M. Meclisi B : 62 ğime rağmen, KÖY YSE - IŞ'in tutumu nedeniyle bunu gerçekleştiremediğini anlayınca, YOL - İŞ Federasyonuyla imzaladığım toplu iş sözleşmesi, işyeri ve işkolu düzeyindeki Sözleşmelerden yararlanarak işçilerin ücretini ödedim. İşçilerin ücreti, birikmiş farklarla milyarları aşıyor, belki 2 milyara yaklaşı­ yor. Ödenmesiyle ilgili değişik kademelerde birtakım zorluklarla karşılaştık. Ama doğru olduğuna inan­ dığım içindir ki, sorumluluğu da üstlenerek işçinin ay­ başı zamanında parasını alabilmesini, çoluğunu, ço­ cuğunu yemeğini, rızkını .teminde güçlük çekmeme­ sini sağlamak iç'in sorumluluğu da üzerime alarak 2 milyara yakın deruhteyi mesuliyet ettim. 5 milyar da gelse önüme, inandıktan sonra ederim. Eğer benim yerimde bulunan kişiler, gerektiğinde böyle sorum­ lulukları 'üstlenemeyecek kadar cesaretli değillerse, oralara gelmesinler. Ama benim deruhteyi mesuliyet edişim bile bir eleştiri konusu olarak ortaya konuldu. Değerli arkadaşlarım, ilgili sendikaya yasal yol­ lara başvurdu. Kademe, kademe bazr kararlar aldı lehine. Onun kararlarını değiştiren başka kararlar çık­ tı ortaya. Sonuçta Yargıtay bizim 11 . 10 . 1978 tarihli imzaladığımız protokolü, anaişkolu düzeyin­ deki toplu iş sözleşmesini değiştiren protokolü geçer­ siz saydı. Geçersiz sayması üzerine, geçersiz sayışına neden olarak gösterdiği bazı konuları, Yargıtay ka­ rarının doğrultusunda dikkate alarak yeni bir toplu iş sözleşmesi değişikliği imzaladım, aynı sendikayla ve onu yürürlüğe koydum. Eski parasal hakları ve sosyal hakları içeren bir başka değişiklik, biraz fark­ lı bir başka değişiklik taşıyan bir sözleşme değişikliği imzaladım ve onu yürürlüğe koydum. KÖY YSE - İŞ Sendikası, bunun da iptali için mahkemeye başvurdu. Ankara'daki iş Mahkemesi ön-. ce yürütmeyi durdurdu. Yapılan -itiraz üzerine mah­ keme yürütmeyi durdurma kararını, aynı mahkeme kendi kararını kaldırdı ve KÖY YSE - ÎŞ Sendikasının talebini esastan reddetti, dava kapandı. Şimdi şu anda mahkeme kararlarıyla KÖY YSE - İŞ'in son müracaatı reddedilmiş olmakla, ora­ da tartışacak hiçbir durum kalmamıştır. Ama hu­ kuki bakımdan başka bir durum ortaya çıkarsa, han­ gi sendika tarafından o konu ortaya getirilirse getiril­ sin, kuşkusuz kendi süreci içinde hukuk işlemleri de­ vam edecektir. Yaptığım işler yasaya uygundur. Yaptığım işler işçilerin haklarını geciktirmeden verme anlayışımıza da uygundur. Yaptığım işler Vicdanıma uygundur, müsterihim, rahatım. Hiçbir kuşkum yok. Çünkü 25 24 . 2 . 1979 O :1 bini aşkın işçinin 24 900'e yakını bir büyük sendikayı vaktiyle içinde bulunduğu bir büyük sendikayı terk ederek başka bir büyük sendikaya geçmiş, o sendika­ nın, geride kalan sendikanın yöneticileri parlamenter arkadaşlarımızı sık sık rahatsız r ederek, onlara birta­ kım yanlış bilgileri aktararak meseleyi parlamentoda büyük bir tartışma konusu haline getirmeye çalışıyor­ lar. Bu kadar uğraşacaklarına, dolaşsınlar Anadolu' da yanlarında kalan 100 işçiyi, 200 işçiye, 500 işçiye 5 000 işçiye çıkartmaya çalışsınlar bakalım. İşçilerin güvenmediği sendika yöneticilerine sarı sendikacı denir. KÖY YSE - ÎŞ 'Sendikasının bugün­ kü yöneticileri, bugün işbaşında bulunan yöneticileri 25 bin işçisini kaçıran, o işçinin o sendikadan ayrıl­ masına neden olan eylemleri sürdürenler; o işçilerin benim yaptığım sözleşmelerle aldığı toplu sözleşme farklarını ve ücret artışlarını kendilerinden tahsil et­ memi benden istiyorlar. KÖY YSE - ÎŞ Sendikasının bugünkü yöneticileri işçiye verilen paraların faiziyle geriye alınmasını noterden bana gönderdikleri bir ih­ tarnameyle istiyorlar. Değeri arkadaşlarım, bu sendikacıların, kalan bu sarı sendikacı olarak buradan ilan etmekte sa­ kınca görmediğim bu sendikacıların tek bir amacı vardır. O amaç, çoğunluğu kaybettikleri biliniyor, işçilerinin kaydığı biliniyor, işçlisinlin kalmadığı biiniıyor; ama toplu iş sözleşmesini onların koşullarıyla kabul edfiıp kendileriyle imzalamış olsaydım başlan­ gıçta ilk aylıkların yarısı kadar bir parayı peşin ola­ rak sendikanın kasasına alacaklardı, alsıl hesapları oydu. 45 milyon lira dedikleri odur. O ;«45 milyon İranın nereye gideceğini, ne yapacağını biz iyi bili­ riz» diyenlerin niçin bumu söylediklerini bu izaha­ tımla, bu açıklamamıza öyle zannediyorum ki her­ kes anlayabilmiştir. O parayı ıKÖY YSE - îş Senıdıikasınım kasasına aktarabilmekti. Yotksa işçiye hak almak, işçiye birtakımı halklar getirmek değildi. 200 milyon lirayı bulan sanayi teşvik fonunun denetlenmesini önlemekti. O paraların sarf edildüği yerlerle ügili yapacağımız yasal uygulamalar ve idari uygulamalar içinde yapacağımız (incelemelerden kendilerini korumak, savunmak; kendilerini omdan ikurtaralbilmek için çalba sarf etmişlerdir. O konuda 'kendilerine güvence vermediğimiz iç'in, o konuda kendilerine iımlkân vemnediğilmıiz için de toplu söz­ leşmeyi imiZalayamamışlardır. Hadise bundan iba­ rettir. Sayın milletvekilleri, sözlerimi bitirirken bir­ kaç kelimeyle sayın milletvelcillierindlen ricada bulunmıaik istiyorum. Geçenlerde bir vesileyle daha söy178 —