.2. sim tamlamas0n0n nesne olarak kullan0lmas0 Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da &ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4), Vatan m çok sevdi im için , a n n oraya da girmesini çok isterim (I/146-21). Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över;… (II/10-6). Selçuk’un torunlar m dedin? (II/117-8). Lakin imdi gönlü ate inin n izlemeliydi, onlara sanki birer büyük adamm lar gibi konu tu. (VI/107-1), Onun sesini duyuyorum: Türk olman n tek faydas n söyleyebilseydin bana (VIII/107-23). O halde ayr nt lar ile tariflere girenlerin a zlar n açt ran, ac çekmekten ho lanma dürtüsü mü? (VIII/211-9). Bayraklar n birden görüvermenin etkisini de inkar etmiyorum!. (VIII/211-13). Sevgili yolda Eminofa, Komünist Partisi tarihini yeniden inceliyorum (VIII/344-1). Bulgar ismi kullan yor ama, Asya’dan geldi ine yemin edebilirim. (VIII/345-11). Hümeyra’n n dinle hiç ilgisi olmamas na ra men Berrin, onun ölümünden sonra bütün dini vazifelerin yap lmas n sa lad (IX/127-5). (I/146-17), (I/146-22), (I/146-23), (II/10-4), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-7), (II/117-2), (II/117-3), (II/117-4), (II/117-5), (II/117-6), (II/117-7), (II/117-7), (II/11813). (II/118-17), (II/118-24), (II/118-23), (II/118-33), (II/118-41), (II/118-46), (III/512), (III/5-19), (III/61-6), (III/61-7), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-5), (III/188-1), (III/188-1), (IV/97-2), (IV/224-s), (V/105-1), 19 (V/105-8), (V/105-11), (VI/27-17), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/270-7), (VI/290-10), (VI/321-9), (VII/13-10), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/81-6), (VII/81-7), (VII/81-13), (VII/81-17), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/279-1), (VII/279-2), (VII/2794), (VII/279-8), (VII/279-9), (VII/279-11), (VII/279-13), (VII/279-17), (VII/279-25), (VIII/7-16), (VIII/106-1), (VIII/107-10), (VIII/107-12), (VIII/107-15), (VIII/107-15), (VIII/107-21), (VIII/107-23), (VIII/107-28), (VIII/108-30), (VIII/211-13), (VIII/21114), (VIII/310-2), (VIII/310-12), (VIII/310-17), (VIII/345-1), (VIII/345-2), (VIII/34514), (VIII/345-18), (VIII/345-20), (VIII/454-4), (VIII/454-8), (VIII/454-13), (VIII/45413), (VIII/454-13), (VIII/454-19), (IX/5-8), (IX/47-3), (IX/57-13), (IX/77-10), (IX/886), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/147-13), (X/57-8), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-14), (X/57-15), (X/58-22), (X/58-23), (X/58-26), (X/59-45), (X/59-59), (X/59-62), (X/5963), (X/60-67), (XI/27-9), (XI/55-1), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-8), (XI/558), (XI/55-8), (XI/155-1), (XI/155-8), (XI/155-15), (XI/155-17), (XI/221-3), (XI/22110), (XI/221-11), (XI/221-14), (XI/221-17), 1.1.2.3. sim tamlamas0n0n yer tamlay0c0s0 olarak kullan0lmas0 Çal mam zda isim tamlamas n n yer tamlay c s olarak kullan ld cümlelere s kça rastlanm t r. Bu grubu yakla ma eki alarak yer tamlay c s olan, bulunma hali eki alarak yer tamlay c s olan ve ayr lma hali eki alarak yer tamlay c s olan isim tamlamalar ad alt nda üç grupta inceledik. 1.1.2.3.1. Yakla1ma hali eki alarak yer tamlay0c0s0 olan tamlamalar Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över, …( II/10-6). Y nal’ n yok edili i bile, Türk töresine uygun getirilmi .(II/118-14). … Sivas’ta Manuel ordusuna kar geliptir.(II/118-39). Manüel onun önüne tutsak getirilince..(II/118-41). Zeki, midesinin ortas na bir yumruk yemi gibi oldu, kas ld …(III/188-2). Osmanl ’n n taht na onlar daha çok yak rd …(VI/281-5). "zmir’e gidip bir fa istin cenazesine kat lm s n!(VII/279-25). 20 Allah vergisi nurumuzla ayd nlatt ktan sonra sessizce, yumu ak yumu ak seriyoruz gözler önüne.(VIII/107-12). Benim can suyuma sab r, tevekkül yerine, intikam kar m .(VIII/107-22). …ki inin iliklerine i lemi olan tutsakl n bir de i ik tezahürü, ba ka bir ey de il! .(VIII/211-10). …maddi ac ya dayanan i kenceler, a k n kafalar n derlenip toparlanmas na yard mc oluyor, , ruhlar n karanl k kö elerine sinmi kalm ba bo , hedefsiz kin ve nefret k r nt lar birle ip, uur üstüne ç k yor...(VIII/211-11). (I/146-10), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-18), (I/146-20), (I/146-20), (II/10-6), (II/1014), (II/117-7), (II/118-13), (III/5-12), (III/5-15), (III/5-18), (III/61-5), (V/105-12), (II/118-19), (II/118-19), (II/118-20), (II/118-28), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-37), (II/118-44), (II/118-46), (III/122-1), (III/189-4), (III/189-9), (IV/89-2), (IV/97-2), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-12), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/133-1), (VI/1723), (VI/196-4), (VI/196-5), (VI/238-1), (VI/261-13), (VI/281-5), (VI/301-10), (VII/121), (VII/13-10), (VII/16-2), (VII/73-5), (VII/81-3), (VII/81-10), (VII/81-23), (VII/2791), (VII/279-11), (VII/279-17), (VII/279-23), (VII/279-25), (VII/279-25), (VIII/7-2), (VIII/7-3), (VIII/7-4), (VIII/7-5), (VIII/7-12), (VIII/7-14), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-18), (VIII/107-20), (VIII/107-22), (VIII/10722), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-14). (VIII/310-4), (VIII/310-6), (VIII/31010), (VIII/310-15), (VIII/310-19), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-13), (VIII/454-5), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-12), (IX/7-3), (IX/17-1), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/37-8), (IX/67-4), (IX/887), (IX/88-7), (IX/108-5), (IX/167-1), (IX/185-18), (IX/185-19), (X/57-11), (X/58-23), (X/59-57), (X/59-60), (X/59-61), (XI/155-6), (XI/155-7), (XI/155-9), (XI/155-11), (XI/ 221-1), (XII/15-13), (XII/31-20), (XII/31-20), 1.1.2.3.2. Bulunma hali eki alarak yer tamlay0c0s0 olan tamlamalar Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur (I/146-2). …Türk’ün töresi ve &slam’ n buyru u içinde…(II/117-3). 21 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu…(I/146-22). Ba bu , atalar n n düzen üzre, ulusunun erleri aras nda farkl l k gözetmiyor…(II/117-5). El-Basan’ n isyan ; Kavurt’un isyan na kar mas , öncülerin ba nda, Ba bu ’ a kar ç kmasayd …(II/118-20). …niçin bizim evin önünde vursunlar onu?(VII/22-16). …Ata Beg Çav kumandas nda kar la t lar.(II/118-22). Bende, benimle, benim gönlümde bulamazs n gerçe i.(VII/81-14). Ku kanad n n temas nda öfkemizi, bir t ls ml yediveren gülünün kokusunda sevincimizi duyabiliyorlar m ?(VIII/107-15). Kendi ç karlar n n pe inde gidecek o. (VIII/107-27), Mehmet k z n güzelli i kar s nda irkildi, zoraki tebessüm etti (IX/37-9), (I/146-10), (I/146-16), (I/146-22), (II/10-7), (II/10-13), (II/117-2), (II/117-6), (II/11817), (II/118-19), (II/118-23), (II/118-35), (II/118-36), (II/118-38), (II/118-39), (II/11839), (III/5-1), (III/5-4), (III/5-5), (III/5-6), (III/5-11), (III/5-12), (III/5-19), (III/5-13), (III/61-9), (III/122-3), (III/122-12), (IV/103-2), (IV/103-2), (V/105-1), (V/105-4), (V/105-6), (VI/27-7), (VI/90-1), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/279-20), (VII/16-2), (VII/12-11), (VII/13-10), (VII/80-15), (VII/81-18), (VII/279-7), (VII/279-7), (VII/279-12), (VII/279-20), (IX/77-1), (VIII/7-11), (VIII/819), (VIII/106-1), (VIII/107-7), (VIII/107-9), (VIII/107-13), (VIII/107-15), (VIII/2118), (VIII/211-14), (VIII/211-11), (VIII/211-17). (VIII/310-1), (VIII/310-12), (VIII/3454), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/345-4), (VIII/345-18), (VIII/454-2), (VIII/454-13), (VIII/454-16), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-6), (IX/7-2), (IX/17-2), (IX/47-3), (IX/88-7), (IX/127-14), (IX/147-13), (IX/157-6), (IX/177-1), (IX/185-18), (X/57-4), (X/57-7), (X/57-12), (X/58-23), (X/58-26), (X/59-50), (X/59-58), (XI/7-5), (XI/28-4), (XI/55-7), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-3), (XI/221-11), (XII/10-27), (XII/15-13), (XII/16-13), (XII/84-2), 22 1.1.2.3.3. Ayr0lma hali eki alarak yer tamlay0c0s0 olan tamlamalar O at ki, ku misali uçurur kaç r rd onu, Gazneli’nin önünden (10-5). ...kad n onun ne zamandan beri e i dostu ile ilgisini ke mi bulundu undan bahsediyordu, …(III/122-2). Sofrada sohbet, uradan buradan, Üniversite iç meselelerinden ba lam … (III/122-9). Sertçe çekti kolunu, kurtard Halime’nin elinden…(IV/97-2). … imdi seçkin komsomollar aras ndan ayr l p, <<Özel E itim Merkezi>> ne gönderilen on önemli gençten biridir, ismi ise Peter Jinkof!(VIII/345-9). Çok so uk, ki inin aln ndan geçip, beynine nüfuz eden… (VIII/345-13). “Nas ls n sevgilim?” diye Berrin’in iki yana ndan öptü, Mehmet’e gülücükler saçt (IX/37-8), S k nt l s k nt l k p rdan p, gönlümün sesinden kurtulmak istiyorum…(IX/5712). Bütün yarat lm lar ne e içer tabiat n gö sünden…(XI/221-14). (II/118-15), (II/118-37), (II/118-44), (III/122-5), (III/122-9), (III/189-10), (IV/224-s), (VI/207-2), (VII/279-23), (VIII/7-14), (VIII/7-17), (VIII/211-9), (VIII/454-7), (IX/5-3), (IX/5-9), (IX/77-9), (IX/77-10), (IX/88-7), (IX/137-7), (X/58-25), (X/60-65), (XI/15513), (XI/221-3), (XI/221-4), 1.1.2.4. sim tamlamas0n0n zarf tümleci olarak kullan0lmas0 Hafta sonu Tülin Han m’la Güngör Bey geldiler "stanbul’dan, bizim bahçedeki mütevaz odam za misafir oldular (XI/155-11). Bütün bu ameliye s ras nda en küçük bir ac bile hissedilmiyor (I/146-13). 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu…(I/146-22). 23 Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir (II/10-1). Aç lan yaralar, hastal klar boyunca ak p, …(I/146-18). Fakat bir hafta içinde hastal a tutulmam gibi oluyorlar.(I/146-17). Biz yine Edirne’ye, 1700 y llar na dönelim…(I/146-23). Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat…(III/122-1). …gece yar s nda ula m a.(V/105-3). Ötesi sana ait, azmin ve kabiliyetin nisbetinde yürüyeceksin.(VII/81-20). " te 1960’lar n bahar nda toprak, kar suyunu yava yava emip içine sindirirken, …(VIII/7-17). Af in Bey ise (onun). ard ndan durmay p at sal yor (II/118-47). (I/146-3), (I/146-4), (II/10-14), (II/118-31), (II/118-32), (II/118-33), (III/122-2), (III/122-2), (V/105-1), (VI/17-12), (VI/90-1), (VI/90-1), (VIII/7-7), (VIII/7-11), (VIII/717), (VIII/107-28), (IX/5-9), (IX/7-1), (IX/7-2), (IX/185-18), (X/58-23), (X/58-24), (X/59-53). 1.1.2.5. sim tamlamas0n0n yüklem olarak kullan0lmas0 "sim tamlamas n n yüklem oldu u cümleler yükleminin türüne göre isim cümlesidir. "sim tamlamalar ek-fiil alarak veya ek-fiili dü erek yüklem olmu tur. Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir (II/10-1). Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd (II/10-2). A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu.(I/146-8). Sonbahar n ba lang c .(I/146-9). A as kar s nda, a as kadar güçlü olabilme davas güden Gevher’in tutsa idi.(II/118-17). … tükenesi olmayan bir h rs n tutsa idi.(II/118-17). 24 Ba lamak, büyüklü ün görkemindendir.(II/118-25). Durup durup bana : “.imdi u Sünbül amcan n k z m yd …(III/61-4), Gürültüden sonra kula ma çarpan bu sakin ses, benim sesimdi.(VIII/7-2). Gerçi teyzem say l rs n z, annemin arkada yd n z, …(IX/5-1). Bir k rlang ç ba üzre uçmaktad r çünkü, Berrin Han m, k rlang c n gölgesi alt ndad r…(IX/97-8), (I/146-4), (II/10-13), (II/117-1), (II/118-16), (II/118-25), (III /5-6), (III /5-16), (III/6112), (III /122-11), (IV/89-2), (VI/7-1). (VI/207-2), (VII/42-2), (VIII/107-7), (VIII/1079), (VIII/107-20), (VIII/211-9), (VIII/211-10), (VIII/345-9), (VIII/345-15), (VIII/45416), (IX/5-1), (IX/5-3), (IX/97-8), (X/58-31), (X/58-46 ). (XI/55-3), (XI/155-2). 1.1.3. sim Tamlamas0n0n Kelime Gruplar0 çinde Durumu 1.1.3.1. sim tamlamas0n0n ba1ka isim tamlamalar0nda tamlayan olarak kullan0lmas0 ... yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz.( I/146-3). … cümlesini Türk’ün töresi ve &slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t .(II/117-3). Ba bu , atalar n n düzen üzre, ulusunun erleri aras nda farkl l k gözetmiyor…(II/117-5). A as kar s nda, a as kadar güçlü olabilme davas güden…(II/118-17). Kendi uluslar üzerinde, esen, …(II/117-6). Onun özüne meydan okuyan, özü gözlerine e gözleri kar s nda…(II/118-19). … El-Basan’dan duydu u ku kunun do rulu una, bir kez daha inanagelmi ti.(II/118-19). &mparator Diyojen komutas nda…(II/118-32), ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret 25 Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l , izlenimi b rakm t , A r a r akan, bula an.(III/5-11). M sri, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu… (VI/207-2), Ku kanad n n temas nda öfkemizi, bir t ls ml yediveren gülünün kokusunda sevincimizi duyabiliyorlar m ?(VIII/107-15). (I/146-2), (I/146-4), (I/146-18), (II/9-2), (II/10-14), (II/118-32), (II/118-33), (II/118-35), (II/118-36), (II/118-38), (III/5-12), (III/122-2), (III/122-4), (III/122-5), (IV/89-2), (VI/104-1), (VI/107-1), (VI/207-2), (VI/251-1), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/311-12), (VII/12-11), (VII/73-5), (VII/81-20), (VII/279-7), (VII/27923), (VIII/7-4), (VIII/7-11), (VIII/8-19), (VIII/107-13), (VIII/107-13), (VIII/107-15), (VIII/107-20), (VIII/107-22), (VIII/107-27), (VIII/107-28), (VIII/211-12), (VIII/344-1), (VIII/345-9), (VIII/454-12), (IX/5-9), (IX/37-9), (IX/47-3), (IX/97-8), (IX/127-14), (IX/127-15), (XI/55-7), (XI/221-1), (XI/221-13). 1.1.3.2. sim tamlamas0n0n s0fat tamlamalar0nda s0fat unsuru olarak kullan0lmas0 Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd (II/10-2). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard .(II/10-10). …gönüllerinden gö e ula an “Allah Allah” seslerinin uzay p gitti i yollarda, …(II/118-37). Dünyan n en büyük insan n n ya ad hayat ne kadar sade, ne kadar ar , duru idi.(VI/104-1). Rabb’in düzenindeki “denge” kavram n hiç unutma…(VI/111-2). M sri’nin bu yola girerken ilk ö rendi i ey de bir müridin; eyhin elinde ancak ölü y kay c s n n elindeki ceset gibi olmas laz m geldi i idi: (VI/207-2). 26 Allah’ n selam üzerine olsun, Peygamber Efendimize tak lan “emin” lakab gibi.(VI/235-1). …bu saray ehrin d nda, Tunca Nehri’nin bat s ndaki geni düzlüklere kurulmu tu.(VI/251-1). …hepimizin elinde tutaca bir sopaya ihtiyac m z var.(VII/81-3). Topra n suyla kar p balç kla t yerlerde ak yüzlü nazl çiçekler, …(VIII/8- 19). (I/146-1), (I/146-6), (II/117-2), (II/117-5), (II/118-19), (VI/311-12), (VII/7-6), (VII/1310), (VII/16-2), (VII/16-2), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/81-5), (VIII/107-4), (VIII/1076), (VIII/107-12), (VIII/107-21), (VIII/211-11), (VIII/345-4), (VIII/345-18), (X/58-38), (X/59-50), (X/59-63), (XI/55-8), (XI/155-1), (XI/155-13), (XII/10-27), (XII/84-2), 1.1.3.3. sim tamlamas0n0n edat grubunda isim unsuru olarak kullan0lmas0 A n n faydas na inand m için…(I/146-20). Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruya gelmemesi için …(II/1172). Ahlat’a var ld ktan sonra, Sultan Tu rul’un vasiyeti üzere, (II/118-38). …diyorsam ki öyle de olmu tu, yine bir safl k ifadesi de il mi..(III/5-15). …onun sözleri ile konu tu:(VI/27-7). …bu giysilerin gerçekten &stanbul züppeleri gibi!.(VI/27-7). Allah’ n selam üzerine olsun Peygamber Efendimize tak lan “emin” lakab gibi.(VI/234-s). IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi…(VI/251-1). … insanlar n dört ayr merhalede bulunu lar ndan dolay d r (VI/311-12). ... hiç Allah’ n bir kulu için k l n k p rdatmazs n.(VII/27-21). 27 "lhan’ n gülmesi geliyor durumun ciddiyetine ra men.(VII/279-8). … senin yan nda bazen gençli ini unutup, bizim zaman m z n diliyle konu uyorum. ..(IX/47-3). (I/146-12), (II/117-5), (II/118-14), (II/118-14), (II/118-17), (II/118-30), (II/118-33), (II/118-33), (III/5-16), (III/61-2), (III/122-2), (III/122-4), (III/188-1), (VI/270-7), (VI/321-9), (VII/81-1), (VIII/107-12), (VIII/107-19), (VIII/211-14), (VIII/454-2), (IX/5-3), (IX/5-8), (IX/5-10), (IX/17-3), (IX/108-5), (IX/117-4), (IX/127-15), (IX/12715), (IX/167-2), (X/58-23), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-35), (XI/28-4), (XI/55-7), (XI/55-11), 1.1.2.4. sim tamlamas0n0n birle1ik fiillerin isim unsurunu olu1turmas0 Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur (I/146-2). …lakin bu hediye fasl (benim). ho uma gitmedi.(VI/241-4). …hiç Allah’ n bir kulu için (senin). k l n k p rdatmazs n (VII/27-1). Gürültüden sonra (benim). kula ma çarpan bu sakin ses, benim sesimdi.(VIII/7-2). Böylece öz varl klar n n ve millet olarak varl n fark na var yorlar.(VIII/211-12). Arkada lar n aras nda bile kendilerinin fark nda olmayan, … .(VIII/211-14). Babas n n lacivert ceketini giyip, bana gösteri yapmaya geli i, s k s k (benim). akl ma dü üyor.(VIII/454-19). E er çok (sizin). garibinize gitmezse, size Berrin Han m diye hitap edece im (IX/5-2). Sonra art k ak ama kadar pikni in keyfini ç kard m, … ..(IX/67-5). (II/10-11), (II/117-6), (IV/224-s), (IX/137-8), (XI/221-6) 28 1.1.3.5. sim tamlamalar0n0n unsurlar0 aras0na ba1ka unsurlar0n girmesi Belirtili isim tamlamalar nda araya ba ka kelime gruplar da girebilir. “Prof. Dr. V. Hatipo lu “Karma Tamlama” ba l alt nda u bilgileri veriyor: Ad tamlamas yla s fat tamlamas n n birlikte kullan ld tamlama denir. “Tok evin aç kedisi”, “Mor salk ml tamlamaya karma kona n ac kl hikayesi” örneklerinde görüldü ü üzere hem tamlayanlar hem de tamlananlar s fat tamlamas ndan kurulabilir, ya da yaln z tamlayan veya yaln z tamlanan s fat tamlamas olabilir. Hatipo lu “Giri ik Tamlama” bölümünde u bilgileri veriyor: “"çinde eylemsi veya tümleç bulunan ad tamlamas na giri ik ad tamlamas denir. Bu tür tamlamalar tümce içinde kullan l yorsa tamlayanla tamlanan aras nda kullan lan baz tümleçler çekimle eyleme de ba lanabilir. “Size Ali’nin borcu var m ?” veya “Ali’nin size borcu var m ?” Giri ik tamlamalarda tamlayan ya da tamlanan n tümleç ald görülür. “Yatan n yürüyene borcu vard r.”, “Okuman n herkes için gerekli oldu unu biliriz.” gibi örneklerde çe itli tümleçlerin ad tamlamalar n n aralar nda kullan ld görülür.”(Hatipo lu, 1982, 34). Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur (I/146-2). Biz yine Edirne’ye, 1700 y llar na dönelim ve Türklerin a y ke fetme hikayesini dinleyelim… (I/146-23). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard .(II/10-10). Türk; bozk r n ar duru p nar d r ve dahi tükenesi yoktur, belli.(II/117-1). … anlar n ellerinin eri ebildikleri yere de in uzanmalar n istiyordu (II/117-5). Onun özüne meydan okuyan, özü gözlerine e gözleri kar s nda…(II/118-19). Aman sonra, ancak boyan n bilmem kaç nc katman nda, belki (III/5-4). 29 Oysa bu adam n, asaletle uzak yak n ilgisi yok (III/5-8). Zeki’nin a t koyu koyu Anap’l bilinenlerin dahi, Turgut Bey’i savunmaktan imtina edi leriydi.(III/122-11). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). (II/9-2), (II/9-2), (II/10-2), (II/10-4), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-7), (II/117-2), (II/117-7), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-14), (II/118-16), (II/118-18), (II/118-20), (II/118-20), (II/118-22), (II/118-26), (II/118-28), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-35), (II/118-36), (II/118-43), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-46), (III/5-18), (III/61-1), (III/122-1), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-7), (III/122-9), (III/122-10), (III/188-1), (III/188-1), (IV/13-1), (IV/13-1), (IV/97-2), (IV/224-s), (V/105-7), (VI/17-12), (VI/27-7), (VI/277), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/133-1), (VI/188-1), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/311-12), (VII/13-10), (VII/22-16), (VII/27-21), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/81-4), (VII/81-6), (VII/81-13), (VII/81-23), (VII/279-6), (VII/279-7), (VII/279-8), (VII/279-10), (VII/279-13), (VIII/7-4), (VIII/77), (VIII/7-16), (VIII/8-19), (VIII/107-7), (VIIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/107-13), (VIII/107-18), (VIII/107-21), (VIII/107-22), (VIII/10723), (VIII/211-8), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/221-14), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/31016), (VIII/310-18), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/345-5), (VIII/34510), (VIII/345-11), (VIII/345-13), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-15), (VIII/345-18), (VIII/345-20), (VIII/454-4), (VIII/454-6), (VIII/454-8), (VIII/454-12), (VIII/454-12), (VIII/454-13), (VIII/454-16), (VIII/455-19), (VIII/455-19), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-9), (IX/5-10), (IX/7-1), (IX/7-2), (IX/17-3), (IX/37-8), (IX/37-9), (IX/67-5), (IX/108-5), (IX/117-4), (IX/137-7), (IX/147-13), (IX/147-13), (IX/167-2), (X/57-1), (X/57-12), (X/57-17), (X/58-22), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-31), (X/58-35), (X/58-38), (X/59-41), (X/59-47), (X/59-53), (X/59-54), (X/59-59), (X/5962), (X/59-62), (X/59-63), (XI/7-5), (XI/18-17), (XI/55-2), (XI/55-6), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/155-1), (XI/155-4), (XI/155-6), (XI/155-11), (XI/155-13), (XI/155-16), 30 (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-3), (XI/221-6), (XI/221-8), (XI/221-9), (XI/221-11), (XI/221-12), (XI/221-13), (XII/15-13), (XII/15-13). 1.1.3.6. Tamlayan0 özel isim olan tamlamalar0n durumu “Ne e Atalay, Dr. "brahim Kutluk, Sevgi Özel’in haz rlad klar “Sözcük Türleri” adl eserde u bilgilere yer verilmektedir. “Belirtisiz tamlama türlü anlamlarda ve görevlerde kullan lmaktad r. Belirtisiz tamlamalardan ço u tür gösterir. “Türk Bayra ” gibi. Tamlayan ki i veya yer ad olursa ç k yerlerini, yeti tikleri yerleri gösterir. “Amasya elmas ” gibi. Yer ad olarak kullan l r. Bunlar n ço u birle ik sözcük biçimindedir. “Mu Ovas ” gibi. Gazete, dergi, kurum, gün, ay bildiren adlar kurar. “Türk Dil Kurumu” gibi. Meslek ad olarak kullan l r. “Ankara Valisi” gibi. Ulus adlar belirtisiz tamlama kurar ve o ulusla olan ilgiyi bildirir. “Türk mutfa ” gibi.”(Atabay, Kutluk, Özel, 2003: 48) Çal mam zda genellikle tamlayan ah s ismi olan belirtili isim tamlamalar na rastlanm t r. Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da "ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir.(I/146-4). Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir (II/10-1). Kadir Han’ n sözleri kand r c ve dahi do ru idi (II/10-12). …Sultan Tu rul’un ba lad u ra …(II/117-2). … Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek…(II/117-7). Selçuk’un torunlar m dedin? (II/117-8). El-Basan’ n dayan hepsinden zorlu oldu…(II/118-15). 31 …K r m Hanlar n övdükten sonra:” - Osmanl ’n n taht na onlar daha çok yak rd …(VI/281-5). Peter Beron Enstitüsü Tarih Bölümü mezunu, seçkin Komsomol Mehmet Ali;…(VIII/345-9). (II/10-7), (II/10-10), (II/118-20), (II/118-22), (II/118-23), (II/118-26), (II/118-29), (II/118-32), (II/118-33), (II/118-34), (II/118-38), (II/118-39), (II/118-43), (II/118-46), (III/122-11), (VI/290-10), (VII/81-10), (VIII/345-11), (VIII/345-12), (VIII/344-1), (VIII/454-1), (VIII/454-4), (VIII/454-16), (IX/147-13), (X/57-12), (XI/18-17). 1.1.3.7. Tamlanan0 s0fat-fiil veya isim fiil olan tamlamalar0n durumu Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur (I/146-2). Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam , … (I/146-22). Vatan m çok sevdi im için , a n n oraya da girmesini çok isterim.(I/146-21). Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad …Sultan Tu rul’un ba lad n anlamak için…(I/146-22). u ra …(II/117-2). Bunu dü ünüyordu Zeki, una buna gülücük da t rken, içinden taa içinden politikac lar n i inin ne kadar zor oldu unu takdir ediyordu (III/122-5). El-Basan’ n dayan hepsinden zorlu oldu…(II/118-15). …Bulgurlu; tek aday n Aysan Semir oldu unu söylüyordu; kö ke yak n çevreler, imzan n bugün yar n ç kaca n belirtmi lerdi (III/188-1). Kadrimizin her zaman bilinmeyi i, ço umuzun gölgeler içinde ömür tüketip, karanl kta göçü ü bu yüzden de il mi?(VIII/107-13). (II/118-20), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-35), (II/118-37), (II/118-44), (III/5-18), (III/5-19), (III/61-1), (III/122-1), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-5), (III/122-11), (III/188-1), (IV/224-s), (V/105-7), 32 (V/105-10), (V/105-10), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/311-12), (VI/321-9), (VI/321-9), (VII/12-11), (VII/13-10), (VII/16-2), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-17), (VII/81-23), (VII/279-8), (VIII/7-16), (VIII/8-19), (VIII/107-4), (VIII/107-18), (VIII/211-11), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/310-8), (VIII/310-12), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/345-5), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-15), (VIII/345-18), (VIII/349-1), (VIII/454-4), (VIII/454-10), (VIII/454-12), (VIII/454-13), (VIII/455-19), (IX/5-10), (IX/127-15), (IX/137-7), (IX/167-2), (X/57-1), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-14), (X/58-23), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-35), (X/5838), (X/59-47), (X/59-59), (X/59-63), (XI/7-5), (XI/27-9), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/558), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-8), (XI/155-13), (XI/15514), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/221-3), (XI/221-6), (XI/221-8), (XI/221-11), (XII/1027), (XII/15-13). 1.1.3.8. sim tamlamas0n0n unsurlar0n0n yer de;i1tirmesi Ba ka da hiç a lad n görmemi lerdi Bay nd r’ n (II/10-8). Sadece yüzüyle konu abilirim onun, bir sessiz dil olur bu…(IX/5-10). 1.1.3.9. Farkl0 yap0da olan isim tamlamalar0 Bu grupta ayr lma hali ekinin tamlayan eki olarak kullan ld tamlamalar , tamlayan unsuru, tamlanan unsuru veya her ikisinin de birden fazla oldu u tamlamalar ve Farsça usulle yap lm tamlamalar inceledik. …topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar.(I/146-11). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara konaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruya gelmemesi için …(II/1172). 33 Ba bu , atalar n n düzen (i) üzere, ulusunun erleri aras nda farkl l k gözetmiyor…(II/117-5). Alp Arslan Ba bu ’dan daha büyü ü ola m yd , ya ondan görkemlisi? (II/11826). El-Basan’ n gülen gözleri gülmez oluyor, dik duran omuzu dü ekoyuyor.(II/11843). …bu düzen içre her kavram ve olay kar s nda her ey z tt ile vard r.(VI/111-2). IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi…(VI/251-1). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). (senin). Ellerin, gözlerin hatta ruhun olay m, istiyorsun Sevgi.(VII/81-13). Böylece öz varl klar n n ve millet olarak varl n fark na var yorlar.(VIII/211- 12). … imdi seçkin komsomollar aras ndan ayr l p, <<Özel E itim Merkezi>> ne gönderilen on önemli gençten biridir, ismi ise Peter Jinkof!(VIII/345-9). Niçin merak etti ini dü ünmeden, itiraf ettim:” – Maalesef olmad .. dedim.. onca erkek arkada ma ra men, ha bak bana ilan- a k eden, daha do rusu ç kma önerisinde bulunanlar çok oldu da. (X/58-26). .ükretmek, burada, tezgahta, en çok üzerinde durulan hususlardan biri (XI/155-2). …bir bak ma da olumlu dü ünmenin, ho görünün simgesi oluyor (XI/155-3). :ükredebilmenin, eni, boyu, boyutu yok, (onun). küçü ü büyü ü yok (XI/155-5). Selma, bu hayali itmek, v c k v c k sesi duymamak istiyordu, arkada n n peri an yüzüne, dalg n gözlerine bakt , ona sar lmak geçti içinden cesaret edemedi.(XII/31-20). 34 (II/10-14), (II/117-3), (II/117-2), (II/118-26), (VIII/107-7), (VIII/345-18), (IX/7-2), (XI/155-5), (XI/155-15), (XI/221-13). 1.2. SIFAT TAMLAMALARI Bir varl k ve o varl çe itli yönlerden niteleyen, belirten kelime veya kelime gruplar ndan olu an gruba s fat tamlamas denir. “S fat hiçbir ek almaks z n vas flad veya belirledi i ad n önüne gelerek onunla bir tak m te kil eder. Buna s fat tak m denir.” (Banguo lu, 1986, 342). S fat tamlamalar nda s fat unsuru bir kelime olabilece i gibi bir kelime grubu da olabilir. Ayn ekilde isim unsuru da kelime veya kelime grubu olabilir. Bir isim unsuru ayn cins veya farkl cins birden fazla s fat taraf ndan nitelenebilir. Farkl gruptan s fatlar n vas fland rd durumlarda genellikle belirtme s fatlar önce niteleme s fatlar sonra gelmektedir. Prof. Dr. L. Karahan, baz ara t rmac lar n tak s z ad tamlamas dedi i, tamlayan n, tamlanan n neden yap ld n veya neye benzedi ini bildirdi i tamlamalara da s fat tamlamas der. Bir s fat unsuru birden fazla isim unsurunu niteleyebilir. Ayr ca bir s fat tamlamas ba ka bir s fat tamlamas nda s fat veya isim olabilir. “S fat ve zarflar n anlamlar n miktar ve derece bak m ndan tamamlayan zarflar n meydana getirdikleri kelime gruplar da bir s fat tamlamas d r. S fat tamlamas sözdizimi içinde isim, s fat ve zarf görevi yapar.” (Karahan, 2004, 52). 1.2.1. S0fat Unsuru Tek Kelime Olan S0fat Tamlamalar0 1.2.1.1. S0fat unsuru niteleme s0fat0 olan tamlamalar S fat tamlamas nda as l unsur olan ismi (varl yönlerden niteleyen s fatlar niteleme s fatlar d r. ) durum, renk, biçim vb. 35 Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r (I/146-1). Onun için, a y kapal yerlere yap yorlar (I/146-15). Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra .(II/118-36). Ak Topraklar’a ak n edip, urup, çarp p dönüyordu.(II/118-27). Yoksa; bembeyaz mermer ben miyim?(III/5-13). Tepemizdeki ç narlar uyuyor, yapraklar tozlanm .(III/61-11). Sosyal Demokratlar’ benimsiyor, onlar ayd n ve uygar buluyordu (III/122-7). Sofrada sohbet, uradan buradan, Üniversite iç meselelerinden ba lam , günlük siyasete geçmi ti; öyle devam ediyordu.(III/122-9). Çoban bu görkemli zat kar s nda duralam , utanm , sesi k s k ç km ; “Çorban yoktur a am, lakin taze sütüm var (V/105-6). …kad nca za oturdu u daireye birkaç ö renci al p, buras n bir küçük pansiyon haline getirmesini “önermi .”(VII/13-10). (I/146-2), (I/146-2), (I/146-3), ( I/146-5), ( I/146-6), ( I/146-7), ( I/146-8), ( I/146-8), ( I/146-11), (I/146-12), (I/146-14), (I/146-15), (I/146-16), (I/146-17), (I/146-18), (I/14618), (I/146-19), (I/146-20), (I/146-23), (II/9-2), (II/9-2), (II/10-2), (II/10-3), (II/10-4), (II/10-7), (II/10-13), (II/10-13), (II/117-2), (II/117-2), (II/117-3), (II/118-13), (II/11814), (II/118-16), (II/118-22), (II/118-34), (II/118-34), (II/118-35), (II/118-35), (II/11835), (II/118-35), (II/118-35), (II/118-46), (II/118-46), (III/5-1), (III/5-10), (III/5-12), (III/61-4), (III/61-6), (III/61-9), (III/61-11), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-7), (III/1227), (III/122-7), (III/122-9), (III/122-9), (III/122-10), (III/122-11), (III/188-1), (III/1884), (III/188-5), (IV/10-1), (IV/13-1), (IV/13-1), (V/105-1), (V/105-10), (V/105-11), (VI/7-1), (VI/17-1), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/ 90-1), (VI/107-1), (VI/107-1), (VI/1112), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/142-1), (VI/142-1), (VI/142-1), (VI/172-3), (VI/188-3), (VI/188-3), (VI/188-3), (VI/196-5), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/238-1), (VI/251-1), ( (VII/13-10), 36 VI/281-5), (VI/281-5), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/310-10), (VI/311-12), (VII/13-10), (VII/22-16), (VII/32-2), (VII/42-2), (VII/48-10), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-6), (VII/81-6), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/279-14), (VII/279-25), (VIII/7-2), (VIII/7-5), (VIII/7-7), (VIII/7-9), (VIII/7-11), (VIII/7-13), (VIII/7-13), (VIII/7-16), (VIII/8-19), (VIII/106-3), (VIII/107-9), (VIII/107-11), (VIII/107-12), (VIII/107-15), (VIII/107-16), (VIII/107-16), (VIII/211-8), (VIII/211-10), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-11). (VIII/211-14), (VIII/211-14), (VIII/211-15), (VIII/310-3), (VIII/310-3), (VIII/310-5), (VIII/310-7), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-14), (VIII/345-4), (VIII/345-5), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (VIII/345-12), (VIII/345-13), (VIII/345-13), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/34515), (VIII/345-16), (VIII/345-18), (VIII/345-20), (VIII/454 -1), (VIII/454 -3), (VIII/454 -4), (VIII/454 -7), (VIII/454 -8), (VIII/454 -9), (VIII/454 -9), (VIII/454 -10), (VIII/454 14), (VIII/454 -16), (VIII/455 -17), (VIII/455 -19), (IX/5-1), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/54), (IX/5-10), (IX/7-1), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/17-2), (IX/17-2), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/47-2), (IX/47-2), (IX/67-5), (IX/77-10), (IX/88-7), (IX/108-5), (IX/117-4), (IX/1275). (IX/127-5), (IX/147-13), (IX/167-2), (IX/167-2), (IX/177-1), (IX/177-1), (IX/18518), (X/57-1), (X/57-4), (X/57-4), (X/57-4), (X/57-4), (X/57-5), (X/57-5), (X/57-7), (X/57-10), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-15), (X/57-17), (X/58-23), (X/58-26), (X/5826), (X/58-34), (X/58-36), (X/59-41), (X/59-41), (X/59-42), (X/59-49), (X/59-53), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-57), (X/59-58), (X/59-58), (X/59-61), (X/5962), (X/59-62), (X/59-63), (X/59-63), (X/59-65), (X/59-66), (XI/16-7), (XI/16-7), (XI/18-17), (XI/28-4), (XI/55-2), (XI/55-2), (XI/55-6), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/155-11), (XI/155-11), (XI/155-12), (XI/155-14), (XI/155-15), (XI/2211), (XI/221-10), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-12), (XI/221-15), (XII/15-13), (XII/15-13), (XII/15-13), (XII/15-13), (XII/31-1), (XII/31-1). 1.2.1.2. S0fat unsuru belirtme s0fat0 olan tamlamalar Varl klar say , belirsizlik, i aret, soru yoluyla belirten s fatlara belirtme s fatlar denir. Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz (I/146-3), Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak (I/146-7). …o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). 37 Kendi uluslar üzerinde, esen, özgür olabilmeyi dileyen, saltanat davas güden beglerin ise bu hal ho lar na gitmiyordu…(II/117-6). Çok s radan olmak da bir vas ft r.(III/5-9). Bu adam vas flardan azade, baz karakter özellikleri var, pek tabii.(III/5-10). Bu kez, gidecek paray da umursam yordu, hindi gelecek yerden tavuk esirgememeliymi , … (III/122-3). …kad nca za oturdu u daireye birkaç ö renci al p, buras n bir küçük pansiyon haline getirmesini “önermi .”(VII/13-10). .imdi bu tedirginlik, bu yapay gülümseme neden?(IX/5-4). Yoksa yeni yetme bir k z çocu u gibi utan yor mu? (IX/5-5). (I/146-2), (I/146-4), (I/146-4), (I/146-5), (I/146-5), (I/146-6), (I/146-6), (I/146-6), (I/146-7), (I/146-10), (I/146-10). (I/146-11), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-13), (I/14613), (I/146-13), (I/146-13), (I/146-14), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-17), (I/146-19), (I/146-19), (I/146-22), (I/146-22), (I/146-22), (I/146-23), (II/9-2), (II/9-2), (II/10-3), (II/10-5), (II/10-7), (II/10-10), (II/117-2), (II/117-2), (II/117-2), (II/117-6), (II/117-7), (II/117-11), (II/118-16), (II/118-20), (II/118-34), (II/118-35), (II/118-39), (III/5-1), (III/5-11), (III/5-11), (III/5-11), (III/5-12), (III/5-19), (III/61-1), (III/61-3), (III/61-6), (III/61-9), (III/61-13), (III/221-1), (III/221-1), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-7), (III/122-10), (III/122-10), (III/122-12), (III/188-1), (III/188-2), (III/188-4), (III/189-7), (III/189-9), (III/189-11), (III/189-14), (III/189-14), (IV/10-1), (IV/13-1), (IV/97-2), (IV/103-2), (V/105-1), (V/105-7), (V/105-9), (V/105-10), (VI/17-1), (VI/27-7), (VI/371), (VI/90-1), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/1331).(VI/133-1), (VI/133-1), (VI/142-1), (VI/142-1), (VI/172-3), (VI/172-3), (VI/188-3), (VI/196-5), (VI/196-5), (VI/196-5), (VI/196-5), (VI/196-5), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/261-1), (VI/261-1), (VI/270-7), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/281-5), ), (VI/290-10), (VI/310-10), (VI/310-10), (VI/311-12), (VI/321-s), (VII/7-16), (VII/12-11). (VII/1310), (VII/13-10), (VII/13-10), (VII/32-2), (VII/32-2), (VII/37-6), (VII/37-6), (VII/4810), (VII/53-21), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/8015), (VII/81-3), (VII/81-4), (VII/81-8), (VII/81-18), (VII/81-23), (VII/279-4), (VII/279- 38 4), (VII/279-6), (VII/279-7), (VII/279-8), (VII/279-16), (VII/279-19), (VII/279-20), (VII/279-25), (VIII/7-2), (VIII/7-4), (VIII/7-4), (VIII/7-5), (VIII/7-6), (VIII/7-7), (VIII/7-9), (VIII/7-9), (VIII/7-11), (VIII/7-11), (VIII/7-11), (VIII/8-18), (VIII/8-19), (VIII/107-5), (VIII/107-11), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/107-13), (VIII/107-15), (VIII/107-23), (VIII/107-25), (VIII/108 -30), (VIII/211 -9), (VIII/211 -10), (VIII/211 10), (VIII/211 -15), (VIII/211 -15), (VIII/211 -16), (VIII/211 -17), (VIII/310 -3), (VIII/310 -4), (VIII/310 -5), (VIII/310 -7), (VIII/310 -10), (VIII/310 -12), (VIII/310 12), (VIII/310 -12), (VIII/310 -16), (VIII/310 -18), (VIII/310 -18), (VIII/345 -2), (VIII/345 -4), (VIII/345 -5), (VIII/345 -9), (VIII/345 -10), (VIII/345 -12), (VIII/34514), (VII/345-14), (VIII/345 -15), (VIII/345 -15), (VIII/345 -18), (VIII/345 -18), (VIII/345 -18), (VIII/345 -19), (VIII/345 -21), (VIII/345 -21), (VIII/349 -1), (VIII/454 3), (VIII/454 -3), (VIII/454 -4), (VIII/454-6), (VIII/454 -8), (VIII/454 -9), (VIII/454 12), (VIII/454 -12), (VIII/454 -12), (VIII/454 -14), (VIII/454 -16), (VIII/454 -16), (VIII/455 -20), (VIII/455 -21), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-4), (IX/5-4), (IX/5-5), (IX/5-6), (IX/5-7), (IX/5-9), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/7-1), (IX/7-2), (IX/17-1), (IX/17-2), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/47-2), (IX/67-5), (IX/77-10), (IX/88-7), (IX/97-8), (IX/97-9), (IX/127-4), (IX/127-5), (IX/147-13), (IX/167-1), (IX/167-2), (IX/167-2), (IX/167-2), (X/57-4), (X/57-5), (X/57-13), (X/57-15), (X/57-17), (X/58-19), (X/58-23), (X/58-24), (X/58-25), (X/58-33), (X/58-34), (X/58-36), (X/58-38), (X/59-42), (X/59-42), (X/59-50), (X/5953), (X/59-53), (X/59-54), (X/59-55), (X/59-56), (X/59-57), (X/59-58), (X/59-62), (X/59-63), (X/59-63), (X/59-66), (XI/7-1), (XI/7-5), (XI/11-3), (XI/16-7), (XI/27-9), (XI/27-9), (XI/55-2), (XI/55-4), (XI/55-4), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-12), (XI/155-1), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-12), (XI/155-13), (XI/155-13), (XI/155-14), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/221-2), (XI/221-2), (XI/221-3), (XI/221-4), (XI/221-5), (XI/221-9), (XI/221-10), (XI/221-14), (XI/221-15), (XI/221-16), (XI/22116), (XII/16-13), (XII/16-13), (XII/31-1), (XII/84-1), (XII/84-1). 1.2.2. 1.2.2.1. S0fat Unsuru Kelime Grubu Olan S0fat Tamlamalar0 S0fat unsuru s0fat-fiil grubu olan tamlamalar “Tamlayan s fat-fiil veya s fat-fiil grubu olan bir s fat tamlamas nda nesne, hareket niteli iyle tamamlan r.”(Karahan, 2004, 49). 39 Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak…(I/146-3). …"stanbul’da &ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir.(I/146-4). Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar (I/146-6). Say lar on be ile on alt y bulan aile topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar (I/146-11). Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd (II/10-2). Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över; Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). Bu kez, gidecek paray da umursam yordu, hindi gelecek yerden tavuk esirgememeliymi , … (III/122-3). .imdi u koyu koyu Türke ’çi bilinen adamlara bile, sempatik görünmek zorunlulu u içini s k yordu (III/122-6), …bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek an’a k zmaz, …(VI/17-1). Rabb’in düzenindeki “denge” kavra n hiç unutma; bollu un kar s nda z tt olan k tl k, ac n n kar s nda, rahatl k vard r…(VI/111-2), Bir bak yorum, Müfreze Ba kan ’na bile yükseklerden atar pozda, kendinden emin, rahat (VIII/454 -5). (I/146-1), (I/146-3), (I/146-6), (I/146-10), (I/146-11), (I/146-12), (II/9-2), (II/9-2), (II/92), (II/10-1), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-10), (II/117-3), (II/117-3), (II/117-3), (II/117-5), (II/117-6), (II/118-13), (II/118-16), (II/118-16), (II/118-17), (II/118-19), (II/118-33), (II/118-35), (II/118-37), (II/118-39), (III/5-1), (III/5-12), (III/5-12), (III/122-1), (III/1223), (IV/103-2), (V/105-7), (VI/7-1), (VI/17-1), (VI/37-1), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/142-1), (VI/142-1), (VI/188-3), (VI/196-5), (VI/196-5), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/234-S), (VI/251-1), (VI/281-5), (VII/7-16), (VII/13-10), (VII/13-10), (VII/13-10), (VII/13-10), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/80-15), 40 (VII/81-3), (VII/81-5), (VII/81-18), (VII/279-6), (VII/279-12), (VII/279-14), (VII/27920), (VIII/7-2), (VIII/7-4), (VIII/7-11), (VIII/7-14), (VIII/8-19), (VIII/107-4), (VIII/107-6), (VIII/107-9), (VIII/107-12), (VIII/107-18), (VIII/155-2), (VIII/210 -10), (VIII/211 -11), (VIII/211 -15), (VIII/310 -7), (VIII/344 -1), , (VIII/344/3), (VIII/345-9), (VIII/345 -13), (VIII/345 -18), (VIII/345 -19), (IX/5-3), (IX/5-7), (IX/5-8), (IX/7-1), (IX17-1), (IX17-3), (IX/88-7), (IX/117-4), (IX/167-2), (X/57-12), (X/58-36), (X/59-53), (X/59-56), (X/59-59), (X/59-63), (X/60-64), (XI/7/5), (XI/55/1), (XI/55/8), (XI/155/15), (XI/221-1), (XI/221-13), (XII/10-27), (XII/16-13). 1.2.2.2. S0fat unsuru edat grubu olan tamlamalar A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu.(I/146-8). - Tecrübe kazand k, benim hocam, bir dahaki sefere…(III/188-6). Erkek gibi bir Nazl idi o zamanlar, yan nda, at üstünde ko an…(IV/103-2). Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm …(V/105-10). "malathane, kocaman, oldukça lo , ambar gibi bir yerdi…(VI/133-1). Hakl s n, dediler ona, ama bu mesele senin ba na gelmeyince, o mahcubiyeti ya amad kça, gereken gayreti bu kadar iyi göstermeyebilirdin.(VI/172-3). onca bu, fakir fukara bir adam n bir gün için kuzu budu yiyip, sevinmesi gibi bir eydi!..(VI/270-7). “Can m toprak” ”Ana toprak” falan filan gibi övgülerin yaln z alanlar taraf ndan, ald klar sürece yap ld n da bilmez, yahut bilmek istemez!(VIII/7-16). Kerevetin üzerinde yatarken, k m ldayamayacak kadar yorgun hissediyorum kendimi (VIII/106-1). Bizim ku ak onu pek tan mad gibi, bizim ku akta, hiç olmazsa bizim aram zda, birbirimizi sinema artistlerine benzetme gibi bir olay da yoktur.(X/58-23). (VI/104-1), (VII/27-1), (VII/27-1), (VIII/107-24), (VIII/349 -1), (VIII/454 -9), (VIII/454 -12), (IX/5-3), (IX/77-9), (IX/108-5), (XII/84-2). 41 1.2.2.2. S0fat unsuru say0 grubu olan tamlamalar …daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, iki üç gün yatakta yat yorlar, yüzlerinde yirmi otuz sivilce ç k yor (I/146-16). 1960’lar olmal yd , ortaokul birinci s n ftayd m on iki ya nda.(VIII/7-7). 1.2.2.3. S0fat Unsuru Tekrar Grubu Olan Tamlamalar Türk; bozk r n ar duru p nar d r ve dahi tükenesi yoktur, belli (II/117-1). Oysa bu adam n, asaletle uzak yak n ilgisi yok (III/5-7). … Ömer, amcalardan çekiniyor, kendisini, s k fk bir incelemeye tabi tutacaklar n san yor. .(III/61-1). .imdi u koyu koyu Türke ’çi bilinen adamlara bile, sempatik görünmek zorunlulu u içini s k yordu (III/122-6). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ;…(VII/16-2). Gurup gurup gençler, kaymak tabakan n nazl çocuklar , ba lar n e ip, manzaray görmezden geliyorlar (VII/279-13). — Can m televizyonda seyrettik bir iki filmini ya (X/58-22). Senin k z kad n arkada lar n, onlar! (X/58-31). Selma, bu hayali itmek, v c k v c k sesi duymamak istiyordu, arkada n n peri an yüzüne, dalg n gözlerine bakt , ona sar lmak geçti içinden cesaret edemedi (XII/31-20). Kar koca bu tatl insanlarla da “ ükür” bahsi aç ld (XI/155-12). (I/146-16), (I/146-16), (III/122-11), (VIII/454 -3), (IX/108-5), 1.2.2.4. S0fat unsuru ba;lama grubu olan tamlamalar …Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). 42 …o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine (II/9-2). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin , hepsi ayr bir yüktü Zeki için, …(III/122-7). Bir vakitler, dini bilgilere tam hakim, ulemadan bir zat, at üstünde uzak bir diyara giderken, …(V/105-1). …tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi birbirinin üstüne abanm e ri bü rü sokaklar ; ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). O bizim ihtiyar, koca güne , arza bir kez daha s r tm , karlar erime e ba lam .. toprak su içiyordu (VIII/7-9). Üzerinde uzun, düz ve bol beyaz ipek bir giysi vard r (IX/17-2). Ustaysa, tam bir otorite olarak görünmü tü bana sevgiyle esirgeyen, ku atan ve sayg , sevgi uyand ran ve iyi ve do ru ve çal kan ve çok bilgili…(XI/16-7). Üzerinde dönüp durdu um bir gerçek, dönüyorum a k ile ve dikkatle, kimi saç lm , kimi uçu an ebnemleri esirgeyerek (XI/7-5). Bir s cak ve içten tebessümün yüzünde yer etti i Tülin Han m: “-.imdi ükür, halimiz vaktimiz yerinde amma bir zamanlar çok s k nt çektik, … (XI/155-3). Bu iiri ezberledi im zaman daha dilim dönmüyordu, fakat inan r m s n, beynimde garip ve dahi o kadar derin bir iz b rakt ki…(XII/155-3). (II/118-19), (VIII/345 -9), (VIII/454 -3), (VIII/454 -4), (IX/5-3), (XI/8-5), (XI/55-9), (XII/117-16). 43 1.2.3. Cümledeki Görevi Yönünden S0fat Tamlamalar0 1.2.3.1. S0fat tamlamas0n0n özne olarak kullan0lmas0 Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r (I/146-1). A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu.(I/146-8). Bütün bu ameliye s ras nda en küçük bir ac bile hissedilmiyor (I/146-13). Sonradan bu ufak yaralar yer ediyordu (I/146-14). Aç lan yaralar, hastal klar boyunca ak p, çiçe in zehrini at yor, ba ka taraflara yay lmas na mani oluyor (I/146-18). Her y l, binlerce çocu a ayn ameliye yap l yor (I/146-19). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, (II/117-7). Bu adam vas flardan azade, baz karakter özellikleri var, pek tabii.(II/5-10). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III/61-9). …kö ke yak n çevreler, imzan n bugün yar n ç kaca n belirtmi lerdi .(III/188-1). Çünkü, uzaklarda bir yerlerde, burada, urada hala bir atl kar nca dönüyor. .(III/189-14). Bir vakitler, dini bilgilere tam hakim, ulemadan bir zat, at üstünde uzak bir diyara giderken, …(V/105-1). Dünyan n en büyük insan n n ya ad hayat ne kadar sade, ne kadar ar , duru idi (VI/104-1). Rabb’in düzenindeki “denge” kavram n hiç unutma; bollu un kar s nda z tt olan k tl k, ac n n kar s nda, rahatl k vard r…(VI/111-2). 44 (I/146-16), (I/146-11), (II/10-3), (II/10-5), (II/117-6), (II/117-7), (II/117-16), (II/11816), (II/118-34), (III/5-6), (III/5-13), (III/61-6), (III/61-13), (V/105-1), (V/105-2), ), (V/105-4), (VI/27-7), (VI/90-1), (VI/133-1), (VI/251-1), (VI/310-10), (VII/7-16), (VII/13-10), (VII/81-4), (VII/81-21), (VII/279-4), (VIII/7-2), (VIII/7-4), (VIII/7-6), (VIII/7-9), (VIII/8-19), (VIII/107-5), (VIII/107-18), (VIII/211 -8), (VIII/211 -11), (VIII/211 -11), (VIII/211 -15), (VIII/211 -17), (VIII/310 -3), (VIII/310 -7), (VIII/310 12), (VIII/310 -12), (VIII/345 -2), (VIII/345 -9), (VIII/345 -15), (VIII/345 -18), (VIII/454 -14), (VIII/454 -16), (IX/5-3), (IX/5-4), (IX/17-2), (IX/17-3), (IX/47-2), (IX/88-7), (IX/97-8), (IX/167-2), (IX/177-1), (X/57-4), (X/57-15), (X/58-24), (X/5838), (X/59-41), (X/59-53), (X/59-58), (XI/55-4), (XI/55-6), (XI/55-12), (XI/155-4), (XI/155-13), (XI/221-1), (XI/221-6), (XI/221-10), (XI/221-14), (XI/221-15), (XII/1513), 1.2.3.2. S0fat tamlamas0n0n nesne olarak kullan0lmas0 Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar (I/146-6). …o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Yelesi kara, cins at n överdi.(II/10-4). Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l , izlenimi b rakm t , a r a r akan, bula an.(III/5-11). Bu akl da ona Kadriye vermi ti (III/122-2). Bu kez, gidecek paray da umursam yordu, (III/122-3). Sosyal Demokratlar’ benimsiyor, onlar ayd n ve uygar buluyordu (III/122-7). Rabb’in düzenindeki “denge” kavram n hiç unutma; bollu un kar s nda z tt olan k tl k, ac n n kar s nda, rahatl k vard r…(VI/111-2). M sri, bir gün de sadece özel sohbetlerinde konu tu u bir eyi kürsüden, halka söyleyiverdi;…(VI/281-5). 45 Velhas l o lum e er iki ilim sana nasip edilmi se, Allah gönlüne iddetli bir arzu koyar, sen de yapars n.(VI/281-5). …o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r.(IX/17-3). Bu iiri ezberledi im zaman daha dilim dönmüyordu, fakat inan r m s n, beynimde garip ve dahi o kadar derin bir iz b rakt ki…(XII/84-2). (I/146-2). (II/118 -39), (VIII/118 -46), (III/189-11), (IV/10-1), (VI/207-2), (VI/261-1), (VI/270-7), (VI/321-s), (VII/48-10), (VII/66-2), (VII/81-3), (VII/81-8), (VII/81-18), (VII/279-25), (VIII/7-5), (VIII/7-13), (VIII/106-3), (VIII/107-11), (VIII/155-2), (VIII/345-2), (VIII/108 -30), (VIII/310 -4), (VIII/310 -16), (VIII/344 -1), (VIII/345 -5), (VIII/345 -14), (VIII/345 -18), (VIII/345 -21), (VIII/345 -21), (VIII/349 -1), (VIII/454 10), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/27-4), (IX/47-2), (IX/77-10), (X/57-4), (X/57-10), (X/5711), (X/57-15), (X/59-61), (XI/7-5), (XI/11-3), (XI/27-9), (XI/55-2), (XI/55-9), (XI/155-17), (XI/221-4), (XI/221-16), (XII/31-1), (XII/31-1). 1.2.3.3. S0fat tamlamas0n0n zarf olarak kullan0lmas0 O zaman aile reisleri, ailelerinde çiçek hastal olmad na tutulmu kimse olup n ö reniyor.(I/146-10). …daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, iki üç gün yatakta yat yorlar, yüzlerinde yirmi otuz sivilce ç k yor (I/146-16). Her y l, binlerce çocu a ayn ameliye yap l yor (I/146-19). Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd .(II/10-2). …çünkü bu zamanda kimin kime ne denlü tesir edece i, belli olmazm (III/122-3). O sabah, erkenden ö rendi haberi Zeki Tan, daha yataktayd lar, telefon çald , Kadriye ile, ayn anda uzand lar ahizeye, (III/188-1). …o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r.(IX/17-3). 46 …i te o zaman çaresiz olmayacaks n, yaln z kalmayacaks n ve de hiçbir eyden korkmayacaks n..(IX/27-4). Son s n fta ameliyat geçirmeseydi, devams zl olmasayd , ba ar l olurdu Selen, bir fakülteyi kazan rd , ama ne yapay m ki… (VII/48-10). Her an silah çekebilece ini sanmaktad rlar ki "lhan’ n gülmesi geliyor durumun ciddiyetine ra men. …(VII/279-8). (II/118-20), (II/118-39), (II/118-46), (III/61-3), (III/122-6), (III/188-1), (III/188-2), (III/189-4), (III/189-6), (III/189-6), (III/189-9), (IV/97-2), (IV/103-2), (V/105-6), (V/105-9), (VI/90-1), (VI/281-5), (VI/281-5), (VII/13-10), (VII/32-2), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/279-19), (VIII/7-5), (VIII/7-16). (VIII/8-18), (VIII/106-1), (VIII/10711), (VIII/107-13), (VIII/107-21), (VIII/107 -28), (VIII/310 -10), (VIII/310 -14), (VIII/345 -4), (VIII/345 -10), (VIII/345 -13), (VIII/345 -20), (VIII/454 -7), (VIII/454 8), (VIII/454 -8), (VIII/454 -9), (VIII/454 -9), (VIII/454 -12), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/27-4), (IX/47-2), (IX/47-2), (IX/67-5), (IX/88-7), (IX/167-1), (IX/167-2), (IX/18518), (X/57-1), (X/57-7), (X/57-13), (X/58-19), (X/58-25), (X/59-50), (X/59-56), (X/5959), (X/59-63), (X/60-65), (XI/16-7), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/155-2), (XI/155-13), (XI/155-14), (XI/221-1), (XI/221-2), (XI/221-3), (XII/84-2). 1.2.3.4. S0fat tamlamas0n0n yer tamlay0c0s0 olarak kullan0lmas0 Onun için, a y kapal yerlere yap yorlar (I/146-15). …daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, iki üç gün yatakta yat yorlar, yüzlerinde yirmi otuz sivilce ç k yor (I/146-16). Her y l, binlerce çocu a ayn ameliye yap l yor (I/146-19). Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetmesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra .(II/118-36). Sofrada sohbet, uradan buradan, Üniversite iç meselelerinden ba lam , günlük siyasete geçmi ti; öyle devam ediyordu.(III7122-9). Ba bakan türlü parçalara ayr lm , her bir parças tüketiliyordu.(III/122-10). ayr ayr yenilip 47 Çünkü, uzaklarda bir yerlerde, burada, urada hala bir atl kar nca dönüyor. .(III/189-14). Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan a varmaya çal m .(V/105-2), Bizim zata, merak olmu , kendi namaz n bitirdikten sonra, sormu çobana “ sen ne yap yordun, be adam ?(V/105-11). …i te o zaman çaresiz olmayacaks n, yaln z kalmayacaks n ve de hiçbir eyden korkmayacaks n..(IX/27-4). (I/146-18), (II/10-7), (II/10-10), (II/118-34), (III/122/1), (III/122/6), (IV/10-1), (VI/371), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/251-1), (VI/290-10), (VI/311-12), (VII/66-2), (VII/662), (VII/81-3), (VII/81-23), (VII/279-6), (VIII/7-11), (VIII/8-19), (VIII/107-16), (VIII/107-16), (VIII/107-18), (VIII/107-25), (VIII/211-15), (VIII/310-5), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-15), (VIII/454-3), (VIII/455-17), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/27-4), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/97-9), (IX/108-5), (IX/117-4), (X/58-33), (X/58-34), (X/5954), (XI/27-9), (XI/55-4), (XI/55-6), (XI/55-11), (XI/221-11), (XI/221-11), (XII/16-13). 1.2.3.5. S0fat tamlamas0n0n yüklem olarak kullan0lmas0 Öyle bir ordu kim, Horasan erlerini, Irak Türkmenleri’ni.. Ak Topraklar’a ak n edenleri toplayagörmü içinde, ota larca yi it (II/118-34). Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u..(II/118-35). Çok s radan olmak da bir vas ft r.(III/5-9). Durup durup bana : “.imdi u Sünbül amcan n k z m yd , yoksa evdeki yard mc m ?. .(III/61-4). Erkek gibi bir Nazl idi o zamanlar, yan nda, at üstünde ko an…(IV/103-2). ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , hepsi ayr bir yüktü Zeki için, …(III/122-7). , Bulgurlu gibilerin 48 Dünya çok güzeldi güzel olmas na da geçiciydi, do ru, aldat c yd , do ru, kötüydü, …(VI/90-1). Dünyan n en büyük insan n n ya ad hayat ne kadar sade, ne kadar ar , duru idi "malathane, kocaman, oldukça lo , ambar gibi bir yerdi…(VI/133-1). …bo u bo una dememi ler eskiler, “.eyh bir rüzgârsa mürit, önünde uçu an bir sonbahar yapra d r” diye…(VI/207-2). onca bu, fakir fukara bir adam n bir gün için kuzu budu yiyip, sevinmesi gibi bir eydi!..(VI/270-7). Ezelden ebede do ru götürüp giden bu yol mu? (XI/7-1). Üzerinde dönüp durdu um bir gerçek, dönüyorum a k ile ve dikkatle, kimi saç lm , kimi uçu an ebnemleri esirgeyerek (XI/7-5). (I/146-1), (VI/207-2), (VII/32-2), (VII/32-2), (VII/27-1), (VII/27-1), (VII/37-6), (VII/80-15), (VII/81-5), (VII/81-6), (VII/81-6), (VIII/7-7), (VIII/7-11), (VIII107-9), (VIII/345-10), (VIII/345-12), (VIII/345-16), (VIII/345-19), (VIII/454-1), (VIII/454-3), (VIII/454-5), (VIII/455-21), (IX/5-7), (IX/5-10), (VIX/17-1), (X/58-36), (X/59-42), (X/59-49). 1.2.4. S0fat Tamlamas0n0n Kelime Gruplar0 çindeki Durumu 1.2.4.1. S0fat tamlamas0n0n isim tamlamalar0nda tamlayan olarak kullan0lmas0 Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak (I/146-7). Bütün bu ameliye s ras nda en küçük bir ac bile hissedilmiyor (I/146-13). Fakat bir hafta içinde hastal a tutulmam gibi oluyorlar (I/146-17). Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruya gelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti. (II/117-2). 49 Gevher’den de eni te olan El basan kim, Kurtçu da ça r rlar onu; tükenesi olmayan bir h rs n tutsa Zeki’nin a t idi…(II/118-16). koyu koyu Anap’l bilinenlerin dahi, Turgut Bey’i savunmaktan imtina edi leriydi.(III/122-11). Çoban bu görkemli zat kar s nda duralam , utanm , sesi k s k ç km ; “Çorbam yoktur a am, lakin taze sütüm var.(V/105-6). …bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek ah’a k zmaz, …(VI/17-1). Rabb’in düzenindeki “denge” kavram n hiç unutma; bollu un kar s nda z tt olan k tl k, ac n n kar s nda, rahatl k vard r…(VI/111-2). K r m Hanlar n övdükten sonra:” - Osmanl ’n n taht na onlar daha çok yak rd , bizim saltanata da yeni taze bir kan a lamas durdu”, dedi.(VI/281-5). Ne Ali’nin ba na gelenler, ne bu evin bask na u rayaca hikâyesi, hatta ne de annenin gelmemesi (VII/12-11). (I/146-11), ( I/146-22), (II/10-6), (II/10-10), (II/117-2), (I/117-4), (II/118-16), (II/11817), (II/118-19). (II/118-30), (II/118-35). III/5-7), (III/188-1), (IV/13-1), (V/105-4), (VI/90-1), (VI/207-2), (VII/12-11), (VII/13-10), (VII/16-2), (VII/22-16), (VII/279-13), (VII/279-25), (VIII/8-19), (VIII/211-10), (VIII/211-12), (VIII/211-12), (VIII/345-4), (VIII/345-9), (VIII/345-18), (VIII/454-3), (IX/5-9), (IX/147-13), (IX/185-18), (X/57-7), (XI/28-4), (XI/155-13), (XI/221-1). 1.2.4.2. S0fat tamlamas0n0n isim tamlamalar0nda tamlanan olarak kullan0lmas0 Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur.(I/146-2). Sultan Mahmut yurtlar n da tt …o lanc dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd (II/10-2). n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine (II/9-2). 50 Kavurt’un erleri ile, Sultan’ n öncü kuvvetleri Ata Beg Çav kumandas nda kar la t lar.(II/118-22). "mparator Diyojen ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret komutas nda, Sivas ve Malatya’ya do ru ilerliyorlar…(II/118-32). Sofrada sohbet, uradan buradan, Üniversite iç meselelerinden ba lam … (III/122-9). …sonra Kas m’ n y rt lm elbiselerine bak p: “Ama sana da söyleyeyim, bu giysilerin gerçekten "stanbul züppeleri gibi!(VI/27-7). Ne Ali’nin ba na gelenler, ne bu evin bask na u rayaca hikâyesi, hatta ne de annenin gelmemesi (VII/12-11). Ç kt m dükkândan, hava pembele meye ba lam , ah “Ankara’n n pembe ak amlar !” (XI/18-17). .(II/118-19), (II/117-1), (III/5-7, (III/122-10), (IV/13-1), (VI/7-1), ), (VI/27-7), (VII/271), (VII/279-13), (VIII/7-4), (VIII/107-23), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-14), (VIII/211-14), (VIII/310-12), (VIII/310-18), (VIII/344-1), (VIII/454-12), (VIII/454-16), (VIII/455-19), (IX/5-3), (IX/5-8), (IX/37-8), (IX/67-5), (IX/147-13), (X/57-17), (X/58-22), (X/58-26), (X/58-31), (X/59-62), (X/59-62), (X/59-62), (XI/1817), (XI/55-6), (XI/55-7), (XI/155-11), (XI/221-12), (XII/31-1), (XII/31-1). 1.2.4.3.S0fat tamlamas0n0n ba1ka s0fat tamlamalar0nda s0fat unsuru olarak kullan0lmas0 Bir s fat tamlamas ba ka bir s fat tamlamas nda s fat unsuru olabilir. Çal mam zda bu tür örneklere s k rastlad k. Erkek gibi bir Nazl idi o zamanlar, yan nda, at üstünde ko an…(IV/103-2). Bir vakitler, dini bilgilere tam hakim, ulemadan bir zat, at üstünde uzak bir diyara giderken, …(V/105-1). Adam, onu uyand rm : ” Aç m çoban, demi , bir kase çorba ver bana”(V/105-5). 51 Kas m, ne istedi ini bilen, uslu bir çocuktu, saatlerce yaz yazmaya çal r, …(VI/17-1). Dedi, onlar arka safta bir yere oturttu, kendisi de yanlar na çöktü.(VI/37-1). Tunca Nehri’nin bat s ndaki geni düzlüklere kurulmu tu.(VI/251-1). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; (VII/16-2). Son s n f: Bu sefer üç ayl k e itim.(VII/32-2). Militanlar n bu yava l nda, temkininde çift tabancal öhretinin etkisi olmal .(VII/279-7). Di er ö rencilerden ayr l k ise gerçekten garip, kalabal k içinde bir ki inin hem beraber çal p yemek yedi iniz…(VIII/345-18). Alp Arslan Ba bu ’a Yunus Beg’den amca o lu, k z karde i Gevher’den de eni te olan El basan kim, Kurtçu da ça r rlar onu; tükenesi olmayan bir h rs n tutsa idi.(II/118-16). (I/146-13), (V/105-8), (VI/107-1), (VIII/8-19), (VIII/107-12), (VIII/211-15), (VIII/3459), (VIII/345-10), (VIII/345-12), (VIII/345-18), (VIII/345-18), (VIII/345-18), (VIII/454-4), (VIII/455-21), (IX/167-2), (X/57-4), (X/58-36), (X/59-53), (X/59-63). 1.2.4.4. S0fat tamlamas0n0n ba1ka s0fat tamlamalar0nda isim unsuru olarak kullan0lmas0 S fat tamlamas ba ka bir s fat tamlamas na isim unsuru olarak kat labilir. Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar .(I/146-6). Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak (I/146-7). …o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). 52 O k yamet günler yâd na dü er, deyi derdi, zaman zaman.(II/10-3). …o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine (II/9-2). daha birkaç y l evveline kadar da, üniversitedeki arkada lar n n bollu undan rahats z olur…(III/122-2). ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin , hepsi ayr bir yüktü Zeki için, …(III/122-7), Böyle bir element ve ben nedense kendimi bir Tanr ça’dan ziyade, SELENYUM olarak hissettim, yahut da hiç!(VII/37-6). " te bu, zehirli bir y lan gibi içlerine çöreklenip oturmu a a l k duygusu, güvensizlik, sahipsizlik…(VII/53-21). Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u.. rüzgarla kar an yelesi kara cins at n n nal seslerince, bir yerlerde babaya, ya da a aya kar gelebilmenin umudu.(II/118-35). (I/146-13), (I/146-14), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/80-5), (VII/81-5), (VII/81-18), (VII/81-23), (II/118-35), (VII/279-4), (VII/279-14), (VIII/7-2), (VIII/7-2), (VIII/7-4), (VIII/7-7), (VIII/7-9), (VIII/7-11), (VIII/8-19), (VIII/8-19), (VIII/107-5), (VIII/107-6), (VIII/107-9), (VIII/107-15), (VIII/211-10), (VIII/211-10), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/310-3), (VIII/310-5), (VIII/310-7), (VIII/310-7), (VIII/310-7), (VIII/310-12), (VIII/310-18), (VIII/345-5), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-12), (VIII/345-13), (VIII/345-18), (VIII/345-18), (VIII/345-18), (VIII/345-19), (VIII/345-21), (VIII/349-1), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-12), (VIII/454-12), (VIII/454-14), (VIII/454-16), (IX/5-3), (IX/5-4), (IX/5-5), (IX/5-7), (IX/5-10), (IX/7-1), (IX/17-1), (IX/17-2), (IX/7710), (IX/88-7), (IX/108-5), (IX/117-4), (IX/125-5), (IX/167-2), (IX/177-2), (IX/177-1), (X/57-1), (X/57-4), (X/57-4), (X/57-5), (X/57-12), (X/58-23), (X/58-36), (X/59-41), (X/59-42), (X/59-50), (X/59-53), (X/59-56), (X/59-58), (X/59-63), (XI/7-5), (XI/16-7), (XI/27-9), (XI/55-2), (XI/55-4), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-11), (XI/155-11), (XI/155-12), (XI/155-12), (XI/15515), (XI/221-9), (XI/221-10), (XII/15-13), (XII/15-13), (XII/15-13), (XII/84-2). 53 1.2.4.5.S0fat tamlamas0n0n edat grubunda isim unsuru olmas0 …o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). A lanan çocuklar, sekiz gün kadar oynuyorlar, … (I/146-16). Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. .(II/9-2). Onun özüne meydan okuyan, özü gözlerine e gözleri kar s nda, El-Basan’dan duydu u ku kunun do rulu una, bir kez daha inanagelmi ti.(II/118-19). … büyük bir ordu ile Suriye, M s r seferine ç kagitmekte…(II/118-33). Bembeyaz mermer üzerinde, bir hayat sandviçten arda kalan leke gibi!(III/5-12). Erkek gibi bir Nazl idi o zamanlar, yan nda, at üstünde ko an…(IV/103-2). …kad n onun ne zamandan beri e i dostu ile ilgisini ke mi bulundu undan bahsediyordu, daha birkaç y l evveline kadar da, üniversitedeki arkada lar n n bollu undan rahats z olur… .imdi (III/122-2). u koyu koyu Türke ’çi bilinen adamlara bile, sempatik görünmek zorunlulu u içini s k yordu (III/122-6). Onu yarat lm oldu u maksada do ru yolcu bulursun .(VI/321-9). " te bu, zehirli bir y lan gibi içlerine çöreklenip oturmu a a l k duygusu, güvensizlik, sahipsizlik…(VII/53-21). Yoksa o güne in on ikisinde esen serinleten bir rüzgârla m e ?(IX/7-1). (III/189-7), (V/105-2), (V/105-10), (VII/27-1), (VII/53-21), (VII/279-12), (VIII/7-9), (VIII/8-19), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/211-10), (VIII/211-16), (VIII/345-16), (IX/5-3), (IX/5-5), (IX/127-4), (X/59-57), (XI/155-1), (XI/221-5), (XII/16-13). 1.2.4.6.S0fat tamlamas0n0n birle1ik fiillerde isim unsuru olmas0 Bunca koyuluk, koyular.. mor.. hepsi, soylu bir ifade verebilir.(III/5-6). 54 Hatta onlar da hiç olmazsa, Semra Han m veya Zeynep hakk nda, birkaç laf etmeye, edebilmeye çal yorlar…(III/122-12). M srî, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri…(VI207-2). Ayetlerde ükürle ilgili pek de çok söz var, benim en ilgimi çekeni ise öyle…(XI/155-4), (X/58-34). 1.2.4.7. Farkl0 yap0daki s0fat tamlamalar0 Bu grupta k saltma gruplar n n s fat oldu u ve s fat unsurunun birden fazla oldu u s fat tamlamalar n inceledik. Yelesi kara, cins at n överdi. (II/10-4). Ba n buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için…(I/117-4). … onun kumandan Af n Beg önünden kaçmaktad r.(II/118-44). Bunca koyuluk, koyular.. mor.. hepsi, soylu bir ifade verebilir.(III/5-6). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu. ...kö ke yak n çevreler, imzan n bugün yar n ç kaca n belirtmi lerdi (III/188-1). Erkek gibi bir Nazl idi o zamanlar, yan nda, at üstünde ko an…(IV/103-2). Ve sen mi yi ittin "lhan, imdi u sütü bozuklar n aras nda uslu uslu yürüyüp giden?(VII/279-20). O bizim ihtiyar, koca güne , arza bir kez daha s r tm , karlar erime e ba lam .. toprak su içiyordu.(VIII/7-9). (I/146-1), (II/118-16), (II/118-35), (III/61-11), (VI/207-2), (VI/290-10), (VIII/107-6), (VIII/107-11), (VIII/107-12), (VIII/107-18), (VIII/211-11), (VIII/211-17), (VIII/345-4), 55 (VIII/345-10), (VIII/345-18), (VIII/455-21), (IX/108-5), (IX/147-13), (X/57-5), (X/5825), (X/155-4). 1.3.SIFAT- F L GRUBU Bir s fat fiille buna ba l ö elerden olu an bu kelime grubuna s fat-fiil grubu veya partisip grubu da denir. S fat-fiiller “-An, -AsI, -Ar, -mAz, -dIk, -AcAk, -mI ” ekleriyle elde edilir. S fat-fiil grubun sonunda bulunur ve ana unsurdur, grupta yüklem görevi yapar. Bütün cümle unsurlar n alabilir. “Partisiplerin as l isimlerden fark nesneyi hareketine göre alg land rmas , onu as l varl ile u veya bu kal c vasf yla de il hareketi ile ifade etmesidir. Yani partisip hareket halinde bulunan nesneler için kullan lan, hareket halindeki nesneyi ifade eden kelimedir. Birer fiil ekilleri olarak nesneleri hareketleriyle ifade eden partisiplerde hareket ifadesinden ba ka zaman ifadesi de vard r. Yani hareketin hangi zamana ait oldu unu da gösterir. .u halde partisipler zaman ve hareket ifadesi ta yarak nesneleri kar layan fiil ekilleridir. Partisipler isim çe idi bak m ndan isim ve esas itibar yla vas f isimleri oldu u için bilhassa s fat olarak kullan l rlar.”(Ergin, 1985, 333). Çal mam zda s fat-fiil gruplar daha çok özne görevinde kullan lm t r. Kelime gruplar içinde de s fat tamlamas n n s fat unsuru olmu tur. 1.3.1. Cümledeki Görevi Yönünden S0fat-Fiil Grubu 1.3.1.1. S0fat-fiil grubunun özne olmas0 Neylersin, ne dersin, Sultan’dan kaçagiden, sultan ya s ile kap yor…(II/118-41). Benim için mühim olan ne de i mesi gereken iktidar, ne Koçsa’n n gül can n s kmamak, ne de Y"SK’in gelmesi dü ünülen iktidar destekleme karar almas d r (VII/42-2). Kadrimizi bilenler ise neyi, nanca anlayabiliyorlar?(VIII/107-14). O halde ayr nt lar ile tariflere girenlerin a zlar n açt ran, ac çekmekten ho lanma dürtüsü mü? (VIII/211-9). 56 Arkada lar n aras nda bile kendilerinin fark nda olmayan, hareketin içinde sürüklenenler vard , …(VIII/211-14). Hemen :umnu’ya sevkedilen, yüz ki i kadard (VIII/211-16). Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü; minicik billur parçalar misali, sesi hlamur k vam nda:. (IX/5-3). Niçin merak etti ini dü ünmeden, itiraf ettim:” – Maalesef olmad .. dedim.. onca erkek arkada ma ra men, ha bak bana ilan a k eden, daha do rusu ç kma önerisinde bulunanlar çok oldu da. (X/58-26). Ezelden ebede do ru götürüp giden bu yol mu? (XI/7-1). Bilgisayar kütüphanede durur, orada çal mak isteyen istedi i kadar çal r (XI/55-5). 1.3.1.2.S0fat-fiil grubunun nesne olmas0 Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam …(I/146-22). Öyle bir ordu kim, Horasan erlerini, Irak Türkmenleri’ni.. Ak Topraklar’a ak n edenleri toplayagörmü içinde, ota larca yi it (II/118-34). Daha "stanbul’da ba lad tedirginli im; Ömer, amcalardan çekiniyor, kendisini, s k f k bir incelemeye tabi tutacaklar n san yor (III/61-1). Her an silah çekebilece ini sanmaktad rlar ki "lhan’ n gülmesi geliyor durumun ciddiyetine ra men (VII/279-8). Parçaland n , a a land n akl na bile getirmez; kendisinden istenileni, kendisine ba lanan umudu hat rlar, verir…(VIII/7-14). 57 1.3.1.3.S0fat-fiil grubunun zarf olmas0 Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu (II/118-18). 1.3.1.3.S0fat-Fiil Grubunun Yer Tamlay0c0s0 Olmas0 Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi (III/122-1). Bu akl da ona Kadriye vermi ti, kad n onun ne zamandan beri e i dostu ile ilgisini ke mi bulundu undan bahsediyordu, (III/122-2). Sabahleyin orman emekçileriyle i ba yap p, ak ama kadar onlar n aras nda gezinmek ihtiyac olana yard m etmek (III/454-2). 1.3.2. S0fat-Fiil Grubunun Kelime Gruplar0 çindeki Durumu 1.3.2.1. S0fat-fiil grubunun s0fat tamlamalar0nda s0fat unsuru olmas0 Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r (I/146-1). Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz (I/146-3). Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, &stanbul’da &ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4). Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar (I/146-6). O zaman aile reisleri, ailelerinde çiçek hastal olmad na tutulmu kimse olup n ö reniyor ve birkaç aile toplan yorlar (I/146-10). Say lar on be ile on alt y bulan aile topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar (I/146-11). 58 Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-16). Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml 9- gözlerine (II/9-2). Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över; Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). Kar mda, sanki ciddi bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum (III/5-1). Art k sar n olmad m söyleyince de “ Bebekken sar nd n.. der.. Renoir’in tablosunda bana birden bire seni hissettiren genç k z da sar nd ” (X/57-12). (II/10-10), (II/10-10), (II/117-3), (II/117-6), (II/117-6), (II/118-13), (II/118-16), (II/118-16), (II/118-17), (II/118-19), (II/118-19), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-35), (II/118-36), (II/118-37), (II/118-39), (II/118-43), (III/5-11), (III/5-12), (III/122-6), (IV/103-2), (V/105-2), (VI/7-1), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/142-11), (VI/142-11), (VI/142-11), (VI/188-7), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/251-1), (VI/281-5), (VII/13-10), (VII/16-2), (VII/16-2), (VII/16-2), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-18), (VII/279-6), (VII/279-12), (VII/279-14), (VII/279-20), (VIII/7-2), (VIII/7-4), (VIII/7-11), (VIII/714), (VIII/7-19), (VIII/107-6), (VIII/107-6), (VIII/107-9), (VIII/107-12), (VIII/107-18), (VIII/107-21), (VIII/107-28), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/21110), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/310-7), (VIII/310-12), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-13), (VIII/345-19), (VIII/454-5), (IX/5-3), (IX/5-7), (IX/7-1), (IX/7-1), (IX/17-1), (IX/17-3), (IX/88-7), (IX/117-4), (X/58-35), (X/59-53), (X/59-56), (X/59-59), (X/59-63), (X/60- 59 65), (XI/55-1), (XI/55-8), (XI/155-1), (XI/155-2), (XI/155-15), (XI/221-1), (XI/221-13), (XII/15-13), (XII/16-13). 1.3.2.2. S0fat-fiil grubunun edat gruplar0nda isim unsuru olmas0 Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Fakat bir hafta içinde hastal a tutulmam gibi oluyorlar (I/146-17). Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine (II/9-2). Bu yüzden, Tu rul ve Alp Arslan Sultanlar, önce isyan edip, sonra yenilenlere kar ; görkemli ailelerine yara r ekilde muamele etmi ler, onlar n adlar n gökte iken yere indirmemi lerdi…(II/118-13). Ahlat’a var ld ktan sonra, Sultan Tu rul’un vasiyeti üzere, Malazgirt ve Erci al nd , kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, gün h z na eri mektedir (II/118-38). Zeki, midesinin ortas na bir yumruk yemi gibi oldu, kas ld …(III/188-2). Eh adam, aç kalacak de il a, yüzünü buru turup buru turup, bir kase sütü ve armutlar midesine indirmi (V/105-8). Bizim zata, merak olmu , kendi namaz n bitirdikten sonra, sormu çobana “ sen ne yap yordun, be adam ? (V/105-11). M sri sanki arkada n n söylediklerini hiç i itmemi gibi; “-Bilir misin, dedi, kime, neye bir ders almak arzusuyla bakarsan, onu yarat lm oldu u maksada do ru yolcu bulursun (VI/321-9). Afedersiniz, bir eyi pek iyi anlayamad m beyefendi, siz Selen için tehlikeli bir yerde bulundu u için mi endi e ediyorsunuz, yoksa çirkin bir yerde mi? (VII/66-2). 60 (II/118-13), (VI/207-2), (VIII/107-12), (VIII/310-7), (VIII/454-8), (IX/55-7), (IX/55-8), (IX/55-9), (IX/55-11), (IX/59-42), (IX/59-56), 1.3.3. S0fat-Fiil Grubunu Olu1turan Ekler 1.3.3.1. “-An” eki Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r (I/146-1). Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, &stanbul’da &ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4). Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar (I/146-6). Say lar on be ile on alt y bulan aile topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar (I/146-11). Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över; Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). Kar mda, sanki ciddi bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum (III/5-1). Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l , izlenimi b rakm t , a r a r akan, bula an (III/5-11). Bembeyaz mermer üzerinde, bir hayat sandviçten arda kalan leke gibi! (III/5-12). .imdi u koyu koyu Türke ’çi bilinen adamlara bile, sempatik görünmek zorunlulu u içini s k yordu (III/122-6). Erkek gibi bir Nazl idi o zamanlar, yan nda, at üstünde ko an…(IV/103-2), (II/9-2), (II/9-2), (II/10-10), (II/10-10), (II/117-13), (II/117-6), (II/117-6), (II/118-13), (II/118-16), (II/118-16), (II/118-17), (II/118-19), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-34), (II/118-35), (II/118-37), (II/118-39), (II/118-41), (II/118-43), (II/118-44), (III/189-4), 61 (V/105-2), (VI/7-1), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/142-11), (VI/142-11), (VI/188-7), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/251-1), (VII/12-11), (VII/13-10), (VII/16-2), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/81-18), (VII/279-6), (VII/279-12), (VII/279-12), (VII/279-14), (VII/279-20), (VIII/7-2), (VIII/7-11), (VIII/714), (VIII/7-14), (VIII/107-6), (VIII/107-9), (VIII/107-14), (VIII/108-30), (VIII/211-9), (VIII/211-9), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-15), (VIII/211-16), (VIII/345-9), (VIII/345-13), (VIII/344-1), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-7), (IX/7-1), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/58-26), (IX/58-26), (IX/59-56), (IX/59-63), (IX/59-65), (IX/88-7), (XI/7-1), (XI/7-5), (XI/16-7), (XI/16-7), (XI/55-1), (XI/55-4), (XI/55-5), (XI/55-8), (XI/155-2), (XI/155-4), (XI/15516), (XI/155-16), (XI/221-1), (XI/221-13), (XII/15-13). 1.3.3.2. “-mI1” eki Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz (I/146-3). O zaman aile reisleri, ailelerinde çiçek hastal olmad na tutulmu kimse olup n ö reniyor ve birkaç aile toplan yorlar (I/146-10). Fakat bir hafta içinde hastal a tutulmam gibi oluyorlar (I/146-17). Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine (II/9-2). Ben bo az na kadar politikaya batm , bir deli sanatç , sen yollara dü üp bilmedi i yerlerde mür it arayan ve yar bu dünyada, yar öbür tarafta ya ayan deli bir dervi …(VI/142-1). M sri sanki arkada n n söylediklerini hiç i itmemi gibi; “-Bilir misin, dedi, kime, neye bir ders almak arzusuyla bakarsan, onu yarat lm oldu u maksada do ru yolcu bulursun (VI/321-9). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n 62 önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). Derken.. haf zam n bir kö esine gömülüp kalm bir hat ra k m lday p canland (VIII/7-4). Katk s z, sert, içten gelen bir ahenkle sarma dola olmu yatay, dikey, içleri bo , dolu kutular, çizgiler (VIII/107-6). Bir de olay n öbür yüzü var, u, maddi ac ya dayanan i kenceler, a k n kafalar n derlenip toparlanmas na yard mc oluyor, ruhlar n karanl k kö elerine sinmi kalm ba bo , hedefsiz kin ve nefret k r nt lar birle ip, uur üstüne ç k yor.. güçlenip, hedef tayin ediyor (VIII/211-11). (I/146-12), (VI/133-1), (VII/16-2), (VIII/107-12), (IX/17-1), (IX/17-3), (IX/117-4), (X/58-25), (XI/7-5), (XI/221-7), (XII/16-13). 1.3.3.3.“-r, -Ar” eki Bu yüzden, Tu rul ve Alp Arslan Sultanlar, önce isyan edip, sonra yenilenlere kar ; görkemli ailelerine yara r ekilde muamele etmi ler, onlar n adlar n gökte iken yere indirmemi lerdi…(II/118-13). Bir bak yorum, Müfreze Ba kan ’na bile yükseklerden atar pozda, kendinden emin, rahat (VIII/454-5). Babam gülmedi, kendi kendine söylenir gibi usulca: -A k güzel bir eydir.. dedi…(X/59-42). O halde çal mak, ince, çok ince bir nak yapar gibi, kendi üzerimizde çal mam z laz m geliyordu…(XI/55-9). 1.3.3.4.“-dIk” eki Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). 63 A n n faydas na inand m için sevgili yavruma da yapt rmaya karar verdim (I/146-20). Vatan m çok sevdi im için , a n n oraya da girmesini çok isterim (I/146-21). Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd (II/10-2). Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini, söylerken a lard (II/10-7). Ba n buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için, kölelikten yeti tirip, beg k ld klar n , kumandan, vali eylemi ti (II/117-4). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard …(II/117-7). Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu (II/118-18). Onun özüne meydan okuyan, özü gözlerine e gözleri kar s nda, El-Basan’dan duydu u ku kunun do rulu una, bir kez daha inanagelmi ti (II/118-19). Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi (III/122-1). (I/146-12), (I/146-22), (II/118-33), (II/118-37), (II/118-38), (II/118-44), (III/122-1), (III/122-1), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-5), (III/188-1), (III/122-1), (IV/224-Son c.), (V/105-7), (V/105-11), (VI/17-12), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/321-9), (VII/66-2), (VII/81-5), (VII/81-17), (VIII/7-16), (VIII/7-19), (VIII/107-18), (VIII/107-21), (VIII/107-28), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/310-7), (VIII/310-12), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-14), (VIII/345-18), (VIII/345-18), (VIII/34518), (VIII/454-4), (VIII/454-10), (VIII/454-13), (IX/5-10), (X/57-1), (X/57-9), (X/5711), (X/57-12), (X/57-14), (X/58-23), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-35), (X/58-38), (X/59-50), (X/59-56), (X/59-63), (XI/7-5), (XI/27-9), (XI/55-3), (XI/55-7), (XI/55-8), 64 (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-6), (XI/155-13), (XI/155-17), (XI/221-6), (XI/221-11), (XII/10-27), (XII/10-27), (XII/15-13), (XII/84-1). 1.3.3.5. “-AcAk” eki - Balam! - Buyur ana? Sanki bir diyece i mi var? (II/9-1). Y nal’ n yok edili i bile, Türk töresine uygun getirilmi , kutlu kan topra a ak t lamayaca için, yay n kiri i ile bo durulmu tu (II/118-14). Daha "stanbul’da ba lad tedirginli im; Ömer, amcamlardan çekiniyor, kendisini, s k f k bir incelemeye tabi tutacaklar n san yor (III/61-1). Bu kez, gidecek paray da umursam yordu, hindi gelecek yerden tavuk esirgememeliymi , çünkü Ba kanl k konusunda arkada lar n n ne dü ündü ünü anlamak laz mm , çünkü bu zamanda kimin kime ne denlü tesir edece i, belli olmazm (III/122-3). O sabah, erkenden ö rendi haberi Zeki Tan, daha yataktayd lar, telefon çald , Kadriye ile, ayn anda uzand lar ahizeye, ikisi beraber dinledi: Bulgurlu; tek aday n Aysan Semir oldu unu söylüyordu; kö ke yak n çevreler, imzan n bugün yar n ç kaca n belirtmi lerdi (III/188-1). Süleyman: “- Eyvah, dervi a am dedi, yine a layarak birbirinize sar laca n z bir kimsen daha m var ?” (VI/196-5). Polonya sava n n yine zaferle neticelenece ini gönül biliyordu ama M sri bu zaferi küçümsüyordu, onca bu, fakir fukara bir adam n bir gün için kuzu budu yiyip, sevinmesi gibi bir eydi!. (VI/270-7). Ne Ali’nin ba na gelenler, ne bu evin bask na u rayaca annenin gelmemesi (VII/12-11). hikâyesi, hatta ne de 65 Can m geçen gün de söylemi tim ya, insanlar n hepsi birer canbazd r, ipin üzerinde yürüyebilmek için destek alacaklar bir sopa bulmalar laz m, denge için, hani canbazlar ta rlar ya ellerinde…(VII/80-15). Tamam i te ben de ayn eyi söylüyorum, hepimizin elinde tutaca bir sopaya ihtiyac m z var (VII/81-3). (VII/279-8), (VIII/310-7), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (IX/137-7), (X/59-53), (X/59-59), (XI/155-8), (XI/155-14), (XI/155-15), (XI/221-1), (XI/221-3). 1.3.3.6. “-mAz” eki Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över; Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). Ne yapaca m bilmez halde, a k n m (X/59-59). 1.3.3.7.“–AsI” eki Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra (II/118-36). 1.3.3.8. S0fat fiil gibi i1letilen ekler Ba döndürücü bir durum! (VIII/345-19). 1.4. S M- F L GRUBU Fiil kök veya gövdesine “–mAk, -mA, -" ” eklerinden biri getirilerek hareket isimlerinin yap ld kelime çe idine isim-fiil (mastar) denilir. Bir isim-fiil ve buna ba l ö elerin olu turdu u kelime grubuna isim-fiil grubu denir. "sim-fiil, grupta yüklem olur, gruptaki di er ö eler özne, nesne, yer tamlay c s veya zarf tümleci olabilir. "sim-fiil grubu cümlede genellikle özne, nesne, yer tamlay c s görevlerinde bulunur. 66 1.4.1. Cümledeki Görevi Yönünden sim-Fiil Gruplar0 1.4.1.1. sim-fiil grubunun özne olarak kullan0lmas0 1.4.1.1.1. Öznesi isim-fiil grubu olan fiil cümleleri Ahlat’a var ld ktan sonra, Sultan Tu rul’un vasiyeti üzere, Malazgirt ve Erci al nd , kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, gün h z na eri mektedir (II/118-38). Ko uyu tutturacaks n, öyle bir yere geleceksin ki ne geri dönmek mümkün olacak, ne durmak!. (VIII/310-5). Sofray toplamak geldi akl ma, sevindim (X/59-60). E er gören olmu sa hafta sonundaki öz ele tiri toplant s nda “ O gün topra n üstünde yatarken, hiç gere i yoktu ama gülümsedim.” diye itiraf etmem laz m gelir (VIII/345-4). M sri, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu. (VI/207-2). 1.4.1.1.2. Öznesi isim-fiil grubu olan isim cümleleri Oysa Karahanl lar’ca gerekti Arslan Yabgu’yu ortadan kald rmak.(II/10-9). .öyle sere serpe uzan p da topra a, gözlerini gö e kald r nca, seni hat rlamamak imkâns z akçabarda m (VIII/345-1). D dünya ile temas ve ilgiyi kesmek, al ageldik bir olay (VIII/345-16). Çok s radan olmak da bir vas ft r (III/5-9). 67 1.4.1.2. sim-fiil grubunun nesne olarak kullan0lmas0 Kendi uluslar üzerinde, esen, özgür olabilmeyi dileyen, saltanat davas güden beglerin ise bu hal ho lar na gitmiyordu…(II/117-6). IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi isimlerle an lan SarayCedid’de oturmay tercih ediyordu, bu saray ehrin d nda, Tunca Nehri’nin bat s ndaki geni düzlüklere kurulmu tu (VI/251-1). Art k Mehmet Ali’yi dü ünmek istemiyorum (VIII/106-2). Nas l, diye soramam, Pasiy’in bildirisini okumay ö rendi i günden anla l r (VIII/107-28). “Kitab kazanmay istiyorum” demi ti (VIII/107-29). Gerçi teyzem say l rs n z, annemin arkada yd n z fakat ben falanca teyze demeyi sevmem, filanca abla demeyi de sevmem (IX/5-1). S k nt l s k nt l k p rdan p, gönlümün sesinden kurtulmak istiyorum…(IX/57-12). Berrin Han m, kendine ve bize; Stephen R. Covey’in “Etkili "nsanlar n 7 Al kanl ” isimli kitab n alm , üzerinde konu mak için önce onu okumak istedik üçümüzde…(IX/147-13). Her ikisinden de galiba, sonuç ayn kap ya ç k yor, b rakal m imdi çözümleme yapmay (X/58-34). Gülgün’le ç kt k, ben her zaman yapt m gibi biraz yürümek, konu ulanlar üzerinde dü ünmek istiyordum, Gülgün’e “ Ne desin, nas l buldun?” diye sormaya vakit kalmadan, o gayet ciddi… (XI/55-11). Ceren, piyanonun ba nda yüzüne damgalanm bir tebessümle dururken tek tek basmak istedi bu kahkahalar n üstüne (XI/16-13). 1.4.1.3. sim-fiil grubunun yer tamlay0c0s0 olarak kullan0lmas0 A n n faydas na inand (I/146-20). m için sevgili yavruma da yapt rmaya karar verdim 68 Sultan Alp Arslan, M s r’ halife nam na idare eden Nas r üd Devle’nin kendisi ile mücadele eden rakiplerinden kurtarmas için, ona müracaat eylemesi ve Fat mi halifelerinin yerine Abbasi halifesini tan maya haz r oldu un bildirilmesi üzerine, büyük bir ordu ile Suriye, M s r seferine ç kagitmekte…(II/118-33). Zeki, davetlilerine kar , do rudan do ruya konuyu açmaya biraz utan yordu, zaten imdiye kadar hepsi i itmi ti i iteceklerini, bu yeme i kabul etmeleri, acaba Zeki’yi tasvip ettikleri anlam na gelmez miydi?.. (III/122-4). Zeki’nin a t koyu koyu Anap’l bilinenlerin dahi, Turgut Bey’i savunmaktan imtina edi leriydi (III/122-11). Kas m, ne istedi ini bilen, uslu bir çocuktu, saatlerce yaz yazmaya çal r, bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek ah’a k zmaz, hatta zaman zaman yazmay b rak r gülerek küçük k z oyalard (VI/17-12). Cümleye ak l da tmaya pek merakl olan profesör – her halde Tülin’e göz önünde bir yer bulmak için olsa gerek – kad nca za oturdu u daireye birkaç ö renci al p, buras n bir küçük pansiyon haline getirmesini “önermi .” (VII/13-10). Karar veriyorum, ne kadar samimi diye sormaya lüzum yok (VIII/107-24). O halde ayr nt lar ile tariflere girenlerin a zlar n açt ran, ac çekmekten ho lanma dürtüsü mü? (VIII/211-9). Arkada lar n aras nda bile kendilerinin fark nda olmayan, hareketin içinde sürüklenenler vard , bunlar öz bedenlerini ve öz beyinlerini duyabilmekten acizdirler (VIII/211-14). (VIII/345-20), (VIII/345-20), (VIII/454-13), (VIII/455-17), (VIII/455-19), (X/59-39), (X/59-43), (X/59-62), (X/60-65), (XI/55-3), (XI/55-11). 1.4.1.4. sim-fiil grubunun yüklem olarak kullan0lmas0 Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak (I/146-7). Benim için mühim olan ne de i mesi gereken iktidar, ne Koçsa’n n gül can n s kmamak, ne de Y"SK’in gelmesi dü ünülen iktidar destekleme karar olmas d r (VII/42-2). 69 Çehre;yüz, surat demektir, biliyor muydun, senin yan nda bazen gençli ini unutup, bizim zaman m z n diliyle konu uyorum (IX/47-3). Tefekkür ne demektir bilir misiniz, dü ünmek, zihin yormak demektir (IX/117-3). Kalbi çarp yordu, midesi kas lmaktan ta a dönmü , a z n n içi kupkuru olmu tu. Bu i te gülce konu mak, gönülden konu mak! (XI/55-10). 1.4.2. sim-Fiil Grubunun Kelime Gruplar0 çindeki Durumu 1.4.2.1. sim fiil grubunun edat gruplar0nda isim unsuru olmas0 A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu (I/146-8). Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… (I/146-22). Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve &slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). Ba n buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için, kölelikten yeti tirip, beg k ld klar n , kumandan, vali eylemi ti (II/117-4). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard …(II/117-7). Dur imdi, e er kurband ysam, kan m vermeye dahi sürükledi, (ler). diyorsam ki öyle de olmu tu, yine bir safl k ifadesi de il mi. (III/5-15). Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan a varmaya çal m (V/105-2). Cümleye ak l da tmaya pek merakl olan profesör – her halde Tülin’e göz önünde bir yer bulmak için olsa gerek – kad nca za oturdu u daireye birkaç ö renci al p, buras n bir küçük pansiyon haline getirmesini “önermi .” (VII/13-10). 70 Can m geçen gün de söylemi tim ya, insanlar n hepsi birer canbazd r, ipin üzerinde yürüyebilmek için destek alacaklar bir sopa bulmalar laz m, denge için, hani canbazlar ta rlar ya ellerinde…(VII/80-15). " te 1960’lar n bahar nda toprak, kar suyunu yava yava emip içine sindirirken, ükranlar n ifade etmek için olsa gerek, ba r ndan akçabardaklar f k rtm t (VIII/717). (VIII/310-3), (VIII/454-12), (IX/147-12), (IX/147-13), (X/58-23), (XI/11-3). (XI/55-7). 1.4.2.2. sim fiil grubunun isim tamlamalar0nda tamlayan olmas0 Biz yine Edirne’ye, 1700 y llar na dönelim ve Türklerin a y ke fetme hikayesini dinleyelim…(I/146-23). Ancak Alp Arslan Sultan’a ayar olagelmenin mümkünü var m ? (II/117-10). Yoksa, bu beyler yi ittir dememek, erdir, bahad rd r, erdemlidir dememenin dahi mümkünü yok! (II/117-11). A as kar s nda, a as kadar güçlü olabilme davas güden Gevher’in tutsa idi (II/118-17). Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u.. rüzgarla kar an yelesi kara cins at n n nal seslerince, bir yerlerde babaya, ya da a aya kar gelebilmenin umudu (II/118-35). .imdi u koyu koyu Türke ’çi bilinen adamlara bile, sempatik görünmek zorunlulu u içini s k yordu (III/122-6). Ne var ki tümüne birden irin görünmek mecburiyeti vard (III/122-8). M sri sanki arkada n n söylediklerini hiç i itmemi gibi; “-Bilir misin, dedi, kime, neye bir ders almak arzusuyla bakarsan, onu yarat lm oldu u maksada do ru yolcu bulursun (VI/321-9). Bak "lhan’dan bahsediyorduk, hiç dü ünmez misin, çocu un buraya geli gidi günleri saatleri belli mi, niçin bizim evin önünde vursunlar onu? (VII/22-16). 71 Onun sesini duyuyorum: Türk olman n tek faydas n söyleyebilseydin bana…(VIII/107-23). O halde ayr nt lar ile tariflere girenlerin a zlar n açt ran, ac çekmekten ho lanma dürtüsü mü? (VIII/211-9). (VIII/211-13), (XI/55-8). 1.4.2.3. sim fiil grubunun isim tamlamalar0nda tamlanan olmas0 Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur (I/146-2). Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Aç lan yaralar, hastal klar boyunca ak p, çiçe in zehrini at yor, ba ka taraflara yay lmas na mani oluyor (I/146-18). Vatan m çok sevdi im için , a n n oraya da girmesini çok isterim (I/146-21). Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över; Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini, söylerken a lard (II/10-7). Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti (II/117-2). Ba bu , atalar n n düzen üzre, ulusunun erleri aras nda farkl l k gözetmiyor, anlar n ellerinin eri ebildikleri yere de in uzanmalar n istiyordu (II/117-5). 72 Y nal’ n yok edili i bile, Türk töresine uygun getirilmi , kutlu kan topra a ak t lamayaca için, yay n kiri i ile bo durulmu tu (II/118-14). El-Basan’ n isyan ; Kavurt’un isyan na kar mas , öncülerin ba nda, Ba bu ’ a kar ç kmasayd , y l, 1067 idi o zamanlar (II/118-20). Af n Beg’in ard ndan sald r bu yüzdendi (II/118-29). (II/118-33), (II/118-33), (III/5-18), (III/122-4), (III/122-11), (VI/207-2), (VI/270-7), (VI/311-12), (VI/311-12), (VII/13-10), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/81-23), (VIII/10713), (VIII/107-13), (VIII/211-11), (VIII/310-16), (VIII/345-5), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-19), (X/59-56), (X/55-9), 1.4.3. sim-Fiil Grubunu Olu1turan Ekler 1.4.3.1. “-mAk” eki Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz (I/146-3). Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak (I/146-7). A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu (I/146-8). Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… (I/146-22). Oysa Karahanl lar’ca gerekti Arslan Yabgu’yu ortadan kald rmak (II/10-9). Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve "slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). Ba n buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için, kölelikten yeti tirip, beg k ld klar n , kumandan, vali eylemi ti (II/117-4). 73 Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard …(II/117-7). Yoksa, bu beyler yi ittir dememek, erdir, bahad rd r, erdemlidir dememenin dahi mümkünü yok! (II/117-11). Ahlat’a var ld ktan sonra, Sultan Tu rul’un vasiyeti üzere, Malazgirt ve Erci al nd , kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, gün h z na eri mektedir (II/118-38). (III/5-9), (III/122-6), (III/122-8), (III/122-11), (V/105-2), (VI/207-2), (VI/321-9), (VII/13-10), (VII/42-2), (VII/80-15), (VIII/7-17), (VIII/106-2), (VIII/211-9), (VIII/21110), (VIII/211-14), (VIII/310-3), (VIII/345-1), (VIII/345-16), (VIII/454-2), (VIII/4542), (VIII/454-12), (VIII/454-12), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/117-3), (IX/117-3), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/147-13), (X/58-33), (X/59-60), (XI/11-3), (XI/55-7), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/155-10), (XI/55-10), (XII/16-3), (XII/31-1), (XII/31-1). 1.4.3.2. “-mA” eki Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur (I/146-2). Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Aç lan yaralar, hastal klar boyunca ak p, çiçe in zehrini at yor, ba ka taraflara yay lmas na mani oluyor (I/146-18). A n n faydas na inand m için sevgili yavruma da yapt rmaya karar verdim (I/146-20). Polonya sava n n yine zaferle neticelenece ini gönül biliyordu ama M sri bu zaferi küçümsüyordu, onca bu, fakir fukara bir adam n bir gün için kuzu budu yiyip, sevinmesi gibi bir eydi!. (VI/270-7), 74 Cümleye ak l da tmaya pek merakl olan profesör – her halde Tülin’e göz önünde bir yer bulmak için olsa gerek – kad nca za oturdu u daireye birkaç ö renci al p, buras n bir küçük pansiyon haline getirmesini “önermi .” (VII/13-10). an m geçen gün de söylemi tim ya, insanlar n hepsi birer canbazd r, ipin üzerinde yürüyebilmek için destek alacaklar bir sopa bulmalar laz m, denge için, hani canbazlar ta rlar ya ellerinde…(VII/80-15). Söylerdim, itiraz ederdi: Hay r, belki sadece yüre inde yanmaya haz r bekleyen bir eye, kibrit tutmu olabilirim, zaten yapabilece im bu kadard r (VII/81-18). Onun sesini duyuyorum: Türk olman n tek faydas n söyleyebilseydin bana…(VIII/107-23). Karar veriyorum, ne kadar samimi diye sormaya lüzum yok (VIII/107-24). (I/146-21), (I/146-23), (II/10-7), (II/117-2), (II/117-2), (II/117-5), (II/117-10), (II/11711), (II/118-17), (II/118-(III/122-4), 20), (II/118-28), (II/118-33), (II/118-33), (II/11835), (II/118-36), (III/5-15), (III/122-4), (III/122-12), (VI/117-12), (VI/207-2), (VI/2511), (VII/13-10), (VIII/107-28), (VIII/107-29), (VIII/211-9), (VIII/211-11), (VIII/21113), (VIII/310-16), (VIII/345-4), (VIII/345-5), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/34520), (VIII/345-20), (VIII/349-1), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/454-13), (VIII/45517), (VIII/455-19), (IX/5-1), (IX/7-3), (IX/117-4), (X/58-23), (X/58-34), (X/59-39), (X/59-43), (X/59-62), (X/60-65), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/221-10), 1.4.3.3. “-I1” eki Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över; Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar direniyorlard …(II/10-7). tuttuklar na ba indirmemek için 75 Y nal’ n yok edili i bile, Türk töresine uygun getirilmi , kutlu kan topra a ak t lamayaca için, yay n kiri i ile bo durulmu tu (II/118-14). Af n Beg’in ard ndan sald r Zeki’nin a t bu yüzdendi (II/118-29). koyu koyu Anap’l bilinenlerin dahi, Turgut Bey’i savunmaktan imtina edi leriydi (III/122-11). .imdi bilin ki insan hareket ve çal malar n n çe itli olu u, insanlar n dört ayr merhalede bulunu lar ndan dolay d r (VI/311-12). Bak "lhan’dan bahsediyorduk, hiç dü ünmez misin, çocu un buraya geli gidi günleri saatleri belli mi, niçin bizim evin önünde vursunlar onu? (VII/22-16). Allah tek fakat O’nun her gönülde bir ayr ke fedili i vard r, her gönül ayr d r çünkü Allah rahmetini diledi ine, diledi i kadar verir (VII/81-23). Kadrimizin her zaman bilinmeyi i, ço umuzun gölgeler içinde ömür tüketip, karanl kta göçü ü bu yüzden de il mi? (VIII/107-13). (III/5-17), (III/5-18), (VI/31-12), (VIII/107-13), (VIII/455-19). 1.5. ZARF-F L GRUBU Fiil kök veya gövdelerine “-A, -AlI, -I, -ArAk, -Ip, -IncA, -dIkcA, -mAdAn, ken” gibi eklerden birisinin getirilmesiyle yap lan bir zarf-fiil ve ona ba l unsurlardan olu an kelime grubudur. Gerindium grubu da denir. Zarf-fiil grubun yüklemidir. Grupta di er ö eler de bulunabilir. Zarf-fiil, grubun yüklemi olsa bile yarg bildirmez. Zarf-fiiller cümlede zarf tümleci olarak görev yaparlar. Baz ara t rmac lar art kipi eki olan “-sA” ekini de zarf-fiil eki olarak kabul eder. “Cümlede hiçbir zaman yüklem görevi ta mayan (dilek bildiren birkaç özel kullan d nda). “-sA” eki gramerlerin, devaml yüklem görevi üstlenen “fiil kipleri” bölümünde de il, fiilden türemi zarflar olan “gerindiumlar” k sm nda verilmelidir. “sA” eki gramerimizin gerindiumlar bahsinde “ art gerindiumu” ad alt nda verilebilir.” (Gülsevin, TD, 1990, say 467, 279). 76 Baz eklerin farkl ve birlikte kullan lmas da zarf- fiiller gibi bir anlam verir. “-r / -mAz”, “-DI / mI” ve “-DI / -AlI” vb. kal plarla kurulan gruplar da birer zarf-fiil grubudur.”(Karahan, 2004, 58). 1.5.1. Cümledeki Görevi Yönünden Zarf-Fiil Gruplar0 1.5.1.1. Zarf-fiil grubunun zarf olarak kullan0lmas0 Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu: -Selçuk’un torunlar özü ulus içre çok itibar ve sayg ya sahip olup, sultanl k davas ndad rlar (II/10-13). Anca ol p nar n, ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad El-Basan ba u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti (II/117-2). dilemeyip, kaçt .. ulusu Yabgu’lulard , Ak Topraklar’a ak n edip, urup, çarp p dönüyordu (II/118-27). Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u.. rüzgarla kar an yelesi kara cins at n n nal seslerince, bir yerlerde babaya, ya da a aya kar gelebilmenin umudu (II/118-35). Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra (II/118-36). Böylece gökten gönüllerine dü üp, gönüllerinden gö e ula an “Allah Allah” seslerinin uzay p gitti i yollarda, alaylar ba lan p, ko umlar düzülmekte.. tunç borular çal n p davullar vurulmakta; Selçuklu’nun seferi var (II/118-37). Konu sevgi ve biraz da talep olunca… a, evet utan yor, allar içinde! (IX/5-6). Gülme arzumu geri gönderip, bu yüzden biraz k zar p san r m, en güven verici sesimle: “ –Sizi seviyorum! dedim (IX/5-8). 77 Art k sar n olmad m söyleyince de “ Bebekken sar nd n.. der.. Renoir’in tablosunda bana birden bire seni hissettiren genç k z da sar nd ” (X/57-12). (I/146-18), (II/10-7), (II/10-7), (II/117-2), (II/117-4), (II/118-13), (II/118-27), (II/11835), (II/118-37), (II/118-38), (II/118-39), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/11844), (II/118-44), (III/5-1), (III/61-8), (III/122-5), (III/122-12), (III/189-10), (IV/13-1), (IV/224-s), (IV/224-s), (V/105-1), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-12), (V/105-12), (VI/7-1), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/90-1), (VI/13311), (VI/142-11), (VI/172-3), (VI/172-3), (VI/196-4), (VI/270-7), (VII/13-10), (VII/162), (VII/37-6), (VII/279-12), (VII/279-12), (VII/279-13), (VII/279-23), (VII/279-24), (VII/279-25), (VIII/7-17), (VIII/7-17), (VIII/106-1), (VIII/106-3), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/107-16), (VIII/107-18), (VIII/108-30), (VIII/108-30), (VIII/10830), (VIII/211-17), (VIII/310-6), (VIII/345-1), (VIII/345-1), (VIII/345-3), (VIII/345-4), (VIII/345-5), (VIII/345-9), (VIII/345-13), (VIII/345-18), (VIII/349-1), (VIII/349-1), (VIII/454-2), (VIII/454-10), (VIII/455-19), , (IX/5-8), (IX/5-8), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/57-13), (IX/67-4), (IX/67-4), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/97-9), (IX/97-9), (IX/167-2), (IX/167-2), (IX/177-1), (IX/57-12). (X/5826), (X/59-50), (X/59-56), (X/59-61), (X/60-65), (X/60-65), (X/60-67), (XI/7-5). (XI/11-3), (XI/16-7), (XI/55-7), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-12), (XI/155-1), (XI/155-1), (XI/155-4), (XI/221-4), (XI/221-5), (XI/221-11), (XII/16-13), 1.5.2. Zarf-Fiil Grubunu Olu1turan Ekler 1.5.2.1. “-Ip” eki Aç lan yaralar, hastal klar boyunca ak p, çiçe in zehrini at yor, ba ka taraflara yay lmas na mani oluyor (I/146-18). Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini, söylerken a lard (II/10-7). Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu: Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti (II/117-2). 78 Bu yüzden, Tu rul ve Alp Arslan Sultanlar, önce isyan edip, sonra yenilenlere kar ;görkemli ailelerine yara r ekilde muamele etmi ler, onlar n adlar n gökte iken yere indirmemi lerdi…(II/118-13). Askerleri peri an k l nd ktan sonra, Kavurt a as Ba bu ’un önünde ba indirip, a r bast (II/118-23). El-Basan ba dilemeyip, kaçt .. ulusu Yabgu’lulard , Ak Topraklar’a ak n edip, urup, çarp p dönüyordu (II/118-27). Böylece gökten gönüllerine dü üp, gönüllerinden gö e ula an “Allah Allah” seslerinin uzay p gitti i yollarda, alaylar ba lan p, ko umlar düzülmekte.. tunç borular çal n p davullar vurulmakta; Selçuklu’nun seferi var (II/118-37). Ahlat’a var ld ktan sonra, Sultan Tu rul’un vasiyeti üzere, Malazgirt ve Erci al nd , kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, gün h z na eri mektedir (II/118-38). - (II/10-13), (II/117-2), (II/117-4), (II/118-27), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-44), (II/118-44), (III/5-1), (III/61-8), (IV/13-2-1), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-10), (V/105-12), (V/105-12), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/142-11), (VI/270-7), (VII/13-10), (VII/16-2), (VII/279-13), (VII/279-23), (VII/279-23), (VII/279-24), (VII/279-25), (VIII/7-17), (VIII/106-3), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/107-16), (VIII/310-6), (VIII/345-1), (VIII/345-9), (VIII/345-13), (VIII/345-18), (VIII/454-2), (VIII/454-10), (VIII/455-10), (IX/5-8), (IX/5-8), (IX/5-10), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/57-13), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/97-9), (IX/167-2), (IX/1672), (IX/177-1), (X/59-56), (X/60-65), (X/60-67), (XI/11-3), (XI/55-7), (XI/55-11), (XI/155-1), (X/221-11). 1.5.2.2. “-IncA” eki Neylersin, ne dersin, Sultan’dan kaçagiden, sultan ya s ile kap yor ve dahi Yabgu’lu Rum’u k r p da, Manüel onun önüne tutsak getirilince.. El-Basan’ n ba bulan p, gönlü daral yor.. akl da l yor, rezillik ba l yor! (II/118-41). "malathane, kocaman, oldukça lo , ambar gibi bir yerdi, ocaklar n üstünde kocaman kazanlar vard , her bir kazan n üstünde ise, tavandan sarkan bir tahta tekerlek 79 bulunuyordu, yandan uzanan ipi çekilince bu tahta tekerlek dönüyor, üzerine as lm , ince pamuk iplikleri döndürüyordu (VI/133-1). Hakl s n, dediler ona, ama bu mesele senin ba na gelmeyince, o mahcubiyeti ya amad kça, gereken gayreti bu kadar iyi göstermeyebilirdin (VI/172-3). .öyle sere serpe uzan p da topra a, gözlerini gö e kald r nca, seni hat rlamamak imkâns z akçabarda m (VIII/345-1). Demek, sessizce ve umudumu kendime bile belli etmemeye çal arak, pek bekliyormu um ki; ondan askere gidece ine dair bir mektup al nca bozuldum (VIII/349-1). Konu sevgi ve biraz da talep olunca… a, evet utan yor, allar içinde! (IX/5-6). Art k sar n olmad m söyleyince de “ Bebekken sar nd n.. der.. Renoir’in tablosunda bana birden bire seni hissettiren genç k z da sar nd ” (X/5-6). 1.5.2.3. “-ArAk” eki El-Basan unutulas ad n , Selçuklu’ya kara leke ve dahi ulusu Yabgulular da ba s z koyarak Manuel’le birlikte "stanbul yoluna dü eyürüyor (II/118-46). Gök, as k suratl ve buz grisi, derinden derine gelen o müthi öfkesi, havada artarak denize aksediyor, deniz de buz grisi, sular köpürüp, ahlanarak gemiyi dövüyor (VI/7-1). Böyle bir element ve ben nedense kendimi bir Tanr ça’dan ziyade, SELENYUM olarak hissettim, yahut da hiç! (VII/37-6). Hiçbir ey hissetmeden, a z ndan ç kanlar n manas n bile kavramadan beni taklit ederek, sab rla çal t (VIII/108-30). Böylece öz varl klar n n ve millet olarak varl n fark na var yorlar (VIII/211-12). As l suçlu olarak onlar kabul ediyorlar, fakat içlerinde babam gibi her eyden habersiz kimseler de bulunmal (VIII/211-17). 80 Demek, sessizce ve umudumu kendime bile belli etmemeye çal arak, pek bekliyormu um ki; ondan askere gidece ine dair bir mektup al nca bozuldum (VIII/3491). Kimimiz onu öperek, kimimiz alk layarak oyuna son verdik (IX/67-4). Üzerinde dönüp durdu um bir gerçek, dönüyorum a k ile ve dikkatle, kimi saç lm , kimi uçu an ebnemleri esirgeyerek (XI/7-5). Ustaysa, tam bir otorite olarak görünmü tü bana sevgiyle esirgeyen, ku atan ve sayg , sevgi uyand ran ve iyi ve do ru ve çal kan ve çok bilgili…(XI/16-7). Siz yaln z O’nun önünde küçüklü ünüzü bilip, büyüdükçe küçülerek, hayr n za var etti i her ey için ükrediniz (XI/155-1). Ayetlerde ükürle ilgili pek de çok söz var, benim en ilgimi çekeni ise öyle: “Kim içinden gelerek bir hay r i lerse, Allah .akir’dir, te ekkür eder” diyor (XI/155-4). 1.5.2.4. “-mAdAn” eki Mehmet, onun arkas n dönüp, ormana dald n gördü: “Ö len olmadan var r köye…” diye geçti akl ndan (IV/224-son c.). Hiçbir ey hissetmeden, a z ndan ç kanlar n manas n bile kavramadan beni taklit ederek, sab rla çal t (VIII/108-30). Fakat ben, ni anl ma söylemeden önce, bir kere de Arif’e dan mak istedim (VIII/310-10). Elimde olmadan ben gülümsedim sana, sonra akl m ba ma geldi, çevreyi ara t rd m, gören oldu mu? diye (VIII/345-3). Sadece yüzüyle konu abilirim onun, bir sessiz dil olur bu.. diyebilirim ki ona: “ Hiçbir ey duyup hissetmeden o sözü söyledim size, asl nda sizi sevip sevmedi imi bilmiyorum, ben hiç kimseyi sevmem, Mehmet’i bile sevmem (IX/5-10). Niçin merak etti ini dü ünmeden, itiraf ettim:” – Maalesef olmad .. dedim.. onca erkek arkada ma ra men, ha bak bana ilan a k eden, daha do rusu ç kma önerisinde bulunanlar çok oldu da. (X/58-26). 81 Gülgün’le ç kt k, ben her zaman yapt m gibi biraz yürümek, konu ulanlar üzerinde dü ünmek istiyordum, Gülgün’e “ Ne desin, nas l buldun?” diye sormaya vakit kalmadan, o gayet ciddi: “- Sen imdi yürümek istersin, o halde ben gideyim, haydi eyvallah…” Deyip, bir taksiye i aret etti (XI/55-11). .a akalm t m, bahçede ustaya hayran bak lar neydi, imdi iki lak rd etmeden kaç ne… (XI/55-12). 1.5.2.5. “-ken” eki Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini söylerken a lard (II/10-7). Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u.. rüzgarla kar an yelesi kara cins at n n nal seslerince, bir yerlerde babaya, ya da a aya kar gelebilmenin umudu (II/118-35). Bu s ra, El-Basan ise; öfkesi tuttu mu kara ta kül eyleyen Af in Beg önünde sapa yer gözetirken, Sivas’ta Manuel ordusuna kar geliptir (II/118-39). Bunu dü ünüyordu Zeki, una buna gülücük da t rken, içinden taa içinden politikac lar n i inin ne kadar zor oldu unu takdir ediyordu (III/122-5). Evet evet, diyordu: Biz size, siz bize derken, derken Aysan’lar s yr l versin aran zdan!. (III/189-10). Bir vakitler, dini bilgilere tam hakim, ulemadan bir zat, at üstünde uzak bir diyara giderken, yolunu a rm , gitmi gitmi , ak am eri mi , al karanl k basm (V/105-1). Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm , tam namaza duracakken bakm , biraz ilerde çoban yat p kalk p, bir eyler m r ldan yor; …(V/105-10). 82 …fakat ayn zamanda iyiydi de bir denge mevcuttu iyilikle kötülük aras nda, kurban oldu u o sevgili, her eyin z dd n yarat rken nas l da güzel bir düzen ve uyum kurmu tu (VI/90-1). Gerçi Allah a k kalbine dolarken yava yava , Melek ah silinivermi ti ama, yine de a rd i te kendi rahatl na…(VI/196-4). … bo u bo una dememi ler eskiler, “.eyh bir rüzgârsa mürit, önünde uçu an bir sonbahar yapra d r” diye; M sri’nin bu yola girerken ilk ö rendi i ey de bir müridin; eyhin elinde ancak ölü y kay c s n n elindeki ceset gibi olmas laz m geldi i idi: “ Emredesiniz Sultan’ m” dedi (VI/207-2). Yanlar nda yürüyenlerin ellerinde de silah var, tam kap dan ç karlarken, imtihana gelen s n f arkada lar yla kar la yorlar (VII/279-12). (VIII/7-17), (VIII/106-1), (VIII/107-18), (VIII/345-4), (X/59-50), (X/59-61), (X/60-65), (X/221-4), (XII/16-13). 1.5.2.6. “-dIkçA” eki Hakl s n, dediler ona, ama bu mesele senin ba na gelmeyince, o mahcubiyeti ya amad kça, gereken gayreti bu kadar iyi göstermeyebilirdin (VI/172-3). 1.5.2.7. “-AndA” eki Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra (II/118-36). 1.5.2.8.Ba1ka kal0plarla kurulan zarf-fiil gruplar0 Bu s ra, El-Basan ise; öfkesi tuttu mu kara ta kül eyleyen Af in Beg önünde sapa yer gözetirken, Sivas’ta Manuel ordusuna kar geliptir (II/118-39). 1.6. TEKRAR GRUBU Tekrarlar, Türkçe’nin ak c , k vrak, iirsel ve güçlü anlat m n n delillerinden olan ikileme, ikizleme gibi adlarla da an lan birliklerdir. 83 “Anlam güçlendirmek için ayn kelimenin tekrarlanmas , anlamlar birbirine yak n, kar t olan veya sesleri birbirini and ran kelimelerin yan yana kullan lmas d r.” (TDK, 1988, 691). L. Karahan tekrar grubunu öyle tan mlar: “Bir nesneyi, bir niteli i, bir hareketi kar lamak üzere e görevli iki kelimenin meydana getirdi i kelime gruplar d r.” (Karahan, 2004, 60). Atasözleri, bilmeceler, deyimler gibi sözlü ürünlerde daha çok kar la t tekrarlar, yo unla t r lm mz bir anlam ve ahenge sahip olduklar için ak lda kalmalar daha kolayd r. Orhun Abideleri, Kutadgu Bilig, Divan- Lugat’-it Türk, Nehcü’l Feradis, Gülistan Tercümesi, Dede Korkut Hikayeleri gibi eserlerimizde de çe itli ikileme örnekleri ile kar la yoruz (eb bark “ev bark”, tünli künlü “geceli gündüzlü”). Çal mam zda bu grubu ayn kelimelerin tekrar yla yap lm tekrarlar, yak n ya da e anlaml kelimelerle yap lm tekrarlar, z t anlaml kelimelerle yap lm tekrarlar ve ilaveli tekrarlar olarak inceledik. 1.6.1. Yap0s0 Bak0m0ndan Tekrar Grubu 1.6.1.1. Aynen tekrarlar O k yamet günler yâd na dü er, deyi derdi, zaman zaman.(II/10-3). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, Devam ettire gitti (II/117-2). Böylece gökten gönüllerine dü üp, gönüllerinden gö e ula an “Allah Allah” seslerinin uzay p gitti i yollarda, alaylar ba lan p, ko umlar düzülmekte.. tunç borular çal n p davullar vurulmakta; Selçuklu’nun seferi var. (II/118-37). 84 Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l , izlenimi b rakm t , a r a r akan, bula an (III/5-11). Akraba fertlerini, evdekileri, hatta kom ular ona teker teker anlatt m, taklitlerini bile yapt m (III/61-2). .imdi u koyu koyu Türke ’çi bilinen adamlara bile, sempatik görünmek zorunlulu u içini s k yordu (III/122-6). Ba bakan türlü parçalara ayr lm , her bir parças ayr ayr yenilip tüketiliyordu (III/122-10). Genç kafas n n ilk muhte em isyan ile çocuk, bir elini siper edip, kendine, geri geri kaçt (IV/13-1). (V/105-8), (VI/17-12), (VII/279-6), (VII/279-13), (VII/279-20), (VIII/7-17), (VIII/10712), (VIII/107-12), (VIII/107-18), (VIII/211-7), (VIII/211-15), (VIII/345-10), (VIII/454-7), (VIII/454-19), (IX/57-12), (IX/77-10), (IX/88-7), (IX/167-2), (X/57-12), (X/58-18), (X/59-42), (XI/221-17), (XII/31-3), 1.6.1.2. E1 veya yak0n anlaml0 tekrarlar A lanan çocuklar, sekiz gün kadar oynuyorlar, bir ey olmuyor, daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, iki üç gün yatakta yat yorlar, yüzlerinde yirmi otuz sivilce ç k yor (I/146-16). Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu: -Selçuk’un torunlar özü ulus içre çok itibar ve sayg ya sahip olup, sultanl k davas ndad rlar (II/10-13). Türk; bozk r n ar duru p nar d r ve dahi tükenesi yoktur, belli (II/117-1). Bu akl da ona Kadriye vermi ti, kad n onun ne zamandan beri e i dostu ile ilgisini ke mi bulundu undan bahsediyordu, daha birkaç y l evveline kadar da, üniversitedeki arkada lar n n bollu undan rahats z olur, deveku lar üniversiteye gömdü ünden yak n rd (III/122-2). misali, Zeki’nin kafas n 85 Bunu dü ünüyordu Zeki, una buna gülücük da t rken, içinden taa içinden politikac lar n i inin ne kadar zor oldu unu takdir ediyordu (III/122-5). Sofrada sohbet, uradan buradan, Üniversite iç meselelerinden ba lam , günlük siyasete geçmi ti; öyle devam ediyordu (III/122-9). …ikisi beraber dinledi: Bulgurlu; tek aday n Aysan Semir oldu unu söylüyordu; kö ke yak n çevreler, imzan n bugün yar n ç kaca n belirtmi lerdi (III/188-1). Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan a varmaya çal m . (V/105-2). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). “Can m toprak” ”Ana toprak” falan filan gibi övgülerin yaln z alanlar taraf ndan, ald klar sürece yap ld n da bilmez, yahut bilmek istemez! (VIII/7-16). Çünkü, uzaklarda bir yerlerde, burada urada hala bir atl kar nca dönüyor (III/189-14). (VIII/107-6), (VIII/345-1), (IX/108-5), (X/58-22), (X/58-31), (XI/155-6), (XI/155-12), (XI/155-13). 1.6.1.3. Z0t anlaml0 tekrarlar Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm , tam namaza duracakken bakm , biraz ilerde çoban yat p kalk p, bir eyler m r ldan yor; adam, yakla m , çoban n k ld namaz desen de il, kulak vermi , söyledi i sözler dua desen de il! (V/105-10). Bak "lhan’dan bahsediyorduk, hiç dü ünmez misin, çocu un buraya geli gidi günleri saatleri belli mi, niçin bizim evin önünde vursunlar onu? (VII/22-16). .ükredebilmenin, eni, boyu, boyutu yok, küçü ü büyü ü yok (XI/155-5). 86 1.6.1.4. laveli tekrarlar O lan olacak, diye tasdik etti M sri, lakin bu hediye fazla ho uma gitmedi, yahu aram zda böyle eyler olur mu, evlendin, çocu un olacak diye hediye mediye, aram zda b rak bunlar adam m, b rak, ba kalar na yap sen onlar (VI/241-4). 1.6.2.Cümledeki Görevi Bak0m0ndan Tekrarlar 1.6.2.1. Tekrar grubunun özne olmas0 O lan olacak, diye tasdik etti M sri, lakin bu hediye fazla ho uma gitmedi, yahu aram zda böyle eyler olur mu, evlendin, çocu un olacak diye hediye mediye, aram zda b rak bunlar adam m, b rak, ba kalar na yap sen onlar (VI/241-4). .ükredebilmenin, eni, boyu, boyutu yok, küçü ü büyü ü yok (XI/155-5). Yaln z yolu yordam var üphesiz, dilden ziyade gönül yolu bu ve ölçüsü ve dille tekrardan çok birbirimize iyi yapt klar m z, iyi verdiklerimizdir (XI/155-6). 1.6.2.2. Tekrar grubunun zarf tümleci olmas0 O k yamet günler yâd na dü er, deyi derdi, zaman zaman (II/10-3). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu: -Selçuk’un torunlar özü ulus içre çok itibar ve sayg ya sahip olup, sultanl k davas ndad rlar (II/10-13). Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l , izlenimi b rakm t , a r a r akan, bula an (III/5-11). Akraba fertlerini, evdekileri, hatta kom ular ona teker teker anlatt m, taklitlerini bile yapt m (III/61-12). Ba bakan türlü parçalara ayr lm , her bir parças ayr ayr yenilip tüketiliyordu (III/122-10). 87 Genç kafas n n ilk muhte em isyan ile çocuk, bir elini siper edip, kendine, geri geri kaçt (IV/13-1). Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm , tam namaza duracakken bakm , biraz ilerde çoban yat p kalk p, bir eyler m r ldan yor; adam, yakla m , çoban n k ld namaz desen de il, kulak vermi , söyledi i sözler dua desen de il! (V/105-10). Kas m, ne istedi ini bilen, uslu bir çocuktu, saatlerce yaz yazmaya çal r, bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek ah’a k zmaz, hatta zaman zaman yazmay b rak r gülerek küçük k z oyalard (VI/17-12). Yava yava kendine do ru yakla an gençleri bekliyor, kollar gev ek iki yan na..(VII/279-6), (VII/279-20), (VIII/7-17), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-18), (VIII/211-15), (VIII/345-1), (VIII/345-10), (VIII/454-19), (IX/57-12), (IX/77-10), (IX/88-7), (IX/1672), (X/59-42), (XI/241-7), (XII/10-27). 1.6.2.3. Tekrar grubunun yer tamlay0c0s0 olmas0 Bunu dü ünüyordu Zeki, una buna gülücük da t rken, içinden taa içinden politikac lar n i inin ne kadar zor oldu unu takdir ediyordu (III/122-5). Sofrada sohbet, uradan buradan, Üniversite iç meselelerinden ba lam , günlük siyasete geçmi ti; öyle devam ediyordu (III/122-9). Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan a varmaya çal m (V/105-2). 1.6.2.4. Tekrar grubunun yüklem olmas0 Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, Devam ettire gitti (II/117-2). Eh adam, aç kalacak de il a, yüzünü buru turup buru turup, bir kase sütü ve armutlar midesine indirmi (V/105-8). 88 1.6.3.Tekrarlar0n Kelime Gruplar0 çindeki Durumu 1.6.3.1. Tekrarlar0n s0fat tamlamalar0nda s0fat unsuru olmas0 A lanan çocuklar, sekiz gün kadar oynuyorlar, bir ey olmuyor, daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, iki üç gün yatakta yat yorlar, yüzlerinde yirmi otuz sivilce ç k yor (I/146-16). Türk; bozk r n ar duru p nar d r ve dahi tükenesi yoktur, belli (II/117-1). .imdi u koyu koyu Türke ’çi bilinen adamlara bile, sempatik görünmek zorunlulu u içini s k yordu (III/122-6). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). Gurup gurup gençler, kaymak tabakan n nazl çocuklar , ba lar n e ip, manzaray görmezden geliyorlar (VII/279-13). Tümden zehir zümrüt kolyesiyle k rm z l kad na sormak istiyorum böylece (IX/108-5). Can m televizyonda seyrettik bir iki filmini ya (X/58-22). Senin k z kad n arkada lar n, onlar! (X/58-31). Kar koca bu tatl insanlarla da “ ükür” bahsi aç ld (XI/155-12). Selma, bu hayali itmek, v c k v c k sesi duymamak istiyordu, arkada n n peri an yüzüne, dalg n gözlerine bakt , ona sar lmak geçti içinden cesaret edemedi (XII/31-20). 1.6.3.2.Tekrarlar0n isim tamlamalar0nda tamlayan olmas0 Böylece gökten gönüllerine dü üp, gönüllerinden gö e ula an “Allah Allah” seslerinin uzay p gitti i yollarda, alaylar ba lan p, ko umlar düzülmekte.. tunç borular çal n p davullar vurulmakta; Selçuklu’nun seferi var (II/118-37). 89 1.6.3.3. Tekrarlar0n 0sim tamlamalar0nda tamlanan olmas0 Bir s cak ve içten tebessümün yüzünde yer etti i Tülin Han m: “-.imdi ükür, halimiz vaktimiz yerinde amma bir zamanlar çok s k nt çektik, fakat inanc m z, Ona ükretmemiz eksilmedi yüre imizden, ” dedi (XI/155-13). 1.6.3.4.Tekrarlar0n birle1ik fiillerde isim unsuru olmas0 Katk s z, sert, içten gelen bir ahenkle sarma dola olmu yatay, dikey, içleri bo , dolu kutular, çizgiler (VIII/107-6). Sözler hiç bitmedi, a zdan a zda dola t (VIII/211-7). Umumiyetle suskun, konu tu u zaman kelimeleri a z ndan tarta tarta ç kar yor, heyecans z, sakin görünüyor (VIII/454-7). 1.7. EDAT GRUBU Bir isim ile son çekim edatlar ndan (ile, için, gibi, do ru, kadar, göre, de in vb.). herhangi biri ile yap lan gruptur. "sim + edat eklinde formülle tirebilece imiz bu grubun isim unsuru tek bir kelime olabilece i gibi kelime gruplar ndan biri de olabilir. Edat grubu kelime grubu veya cümle içinde isim, s fat, zarf görevi yapar. Yüklem olarak cümle kurulu una kat labilir. Çal mam zda edat ile kurulan gruplara s k rastlanm t r. Bunlar cümlede zarf tümleci kelime gruplar nda da s fat görevinde bulunmu tur. 1.7.1. Yap0s0 Yönünden Edat Grubu 1.7.1.1. “sonra” ile kurulan edat grubu Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar.(I/146-12). - Evet… dedi… Zeki... bir dahaki sefere, üç y l sonra, art k senin profesörlü ün gelmi olur, senin için çal r z (III/189-7). 90 Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor; onlar can suyumuza kar m sab rla, ince ince i leyip, Allah sevgisi nurumuzla ayd nlatt ktan sonra sessizce, yumu ak yumu ak seriyoruz gözler önüne (VIII/107-12). Kal burada, daha ö renecek pek çok ey var, kendini tan d ktan sonra; onlar tan (VIII/310-7). — Kendinize bir isim seçecek ve bundan sonra hep o ismi kullanacaks n z… dedi. (VIII/345-21). Y llar sonra, bir sala bal kç lokantas nda kar la t m Berrin Han m’la grup halinde gelmi lerdi, yan m zdaki masada oturuyorlard , kahkahalar , amatalar can m s k yordu, ben Mehmet’leydim…(IX/7-2). Birkaç ay sonra da, R fk ’n n kollar aras nda öldü, gitti (IX/127-14). Hümeyra’n n dinle hiç ilgisi olmamas na ra men Berrin, onun ölümünden sonra bütün dini faaliyetlerin yap lmas n sa lad (IX/127-15). Onu geçirdikten sonra, kap y usulca kapatt m ve bir zaman durup, merdivenden ayak seslerini dinledim (X/59-56). Usta içeri girdikten sonra, bizler biraz daha sohbet ettik, hemen herkes gönlü sevgiye haz rlanman n bir çe it yolunu göstermi ti;… (XI/55-8). (I/146-16), (II/118-23), (V/105-11), (VI/207-2), (VIII/7-2), 1.7.1.2. “için” ile kurulan edat grubu A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu (I/146-8). Onun için, a y kapal yerlere yap yorlar (I/146-15). A n n faydas na inand m için sevgili yavruma da yapt rmaya karar verdim (I/146-20). Vatan m çok sevdi im için , a n n oraya da girmesini çok isterim (I/146-21). 91 Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… (I/146-22). ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin , hepsi ayr bir yüktü Zeki için, Sosyal Demokratlar’ benimsiyor, onlar ayd n ve uygar buluyordu (III/122-7). - Evet… dedi… Zeki... bir dahaki sefere, üç y l sonra, art k senin profesörlü ün gelmi olur, senin için çal r z (III/189-7). " te 1960’lar n bahar nda toprak, kar suyunu yava yava emip içine sindirirken, ükranlar n ifade etmek için olsa gerek, ba r ndan akçabardaklar f k rtm t (VIII/717). Her insan kafas , daha iyi imkânlara eri mek için, daima artlanmaya haz rd r (VIII/310-3). Birço u da, evlerinde alet bulundu u halde, ustan n hay r duas yla ba layabilmek için, önce buraya gelip, burada, “Bismillah” çekermi (XI/55-7), (II/117-2), (II/117-2), (II/117-3), (II/117-3), (II/117-4), (II/117-7), (II/118-14), (II/11833), (V/105-2), (V/105-2), (VI/270-7), (VII/13-10), (VII/27-21), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/80-15), (VII/81-6), (VII/279-16), (VIII/454-4), (IX/117-4), (IX/147-12), (IX/147-13), (X/57-3), (X/59-52), (X/60-66), (XI/11-3), (XI/155-1), (XI/155-7), (XI/155-7), (XI/155-7), (XI/155-9), (XI/155-9), 1.7.1.3. “gibi” ile kurulan edat grubu Fakat bir hafta içinde hastal a tutulmam gibi oluyorlar (I/146-17). Pi manl k, öfke… ve korku, ate gibi yak yor içini (VII/279-2). Suçlar s ralan yor surat na, tükrük f rlat r gibi: “- "zmir’e gidip bir fa istin cenazesine kat lm s n!” “-Okulu terk dedik, b rakmad n!” “-Bizim cenazeyi sabote etmi sin!” (VII/279-25). 92 “Can m toprak” ”Ana toprak” falan filan gibi övgülerin yaln z alanlar taraf ndan, ald klar sürece yap ld n da bilmez, yahut bilmek istemez! (VIII/7-16). Kan gibi!. (VIII/107-8). Dedem bir kere bana, “Ninen de severdi çiçekleri, senin gibi onlara türlü mana, söz, tav r yak t r rd .” dememi miydi? (VIII/107-11). Konu mam z , dü üncelerimi oldu u gibi anlatt m (VIII/310-11). Bana mavi mavi bak yorsun, güne yald zlam bak lar n , gülümser gibisin, tek bulut yok… (VIII/345-2). .a r yorsun de il mi, sorar gibisin, “Art k gülmek de mi yasak be can m?” (VIII/345-6). Bak yorum, bir zamanlar ona söylediklerimin hepsine akl yatm görünüyor, ama mücadele etmek, harekete geçmek gibi hiçbir dü üncesi yok (VIII/454-12). (II/9-2), (II/9-2), (III/5-12), (III/122-7), (III/188-2), (IV/103-2), (V/105-2), (V/105-10), (VI/27-7), (VI/107-1), (VI/133-1), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/251-1), (VI/270-7), (VI/321-9), (VII/53-21), (IX/5-5), (X/58-23), (X/58-23), (X/59-42), (X/59-57), (XI/553), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/221-5), (XI/221-16), 1.7.1.4. “kadar” ile kurulan edat grubu Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). A lanan çocuklar, sekiz gün kadar oynuyorlar, bir ey olmuyor, daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, iki üç gün yatakta yat yorlar, yüzlerinde yirmi otuz sivilce ç k yor (I/146-16). Bu akl da ona Kadriye vermi ti, kad n onun ne zamandan beri e i dostu ile ilgisini ke mi bulundu undan bahsediyordu, daha birkaç y l evveline kadar da, 93 üniversitedeki arkada lar n n bollu undan rahats z olur, deveku lar misali, Zeki’nin kafas n üniversiteye gömdü ünden yak n rd (II/122-2). :imdiye kadar bana hiç kar mad lar, paras z yat l okuyaca m, dedim, ö retmen olaca m dedim, bilmem Konya’da yaln z ya ayaca m dedim, sonra "stanbul’a tayinimi yapt rd m, hiç mi hiç kar mad lar (III/61-6). Yani imdiye kadar hayat m hep kendim biçimlendirdim, seçtim, karar verdim ve onlara söyledim (III/61-7). .imdi de ni anland m, onu Ankara’ya getirip, sizlerle tan t raca m dedim, o kadar (III/61-8). Zeki, davetlilerine kar , do rudan do ruya konuyu açmaya biraz utan yordu, zaten imdiye kadar hepsi i itmi ti i iteceklerini, bu yeme i kabul etmeleri, acaba Zeki’yi tasvip ettikleri anlam na gelmez miydi?.. (III/122-4). Bunu dü ünüyordu Zeki, una buna gülücük da t rken, içinden taa içinden politikac lar n i inin ne kadar zor oldu unu takdir ediyordu (III/122-5). Dünyan n en büyük insan n n ya ad hayat ne kadar sade, ne kadar ar , duru idi (VI/104-1). Hakl s n, dediler ona, ama bu mesele senin ba na gelmeyince, o mahcubiyeti ya amad kça, gereken gayreti bu kadar iyi göstermeyebilirdin (VI/172-3). Sen kendin o kadar bencilsin, bütün insanlara kar o kadar ilgisizsin ki hiç Allah’ n bir kulu için k l n k p rdatmazs n (VII/27-1). (II/118-17), (VII/27-1), (VII/81-18), (VII/81-19), (VII/81-23), (VIII/106-1), (VIII/10724), (VIII/211-16), (VIII/310-8), (VIII/345-20), (VIII/454-2), (VIII/454-9), (IX/5-7), (IX/67-5), (IX/77-9), (IX/137-7), (X/58-25), (X/60-65), (XI/55-5), (XII/84-2). 1.7.1.5. “ile” ile kurulan edat grubu Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y 94 buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Genç kafas n n ilk muhte em isyan ile çocuk, bir elini siper edip, kendine, geri geri kaçt (IV/13-1). Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm , tam namaza duracakken bakm , …(V/105-10). Mehmet, Koca Dervi ’i taklit edip ba n sallad , onun sözleri ile konu tu: “Çocuklar aras nda, olur böyle eyler, yeter ki, biz bela olmayal m, kavgay ba latmayal m “ dedi, … (VI/27-7). Rabb’in düzenindeki “denge” kavram n hiç unutma; bollu un kar s nda z tt olan k tl k, ac n n kar s nda, rahatl k vard r ve bu düzen içre her kavram ve olay kar s nda her ey z tt ile vard r (VI/111-2). IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi isimlerle an lan SarayCedid’de oturmay tercih ediyordu, bu saray ehrin d nda, Tunca Nehri’nin bat s ndaki geni düzlüklere kurulmu tu (VI/251-1). Topra n suyla kar p balç kla t yerlerde ak yüzlü nazl çiçekler, ak saplar n n üstünde ürkek bir sevinçle titrerler (VIII/8-19). Katk s z, sert, içten gelen bir ahenkle sarma dola olmu yatay, dikey, içleri bo , dolu kutular, çizgiler (VIII/107-6). Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor; onlar can suyumuza kar m sab rla, ince ince i leyip, Allah vergisi nurumuzla ayd nlatt ktan sonra sessizce, yumu ak yumu ak seriyoruz gözler önüne (VIII/107-12). Hiçbir ey hissetmeden, a z ndan ç kanlar n manas n bile kavramadan beni taklit ederek, sab rla çal t (VIII/108-30). (II/10-6), (II/10-6), (II/118-14), (II/118-21), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-35), (II/118-41), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-46), (III/5-1), (III/61-8), (III/122-2), (III/188-1), (VI/270-7), (VI/321-9), (VII/81-14), (VII/279-12), (VII/279-18), (VII/279- 95 18), (VIII/8-19), (VIII/211-9), (VIII/310-2), (VIII/310-16), (VIII/345-13), (VIII/34516), (VIII/454-2), (VIII/454-7), (VIII/454-10), (X/59-62), (XI/55-2), (XI/221-2), 1.7.1.6.“de;il” ile kurulan edat grubu Eh adam, aç kalacak de il a, yüzünü buru turup buru turup, bir kase sütü ve armutlar midesine indirmi (V/105-8). … tam namaza duracakken bakm , biraz ilerde çoban yat p kalk p, bir eyler m r ldan yor; adam, yakla m , çoban n k ld namaz desen de il, kulak vermi , söyledi i sözler dua desen de il! (V/105-10). Kim yaln z de il ki…(VII/81-2). Eh imdi Mehmet… derdim… yani Allah tek de il mi, yoksa seninki ba ka, benimki ba ka m ? (VII/81-22). Art k korkmuyor, pi man da de il (VII/279-5). Demek o günler, pek de uzaklarda de ilmi ! (VIII/7-6). Mümkün de il, cismi cismine yap m , beraber al p veriyoruz alev soluklar (VIII/106-3). Kadrimizin her zaman bilinmeyi i, ço umuzun gölgeler içinde ömür tüketip, karanl kta göçü ü bu yüzden de il mi? (VIII/107-13). Ku kanad de il hançer!. (VIII/107-19). Hiçbir yolda samimi de il Mehmet Ali (VIII/107-25). (V/105-10), (VIII/211-10), (VIII/354-8), (IX/5-3), (IX/5-3). 1.7.1.7.“do;ru” ile kurulan edat grubu El-Basan ise, ulusu ile Ak Topraklar içine do ru kaçmaya vard (II/118-30). "mparator Diyojen ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret komutas nda, Sivas ve Malatya’ya do ru ilerliyorlar…(II/118-32). 96 Yava yava kendine do ru yakla an gençleri bekliyor, kollar gev ek iki yan na sarkm (VII/279-6). Niçin merak etti ini dü ünmeden, itiraf ettim:” – Maalesef olmad .. dedim.. onca erkek arkada ma ra men, ha bak bana ilan a k eden, daha do rusu ç kma önerisinde bulunanlar çok oldu da. (VII/58-26). Ezelden ebede do ru götürüp giden bu yol mu? (XI/7-1). 1.7.1.8.“dolay0” ile kurulan edat grubu .imdi bilin ki insan hareket ve çal malar n n çe itli olu u, insanlar n dört ayr merhalede bulunu lar ndan dolay d r (VI/311-12). 1.7.1.9.“diye” ile kurulan edat grubu Durup durup bana : “:imdi u Sünbül amcan n k z m yd , yoksa evdeki yard mc m ?..” Yahut “Yengenin ismi Kadriye miydi, yoksa Mehtap m ” diye sormaya ba lad .” (III/61-4). - Aysan’a, Amerika’da diye ans tan mad k… diyordu Bulgurlu; halbuki, bu artlarda, ilk akl m za gelen, o olmal yd … (III/189-4), Mehmet, onun arkas n dönüp, ormana dald n gördü: “Ö len olmadan var r köye…” diye geçti akl ndan (IV/224-s.). …. bo u bo una dememi ler eskiler, “:eyh bir rüzgârsa mürit, önünde uçu an bir sonbahar yapra d r” diye; M sri’nin bu yola girerken ilk ö rendi i ey de bir müridin; eyhin elinde ancak ölü y kay c s n n elindeki ceset gibi olmas laz m geldi i idi… (VI/207-2). Karar veriyorum, ne kadar samimi diye sormaya lüzum yok (VIII/107-24). E er gören olmu sa hafta sonundaki öz ele tiri toplant s nda “ O gün topra n üstünde yatarken, hiç gere i yoktu ama gülümsedim.” diye itiraf etmem laz m gelir (VIII/345-4). E er çok garibinize gitmezse, size Berrin Han m diye hitap edece im; Berrin Han m, olur mu, müsaade eder misiniz? (IX/5-2). 97 Ay e, bir elinde çay barda , bir elinde sigara aralar na girdi, “Nas ls n sevgilim?” diye Berrin’in iki yana ndan öptü, Mehmet’e gülücükler saçt (IX/37-8). - Tam bilemiyorum.. diye itiraf ettim.. duygular m tabii ki ba kahraman! (X/5949). O günkü..” gibi, diye dü ündüm;kap y aç p girdim (XI/221-5). (III/5-18), (III/5-19), (VI/241-4), (VIII/107-28), (VIII/345-3), (VIII/454-9), (X/59-61), (XI/55-11), (XI/221-9). 1.7.1.10. “kar10” ile kurulan edat grubu Bu yüzden, Tu rul ve Alp Arslan Sultanlar, önce isyan edip, sonra yenilenlere kar ;görkemli ailelerine yara r ekilde muamele etmi ler, onlar n adlar n gökte iken yere indirmemi lerdi…(II/118-13). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III/61-9). Zeki, davetlilerine kar , do rudan do ruya konuyu açmaya biraz utan yordu, zaten imdiye kadar hepsi i itmi ti i iteceklerini, bu yeme i kabul etmeleri, acaba Zeki’yi tasvip ettikleri anlam na gelmez miydi?.. (III/122-4). Sen kendin o kadar bencilsin, bütün insanlara kar o kadar ilgisizsin ki hiç Allah’ n bir kulu için k l n k p rdatmazs n (VII/27-1). O zamanlar bana kar son derece nazik ve anlay l oluyor, hiç tart m yor, gülümsemesi ölçülü (VII/454-8). 1.7.1.11. “önce” ile kurulan edat grubu — Durun bakal m, dedi dervi lere, adama döndü:” – Hiç daha önce adam öldürdün mü, böyle bir ey yapmaya kalkt n m ?” dedi (VI/261-13). Fakat ben, ni anl ma söylemeden önce, bir kere de Arif’e dan mak istedim (VIII/310-10). 98 .u var daha önce hissetmedi im bir çok eyi yazarken de, kendimi karakterimin içinde buluyorum.(X/59-50). 1.7.1.12. Di;er edatlarla kurulan edat gruplar0 Bu akl da ona Kadriye vermi ti, kad n onun ne zamandan beri e i dostu ile ilgisini ke mi bulundu undan bahsediyordu, …(III/122-2). Akraba fertlerini, evdekileri, hatta kom ular ona teker teker anlatt m, taklitlerini bile yapt m (III/61-2). … daha birkaç y l evveline kadar da, üniversitedeki arkada lar n n bollu undan rahats z olur, deveku lar misali, Zeki’nin kafas n üniversiteye gömdü ünden yak n rd (III/122-2). …çünkü Ba kanl k konusunda arkada lar n n ne dü ündü ünü anlamak laz mm , çünkü bu zamanda kimin kime ne denlü tesir edece i, belli olmazm (III/122-3). "nsanlar n sopalar de i ik, yaln zl klar n n cinsine göre (VII/81-1), Hümeyra’n n dinle hiç ilgisi olmamas na ra men Berrin, onun ölümünden sonra bütün dini vazifelerin yap lmas n sa lad (IX/127-5). Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü; minicik billur parçalar misali, sesi hlamur k vam nda: …(IX/5-3). Bir k rlang ç ba üzre uçmaktad r çünkü, Berrin Han m, k rlang c n gölgesi alt ndad r Öyleyse söyle ni anl na, seçmesin beni (VIII/310-9). (II/10-5), (II/117-5), (II/117-5), (II/118-19), (II/118-29), (II/118-38), (II/118-42), (X/5835), (II/118-14), (III/122-2), (III/122-12), (III/122-6), (III/189-6), (III/189-7), (VIII/21114), (VII/37-6), (VII/279-3), (VII/279-8), (VII/279-19), (VIII/7-9), (VIII/211-8), (VIII/454-5), (VIII/454-17), (III/122-2), (IX/5-3), (IX/97-8), (IX/167-2), (V/105-10), (XI/28-4), (X/58-26), (X/59-38), (XI/55-8). 99 1.7.1.13. Edat gibi kullan0lan kelimelerle yap0lan gruplar Lakin bir adam yüzünden zd rap çekmene dayanamam, öldürürüm onu! (X/59-43). Y llar sonra, bir sala bal kç lokantas nda kar la t m Berrin Han m’la grup halinde gelmi lerdi, yan m zdaki masada oturuyorlard … (IX/7-2). …Fat mi halifelerinin yerine Abbasi halifesini tan maya haz r oldu unu bildirilmesi üzerine, büyük bir ordu ile Suriye, M s r seferine ç kagitmekte… (II/11833). Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi (III/122-1). 1.7.2. Cümledeki Görevi Yönünden Edat Gruplar0 1.7.2.1. Edat grubunun zarf tümleci olarak kullan0lmas0 Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Onun için, a y kapal yerlere yap yorlar (I/146-15). A lanan çocuklar, sekiz gün kadar oynuyorlar, bir ey olmuyor, daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, .. (I/146-16). Fakat bir hafta içinde hastal a tutulmam gibi oluyorlar (I/146-17). A n n faydas na inand m için sevgili yavruma da yapt rmaya karar verdim (I/146-20). Vatan m çok sevdi im için , a n n oraya da girmesini çok isterim (I/146-21). Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… (I/146-22). 100 Genç kafas n n ilk muhte em isyan ile çocuk, bir elini siper edip, kendine, geri geri kaçt (IV/13-1). Mehmet, onun arkas n dönüp, ormana dald n gördü: “Ö len olmadan var r köye…” diye geçti akl ndan (IV/224-s). Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan a varmaya çal m (V/105-2). (I/146-16), (II/9-2), (II/9-2), (II/117-2), (II/117-3), (II/117-3), (II/117-4), (II/117-5), (II/117-7), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-14), (II/118-19), (II/118-21), (II/118-23), (II/118-30), (II/118-32), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-35), (II/118-38), (II/118-41), (II/118-42), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-46), (III/5-1), (III/5-18), (III/61-4), (III/61-6), (III/61-7), (III/61-8), (III/61-9), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-4), (III/122-5), (III/122-7), (III/122-12), (III/188-1), (III/188-2), (III/189-4), (III/189-7), (V/105-2), (V/105-10), (V/105-11), (VI/27-7), (VI/107-1), (VI/111-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/251-1), (VI/261-13), (VI/270-7), (VI/321-9), (VI/321-9), (VI/321-9), (VII/13-10), (VII/27-21), (VII/27-21), (VII/37-6), (VII/53-21), (VII/66-2), (VII/27-21), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/80-15), (VII/81-1), (VII/81-6), (VII/81-14), (VII/81-23), (VII/279-2), (VII/279-3), (VII/279-6), (VII/279-8), (VII/279-12), (VII/279-16), (VII/279-18), (VII/279-18), (VII/279-25), (VIII/7-2), (VIII/7-9), (VIII/7-17), (VIII/8-19), (VIII/107-6), (VIII/107-11), (VIII/10712), (VIII/107-12), (VIII/107-24), (VIII/107-28), (VIII/108-30), (VIII/211-8), (VIII/211-9), (VIII/211-14), (VIII/310-2), (VIII/310-3), (VIII/310-7), (VIII/310-10), (VIII/310-11), (VIII/310-16), (VIII/344-1), (VIII/345-3), (VIII/345-4), (VIII/345-13), (VIII/345-16), (VIII/345-21), (VIII/454-2), (VIII/454-2), (VIII/454-4), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (VIII/454-9), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (IX/5-2), (IX/5-5), (IX/5-7), (IX/5-8), (IX/5-10), (IX/7-1), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/17-3), (IX/37-8), (IX/47-2), (IX/47-2), (IX/57-12), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/117-4), (IX/1274), (IX/127-5), (IX/127-5), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/1672), (IX/185-19), (X/57-3), (X/58-23), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-35), (X/58-35), (X/59-38), (X/59-42), (X/59-43), (X/59-49), (X/59-50), (X/59-52), (X/59-56), (X/5957), (X/59-61), (X/59-62), (X/60-65), (X/60-66), (XI/7-1), (XI/7-5), (XI/7-5), (XI/11-3), (XI/16-7), (XI/55-1), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-5), (XI/55-7), (XI/55-7), (XI/55-7), 101 (XI/155-7), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-10), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/55-7), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-12), (XI/155-14), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-2), (XI/221-5), (XI/221-9), (XI/221-16), (XI/22116). 1.7.2.2. Edat grubunun yüklem olarak kullan0lmas0 Söylerdim, itiraz ederdi: Hay r, belki sadece yüre inde yanmaya haz r bekleyen bir eye, kibrit tutmu olabilirim, zaten yapabilece im bu kadard r (VII/81-18). Art k korkmuyor, pi man da de il (VII/279-5). Demek o günler, pek de uzaklarda de ilmi ! (VIII/7-6). Mümkün de il, cismi cismine yap m , beraber al p veriyoruz alev soluklar (VIII/106-3). Kan gibi!. (VIII/107-8). Kadrimizin her zaman bilinmeyi i, ço umuzun gölgeler içinde ömür tüketip, karanl kta göçü ü bu yüzden de il mi? (VIII/107-13). Ku kanad de il hançer!. (VIII/107-19). Hiçbir yolda samimi de il Mehmet Ali (VIII/107-25). Velhas l, ac çekmek yahut çektirmek ihtiras , ki inin iliklerine i lemi olan tutsakl n bir de i ik tezahürü, ba ka bir ey de il! (VIII/211-10). Hemen .umnu’ya sevkedilen, yüz ki i kadard (VIII/211-16). (II/118-29), (III/5-12), (V/105-10), (VI/27-7), (VI/311-12), (VIII/310-8), (VIII/345-2), (VIII/345-6), (VIII/345-8), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/7-2), (XI/221-16). 1.7.2. Edat Grubunun Kelime Gruplar0 çindeki Durumu 1.7.3.1. Edat grubunun s0fat tamlamalar0nda s0fat olmas0 A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu (I/146-8). 102 Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Bu akl da ona Kadriye vermi ti, kad n onun ne zamandan beri e i dostu ile ilgisini ke mi bulundu undan bahsediyordu, …(III/122-2). - Tecrübe kazand k, benim hocam, bir dahaki sefere…(III/189-6). Erkek gibi bir Nazl idi o zamanlar, yan nda, at üstünde ko an…(IV/103-2). Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm , tam namaza duracakken bakm , biraz ilerde çoban yat p kalk p, bir eyler m r ldan yor; … (V/105-10). Dünyan n en büyük insan n n ya ad hayat ne kadar sade, ne kadar ar , duru idi (VI/104-1). "malathane, kocaman, oldukça lo , ambar gibi bir yerdi, ocaklar n üstünde kocaman kazanlar vard , her bir kazan n üstünde ise, tavandan sarkan bir tahta tekerlek bulunuyordu, yandan uzanan ipi çekilince bu tahta tekerlek dönüyor, üzerine as lm , ince pamuk iplikleri döndürüyordu (VI/133-1). Hakl s n, dediler ona, ama bu mesele senin ba na gelmeyince, o mahcubiyeti ya amad kça, gereken gayreti bu kadar iyi göstermeyebilirdin (VI/172-3). (III/189-7), (VI/104-1), (VI/270-7), (VII/27-21), (VII/27-21), (VIII/7-16), (VIII/106-1), (VIII/107-24), (VIII/454-8), (VIII/454-12), (IX/5-3), (IX/77-9), (X/58-23), (XII/84-2). 1.8. BATLAMA GRUBU Birden fazla kelime veya kelime grubunun ba lama edatlar ile ba lanmas ndan olu an kelime grubudur. “Söz içinde ayn i leyi te iki veya daha çok kelimeyi ba layarak ba lam öbekleri meydana getirirler.” (Banguo lu, 1986, 511). 103 Birbirine ba lanan unsurlar n ikiden fazla olmas durumunda ba lama edat son iki unsurun aras na girer. Prof. Dr. Leyla Karahan, ba lama grubunu öyle formülle tirmi tir: • "sim unsuru + ba lam edat + isim unsuru = ba lama grubu "kiden fazla isim unsurunun ba lanmas durumunda: • "sim Unsuru + "sim Unsuru + Ba lama Edat (ve). + Isim Unsuru = Ba lama Grubu “ne…ne”, “hem….hem”, “da….da”, “mi….mi”, “gerek….gerek” gibi ba lama edatlar yla kurulan ba lama gruplar nda : • Ba lama Edat + "sim Unsuru + Ba lama Edat + "sim Unsuru + …..= Ba lama Grubu • "sim Unsuru + Ba lama Edat + "sim Unsuru + Ba lama Edat + ….=Ba lama Grubu (Karahan, 2004, 65). Ba lama gruplar cümlede ö elerden herhangi biri olarak kullan labilir. Çal mam zda ba lama edat olmaks z n virgülle ba lanm en görevli kelime veya kelime gruplar n da ba lama grubu kabul ettik. 1.8.1. Ba;lama Grubu Türleri 1.8.1.1. “ ve” edat0 ile kurulan ba;lama grubu Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz.(I/146-3). Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar (I/146-6). Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y 104 buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini, söylerken a lard (II/10-7). Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu: -Selçuk’un torunlar özü ulus içre çok itibar ve sayg ya sahip olup, sultanl k davas ndad rlar (II/10-13). Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu, soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve &slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). Bu yüzden, Tu rul ve Alp Arslan Sultanlar, önce isyan edip, sonra yenilenlere kar ;görkemli ailelerine yara r ekilde muamele etmi ler, onlar n adlar n gökte iken yere indirmemi lerdi…(II/118-13). "mparator Diyojen ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret komutas nda, Sivas ve Malatya’ya do ru ilerliyorlar…(II/118-32). Sultan Alp Arslan, M s r’ halife nam na idare eden Nas r üd Devle’nin kendisi ile mücadele eden rakiplerinden kurtarmas için, ona müracaat eylemesi ve Fat mi halifelerinin yerine Abbasi halifesini tan maya haz r oldu un bildirilmesi üzerine, büyük bir ordu ile Suriye, M s r seferine ç kagitmekte…(II/118-33). Ahlat’a var ld ktan sonra, Sultan Tu rul’un vasiyeti üzere, Malazgirt ve Erci al nd , kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, gün h z na eri mektedir (II/118-38). (II/117-3), (II/117-3), (II/117-3), (II/117-3), (II/118-32), (II/118-38). (III/61-13), (III/122-7), (III/122-7), (V/105-8), (VI/7-1), (VI/111-2), (VI/142-11), (VI/188-7), (VI/251-1), (VI/311-12), (VII/81-6), (VII/81-20), (VII/279-2), (VIII/7-12), (VIII/21111), (VIII/211-14), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/345-14), (VIII/345-16), (VIII/454-3), (VIII/454-8), (IX/5-6), (IX/17-2), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/117-4), 105 (IX/147-13), (IX/167-2), (X/57-3), (X/57-7), (X/59-63), (XI/7-5), (XI/16-7), (XI/155-8), (XI/155-13), (XI/221-12), (XI/221-16), (XII/10-27). 1.8.1.2. “ le” edat0 ile kurulan ba;lama grubu Say lar on be ile on alt y bulan aile topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar (I/146-11). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). Kavurt’un erleri ile, Sultan’ n öncü kuvvetleri Ata Beg Çav kumandas nda kar la t lar (II/118-22). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III/61-9). … fakat ayn zamanda iyiydi de bir denge mevcuttu iyilikle kötülük aras nda, kurban oldu u o sevgili, her eyin z dd n yarat rken nas l da güzel bir düzen ve uyum kurmu tu (III/90-1). 1.8.1.3. “ veya” edat0 ile kurulan ba;lama grubu Hatta onlar da hiç olmazsa, Semra Han m veya Zeynep hakk nda, birkaç laf etmeye, edebilmeye çal yorlar, konuyu büsbütün ahsiyete döküp, c v kla t r yorlard (II/122-12). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). 1.8.1.4.“ Ya da ” edat0 ile kurulan ba;lama grubu Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar direniyorlard …(II/117-7). tuttuklar na ba indirmemek için 106 Alp Arslan Ba bu ’dan daha büyü ü ola m yd , ya ondan görkemlisi? (II/11826). Alsayd m yan ma Berrin Han m’ ya da Mehmet’i beni yürütürlerdi elbet (IX/157-7). 1.8.1.5.“ hatta ” edat0 ile kurulan ba;lama grubu Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u hatta korktu u vard (II/10-10). Akraba fertlerini, evdekileri, hatta kom ular ona teker teker anlatt m, taklitlerini bile yapt m. (II/61-2). Ellerin, gözlerin hatta ruhun olay m, istiyorsun Sevgi (VII/81-13). Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor; onlar can suyumuza kar m sab rla, ince ince i leyip, Allah sevgisi nurumuzla ayd nlatt ktan sonra sessizce, yumu ak yumu ak seriyoruz gözler önüne (VIII/107-12). 1.8.1.6.“ne…ne” edat0 ile kurulan ba;lama grubu Ne Ali’nin ba na gelenler, ne bu evin bask na u rayaca hikâyesi, hatta ne de annenin gelmemesi (VII/12-11). Ko uyu tutturacaks n, öyle bir yere geleceksin ki ne geri dönmek mümkün olacak, ne durmak!. (VIII/310-5). Otobüs dura nda kalakald m.. ne ileri ne geri (IX/157-6). 1.8.1.7. “ve dahi” edat0 ile kurulan ba;lama grubu Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine (II/9-2). 107 Kadir Han’ n sözleri kand r c ve dahi do ru idi (II/10-12). Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u.. rüzgarla kar an yelesi kara cins at n n nal seslerince, bir yerlerde babaya, ya da a aya kar gelebilmenin umudu (II/118-35). Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra (II/118-36). Bu iiri ezberledi im zaman daha dilim dönmüyordu, fakat inan r m s n, beynimde garip ve dahi o kadar derin bir iz b rakt ki…(XII/84-1). 1.8.1.8. “fakat” edat0 ile kurulan ba;lama grubu Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi (III/122-1). Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü; minicik billur parçalar misali, sesi hlamur k vam nda:…. “(IX/5-3). 1.8.1.9. ”hem de” edat0 ile kurulan ba;lama grubu M sri, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu.. fakat …(VI/207-2). 1.8.1.10.Virgülle kurulan ba;lama grubu Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine (II/9-2). Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över; Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl k nayabilmezdi! (II/10-6). n 108 Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti (II/117-2). Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve &slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). Ba n buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için, kölelikten yeti tirip, beg k ld klar n , kumandan, vali eylemi ti (II/117-4). Kendi uluslar üzerinde, esen, özgür olabilmeyi dileyen, saltanat davas güden beglerin ise bu hal ho lar na gitmiyordu…(II/117-6). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard …(II/117-7). Yoksa, bu beyler yi ittir dememek, erdir, bahad rd r, erdemlidir dememenin dahi mümkünü yok! (II/117-11). El-Basan’ n isyan ; Kavurt’un isyan na kar mas , öncülerin ba nda, Ba bu ’ a kar ç kmasayd , y l, 1067 idi o zamanlar (II/118-20). (II/10-6), (II/117-3), (II/117-3), (II/117-6), (II/117-11), (II/118-34), (II/118-38), (III/56), (III/5-11), (III/61-9), (III/189-10), (V/105-1), (V/105-3), (VI/235-1), (VII/16-2), (VII/53-21), (VIII/7-3), (VIII/7-9), (VIII/7-13), (VIII/7-14), (VIII/107-6), (VIII/107-6), (VIII/107-7), (VIII/107-11), (VIII/107-13), (VIII/107-22), (VIII/108-30), (VIII/211-11), (VIII/211-14), (VIII/310-11), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-18), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-12), (VIII/454-13), (VIII/454-21), (IX/5-3), (IX/5-8), (IX/7-3), (IX/17-3), (IX/37-8), (IX/47-3), (IX/185-18), (X/57-2), (X/57-4), (X/58-55), (XI/16-7), (XI/55-3), (XI/55-6), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/155-6), (XI/155-16), (XI/155-17), (XI/221-12), (XI/221-13), (XII/31-1). 109 1.8.1.11.“ha …. ha”, “yoksa”, “yahut”, “de;il”, “ziyade”, “de….de” Edatlar0 le Kurulan Ba;lama Grubu Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). Afedersiniz, bir eyi pek iyi anlayamad m beyefendi, siz Selen için tehlikeli bir yerde bulundu u için mi endi e ediyorsunuz, yoksa çirkin bir yerde mi? (VII/66-2). Velhas l, ac çekmek yahut çektirmek ihtiras , ki inin iliklerine i lemi olan tutsakl n bir de i ik tezahürü, ba ka bir ey de il! (VIII/211-10). Yaln z insan de il, yarat lanlar n tümü; bizim bulup faydalanmam z ve faydaland rmam z için; iç içe geçmi türlü s rlardan olu mu tur (IX/117-4). Yaln z yolu yordam var üphesiz, dilden ziyade gönül yolu bu ve ölçüsü ve dille ekrardan çok birbirimize iyi yapt klar m z, iyi verdiklerimizdir (XI/155-6). Bütün yarat lm lar ne e içer tabiat n gö sünden iyiler de kötüler de onun arma an n tadar (XI/221-11). 1.8.2.Cümledeki Görevi Bak0m0ndan Ba;lama Grubu 1.8.2.1. Ba;lama grubunun özne olarak kullan0lmas0 Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). Bu yüzden, Tu rul ve Alp Arslan Sultanlar, önce isyan edip, sonra yenilenlere kar ;görkemli ailelerine yara r ekilde muamele etmi ler, onlar n adlar n gökte iken yere indirmemi lerdi…(II/118-13). Kavurt’un erleri ile, Sultan’ n öncü kuvvetleri Ata Beg Çav kumandas nda kar la t lar (II/118-22). 110 Alp Arslan Ba bu ’dan daha büyü ü ola m yd , ya ondan görkemlisi?(II/11826). Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra (II/118-36). Ahlat’a var ld ktan sonra, Sultan Tu rul’un vasiyeti üzere, Malazgirt ve Erci al nd , kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, … (II/118-38). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III/61-9). " te bu, zehirli bir y lan gibi içlerine çöreklenip oturmu a a l k duygusu, güvensizlik, sahipsizlik…(VII/53-21). Zenginli i ise, as l dert o, serveti ve yaln zl onun için e anlamda (VII/81-6). (III/5-7), (III/122-7), (VI/235-1), (VII/279-2), (VIII/107-13), (VIII/211-10), (VIII/21114), (VIII/345-9), (IX/117-4), (IX/185-18), (X/57-4), (X/59-63), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-6), (XI/155-11), (XI/221-12). 1.8.2.2. Ba;lama grubunun nesne olarak kullan0lmas0 Say lar on be ile on alt y bulan aile topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar (I/146-11). Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini, söylerken a lard (II/10-7). Bir eliyle ay ve y ld zlar , bir eliyle dünyay tutmaktad r.. biz insanlar hep eteklerine sar lm vaziyette bekleriz.. o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r (IX/17-3). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar direniyorlard …(II/117-7). tuttuklar na ba indirmemek için 111 Arkada lar n aras nda bile kendilerinin fark nda olmayan, hareketin içinde sürüklenenler vard , bunlar öz bedenlerini ve öz beyinlerini duyabilmekten acizdirler (VIII/211-14). Yoksa, bu beyler yi ittir dememek, erdir, bahad rd r, erdemlidir dememenin dahi mümkünü yok! (II/117-11). Öyle bir ordu kim, Horasan erlerini, Irak Türkmenleri’ni.. Ak Topraklar’a ak n edenleri toplayagörmü içinde, ota larca yi it (II/118-34). Akraba fertlerini, evdekileri, hatta kom ular ona teker teker anlatt m, taklitlerini bile yapt m (III/61-2). Evet evet, diyordu: Biz size, siz bize derken, derken Aysan’lar s yr l versin aran zdan!. (III/189-10). Da tepe, ta lar dikenler, saatler geçmi , gece yar s nda ula m a.(V/105- 3). Eh adam, aç kalacak de il a, yüzünü buru turup buru turup, bir kase sütü ve armutlar midesine indirmi (V/105-8). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). "çine yüre imi, bedenimi, varl (II/117-11), (VIII/7-12), m n tümünü koymu um.. tan d m! (VIII/7-3). (VIII/7-13), (VIII/7-14), (VIII/107-11), (VIII/310-11), (VIII/454-3), (VIII/454-13), (IX/5-3), (IX/17-3), (IX/157-7), IX/57-2), (IX/57-3), (XI/16-7), (XI/55-11), (XII/31-1), (XII/84-1). 1.8.2.3. Ba;lama grubunun zarf olarak kullan0lmas0 Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal usulle önlüyorlar (I/146-6). n burada ke fettikleri bir 112 Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve &slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). Sultan Alp Arslan, M s r’ halife nam na idare eden Nas r üd Devle’nin kendisi ile mücadele eden rakiplerinden kurtarmas için, ona müracaat eylemesi ve Fat mi halifelerinin yerine Abbasi halifesini tan maya haz r oldu un bildirilmesi üzerine, büyük bir ordu ile Suriye, M s r seferine ç kagitmekte…(II/118-33). ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin , hepsi ayr bir yüktü Zeki için, Sosyal Demokratlar’ benimsiyor, onlar ayd n ve uygar buluyordu (III/122-7). M sri, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu.. fakat bu soruyu kafas ndan att , (VI/207-2). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). Katk s z, sert, içten gelen bir ahenkle sarma dola olmu yatay, dikey, içleri bo , dolu kutular, çizgiler (VIII/107-6). Hiçbir ey hissetmeden, a z ndan ç kanlar n manas n bile kavramadan beni taklit ederek, sab rla çal t (VIII/108-30). Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü; minicik billur parçalar misali, sesi hlamur k vam nda: …(IX/5-3). (II/10-6). (IX/5-8), (IX/37-8), (IX/157-6), (X/57-7), (XI/7-5), (XI/16-7), (XI/155-17). 1.8.2.4. Ba;lama grubunun yüklem olarak kullan0lmas0 Kadir Han’ n sözleri kand r c ve dahi do ru idi (II/10-12). 113 El-Basan’ n isyan ; Kavurt’un isyan na kar mas , öncülerin ba nda, Ba bu ’ a kar ç kmasayd , y l, 1067 idi o zamanlar (II/118-20). Demek, her ey yerli yerinde ve güzel (III/61-13). Gök, as k suratl ve buz grisi, derinden derine gelen o müthi öfkesi, havada artarak denize aksediyor, deniz de buz grisi, sular köpürüp, ahlanarak gemiyi dövüyor (VI/7-1). Katk s z, sert, içten gelen bir ahenkle sarma dola olmu yatay, dikey, içleri bo , dolu kutular, çizgiler (VIII/107-6). &ki ki ilik durgunluk.. co ku, sevgi, tart ma.. u bu! (VIII/455-21). Bir eliyle ay ve y ld zlar , bir eliyle dünyay tutmaktad r.. biz insanlar hep eteklerine sar lm vaziyette bekleriz.. o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r (IX/17-3). Yaln z yolu yordam var üphesiz, dilden ziyade gönül yolu bu ve ölçüsü ve dille tekrardan çok birbirimize iyi yapt klar m z, iyi verdiklerimizdir (XI/155-6). .ükürsüzlük, gönlü küçük olanlar n kat l , Allah’la pazarl a ç kanlar n kendini bilmezli i… dedi, Güngör Bey (XI/155-16). 1.8.2.5. Ba;lama grubunun yer tamlay0c0s0 olarak kullan0lmas0 Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine (II/9-2). Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve "slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u.. rüzgarla kar an yelesi kara cins at n n nal seslerince, bir yerlerde babaya, ya da a aya kar gelebilmenin umudu (II/118-35). 114 .imdi öyle mi ya, arkada larda ve eskiden ot dedi im baz kimselerde hissetti im bu yeni varolu ; gözlerde, dik tutulan boyunlarda ve zaman zaman davran larda ifade buluyor (VIII/211-15). Bir eliyle ay ve y ld zlar , bir eliyle dünyay tutmaktad r.. biz insanlar hep eteklerine sar lm vaziyette bekleriz.. o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r (IX/17-3). Berrin Han m, kendine ve bize; Stephen R. Covey’in “Etkili "nsanlar n 7 Al kanl ” isimli kitab n alm , üzerinde konu mak için önce onu okumak istedik üçümüzde…(IX/147-13). Ay e ve Havva’ya ayr ayr birkaç kere telefon edip, haber verip konu tu u halde, k zlara pek uzun geldi, bu otuz günlük ayr l k (IX/167-2). Schiller ve Beethoven ve sedefkâr dostum; birli e, sevgiye, ne eye davet ediyorlard …(XI/221-12). Allah’ n sevgi çemberine, rahmetine dahil olan herkesi, her eyi yarat lm lar n hepsini…(XI/221-13). 1.8.3.Ba;lama Gruplar0n0n Kelime Gruplar0 çindeki Durumu 1.8.3.1.Ba;lama grubunun s0fat tamlamas0nda s0fat unsuru olmas0 Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine (II/9-2). Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över; Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). 115 Kendi uluslar üzerinde, esen, özgür olabilmeyi dileyen, saltanat davas güden beglerin ise bu hal ho lar na gitmiyordu… (II/117-6). Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l , izlenimi b rakm t , a r a r akan, bula an (III/5-11). Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi (III/122-1). ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin , hepsi ayr bir yüktü Zeki için, Sosyal Demokratlar’ benimsiyor, onlar ayd n ve uygar buluyordu (III/122-7). Bir vakitler, dini bilgilere tam hakim, ulemadan bir zat, at üstünde uzak bir diyara giderken, yolunu a rm , gitmi gitmi , ak am eri mi , al karanl k basm (V/105-1). O bizim ihtiyar, koca güne , arza bir kez daha s r tm , karlar erime e ba lam .. toprak su içiyordu (VIII/7-9). Bir de olay n öbür yüzü var, u, maddi ac ya dayanan i kenceler, a k n kafalar n derlenip toparlanmas na yard mc oluyor, ruhlar n karanl k kö elerine sinmi kalm ba bo , hedefsiz kin ve nefret k r nt lar birle ip, uur üstüne ç k yor.. güçlenip, hedef tayin ediyor (VIII/211-11). (VIII/345-10), (VIII/345-18), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (IX/5-3), (IX/17-2), (XI/558), (XI/55-9). 1.8.3.2.Ba;lama grubunun s0fat tamlamas0nda isim unsuru olmas0 Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu: -Selçuk’un torunlar özü ulus içre çok itibar ve sayg ya sahip olup, sultanl k davas ndad rlar (II/10-13). Bunca koyuluk, koyular.. mor.. hepsi, soylu bir ifade verebilir (III/5-6). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III/61-9). 116 Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor; onlar can suyumuza kar m sab rla, ince ince i leyip, Allah sevgisi nurumuzla ayd nlatt ktan sonra sessizce, yumu ak yumu ak seriyoruz gözler önüne (VIII/107-12). Bir s cak ve içten tebessümün yüzünde yer etti i Tülin Han m: “-.imdi ükür, halimiz vaktimiz yerinde amma bir zamanlar çok s k nt çektik, fakat inanc m z, Ona ükretmemiz eksilmedi yüre imizden, ” dedi (XI/155-13). 1.8.3.3.Ba;lama grubunun isim tamlamas0nda tamlayan olmas0 Yoksa, bu beyler yi ittir dememek, erdir, bahad rd r, erdemlidir dememenin dahi mümkünü yok! (II/117-11). "mparator Diyojen ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret komutas nda, Sivas ve Malatya’ya do ru ilerliyorlar…(II/118-32). Dünya çok güzeldi güzel olmas na da geçiciydi, do ru, aldat c yd , do ru, kötüydü, do ru, fakat ayn zamanda iyiydi de bir denge mevcuttu iyilikle kötülük aras nda, kurban oldu u o sevgili, her eyin z dd n yarat rken nas l da güzel bir düzen ve uyum kurmu tu (VI/90-1). Rabb’in düzenindeki “denge” kavram n hiç unutma; bollu un kar s nda z tt olan k tl k, ac n n kar s nda, rahatl k vard r ve bu düzen içre her kavram ve olay kar s nda her ey z tt ile vard r (VI/111-2). IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi isimlerle an lan SarayCedid’de oturmay tercih ediyordu, bu saray ehrin d nda, Tunca Nehri’nin bat s ndaki geni düzlüklere kurulmu tu (VI/251-1). .imdi bilin ki insan hareket ve çal malar n n çe itli olu u, insanlar n dört ayr merhalede bulunu lar ndan dolay d r (VI/311-12). Benim can suyuma sab r, tevekkül yerine, intikam kar m (VIII/107-22). Velhas l, ac çekmek yahut çektirmek ihtiras , ki inin iliklerine i lemi olan tutsakl n bir de i ik tezahürü, ba ka bir ey de il! (VIII/211-10). 117 Bir de olay n öbür yüzü var, u, maddi ac ya dayanan i kenceler, a k n kafalar n derlenip toparlanmas na yard mc oluyor, ruhlar n karanl k kö elerine sinmi kalm ba bo , hedefsiz kin ve nefret k r nt lar birle ip, uur üstüne ç k yor.. güçlenip, hedef tayin ediyor (VIII/211-11). (III/122-12), (IX/117-4), (XI/155-8), (XII/10-27). 1.8.3.4. Ba;lama grubunun isim tamlamas0nda tamlanan olmas0 Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). .imdi bilin ki insan hareket ve çal malar n n çe itli olu u, insanlar n dört ayr merhalede bulunu lar ndan dolay d r (VI/311-12). Ellerin, gözlerin hatta ruhun olay m, istiyorsun Sevgi (VII/81-13). Ötesi sana ait, azmin ve kabiliyetin nisbetinde yürüyeceksin (VII/81-20). Çiçekler, yapraklar , dallar olmal , hep kara, karan n tonlar , zemin al (VIII/107-7). Yaln z insan de il, yarat lanlar n tümü; bizim bulup faydalanmam z ve faydaland rmam z için; iç içe geçmi türlü s rlardan olu mu tur (IX/117-4). Koltuklar n, tabaklar n içki i elerinin sanki dövü üp sava t ve yaralan p tek tek dü üp kald klar salonun ortas nda, Orhan, yere boylu boyunca uzanm , bana bak yordu (XII/10-27). 1.8.3.5. Ba;lama grubunun edat gruplar0nda isim unsuru olmas0 Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). 118 Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över; Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti (II/117-2). Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve &slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard …(II/117-7). "mparator Diyojen ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret komutas nda, Sivas ve Malatya’ya do ru ilerliyorlar…(II/118-32). Sultan Alp Arslan, M s r’ halife nam na idare eden Nas r üd Devle’nin kendisi ile mücadele eden rakiplerinden kurtarmas için, ona müracaat eylemesi ve Fat mi halifelerinin yerine Abbasi halifesini tan maya haz r oldu un bildirilmesi üzerine, büyük bir ordu ile Suriye, M s r seferine ç kagitmekte…(II/118-33). Bak yorum, bir zamanlar ona söylediklerimin hepsine akl yatm görünüyor, ama mücadele etmek, harekete geçmek gibi hiçbir dü üncesi yok (VIII/454-12). Ben hiçbir ey hissetmiyor gibiydim; durgun, a r, müzikle ve iirle tekle mi (XII/221-16). 1.8.3.6. Birle1ik fiil grubunda isim unsuru olmas0 Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz (I/146-3). Ba n buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için, kölelikten yeti tirip, beg k ld klar n , kumandan, vali eylemi ti (II/117-4). 119 Kendi uluslar üzerinde, esen, özgür olabilmeyi dileyen, saltanat davas güden beglerin ise bu hal ho lar na gitmiyordu…(II/117-6). ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin , hepsi ayr bir yüktü Zeki için, Sosyal Demokratlar’ benimsiyor, onlar ayd n ve uygar buluyordu (III/1122-7). O zamanlar bana kar son derece nazik ve anlay l oluyor, hiç tart yor, gülümsemesi ölçülü (VIII/454-8). Çehre;yüz, surat demektir, biliyor muydun, senin yan nda bazen gençli ini unutup, bizim zaman m z n diliyle konu uyorum (IX/47-3). 1.9. ÜNVAN GRUPLARI Bir ah s ismi ve bir ünvan ve ya akrabal k isminden kurulan kelime gruplar d r. Bu grupta ah s ismi önce ünvan ö esi sonra gelir. L. Karahan bu grubu öyle formülle tirmi tir: “.ah s ismi + ünvan veya akrabal k ismi = Ünvan grubu” (Karahan, 2004, 68). "sim unsuru ikinci unsur, ünvan unsurunun birinci unsur oldu u gruplar ünvan grubu de il birle ik isim grubudur. 1.9.1. Cümledeki Görevi Yönünden Ünvan Grubu 1.9.1.1. Ünvan grubunun özne olmas0 Bu yüzden, Tu rul ve Alp Arslan Sultanlar, önce isyan edip, sonra yenilenlere kar ;görkemli ailelerine yara r ekilde muamele etmi ler, onlar n adlar n gökte iken yere indirmemi lerdi…(II/118-13). Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu . (II/118-18). Af in Beg ise ard ndan durmay p at sal yor (II/118-47). Bir k rlang ç ba üzre uçmaktad r çünkü, Berrin Han m, k rlang c n gölgesi alt ndad r…(IX/97-8). 120 Berrin Han m, kendine ve bize; Stephen R. Covey’in “Etkili "nsanlar n Yedi Al kanl ” isimli kitab n alm , üzerinde konu mak için önce onu okumak istedik üçümüzde…(IX/147-13). Tahir Hoca ve akl ba nda olan di erleri, babam dahil, içkinin verdi i mutlulu un pek geçici oldu unu söylerler, sonra insan daha kötü bir bunal ma dü üyormu (X/59-63). Hafta sonu Tülin Han m’la Güngör Bey geldiler "stanbul’dan, bizim bahçedeki mütevaz odam za misafir oldular. …(IX/155-11). .ükürsüzlük, gönlü küçük olanlar n kat l , Allah’la pazarl a ç kanlar n kendini bilmezli i… dedi, Güngör Bey (IX/155-16). Ama Sakine yengen k z yor, gavur köpe inin kar s bu, diyor, alma evine, diyor (IV/89-2). 1.9.1.2. Ünvan grubunun nesne olmas0 Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu (II/118-18). Zeki’nin a t koyu koyu Anap’l bilinenlerin dahi, Turgut Bey’i savunmaktan imtina edi leriydi.(III/122-11). Süleyman: “- Eyvah, dervi a am dedi, yine a layarak birbirinize sar laca n z bir kimsen daha m var ?” (VI/196-5). - Sevim abla… dedim… ke ke Tülin’e bir tel çekseydik, ama ne diyebilirdik? (VII/59-19). Alsayd m yan ma Berrin Han m’ ya da Mehmet’i beni yürütürlerdi elbet. …(IX/157-7). 1.9.1.3. Ünvan grubunun yer tamlay0c0s0 olmas0 Ancak Alp Arslan Sultan’a ayar olagelmenin mümkünü var m ? …(II/117-10). 121 Alp Arslan Ba bu ’a Yunus Beg’den amca o lu, k z karde i Gevher’den de eni te olan El basan kim, Kurtçu da ça r rlar onu; tükenesi olmayan bir h rs n tutsa idi (II/118-16). …kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, gün h z na eri mektedir (II/118-38). Gö e yaz l ad n topra a gömüyor.. k l c ile tutsak etti ine sözü ile tutsak olup, söylüyor ki; o dahi Alp Arslan Ba bu ’a yeniktir, onun kumandan Af n Beg önünden kaçmaktad r.. ve dahi "mparatora kavu up s nmak istemektedir. (II/118-44). Ad n z san n z “ do ru olsun” t pk , Allah’ n selam üzerine olsun Peygamber Efendimize tak lan “emin” lakab gibi (VI/235-1). Pek çabuk haz rland m, ak ama geç dönece imi söyledim Sabiha Han m’a…(XI/221-3). 1.9.1.4. Ünvan grubunun hitap olarak kullan0lmas0 - Sevim abla… dedim… ke ke Tülin’e bir tel çekseydik, ama ne diyebilirdik? (VII/59-19). E er çok garibinize gitmezse, size Berrin Han m diye hitap edece im; Berrin Han m, olur mu, müsaade eder misiniz? (IX/5-2). 1.9.2. Ünvan Grubunun Kelime Gruplar0 çindeki Durumu 1.9.2.1. Ünvan grubunun s0fat tamlamalar0nda isim unsuru olmas0 Bu s ra, El-Basan ise; öfkesi tuttu mu kara ta kül eyleyen Af in Beg önünde sapa yer gözetirken, Sivas’ta Manuel ordusuna kar geliptir (II/118-39). Gö e yaz l ad n topra a gömüyor.. k l c ile tutsak etti ine sözü ile tutsak olup, söylüyor ki; o dahi Alp Arslan). Ba bu ’a yeniktir, onun kumandan Af n Beg önünden kaçmaktad r…(II/118-44). M sri Mardin’deki çal malar ndan, hocas Abdurrezzak Efendi’den ve ö rencileri olan dört o lan karde ten bahsetmi ti Süleyman’a.(VI/188-7). 122 ….Osmanl ne yapmaktad r yaln z Köprülü’nün öbür o lu Mustafa Pa a’ya vezir payesi verildi ini i ittim, bu hay rl olmu , Almanya’ya da sava açm z, ne diyorsun?... .(VI/290-10). 1.9.2.2. Ünvan grubunun isim tamlamalar0nda tamlayan olmas0 Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). Kadir Han’ n sözleri kand r c ve dahi do ru idi. (II/10-12). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard …(II/117-7). Alp Arslan Ba bu ’dan daha büyü ü ola m yd , ya ondan görkemlisi?(II/11826). Durup durup bana : “.imdi u Sünbül amcan n k z m yd , yoksa evdeki yard mc m ?..” yahut “Yengenin ismi Kadriye miydi, yoksa Mehtap m ” diye sormaya ba lad .” (III/61-4). Sevim ablan n tahlillerini pek anlam yor, Tülin’den korkuyordu (VII/81-7). 1.9.2.3. Ünvan grubunun isim tamlamalar0nda tamlanan olmas0 Askerleri peri an k l nd ktan sonra, Kavurt a as Ba bu ’un önünde ba indirip, a r bast (II/118-23). 1.9.2.4. Ünvan grubunun edat grubunda isim unsuru olmas0 E er çok garibinize gitmezse, size Berrin Han m diye hitap edece im; Berrin Han m, olur mu, müsaade eder misiniz? (IX/5-2). Y llar sonra, bir sala bal kç lokantas nda kar la t m Berrin Han m’la grup halinde gelmi lerdi, yan m zdaki masada oturuyorlard , … (IX/7-2). 123 1.10. B RLE K S M GRUPLARI Birden fazla ismin bir araya gelerek bir ahsa özel ad oldu u gruptur. Unvan unsuru ba ta isim unsurunun sonda oldu u gruplar da birle ik isim grubudur. “Tamlanan özel isim olan s fat tamlamalar zamanla bir ahsa ad olmak üzere birle ik isim grubuna dönü ebilir. S fat tamlamas nda ba ta bulunan vurgu, birle ik isim grubunda ikinci unsur üzerine kayar. “Deli Dumrul, Uzun Ali’nin Emine” gibi. Unvan gruplar da zamanla birle ik isme dönü ebilir.”(Karahan, 2004, 70). Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r. (I/146-1). Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz (I/146-3). Mektubun tarihi; 1 Nisan 1818 ve Edirne’den, "ngiltere’deki Bayan Sarah Cisyil’e yaz lm (I/146-5). Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd (II/10-2). Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över;… (II/10-6). Kavurt’un erleri ile, Sultan’ n öncü kuvvetleri Ata Beg Çav kumandas nda kar la t lar (II/118-22). &mparator Diyojen ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret komutas nda, Sivas ve Malatya’ya do ru ilerliyorlar… (II/118-32). …oysa “Hadi portreni yapay m.”deyi im, kendime güvenimden geliyordu; art k iyile tim, ben Nurgül Ay, ressam..art k iyile tim! (III/5-19). Koca Dervi , “ Gözlerinizi kapat n, ba n z kalbinize gömün siz de zikredin.” dedi, onlar arka safta bir yere oturttu, kendisi de yanlar na çöktü (VI/37-1). IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi isimlerle an lan SarayCedid’de oturmay tercih ediyordu, bu saray ehrin d nda, Tunca Nehri’nin bat s ndaki geni düzlüklere kurulmu tu (VI/251-1). 124 (I/146-4), (I/146-4), (I/146-22), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-9), (II/10-11), (II/117-2), (II/117-2), (II/117-2), (II/118-26), (II/118-32), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-38), (III/188-1), (III/188-1), (VI/27-7), (VIII/7-1), (VIII/106-2), (VIII/107-17), (VIII/345-8), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (IX/147-13), (X/57-14), (X/57-16), (XI/55-7). 1.11. ÜNLEM GRUPLARI Bir ünlem ve ona ba l bir isimden meydana gelen kelime grubudur. Balam! (II/9-1). O duygusuz yüzünde, görmeye al k olmad m bir ac belirdi, omzumu tuttu: “- Vah küçük k z m.. dedi.. çok mu k rd seni o herif? (VIII/310-12). Vah can m, imdi anl yorum manas n (VIII/107-10). Dur imdi, e er kurband ysam, kan m vermeye dahi sürükledi, (ler). diyorsam ki öyle de olmu tu, yine bir safl k ifadesi de il mi. (III/5-16). Ee, benim hocam, bugün biz size, yar n siz bize… dedi, telefonu kapatt (III/189-8). Eh adam, aç kalacak de il a, yüzünü buru turup buru turup, bir kase sütü ve armutlar midesine indirmi (V/105-8). Süleyman: “- Eyvah, dervi a am dedi, yine a layarak birbirinize sar laca n z bir kimsen daha m var ?” (VI/196-5). Velhas l o lum e er iki ilim sana nasip edilmi se, Allah gönlüne iddetli bir arzu koyar, sen de yapars n (VI/301-10). Sevim abla… dedim… ke ke Tülin’e bir tel çekseydik, ama ne diyebilirdik? (VII/59-19). Eh imdi Mehmet… derdim… yani Allah tek de il mi, yoksa seninki ba ka, benimki ba ka m ? (VII/81-22). Allah a k na kop benden, kendine dön (VII/81-15). Ç kt m dükkândan, hava pembele meye ba lam , ah “Ankara’n n pembe ak amlar !” (XI/18-17). 125 … “- Sen imdi yürümek istersin, o halde ben gideyim, haydi eyvallah…” Deyip, bir taksiye i aret etti (XI/55-11). (III/5-3), (III/5-15). 1.12. SAYI GRUPLARI Birinci ö esi ikincisinden daha büyük olan, eksiz birle en say lardan olu an gruptur. E er birinci ö e daha küçükse bu grup s fat tamlamas olur. Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da "ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir. (I/146-4). Mektubun tarihi; 1 Nisan 1818 ve Edirne’den, "ngiltere’deki Bayan Sarah Cisyil’e yaz lm (I/146-5). Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… (I/146-22). El-Basan’ n isyan ; Kavurt’un isyan na kar mas , öncülerin ba nda, Ba bu ’ a kar ç kmasayd , y l, 1067 idi o zamanlar (II/118-20). Y l, 1070’in ortalar na varmakta… (II/118-31). Kendi gösterdi i sebep ise, bir milyon birinci olabilir yahut asla “sebep” de il (VII/7-6). 1960’lar olmal yd , ortaokul birinci s n ftayd m on iki ya nda (VIII/7-7). " te 1960’lar n bahar nda toprak, kar suyunu yava yava emip içine sindirirken, … (VIII/7-17). (I/146-23). 1.13. B RLE K F L GRUBU Bir isim veya fiil ile bir yard mc fiilin yap ve anlam yönünden kayna mas ile olu mu kelime grubudur. 126 Prof. Dr. M. Ergin, yard mc fiilin ba na gelen unsurun isim veya fiil olmas na göre birle ik fiilleri, isimle birle ik fiil yapan yard mc fiiller ve fiille birle ik fiil yapan yard mc fiiller olarak ikiye ay r r. Ayr ca grubun vurgusu birinci unsurda oldu undan birle ik yaz lmakta olan fiil+yard mc fiil yap s ndaki fiillerin de ayr yaz lmas gerekti ini belirtir (Ergin, 1985, 398). T. N. Gencan birle ik fiilleri kuralla yap lan birle ik eylemler, anlamca kayna m birle ik eylemler ve deyim biçiminde öbeklenmi birle ik eylemler olarak önce üç gruba sonra kuralla yap lan birle ik fiilleri de özel birle ik eylemler ve yard mc eylemlerle yap lm birle ik eylemler olarak ay r r. Birle ik Eylemler / I \ / I \ Anlamca Kuralla Deyim Kayna m Yap lm Biçiminde Öbeklenmi Bir. Fiiller Bir. Fiiller Bir. Fiiller / \ / \ Özel Bir. Yard mc Fiiller Fiiller Yap. Bir. Fiiller Özel Birle ik Filer: a) Yeterlilik Eylemi (ebil-). b) Tezlik Eylemi c) Sürerlik Eylemi (-iver-). (-ekal-, e-dur-, -egel-). d) "stekleme Eylemi (-ece i, -esi, gel-). e) Yakla ma Eylemi (-eyaz-). olarak s n fland r r.(Gencan, 2001, 340). Birle ik fiilleri bir hareketi kar lamak veya bir hareketi tasvir etmek üzere yan yana gelen kelimeler toplulu u olarak tan mlayan L. Karahan, bu fiilleri “bir hareketi kar layan birle ik fiiller” ve “ bir hareketi tasvir eden birle ik fiiller” olarak iki gruba ay r r. “1. Bir Hareketi Kar layan Birle ik Fiiller 127 a). Ana Yard mc Fiillerle Kurulan Birle ik Fiiller: Bu tip fiillerde et-, ol-, yap-, eyle-, k l-, bulun- yard mc fiilleri kullan l r. b). Di er Fiillerle Kurulan Birle ik Fiiller: Bu yap da yer alan kelimelerden biri veya hepsi ya sözlük anlamlar n kaybetmi ya da deyimle mi tir. Bu birle ik fiillerin isim unsuru isim çekim eki alabilir. 2. Bir Hareketi Tasvir Eden Birle ik Fiiller Bu birle ik fiiller zarf-fiil eki ta yan bir fiil ile bir tasvir fiilinin birle mesinden meydana gelmi tir. Tasvir fiili as l fiile yeterlik, ihtimal, tezlik, yakla ma vb. anlamlar katar.” (Karahan, 2004, 77). Bir hareketi kar layan birle ik fiiller isim + yard mc fiil eklinde formülle tirilebilir. Bu fiiller her zaman ayr yaz l rlar; ancak isim olan kelimede fiilin yap l s ras nda ses dü mesi (kay( )p ol-) veya ses türemesi (his(s)et-) gibi ses olaylar oluyorsa birle ik yaz l r. Bu yap daki birle ik fiillerin isim unsuru tek kelime olabilece i gibi kelime grubu eklinde de olabilir. S fat-fiiller ol- veya bulun- yard mc fiilleriyle birle ik fiil yapabilir. “et-, ol-, eyle-, k l-, iste-, bulun-” gibi yard mc fiillerin d nda as l fiillerle bu yap da birle ik fiiller kurulabilir. Deyimle mi veya anlamca kal pla m olan bu tür fiillerle çal mam zda s kça kar la t k. “fiil + zarf-fiil + yard mc fiil” eklinde de gösterebilece imiz bir hareketi tasvir eden fiilleri de öyle inceleyebiliriz. a). Yeterlik Fiili: Zarf-fiil ekli bir fiilin üstüne “bil-” yard mc fiili getirilerek yap lan bu fiillerde yeterlik ve ihtimal anlam vard r. Olumsuzu “-umA-” ile yap l r. Çal mam zda Azeri Türkçesinde kullan lan “–ebilme- ” ekline de rastlanm t r. b). Tezlik Fiili: “-ver-” yad mc fiiliyle yap l r, tezlik, kolayl k anlam ta r. Olumsuzu “–mA- ”ile yap l r. c). Sürerlik Fiili: Zarf-fiil ekli bir fiile “git-, koy-, dur-” gibi yard mc fiillerin getirilmesiyle yap lan bu fiil devaml l k ifade eder. 128 ç). Yakla ma Fiili: “-yaz-” ile yap l r, yakla ma anlam ta r. “-Ip” zarf-fiili eki alan fakat ayr yaz lan birle ik fiiller de bu gruba girer. 1.13.1.Bir Hareketi Kar10layan Birle1ik Fiiller 1.13.1.1. Ana yard0mc0 fiillerle kurulan birle1ik fiiller 1.13.1.1.1. Yard0mc0 fiili “et-”olan birle1ik fiiller Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r (I/146-1). Ba n buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için, kölelikten yeti tirip, beg k ld klar n , kumandan, vali eylemi ti. (II/117-4), Haydi Nurgün.. uzun etme, “kurbanl k” tan “mermer beyazl ” na nas l da atl yabiliyorsun? (III/5-14), …çünkü Ba kanl k konusunda arkada lar n n ne dü ündü ünü anlamak laz mm , çünkü bu zamanda kimin kime ne denlü tesir edece i, belli olmazm (III/122-3), Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan a varmaya çal m (V/105-2). Mehmet, Koca Dervi ’i taklit edip ba n sallad , onun sözleri ile konu tu: “Çocuklar aras nda, olur böyle eyler, yeter ki, biz bela olmayal m, kavgay ba latmayal m “ dedi, … (VI/27-7). Velhas l o lum e er iki ilim sana nasip edilmi se, Allah gönlüne iddetli bir arzu koyar, sen de yapars n (VI/301-10). Böyle bir element ve ben nedense kendimi bir Tanr ça’dan ziyade, SELENYUM olarak hissettim, yahut da hiç! (VII/37-6). Bayraklar n birden görüvermenin etkisini de inkar etmiyorum!. (VIII/211-13), 129 Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü; minicik billur parçalar misali, sesi hlamur k vam nda: “ – Arkada de il miyiz Havva, nas l istersen öyle hitap et, nas l rahat hissedersen, hitab n mühim de il… (IX/5-3). (I/146-6), (I/146-14), (I/146-23), (II/117-2), ), (II/118-13), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-33), (II/118-34), (II/118-44), (III/122-2), (III/122-4), (III/122-5), (III/122-9), (III/122-11), (III/188-3), (V/105-12), (VI/17-12), (VI/37-1), (VI/188-7), (VI/207-2), (VI/241-4). (VII/22-16), (VII/66-2), (VII/81-10), (VII/81-19), (VII/81-23), ), (VII/27919), (VII/279-25), (VIII/106-1), (VIII/108-30), (VIII/108-30), (VIII/211-11), (VIII/21115), (VIII/211-16), (VIII/211-17), (VIII/310-2), (VIII/310-13), (VIII/345-4), (VIII/3455), (VIII/345-11), (VIII/345-13), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/454-2), (VIII/4544), (VIII/454-6), (VIII/454-8), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/7-3), (IX/37-8), (IX/47-2), (IX108-4), (IX/137-7), (IX/167-2), (X/57-1), (X/57-8), (X/57-12), (X/58-20), (X/58-22), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-35), (X/58-36), (X/59-49), (X/59-50), (XI/11-3), (XI/27-9), (XI/55-1), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-1), (XI/155-2), (XI/155-4), (XI/155-5), (XI/155-7), (XI/155-9), (XI/155-13), (XI/155-17), (XI/221-7), (XI/221-10), (XI/22112), (XI/221-16), (XI/221-17), (XII/31-20). 1.13.1.1.2. Yard0mc0 fiili “ol-”olan birle1ik fiiller Aç lan yaralar, hastal klar boyunca ak p, çiçe in zehrini at yor, ba ka taraflara yay lmas na mani oluyor.(I/146-18). E er kim, senin Hindistan seferlerinden birinde, hakanl k hevesine dü erse, netice mü kül olur! (II/-10-14), .imdiye kadar bana hiç kar mad lar, paras z yat l okuyaca m, dedim, ö retmen olaca m dedim, …(III/61-6). Mehmet, Koca Dervi ’i taklit edip ba n sallad , onun sözleri ile konu tu: “Çocuklar aras nda, olur böyle eyler, yeter ki, biz bela olmayal m, kavgay ba latmayal m “ dedi, … (VI/27-7) Cümleye ak l da tmaya pek merakl olan profesör – her halde Tülin’e göz önünde bir yer bulmak için olsa gerek – kad nca za oturdu u daireye birkaç ö renci al p, buras n bir küçük pansiyon haline getirmesini “önermi .” (VII/13-10). 130 Sabahleyin orman emekçileriyle i ba yap p, ak ama kadar onlar n aras nda gezinmek ihtiyac olana yard m etmek (VIII/454-2). Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü; minicik billur parçalar misali, sesi hlamur k vam nda: …(IX/5-3). (I/146-22), (II/-10-13), (II/-117-2), (II/-117-10), (II/-118-17), (II/118-28). (II/-118-36), (II/-118-38), (II/118-43), (II/-118-44), (III/-5-9), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-5), (III/188-3), (III/189-7), (V/105-2), (V/105-11), (VI/27-7), (VI/90-1), VI/290-10), (VI/321-9), (VII/42-2), (VII/48-10), (VII/81-5), (VII/279-17), (VIII/107-6), (VIII/21111), (VIII/211-14), (VIII/211-15), (VIII/310-5), (VIII/310-6), (VIII/310-12), (VIII/31015), (VIII/454-3), (VIII/454-6), (VIII/454-8), (IX/27-4), (IX/177-3), (X/57-12), (X/5835), (X/59-47), (XI/27-9), (XI/55-3), , (XI/55-8), (XI/155-11), (XI/155-16), (XI/221-1), (XI/221-6), (XI/221-13). 1.13.1.1.3. Yard0mc0 fiili “yap-”olan birle1ik fiiller Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak (I/146-3). Sabahleyin orman emekçileriyle i ba yap p, ak ama kadar onlar n aras nda gezinmek ihtiyac olana yard m etmek.(VIII/454-2). Babas n n lacivert ceketini giyip, bana gösteri yapmaya geli i, s k s k akl ma dü üyor.(VIII/454-19). 1.13.1.1.4. Yard0mc0 fiili “eyle-”olan birle1ik fiiller Ba n buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için, kölelikten yeti tirip, beg k ld klar n , kumandan, vali eylemi ti.(II/117-4). Sultan Alp Arslan, M s r’ halife nam na idare eden Nas r üd Devle’nin kendisi ile mücadele eden rakiplerinden kurtarmas için, ona müracaat eylemesi…(II/118-33). 1.13.1.1.5. Yard0mc0 fiili “k0l-” olan birle1ik fiiller Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve "slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). 131 Askerleri peri an k l nd ktan sonra, Kavurt a as Ba bu ’un önünde ba indirip, a r bast (II/118-23). Çoban boyun büküp: “ Namaz k l p, Rabbime ükrediyordum a am.” demi (V/105-12). 1.13.1.1.6. Yard0mc0 fiili “kal-”olan birle1ik fiiller Bembeyaz mermer üzerinde, bir hayat sandviçten arda kalan leke gibi!(III/5-12). Durun bakal m, dedi dervi lere, adama döndü:” – Hiç daha önce adam öldürdün mü, böyle bir ey yapmaya kalkt n m ?” dedi.(VI/261-13). “Bir dü üneyim Ay e”, demek zorunda kald m, “Mehmet’le tatil program n konu mad k daha, ben seni arar m.”(IX/137-8). Eh adam, aç kalacak de il a, yüzünü buru turup buru turup, bir kase sütü ve armutlar midesine indirmi (V/105-8). 1.13.1.1.7. Yard0mc0 fiili “ver-”olan birle1ik fiiller A n n faydas na inand m için sevgili yavruma da yapt rmaya karar verdim.(I/146-20). Bunca koyuluk, koyular.. mor.. hepsi, soylu bir ifade verebilir.(III/5-6). Yani imdiye kadar hayat m hep kendim biçimlendirdim, seçtim, karar verdim ve onlara söyledim (III/61-7). M sri, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu…(VI/207-2). Karar veriyorum, ne kadar samimi diye sormaya lüzum yok.(VIII/107-24). Art k kendi hakk mda kendim karar veremem.(VIII/310-1). Gülme arzumu geri gönderip, bu yüzden biraz k zar p san r m, en güven verici sesimle: “ –Sizi seviyorum! dedim.(IX/5-8). 132 Mehmet, elimi s k yor sevgiyle, bende sessizce onun elini s k p kar l k veriyorum (IX/57-13), (IX/167-2). 1.13.1.1.8. Yard0mc0 fiili “iste-”olan birle1ik fiiller Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz.(I/146-3). … o dahi Alp Arslan Ba bu ’a yeniktir, onun kumandan Af n Beg önünden kaçmaktad r.. ve dahi "mparatora kavu up s nmak istemektedir.(II/118-44). Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi.(III/122-1). Fakat ben, ni anl ma söylemeden önce, bir kere de Arif’e dan mak istedim.(VIII310-10). (IX/108-5), (X/58-25). 1.13.1.1.9. Yard0mc0 fiili “ba1la-”olan birle1ik fiiller Ba n buyruklu u, Sultan’ n birli ine zararl olma a ba lam t (II/118-28). Durup durup bana : “.imdi u Sünbül amcan n k z m yd , yoksa evdeki yard mc m ?..” Yahut “Yengenin ismi Kadriye miydi, yoksa Mehtap m ” diye sormaya ba lad .”(III/61-4). O bizim ihtiyar, koca güne , arza bir kez daha s r tm , karlar erime e ba lam .. toprak su içiyordu.(VIII/7-9). Havva, merdivenleri ç k p, kap önünde beklemeye ba lad , derken titrek, yorgun ayak sesleri…(IX/177-1). Öyleyse nefsiyle ba lam t r.(XI/55-1). mücadele eden ki i, gönlünü sevgiye haz rlamaya 133 1.13.1.1.10. Yard0mc0 fiili “gel-”olan birle1ik fiiller Bu s ra, El-Basan ise; öfkesi tuttu mu kara ta kül eyleyen Af in Beg önünde sapa yer gözetirken, Sivas’ta Manuel ordusuna kar geliptir.(II/118-39). …M sri’nin bu yola girerken ilk ö rendi i ey de bir müridin; eyhin elinde ancak ölü y kay c s n n elindeki ceset gibi olmas laz m geldi i idi: “ Emredesiniz Sultan’ m” dedi.(VI/207-2). Oysa aramay , hatta aramam laz m geldi ini de Mehmet ö retmi ti bana.(VII/8117). (XI/55-9). 1.13.1.1.11. Yard0mc0 fiili “al-”olan birle1ik fiiller Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm …(V/105-10). Benim için mühim olan ne de i mesi gereken iktidar, ne Koçsa’n n gül can n s kmamak, ne de Y"SK’in gelmesi dü ünülen iktidar destekleme karar almas d r.(VII/42-2). Can m geçen gün de söylemi tim ya, insanlar n hepsi birer canbazd r, ipin üzerinde yürüyebilmek için destek alacaklar bir sopa bulmalar laz m, … .(VII/80-15). 1.13.1.1.12. Yard0mc0 fiili “çal01-”olan birle1ik fiiller Sesinin tonunu ve kelimelerini unutmaya çal yorum.. ellerim ellerinde, susup, ninemin dokudu u kilimin desenlerine bak yoruz.(VIII/107-4). Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan a varmaya çal m (V/105-2). Dü ünme e çal t .(III/189-12). Hatta onlar da hiç olmazsa, Semra Han m veya Zeynep hakk nda, birkaç laf etmeye, edebilmeye çal yorlar, konuyu büsbütün ahsiyete döküp, c v kla t r yorlard . (III/122-12). 134 Birbirimize tahammül etme e çal yorduk.(IX/7-3). “Kendini teselli etmeye çal yordun Meryem!” dedi, içimden bir ses.(XI/221-10). 1.13.1.2.Di;er fiillerle kurulan birle1ik fiiller (anlamca kayna1m01). Sultan Mahmut’un akl n da çelmi ti.(II/10-11). Silkinip özü sorumlulu uma kar ç k m..akl m ne zaman toparlamaya ba lad m? .(III/5-17), Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm , tam namaza duracakken bakm , biraz ilerde çoban yat p kalk p, bir eyler m r ldan yor; adam, yakla m , çoban n k ld namaz desen de il, kulak vermi , söyledi i sözler dua desen de il! (V/105-10). M sri, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu…(VI/207-2). Velhas l, ac çekmek yahut çektirmek ihtiras , ki inin iliklerine i lemi olan tutsakl n bir de i ik tezahürü, ba ka bir ey de il!(VIII/211-10). En küçük f rsattan bile kendine pay ç karmaya bay l yor.(VIII/454-17). Sonra art k ak ama kadar pikni in keyfini ç kard m, hatta Ay e ile bile kaç kere konu tum, güzel sesine övgüler düzdüm.(IX/67-5). Ay e, bir elinde çay barda , bir elinde sigara aralar na girdi, “Nas ls n sevgilim?” diye Berrin’in iki yana ndan öptü, Mehmet’e gülücükler saçt .(IX/37-8). Kalbi çarp yordu, midesi kas lmaktan ta a dönmü , a z n n içi kupkuru olmu tu.(IX/177-3). Me er bütün kad nlar ona ayn benzetmeyi tekrarlarm , yalanc ktan k zd m ve sözümü geri ald m.(X/57-15). Yüz vermedin!(X/58-27). 135 (I/146-2), (I/146-17), (II/117-5), (II/117-7), (II/117-6), (II/118-14), (II/118-19), (II/11820), (II/118-23), II/118-23), (II/118-27), (II/118-30), (II/118-41), (II/118-41), (II/11846), (II/118-47), (III/5-16), (III/5-18), (III/5-18), (III/61-1), (III/61-1), (III/122-3), (III/122-7), (III/188-1), (III/188-4), (III/188-6), (VI/207-2), (VI/241-4), (VII/12-11), (VII/27-21), (VII/53-21). (VII/81-18), (VII/279-13), (VIII/7-2), (VIII/7-14), (VIII/7-17), (VIII/107-18), (VIII/211-12), (VIII/221-10), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-16), (VIII/345-18), (VIII/345-18), (VIII/454-4), (VIII/454-4), (VIII/454-5), (VIII/454-7), (VIII/454-10), (VIII/454-12), (VIII/454-13). (VIII/455-19), (IX/5-2), (IX/7-2), (IX/472), (IX/117-3), (X/58-34), (X/58-38), (X/58-38), (X/58-39), (X/58-39), (X/59-41), (X/58-43), (X/59-52), (X/59-63), (X/59-63), (X/60-66), (XI/55-3), (XI/55-7), (XI/5512), (XI/155-2), (XI/155-4). (XI/155-4), (XI/155-7), (XI/155-13), (XI/155-13), (XI/155-16), (XI/155-17), (VIII/221-2), (VIII/221-14), (XII/84-2), 1.13.2.Bir Hareketi Tasvir Eden Birle1ik Fiiller 1.13.2.1. Yard0mc0 fiili “bil-”olan birle1ik fiiller Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve "slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3), Bunca koyuluk, koyular.. mor.. hepsi, soylu bir ifade verebilir (III/5-6), Hakl s n, dediler ona, ama bu mesele senin ba na gelmeyince, o mahcubiyeti ya amad kça, gereken gayreti bu kadar iyi göstermeyebilirdin (VI/172-3). Haydi Nurgün.. uzun etme, “kurbanl k” tan “mermer beyazl ” na nas l da atlayabiliyorsun? (III/5-14), Sevim abla… dedim… ke ke Tülin’e bir tel çekseydik, ama ne diyebilirdik? (VII/59-19). Sahibi u runa her bir eye katlanabilen bir di i köledir, onu iyi bilirim (VIII/7-11). Oysa o kadar kolay sevebilen bir kad n ki. (IX/5-7), Bilemiyorum.(X/59-52). 136 (II/10-6), (II/117-5), (II/117-6), (II/118-14), (II/118-17), (II/118-35). (II/118-45), (III/514), (III/122-12), (III/189-13), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/81-18), (VII/81-18), (VIII/7-11), (VIII/107-14), (VIII/107-15), (VIII/107-23), (VIII/107-26), (VIII/211-14), (VIII/310-6), (VIII/310-15), (VIII/345-11), (VIII/345-18(VIII/454-15), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/137-7), (X/59-52), (XI/11-3), (XI/155-5). 1.13.2.2. Yard0mc0 fiili “ver-”olan birle1ik fiiller - Evet evet, diyordu: Biz size, siz bize derken, derken Aysan’lar s yr l versin aran zdan!..(III/189-10). “Sen ata bak ver” demi çobana, sonra çekip ba na cübbesini, bir güzel uyumu .(V/105-9). Gerçi Allah a k kalbine dolarken yava yava , Melek ah silinivermi ti ama, yine de a rd i te kendi rahatl na…(VI/196-4), M sri, bir gün de sadece özel sohbetlerinde konu tu u bir eyi kürsüden, halka söyleyiverdi; K r m Hanlar n övdükten sonra:… (VI/281-5), Bayraklar n birden görüvermenin etkisini de inkar etmiyorum!.. (VIII/211-13). Rahatlad , bu kad n n ruh hali yüzünden hemen okunuveriyor, roman mübarek, böylesine aç k.(IX/5-9). 1.13.2.2. Yard0mc0 fiili “dur-, koy-, gör-, kal-”olan birle1ik fiiller Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde…(II/118-35). E er ilk defa ba na gelenden, bir ey ö renememi sen ayn olay çe itli çehrelerde devam edip durur.(IX/47-2). Flört etmedim do ru, yaln z ta Ankara’dan babaannemle oturdu umdan beri, a k olup durdum, çok a k oldum!(X/58-35). Üzerinde dönüp durdu um bir gerçek, dönüyorum a k ile ve dikkatle, kimi saç lm , kimi uçu an ebnemleri esirgeyerek (XI/7-5). 137 El-Basan’ n gülen gözleri gülmez oluyor, dik duran omuzu dü ekoyuyor (II/11843). Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu . (II/118-18). Sultan, kuvvetleri ile Kirman’a yürüyegördü (II/118-21). Doymaya görsün, elbet verir!..(VII/7-15). Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine.(II/9-2). Me er orada bir yaln z çoban yakt ate in kar s nda uyuyakalm m .(V/105-4). Derken.. haf zam n bir kö esine gömülüp kalm bir hat ra k m lday p canland .(VIII/7-4). Otobüs dura nda kalakald m.. ne ileri ne geri (IX/157-6). :a akalm t m, bahçede ustaya hayran bak lar neydi, imdi iki lak rd etmeden kaç ne…(XI/55-12). Koltuklar n, tabaklar n içki i elerinin sanki dövü üp sava t ve yaralan p tek tek dü üp kald klar salonun ortas nda, …(XII/10-27). 1.13.2.3. Yard0mc0 fiili “git -, gel-, ol- ”olan birle1ik fiiller Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam …(I/146-22). Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti.(II/117-2). …ve Fat mi halifelerinin yerine Abbasi halifesini tan maya haz r oldu un bildirilmesi üzerine, büyük bir ordu ile Suriye, M s r seferine ç kagitmekte…(II/11833). 138 Neylersin, ne dersin, Sultan’dan kaçagiden, sultan ya s ile kap yor…(II/118-41). Ve sen mi yi ittin "lhan, imdi u sütü bozuklar n aras nda uslu uslu yürüyüp giden?(VII/279-20 Ezelden ebede do ru götürüp giden bu yol mu?(XI/7-1). (II/117-2), (II/117-10), (II/118-19), (II/118-43), (II/118-45), (VIII/211-11). 1.14. KISALTMA GRUPLARI Kelime gruplar n n ve cümlelerin k salmas yla ortaya ç km söz birliklerine k saltma denir. “K saltma gruplar ilgi, yakla ma, bulunma, uzakla ma durum eklerinden birini alan sözcük ile ba ka bir sözcü ün birle erek kli ele mesiyle ortaya ç kar. "lgi grubu, tamlanan eki dü en belirtili ad tamlamas na; yakla ma, bulunma ve uzakla ma gruplar ise eylem öbe ine benzer.”(Eker, 2005, 477). K saltma grubu daha çok s fat tamlamas nda kullan l r, isim ve zarf görevi de yaparlar. "nceledi imiz cümlelerde k saltma gruplar na çok rastlanmam t r. 1.14.1. snat Grubu Yelesi kara, cins at n överdi (II/10-4). El-Basan unutulas ad n , Selçuklu’ya kara leke ve dahi ulusu Yabgulular da ba s z koyarak Manuel’le birlikte "stanbul yoluna dü eyürüyor (II/118-46). Osmanl ne yapmaktad r yaln z Köprülü’nün öbür o lu Mustafa Pa a’ya vezir payesi verildi ini i ittim, bu hay rl olmu , Almanya’ya da sava açm z, ne diyorsun?.. (VI/290-10). Ve sen mi yi ittin "lhan, imdi u sütü bozuklar n aras nda uslu uslu yürüyüp giden? (VII/279-20). Buraya geldi imiz gün, sekreter bizleri teker teker ald odas na yuvarlak kafal , elmac k kemikleri f rlak, gözleri çekik bir adam (VIII/345-10). 139 Mamafih sizin nesil onu pek tan maz. (X/58-21). Tahir Hoca ve akl ba nda olan di erleri, babam dahil, içkinin verdi i mutlulu un pek geçici oldu unu söylerler, sonra insan daha kötü bir bunal ma dü üyormu (X/59-63). .ükürsüzlük, gönlü küçük olanlar n kat l , Allah’la pazarl a ç kanlar n kendini bilmezli i… dedi, Güngör Bey (XI/155-16). 1.14.2. Yakla1ma Grubu Ba n(a) buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için, kölelikten yeti tirip, beg k ld klar n , kumandan, vali eylemi ti (II/117-4). Onun özüne meydan okuyan, özü gözlerine e gözleri kar s nda, El-Basan’dan duydu u ku kunun do rulu una, bir kez daha inanagelmi ti (II/118-19). …oysa “Hadi portreni yapay m.”deyi im, kendime güvenimden geliyordu; art k iyile tim, ben Nurgül Ay, ressam..art k iyile tim! (III/5-19). …kö ke yak n çevreler, imzan n bugün yar n ç kaca n belirtmi lerdi.(III/188-1). Bir vakitler, dini bilgilere tam hakim, ulemadan bir zat, at üstünde uzak bir diyara giderken, yolunu a rm , gitmi gitmi , ak am eri mi , al karanl k basm (V/105-1). .a akalm t m, bahçede ustaya hayran bak lar neydi, imdi iki lak rd etmeden kaç ne… (XI/55-12). Gö e yaz l ad n topra a gömüyor.. k l c ile tutsak etti ine sözü ile tutsak olup, söylüyor ki;… (II/118-44). Ne var ki tümüne birden irin görünmek mecburiyeti vard (III/122-8). 1.14.3. Bulunma Grubu Kas m, ne istedi ini bilen, uslu bir çocuktu, saatlerce yaz yazmaya çal r, bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek ah’a k zmaz, hatta zaman zaman yazmay b rak r gülerek küçük k z oyalard (VI/17-12). 140 Ay e, bir elinde çay barda , bir elinde sigara aralar na girdi, “Nas ls n sevgilim?” diye Berrin’in iki yana ndan öptü, Mehmet’e gülücükler saçt (IX/37-8). 1.14.4. Ayr0lma Grubu Gök, as k suratl ve buz grisi, derinden derine gelen o müthi öfkesi, havada artarak denize aksediyor, deniz de buz grisi, sular köpürüp, ahlanarak gemiyi dövüyor (VI/7-1). As l suçlu olarak onlar kabul ediyorlar, fakat içlerinde babam gibi her eyden habersiz kimseler de bulunmal (VIII/211-17). Bir bak yorum, Müfreze Ba kan ’na bile yükseklerden atar pozda, kendinden emin, rahat (VIII/454-5). Sözler hiç bitmedi, a zdan a za dola t (VIII/211-7). Ben eflatun ile bezinden uzun bir elbise giymi tim (X/57-5). Art k sar n olmad m söyleyince de “ Bebekken sar nd n.. der.. Renoir’in tablosunda bana birden bire seni hissettiren genç k z da sar nd ” (X/57-12). Ezelden ebede do ru götürüp giden bu yol mu? (XI/7-1). “Kendini teselli etmeye çal yordun Meryem!” dedi, içimden bir ses (XI/22110). Alp Arslan Ba bu ’a Yunus Beg’den amca o lu, k z karde i Gevher’den de eni te olan El basan kim, Kurtçu da ça r rlar onu; tükenesi olmayan bir h rs n tutsa idi (II/118-16). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III/61-9). 1.14.5. Vas0ta Grubu Tümden zehir zümrüt kolyesiyle k rm z l kad na sormak istiyorum böylece (IX/108-5). Ayetlerde ükürle ilgili pek de çok söz var, benim en ilgimi çekeni ise öyle: “Kim içinden gelerek bir hay r i lerse, Allah .akir’dir, te ekkür eder” diyor (XI/155-4). 141 Yaln z yolu yordam var üphesiz, dilden ziyade gönül yolu bu ve ölçüsü ve dille tekrardan çok birbirimize iyi yapt klar m z, iyi verdiklerimizdir (XI/155-6). Tezimizde yukar da örneklerini verdi imiz gruplar n d nda farkl yap larda örneklere de rastlad k. Demek, her ey yerli yerinde ve güzel (III/61-13). …çok sevdi i eyhi ne derse onu yapmak mecburiyetindeydi; bo u bo una dememi ler eskiler, “.eyh bir rüzgârsa mürit, önünde uçu an bir sonbahar yapra d r” diye… (VI/207-2). Babam gülmedi, kendi kendine söylenir gibi usulca: -A k güzel bir eydir.. dedi… (X/59-42). Koltuklar n, tabaklar n içki i elerinin sanki dövü üp sava t ve yaralan p tek tek dü üp kald klar salonun ortas nda, Orhan, yere boylu boyunca uzanm , bana bak yordu (XII/10-27). 142 K NC BÖLÜM 2. CÜMLE 2.1. CÜMLEN N UNSURLARI Dilin en önemli birimi olarak kabul edilen cümle pek çok ara t rmac taraf ndan tan mlanm t r. Hepsinde ortak olan görü e göre cümle bir yarg bildiren kelime veya kelime toplulu udur. Buna göre cümlede yarg bildirme art vard r.Cümle tek kelimeden de olu abilir. Kelimeler cümlede birtak m görevler üstlenirler. Farkl görevlere göre adland r lan bu kelimelere cümle ö eleri ad verilir. Özne, tümleç, yüklem olarak adland r lan cümle ö elerinin bir k sm temel ö e iken bir k sm da yard mc ö edir. Cümlede yarg bildiren yüklemdir. Özne yüklemin bildirdi i yarg n n olu mas n etkileyen, tümleç de yarg n n niteliklerini belirleyen ö edir. Tümleç kendi içinde belirtili nesne, belirtisiz nesne, zarf tümleci ve yer tamlay c s olarak ayr l r. Baz dilciler zarf tümlecini olu turan ö elerden biri olan edatlar edat tümleci olarak ay r r. Baz dilciler de yer tamlay c s na dolayl tümleç der. Bu ö elerden yüklem ve özne temel ö e, nesne, zarf tümleci ve yer tamlay c s da yard mc ö edir. Dillerde özne-yüklem-tümleç s ralamas farkl d r. Türkçede bu s ra as l ö elerin sonda olmas ndan dolay özne + tümleç + yüklem eklindedir; ancak bu kural her zaman uygulanmaz. Türkçede devrik cümle dedi imiz özellikten dolay , bazen yüklemin sonda olmad , ortada veya ba ta oldu u durumlar da olabilir. 2.1.1. Yüklem Cümlenin temel ö esi olan, hareket, i , olu , bildiren çekimli kelime veya kelime grubuna yüklem denir. Cümle yarg bildirmek zorunda oldu una göre yüklemsiz cümle kurulamaz. Çünkü cümlede yarg y yüklem verir. Fiiller, ek-fiil alm fiilimsiler, isimler ya da isim soylu kelimeler yüklem olabilirler. “Türkçede harf veya sesten tümceye de in dil bilgisel ö eler yüklem olabilir.” (Eker, 2005, 453). 143 Bir cümlede özne, nesne, yer tamlay c s ve zarf tümleci birden fazla olabildi i halde yüklem tek olur, birden fazla olamaz. Çünkü her yüklem ayr bir cümle demektir. 2.1.1.1. Fiil cümlelerinde yüklem Fiillerden kurulmu yüklemler haber kipleri ( imdiki zaman, gelecek zaman, geni zaman, görülen geçmi zaman ve ö renilen geçmi zaman) ve tasarlama kipleri (istek, art, gereklilik, emir) ile çekimlenebildi i gibi imek mastar ndan türetilmi olan birle ik zaman kipleriyle (hikaye, rivayet, art birle ik zaman ve geni zaman) de çekimlenebilirler. Çal mam zda yüklemleri önce kiplerine göre basit ve birle ik olarak ikiye ay rd k, sonra da fiilleri yap lar na göre ay rarak yüklem olma durumlar n inceledik. 2.1.1.1.1. Basit kipli fiillerin yüklem olmas0 Çal mam zda basit zamanl fiillerin yüklem oldu u örneklere çok s k rastlanm t r. Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz, t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r (I/146-1). "mparator Diyojen ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret komutas nda, Sivas ve Malatya’ya do ru ilerliyorlar…(II/118-32). Kar mda, sanki ciddi bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum (III/5-1). Geç safl , basbaya budalal k! (III /5-17). Hüseyin oldu u yerde salland , kin doluydu sesi, nefret doluydu: - Ba ka bir söz bilmez misiniz ya’u!..(IV/10-1). Bak "lhan’dan bahsediyorduk, hiç dü ünmez misin, çocu un buraya geli gidi günleri saatleri belli mi, niçin bizim evin önünde vursunlar onu? (VII/22-16). Pi manl k, öfke… ve korku, ate gibi yak yor içini (VII/279-2). Her y l yapar bunu (VIII/8-18). 144 Topra n suyla kar p balç kla t yerlerde ak yüzlü nazl çiçekler, ak saplar n n üstünde ürkek bir sevinçle titrerler. (VIII/8-19). Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor;…(VIII/107-12). (I/146-3), (I/146-5), (I/146-6), (I/146-10), (I/146-10), (I/146-11), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-15), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-17), (I/146-18), (I/146-19), (I/14621), (I/146-22), (I/146-22), (I/146-23), (I/146-23), (II/9-2), (II/10-3), (II/10-14), (II/1173), (II/117-8), (II/118-15), (II/118-18), (II/118-21), (II/118-22), (II/118-23), (II/118-24), (II/118-27), (II/118-30), (II/118-38), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-43), (II/118-43), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-45), (II/118-46), (II/118-47), (III/5-2), (III /5-6), (III/5-7), (III /5-15), (III /5-15), (III /5-16), (III /5-17), (III /5-19), (III /5-19), (III /61-1), (III /61-1), (III /61-1), (III /61-2), (III /612), (III /61-3), (III /61-4), (III /61-5), (III /61-5), (III /61-6), (III /61-6), (III /61-6), (III /61-6), (III /61-6), (III /61-6), (III /61-7), (III /61-7), (III /61-7), (III /61-7), (III /61-8), (III /61-8), (III /61-11), (III /61-11), (III /61-14), (III /122-1), (III /122-3), (III /122-3). (III /122-11), (III /188-1), (III /188-1), (III /188-1), (III /188-1), (III /188-2), (III /188-2), (III /188-3), (III /188-3), (III /188-3), (III /188-3), (III /189-5), (III /189-6), (III /189-7), (III /189-7), (III /189-7), (III /189-8), (III /189-8), (III /189-9), III /189-9), (III /189-10), (III /189-11), (IV/13-1), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/97-2), (IV/97-2), (IV/972), (IV/224-s), (IV/224-s), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-2), (V/105-2), (V/105-3), (V/105-3), (V/105-5), (V/105-5), (V/105-5), (V/1056), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-9), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-11), (V/105-11), (V/105-12), (VI/7-1), (VI/7-1), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/107-1), (VI/111-2), (VI/172-3), (VI/196-4), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/238-1), (VI/241-4), (VI/241-4, (VI/241-4).), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/321-9), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/301-10), (VI/311-12), (VI/321-9), (VII/7-6), (VII/13-10), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/27-21), (VII/37-6), (VII/53-21), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-5), (VII/81-8), (VII/81-8), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-11), (VII/81-11), (VII/8111), (VII/81-13), (VII/81-14), (VII/81-15), (VII/81-15), (VII/81-16), (VII/81-16), 145 (VII/81-20), (VII/81-21), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/279-1), (VII/279-3), (VII/2793), (VII/279-4), (VII/279-5), (VII/279-6), (VII/279-6), (VII/279-8), (VII/279-9), (VII/279-9), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-12), (VII/279-13), (VII/279-15), (VII/279-15), (VII/279-15), (VII/279-16), (VII/279-17), (VII/279-18), (VII/279-19), (VII/279-19), (VII/279-21), (VII/279-23), (VII/279-24), (VII/279-24), (VII/279-25), (VIII/7-1), (VIII/7-3), (VIII/7-3), (VIII/7-4), (VIII/7-5), (VIII/7-5), (VIII/7-11), (VIII/7-12), (VIII/7-12), (VIII/7-14), (VIII/7-14), (VIII/7-15), (VIII/7-15), (VIII/7-16), (VIII/7-16), (VIII/106-1), (VIII/106-2), (VIII/106-3), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-4), (VIII/107-5). (VIII/107-7), (VIII/107-10), (VIII/107-12), (VIII/107-14), (VIII/107-15), (VIII/107-18), (VIII/107-21), (VIII/10722), (VIII/107-23), (VIII/107-24), (VIII/107-26), (VIII/107-27). (VIII/107-28). (VIII/107-28), (VIII/107-29), (VIII/107-30), (VIII/211-7), (VIII/211-7), (VIII/211-8), (VIII/211-8), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-12), (VIII/211-13), (VIII/211-15), (VIII/211-17), (VIII/211-17), (VIII/310-1), (VIII/310-2), (VIII/310-3), (VIII/310-4), (VIII/310-5), (VIII/310-5), (VIII/310-5), (VIII/310-7), (VIII/310-7), (VIII/310-9), (VIII/310-9), (VIII/310-10), (VIII/310-11), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-14), (VIII/310-16), (VIII/310-16), (VIII/310-17), (VIII/310-17, (VIII/310-17), (VIII/344-1), (VIII/345-2), (VIII/345-2), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-4). (VIII/345-5), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-11), (VIII/345-13), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-20), (VIII/34520), (VIII/345-21), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-7), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-11), (VIII/45412), (VIII/454-12), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (VIII/454-14), (VIII/454-15). (VIII/454-17), (VIII/454-19), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-5), (IX/5-6), (IX/5-8), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/7-2), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/27-3), (IX/27-3), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/47-2), (IX/47-3), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/57-13), (IX/57-13), (IX/57-14), (IX/57-14), (IX/67-4), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/779), (IX/77-9), (IX/77-9), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/97-9), (IX/108-4), (IX/108-4), (IX/1084), (IX/108-5), (IX/117-3), (IX/127-4), (IX/127-5), (IX/137-7), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/147-12), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/147-13), (IX/157- 146 6), (IX/167-2), (IX/177-1), (IX/177-2), (IX/185-18). (IX/185-18), (IX/185-19), (X/571), (X/57-1), (X/57-3), (X/57-8), (X/57-8), (X/57-9), (X/57-9), (X/57-10), (X/57-11), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-13), (X/57-13), (X/57-13), (X/57-14), (X/57-15), (X/5715), (X/57-16), (X/57-16), (X/57-16), (X/58-20), (X/58-21), (X/58-22), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-26), (X/5826), (X/58-27), (X/58-28), (X/58-29), (X/58-29), (X/58-30), (X/58-32), (X/58-32), (X/58-34), (X/58-34), (X/58-35), (X/58-35), (X/58-35), (X/58-37), (X/58-37), (X/5838), (X/58-38), (X/58-38), (X/58-39), (X/58-39), (X/58-40), (X/58-41), (X/58-42), (X/58-42), (X/59-43), (X/59-43), (X/59-44). , (X/59-45), (X/59-47), (X/59-49), (X/59-50), (X/59-51), (X/59-52), (X/59-53), (X/5954), (X/59-54), (X/59-54), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-56), (X/59-56), (X/59-57), (X/59-60), (X/59-60), (X/59-61), (X/59-62), (X/59-63), (X/59-64), (X/5965), (X/59-65), (XI/7-5), (XI/11-3), (XI/18-17), (XI/18-17), (XI/27-9), (XI/28-4), (XI/28-4), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-5), (XI/55-5), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/55-10), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-3), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-7), (XI/155-8), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-11), (XI/155-11), (XI/155-12), (XI/155-13), (XI/155-14), (XI/155-15), (XI/155-16), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/221-1), (XI/221-3), (XI/221-3), (XI/221-4), (XI/221-5), (XI/221-5), (XI/221-7), (XI/221-7), (XI/221-8), (XI/221-9), (XI/221-9), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-14), (XI/221-14), (XI/221-16), (XI/221-17), (XII/15-13), (XII/16-13), (XII/31-20), (XII/31-20), (XII/31-20), (XII/842), (XII/84-2). 2.1.1.1.2. Birle1ik kipli fiillerin yüklem olmas0 O k yamet günler yâd na dü er, deyi derdi, zaman zaman.(II/10-3). Biraz rahatlas n, gev esin istiyordum, daha fazla gerildi.. (III /61-3). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III /61-9). Lakin imdi gönlü ate inin adamm lar gibi konu tu (VI/107-1). n izlemeliydi, onlara sanki birer büyük 147 Oysa aramay , hatta aramam laz m geldi ini de Mehmet ö retmi ti bana. (VII/81-17). " te 1960’lar n bahar nda toprak, kar suyunu yava yava emip içine sindirirken, ükranlar n ifade etmek için olsa gerek, ba r ndan akçabardaklar f k rtm t . (VIII/717). Dedem bir kere bana, “Ninen de severdi çiçekleri, senin gibi onlara türlü mana, söz, tav r yak t r rd .” dememi miydi? (VIII/107-11). Onun sesini duyuyorum: Türk olman n tek faydas n söyleyebilseydin bana.. (VIII/10723). Y llar sonra, bir sala bal kç lokantas nda kar la t m Berrin Han m’la, grup halinde gelmi lerdi, yan m zdaki masada oturuyorlard , kahkahalar , amatalar can m s k yordu, ben Mehmet’leydim…(IX/7-2). Kalbi çarp yordu, midesi kas lmaktan ta a dönmü , a z n n içi kupkuru olmu tu (IX/177-3). (I/146-2), (II/10-4), (II/10-5), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-8), (II/1011), (II/10-13), (II/117-4), (II/117-5), (II/117-5), (II/117-6), (II/117-7), (II/118-13), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-14), (II/118-19), (II/118-27), (II/118-28). (II/118-39), , (III /5-12), (III /5-16), (III /5-16), (III /5-19), (III /122-2), (III /122-2), (III /122-2), (III /122-2), (III /122-3), (III /122-3), (III /122-4), (III /122-4), (III /122-4), (III /122-5), (III /122-5), (III /122-6), (III /122-7), (III /122-7), (III /122-9), (III /122-9), (III /122-9), (III /122-10), (III /122-10), (III /122-12), (III /122-12), (III /188-1), (III /188-1), (III /188-4), (III /188-4), (III /189-10), (III /189-14), (III /189-14). (V/105-4), , (V/105-11), (V/10512), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/90-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/142-11), (VI/172-3), (VI/188-7), (VI/196-4), (VI/207-2), (VI/251-1), (VI/251-1), (VI/270-7), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/301-10), (VI/301-10), (VII/22-16), (VII/48-10), (VII/48-10), (VII/59-19), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/81-7), (VII/81-7), (VII/81-18), (VII/81-18), (VII/81-19), (VII/81-22), (VII/279-19), (VIII/7-5), (VIII/7-7), (VIII/7-9). (VIII/7-9), (VIII/7-9), (VIII/7-13), (VIII/107-11), (VIII/107-11), (VIII/107-29). , (VIII/310-6), (VIII/310-13), (VIII/344-1), (VIII/344-1). (VIII/345-5), (IX/5-2), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/7-2), (IX/7-2). (IX/7-3), (IX/27-4), 148 (IX/117-4), (IX/167-1), (IX/167-1), (IX/185-19), (X/57-2), (X/57-4), (X/57-5), (X/577), (X/57-15), (X/59-19), (X/58-44), (X/58-46), (X/58-55), (X/58-61), (X/58-61), (X/58-63), (X/58-66), (X/58-67), (XI/16-7), (XI/55-1), (XI/55-3), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-12), (XI/155-9), (XI/221-2), (XI/221-10), (XI/221-11), (XI/221-12), (XI/221-15), (XI/221-17), (XII/10-27), (XII/1027), (XII/31-20), (XII/84-2). 2.1.1.1.3. Ana Yard0mc0 fiillerle kurulan birle1ik fiillerin yüklem olmas0 Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur. (I/146-2). O k yamet günler yâd na dü er, deyi derdi, zaman zaman. .(II/10-3). Bunca koyuluk, koyular.. mor.. hepsi, soylu bir ifade verebilir. (III/5-7). Haydi Nurgün.. uzun etme, “kurbanl k” tan “mermer beyazl ” na nas l da atlayabiliyorsun? (III /5-15). … kad n onun ne zamandan beri e i dostu ile ilgisini ke mi bulundu undan bahsediyordu, … (III /122-2). Tecrübe kazand k, benim hocam, bir dahaki sefere…(III/189-6). Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan Uyand a varmaya çal m (V/105-2). nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm …(V/105-10). Gök, as k suratl ve buz grisi, derinden derine gelen o müthi öfkesi, havada artarak denize aksediyor, …(VI/7-1). Son s n fta ameliyat geçirmeseydi, devams zl olmasayd , ba ar l olurdu Selen, bir fakülteyi kazan rd , ama ne yapay m ki…(VII/48-10). (I/146-13), (I/146-14), (I/146-18), (I/146-20), (I/146-22), (II/10-14), (II/117-2), (II/1174), (II/117-5), (II/117-6), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-19), (II/118-23), (II/118-28), (II/118-30), (II/118-38), (II/118-39), (II/118-41), (II/118-43), (II/118-47), , (III /61-4), 149 (III /61-7), (III /122-1), (III /122-2), (III /122-3), (III /122-4), (III /122-5), (III /122-6), (III /122-7), (III /122-8), (III /122-12), (III /188-1), (III /188-3), (III /188-3), (III /189-4), (III /189-6), (III /189-7), (III /189-12), (V/105-9), (V/105-11), (V/105-12), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/188-7), (VI/196-4). (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/290-10), (VI/301-10), (VI/321-9), , (VII/2216), (VII/37-6), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/81-5), (VII/81-10), (VII/8118), (VII/81-18), (VII/81-19), (VII/279-13), (VII/279-17), (VII/279-25), (VIII/106-1), (VIII/107-24), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-12), (VIII/211-13), (VIII/21115), (VIII/211-17), (VIII/310-1), (VIII/310-2), (VIII/310-10), (VIII/310-13), (VIII/3455), (VIII/345-11), (VIII/454-3), (VIII/454-8), (VIII/454-13), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/53), (IX/5-3), (IX/5-10), (IX/7-3), (IX/27-4), (IX/37-8), (IX/37-9), (IX/57-13), (IX/67-4), (IX/67-4), (IX/108-4), (IX/108-5), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/185-18), (X/57-1), (X/57-, (X/58-35).8), (X/57-15), (X/58-20), (X/58-22), (X/58-25), (X/58-25), (X/5826), (X/58-35), (X/58-38), (X/58-39), (X/58-49), (X/58-66), (XI/11-3), (XI/27-9 , (XI/55-1), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-3), (XI/155-4), (XI/155-7), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-11), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/221-2), (XI/221-6), (XI/221-12), (XI/221-14), (XI/22117), (XII/31-20). 2.1.1.1.4. Bir hareketi tasvir eden birle1ik fiillerin yüklem olmas0 Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, … (II/9-2). Haydi Nurgün.. uzun etme, “kurbanl k” tan “mermer beyazl ” na nas l da atlayabiliyorsun? (III /5-15). Ba bakan türlü parçalara ayr lm , her bir parças ayr ayr yenilip tüketiliyordu (III /122-10). - Evet evet, diyordu: Biz size, siz bize derken, derken Aysan’lar s yr l versin aran zdan!..(III/189-10). Me er orada bir yaln z çoban yakt ate in kar s nda uyuyakalm m (V/105-4), Hakl s n, dediler ona, ama bu mesele senin ba na gelmeyince, o mahcubiyeti ya amad kça, gereken gayreti bu kadar iyi göstermeyebilirdin. (VI/172-3). 150 Sevim abla… dedim… ke ke Tülin’e bir tel çekseydik, ama ne diyebilirdik? (VII/59-19). Derken.. haf zam n bir kö esine gömülüp kalm bir hat ra k m lday p canland .(VIII/7-4). Kadrimizi bilenler ise neyi, nanca anlayabiliyorlar?(VIII/107-14). Onun sesini duyuyorum: Türk olman n tek faydas n söyleyebilseydin bana.. (VIII/107-23). (II/10-5), (II/10-6), (II/118-18), (II/118-21). (II/118-34), (II/118-35), (II/118-43), (II/118-45), (II/118-46), (III/5-7), (III /189-13), (III /189-14), (VI/281-5), (VII/7-6), (VII/66-2), (VII/279-19), (VIII/7-15), (VIII/107-15), (VIII/107-26), (VIII/107-28), (VIII/310-6), (VIII/310-6), (VIII/454-9), (VIII/454-15), (IX/5-9), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/47-2), (IX/127-4), (IX/137-7), (IX/157-6), (X/57-3), (X/58-35), (XI/55-12), (XI/155-9), (XI/221-9). 2.1.1.1.5. Di;er fiillerle kurulan birle1ik fiillerin yüklem olmas0 Sultan Mahmut’un akl n da çelmi ti (II/10-11). Bu kez, gidecek paray da umursam yordu, hindi gelecek yerden tavuk esirgememeliymi , çünkü Ba kanl k konusunda arkada lar n n ne dü ündü ünü anlamak laz mm , çünkü bu zamanda kimin kime ne denlü tesir edece i, belli olmazm . , (III /122-3). … adam, yakla m , çoban n k ld namaz desen de il, kulak vermi , söyledi i sözler dua desen de il! (V/105-10). M sri, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu…(VI/207-2). Sen kendin o kadar bencilsin, bütün insanlara kar Allah’ n bir kulu için k l n k p rdatmazs n (VII/27-21). o kadar ilgisizsin ki hiç 151 " te bu, zehirli bir y lan gibi içlerine çöreklenip oturmu a a l k duygusu, güvensizlik, sahipsizlik…(VII/53-21). Parçaland n , a a land n akl na bile getirmez; kendisinden istenileni, kendisine ba lanan umudu hat rlar, verir…(VIII/7-14). Elimde olmadan ben gülümsedim sana, sonra akl m ba ma geldi, çevreyi ara t rd m, gören oldu mu? diye. (VIII/345-3). Mehmet Ali’nin s hhiyecili i benim için, nas l temin etti ini akl m alm yor, bir bak yorum, gözden dü mü , korku içinde.. son derece rahats z bir insan (VIII/454-4). Umumiyetle suskun, konu tu u zaman kelimeleri a z ndan tarta tarta ç kar yor, heyecans z, sakin görünüyor (VIII/454-7). (VIII/454-10), (VIII/454-19), (IX/7-2), (IX/67-5), (IX/177-3), (X/58-27), (X/58-35) 2.1.1.1.6. Fiil cümlelerinde ek-fiilin dü1mesi Mor, - utanc n rengi mi? – karalar n aras nda kalmal (III/5-6). Militanlar n bu yava l nda, temkininde çift tabancal öhretinin etkisi olmal (VII/279-7). 2.1.1.2. sim cümlelerinde yüklem "simler yüklem olabilirler ancak yüklem olabilmesi için ek-fiilin dört zaman ndan birini almas gerekir. Ek-fiilin zamanlar unlard r: Ek-fiilin görülen geçmi zaman (idi). Ek-fiilin örenilen geçmi zaman (imi ). Ek-fiilin art (ise). Ek-fiilin geni zaman (d r). "sim cümlelerinde ek-fiil özellikle geni zamanda ço u zaman dü mü halde bulunur. 152 2.1.1.2.1. Yüklemi tek kelime olan isim cümleleri Sanki bir diyece i mi var? (II/9-1). K ravat mor (III /5-5). Oysa bu adam n, asaletle uzak yak n ilgisi yok (III /5-8). Geç safl , basbaya budalal k! (III /5-17). Deniz soluksuz, uysal, marmakta… (III /61-10). Çiçekler, yapraklar , dallar olmal , hep kara, karan n tonlar , zemin al. (VIII/107-7). "syan ise, tevekkülde eriyip, k z l mordan, pembe eflatuna dönmekte (VIII/107-16). Türk kad n budur Mehmet Ali, ben ba kay m (VIII/107-17). Yoksa o güne in on ikisinde esen, serinleten bir rüzgârla m e ? (IX/7-1). Üzerinde uzun, düz ve bol beyaz ipek bir giysi vard r.(IX/17-2). Üzerinde k bir lacivert kostüm, aç k mavi gömlek vard , bordo kravat takm t (X/57-4). (II/10-9), (II/10-10), (II/117-1), (II/117-9), (II/117-10), (II/117-11), (II/118-15), (II/11826), (II/118-27). (II/118-31), (II/118-33), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-37), (II/11838), (II/118-42), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-44), (III /5-9), (III /5-11), (III /5-11), (III /5-11), (III /5-14), (III /5-17), (III /5-19), (III /61-4), (III /61-4), (III /61-9), (III /1228), (III /188-1), (III /189-5), (IV/10-1), (IV/10-1), (V/105-5), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-7), (V/105-7), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/172-3), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/290-10), (VI/290-10), (VII/16-2), (VII/22-16), (VII/73-5), (VII/80-15), (VII/81-1), (VII/81-3), (VII/81-4), (VII/81-4), (VII/81-9), (VII/81-12), (VII/81-11), (VII/81-20), (VII/81-22), (VII/81-23), (VII/81-23), (VII/81-23), (VII/279-6). (VII/2798), (VII/279-10), (VII/279-11), (VII/279-12), (VII/279-14), (VII/279-18), (VII/279-19), (VII/279-20), (VII/279-22), (VIII/7-8), (VIII/7-10), (VIII/211-13), (VIII/107-4), (VIII/107-17), (VIII/107-19), (VIII/107-24), (VIII/211-14), (VIII/211-14), (VIII/211- 153 15), (VIII/310-7), (VIII/310-18), (VIII/310-18), (VIII/310-19), (VIII/345-1), (VIII/3452), (VIII/345-4), (VIII/345-6), (VIII/345-12), (VIII/345-12), (VIII/345-13), (VIII/34517), (VIII/345-19), (VIII/454-5), (VIII/454-6), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/45410), (VIII/454-12), (VIII/454-18), (IX/5-4), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/7-2). .(IX/17-3), (IX/37-8), (IX/88-7), (IX/97-8), (IX/108-3), (IX/108-4), (X/57-6), (X/57-9), (X/57-12), (X/57-12), (X/58-19), (X/58-23), (X/58-23), (X/58-28), (X/58-33), (X/58-37), (X/5841), (X/58-45), (X/58-46), (X/58-50), (X/58-53), (X/58-59), (X/58-62), (X/58-65), (XI/55-2), (XI/55-4), (XI/55-8), (XI/55-12), (XI/55-12), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-5), (XI/155-5), (XI/155-6), (XI/155-13), (XI/155-13), (XI/221-6), (XI/221-9). 2.1.1.2.2. Yüklemi kelime grubu olan isim cümleleri Tek bir kelime gibi görev yapan kelime gruplar ek-fiil alarak isim cümlelerinde yüklem olabilirler. 2.1.1.2.2.1.S0fat tamlamas0n0n yüklem olmas0 Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; &ngiliz doktoru Edward Jenner’d r (I/146-1). Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u…(II/118-35), Çok s radan olmak da bir vas ft r. (III /5-10). ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin , hepsi ayr bir yüktü Zeki için, … , (III /122-7). Erkek gibi bir Nazl idi o zamanlar, yan nda, at üstünde ko an…(IV/103-2). Kas m, ne istedi ini bilen, uslu bir çocuktu, saatlerce yaz yazmaya çal r…(VI/17-12). Ben bo az na kadar politikaya batm , bir deli sanatç , sen yollara dü üp bilmedi i yerlerde mür it arayan ve yar bu dünyada, yar öbür tarafta ya ayan deli bir dervi …(VI/142-11). 154 …ama M sri bu zaferi küçümsüyordu, onca bu, fakir fukara bir adam n bir gün için kuzu budu yiyip, sevinmesi gibi bir eydi!. (VI/270-7). Can m geçen gün de söylemi tim ya, insanlar n hepsi birer canbazd r, ipin üzerinde yürüyebilmek için destek alacaklar bir sopa bulmalar laz m, … (VII/80-15). 1960’lar olmal yd , ortaokul birinci s n ftayd m on iki ya nda (VIII/7-7). (III /61-4), (VI/104-1), (VI/104-1), (VI/142-11), (VI/207-2), (VI/207-2), (VII/32-2), (VII/32-2), (VII/27-21), (VII/27-21), (VII/37-6), (VII/42-2), (VII/81-5), (VII/81-6), (VII/81-6), (VII/81-18), (VIII/7-11), (VIII/345-10), (VIII/345-12), (VIII/345-16), (VIII/345-15), (VIII/454-1), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-5), (VIII/455-20), (VIII/455-21). , (IX/5-7). .(IX/17-1), (X/58-36), (X/58-42). , (X/58-49), (XI/7-1), (XI/7-5), (XI/55-8). 2.1.1.2.2.2. sim tamlamas0n0n yüklem olmas0 Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, &stanbul’da &ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4). A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu. (I/146-8). A as kar s nda, a as kadar güçlü olabilme davas güden Gevher’in tutsa idi (II/118-17). Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir (II/10-1). … tükenesi olmayan bir h rs n tutsa Ba idi.(II/118-16). lamak, büyüklü ün görkemindendir.(II/118-25). Gök, as k suratl ve buz grisi, derinden derine gelen o müthi öfkesi, havada artarak denize aksediyor, deniz de buz grisi, …(VI/7-1). Gürültüden sonra kula ma çarpan bu sakin ses, benim sesimdi.(VIII/7-2). Gerçi teyzem say l rs n z, annemin arkada yd n z, …(IX/5-1). O halde ayr nt lar ile tariflere girenlerin a zlar n açt ran, ac çekmekten ho lanma dürtüsü mü? (VIII/211-9). 155 (I/146-9), (II/10-2), (II/10-13), (II/117-1), (II/118-25), (III /5-6), (III /5-16), (III /61-4), (III/61-4), (III /61-12), (III /122-11), (IV/89-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VII/42-2), (VIII/107-7), (VIII/107-9), (VIII/107-20), (VIII/211-10), (VIII/345-9), , (VIII/345-15), (VIII/454-16), (IX/5-1), (IX/5-3), (IX/97-8), (X/58-31), (X/58-46), (XI/55-3), (XI/1552). 2.1.1.2.2.3. Edat grubunun yüklem olmas0 Af n Beg’in ard ndan sald r bu yüzdendi (II/118-29). Bembeyaz mermer üzerinde, bir hayat sandviçten arda kalan leke gibi! (III /5-13). Eh adam, aç kalacak de il a, yüzünü buru turup buru turup, bir kase sütü ve armutlar midesine indirmi (V/105-8). Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm …(V/105-10). …sonra Kas m’ n y rt lm elbiselerine bak p: “Ama sana da söyleyeyim, bu giysilerin gerçekten &stanbul züppeleri gibi! (VI/27-7). .imdi bilin ki insan hareket ve çal malar n n çe itli olu u, insanlar n dört ayr merhalede bulunu lar ndan dolay d r (VI/311-12). Kim yaln z de il ki… (VII/81-2). Kan gibi!. (VIII/107-9). Velhas l, ac çekmek yahut çektirmek ihtiras , ki inin iliklerine i lemi olan tutsakl n bir de i ik tezahürü, ba ka bir ey de il! (VIII/211-10). Hemen .umnu’ya sevkedilen, yüz ki i kadard (VIII/211-16). (III /61-8), (V/105-10), (V/105-10), (VII/7-6), (VII/81-2(VIII/107-23).1), (VII/81-22), (VII/279-5).(VIII/7-6), (VIII/106-3), (VIII/107-13), (VIII/107-19), (VIII/107-25), (VIII/310-8), (VIII/345-2), (VIII/345-6), (VIII/345-6), (VIII/345-8), (IX/5-3), (IX/5-3), (X/58-19), (XI/27-9), (XI/55-8), (XI/221-16). 156 2.1.1.2.2.4. Ayr0lma grubunun yüklem olmas0 Bir bak yorum, Müfreze Ba kan ’na bile yükseklerden atar pozda, kendinden emin, rahat (VIII/454-5). 2.1.1.2.2.5. Ba;lama grubunun yüklem olmas0 Kadir Han’ n sözleri kand r c ve dahi do ru idi (II/10-12). El-Basan’ n isyan ; Kavurt’un isyan na kar mas , öncülerin ba nda, Ba bu ’ a kar ç kmasayd , … (II/118-20). Demek, her ey yerli yerinde ve güzel (III /61-13). Gök, as k suratl ve buz grisi, derinden derine gelen o müthi öfkesi, havada artarak denize aksediyor, …(VI/7-1). Katk s z, sert, içten gelen bir ahenkle sarma dola olmu yatay, dikey, içleri bo , dolu kutular, çizgiler (VIII/107-6). &ki ki ilik durgunluk.. co ku, sevgi, tart ma.. u bu! (VIII/455-21). Bir eliyle ay ve y ld zlar , bir eliyle dünyay tutmaktad r.. biz insanlar hep eteklerine sar lm vaziyette bekleriz.. o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r (IX/17-3). Yaln z yolu yordam var üphesiz, dilden ziyade gönül yolu bu ve ölçüsü ve dille tekrardan çok birbirimize iyi yapt klar m z, iyi verdiklerimizdir (XI/155-6). .ükürsüzlük, gönlü küçük olanlar n kat l , Allah’la pazarl a ç kanlar n kendini bilmezli i… dedi, Güngör Bey (XI/155-16). Katk s z, sert, içten gelen bir ahenkle sarma dola olmu yatay, dikey, içleri bo , dolu kutular, çizgiler. (VIII-107-6). 2.1.1.2.2.6. Di;er gruplar0n yüklem olmas0 Bu grupta isim-fiillerin ve birle ik isim grubunun inceledik. 157 Benim için mühim olan ne de i mesi gereken iktidar, ne Koçsa’n n gül can n s kmamak, ne de Y"SK’in gelmesi dü ünülen iktidar destekleme karar olmas d r (VII/42-2), Peter Beron Enstitüsü Tarih Bölümü mezunu, seçkin Komsomol Mehmet Ali; imdi seçkin komsomollar aras ndan ayr l p, <<Özel E itim Merkezi>> ne gönderilen on önemli gençten biridir, ismi ise Peter Jinkof! (VIII/345-9), Çehre;yüz, surat demektir, biliyor muydun, senin yan nda bazen gençli ini unutup, bizim zaman m z n diliyle konu uyorum (IX/47-3). Tefekkür ne demektir bilir misiniz, dü ünmek, zihin yormak demektir (IX/117-3). Bu i te gülce konu mak, gönülden konu mak! (XI/155-10). (XI/155-10). 2.1.1.2.3. sim cümlelerinde ek-fiilin dü1mesi Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak (I/146-7). K ravat mor. (III /5-5). Geç safl , basbaya budalal k! (III /5-17). Ötesi sana ait, azmin ve kabiliyetin nisbetinde yürüyeceksin. (VII/81-20). "syan ise, tevekkülde eriyip, k z l mordan, pembe eflatuna dönmekte (VIII/107-16). Benim diyebilece im bu kadar (VIII/310-8). Türk mü, yoksa Mo ol as ll bir Sovyet vatanda m , galiba ikincisi. (VIII/345-12). Oysa o kadar kolay sevebilen bir kad n ki.. (IX/5-7). Yoksa o güne in on ikisinde esen, serinleten bir rüzgârla m e ? (IX/7-1). - Tam bilemiyorum. diye itiraf ettim. duygular m tabii ki ba kahraman! (X/58-49). (I/146-5), (I/146-8), (I/146-9), (II/9-1), (II/117-1), (II/117-9), (II/117-10), (II/117-11), (II/118-15). (II/118-31), (II/118-33), (II/118-34), (II/118-35), (II/118-37), (II/118-37), 158 (II/118-37), (II/118-42), (III /5-8), (III /5-9), (III /5-11), (III /5-11), (III /5-11), (III /513), (III /5-14), (III /5-16), (III /5-17), (III /5-19), (III /5-19), (III /61-8), (III /61-10), (III /61-10), (III /61-10), (III /61-12), (III /61-13), (III /189-5), (V/105-6), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-8), (V/105-10), (V/105-10), (VI/7-1), (VI/7-1). (VI/27-7), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/142-11), (VI/142-11), (VI/238-1), (VI/207-2), (VI/290-10), (VII/7-6), (VII/16-2), (VII/22-16), (VII/27-21), (VII/27-21), (VII/32-2), (VII/32-2), (VII/37-6). (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/81-1), (VII/81-3), (VII/81-4), (VII/81-4), (VII/81-5), (VII/81-6), (VII/81-6), (VII/81-10), (VII/81-12), (VII/81-12), (VII/81-20), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/279-5), (VII/279-6), (VII/27910), (VII/279-11), (VII/279-12), (VII/279-19), (VIII/7-10), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-5), (VIII/107-6), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-8), (III/107-13), (VIII/107-16), (VIII/107-19), (VIII/107-20), (VIII/107-19), (VIII/107-24), (VIII/107-25), (VIII/211-8), (VIII/211-9), (VIII/211-10), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-15), (VIII/310-7), (VIII/310-8), (VIII/310-16). (VIII/310-18), (VIII/310- 18), (VIII/345-1), (VIII/345-2), (VIII/345-6), (VIII/345-7). (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-12), (VIII/345-12), (VIII/345-13), (VIII/345-18), (VIII/345-19), (VIII/34515), (VIII/345-16), (VIII/454-1), (VIII/454-2), (VIII/454-2), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-5), (VIII/454-5), (VIII/454-5), (VIII/454-6), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-10), (VIII/454-12), (VIII/454-16), (VIII/455-21), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-4), (IX/5-7), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/7-1), (IX/108-3), (IX/108-4), (X/576), (X/57-9), (X/57-9), (X/58-19), (X/58-23), (X/58-31), (X/58-34), (X/58-36), (X/5947), (X/59-48), (X/59-49), (X/59-50), (X/59-53), (X/59-62), (X/59-64), (XI/7-1), (XI/75), (XI/11-3), (XI/27-9), (XI/55-3), (XI/55-8), (XI/55-12), (XI/155-2), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-5), (XI/155-5), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-10), (XI/155-10). 2.1.2. Özne Yüklemin bildirdi i i i yapan veya olan ö e öznedir. Özne de di er ö eler gibi tek bir kelimeden olu abildi i gibi kelime grubu halinde de olabilir. Özne bazen cümlede kelime olarak bulunmaz. Yüklemin gösterdi i ki i ekinden ç kard m z bu özneye gizli özne deriz. Özne her zaman i i yapan de ildir. Yüklemi edilgen çat l olan fiillerde gerçek özne belli olmad için nesne özne durumuna geçer. Buna sözde özne denir. Yüklemi geçi siz edilgen çat l olan fiiller özne almazlar. 159 Edilgen çat l fiillerin özneleri için de i ik görü ler vard r. “Türkiye Türkçesindeki tümcelerde özne, yüklemdeki yarg y do rudan do ruya belirten sözcük ya da sözcük öbekleridir. Bu nedenle, Türkçede özne yaln zca etken çat l eylemlerin yüklem oldu u tümcelerle ad tümcelerinde bulunur. Bunun d nda, edilgen çat l eylemlerin yüklem oldu u tümcelerde genellikle özne yoktur.” (Atabay, Özel, Çam, 2003, 31). “Tümcelerde gramerce/ sözde ya da mant kça bir özne (görünmez özne). bulunur. “Mektup (benim taraf mdan). yaz ld .” ve “ büyük ta (çocuk taraf ndan). at ld .” Tümcelerinde gramerce özneler mektup ve büyük ta , mant kça özneler ise ben ve çocuk sözleridir.” (Eker, 2005, 454). 2.1.2.1. Öznesi tek kelime olan cümleler Öznesi gizli olan cümleleri de gruba dahil ettik. Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, …(I/146-22). Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir (II/10-1). Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u… (II/118-35). Polonya sava n n yine zaferle neticelenece ini gönül biliyordu ama M sri bu zaferi küçümsüyordu, onca bu, fakir fukara bir adam n bir gün için kuzu budu yiyip, sevinmesi gibi bir eydi!. (VI/270-7). Her y l yapar bunu (VIII/8-18). Kimimiz onu öperek, kimimiz alk layarak oyuna son verdik (IX/67-4). Mektubun tarihi; 1 Nisan 1818 ve (o). Edirne’den, "ngiltere’deki Bayan Sarah Cisyil’e yaz lm (I/146-5). Biz yine Edirne’ye, 1700 y llar na dönelim ve Türklerin a y ke fetme hikayesini dinleyelim…(I/146-23). 160 Türk; bozk r n ar duru p nar d r ve dahi tükenesi yoktur, belli. (II/117-1). (I/146-1), (I/146-3), (I/146-6), (I/146-9), (I/146-5), (I/146-12), (I/146-15), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-17), (I/146-20), (I/146-21), (I/146-23), (II/9-1), (II/9-2), (II/10-2), (II/10-4), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-8), (II/10-11), (II/10-13), (II/1014), (II/117-1), (II/117-3), (II/117-4), (II/117-9), (II/117-8), (II/118-14), (II/118-17), (II/118-19), (II/118-20), (II/118-21), (II/118-24), (II/118-25), (II/118-27). , (II/118-27), (II/118-30), (II/118-31), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-39), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-42), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-45), (II/118-46), (III/5-1), (III/5-2), (III/5-5), (III/5-6), III/5-9), (III/5-12), (III/515), (III/5-15), (III/5-16), (III/5-16), (III/5-16), (III/5-16), (III/5-17), (III/5-17), (III/518), (III/5-19), (III/5-19), (III/5-19), (III/61-1), (III/61-1), (III/61-2), (III/61-2), (III/613), (III/61-3), (III/61-3), (III/61-3), (III/61-4), (III/61-4), (III/61-5), (III/61-5), (III/61-5), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-7), (III/61-7), (III/61-7), (III/61-7), (III/61-8), (III/61-8), (III/61-8), (III/61-9), (III/61-10), , (III/6114), , (III/122-1), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-4), (III/1224), (III/122-5), (III/122-5), (III/122-7), (III/122-9), (III/122-9), (III/122-9), (III/122-12), (III/122-12), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-2), (III/188-2). (III/188-3), (III/188-3), (III/188-3), (III/188-3), (III/188-3), (III/189-4), (III/189-4), (III/189-4), (III/189-5), (III/189-5), (III/189-6), (III/189-7), (III/189-7), (III/189-8), (III/189-8), (III/189-9), (III/189-9), (III/189-10), (III/189-10), (III/189-11), (III/189-11), (III/18911), (III/189-12), (III/189-13), (III/189-14), (IV/10-1), (IV/10-1), (IV/10-1), (IV/13-1), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/97-2), (IV/97-2), (IV/97-2), (IV/97-2), (IV/97-2), (IV/103-2), (IV/224-s), (IV/224-s), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-2), V/1053), (V/105-3), (V/105-5), (V/105-5), (V/105-5), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-8), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-9), (V/105-9), (V/105-10), (V/10510), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-11), (V/105-10), (V/10512), (V/105-12), (VI/7-1), (VI/7-1), (VI/7-1), (VI/17-2), (VI/17-2), (VI/17-2), (VI/17-2), (VI/17-2), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/27-7). (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1). (VI/107-1), (VI/111-2), (VI/1112), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/142-11), (VI/142-11), (VI/158-1), (VI/172-3), (VI/1723), (VI/172-3), (VI/188-7), (VI/196-4), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/238-1), (VI/241-4), 161 (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/270-7), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/281-5), (VI/281-5), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/29010), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/301-10), (VI/301-10), (VI/311-12), (VI/321-9), (VI/321-9), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/27-21), (VII/37-6), (VII/37-6), (VII/48-10), (VII/48-10), (VII/53-21), (VII/59-19), (VII/59-19), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/81-2), (VII/81-3), (VII/81-3), (VII/81-3), (VII/81-4), (VII/81-5), (VII/81-6), (VII/81-7), (VII/81-7), (VII/81-8), (VII/81-8), (VII/81-9), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-11), (VII/81-11), (VII/81-11), (VII/81-12), (VII/81-12), (VII/81-13), (VII/81-13), (VII/8114), (VII/81-15), (VII/81-15), (VII/81-16), (VII/81-16), (VII/81-17), (VII/81-18), (VII/81-18), (VII/81-18), (VII/81-18), (VII/81-19), (VII/81-20), (VII/81-20), (VII/8121), (VII/81-22), (VII/81-22), (VII/81-22), (VII/81-23), (VII/81-23), (VII/279-1), (VII/279-3), (VII/279-3), (VII/279-5), (VII/279-5), (VII/279-6), (VII/279-6), (VII/2796), (VII/279-8), (VII/279-9), (VII/279-9), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-12), (VII/279-12), (VII/279-15), (VII/279-15), (VII/279-15), (VII/279-16), (VII/279-17), (VII/279-17), (VII/279-17), (VII/279-17), (VII/279-18), (VII/279-18), (VII/279-18), (VII/279-19), (VII/279-19), (VII/279-19), (VII/279-19), (VII/279-20), (VII/279-21), (VII/279-23), (VII/279-24), (VII/279-24), (VII/279-25), (VII/279-25), (VII/279-25), (VII/279-25), (VIII/7-3), (VIII/7-3), (VIII/75), (VIII/7-5), (VIII/7-7), (VIII/7-8), (VIII/7-9), (VIII/7-9), (VIII/7-11), (VIII/7-11), (VIII/7-12), (VIII/7-12), (VIII/7-13), (VIII/7-14), (VIII/7-14), (VIII/7-14), (VIII/7-15), (VIII/7-15), (VIII/7-16), (VIII/7-16), (VIII/7-17), (VIII/106-1), (VIII/106-2), (VIII/1063), (VIII/106-3), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-4), (VIII/107-4), (VIII/107-6), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-8), (VIII/107-10), (VIII/107-11), (VIII/107-11), (VIII/107-11), (VIII/107-12), (VIII/107-15), (VIII/107-16), (VIII/10717), (VIII/107-19), (VIII/107-19), (VIII/107-20), (VIII/107-21), (VIII/107-22), (VIII/107-23), (VIII/107-23), (VIII/107-24), (VIII/107-26), (VIII/107-27), (VIII/10728), (VIII/107-28), (VIII/108-29), (VIII/107-29), (VIII/108-30), (VIII/211-7), (VIII/211-7), (VIII/211-8), (VIII/211-8), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-12), (VIII/211-13), (VIII/211-14), (VIII/211-15), (VIII/211-17), (VIII/310-1), (VIII/310-2), (VIII/310-4), (VIII/310-4), (VIII/310-4), (VIII/310-4), (VIII/310-5), (VIII/310-5), (VIII/310-6), (VIII/310-7), (VIII/310-7), (VIII/310-9), (VIII/310-9), (VIII/310-10), (VIII/310-11), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-13), (VIII/310-14), (VIII/310- 162 16), (VIII/310-17), (VIII/310-17), (VIII/310-17), (VIII/310-17), (VIII/310-19), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/345-2), (VIII/345-2), (VIII/345-2), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-4), (VIII/345-5), (VIII/345-5), (VIII/345-6), (VIII/345-6), (VIII/345-6), (VIII/345-7), (VIII/345-8), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-11), (VIII/345-12), (VIII/345-12), (VIII/34512), (VIII/345-13), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-18), (VIII/345-19), (VIII/345-20), (VIII/345-20), (VIII/345-21), (VIII/345-21), (VIII/345-21), (VIII/349-1), (VIII/349-1), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-5), (VIII/454-5), (VIII/454-5), (VIII/454-7), (VIII/454-7), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-11), (VIII/454-12), (VIII/454-12), (VIII/45413), (VIII/454-13), (VIII/454-14), (VIII/454-15), (VIII/455-17), (VIII/455-18), (VIII/455-20), (VIII/455-21), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-5), (IX/5-6), (IX/5-7), (IX/5-8), (IX/5-8), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/7-1), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-3), (IX/17-1), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/27-3), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-9), (IX/37-9), (IX/47-3), (IX/47-3), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/57-13), (IX/57-13), (IX/57-14), (IX/57-14), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/77-9), (IX/77-9), (IX/77-9), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/7710), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/97-9), (IX/108-3), (IX/108-4), (IX/108-4), (IX/108-4), (IX/108-4), (IX/108-5), (IX/117-3), (IX/117-3), (IX/117-3), (IX/127-4), (IX/127-5), (IX/137-7), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/147-12), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/147-13), (IX/157-6), (IX/167-1), (IX/167-1), (IX/177-1), (IX/177-2), (IX/185-18), (IX/185-19), (IX/185-19), (X/57-1), (X/57-1), (X/57-2), (X/57-3), (X/574), (X/57-5), (X/57-6), (X/57-6), (X/57-7), (X/57-8), (X/57-8), (X/57-9), (X/57-9), (X/57-9), (X/57-10), (X/57-11), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-12), (X/57-13), (X/57-13), (X/57-13), (X/57-14), (X/57-15), (X/57-15), (X/57-16), (X/57-17), (X/57-18), (X/5819), (X/58-19), (X/58-20), (X/58-22), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-27), (X/58-28), (X/58-29), (X/5830), (X/58-31), (X/58-32), (X/58-32), (X/58-34), (X/58-34), (X/58-35), (X/58-35), (X/58-35), (X/58-35), (X/58-36), (X/58-37), (X/58-37), (X/58-37), (X/59-38), (X/59- 163 38), (X/59-39), (X/59-40), (X/59-41), (X/59-42), (X/59-42), (X/59-42), (X/59-43), (X/59-43), (X/59-44), (X/59-44), (X/59-45), (X/59-46), (X/59-47), (X/59-47), (X/5949), (X/59-49), (X/59-50), (X/59-51), (X/59-51), (X/59-52), (X/59-53), (X/59-54), (X/59-54), (X/59-54), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-56), (X/59-56), (X/5957), (X/59-59), (X/59-60), (X/59-61), (X/59-61), (X/59-61), (X/59-62), (X/59-63), (X/60-64), (X/60-65), (X/60-65), (X/60-66), (X/60-67), (XI/7-5), (XI/7-5), (XI/16-7), (XI/18-17), (XI/18-17), (XI/27-9), (XI/27-9), (XI/28-4), (XI/28-4), (XI/28-4), (XI/28-4), (XI/28-4), (XI/55-2), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-5), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-10), (XI/55-11), (XI/5511), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-12), (XI/55-12), (XI/155-1), (XI/155-2), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-7), (XI/155-8), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-10), (XI/155-10), (XI/155-11), (XI/15513), (XI/155-14), (XI/155-15), (XI/155-15), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/221-2), (XI/221-3), (XI/221-3), (XI/221-4), (XI/221-5), (XI/221-5), (XI/221-6), (XI/221-7), (XI/221-7), (XI/221-7), (XI/221-9), (XI/221-9), (XI/221-10), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-16), (XI/221-17), (XII/10-27), (XII/16-13), (XII/3120), (XII/31-20), (XII/31-20), (XII/84-2), (XII/84-2), 2.1.2.2. Öznesi kelime grubu olan cümleler Çal mam zda isim ve s fat tamlamalar n n di er gruplara nazaran daha çok özne olduklar görülmü tür. 2.1.2.2.1. sim tamlamas0n0n özne olmas0 O zaman aile reisleri, ailelerinde çiçek hastal olmad na tutulmu kimse olup n ö reniyor ve… ( I/146-10). Ancak Alp Arslan Sultan’a ayar olagelmenin mümkünü var m ?(II/117-10). El-Basan’ n dayan hepsinden zorlu oldu…(II/118-15). &lhan’ n gülmesi geliyor durumun ciddiyetine ra men.(VII/279-8), …bahar havas ci erlerine doldu.(VIII/7-5). 164 Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü;…(IX/5-3). Rahatlad , bu kad n n ruh hali yüzünden hemen okunuveriyor, roman mübarek, böylesine aç k (IX/5-9). Türk kad n budur Mehmet Ali, ben ba kay m.(VIII/107-17). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). :ükredebilmenin, eni, boyu, boyutu yok, küçü ü büyü ü yok (X/155-5). (I/146-5), (I/146-7), (II/9-1), .(II/10-10). (II/10-12), (II/10-13), (II/117-1), , (II/117-11), (II/118-14), (II/118-15), (II/118-20), (II/118-23), (II/118-27).(II/118-28), (II/118-29), (II/118-32), (II/118-35), (II/118-35), (II/118-36), (II/118-37), (II/118-38), (II/118-38), (II/118-41). (II/118-41), (II/118-41), (II/118-43), (II/118-43), (III/5-8), (III/5-11), (III/519), (III/61-4), (III/61-11), (III/61-12), (III/122-4), (III/122-6), (III/122-7), (III/122-7), (III/122-8), (III/122-10), (III/122-11), (III/189-7), (IV/10-1), (IV/97-2), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-7), (V/105-10), (V/105-10), (VI/7-1), (VI/27-7), (VI/2414), (VI/311-12), (VII/22-16), (VII/80-15), (VII/81-1), (VII/81-5), (VII/81-23), (VII/2797), (VII/279-10), (VII/279-14), (VII/279-25), (VIII/107-12), (VIII/211-8), (VIII/21110), (VIII/211-11), (VIII/310-8), (VIII/310-18), (VIII/310-18), (VIII/310-18), (VIII/345-13), (VIII/345-15), (VIII/345-20), (VIII/454-1), (VIII/454-6), (VIII/454-8), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/455-19), (IX/177-3), (IX/5-3), (IX/177-3), (IX/1773), (IX/185-19), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/59-41), (X/59-48), (X/59-49), (X/59-53), (X/59-55), (X/59-62), (X/59-62), (X/60-64), (XI/55-7), (XI/55-8), (X/155-6), (X/155-12), (XI/155-4), (XI/155-5), (XI/155-5), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-13), (XI/221-9). 2.1.2.2.2. S0fat tamlamas0n0n özne olmas0 Bütün bu ameliye s ras nda en küçük bir ac bile hissedilmiyor (I/146-13). Sonradan bu ufak yaralar yer ediyordu (I/146-14). 165 Aç lan yaralar, hastal klar boyunca ak p, çiçe in zehrini at yor, ba ka taraflara yay lmas na mani oluyor (I/146-18). Her y l, binlerce çocu a ayn ameliye yap l yor (I/146-19). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, (II/117-7). Bu adam vas flardan azade, baz karakter özellikleri var, pek tabii.(III/5-11). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III/61-9). …kö ke yak n çevreler, imzan n bugün yar n ç kaca n belirtmi lerdi .(III/188-1). Çünkü, uzaklarda bir yerlerde, burada, urada hala bir atl kar nca dönüyor. .(III/189-14). Bir vakitler, dini bilgilere tam hakim, ulemadan bir zat, at üstünde uzak bir diyara giderken, …(V/105-1). Dünyan n en büyük insan n n ya ad hayat ne kadar sade, ne kadar ar , duru idi (VI/104-1). (I/146-1), (I/146-8), (I/146-10), (I/146-16), (I/146-11), (I/146-16), (I/146-16), (I/14618), (II/10-3), (II/10-5), (II/117-6), (II/117-7), (II/118-16), (II/118-34), (II/118-40), (II/118-42), (III/5-6), (III/5-14), (III/61-6), (III/61-11), (III/61-13), (III/188-1), (V/1051), (V/105-1), (V/105-2), ), (V/105-7). (VI/27-7), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/104-1), (VI/104-1), (VI/107-1), (VI/111-2). (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/207-2), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/301-10), (VII/7-6), (VII/13-10), (VII/81-4), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/279-4), (VII/279-14), (VIII/7-2), (VIII/7-4), (VIII/7-6), (VIII/7-9), (VIII/8-19), (VIII/107-5), (VIII/107-12), (VIII/107-18), (VIII/211 -8), (VIII/211 -11), (VIII/211 -11), (VIII/211 -15), (VIII/211 17), (VIII/310 -3), (VIII/310 -7), (VIII/310 -12), (VIII/310 -12), (VIII/345 -2), (VIII/345 -9), (VIII/345 -15), (VIII/345 -18), (VIII/454-9), (VIII/454 -14), (VIII/454 -16), (IX/53), (IX/5-4), (IX/17-2), (IX/17-3), (IX/47-2), (IX/88-7), (IX/97-8), (IX/167-2), (IX/1771), (X/57-4), (X/57-12), (X/57-15), (X/58-21), (X/58-23), (X/58-24), (X/59-38), (X/59- 166 41), (X/59-53), (X/59-58), (X/60-65), (XI/55-1), (XI/55-4), (XI/55-6), (XI/55-8), (XI/55-12), (XI/155-4), (XI/155-13), (XI/221-1), (XI/221-6), (XI/221-10), (XI/221-14), (XI/221-15), (XII/15-13), 2.1.2.2.3. Ba;lama grubunun özne olmas0 Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). Bu yüzden, Tu rul ve Alp Arslan Sultanlar, önce isyan edip, sonra yenilenlere kar ;görkemli ailelerine yara r ekilde muamele etmi ler, onlar n adlar n gökte iken yere indirmemi lerdi…(II/118-13). Kavurt’un erleri ile, Sultan’ n öncü kuvvetleri Ata Beg Çav kumandas nda kar la t lar (II/118-22). Alp Arslan Ba bu ’dan daha büyü ü ola m yd , ya ondan görkemlisi? (II/118-26). Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra (II/118-36). Ahlat’a var ld ktan sonra, Sultan Tu rul’un vasiyeti üzere, Malazgirt ve Erci al nd , kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, … (II/118-38). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III/61-9). " te bu, zehirli bir y lan gibi içlerine çöreklenip oturmu a a l k duygusu, güvensizlik, sahipsizlik…(VII/53-21). Zenginli i ise, as l dert o, serveti ve yaln zl onun için e anlamda (VII/81-6). (II/118-13), (III/5-7), (VI/235-1), (VII/279-2), (VII/279-13), (VIII/107-7), (VIII/10713), (VIII/211-10), (VIII/211-14), (VIII/345-9), (VIII/454-2), (IX/5-4), (IX/117-4), (IX/185-18), (X/57-4), (X/59-63), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-6), (XI/155-6), (XI/15511), (XI/155-13), (XI/221-12), (XI/221-14). 167 2.1.2.2.4. Unvan grubunun özne olmas0 Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu . (II/118-18). Af in Beg ise ard ndan durmay p at sal yor (II/118-47). Ama Sakine yengen k z yor, gavur köpe inin kar s bu, diyor, alma evine, diyor (IV/89-2). Bir k rlang ç ba üzre uçmaktad r çünkü, Berrin Han m, k rlang c n gölgesi alt ndad r…(IX/97-8). Berrin Han m, kendine ve bize; Stephen R. Covey’in “Etkili "nsanlar n Yedi Al kanl ” isimli kitab n alm , üzerinde konu mak için önce onu okumak istedik üçümüzde…(IX/147-13). .ükürsüzlük, gönlü küçük olanlar n kat l , Allah’la pazarl a ç kanlar n kendini bilmezli i… dedi, Güngör Bey (IX/155-16). 2.1.2.2.5. sim fiil grubunun özne olmas0 Oysa Karahanl lar’ca gerekti Arslan Yabgu’yu ortadan kald rmak.(II/10-9). Ahlat’a var ld ktan sonra, Sultan Tu rul’un vasiyeti üzere, Malazgirt ve Erci al nd , kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, gün h z na eri mektedir (II/118-38). Çok s radan olmak da bir vas ft r (III/5-10). M sri, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu. (VI/207-2). Ko uyu tutturacaks n, öyle bir yere geleceksin ki ne geri dönmek mümkün olacak, ne durmak!. (VIII/310-5). .öyle sere serpe uzan p da topra a, gözlerini gö e kald r nca, seni hat rlamamak imkâns z akçabarda m (VIII/345-1). 168 D dünya ile temas ve ilgiyi kesmek, al ageldik bir olay (VIII/345-16). Sofray toplamak geldi akl ma, sevindim (X/59-60). Selma, bu hayali itmek, v c k v c k sesi duymamak istiyordu, arkada n n peri an yüzüne, dalg n gözlerine bakt , ona sar lmak geçti içinden cesaret edemedi (XII/31-20). 2.1.2.2.6. S0fat fiil grubunun özne olmas0 Neylersin, ne dersin, Sultan’dan kaçagiden, sultan ya s ile kap yor…(II/118-41). Benim için mühim olan ne de i mesi gereken iktidar, ne Koçsa’n n gül can n s kmamak, ne de Y"SK’in gelmesi dü ünülen iktidar destekleme karar almas d r (VII/42-2). Kadrimizi bilenler ise neyi, nanca anlayabiliyorlar?(VIII/107-14). O halde ayr nt lar ile tariflere girenlerin a zlar n açt ran, ac çekmekten ho lanma dürtüsü mü? (VIII/211-9). Arkada lar n aras nda bile kendilerinin fark nda olmayan, hareketin içinde sürüklenenler vard , …(VIII/211-14). Hemen :umnu’ya sevkedilen, yüz ki i kadard (VIII/211-16). Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü; minicik billur parçalar misali, sesi hlamur k vam nda:. (IX/5-3). Niçin merak etti ini dü ünmeden, itiraf ettim:” – Maalesef olmad .. dedim.. onca erkek arkada ma ra men, ha bak bana ilan a k eden, daha do rusu ç kma önerisinde bulunanlar çok oldu da. (X/58-26). Ezelden ebede do ru götürüp giden bu yol mu? (XI/7-1). Bilgisayar kütüphanede durur, orada çal mak isteyen istedi i kadar çal r (XI/55-5). Ayetlerde ükürle ilgili pek de çok söz var, benim en ilgimi çekeni ise öyle: “Kim içinden gelerek bir hay r i lerse, Allah .akir’dir, te ekkür eder” diyor (XI/155-4). 169 (XI/55-2), 2.1.2.2.7. Birle1ik S M GRUBUNUN ÖZNE OLMASI Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da "ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir. (I/146-4). Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… (I/14622). …Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti. (II/117-2). Sultan Alp Arslan, M s r’ halife nam na idare eden Nas r üd Devle’nin kendisi ile mücadele eden rakiplerinden kurtarmas için, …(II/118-33). O sabah, erkenden ö rendi haberi Zeki Tan, daha yataktayd lar, telefon çald …(III/188-1). Koca Dervi , “ Gözlerinizi kapat n, ba n z kalbinize gömün siz de zikredin.” dedi, onlar arka safta bir yere oturttu, kendisi de yanlar na çöktü (VI/37-1). IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi isimlerle an lan SarayCedid’de oturmay tercih ediyordu, … (VI/251-1). Seni çok seviyorum Mehmet Ali! (VIII/7-1). (II/117-5), (II/117-5), (III/188-1), (III/189-14), (VI/196-4), (VIII/107-25), (VIII/31015). 2.1.2.3. Özne almayan cümleler Geçi siz edilgen fiillerin yüklem oldu u cümleler özne almaz. “Gereklilik kipinin teklik üçüncü ahs n n baz kullan lar nda ve ayn i levdeki –mAk laz m/ gerek kal pl cümlelerde de özne bulunmaz. Yüklemi birle ik fiil olan baz cümlelerde özne yüklemin içinde yer al r. Özneli yüklemler, yüklem ve öznenin anlamca kayna mas ndan, deyimle mesinden meydana gelmi tir.” (Karahan, 2004, 21). 170 Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur.(I/146-2). Aman sonra, ancak boyan n bilmem kaç nc katman nda, belki (III/5-4). Bembeyaz mermer üzerinde, bir hayat sandviçten arda kalan leke gibi!(III/5-13). …hindi gelecek yerden tavuk esirgememeliymi , çünkü Ba kanl k konusunda arkada lar n n ne dü ündü ünü anlamak laz mm , çünkü bu zamanda kimin kime ne denlü tesir edece i, belli olmazm . (III/122-3). Bizim zata, merak olmu (V/105-11). Son s n f: Bu sefer üç ayl k e itim (VII/32-2). Onu tekrar, hiç olmazsa görünü te Halk Partisi soluna getirmek, yahut..(VII/73-5). Karar veriyorum, ne kadar samimi diye sormaya lüzum yok. . (VIII/107-24). kelimelere ne hacet? (VIII/211-8). Çocu un daha yeti mesi laz m, sen art k ciddiyetle al bu görevi…(VIII/310-16). Elimde olmadan ben gülümsedim sana, sonra akl m ba ma geldi, çevreyi ara t rd m, gören oldu mu? diye (VIII/345-3). Mehmet Ali’nin s hhiyecili i benim için, nas l temin etti ini akl m alm yor, bir bak yorum, gözden dü mü , korku içinde.. son derece rahats z bir insan (VIII/454-4). Peki.. dedi.. ya seni Natalie Wood’a benzeten oldu mu? (X/57-16). Izd rap çekme e vakit kalmad , onlar öykü yapt m. (X/59-39). Gerçe e kavu abilmek için kaç aynay k r p buz etmem laz m? (XI/11-3), (XI/155-13), Senfonide koral k sma geçilmi ti…(XI/221-11), Bu iiri ezberledi im zaman daha dilim dönmüyordu, fakat inan r m s n, beynimde garip ve dahi o kadar derin bir iz b rakt ki…(XII/84-2), 171 2.1.3. Nesne Yüklemin bildirdi i, öznenin yapt i ten etkilenenen, geçi li fiillerin anlam n tamamlayan isim soylu kelime veya kelime gruplar d r. Nesneler yükleme hali eki (-"). al p almamas na göre ikiye ayr l r. Yükleme hali eki ile ba lanan nesnelere belirtili nesne, bu eki almadan ba lananlara da belirtisiz nesne denir. “Zeynep Korkmaz’a göre, bir üçüncü nesne türü olarak, tümcenin nesnesini daha belirgin duruma getirmek, nitelemek veya peki tirmek amac yla kullan lan ve yine nesne durumunda olan sözcük veya sözcük grubu olan aç klay c nesnelerden söz edilebilir.”(Eker, 2005, 455). "sim cümleleri ve geçi siz fiil cümleleri nesne almaz, bir cümlede ayn cinsten olmak art yla birden fazla nesne olabilir . Nesne tek kelime veya kelime grubu eklinde olabilir. 2.1.3.1. Nesnenin yükleme hali eki almas0 Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar.(I/146-6). Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz (I/146-3). Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu:… (II/10-13). Kar mda, sanki ciddi bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum (III/5-1). Mehmet’in nakarat : “Kendini tan , gönlünün derinliklerine in, hakikati orada ke fedecek ve rahatlayacaks n.” (VII/81-10). Ondan sonra ald m mektubunda ise, Nazi askerlerinde bulundu u anlat lan co kuyu sezmi tim; öyle diyordu (VIII/344-1). 172 Gerçi teyzem say l rs n z, annemin arkada yd n z fakat ben falanca teyze demeyi sevmem, filanca abla demeyi de sevmem. (IX/5-1). Bir eliyle ay ve y ld zlar , bir eliyle dünyay tutmaktad r.. biz insanlar hep eteklerine sar lm vaziyette bekleriz.. o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r (IX/17-3). Hümeyra’n n dinle hiç ilgisi olmamas na ra men Berrin, onun ölümünden sonra bütün dini vazifelerin yap lmas n sa lad (IX/127-5). Evimi yerle tirip düzenledim ve resmen ta nd m ilk gece babam , yeme e davet ettim (X/57-1). (I/146-1), (I/146-2), (I/146-3), (I/146-7), (I/146-10), (I/146-11), (I/146-11), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-15), (I/146-18), (I/146-21), (I/146-22), (I/146-23), (I/14623), (II/10-2), (II/10-4), (II/10-5), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-7), (II/10-8), (II/10-9), (II/117-2), (II/117-3), (II/117-3), (II/117-3), (II/117-4), (II/117-4), (II/117-5). (II/117-7), (II/118-13), (II/118-18), (II/118-23), (II/118-24), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-34), (II/118-38), (II/118-39), (II/118-46), (III/5-16), (III/5-17), (III/5-19), (III/5-19), (III/61-1), (III/61-2), (III/61-6), (III/61-7), (III/61-14), (III/122-1), (III/122-1), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-4), (III/122-4), (III/122-5), (III/122-5), (III/122-7), (III/122-7), (III/122-11), (III/122-12), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-1), (III/189-8), (IV/97-2), (IV/224-s), (V/105-1), (V/105-5), (V/105-8), (V/105-8), (V/105-11), (VI/7-1), (VI/17-12), (VI/1712), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/107-1), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/172-3), (VI/172-3), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/270-7), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/321-9), (VI/321-9), (VII/13-10), (VII/37-6), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/48-10), (VII/66-2), (VII/73-5), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-7), (VII/81-8), (VII/81-10), (VII/81-17), (VII/81-17), (VII/81-23), (VII/279-1), (VII/279-2), (VII/279-4), (VII/279-6), (VII/279-8), (VII/2799), (VII/279-11), (VII/279-13), (VII/279-13), (VII/279-17), (VII/279-25), (VIII/7-1), (VIII/7-3), (VIII/7-5), (VIII/7-11), (VIII/7-13), (VIII/7-14), (VIII/7-14), (VIII/7-16), (VIII/8-18), (VIII/106-1), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-10), (VIII/107-11), (VIII/107-12), (VIII/107-14), (VIII/107-15), (VIII/107-15), (VIII/107-21), (VIII/10723), (VIII/107-28), (VIII/107-28), .(VIII/107-29), (VIII/107-29), (VIII/107-30), 173 (VIII/108-30), (VIII/211-9), (VIII/211-13), (VIII/211-13), (VIII/211-14), (VIII/211-17), (VIII/211-17), (VIII/310-2), (VIII/310-5), (VIII/310-7), (VIII/310-7), (VIII/310-9), (VIII/310-11), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-16), (VIII/310-17), (VIII/344-1), (VIII/345-1), (VIII/345-1), (VIII/345-2), (VIII/345-3), (VIII/345-10), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-18), (VIII/345-20), (VIII/345-20), (VIII/345-21), (VIII/349-1), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-4), (VIII/454-10), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (VIII/454-19), (IX/5-1), (IX/5-3), (IX/5-8), (IX/5-10), (IX/27-3), (IX/273), (IX/27-3), (IX/47-3), (IX/57-13), (IX/57-14), (IX/67-4), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/108-4), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/147-13), (IX/157-6), (IX/177-1), (X/57-1). (X/57-8), (X/57-8), (X/5710), (X/57-11), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-12), (X/57-14), (X/57-15), (X/57-15), (X/57-16), (X/58-21), (X/58-22), (X/58-23), (X/58-23), (X/58-25), (X/58-26), (X/5834), (X/58-37), (X/59-39), (X/59-42), (X/59-45), (X/59-50), (X/59-53), (X/59-54), (X/59-56), (X/59-56), (X/59-59), (X/59-60), (X/59-61), (X/59-61), (X/59-62), (X/5963), (X/60-65), (X/60-65), (X/60-67), (X/60-67), (XI/7-5), (XI/27-9), (XI/28-4), (XI/551), (XI/55-2), (XI/55-2), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/558), (XI/55-8), (XI/155-1), (XI/155-8), (XI/155-14), (XI/155-14), (XI/155-15), (XI/15517), (XI/221-3), (XI/221-4), (XI/221-5), (XI/221-10), (XI/221-11), (XI/221-14), (XI/221-17), 2.1.3.2. Nesnenin yükleme hali eki almamas0 Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da &ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4), Kendi uluslar üzerinde, esen, özgür olabilmeyi dileyen, saltanat davas güden beglerin ise bu hal ho lar na gitmiyordu…, (II/117-6). Selçuk’un torunlar m dedin? (II/117-8). Bu s ra, El-Basan ise; öfkesi tuttu mu kara ta kül eyleyen Af in Beg önünde sapa yer gözetirken, Sivas’ta Manuel ordusuna kar geliptir (II/118-39). O bizim ihtiyar, koca güne , arza bir kez daha s r tm , karlar erime e ba lam .. toprak su içiyordu. (VIII/7-9). 174 Nihayet: “Bak o lum.. dedim.. k ç na bir k rbaç vuracaklar, ko diyecekler.” (VIII/310-4). Çünkü nas l olsa rapor edilmi tir ve durup dururken gülememe de, bir inand r c mazeret bulamam. (VIII/345-1). Bulgar ismi kullan yor ama, Asya’dan geldi ine yemin edebilirim. (VIII/345-11). …o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r (IX/17-3). Pirzola, makarna, salata… becermi tim. (X/57-2). (I/146-8), (I/146-11), (I/146-12), (I/146-14), (II/10-6), (II/10-7), (II/117-11), (II/11711). (II/1188-14), (II/118-16), (II/118-16), (II/118-16), (II/118-17), (II/118-23), (II/11827), (II/118-28), (II/118-38), (II/118-41), (II/118-44), (III/5-12), (III/61-9), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-5), (III/122-12), (III/188-2), (III/189-11), (IV/10-1), (IV/10-1), (V/105-3), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-11), (V/105-12), (V/105-12), (VI/90-1), (VI/207-2), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/290-10), (VI/301-10), (VI/321-9), (VII/7-6), (VII/13-10), (VII/13-10), (VII/42-2), (VII/48-10), (VII/59-19), (VII/59-19), (VII/80-15), (VII/80-15), (VII/81-13), (VII/81-18), (VII/8121), (VII/279-3), (VII/279-15), (VII/279-15), (VII/279-19), (VIII/7-12), (VIII/7-16), (VIII/7-17), (VIII/106-2), (VIII/107-5), (VIII/107-11), (VIII/107-23), (VIII/107-24), (VIII/108-30), (VIII/211-9), (VIII/211-10), (VIII/211-12), (VIII/211-15), (VIII/345-4), (VIII/345-18), (VIII/345-21), (VIII/349-1), (VIII/349-1), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-15), (VIII/454-17), (IX/5-1), (IX/5-3), (IX/5-6), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/47-2), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/77-10), (IX/88-7), (IX/108-4), (IX/1173), (IX/117-3), (X/57-3), (X/57-3), (X/57-4), (X/57-5), (X/57-11), (X/57-16), (X/58-34), (X/58-36), (X/59-47), (X/60-65), (XI/16-7), (XI/27-9), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/155-9), (XI/221-10), (XI/221-16), (XII/16-13), (XII/31-20), (XII/84-2), 175 2.1.3.3. Nesne olan kelime gruplar0 2.1.3.3.1. sim tamlamas0n0n nesne olmas0 Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da &ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4), Vatan m çok sevdi im için , a n n oraya da girmesini çok isterim (I/146-21). Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över;… (II/10-6). Selçuk’un torunlar m dedin? (II/117-8). Lakin imdi gönlü ate inin n izlemeliydi, onlara sanki birer büyük adamm lar gibi konu tu. (VI/107-1), Onun sesini duyuyorum: Türk olman n tek faydas n söyleyebilseydin bana (VIII/107-23). O halde ayr nt lar ile tariflere girenlerin a zlar n açt ran, ac çekmekten ho lanma dürtüsü mü? (VIII/211-9). Bayraklar n birden görüvermenin etkisini de inkar etmiyorum!. (VIII/211-13). Sevgili yolda Eminofa, Komünist Partisi tarihini yeniden inceliyorum. (VIII/344-1). Bulgar ismi kullan yor ama, Asya’dan geldi ine yemin edebilirim (VIII/345-11). Hümeyra’n n dinle hiç ilgisi olmamas na ra men Berrin, onun ölümünden sonra bütün dini vazifelerin yap lmas n sa lad (IX/127-5). (I/146-17), (I/146-22), (I/146-23), (II/10-4), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-7), (II/117-2), (II/117-3), (II/117-4), (II/117-5), (II/117-6), (II/117-7), (II/117-7), (II/11813). (II/118-17), (II/118-24), (II/118-23), (II/118-33), (II/118-41), (II/118-46), (III/512), (III/5-19), (III/61-6), (III/61-7), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-5), (III/188-1), (III/188-1), (IV/97-2), (IV/224-s), (V/105-1), (V/105-8), (V/105-11), (VI/27-17), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/270-7), (VI/290-10), 176 (VI/321-9), (VII/13-10), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/81-7), (VII/81-13), (VII/81-17), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/279-1), (VII/279-2), (VII/279-4), (VII/2798), (VII/279-9), (VII/279-11), (VII/279-13), (VII/279-17), (VII/279-25), (VIII/7-16), (VIII/106-1), (VIII/107-10), (VIII/107-12), (VIII/107-15), (VIII/107-15), (VIII/107-21), (VIII/107-23), (VIII/107-28), (VIII/108-30), (VIII/211-13), (VIII/211-14), (VIII/310-2), (VIII/310-12), (VIII/310-17), (VIII/345-1), (VIII/345-2), (VIII/345-14), (VIII/345-18), (VIII/345-20), (VIII/454-4), (VIII/454-8), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (VIII/454-19), (IX/5-8), (IX/47-3), (IX/57-13), (IX/77-10), (IX/88-6), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/147-13), (X/57-8), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-14), (X/57-15), (X/5822), (X/58-23), (X/58-26), (X/59-45), (X/59-59), (X/59-62), (X/59-63), (X/60-67), (XI/27-9), (XI/55-1), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/155-1), (XI/155-8), (XI/155-15), (XI/155-17), (XI/221-3), (XI/221-10), (XI/22111), (XI/221-14), (XI/221-17), 2.1.3.3.2. S0fat tamlamas0n0n nesne olmas0 Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur (I/146-2), Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu:… (II/10-13). Bu s ra, El-Basan ise; öfkesi tuttu mu kara ta kül eyleyen Af in Beg önünde sapa yer gözetirken, Sivas’ta Manuel ordusuna kar geliptir (II/118-39). Kar mda, sanki ciddi bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum (III/5-1). Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi. (III/122-1). .imdi her eyi anl yor ve Tülin’den korkmuyorum… (VII/81-8). Ondan sonra ald m mektubunda ise, Nazi askerlerinde bulundu u anlat lan co kuyu sezmi tim; öyle diyordu: …(VIII/344-1). Çünkü nas l olsa rapor edilmi tir ve durup dururken gülememe de, bir inand r c mazeret bulamam. (VIII/345-1). 177 …o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r (IX/17-3). (I/146-3), (I/146-3), (I/146-6), (I/146-7), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-12), (II/118-38), (II/118-39), (II/118-44), (III/122-1), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-7), (III/122-12), (III/188-2), (III/189-11), (V/105-10), (VI/17-12), (VI/90-1), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/172-3), (VI/172-3), (VI/207-2), (VI/241-4), (VI/261-13), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/301-10), (VI/321-9), (VII/7-6), (VII/13-10), (VII/13-10), (VII/42-2), (VII/48-10), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-18), (VII/279-6), (VIII/7-5), (VIII/106-3), (VIII/108-30), (VIII/211-17), (VIII/310-4), (VIII/310-16), (VIII/345-21), (VIII/345-21), (VIII/349-1), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (IX/5-1), (IX/51), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/27-3), (IX/47-2), (IX/77-10), (IX/88-7), (X/57-4), (X/575), (X/57-10), (X/57-11), (X/57-15), (X/59-50), (X/59-53), (X/59-56), (X/59-61), (XI/75), (XI/27-9), (XI/55-2), (XI/55-6), (XI/55-9), (XI/155-9), (XI/221-4), (XI/221-16), (XII/84-2), 2.1.3.3.3. Ba;lama grubunun nesne olmas0 Say lar on be ile on alt y bulan aile topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar. I/146-11). Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini, söylerken a lard (II/10-7). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard …(II/117-7). Da tepe, ta lar dikenler, saatler geçmi , gece yar s nda ula m a. (V/105-3). Eh adam, aç kalacak de il a, yüzünü buru turup buru turup, bir kase sütü ve armutlar midesine indirmi (V/105-8). "çine yüre imi, bedenimi, varl m n tümünü koymu um.. tan d m! VIII/7-3). Beslenmek ve doymak ister, ötesine ald rmaz (VIII/7-12). 178 Konu sevgi ve biraz da talep olunca… a, evet utan yor, allar içinde! (IX/5-6). Bir eliyle ay ve y ld zlar , bir eliyle dünyay tutmaktad r.. biz insanlar hep eteklerine sar lm vaziyette bekleriz.. o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r (IX/17-3). Alsayd m yan ma Berrin Han m’ ya da Mehmet’i beni yürütürlerdi elbet. (IX/157-7), (II/117-3), (II/117-6), (II/117-11), (II/118-34), (VIII/7-13), (VIII/7-14), (VIII/7-14), (VIII/107-4), (VIII/107-11), (VIII/310-11), (VIII/454-3), (IX/47-3), (IX/117-3), (X/572), (X/57-3), (XI/16-7), (XI/55-11), (XII/31-20), 2.1.3.3.4. Unvan grubunun nesne olmas0 Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu (II/118-18), Zeki’nin a t koyu koyu Anap’l bilinenlerin dahi, Turgut Bey’i savunmaktan imtina edi leriydi. (III/122-11). 2.1.3.3.5. sim-fiil grubunun nesne olmas0 Kendi uluslar üzerinde, esen, özgür olabilmeyi dileyen, saltanat davas güden beglerin ise bu hal ho lar na gitmiyordu…, (II/117-6). Art k Mehmet Ali’yi dü ünmek istemiyorum (VIII/106-2). Nas l, diye soramam, Pasiy’in bildirisini okumay ö rendi i günden anla l r.(VIII/107-28). “Kitab kazanmay istiyorum” demi ti.(VIII/107-29). Gerçi teyzem say l rs n z, annemin arkada yd n z fakat ben falanca teyze demeyi sevmem, filanca abla demeyi de sevmem. (IX/5-1). S k nt l s k nt l k p rdan p, gönlümün sesinden kurtulmak istiyorum… (IX/57-12). …üzerinde konu mak için önce onu okumak istedik üçümüzde… (IX/147-13). 179 Her ikisinden de galiba, sonuç ayn kap ya ç k yor, b rakal m imdi çözümleme yapmay (X/58-34). Ceren, piyanonun ba nda yüzüne damgalanm bir tebessümle dururken tek tek basmak istedi bu kahkahalar n üstüne. (XII/16-13). (IX/5-1). 2.1.3.3.5. S0fat- fiil grubunun nesne olmas0 Ba n buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için, kölelikten yeti tirip, beg k ld klar n , kumandan, vali eylemi ti (II/117-4). 2.1.3.3.7. Tekrar grubunun nesne olmas0 …Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). O lan olacak, diye tasdik etti M sri, lakin bu hediye fazla ho uma gitmedi, yahu aram zda böyle eyler olur mu, evlendin, çocu un olacak diye hediye mediye, aram zda b rak bunlar adam m …(VI/241-4). 2.1.3.3.8. Birle1ik isim grubunun nesne olmas0 Oysa Karahanl lar’ca gerekti Arslan Yabgu’yu ortadan kald rmak (II/10-9). Mehmet, Koca Dervi ’i taklit edip ba n sallad , onun sözleri ile konu tu… (VI/27-7). … ükranlar n ifade etmek için olsa gerek, ba r ndan akçabardaklar f k rtm t (VIII/7-17). 2.1.3.3.9. Birle1ik cümlelerde iç cümlenin nesne olmas0 Evet… dedi… Zeki... bir dahaki sefere, üç y l sonra, art k senin profesörlü ün gelmi olur, senin için çal r z (III/189-7), Biraz rahatlas n, gev esin istiyordum, daha fazla gerildi.. (III/61-3). 180 Ama Sakine yengen k z yor, gavur köpe inin kar s bu, diyor, alma evine, diyor (IV/89-2). .imdiye kadar bana hiç kar mad lar, paras z yat l okuyaca m, dedim, ö retmen olaca m dedim, bilmem Konya’da yaln z ya ayaca m dedim, sonra "stanbul’a tayinimi yapt rd m, hiç mi hiç kar mad lar (III/61-6). .imdi de ni anland m, onu Ankara’ya getirip, sizlerle tan t raca m dedim, o kadar (III/61-8), Adam, onu uyand rm : ” Aç m çoban, demi , bir kase çorba ver bana” (V/105-5). Mehmet, Koca Dervi ’i taklit edip ba n sallad , onun sözleri ile konu tu: “Çocuklar aras nda, olur böyle eyler, yeter ki, biz bela olmayal m, kavgay ba latmayal m “ dedi, sonra Kas m’ n y rt lm elbiselerine bak p: “Ama sana da söyleyeyim, bu giysilerin gerçekten &stanbul züppeleri gibi! (VI/27-7), (III/5-16), (III/5-19). (III/189-8), (III/189-10), (IV/10-1), (IV/89-2), (IV/97-2), (V/1059), (V/105-12), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/172-3), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/281-5), (VI/290-10), (VII/16-2), (VII/59-19), (VII/81-13), (VII/81-22), (VII/279-17), (VII/279-25), (VIII/107-29), (VIII/310-4), (IX/5-8), (IX/5-10), (IX/7710), (IX/88-7), (IX/137-8), (X/57-12), (X/57-12), (X/58-17), (X/58-26), (X/59-42), (XI/55-11), (XI/155-16), (XI/221-10), 2.1.4. Yer Tamlay0c0s0 Cümlenin yarg s n çe itli yönlerden tamamlayan yard mc ö elerden biridir. "simlere yönelme, bulunma ve ayr lma hali ekleri getirilerek yüklemin anlam n , bu anlamlar n yan s ra zaman, durum, yön, ölçü, de er, kar l k vb. bak mlardan da tamamlayan bu ö eye dilcilerimiz taraf ndan dolayl tümleç, isimleme gibi adlar da verilmi tir. “Cümlede yüklemin gerçekle mesiyle ilgili ki ileri ve eyleri gösteren adlara ve zamirlere “isimleme” deriz. Bu adlar ve zamirler en çok yer-yön hallerinde (kime, kimde, kimden). bir hayli de d çekim hallerinde bulunurlar.”(Banguo lu, 1986, 529). Yer tamlay c s tek kelimeden olu abilece i gibi kelime grubundan da olu abilir. 181 “Yönelme, bulunma ve uzakla ma hali ekli tarz, zaman ve miktar zarflar yer tamlay c s de ildir.”(Karahan, 2004, 30). 2.1.4.1. Tek kelimeden meydana gelen yer tamlay0c0lar0 2.1.4.1.1. Bulunma hali eki alan yer tamlay0c0lar0 Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r. (I/146-1). Bilgisayar kütüphanede durur, orada çal mak isteyen istedi i kadar çal r (XI/55-5), .ükretmek burada, tezgahta, en çok üzerinde durulan hususlardan biri.(XI/155-2). Bembeyaz mermer üzerinde, bir hayat sandviçten arda kalan leke gibi! (III/5-13). Tabiatta de i iklik yoktu (VIII/7-8). Ayetlerde ükürle ilgili pek de çok söz var, benim en ilgimi çekeni ise öyle:… (XI/155-4). Bir s cak ve içten tebessümün yüzünde yer etti i Tülin Han m: “-.imdi ükür, halimiz vaktimiz yerinde amma bir zamanlar çok s k nt çektik, … (XI/155-13). (I/146-4), (I/146-6), (I/146-6), (I/146-10), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-21), (II/9-2), (II/117-2), (II/118-20), (II/118-22), (II/118-34), (II/118-37), (II/118-39), (III/5-1), (III/519), (III/61-1), (III/61-6), (III/61-9), (III/122-3), (III/122-12), (III/122-12), (III/189-4), (III/189-14), (III/189-14), (IV/10-1), (IV/103-2), (V/105-2), (V/105-4), (V/105-4), (V/105-10), (VI/90-1), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/142-11), (VI/142-11), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/290-10), (VI/311-12), (VII/13-10), (VII/22-16), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-9), (VII/81-10), (VII/81-14), (VII/81-14), (VII/81-23), (VII/279-7), (VII/27910), (VII/279-12), (VII/279-12), (VII/279-20), (VIII/106-1), (VIII/107-9), (VIII/10713), (VIII/107-15), (VIII/107-15), (VIII/107-16), (VIII/107-25), (VIII/107-27), (VIII/211-8), (VIII/211-14), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/211-17), (VIII/310-1), (VIII/344-1), (VIII/345-3), (VIII/345-14), (VIII/345-17), (VIII/454-2), (VIII/454-3), (VIII/454-13), (VIII/454-16), (IX/5-3), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/17-2), 182 (IX/37-9), (IX/47-3), (IX/88-7), (IX/97-8), (IX/127-14), (IX/147-13), (IX/157-6), (IX/177-1), (IX/185-18), (X/57-7), (X/57-12), (X/57-13), (X/58-22), (X/58-23), (X/5823), (X/58-24), (X/58-26), (X/59-53), (X/59-58), (X/59-61), (XI/7-5), (XI/27-9), (XI/28-4), (XI/28-4), (XI/55-2), (XI/55-5), (XI/55-7), (XI/55-7), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/55-12), (XI/155-1), (XI/155-2), (XI/155-2), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-11), (XII/10-27), (XII/15-13), (XII/16-13), (XII/84-2). 2.1.4.1.2. Ayr0lma hali eki alan yer tamlay0c0lar0 Mektubun tarihi; 1 Nisan 1818 ve Edirne’den, "ngiltere’deki Bayan Sarah Cisyil’e yaz lm (I/146-5). Bu i te gülce konu mak, gönülden konu mak! (XI/155-10), Hafta sonu Tülin Han m’la Güngör Bey geldiler &stanbul’dan, bizim bahçedeki mütevaz odam za misafir oldular (XI/155-11). …fakat inanc m z, Ona ükretmemiz eksilmedi yüre imizden, ” dedi. (XI/15513). (II/10-9), (II/10-10), (II/117-4), (II/118-15), (II/118-29), (II/118-35), (II/118-37), (II/118-44), (II/118-47), (III/5-15), (III/61-1), (III/61-9), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-5), (III/122-11), (III/188-1), (VI/27-7), (VI/133-1), (VI/207-2), (VI/281-5), (VI/290-10), (VII/22-16), (VII/81-7), (VII/81-8), (VII/81-15), (VII/279-3), (VII/27912), (VIII/7-14), (VIII/107-6), (VIII/211-9), (VIII/310-13), (VIII/345-11), (VIII/34513), (VIII/345-15), (VIII/349-1), (VIII/454-4), (VIII/454-5), (VIII/454-7), (VIII/454-9), (VIII/454-9), (VIII/455-17), (IX/5-3), (IX/5-9), (IX/17-3), (IX/17-1), (IX/27-4), (IX/378), (IX/47-2), (IX/57-12), (IX/77-9), (IX/77-10), (IX/88-7), (IX/117-4), (IX/167-1), (X/58-25), (X/58-34), (X/58-37), (X/59-53), (X/59-56), (X/60-65), (XI/18-17), (XI/556), (XI/221-4), (XI/221-14), 2.1.4.1.3. Yakla1ma hali eki alan yer tamlay0c0lar0 Ve ükrün ve övgünün yaln z Yaradan’a olaca n hat rlat r…(XI/155-8). Dönüp arkada lara bakt m, hepsi söz birli i etmi çesine, ba lar n sallad lar. (XI/221-7). 183 …Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… (I/14622). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard …(II/117-7). (I/146-3), (I/146-12), (I/146-15), (I/146-16), (I/146-17), (I/146-21), (I/146-23), (II/9-2), (II/10-6), (II/10-7), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-18), (II/118-19), (II/118-20), (II/118-21), (II/118-28), (II/118-28), (II/118-31), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-36), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-38), (II/118-39), (II/118-41), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-46), (III/5-15), (III/5-16), (III/5-18), (III/61-1), (III/61-1), (III/61-2), (III/61-4), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-7), (III/61-8), (III/122-1), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-4).III/122-5), (III/122-6), (III/122-10), (III/188-1), (III/188-2), (III/189-4), (III/189-4), (III/189-9), (IV/224-s), (IV/224-s), (V/105-2), (V/105-2), (V/105-2), (V/105-3), (V/105-5), (V/105-8), (V/105-9), (V/1059), (V/105-9), (V/105-11), (V/105-11), (V/105-12), (VI/7-1), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/142-1), (VI/172-3), (VI/1964), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/238-1), (VI/241-4), (VI/261-13), (VI/26113), (VI/281-5), (VI/281-5), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/301-10), (VI/301-10), (VI/321-9), (VII/12-11). ), (VII/13-10), (VII/13-10), (VII/13-10), (VII/1310), (VII/16-2), (VII/22-16), (VII/53-21), (VII/59-19), (VII/73-5), (VII/81-10), (VII/8115), (VII/81-18), (VII/81-19), (VII/81-20), (VII/81-23), (VII/279-3), (VII/279-9), (VII/279-9), (VII/279-11), (VII/279-12), (VII/279-14), (VII/279-17), (VII/279-17), (VII/279-22), (VII/279-23), (VII/279-24), (VII/279-25), (VII/279-25), (VII/279-25), (VIII/7-3), (VIII/7-5), (VIII/7-9), (VIII/7-11), (VIII/7-12), (VIII/7-14), (VIII/106-3), (VIII/107-11), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-18), (VIII/107-20), (VIII/10722), (VIII/107-22), (VIII/107-24), (VIII/211-8), (VIII/211-9), (VIII/211-10), (VIII/21111), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-16), (VIII/310-3), (VIII/310-4), (VIII/3105), (VIII/310-6), (VIII/310-12), (VIII/310-19), (VIII/345-2), (VIII/345-3), (VIII/345-5), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-18), (VIII/345-18), (VIII/345-20), (VIII/345-21), (VIII/349-1), (VIII/349-1), (VIII/454-2), (VIII/454-3), (VIII/454-5), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-12), 184 (VIII/454-12), (VIII/454-13), (VIII/454-12), (VIII/455-17), (VIII/455-19), (VIII/45519), (VIII/455-19), (IX/5-2), (IX/5-10), (IX/7-3), (IX/17-1), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/27-3), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/67-5), (IX/77-10), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/97-9), (IX/108-5), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/157-7), (IX/167-1), (IX/167-1), (IX/167-2), (IX/167-2), (IX/167-2), (IX/185-18), (IX/185-19), (X/57-3), (X/57-4), (X/57-10), (X/57-11), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-14), (X/57-14), (X/57-15), (X/57-16), (X/5823), (X/59-39), (X/59-43), (X/59-47), (X/59-53), (X/59-53), (X/59-55), (X/59-57), (X/59-60), (X/59-61), (X/59-62), (X/60-65), (XI/11-3), (XI/16-7), (XI/55-1), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-4), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/5511), (XI/155-6), (XI/155-7), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-11), (XI/15514), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/221-3), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-12). (XI/221-13), (XII/10-27), (XII/10-27), (XII/15-13), (XII/16-13), (XII/31-20). 2.1.4.2.Kelime grubundan meydana gelen yer tamlay0c0lar0 2.1.4.2.1. Isim tamlamas0n0n yer tamlay0c0s0 olmas0 Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur (I/146-2). Y nal’ n yok edili i bile, Türk töresine uygun getirilmi , kutlu kan topra a ak t lamayaca için, yay n kiri i ile bo durulmu tu (II/117-14). Askerleri peri an k l nd ktan sonra, Kavurt a as Ba bu ’un önünde ba indirip, a r bast (II/118-23). Bembeyaz mermer üzerinde, bir hayat sandviçten arda kalan leke gibi! (III/5-13). ertçe çekti kolunu, kurtard Halime’nin elinden, homurdand : - Hem öyle bir daha ç kma benim önüme, bir derdin varsa, oraya de (IV/97-2). "malathane , kocaman, oldukça lo , ambar gibi bir yerdi, ocaklar n üstünde kocaman kazanlar vard , her bir kazan n üstünde ise, tavandan sarkan bir tahta tekerlek bulunuyordu, … (VI/133-1). Adam n kal b na de il, yapt i lere bak! (VI/238-1). 185 Militanlar n bu yava l nda, temkininde çift tabancal öhretinin etkisi olmal (VII/279-7). Derken.. haf zam n bir kö esine gömülüp kalm bir hat ra k m lday p canland . (VIII/7-4). Topra n suyla kar p balç kla t yerlerde ak yüzlü nazl çiçekler, ak saplar n n üstünde ürkek bir sevinçle titrerler (VIII/8-19). (I/146-10), (I/146-10), (I/146-12), (I/146-16), (I/146-18), (I/146-20), (I/146-20), (I/14622), (I/146-22), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-14), (II/118-17), (II/118-18), (II/118-19), (II/118-19), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-34), (II/118-35), (II/118-39), (II/118-41), (II/118-44), (II/118-46), (III/5-1), (III/5-15), (III/5-18), (III/5-19), (III/61-9), (III/122-1), (III/122-3), (III/122-9), (III/122-12), (III/188-2), (III/189-4), (IV/97-2), (V/105-4), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-12), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/90-1), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/172-3), (VI/196-4), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/261-13), (VI/281-5), (VI/301-10), (VII/13-10), (VII/16-2), (VII/22-16), (VII/53-21), (VII/73-5), (VII/80-15), (VII/81-10), (VII/81-14), (VII/81-19), (VII/81-23), (VII/279-11), (VII/27912), (VII/279-20), (VII/279-23), (VII/279-25), (VIII/7-3), (VIII/7-5), (VIII/7-12), (VIII/106-1), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-9), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/107-15), (VIII/107-15), (VIII/107-18), (VIII/107-20), (VIII/10722), (VIII/107-22), (VIII/107-27), (VIII/211-8), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-14), (VIII/211-17), (VIII/310-1), (VIII/310-4), (VIII/310-6), (VIII/310-19), (VIII/344-1), (VIII/345-5), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-11), (VIII/345-21), (VIII/349-1), (VIII/454-2), (VIII/454-5), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-12), (VIII/454-13), (VIII/45416), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-9), (IX/7-2), (IX/17-1), (IX/17-2), (IX/17-3), (IX/37-8), (IX/37-9), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/67-5), (IX/77-9), (IX/77-10), (IX/97-9), (IX/12714), (IX/147-12), (IX/157-6), (IX/157-7), (IX/167-1), (IX/177-1), (IX/185-18), (IX/18518), (IX/185-19), (X/57-4), (X/57-7), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-14), (X/58-23), (X/58-23), (X/58-23), (X/58-24), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-34), (X/58-37), (X/5947), (X/59-50), (X/59-53), (X/59-57), (X/59-58), (X/59-60), (X/59-61), (X/60-65), (X/60-65), (XI/7-5), (XI/28-4), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-6), (XI/155- 186 7), (XI/155-11), (XI/155-13), (XI/155-13), (XI/221-4), (XI/221-14), (XII/10-27), (XII/15-13), (XII/15-13), (XII/16-13), (XII/84-2). 2.1.4.2.2. S0fat tamlamas0n0n yer tamlay0c0s0 olmas0 Onun için, a y kapal yerlere yap yorlar (I/146-15). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10). El-Basan ba dilemeyip, kaçt .. ulusu Yabgu’lulard . Ak Topraklar’a ak n edip, urup, çarp p dönüyordu (II/118-27). Bembeyaz mermer üzerinde, bir bayat sandviçten arda kalan leke gibi! (III/5-13). Sofrada sohbet, uradan buradan, Üniversite iç meselelerinden ba lam , günlük siyasete geçmi ti; öyle devam ediyordu (III/122-9). Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm , tam namaza duracakken bakm , biraz ilerde çoban yat p kalk p, bir eyler m r ldan yor; …(V/105-10). Adam n kal b na de il, yapt i lere bak! (VI/238-1). Topra n suyla kar p balç kla t yerlerde ak yüzlü nazl çiçekler, ak saplar n n üstünde ürkek bir sevinçle titrerler (VIII/8-19). Hiçbir yolda samimi de il Mehmet Ali (VIII/107-25). Ceren, piyanonun ba nda yüzüne damgalanm bir tebessümle dururken tek tek basmak istedi bu kahkahalar n üstüne. (XII/16-13). (I/146-12), (I/146-16), (I/146-18), (I/146-19), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-10), (III/61-1), (III/122-2), (III/122-6), (III/122-10), (III/189-4), (IV/10-1), (V/105-2), (V/105-2), (V/105-11), (VI/17-12), (VI/37-1), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/311-12), (VII/13-10), (VII/66-2), (VII/81-18), (VII/81-23), (VIII/7-11), (VIII/21111), (VIII/211-15), (VIII/211-15), (VIII/310-3), (VIII/310-5), (VIII/345-15), (VIII/34515), (VIII/345-18), (VIII/454-3), (VIII/455-17), (IX/7-2), (IX/27-4), (IX/88-7), (IX/88- 187 7), (IX/97-9), (IX/117-4), (X/59-53), (XI/27-9), (XI/55-2), (XI/55-4), (XI/55-6), (XI/5511), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-12). 2.1.4.2.3. Ba;lama grubunun yer tamlay0c0s0 olmas0 Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine. (II/9-2). Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve &slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). …yollara dü üp bilmedi i yerlerde mür it arayan ve yar bu dünyada, yar öbür tarafta ya ayan deli bir dervi … (VI/142-11). M sri Mardin’deki çal malar ndan, hocas Abdurrezzak Efendi’den ve ö rencileri olan dört o lan karde ten bahsetmi ti Süleyman’a (VI/188-7). .imdi öyle mi ya, arkada larda ve eskiden ot dedi im baz kimselerde hissetti im bu yeni varolu ; gözlerde, dik tutulan boyunlarda ve zaman zaman davran larda ifade buluyor (VIII/211-15). …biz insanlar hep eteklerine sar lm vaziyette bekleriz.. o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r. (IX/17-3). Schiller ve Beethoven ve sedefkâr dostum; birli e, sevgiye, ne eye davet ediyorlard (XI/221-12). Allah’ n sevgi çemberine, rahmetine dahil olan herkesi, her eyi yarat lm lar n hepsini…(XI/221-13). (II/10-13), (IX/147-13), (IX/167-2). 2.1.4.2.4. Tekrar grubunun yer tamlay0c0s0 olmas0 Bunu dü ünüyordu Zeki, una buna gülücük da t rken, içinden taa içinden politikac lar n i inin ne kadar zor oldu unu takdir ediyordu (III/122-5). 188 Sofrada sohbet, uradan buradan, Üniversite iç meselelerinden ba lam , günlük siyasete geçmi ti; öyle devam ediyordu (III/122-9). Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan 2.1.4.2.5. a varmaya çal m (V/105-2). sim-fiil grubunun yer tamlay0c0s0 olmas0 A n n faydas na inand m için sevgili yavruma da yapt rmaya karar verdim. (I/146-20). Sultan Alp Arslan, M s r’ halife nam na idare eden Nas r üd Devle’nin kendisi ile mücadele eden rakiplerinden kurtarmas için, ona müracaat eylemesi ve Fat mi halifelerinin yerine Abbasi halifesini tan maya haz r oldu un bildirilmesi üzerine, büyük bir ordu ile Suriye, M s r seferine ç kagitmekte…, (II/118-33). Zeki, davetlilerine kar , do rudan do ruya konuyu açmaya biraz utan yordu, …(III/122-4). Cümleye ak l da tmaya pek merakl olan profesör – her halde Tülin’e göz önünde bir yer bulmak için olsa gerek…(VII/13-10). Karar veriyorum, ne kadar samimi diye sormaya lüzum yok. (VIII/107-24). O halde ayr nt lar ile tariflere girenlerin a zlar n açt ran, ac çekmekten ho lanma dürtüsü mü? (VIII/211-9). …bunlar öz bedenlerini ve öz beyinlerini duyabilmekten acizdirler. (VIII/211-14). Küçük ya dan gözlenme e al md r bilirsin, hareketlerimin hesab n verme e, … (VIII/345-20). - Izd rap çekme e vakit kalmad , onlar öykü yapt m. (X/59-39), (II/118-28), (III/61-1), (III/122-11), (VIII/454-13), (VIII/455-17), (VIII/455-17), (X/5943), (X/59-62), (XI/55-3), (XI/55-11). 189 2.1.4.2.6. S0fat-fiil grubunun yer tamlay0c0s0 olmas0 E er ilk defa ba na gelenden, bir ey ö renememi sen ayn olay çe itli çehrelerde devam edip durur (IX/47-2). 2.1.4.2.7. Unvan grubunun yer tamlay0c0s0 olmas0 Ancak Alp Arslan Sultan’a ayar olagelmenin mümkünü var m ? (II/117-10), Alp Arslan Ba bu ’a Yunus Beg’den amca o lu, k z karde i Gevher’den de eni te olan El basan kim, Kurtçu da ça r rlar onu; tükenesi olmayan bir h rs n tutsa idi (II/118-16). …Osmanl ne yapmaktad r yaln z Köprülü’nün öbür o lu Mustafa Pa a’ya vezir payesi verildi ini i ittim, … (VI/290-10). Pek çabuk haz rland m, ak ama geç dönece imi söyledim Sabiha Han m’a (XI/221-3). (II/118-44), 2.1.5. Zarf Yüklemin anlam n hal, durum, yer-yön, miktar, zaman bak m ndan tamamlayan, belirleyen, s n rlayan ö edir. "simler eksiz veya baz hal ekleriyle, yer-yön, e itlik, zarf-fiil ekleriyle zarf görevi yaparlar. Yönelme, bulunma ve ayr lma hali ile zarf olan kelime veya kelimeler yer tamlay c s yla kar abilmektedir. “Hemen hemen bütün yazarlar m z n cümle unsurlar aras nda verdikleri dolayl tümleç ve zarf tümleci tan m ve de erlendirmelerde çok farkl ekillerde kar m za ç kar. Bazen ekil, bazen fonksiyonun esas al nmas ndan do an bu kar kl n bir sebebi de terimlerin farkl olmas veya yabanc dillerden tercüme ile ortaya ç kar lan baz terimlerin Türkçenin bünyesine uymamas d r.”(Üstüner, ). Bir cümlede birden fazla zarf bulunabilir. Yön, zaman, miktar, sebep ve art bildiren kelime gruplar da cümle içinde zarf olur. Bir son çekim edat ile ona ba l yard mc ö elerden olu an edat gruplar cümle içinde zarf olarak kullan l r. 190 2.1.5.1. Ek almadan zarf olan zarflar Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz (I/146-3). Vatan m çok sevdi im için , a n n oraya da girmesini çok isterim (I/146-21). Ba ka da hiç a lad n görmemi lerdi Bay nd r’ n (II/10-8). El-Basan’ n dayan hepsinden zorlu oldu, sonu ise ac ! (II/118-15). …kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, gün h z na eri mektedir. (II/118-38), Kar mda, sanki ciddi bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum (III/5-1). Haydi Nurgün.. uzun etme, “kurbanl k” tan “mermer beyazl ” na nas l da atlayabiliyorsun? (III/5-15). Yani imdiye kadar hayat m hep kendim biçimlendirdim, seçtim, karar verdim ve onlara söyledim (III/61-7). Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand :imdi fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi. (III/122-1). u koyu koyu Türke ’çi bilinen adamlara bile, sempatik görünmek zorunlulu u içini s k yordu (III/122-6). Çoban bu görkemli zat kar s nda duralam , utanm , sesi k s k ç km ; “Çorban yoktur a am, lakin taze sütüm var (V/105-6). Kadrimizi bilenler ise neyi, nanca anlayabiliyorlar? (VIII/107-14). (I/146-1), (I/146-21), (I/146-22), (I/146-23), (II/117-2), (II/117-3), (II/118-13), (II/11818), (II/118-27), (II/118-27), (II/118-35), (II/118-37), (II/118-43), (III/5-4), (III/5-9), (III/5-10), (III/5-11), (III/5-16), (III/5-16), (III/5-16), (III/5-16), (III/5-17), (III/5-19), (III/5-19), (III/61-1), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-8), (III/122-4), (III/122-8), (III/122-9), (III/122-12), (III/188-1), (III/189-5), (III/189-8), (III/189-8), (III/189-9), 191 (III/189-14), (IV/97-2), (IV/224-s), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-10), (V/105-10), (VI/27-7), (VI/107-1), (VI/111-2), (VI/142-11), (VI/158-1), (VI/196-4), (VI/196-5), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/261-13), (VI/270-7), (VI/311-12), (VI/311-12), (VI/321-9), (VI/321-9), (VII/13-10), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/59-19), (VII/73-5), (VII/80-15), (VII/81-4), (VII/81-5), (VII/81-7), (VII/81-8), (VII/81-11), (VII/279-5), (VII/279-14), (VII/279-14), (VII/279-15), (VII/279-20), (VIII/7-1), (VIII/7-5), (VIII/7-6), (VIII/7-10), (VIII/7-15), (VIII/106-2), (VIII/106-3), (VIII/107-7), (VIII/107-10), (VIII/107-12), (VIII/107-21), (VIII/107-21), (VIII/211-7), (VIII/211-15), (VIII/211-16), (VIII/310-1), (VIII/310-3), (VIII/310-4), (VIII/310-5), (VIII/310-6), (VIII/310-7), (VIII/310-12), (VIII/310-15), (VIII/310-16), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/345-1), (VIII/345-3), (VIII/345-6), (VIII/345-8), (VIII/345-9), (VIII/345-12), (VIII/345-13), (VIII/345-18), (VIII/345-20), (VIII/349-1), (VIII/454-2), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-9), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-11), (VIII/454-16), (IX/5-2), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-4), (IX/5-5), (IX/5-7), (IX/5-8), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/17-3), (IX/27-3), (IX/27-4), (IX/274), (IX/27-4), (IX/37-9), (IX/47-3), (IX/67-5), (IX/77-10), (IX/88-7), (IX/108-3), (IX/108-4), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/147-12), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/157-6), (IX/157-6), (IX/157-7), (X/57-1), (X/57-8), (X/57-9), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-13), (X/58-18), (X/58-21), (X/58-23), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-26), (X/5826), (X/58-30), (X/58-34), (X/58-35), (X/58-35), (X/58-37), (X/58-38), (X/58-38), (X/59-42), (X/59-48), (X/59-49), (X/59-53), (X/59-54), (X/59-54), (X/59-54), (X/5955), (X/59-61), (X/59-61), (X/59-61), (X/59-63), (X/60-64), (X/60-65), (X/60-66), (XI/27-9), (XI/28-4), (XI/55-3), (XI/55-4), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-12), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-8), (XI/155-13), (XI/155-13), (XI/221-1), (XI/221-3), (XI/221-6), (XI/221-9), (XI/221-11), (XII/10-27), (XII/84-2), 2.1.5.2. Ek alarak zarf olan unsurlar 2.1.5.2.1. E1itlik hali eki alan zarflar Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir (II/10-1). Oysa Karahanl lar’ca gerekti Arslan Yabgu’yu ortadan kald rmak (II/10-9). Böylece gökten gönüllerine dü üp, gönüllerinden gö e ula an “Allah Allah” seslerinin uzay p gitti i yollarda, alaylar ba lan p, ko umlar düzülmekte… (II/118-37). 192 Hay rl olsun… dedi… biz sportmence yar t k, kaybettik, ne yapal m (III/188-3). Zeki, bir süre ahizeye bakt , sonra yava ça b rakt yerine (III/189-9). Sertçe çekti kolunu, kurtard Halime’nin elinden, homurdand : - Hem öyle bir daha ç kma benim önüme, bir derdin varsa, anaya de (IV/97-2). Kas m, ne istedi ini bilen, uslu bir çocuktu, saatlerce yaz yazmaya çal r, … (VI/17-12). Polonya sava n n yine zaferle neticelenece ini gönül biliyordu ama M sri bu zaferi küçümsüyordu, onca bu, fakir fukara bir adam n bir gün için kuzu budu yiyip, sevinmesi gibi bir eydi!. (VI/270-7). … onlar can suyumuza kar m sab rla, ince ince i leyip, Allah sevgisi nurumuzla ayd nlatt ktan sonra sessizce, yumu ak yumu ak seriyoruz gözler önüne (VIII/107-12). Bence çok do ru söylemi sin (VIII/310-14). (VIII/345-15), (VIII/349-1), (IX/57-13), (IX/108-5), (IX/185-19), (X/59-42), (X/5956), (XI/155-10), (XII/10-27), 2.1.5.2.2. “-s0z” isimden isim yapma eki alan zarflar El-Basan unutulas ad n , Selçuklu’ya kara leke ve dahi ulusu Yabgulular da ba s z koyarak Manuel’le birlikte "stanbul yoluna dü eyürüyor (II/118-46). Umumiyetle suskun, konu tu u zaman kelimeleri a z ndan tarta tarta ç kar yor, heyecans z, sakin görünüyor (VIII/454-7). Yaln z yolu yordam var üphesiz, dilden ziyade gönül yolu bu ve ölçüsü ve dille tekrardan çok birbirimize iyi yapt klar m z, iyi verdiklerimizdir. (XI/155-6). 2.1.5.2.3. Yakla1ma hali eki alarak zarf olanlar Pek çabuk haz rland m, ak ama geç dönece imi söyledim Sabiha Han m’a… (XI/221-3). 193 2.1.5.2.4. Bulunma hali eki alarak zarf olanlar Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm , tam namaza duracakken bakm , (V/105-10). … bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek ah’a k zmaz, hatta zaman zaman yazmay b rak r gülerek küçük k z oyalard (VI/17-12). Sadece yüzüyle konu abilirim onun, bir sessiz dil olur bu.. diyebilirim ki ona: “ Hiçbir ey duyup hissetmeden o sözü söyledim size, asl nda sizi sevip sevmedi imi bilmiyorum, … (IX/5-10). O sabah erkenden uyand m, ilk akl ma gelen ey, sedefkâr dostumun, “bugünlerde gidece i” oldu. (XI/221-1). Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da "ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4), 2.1.5.2.5. Ayr0lma hali eki alarak zarf olanlar Sonradan bu ufak yaralar yer ediyordu (I/146-14). Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l , izlenimi b rakm t , a r a r akan, bula an (III/5-12). O sabah, erkenden ö rendi haberi Zeki Tan, daha yataktayd lar, telefon çald … (II/188-1). …Kas m’ n y rt lm elbiselerine bak p: “Ama sana da söyleyeyim, bu giysilerin gerçekten "stanbul züppeleri gibi! (VI/27-7). Bayraklar n birden görüvermenin etkisini de inkar etmiyorum!. (VIII/211-13), .imdi öyle mi ya, arkada larda ve eskiden ot dedi im baz kimselerde hissetti im bu yeni varolu ; gözlerde, dik tutulan boyunlarda ve zaman zaman davran larda ifade buluyor. (VIII/211-15), … öyle diyordu: Sevgili yolda Eminofa, Komünist Partisi tarihini yeniden inceliyorum (VIII/344-1). 194 Di er ö rencilerden ayr l k ise gerçekten garip, kalabal k içinde bir ki inin hem beraber çal p yemek yedi iniz, toplant lara kat ld kalabal n z, seminerler yapt nz n içinde bir ki inin bunca yaln zl a itilebilece ini akl ma getirmezdim (VIII/345-18). Eskiden de böyleydi (VIII/454-18). Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü; minicik billur parçalar misali, sesi hlamur k vam nda:…(IX/5-3). (I/146-3), (III/122-4), (IX/97-9), (IX/108-5), (IX/177-3), (IX/57-15), (IX/58-19), (X/5825), (X/58-38), (X/59-55), (X/59-57), (XI/221-1), (XI/221-17), 2.1.5.2.6. S0fat-fiil ve zarf-fiil eki alarak zarf olanlar Af in Bey ise ard ndan durmay p at sal yor (II/118-47). Gök, as k suratl ve buz grisi, derinden derine gelen o müthi öfkesi, havada artarak denize aksediyor, deniz de buz grisi, sular köpürüp, ahlanarak gemiyi dövüyor (VI/7-1). …bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek ah’a k zmaz, hatta zaman zaman yazmay b rak r gülerek küçük k z oyalard (VI/17-12). Derken.. haf zam n bir kö esine gömülüp kalm bir hat ra k m lday p canland (VIII/7-4). Sesinin tonunu ve kelimelerini unutmaya çal yorum.. ellerim ellerinde, susup, ninemin dokudu u kilimin desenlerine bak yoruz (VIII/107-4). …ruhlar n karanl k kö elerine sinmi kalm ba bo , hedefsiz kin ve nefret k r nt lar birle ip, uur üstüne ç k yor.. güçlenip, hedef tayin ediyor. (VIII/211-8). Gece, uzan p kitaplar m z okumak için, fazla oturmad k, odalar m za çekildik (IX/147-12). Havva, merdivenleri ç k p, kap önünde beklemeye ba lad , derken titrek, yorgun ayak sesleri…(IX/177-1), 195 Günlük ya ant mda bana yabanc dü ecek pek çok eyi, yazarken ya yorum.. o zaman, o çe it ya ant tarz çok do al benim için. (X/59-53). Dönüp arkada lara bakt m, hepsi söz birli i etmi çesine, ba lar n sallad lar (XI/221-7). (VI/196-5), (VII/53-21), (VIII/7-4), (VIII/211-8), (IX/117-4), (X/57-1), (XII/10-27), (XII/10-27), (XII/10-27). 2.1.5.3. Kelime grubu 1eklindeki zarflar 2.1.5.3.1. sim tamlamas0n0n zarf tümleci olmas0 Bütün bu ameliye s ras nda en küçük bir ac bile hissedilmiyor. (I/146-13). Bir vakitler, dini bilgilere tam hakim, ulemadan bir zat, at üstünde uzak bir diyara giderken, yolunu a rm , gitmi gitmi , ak am eri mi , al karanl k basm (V/105-1). Da tepe, ta lar dikenler, saatler geçmi , gece yar s nda ula m a. (V/105-3). Ötesi sana ait, azmin ve kabiliyetin nisbetinde yürüyeceksin (VII/81-20). Sahibi u runa her bir eye katlanabilen bir di i köledir, onu iyi bilirim (VIII/710). " te 1960’lar n bahar nda toprak, kar suyunu yava yava emip içine sindirirken, ükranlar n ifade etmek için olsa gerek, ba r ndan akçabardaklar f k rtm t (VIII/717). Yoksa o güne in on ikisinde esen serinleten bir rüzgârla m e ? (IX/7-1). Bu i ler sizin zaman n zda moda imi (X/58-24), B rak imdi bunlar babac k, as l anlat bana, bu evde, yaln z ba ma nas l ya ayaca m? (X/59-54). Hafta sonu Tülin Han m’la Güngör Bey geldiler "stanbul’dan, bizim bahçedeki mütevaz odam za misafir oldular (XI/155-11). 196 (I/146-3), (I/146-4), (I/146-17), (I/146-22), (I/146-23), (II/10-14), (II/118-18), (II/11832), (III/122-1), (III/122-2), (III/122-2), (VI/90-1), (X/59-53). (X/59-63), (XI/221-7). 2.1.5.3.2. S0fat tamlamas0n0n zarf tümleci olmas0 O zaman aile reisleri, ailelerinde çiçek hastal olmad na tutulmu kimse olup n ö reniyor.(I/146-10). …daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, iki üç gün yatakta yat yorlar, yüzlerinde yirmi otuz sivilce ç k yor (I/146-16). Her y l, binlerce çocu a ayn ameliye yap l yor (I/146-19). Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd .(II/10-2). …çünkü bu zamanda kimin kime ne denlü tesir edece i, belli olmazm .(III/122-3). O sabah, erkenden ö rendi haberi Zeki Tan, daha yataktayd lar, telefon çald , Kadriye ile, ayn anda uzand lar ahizeye, (III/188-1). …o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r.(IX/17-3). …i te o zaman çaresiz olmayacaks n, yaln z kalmayacaks n ve de hiçbir eyden korkmayacaks n..(IX/27-4). Son s n fta ameliyat geçirmeseydi, devams zl olmasayd , ba ar l olurdu Selen, bir fakülteyi kazan rd , ama ne yapay m ki…(VII/48-10). Her an silah çekebilece ini sanmaktad rlar ki "lhan’ n gülmesi geliyor durumun ciddiyetine ra men. …(VII/279-8). (II/118-20), (II/118-39), (II/118-46), (III/61-3), (III/122-6), (III/188-1), (III/188-2), (III/189-4), (III/189-6), (III/189-6), (III/189-9), (IV/97-2), (IV/103-2), (V/105-6), (V/105-9), (VI/90-1), (VI/281-5), (VI/281-5), (VII/13-10), (VII/32-2), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/279-19), (VIII/7-5), (VIII/7-16), (VIII/8-18), (VIII/106-1), (VIII/10711), (VIII/107-13), (VIII/107-21), (VIII/107 -28), (VIII/310 -10), (VIII/310 -14), (VIII/345 -4), (VIII/345 -10), (VIII/345 -13), (VIII/345 -20), (VIII/454 -7), (VIII/454 8), (VIII/454 -8), (VIII/454 -9), (VIII/454-9). (VIII/454 -12), (IX/17-3), (IX/17-3), 197 (IX/27-4), (IX/47-2), (IX/77-9), (IX/88-7), (IX/167-1), (IX/167-2), (IX/167-2), (IX/18518), (X/57-1), (X/57-7), (X/57-13), (X/58-19), (X/58-25), (X/59-53), (X/59-56), (X/5959), (X/59-63), (X/60-65), (XI/16-7), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/155-2), (XI/155-13), (XI/155-14), (XI/221-1), (XI/221-2), (XI/221-3), (XII/84-2). . 2.1.5.3.2. Edat grubunun zarf tümleci olmas0 Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar (I/146-6). Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Onun için, a y kapal yerlere yap yorlar (I/146-15). A lanan çocuklar, sekiz gün kadar oynuyorlar, bir ey olmuyor, daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, .. (I/146-16). Fakat bir hafta içinde hastal a tutulmam gibi oluyorlar (I/146-17). A n n faydas na inand m için sevgili yavruma da yapt rmaya karar verdim (I/146-20). Vatan m çok sevdi im için , a n n oraya da girmesini çok isterim (I/146-21). Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… (I/146-22). Genç kafas n n ilk muhte em isyan ile çocuk, bir elini siper edip, kendine, geri geri kaçt (IV/13-1). Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan a varmaya çal m (V/105-2). (I/146-16), (II/9-2), (II/9-2), (II/117-2), (II/117-3), (II/117-3), (II/117-4), (II/117-5), (II/117-7), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-14), (II/118-19), (II/118-21), (II/118-23), 198 (II/118-30), (II/118-32), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-33), (II/118-35), (II/118-38), (II/118-41), (II/118-42), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-46), (III/5-1), (III/5-18), (III/61-4), (III/61-6), (III/61-7), (III/61-8), (III/61-9), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-4), (III/122-5), (III/122-7), (III/122-12), (III/188-1), (III/188-2), (III/189-4), (III/189-7), (III/189-7), (IV/224-s), (V/105-2), (V/105-10), (V/105-11), (VI/27-7), (VI/107-1), (VI/107-1), (VI/111-2), (VI/142-11), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/251-1), (VI/261-13), (VI/270-7), (VI/321-9), (VI/321-9), (VI/321-9), (VII/13-10), (VII/27-21), (VII/27-21), (VII/37-6), (VII/42-2), (VII/53-21), (VII/66-2), (VII/27-21), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/80-15), (VII/81-1), (VII/81-6), (VII/81-14), (VII/81-23), (VII/279-2), (VII/279-6), (VII/279-8), (VII/279-12), (VII/27916), (VII/279-18), (VII/279-18), (VII/279-19), (VII/279-24), (VII/279-25), (VIII/7-2), (VIII/7-9), (VIII/7-17), (VIII/8-19), (VIII/8-19), (VIII/107-6), (VIII/107-11), (VIII/10712), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-24), (VIII/107-28), (VIII/108-30), (VIII/211-8), (VIII/211-9), (VIII/211-14), (VIII/310-2), (VIII/310-3), (VIII/310-7), (VIII/310-9), (VIII/310-10), (VIII/310-11), (VIII/310-16), (VIII/344-1), (VIII/345-3), (VIII/345-4), (VIII/345-13), (VIII/345-16), (VIII/345-21), (VIII/454-2), (VIII/454-2), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (IX/5-2), (IX/5-5), (IX/5-7), (IX/5-8), (IX/5-8), (IX/5-10), (IX/7-1), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/37-8), (IX/47-2), (IX/47-3), (IX/57-13), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/97-8), (IX/117-4), (IX/127-14), (IX/127-15), (IX/127-15), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/147-12), (IX/14713), (IX/167-2), (IX/185-19), (X/57-3), (X/58-23), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-35), (X/58-35), (X/59-38), (X/59-42), (X/59-43), (X/59-49), (X/59-49), (X/59-53), (X/5956), (X/59-57), (X/59-61), (X/59-62), (X/60-65), (X/60-66), (XI/7-1), (XI/7-5), (XI/75), (XI/11-3), (XI/16-7), (XI/55-1), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-5), (XI/55-7), (XI/557), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-10), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-7), (XI/155-7), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-12), (XI/155-14), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-2), (XI/221-5), (XI/2219), (XI/221-16), (XI/221-16), (XII/15-13). 199 2.1.5.3.3. Zarf-fiil grubunun zarf tümleci olmas0 Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu: -Selçuk’un torunlar özü ulus içre çok itibar ve sayg ya sahip olup, sultanl k davas ndad rlar (II/10-13). Anca ol p nar n, ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad El-Basan ba u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti (II/117-2). dilemeyip, kaçt .. ulusu Yabgu’lulard , Ak Topraklar’a ak n edip, urup, çarp p dönüyordu (II/118-27). Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u.. rüzgarla kar an yelesi kara cins at n n nal seslerince, bir yerlerde babaya, ya da a aya kar gelebilmenin umudu (II/118-35). Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra (II/118-36). Böylece gökten gönüllerine dü üp, gönüllerinden gö e ula an “Allah Allah” seslerinin uzay p gitti i yollarda, alaylar ba lan p, ko umlar düzülmekte.. tunç borular çal n p davullar vurulmakta; Selçuklu’nun seferi var (II/118-37). Konu sevgi ve biraz da talep olunca… a, evet utan yor, allar içinde! (IX/5-6). Gülme arzumu geri gönderip, bu yüzden biraz k zar p san r m, en güven verici sesimle: “ –Sizi seviyorum! dedim (IX/5-8). Art k sar n olmad m söyleyince de “ Bebekken sar nd n.. der.. Renoir’in tablosunda bana birden bire seni hissettiren genç k z da sar nd ” (X/57-12). Üzerinde dönüp durdu um bir gerçek, dönüyorum a k ile ve dikkatle, kimi saç lm , kimi uçu an ebnemleri esirgeyerek (XI/7-5). (I/146-18), (II/10-7), (II/10-7), (II/117-2), (II/117-4), (II/118-13), (II/118-27), (II/11835), (II/118-37), (II/118-38), (II/118-39), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118- 200 44), (II/118-44), (III/5-1), (III/61-8), (III/122-5), (III/122-12), (III/189-10), (IV/13-1), (IV/224-s), (IV/224-s), (V/105-1), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-12), (V/105-12), (VI/7-1), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/90-1), (VI/13311), (VI/142-11), (VI/172-3), (VI/172-3), (VI/196-4), (VI/270-7), (VII/13-10), (VII/162), (VII/37-6), (VII/279-12), (VII/279-12), (VII/279-13), (VII/279-23), (VII/279-24), (VII/279-25), (VIII/7-17), (VIII/7-17), (VIII/106-1), (VIII/106-3), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/107-16), (VIII/107-18), (VIII/108-30), (VIII/108-30), (VIII/10830), (VIII/211-17), (VIII/310-6), (VIII/345-1), (VIII/345-1), (VIII/345-3), (VIII/345-4), (VIII/345-5), (VIII/345-9), (VIII/345-13), (VIII/345-18), (VIII/349-1), (VIII/349-1), (VIII/454-2), (VIII/454-10), (VIII/455-19), , (IX/5-8), (IX/5-8), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/57-13), (IX/67-4), (IX/67-4), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/97-9), (IX/97-9), (IX/167-2), (IX/167-2), (IX/177-1), (IX/57-12). (X/5826), (X/59-50), (X/59-56), (X/59-61), (X/60-65), (X/60-65), (X/60-67), (XI/11-3), (XI/16-7), (XI/55-7), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-12), (XI/155-1), (XI/155-1), (XI/155-4), (XI/221-4), (XI/221-5), (XI/221-11), (XII/16-13), 2.1.5.3.5. Tekrar grubunun zarf tümleci olmas0 O k yamet günler yâd na dü er, deyi derdi, zaman zaman (II/10-3). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran… (II/10-10). Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu: (II/10-13). Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l , izlenimi b rakm t , a r a r akan, bula an (III/5-12). Akraba fertlerini, evdekileri, hatta kom ular ona teker teker anlatt m, taklitlerini bile yapt m (III/61-2). Ba bakan türlü parçalara ayr lm , her bir parças ayr ayr yenilip tüketiliyordu (III/122-10). Genç kafas n n ilk muhte em isyan ile çocuk, bir elini siper edip kendine, geri geri kaçt (IV/13-1). 201 … bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek ah’a k zmaz, hatta zaman zaman yazmay b rak r gülerek küçük k z oyalard (VI/17-12). Yava yava kendine do ru yakla an gençleri bekliyor, kollar gev ek iki yan na sarkm . (VII/279-6). Ve sen mi yi ittin "lhan, imdi u sütü bozuklar n aras nda uslu uslu yürüyüp giden? (VII/279-20). (II/118-38), (III/61-4), (III/188-1), (VI/196-4), (VIII/7-17), (VIII/107-12), (VIII/10718), VIII/211-15), (VIII/345-1), (VIII/345-2), (VIII/345-10), (VIII/454-7), (VIII/45419), (IX/5-3), (IX/57-12), (IX/77-10), (IX/88-7), (IX/117-4), (IX/167-2), (XI/55-3), (XI/221-18), (XII/10-27), (XII/16-13). 2.1.5.3.6. Ba;lama grubunun zarf tümleci olmas0 Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar (I/146-6). Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve &slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). Sultan Alp Arslan, M s r’ halife nam na idare eden Nas r üd Devle’nin kendisi ile mücadele eden rakiplerinden kurtarmas için, ona müracaat eylemesi ve Fat mi halifelerinin yerine Abbasi halifesini tan maya haz r oldu un bildirilmesi üzerine, büyük bir ordu ile Suriye, M s r seferine ç kagitmekte…(II/118-33). ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin , hepsi ayr bir yüktü Zeki için, Sosyal Demokratlar’ benimsiyor, onlar ayd n ve uygar buluyordu (III/122-7). M sri, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu.. fakat bu soruyu kafas ndan att , (VI/207-2). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n 202 önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri…(VII/16-2). Katk s z, sert, içten gelen bir ahenkle sarma dola olmu yatay, dikey, içleri bo , dolu kutular, çizgiler (VIII/107-6). Hiçbir ey hissetmeden, a z ndan ç kanlar n manas n bile kavramadan beni taklit ederek, sab rla çal t (VIII/108-30). Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü; minicik billur parçalar misali, sesi hlamur k vam nda: …(IX/5-3). (II/10-6), (VII/66-2), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (IX/5-8), (IX/37-8), (IX/157-6), (X/577), (XI/7-5), (XI/16-7), (XI/155-17). 2.1.5.3.7. Bulunma ve ayr0lma grubunun zarf tümleci olmas0 Kas m, ne istedi ini bilen, uslu bir çocuktu, saatlerce yaz yazmaya çal r, bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek ah’a k zmaz, hatta zaman zaman yazmay b rak r gülerek küçük k z oyalard (VI/17-12). Sözler hiç bitmedi, a zdan a za dola t (VIII/211-7). Ay e, bir elinde çay barda , bir elinde sigara aralar na girdi, “Nas ls n sevgilim?” diye Berrin’in iki yana ndan öptü, Mehmet’e gülücükler saçt (IX/37-8). Art k sar n olmad m söyleyince de “ Bebekken sar nd n.. der.. Renoir’in tablosunda bana birden bire seni hissettiren genç k z da sar nd .” (X/57-12). 2.1.5.3.8. art ekiyle kullan0lan zarf tümleçleri Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Hele bir de bu begler , Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar direniyorlard … (II/117-7). tuttuklar na ba indirmemek için 203 Dur imdi, e er kurband ysam, kan m vermeye dahi sürükledi, (ler). diyorsam ki öyle de olmu tu, yine bir safl k ifadesi de il mi. (III/5-16). Sertçe çekti kolunu, kurtard Halime’nin elinden, homurdand : - Hem öyle bir daha ç kma benim önüme, bir derdin varsa, anaya de (IV/97-2). .. fakat bu soruyu kafas ndan att , o bir müritti ve çok sevdi i eyhi ne derse onu yapmak mecburiyetindeydi; bo u bo una dememi ler eskiler, “:eyh bir rüzgârsa mürit, önünde uçu an bir sonbahar yapra d r” diye;…(VI/207-2). M sri sanki arkada n n söylediklerini hiç i itmemi gibi; “-Bilir misin, dedi, kime, neye bir ders almak arzusuyla bakarsan, onu yarat lm oldu u maksada do ru yolcu bulursun (VI/321-9). Böyle bir element ve ben nedense kendimi bir Tanr ça’dan ziyade, SELENYUM olarak hissettim, yahut da hiç! (VII/37-6). Son s n fta ameliyat geçirmeseydi, devams zl olmasayd , ba ar l olurdu Selen, bir fakülteyi kazan rd , ama ne yapay m ki…(VII/48-10). Boyac ya para ödüyor. “Nerden incelirse ordan kopar! (VII/279-3), Dü man n silahlar n bilmezsen onunla mücadele edemezsin (VIII/310-2), (II/10-14), (II/118-42), (III/5-16), (VII/59-19), (VII/73-5), (VIII/211-8), (VIII/310-6), (VIII/345-4), (VIII/345-5), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (IX/5-2), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/27-4), (IX/47-2), (IX/157-7), (XI/155-4), (XI/155-9), (XI/155-14). 2.1.5.3.9. Farkl0 özellikte olan kal0plar0n zarf yapmas0 Bu s ra, El-Basan ise; öfkesi tuttu mu kara ta kül eyleyen Af in Beg önünde sapa yer gözetirken, Sivas’ta Manuel ordusuna kar geliptir (II/118-39). …bilmem Konya’da yaln z ya ayaca m dedim, sonra "stanbul’a tayinimi yapt rd m, hiç mi hiç kar mad lar (III/61-6). Babam gülmedi, kendi kendine söylenir gibi usulca: -A k güzel bir eydir.. dedi…(X/59-42). 204 Cümleye ak l da tmaya pek merakl olan profesör – her halde Tülin’e göz önünde bir yer bulmak için olsa gerek – kad nca za oturdu u daireye birkaç ö renci al p, buras n bir küçük pansiyon haline getirmesini “önermi .”(VII/13-10). " te 1960’lar n bahar nda toprak, kar suyunu yava yava emip içine sindirirken, ükranlar n ifade etmek için olsa gerek, ba r ndan akçabardaklar f k rtm t (VIII/717). 2.2.YAPISINA GÖRE CÜMLELER Söz dizimi çal malar nda cümleler çe itli yönlerden incelenmektedir.Genel olarak dilciler cümleyi yap ve yükleme göre incelerler.Yüklem cümlenin en temel ö esi oldu undan yüklemin cinsi, ta d anlam ve yeri de inceleme konusu olmu tur. Türkçede genel olarak cümleler yap s na, yükleminin türüne, yükleminin yerine ve anlam na göre s n fland r lm t r. 2.2.1. Basit Cümleler "çinde tek yarg bulunduran yani tek bir çekimli fiil veya isimle kurulmu cümledir."ncelememizde basit cümleleri, basit isim cümleleri ve basit fiil cümleleri eklinde gruplad k. 2.2.1.1. Basit isim cümleleri Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da "ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4). Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak (I/146-7). A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu (I/146-8). Sonbahar n ba lang c (I/146-9). "nsanlar n sopalar de i ik, yaln zl klar n n cinsine göre (VII/81-1). Fakat bende de i en nedir? (VII/81-9). Fakat babas n n burada i i ne? (VII/279-10). 205 Ve sen mi yi ittin "lhan, imdi u sütü bozuklar n aras nda uslu uslu yürüyüp giden? (VII/279-20). (II/10-1), (II/10-2), (II/9-1), (II/10-9), (II/10-10), (II/10-12), (II/117-9), (II/117-10), (II/117-11), (II/118-16), (II/118-17), (II/118-25), (II/118-26), (II/118-29), (II/118-31), (III/5-8), (III/5-9), (III/5-10), (III/5-13), (III/5-14), (III/5-19), (III/61-12), (III/61-13), (III/122-8), (III/122-11), (IV/103-2), (VIII/7-2), (VIII/7-6), (VIII/7-8), (VIII/107-5), (VIII/107-6), (VIII/107-8), (VIII/107-9), (VIII/107-13), (VIII/107-16), (VIII/107-19), (VIII/107-19), (VIII/107-20), (VIII/107-25), (VIII/211-9), (VIII/211-16), (VIII/310-3), (VIII/310-8), (VIII/310-19), (VIII/345-1), (VIII/345-8), (VIII/454-1), (VIII/454-16), (VIII/455-18), (VIII/455-20), (VIII/455-21), (IX/5-4), (IX/5-7), (IX/7-1), (IX/17-1), (IX/17-2), (X/58-23), (X/58-24), (X/58-31), (X/58-36), (X/59-41), (X/59-46), (X/5948), (X/59-59), (XI/7-1), (XI/55-4), (XI/155-2). 2.2.1.2.Basit fiil cümleleri Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar (I/146-6). Say lar on be ile on alt y bulan aile topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar (I/146-11). Bütün bu ameliye s ras nda en küçük bir ac bile hissedilmiyor (I/146-13). Sonradan bu ufak yaralar yer ediyordu (I/146-14). Onun için, a y kapal yerlere yap yorlar (I/146-15). Me er orada bir yaln z çoban yakt ate in kar s nda uyuyakalm m (V/105-4). Hayret, hiç iz kalmam t ! (VI/158-1). M sri Mardin’deki çal malar ndan hocas Abdurrezzak Efendi’den ve ö rencileri olan dört o lan karde ten bahsetmi ti Süleyman’a (VI/188-7). Bende, benimle, benim gönlümde bulamazs n gerçe i (VII/81-14). (I/146-2), (I/146-3), (I/146-17), (I/146-19), (I/146-20), (I/146-21), (II/10-4), (II/10-5), (II/10-7), (II/10-8), (II/9-2), (II/10-11), (II/117-2), (II/117-3), (II/117-4), (III/5-12), 206 (II/117-6), (II/117-8), (II/118-18), (II/118-19), (II/118-21), (II/118-22), (II/118-23), (II/118-24), (II/118-28), (II/118-30), (II/118-32), (II/118-33), (II/118-39), (II/118-45), (II/118-46), (II/118-47), (III/5-1), (III/5-7), (III/5-12), (III/61-14), (III/122-1), (III/1226), (III/189-12), (III/189-13), (IV/13-1), (VII/81-17), (VII/81-19), (VII/279-1), (VII/279-2), (VII/279-4), (VII/279-7), (VII/279-13), (VII/279-16), (VII/279-21), (VII/279-23), (VIII/7-1), (VIII/7-4), (VIII/7-13), (VIII/7-17), (VIII/8-18), (VIII/8-19), (VIII/106-1), (VIII/106-2), (VIII/107-10), (VIII/107-14), (VIII/107-15), (VIII/107-18), (VIII/107-21), (VIII/107-22), (VIII/107-26), (VIII/107-27), (VIII/108-30), (VIII/21112), (VIII/211-13), (VIII/310-1), (VIII/310-10), (VIII/310-11), (VIII/310-13), (VIII/310-14), (VIII/310-15), (VIII/345-14), (VIII/454-15), (VIII/455-17), (VIII/45519), (IX/5-5), (IX/5-6), (IX/7-3), (IX/27-3), (IX/27-4), (IX/27-12), (IX/67-4), (IX/88-6), (IX/97-9), (IX/108-5), (IX/117-4), (IX/127-14), (IX/127-15), (IX/167-2), (IX/177-2), (X/57-2), (X/57-3), (X/57-5), (X/57-7), (X/57-10), (X/57-14), (X/57-18), (X/58-20), (X/58-21), (X/58-22), (X/58-27), (X/58-30), (X/59-40), (X/59-52), (X/59-57), (X/6066), (X/60-67), (XI/16-7), (XI/55-1), (XI/55-7), (XI/55-9), (XI/55-10), (XI/155-1), (XI/155-8), (XI/155-12), (XI/221-2), (XI/221-4), (XI/221-8), (XI/221-12), (XI/221-15), (XI/221-17), (XII/15-13), (XII/16-13). 2.2.2. Birle1ik Cümleler Temel cümle ile temel cümleyi çe itli yönlerden tamamlayan bir veya birden fazla cümleden olu an cümlelerdir. Birle ik cümlelerde yan cümle veya cümleler de asl nda birer cümledir; ancak bu cümlelerin görevi ana cümleyi tamamlamakt r. Birle ik cümle çe itleri konusunda de i ik görü ler vard r. “Türkçede artl birle ik cümle, ki’li birle ik cümle olmak üzere ba l ca iki çe it birle ik cümle vard r.Bunlara üçüncü bir birle ik cümle çe idi olarak iç içe birle ik cümleyi de ilave edebiliriz.”(Ergin, 1985, 404). T.Banguo lu birle ik cümleleri anlam ve yap bak m ndan s n fland r r: “a.Ba cümleyle anlamca ilgili, fakat onunla ayn hizada bir ikincil cümleden meydana gelen birle ik cümleye yan yana birle ik cümle deriz.Burada ikincil cümle yan cümle ad n al r: 207 “Tabancas n çekiyor ve ona ate ediyor.”, “Çantas n al p evden ç km .” Bir ba cümleyle anlamca gerçekle mesi onun varl na ba l bir ikincil cümleden meydana gelen birle ik cümleye altalta birle ik cümle deriz.Burada ikincil cümle altcümle ad n al r.” (Banguo lu, 1986, 547). Yap bak m nda da tümleme birle ik cümle ve karma k birle ik cümle olarak ikiye ay r r.Tümleme birle ik cümleleri art cümlesi, ilinti cümlesi, ba lam cümlesi olmak üzere ay r r.Karma k cümleyi zarf-fiil cümlesi, s fat-fiil cümlesi ve ad-fiil cümlesi olarak s n fland r r. “Yan önermeleri temel önermeye özne, nesne, tümleç olan ya da bu ö elerden birini tümleyen bile ik tümcelere giri ik tümce ad verilir.”(Gencan, 2001, 156). Fiilimsilerin kullan ld cümlelere, fiilimsilerin çekimli fiillere çevrilebilmesinden dolay bile ik cümle der. “Baz dilciler yan cümlenin ana cümle ile kurdu u ilgiye göre yan cümleyi, dilek ve ko ul bildiren yancümleler, temel cümleye ki ba lac yla ba lanan yancümleler, soru ekiyle ba lanan yancümleler, ilgeçli yancümle, de il olumsuzluk ko ac yla ba lanan cümleler olarak s n fland rmak suretiyle birle ik cümleyi grupland rm lard r. Ayr ca fiilimsilerle kurulmu basit yap daki cümleleri giri ik cümle kabul ederler.” (Atabay, Özel, Çam, 2003, 95). Bu görü e itiraz eden, giri ik cümle s n fland rmas n kabul etmeyen bir dil ara t rmac s n n görü leri de öyledir: “Cümle bir yarg birimidir. Cümlenin olu abilmesi için mutlaka yüklem dedi imiz çekimli bir fiile ihtiyaç vard r. Çekimlenmemi ; ekil, zaman ve ah s ekleri almam fiil kök veya gövdeleri yüklem say lamazlar. Ba ka bir deyi le mastar, zarf-fiil, s fat-fiil ekleri alan fiil kök ve gövdeleri ancak bir kelime grubu olu turabilirler; bir yarg y tam ifade eden cümleyi olu turamazlar.”(Fidanc , TD, 1996, say 534, 1319). Yrd. Doç. Dr. Mahmut Fidanc yukar daki sözleriyle giri ik cümleyi kabul etmedi ini belirtir. 208 L.Karahan da bu tür cümleyi kabul etmez:“Tek yarg l her cümle basit cümledir."sim-fiil, s fat- fiil ve zarf- fiillerin di er isim, s fat ve zarflardan görev bak m ndan hiçbir farklar yoktur ve bu kelimelerin varl basit cümlenin yap s n etkilemez.(Karahan, TD, 1994, say 505, 19) Çal mam zda birle ik cümleleri artl birle ik, ki’li birle ik ve iç içe birle ik cümle olarak ele ald k. 2.2.2.1. artl0 birle1ik cümleler .art kipi ile kurulmu bir yan cümlenin art, sebep, benzetme gibi ilgilerle ana cümleye ba land cümlelerdir. M.Ergin bu cümleyi Türkçenin as l birle ik cümlesi olarak kabul eder ve Türkçede ba lang çtan beri bulundu unu bildirir.(Ergin, 1985, 405). Ana cümleye genellikle zarf olarak ba lanan art cümlesi istek fonksiyonunda müstakil cümle de kurar. 2.2.2.1.1. artl0 cümlenin zarf olarak kullan0lmas0 E er kim, senin Hindistan seferlerinden birinde, hakanl k hevesine dü erse, netice mü kül olur! (II/10-14). Hele bir de bu begler, Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard … (II/117-7). Dü man n silahlar n bilmezsen onunla mücadele edemezsin (VIII/310-2). E er kendini tam tan y p, varl n uuruna varm olsayd n.. gidebilirdin (VIII/310-6). E er ilk defa ba na gelenden, bir ey ö renememi sen ayn olay çe itli çehrelerde devam edip durur (IX/47-2). Alsayd m yan ma Berrin Han m’ ya da Mehmet’i beni yürütürlerdi elbet (IX/157-7). 209 :ükrü bilirsen, Allah’ n sana daha çok verece ini, bizzat kendi ya ant m zla ö rendik (XI/155-14). Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar. (I/146-12). 2.2.2.1.2. artl0 cümlenin nesne olarak kullan0lmas0 Bazen co kulu; gözlerine ye il benekler dü tü ü bile oluyor, kahkahalarla gülüyor, beni kuca na al p dört döndürüyor odan n içinde, akl m za ne gelirse konu uyoruz. (VIII/454-10). 2.2.2.1.3. art0n istek i1levinde kullan0lmas0 Sevim abla… dedim… ke ke Tülin’e bir tel çekseydik, ama ne diyebilirdik? (VII/59-19). .öyle alsam elime bir cetvel, sa taraftan u kadar milim, sol taraftan u kadar milim girilecek a z diye ölçebilirim ve o ölçü hiç a maz (VIII/454-9). 2.2.2.2. ç içe birle1ik cümle Temel cümlenin içinde ba ka bir cümlenin daha oldu u ve iç cümlenin, ana cümlenin bir unsuru oldu u cümlelerdir."ç cümle ana cümlenin genellikle nesnesi durumundad r. Bu cümlelerde yüklem daha ziyade “de-, zannet- san-, gör-, dü ün-, farzet-” fiillerinin çekimli ekilleridir. 2.2.2.2.1. Yard0mc0 cümlenin nesne olarak kullan0lmas0 Ald rma han m, yap bir kahve… dedi Zeki… (III/189-11). Hüseyin oldu u yerde salland , kin doluydu sesi nefret doluydu: - Ba ka bir söz bilmez misiniz ya’u!.. (IV/10-1). 210 Sertçe çekti kolunu, kurtard Halime’nin elinden, homurdand : - Hem öyle bir daha ç kma benim önüme, bir derdin varsa, anaya de. (IV/97-2). Çoban boyun büküp: “ Namaz k l p, Rabbime ükrediyordum a am.” demi (V/105-12). M sri sanki arkada n n söylediklerini hiç i itmemi gibi; “-Bilir misin, dedi, kime, neye bir ders almak arzusuyla bakarsan, onu yarat lm oldu u maksada do ru yolcu bulursun. (VI/321-9). Sevim abla… dedim… ke ke Tülin’e bir tel çekseydik, ama ne diyebilirdik? (VII/59-19). Mehmet’in nakarat : “Kendini tan , gönlünün derinliklerine in, hakikati orada ke fedecek ve rahatlayacaks n.” (VII/81-10). Ellerin, gözlerin hatta ruhun olay m, istiyorsun Sevgi. (VII/81-13). Eh imdi Mehmet… derdim… yani Allah tek de il mi, yoksa seninki ba ka, benimki ba ka m ? (VII/81-22). Yan ndakilere:”- Gidiyoruz i te.. diyor.. silahlar n z cebinize koyun, ay p oluyor! (VII/279-17). (VI/290-10), (VII/279-25), (VIII/107-11), (VIII/107-29), (VIII/310-4), (VIII/345-21), (VIII/454-14), (IX/5-8), (X/57-12), (X/57-16), (X/57-17), (X/59-44), (XI/155-7), (XI/155-13), (XI/155-15), (XI/155-16), (XI/221-10). 2.2.2.2.2. Yard0mc0 cümlenin zarf olarak kullan0lmas0 Durup durup bana : “:imdi u Sünbül amcan n k z m yd , yoksa evdeki yard mc m ?..” Yahut “Yengenin ismi Kadriye miydi, yoksa Mehtap m ” diye sormaya ba lad .” (II/61-4). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm önündeki… (VII/16-2). ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n 211 E er gören olmu sa hafta sonundaki öz ele tiri toplant s nda “ O gün topra n üstünde yatarken, hiç gere i yoktu ama gülümsedim.” diye itiraf etmem laz m gelir (VIII/345-4). Bo arap i esini çöp tenekesine atarken, ” Ke ke ben de içebilseydim.. diye dü ündüm.. imdi böyle bo lukta bulmazd m kendimi.” (X/59-61). Mehmet, onun arkas n dönüp, ormana dald n gördü: “Ö len olmadan var r köye…” diye geçti akl ndan. (IV/224-s). Zarf Elimde olmadan ben gülümsedim sana, sonra akl m ba ma geldi, çevreyi ara t rd m, gören oldu mu? diye (VIII/345-3). 2.2.2.3. Ki’ li birle1ik cümle “Ki; iki eylemi, tümce veya bir ad ile eylemi, bir ad ile onun aç klamas olan tümceyi birbirine ba lar. ki’den önceki ögeye temel tümce, sonrakine ise yan tümce denir. Tümce + ki + tümce ” (Eker, 2005, 484). Bir cümlenin ana cümle durumundaki ba ka bir cümleye “ki” ba lac yla ba land cümlelerdir. Bu tür cümlelerin özelli i ana cümlenin ba ta, yan cümlenin sonda olmas d r.Bu yap Türkçeye has bir yap de ildir.Cümleden “ki” ç kar l r ve yap normal Türkçe cümle yap s na döndürülürse ayk r l k yer de i tiren unsurlarda aç kça görülür. Ki’den önce gelen unsur isim ise yan cümle temel cümlenin bir ö esinin aç klay c s d r. Çal mam zda bu yap daki cümlelere az rastlad k, bu ba lac n daha çok di er ba lama edatlar gibi kullan ld n tespit ettik. 2.2.2.3.1. Yard0mc0 cümlenin özne olarak kullan0lmas0 Öyle bir ordu kim, Horasan erlerini, Irak Türkmenleri’ni.. Ak Topraklar’a ak n edenleri toplayagörmü içinde, ota larca yi it (II/118-34). 212 Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde. (II/118-35). Nas l bir rezillik ki, o y ldan beri bu y la karg lansa yetmesi yok (II/118-42). Öyle maceralar anlat yorsun ki, onlar ya am olmana imkan yok (X/59-47), 2.2.2.3.2. Yard0mc0 cümlenin nesne olarak kullan0lmas0 .imdi bilin ki insan hareket ve çal malar n n çe itli olu u, insanlar n dört ayr merhalede bulunu lar ndan dolay d r (VI/311-12). Bilirsiniz ki, sevgiyle bakmas n bilen gerçek ibadeti buland r, çünkü o, bakt her yerde yaln z O’nu görür (XI/55-2). 2.2.2.3.3. Yard0mc0 cümlenin zarf olarak kullan0lmas0 Sen kendin o kadar bencilsin, bütün insanlara kar o kadar ilgisizsin ki hiç Allah’ n bir kulu için k l n k p rdatmazs n (VII/27-21). O kadar srar etti ki, elinden nas l kurtulaca m bilemedim (IX/137-7). 2.2.2.3.4. “ki” ba;lac0n0n cümle sonunda bulunmas0 Son s n fta ameliyat geçirmeseydi, devams zl olmasayd , ba ar l olurdu Selen, bir fakülteyi kazan rd , ama ne yapay m ki…(VII/48-10). Kim yaln z de il ki…(VII/80-2). Bu iiri ezberledi im zaman daha dilim dönmüyordu, fakat inan r m s n, beynimde garip ve dahi o kadar derin bir iz b rakt ki… (XII/84-2). Oysa o kadar kolay sevebilen bir kad n ki…(IX/5-7) 213 2.2.3. Ba;l0 Cümleler Aralar nda anlam ili kisi bulunan ve ba lama edatlar yla birbirine ba lanm s ral cümlelere ba l cümle denir. S ral cümlelerden fark bir ba lama edat yla cümlelerin birle tirilmi olmas d r. Çal mam zda kar la t m z ba l cümleler a a da gösterilmi tir 2.2.3.1. “ama “ ba;lama edat0yla ba;lanan cümleler Hakl s n, dediler ona, ama bu mesele senin ba na gelmeyince, o mahcubiyeti ya amad kça, gereken gayreti bu kadar iyi göstermeyebilirdin (VI/172-3). Gerçi Allah a k kalbine dolarken yava yava , Melek ah silinivermi ti ama, yine de a rd i te kendi rahatl na… (VI/196-4). Polonya sava n n yine zaferle neticelenece ini gönül biliyordu ama M sri bu zaferi küçümsüyordu, onca bu, fakir fukara bir adam n bir gün için kuzu budu yiyip, sevinmesi gibi bir eydi!.. (VI/270-7). Son s n fta ameliyat geçirmeseydi, devams zl olmasayd , ba ar l olurdu Selen, bir fakülteyi kazan rd , ama ne yapay m ki… (VII/48-10). Bulgar ismi kullan yor ama, Asya’dan geldi ine yemin edebilirim.(/VIII/34511). Küçük ya dan gözlenme e al md r bilirsin, hareketlerimin hesab n verme e, ama bu kadar … beni bile çok a rt yor (VIII/345-20). Bana belli etmeme e çal yor ama dava u runda harekete geçenleri, canlar n kaybedenleri küçümsedi ini hissediyorum… (VIII/454-13). Bizimkinden çok üstün bir bilincin var oldu unu kabul ediyorum, bir yerlerde ama, asla yan mda de il (XI/27-9). 2.2.3.2.“ve” ba;lama edat0yla ba;lanan cümleler Mektubun tarihi; 1 Nisan 1818 ve Edirne’den, "ngiltere’deki Bayan Sarah Cisyil’e yaz lm (I/146-5). 214 O zaman aile reisleri, ailelerinde çiçek hastal olmad na tutulmu kimse olup n ö reniyor ve birkaç aile toplan yorlar (I/146-10). Rabb’in düzenindeki “denge” kavram n hiç unutma; bollu un kar s nda z tt olan k tl k, ac n n kar s nda, rahatl k vard r ve bu düzen içre her kavram ve olay kar s nda her ey z tt ile vard r.(VI/11-2). Böyle bir element ve ben nedense kendimi bir Tanr ça’dan ziyade, SELENYUM olarak hissettim, yahut da hiç! (VII/37-6). .imdi her eyi anl yor ve Tülin’den korkmuyorum… (VII/81-8). Çünkü nas l olsa rapor edilmi tir ve durup dururken gülememe de, bir inand r c mazeret bulamam. (VIII/345-5). .öyle alsam elime bir cetvel, sa taraftan u kadar milim, sol taraftan u kadar milim girilecek a z diye ölçebilirim ve o ölçü hiç a maz. (VIII/454-9). Evimi yerle tirip düzenledim ve resmen ta nd m ilk gece babam , yeme e davet ettim (X/57-1). Onu geçirdikten sonra, kap y usulca kapatt m ve bir zaman durup, merdivenden ayak seslerini dinledim (X/59-56). (I/146-12), (I/146-23), 2.2.3.3.“ki”, “de;il” ba;lama edatlar0yla ba;lanan cümleler Her an silah çekebilece ini sanmaktad rlar ki "lhan’ n gülmesi geliyor durumun ciddiyetine ra men. …(VII/279-8). Demek, sessizce ve umudumu kendime bile belli etmemeye çal arak, pek bekliyormu um ki; ondan askere gidece ine dair bir mektup al nca bozuldum. (VIII/349-1). Dur imdi, e er kurband ysam, kan m vermeye dahi sürükledi, (ler) diyorsam ki öyle de olmu tu, yine bir safl k ifadesi de il mi. (III/5-16). Ku kanad de il hançer!..(VIII/107-19). 215 2.2.3.4. “yoksa”, “ancak”, “yahut” ba;lama edatlar0yla ba;lanan cümleler Karakterim mi ben oluyor, yoksa ben mi o? (X/59-51). Dile de ükredin, ancak davran lar n zla, insanlara verdiklerinizle, bu ükrünüzü hayata geçirin (XI/155-17). Kendi gösterdi i sebep ise, bir milyon birinci olabilir yahut asla “sebep” de il (VII/7-6). Böyle bir element ve ben nedense kendimi bir Tanr ça’dan ziyade, SELENYUM olarak hissettim, yahut da hiç! (VII/37-6). “Can m toprak” ”Ana toprak” falan filan gibi övgülerin yaln z alanlar taraf ndan, ald klar sürece yap ld n da bilmez, yahut bilmek istemez! (VIII/7-16). 2.2.3.5.“hem…hem”, “ne….ne”, “hem” ba;lama edatlar0yla ba;lanan cümleler Hem istedim, hem istemedim. (X/58-29). Benim için mühim olan ne de i mesi gereken iktidar, ne Koçsa’n n gül can n s kmamak, ne de Y"SK’in gelmesi dü ünülen iktidar destekleme karar olmas d r (VII/42-2). Tülin çok zengin, hem bir ideali var (VII/81-4). 2.2.3.6.“çünkü”, “fakat”, “halbuki” ba;lama edatlar0yla ba;lanan cümleler Ba aracaks n, çünkü ar yorsun (VII/81-16). Bilirsiniz ki, sevgiyle bakmas n bilen gerçek ibadeti buland r, çünkü o, bakt her yerde yaln z O’nu görür (XI/55-2). As l suçlu olarak onlar kabul ediyorlar, fakat içlerinde babam gibi her eyden habersiz kimseler de bulunmal Bu (VIII/211-17). iiri ezberledi im zaman daha dilim dönmüyordu, fakat inan r m s n, beynimde garip ve dahi o kadar derin bir iz b rakt ki… (XII/84-2). 216 Aysan’a, Amerika’da diye ans tan mad k… diyordu Bulgurlu; halbuki, bu artlarda, ilk akl m za gelen, o olmal yd (III/189-4). 2.2.4.S0ral0 Cümleler Yap ca ba ms z, anlamca ba ml cümlelerin virgüllerle birbirine ba lanmas ndan olu mu cümle tipidir. S ral cümleyi olu turan cümlelerin yüklemleri çekimli olduklar ndan cümleler tek ba lar na da kullan labilirler. Aralar nda ö e ortakl olan s ral cümlelere ba ml s ral cümle, ö e ortakl olmayan s ral cümlelere de ba ms z s ral cümle denir. “Kaya Bilgegil s ral cümlelerle ilgili olarak u aç klamalar yapmaktad r: Ayn unsur veya anlam ilgisinin ortak veya farkl görevle birden ziyade cümlede ard arda yer almas s ral cümleleri meydana getirir. Bu hali hem basit cümlede hem temel cümlede hem yan cümleciklerde hem de giri ik ve artl cümlelerde görmek mümkündür. S ral cümleler dört ana ba l k alt nda toplanabilir. -Basit cümleden meydana gelen s ral cümleler -Temel cümlelerden meydana gelen s ral cümleler -Yan cümleciklerden meydana gelen s ral cümleler -.artl cümlelerden meydana gelen s ral cümleler”(Bilgegil, 1963, 88). Baz dilciler taraf ndan birle ik cümle içinde de erlendirilen (Gencan, Atabay, Banguo lu). s ral cümle konusunda hala birliktelik yoktur. “S ral cümle en az iki basit yal n cümlenin bir anlam ba lant s yla ard arda s ralanmas ndan meydana gelen cümledir. Ayr ca baz dilciler gibi de i ik türdeki birkaç birle ik cümlenin virgül, noktal virgül vb. i aretlerle veya ba lama edatlar yla birbirine ba lanmas sonucu meydana gelen cümlelere s ral cümle dememeliyiz. Bunlar için “katmerli birle ik cümle” kavram n kullanmak bize daha do rudur. Çünkü s ral cümlede aslolan “basit” cümlelerin varl d r.”(Fidanc , TD, 1996, say 534, 1320). Çal mam zda s kça rastlanan s ral cümleleri türlü yap daki cümlelerden olu tu unu tespit ettik. 217 Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r (I/146-1). Çoban bu görkemli zat kar s nda duralam , utanm , sesi k s k ç km ; “Çorban yoktur a am, lakin taze sütüm var (V/105-6). Sana süt s tay m, ekme im de yok, lakin bu sabah derledi im armutlar var, sana armut vereyim.” (V/105-7). Lakin imdi gönlü ate inin n izlemeliydi, onlara sanki birer büyük adamm lar gibi konu tu (VI/107-1). "malathane, kocaman, oldukça lo , ambar gibi bir yerdi, ocaklar n üstünde kocaman kazanlar vard , her bir kazan n üstünde ise, tavandan sarkan bir tahta tekerlek bulunuyordu, yandan uzanan ipi çekilince bu tahta tekerlek dönüyor, üzerine as lm , ince pamuk iplikleri döndürüyordu (VI/133-1). IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi isimlerle an lan SarayCedid’de oturmay tercih ediyordu, bu saray ehrin d nda, Tunca Nehri’nin bat s ndaki geni düzlüklere kurulmu tu. (VI/251-1). Bak "lhan’dan bahsediyorduk, hiç dü ünmez misin, çocu un buraya geli gidi günleri saatleri belli mi, niçin bizim evin önünde vursunlar onu? (VII/22-16). — Tamam i te ben de ayn eyi söylüyorum, hepimizin elinde tutaca bir sopaya ihtiyac m z var (VII/81-3). Selen bazen anlay s z oluyorsun, Tülin’in sopas , u senin ideali dedi in ey (VII/81-5). (I/146-16), (I/146-18), (I/146-22), (II/10-3), (II/10-6), (II/10-13), (II/117-1), (II/117-5), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-15), (II/118-20), (II/118-27), (II/118-35), (II/118-37), (II/118-38), (II/118-41), (II/118-43), (II/118-44), (III/5-3), (III/5-11), (III/5-15), (III/516), (III/5-17), (III/5-18), (III/5-19), (III/61-1), (III/61-2), (III/61-3), (III/61-5), (III/616), (III/61-7), (III/61-8), (III/61-9), (III/61-10), (III/61-11), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-5), (III/122-7), (III/122-9), (III/122-10), (III/122-12), (III/188-1), (III/188-2), (III/188-3), (III/189-5), (III/189-6), (III/189-7), (III/189-8), (III/189-9), 218 (III/189-10), (III/189-14), (IV/97-2), (IV/224-s), (V/105-1), (V/105-2), (V/105-3), (V/105-5), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-10), (V/105-11), (VI/7-1), (VI/17-12), (VI/277), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/142-11), (VI/207-2), (VI/238-1), (VI/241-4), (VI/261-13), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/301-10), (VII/32-2), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/81-6), (VII/81-7), (VII/81-11), (VII/81-12), (VII/81-15), (VII/81-18), (VII/81-20), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/279-3), (VII/279-5), (VII/279-6), (VII/279-9), (VII/279-11), (VII/27912), (VII/279-15), (VII/279-18), (VII/279-19), (VII/279-24), (VIII/7-3), (VIII/7-5), (VIII/7-7), (VIII/7-9), (VIII/7-11), (VIII/7-12), (VIII/7-14), (VIII/7-15), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-7), (VIII/107-12), (VIII/107-19), (VIII/107-20), (VIII/107-23), (VIII/107-24), (VIII/107-28), (VIII/211-7), (VIII/211-8), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-14), (VIII/211-15), (VIII/310-5), (VIII/310-7), (VIII/310-9), (VIII/310-12), (VIII/310-16), (VIII/310-17), (VIII/310-18), (VIII/344-1), (VIII/345-2), (VIII/345-3), (VIII/345-6), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-12), (VIII/345-13), (VIII/345-15), (VIII/345-18), (VIII/454-2), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-4), (VIII/454-5), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-10), (VIII/454-12), (VIII/454-21), (IX/5-1), (IX/52), (IX/5-3), (IX/5-9), (IX/5-10), (IX/7-2), (IX/17-3), (IX/27-4), (IX/37-8), (IX/37-9), (IX/47-3), (IX/57-13), (IX/57-14), (IX/67-5), (IX/77-9), (IX/77-10), (IX/88-7), (IX/978), (IX/108-4), (IX/117-3), .(IX/127-14). (IX/137-8), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/157-6), (IX/167-1), (IX/177-1), (IX/177-3), (IX/185-18), (IX/185-19), (X/57-4), (X/57-6), (X/57-8), (X/57-11), (X/57-13), (X/57-15), (X/57-19), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-28), (X/58-33), (X/58-34), (X/58-37), (X/59-38), (X/59-39), (X/59-42), (X/5943), (X/58-49), (X/59-50), (X/59-53), (X/59-54), (X/59-55), (X/59-60), (X/59-62), (X/59-63), (X/60-64), (X/60-65), (XI/7-5), (XI/18-17), (XI/28-4), (XI/55-3), (XI/55-5), (XI/55-6), (XI/55-8), (XI/55-11), (XI/55-12), (XI/155-4), (XI/155-5), (XI/155-6), (XI/155-9), (XI/155-10), (XI/155-11), (XI/221-1), (XI/221-3), (XI/221-5), (XI/221-6), (XI/221-7), (XI/221-9), (XI/221-11), (XI/221-14), (XI/221-16), (XII/10-27), (XII/1027), (XII/31-20), (XII/84-2), 2.2.5. Kesik Cümleler Anlat m daha da güçlendirmek için bazen cümlede bir ö enin genellikle yüklemin dü ürüldü ü, kullan lmad görülür. Böyle cümlelere kesik veya eksiltili cümle denir. Tek kelimden meydana gelmi cümleler ile deyimler kesik cümleye yak n anlat mlard r. 219 “V. Hatipo lu kesik cümle hakk nda u bilgileri verir: Genellikle yüklemi bazen de ba ka ö eleri söylenmeden kullan lan tümceye kesik cümle denir. Bu tür anlat mlar bazen kesik tümce denemeyecek kadar k sad r. “Sarkmay n z.”(d ar ya sarkmay n z yerine), “.oför dikkat.”(.oför dikkat et yerine). vb. Kesik cümlede amaç anlat na özellik vermek, önemi belirtmek, kolayl kla dikkatleri çekmektir. “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” Bazen de görünümü oldu u gibi aktarmak için kullan lan anlat mlarda tasvirlerde s ral ad cümlelerinin kesik tümce gibi s raland görülür. “Bir ba ki, gökler gibi bir küme y ld z yüklü..” Baz birle ik olmas gereken tümcelerde “ki” ba lac ndan sonra temel cümle kullan lmaz böylece anlat m n bir tümcesi kesilmi olur. Bu kesili tümceye bir iddet, bir kuvvet anlam getirir. “Öyle bir parlay parla ki…” Kesik tümceye bazen de kendisinden önce gelen tümce yard m eder. “D ar dan çar n n gürültüsü geliyordu, kendine yabanc sesler.” Kesik tümce bazen devrik, çok defa da sorulu devrik olur. “Hayat m bu ya ad m z.” (Hatibo lu, 1982, 162). 2.2.5.1. Cümle özelli;i gösteren kesik cümleler Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetmesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra . (II/118-36). Gayri mecburu oldu u.. beklenmedik ve hiç gönül istemeyen bir k r … (II/118-40). Aman sonra, ancak boyan n bilmem kaç nc katman nda, belki. (III/5-4). Ne Ali’nin ba na gelenler, ne bu evin bask na u rayaca hikâyesi, hatta ne de annenin gelmemesi (VII/12-11). Onu tekrar, hiç olmazsa görünü te Halk Partisi soluna getirmek, yahut… (VII/73-5). Nereye? (VII/279-22). 220 Kan üzerinde açan siyah çiçekler! (VIII/107-9). Yüre imde somut bir s z . (X/59-58). Allah’ n sevgi çemberine, rahmetine dahil olan herkesi, her eyi yarat lm lar n hepsini… (XI/221-13). "ki ki ilik durgunluk.. co ku, sevgi, tart ma.. u bu! (VIII/455-21). 2.2.5.2. Cümle özelli;i göstermeyen kesik cümleler Çe itli kelime veya kelime gruplar n n bazen birbiriyle ba lant l bazen de rastgele s ralanmas yla olu turulan cümleler bu gruba girer. "brahim Y nal…Kutalm …Kavurt… (II/117-12). Sonra!.. (III/5-3). H çk ra h çk ra a layarak (XI/221-18). 2.3. YÜKLEM N TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER Yüklemin türüne göre cümleler isim ve fiil cümlesi olarak ikiye ayr l r. 2.3.1. sim Cümleleri Ek-fiille çekimlenmi isim veya isim grubu kelimelerin yüklem oldu u cümlelerdir. "simler veya isim gruplar ek-fiilin (i-). görülen geçmi zaman (idi), ö renilen geçmi zaman (imi ), geni zaman ( imdiki zaman). ve art (ise). hallerinden biriyle yüklem haline gelir. Daha çok özne ve yüklemden olu an isim cümleleri genellikle “de il” “yok” kelimeleriyle olumsuz yap l rlar. Ek-fiilin geni zaman eksizdir. Üçüncü tekil ah slarda –DIr (Eski Türkçede turur). eki kullan l r. Ancak bu ek ço u zaman dü ürülür. 2.3.1.1. Yüklemi tek isim + ek-fiil 1eklinde olan cümleler Oysa Karahanl lar’ca gerekti Arslan Yabgu’yu ortadan kald rmak (II/10-9). 221 Yoksa; bembeyaz mermer ben miyim? (III/5-14). … çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , …(III/61-9). Ne var ki tümüne birden irin görünmek mecburiyeti vard . (III/122-8). kin doluydu sesi nefret doluydu (IV/10-1). …fakat ayn zamanda iyiydi de bir denge mevcuttu iyilikle kötülük aras nda… (VI/90-1). …ocaklar n üstünde kocaman kazanlar vard … (VI/133-1). “Bana de meyen y lan bin ya as n “ dü üncesi art k hâkimdir onlara. (VII/279-14). Tabiatta de i iklik yoktu (VIII/7-8). Eskiden de böyleydi. (VIII/455-18). (II/10-10), (II/117-1), (II/118-26), (II/118-27), (II/118-38), (III/188-1), (IV/10-1), (IV/10-1), (V/105-6), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VII/81-9), (VII/81-23), (VII/81-23), (VII/279-18), (VII/279-20), (VIII/107-17), (VIII/107-17), (VIII/211-14), (VIII/211-14), (VIII/310-3), (VIII/310-19), (VIII/345-17), (VIII/345-20), (IX/7-2), (IX/17-2), (IX/17-3), (IX/97-8), (IX/117-3), (IX/117-4), (X/57-4), (X/57-6), (X/57-9), (X/58-23), (X/58-24), (X/58-37), (X/59-41), (X/59-59), (X/60-65), (XI/55-4), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-12), (XI/155-4), (XI/221-6), 2.3.1.2. Yüklemi kelime grubu + ek-fiil 1eklinde olan cümleler …t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; &ngiliz doktoru Edward Jenner’d r. (I/146-1). Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, &stanbul’da &ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir. (I/146-4). Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir. (II/10-1). Kadir Han’ n sözleri kand r c ve dahi do ru idi. (II/10-12). 222 Çok s radan olmak da bir vas ft r (III/5-10). ANAP’l lar n gündelik ve güncel Refah’ç l ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin , hepsi ayr bir yüktü Zeki için… (III/122-7). Erkek gibi bir Nazl idi o zamanlar, yan nda, at üstünde ko an… (IV/103-2). "malathane, kocaman, oldukça lo , ambar gibi bir yerdi… (VI/133-1). Allah tek fakat O’nun her gönülde bir ayr ke fedili i vard r, her gönül ayr d r… (VII/81-23). Gürültüden sonra kula ma çarpan bu sakin ses, benim sesimdi (VIII/7-2). (II/10-2), (II/10-13), (II/117-1), (II/118-16), (II/118-17), (II/118-20), (II/118-20), (II/118-25), (II/118-26), (II/118-29), (II/118-44), (III/5-5), (III/5-16), (III/61-4), (III/614), (III/61-4), (III/61-4), (III/122-3), (III/122-7), (III/122-11), (V/105-8), (V/105-10), (VI/17-12), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/104-1), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/270-7), (VII/27-21), (VII/27-21), (VII/37-6), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/81-21), (VII/81-23), (VIII/7-6), (VIII/7-7), (VIII/7-11), (VIII/211-16), (VIII/345-2), (VIII/3456), (VIII/345-6), (VIII/345-8), (VIII/345-9), (VIII/455-20), (IX/5-1), (IX/5-3), (IX/7-2), (IX/17-1), (IX/17-3), (IX/47-3), (IX/97-8), (IX/117-3), (X/58-19), (X/59-42), (XI/55-8), (XI/155-6), (XI/221-16). 2.3.1.3. Ek-fiili dü1mü1 isim cümleleri Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak (I/146-7). K ravat mor. (III /5-5). Geç safl , basbaya budalal k! (III /5-17). Ötesi sana ait, azmin ve kabiliyetin nisbetinde yürüyeceksin. (VII/81-20). "syan ise, tevekkülde eriyip, k z l mordan, pembe eflatuna dönmekte.(VIII/107-16). Benim diyebilece im bu kadar (VIII/310-8). Türk mü, yoksa Mo ol as ll bir Sovyet vatanda m , galiba ikincisi.(VIII/345-12). 223 Oysa o kadar kolay sevebilen bir kad n ki.. (IX/5-7). Yoksa o güne in on ikisinde esen, serinleten bir rüzgârla m e ? (IX/7-1). -Tam bilemiyorum..diye itiraf ettim..duygular m tabii ki ba kahraman!(X/58-49). (I/146-5), (I/146-8), (I/146-9), (II/9-1), (II/117-1), (II/117-9), (II/117-10), (II/117-11), (II/118-15). (II/118-31), (II/118-33), (II/118-34), (II/118-35), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-42), (III /5-8), (III /5-9), (III /5-11), (III /5-11), (III /5-11), (III /513), (III /5-14), (III /5-16), (III /5-17), (III /5-19), (III /5-19), (III /61-8), (III /61-10), (III /61-10), (III /61-10), (III /61-12), (III /61-13), (III /189-5), (V/105-6), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-8), (V/105-10), (V/105-10), (VI/7-1), (VI/7-1). (VI/27-7), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/142-11), (VI/142-11), (VI/238-1), (VI/207-2), (VI/290-10), (VII/7-6), (VII/16-2), (VII/22-16), (VII/27-21), (VII/27-21), (VII/32-2), (VII/32-2), (VII/37-6). (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/81-1), (VII/81-3), (VII/81-4), (VII/81-4), (VII/81-5), (VII/81-6), (VII/81-6), (VII/81-10), (VII/81-12), (VII/81-12), (VII/81-20), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/279-5), (VII/279-6), (VII/27910), (VII/279-11), (VII/279-12), (VII/279-19), (VIII/7-10), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-5), (VIII/107-6), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-8), (III/107-13), (VIII/107-16), (VIII/107-19), (VIII/107-20), (VIII/107-19), (VIII/107-24), (VIII/107-25), (VIII/211-8), (VIII/211-9), (VIII/211-10), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-15), (VIII/310-7), (VIII/310-8), (VIII/310-16). (VIII/310-18), (VIII/310- 18), (VIII/345-1), (VIII/345-2), (VIII/345-6), (VIII/345-7). (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-12), (VIII/345-12), (VIII/345-13), (VIII/345-18), (VIII/345-19), (VIII/34515), (VIII/345-16), (VIII/454-1), (VIII/454-2), (VIII/454-2), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-5), (VIII/454-5), (VIII/454-5), (VIII/454-6), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-10), (VIII/454-12), (VIII/454-16), (VIII/455-21), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-4), (IX/5-7), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/7-1), (IX/108-3), (IX/108-4), (X/576), (X/57-9), (X/57-9), (X/58-19), (X/58-23), (X/58-31), (X/58-34), (X/58-36), (X/5947), (X/59-48), (X/59-49), (X/59-50), (X/59-53), (X/59-62), (X/59-64), (XI/7-1), (XI/75), (XI/11-3), (XI/27-9), (XI/55-3), (XI/55-8), (XI/55-12), (XI/155-2), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-5), (XI/155-5), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-10), (XI/155-10). 224 2.3.2. Fiil Cümleleri Yüklemi fiil veya fiil grubu olan fiil cümleleri isim cümlelerine göre daha s k kullan l rlar. Fiil cümlelerini basit zamanl ve birle ik zamanl fiil cümleleri olarak iki grupta inceledik. 2.3.2.1. Yüklemi basit zamanl0 olan fiil cümleleri Çal mam zda basit zamanl fiillerin yüklem oldu u örneklere s k rastlanm t r. Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz, t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r (I/146-1). "mparator Diyojen ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret komutas nda, Sivas ve Malatya’ya do ru ilerliyorlar…(II/118-32), Kar mda, sanki ciddi bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum (III/5-1), Geç safl , basbaya budalal k! (III /5-17). Hüseyin oldu u yerde salland , kin doluydu sesi, nefret doluydu: - Ba ka bir söz bilmez misiniz ya’u!..(IV/10-1). Bak "lhan’dan bahsediyorduk, hiç dü ünmez misin, çocu un buraya geli gidi günleri saatleri belli mi, niçin bizim evin önünde vursunlar onu? (VII/22-16). Pi manl k, öfke… ve korku, ate gibi yak yor içini (VII/279-2). Her y l yapar bunu (VIII/8-18). Topra n suyla kar p balç kla t yerlerde ak yüzlü nazl çiçekler, ak saplar n n üstünde ürkek bir sevinçle titrerler. (VIII/8-19). Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor;…(VIII/107-12). (I/146-3), (I/146-5), (I/146-6), (I/146-10), (I/146-10), (I/146-11), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-15), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-17), (I/146-18), (I/146-19), (I/14621), (I/146-22), (I/146-22), (I/146-23), (I/146-23), (II/9-2), (II/10-3), (II/10-14), (II/117- 225 3), (II/117-8), (II/118-15), (II/118-18), (II/118-21), (II/118-22), (II/118-23), (II/118-24), (II/118-27), (II/118-30), (II/118-38), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-43), (II/118-43), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-45), (II/118-46), (II/118-47), (III/5-2), (III /5-6), (III/5-7), (III /5-15), (III /5-15), (III /5-16), (III /5-17), (III /5-19), (III /5-19), (III /61-1), (III /61-1), (III /61-1), (III /61-2), (III /612), (III /61-3), (III /61-4), (III /61-5), (III /61-5), (III /61-6), (III /61-6), (III /61-6), (III /61-6), (III /61-6), (III /61-6), (III /61-7), (III /61-7), (III /61-7), (III /61-7), (III /61-8), (III /61-8), (III /61-11), (III /61-11), (III /61-14), (III /122-1), (III /122-3), (III /122-3). (III /122-11), (III /188-1), (III /188-1), (III /188-1), (III /188-1), (III /188-2), (III /188-2), (III /188-3), (III /188-3), (III /188-3), (III /188-3), (III /189-5), (III /189-6), (III /189-7), (III /189-7), (III /189-7), (III /189-8), (III /189-8), (III /189-9), III /189-9), (III /189-10), (III /189-11), (IV/13-1), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/97-2), (IV/97-2), (IV/972), (IV/224-s), (IV/224-s), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-2), (V/105-2), (V/105-3), (V/105-3), (V/105-5), (V/105-5), (V/105-5), (V/1056), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-9), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-11), (V/105-11), (V/105-12), (VI/7-1), (VI/7-1), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/107-1), (VI/111-2), (VI/172-3), (VI/196-4), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/238-1), (VI/241-4), (VI/241-4, (VI/241-4).), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/321-9), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/301-10), (VI/311-12), (VI/321-9), (VII/7-6), (VII/13-10), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/27-21), (VII/37-6), (VII/53-21), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-5), (VII/81-8), (VII/81-8), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-11), (VII/81-11), (VII/8111), (VII/81-13), (VII/81-14), (VII/81-15), (VII/81-15), (VII/81-16), (VII/81-16), (VII/81-20), (VII/81-21), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/279-1), (VII/279-3), (VII/2793), (VII/279-4), (VII/279-5), (VII/279-6), (VII/279-6), (VII/279-8), (VII/279-9), (VII/279-9), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-12), (VII/279-13), (VII/279-15), (VII/279-15), (VII/279-15), (VII/279-16), (VII/279-17), (VII/279-18), (VII/279-19), (VII/279-19), (VII/279-21), (VII/279-23), (VII/279-24), (VII/279-24), (VII/279-25), (VIII/7-1), (VIII/7-3), (VIII/7-3), (VIII/7-4), (VIII/7-5), (VIII/7-5), (VIII/7-11), (VIII/7-12), (VIII/7-12), (VIII/7-14), (VIII/7-14), (VIII/7-15), (VIII/7-15), (VIII/7-16), (VIII/7-16), (VIII/106-1), (VIII/106-2), (VIII/106-3), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-4), (VIII/107-5). (VIII/107-7), (VIII/107-10), 226 (VIII/107-12), (VIII/107-14), (VIII/107-15), (VIII/107-18), (VIII/107-21), (VIII/10722), (VIII/107-23), (VIII/107-24), (VIII/107-26), (VIII/107-27). (VIII/107-28). (VIII/107-28), (VIII/107-29), (VIII/107-30), (VIII/211-7), (VIII/211-7), (VIII/211-8), (VIII/211-8), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-12), (VIII/211-13), (VIII/211-15), (VIII/211-17), (VIII/211-17), (VIII/310-1), (VIII/310-2), (VIII/310-3), (VIII/310-4), (VIII/310-5), (VIII/310-5), (VIII/310-5), (VIII/310-7), (VIII/310-7), (VIII/310-9), (VIII/310-9), (VIII/310-10), (VIII/310-11), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-14), (VIII/310-16), (VIII/310-16), (VIII/310-17), (VIII/310-17, (VIII/310-17), (VIII/344-1), (VIII/345-2), (VIII/345-2), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-4). (VIII/345-5), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-11), (VIII/345-13), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-20), (VIII/34520), (VIII/345-21), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-7), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-11), (VIII/45412), (VIII/454-12), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (VIII/454-14), (VIII/454-15). (VIII/454-17), (VIII/454-19), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-5), (IX/5-6), (IX/5-8), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/7-2), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/27-3), (IX/27-3), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/47-2), (IX/47-3), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/57-13), (IX/57-13), (IX/57-14), (IX/57-14), (IX/67-4), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/779), (IX/77-9), (IX/77-9), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/97-9), (IX/108-4), (IX/108-4), (IX/1084), (IX/108-5), (IX/117-3), (IX/127-4), (IX/127-5), (IX/137-7), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/147-12), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/147-13), (IX/1576), (IX/167-2), (IX/177-1), (IX/177-2), (IX/185-18). (IX/185-18), (IX/185-19), (X/571), (X/57-1), (X/57-3), (X/57-8), (X/57-8), (X/57-9), (X/57-9), (X/57-10), (X/57-11), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-13), (X/57-13), (X/57-13), (X/57-14), (X/57-15), (X/5715), (X/57-16), (X/57-16), (X/57-16), (X/58-20), (X/58-21), (X/58-22), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-26), (X/5826), (X/58-27), (X/58-28), (X/58-29), (X/58-29), (X/58-30), (X/58-32), (X/58-32), (X/58-34), (X/58-34), (X/58-35), (X/58-35), (X/58-35), (X/58-37), (X/58-37), (X/5838), (X/58-38), (X/58-38), (X/58-39), (X/58-39), (X/58-40), (X/58-41), (X/58-42), (X/58-42), (X/59-43), (X/59-43), (X/59-44), (X/59-45), (X/59-47), (X/59-49), (X/59- 227 50), (X/59-51), (X/59-52), (X/59-53), (X/59-54), (X/59-54), (X/59-54), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-56), (X/59-56), (X/59-57), (X/59-60), (X/59-60), (X/5961), (X/59-62), (X/59-63), (X/59-64), (X/59-65), (X/59-65), (XI/7-5), (XI/11-3), (XI/18-17), (XI/18-17), (XI/27-9), (XI/28-4), (XI/28-4), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-5), (XI/55-5), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/55-10), (XI/55-11), (XI/155-1), (XI/155-3), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-7), (XI/155-8), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-11), (XI/155-11), (XI/155-12), (XI/155-13), (XI/15514), (XI/155-15), (XI/155-16), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/221-1), (XI/221-3), (XI/221-3), (XI/221-4), (XI/221-5), (XI/221-5), (XI/221-7), (XI/221-7), (XI/221-8), (XI/221-9), (XI/221-9), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/22114), (XI/221-14), (XI/221-16), (XI/221-17), (XII/15-13), (XII/16-13), (XII/31-20), (XII/31-20), (XII/31-20), (XII/84-2), (XII/84-2). 2.3.2.2. Yüklemi birle1ik zamanl0 olan fiil cümleleri O k yamet günler yâd na dü er, deyi derdi, zaman zaman.(II/10-3). Biraz rahatlas n, gev esin istiyordum, daha fazla gerildi.. (III /61-3). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III /61-9). Lakin imdi gönlü ate inin n izlemeliydi, onlara sanki birer büyük adamm lar gibi konu tu (VI/107-1). Oysa aramay , hatta aramam laz m geldi ini de Mehmet ö retmi ti bana. (VII/81-17). " te 1960’lar n bahar nda toprak, kar suyunu yava yava emip içine sindirirken, ükranlar n ifade etmek için olsa gerek, ba r ndan akçabardaklar f k rtm t . (VIII/717). Dedem bir kere bana, “Ninen de severdi çiçekleri, senin gibi onlara türlü mana, söz, tav r yak t r rd .” dememi miydi? (VIII/107-11). Onun sesini duyuyorum: Türk olman n tek faydas n söyleyebilseydin bana.. (VIII/107-23). 228 Y llar sonra, bir sala bal kç lokantas nda kar la t m Berrin Han m’la, grup halinde gelmi lerdi, yan m zdaki masada oturuyorlard , kahkahalar , amatalar can m s k yordu, ben Mehmet’leydim…(IX/7-2). Kalbi çarp yordu, midesi kas lmaktan ta a dönmü , a z n n içi kupkuru olmu tu. , (IX/177-3). (I/146-2), (II/10-4), (II/10-5), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-8), (II/1011), (II/10-13), (II/117-4), (II/117-5), (II/117-5), (II/117-6), (II/117-7), (II/118-13), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-14), (II/118-19), (II/118-27), (II/118-28). (II/118-39), , (III /5-12), (III /5-16), (III /5-16), (III /5-19), (III /122-2), (III /122-2), (III /122-2), (III /122-2), (III /122-3), (III /122-3), (III /122-4), (III /122-4), (III /122-4), (III /122-5), (III /122-5), (III /122-6), (III /122-7), (III /122-7), (III /122-9), (III /122-9), (III /122-9), (III /122-10), (III /122-10), (III /122-12), (III /122-12), (III /188-1), (III /188-1), (III /188-4), (III /188-4), (III /189-10), (III /189-14), (III /189-14). (V/105-4), , (V/105-11), (V/10512), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/90-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/142-11), (VI/172-3), (VI/188-7), (VI/196-4), (VI/207-2), (VI/251-1), (VI/251-1), (VI/270-7), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/301-10), (VI/301-10), (VII/22-16), (VII/48-10), (VII/48-10), (VII/59-19), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/81-7), (VII/81-7), (VII/81-18), (VII/81-18), (VII/81-19), (VII/81-22), (VII/279-19), (VIII/7-5), (VIII/7-7), (VIII/7-9). (VIII/7-9), (VIII/7-9), (VIII/7-13), (VIII/107-11), (VIII/107-11), (VIII/107-29). , (VIII/310-6), (VIII/310-13), (VIII/344-1), (VIII/344-1). (VIII/345-5), (IX/5-2), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/7-2), (IX/7-2). (IX/7-3), (IX/27-4), (IX/117-4), (IX/167-1), (IX/167-1), (IX/185-19), (X/57-2), (X/57-4), (X/57-5), (X/577), (X/57-15), (X/59-19), (X/58-44), (X/58-46), (X/58-55), (X/58-61), (X/58-61), (X/58-63), (X/58-66), (X/58-67), (XI/16-7), (XI/55-1), (XI/55-3), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-12), (XI/155-9), (XI/221-2), (XI/221-10), (XI/221-11), (XI/221-12), (XI/221-15), (XI/221-17), (XII/10-27), (XII/1027), (XII/31-20), (XII/84-2). 2.4. YÜKLEM N YER NE GÖRE CÜMLELER Tükçede ö e s ralamas özne + tümleç + yüklem eklindedir. Ancak bu dizili bazen anlat m daha etkili k lmak için de i ebilir. Yüklemin ortada veya ba ta oldu u 229 durumlar olabilir. Yüklemi sonda olan cümlelere kurall , yüklemi sonda olamayan cümlelere de devrik cümle ad verilir. Yüklemin di er ö elerinin yerleri kesin de ildir. Ancak cümlede vurgulanmak istenen ö e yükleme yakla t r l r. Cümlede vurgu genellikle yüklemden bir önceki ö ededir. “Kurall cümlelerde yüklemin ne ekilde olaca konusunda Kaya Bilgegil “Özne, zaman bildiren zarf tümleci, hal bildiren zarf tümleci, derece bildiren zarf tümleci, dolayl tümleçler, nesne, yüklem” eklinde görü bildirir.”(Bilgegil, 1963, 51). "ncelememizi kurall cümleler ve devrik cümleler olarak iki k s mda yapt k. 2.4.1. Kurall0 (Düz) Cümleler Kar mda, sanki ciddî bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum (III/5-1). Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi (III/122-1). Bunu dü ünüyordu Zeki, una buna gülücük da t rken, içinden taa içinden politikac lar n i inin ne kadar zor oldu unu takdir ediyordu (III/122-5). Zeki, bir süre ahizeye bakt , sonra yava ça b rakt yerine (III/189-9). — Tamam i te ben de ayn eyi söylüyorum, hepimizin elinde tutaca bir sopaya ihtiyac m z var (VII/81-3). Sevim ablan n tahlillerini pek anlam yor, Tülin’den korkuyordu (VII/81-7). Gürültüden sonra kula ma çarpan bu sakin ses, benim sesimdi (VIII/7-2). Çekti i eziyeti; çapay , traktörü, daha bilmem neyi.. unutmu tur (VIII/7-13). Ben eflatun ile bezinden uzun bir elbise giymi tim (X/57-5). Kap n n önünde, elinde koca sar gül demeti, a k n ve mutlu gülümsüyordum (X/57-7). 230 (I/146-1), (I/146-1), (I/146-2), (I/146-3), (I/146-4), (I/146-5), (I/146-5), (I/146-6), (I/146-7), (I/146-8), (I/146-9), (I/146-10), (I/146-10), (I/146-11), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-13), (I/146-14), (I/146-15), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-17), (I/14618), (I/146-18), (I/146-19), (I/146-20), (I/146-21), (I/146-22), (I(I/146-22), (I/146-23), (I/146-23), (II/9-1), (II/10-1), (II/10-2), (II/10-3), (II/10-4), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-10), (II/10-11), (II/10-12), (II/10-13), (II/10-13), (II/10-14), (II/117-1), (II/117-1), (II/117-1), (II/117-2), (II/117-3), (II/117-4), (II/117-5), (II/117-5), (II/117-6), (II/117-7), (II/117-8), (II/117-9), (II/117-10), (II/117-11), (II/117-12), (II/118-13), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-14), (II/118-15), (II/118-15), (II/118-16), (II/118-17), (II/118-18), (II/118-19), (II/118-20), (II/118-21), (II/118-22), (II/118-23), (II/118-24), (II/118-25), (II/118-27), (II/118-27), (II/118-27), (II/118-28), (II/118-29), (II/118-30), (II/118-31), (II/118-32), (II/118-33), (II/118-34), (II/118-35), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-38), (II/118-38), (II/118-38), (II/118-39), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-42), (II/118-43), (II/118-43), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-45), (II/118-46), (II/118-47), (III/5-2), (III/5-5), (III/5-6), (III/5-7), (III/5-8), (III/5-9), (III/5-10), (III/5-11), (III/5-11), (III/5-11), (III/5-13), (III/5-14), (III/5-15), (III/5-15), (III/5-16), (III/5-16), (III/5-16), (III/5-17), (III/5-18), (III/5-19), (III/5-19), (III/5-19), (III/5-19), (III/5-19), (III/61-1), (III/61-1), (III/61-2), (III/61-2), ( III/61-3), (III/61-4), (III/61-4), (III/61-4), (III/61-4), (III/61-5), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-7), (III/61-7), (III/61-7), (III/61-7), (III/61-8), (III/61-8), (III/61-8), (III/61-9), (III/61-9), (III/61-9), (III/61-10), (III/61-10), (III/61-10), (III/61-11), (III/61-11), (III/61-12), (III/61-13), (III/61-14), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-3), (III/122-4), (III/122-4), (III/122-6), (III/122-7), (III/122-7), (III/122-8), (III/122-9), (III/122-9), (III/122-9), (III/122-10), (III/122-10), (III/122-11), (III/122-12), (III/122-12), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-2), (III/188-2), (III/188-3), (III/188-3), (III/188-3), (III/188-3), (III/189-4), (III/189-5), (III/189-6), (III/189-7), (III/189-7), (III/189-8), (III/189-8), (III/189-10), (III/189-11), (III/189-12), (III/189-13), (III/189-14), (III/189-14), (IV/101), (IV/10-1), (IV/13-1), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/97-2), (IV/224s.), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-2), (V/105-2), (V/105-3), (V/105-4), (V/105-5), (V/105-5), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-6), (V/1057), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-8), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-9), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), 231 (V/105-11), (V/105-12), (V/105-10), (VI/7-1), (VI/7-1), (VI/7-1), (VI/7-1), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/371), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/104-1), (VI/104-1), (VI/107-1), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/142-11), (VI/142-11), (VI/158-1), (VI/172-3), (VI/196-4), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/238-1), (VI/238-1), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/270-7), (VI/270-7), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/301-10), (VI/301-10), (VI/311-12), (VII/716), (VII/7-16), (VII/13-10), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/27-1), (VII/27-1), (VII/27-1), (VII/32-2), (VII/32-2), (VII/37-6), (VII/37-6), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/42-2), (VII/48-10), (VII/48-10), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/80-15), (VII/80-15), (VII/81-4), (VII/81-4), (VII/81-5), (VII/81-5), (VII/81-6), (VII/81-8), (VII/81-8), (VII/81-9), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-11), (VII/81-11), (VII/81-15), (VII/8116), (VII/81-16), (VII/81-18), (VII/81-20), (VII/81-20), (VII/81-21), (VII/81-21), (VII/81-21), (VII/81-23), (VII/81-23), (VII/81-23), (VII/81-23), (VII/279-3), (VII/2793), (VII/279-4), (VII/279-5), (VII/279-5), (VII/279-6), (VII/279-6), (VII/279-6), (VII/279-7), (VII/279-8), (VII/279-9), (VII/279-10), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-12), (VII/279-12), (VII/279-13), (VII/279-15), (VII/279-15), (VII/279-18), (VII/279-18), (VII/279-19), (VII/279-19), (VII/279-19), (VII/279-19), (VII/279-21), (VII/279-22), (VII/279-23), (VII/279-24), (VII/279-24), (VIII/7-3), (VIII/7-3), (VIII/7-4), (VIII/7-5), (VIII/7-5), (VIII/7-5), (VIII/7-6), (VIII/7-7), (VIII/7-8), (VIII/7-9), (VIII/7-9), (VIII/7-9), (VIII/7-10), (VIII/711), (VIII/7-11), (VIII/7-12), (VIII/7-12), (VIII/7-14), (VIII/7-14), (VIII/7-15), (VIII/715), (VIII/7-16), (VIII/7-16), (VIII/7-17), (VIII/8-19), (VIII/106-1), (VIII/106-2), (VIII/106-3), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-4), (VIII/107-4), (VIII/107-6), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-8), (VIII/107-11), (VIII/107-12), (VIII/107-13), (VIII/107-14), (VIII/107-15), (VIII/107-16), (VIII/10717), (VIII/107-18), (VIII/107-19), (VIII/107-20), (VIII/107-21), (VIII/107-22), (VIII/107-23), (VIII/107-24), (VIII/107-24), (VIII/107-25), (VIII/107-26), (VIII/10728), (VIII/107-28), (VIII/107-29), (VIII/107-30), (VIII/211-7), (VIII/211-7), (VIII/2118), (VIII/211-8), (VIII/211-9), (VIII/211-10), (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211- 232 11), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-12), (VIII/211-13), (VIII/211-14), (VIII/211-14), (VIII/211-15), (VIII/211-16), (VIII/211-17), (VIII/211-17), (VIII/310-1), (VIII/310-2), (VIII/310-3), (VIII/310-5), (VIII/310-5), (VIII/310-6), (VIII/310-7), (VIII/310-7), (VIII/310-8), (VIII/310-10), (VIII/310-11), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-13), (VIII/310-14), (VIII/310-15), (VIII/310-16), (VIII/310-17), (VIII/31017), (VIII/310-18), (VIII/310-18), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/3452), (VIII/345-2), (VIII/345-2), (VIII/345-3), (VIII/345-4), (VIII/345-5), (VIII/345-5), (VIII/345-6), (VIII/345-7), (VIII/345-8), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-11), (VIII/345-12), (VIII/345-12), (VIII/345-12), (VIII/34513), (VIII/345-13), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-15), (VIII/345-16), (VIII/345-17), (VIII/345-18), (VIII/345-18), (VIII/345-19), (VIII/345-20), (VIII/34520), (VIII/345-20), (VIII/345-21), (VIII/454-1), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/4543), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-4), (VIII/454-5), (VIII/454-5), (VIII/454-5), (VIII/454-6), (VIII/454-7), (VIII/454-7), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-8), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-11), (VIII/454-12), (VIII/454-12), (VIII/454-12), (VIII/45412), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (VIII/454-14), (VIII/454-15), (VIII/454-16), (VIII/455-17), (VIII/455-18), (VIII/455-19), (VIII/455-20), (VIII/455-21), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-4), (IX/5-5), (IX/5-7), (IX/5-8), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/7-1), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-3), (IX/17-2), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-9), (IX/37-9), (IX/47-2), (IX/47-3), (IX/47-3), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/57-13), (IX/57-14), (IX/57-14), (IX/674), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/77-9), (IX/77-9), (IX/77-9), (IX/77-10), (IX/7710), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/97-8), (IX/97-9), (IX/108-3), (IX/108-4), (IX/108-4), (IX/117-3), (IX/117-3), (IX/117-4), (IX/127-14), (IX/127-15), (IX/137-7), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/147-12), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/157-6), (IX/167-1), (IX/167-1), (IX/177-1), (IX/177-2), (IX/177-3), (IX/177-3), (IX/177-3), (IX/185-18), (IX/185-18), (IX/185-19), (IX/185-19), (IX/185-19), (X/57-1), (X/57-1), (X/57-2), (X/57-3), (X/57-4), (X/57-4), (X/57-6), (X/57-6), (X/57-8), (X/57-8), (X/57-9), (X/57-10), (X/57-11), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-13), (X/57-13), (X/57-13), (X/57-14), (X/57-15), (X/57-15), (X/5715), (X/58-17), (X/58-18), (X/58-19), (X/58-19), (X/58-19), (X/58-20), (X/58-21), 233 (X/58-23), (X/58-24), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/5825), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-27), (X/58-28), (X/58-28), (X/58-29), (X/58-29), (X/58-32), (X/58-32), (X/58-33), (X/58-34), (X/58-35), (X/58-35), (X/58-35), (X/5835), (X/58-36), (X/58-37), (X/58-37), (X/59-38), (X/59-38), (X/59-39), (X/59-39), (X/59-40), (X/59-41), (X/59-42), (X/59-42), (X/59-43), (X/59-45), (X/59-46), (X/5947), (X/59-48), (X/59-49), (X/59-49), (X/59-50), (X/59-50), (X/59-51), (X/59-52), (X/59-53), (X/59-54), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-56), (X/59-56), (X/5959), (X/59-60), (X/59-62), (X/59-62), (X/59-63), (X/59-63), (X/60-64), (X/60-64), (X/60-65), (X/60-65), (X/60-65), (X/60-66), (X/60-67), (XI/7-1), (XI/7-5), (XI/11-3), (XI/18-17), (XI/18-17), (XI/27-9), (XI/28-4), (XI/28-4), (XI/55-1), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-4), (XI/55-5), (XI/55-5), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/55-7), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-10), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/5512), (XI/55-12), (XI/55-12), (XI/155-1), (XI/155-2), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-5), (XI/155-6), (XI/155-7), (XI/155-8), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-10), (XI/155-10), (XI/155-11), (XI/155-12), (XI/155-13), (XI/15514), (XI/155-15), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/221-1), (XI/221-2), (XI/221-3), (XI/221-4), (XI/221-5), (XI/221-5), (XI/221-6), (XI/221-6), (XI/221-7), (XI/221-7), (XI/221-8), (XI/221-9), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/22111), (XI/221-12), (XI/221-14), (XI/221-15), (XI/221-16), (XI/221-16), (XI/221-17), (XII/10-27), (XII/10-27), (XII/10-27), (XII/10-27), (XII/10-27), (XII/15-13), (XII/3120), (XII/31-20), (XII/31-20), (XII/84-2), (XII/84-2), (XII/84-2), 2.4.2. Devrik Cümleler Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l , izlenimi b rakm t , a r a r akan, bula an (III/5-12). Bunu dü ünüyordu Zeki, una buna gülücük da t rken, içinden taa içinden politikac lar n i inin ne kadar zor oldu unu takdir ediyordu (III/122-5). Zeki, bir süre ahizeye bakt , sonra yava ça b rakt yerine (III/189-9). M sri Mardin’deki çal malar ndan hocas Abdurrezzak Efendi’den ve ö rencileri olan dört o lan karde ten bahsetmi ti Süleyman’a (VI/188-7), 234 Böyle söyledin, söyledin ve gittin Mehmet (VII/81-11). Bu mu yi itlik, bu mu erdem? (VII/81-12). Almaz m s n tabancalar n yan na! (VII/279-1). Ve sen mi yi ittin "lhan, imdi u sütü bozuklar n aras nda uslu uslu yürüyüp giden? (VII/279-20). Seni çok seviyorum Mehmet Ali! (VIII/7-1). Vah can m, imdi anl yorum manas n (VIII/107-10). (II/9-2), (II/10-3), (II/10-5), (II/10-8), (II/10-9), (II/118-20), (II/118-26), (III/5-17), (III/61-1), (III/61-5), (III/122-4), (III/122-7), (III/188-1), (III/188-1), (III/189-4), (III/189-5), (III/189-7), (III/189-10), (IV/10-1), (IV/89-2), (IV/97-2), (IV/97-2), (IV/103-2), (IV/224-s.), (V/105-3), (V/105-5), (V/105-6), (V/105-11), (V/105-11), (VI/90-1), (VI/172-3), (VI/196-4), (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/261-13), (VI/290-10), (VI/321-9), (VII/16-2), (VII/22-16), (VII/48-10), (VII/53-21), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/80-15), (VII/81-1), (VII/81-1), (VII/81-6), (VII/81-12), (VII/81-13), (VII/81-14), (VII/81-15), (VII/81-17), (VII/81-18), (VII/81-19), (VII/81-22), (VII/279-2), (VII/279-8), (VII/2799), (VII/279-14), (VII/279-15), (VII/279-16), (VII/279-17), (VII/279-18), (VII/279-25), (VIII/7-7), (VIII/7-18), (VIII/106-3), (VIII/107-12), (VIII/107-17), (VIII/107-27), (VIII/211-8), (VIII/211-15), (VIII/310-4), (VIII/310-7), (VIII/310-9), (VIII/310-9), (VIII/310-12), (VIII/310-16), (VIII/310-17), (VIII/310-19), (VIII/345-1), (VIII/345-2), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-6), (VIII/345-10), (VIII/454-10), (IX/5-3), (IX/53), (IX/5-6), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/7-2), (IX/17-1), (IX/17-3), (IX/27-4), (IX/57-13), (IX/97-8), (IX/108-4), (IX/108-4), (IX/108-5), (IX/137-8), (IX/147-13), (IX/157-7), (IX/167-2), (X/57-9), (X/57-16), (X/58-22), (X/58-26), (X/58-30), (X/5831), (X/58-34), (X/58-37), (X/59-38), (X/59-43), (X/59-44), (X/59-53), (X/59-54), (X/59-54), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-57), (X/59-60), (X/5961), (XI/7-5), (XI/7-5), (XI/16-7), (XI/18-17), (XI/27-9), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-11), (XI/155-16), (XI/221-3), (XI/221-9), (XI/221-10), (XI/221-14), (XII/1613), (XII/31-20), 235 2.5. ANLAMINA GÖRE CÜMLELER Cümleler baz dilciler taraf ndan anlamlar na göre olumlu, olumsuz cümleler, soru, emir, istek, ünlem cümlesi gibi türlere ayr lm t r. “Her cümle yap s nda bulunan kemle ve eklerin yönlendirdi i soru, bildirme, istek, ünlem vb. özelliklerden birine sahiptir. Bir cümle hangi anlam özelli ine sahip olursa olsun, mutlaka ya olumlu ya da olumsuz anlam ta r. O halde cümlelerin temel anlam özelli i olumluluk veya olumsuzluktur. Olumlu ve olumsuz cümleler, ayr ca soru, bildirme, emir, istek, ünlem vb. anlamlar ta yabilir.”(Karahan, 2004, 103). Biz de cümleleri anlam özelliklerine göre olumlu, olumsuz ve soru cümleleri olarak inceledik. 2.5.1. Olumlu Cümleler Yüklemin ifade etti i i in yap ld n , yarg n n gerçekle ti ini gösteren cümlelere olumlu cümle denir. 2.5.1.1. Olumlu fiil cümleleri Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur (I/146-2). Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar (I/146-6). Say lar on be ile on alt y bulan aile topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar (I/146-11). Sonradan bu ufak yaralar yer ediyordu (I/146-14). Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu (II/118-18). - Sevim abla… dedim…(VII/59-19). Oysa aramay , hatta aramam laz m geldi ini de Mehmet ö retmi ti bana (VII/81-17). 236 Allah bu kadar na vesile etmi tir beni (VII/81-19). Pi manl k, öfke… ve korku, ate gibi yak yor içini (VII/279-2). Derken.. haf zam n bir kö esine gömülüp kalm bir hat ra k m lday p canland (VIII/7-4). (I/146-1), (I/146-3), (I/146-5), (I/146-10), (I/146-10), (I/146-12), (I/146-12), (I/146-15), (I/146-16), (I/146-16), (I/146-17), (I/146-18), (I/146-18), (I/146-19), (I/146-20), (I/14621), (I/146-22), (I/146-22), (I/146-22), (I/146-23), (I/146-23), (II/10-3), (II/10-3), (II/104), (II/10-5), (II/10-6), (II/10-6), (II/10-7), (II/10-11), (II/10-13), (II/10-14), (II/117-2), (II/117-3), (II/117-4), (II/117-5), (II/117-7), (II/118-13), (II/118-14), (II/118-14), (II/118-15), (II/118-19), (II/118-21), (II/118-22), (II/118-23), (II/118-24), (II/118-27), (II/118-27), (II/118-28), (II/118-30), (II/118-32), (II/118-33), (II/118-34), (II/118-38), (II/118-38), (II/118-38), (II/118-39), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-41), (II/118-43), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-44), (II/118-46), (II/118-47), (III/5-1), (III/5-2), (III/5-5), (III/5-7), (III/5-12), (III/5-16), (III/5-16), (III/5-17), (III/5-19), (III/519), (III/5-19), (III/61-1), (III/61-1), (III/61-1), (III/61-2), (III/61-2), (III/61-3), (III/614), (III/61-5), (III/61-5), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-6), (III/61-7), (III/61-7), (III/61-7), (III/61-7), (III/61-8), (III/61-8), (III/61-9), (III/61-9), (III/61-11), (III/61-11), (III/61-14), (III/122-1), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-2), (III/122-4), (III/122-4), (III/122-5), (III/122-5), (III/122-6), (III/122-7), (III/122-7), (III/122-9), (III/122-9), (III/122-9), (III/122-10), (III/122-10), (III/122-12), (III/122-12), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-1), (III/188-2), (III/188-2), (III/188-3), (III/188-3), (III/188-3), (III/189-4), (III/189-4), (III/189-5), (III/189-6), (III/189-7), (III/189-7), (III/189-7), (III/189-8), (III/189-8), (III/189-9), (III/189-9), (III/189-10), (III/189-10), (III/189-11), (III/189-12), (III/189-14), (III/189-14), (IV/101), (IV/13-1), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/89-2), (IV/97-2), (IV/97-2), (IV/972), (IV/224-s.), (IV/224-s.), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-1), (V/105-2), (V/105-2), (V/105-3), (V/105-3), (V/105-4), (V/105-5), (V/105-5), (V/105-5), (V/1056), (V/105-6), (V/105-6), (V/105-7), (V/105-7), (V/105-8), (V/105-9), (V/105-9), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-10), (V/105-11), (V/105-11), (V/105-12), (VI/7-1), (VI/7-1), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/17-12), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/27-7), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/37-1), (VI/90-1), (VI/107-1), (VI/107-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/172-3), (VI/188-7), (VI/196-4), (VI/196-4), 237 (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/235-1), (VI/238-1), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/241-4), (VI/251-1), (VI/251-1), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/261-13), (VI/270-7), (VI/270-7), (VI/281-5), (VI/281-5), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/290-10), (VI/301-10), (VI/30110), (VI/311-12), (VI/321-9), (VII/7-6), (VII/13-10), (VII/22-16), (VII/22-16), (VII/376), (VII/42-2), (VII/48-10), (VII/48-10), (VII/48-10), (VII/66-2), (VII/80-15), (VII/813), (VII/81-5), (VII/81-7), (VII/81-8), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/81-10), (VII/8110), (VII/81-11), (VII/81-11), (VII/81-11), (VII/81-13), (VII/81-15), (VII/81-15), (VII/81-16), (VII/81-16), (VII/81-18), (VII/81-18), (VII/81-20), (VII/81-21), (VII/8121), (VII/81-22), (VII/81-23), (VII/279-3), (VII/279-3), (VII/279-4), (VII/279-5), (VII/279-6), (VII/279-6), (VII/279-7), (VII/279-8), (VII/279-8), (VII/279-11), (VII/27911), (VII/279-11), (VII/279-11), (VII/279-12), (VII/279-15), (VII/279-15), (VII/27915), (VII/279-17), (VII/279-18), (VII/279-18), (VII/279-19), (VII/279-19), (VII/27921), (VII/279-23), (VII/279-24), (VII/279-24), (VII/279-25), (VIII/7-1), (VIII/7-3), (VIII/7-3), (VIII/7-5), (VIII/7-5), (VIII/7-5), (VIII/7-7), (VIII/7-9), (VIII/7-9), (VIII/79), (VIII/7-11), (VIII/7-12), (VIII/7-13), (VIII/7-14), (VIII/7-15), (VIII/7-15), (VIII/717), (VIII/7-18), (VIII/8-19), (VIII/106-1), (VIII/106-3), (VIII/106-3), (VIII/107-4), (VIII/107-4), (VIII/107-7), (VIII/107-10), (VIII/107-12), (VIII/107-12), (VIII/107-18), (VIII/107-21), (VIII/107-22), (VIII/107-23), (VIII/107-23), (VIII/107-24), (VIII/10727), (VIII/107-28), (VIII/107-29), (VIII/108-30), (VIII/211-7), (VIII/211-8), (VIII/2118), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-11), (VIII/211-12), (VIII/211-15), (VIII/211-17), (VIII/211-17), (VIII/310-4), (VIII/310-5), (VIII/310-5), (VIII/310-6), (VIII/310-7), (VIII/310-7), (VIII/310-9), (VIII/310-10), (VIII/310-11), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-12), (VIII/310-13), (VIII/310-14), (VIII/310-15), (VIII/31016), (VIII/310-17), (VIII/310-17), (VIII/310-17), (VIII/344-1), (VIII/344-1), (VIII/3441), (VIII/345-2), (VIII/345-2), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-3), (VIII/345-4), (VIII/345-5), (VIII/345-10), (VIII/345-11), (VIII/345-11), (VIII/345-13), (VIII/345-14), (VIII/345-15), (VIII/345-18), (VIII/345-20), (VIII/345-20), (VIII/345-20), (VIII/34521), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/454-3), (VIII/454-7), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-10), (VIII/454-11), (VIII/454-12), (VIII/454-12), (VIII/454-12), (VIII/454-13), (VIII/454-13), (VIII/45414), (VIII/454-17), (VIII/454-19), (IX/5-1), (IX/5-2), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-3), (IX/5-6), (IX/5-8), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/5-10), (IX/5-10), (IX/510), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-2), (IX/7-3), (IX/17-3), (IX/17-3), (IX/17-3), 238 (IX/27-3), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-8), (IX/37-9), (IX/37-9), (IX/47-2), (IX/47-3), (IX/57-12), (IX/57-13), (IX/57-13), (IX/674), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/67-5), (IX/77-9), (IX/77-9), (IX/77-9), (IX/77-10), (IX/7710), (IX/77-10), (IX/77-10), (IX/88-6), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/88-7), (IX/97-8), (IX/108-5), (IX/117-4), (IX/127-14), (IX/127-15), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/137-8), (IX/147-12), (IX/147-13), (IX/147-13), (IX/157-6), (IX/157-7), (IX/167-1), (IX/167-1), (IX/167-2), (IX/177-1), (IX/177-2), (IX/177-3), (IX/177-3), (IX/177-3), (IX/185-18), (IX/185-18), (IX/185-19), (IX/185-19), (IX/185-19), (X/57-1), (X/57-1), (X/57-2), (X/57-3), (X/57-4), (X/57-5), (X/57-7), (X/57-8), (X/57-8), (X/57-9), (X/579), (X/57-10), (X/57-11), (X/57-11), (X/57-12), (X/57-13), (X/57-13), (X/57-13), (X/57-14), (X/57-15), (X/57-15), (X/57-15), (X/57-16), (X/58-17), (X/58-18), (X/5819), (X/58-22), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-26), (X/58-29), (X/58-30), (X/58-32), (X/58-34), (X/58-34), (X/58-35), (X/5835), (X/58-37), (X/58-37), (X/59-38), (X/59-39), (X/59-40), (X/59-42), (X/59-42), (X/59-43), (X/59-44), (X/59-45), (X/59-47), (X/59-49), (X/59-50), (X/59-51), (X/5953), (X/59-54), (X/59-54), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-55), (X/59-56), (X/59-56), (X/59-57), (X/59-60), (X/59-60), (X/59-61), (X/59-62), (X/59-63), (X/59-63), (X/6065), (X/60-65), (X/60-66), (X/60-67), (XI/7-5), (XI/7-5), (XI/16-7), (XI/18-17), (XI/1817), (XI/27-9), (XI/28-4), (XI/28-4), (XI/55-1), (XI/55-2), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/553), (XI/55-3), (XI/55-3), (XI/55-5), (XI/55-5), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/55-6), (XI/557), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/55-9), (XI/55-10), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-11), (XI/55-12), (XI/155-1), (XI/155-3), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-7), (XI/155-8), (XI/155-9), (XI/155-9), (XI/155-11), (XI/155-11), (XI/155-12), (XI/15513), (XI/155-14), (XI/155-15), (XI/155-16), (XI/155-17), (XI/155-17), (XI/221-1), (XI/221-1), (XI/221-2), (XI/221-3), (XI/221-3), (XI/221-4), (XI/221-5), (XI/221-5), (XI/221-6), (XI/221-7), (XI/221-7), (XI/221-8), (XI/221-9), (XI/221-10), (XI/221-11), (XI/221-11). (XI/221-11), (XI/221-11), (XI/221-12), (XI/221-14), (XI/221-14), (XI/221-15), (XI/221-17), (XII/10-27), (XII/10-27), (XII/15-13), (XII/16-13), (XII/3120), (XII/31-20), (XII/31-20), (XII/84-2). 2.5.1.2. Olumlu isim cümleleri Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da "ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4). 239 Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak (I/146-7). Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir (II/10-1). A as kar s nda, a as kadar güçlü olabilme davas güden Gevher’in tutsa idi (II/118-17). Son s n f: Bu sefer üç ayl k e itim (VII/32-2). " te bu, zehirli bir y lan gibi içlerine çöreklenip oturmu a a l k duygusu, güvensizlik, sahipsizlik…(VII/53-21). "nsanlar n sopalar de i ik, yaln zl klar n n cinsine göre (VII/81-1). Ötesi sana ait, … (VII/81-20). .u siyah ekiller çiçek olmal (VIII/107-5). Katk s z, sert, içten gelen bir ahenkle sarma dola olmu yatay, dikey, içleri bo , dolu kutular, çizgiler (VIII/107-6). (I/146-1), (I/146-5), (I/146-8), (I/146-9), (II/10-2), (II/10-9), (II/10-10), (II/10-11), (II/10-12), (II/10-13), (II/117-1), ((II/117-1), II/117-9), (II/118-15), (II/118-16), (II/11820), (II/118-20), (II/118-25), (II/118-27), (II/118-29), (II/118-31), (II/118-34), (II/11835), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-37), (II/118-44), (III/5-9), (III/5-10), (III/5-11), (III/5-11), (III/5-11), (III/5-13), (III/5-17), (III/5-19), (III/5-19), (III/61-8), (III/61-9), (III/61-12), (III/61-13), (III/122-3), (III/122-7), (III/122-8), (III/122-11), (III/188-1), (III/189-5), (IV/10-1), (IV/10-1), (IV/89-2), (IV/103-2), (V/105-6), (V/105-7), (V/10510), (VI/7-1), (VI/7-1), (VI/17-12), (VI/27-7), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/90-1), (VI/901), (VI/90-1), (VI/104-1), (VI/104-1), (VI/104-1), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/111-2), (VI/133-1), (VI/133-1), (VI/142-11), (VI/142-11), (VI/207-2), (VI/207-2), (VI/270-7), (VII/27-1), (VII/27-1), (VII/32-2), (VII/37-6), (VII/42-2), (VII/80-15), (VII/80-15), (VII/81-3), (VII/81-3), (VII/81-4), (VII/81-4), (VII/81-5), (VII/81-6), (VII/81-6), (VII/81-10), (VII/81-23), (VII/81-23), (VII/81-23), (VII/279-6), (VII/279-11), (VII/27912), (VII/279-14), (VII/279-19), (VIII/7-2), (VIII/7-7), (VIII/7-10), (VIII/7-11), (VIII/107-4), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-7), (VIII/107-9), (VIII/107-16), (VIII/107-17), (VIII/107-17), (VIII/107-19), (VIII/107-20), (VIII/211-8), (VIII/211-9), 240 (VIII/211-10), (VIII/211-11), (VIII/211-14), (VIII/211-14), (VIII/211-16), (VIII/310-3), (VIII/310-7), (VIII/310-8), (VIII/310-16), (VIII/310-18), (VIII/310-18), (VIII/310-19), (VIII/345-2), (VIII/345-6), (VIII/345-6), (VIII/345-9), (VIII/345-9), (VIII/345-10), (VIII/345-12), (VIII/345-13), (VIII/345-15), (VIII/345-16), (VIII/345-17), (VIII/34518), (VIII/345-19), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-5), (VIII/454-5), (VIII/454-5), (VIII/454-6), (VIII/454-7), (VIII/454-8), (VIII/454-10), (VIII/454-16), (VIII/454-18), (VIII/455-20), (VIII/455-21), (IX/5-1), (IX/5-3), (IX/5-7), (IX/5-9), (IX/5-9), (IX/7-2), (IX/17-1), (IX/17-2), (IX/17-3), (IX/47-3), (IX/97-8), (IX/117-3), (X/57-4), (X/57-6), (X/57-6), (X/57-9), (X/58-19), (X/58-19), (X/58-24), (X/58-31), (X/58-34), (X/58-35), (X/58-36), (X/58-37), (X/59-41), (X/59-49), (X/59-50), (X/59-53), (X/59-59), (X/5962), (X/60-65), (XI/7-5), (XI/55-3), (XI/55-4), (XI/55-8), (XI/55-8), (XI/155-2), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-4), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-6), (XI/155-10), (XI/221-6), (XI/221-16). 2.5.1.3. Yap0ca olumlu anlamca olumsuz cümleler Sanki bir diyece i mi var? (II/9-1). Ben hiçbir ey hissetmiyor gibiydim; durgun, a r, müzikle ve iirle tekle mi (XI/221-16). Dü ündüm, e er bu propaganda içinse, i te canl örnekleri dola yor aram zda, kelimelere ne hacet? (VIII/211-15), O lan olacak, diye tasdik etti M sri, lakin bu hediye fazla ho uma gitmedi, yahu aram zda böyle eyler olur mu, evlendin, çocu un olacak diye hediye mediye, aram zda…(VI/241-4), Hay rl olsun…dedi…biz sportmence yar t k, kaybettik, ne yapal m (III/188-3), 241 2.5.2. Olumsuz Cümleler 2.5.2.1. Olumsuz fiil cümleleri 2.5.2.1.1. “-mA” ile olumsuz yap0lan cümleler Bütün bu ameliye s ras nda en küçük bir ac bile hissedilmiyor (I/146-13). … safl n k nayabilmezdi! (II/10-6). Ba ka da hiç a lad n görmemi lerdi Bay nd r’ n (II/10-8). El-Basan’ n gülen gözleri gülmez oluyor, … (II/118-43). Beceremedi (III/189-13). Afedersiniz, bir eyi pek iyi anlayamad m beyefendi, … (VII/66-2). Sevim ablan n tahlillerini pek anlam yor, … (VII/81-7). .imdi her eyi anl yor ve Tülin’den korkmuyorum…(VII/81-8). Bende, benimle, benim gönlümde bulamazs n gerçe i (VII/81-14). Elini kana bulama, sen de kana bulanma o lum! (VII/279-9). Gurup gurup gençler, kaymak tabakan n nazl çocuklar , ba lar n e ip, manzaray görmezden geliyorlar (VII/279-13). (I/146-16), (II/117-5), (II/117-6), (II/118-13), (III/5-15), (III/61-6), (III/61-6), (III/1223), (III/122-3), (III/122-3), (VI/111-2), (VI/172-3), (VI/241-4), (VII/27-21), (VII/2799), (VII/279-25), (VIII/7-12), (VIII/7-14), (VIII/7-16), (VIII/7-16), (VIII/106-2), (VIII/107-26), (VIII/107-28), (VIII/211-7), (VIII/211-13), (VIII/310-1), (VIII/310-2), (VIII/310-9), (VIII/345-5), (VIII/345-18), (VIII/454-3), (VIII/454-4), (VIII/454-8), (VIII/454-9), (IX/5-1), (IX/5-1), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/27-4), (IX/57-14), (IX/5714), (IX/137-7), (IX/137-8), (IX/147-12), (X/58-20), (X/58-21), (X/58-25), (X/58-26), (X/58-28), (X/58-29), (X/58-35), (X/59-39), (X/59-42), (X/59-43), (X/59-52), (X/6064), (XI/221-9), (XII/31-20), (XII/84-2). 242 2.5.2.1.2. “ne….ne” ba;lama edat0yla yap0lan cümleler Ko uyu tutturacaks n, öyle bir yere geleceksin ki ne geri dönmek mümkün olacak, ne durmak!. (VIII/310-5). 2.5.2.2. Olumsuz isim cümleleri 2.5.2.2.1. “yok” ile yap0lan olumsuz cümleler Nas l bir rezillik ki, o y ldan beri bu y la karg lansa yetmesi yok (II/118-42). …ve dahi tükenesi yoktur, ….(II/117-1). Oysa bu adam n, asaletle uzak yak n ilgisi yok (III/5-8). Tabiatta de i iklik yoktu (VIII/7-8). Yoksa, bu beyler yi ittir dememek, erdir, bahad rd r, erdemlidir dememenin dahi mümkünü yok! (II/117-11). …bizim burada bir eylerden haberimiz yok, … (VI/290-10), Karar veriyorum, ne kadar samimi diye sormaya lüzum yok (VIII/107-24), Bana mavi mavi bak yorsun, güne yald zlam bak lar n , gülümser gibisin, tek bulut yok… (VIII/345-2), E er gören olmu sa hafta sonundaki öz ele tiri toplant s nda “ O gün topra n üstünde yatarken, hiç gere i yoktu ama gülümsedim.” diye itiraf etmem laz m gelir (VIII/345-4). Bak yorum, bir zamanlar ona söylediklerimin hepsine akl yatm görünüyor, ama mücadele etmek, harekete geçmek gibi hiçbir dü üncesi yok (VIII/454-12). (V/105-6), (V/105-7), (IX/108-3), (X/58-23), (X/59-47), (X/60-64), , (XI/155-5), (XI/155-5). 2.5.2.2.2. “de;il” ile yap0lan olumsuz cümleler Ve bak, bulaca n ey, senin hakikatin olacak, benim de il (VII/81-21). 243 Art k korkmuyor, pi manda de il (VII/279-5). Demek o günler, pek de uzaklarda de ilmi ! (VIII/7-6). Mümkün de il, … (VIII/106-3). Hiçbir yolda samimi de il Mehmet Ali (VIII/107-25). Kendi gösterdi i sebep ise, bir milyon birinci olabilir yahut asla “sebep” de il (VII/7-6). Ku kanad de il hançer!. (VIII/107-19). Velhas l, ac çekmek yahut çektirmek ihtiras , ki inin iliklerine i lemi olan tutsakl n bir de i ik tezahürü, ba ka bir ey de il! (VIII/211-10). Çünkü ben art k Mehmet Ali, de ilim (VIII/345-8). Usta içeri girdikten sonra, bizler biraz daha sohbet ettik, hemen herkes gönlü sevgiye haz rlanman n bir çe it yolunu göstermi ti; bu yollar n hepsi do ruydu ve ki inin hepsi birden yapmas gerekiyordu; kolay de il, fakat sevgilere aç k olan bir gönül de, hep umut etti imiz istedi imiz bir eydi…(XI/55-8). (V/105-8), (V/105-10), (V/105-10), (VI/238-1), (IX/5-3), (IX/5-3), (X/58-28), (X/5946), (XI/27-9). 2.5.2.2.3. “ne….ne” ile yap0lan olumsuz cümleler Benim için mühim olan ne de i mesi gereken iktidar, ne Koçsa’n n gül can n s kmamak, ne de Y"SK’in gelmesi dü ünülen iktidar destekleme karar olmas d r (VII/42-2). 2.5.2.3. Yap0ca olumsuz anlamca olumlu cümleler .öyle sere serpe uzan p da topra a, gözlerini gö e kald r nca, seni hat rlamamak imkâns z akçabarda m (VIII/345-1). S caklardan yan p kavrulup, ben de o gölgeye ko muyor muyum? (IX/97-9). 244 Zeki, davetlilerine kar , do rudan do ruya konuyu açmaya biraz utan yordu, zaten imdiye kadar hepsi i itmi ti i iteceklerini, bu yeme i kabul etmeleri, acaba Zeki’yi tasvip ettikleri anlam na gelmez miydi?.. (III/122-4). 2.5.3. Soru Cümleleri Bir cevap isteyen, ö elerinden herhangi biriyle ilgili bir durumu veya bit i in yap l p yap lmayaca n soran cümlelerdir. Cümleler soru eki (mI), soru s fatlar , soru zarflar , soru zamirleri ile bazen de vurgu yoluyla soru anlam kazan r. 2.5.3.1. Kurulu1lar0 yönünden soru cümleleri 2.5.3.1.1. Soru ekiyle kurulan cümleler Sanki bir diyece i mi var? (II/9-1). Selçuk’un torunlar m dedin? (II/117-8). Ancak Alp Arslan Sultan’a ayar olagelmenin mümkünü var m ? (II/117-10). Alp Arslan Ba bu ’dan daha büyü ü ola m yd , ya ondan görkemlisi? (II/118-26). "nanagelmek olabilir mi? (II/118-45). Yoksa; bembeyaz mermer ben miyim? (III/5-14). …öyle de olmu tu, yine bir safl k ifadesi de il mi.? (III/5-16). …“.imdi u Sünbül amcan n k z m yd , yoksa evdeki yard mc m ?..” … (III/61-4). …acaba Zeki’yi tasvip ettikleri anlam na gelmez miydi?.. (III/122-4). (VI/241-4), (VI/261-13), ( (VII/66-2), (VII/81-12), (VII/81-12), ((VII/179-1), (VII/27916), (VII/279-18), (VII/279-19), (VII/279-20), VIII/22-16), (VIII/22-16), (VIII/107-11), (VIII/107-13), (VIII/107-15), (VIII/211-9), (VIII/345-12), (VIII/345-12), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/5-3), (IX/5-4), (IX/5-5), (IX/7-1), (IX/47-3), (IX/97-9), (IX/108-4), 245 (IX/108-4), (IX/117-3), (X/58-25), (X/58-33), (X/59-38), (X/59-38), (X/59-48), (X/5951), (X/59-51), (XI/7-1), (XII/84-2). 2.5.3.1.2. Soru s0fat0yla kurulan cümleler Gerçe e kavu abilmek için kaç aynay k r p buz etmem laz m? (XI/11-3). 2.5.3.1.3. Soru zarf0yla kurulan cümleler Haydi Nurgün.. uzun etme, “kurbanl k” tan “mermer beyazl ” na nas l da atlayabiliyorsun? (III/5-15). …akl m ne zaman toparlamaya ba lad m? (III/5-18). …ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu… (VI/207-2). …hiç dü ünmez misin, çocu un buraya geli gidi günleri saatleri belli mi, niçin bizim evin önünde vursunlar onu? (VII/22-16). Fakat babas n n burada i i ne? (VII/279-10). Kadrimizi bilenler ise neyi, nanca anlayabiliyorlar? (VIII/107-14). Dü ündüm, e er bu propaganda içinse, i te canl örnekleri dola yor aram zda, kelimelere ne hacet? (VIII/211-8). Ne olabilir?.. (VIII/454-15). .imdi bu tedirginlik, bu yapay gülümseme neden? (IX/5-4). (IX/108-4), (X/59-54), (XI/55-12), (XI/55-12), 2.5.3.1.4. Soru zamiriyle kurulan cümleler Neylersin, ne dersin, Sultan’dan kaçagiden, sultan ya s ile kap yor..(II/118-41). Hay rl olsun… dedi…biz sportmence yar t k, kaybettik, ne yapal m (III/188-3). …“ Sen ne yap yordun, be adam ? “ (III/105-11). 246 …Osmanl ne yapmaktad r…Almanya’ya da sava açm z, ne diyorsun?... (VI/290-10). Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; …(VII/16-2). Sevim abla… dedim… ke ke Tülin’e bir tel çekseydik, ama ne diyebilirdik? (VII/59-19). Fakat bende de i en nedir? (VII/81-9). Nereye? (VII/279-22). …nerede o , niçin gelmiyor?. (IX/108-4). 2.5.3.1.5. Vurgu yoluyla kurulan cümleler - Buyur ana? (II/9-1). Kendi ya ad klar n yaz yorsun desem? (X/59-45). 2.5.3.2. 1levleri yönünden soru cümleleri Soru cümleleri “ö renme” fonksiyonundan ba ka de i ik fonksiyonlarla da kullan l r. 2.5.3.2.1. Hayret ifadesi ta10yanlar Yoksa; bembeyaz mermer ben miyim? (III/5-14). …yine a layarak birbirinize sar laca n z bir kimsen daha m var ?” (VI/196-5). Bana m soruyorsun?.. (X/59-55). .a akalm t m, bahçede ustaya hayran bak lar neydi, imdi iki lak rd etmeden kaç ne…(XI/55-12). 2.5.3.2.2. htimal ve kar10la1t0rma ifadesi ta10yanlar …“.imdi u Sünbül amcan n k z m yd , yoksa evdeki yard mc m ?..” (III/61-4). … 247 …siz Selen için tehlikeli bir yerde bulundu u için mi endi e ediyorsunuz, yoksa çirkin bir yerde mi? (VII/66-2). Türk mü, yoksa Mo ol as ll bir Sovyet vatanda m … (VIII/345-12). Neden, o kad nlara benzemekten mi yoksa erkeklerden mi?. (X/58-33). Karakterim mi ben oluyor, yoksa ben mi o? (X/59-51). 2.5.3.2.3. Bilinmezlik ifadesi ta10yanlar …Hiç daha önce adam öldürdün mü, böyle bir ey yapmaya kalkt n m ?.. (VI/261-13). …Osmanl ne yapmaktad r… Almanya’ya da sava açm z, ne diyorsun?... (VI/290-10). …Allah tek de il mi, yoksa seninki ba ka, benimki ba ka m ? (VII/81-22). Fakat bende de i en nedir? (VII/81-9). Ku kanad n n temas nda öfkemizi, bir t ls ml yediveren gülünün kokusunda sevincimizi duyabiliyorlar m ? (VIII/107-15). O halde ayr nt lar ile tariflere girenlerin a zlar n açt ran, ac çekmekten ho lanma dürtüsü mü? (VIII/211-9). Ne olabilir?. (VIII/454-15). Yoksa o güne in on ikisinde esen serinleten bir rüzgârla m e ? (IX/7-1). Sarho mu ettin sevgilimi, esrar m verdin, nerede o , niçin gelmiyor?. (IX/108-4). Peki.. dedi.. ya seni Natalie Wood’a benzeten oldu mu? (X/58-16). (X/58-25), (X/59-38), (X/59-38), (X/59-48), (X/59-51), (X/59-51), (X/59-54), (XI/7-1), (XI/11-3). 2.5.3.2.4. Üzüntü ve kayg0 ifadesi ta10yanlar Neylersin, ne dersin, Sultan’dan kaçagiden, sultan ya s ile kap yor..(II/118-41). 248 Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; …(VII/16-2). Sevim abla… dedim… ke ke Tülin’e bir tel çekseydik, ama ne diyebilirdik? (VII/59-19). …çok mu k rd seni o herif? (VIII/310-12). 2.5.3.2.5. Suçlama ifadesi ta10yanlar Haydi Nurgün.. uzun etme, “kurbanl k” tan “mermer beyazl ” na nas l da atlayabiliyorsun? (III/5-15). …Ba ka bir söz bilmez misiniz ya’u!. (IV/10-1). …hiç dü ünmez misin, …(VII/22-16). Bu mu yi itlik, bu mu erdem? (VII/81-12). Almaz m s n tabancalar n yan na! (VII/279-1). Peki, biz bunlar için mi u ra t k, u bizim millet! (VII/179-16). “A al k vermekle, yi itlik vurmakla olur!” Öyle miydi "lhan? (VII/279-18-). Öyle ise… bir zamanlar inanm t n, öyle ise bunlar yi it! Yi it mi dersin? Allah kahretsin. (VII/279-19). Ve sen mi yi ittin "lhan, imdi u sütü bozuklar n aras nda uslu uslu yürüyüp giden? (VII/279-20). 2.5.3.2.6. Merak ifadesi ta10yanlar …öyle de olmu tu, yine bir safl k ifadesi de il mi.? (III/5-16). …akl m ne zaman toparlamaya ba lad m? (III/5-18). …acaba Zeki’yi tasvip ettikleri anlam na gelmez miydi?.. (III/122-4). …“ Sen ne yap yordun, be adam ? “ (III/105-11). 249 …ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu… (VI/207-2). Fakat babas n n burada i i ne? (VII/279-10). Nereye? (VII/279-22). Kadrimizi bilenler ise neyi, nanca anlayabiliyorlar? (VIII/107-14). …Berrin Han m, olur mu, müsaade eder misiniz? (IX/5-2). Çehre;yüz, surat demektir, biliyor muydun… (IX/47-3). (IX/5-4), (IX/5-5), (IX/37-8), (XI/55-11), (XI/55-11), 2.5.3.2.7. mkâns0zl0k ifadesi ta10yanlar Ancak Alp Arslan Sultan’a ayar olagelmenin mümkünü var m ? (II/117-10). Alp Arslan Ba bu ’dan daha büyü ü ola m yd , ya ondan görkemlisi? (II/118-26). "nanagelmek olabilir mi? (II/118-45). Hay rl olsun… dedi… biz sportmence yar t k, kaybettik, ne yapal m (III/188-3). …yahu aram zda böyle eyler olur mu, … (VI/241-4). … çocu un buraya geli gidi günleri saatleri belli mi, niçin bizim evin önünde vursunlar onu? (VII/22-16). 2.5.3.2.8. Sözde soru cümleleri Dedem bir kere bana, “Ninen de severdi çiçekleri, senin gibi onlara türlü mana, söz, tav r yak t r rd .” dememi miydi? (VIII/107-11). Kadrimizin her zaman bilinmeyi i, ço umuzun gölgeler içinde ömür tüketip, karanl kta göçü ü bu yüzden de il mi? (VIII/107-13). Dü ündüm, e er bu propaganda içinse, i te canl örnekleri dola yor aram zda, kelimelere ne hacet? (VIII/211-8). 250 …Arkada de il miyiz Havva, … (IX/5-3). S caklardan yan p kavrulup, ben de o gölgeye ko muyor muyum? (IX/97-9). Kendi ya ad klar n yaz yorsun desem? (X/59-45). Sanki bir diyece i mi var? (II/9-1). O lan olacak, diye tasdik etti M sri, lakin bu hediye fazla ho uma gitmedi, yahu aram zda böyle eyler olur mu, evlendin, çocu un olacak diye hediye mediye, aram zda…(VI/241-4), - Hay rl olsun… dedi… biz sportmence yar t k, kaybettik, ne yapal m .(III/188-3). (XII/84-2). 2.5.3.3. Anlam0na göre soru cümleleri 2.5.3.3.1. Olumlu soru cümleleri Selçuk’un torunlar m dedin? (II/117-8). Alp Arslan Ba bu ’dan daha büyü ü ola m yd , ya ondan görkemlisi? (II/118-26). Neylersin, ne dersin, Sultan’dan kaçagiden, sultan ya s ile kap yor… (II/118-41). "nanagelmek olabilir mi? (II/118-45). Yoksa; bembeyaz mermer ben miyim? (III/5-14). Haydi Nurgün.. uzun etme, “kurbanl k” tan “mermer beyazl ” na nas l da atlayabiliyorsun? (III/5-15). …akl m ne zaman toparlamaya ba lad m? (III/5-18). …“.imdi u Sünbül amcan n k z m yd , yoksa evdeki yard mc m ?..” … (III/61-4). Hay rl olsun… dedi… biz sportmence yar t k, kaybettik, ne yapal m (III/188-3). …“ Sen ne yap yordun, be adam ? “ (III/105-11). 251 (VI/196-5), (VI/207-2), (VI/241-4), (VI/261-13), (VI/290-10), (VII/16-2), (VIII/22-16), (VIII/22-16), (VIII/22-16), (VII/59-19), (VII/66-2), (VII/81-9), (VII/81-12), (VII/8112), (VII/81-22), (VII/81-22), (VII/279-10), (VII/279-16), (VII/279-18), (VII/279-19), (VII/279-20), (VII/279-22), (VIII/107-14), (VIII/107-15), (VIII/211-8), (VIII/211-9), (VIII/310-12), (VIII/345-12), (VIII/454-15), (IX/5-2), (IX/5-2), (IX/5-4), (IX/5-5), (IX/7-1), (IX/37-8), (IX/47-3), (IX/108-4), (IX/108-4), (IX/108-4), (IX/117-3), (IX/1173), (X/58-16), (X/58-25), (X/58-33), (X/59-38), (X/59-38), (X/59-45), (X/59-48), (X/59-51), (X/59-51), (X/59-54), (X/59-55), (XI/7-1), (XI/11-3), (XI/55-11), (XI/5511), (XI/55-12), (XI/55-12), (XII/84-2). 2.5.3.3.2. Olumsuz soru cümleri …öyle de olmu tu, yine bir safl k ifadesi de il mi.? (III/5-16). …acaba Zeki’yi tasvip ettikleri anlam na gelmez miydi?.. (III/122-4). …Ba ka bir söz bilmez misiniz ya’u!. (IV/10-1). …Allah tek de il mi, … (VII/81-22). Almaz m s n tabancalar n yan na! (VII/279-1). Dedem bir kere bana, “Ninen de severdi çiçekleri, senin gibi onlara türlü mana, söz, tav r yak t r rd .” dememi miydi? (VIII/107-11). Kadrimizin her zaman bilinmeyi i, ço umuzun gölgeler içinde ömür tüketip, karanl kta göçü ü bu yüzden de il mi? (VIII/107-13). …Arkada de il miyiz Havva, … (IX/5-3). S caklardan yan p kavrulup, ben de o gölgeye ko muyor muyum? (IX/97-9). Sarho mu ettin sevgilimi, esrar m verdin, nerede o , niçin gelmiyor?. (IX/108-4). 2.6. CÜMLEN N UNSURLARI ARASINDAK LG 2.6.1. Özne-Yüklem lgisi Do ru bir cümlenin önemli artlar ndan biri de özne-yüklem uygunlu udur. Özneyüklem uygunlu u, özne ile yüklemin “nicelik ve ki i” bak m ndan birbiriyle uyum içinde olmas demektir. 252 Türkçenin söz dizimine göre özne-yüklem uygunlu u kurallar öyledir: a. Özne teklik ise yüklem de teklik olur; ancak övünme, böbürlenme veya alçak gönüllülük, sayg ve nezaket gibi sebeplerle özne çokluk (biz, siz, onlar). yap labilir. Bu durumda yüklem de çokluk olur. b. Özne çokluk insan ise yüklem teklik de olabilir, çokluk da olabilir. c. "nsan d ndaki varl klar n, kavramlar n, insan organlar n n özne olmas durumunda yüklem teklik olur; ancak te his sanat yap lm sa özneye uygun yüklem getirilir. ç. Cümlede birden çok özne var ise ve bunlardan biri birinci teklik ki i ise yüklem birinci çokluk ki i; birden çok öznenin içinde ikinci teklik ki i de bulunuyor ise yüklem ikinci çokluk ki i olur. "nceledi imiz cümlelerde öznenin teklik veya çokluk olu una göre yüklemin durumunun ele ald k. 2.6.1.1. Öznenin teklik oldu;u cümlelerde yüklemin durumu Bütün bu ameliye s ras nda en küçük bir ac bile hissedilmiyor (I/146-13). Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam … (I/146-22). Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti. (II/117-2). Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu (II/118-18). Af in Bey ise ard ndan durmay p at sal yor (II/118-47). Bunu dü ünüyordu Zeki, una buna gülücük da t rken, içinden taa içinden politikac lar n i inin ne kadar zor oldu unu takdir ediyordu. (III/122-5). Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan a varmaya çal m . (V/105-2). 253 M sri Mardin’deki çal malar ndan hocas Abdurrezzak Efendi’den ve ö rencileri olan dört o lan karde ten bahsetmi ti Süleyman’a (VI/188-7). IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi isimlerle an lan SarayCedid’de oturmay tercih ediyordu, bu saray ehrin d nda, Tunca Nehri’nin bat s ndaki geni düzlüklere kurulmu tu (VI/251-1). Oysa aramay , hatta aramam laz m geldi ini de Mehmet ö retmi ti bana (VII/81-17). 2.6.1.2. Öznenin çokluk oldu;u cümlelerde yüklemin durumu 2.6.1.2.1. Öznenin çokluk- yüklemin teklik olmas0 Sonradan bu ufak yaralar yer ediyor (I/146-14). …yüzlerinde yirmi otuz sivilce ç k yor (I/146-16). O k yamet günler yâd na dü er… (II/10-3). Griler de olmal , belirsizlikler… (III/5-2). …çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III/61-9). Tepemizdeki ç narlar uyuyor, yapraklar tozlanm . (III/61-11). …sular köpürüp, ahlanarak gemiyi dövüyor (VI/7-1). Tekrar gülmek istiyor "lhan, dudaklar geriliyor, ancak ac duyuyor (VII/279-15). Her eyi pek aç k gördüm, renkler hiç solmam t , bahar havas ci erlerime doldu (VIII/7-5). Sözler hiç bitmedi, a zdan a za dola t . (VIII/211-7). …umumiyetle bu rahat içinde Bulgarlar çal r, bizlere pek nasip olmaz! (VIII/454-3) 254 2.6.1.2.2. Öznenin çokluk- yüklem çokluk olmas0 A lanan çocuklar, sekiz gün kadar oynuyorlar, … (I/146-16). Biz yine Edirne’ye, 1700 y llar na dönelim ve Türklerin a y ke fetme hikayesini dinleyelim… (I/146-23). Kavurt’un erleri ile, Sultan’ n öncü kuvvetleri Ata Beg Çav kumandas nda kar la t lar (II/118-22). …biz sportmence yar t k, kaybettik, ne yapal m. (III/188-3). Gurup gurup gençler, kaymak tabakan n nazl çocuklar , ba lar n e ip, manzaray görmezden geliyorlar (VIII/279-13). Peki, biz bunlar için mi u ra t k, u bizim millet! (VII/279-16). Çocuklar, "lhan’ itip, tuvalete sokuyorlar, s rayla dövüyorlar (VII/279-24). Topra n suyla kar p balç kla t yerlerde ak yüzlü nazl çiçekler, ak saplar n n üstünde ürkek bir sevinçle titrerler (VIII/8-19). Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor; onlar can suyumuza kar m sab rla, ince ince i leyip, Allah sevgisi nurumuzla ayd nlatt ktan sonra sessizce, yumu ak yumu ak seriyoruz gözler önüne (VIII/107-12). …biz insanlar hep eteklerine sar lm vaziyette bekleriz… (IX/17-3). 2.6.2. Nesne-Yüklem lgisi Nesne cümle veya yan cümlecikte yüklemin bildirdi i i ten etkilenen varl kt r. Bu sebeple yüklemle do rudan ili kilidir; ancak bütün yüklemler nesne almaz. Yüklemi geçi li fiil olan cümleler nesne al r. Yüklemi geçi siz fiil olan cümlelerde i i yapan ve i ten etkilenen özne oldu u için böyle fiiler nesne istemez. Nesne tek kelimeden olu abilece i gibi kelime grubundan da olu abilir veya iç içe birle ik cümlelerde oldu u gibi iç cümle eklinde de olabilir. "ç içe birle ik cümlelerde genellikle iç cümle ana cümlenin nesnesi durumundad r. Nesneler yükleme hali eki al p almamas na göre ikiye ayr l r: 255 -- Belirtili nesne (yükleme hali eki alan nesneler). -- Belirtisiz nesne (yükleme hali eki almayan nesneler). "nceledi imiz cümlelerde daha çok isim tamlamas ve s fat tamlamas n n nesne oldu u görülmektedir. 2.6.2.1. Belirtili nesne-yüklem ilgisi Belirtili nesne-yüklem ilgisinde nesne durumunda olup da “- , -i, -u, -ü” yükleme hal eklerinin birini alan kelime veya kelime gruplar incelenmi tir. Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar (I/146-6). Say lar on be ile on alt y bulan aile topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar (I/146-11). Onun için, a y kapal yerlere yap yorlar (I/146-15). Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd (II/10-2). Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini, söylerken a lard (II/10-7). Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve "slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t . (II/117-3). Ba lanmas n diledi (II/117-24). Kar mda, sanki ciddi bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum (III/5-1). Geç safl , basbaya budalal k! (III/5-17). Ya amay seviyorum!.. (III/61-14). 256 Bu kez, gidecek paray da umursam yordu, hindi gelecek yerden tavuk esirgememeliymi , çünkü Ba kanl k konusunda arkada lar n n ne dü ündü ünü anlamak laz mm , çünkü bu zamanda kimin kime ne denlü tesir edece i, belli olmazm . (III/122-3). Lakin imdi gönlü ate inin n izlemeliydi, onlara sanki birer büyük adamm lar gibi konu tu (VI/107-1). IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi isimlerle an lan SarayCedid’de oturmay tercih ediyordu, bu saray ehrin d nda, Tunca Nehri’nin bat s ndaki geni düzlüklere kurulmu tu (VI/251-1). 2.6.2.2. Belirtisiz nesne-yüklem ilgisi Yükleme hali eki almayan nesneler belirtisiz nesnelerdir. Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini, söylerken a lard (II/10-7). Hele bir de bu begler, Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard … (II/17-7). Selçuk’un torunlar m dedin? (II/117-8). Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l izlenimi b rakm t , a r a r akan, bula an (III/5-12). .imdiye kadar bana hiç kar mad lar, paras z yat l okuyaca m, dedim, ö retmen olaca m dedim, bilmem Konya’da yaln z ya ayaca m dedim, sonra "stanbul’a tayinimi yapt rd m, hiç mi hiç kar mad lar (III/61-6). 257 Zeki, midesinin ortas na bir yumruk yemi gibi oldu, kas ld … (III/188-2). Ama Sakine yengen k z yor, gavur köpe inin kar s bu, diyor, alma evine, diyor. (IV/89-2). Da tepe, ta lar dikenler, saatler geçmi , gece yar s nda ula m a (V/105-3). Sana süt s tay m, ekme im de yok, lakin bu sabah derledi im armutlar var, sana armut vereyim.” (V/105-7). Ve bak, bulaca n ey, senin hakikatin olacak, benim de il (VII/81-21). 2.6.3. Yer tamlay0c0s0- yüklem ilgisi Yer tamlay c s yüklemi yakla ma, bulunma ve uzakla ma ilgileriyle tamamlayan ö edir. "sim soyundan bir kelime olabilece i gibi kelime grubu da olabilir. Yüklemin anlam n dolayl olarak etkiledi inden “ dolayl tümleç” de denilir. “Dolayl tümleç, cümlede yüklemin anlam n çe itli yönlerden tamamlayan ve kesinle tiren; bulunma, yakla ma ve uzakla ma durumu eklerinden biriyle veya bir edatla birlikte kurulan yal n veya grup halindeki ad n cümle bilgisindeki ad d r.” (Korkmaz, 1992, 47). Muharrem Ergin yer tamlay c s için öyle der: “ Fiilin mekan n ve istikametini gösteren cümle unsurudur. Her hareketin zaman ve mekan içinde bir yeri ve bir istikameti vard r. " te yer tamlay c s hareketin ceryan etti i bu yeri ve istikameti ifade eder. Bu unsur da isim cinsinden bir kelime veya kelime grubu olur. Fiile yer ve istikamet ekleri olan datif, lokatif ve ablatif ekleri ile ba lan r. Datifli yer tamlay c s hareketin kendisine yöneldi ini, kendisine do ru yakla t n ; lokatifli yer tamlay c s hareketin kendi içinde cereyan etti ini, kendi içinde bulundu unu; ablatifli yer tamlay c s hareketin kendisinden uzakla t n gösterir.” (Ergin, 1985, 400). Yönelme, bulunma ve uzakla ma hali eki alm tarz, zaman ve miktar zarflar yer tamlay c s olmazlar. Biz de yer tamlay c s -yüklem ilgisini yakla ma ekiyle kurulan yer tamlay c lar , bulunma ekiyle kurulan yer tamlay c lar ve ayr lma ekiyle kurulan yer tamlay c lar olarak üç grupta inceledik. 258 2.6.3.1. Yakla1ma hali ekiyle kurulan yer tamlay0c0lar0 Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar (I/146-12). Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve "slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). Y nal’ n yok edili i bile, Türk töresine uygun getirilmi , kutlu kan topra a ak t lamayaca için, yay n kiri i ile bo durulmu tu (II/117-14). El-Basan ba dilemeyip, kaçt .. ulusu Yabgu’lulard , Ak Topraklar’a ak n edip, urup, çarp p dönüyordu (II/118-27). Sertçe çekti kolunu, kurtard Halime’nin elinden, homurdand : - Hem öyle bir daha ç kma benim önüme, bir derdin varsa, anaya de (IV/97-2). Adam n kal b na de il, yapt i lere bak! (VI/238-1). Derken.. haf zam n bir kö esine gömülüp kalm bir hat ra k m lday p canland . (VIII/7-4). … ellerim ellerinde, susup, ninemin dokudu u kilimin desenlerine bak yoruz (VIII/107-4). Ve ükrün ve övgünün yaln z Yaradan’a olaca n hat rlat r…(XI/155-8). Dönüp arkada lara bakt m, hepsi söz birli i etmi çesine, ba lar n sallad lar. (XI/221-7). 2.6.3.2. Bulunma hali ekiyle kurulan yer tamlay0c0lar0 "nceledi imiz cümlelerdeki bulunma hali eki alm ana fonksiyonu ba l yer tamlay c lar n bulunma alt nda toplad k. Bilgisayar kütüphanede durur, orada çal mak isteyen istedi i kadar çal r (XI/55-5). 259 .ükretmek, burada, tezgahta, en çok üzerinde durulan hususlardan biri (XI/155-2). Askerleri peri an k l nd ktan sonra, Kavurt a as Ba bu ’un önünde ba indirip, a r bast (II/118-23), Bembeyaz mermer üzerinde, bir hayat sandviçten arda kalan leke gibi! (III/5-13). "malathane , kocaman, oldukça lo , ambar gibi bir yerdi, ocaklar n üstünde kocaman kazanlar vard , her bir kazan n üstünde ise, tavandan sarkan bir tahta tekerlek bulunuyordu, … (VI/133-1). Militanlar n bu yava l nda, temkininde çift tabancal öhretinin etkisi olmal (VII/279-7). Tabiatta de i iklik yoktu (VIII/7-8). Topra n suyla kar p balç kla t yerlerde ak yüzlü nazl çiçekler, ak saplar n n üstünde ürkek bir sevinçle titrerler (VIII/8-19). Ayetlerde ükürle ilgili pek de çok söz var, benim en ilgimi çekeni ise öyle:… (XI/155-4). Bir s cak ve içten tebessümün yüzünde yer etti i Tülin Han m: “-.imdi ükür, halimiz vaktimiz yerinde amma bir zamanlar çok s k nt çektik, … (XI/155-13). 2.6.3.3. Ayr0lma hali ekiyle kurulan yer tamlay0c0lar0 Çal mam zda bütün örnekleri ayr lma ana fonksiyonu ba l alt nda toplad k. Mektubun tarihi; 1 Nisan 1818 ve Edirne’den, "ngiltere’deki Bayan Sarah Cisyil’e yaz lm (I/146-5). Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard (II/10-10), Bembeyaz mermer üzerinde, bir bayat sandviçten arda kalan leke gibi! (III/5-13). Sofrada sohbet, uradan buradan, Üniversite iç meselelerinden ba lam , günlük siyasete geçmi ti; öyle devam ediyordu (III/122-9). 260 Sertçe çekti kolunu, kurtard Halime’nin elinden, homurdand : - Hem öyle bir daha ç kma benim önüme, bir derdin varsa, anaya de(IV/97-2). M sri Mardin’deki çal malar ndan, hocas Abdurrezzak Efendi’den ve ö rencileri olan dört o lan karde ten bahsetmi ti Süleyman’a (VI/188-7). Beron Enstitüsü Tarih Bölümü mezunu, seçkin Komsomol Mehmet Ali; imdi seçkin komsomollar aras ndan ayr l p, …(VIII/345-9). Kurallar sayd ; bence en mühimi okulun d ö renciden tecrit edilmesi. dünyadan ve bir ö rencinin di er (VIII/345-15). Bu i te gülce konu mak, gönülden konu mak! (XI/155-10), Hafta sonu Tülin Han m’la Güngör Bey geldiler &stanbul’dan, bizim bahçedeki mütevaz odam za misafir oldular (XI/155-11). …fakat inanc m z, Ona ükretmemiz eksilmedi yüre imizden, ” dedi. (XI/155-13). 2.6.4. Zarf Tümleci –Yüklem ilgisi Zarf tümleci, fiili zaman, hal, yön, sebeb, tarz, miktar, ölçü, vas ta ve art gibi yönlerden tamamlayan cümle ö esidir. Zarflar durum eki almazlar. "smler eksiz veya e itlik, vas ta, yön, zaman, tarz ve miktar bildiren hal ekleriyle cümlede zaf görevi yaparlar. Fiiller de zarf-fiil ekleri alarak yüklemi tamamlar. Zarflar kelime veya kelime gruplar ndan olu ur. Baz dil ara t rmac lar edat tümleçleri olarak ayr bir ö e daha kabul etmektedir. “Edat tümleçleri, bir son çekim edat ile ona ba l yard mc ö elerden olu an edat gruplar n n tümce içinde zarf olarak kullan ld tümleçlerdir. Edat tümleçlerin i levleri zarf tümleçlerinin i levlerine benzer, bu nedenle edat tümleçleri zarf tümleçlerinin bir türü olarak de erlendirilebilir. Yüklemi neden, sebep, amaç vb. ilgilerle aç klar. Edatlar n her biri zarf tümleçleri içinde tümceye kendi anlam ilgisini katar. ile(-lA). için, gibi vb. edatlar n olu turdu u edat tümleçleri yüklemi edatlar n görevlerine uygun olarak çe itli aç lardan tamlar.” (Eker, 2005, 457). Çal mam zda edat tümleçleri ay rmad k, zarf tümleçleri içinde inceledik. 261 2.6.4.1. Zaman bildiren zarflar Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz (I/146-3). Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da "ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir (I/146-4).O zaman aile reisleri, ailelerinde çiçek hastal na tutulmu kimse olup olmad n ö reniyor ve birkaç aile toplan yorlar (I/146-10). Sonradan bu ufak yaralar yer ediyor. (I/146-14). Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd .(II/10-2). O k yamet günler yâd na dü er, deyi derdi, zaman zaman. (II/10-3). Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini, söylerken a lard (II/10-7). Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu . (II/118-18). Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetmesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra (II/118-36). Bu s ra, El-Basan ise; öfkesi tuttu mu kara ta kül eyleyen Af in Beg önünde sapa yer gözetirken, Sivas’ta Manuel ordusuna kar geliptir (II/118-39). :imdi u koyu koyu Türke ’çi bilinen adamlara bile, sempatik görünmek zorunlulu u içini s k yordu (III/122-6). Nas l, diye soramam, Pasiy’in bildirisini okumay ö rendi i günden anla l r (VIII/107-28). 2.6.4.2. Durum-hal bildiren zarflar Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal usulle önlüyorlar (I/146-6). n burada ke fettikleri bir 262 Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… (I/146-22). Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir. (II/10-1). Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu: -Selçuk’un torunlar özü ulus içre çok itibar ve sayg ya sahip olup, sultanl k davas ndad rlar. (II/10-13). El-Basan ba dilemeyip, kaçt .. ulusu Yabgu’lulard . Ak Topraklar’a ak n edip, urup, çarp p dönüyordu (II/118-27). Geç safl , basbaya budalal k! (III/5-17). Zeki, bir süre ahizeye bakt , sonra yava ça b rakt yerine (III/189-6). Genç kafas n n ilk muhte em isyan ile çocuk, bir elini siper edip, kendine, geri geri kaçt (IV/13-1). Art k korkmuyor, pi manda de il (VII/279-5). Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor; onlar can suyumuza kar m sab rla, ince ince i leyip, Allah sevgisi nurumuzla ayd nlatt ktan sonra sessizce, yumu ak yumu ak seriyoruz gözler önüne (VIII/107-12). 2.6.4.3. Sebep bildiren zarflar A n n faydas na inand m için sevgili yavruma da yapt rmaya karar verdim (I/146-20). Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… (I/146-22). 263 Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve &slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t (II/117-3). Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi (III/122-1). Her an silah çekebilece ini sanmaktad rlar ki "lhan’ n gülmesi geliyor durumun ciddiyetine ra men (VII/279-8). Karar veriyorum, ne kadar samimi diye sormaya lüzum yok (VIII/107-24). 2.6.4.4.Miktar bildiren zarflar A lanan çocuklar, sekiz gün kadar oynuyorlar, bir ey olmuyor, daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, iki üç gün yatakta yat yorlar, yüzlerinde yirmi otuz sivilce ç k yor (I/146-16). Vatan m çok sevdi im için , a n n oraya da girmesini çok isterim (I/146-21). Ba bu , atalar n n düzen üzre, ulusunun erleri aras nda farkl l k gözetmiyor, onlar n ellerinin eri ebildikleri yere de in uzanmalar n istiyordu (II/117-5). Hatta çok s radan… (III/5-9). Biraz rahatlas n, gev esin istiyordum, daha fazla gerildi.. (III/61-3). Kas m, ne istedi ini bilen, uslu bir çocuktu, saatlerce yaz yazmaya çal r, bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek ah’a k zmaz, hatta zaman zaman yazmay b rak r gülerek küçük k z oyalard (VI/17-12). Sevim ablan n tahlillerini pek anlam yor, Tülin’den korkuyordum (VII/81-7). Ötesi sana ait, azmin ve kabiliyetin nisbetinde yürüyeceksin (VII/81-20). Allah tek fakat O’nun her gönülde bir ayr ke fedili i vard r, her gönül ayr d r çünkü Allah rahmetini diledi ine, diledi i kadar verir (VII/81-23). O bizim ihtiyar, koca güne , arza bir kez daha s r tm , karlar erime e ba lam .. toprak su içiyordu (VIII/7-9). 264 Kerevetin üzerinde yatarken, k m ldayamayacak kadar yorgun hissediyorum kendimi (VIII/106-1). Kadrimizi bilenler ise neyi, nanca anlayabiliyorlar? (VIII/107-14). 2.6.4.5.Yön bildiren zarflar El-Basan ise, ulusu ile Ak Topraklar içine do ru kaçmaya vard . (II/118-30). "mparator Diyojen ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret komutas nda, Sivas ve Malatya’ya do ru ilerliyorlar… (II/118-32). Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu (III/61-9). Duygular m d ar vurdu um zaman böyle olacak! (VIII/107-21). Ko uyu tutturacaks n, öyle bir yere geleceksin ki ne geri dönmek mümkün olacak, ne durmak!. (VIII/310-5). O zamanlar bana kar son derece nazik ve anlay l oluyor, hiç tart m yor, gülümsemesi ölçülü. (VIII/454-8). 2.6.4.6.Vas0ta bildiren zarflar Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal usulle önlüyorlar (I/146-6). n burada ke fettikleri bir Oysa bu adam n, asaletle uzak yak n ilgisi yok (III/5-8). opra n suyla kar p balç kla t yerlerde ak yüzlü nazl çiçekler, ak saplar n n üstünde ürkek bir sevinçle titrerler (VIII/8-19). Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor; onlar can suyumuza kar m sab rla, ince ince i leyip, Allah sevgisi nurumuzla ayd nlatt ktan sonra sessizce, yumu ak yumu ak seriyoruz gözler önüne (VIII/107-12). Yoksa o güne in on ikisinde esen serinleten bir rüzgârla m e ? (IX/7-1). Bir eliyle ay ve y ld zlar , bir eliyle dünyay tutmaktad r.. biz insanlar hep eteklerine sar lm vaziyette bekleriz.. o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r (IX/17-3). 265 DETERLEND RME Çal mam z n bu bölümünde Emine I nsu’nun on iki eserinden seçti imiz 555 cümlenin istatistikî bir de erlendirmesi yap lacakt r. Seçilen cümleler “Kelime Gruplar ” bölümünde, içerdikleri gruplar, gruplar n yap lar , gruplar n cümle içindeki görevleri ve gruplar n di er kelime gruplar içindeki durumlar bak m ndan ayr nt l bir biçimde incelenmi tir. Cümle bölümünde önce cümlenin ö eleri incelenmi , özne ve yüklemden sonra en çok zarf tümlecinin kullan ld tespit edilmi tir (758). Cümleler yap lar na göre incelenirken 555 cümle üzerinden istatistik verilmi tir. Yazar n 243 s ral , 215 basit, 36 ba l , 33 iç içe birle ik, 8 ki’li birle ik, 7 artl birle ik olmak üzere 48 birle ik cümle ve 13 kesik cümle kulland tespit edilmi tir. Cümlelerin, anlam na göre, yüklemin yeri ve türüne göre incelenmesi s ras nda s ral cümleler, ve ba l cümlelerin kendi içlerinde ayr cümlelere sahip olmas ndan dolay bu cümleleri olu turan cümlecikler de ayr ca say lm t r. Anlam na, yüklemin türüne ve yüklemin yerine göre cümle incelemelerinde 1053 cümle esas al nm ve buna göre istatistikler verilmi tir. Cümleler anlam bak m ndan incelendi inde yazar n 652 olumlu fiil cümlesi, 208 olumlu isim cümlesi, 79 olumsuz fiil cümlesi, 39 olumsuz isim cümlesi, ve 72 soru cümlesi kulland tespit edilmi tir. Yüklemin yerine göre 893 kurall cümle, 160 devrik cümle kullanm t r. Yüklemin türüne göre cümle incelemesinde 747 fiil cümlesi, 306 isim cümlesi tespit edilmi tir. Fiil cümlelerinin 586’s basit zamanl , 161’i birle ik zamanl d r. Yazar kelime veya kelime grubu halinde 596 s fat kullanmas na kar l k 758 zarf kullanm t r. Ç kan sonuçlar n tablo ve ekilleri a a da gösterilmi tir. 266 Tablo 3.1 Cümlelerin Yap lar na Göre Say m ADI SAYISI ORANI S ral Cümle Basit Cümle Birle ik Cümle Ba l Cümle Kesik Cümle TOPLAM 243 215 48 36 13 555 45% 38% 9% 6% 2% 100% Yap s na Göre Cümle 250 200 150 Seri 1 100 50 0 S ral Basit Birle ik Ba l Kesik Cümle Cümle Cümle Cümle Cümle .ekil 3.1 Cümlelerin Yap s na Göre Say m 267 Tablo 3.2 Yüklemin Türüne Göre Cümlelerin Say m ADI SAYISI ORANI Fiil Cümlesi 747 71% &sim Cümlesi 306 29% TOPLAM 1053 100% Yüklemin Türüne Göre Cümleler 800 700 600 500 400 300 200 100 0 Seri 1 Fiil Cümlesi &sim Cümlesi .ekil 3.2 Yüklemin Türüne Göre Cümlelerin Say m 268 Tablo 3.3 Yüklemin Yerine Göre Cümlelerin Say m ADI SAYISI ORANI Kurall Cümle 893 85% Devrik Cümle 160 15% TOPLAM 1053 100% Yüklemin Yerine Göre Cümleler 1000 800 600 Seri 1 400 200 0 Kurall Cümle Devrik Cümle .ekiller 3.3 Yüklemin Yerine Göre Cümlelerin Say m 269 Tablo 3.4 Cümlelerin Anlam na Göre Say m ADI SAYISI ORANI Olumlu Cümle 863 82% Olumsuz Cümle 118 11% Soru Cümlesi 72 7% TOPLAM 1053 100% Anlam na Göre Cümleler 1000 800 600 Seri 1 400 200 0 Olumlu Cümle Olumsuz Cümle Soru Cümlesi .ekil 3.4 Cümlelerin Anlam na Göre Say m SONUÇ 270 Bu güne kadar yap lan dil çal malar nda dilin genellikle ses ve ekil bilgisi üzerine durulmu , yap m ve çekim ekleri ile kelimelerin anlam boyutu üzerinde çok detayl incelemeler yap lm t r. Dil çal malar n n önemli bir k sm n te kil eden sözdizimi çal malar ise Türkçe cümle yap s ndaki esneklikler, dilciler aras ndaki görü ayr l klar , terimlerdeki farkl l klar gibi sebeplerle yetersiz kald ndan bu konular n herkesin kabul etti i ortak bir grameri yaz lamam t r. Son y llarda bu sahada yap lan çal malar artm t r. Bu çal malara katk da bulunmak amac yla tez konumuzu dilin sözdizimi alan ndan seçmek istedik. Çal mam z Prof. Dr. Leyla Karahan’ n görü leri esas al narak geleneksel yöntemle yap lm t r. Çal mam z dil ara t rmac lar n n ço unun kabul etti i “Kelime Gruplar ” ve “Cümle” ba l klar alt nda toplad k. 555 cümlenin incelendi i birinci bölümde kelime gruplar n n s n fland rmas yap lm , her kelime grubu konusunda k sa bilgi verilmi , varsa farkl görü ler eklenmi tir. Kelime gruplar görevleri ve yap lar yönünden incelenmi tir. "kinci bölüm olan “Cümle” bahsinde “Cümlenin Unsurlar ”, “Yap s na Göre Cümleler”, “Yüklemin Türüne Göre Cümleler”, “Yüklemin Yerine Göre Cümleler”, “Anlamlar na Göre Cümleler” ve “Cümle Unsurlar Aras ndaki "lgi” aç s ndan cümleler incelenmi tir. “Cümlenin Unsurlar ” bölümünde cümle ö eleri konusunda k sa bilgi verilip, dilcilerin konuyla ilgili varsa farkl görü lerine yer verildikten sonra yüklem, nesne, yer tamlay c s , zarf alt ba l klar eklinde incelenmi ve örneklendirilmi tir. Cümleler yap bak m ndan incelenirken basit, birle ik, s ral ve ba l cümle ba l klar alt nda incelenmi , birle ik cümleler ayr ca artl birle ik cümle, iç içe birle ik cümle, ki’li birle ik cümle olarak üç grupta incelenmi tir. "sim-fiil, s fat-fiil ve zarf-fiil gruplar n n bünyesinde yer ald cümleler birle ik cümle de il basit cümle olarak kabul edilmi ; bu sebeple de ayr birer cümle olarak de il, kelime gruplar olarak kabul edilmi ve buna göre incelenmi tir. 271 Seçilmi olan 555 cümle yap s na göre incelendi inde ba l ve birle ik cümlelerin az kullan ld kullan ld görülmü tür. Özellikle ki’li birle ik cümlenin çok az (9) tespitinden hareketle Türkçe cümle yap s na ters dü en bu yap n n kullan m n n gittikçe azald n söyleyebiliriz. Çal mam zda “ki”nin di er ba lama edatlar gibi Türkçe cümle yap s na uygun ba lama fonksiyonunda kullan ld tespit edildi. Cümleleri anlam na, yüklemin yerine ve yüklemin türüne göre incelerken sorunlarla kar la t k. S ral ve ba l cümleleri yukar daki gruplara göre nas l inceleyecektik? Çünkü s ral cümlede birden fazla cümle noktalama i aretleriyle, ba l cümlede ba lama edat yla ba lanm halde bulunuyordu. Bu cümlelerin hangisini esas alacakt k? Bunun üzerine bu yap daki cümlelerin alt cümlelerini de sayd k ve 1053 cümle elde ettik. Cümlelerin anlam , yüklemin türü ve yüklemin yerine göre incelenmesinde bu say y esas ald k. Cümleleri anlam yönünden olumlu cümleler, olumsuz cümleler ve soru cümleleri olarak inceledik. Hem isim hem de fiil cümlesi olarak kurulabilen olumlu cümlelerin çok kullan ld n (863) tespit ettik. Yüklemin türüne göre yapt m z incelemede yazar n fiilleri özellikle basit zamanl fiilleri tercih etti ini tespit ettik. Bu, yazar n olaylar en sade yorumlamas ekliyle yan nda toplumun her kesimine rahatça ula abildi inin de bir göstergesidir. “Cümle Unsurlar Aras ndaki "lgi” bölümünde yüklem ve cümlenin di er ögeleri aras ndaki ilgi ele al nd . “Özne-Yüklem "lgisi”nde özne ve yüklemler teklik ve çokluk olu lar na göre incelendi. Cümlelerde bu yönde herhangi bir farkl kullan mla kar la lmad . “Nesne-Yüklem "lgisi”nde nesnenin yüklemle ili kisi yükleme hali eki (-"). al p almamas yönünden incelendi. “Yer Tamlay c s -Yüklem "lgisi” bölümünde yer tamlay c s olan kelime veya kelime grubunun ald eke göre gruplama yap ld . 272 “Zarf Tümleci-Yüklem "lgisi”nde zarflar n yüklemle ilgisinin yap ve fonksiyonu bak m ndan durumunu inceledik. Zarflar n yüklemle zaman, hal, sebep, miktar, vas ta ve yön fonksiyonlar ile ba land Son bölüm olan n örneklendirdik. “De erlendirme”de seçilen cümlelerin istatistikî de erlendirmesi yap lm t r. Bu sonuçlara göre yazar k sa, basit cümlelerden olu mu s ral cümleleri daha çok tercih etmi tir. Ba ka yap larda bile olsa bütün cümlelerinde görülen ortak nokta, Emine I nsu’nun ö e say s az olan yal n diyebilece imiz basit cümleleri çe itli cümle ekilleri içinde kullanmas d r. Bu da yazar n tekrardan ho lanmayan, hareketli, sade, aç k bir anlat m oldu unu; olaylar ele al p çözüm üretmede daha pratik dü ündü ünü ve bunu okuyucuya aç k, sade bir anlat mla aktard n gösterir. Olumlu cümlelerin daha çok kullan lmas yazar n müsbet ve yap c tutumunu, hayata ve olaylara bak ndaki iyimserli i göstermektedir. Fiil cümlelerinin isim cümlelerine göre fazla olmas bizi yazar n olaylar anlatmaya yönelik bir tutum içinde oldu u, durumdan ziyade olaylar önemsedi i görü üne götürdü. Fiil cümlelerinin çoklu u olay ak n n daha canl oldu u eserlerle kar kar ya oldu umuzu da göstermektedir. Romanlarda yazara has özellikler olarak unlar tespit ettik: Yazar daha önce yazd romanlarda özne + tümleç + yüklem kural na uygun kurall , uzun cümleleri a rl kl olarak kullanm ken son romanlar nda k sa ve devrik cümleleri daha s k kullanm dolay s yla iirsel bir anlat ma do ru yönelmi tir. Yazar n bir röportaj nda2 belirtti i gibi hedef kitlesi olarak gençleri almas ve onlar n konu tu u gibi “televizyon Türkçesi”ni de kullanmaya ba lamas k sa ve devrik cümlelerin oranlar n n artmas n n bir aç klamas olarak getirebilir. Türkçenin tarihî seyrindeki geli imine uygun dil özelliklerinin tarihî bir roman olan “Ak Topraklar”da kullan ld n da görmekteyiz. Burada daha etkili bir anlat m tekni i olmas aç s nda dönemin dil özelliklerine uygun bir dille anlat m n tercih 2 http://www.yusufiye.net– Emine I nsu "le Röportaj.htm 273 edildi i muhakkakt r. Bu dil, romana ayr bir özellik katm , olaylar dönemi içinde de erlendirmemize zemin te kil etmi tir.. “Ba n buyruklu u, Sultan’ n birli ine zararl olma a ba lam t . Af in Beg’in ard ndan sal n bu yüzdendi. El-Basan ise ulusu ile Ak Topraklar içine do ru kaçmaya vard .” (II/118-28, 29, 30). “Ya mur içlerinde bir cilâs n Bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur., rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u.. rüzgârla yar an yelesi kara cins at n n nal seslerince bir yerlerde babaya ya da a aya kar gelebilmenin umudu.” (II/119-35). “Bu nas l elçi kim hiç ar etmeden, "mparator’un ar edilesi dileklerin, ona söylemeye gelir. "mparator istermi kim, Selçuklular, bir nefeste ald klar ; Malazgirt, Ahlat, Erci ve dahi Membiç kal’alar n geri veredursunlar.. yoksa ol "mparator Diyojen, yedi iklimi birle tirip kura geldi i büyük ordusu ile sefere geçecekmi !! (II/142-4, 5). Yazar bir üst maddedeki örneklerde de görüldü ü gibi romanlar nda (..). i aretini, cümlenin bitmedi i, ama okuyucunun zihninde daha fazla anlamlar n olu mas n n istendi i durumlarda kullan lm t r. Biz bu tür cümleleri s ral cümle olarak inceledik. D Türklerin konu edildi i romanlarda (Tutsak, Azap Topraklar , Çiçekler Büyür). oralarda ya ayan Türklerin baz a z özelliklerini de kullanm t r. “Kadrimizi bilenler neyi, nanca anlayabiliyorlar?..” (VIII/107-14). “Bo aza Kahr m geldi bo aza Moskof gözüv oyaram Yan bakarsan Bo az’a” (XII/128). Çal mam zda Emine I nsu’nun Türk dilini ustaca kullanan, k vrak, hareketli, ak c anlat ma sahip bir yazar oldu u görülmü tür. Ö elerin olu turulmas nda ve 274 cümlelerin kurulu unda dilin kurallar na uymu tur. Tasavvuf gibi felsefî konular , Türk kültürünün unutulmaya yüz tutmu sanatlar n , çe itli ruh çözümlemelerini sade, hafif ama leziz bir dille vermeyi bilmi tir. “Mehtap biraz da rüzgar n havas na kap lan bir genç güzel kad n, akl na eseni yap yor, çabuk s k l yor, hayat nda uzun süre devam eden ve hiç yüksünmeden yapt tek i , tezgaha gelmek, burada küçük göz ya damlalar n haz rlamak ve kendisini hizmete arzetmek…” (VIII/49-3). Yazar örnekte de görüldü ü gibi uzun uzun anlat lmas gereken ruh çözümlemesini dilimizin az sözle çok ey ifade etme özelli inin araçlar ndan olan deyimler yolu ile manada herhangi bir eksikli e dü meden k saca anlatm . “Kakmac l k, ah ap ve kaplamalar na, ince levha halinde ah ap, sedef, fildi i, metal gibi de i ik malzemeleri gömme sanat d r. Sedefkar dostum, her türlü kakmac l n ustas oldu u gibi, her türlü oymac l n da ustas ym .” (VIII/66- 10-11). “Usta, rahlesinin üstüne gelecek kaplama üzerine, desen çizilmi ka d vernikleyip yap t rmakla me guldü, çevresindeki kalabal ktan hiç de rahats z olmu bir hali yoktu, biraz sonra k l testeresini alacak eline.Onun hareketlerini adeta ezbere biliyorum… Daha sonra sedef üzerine yap t rd kesecek ve ah apta açt desen parçalar n , k s m k s m oyuklar üzerine tek tek yerle tirecekti…”(VIII/44-9, 10, 11). Kültürümüzün en güzel sanatlar ndan olan sedef oymac l , kakmac l k gibi neredeyse unutulmu sanatlar n s ral cümlelerle, tekrara dü meden, ak c bir anlat mla vermi tir. Sonuç olarak diyebiliriz ki, Emine I nsu, Türk kültürünü derinden bilen, bilmekle kalmay p bunu, romanlar yoluyla insanlar m za özellikle gençlerimize tan t p ya atmay görev kabul eden, ak c , hareketli, aç k bir anlat ma sahip, severek okunan usta bir yazar m zd r. 275 KAYNAKLAR Aksan, D. (1987). Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dil Bilim 1, 2, 3 Türk Dil Kurumu Yay nlar , Ankara. Akta , .. 1991). Roman Sanat ve Roman &ncelemesine Giri , Akça Yay nlar , Ankara. Akta T. (1994, Ocak). Metin Olu umunda Ba laçlar n Yeri, Türk Dili, Say :505, s. 53 Akyalç n, N. (2007). Türkçe &kilemeler Sözlü ü, An Yay nc l k, Ankara Atabay, N. vd ,(2003). Türkiye Türkçesinin Sözdizimi, Papatya Yay nc l k, "stanbul. Atabay, N. vd, ". (2003). Sözcük Türleri, Papatya Yay nc l k, "stanbul. Banguo lu, T. (1986). Türkçenin Grameri, Türk Tarih Kurumu Bas m Evi, Ankara. Bilgegil, K. (1994). Türkçe Dilbilgisi, Dergah Yay nlar , Ankara Türk Dil Kurumu, (1972). Dilbilgisi Sorunlar , Ankara Eker, S. (2005). Ça da Türk Dili, Grafiker Yay nlar , Ankara. Eraslan, K. (1995) Gramer Yaz m yla "lgili Metod Sorunlar , “Türk Gramerinin Sorunlar Toplant s ” 1993, Türk Dil Kurumu Yay nlar , Ankara. s.8 Ergin, M. (1985). Türk Dil Bilgisi, Bo aziçi Yay nlar , "stanbul. Fidanc , M. (1996, Haziran). S ral Cümle, Türk Dili, Say :534, s. 1315 Gencan, T. N. (2001). Dilbilgisi, Ayraç Yay nevi, Ankara. Gülsevin, G. (1990, Kas m).Türkçede –sA .art Gerindiumu Üzerine, Türk Dili, Say :467, s. 276 Güne , S. (1996). Türk Dili Bilgisi, "zmir. Hac emino lu, N. (1992). Türk Dilinde Edatlar, Millî E itim Bakanl "stanbul. I nsu, E. (1969). Azap Topraklar , Ötüken Ne riyat, "stanbul I nsu, E. (1973). Tutsak, Ötüken Ne riyat, "stanbul I nsu, E.(1975). Ads z Kahramanlar, Töre-Devlet Yay nevi, Ankara I nsu, E. (1989). Çiçekler Büyür, Ötüken Ne riyat, "stanbul I nsu, E. (1990). Ak Topraklar, Ötüken Ne riyat, "stanbul. I nsu, E.(1993). Atl kar nca, Ötüken Ne riyat, "stanbul I nsu, E.(1995). Kaf Da n n Ard nda, Ötüken Ne riyat, "stanbul I nsu, E. (1996). Canbaz, Ötüken Ne riyat, "stanbul I nsu, E. (1996). Havva, Ötüken Ne riyat, "stanbul I nsu, E. (2004). Bir Gece Y ld zlarla, Elips Kitap, Ankara I nsu, E. (2004). Buka , Ötüken Ne riyat, "stanbul Yay nlar , 276 I nsu, E. (2005). Nisan Ya muru, Elips Kitap, Ankara Karahan, L. (2004). Türkçede Söz Dizimi, Akça Yay nlar , Ankara Karahan, L (1994, Ocak). Türkçede Birle ik Cümle Problemi, Türk Dili, Say : 505, s.19 Karaörs, M.(1995). Cümle Bilgisinde "simlendirme, S n fland rma ve Tahlil Metodlar Birli i, “Türk Gramerinin Sorunlar Toplant s ” 1993, Türk Dil Kurumu Yay nlar , Ankara. s.21 Koç, N. (1996, Ocak ). Özneyle "lgili Sorunlar, Türk Dili, Say : 529, s.7 Korkmaz, Z. (1995). Gramer Terimleri Sözlü ü, TDK, Ankara Korkmaz, Z. (1994, Ocak). S fatlar n "sim Tamlamalar "le Kullan l lar Üzerine, Türk Dili, Say :505, s.15 Korkmaz, Z. (1996, Temmuz). Gramer Konular m zla "lgili Baz Sorunlar, Türk Dili, Say : 535 Özmen, M. (1995, Mart). Cümlenin Alt nc Ö esi ve Bir Terim Önerisi, Türk Dili, Say :519, s.224 .im ek, R. (1999). Türk Dili ve Edabiyat Türk Dili 4, .im ek Yay nlar , "stanbul. Tekin, M. (1990). Peyami Safa’n n Roman Sanat ve Romanlar Üzerinde Bir Ara t rma, Selçuk Üniversitesi Yay nlar , Konya. Tekin, M. (1989). Roman Sanat ve Roman n Unsurlar , Selçuk Üniversitesi Yay nlar , Konya. Türkçe Sözlük 1 A-J, (1988). Türk Tarih Kurumu Bas m Evi, Ankara Zülfikar, H. (1977). Yüksek Ö retimde Türkçe Yaz m ve Anlat m, Ankara. Zülfikar, H. (1995, Haziran).Giri ik Cümle Sorunu, Türk Dili, Say : 522 Zülfikar, H. (1995). Özne Türleri ve Bunlar n Adland r l , “Türk Gramerinin Sorunlar Toplant s ” 1993, Türk Dil Kurumu Yay nlar , Ankara. s.43 277 MET N: I ADSIZ KAHRAMANLAR 146-1 Sevgili dinleyiciler, biliyorsunuz, t pta ilmi usullerle a y ilk tatbik eden zat; "ngiliz doktoru Edward Jenner’d r. 146-2 Fakat t p ilminin bu büyük bulu u kazanmas nda Türklerin büyük yard m dokunmu tur. 146-3 Bugün sizlere, Leydi Montegü taraf ndan yaz lm bir mektubu sunmak ve yurdumuzda çiçek a s n n hikayesini anlatmak istiyoruz. 146-4 Leydi Montegü, 1717-1718 y llar aras nda, "stanbul’da "ngiliz elçili i yapan Edward Vortli Montegü’nün e idir. 146-5 Mektubun tarihi; 1 Nisan 1818 ve Edirne’den, "ngiltere’deki Bayan Sarah Cisyil’e yaz lm . 146-6 Bizde çok yayg n ve çok zalimane olan çiçek hastal n burada ke fettikleri bir usulle önlüyorlar. 146-7 Birçok ihtiyar kad n n sanatlar , s rf bu ameliyat yapmak. 146-8 A lama yapmak için en uygun zaman, s caklar n sonu. 146-9 Sonbahar n ba lang c . 146-10 O zaman aile reisleri, ailelerinde çiçek hastal olmad na tutulmu kimse olup n ö reniyor ve birkaç aile toplan yorlar. 146-11 Say lar on be ile on alt y bulan aile topluluklar bu a c kad nlardan birini ça r yorlar. 146-12 Ve ceviz kabu u içine doldurulmu çiçek hastal a s n , hangi damardan aç lmas n isterlerse, o damar büyük bir i ne ile açt ktan ve i nenin ucu kadar a y buraya koyduktan sonra yaray ba l yor ve üzerine bir ceviz kabu u yap t r yorlar. 146-13 Bütün bu ameliye s ras nda en küçük bir ac bile hissedilmiyor. 278 146-14 Sonradan bu ufak yaralar yer ediyor. 146-15 Onun için, a y kapal yerlere yap yorlar. 146-16 A lanan çocuklar, sekiz gün kadar oynuyorlar, bir ey olmuyor, daha sonra bir s tmaya tutuluyorlar ki, iki üç gün yatakta yat yorlar, yüzlerinde yirmi otuz sivilce ç k yor. 146-17 Fakat bir hafta içinde hastal a tutulmam gibi oluyorlar. 146-18 Aç lan yaralar, hastal klar boyunca ak p, çiçe in zehrini at yor, ba ka taraflara yay lmas na mani oluyor. 146-19 Her y l, binlerce çocu a ayn ameliye yap l yor. 146-20 A n n faydas na inand m için sevgili yavruma da yapt rmaya karar verdim. 146-21 Vatan m çok sevdi im için ,a n n oraya da girmesini çok isterim. 146-22 Mektup böyle uzay p gidiyor sevgili dinleyiciler, Dr Jenner, böyle bir eyin mümkün olup olmad n anlamak için, denemelere ba lam ve 1796 y l nda, çocuklar üzerinde çiçek a s nda muvaffak olmu tu… 146-23 Biz yine Edirne’ye, 1700 y llar na dönelim ve Türklerin a y ke fetme hikayesini dinleyelim… MET N: II AK TOPRAKLAR 9-1 - Balam! - Buyur ana? Sanki bir diyece i mi var? 9-2 Her zamanki gibi, öyle bakakal r yaln z.. o lanc n n omuzlar nda dalgalanan kumral saçlar na, biraz ç k k aln n n alt nda çukura kaçm gibi duran çekik ve dahi iri, anlaml gözlerine. 279 10-1 Bay nd r; ata soyunca Arslan Yabgu’nun Türkmenlerindendir. 10-2 Sultan Mahmut yurtlar n da tt dem, Ya mur’un imdiki ya ndayd . 10-3 O k yamet günler yâd na dü er, deyi derdi, zaman zaman. 10-4 Yelesi kara, cins at n överdi. 10-5 O at ki, ku misali uçurur kaç r rd onu, Gazneli’nin önünden. 10-6 Sultan Mahmut’un ölenine anla, izzetle giden Arslan Yabgu’nun yi itli ini över; Gazneli’ye kan n , hile bilmez, yalan dolan tan maz dürüstlü üne verir.. safl n k nayabilmezdi! 10-7 Ancak Sultan Mahmut’un toyunda, alt n çamçaklardan araplar sunuldu u o gecede, Arslan Yabgu’yu, o lunu ve arkada lar n yakalat p Hindistan’a sürmesinin deyi ini, söylerken a lard . 10-8 Ba ka da hiç a lad n görmemi lerdi Bay nd r’ n. 10-9 Oysa Karahanl lar’ca gerekti Arslan Yabgu’yu ortadan kald rmak. 10-10 Çünkü Kadir Han’ n; bu Türkistan’dan o ul o ul gelen, Nur-i Buhara ile Semerkant aras ndaki otlaklara kunaduran, oralar yurt k lan O uzlar’dan gocundu u, hatta korktu u vard . 10-11 Sultan Mahmut’un akl n da çelmi ti. 10-12 Kadir Han’ n sözleri kand r c ve dahi do ru idi. 10-13 Yak n tehlikeyi ayan beyan gösteriyordu: -Selçuk’un torunlar özü ulus içre çok itibar ve sayg ya sahip olup, sultanl k davas ndad rlar. 10-14 E er kim, senin Hindistan seferlerinden birinde, hakanl k hevesine dü erse, netice mü kül olur! 117-1 Türk; bozk r n ar duru p nar d r ve dahi tükenesi yoktur, belli. 280 117-2 Anca ol p nar n ak nt l co kun suyun.. çöllerde da l p, telef olmamas , o beg’in bu beg’in buyru unda bölünüp bölünüp sonra kuruyagelmemesi için Sultan Tu rul’un ba lad u ra , Ba bu Alp Arslan, devam ettire gitti. 117-3 Bu deli esen yeli, bu ça layan suyu soyuna ve gelen güne daha faydal k labilmek için, begler saltanat n bitirmek, cümlesini Türk’ün töresi ve "slam’ n buyru u içinde tek merkeze ba layabilmek için çal t . 117-4 Ba n buyruk beglerin nüfuzlar n yok etmek için, kölelikten yeti tirip, beg k ld klar n , kumandan, vali eylemi ti. 117-5 Ba bu , atalar n n düzen üzre, ulusunun erleri aras nda farkl l k gözetmiyor, anlar n ellerinin eri ebildikleri yere de in uzanmalar n istiyordu. 117-6 Kendi uluslar üzerinde,esen, özgür olabilmeyi dileyen, saltanat davas güden beglerin ise bu hal ho lar na gitmiyordu… 117-7 Hele bir de bu begler, Selçuk’a o ul ya da torun oluyorlarsa, Alp Arslan Ba bu ’un u ra n k rabilmek, özü ayar tuttuklar na ba indirmemek için direniyorlard … 117-8 Selçuk’un torunlar m dedin? 117-9 Belli. 117-10 Ancak Alp Arslan Sultan’a ayar olagelmenin mümkünü var m ? 117-11 Yoksa, bu beyler yi ittir dememek, erdir, bahad rd r, erdemlidir dememenin dahi mümkünü yok! 117-12 "brahim Y nal…Kutalm …Kavurt… 118-13 Bu yüzden, Tu rul ve Alp Arslan Sultanlar, önce isyan edip, sonra yenilenlere kar ;görkemli ailelerine yara r ekilde muamele etmi ler, onlar n adlar n gökte iken yere indirmemi lerdi… 118-14 Y nal’ n yok edili i bile, Türk töresine uygun getirilmi , kutlu kan topra a ak t lamayaca için, yay n kiri i ile bo durulmu tu. 281 118-15 El-Basan’ n dayan hepsinden zorlu oldu, sonu ise ac ! 118-16 Alp Arslan Ba bu ’a Yunus Beg’den amca o lu, k z karde i Gevher’den de eni te olan El basan kim, Kurtçu da ça r rlar onu; tükenesi olmayan bir h rs n tutsa idi. 118-17 A as kar s nda, a as kadar güçlü olabilme davas güden Gevher’in tutsa 118-18 Alp Arslan Ba bu ; ilk ku kuland idi. nda El-Basan’dan Gevher Sultan yan na ald rakomu . 118-19 Onun özüne meydan okuyan, özü gözlerine e gözleri kar s nda, El-Basan’dan duydu u ku kunun do rulu una, bir kez daha inanagelmi ti. 118-20 El-Basan’ n isyan ; Kavurt’un isyan na kar mas , öncülerin ba nda, Ba bu ’ a kar ç kmasayd , y l, 1067 idi o zamanlar. 118-21 Sultan, kuvvetleri ile Kirman’a yürüyegördü. 118-22 Kavurt’un erleri ile, Sultan’ n öncü kuvvetleri Ata Beg Çav kumandas nda kar la t lar. 118-23 Askerleri peri an k l nd ktan sonra, Kavurt a as Ba bu ’un önünde ba indirip, a r bast . 118-24 Ba lanmas n diledi. 118-25 Ba lamak, büyüklü ün görkemindendir. 118-26 Alp Arslan Ba bu ’dan daha büyü ü ola m yd , ya ondan görkemlisi? 118-27 El-Basan ba dilemeyip, kaçt .. ulusu Yabgu’lulard . Ak Topraklar’a ak n edip, urup, çarp p dönüyordu. 118-28 Ba n buyruklu u, Sultan’ n birli ine zararl olma a ba lam t . 118-29 Af n Beg’in ard ndan sald r bu yüzdendi. 118-30 El-Basan ise, ulusu ile Ak Topraklar içine do ru kaçmaya vard . 282 118-31 Y l, 1070’in ortalar na varmakta… 118-32 "mparator Diyojen ordusunun iki kolu Manüel ve Ermeni Filaret komutas nda, Sivas ve Malatya’ya do ru ilerliyorlar… 118-33 Sultan Alp Arslan, M s r’ halife nam na idare eden Nas r üd Devle’nin kendisi ile mücadele eden rakiplerinden kurtarmas için, ona müracaat eylemesi ve Fat mi halifelerinin yerine Abbasi halifesini tan maya haz r oldu unu bildirilmesi üzerine, büyük bir ordu ile Suriye, M s r seferine ç kagitmekte… 118-34 Öyle bir ordu kim, Horasan erlerini, Irak Türkmenleri’ni.. Ak Topraklar’a ak n edenleri toplayagörmü içinde, ota larca yi it. 118-35 Ya mur içlerinde bir cilâs n bahad r kim, ilk sefer co kusu y ld zlana yana durur, rken gözlerinde.. yüre inde anadan ve dahi yardan ayr lman n azca buruklu u.. rüzgarla kar an yelesi kara cins at n n nal seslerince, bir yerlerde babaya, ya da a aya kar gelebilmenin umudu. 118-36 Gün de ende layan k l c nda, O uz buyru unun tüm cihana yetmesi sahip olma ve dahi esirgeme u ra . 118-37 Böylece gökten gönüllerine dü üp, gönüllerinden gö e ula an “Allah Allah” seslerinin uzay p gitti i yollarda, alaylar ba lan p, ko umlar düzülmekte.. tunç borular çal n p davullar vurulmakta; Selçuklu’nun seferi var. 118-38 Ahlat’a var ld ktan sonra, Sultan Tu rul’un vasiyeti üzere, Malazgirt ve Erci al nd , kafir kal’alar içinde, böylesi at kopar p, ol kafiri sa l sollu da tmak anca Alp Arslan Ba bu ’a has olmu tur, gün h z na eri mektedir. 118-39 Bu s ra, El-Basan ise; öfkesi tuttu mu kara ta kül eyleyen Af in Beg önünde sapa yer gözetirken, Sivas’ta Manuel ordusuna kar geliptir. 118-40 Gayri mecburu oldu u.. beklenmedik ve hiç gönül istemeyen bir k r … 118-41 Neylersin, ne dersin, Sultan’dan kaçagiden, sultan ya s ile kap yor ve dahi Yabgu’lu Rum’u k r p da, Manüel onun önüne tutsak getirilince.. El-Basan’ n ba bulan p, gönlü daral yor.. akl da l yor, rezillik ba l yor! 283 118-42 Nas l bir rezillik ki, o y ldan beri bu y la karg lansa yetmesi yok. 118-43 El-Basan’ n gülen gözleri gülmez oluyor, dik duran omuzu dü ekoyuyor. 118-44 Gö e yaz l ad n topra a gömüyor.. k l c ile tutsak etti ine sözü ile tutsak olup, söylüyor ki; o dahi Alp Arslan Ba bu ’a yeniktir, onun kumandan Af n Beg önünden kaçmaktad r.. ve dahi "mparatora kavu up s nmak istemektedir. 118-45 "nanagelmek olabilir mi? 118-46 El-Basan unutulas ad n , Selçuklu’ya kara leke ve dahi ulusu Yabgulular da ba s z koyarak Manuel’le birlikte "stanbul yoluna dü eyürüyor. 118-47 Af in Bey ise ard ndan durmay p at sal yor. MET N : III ATLI KARINCA 5-1 Kar mda, sanki ciddi bir hüzünle oturup, süzüm süzüm süzülen adam , kapkara boyuyorum. 5-2 Griler de olmal , belirsizlikler… 5-3 Sonra!.. 5-4 Aman sonra, ancak boyan n bilmem kaç nc katman nda, belki. 5-5 K ravat mor. 5-6 Mor, - utanc n rengi mi? – karalar n aras nda kalmal 5-7 Bunca koyuluk, koyular.. mor.. hepsi, soylu bir ifade verebilir.. 5-8 Oysa bu adam n, asaletle uzak yak n ilgisi yok. 5-9 Hatta çok s radan… 5-10 Çok s radan olmak da bir vas ft r. 5-11 Bu adam vas flardan azade, baz karakter özellikleri var, pek tabii. 284 5-12 Eskiden benim üzerimde, bir hardal sar l izlenimi b rakm t , a r a r akan, bula an. 5-13 Bembeyaz mermer üzerinde, bir bayat sandviçten arda kalan leke gibi! 5-14 Yoksa; bembeyaz mermer ben miyim? 5-15 Haydi Nurgün.. uzun etme, “kurbanl k” tan “mermer beyazl ” na nas l da atlayabiliyorsun? 5-16 Dur imdi, e er kurband ysam, kan m vermeye dahi sürükledi, (ler) diyorsam ki öyle de olmu tu, yine bir safl k ifadesi de il mi.. 5-17 Geç safl , basbaya budalal k! 5-18 Silkinip, özü sorumlulu uma sahip ç k m..akl m ne zaman toparlamaya ba lad m? 5-19 " te yine, u adam kar mda oturuyor diye kafam kar makta, oysa “Hadi portreni yapay m.”deyi im,kendime güvenimden geliyordu; art k iyile tim, ben Nurgül Ay, ressam..art k iyile tim! 61-1 Daha "stanbul’da ba lad tedirginli im; Ömer, amcamlardan çekiniyor, kendisini, s k f k bir incelemeye tabi tutacaklar n san yor. 61-2 Akraba fertlerini, evdekileri, hatta kom ular ona teker teker anlatt m, taklitlerini bile yapt m. 61-3 Biraz rahatlas n, gev esin istiyordum, daha fazla gerildi.. 61-4 Durup durup bana : “.imdi u Sünbül amcan n k z m yd , yoksa evdeki yard mc m ?..” Yahut “Yengenin ismi Kadriye miydi, yoksa Mehtap m ” diye sormaya ba lad .” 61-5 "çime fenal k geldi, “Bak.. dedim ona..” 61-6 .imdiye kadar bana hiç kar mad lar, paras z yat l okuyaca m, dedim, ö retmen olaca m dedim, bilmem Konya’da yaln z ya ayaca m dedim, sonra "stanbul’a tayinimi yapt rd m, hiç mi hiç kar mad lar. 285 61-7 Yani imdiye kadar hayat m hep kendim biçimlendirdim, seçtim, karar verdim ve onlara söyledim. 61-8 .imdi de ni anland m, onu Ankara’ya getirip, sizlerle tan t raca m dedim, o kadar. 61-9 Bo aza kar çay içiyorduk, çevremizde buran n gediklilerinden birkaç ya l han mla bey vard , caddeden insanlar, arabalar geçiyordu. 61-10 Deniz soluksuz, uysal, marmakta… 61-11 Tepemizdeki ç narlar uyuyor, yapraklar tozlanm . 61-12 Elim, Ömer’in elinde. 61-13 Demek, her ey yerli yerinde ve güzel. 61-14 Ya amay seviyorum!... 122-1 Zeki, ba kanl k u runa, görü tü ü, görü emedi i fakat mutlaka bir a rl klar oldu una inand fakülte mensuplar n bir yemekte toplamak istedi. 122-2 Bu akl da ona Kadriye vermi ti, kad n onun ne zamandan beri e i dostu ile ilgisini ke mi bulundu undan bahsediyordu, daha birkaç y l evveline kadar da, üniversitedeki arkada lar n n bollu undan rahats z olur, deveku lar misali, Zeki’nin kafas n üniversiteye gömdü ünden yak n rd . 122-3 Bu kez, gidecek paray da umursam yordu, hindi gelecek yerden tavuk esirgememeliymi , çünkü Ba kanl k konusunda arkada lar n n ne dü ündü ünü anlamak laz mm , çünkü bu zamanda kimin kime ne denlü tesir edece i, belli olmazm . 122-4 Zeki, davetlilerine kar , do rudan do ruya konuyu açmaya biraz utan yordu, zaten imdiye kadar hepsi i itmi ti i iteceklerini, bu yeme i kabul etmeleri, acaba Zeki’yi tasvip ettikleri anlam na gelmez miydi?... 122-5 Bunu dü ünüyordu Zeki, una buna gülücük da t rken, içinden taa içinden politikac lar n i inin ne kadar zor oldu unu takdir ediyordu. 286 122-6 .imdi u koyu koyu Türke ’çi bilinen adamlara bile, sempatik görünmek zorunlulu u içini s k yordu. 122-7 ANAP’l lar n gündelik ve güncel ahsi ç karc l , Bulgurlu gibilerin Refah’ç l , hepsi ayr bir yüktü Zeki için, Sosyal Demokratlar’ benimsiyor, onlar ayd n ve uygar buluyordu. 122-8 Ne var ki tümüne birden irin görünmek mecburiyeti vard . 122-9 Sofrada sohbet, uradan buradan, Üniversite iç meselelerinden ba lam , günlük siyasete geçmi ti; öyle devam ediyordu. 122-10 Ba bakan türlü parçalara ayr lm , her bir parças ayr ayr yenilip tüketiliyordu. 122-11 Zeki’nin at koyu koyu Anap’l bilinenlerin dahi, Turgut Bey’i savunmaktan imtina edi leriydi. 122-12 Hatta onlar da hiç olmazsa, Semra Han m veya Zeynep hakk nda, birkaç laf etmeye, edebilmeye çal yorlar, konuyu büsbütün ahsiyete döküp, c v kla t r yorlard . 188-1 O sabah, erkenden ö rendi haberi Zeki Tan, daha yataktayd lar, telefon çald , Kadriye ile, ayn anda uzand lar ahizeye, ikisi beraber dinledi: Bulgurlu; tek aday n Aysan Semir oldu unu söylüyordu; kö ke yak n çevreler, imzan n bugün yar n ç kaca n belirtmi lerdi. 188-2 Zeki, midesinin ortas na bir yumruk yemi gibi oldu, kas ld … 188-3 - Hay rl olsun… dedi… biz sportmence yar t k, kaybettik, ne yapal m. 189-4 - Aysan’a, Amerika’da diye ans tan mad k… diyordu Bulgurlu; halbuki, bu artlarda, ilk akl m za gelen, o olmal yd … 189-5 - Evet… dedi Zeki… hakl s n, art k gelecek sefere… 189-6 - Tecrübe kazand k, benim hocam, bir dahaki sefere… 189-7 - Evet… dedi… Zeki... bir dahaki sefere, üç y l sonra, art k senin profesörlü ün gelmi olur, senin için çal r z. 189-8 - Ee, benim hocam, bugün biz size, yar n siz bize… dedi, telefonu kapatt . 287 189-9 Zeki, bir süre ahizeye bakt , sonra yava ça b rakt yerine. 189-10 - Evet evet, diyordu: Biz size, siz bize derken, derken Aysan’lar s yr l versin aran zdan!.. 189-11 - Ald rma han m, yap bir kahve… dedi Zeki… 189-12 Dü ünme e çal t . 189-13 Beceremedi. 189-14 Çünkü, uzaklarda bir yerlerde, burada, urada hala bir atl kar nca dönüyor. MET N IV AZAP TOPRAKLARI 10-1 Hüseyin oldu u yerde salland , kin doluydu sesi nefret doluydu: - Ba ka bir söz bilmez misiniz ya’u!.. 13-1 Genç kafas n n ilk muhte em isyan ile çocuk, bir elini siper edip, kendine, geri geri kaçt . 89-2 Ama Sakine yengen k z yor, gavur köpe inin kar s bu, diyor, alma evine, diyor. 97-2 Sertçe çekti kolunu, kurtard Halime’nin elinden, homurdand : - Hem öyle bir daha ç kma benim önüme, bir derdin varsa, anaya de. 103-2 Erkek gibi bir Nazl idi o zamanlar, yan nda, at üstünde ko an… 224-s. Mehmet, onun arkas n dönüp, ormana dald n gördü: “Ö len olmadan var r köye…” diye geçti akl ndan. MET N V B R GECE YILDIZLARLA 105-1 Bir vakitler, dini bilgilere tam hakim, ulemadan bir zat, at üstünde uzak bir diyara giderken, yolunu a rm , gitmi gitmi , ak am eri mi , al karanl k basm . 288 105-2 Bizim zat, kurda ku a yem olmamak için gayret etmi , taa uzaklarda bir küçük y ld z gibi parlayan a varmaya çal m . 105-3 Da tepe, ta lar dikenler, saatler geçmi , gece yar s nda ula m 105-4 Me er orada bir yaln z çoban yakt a. ate in kar s nda uyuyakalm m . 105-5 Adam, onu uyand rm : ” Aç m çoban, demi , bir kase çorba ver bana” 105-6 Çoban bu görkemli zat kar s nda duralam , utanm , sesi k s k ç km ; “Çorban yoktur a am, lakin taze sütüm var. 105-7 Sana süt s tay m, ekme im de yok, lakin bu sabah derledi im armutlar var, sana armut vereyim.” 105-8 Eh adam, aç kalacak de il a, yüzünü buru turup buru turup, bir kase sütü ve armutlar midesine indirmi . 105-9 “Sen ata bak ver” demi çobana, sonra çekip ba na cübbesini, bir güzel uyumu . 105-10 Uyand nda güne do mak üzereymi , hemen kalk p buz gibi suyla abdest alm , tam namaza duracakken bakm , biraz ilerde çoban yat p kalk p, bir eyler m r ldan yor; adam, yakla m , çoban n k ld namaz desen de il, kulak vermi , söyledi i sözler dua desen de il! 105-11 Bizim zata, merak olmu , kendi namaz n bitirdikten sonra, sormu çobana “ Sen ne yap yordun, be adam ? “ 105-12 Çoban boyun büküp: “ Namaz k l p, Rabbime ükrediyordum a am.” demi . MET N VI BUKATI 7-1 Gök, as k suratl ve buz grisi, derinden derine gelen o müthi öfkesi, havada artarak denize aksediyor, deniz de buz grisi, sular köpürüp, ahlanarak gemiyi dövüyor. 289 17-12 Kas m, ne istedi ini bilen, uslu bir çocuktu, saatlerce yaz yazmaya çal r, bu u ra içinde ikide bir kendisini rahats z eden Melek ah’a k zmaz, hatta zaman zaman yazmay b rak r gülerek küçük k z oyalard . 27-7 Mehmet, Koca Dervi ’i taklit edip ba n sallad , onun sözleri ile konu tu: “Çocuklar aras nda, olur böyle eyler, yeter ki, biz bela olmayal m, kavgay ba latmayal m “ dedi, sonra Kas m’ n y rt lm elbiselerine bak p: “Ama sana da söyleyeyim, bu giysilerin gerçekten "stanbul züppeleri gibi!. 37-1 Koca Dervi , “ Gözlerinizi kapat n, ba n z kalbinize gömün siz de zikredin.” dedi, onlar arka safta bir yere oturttu, kendisi de yanlar na çöktü. 90-1 Dünya çok güzeldi güzel olmas na da geçiciydi, do ru, aldat c yd , do ru, kötüydü, do ru, fakat ayn zamanda iyiydi de bir denge mevcuttu iyilikle kötülük aras nda, kurban oldu u o sevgili, her eyin z dd n yarat rken nas l da güzel bir düzen ve uyum kurmu tu. 104-1 Dünyan n en büyük insan n n ya ad 107-1 Lakin imdi gönlü ate inin hayat ne kadar sade, ne kadar ar , duru idi. n izlemeliydi, onlara sanki birer büyük adamm lar gibi konu tu. 111-2 Rabb’in düzenindeki “denge” kavram n hiç unutma; bollu un kar s nda z tt olan k tl k, ac n n kar s nda, rahatl k vard r ve bu düzen içre her kavram ve olay kar s nda her ey z tt ile vard r. 133-1 "malathane, kocaman, oldukça lo , ambar gibi bir yerdi, ocaklar n üstünde kocaman kazanlar vard , her bir kazan n üstünde ise, tavandan sarkan bir tahta tekerlek bulunuyordu, yandan uzanan ipi çekilince bu tahta tekerlek dönüyor, üzerine as lm , ince pamuk iplikleri döndürüyordu. 142-11 Ben bo az na kadar politikaya batm , bir deli sanatç , sen yollara dü üp bilmedi i yerlerde mür it arayan ve yar bu dünyada, yar öbür tarafta ya ayan deli bir dervi … 158-1 Hayret, hiç iz kalmam t ! 290 172-3 Hakl s n, dediler ona, ama bu mesele senin ba na gelmeyince, o mahcubiyeti ya amad kça, gereken gayreti bu kadar iyi göstermeyebilirdin. 188-7 M sri Mardin’deki çal malar ndan hocas Abdurrezzak Efendi’den ve ö rencileri olan dört o lan karde ten bahsetmi ti Süleyman’a. 196-4 Gerçi Allah a k kalbine dolarken yava yava , Melek ah silinivermi ti ama, yine de a rd i te kendi rahatl na… 196-5 Süleyman: “- Eyvah, dervi a am dedi, yine a layarak birbirinize sar laca n z bir kimsen daha m var ?” 207-2 M sri, derin bir hayrete dü tü; ramazan günü, hem de orucun faziletleri konusunda bir vaaz verdikten sonra, çe menin ba nda ekmek yemek de ne oluyordu.. fakat bu soruyu kafas ndan att , o bir müritti ve çok sevdi i eyhi ne derse onu yapmak mecburiyetindeydi; bo u bo una dememi ler eskiler, “.eyh bir rüzgârsa mürit, önünde uçu an bir sonbahar yapra d r” diye; M sri’nin bu yola girerken ilk ö rendi i ey de bir müridin; eyhin elinde ancak ölü y kay c s n n elindeki ceset gibi olmas laz m geldi i idi: “ Emredesiniz Sultan’ m” dedi. 235-1 Ad n z san n z “ do ru olsun” t pk , Allah’ n selam üzerine olsun Peygamber Efendimize tak lan “emin” lakab gibi. 238-1 Adam n kal b na de il, yapt i lere bak! 241-4 O lan olacak, diye tasdik etti M sri, lakin bu hediye fazla ho uma gitmedi, yahu aram zda böyle eyler olur mu, evlendin, çocu un olacak diye hediye mediye, aram zda b rak bunlar adam m, b rak, ba kalar na yap sen onlar . 251-1 IV. Mehmet, Tunca, Hünkar ve Edirne Saray gibi isimlerle an lan SarayCedid’de oturmay tercih ediyordu, bu saray ehrin d nda, Tunca Nehri’nin bat s ndaki geni düzlüklere kurulmu tu. 261-13 — Durun bakal m, dedi dervi lere, adama döndü:” – Hiç daha önce adam öldürdün mü, böyle bir ey yapmaya kalkt n m ?” dedi. 291 270- 7 Polonya sava n n yine zaferle neticelenece ini gönül biliyordu ama M sri bu zaferi küçümsüyordu, onca bu, fakir fukara bir adam n bir gün için kuzu budu yiyip, sevinmesi gibi bir eydi!.. 281-5 M sri, bir gün de sadece özel sohbetlerinde konu tu u bir eyi kürsüden, halka söyleyiverdi; K r m Hanlar n övdükten sonra:” - Osmanl ’n n taht na onlar daha çok yak rd , bizim saltanata da yeni taze bir kan a lamas durdu”, dedi 290-10 M sri: “- Hele bir anlat iki gözüm karde im, demi ti Kas m’a, bizim burada bir eylerden haberimiz yok, Osmanl ne yapmaktad r yaln z Köprülü’nün öbür o lu Mustafa Pa a’ya vezir payesi verildi ini i ittim, bu hay rl olmu , Almanya’ya da sava açm z, ne diyorsun?... 301-10 Velhas l o lum e er iki ilim sana nasip edilmi se, Allah gönlüne iddetli bir arzu koyar, sen de yapars n. 311-12 .imdi bilin ki insan hareket ve çal malar n n çe itli olu u, insanlar n dört ayr merhalede bulunu lar ndan dolay d r. 321- 9 M sri sanki arkada n n söylediklerini hiç i itmemi gibi; “-Bilir misin, dedi, kime, neye bir ders almak arzusuyla bakarsan, onu yarat lm oldu u maksada do ru yolcu bulursun. MET N VII CANBAZ 7-6 Kendi gösterdi i sebep ise, bir milyon birinci olabilir yahut asla “sebep” de il. 12-11 Ne Ali’nin ba na gelenler, ne bu evin bask na u rayaca hikâyesi, hatta ne de annenin gelmemesi. 13-10 Cümleye ak l da tmaya pek merakl olan profesör – her halde Tülin’e göz önünde bir yer bulmak için olsa gerek – kad nca za oturdu u daireye birkaç ö renci al p, buras n bir küçük pansiyon haline getirmesini “önermi .” 292 16-2 Nerde bizim oralar n tabelas z veya tabelal olup da yaz lar silinmi e ri bü rü sokaklar ; birbirinin üstüne abanm ha y k ld m ha y k laca m diyen, camlar n n önündeki vita tenekelerinde art k sardunyalar n bile açmad yorgun suratl evleri… 22-16 Bak "lhan’dan bahsediyorduk,hiç dü ünmez misin, çocu un buraya geli gidi günleri saatleri belli mi, niçin bizim evin önünde vursunlar onu? 27-21 Sen kendin o kadar bencilsin, bütün insanlara kar o kadar ilgisizsin ki hiç Allah’ n bir kulu için k l n k p rdatmazs n. 32-2 Son s n f: Bu sefer üç ayl k e itim. 37-6 Böyle bir element ve ben nedense kendimi bir Tanr ça’dan ziyade, SELENYUM olarak hissettim, yahut da hiç! 42-2 Benim için mühim olan ne de i mesi gereken iktidar, ne Koçsa’n n gül can n s kmamak, ne de Y"SK’in gelmesi dü ünülen iktidar destekleme karar olmas d r. 48-10 Son s n fta ameliyat geçirmeseydi, devams zl olmasayd , ba ar l olurdu Selen, bir fakülteyi kazan rd , ama ne yapay m ki… 53-21" te bu, zehirli bir y lan gibi içlerine çöreklenip oturmu a a l k duygusu, güvensizlik, sahipsizlik… 59-19- Sevim abla… dedim… ke ke Tülin’e bir tel çekseydik, ama ne diyebilirdik? 66-2 Afedersiniz, bir eyi pek iyi anlayamad m beyefendi, siz Selen için tehlikeli bir yerde bulundu u için mi endi e ediyorsunuz, yoksa çirkin bir yerde mi? 73-5 Onu tekrar, hiç olmazsa görünü te Halk Partisi soluna getirmek, yahut… 80-15 Can m geçen gün de söylemi tim ya, insanlar n hepsi birer canbazd r, ipin üzerinde yürüyebilmek için destek alacaklar bir sopa bulmalar laz m, denge için, hani canbazlar ta rlar ya ellerinde… 81-1 "nsanlar n sopalar de i ik, yaln zl klar n n cinsine göre. 81-2 Kim yaln z de il ki… 293 81-3 — Tamam i te ben de ayn eyi söylüyorum, hepimizin elinde tutaca bir sopaya ihtiyac m z var. 81-4 — Tülin çok zengin, hem bir ideali var. 81-5 Selen bazen anlay s z oluyorsun, Tülin’in sopas , u senin ideali dedi in ey. 81-6 Zenginli i ise, as l dert o, serveti ve yaln zl onun için e anlamda. 81-7 Sevim ablan n tahlillerini pek anlam yor, Tülin’den korkuyordum. 81-8 .imdi her eyi anl yor ve Tülin’den korkmuyorum… 81-9 Fakat bende de i en nedir? 81-10 — Mehmet’in nakarat : “Kendini tan , gönlünün derinliklerine in, hakikati orada ke fedecek ve rahatlayacaks n.” 81-11 Böyle söyledin, söyledin ve gittin Mehmet. 81-12 Bu mu yi itlik, bu mu erdem? 81-13 Ellerin, gözlerin hatta ruhun olay m, istiyorsun Sevgi. 81-14 Bende, benimle, benim gönlümde bulamazs n gerçe i. 81-15 Allah a k na kop benden, kendine dön. 81-16 Ba aracaks n, çünkü ar yorsun. 81-17 Oysa aramay , hatta aramam laz m geldi ini de Mehmet ö retmi ti bana. 81-18 Söylerdim, itiraz ederdi: Hay r, belki sadece yüre inde yanmaya haz r bekleyen bir eye, kibrit tutmu olabilirim, zaten yapabilece im bu kadard r. 81-19 Allah bu kadar na vesile etmi tir beni. 81-20 Ötesi sana ait, azmin ve kabiliyetin nisbetinde yürüyeceksin. 81-21 Ve bak, bulaca n ey, senin hakikatin olacak, benim de il. 294 81-22 Eh imdi Mehmet… derdim… yani Allah tek de il mi, yoksa seninki ba ka, benimki ba ka m ? 81-23 Allah tek fakat O’nun her gönülde bir ayr ke fedili i vard r, her gönül ayr d r çünkü Allah rahmetini diledi ine, diledi i kadar verir. 279-1 Almaz m s n tabancalar n yan na! 279-2 Pi manl k, öfke… ve korku, ate gibi yak yor içini. 279-3 Boyac ya para ödüyor. “Nerden incelirse ordan kopar! 279-4 .a lacak bir sükûnet bütün bedenini sar yor. 279-5 Art k korkmuyor, pi manda de il. 279-6 Yava yava kendine do ru yakla an gençleri bekliyor, kollar gev ek iki yan na sarkm . 279-7 Militanlar n bu yava l nda, temkininde çift tabancal öhretinin etkisi olmal . 279-8 Her an silah çekebilece ini sanmaktad rlar ki "lhan’ n gülmesi geliyor durumun ciddiyetine ra men. 279-9 Elini kana bulama, sen de kana bulanma o lum! 279-10 Fakat babas n n burada i i ne? 279-11 Kollar n tutuyorlar, tabanca beline dayan yor, emir sert: “Yürü, gidiyoruz!” 279-12 Yanlar nda yürüyenlerin ellerinde de silah var, tam kap dan ç karlarken, imtihana gelen s n f arkada lar yla kar la yorlar. 279-13 Gurup gurup gençler, kaymak tabakan n nazl çocuklar , ba lar n e ip, manzaray görmezden geliyorlar. 279-14 “Bana de meyen y lan bin ya as n “ dü üncesi art k hâkimdir onlara. 279-15 Tekrar gülmek istiyor "lhan, dudaklar geriliyor, ancak ac duyuyor. 279-16 Peki, biz bunlar için mi u ra t k, u bizim millet! 295 279-17 Yan ndakilere:”- Gidiyoruz i te.. diyor.. silahlar n z cebinize koyun, ay p oluyor! 279-18 “A al k vermekle, yi itlik vurmakla olur!” Öyle miydi "lhan? 279-19 Öyle ise… bir zamanlar inanm t n, öyle ise bunlar yi it! Yi it mi dersin? Allah kahretsin. 279-20 Ve sen mi yi ittin "lhan, imdi u sütü bozuklar n aras nda uslu uslu yürüyüp giden? 279-21 Gidiyorlar. 279-22 Nereye? 279-23 Rektörlük binas n n ordan dola p, Ö renci Birli i’nin barakalar na var yorlar. 279-24 Çocuklar, "lhan’ itip, tuvalete sokuyorlar, s rayla dövüyorlar. 279-25 Suçlar s ralan yor surat na, tükrük f rlat r gibi: “- "zmir’e gidip bir fa istin cenazesine kat lm s n!” “-Okulu terk dedik, b rakmad n!” “-Bizim cenazeyi sabote etmi sin!” METIN VIII Ç ÇEKLER BÜYÜR 7-1 Seni çok seviyorum Mehmet Ali! 7-2 Gürültüden sonra kula ma çarpan bu sakin ses, benim sesimdi. 7-3 "çine yüre imi, bedenimi, varl m n tümünü koymu um.. tan d m! 7-4 Derken.. haf zam n bir kö esine gömülüp kalm bir hat ra k m lday p canland . 7-5 Her eyi pek aç k gördüm, renkler hiç solmam t , bahar havas ci erlerime doldu. 7-6 Demek o günler, pek de uzaklarda de ilmi ! 7-7 1960’lar olmal yd , ortaokul birinci s n ftayd m on iki ya nda. 296 7-8 Tabiatta de i iklik yoktu. 7-9 O bizim ihtiyar, koca güne , arza bir kez daha s r tm , karlar erime e ba lam .. toprak su içiyordu. 7-10 Toprak.. ha! 7-11 Sahibi u runa her bir eye katlanabilen bir di i köledir, onu iyi bilirim. 7-12 Beslenmek ve doymak ister, ötesine ald rmaz. 7-13 Çekti i eziyeti; çapay , traktörü, daha bilmem neyi.. unutmu tur. 7-14 Parçaland n , a a land n akl na bile getirmez; kendisinden istenileni, kendisine ba lanan umudu hat rlar, verir… 7-15 Doymaya görsün, elbet verir!.. 7-16 “Can m toprak” ”Ana toprak” falan filan gibi övgülerin yaln z alanlar taraf ndan, ald klar sürece yap ld n da bilmez, yahut bilmek istemez! 7-17 " te 1960’lar n bahar nda toprak, kar suyunu yava yava emip içine sindirirken, ükranlar n ifade etmek için olsa gerek, ba r ndan akçabardaklar f k rtm t . 8-18 Her y l yapar bunu. 8-19 Topra n suyla kar p balç kla t yerlerde ak yüzlü nazl çiçekler, ak saplar n n üstünde ürkek bir sevinçle titrerler. 106-1 Kerevetin üzerinde yatarken, k m ldayamayacak kadar yorgun hissediyorum kendimi. 106-2 Art k Mehmet Ali’yi dü ünmek istemiyorum. 106-3 Mümkün de il, cismi cismine yap m , beraber al p veriyoruz alev soluklar . 107-4 Sesinin tonunu ve kelimelerini unutmaya çal yorum.. ellerim ellerinde, susup, ninemin dokudu u kilimin desenlerine bak yoruz. 107-5 .u siyah ekiller çiçek olmal . 297 107-6 Katk s z, sert, içten gelen bir ahenkle sarma dola olmu yatay, dikey, içleri bo , dolu kutular, çizgiler. 107-7 Çiçekler, yapraklar , dallar olmal , hep kara, karan n tonlar , zemin al. 107-8 Kan gibi!.. 107-9 Kan üzerinde açan siyah çiçekler! 107-10 Vah can m, imdi anl yorum manas n . 107-11 Dedem bir kere bana, “Ninen de severdi çiçekleri, senin gibi onlara türlü mana, söz, tav r yak t r rd .” dememi miydi? 107-12 Biz Türk kad nlar , her türlü duygumuzu hatta dü üncelerimizi önce, içimizin derinliklerine sal yor; onlar can suyumuza kar m sab rla, ince ince i leyip, Allah sevgisi nurumuzla ayd nlatt ktan sonra sessizce, yumu ak yumu ak seriyoruz gözler önüne. 107-13 Kadrimizin her zaman bilinmeyi i, ço umuzun gölgeler içinde ömür tüketip, karanl kta göçü ü bu yüzden de il mi? 107-14 Kadrimizi bilenler ise neyi, nanca anlayabiliyorlar? 107-15 Ku kanad n n temas nda öfkemizi, bir t ls ml yediveren gülünün kokusunda sevincimizi duyabiliyorlar m ? 107-16 "syan ise, tevekkülde eriyip, k z l mordan, pembe eflatuna dönmekte. 107-17 Türk kad n budur Mehmet Ali, ben ba kay m. 107-18 Çünkü içime sald m duygular gizli gizli büyürken, daha bir can al c renklere bulan yor. 107-19 Ku kanad de il hançer!.. 107-20 Gül kokusu yerine, kan kokusu! 107-21 Duygular m d ar vurdu um zaman böyle olacak! 298 107-22 Benim can suyuma sab r, tevekkül yerine, intikam kar m . 107-23 Onun sesini duyuyorum: Türk olman n tek faydas n söyleyebilseydin bana… 107-24 Karar veriyorum, ne kadar samimi diye sormaya lüzum yok. 107-25 Hiçbir yolda samimi de il Mehmet Ali. 107-26 Olmaz da! 107-27 Kendi ç karlar n n pe inde gidecek o. 107-28 Nas l, diye soramam, Pasiy’in bildirisini okumay ö rendi i günden anla l r. 107-29 “Kitab kazanmay istiyorum” demi ti. 108-30 Hiçbir ey hissetmeden, a z ndan ç kanlar n manas n bile kavramadan beni taklit ederek, sab rla çal t . 211-7 Sözler hiç bitmedi, a zdan a za dola t . 211-8 Dü ündüm, e er bu propaganda içinse, i te canl örnekleri dola yor aram zda, kelimelere ne hacet? 211-9 O halde ayr nt lar ile tariflere girenlerin a zlar n açt ran, ac çekmekten ho lanma dürtüsü mü? 211-10 Velhas l, ac çekmek yahut çektirmek ihtiras , ki inin iliklerine i lemi olan tutsakl n bir de i ik tezahürü, ba ka bir ey de il! 211-11 Bir de olay n öbür yüzü var, u, maddi ac ya dayanan i kenceler, a k n kafalar n derlenip toparlanmas na yard mc oluyor, ruhlar n karanl k kö elerine sinmi kalm ba bo , hedefsiz kin ve nefret k r nt lar birle ip, uur üstüne ç k yor.. güçlenip, hedef tayin ediyor. 211-12 Böylece öz varl klar n n ve millet olarak varl n fark na var yorlar. 211-13 Bayraklar n birden görüvermenin etkisini de inkar etmiyorum!.. 299 211-14 Arkada lar n aras nda bile kendilerinin fark nda olmayan, hareketin içinde sürüklenenler vard , bunlar öz bedenlerini ve öz beyinlerini duyabilmekten acizdirler. 211-15 .imdi öyle mi ya, arkada larda ve eskiden ot dedi im baz kimselerde hissetti im bu yeni varolu ; gözlerde, dik tutulan boyunlarda ve zaman zaman davran larda ifade buluyor. 211-16 Hemen .umnu’ya sevkedilen, yüz ki i kadard . 211-17 As l suçlu olarak onlar kabul ediyorlar, fakat içlerinde babam gibi her eyden habersiz kimseler de bulunmal . 310-1 Art k kendi hakk mda kendim karar veremem. 310-2 Dü man n silahlar n bilmezsen onunla mücadele edemezsin. 310-3 Her insan kafas , daha iyi imkânlara eri mek için, daima artlanmaya haz rd r. 310-4 Nihayet: “Bak o lum.. dedim.. k ç na bir k rbaç vuracaklar, ko diyecekler.” 310-5 Ko uyu tutturacaks n, öyle bir yere geleceksin ki ne geri dönmek mümkün olacak, ne durmak!.. 310-6 E er kendini tam tan y p, varl n uuruna varm olsayd n.. gidebilirdin. 310-7 Kal burada, daha ö renecek pek çok ey var, kendini tan d ktan sonra; onlar tan . 310-8 Benim diyebilece im bu kadar. 310-9 Öyleyse söyle ni anl na, seçmesin beni. 310-10 Fakat ben, ni anl ma söylemeden önce, bir kere de Arif’e dan mak istedim. 311-11 Konu mam z , dü üncelerimi oldu u gibi anlatt m. 311-12 O duygusuz yüzünde, görmeye al k olmad “- Vah küçük k z m.. dedi.. çok mu k rd seni o herif? 310-13 — Mehmet’ten bahsediyorduk. 310-14 — Bence çok do ru söylemi sin. m bir ac belirdi, omzumu tuttu: 300 310-15 Mehmet Ali, hakikaten, gönderilmesine mani olabilirse, olsun. 310-16 Çocu un daha yeti mesi laz m, sen art k ciddiyetle al bu görevi… 310-17 Omzumu s kt , yutkundu: “- Ve "lay.. dedi.. üzülme!.. 310-18 Senin pek çok eyin var, davan var.. hayallerin.. sorular n. 310-19 Yani sen.. kendi kendine yetersin, sen. 344-1 Ondan sonra ald m mektubunda ise,Nazi askerlerinde bulundu u anlat lan co kuyu sezmi tim; öyle diyordu: Sevgili yolda Eminofa, Komünist Partisi tarihini yeniden inceliyorum. 345-1 .öyle sere serpe uzan p da topra a, gözlerini gö e kald r nca, seni hat rlamamak imkâns z akçabarda m. 345-2 Bana mavi mavi bak yorsun, güne yald zlam bak lar n , gülümser gibisin, tek bulut yok… 345-3 Elimde olmadan ben gülümsedim sana, sonra akl m ba ma geldi, çevreyi ara t rd m, gören oldu mu? diye. 345-4 E er gören olmu sa hafta sonundaki öz ele tiri toplant s nda “ O gün topra n üstünde yatarken, hiç gere i yoktu ama gülümsedim.” diye itiraf etmem laz m gelir. 345-5 Çünkü nas l olsa rapor edilmi tir ve durup dururken gülememe de, bir inand r c mazeret bulamam. 345-6 .a r yorsun de il mi, sorar gibisin, “Art k gülmek de mi yasak be can m?” 345-7 Evet.. öyle. 345-8 Çünkü ben art k Mehmet Ali, de ilim. 345-9 Peter Beron Enstitüsü Tarih Bölümü mezunu, seçkin Komsomol Mehmet Ali; imdi seçkin komsomollar aras ndan ayr l p, <<Özel E itim Merkezi>> ne gönderilen on önemli gençten biridir, ismi ise Peter Jinkof! 301 345-10 Buraya geldi imiz gün, sekreter bizleri teker teker ald odas na yuvarlak kafal , elmac k kemikleri f rlak, gözleri çekik bir adam. 345-11 Bulgar ismi kullan yor ama, Asya’dan geldi ine yemin edebilirim. 345-12 Türk mü, yoksa Mo ol as ll bir Sovyet vatanda m , galiba ikincisi. 345-13 Çok so uk, ki inin aln ndan geçip, beynine nüfuz eden delici bak lar var, benimle Türkçe konu tu. 345-14 Bu okulda çok özel kurallar uygulad klar n söyledi. 345-15 Kurallar sayd ; bence en mühimi okulun d dünyadan ve bir ö rencinin di er ö renciden tecrit edilmesi. 345-16 D dünya ile temas ve ilgiyi kesmek, al ageldik bir olay. 345-17 Kampta da öyle idi. 345-18 Di er ö rencilerden ayr l k ise gerçekten garip, kalabal k içinde bir ki inin hem beraber çal p yemek yedi iniz, toplant lara kat ld kalabal n z, seminerler yapt nz n içinde bir ki inin bunca yaln zl a itilebilece ini akl ma getirmezdim. 345-19 Ba döndürücü bir durum! 345-20 Küçük ya dan gözlenme e al md r bilirsin, hareketlerimin hesab n verme e, ama bu kadar … beni bile çok a rt yor. 345-21 — Kendinize bir isim seçecek ve bundan sonra hep o ismi kullanacaks n z… dedi.. 349-1 Demek, sessizce ve umudumu kendime bile belli etmemeye çal arak, pek bekliyormu um ki; ondan askere gidece ine dair bir mektup al nca bozuldum. 454-1 Sanitar Kursu, gezici s hhiye! 454-2 Sabahleyin orman emekçileriyle i ba gezinmek ihtiyac olana yard m etmek. yap p, ak ama kadar onlar n aras nda 302 454-3 Kolay ve rahat bir i , i ne yapmay , sarg sarmay , ufak tefek yaralar n tedavisini ö retiyorlar, umumiyetle bu rahat içinde Bulgarlar çal r, bizlere pek nasip olmaz! 454-4 Mehmet Ali’nin s hhiyecili i benim için, nas l temin etti ini akl m alm yor, bir bak yorum, gözden dü mü , korku içinde.. son derece rahats z bir insan. 454-5 Bir bak yorum, Müfreze Ba kan ’na bile yükseklerden atar pozda, kendinden emin, rahat. 454-6 Sanki iki ki ili i var. 454-7 Umumiyetle suskun, konu tu u zaman kelimeleri a z ndan tarta tarta ç kar yor, heyecans z, sakin görünüyor. 454-8 O zamanlar bana kar son derece nazik ve anlay l oluyor, hiç tart m yor, gülümsemesi ölçülü. 454-9 .öyle alsam elime bir cetvel, sa taraftan u kadar milim, sol taraftan u kadar milim girilecek a z diye ölçebilirim ve o ölçü hiç a maz. 454-10 Bazen co kulu; gözlerine ye il benekler dü tü ü bile oluyor, kahkahalarla gülüyor, beni kuca na al p dört döndürüyor odan n içinde, akl m za ne gelirse konu uyoruz. 454-11 Bazen tart yoruz… 454-12 Bak yorum, bir zamanlar ona söylediklerimin hepsine akl yatm görünüyor, ama mücadele etmek, harekete geçmek gibi hiçbir dü üncesi yok. 454-13 Bana belli etmeme e çal yor ama dava u runda harekete geçenleri, canlar n kaybedenleri küçümsedi ini hissediyorum… 454-14 Bir ba ka çözüm ar yor, san yorum. 454-15 Ne olabilir?.. 454-16 Mehmet Ali’nin bu iki ki ili inde de ortak nokta, galiba övünme arzusu. 455-17 En küçük f rsattan bile kendine pay ç karmaya bay l yor. 303 455-18 Eskiden de böyleydi. 455-19 Babas n n lacivert ceketini giyip, bana gösteri yapmaya geli i, s k s k akl ma dü üyor. 455-20 Ne günlerdi!.. 455-21 "ki ki ilik durgunluk.. co ku, sevgi, tart ma.. u bu! MET N IX HAVVA 5-1 Gerçi teyzem say l rs n z, annemin arkada yd n z fakat ben falanca teyze demeyi sevmem, filanca abla demeyi de sevmem. 5-2 E er çok garibinize gitmezse, size Berrin Han m diye hitap edece im; Berrin Han m, olur mu, müsaade eder misiniz? 5-3 Kar mda oturan geçkin fakat hala çok ho olan han m n ela gözleri, incecikten güldü; minicik billur parçalar misali, sesi hlamur k vam nda: “ – Arkada de il miyiz Havva, nas l istersen öyle hitap et, nas l rahat hissedersen, hitab n mühim de il, içinden öyle geliyorsa sadece ismimi söyle, ciddi söylüyorum; hiç mühim de il.. biraz tedirgin, bir yapay gülümseme yay ld yüzüme, usul usul; önemli olan bana sayg duyman, dedi. 5-4 .imdi bu tedirginlik, bu yapay gülümseme neden? 5-5 Yoksa yeni yetme bir k z çocu u gibi utan yor mu? 5-6 Konu sevgi ve biraz da talep olunca… a, evet utan yor, allar içinde! 5-7 Oysa o kadar kolay sevebilen bir kad n ki.. 5-8 Gülme arzumu geri gönderip, bu yüzden biraz k zar p san r m, en güven verici sesimle: “ –Sizi seviyorum! Dedim. 5-9 Rahatlad , bu kad n n ruh hali yüzünden hemen okunuveriyor, roman mübarek, böylesine aç k. 304 5-10 Sadece yüzüyle konu abilirim onun, bir sessiz dil olur bu.. diyebilirim ki ona: “ Hiçbir ey duyup hissetmeden o sözü söyledim size, asl nda sizi sevip sevmedi imi bilmiyorum, ben hiç kimseyi sevmem, Mehmet’i bile sevmem. 7-1 Yoksa o güne in on ikisinde esen serinleten bir rüzgârla m e ? 7-2 Y llar sonra, bir sala bal kç lokantas nda kar la t m Berrin Han m’la grup halinde gelmi lerdi, yan m zdaki masada oturuyorlard , kahkahalar , amatalar can m s k yordu, ben Mehmet’leydim… 7-3 Birbirimize tahammül etme e çal yorduk. 17-1 Sanki aram za gökten dü mü bir adamd r o. 17-2Üzerinde uzun, düz ve bol beyaz ipek bir giysi vard r. 17-3 Bir eliyle ay ve y ld zlar , bir eliyle dünyay tutmaktad r.. biz insanlar hep eteklerine sar lm vaziyette bekleriz.. o, her zaman aydan ve y ld zlardan alt n tozlar serper üzerimize.. elleri, ince uzun, damarl d r. 27-3 Düpedüz y kar seni korku. 27-4 Sevmeye çal , herkesi her eyi..böyle yaparsan bak gör sen de nas l sevileceksin, i te o zaman çaresiz olmayacaks n, yaln z kalmayacaks n ve de hiçbir eyden korkmayacaks n.. 37-8 Ay e, bir elinde çay barda , bir elinde sigara aralar na girdi,“Nas ls n sevgilim?” diye Berrin’in iki yana ndan öptü,Mehmet’e gülücükler saçt . 37-9 Mehmet k z n güzelli i kar s nda irkildi,zoraki tebessüm etti. 47-2 E er ilk defa ba na gelenden, bir ey ö renememi sen ayn olay çe itli çehrelerde devam edip durur. 47-3 Çehre;yüz, surat demektir, biliyor muydun, senin yan nda bazen gençli ini unutup, bizim zaman m z n diliyle konu uyorum. 57-12 S k nt l s k nt l k p rdan p, gönlümün sesinden kurtulmak istiyorum… 305 57-13 Mehmet, elimi s k yor sevgiyle, bende sessizce onun elini s k p kar l k veriyorum. 57-14 Konu muyoruz, konu ulanlar dinlemiyorum. 67-4 Kimimiz onu öperek, kimimiz alk layarak oyuna son verdik. 67-5 Sonra art k ak ama kadar pikni in keyfini ç kard m, hatta Ay e ile bile kaç kere konu tum, güzel sesine övgüler düzdüm. 77-9 O kadar çok güldü ki, gözlerinden ya lar bo and , h çk rd , h çk rd … 77-10 Nihayet çantas ndan bir ka t mendil ç kard , gözya lar n sildi, küskün küskün bakt Mehmet’e; “Beni a latt n, dedi. 88-6 Ay e sigaras n tablaya bas p güldü. 88-7 Orta sehpada duran billur ekerlikten bir çikolata al p a z na att , diliyle çikolatayla oynay p; “Güzelmi ” dedi, sonra ekerli i al p kuca na koydu, ard ard na birkaç tane yedi.. 97-8 Bir k rlang ç ba üzre uçmaktad r çünkü, Berrin Han m, k rlang c n gölgesi alt ndad r… 97-9 S caklardan yan p kavrulup, ben de o gölgeye ko muyor muyum? 108-3 Mehmet hala yok. 108-4 Sarho mu ettin sevgilimi,esrar m verdin, nerede o , niçin gelmiyor?.. 108-5 Tümden zehir zümrüt kolyesiyle k rm z l kad na sormak istiyorum böylece. 117-3 Tefekkür ne demektir bilir misiniz, dü ünmek, zihin yormak demektir. 117-4 Yaln z insan de il, yarat lanlar n tümü; bizim bulup faydalanmam z ve faydaland rmam z için; iç içe geçmi türlü s rlardan olu mu tur. 127-14 Birkaç ay sonra da, R fk ’n n kollar aras nda öldü, gitti. 306 127-15 Hümeyra’n n dinle hiç ilgisi olmamas na ra men Berrin, onun ölümünden sonra bütün dini vazifelerin yap lmas n sa lad . 137- 7 O kadar srar etti ki, elinden nas l kurtulaca m bilemedim. 137-8 “Bir dü üneyim Ay e”, demek zorunda kald m,“Mehmet’le tatil program n konu mad k daha, ben seni arar m.” 147-12 Gece, uzan p kitaplar m z okumak için, fazla oturmad k, odalar m za çekildik. 147-13 Berrin Han m, kendine ve bize; Stephen R. Covey’in “Etkili "nsanlar n 7 Al kanl ” isimli kitab n alm , üzerinde konu mak için önce onu okumak istedik üçümüzde… 157-6 Otobüs dura nda kalakald m.. ne ileri ne geri. 157-7 Alsayd m yan ma Berrin Han m’ ya da Mehmet’i beni yürütürlerdi elbet. 167-1 Berrin, Adapazar ’ndan, Ankara’ya geçmi , bu kez de a abeyinin ziyaretine gitmi ti. 167-2 Ay e ve Havva’ya ayr ayr birkaç kere telefon edip, haber verip konu tu u halde, k zlara pek uzun geldi, bu otuz günlük ayr l k. 177-1 Havva, merdivenleri ç k p, kap önünde beklemeye ba lad , derken titrek, yorgun ayak sesleri… 177-2 Geliyor! 177-3 Kalbi çarp yordu, midesi kas lmaktan ta a dönmü , a z n n içi kupkuru olmu tu. 185-18 "kisi de ayn anda aya a kalkt lar, iki koltu un aras nda baba k z, birbirlerine sar ld lar. 185-19 Havva h çk r klarla, R fk sessizce a l yordu, gözya lar birbirine kar t . 307 MET N X KAF DATININ ARDINDA 57-1 Evimi yerle tirip düzenledim ve resmen ta nd m ilk gece babam , yeme e davet ettim. 57-2 Pirzola, makarna, salata… becermi tim. 57-3 O, bana çiçek ve tatl , kendisi için de arap ald , geldi. 57-4 Üzerinde k bir lacivert kostüm, aç k mavi gömlek vard , bordo kravat takm t . 57-5 Ben eflatun ile bezinden uzun bir elbise giymi tim. 57-6 Belki tuhaf, ikimiz de heyecanl yd k. 57-7 Kap n n önünde, elinde koca sar gül demeti, a k n ve mutlu gülümsüyordum. 57-8 Yana m öptü:” – Beni içeri davet etsene.” 57-9 —A tabii buyurun, ay ne komik gel babac k 57-10 Sar gülleri vazoya yerle tirdim 57-11 Babam bana hep sar gül ald , sar güllerin kendisine, yaln z beni hat rlatt n söyler. 57-12 Art k sar n olmad m söyleyince de “ Bebekken sar nd n.. der.. Renoir’in tablosunda bana birden bire seni hissettiren genç k z da sar nd ” 57-13 O gece yemekte pek e lendik, güldük, söyledik. 57-14 Babama, onu George Pepart’a benzetti imi söyledim. 57-15 Me er bütün kad nlar ona ayn benzetmeyi tekrarlarm , yalanc ktan k zd m ve sözümü geri ald m. 57-16 - Peki.. dedi.. ya seni Natalie Wood’a benzeten oldu mu? 58-17 - Ooo.. dedim.. bütün erkek arkada lar m! 308 58-18 — Hadi hadi, do ru söyle. 58-19 — Hay r, sen eskiden birkaç defa söylemi tin o kadar. 58-20 — Fark etmemi ler, sersemler! 58-21 Mamafih sizin nesil onu pek tan maz. 58-22 — Can m televizyonda seyrettik bir iki filmini ya. 58-23 Bizim ku ak onu pek tan mad gibi, bizim ku akta, hiç olmazsa bizim aram zda, birbirimizi sinema artistlerine benzetme gibi bir olay da yoktur. 58-24 Bu i ler sizin zaman n zda moda imi . 58-25 Babam konuyu de i tirdi ve kendisinden hiç ummad m bir mahcubiyet içinde sordu:” - Kuzum Mevsim, senin hiç flörtün odlumu, bildi im kadar ile olmad , sormak istedim, çünkü cidden merak ediyorum. 58-26 Niçin merak etti ini dü ünmeden, itiraf ettim:” – Maalesef olmad .. dedim.. onca erkek arkada ma ra men, ha bak bana ilan a k eden, daha do rusu ç kma önerisinde bulunanlar çok oldu da.. 58-27 —Yüz vermedin! 58-28 De il.. bilmiyorum. 58-29 Hem istedim, hem istemedim. 58-30 Korktum galiba. 58-31 Senin k z kad n arkada lar n, onlar! 58-32 Ve i te, ne bileyim, korktum. 58-33 Neden, o kad nlara benzemekten mi yoksa erkeklerden mi?.. 58-34 Her ikisinden de galiba, sonuç ayn kap ya ç k yor, b rakal m imdi çözümleme yapmay . 309 58-35 Flört etmedim do ru, yaln z ta Ankara’dan babaannemle oturdu umdan beri, a k olup durdum, çok a k oldum! 58-36 "tiraf edilmemi , herhalde tek tarafl a klar! 58-37 Ben güldüm o ciddiydi: - Hikâyelerinden de bunu ç kard m zaten. 59-38 Birtanem do ru söyle, hiç sahiden ilgi duydu un kimse oldu mu, zd rap çektin mi bu yüzden? 59-39 - Izd rap çekme e vakit kalmad , onlar öykü yapt m. 59-40 Ve unuttum! 59-41—.akaya döktüm i i- unutamad m tek a k m sensin. 59-42 Babam gülmedi, kendi kendine söylenir gibi usulca: -A k güzel bir eydir.. dedi… 59-43 Lakin bir adam yüzünden zd rap çekmene dayanamam, öldürürüm onu! 59-44 Haydi can m.. dedim.. yava ol. 59-45 - Kendi ya ad klar n yaz yorsun desem? 59-46 De il! 59-47 Öyle maceralar anlat yorsun ki, onlar ya am olmana imkan yok. 59-48 Kulland n sadece duygular n m ? 59-49 - Tam bilemiyorum.. diye itiraf ettim.. duygular m tabii ki ba kahraman! 59-50 .u var daha önce hissetmedi im bir çok eyi yazarken de, kendimi karakterimin içinde buluyorum. 59-51 Karakterim mi ben oluyor, yoksa ben mi o? 59-52 Bilemiyorum. 310 59-53 Günlük ya ant mda bana yabanc dü ecek pek çok eyi, yazarken ya yorum.. o zaman, o çe it ya ant tarz çok do al benim için. 59-54 B rak imdi bunlar babac k, as l anlat bana, bu evde, yaln z ba ma nas l ya ayaca m? 59-55 – Bana m soruyorsun? dedi, pek keyiflendi; gözlerinin içi koyu, aç k grimor, pek çok mavide birden parl yordu. 59-56 Onu geçirdikten sonra, kap y usulca kapatt m ve bir zaman durup, merdivenden ayak seslerini dinledim. 59-57 Bir kara bulut gibi yaln zl k birden çöktü üstüme. 59-58 Yüre imde somut bir s z . 59-59 <Ne yapaca m bilmez halde, a k n m. 59-60 Sofray toplamak geldi akl ma, sevindim. 59-61 Bo arap i esini çöp tenekesine atarken,” Ke ke ben de içebilseydim.. diye dü ündüm.. imdi böyle bo lukta bulmazd m kendimi.” 59-62 Oysa alkolün tek yudumu, bütün vücudumu k rm z sivilcelerle kaplamaya yetiyor, alerjim var. 59-63 Tahir Hoca ve akl ba nda olan di erleri, babam dahil, içkinin verdi i mutlulu un pek geçici oldu unu söylerler, sonra insan daha kötü bir bunal ma dü üyormu . 60-64 Bilmiyorum, hiç tecrübem yok. 60-65 Su s t p, bula klar y kad m, buraya kadar sab rl yd m, tabaklar duralarken, bidonun muslu undan incecik akan su, fena halde sinirlenmeme yetti. 60- 66 Herhalde sinirlenmek için f rsat ar yordum, olur a! 60-67 Di lerimi s k p durulamay bitirdim. 311 MET N XI N SAN YATMURU 7-1 Ezelden ebede do ru götürüp giden bu yol mu? 7-5 Üzerinde dönüp durdu um bir gerçek, dönüyorum a k ile ve dikkatle, kimi saç lm , kimi uçu an ebnemleri esirgeyerek. 11-3 Gerçe e kavu abilmek için kaç aynay k r p buz etmem laz m? 16-7 Ustaysa, tam bir otorite olarak görünmü tü bana sevgiyle esirgeyen, ku atan ve sayg , sevgi uyand ran ve iyi ve do ru ve çal kan ve çok bilgili… 18-17 Ç kt m dükkândan, hava pembele meye ba lam , ah “Ankara’n n pembe ak amlar !” 27-9 Bizimkinden çok üstün bir bilincin var oldu unu kabul ediyorum, bir yerlerde ama, asla yan mda de il. 28-4 Bunu geçelim pekâlâ biliyorsun ki, orada “do ru ya ama” kurallar üzerinde duruluyor, bunlar konu uluyor ve tart l yor. 55-1 Öyleyse nefsiyle mücadele eden ki i, gönlünü sevgiye haz rlamaya ba lam t r. 55-2 Bilirsiniz ki, sevgiyle bakmas n bilen gerçek ibadeti buland r, çünkü o, bakt her yerde yaln z O’nu görür. 55-3 Y ld z’la "brahim, ustan n söylediklerini har l har l not tutuyorlard , bahç vanl k gibi bu da onlar n görevi, sonra ikisi yazd klar n kar la t r rlar, ule’ye de dan rlar, fazlal klar, eksiklikler giderilir ve notlar bilgisayara kaydetmeye haz r olur. 55-4 Bütün bu bilgiler, her isteyene aç kt r. 55-5 Bilgisayar kütüphanede durur, orada çal mak isteyen istedi i kadar çal r. 55-6 "ster bilgileri als n, ister kendi bir i ini çal s n, bu bilgisayardan çok tezler geçmi ; master tezleri, doktora tezleri… 312 55-7 Birço u da, evlerinde alet bulundu u halde, ustan n hay r duas yla ba layabilmek için, önce buraya gelip, burada, “Bismillah” çekermi … 55-8 Usta içeri girdikten sonra, bizler biraz daha sohbet ettik, hemen herkes gönlü sevgiye haz rlanman n bir çe it yolunu göstermi ti; bu yollar n hepsi do ruydu ve ki inin hepsi birden yapmas gerekiyordu; kolay de il, fakat sevgilere aç k olan bir gönül de, hep umut etti imiz istedi imiz bir eydi… 55-9 O halde çal mak, ince, çok ince bir nak yapar gibi, kendi üzerimizde çal mam z laz m geliyordu… 55-10 Sohbet, Yunus’tan k talarla noktaland . 55-11 Gülgün’le ç kt k, ben her zaman yapt m gibi biraz yürümek, konu ulanlar üzerinde dü ünmek istiyordum, Gülgün’e “ Ne desin, nas l buldun?” diye sormaya vakit kalmadan, o gayet ciddi: “- Sen imdi yürümek istersin, o halde ben gideyim, haydi eyvallah…” Deyip, bir taksiye i aret etti. 55-12 .a akalm t m, bahçede ustaya hayran bak lar neydi, imdi iki lak rd etmeden kaç ne… 155-1 Siz yaln z O’nun önünde küçüklü ünüzü bilip, büyüdükçe küçülerek, hayr n za var etti i her ey için ükrediniz. 155-2 .ükretmek, burada, tezgahta,en çok üzerinde durulan hususlardan biri. 155-3 .ükretmek bir bak ma O’na teslimiyetse, O’nun kar s nda küçüklü ümüzü idrak etmekse; bir bak ma da olumlu dü ünmenin, ho görünün simgesi oluyor. 155-4 Ayetlerde ükürle ilgili pek de çok söz var, benim en ilgimi çekeni ise öyle: “Kim içinden gelerek bir hay r i lerse, Allah .akir’dir, te ekkür eder” diyor. 155-5 .ükredebilmenin, eni, boyu, boyutu yok, küçü ü büyü ü yok. 155-6 Yaln z yolu yordam var üphesiz, dilden ziyade gönül yolu bu ve ölçüsü ve dille tekrardan çok birbirimize iyi yapt klar m z, iyi verdiklerimizdir. 155-7Usta, ükür için, “.ükretmek için ba kalar n n ükrüne yol açmal s n z” der. 313 155-8 Ve ükrün ve övgünün yaln z Yaradan’a olaca n hat rlat r… 155-9 Ben birisine bir ey verebiliyorsam, bunun için Ona ükretmeliyim, alansa, ald için Ona ükretmeli… 155-10 Bu i te gülce konu mak, gönülden konu mak! 155-11 Hafta sonu Tülin Han m’la Güngör Bey geldiler "stanbul’dan, bizim bahçedeki mütevaz odam za misafir oldular. 155-12 Kar koca bu tatl insanlarla da “ ükür” bahsi aç ld . 155-13 Bir s cak ve içten tebessümün yüzünde yer etti i Tülin Han m: “-.imdi ükür, halimiz vaktimiz yerinde amma bir zamanlar çok s k nt çektik, fakat inanc m z, Ona ükretmemiz eksilmedi yüre imizden,” dedi. 155-14 .ükrü bilirsen, Allah’ n sana daha çok verece ini, bizzat kendi ya ant m zla ö rendik. 155-15 .ükürsüzlük, insana yap lacak en büyük beddualardan biri olmal , dedi. 155-16 .ükürsüzlük, gönlü küçük olanlar n kat l , Allah’la pazarl a ç kanlar n kendini bilmezli i… dedi, Güngör Bey. 155-17 Dile de ükredin, ancak davran lar n zla, insanlara verdiklerinizle, bu ükrünüzü hayata geçirin. 221-1 O sabah erkenden uyand m, ilk akl ma gelen ey, sedefkâr dostumun, “bugünlerde gidece i” oldu. 221-2 O halde onunla daha fazla vakit geçirmeliydim. 221-3 Pek çabuk haz rland m, ak ama geç dönece imi söyledim Sabiha Han m’a… 221-4 Dükkân n merdivenlerinden ç karken, Dokuzuncu senfoniyi i ittim. 221-5 O günkü..” gibi, diye dü ündüm;kap y aç p girdim. 221-6 "lk gördü üm ey, ustan n kö esi oldu, bo tu! 314 221-7 Dönüp arkada lara bakt m, hepsi söz birli i etmi çesine, ba lar n sallad lar. 221-8 “Gitmi ti!” 221-9 “Ama ben, diye m r ldand m; ama ben daha birkaç günü var…” art k konu amad m. 221-10 “Kendini teselli etmeye çal yordun Meryem!” dedi, içimden bir ses. 221-11 Oldu um yerde salland m hat rl yorum, arkam dönüp d ar ç kt m, orada merdivenlere çöktüm; senfonide koral k sma geçilmi ti… 221-12 Schiller ve Beethoven ve sedefkâr dostum; birli e, sevgiye, ne eye davet ediyorlard … 221-13 Allah’ n sevgi çemberine, rahmetine dahil olan herkesi, her eyi yarat lm lar n hepsini… 221-14 Bütün yarat lm lar ne e içer tabiat n gö sünden iyiler de kötüler de onun arma an n tadar. 221-15 "nce bir ya mur ba lam t . 221-16 Ben hiçbir ey hissetmiyor gibiydim; durgun, a r, müzikle ve iirle tekle mi . 221-17 Ve birden a lad m fark ettim… 221-18 H çk ra h çk ra a layarak. MET N XII TUTSAK 10-27 Koltuklar n, tabaklar n içki i elerinin sanki dövü üp sava t ve yaralan p tek tek dü üp kald klar salonun ortas nda, Orhan, yere boylu boyunca uzanm , bana bak yordu. 15-13 Orhan’ n, boyalar n bozamad de mutlu, çarp k tebessüm eklenmi . yak kl yüzünde, camla an ela bak lar na, bir 315 16-13 Ceren, piyanonun ba nda yüzüne damgalanm bir tebessümle dururken tek tek basmak istedi bu kahkahalar n üstüne. 31-20 Selma, bu hayali itmek, v c k v c k sesi duymamak istiyordu, arkada n n peri an yüzüne, dalg n gözlerine bakt , ona sar lmak geçti içinden cesaret edemedi. 84-2 Bu iiri ezberledi im zaman daha dilim dönmüyordu, fakat inan r m s n, beynimde garip ve dahi o kadar derin bir iz b rakt ki… 316 ÖZGEÇM 1971 Ac payam do umlu olan Aynur Karakurt ilkö renimini Yata an "lkö retim Okulunda tamamlad . Lise ö renimini Denizli Sa l k Meslek Lisesinde tamamlad ktan sonra ayn y l Selçuk Üniversitesi E itim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümünü kazand . 1991 y l nda Konya Devlet Hastanesinde memuriyet hayat na ba lad . 1993 y l nda Sand kl Sa l k Meslek Lisesi Türk Dili ve Edebiyat ö retmenli ine atand . Kütahya Sa l k Meslek Lisesi ve Denizli Sa l k Meslek Lisesinde görev yapt ktan sonra Milli E itim Bakanl na geçti. Denizli’de çe itli ilkö retim okullar nda Türkçe ö retmenli i yapt ktan sonra Denizli Türk E itim Vakf Anadolu Lisesine geçti. Halen Denizli Türk E itim Vakf Anadolu Lisesinde Türk Dili ve Edebiyat ö retmeni olarak görev yapmakta olan Aynur Karakurt iki çocuk annesidir. Aynur KARAKURT