More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri UZAKTAN EĞİTİM KAYNAK DOKÜMANI Eğitim Adı: Milli Eğitim Bakanlığı Onaylı İnternet Tabanlı Halkla İlişkiler Kursu İÇERİK 1. İŞ HAYATINDA İLETİŞİM Etkili İletişim İş Hayatında İlişkiler 2. KİTLE İLETİŞİMİ Kitle İletişiminin Özellikleri Kitle İletişim Araçlarının Karşılaştırılması Kitle İletişim Araçlarının İşlevleri 3. MÜŞTERİ İLE İLETİŞİM Müşteriyi Dinleme Ve Anlama Beden Dili İle İletişim Anket Düzenleme Ve Değerlendirme 4. MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ Portföydeki Müşteriler Empati Kurmak Diksiyon 5. MÜŞTERİ ÖZELLİKLERİ Müşterinin Demografik Yapısını Tespit Etme Müşteri İsteklerini Tespit Etme Müşterilerle İlişkileri Geliştirmek 6. SATIŞA HAZIRLIK Satış Ekibini Oluşturma Program Hazırlama Satış Ekibinin Motivasyonunu Sağlama Satılacak Ürünleri Planlamak Değerlendirme Yöntemleri Sayfa 1 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri 7. HALKLA İLİŞKİLERDE KAMPANYA Halkla İlişkiler Kampanya Süreci Planlama Kampanya Uygulaması Kampanya Değerlendirmesi 8. HALKLA İLİŞKİLER VE BASIN Basınla İlşkiler, Basın Bildirileri Ve Kupür Derleme Basın Bülteni Basın Toplantısı, Basın Kokteylleri, Basın Gezisi 1. İŞ HAYATINDA İLETİŞİM ETKİLİ İLETİŞİM İletişimin Tanımı İletişim “communis” kelimesinden türetilmiştir. “commun”; ortaklık, ortak gibi anlamlara gelmektedir. Bu nedenle iletişim kurulabilmesi için ortak anlamlı sembollerin ve kavramların bulunmasına ihtiyaç vardır. Günümüzde batı dillerindeki “communication” sözcüğünün karşılığı olan iletişim kavramının girmediği alan ve saha hemen hemen kalmadığı gibi kavram günlük yaşantımızın da vazgeçilmez bir parçası olmuştur. İçinde bulunduğumuz 21. yy. bu nedenle bilgi ve iletişim çağı olarak isimlendirilmektedir. Yaşamın özü ile iç içe geçmiş, iletişime net bir tanım yapmak gerçekten zordur. İletişim kavramının çok sayıda tanımı vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: İletişim; tutum, bilgi, düşünce, duygu ve davranışların “ kaynak”tan “hedef”e doğru aktarılmasıdır. İletişim; bir kişiden veya gruptan, bir başka kişi veya gruba bilgilerin aktarılmasıdır. İletişim; insanların duygu, düşünce, inanç, tutum ve davranışlarının sözlü, yazılı ve sözsüz olarak iletilmesidir. İletişim, kaynaktan hedefe bilgi ve anlamların aktarılmasıdır. İletişim, semboller yoluyla anlamların iletilmesidir. İletişim, esas olarak simgeler aracılığıyla bir kişiden ya da gruptan diğerine bilginin, fikirlerin veya duyguların iletimidir. Sayfa 2 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Toplumsal yaşam içerisinde iletişime herkesin ihtiyacı vardır. Çünkü iletişim, insanların birbirini anlamaları için gerekli olan bir köprüdür. İnsan ister tek başına, ister toplumla birlikte yaşasın, iletişim kurarak amaçlarına ulaşır. İnsanda iletişim kurma ihtiyacı, çevreyi etkileme isteğinden kaynaklanır. Bu nedenle iletişim; ister bilgiyi yaymak, ister eğitmek, ister eğlendirmek ya da yalnızca anlatmak için olsun; asıl amaç, bilgi verme ve karşısındakini etkilemektir. İnsan yaşamını iletişim kurarak sürdürür. Yaşam bir bakıma iletişim kurma serüvenidir. Normal zihinsel fonksiyonlara sahip bir insan, iletişim kurmadan yaşayamaz. İletişim, insanın bireysel ve sosyal yaşamının vazgeçilmez unsurudur. İnsan, günlük yaşamında diğer insanlarla, kurumlarla, kuruluşlarla, gruplarla veya kendisiyle iletişim kurarak yaşar. İletişim, insanın kendini bir insan olarak gerçekleştirmesi ve sosyal süreçlere girmesi bakımından da önemlidir. Günümüzde iletişimin öneminin artmasının bir diğer nedeni, iletişimin bugün bir güç kaynağı olan bilgi iletiminin temel aracı olmasıdır. Yaygın bir tanımla içinde bulunduğumuz çağ “enformasyon çağı” olarak nitelendirilmektedir. Çağımıza adını veren bilginin bir değer olarak ortaya çıkması ve iletilmesi, iletişim sayesinde mümkün olabilmektedir. İletişim, insanın kendini sosyal bir varlık olarak ifade etmesi için de zorunludu İletişimin Öğeleri İletişim sürecinin gerçekleşmesi için gerekli olan iki kişiden biri gönderici yani kaynak, diğeri ise alıcıdır. Gönderici, ilk olarak göndermek istediği mesajı fikir olarak zihninde oluşturur ve daha sonra bu fikri kodlar; yani sözcüklere, rakamlara, şekillere veya beden diline dönüştürür. İletişimde buna “sembol oluşturma” denir. Semboller belli kodlara dönüştürülerek iletişim kanalı aracılığıyla alıcıya gönderilir. İletişimin tam olarak gerçekleştirilebilmesi için üç temel faktörün bulunması gerekir. İletişimin temel faktörleri; kaynak, alıcı ve ileti (mesaj)dır. Bu üç temel faktör dışında kanal, kod, dönüt ve filtre gibi alt faktörler de iletişim süreci için önemlidir. Kaynak (Gönderici) Gönderici yani mesajın kaynağı, iletişimin başlatıcısıdır. Gönderici, iletişimi başlatan veya iletiyi gönderendir. Gönderici olmadan iletişim kurulamaz. İletişimde en önemli sorumluluk göndericiye aittir. İletişim önce göndericinin zihnindeki düşüncelerle ortaya çıkar. Kaynak, sahip olduğu tecrübe ve bilgilere göre mesaj olarak iletecek bir düşünce oluşturur. Yani, mesajı iletmeden önce onu “kod”lar. Bir düşünceyi formüle eder ve mesaj kanalı kullanarak alıcıya gönderir. İletişimin başarılı bir şekilde gerçekleşmesinin temel koşullarından biri, göndericinin uygunluğudur. Gönderici, mesajı alıcının zihinsel algı yeteneğine göre kodlamalıdır. Alıcının algılayamayacağı bir mesaj, sadece bir gürültüdür. Sayfa 3 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Kaynağın Taşıması Gereken Özellikler İletişim, kaynağın mesajı göndermeye başlaması ile ortaya çıkar. Kaynak, mesajı ileten kişi veya mesajın çıkış noktası olarak tanımlanabilir. İyi bir iletişim için kaynağın taşıması gereken özellikler vardır. Bu özellikleri kısaca şu şekilde belirtebiliriz: Kaynak bilgili olmalıdır. Kaynak kodlama özelliğine sahip olmalıdır. Kaynak bulunduğu konumdaki rolüne uygun davranmalıdır. Kaynak tanınmalıdır. Tanınmayan veya olumsuz tanınan kaynağın göndereceği mesajlar, alıcılar üzerinde gerekli etkiyi oluşturmaz. Mesaj (Bilgi, Haber) Mesaj, alıcı için uyaran olarak işlev gören bir sinyal ya da sinyaller birleşimidir. İletişim, kaynağın gönderdiği mesajın alıcı tarafından algılanmasıdır. Düşünce, duyu ya da bilginin kaynak tarafından kodlanmış biçimi olarak tanımlanan mesaj, bir duygu veya düşünceyi aktarmayı isteyen kaynağın ürettiği sözel, görsel ve işitsel simgelerden oluşan somut bir üründür. Mesaj, göndericinin alıcıya gönderdiği veri iletileridir. Mesaj bir konuşma ise “duyulan”, yazılı ise “okunan”, jest ise “görülen ve hissedilen” bir mesajdır. Örneğin, işe geç gelen bir memura kaşlarını çatarak “Günaydın!” diyen bir müdür, bir selamın ötesinde bir şeyler söylemektedir. Göndericinin sembollerini alıcı tanıyamıyorsa iletişim gerçekleşmez. Mesajın taşıması gereken özellikler: Mesaj anlaşılır olmalıdır. Anlaşılamayan söz, deyim ve mimiklerden oluşan mesajlar algılanamayacak ve iletişim sağlanamayacaktır Mesaj açık olmalıdır. Kaynak, göndereceği mesajla alıcıdan ne istediğini belirtmelidir. Mesaj, doğru zamanda iletilmelidir. Mesajın gönderileceği zaman iyi belirlenmelidir. Ayrıca alıcıdan beklenen davranış da zamanlı olmalıdır. Mesaj, uygun kanalı izlemelidir. Mesaj, uygun yolu izlemeden alıcıya varırsa etkinliğini kaybeder; alıcı ile kaynak arasındaki ilişki yetersiz olur. Özel ilaveler veya davranışlarla, mesaj ek anlamlı hale getirilirse kaynak üzerindeki etkisi istenilenin dışında gerçekleşir ve hedefte beklenmeyen düşünce ve davranışlar oluşturur. Mesaj, kaynak ve alıcı arasında kalmalıdır. Mesaj, kaynaktan alıcıya ulaşıncaya kadar değişik kişi ve kademelerden geçebilir. Yüz yüze olmayan iletişim bu tür mesajlara dayanır. Bu durumda asıl mesaj anlamının dışında algılanır. Çocukların oynadığı kulaktan kulağa oyununu hatırlayınız. Sayfa 4 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Kanal (Araç) Kanal, mesajları taşıyan herhangi bir fiziksel araçtır. Kanal, mesajın göndericiden alıcıya iletildiği yoldur. Bu ışık dalgaları, radyo dalgaları, ses dalgaları, telefon kabloları ve sinir sistemi olabilir. Kanal mesajın türüne uygun seçilmelidir. Doğru inşa edilmiş bir kara yolu, bir otomobil için önemlidir ancak bir tren açısından hiçbir anlam ifade etmez. Bu bakımdan iletişimin gerçek anlamda sağlanabilmesi için mesajın uygun kanalla gönderilmesi önemli bir unsurdur. Örgütlerde iletişim kanalları, resmî ve gayri resmî olabilir. İşletme içindeki resmî iletişim kanalları; emir-komuta zinciri, öneri-şikâyet kutuları, şirket dergisi ya da işletme toplantıları olabilir. Gayri resmî iletişim kanalları, dedikodu ve söylentilerdir. İşletme dışı iletişim ise iletişim ağları ile birbirine bağlı olan milyonlarca bilgisayarla insanlara ve örgütlere çok gelişmiş bir iletişim olanağı sağlamıştır. Ana kural, iletişimin etkili ve verimli olabilmesi için kullanılan aracın mesaja uygun olmasıdır. İnsanlar işitsel, görsel ve duygusal zekâlı olabilirler. Bu zekâ türlerinin hepsine erişebilmek için iletişimde mümkün olduğu kadar çok çeşitli kanal, birlikte kullanılmalıdır. Alıcı (Hedef) Vericinin mesajını algılayan kişi, alıcıdır. Alıcı; tek veya çok kişi olabilir, belirli ve belirsiz olabilir. Ancak mesaj birisine ulaşmamışsa iletişim olayı gerçekleşmemiş demektir. Kodlanmış mesajı alan ve kodunu açan kişi, alıcıdır. Alıcı, mesajı taşıyan sembolleri algılayıp anlam vererek iletişimi sonlandırır ya da kendisi bir mesaj göndererek gönderici konumuna geçer. İletişimin gerçekleşmesi için en az iki kişiye ihtiyaç vardır. Bunlardan biri kaynak, diğeri alıcıdır. İnsan kendisiyle kurduğu iletişimin dışında, tek başına bir iletişim kuramayacağına göre (Düşünme ve hayal kurma, kişinin kendi kendisiyle kurduğu iletişimdir.) mutlaka alıcı veya alıcılar gerekir. İletişimde gönderilen mesaj tek olmasına rağmen aynı mesajın bir tek alıcısı bulunduğu gibi birçok alıcısı da bulunabilir. Aynı şekilde bir mesajın bir veya birçok göndericisi de olabilir. Mesajın alıcısı çoğaldıkça mesaj aslından uzaklaşır ve iletişimde başlangıçta arzu edilen amaç gerçekleşmez. Alıcıların, aktif dinleyici olmasını engelleyen unsurlar ise alıcının göndericiye karşı olan tutumu, güveni ve inancıdır. Bunlar mesajın farklı değerlendirilmesine neden olabilir. Etkin iletişim için alıcının taşıması gereken özelikler şunlardır: Sayfa 5 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Alıcı, mesajı algılayabilmelidir. Alıcı; gönderilen mesajı algılayacak düzeyde olmalı, algılama engeli olmamalıdır. Ayrıca alıcının arzulu olması gerekir. Eğer alıcı, kaynağın gönderdiği mesaja karşı kayıtsız ise mesaj algılanmayacak, iletişim gerçekleşse bile etkin iletişim olmayacaktır. Alıcı, bilgili olmalı ve geri-besleme sistemine sahip olmalıdır. Alıcı, seçici olmalıdır. Alıcı, bulunduğu konuma uyabilmelidir. Örneğin, öğrenci öğretmenin rehber olduğunu kabul ederse kaynağın isteklerini kabul edebilecek ayrıca kendi davranışlarının sınırlarını bilecek ve mesajı etkin bir şekilde alabilecektir. Alıcı, kaynak olabilme özelliği taşımalıdır. Zaman zaman alıcı, kaynak; kaynak ise alıcı durumuna geçer. Bu nedenle alıcının da kaynak olma özelliğini taşıması gerekir. Kodlama-Kod Açma Kodlama, basit bir el hareketinden karmaşık bir matematik formülüne kadar çok geniş bir anlamı kapsayabilir. Bilginin, düşüncenin, duygunun iletmeye uygun mesaj haline getirilmesine “kodlama” denir. Mesajın yorumlanarak anlamlı bir şekilde algılanması sürecine kod-açma denir. Kodlamada anlam birliğine dikkat etmek gerekir. Gönderici, alıcının kendisi gibi aynı anlamları vereceği sembolleri ve hareketleri kullanmalıdır. Örneğin, bazı ülkelerde başı öne eğmek “hayır” anlamına, sağa sola sallamak “evet” anlamına gelir. Bu ülkelerin birinde yaşayan insanların ülkemize turist olarak gelmeleri halinde yanlış anlaşılmaların oluşması kaçınılmazdır. Alıcının, mesajı yorumlayıp anlamlı bilgilere dönüştürme süreci kod çözmeyi oluşturur. Bu süreç; alıcının geçmiş tecrübelerinden, sembol ve hareketlere verdiği kişisel yorumlardan, beklentilerden ve anlam birliğinden etkilenir. Mesaj alıcının bildiği bir lisanla yazılmamışsa alıcı bunun kodunu çözemez. Mesela dilimizde gerçek anlamının dışında başka anlam ya da anlamlarda kullanılan sözcük veya cümleler vardır. “Avucunu yala.” diyen bir kişiye, “Hayır, yalamam.” demek mesajın anlaşılmadığını gösterir. Dönüt (Geri besleme) Dönüt, hedef alıcının kaynağın ilettiği mesaja verdiği cevap olarak adlandırılır. İletişim sürecinin son aşamasıdır. Geri besleme aracılığıyla kaynak, iletişimin etkin olup olmadığı konusunda bilgi edinir. Geri besleme ile iletişim süreci tersine döner ve bu sefer hedef kaynak, kaynak hedef durumuna geçer. Yüz yüze iletişimde hemen geri besleme alırız. Buna, ‘gecikmesiz geri besleme’ denir. Kitle iletişiminde ise iletişim sürecinde geri besleme almak belirli bir zaman sonra olduğu için buna da ‘gecikmeli geri besleme’ denir. Sayfa 6 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Olumlu ve olumsuz olmak üzere iki tür geri beslemeden söz edilebilir. Olumlu geri besleme, kaynağın amaçlamış olduğu etkiye ulaşıldığını kaynağa bildirirken; olumsuz geri besleme, kaynağa alıcı üzerinde amaçlanan etkinin sağlanmadığını söyler. Kaynak, bu noktada amaçladığı etkiyi elde etmek istediğinde davranışını ve mesajını, aldığı olumsuz geri beslemeye göre yeniden düzenler. Ancak bireyler ve kurumlar arasında çoğu kez tek yönlü iletişim uygulandığı izlenir. Daha doğrusu iletişim sürecinin gerçekleştirildiği düşünülürken ileti süreci gerçekleştirilir. İletişim süreci, iki perdelik oyun gibidir. Birinci perdesi mesajın gönderilmesi, ikinci perdesi ise mesajın kaynağına dönüşüdür. Geri Besleme İletişim Sürecine Ne Kazandırır? İletişimin amacına ulaşıp ulaşmadığını ortaya koyar. Mesajın amaçlandığı gibi doğru zamanda, doğru hedefe, doğru anlamda ulaşıp ulaşmadığını ortaya koyar. Kaynağın başarılı olup olmadığını ortaya koyar. Mesajı iletmede kullanılan kanalın doğru olup olmadığını ortaya koyar. Geri beslemenin doğru şekilde, doğru araçlarla alınıp alınmadığını ortaya koyar. Süreç içinde hangi aşamada niçin başarısız olunduğunu ortaya koyar. Bir sonraki iletişim sürecinde kullanabileceğimiz bilgileri sağlar. Bir sonraki iletişim sürecini doğru bilgilerle oluşturmamızı sağlar. Filtre (Algılama ve Değerlendirme) Filtre, göndericinin ve alıcının kendine ulaşan mesajları değerlendirmesiyle ilgilidir. Burada devreye algılama girer. Algı, insanın çevresindeki uyaranların ya da olayların farkına varması ve onları yorumlaması sürecidir. Algı; kişinin belli bir bilgiyi duyma, anlama ve değerlendirme sürecidir. Kişinin içinde bulunduğu durum; kişinin beklentilerini, geçmiş yaşamını, toplumsal ve kültürel unsurları algılama sürecini etkilemektedir. Bütün bu unsurlar, kişilerin aynı mesajı farklı yorumlamasına sebep olmaktadır. Algılamadaki farklılığı, dışsal ve içsel faktörler olmak üzere iki unsura bağlayabiliriz. Algılamada dışsal faktörler; farklılık, yoğunluk, sıklık, hareketlilik, tekrarlama, kontrast, yenilik, benzerlik gibi faktörlerdir. Algılamada içsel faktörler; kişilik, ihtiyaçlar, amaçlar, motivasyon, inançlar, değerler ve tutumlar, umutlar, beklentiler, arzu ve istekler, geçmiş tecrübeler ve alışkanlıklar gibi faktörlerdir. Mesajın tam olarak algılanabilmesi için kaynak ve hedefin mesajı kodlayacak ve kodu çözecek düzeyde bilgi birikimine sahip olması gerekir. Mevlana’nın “Sen ne kadar bilirsen Sayfa 7 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri bil, senin bildiğin başkasının anladığı kadardır.” sözü iletişimde algılamanın önemini belirtmektedir. Eğer gönderici ve alıcı, sembollere aynı anlamı vermiyorlarsa iletişim süreci kusurlu olur; bazen aynı uyarı farklı kişiler tarafından değişik şekilde algılanabilir. Etkili İletişim Her dönemde ve ortamda organize olmanın ve işleri yoluna koymanın en önemli unsurlarından biri, yaygın ve etkili iletişim sağlayabilme yeteneğidir. Etkili iletişim, bir zaman yönetimi unsurudur. İletişimde yeteri derecede açık olunursa iletilmek istenen mesaj, etkin bir biçimde alıcıya ulaşmış olur. İletişimi zayıf olanlar, sürekli olarak karışıklığa neden olurlar. Toplum yaşamı iletişimle daha güzel hale getirilir. Birey, grup ya da toplumların kendi aralarında kurdukları çeşitli ilişkileri düzenleyen kuralları, mevkileri gereğince tanıyıp onlara uygun davranışta bulunabilmeleri kendi aralarında etkin bir iletişimin bulunmasına bağlıdır. Etkin iletişimin aşamaları şunlardır: Hedefi bilgilendirmek Hedefin tutum ve davranışlarını değiştirmek Hedefin tutum ve davranışlarını devam ettirmek İletişim sürecimizin etkin iletişim olmasını isteriz. Etkin iletişim sonucunda hedef üzerinde şu iletişim etkilerinin oluştuğu görülür: Hedefin bilgi düzeyinde ortaya çıkan değişme Hedefin tutum ve davranışlarında görülen değişme Hedefin açık davranışlarında görülen değişme Bir iletişim etkinliğinin beş temel amacı vardır: İletilecek mesajın kodlanması ve iletilmesi Mesajın kodunun çözülmesi ve filtre edilmesi Mesajın algılanması ve değerlendirilmesi Mesajın kabul edilmesi Mesaj doğrultusunda alıcının harekete geçmesi Yukarıda sayılan unsurlar dikkate alındığında iletişimin asıl amacı; kaynağın gönderdiği mesajın kodunun alıcı tarafından çözülüp algılanması değil mesajın içeriği doğrultusunda alıcının mesaja göre olumlu geri bildirimde bulunmasını sağlamaktır. Sayfa 8 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İletişimin Engelleri İletişim sürecini engelleyen birtakım unsurlar vardır. Bu engelleri ortadan kaldırabilmek için engellerin neler olduğunu bilmek ve iletişim sürecini etkili bir biçimde yönetmek gerekir. İletişim engelleri şu nedenlerden kaynaklanır İnsanların, iletişime olan ihtiyaçlarının farkında olmamaları İnsanların, iletişimin önemini yeterince kavrayamamaları İnsanların, etkin iletişim yöntemlerini bilmemeleri İnsanlar arasında etkin iletişimin önemli engellerinden biri, mesajı tam anlamadan mesaja ön yargıyla yaklaşmaktır. Bunun sonucu; çatışma, zıtlaşma, anlaşmazlık, bazen de aşırı ve anlamsız bir uyum gösterme çabasıdır. Etkin iletişim; bir mesajın açıkça iletilmesi, alıcının da onu etkin dinlemesi ve algılamasıyla gerçekleşir. Gönderilen mesajı sürekli olarak reddetmek ve ona olumsuz geri bildirimde bulunmak, bir iletişim engeli olduğu gibi onu sürekli kabul etmek ve mesaja katkıda bulunmamak da bir iletişim engelidir. Kişiler arasındaki iletişimi engelleyen ve iş yerinde de insanların uyum içinde çalışmasını bozan bazı engeller şunlardır: Sözcüklere boğulma (verbalizm): Kaynak; hedefle paylaşmak istediği düşünce, bilgi, haber, duygu ya da tutumu hedefin anlayacağı bir biçimde iletmezse bu bir kişisel iletişim engeli oluşturur. Sürekli olarak sözcüklerle, mesajlarla anlatılan bir konuyu dinleyenler zamanla konuyu izleyemeyecek duruma gelirler. Hedef iyice bilmediği birtakım yeni kavramlarla karşılaşacağından gelen mesajları anlayamaz. Anlatılanların karıştırılması: Kaynak, sözlü anlatım sırasında yalnızca sözlü ya da yazılı sözcükleri kullanırsa hedef anlamını bilmediği sözcükleri, önceden bildiği ya da onlara benzeyen sözcüklerle karıştırabilir. İletişimin bu yoldan engellenişi, diğer araçların desteği olmadan yalnızca sözlü iletişim kullanılması durumunda daha çok görülür. Mesajı algılayamama: Kaynak, sözlü anlatım sırasında hedefin algı hızını hesaba katmadan ve anlayıp anlamadığını gözlemeden mesajlarını peş peşe iletirse hedef daha ilk cümlenin anlamını kavrayamadan diğer cümlelerle karşı karşıya kalır. Bu durumda bir iki cümleden sonra anlatılmak isteneni anlayamaz ve iletişim engellenir. İlgi duymama: İletişim sürecinde alıcının ilgi duymaması, konuyu önceden bilmemesi ya da o zamana kadar hiç uğraşmamış olduğu ve zor sandığı yabancı bir konuyla karşılaşmış olmasından kaynaklanabilir. Kaynağın anlattıkları; hedefin bildiği, bilmediği ya da zor sandığı konularsa ve yalnızca sözcüklerle, monoton bir biçimde anlatılıyorsa hedef dinlemek istemeyecektir. Dinlememek de iletişimin en önemli engelidir. Sayfa 9 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Fiziksel çevrenin verdiği rahatsızlıklar: Ortamdaki aşırı sıcak ya da soğuk, havadaki nemin yüksek olması, kötü ışık düzeni ve gürültülü çevre iletişimi engelleyen fiziksel etkenlerden bazılarıdır. Fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıklar: Hedefin fizyolojik ve psikolojik rahatsızlığı, çok üzüntülü veya çok sevinçli olması gibi süreci bütünlük içinde algılayamaması durumları da iletişimin kişisel engelleridir. İletişimin Yapıcı Engelleri İletişimin yapıcı engelleri, yolların kenarındaki bariyerler gibi düşünülebilir. Bariyerler yoldan çıkmayı engellemek amacıyla konur. Bunlar engeldir ancak yoldan çıkmanın önündeki engellerdir. Bireysel, toplumsal veya örgütsel iletişimde de çeşitli yanlışlıkların yapılmasını önleyen engeller vardır. Toplumsal kurallar, okulda ve sınıfta uyulması gereken kurallar bu tür yapıcı engellerdendir. Örgütlerde tümüyle serbest bırakılan bir iletişim akışı, pek çok karışıklığa ve düzensizliğe neden olur. Bu nedenle serbest iletişime birtakım engeller getirilmelidir. Bilgi aktarımında seçicilik, iletişimin etkinliğini artırıcı olabilir. Yatay iletişimde belli nezaket kurallarına; dikey iletişimde aşağıdan yukarıya doğru saygı ve nezaket, yukarıdan aşağıya doğru ise şefkat ve nezaket kurallarına dikkat edilerek iletişim kurulmalıdır. .İletişimin Bozucu Engelleri İletişimin birçok bozucu engeli vardır; tutarsızlık, güvensizlik, isteksizlik, yetersiz dinleme, aşırı bilgi yükleme, statü, yaş ve cinsiyet uyuşmazlığı, gürültü ve diğer çevresel faktörler vb. iletişim engellerinden bazıları bizzat insan psikolojisinden, onun inanç, tutum ve davranışlarından kaynaklanır. Bu tür iletişim engellerini aşağıdaki gibi gösterebiliriz. İnsanlar genel olarak duymak istediklerini duyar, görmek istediklerini görürler ve iletişim konusunda seçici davranırlar. Statü farklılıklarını gözeterek üstlerin mesajına, astların mesajından daha fazla önem verirler. Güven eksikliği, karşı tarafa inanmama etkin iletişimin kurulmasını engelleyen önemli bir faktördür. Anlaşılmazlığa ve karışıklığa neden olan ifade güçlükleri de iletişim engelleri olarak sayılabilir. Sayfa 10 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İletişimin Kişisel Engelleri İnsanlar aldıkları mesajları, kendi bilgi ve tecrübelerine göre algılar ve yorumlar. Yorumlarken de çoğu zaman olayları olduğu gibi değil olmasını istedikleri gibi değerlendirirler. İnsanların mesajı olduğu gibi değil kabul ettikleri biçimde algılamalarının nedeni, kişisel özelliklerinin yanı sıra seçici dikkatlerinin yoğunlaşmasıdır. Aynı olayı izleyen kişilerin farklı değerlendirme yapmaları veya benzer mesajı alan alıcıların değişik davranış göstermelerinde seçici dikkatlerin değişik yönlerinin önemli bir payı vardır. İletişimin önemli kişisel engellerinden biri, mesajın anlamının kasten çarpıtılmasıdır. Bu, farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. Amaçlı yalanlar bunun uç örneğidir. Amaçlı yalanlarda, mesajın anlamı ile doğurduğu sonuç arasında anlamlı hiçbir ilişki yoktur. İletişimde bulunmanın asıl amacı; verilen mesajla insanları belli bir davranışta, bir edimde bulunmaya yöneltmektir. Yalan, bir iletişim sapmasıdır ve mesajın etkinliğini ortadan kaldırır. İletişimin kişisel engellerinin önemli noktalarından biri, algılama farklılıklarıdır. Algılama farklılığı, dışsal ve içsel olmak üzere iki faktörden kaynaklanır. Dışsal faktörler; düzlem farklılığı, yoğunluk, hareketlilik, tekrarlama, yenilik, benzerlik gibi faktörlerdir. İçsel faktörler ise kişilik, ihtiyaçlar, amaçlar, motivasyon, değerler ve tutumlar, geçmiş tecrübeler ve alışkanlıklardır. İletişimin kişisel engellerini şöyle sıralayabiliriz: Dil ve anlatım güçlükleri Dinleme ve algılama yetersizliği Bilgi eksikliği Statü farklılıkları Cinsiyet farklılıkları ve kültürel farklılıklar Hatalı tanımlama Algılama farklılıkları Gürültü engeli Duygusal faktörler Sözlerle mimikler arasındaki uyumsuzluk Yetersiz bilgi Eksik pekiştirme Yüz yüze iletişim olanağı bulamamak İletişimde farklı ve yetersiz kanal kullanmak Sayfa 11 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İletişimi Kolaylaştıran Yöntemler İletişimi kolaylaştırmak için “DİAA” formülünü kullanınız. Dikkatleri kazanın. Çok ilginç bir söz veya anekdot aktararak söze başlayın İlgi çekin. Dinleyenlere konunuzun neden önemli olduğunu anlatın. Arzu yaratın. Sizin görüşlerinizi dinlemenin onlar için nasıl yararlı olacağını belirtin Anlaşma sağlayın. Dinleyicilerin, anlatacağınız şeyin onlar için de aslında ne kadar yararlı olduğunu kabul etmesini sağlayın. İletişimi kolaylaştırmak için alıcının iyi ve aktif bir dinleyici olması gerekir. Aktif dinleyici olabilmek için: Konuşmayı kesin, hiç kimse konuşarak dinleyemez. Konuşmacıya rahatlaması için kolaylık sağlayın. Konuşmacıya dinleme isteğinde olduğunuzu gösterin, başka şeylerle meşgul olmayın, saatinize bakmayın. Dikkati dağıtan şeyleri ortadan kaldırın. Parazit konuşmaları dinlemeyin. Konuşmacıyı empatik dinleyin, kendinizi onun yerine koyun. Sabırlı olun, başka hiçbir şey düşünmemeye çalışın. Kendinizi rahat hissetmeye çalışın, başka şeylerle oyalanmayın. Eleştiriyi sonraya bırakın, eleştiri iletişimi engeller. Soru sorun, konuşmacının mesajını başka sözcüklerle açıklayın. Konuşmayı bırakın, bu aşamada konuşmak çok çekici olabilir ancak bunu yapmayın, konuşmacının sözünü bitirmesini bekleyin. İletişimi kolaylaştırmak için iletişimin engellerini ortadan kaldırın. İŞ HAYATINDA İLİŞKİLER İşletmelerin Yapısı İşletmenin Tanımı Önce işletme ile aynı anlamda kullanılan diğer terimleri belirtelim. Bunlar; firma, kuruluş, teşebbüs ve kurumdur. İşletme; bilgi, fikir, teşebbüs, emek, para, makine, malzeme gibi iş unsurlarından hepsinin veya birkaçının bir araya getirilerek planlı olarak kurulmuş bir düzen içinde bunlardan bir üretim veya hizmetin elde edildiği sistemlerdir. O halde; fabrikalar, askeri birlikler, hastaneler, oteller, restoranlar, okullar, nakliye şirketleri, turizm şirketleri, sigorta şirketleri, matbaalar, yayınevleri, inşaat şirketleri, maden ocakları, devletler, ithalat ve ihracat firmaları, pazarlama şirketleri, devlet kuruluşları birer işletmedir. Evden devlete, pazarlamacısından Sayfa 12 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri otomobil fabrikasına kadar değişik türde, değişik özellikte ve büyüklükte olan birimler hep birer işletmedir. Çalışanlar, işletmenin hayatlarında oldukça fazla önem taşıması nedeniyle şu soruların cevaplarını bilmek isterler: İşletmenin temsil ettiği ayırt edici ya da temel inançlar nelerdir? DEĞERLER İşletme bu gün ne durumdadır ne duruma gelmeye çalışmaktadır? AMAÇ İşletme nasıl bir bağlılık taşımaktadır ve nereye doğru gitmektedir? HEDEFLER İşletmelerin Organizasyonu (Örgütleme) Organizasyon terimi Yunanca organon yani uzuv kelimesinden gelmektedir. Uzuv, bir bütünün veya canlı bir varlığın yaşamını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu bir fonksiyondur. İşletmelerde ise organ ve uzuv bir sistemin onu amaçlarına ulaştırmak üzere, belirli faaliyetler yapmak üzere kurulmuş bir kısım veya parçasıdır. Organizasyon ise olgunlaştırma sisteminin amacına ulaşmak için çeşitli görevleri yapan ve diğer kısımlarla ahenkli bir şekilde iş gören bölümlerinin oluşturulmasıdır. Organizasyon; işletmelerde yapılacak işleri, bu işleri yapacak kişileri ve çeşitli ilişkileri kâğıt üzerine döker ve bu unsurları belirli bir sistem içinde işletme amaçlarına yöneltir. Aynı zamanda, organizasyon işleminde işlerin yetki ve sorumlulukları belirlenir ve devredilir. Bu aşamaların belirlenmesi beklenen verimin gerçekleşmesi için yeterli olmayabilir. Çalışanların beklentilerini önemseyerek örgüt işleyişini sağlamak gerekir. Çalışanların, alacakları maaşın ötesinde bir başka beklentileri daha vardır: Saygınlık. Bir kuruluşta hizmet veriminin artması insan gücü ile sağlanır. Saygın bir konuma oturtulan bir bireyin sunacağı hizmet ile horlanan, tepeden bakılan bir bireyin sunacağı hizmet arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. İş yapana değer vermek ve verilen değeri göstermek motive edici olacaktır. Yapılan araştırmaların bazıları, amaçların belirlemesine çalışanların dahil edilmesinin en güçlü motivasyon faktörü olduğunu göstermiştir. İnsanları motive etmek, onları hangi dürtülerin daha iyi çalışmaya ittiğini anlamaktır. Bu, onların kişisel ihtiyaçlarını anlamak ve daha iyi çalışma arzusu gösterecekleri çalışma koşullarını yaratmakla mümkün olur. Sayfa 13 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Bir firmada örgütsel yönetim söz konusu ise orada yüksek motivasyondan ve sinerjiden bahsedilebilir. Sinerji; birden fazla olumlu enerjinin birleşmesidir. Yani, örgüt içi çalışanların birlik ve beraberlik içinde bir takım halinde hareket etmesidir. Olumsuz (negatif) enerji ise asinerji oluşturur. Yüksek Motivasyon Tüm çalışanların gülümseyen bakışları Diğer çalışanlara ve müşterilere içtenlikle yardımcı olma Sorumluluk alma ve paylaşma isteği Çalışanlar arasında sağlıklı bir iletişim Katılım ve iş birliği Problem çözümünde iş birliği Birbirine pozitif yaklaşma ve destek olma Olumlu bakış açısı Sevgi ve saygı İşe adapte olma ve başarıyı paylaşma İşe isteyerek gelme Düşük Motivasyon Asık suratlar Birbirini engelleme İşten kaçma, birbirine sorumluluk atma Hiyerarşi, gerginlik, yapay iletişim Yardımdan kaçınma Gereksiz problemler yaratma Her konunun olumsuz yönlerini görmek Nedensiz çatışmalar “Mesai bitse de gitsek” düşüncesi İşe gelirken isteksizlik İşletmelerin Yönetimi Başkalarının aracılığıyla amaca ulaşma ve başkalarına iş gördürme faaliyeti şeklindeki tanımda; yönetimin esas itibariyle insan ilişkilerine dayanan bir süreç olduğu anlaşılmaktadır. Sayfa 14 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Yönetim İşletme amaçlarının etkili ve verimli olarak gerçekleştirilmesi amacıyla planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon ve kontrol fonksiyonlarına ilişkin kavram, ilke teori, model ve tekniklerin; sistematik ve bilinçli bir biçimde maharetle uygulanması ile ilgili faaliyetlerin tümüdür. Kısaca yönetim belirli insani amaçlara erişmeye yarayan, planlı ve insani faaliyetlerdir. Günümüzde özellikle özel işletmeler, artık tek kişi tarafından kurulan ve işletilen bir ekonomik model olmayı çoktan aşmış ve çok kişi tarafından kurulan, işletilen ve yönetilen yapılar olarak gelişmektedir. Yönetim, amaçlara yönelik beşeri ve psiko-sosyal bir süreçtir. Yöneticilik Daha çok belirlenen amaçlar doğrultusunda gücünü yetkiden alan başkalarına iş yaptırma sanatıdır. İyi bir yöneticinin sahip olması gereken özellikleri klasik bir şekilde saymak yerine şu örnek olayı aktarmak, görevin önemini daha etkin bir şekilde kavratacaktır (Geçmiş bir tarihte yayınlanan ve bütün dünyanın ilgisini çeken bir diyalogdan alınmıştır.): Bir gün odama giren bir memur bana: -Efendim, siz birlikte çalıştığım arkadaşların birini bir derece terfi ettirdiniz. Yaş ve kademe bakımından aramızda bir fark yoktur. Öğrenimimiz de aynı. O benden daha yakışıklı da değil. Böyle olduğu halde beni terfi ettirmiyorsunuz, dedi. İşe dalmış şekilde mırıldandım: -Sokakta gürültüler var, duyuyor musunuz, nedir acaba? Memur can sıkıntısı ile cevap verdi: -Gidip sorayım efendim. Biraz sonra döndü: -Bir arabaymış efendim, Yükü neymiş? -Gidip bakayım efendim. Döndüğünde: -Arabanın yükü bir sürü çuval efendim. -Çuvallarda ne varmış? -Gidip bakayım efendim. Biraz sonra döndüğünde: Çuvallarda çimento varmış efendim. -Bu araba nereye gidiyormuş? -Gidip bakayım efendim. Biraz sonra dönüp cevap verdi. - X ve Y inşaat şirketinin merkez şantiyesine gidiyormuş efendim. - Çok güzel. Şimdi bana terfi eden arkadaşını çağırır mısınız? Hani şu haksız yere terfi eden arkadaşınız. Diğeri geldi. Ben mırıldandım: - Sokakta birtakım gürültüler oluyor. Nedir acaba? - Gidip bakayım efendim. Döndüğü zaman şöyle cevap verdi. - Kırk çuval portland çimentosu yüklü bir araba. Çimentoların menşei New Orleans. X ve Y inşaat şirketinin merkez şantiyesine gidiyormuş. Uluslararası ulaşıma ait kamyon, çuvalları istasyondan almış, çuvallardan biri yolda patladığı için şimdi bunun yerini değiştirmeye çalışıyorlarmış. Sayfa 15 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Yönetimin Özellikleri Yönetimde ulaşılması düşünülen belli bir amaç vardır. Yönetim, bir grup faaliyetidir. Yönetimin beşeri özelliği vardır. Yönetim, bir iş birliği ve uzmanlaşma faaliyetidir. Yönetim, bir yetki faaliyetidir. Yönetimle yetkili kılınan kişi, emir verme ve başkalarının davranışlarını yönlendirme hakkına sahiptir. Yönetim bir karar verme sürecidir. Yönetimin Fonksiyonlar Yönetimin Temel Fonksiyonları Planlama Organizasyon (örgütleme) Yöneltme (emir Denetim (kontrol) Yönetimde Destekleyici Fonksiyonlar -düzenleştirme) İletişim Bütçe Karar verme İşletmelerde Denetim (Kontrol) Kontrol, yönetim sürecini tamamlayan ve tüm sürecin geri beslenmesini alan öğedir. Kontrol yapılabilmesi öncelikle bir planın olmasını gerektirir ki süreç sonunda hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı kontrol edilsin. Bu aşamaya durum değerlendirmesi demek, üstlendiği görev açısından uygun olacaktır. Nasıl ki iletişim sürecinde etkinlik için (feed-back) geri bildirim önemli ise yönetim sürecinde de en önemli öğenin kontrol olması gerekir Kontrol; planlama, organizasyon, yöneltme görevlerinin nasıl ve hangi ölçüde başarıldığının belirlenmesi; gerektiğinde düzeltici önlemlerin alınmasıdır. Bir başka ifadeyle kontrol; belirli hale getirilmiş bir istek, bir karar, bir planın uygulamaya konması sırasında uygulamanın söz konusu istek veya plana uygunluğunu temin etme çabasıdır. Bir planın uygulanması sırasında kontrol faaliyetleri bu planı düzeltici fonksiyon olarak vardır. Denetim fonksiyonu, birbirini izleyen aşamalardan oluşur. Denetimin yapılması sırasında 4 aşama belirlenir. Sayfa 16 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Denetimin standartlarının belirlenmesi Gerçekleşen durumun ölçülmesi Gerçekleşen durum ile hedeflenen durumun karşılaştırılması Farklılıkların (sapmaların) nedenlerinin belirlenerek düzeltici önlemlerin alınması Denetim Çeşitleri Dört çeşit denetim vardır: Önleyici denetim: İşletmeyi olumsuz yönde etkileyen faktörlerin hangi şartlarda ne zaman, nerede meydana gelebileceğini tahmin etmek ve bunlara karşı tedbir almaktır. Düzenleyici denetim: Belirli bir dönem sonunda, belirli bir standarttan ne kadar sapıldığını araştırmak ve sapmalar belirli bir sınırı aşmışsa gelecek dönem için gerekli düzeltmeleri yapmaktır. Bütçe denetimi: Bütçelerin, belirli dönemlere ilişkin işletme amaçlarını rahatlıkla anlamaktır. Belli bir dönem sonunda elde edilen sonuçlar, daha önce tespit edilmiş rakamlarla karşılaştırılır ve böylece bütçe denetimi gerçekleştirilir. Proje denetimi: Uygulamaların belirlenen süre ve fiyat ölçülerine göre gerçekleşmekte olup olmadığını gösteren bir denetim türüdür. Denetimde dikkat edilmesi gereken husus, denetimin sürekli bir baskı haline getirilmemesidir. İç İlişkiler Bir iş yerinde çalışan insanların birbirleriyle ve çalıştıranlarıyla olan ilişkilerini ifade eder. Çalışanlar, personel; çalıştıranlar ise işverenler ve yöneticilerdir. İç ilişkiler, kişiler arasında, kişilerle gruplar arasında veya gruplarla gerçekleşir. Bir işletmenin hedeflenen başarıya ulaşabilmesi, iç ilişkilerinde astların ve üstlerin bulundukları konumda görevlerini en iyi şekilde yapabilmelerine ve birbirleriyle olumlu ilişkilerine bağlıdır. Liderlik Liderlik; örgütlenmiş bir grubu, belli bir amacı yerine getirmek amacıyla insan davranışlarını etkileme faaliyetidir. Bu tanımları çoğaltmak mümkündür. Ancak tanımların birleştiği noktalar genelde aynıdır. Ortak payda durumundaki ölçütler: Belli bir amacın olması Belli bir grup insanın olması Bu grubu yönlendirecek bir liderin bulunmasıdır. Sayfa 17 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Aslında, bir kişiye bir şeyi yaptırmak o kadar zor değildir. Onlara, para ödülü veya iyi bir sicil vaat ederek iş yaptırılabilir. Eğer bunlar işe yaramazsa ceza, makamını düşürme, işten kovmayla tehdit etme gibi yöntemlerle de kişiye iş yaptırılabilir. Zaten, yöneticilerin çoğu da bunları yapmaktadır. Burada en önemli husus istektir. Önemli olan bir kişiye bir şeyi isteyerek yaptırmaktır. Buna göre liderlik, yapılması gerektiğine inanılan şeyi başkasına istekle yaptırabilme sanatıdır. Lider; zekâsı, bilgisi, becerisi ile kendisini izleyen grup üyelerinden daha yeteneklidir. Bu yetenekleri ile grubun güvenini kazanır, grubun kendisine inanmasını sağlar ve grubun hakları adına hareket ederek onları temsil eder. Yapılan bir araştırmada bir liderde bulunması gereken ve çoğunluk tarafından istenen özellikler şunlardır: Dürüst, doğru söyleyen, güvenilir, karakterli, inançlı Rekabetçi, yetenekli, üretken Teşvik edici, kararlı, yönlendirici Uygulamada çok değişik özellikler taşıyan lider tiplerine rastlanır. Bu tipler yönetim anlayış ve felsefesine bağlı olarak ortaya çıkar. Bu konuda yapılan araştırma sonucu şöyledir: Otokratik lider: İş görenler üzerinde baskı ve katı denetim uygulayarak sadece üretim amacını taşıyan lider tipidir. Liberal lider: İnsana ve üretime pek değer vermeyen sadece özgürlüğü savunan lider timi ikinci plana iten lider tipidir. Tatlı-sert lider: İnsana ve üretime eşit şekilde önem veren ve biraz da orta yolu benimsemiş lider tipidir. Demokratik lider: Kişiye maksimum düzeyde önem verilmesini savunan lider tipidir. Yetki Yetki; başkalarına iş yaptırma gücü, işin yapılmasını başkalarından isteme hakkıdır. Yetki, karar alma ve uygulama hakkıdır. O halde yetkili kılınan kişi; emir verme, başkalarının davranışlarını yönlendirme hakkına sahiptir. Tanımı incelediğimizde, yetkinin üç özelliği ortaya çıkmaktadır: Sayfa 18 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Birincisi, yetki bir haktır. İkincisi; yetkili kişi hakkın kullanılması ile dolaysız olarak kendi davranışları üzerinde, dolaylı olarak da başkalarının davranışları üzerinde söz sahibidir. Üçüncüsü ise çalışana istediği davranışları yaptırabilmesi için yetkili kişinin ödüllendirme ve cezalandırma gücüne sahip olmasıdır. Üstün (yöneticinin) verdiği bir emri astın (yönetilenin) yerine getirmesi ya da reddetmesi mümkündür. Ast, bu iki seçenek arasında tercih yapmadan ve karar vermeden önce düşünecek, kabul ya da reddetmekle sağlayacağı üstünlüklerden hangisi ağır basıyorsa o yönde bir davranış gösterecektir. Astlar, üstlerin yetkilerini şu nedenlerden dolayı kabul edecektir: İyi olduğuna inandıkları bir amacın gerçekleşmesine yardımcı olmak İş arkadaşlarının onayını almak Üstleri tarafından ödüllendirilmek Ahlak standartlarına uygun hareket etmek Sorumluluk kabul etmekten sıyrılmak Üstlerin liderliklerini beğenmek Yetki ile görevi karıştırmamak gerekir. Görev, çalışanların yapmakla zorunlu oldukları işlerdir. Yetki ise çalışanlardan görevle ilgili işin yapılmasını isteme hakkıdır. Örneğin, okul müdürünün öğretmenden sorumlu olduğu dersler dışında bir derse girmesini istemesi müdürün yetkisi, öğretmenin derse girmesi onun görevidir. Disiplin Maddi örgütsel faktörlerde olağan ve olağanüstü koşullardan meydana gelen kayıp ve zararlar kolayca giderilebileceği halde, insan alışkanlık ve davranışlarından dolayı ortaya çıkan zarar ve kayıpları gidermek ve arzu edilen alışkanlık ve davranışları kazandırmak son derece güç bir iştir. Örneğin, bozulan veya bakımsızlıktan dolayı iyi çalışmayan bir makine veya tezgâh tamir edildikten ya da bakımı yapıldıktan sonra istenen biçimde çalışabilmektedir. Ancak düzeni bozan, işe geç gelen veya devamsızlık yapan, iş yeri koşullarına uygun hareket etmeyen bir kişiyi bu uygunsuz davranışlardan vazgeçirmek ve bunların yerine o kişiye uygun alışkanlık ve davranışlar kazandırmak son derece güçtür. Disiplin; çalışanların örgütsel kural, düzenleme, politika ve normlardan sapmalarını engelleyen ve düzelten eylemleri kapsar. Disiplin kavramı cezayı çağrıştırmakla birlikte, ceza uygulaması ile sınırlı değildir. Disiplin; probleme, iş görene ve duruma göre farklılık gösteren bir olgudur. Kargaşanın önlenmesi sosyal barışın tesisi için disiplin, toplum hayatının her Sayfa 19 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri yönünde gerekli ve kaçınılmaz bir öğedir. Disiplinin temel amacı, iş görenin işletmenin performans standartlarına uygun olarak davranmasını sağlamaktır. İş gören işin gereklerini yerine getirmede başarısız olduğunda disiplin eylemi ile karşı karşıya kalır. Bekleneni yerine getirmedeki başarısızlık doğrudan doğruya iş görenin yapmakta olduğu işlerle ilgili olabileceği gibi kural ve düzenlemelerle de ilgili olabilir. Disiplinin ikinci amacı, iş gören-yönetici arasında karşılıklı saygı ve güven ortamını oluşturmak ve sürdürmektir. Yanlış uygulandığında disiplin; düşük moral, kızgınlık ve yönetici-iş gören kutuplaşması gibi problemlere yol açar. Bu gibi durumlarda iş görenin davranışlarındaki gelişmeler kısa ömürlü olacak ve yönetici, iş göreni kısa zamanda tekrar disiplin etme ihtiyacı duyacaktır. Bu sebeple disiplin uygulamaları yalnızca davranışı düzeltmekle kalmamalı, yönetici ile iş gören ilişkilerinde ortaya çıkabilecek problemleri en aza indirmelidir. Bu açıklamalardan sonra disiplin kavramını, personelin inanarak ve arzu ederek iş yeri kurallarına ve düzenine uygun davranış göstermesini sağlayan güç olarak tanımlayabiliriz. Burada vurgulanması gereken çok önemli bir husus, personelin inanarak ve arzu ederek iş yeri kurallarına ve örgüt düzenine uyması gerektiğidir. Etrafına güç gösterisinde bulunan ve astlarını tehdit eden bir yönetici belki kısa süre içinde etkili olabilir. Astlar, görünüşte örgütsel düzene ve iş yeri kurallarına uygun davranış gösteriyor gibi hareket ederler. Ancak duygusal bir doyumsuzluk ve küskünlük belirli bir zaman sonra yerini bilinçaltı kırgınlık ve kine bırakacaktır. Yetki Devri Yetki devri, işletmenin büyüklüğüne ve verilen yetkinin genişliğine bakılmaksızın büyük önem taşır. Yetki devri, üst yönetim tarafından belli bir yetkinin alt basamaklara devredilmesidir. İşletmede başarı sağlamak, yetki ve sorumlulukların açık bir şekilde belirlenmesi ve gerektiğinde yetkinin planlı bir şekilde alt kademelere devredilmesi ile yakından ilgilidir. Bir kuruluşta başarılı insan ilişkilerinin gelişebilmesi için yetki devrinde şu kurallara uyulması gerekir: Devredilen yetki, işin yapımı için uygun olmalıdır; sınırlı yetki işin başarılmasını engeller. Devredilen yetkinin kötüye kullanılmaması için yetki güvenilir, yetenekli, başarılı olanlara devredilmelidir. Devredilen yetkilerin sınırları belirlenerek başkalarının yetkilerine müdahale önlenir. Devredilen yetki ile birlikte kişiye sorumluluk da yüklenmelidir. Ancak yetki ile sorumluluk denk olmalıdır Sayfa 20 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Devredilen yetki kişinin makamına uygun olmalıdır. Üst düzey yönetici, yetkileri alt kademelere aktarırken makam atlamamalıdır. Bir alt makama onun üstü olan makamdan daha fazla yetki devredilmemelidir Çalışanların Eğitimi Yaptığı şey ne olursa olsun insan, öğrenmeyi sürdürürse kendisini geliştirebilir. İşletmeler için de benzeri bir durum geçerlidir. Bir işte uzmanlaştığınıza inanarak mücadeleyi bıraktığınız takdirde, rakipler sizin önünüze geçeceklerdir. Başarı için doğru zamanda, doğru yerde, doğru bilgi ve beceriye sahip insanların bulunması gerekir. Bu ise eğitimle kazandırılabilir. Eğitim, başkalarının deneyimlerinden bir şeyler öğrenmenin yolu olarak tanımlanabilir. Doktorların sıkı bir eğitimden geçmeden insanları tedavi etmeye kalkıştıklarında olabilecekleri düşünün. Her şeyden önce işe adam alırken öğrenmeye doymayan; sınıfta, büroda ya da evde olsun öğrenmenin yaşam boyu sona ermeyen bir süreç olduğunu düşünen insanlar alınıp istihdam edilmelidir. Eğitimli yöneticiler ve elemanlar, eğitim görmemiş rakiplerini kolayca geçmektedirler. Çalışanların eğitimi şu şekillerde gerçekleştirilebilir: Personel giderleri karşılanarak çalışanlar okula, kursa gönderilmelidir. İşletmede bir kütüphane kurulmalı; kütüphane kitaplarla, kasetlerle doldurulmalıdır Bilgisayar kurslarına personel gönderilmeli, onların yaptıkları işi daha ucuz ve daha kaliteli yapmalarında bu teknolojik imkânlardan yararlanılmalıdır. İnsanlara görev vererek ve projeler hazırlatarak insanlar daha fazla sorumluluk testinden geçirilmelidir. Yararlanabilecek herkese eğitim verilmesi sağlanmalıdır. Eğitici video programları veya kendini yetiştirme kitapları insanların kendilerini geliştirmeleri konusunda faydalı olmaktadır. Japonya’da çalışan nüfusun çoğu sürekli okumaları nedeniyle kendi sanayileri ve rakipleri konusunda bilgiye sahiptirler. İnsanları, kendilerine daha fazla iş vererek müşteri ve bayileri ziyaret ederek ya da iş yerinde görev değişiklikleri yaparak daha büyük görevlere hazırlayabiliriz. Teşvik Tedbirleri Çalışanların işe teşvik edilmeleri için ödüllendirilmeleri ve gerektiği zaman disiplin kurallarının işletilmesi, onları verimli çalışmaya itecektir. Başarılı olanların ödüllendirilmesi ile birlikte tüm çalışanların ödüllendirilmesi de kendilerinin önemli olduklarını hissedebilmeleri için gereklidir. Başarılı olanlara verilecek ödülleri şu şekilde sıralayabiliriz: Sayfa 21 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri kemizin büyük iş yerinde çıkan yayınlarda ilan etmek (gazete, dergi vb) Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, gerçek anlamda başarılı olanların ödüllendirilmesidir. Hak etmeyen bir personeli ödüllendirmek, teşvik tedbiri olamayacağı gibi iş yerindeki olumlu ilişkileri de zedeler. Çalışanların Birbirleri ile İlişkileri Bir iş yerinde çalışanların birbirleriyle olan olumlu ilişkileri, iş yerinin başarısını etkileyen önemli unsurlardandır. Huzurlu bir ortamda çalışanlar, işlerinde beklenen başarıyı gösterebilecekleri için kaynaklar daha etkin kullanılacaktır. Bu sayede kalite ve üretim miktarı artacak, dolayısıyla kâr da artacaktır. İşletme içinde ast ve üstlerin ilişkileri aşağıdaki hususlarla ilgilidir. Dayanışma İnsanların bir amacı gerçekleştirmek için yardımlaşma, duygu, düşünce ve çıkar birliği içinde olmalarına dayanışma denir. Yapılan araştırmalar, rekabet yerine iş birliğini tercih eden grupların daha başarılı olduklarını ve işlerinden daha fazla haz aldıklarını ispatlamıştır. Rekabetçi, diğer bir ifadeyle yarışmacı çalışmaların verimi arttırmadığı, toplam üretimi azalttığı yapılan uygulamalar sonucunda anlaşılmıştır. Günümüzde çağdaş işletmelerin üzerinde çok sık durduğu bir terim, “takım ruhu”dur. Bu konuyla ilgili birçok isim kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları; takım çalışması, grup dinamiği, ekip ruhu, kurumdaşlıktır. Adı her ne olursa olsun, hepsinin bir tek amacı ve işlevi vardır: Tüm işletmenin bir bütün olarak çalışması, bütünlüğün oluşması için etkileşim, paylaşım. Dayanışmanın en iyi örneğini doğada” V” şeklinde uçan kuşlar sergilemişlerdir. Dayanışma ruhunu ve sonuçlarını bu örneğin aşamalarında yaşayarak öğrenelim. Kuşlar ”V” şeklinde uçuş sayesinde; doğa bilimciler tarafından en doğru yere, en kısa sürede, en az fire vererek göç eden canlılar olarak saptanmıştır. Her kuş, kanatlarını çırparken kendisini izleyen diğer kuşu yukarı kaldıran bir güç oluşturur. Bütün bir sürü “V” biçiminde uçarken tek bir kuşun uçabileceğinden en az %71 oranında fazla bir uçuş mesafesi kat eder. Bir kuş “V” biçiminin dışında kaldığı zaman havanın sürtünme kuvvetini hisseder ve hemen önündeki kuşun kuvvetinden yaralanabilmek için diğer kuşların temposunu yakalar. Önde giden kuşlar yoruldukları zaman arkaya geçer, diğer kuşlar Sayfa 22 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri öne doğru yol alır. Bu dönüşüm sayesinde en fazla kanat çarpan kuşlar, dinlenme hakkını kazanır. Arkadaki kuşlar, öndekileri hızlarını koruma konusunda cesaretlendirmek ve yüreklendirmek için öter. En önemlisi de bir kuş hasta olduğu veya yaralandığı için takım oluşumunun dışında kalırsa başka bir kuş onunla birlikte gruptan ayrılarak onun havalanmasına yardın etmek ve onu korumak için aşağıya doğru takip eder. Hastalanan ya da yaralanan kuş uçabilecek duruma gelinceye kadar onunla kalır, yalnızca o zaman başka bir takımla bütünleşmek ve kendi sürülerine yetişmek için havalanırlar. Davranış Tahmini Davranış, kişinin yaptığı ve herhangi bir yolla ölçülebilen her şeyini kapsar. Üzülmek, düşünmek, sevinmek birer davranıştır. Davranış sözcüğü, bireyin gözle görülebilen eylemlerinin yanı sıra doğrudan gözlenemeyen içsel olaylarını da kapsar. Örneğin; hatırlamak, unutmak, hayal kurmak gibi zihinsel süreçler de davranış tanımının kapsamı içinde yer alır. Karşımızdaki bir insanının ne zaman nasıl davranacağını tahmin edebilmek için o insanı çok iyi tanımamız gerekir. Hepimiz anne babalarımızın, kardeşlerimizin ve iyi tanıdığımız arkadaşlarımızın davranışlarını az çok tahmin edebiliriz. Bu davranış tahmini, iş yerinde birbirlerini çok iyi tanıyan çalışanlar arasında da astlarla üstler arasında da olabilmektedir. İş yerine gelen müşterilerin ve birlikte iş yapılacak kimselerin davranışlarını tahmin edebilmek, insan psikolojisi konusunda bilgi sahibi olabilmeyi ve “insan sarrafı” dediğimiz kişilikte olmayı gerektirir. Ancak bu tahminler her zaman kesinlikle doğru olacaktır düşüncesi, insanları ön yargılı yapar. Ön yargılar da insan ilişkilerinde iletişimi engelleyen unsurlardandır. Bu konuda yanılma payını da unutmamak gerekir. İş yerinde çalışanlar izin konusunda, ücret konusunda, disiplin kuralları konusunda, amirlerinin nasıl davranacaklarını çok iyi tahmin ederler. Amirler de beraber çalıştıkları personelin emirler, komutalar, iş yerinden beklenen disiplin konusunda onların ne kadar duyarlı, titiz ve dikkatli davranacakları konusunda rahatlıkla tahminlerde bulunabilirler. Bu davranış tahminlerinin kaynağı, geçmişte yaşanan olayların değerlendirilip bilgilerin toplanmasıdır. Bu tecrübelerin olumlu yönde kullanılması iş yerinde barışı arttıracaktır. Yerine getirilmeyeceği tahmin edilen taleplerin açıklanmasına da gerek kalmayacaktır. Davranışları anlayabilmek ve önceden kestirebilmek durumunda olanların; içinde bulundukları yerin değer yargılarını, kültürünü, doğrularını, yanlışlarını, inançlarını, duygu ve düşüncelerini, eğitim düzeyini araştırmaları gerekir. Eğitim, insan davranışlarının değişmesini sağlayan önemli bir unsurdur. Sayılan bu unsurların yanında kişilerin yetenek, beceri, bilgi ve alışkanlıkları da davranışlarına etki eden faktörlerdendir. Bütün bunları bilen kişilerin daha isabetli davranış tahmininde bulunması mümkündür. Sayfa 23 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İşe ve Çevreye Uyma Çalışma yaşamına ilk kez başlayanlar için kuruluşun ortaya koyduğu kurallara uygun davranışlar gösterme, diğer çalışanlarla iyi ilişkiler kurabilme; işletmede görev yeri değişikliği yapan personel için bilgi ve beceri eksikliğini giderme, işletmeye bağlılık duygusunu geliştirme, işten ayrılmayı azaltma, yanlış anlamaları önleme amacıyla yapılan faaliyetlerin tümü işe ve çevreye uyum olarak ifade edilir. İşe yeni alınan personeli işe ve çevreye alıştırırken kendilerini rahat hissetmelerini sağlamak gerekir. Yeni alınan personeli sıkıştırmak, onların gergin olmalarına sebep olur. İnsanlar gergin olduklarında öğrenemezler. Anlamadıkları şeyleri kendilerini suçlu ya da kötü hissetmeden sormaları için onları teşvik etmek gerekir. İşletme içinde yeri değiştirilen personelin de yeni işini öğrenmesi amacıyla bu personele eğitim vermeyi unutmamak gerekir. Bunların işletmeyi tanımaları gerekmeyecektir ama yeni bölümü ve işi tanımaları gerekir. Aynı işi yapan başka bir işletmeden gelen birinin de işini sizin işletmenizin yöntemleriyle yapması için eğitilmesi gerekir. Çünkü daha önce öğrenileni unutmak o kadar kolay değildir. Ortak Amaçlı Kuruluşlar Ortak amaçlı kuruluşlar, üyelerinin ortak amaçlarını gerçekleştirmek için faaliyette bulunan kuruluşlardır. Bunlar; yapı kooperatifleri, sendikalar, dernekler ve yardımlaşma sandıkları gibi kuruluşlardır. Ortak amaçlı kuruluşlar, çalışanların iş yeri tarafından karşılanamayan bazı ihtiyaçları için kendi gayret ve harcamalarıyla oluşturdukları kuruluşlardır. Çalışanlar, çalışma saatleri dışında bu kuruluşlarda bir araya gelirler. Ortak amaçlı kuruluşlar; üyelerinin ihtiyaçları dışında çeşitli sosyal, ekonomik, kültürel, siyasi ve ailevi ilişkilerinin kurulmasını da sağlar Dış İlişkiler Bir işletmenin faaliyetlerini sürdürebilmesi için diğer kişilere ve kuruluşlara ihtiyaç vardır. İşletmelerin kuruluş amaçları insanların ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu ilişkilerin en önemli kısmını müşterilerle olan ilişkiler oluşturur. Diğeri ise ortaklarla olan ilişkilerdir. Birçok büyük işletmenin ortakları birbirlerini tanımadıkları gibi çalışanlar da ortakları tanımayabilir. Böyle işletmelerin ortaklarıyla ilişkileri dış ilişkiler olarak değerlendirilirken ortak sayısı az olan küçük işletmelerin ortaklarıyla ilişkileri, çalışanları daha rahat tanıma imkânı verdiğinden iç ilişkiler olarak kabul edilir. Müşterilerle İlişkiler İşletmelerin ürettikleri mal veya hizmeti satın alan kişilere, müşteri denir. Biz insanlar, tüketiciler olarak satın aldığımız bütün mal ve hizmetlerden dolayı müşteri olarak isimlendiriliriz. İş hayatı; pazar ve bölgeler için hepsinden çok daha önemlisi müşteri için her zaman rekabete sahne olmaktadır. Artık müşterilerin beklentileri her zamankinden yüksektir ve kendilerine sunulan seçenek genişliği her zamankinden fazladır. Yapılan araştırmalar Sayfa 24 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri müşterilerin umdukları ile buldukları arasında büyük bir uçurum olduğunu göstermiştir. Müşteri hizmeti bu uçurumu kapatmayı amaçlar. Müşteri sadece bir kere aldatılır. Eğer söz verir de yerine getirmezseniz müşteri size bir daha uğramayacaktır. Birçok iş kolunda müşterilerle en çok teması olanların; en az eğitimli, en düşük ücretli, motivasyonu eksik ve deneyimsiz kimselerden oluşması şaşırtıcı bir durumdur. Çay, sandviç götürmek, müşterilerle ilgilenmek sanki kirli bir iş gibi insanlar bundan rahatsız olmaktadır. Müşteriye hizmet, bu yanlış düşüncenin kaldırılması için bulunmuş modern bir deyimdir. “Bilgi teknolojisinde çalışıyorum, şirket bankacılığındayım.” demek insanların hoşuna gider. Bu insanlara göre hizmet; kölelikten bir basamak yukarıda, bayağı bir şey olarak görülür. Fakat bir an durun ve en gözde kuru temizlemeciden, en gözde lokantanıza, en gözde manavınıza kadar ilişkilerinizi zevkle sürdürdüğünüz iş yerlerini düşünün. Sizi bu iş yerlerine sadık kılan nedir? Bir işletmeye devamlı müşteri olan birine, neden her zaman buradan alışveriş yaptığını sorsanız size “Burası uygun, hep buradan alıyorum, başka bir yerden mi almalıyım?” diyecektir. Bununla birlikte devamlı müşteri “Bu insanlar harikulade, satın almadığım zaman bile benimle ilgileniyorlar. Kesinlikle tavsiye ederim. Harika iş yapıyorlar.” diyecektir ve sizin de o işletmeye müşteri olmanız için teklifte bulunacaktır. Ortaklarla İlişkiler Bir işletmenin birden çok sahibi varsa ortaklar ifadesi kullanılır. Tek kişilik işletmelerde ortaklardan söz edilmez. Ortaklar şirketlerin sahipleridir. Şirket, birden çok sahibi olan işleteme demektir. Küçük işletmelerde, ortaklarla ilişkiler iç ilişkiler olarak ifade edilirken halka açık bir anonim şirkette ortak sayısı çok olduğundan ortaklarla ilişkiler dış ilişkiler olarak ifade edilir. Birbirlerini ve işletmede çalışanları her zaman tanıma fırsatı bulamayan insanların aynı amaç doğrultusundaki faaliyetlerini yönlendirmeleri, aralarında kurdukları olumlu ilişkiler ve istekli çalışmalarıyla mümkün olacaktır. Rekabet Rekabet, aynı amaca ulaşmak isteyenlerin aralarında yaptıkları mücadelelerden oluşmaktadır. Rekabette, kimlere ve neye karşı rekabete girildiğinin bilinmesi zorunludur. Rekabet edebilmek için kendimizin ve rakiplerimizin, pazardaki rekabetinin güçlü ve zayıf noktalarını bilmek gerekir. Bir rakibin tanınması, bir müşterinin tanınması kadar önemlidir. Eski çağların basit mantığı, yerini iletişim çağının aşırı karmaşıklığına bırakmıştır. Artık rakiplerin en ince ayrıntılarına kadar incelenmesi gerekmektedir. Sayfa 25 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İşletmeler, faaliyette bulundukları sektörlerde başarılı olabilmek için rakiplerinin gücünü ve zayıflıklarını bilmek zorundadır. Rakipler kimlerdir? Faaliyet alanları nelerdir? Kuvvetli ve zayıf tarafları nelerdir? Mal, hizmet ve fiyat kalitesi nasıldır? Bu soruların cevaplarının verilmesi işletmenin başarısında etkili ve yardımcı olacaktır. İş Hayatında İletişimin Fonksiyonları Bilindiği üzere iletişim, kaynaktan hedefe bilgi transferidir. Bu tanıma göre iletişimin işlevleri, iş hayatındaki iletişim süreci için de geçerlidir. Bu işlevleri şöyle sıralayabiliriz: Bilgilenme ve bilgilendirme: Kişisel, çevresel, yerel, ulusal ve uluslararası koşulları anlamak; bilinçli tepki göstermek ve doğru sonuçlara ulaşmak için gerekli olan haber, veri, bilgi, mesaj, fikir ve yorumların toplanması,depolanması, işlenmesi ve yayılması için iletişime ihtiyaç vardır. İş hayatında bilimsel ve teknolojik verilerin kullanılması için iletişim sürecine ihtiyaç vardır. Sosyalizasyon: Kişilerin, çalışan veya yönetici olarak bulundukları işletme ve kurumların etkin üyeleri olarak faaliyet göstermelerini sağlayıp kuruma bağlılıklarını oluşturmak ve iş yaşamına ve oradaki sosyal yaşama aktif bir şekilde katılmalarını desteklemek, iletişimin temel fonksiyonlarıdır. İş yerlerinde düzenlenen yemekler, piknikler, ziyaretler bunun en güzel örnekleridir. Motivasyon: Bir işletmenin yakın ve uzak hedeflerine ulaşması, kişisel tercihlerin teşviki, kişisel ve toplumsal etkilerini geliştirmek, herkesçe kabul gören hedeflere ulaşmaya yardımcı olmak iletişimin temel fonksiyonlarındandır. Tartışma: İş yaşamında verimliliğin ve başarının artması için karşılıklı fikir birliğini ve alışverişini kolaylaştırmak, işletmeyi ilgilendiren konularda farklı görüşleri netleştirmek amacıyla farklı görüşlerin ileri sürülmesi ve bunlar üzerinde tartışılması gerekmektedir. Eğitim: Yaşamın tüm aşamalarında olduğu gibi iş yaşamında da mesleki, teknik, akademik, entelektüel gelişme için sürekli eğitim gereklidir. Okullarda verilen eğitim günümüzde tek başına yeterli değildir. Hayat boyu öğrenme kavramı ile eğitim artık hayatın her alanına ve her dönemine yayılmıştır. İş yerlerinde verilen eğitim de iletişim sürecini gerektiren bir etkinlikler bütünüdür. Kültürel gelişme: İşletmelerin kendilerine ait bir örgüt kültürü vardır. Bu kültürün zamanın gerektirdiği özellikler doğrultusunda geliştirilmesi ve çalışanlara aktarılması etkili biçimde iletişim kurulması ile mümkündür. Eğlence: Günümüzün modern toplumlarında çalışanların zamanının büyük bölümü iş yerlerinde geçmektedir. Bu nedenle işletme yönetimleri çalışanların iş yerlerindeki Sayfa 26 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri motivasyonunu arttırmak için onların eğlenme ihtiyaçlarına hitap eden etkinlikler düzenleyerek kurum içi iletişimi güçlendirmeye çalışmalıdırlar. Entegrasyon: Bir işletmede çalışan insanların birbirini tanımasına ve anlamasına yardımcı olmak; kendileri dışındakilerin yaşam koşullarını, görüşlerini ve isteklerini değerlendirebilmek için gereksinim duydukları farklı mesajlara ulaşmalarını sağlamak; iletişim kurmakla mümkündür. Çalışanların ve işe yeni alınanların işletmeye uyumu için de etkili iletişim uygulamaları geliştirilmelidir. 2.KİTLE İLETİŞİMİ KİTLE İLETİŞİMİNİN ÖZELLİKLERİ Kitle iletişimi, iletinin, bir veya daha çok kitle iletişim araçları (gazete, dergi, kitap, radyo, televizyon, internet, sinema vb.) aracılığıyla geniş ve bilinmeyen bir kitleye (okuyucu, dinleyici, izleyici kitlesi) iletilmesidir. Kitle iletişiminde: Kitle iletişiminin hedef kitlesi görece geniştir. Hedef kitle çeşitli toplumsal kümelerden oluşur. Hedef kitleyi oluşturan bireyler birbirlerini tanımazlar. İletişimci de hedef kitleyi oluşturan bireyleri tanımaz. Kitle iletişim araçlarıyla, kaynaktan uzakta, birbirinden ayrı mekânlarda bulunan çok sayıda insanla aynı anda iletişim kurulabilir. Kitle iletişimi karmaşık biçimsel kurumları gerektirir. İletişim tek yönlüdür. Hedef kitlenin anında yanıt verme olanağı yoktur. Kitle iletişim araçlarının ürünlerinin bireye maliyetinin düşük olması nedeniyle halkın çoğunluğu için kolay elde edilebilir. Kitle iletişimi, iletişimin örgütlü ve kurumsal bir yapıya dönüşmüş şeklidir. Kitle iletişimi, çağımızın yeni olgusudur. İletişim süreci içinde hedef alıcının sayısını toplum düzeyine çıkartan iletişim yönetimidir. Hedef alıcı sayısındaki artış kitle kavramını da beraberinde getiriyor. Kitle İletişiminde Kaynak Kitle iletişimi, çağımızın yeni olgusu olup iletişimin örgütlü ve kurumsal bir yapıya dönüşmüş şeklidir. Kitle iletişim araçları hedef kitlesiyle iletişim kurduğunda bir süreç başlatılır. Kaynak, tek kişi değil, biçimsel bir örgüt (gazete, dergi, televizyon kanalı, sinema vb.) veya profesyonel iletişimcilerdir (gazeteci, yapımcı, çeşitli kademelerde çalışan profesyonel ileti üreticileri vb.). Kitle iletişim kurumları bir yandan toplumdaki olaylara veya görüşlere yanıt verirken, öte yandan da iletişimin oluşturucuları ve başlatıcılarıdır. Sayfa 27 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Kurum da kod açımcısı, yorumlayıcı ve kodlayıcı olarak üç iş birden yapar. Örneğin, bir gazetede bütün telekslerden, haber ajanslarından ve muhabirlerden, kodları açımlamak üzere pek çok haber gelir. Bunlar üzerinde değerlendirme yapılır. Haberler tek tek incelenir ve gerekirse yeniden düzenlenir. Bir hikâye meydana getirecek şekilde yeniden yazılır, basılır ve en sonunda gazetede yayınlanır. Medya örgütünün kaliteli iş görmesi için muhabirlerin ve matbaacıların uyum içinde çalışması gerekir. Medya örgütünün içinde yer alan tüm elemanların uyum içinde gerçekleştirdikleri kod açma, yorum yapma, kodlama işlemi ile ortaya çıkan ürünün (haber, yazı vb.) belli bir kalitesi olur. Bir medya örgütüne bir gün içinde çok fazla enformasyon gelir. Medya örgütlerinin kuruluşu binlerce kodlamayı bir anda yapabilecek ve bunları aynı anda gönderebilecek şekilde planlanmıştır. Bu işin yerine getirilebilmesi için çok karmaşık ve çok etkin kanalların elde bulunması gerekmektedir. Binlerce sayıda gazetenin basımı ve dağıtımı, filmlerin kopya edilmesi ve yüzlerce sinema salonunda gösterilmesi, ses dalgalarının elektriğe dönüştürülmesi ve bunların milyonlarca alıcıya ulaştırılması için pek çok teknik çalışmanın yapılması gerekmektedir. Bu nedenle kitle iletişim kurumları gerekli örgütsel alt yapıyı oluşturmak, üretim ve dağıtım araçlarını satın almak için büyük sermayeye ihtiyaç duyar. Kitle iletişim araçlarıyla iletişim üretmek için uzman bir kadro ve geniş bir iş bölümü gerektirir. Muhabirler, redaktörler, program yapımcıları, köşe yazarları ise kurumsallaşmış kişilerdir. Buna göre kitle iletişimi denildiğinde kamu veya özel çıkarlara göre biçimlendirilmiş örgütlenme biçimleri akla gelir. Kitle iletişim araçlarının örgütlenmesi özel teşebbüs şeklinde veya devletin yönetiminde olabilir. Devletçi yönetim biçimlerinde kitle iletişim araçlarının yönetimi devletin elindedir. Kamu yayıncılığı sistemi adı verilen bu sistemde, kitle iletişim araçları kamu hizmeti verme amacıyla kurulmuş kamu kurumlarıdır. Bu sistemde, devlet güçleri medya içeriğini denetleme şansına sahiptir. Bu yayıncılık sisteminde medyanın kâr elde etme isteği ikinci plandadır. Medyanın asıl görevi toplumsal sorumluluk içinde yayın yapmaktır. Eğlendirirken eğitmek, eğitirken eğlendirmek asıl amaçtır. Özel teşebbüs şeklinde olan örgütlenme biçiminin amacı sermaye pazarının bir parçası olmaktır. Medya organizasyonları pazar ortamında ürettikleri iletişim ürünlerinin satışından kâr elde etmek amacı güder. Para kazanabilmek için daha çok izleyici veya dinleyiciye ulaşmaları gerekir. Yüksek rating fazla reklam demektir. Çünkü bu örgütlenme biçiminde medya organizasyonlarının en önemli gelir kaynağı reklâmlardır. Reklamcılar, medyadan tüketicilerin ilgisini çeken, tüketimi özendiren nitelikte programlar yapmasını ister. İçerikte insanı düşünmeye yöneltmesi, önemli konular üzerinde kafa yordurması önemli değildir. Onlar için “mutlu ve eğlenen insanlar” gereklidir. Reklâmcıların Sayfa 28 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri giderek artan etkisiyle medya reklam endüstrisinin doğrudan kontrolü altına girebilmektedir. Medyanın tüketicileri çekme çabası giderek yayıncılıktaki toplumsal sorumluluk anlayışının ikinci plana itilmesine neden olmakta bu da yayınlardaki seviyenin düşmesine yol açmaktadır. Serbest teşebbüs şeklindeki örgütlenme biçiminde medyanın denetimi tekelciliği önleyen yasalarla veya özel denetleme kuruluşlarıyla sağlanır. Kitle İletişiminde Mesaj İleti, kaynaktan alıcıya gönderilen uyarı, düşünce duygu, kanı veya bilginin kaynak tarafından kodlanmış biçimidir. İnsanların karşılıklı konuşurken birbirlerine söyledikleri sözler, iletidir. İletinin yalnızca sözlü olması gerekmez. Yüz ifadeleri, el kol hareketleri, oturuş ve duruş, birer sözsüz iletidir. Kitle iletişim sürecinde ileti medya kuruluşunun hedef aldığı tüketici profiline göre hazırlanır. Çünkü ileti tasarlanırken temel amaç hedef üzerinde etkili olmaktır. İleti, kullanılacak kanalın özelliği ile hedef kitlede yaratılmak istenen tutum değişikliğine göre belirlenir. İletinin kodlanmasında, kullanılan simgelerin hedef kitle tarafından bilinen simgeler olmasına dikkat edilmelidir. Yani her iki tarafın yaşam deneyimlerinin ortak ürünleri olması gerekir. İletinin temel biçimini oluşturan sözel ve sözsüz kodlar iletişim sürecinde sesli veya sessiz kanallar aracılığıyla gönderilir. Kaynak tarafından tasarlanan içerik, duygusal veya düşünsel olabilir. İçerik ve yapı iletinin iki önemli ögesini oluşturur. İçerik anlamla, yapı simgeler ve kodlarla ilgilidir. Anlam, insanlar tarafından yaratılan öğrenilen, unutulan değişen değerlerdir. İşaret, söz, kitap, gazete, dergi, vb. üzerindeki mürekkep, havadaki ses dalgası, telefon, telgraf telleri üzerindeki titreşimler şeklindeki sembollerin tümüdür İleti hedef kitleye hızla gönderilir. Basılı kitle iletişim araçlarıyla gönderilenlerin tekrar okunma şansı vardır. Ancak radyo televizyon gibi elektronik ortamlarda gönderilen iletiler anlıktır; bir kez algılanır ve sonra kaybolur. Yapımlardaki temel iletileri ve anlamlar inandırıcılığı ve kalıcılığı sağlamak için belli aralıklarla tekrarlanır. Ayrıca temel iletiler tanınmış kişiler, yıldız oyuncular tarafından sunulur. Bu şekilde ürün ile hedef kitle arasında bir ilişki kurar. İletiler, standartlaşmış ve çoğalmış bir çalışma ürünü, değiş tokuş değeri olan bir maldır. Kitle iletişim araçlarının programlarının içeriği yaratıcılarının simgesel anlamlarını yansıtır. Programlar yapılıp iletildiğinde artık ayrı birer nesnedir; yapımcının veya izleyicinin karşısına çıkan gerçeklerdir. İletiler ne söyledikleri ve nasıl söyledikleriyle önem kazanır. İletilerin temel amacı hedef kitlenin inançları, düşünceleri ve tutumları üzerinde etkili olmaktır. Anlamlar kişilere birtakım işaretlerle verilir. Gazetenin başlığı veya atılan manşet neyin, kimin önemsenmesi gerektiği konusunda hedef kitleye mesaj verir. Televizyon eğlence programında “yıldız kişinin” Sayfa 29 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri sahneye çıkarken kameranın odaklanması, alkışlar, sahne süsleri ile karmaşık iletiler gönderilir. İzleyici de, aldığı bu iletiler sonucunda programın izlenmeye değer olduğu düşüncesine kapılır. Kitle İletişiminde Hedef Kitle Kitle olumsuz anlamda kuru kalabalığı anlatır. Kalabalık basit anlamıyla değişik toplumsal birim, meslek, cinsiyetteki bireylerden oluşan topluluktur. Bireyler bir araya geldiklerinde kalabalık hâline dönüşürler. Kalabalıkları oluşturan bireylerin benzer bir yapısı vardır. Farklı inançlar, düşünceler ve yorumlar bir potada eriyerek benzer bir görünüm alır. Kalabalıkta heyecanlar ve tepkiler ani bir dışa vurumla gerçekleştiğinden, kalabalıklar çok kolay yönlendirilebilir. Kitlenin olumlu anlamı ise ortaklaşa amaçlar için bir araya gelerek örgütlenmiş insan topluluklarıdır Kitle iletişim bağlamında kitle kavramı, çok dağınık ve üyeleri birbirini tanımayan, sosyal grupların öğelerine sahip olmayan, devamlılığı olmayan bir yapıyı anlatır. Kitleyi meydana getiren bireyler arasında karşılıklı bağlılık, hareket ve tavırlarda aynı davranış kalıplarının paylaşımı yoktur. Özellikleri aynı olmayan, aynı norm ve değerleri taşımayan kümelerdir. Kitlenin özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz: Kitle, kalabalık ve kamudan daha büyüktür. Kitle olabildiğince dağınıktır; üyeler birbirini tanımaz, aynı zamanda izleyicileri bir araya getiren kişi de üyeleri tanımaz. Kitle, belirli amaçlar için bir araya gelip birlikte eylemde bulunma yeteneğinden yoksundur. Değişen sınırlar içinde kitleyi oluşturan birimler değişik yapılar gösterir. Kitle, kendi başına eylemde bulunamaz, aksine kitle üzerinde eylemde bulunulur. Kitle iletişim kavramı en eski imparatorluklardan beri vardır. O dönemlerde kitle iletişimi, medya aracılığıyla kitleleri etkilemek için kullanılan bir yöntem değildi. Eski çağlarda savaş, ayin, tören, eğlence, krallar için piramitler ve anıtlar yapma gibi yöneticilerin gücünü kitlelere anlatmak ve kitleleri bu şekilde boyun eğmeye zorlamak amacıyla kitle iletişimi kullanılmıştır. Eskiden insanların öyküleştirerek belleklerinde tutmaya çalıştığı kültürel ürünler, günümüzde modern kitle iletişimi teknolojisiyle kopyalanıp çoğaltılmaktadır. Destanları, ağıtları, olayları, olguları, üzüntüleri ve sevinçleri ifade ve öyküleme, yerel halkın elinden alınarak medyanın elinde yeniden yapılandırılmıştır. Bu yolla kitleler üzerinde kültürel denetim sağlanmaya başlanmıştır. Kitle iletişimini diğer iletişim türlerinden ayıran bir diğer nokta da hedef kitledir. Kitle iletişimin hedefi kitledir. Hedef kitle, belli bir profesyonel çalışmayla belirlenir. Hedef kitle belirlenirken belirli araştırmalar, piyasa analizleri, demografik ve psikografik yapı analizleri Sayfa 30 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri yapılır. Örneğin her gazetenin okuyucu kitlesi, o gazetenin haberlerine, sayfasına, olayları yorumlama biçimine göre farklı dünya arayan kesimlerden oluşur. Demografik analizler kitleyi oluşturan insanların yaş, cinsiyet, eğitim, meslek, gelir düzeyi, yerleşim yeri araştırmasının yapılmasıdır. Örneğin, piyasaya yeni sürülecek bir otomobil için Türkiye’deki tüketici kitlesinin yapısını bilmek gerekir. Ayrıca reklam için üretilecek sloganların üretimi de yine hedef kitlenin özelliğini göre gerçekleştirilecektir. Kitlenin tepkisi yalnızca reyting veya baskı sayısıyla (tiraj) ölçülmez. Kitlenin medyada sürekli karşı karşıya bırakıldığı şiddet gösterilerinden ne ölçüde etkilendiği, bilimsel yöntemlerle gerçekleştirilecek kamuoyu araştırmalarıyla belirlenebilir. Psikografik analiz ise üretilen mal, hizmet veya ileti tüketicisinin psikolojik farklılıklarını ortaya koymaktır. Bu araştırmalarda tüketicinin kişiliği, gizli kalmış yönleri, beklentileri, sorunları incelenir. Bu sorunlar doğru olarak belirlendiğinde kampanyalarda bu beklentileri karşılayacak yanıtlar yer alacağından başarıya ulaşılır. Oysa kişiler arası iletişimde hedef kitlenin özelliğini belirleme gibi bir kaygımız yoktur. Zaten iletişim kurduğumuz bireye doğrudan ulaştığımızdan iletimizi de karşımızdaki bireyin durumuna göre oluşturabiliriz. Kitle İletişiminde Kanal Kaynak ve hedef birimler arasında yer alan ve işaret haline dönüşmüş iletinin gitmesini sağlayan yola, geçide “kanal” adı verilir. İletileri taşıyan bu kanallar fiziksel (ses hava vb.), teknik (telefon, telgraf vb.) veya sosyal (televizyon, okul vb.) araç olabilir. Kaynağın biçimlendirdiği ileti hangi kanalla hedef kitleye gönderilecektir? Burada seçilen kanalın özelliği çok önemlidir. Özellikle iletinin biçimi ve özelliği, seçilen kanalın teknik yapısına uygun olmalıdır. Örneğin, afişlerin radyo aracığılıyla verilmesi anlamsızdır. İletinin ele alınış ve işleniş biçimi, algılanışını etkiler. Temelde aynı olan ileti değişik biçimlerde ele alınıp işlenebilir. Televizyona uygun iletilerde, görsel zenginlik görüntü kompozisyonu, renkler vs. önem taşır. Radyoya uygun iletilerde ise sloganlar, çarpıcı ifadeler ön plana çıkar. Günümüzde kanalın ekonomik iletileri yönlendirmede etkili olmaktadır. Örneğin, Körfez Savaşı sırasında savaş, bilinen formatın dışına çıkılarak uydu yayınları sayesinde bütün dünyaya canlı olarak yayınlanmıştır. İnsanlar ilk kez savaşı anında televizyonlarda izlemişlerdir. Burada iletişim teknolojisi, “ileti olarak savaş” kavramını gölgelemiştir. Kitle İletişiminde Feedback (Geri Bildirim- Geri Dönüt) Kitle iletişiminde dönüş süreci besleyici yankı ( geri besleme, geri bildirim veya geri dönüt) İngilizce’deki feedback’in karşılığıdır. . Feedback gönderilen iletinin ne şekilde ve ne yönde yorumlanmakta olduğunu anlatır. Başka bir deyişle geri besleme (feedback), göndericinin iletişimine alıcı tarafından gösterilen tepkidir. Kitle iletişim sürecinde en önemli sorunlardan biri feedback olanağının zayıflığıdır. Bireyin bireyle olan iletişiminde geri besleme anındadır. Sayfa 31 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Birebir iletişimde gönderilen iletinin karşımızdakinde yarattığı etkiyi anında gözlemleme ve yanlış anlaşılması durumunda iletimizi anında gözden geçirme olanağımız vardır. İletişim sürecinde Bay A kodlayıcı olarak iletiyi yollar. Bay B ise bir kod açımlayıcısı olarak bu iletiyi alır. Yanıt verme aşamasında Bay B, kodlayıcı olarak iletiyi hazırlar. Kodlanan yeni ileti Bay A’ya yollanır. Bu kez Bay A iletiyi kod açımlayıcı olarak yorumlar ve yorumuna göre yeni bir ileti hazırlar. Eğer Bay A, Bay B’ye gönderdiği iletide istemediği halde yanlışlık yapmışsa Bay A, Bay B’ye gönderdiği iletinin yanlışlık yüzünden çarpıtılmadığından emin olmak isteyebilir. Bu durumda Bay A ilk iletinin “feedback”ini denetler. Yanlış anlaşılmaya yol açacak bir sözcük kullanmışsa, bunu düzeltir. Görüldüğü gibi birebir iletişimde kişi iletisine anında yanıt almaktadır. Buna dolaysız geri besleme denir. Toplum söz konusu olduğunda iletişim yalnızca iki kişi arasında gerçekleşmemektedir. İşin içine çok sayıda insan, grup ve medya örgütleri girmektedir. Medya örgütü söz konusu olduğunda ileti kodlayıcısı kurum veya kurumsallaşmış kişi (yazar, editör, muhabir vb.) olmaktadır. Çeşitli iletişim kanallarıyla medya örgütüne (gazete, televizyon, haber ajansı vb.) gelen “girdi”ler, kurumda çalışan (muhabir, yazar, editör) elemanlar tarafından açıklanmaktadır. Daha sonra değerlendirilip, gözden geçirilen bilgiler, yeniden kodlanarak hikâyeleştirilir ve teknik destekle hedef kitleye sunulur. Kitle iletişimi sürecinde, kaynak ve alıcı birimlerin bir araya gelme şansı yoktur. Bu nedenle, kitle iletişiminde ortak yaşam alanını yakalamak, bireyler arası iletişime oranla daha zordur. İste bu noktada, iletişim sureci acısından alıcı ve kaynağın yaşantı ve yasam etkinliklerinden kazanımları; süreci anlamak, açıklamak ve daha önemlisi, sürecin iletisini artı veya eksi yönde paylaşmak için çok önemli görülmektedir. Her basın yayın organının hedef kitlesi farklıdır. İzleyici kitlenin bir gazeteyi veya bir televizyon kanalını tercih etmesinde pek çok etken vardır. İzleyici veya okuyucu, gazetenin köşe yazarlarından sayfa düzenine, yayın politikasından magazin sayfalarına, televizyon kanalının sunucularından programların içeriğine kadar kendine yakın bulduğu bir öge akaladığında programı izlemekte veya gazeteyi okumaktadır. Bazen bir tek bulmaca sayfası bile gazetenin satın alınmasına neden olmaktadır. Yayın kanalının sabah kuşağı ile akşam kuşağının izleyici kitlesinin özellikleri farklılık göstermektedir. Kitle iletişiminde radyonun düğmesini çeviren bir dinleyici, ya da gazetenin belli bir yerini okuyan bir okuyucu iletişim zincirinde en son halkadır. Okuyucunun veya dinleyicinin yazı veya program hakkındaki düşüncelerini o anda öğrenmek mümkün değildir. Yankı geç geldiği için hedef kitlenin tepkisini izleyip ona göre yeni bir iletişim politikası izlemekte gecikebiliriz. “Feed-back” sonunda gelir. Ama okuyucu sayısı azalmaya başladığında gazetenin yayın politikasının beğenilmediğini anlayabiliriz. Ancak bu geç kalmış bir “feedback”tir. Sayfa 32 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Kitle iletişiminde asıl etki, dolaysız olarak bireyler üzerinde değil, tersine bireyler aracılığı ile gruplar üzerinde olmaktadır. Medya örgütleri aracılığıyla bir yazı, bir haber, bir televizyon programı şeklinde gelen iletiler önce bireye gelir. Daha sonra o iletiyle ilgili olan gruplar bu iletiyi yeniden yorumlar. Örneğin, tarımsal kredilerle ilgili bir iletiyi alan birey, daha sonra üyesi olduğu çiftçi derneğinde de bu iletiyi grup içinde diğer üyelerle birlikte yeniden yorumlar. Bu yeniden yorumlama ile ileti yeniden kodlanır. Bu kodlama sonucu, kimi zaman eyleme de yansır. Bu yansıma seçimlerde kullanılan oylarda da görülür. Kitle İletişiminde Yabancılaşma ve Tekelleşme Yabancılaşma Her toplumda ve her çağda görülen anomi ve yabancılaşma, özellikle sanayi devrimi ile birlikte toplumun yapısında meydana gelen, köklü sosyal ve kültürel değişmelere bağlı olarak, yoğun bir şekilde yaşanmaya başlanmıştır. Sanayi devrimi, makinelerle birlikte seri halde üretimi getirmiştir. Üretimin niteliğinin değişmesi, toplumsal yapıyı kökten değiştirmiştir. Üretimin merkezi evden fabrikalara aktarılmış, buna bağlı olarak kentlere göç artmış; kentleşmeyle birlikte geleneksel geniş aile, kentsel çekirdek aileye dönüşmüştür. İş bölümü artmış, eğitimle statü elde edilmesi önem kazanmıştır. Bu değişimlere ilk aşamada insanların uyum sağlaması güç olmuştur. İnsanların uzun süre içinde geliştirdikleri ve alıştıkları hayat tarzı ile yeni oluşan hayat tarzı arasındaki ikilemler, anomi ve yabancılaşmaya neden olmuştur. Diğer taraftan, geleneksel üretim sürecinde, birey ürettiği ürünün bütün aşamalarını kendisi üstlenmekte ve elde ettiği üründen manevi tatmin duymaktadır. Buna karşılık, sanayileşme sürecinde birey, iş bölümü çerçevesinde makineleşmeyle montaj bandında sürekli aynı işin sadece küçük bir bölümünü yapmak zorunda kalmakta, dolayısıyla ürettiği ürünün bütününü göremediği ve monoton bir iş yaptığı için işine, kendisine ve topluma yabancılaşmaktadır. Sanayi toplumunda, başka bir tekdüze çalışma modeli bürokrasidir. Sanayileşme ile bir taraftan, seri üretim ile ürünlerde standartlaşma sağlanırken, diğer taraftan kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve etkinliğiyle düşüncelerde ve hayat tarzlarında standartlaşma sağlanmış, böylece kitle toplumu ve kitle kültürü meydana gelmiştir. Ayrıca, kitle iletişim araçlarının uyardığı özlemler ile bu özlemleri karşılama düzeyi arasındaki dengesizlik de anomiye sebep olmaktadır. Kitle toplumu ve kitle kültürü, kapitalist ekonomik sistemin tüketim boyutunda anlam kazanmaktadır. Üretimin sürekliliğini sağlamak için kitle psikolojisi bağlamında, reklam ve moda endüstrileriyle tüketim teşvik edilmektedir. Kültür ürünleri de standartlaştırılarak tüketimi özendirilmektedir. Adorno’nun söylemiyle “kültür endüstrisi” hayat alanlarımızı kuşatmaktadır. Kitle tüketim toplumu ve kitle tüketim kültüründe, insanlar sadece nicelik olarak önem ifade ederler. Tüketim pazarının bir müşterisi olan birey, maddi hazlara yönelik (hedonistik) bir kültür içinde hayatını sürdürmektedir. Bu maddi hayat tarzı ve kitleselleşme, insanları özüne Sayfa 33 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri yabancılaştırmaktadır. İleri derecede kapitalistleşmiş toplumlarda kitle toplumu ve kültürüne bir tepki olarak, iletişim araçlarının gelişimine paralel, her sosyal grup ve cemaatin kendi kültürünü yaşamak istemesi oranında kitle toplumu çözülmektedir. İnsanın kendisinden, toplumdan ve çevresinden soyutlanması olan yabancılaşma kavramı, ilk kez, insanın kendi eliyle yaptığı ve yarattığı puta tapması ile ilgili olarak ortaya çıkmıştır. Çağdaş toplumda insan, kendi özgür iradesiyle düşünmemekte, kamuoyunun putlarına, gazetelere, iktidara veya bir lidere göre düşünmektedir. Dolayısıyla, tek bir fikre saplanıp onu ikon (tapınma aracı) haline getirmek, insanın varlığını tehdit etmektedir. Çağımızda insanı kuşatan imaj bombardımanı, insanlara yeni ikonlar sunmaktadır. Yabancılaşma kavramı insanın ihtiyacının sınırsızlığına bağlı olarak insanın her eşya üretiminde ruhunun da nesneleşmesi, dolayısıyla yabancılaştırmasıdır. Sanayileşme ile birlikte maddeye aşırı tapınma olarak nitelendirilen parasal ilişkilerin yüceltilmesi; insan ilişkilerini çıkara dayalı, nesneler arası ilişkiye dönüştürmüş, dolayısıyla insanı yabancılaştırmıştır. Sanayi toplumunda kitle iletişim araçlarının yardımıyla, insanın davranışları, tutumları, düşünceleri ve eylemleri standart hâle gelmiş, dolayısıyla tek boyutlu insan ve tek boyutlu toplum meydana gelmiştir. Sanayi toplumunda insanlar, “homo economicus”, yani ekonomik düşünen insan olarak hareket ederler. Sistemin devamlılığı daha fazla üretmek ve daha fazla tüketmektir. İnsanlar da bu ekonomi çarkında, kitle psikolojisi ile yönlendirilmekte, bütün boyutlarıyla kendi ürettiği nesnelerin kölesi olmaktadırlar. Bu bakımdan çağdaş insanın puta tapan insan ile özde hiçbir farkı yoktur. Sosyal ilişkilerimiz dahi nesneler çerçevesinde anlam kazanmaktadır. Bunun sonucu olarak insanın kendisini güçsüz hissederek kendine güvenemediği ve sürü güdüsüyle kendi özgürlüğünü diktatörlere devrederek özgürlüğünden kaçtığı görülmektedir. Sanayi toplumu bireylerin topluma ve siyasete etkin olarak katıldığı kamu toplumu yerine, insanların kitle iletişim araçları vasıtasıyla yönlendirildiği ve güdüldüğü kitle toplumu biçiminde yapılanmıştır. İnsanlar kitle toplumunda yabancılaşmaktadır. Kırsal alanda yaşayanlar “biz” duygusuna dayalı toplum hayatı; şehirlerde yaşayanlar ise, bireysel ilişki temelinde, farklı hayat tarzları ve çeşitli kültürlerin birlikte bulunduğu karmaşık yapı içinde sosyalleşirler. Dolayısıyla, köyden şehre göç edenlerin uyum problemi olmaktadır. Sanayileşmenin ileri aşamalarında üretim, otomatik makineler ve bilgisayarlarla otomasyona geçmiştir. Böylece, insanın fiziksel emeğine duyulan ihtiyaç azalmıştır. Otomasyon ile üretimde çalışan insan, giderek bir koordinasyon görevi üstlenmektedir. Üretim, insan emeğinden çok makineleri kullanmada karar verme ve uygulama işlevi ile bilgili olmayı gerektiren bir yapıya geçmektedir. Otomasyon üretimi ile insanların serbest zamanları çoğalmaktadır. Önemli olan bu serbest zamanları verimli kullanarak, hayat alanlarını daha yaşanılır kılmak için yeni kazanımlar sağlayabilmektir. Bu anlamda, acaba insan eleştirel bir düşünce yapısı içinde, düşünce yapısını geliştirip, daha iyi bir sosyokültürel çevre oluşturma Sayfa 34 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri faaliyeti mi geliştirecek? Yoksa tüm serbest zamanlarını teknoloji karşısında pasif ve izleyici bir konumda mı geçirecek? Eğer, insan kendi yarattığı teknolojinin egemenliğine girerse kendisine, çevresine, insanlara ve dünyaya yabancılaşacaktır. 21. yüzyıla doğru, iletişim araçlarının gelişmesi ve etkinliğiyle, dünya bağlamında ekonomik, sosyal ve siyasal küreselleşmenin yanında, özellikle etkisi daha yoğun olarak görülen kültürel küreselleşme yaşanmaktadır. Kültürel küreselleşmenin boyutu, uydu yayınları aracılığıyla medyaların etkinliğinde artmaktadır. Kanadalı İletişim Bilimci Marshall Mc Luhan’ın dediği gib dünyamız “global bir köy”e dönüşmektedir. Dünyanın her yerinden her an haberdar olmaktayız. Ancak, TV vasıtasıyla tek boyutlu kültürel ürünler sunulmaktadır. Dolayısıyla bu yayıncılıkta, kültürel enformasyon üretimini elinde bulunduran hâkim ülkelerin “kültür kodları” ve “kültür modelleri” diğer ülkeleri etkilemektedir. Bu bağlamda, yabancılaşma meydana gelmektedir. Milli kültür kodları ile yabancı kültür kodlarının çatışması ve uyumsuzluğu, sosyo-kültürel hayatta ikilemlere, bunalımlara ve anomik yapılanmalara neden olmaktadır. Tekelleşme İletişim teknolojilerinin serbest pazar koşulları çerçevesinde işletilmesi çabaları sonucunda, basında tekelleşmeye yol açmıştır. Bir ülkenin basınının durumu, o ülkedeki demokrasinin niteliğini gösterir. Eğer basında ahlâki bir çöküntü ve mesleğin kuralları ile ilgili ahlâki bir yozlaşma varsa, bu durum siyasi sistemi, partileri ve siyasetçileri doğrudan olumsuz bir biçimde etkiler. Onun için bir ülkede demokratikleşmeyi sağlam temellere oturtmak için önce basını çağdaşlaştırmak gerekir. Basını çağdaşlaştırmanın yöntemi de, yozlaşmaya asıl neden olan basında tekelleşmeyi önleyici yasaları çıkarmak ve uygulamaktır. Genel anlamda tekelleşme, dağınık, ayrık şeylerin bir araya getirilmesi eylemi, bu biçimde bir araya getirilmiş şeylerin durumu olarak tanımlanır. Ekonomik tanımına göre tekelleşme, işletilen daha büyük sermayeler, kullanılan el emeği ve üretilen ürün miktarının artmasıyla kendini belli eden orta büyüklükteki işletmelerin büyüme eğilimidir. Tekelleşmenin sonunda ortaya çıkan sonuç, işletmelerin büyümesi, başka bir deyişle üretim birimlerinin büyümesi ve buna bağlı olarak işletme sayılarının azalmasıdır. Tekelleşme yatay ve dikey olmak üzere ikiye ayrılır. Yatay tekelleşme bir ana başlık etrafında yer alan ve ilk bakışta başkaları tarafından yayımlandıkları izlenimini veren diğer bazı ikinci derecedeki gazete ve dergilerin çıktığı işletmelerde görülen tekelleşmedir. Dikey tekelleşmede işletmeler, çalışma alanlarını aynı ürünün üretiminde satışına kadar yer alan çeşitli işlemlere yayar. Örneğin: İngiliz, Alman ve Fransız basın gruplarında görülen haber toplamadan dağıtıma kadar olan işlemlerle uğraşan ve aynı yönetim altında birbirini tamamlayan işletmelerin bir araya gelmesi gibi. Kısaca bir işletmenin ham maddesi diğerinin ürünü olmaktadır. Dikey tekelleşmede bütünleşme söz konusudur. Sayfa 35 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Basın alanında gözlemlenen tekelleşme olgusu iki dünya savaşı arasında ortaya çıkan ekonomik krizdir. Daha sonraları özellikle 1945’ten sonra her tarafta büyük bir hızla gelişmiştir. Teknolojideki hızlı değişimler medya kuruluşlarının giderek daha güçlü ekonomik yapıda olmasını gerektirmektedir. Medya organizasyonlarının kurulması büyük sermayeler gerektirmektedir. Bunun sonucunda küçük ve orta çaplı işletmeler ya kapanmakta ya da daha büyük işletmelerle birleşme yoluna gitmektedir. Teknolojik gereklilikler ulusların üretici kesimlerinin çoğunda üretici veya dönüştürücü işletmelerin boyutlarını da büyümeye götürmektedir. Basın-yayın işletmeleri de birer ticari kuruluş olduğuna göre, onlar da bu sistemin dışında kalamaz. Yani basın-yayın işletmeleri de ekonomik tekelleşmenin gereklerinden kurtulamaz. Bugün hemen her ülkede gerek ulusal düzeyde yayın yapan günlük gazeteler, gerek dergilerin sayılarında önemli bir azalma göze çarpmaktadır. Bu tekelleşme olgusu haber ajanslarını da etkilemektedir. Tekelleşmenin en önemli nedeni ekonomiktir. Basın ve yayın kesiminde işletmelerin büyümesi ve buna bağlı olarak işletme sayılarının azalması tekelleşmeye yol açmaktadır. Burada söz konusu olan basın gruplarının kurulmasıdır. Medya grubu, aynı mali güce tâbi çeşitli başlıklar demeti olarak tanımlanabilir. Bu güç, bir kişi veya aynı kişi tarafından yönetilen şirketler grubu olabilir. Bazı gruplar yayın organlarını daha iyi kontrol altına almak için ancak kâr getirebilecek bir piyasanın varlığı durumunda gazete çıkarır. Basın ve yayın kuruluşlarının işletme maliyetleri oldukça fazladır. Teknik donanım, kâğıt, iletişim masrafları, ücretlerin artışı, dağıtım sorunları gibi giderler güçlü bir sermaye gerektirmektedir. Bu maliyetleri karşılayamayan küçük işletmeler büyük işletmelerle birleşmektedir. Basın kuruluşları genellikle ekonomik açıdan açık veren işletmelerdir. Çok sayıda kimsenin gazete satın alabilmesi için fiyatlar düşük tutulur. Gazetelerin en önemli gelir kaynakları ilan ve reklamlardır. Gazetelerin ilan ve reklamlardan sağladıkları gelir, satıştan sağladıkları gelirlerden daha çoktur. İlan ve reklamlar, başlı başına ayrı bir tekelleşme nedeni olmaktadır. Reklam verenler, fazla sayıda okuyucuya erişebilmek, aynı ilan ve reklamı birden çok gazeteye vermemek için ilan ve reklamları tirajları yüksek olan gazetelere vermekte, bunun sonucu olarak da reklam ve ilan alamayan gazetelerin ekonomik sıkıntıları daha da artmaktadır. Kısaca ilan ve reklamlar yayımlandıkları gazetelerin yararına olarak basit bir rekabet kuralını bozmaktadır. Teknik nedenlerden dolayı ilan ve reklamlar birleşmeleri de sağlanmaktadır. İki veya daha çok ilan ve reklamcılık kuruluşunun birleşmesi buna örnektir. Tekelleşmenin bir de siyasal görünüşü vardır. Siyasal tekelleşme basın araçlarının tamamen veya kısmen ya da az sayıda kişilerin veya özel grupların veya devlet yöneticilerinin egemenliği altına girmesidir. Yetkinin devlet yararına olarak tekelleşmesi özellikle yayın denetimi şeklinde olmaktadır. Yetkinin özel kişiler yararına tekelleşmesi ekonomik Sayfa 36 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri tekelleşme sonucunda gerçekleşir. Ekonomik tekelleşme bir grubun tekeline ortam hazırlamaktadır. Tekelleşmenin sonuçlarını şu şekilde özetleyebiliriz: Az sayıda işletmelerin veya yalnız bir işletmenin tüm yapımı içine alması, Faaliyetleri tamamen veya kısmen aynı yönetim altında toplanan işletmelerin az veya çok sıkı bir biçimde gruplaşması (teknik üretim olanaklarının ortak hâle getirilmesi), İşletmeler arasında ilişkiler kurulması (ilan ve reklam servislerinin birleştirilmesi gibi.). Basındaki tekelleşme Batı Avrupa demokrasilerini ciddi bir biçimde tehdit etmektedir. Buna karşılık AB’nin basında tekeli kaldırmayı öngören bağlayıcı kararı bulunmamaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinden İngiltere ve Almanya’da anti tekel kanunları nispeten yumuşak olmakla birlikte, Fransa ve Portekiz gibi ülkelerde basında çoğulculuğu güvence altına alan çok sıkı kurallar geçerlidir. Günümüzde uluslararası haber ajanslarını ve yayın organlarını ellerinde tutan güçler, dünya devletlerinin politikalarına genel olarak yön vermekteler. Bu güçler, ulusal medya gruplarını da kendi çıkarları doğrultusunda etkilemektedir. 1980 sonrası silah, gıda, sinema veya otomotiv sanayi devlerinin medyaya girmesiyle başlı başına bir sanayi haline gelen medya sektörü, stratejik sanayilerin de yan kolunu oluşturmaktadır. Hal böyle olunca medya patronları medya etiğini göz ardı etmektedir. Bir ülkede yayın yapan gazete, dergi, televizyon ve radyo gibi yayın organlarının çoğalması haber özgürlüğü ve demokrasinin gelişimi açısından olumlu olarak görülebilir ancak, sayıca çok olan bu medya organlarının birkaç kişinin egemenliği altına girmesiyle birlikte çoğulculuktan veya haber alma özgürlüğünden söz edilemez. Günümüzde en önemli kitle iletişim araçlarından olan interneti de kendi çıkarlarına göre biçimlendirmek isteyen güçler belirmektedir. Kişi özgürlüğünün son kalesi olarak görülen interneti bir para makinesi hâline getirmek üzere harekete geçenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Kuşkusuz, sadece bir yıl içinde sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte çok sayıda kullanıcıyı birbirine bağlayan internet, ticari firmalar için büyük cabize taşımaktadır. Bugün internete bağlanan ağların yüzde 40'ının ticari amaçlı ağlar olduğu tahmin edilmektedir. Kuşkusuz internetin önünde dikilen bu ticarileşme eğilimi çok önemli bir olgudur ve bu gelişmenin bilgi kaynaklarına erişim ve özgür iletişim açısından çok önemli sonuçları olacaktır. İnternetin büyük sermayenin ilgi odağı haline gelmesinin doğurabileceği sonuçlar da ayrıca tartışma konusudur. Sayfa 37 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Kitle iletişim araçları şunlardır: Yazılı Basın :Gazete Dergi Elektronik Basın :Radyo Televizyon İnternet Kitle iletişim araçlarının kendi tekniklerinden kaynaklanan özellikleri vardır. Kitle iletişiminde ileti göndermek için değişik araçlar kullanılır. Gazete, yalnız başına ve referans gruplarına danışılmadan hızlı okunan bir kitle iletişim aracıdır. Gazete günlük haberleri öğrenmek için alınır. Gazeteyi bir kere okumak yeterlidir. Ancak anlaşılmayan konular olunca bir kez daha okuma şansı vardır. Dergi evlerde bir hafta ya da daha uzun süre durabilir. Dergi birkaç kere okunabilir. Çünkü dergide yazılanları referans gruplarıyla tartışılabilir ve defalarca okunabilir. Dergiler özellikle belli konularda ayrıntılı araştırmalar içerdiği için başvuru aracı olarak da kullanılabilir. Radyo ise gazetede ve dergiden çok daha farklı bir kitle iletişim aracıdır. Radyoda sade, açık ve tekrarlanan bir metin yazılır. Televizyonda hareketli görüntü ve ses vardır. Ancak televizyon görüntüsü yanılsamadır. Küçük noktaların yoğunluklarıyla oluşan resim insan zihnince daha önceden tanımlanan bilgilerle çakıştırılır ve algılanıp, anlamlandırılır. Gerçekte görüntü yoktur. Yarım görüntülerin diğer yarısı zihince tamamlanır, zihin mekanik olarak çalışır. Ancak zihin gazete okurken, televizyon izlediğindeki kadar kod çözümüyle uğraşmaz. Televizyonda, izleyici, anında çözümleme yapmak zorundadır. Ancak televizyonda geri dönme şansı yoktur. Ne durdurabilirsiniz, ne birine sorabilirsiniz. Sürüklenip gidersiniz. Televizyonda insanın günlük yaşamına ve hayata bakış açısına göndermeler yapılır. Gazetede görüntü yoktur. Ancak semboller vardır. Zihnimizde okuduğumuz şeyleri canlandırırız. Fotoğraflar vardır ama bunlar görüntü gibi değildir. Anlamlar dil bilgisi kurallarına göre oluşur. Dil bilgisi ve söz dizimi kullanımına göre zihnimiz bir mesaj alıp değerlendirir. Radyocu son derece açık, tekrarlamacı bir teknik sunar. Çünkü dinleyicinin gazetede okuduğu gibi metni baştan okuma veya dinleme şansı yoktur. Radyo ve televizyonda tekrar şansı yoktur. Televizyon görüntülerinin hepsi yansılamalar sonucu olur. İnsan beyni, daha önceden tanıdığı televizyonda oluşan çeşitli yansımalara yabancılık çekmez. Bu yansımalar belli bir yoğunluğa geldiği zaman beyin bunları alır, algılar. Bu yansımalardan meydana gelen şekil normal hayatta görülmüştür. Renkler biçimler biliniyordur; bu yüzden görüntüler gerçek sanılır. Televizyon zihni çok yorar. Televizyon izleyen kişinin zihni, gazete okuyan kişiden daha yoğun çalışır. Televizyon izleyen kişinin zihni birçok mesajı aynı anda çözmeye çalışır. Fakat kod çözümlemede çalışmaz, tembeldir. Söz ve görüntü akmaya devam eder. Televizyon izleyicisi söze dayanan kodlamayla görüntüye dayanan kodlamayı birlikte ve anında algılamak zorundadır. Bu yüzden televizyon izleyen kişiler okuma-yazmayı yeni öğrenmiş kişiler gibidir. Televizyon, renge ve biçime Sayfa 38 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri dayanan görsel bir araçtır. Televizyon basmakalıp çözümler yaratır. Geri dönüşü yoktur. Kalıplaşmış metin, kalıplaşmış çözümleme yapmayı gerektirir. Fakat izleyici gönderilen her iletiyi anlamaz. Çünkü izleyici kendisini belli iletiler için şartlandırmıştır. Gazetelerin görsel öğeleri olan fotoğraflar, çeşitli süslemeler ve grafikler; inandırıcılığın yanında sayfaya renk katma, okuyucuyu eğlendirme ve haberleri mizah yolu ile eleştirme gibi işlevlere de sahiptir. Haber grafikleri ve diğer süslemeler, fotoğrafın çekilmesinin mümkün olmadığı ve çeşitli nedenlerle fotoğraf çekilmediği durumlarda haberi desteklemek için kullanılır. Basılı araçların diğer kitle iletişim araçlarına göre üstünlüklerini şu şekilde sıralayabiliriz: Okuyucu metnin görünümünü kontrol eder. Radyo ve televizyonun ürünlerini sunabilmesi için özel bir sahne ortamına gerek vardır. Televizyon ve sinemada izleyici veya dinleyici belli mekânlarda ve konumlarda bulunarak gösterilen ürünleri hızlı bir şekilde izleyebilir. Oysa basılı yayımları okuyucu istediği zaman istediği yerde okuma şansına sahiptir. Tekrarı mümkündür. Diğer araçların aksine basılı araçlar kitleye bir kere erişme olanağı ile sınırlı değildir. Radyo programları genel olarak bir defa sunum için hazırlanır. Çok özel durumlar dışında sinema filmlerinin birden fazla gösterilme şansı yoktur. Basılı araçlar ise her zaman el altında tutabilir ve okuyucular ise istedikleri zaman tekrar okuma şansına sahiptirler. Konu daha detaylı işlenebilir. Herhangi bir konuyu detaylı bir şekilde ele almak için uygun tek araç basımlı araçlardır. Radyo ve televizyon programları ise kısa süreli olmaları nedeniyle konunun ancak ana hatları işlenebilir. Belli konunun gelişimini verebilmek için gerektiğinde seri filmler ve radyo programları yapılabilir. Ancak bunların etkisi izleyici kitlesinin programı izleyebilmesiyle sınırlı kalmaktadır. Yani izleyici programın yayın saatini yakalayabilirse izleme şansını elde edebilmektedir. Bu nedenle karmaşık ve güç konuların sunulması için en uygun araç basılı araçlar olmaktadır. Her konuda uzmanlaştırılmış bir sunuma elverişlidir. Diğer kitle iletişim araçları göz önünde bulundurulduğunda içerik olarak en az standartlaşma basılı araçlarda görülmektedir. Basılı araçlar olabildiğince geniş bir yelpazeye dağılmış kitlelere seslenme durumunda olduğu için azınlık görüşlerini de basılı araçlarda yansıtmak mümkün olabilmektedir. Daha yüksek güvenirliği vardır. Basılı araçların var olan okuyucu kitlesi bu yayınlara güvenmektedir. Belli okuyucu kitlesi belli yayın organlarının yayınlarından etkilenmektedir. Basılı araçlar diğer araçların tersine bireye, olayı dilediği hızla izleyebilme olanağı sunmaktadır. Okuyucu, gazetesini kendi algılama ve okuma hızına göre okuma avantajını kullanır. Basılı araçlar azınlıkta kalan görüş ve düşüncelere diğer kitle iletişim araçlarına göre Sayfa 39 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri daha cesurca yer verebilmektedir. Azınlık grupları veya belirli çıkar gruplarına seslenmek için yapılan yayınlar ikna etme konusunda diğer araçlara göre özel bir üstünlüğe sahiptir. Radyonun diğer kitle iletişim araçlarına göre en önemli üstünlüğü ikna edici özelliğinin olmasıdır. Dinleyiciler radyo dinledikleri zaman, basılı araçlardan elde edemedikleri kişisel yakınlık duygusunu hissetmektedirler. Özellikle siyasi, kampanyalar sırasında dinleyiciler siyasilerle, gazetelere oranla daha çabuk ve aktif olarak etkileşim içine girebilmektedirler. Öyle ki, önemli kişilerle yüz yüze iletişim kurulmuş gibi olmaktadır. Basılı yayınların kitleye ulaşabilmesi için dağıtılması gerekmektedir. Radyonun teknik özelliğinden dolayı diğer araçlara göre hızlı bir haber akışı sağlayabilme özelliğine sahiptir. Bir olay hakkındaki ilk bilgiler çoğunlukla radyodan öğrenilebilir.. Radyo ile bir ülkenin en uzak köşesine en hızlı ve en etkili biçimde ulaşılabilmektedir. Dağ başındaki çobanın bile radyo dinleme şansı olabilmektedir. İnsanlar başka işlerle uğraşırken de radyo dinleyebilirler. Yazı yazarken, yatarken, gezerken, okurken her zaman radyo dinlenebilir. Radyonun basılı araçlara göre tercih edilmesinin nedenlerinden biri de radyo dinlemek için okuma yazma bilme zorunluluğunun olmayışıdır. Basılı yayımları takip etmek okuma yazma bilmeyi gerektirir. Bu nedenle özellikle eğitim düzeyi düşük, okuma yazması olmayan kitlelerin tercih ettikleri kitle iletişim aracı radyodur. Radyo düşünsel görüntüler çizme sanatıdır. Radyonun yalnızca kulağa seslenen bir araç olması nedeniyle dinleyiciler radyoda anlatılanları kendi düş dünyalarına göre yorumlarlar. Radyoda ses. müzik ve efekt kullanılarak insanların beyinlerinde görüntüler yaratılır. Bunlar kimi zaman bir trafik kazasının görünmeyen, gerçekle hiç ilgisi olmayan görüntüsü; kimi zaman gerçekte olmayan bir üzüntü, yine gerçekle hiç ilgisi olmayan bir sevincin görüntüsüdür. Radyo dinleyici ile baş başa kalabilen tek ve en önemli iletişim aracıdır. Radyonun etkisi buradadır. Bu durum radyoya karşı kişisel bir yakınlık duygusu kazandırmaktadır. Radyonun kişinin arkadaşı olma özelliğine karşı televizyon izleyicilerin düşünmesine, hayal kurmasına imkân vermez. Çünkü görüntüler izleyenin karşısındadır. Televizyon genellikle diğer bireylerle bir arada izlenebilir. Gazetelerde spor sayfalarını daha çok erkek okuyucuların; moda ve sosyete sayfalarını ise kadınların izlediği belirlenmiştir. Önemli bir ulusal bunalım olmadığı sürece gazetelerdeki dış haberleri daha çok lise veya yüksek öğrenim düzeyindeki okuyucular izlemektedir. Genelde insanlar haberlerin tamamını okumamaktadırlar. Eğlendirici sayfalar daha ilgi çekici bulunmaktadır. Sürükleyici ve aktüaliteye dayanan bir anlatım ilgi çekmekte, buna karşılık soyut ve ciddi anlatımlar itici bulunmaktadır. İnsanların çoğu okumaya gerek bırakmayan bol fotoğraflı ve renkli gazeteleri tercih etmektedirler. Heyecan uyandıran haberler, belli bir gazete tercihi olmayan insanların o Sayfa 40 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri gazeteye yönelmesini sağlamaktadır. Sansasyonel haberleri tercih eden gazeteler tercih edilmektedir. Gündelik hayatın rutin işleyişi içinde yorulan ve bunalan insan ciddi haberlerden çok eğlendirici haberlere yönelmektedir. Günlük yaşamın sorunları karşısında çaresiz kalan insan gazetelerde, radyoda ve televizyonda kaçış olanağı sunan haberleri, metinleri ve programları daha ilgi çekici bulmaktadır. İçinde yaşadığı toplumsal ortamın yarattığı sorunlardan kaçan insan bir televizyon dizisinde, aynı sorunları yaşayan başka insanların var olduğunu görerek rahatlamaktadır. Kendini o dizideki kahramanla özdeşleştirerek yalnız olmadığını hissetmektedir. Yaşadığı acı verici sorunların sorumlusunun kendisinin olmadığını görünce rahatlamaktadır. Büyük kentlerde yaşayan insanlar birbirleriyle, otobüs beklerken, pazarda alış veriş yaparken ya da kafelerde karşılaştıklarında birbirleri hakkında pek bir şey bilmedikleri için o günkü gazetelerin yazdıklarından, televizyondaki bir diziden söz ederek, bu ortamlarda yüzeysel ve sorunsuz bir ilişki kurabilmektedirler. Ayrıca yaşadıkları büyük kentte yayınlanan gazetelerdeki haberleri okuyanlar, bilinmezliklerle dolu kent ortamını biliyormuş duygusuna kapılmaktadırlar. Böylece büyük kentin bilinmezliklerine karşı duydukları korkuyu azaltmaya çalışmaktadırlar. Korku filmlerine veya çizgi romanlara duyulan ilgiyi açıklamaya çalışan bazı iletişimciler bu türleri izleyenlerin ölüm veya tehlikelerin korkularını yaşayarak ya da hissederek rahatladıklarını görmüşlerdir. “Ölümü ensemizde hissetmek” bir bakıma ölümle veya korkulan bir tehlike ile dostça ilişki içinde olma duygusu yaratmaktadır. Bu ürünleri izleyenler ölüm veya tehlike ile kurdukları bu dostluk ilişkisi içinde ölümün veya tehlikenin başkalarına gideceğini umarak rahatlamaktadırlar. KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ İŞLEVLERİ Haber Vermek Haber vermek, kitle iletişim araçlarının en temel ve en bilinen işlevidir. İnsanlar bilgilenme, anlama, başkalarından geri kalmama ve hoş vakit geçirme isteği gibi nedenlerle kitle iletişim araçlarını izlerler. Gazetelerin sayfalarında, radyoların ve televizyonların haber saatlerinde verdikleri bilgiler bu işlevin bir göstergesidir. Kitle iletişim araçları birbirinden bağımsız geniş kitleler üzerinde tutum ve davranış değişikliği yaratarak insanların bilgi düzeylerini değiştirir. Gelişen teknoloji, yeni iletişim araçlarının (radyo, televizyon, bilgisayar ağları ve internet vb.) kullanılmasını olanaklı kılmıştır. Bu iletişim araçları geniş kitlelere ulaşmış ve buna bağlı olarak kullanım alanları genişlemiştir. Kitle iletişim araçları sayesinde dünya küçülmüş, kültürler birbirine benzemeye başlamıştır. İnsanlar, birçok olayı kitle iletişim araçlarından takip etmektedir. Böylelikle, kitle iletişim araçları ile önce bir dünya imajı çizilir, ardından da çizilen bu imaj hakkında ne düşünülmesi gerektiği kitlelere aşılanır. Bir başka deyişle, üzerinde düşünülecek dünya, bu dünya hakkında Sayfa 41 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri düşünülebilecek düşünme biçimleri, çıkar sahibi bireyler ve gruplar tarafından belirlenmekte ve kitleler bu şekilde yönlendirilmektedir. Artık, yakın çevremiz ve yüz yüze iletişimde bulunduğumuz bireylerle ilgili sahip olduğumuz bilgiler dışında, dünya hakkında bütün bildiklerimiz veya bildiğimizi sandıklarımız bize, günlük gazeteler, haftalık dergiler, radyo ve televizyon vb. gibi kitle iletişim araçlarından aktarılmakta ve benimsetilmeye çalışılmaktadır. Kitle iletişim araçları dünyada ve toplumdaki durumlar ve olaylar hakkında bilgi verir. Hedef kitle içinde yaşadığı toplumsal çevre ile dolaylı ilişki içindedir. Birey grup veya örgüt kitle iletişim araçlarından etkilenir. Ancak bu toplumsal çevreye ilişkin iletileri dolaylı biçimde ve çoğunlukla da etkili olarak kitle iletişim araçlarından alır. Kitle iletişim araçlarının gündeminden halkın gündemine geçen konular halk tarafından öğrenilir. Kitle iletişim araçları insanlara bilmediği, görmediği konular ve yerlere ait bilgiler verir. Böylece insanlar, dolaylı olarak yaşamın değişik alanlarına ilişkin bilgi sahibi olurlar. İletişim araçlarında kullanılan simgeler ve sözcüklerle bir gerçek oluşturulur. Kitle iletişim araçları dışarıdaki dünyanın kafamızdaki resmini biçimlendirir. Bireyler kitle iletişim araçlarında gördükleri davranışları izler ve anlamlandırırlar. Toplumu belli konularda bilgilendirilmesi, toplumun o konuda söz sahibi olması demektir. Yani, toplumu etkileyen bir gelişme hakkında bilgisi olan bir birey, grup veya topluluğun, o konuyu denetlemesi kolay olabilmektedir. Toplum, yönetimin uygulamaları hakkında ne derecede bilgi sahibi olursa, uygulamayı o derecede denetleme yetkisine sahip olur. Bu bir anlamda siyasal veya demokratik katılımı da beraberinde getirir. Eğitmek Günümüzde kitle iletişimi yoluyla eğitim yapılması, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak yoğun biçimde kullanılmaktadır. Ancak, bu kullanımda, ülkeler arasındaki farklar belirleyicidir. Geri kalmış ülkeler, eğitim sorunlarının çözümünde doğrudan bu araçlardan yararlanmayı hedef alırken, gelişmiş ülkeler bu araçlardan eğitimde yararlanmayı, geleneksel eğitim yöntemlerine yardımcı olmak üzere yeğlemektedirler. Bu araçlar, daha üst düzeyde eğitim amacı ile kullanılmaktadır. Kitle iletişim araçları ile yapılan eğitimin özelliklerine kısaca değinmekte yarar vardır. Ancak burada bir noktayı hatırlatmak gerekir: Bu araçlar içerisinde eğitimde en yoğun olarak kullanılan araçlar, yazılı olmayan araçlardır. Bunların başında da radyo, televizyon ve sinema gelmektedir. Kitle iletişim araçlarıyla yapılan iletişim aynı anda çok geniş kitleye ulaşır. Bu iletişimden belirli asgari koşulları yerine getiren herkes yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, yerleşim farklılığı, ırk, dil, din farklılığı gözetilmeksizin yararlanabilir. Yeterli eğitim hizmeti götürülemeyen bölgelerdeki bireylerin, kitle iletişim araçlarıyla aydınlatılması, ulusal bütünlüğün Sayfa 42 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri sağlanmasında önemli rol oynamaktadır. Ulusal kültürün ve değerlerin geniş kitlelere yaygınlaştırılması ve benimsetilmesi kitlesel eğitimle gerçekleşir. Kitle iletişim araçlarının, toplumsal sorunların çözümlenmesi, gereksinimlerin karşılaması için, gerekli olan ve örgün eğitim yoluyla elde edilemeyen veya elde etme olanağı bulunamayan bilgi ve becerinin kazanılmasındaki etkisi büyüktür. Özellikle bireylerin gereksinme duydukları konularda bilgi, beceri ve davranışları kazanması, temel hak ve sorumluluklarını öğrenmesi, kitle iletişim araçlarının en önemli görevlerini oluşturmaktadır. Bu özelliğin doğal bir sonucu olarak da, eğitimdeki çeşitli eşitsizlikleri ortadan kaldırabilir. Bu eşitsizliklere örnek olarak cinsiyet, bölgeler arası farklılık, köy-kent, uzman, araç-gereç, ulaşım gibi eğitimi olumsuz yönde etkileyebilecek koşulları ortadan kaldırabilir. Eğitimde önemli bir teknik olarak verilenin örneklerle gösterilmesi, bu araçlarla ve özellikle görüntüye dayanan televizyon, video ve film yöntemi ile çok sayıda verilebilir ve bu da eğitimin daha etkili ve akılda kalıcı olmasını sağlar. Bu araçlardan yararlanma geleneksel eğitimde olduğu gibi sürekli bir yerde bulunmayı gerektirmez. Biraz çaba ile kitle iletişim araçlarından eğitimde yararlanma olanağı vardır. Bu daha çok radyo ve televizyon ile yapılacak eğitim için geçerlidir. Kitle iletişimi yolu ile yapılan eğitimin sınırlılığı, geleneksel eğitim gibi tüm duyu organlarına yönelik bir öğrenmeyi içermemesidir. Yalnız görsel araçların kullanımı veya yalnızca işitsel araçların veya yazılı araçların kullanımı ile yapılan eğitimde bir takım eksikliklerin olacağı, dolayısıyla eksikliği gidermek gerektiği açıktır. Toplumlar bilgiyle ilişkilerine göre değerlendirilmekte, "bilgi yoksulu, bilgi zengini" topluluklar olarak ayrılmaktadır. Bu sebeple günümüzde devletlerarası savaşlar topla, tüfekle değil iletişim kanalıyla gerçekleştirilmektedir. Çünkü artık dünyada bilgi üretilmekte, bilgi satılmakta ve dolayısıyla tüketilmektedir. Bilgi yokluğu içindeki toplumlar dışarıdan bilgi ısmarlıyor ve giderek daha çok üretilen bilgi de büyük kitlelere iletişim aracılığıyla sunuluyor. Kitleler bugün reklamlar ile kandırılıyor, propagandalarla etkileniyor, ikna ediliyor ve gösterilerle eğlendiriliyor. Örneğin; kalkınmakta olan ülkelerde gösterilen Lâtin Amerika ve Amerika dizileri veya yaygın adıyla pembe diziler aslında yenidünya düzeninin insan beynini iletişim yoluyla etkileme amacına yönelik tuzaklardır. İnsanlar bu dizilerdeki kısa yoldan zenginlik, şans ve kader iletisini alarak toplumsal değerleri ve sorumluluğu bir kenara itmektedirler. Yani, ürün satmak için uygulanan tüm bilimsel teknikler, düşünce satmak için de kullanılmaktadır. Süslenip paketlenen düşünceler alıcı bulmaktadır. Sayfa 43 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Eğlence Kitle iletişim araçları, kitleleri eğlendirir ve hoşça vakit geçirmelerini sağlarlar. Bilgi çağının sonucu olarak insanlara sayısız kanaldan gelen bilgi bir süre sonra düşünce yoğunluğuna yol açmakta ve insanlar günlük yaşamın yorucu temposundan uzaklaşıp biraz da eğlenmek ihtiyacı hissetmektedirler. Büyük yerleşim yerlerinde eğlenmek, hem zamana hem de maddî güce dayanan bir etkinliktir. Kitle iletişim araçları insanların bu ihtiyaçlarını yayınladıkları eğlence programları ile karşılamaya çalışmaktadırlar. Eğlence yerlerinde maddi güçlerini aşan miktarda ücret ödeyerek görebileceği pek çok sanatçıyı radyoda dinleme şansını yakalayabilmektedir. Türkiye’de ve tüm dünyada, kitle iletişim araçlarının, kamusal ya da sivil toplum medyası niteliği taşımıyorsa, eğlence kutusu hâline geldiği, çoğunlukla müzik eğlence programlarıyla izleyici kitleye ulaştıkları görülmektedir. İnsanları düşündüren, eğiten programlara ya çok az yer verilmekte ya da izleyici kitlenin çoğunlukla ekran başında olmadığı saatlerde yayınlanarak geniş kitleler tarafından izlenmesi zorlaştırılmaktadır. Eğlence programlarının içerisinde yer alan çeşitli eğitim-kültür konuları ile izleyenler hem eğlenmekte hem de bilgi sahibi olmaktadır. Radyo televizyon yayınlarında slogan haline gelen eğitirken eğlendirmek, eğlendirirken eğitmek deyimi bu şekilde hayat bulmaktadır. Özel girişimin elinde olan yayın örgütlerinde eğlence programlarına ayrılan zaman daha fazla olmaktadır. Özel kesime ait medya kuruluşlarının en önemli gelir kaynağı reklamlardır. Reklam alabilmenin yolu da reyting almak olduğuna göre bunu sağlamanın yolu da çoğunlukla ünlü oyuncu ve sanatçıların yer aldığı eğlence programları hazırlamaktır. Denetlemek Yaşanan teknolojik gelişmelerin kitle iletişim sektörüne de yansımasıyla medya toplumdaki en etkin güç merkezlerinden biri hâline gelmiştir. Bu gelişmelere paralel olarak medya yöneticileri, editörler ve etkin köşe yazarlarını da içine alan medya elitleri de toplumsal yapı içinde en önemli güç odaklarından biri haline dönüşmüştür. Medya ulaştığı bu güç sayesinde bireylerin tutum ve davranışlarını etkileyebilmenin, etkilemekle de kalmayıp bunları değiştirebilmenin en etkin yöntem ve araçlarına sahip hâle gelmiştir. Her demokratik sistem, politikalarını halkın onayını alarak uygulamak zorundadır. Bu zorunluluk toplumsal hayatın düzenlenmesinde, politik istek, talep, düşünce ve belgelerin karşılıklı olarak iletilmesini, bilgi ve enformasyonların aktarılmasını, kısaca iletişime geçilmesini zorunlu kılar. Bu iletişim sürecinde medyanın önemli bir rol üstlenmesi, modern demokratik toplumların "medya toplumu" olarak isimlendirilmesini haklı çıkartmaktadır. Sayfa 44 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Medya: toplumun yapısını, kurulu düzenini ve bireyler arasında gelişen toplumsal ilişkileri yeniden yaratma, yeniden şekillendirme, yeniden üretme ve yorumlama gücüne ve yeteneğine sahiptir. Semboller, işaretler, sayılar, sözcükler ve resimlerden veya bunların bileşkesinden oluşan iletiler yalnızca ileti değildirler. . Aynı zamanda insanların dünyasını yeniden şekillendirip yorumlar, ona yeni boyutlar kazandırır. Medyanın bu şekillendirme ve değiştirme etkisi bireyler ve genel anlamda toplum boyutuyla da sınırlı kalmayıp, toplumsal ve siyasi yapı içinde etkin bir konuma sahip olan siyasi liderleri ve meşru hükümetin politikalarını da kapsayacak boyutlara ulaşabilmektedir. Kamuoyu Oluşturmak Halkın siyasal konular veya güncel olaylar hakkındaki tutumlarına kamuoyu denir. Toplumu ilgilendiren konularda, değişik siyasal ve bilimsel görüşlerin serbestçe ortaya atılıp tartışılması, demokratik yönetimde önemli bir etken olan kamuoyu oluşturulmasına yol açar. Medyanın gündemine aldığı konuların, kamunun da gündemine girdiği ve genellikle medyanın istediği biçimde kamuoyunda bir “iklim” yaratıldığı bilinmektedir. Toplumun büyük bir bölümünü etkileyen gelişmeler karşısında kamuoyu baskısı yaratmak veya ileride olumsuz sonuçlar doğuracak konularda kamuoyunun aydınlatılması, toplumun kendi kendini kontrol etmesini sağlar. Bu ise yöneten ve yönetilenlerin birbirlerinin eylem ve işlemlerini daha iyi denetlemesine yol açar. Kısaca kamuoyu, bir toplumsal denetim aracıdır: kamuoyu aleyhlerine döndüğünde bireyler, ünlerini yitirme ve dışlanma, hükümetler de iktidarlarını yitirme korkusu duyarlar. Bireyler, kitle iletişim araçlarının katkılarıyla oluşan bir toplumun parçasıdırlar. Kitle iletişim araçlarına bağımlıdırlar; tembel, edilgen izleyiciler olarak sözcük mermilerine maruz kalırlar. İletişim araçları tarafından gönderilen iletiler, kitle toplumu tarafından aşağı yukarı aynı şekilde algılanır. İletiler, uyarıcılardır ve bireylerin dünyalarını güçlü biçimde etkilemektedir. Daha da önemlisi iletilere benzer tepkiler veren bireylerin tutum ve davranışlarındaki olası değişmeler de benzerdir. Dönem, 1. Dünya Savaşı sonrasıdır, gazeteler propaganda aracı olarak kullanılmış, sonrasında Naziler bu araçları kullanarak yükselişe geçmiştir. Modern dünyanın tartışmasız egemen siyasi sistemi olan demokrasilerin kamu iradesine yaslanma zorunluluğu medyayı ve medya aracılığı ile gerçekleştirilen siyasal iletişimi, siyasal ve toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçası hâline getirmiştir. Yönetime talip olanların, yönetilenlerden onay alma ihtiyaçları vardır. Medyanın, bireylerin ve toplumun iletişim ihtiyaçlarını karşılamak için yaptığı çok önemli hizmetleri hiç kimse yadsıyamaz. Bununla birlikte madalyonun bir de öteki yüzü vardır. İnsanlık için böylesine büyük hizmetler yapan medya, istenirse çok etkin bir propaganda Sayfa 45 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri aracı, bunun da ötesinde geniş halk kitlelerinin beyinlerini yıkamak için güçlü bir silah olarak da kullanılabilir. Kitle iletişim araçlarının sahipliğini veya kontrolünü elinde bulunduran kişi veya gruplar, haberleri ve iletileri ilgi ve istekleri doğrultusunda bozup değiştirebilirler. Böylece insanların kanaatlerini, düşüncelerini ve şeylere yükledikleri anlamları şekillendirme yetisini kendi tekellerinde bulundurmak isteyebilirler Bir haber veya konuyu medyanın gündeme getirme sıklığı birey için bir ipucu olarak değerlendirilir. İçinde yaşadığı toplumda olup bitenler hakkında bilmesi gerekenin bu olduğunu düşünür Murray Edelman'a göre: modern toplumlarda genellikle bireylerin partilerle, örgütlerle, politikacılarla birebir iletişimde bulunmaları mümkün olmadığından, politikanın aktarımında kitle iletişim araçları birinci derecede rol oynamaktadır. Politik iletişimde hemen hemen bütün bilgi ve enformasyon akışı doğal olarak kitle iletişim araçları üzerinden gerçekleştirilmektedir. Edelman'ın ABD'de tespit ettiği sonuçlar ile Türkiye'de son yıllarda yapılan genel seçimler dikkate alındığında benzerlikler görülmektedir. Artık Türkiye'de de klasik anlamda "ölene kadar" aynı partiyi desteklemek söz konusu değildir. Örneğin: çok partili sisteme geçildiğinden beri lider partiler halk tarafından sorgulanır olmuştur. Politikanın medya için yapılması, iletişimin de dilsel semboller (beyaz sayfa açmak, mavi akım projesi, düşünce özgürlüğü, vb.); dil ötesi semboller (bayrak, vatan, ordu, beden dili vb.); yaygın ön yargı ve algılamalar, basmakalıp sözler ile paketlenmesini beraberinde getirmiştir. Politik karmaşıklıktan uzak bu tür semboller alıcıda duygusal çağrışımlar uyandırabilmektedir Reklam ve Tanıtım Reklam: çeşitli mal ve hizmetlerin, gazete, dergi, radyo, televizyon, afiş, tabela gibi medya aracılığıyla geniş halk kitlelerine tanıtımıdır. Reklam aracılığıyla mal ve hizmetlerin nereden, nasıl, ne fiyata alınacağı ve nasıl kullanılacağı hakkında tüketiciye bilgi verilir, ona parasını en iyi şekilde değerlendirme yolu gösterilir. Reklam, aynı zamanda üreticinin, iş adamının iyi bir pazar bulmasına, sermaye ve çabasını değerlendirmesini, yeni üretim ve yatırımlara yönelmesini sağlayan önemli bir unsurdur. Reklamı kısaca medya aracılığıyla satış olarak da tanımlayabiliriz. Bütün reklamlarda amaç satışı artırmaktır. Fakat tek başına hiç bir reklam satışı artırmaya yeterli değildir; ürünün planlanması, üretimi, dağıtımı, ambalajlanması, fiyatının belirlenmesi ve satışı bu amaca uygun olarak yürütülmesiyle reklam başarıya ulaşır. Sayfa 46 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Bazı iletişimcilere göre medyanın amacı sorunlar, değerler, politikalar gündemini oluşturmaktır. Bu araçlar, izleyicileri kitle hâlinde üretir ve reklamcılara sunar. Bu izleyiciler kitle halinde üretilmiş tüketim malları ve hizmetlerinin kendilerine pazarlanmasında çalışırlar ve tüketilirler. İzleyiciler kitle iletişim araçlarının oluşturduğu sanal dünyada kendilerine sunulanı almakla yetinirler. Bir reklam ajansı belirli bir ürün için reklam kampanyası yaptığında o markanın pazarda yer edinmesini, pazarda yer edinmişse yerini korumasını sağlamayı amaçlar. Bunu sağlayamayan bir reklam kampanyası etkinliği olmayan bir iletişim kampanyasıdır Gelişmekte olan ülkelerde yapılan tarımda modernleşme kampanyalarında çok yoğun olarak yenilikleri içeren afişler ve radyo-televizyon programlarından yararlanılmaktadır. Ancak geniş kapsamlı yenilikleri kabul etme, yayınların yanında kitle iletişim araçlarıyla anlatılanların uygulamalı olarak da gösterilmesi ile gerçekleşmektedir. Bu şekilde köylü radyoda şöyle bir kulak verip geçtiği konuyu, hayatında önemli yeri ve önemi olan bir konu olarak görmeye başlar. Ekonomik hızı düşen, hatta sıfıra inen bir toplumda reklam, işlevini değiştirip yararlı hizmetlerde bulunabilmektedir. Trafik kurallarına ne şekilde uyulacağı, enerji tasarrufu için neler yapılabileceği, yabancı turistlere nasıl yardımcı olunacağı, bir yabancı dil öğrenmenin, bir sporla uğraşmanın yararları reklam hizmetleriyle duyurulabilir. Onlar hitap edecekleri kitlenin özelliklerini, neyi, nasıl, ne kadar sürede ileteceklerini bilirler. Örneğin: Meksika’da, vergi kaçakçılığının önlenmesi amacıyla, vatandaşın hükümete nasıl yardımcı olacağı, televizyonda, basında yoğun reklam harcamalarıyla önerilmiştir. Birçok araştırmacı medyanın amansız propaganda gücü ve beyin yıkama etkisi karşısında insanların çaresiz, savunmasız, kolay etkilenir durumda olduğunu savunurken bir başka grup araştırmacı da buna karşı çıkmaktadır. Onlara göre bireyler medya karşısında pasif değil, aktif konumdadırlar. Sonuçta medyanın, az veya çok herkesi etkilediği gerçeğini herkes kabul etmektedir. Medya gücüne karşı çıkanların da belirttiği gibi, kitle iletişim araçlarının bireyler üzerindeki etkisinin farklı biçimlerde ve miktarlarda olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Gerçekleşen etkinin niteliği ve derecesi kişiden kişiye değişir. Bu durum bireylerin yaş ve cinsiyetlerinin yanı sıra, eğitim ve kültür düzeyleri gibi etkenlerle de yakından ilgilidir. Sayfa 47 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri 3.MÜŞTERİ İLE İLETİŞİM MÜŞTERİYİ DİNLEME VE ANLAMA Her insanın bir ağzına karşılık iki kulağı olduğuna göre konuştuğunun iki katı kadar dinlemesini bilmesi gerekir. Karşılıklı olarak herkes birden konuşmaya başlarsa kimse birbirini anlamaz ve iletişim kurmak zorlaşır. İş hayatında da karşınzdakini dinlemesini bilmezseniz söylemek istenileni algılayamayacağınız için başarılı olma şansınız da azalacaktır. Örneğin bir perakendeci müşterisini tam olarak dinlemesini bilmezse müşterinin isteğine cevap veremiyeceği için müşterisini kaybetme durumunda kalacaktır. Toplumsal yaşam içinde kişilerin ilişkilerinde kurallara uyması ve birbirini anlaması iş birliğini artıracak bu da ekonomik ve kültürel alanda başarıya katkı sağlayacaktır. Aktif ve Doğru Dinleme Teknikleri Hepimiz sosyal varlıklar olduğumuza göre toplum içinde yaşamak, içinde yaşadığımız toplumun değer yargılarını ve kültürel yapısını öğrenmek ve kendi kimliğimizi de kazanarak içinde yaşadığımız toplumun bir üyesi olmak durumundayız. Sosyalleşme, insanın doğumu ile başlayıp yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bu süreçte, sosyalleşmenin bir sonucu olan davranışlarımızın büyük bir çoğunluğunu öğrenerek kazanırız. Öğrenmede bir süreçtir ve amacı kişiye istendik davranışlar kazandırmaktır. Öğrenmenin sağlanabilmesi için kişinin çevresiyle iletişim kurması gerekir. Sağlıklı ve doğru iletişimin temel ilkesi ise dinlemesini bilmek ve doğru anlamaktır. İletişim kurmada dört aşama vardır: Göndericinin mesajı alıcıya iletmesi, Gönderilen mesajın alıcı tarafından alınması, Göndericinin alıcıya geri bildirimde bulunması, Göndericinin mesajın doğruluğunu belirlemesi veya mesajı tekrarlaması, Bu aşamaların doğru uygulanabilmesi için öncelikle dinlemek ve dinlediğini anlamak gerekir. Aksi takdirde karşı tarafın gönderdiği mesajı yanlış öğreniriz veya yanlış anlarız. Dinlerken dikkatli olmalı ve dinlediğimiz konular arasında bağlantı kurabilmeliyiz. Başlıca dinleme teknikleri şunlardır: Dikkatli dinlemek, Dinlediğini doğru anlamak, Dinledikleriyle ilgili sorular sorabilmek ve eleştiri yapmak, Dinledikleriyle ilgili notlar almak, Kişinin dinleme becerisindeki kalitesinin artması, konuşma becerisindeki kalitesinin de artmasını sağlayacaktır. Sayfa 48 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İyi bir dinleme, kişiye düşüncelerini sözlü veya yazılı olarak ifade edebilme becerisini de kazandırır. Sosyalleşmenin bir kuralı olan dinleme, sosyal yaşamın büyük bir bölümünü oluşturan iş yaşamında da başarının en önemli unsurlarından biridir. Özellikle pazarlama ve perakende alanında çalışan bir elemanın, iş yerinde müşteri ile iletişim kurabilmesinin temel şartı dinlemesini bilmesidir. Satış elemanı, müşterinin ne istediğini anlamadan satış yapamayacağına göre başarılı olabilmesi için müşteriyi sözünü bitirene kadar dinlemeli ve neden satın almak istediğini belirleyerek ona göre hareket etmelidir. Satış elemanının müşterinin ne istediğini anlayabilmesi için: Müşteri sözlerini bitirene kadar, müşteri sözünü kesmeden dinlemelidir. Müşteriyi dinlerken başka hiçbir şeyle ilgilenmemelidir. Müşteriye, kendisini dinlediğini davranışlarıyla hissettirmelidir. Müşteriyi anladığını hareketleriyle veya mimikleriyle abartıya kaçmadan belirtmelidir. Müşteriyle gerektiğinde göz teması kurmalı; ancak müşterinin rahatsız olmamasına özen göstermelidir. Müşterinin isteğini tam olarak anlamadan yorum yapmamalıdır. Müşterinin söylediklerini anlamadığı taktirde siz anlatamadınız demek yerine, ben anlayamadım demeyi tercih etmelidir. Satış elemanının unutmaması gereken en önemli noktalardan biri de karşısına her zaman değişik yapılarda müşterilerin gelecek olmasıdır. Müşterileri psikolojik yapılarına göre başlıca dört grupta toplayabiliriz Faydalı müşteriler Geliştirilebilir müşteriler İncinebilir müşteriler Sorunlu müşteriler Satış elemanı hangi müşteriye nasıl davranması gerektiğini bilmek ve ona göre taktik geliştirmek zorundadır. Örneğin; Faydalı müşteriler, sürekli müşteri olmanın yanı sıra yakınlarını da aynı yerin müşterisi olması konusunda yönlendirirler ve kolay satın alırlar. Böyle bir müşteriyi kaybetmemek için satış elemanının iletişim tekniklerini doğru şekilde uygulaması yeterli olacaktır. Geliştirilebilir müşteriler, biraz müşkülpesent olmakla birlikte yönlendirilmesi mümkün olan müşterilerdir. Bu tip müşteriye karşı satış elemanının iletişim teknikleri ile birlikte ikna yeteneğini de inandırıcı bir şekilde kullanması gerekir. Sayfa 49 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İncinebilir müşteriler, kolay küsen ve hemen mağazadan çıkıp gidebilen müşterilerdir. Bu tipteki müşteriyi kaybetmemek için kendisiyle sürekli ilgilenmek; ancak rahatsız etmemek ve iletişim tekniklerini en küçük noktasına dahi dikkat ederek kullanmak gerekir. Sorunlu müşteriler, ise kolay beğenmeyen ve satın almayan, iletişim kurulması nispeten zor müşterilerdir Ancak istedikten sonra başa çıkılmayacak hiçbir iş olamaz. Sabırla ve hoşgörüyle tüm iletişim teknikleri doğru bir şekilde kullanılarak müşterinin isteklerine cevap verildiği taktirde mutlaka başarılı olunacaktır. Müşteri eğer makul olmayan isteklerde bulunuyorsa bu durumda satış elemanının yine iletişim kurallarına uygun davranması, çok zorlanırsa mağaza yöneticisine haber vermesi gerekir. Bazı durumlarda (gerçekten rahatsız edici davranıyor ve diğer müşterileri de tedirgin ediyorsa) müşterinin mağazayı terketmeside istenebilir Bu kurallara uyan bir satış elemanı müşterinin rahatlamasını ve güven duymasını sağlar. Böylece daha kolay satış yapabilir. Etkin Konuşma Konuşma, kişinin duygu ve düşüncelerini sözlü olarak karşı tarafa aktarması ve kendini ifade edebilmesidir. Kişinin konuşurken karşı tarafı rahatsız etmeden kendini dinletebilmesi gerekir. Bunun için de kısa, öz, herkesin anlayabileceği bir şekilde ve inandırıcı konuşmalıdır. İnandırıcı olmak, konuşmadaki en önemli özelliktir. Kişi konuşurken anlattıkları ile ilgili karşısındaki kişiye güven vermeli ve ikna edebilmelidir. Etkin konuşmanın başlıca kuralları şunlardır: Kişinin, anlatmak istediği konu ile ilgili çok kapsamlı bilgi sahibi olması gerekir. Çünkü gelebilecek sorulara kolaylıkla cevap verebilmesi ve karşısındaki kişi ya da kişileri ikna etmesi gerekmektedir. Bu durum iş yaşamında daha da fazla önem kazanmakta, örneğin bir satış elemanının müşteriden gelecek satacağı ürünle ilgili sorulara duraksamadan ve doğru bir şekilde cevap verebilmesi gerekmektedir. Müşterinin ikna olabilmesi ve ürünü satın alması, satıcının davranışlarında ve anlatımında en ufak bir tereddüdün dahi olmamasına bağlıdır Kişi konuşmasını herkesin anlayabileceği bir dille, yabancı ve konuya özgü terim ve kelimeleri kullanmadan (mutlaka kullanması gerekiyorsa açıklayarak) yapmalıdır. Örneğin bir satış elemanı, müşteriye satacağı ürünle ilgili bilgi verirken çalışanların kendi aralarında kullandığı işe ve ürüne has kelime ve terimler kullanırsa müşteri kendisine saygısızlık yapıldığını düşünebilir ve satın almaktan vazgeçmek bir yana, mağazanın veya iş yerinin müşterisi olmaktan da vazgeçebilir. Sayfa 50 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Kişi, konuşurken anlattıklarını pekiştirmek için ellerinden ve yüz mimiklerinden faydalanmalı, ancak abartıya kaçmamalıdır. Aksi taktirde kendini dinleyen kişinin dikkati dağılır ve konuşmayı kaçırabilir. Örneğin bir satış elemanının satacağı ürünü anlatırken anlattığı konuya önce kendisinin inanması gerekir. Kendisinin inanmadığı bir konuya hiç kimseyi inandıramaz. Bunun için de konuyu doğru ve gerçek şekliyle anlatmalıdır; yoksa bir dahaki sefere kendini dinleyecek kimse bulamaz. Örneğin bir satış elemanının satacağı ürünle ilgili yanlış bilgi vermesi müşterisini kaybetmesi anlamına gelir. Kişinin ortama uygun kılık kıyafet içinde olması gerekir. Unutmayalım ki insanların karşısındakiyle ilgili ilk düncesi kılık kıyafetine bakarak oluşur. Örneğin bir satış elemanının işe uygun giyinmiş olması müşterisinin karşısında kendisine daha işin başında artı puan kazandırır ve ürününü satmasına yardımcı olur. Gülümseme! Adeta bir sihirli sözcük, her kapıyı açabilen anahtar. En zor anlarda dahi yerine göre kişi gülümseyebilmelidir. Konuşurken de uygun yerlerde gülümsemesini bilmek dinleyen kişinin rahatlamasını sağlayacaktır. İş hayatında gülümsemenin önemini ise şu Çin atasözü yeterince anlatacaktır:"GÜLÜMSEYEMEYEN DÜKKÂN AÇMASIN". Konuşurken argo sözcükler kullanmaktan kaçınmak gerekir. Özellikle iş hayatında güven konuya göre ses tonunu ayarlamak ve vurgulamalara dikkat etmek gerekir. Örneğin müşteriye satın aldığı ürünün kendisi açısından avantajları anlatılırken yumuşak bir ses tonu kullanılabilir. Firmalar, ürünlerini sunarak müşterinin satın almasını isterler ve planlarını bu doğrultuda yaparlar. Ancak günümüzde rekabetin artması müşteri lehine olmuş ve firmalar müşteri odaklı çalışmalar yapmaya yönelmiştir. Müşteriyi memnun etmek için toplam kalite yönetimine önem verilmiş ve müşteri istek ve ihtiyaçlarını karşılamadıkça daha iyi hizmet sunulmadıkça marka haline gelinemeyeceği görülmüştür. Marka haline gelmek firmanın itibarı açısından çok önemlidir ve güvenilir olması demektir. Müşteriye sunulan hizmetin iyi olmasında başarılı satış elemanlarının önemli bir rolü olduğuna göre satış elemanları da en iyi olmak ve başlı başına bir marka haline gelmek için gayret etmelidirler. BEDEN DİLİ İLE İLETİŞİM Konuşurken vücudumuzda konrollü veya kontrolsüz bazı hareketler olabilmektedir. Ruh halimizi de yansıtabilen bu hareketlerimizi kontrol edebildiğimiz taktirde konuşmamız daha Sayfa 51 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri cazip hale gelebilir. Böylece karşımızdaki kişiye anlatmak istediklerimizi daha kolay iletiriz. Beden Dili İletişimi Yapılan araştırmalar sözsüz iletişimin (beden dilinin ve özellikle mimiklerin) bazen sözlü iletişimden daha etkili olduğunu ortaya koymuştur. Çünkü beden dili kişinin duyularını ortaya çıkaran, olumlu ya da olumsuz tepkileri sessizce anlatabilen denetlenerek kullanıldığında mesajın aktarılmasını kolaylaştıran bir iletişim tekniğidir. Tanımı Beden dili, sözlü iletişime yardımcı olan ve onu pekiştiren sözsüz iletişim şeklidir. Doğru kullanıldığı taktirde iletişime fayda sağlar. Beden dilinde vücudumuzu başımız ve vücudumuzun diğer kısımları olmak üzere ikiye ayırırız.Baş kısmında yüzümüzle yaptığımız mimikler tamamen duygularımızı anlattığı için mesajın iletilmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Yapılan araştırmalar, sözsüz iletişimin (beden dilinin ve özellikle mimiklerin) bazen sözlü iletişimden daha etkili olduğunu ortaya koymuştur. Çünkü beden dili kişinin duyularını ortaya çıkaran, olumlu ya da olumsuz tepkileri sessizce anlatabilen, denetlenerek kullanıldığında mesajın aktarılmasını kolaylaştıran bir iletişim tekniğidir. Farklılık Diğer iletişim şekilleri genellikle sözlüdür. Beden diliyle anlatımda ise anlatılmak istenen konu sözsüz olarak anlatılır. Bazen söylemek istemediğimiz ve gizlemeye çalıştığımız duygularımızı beden dilimiz sayesinde istemeden sessizce ifade edebiliriz. Örneğin satış elemanının müşteri karşısıda duruş biçimi veya oturma şekli, müşteriyi dinlerken yaptığı yüz ve vücut hareketleri müşteriye söyleyemediklerini sessiz olarak anlatır. Önem Kişi konuşarak olduğu kadar beden diliyle de karşısındaki kişiyi ikna edebilir. Başkalarının beden dilini anlayabilen ve doğru değerlendirebilen kişiler, kendi beden dilini de etkin ve doğru şekilde kullanabileceklerdir. Beden dilimizle vermiş olduğumuz mesajlar, insanlarla anlaşmamızda en etkili araçlardandır. Yakın çevremizle, sosyal çevremizle veya farklı ülke insanları ile olan ilişkilerimizde öncellikle beden dilimizi kullanırız ve onların beden dilleri ile anlattıklarını çözmeye çalışırız. Yakın arkadaşlarımıza, eşimize, çocuklarımıza duruşumuz veya bakışımızla düşündüklerimizi hissettirmeye çalışırız. Büyük çoğunlukla onlar da bu mesajları alır, düşünce ve duygularımızı anlayabilirler. İletişim kurduğumuz kişilerle kültürümüzdeki ortak özellikler ne ölçüde fazlaysa birbirimizin beden dilini anlamamız da o kadar kolaylaşır. Bu nedenle kişinin yaşadığı en dar çevre olan aile içinde beden dili yoğun olarak kullanılır. “Ne hissettiğimi, ne dediğimi anla” anlamına gelen jest ve mimiklerimiz aile içi iletişimimizde yoğun olarak kullanılır. İş yaşamındaki iletişimde de beden dilinin çok Sayfa 52 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri önemli ve ayrıcalıklı bir yeri vardır. Örneğin satış elemanı, müşterinin beden dilini izleyerek ürünü satın almak isteyip istemediğini anlayabilir. İletişimdeki Oranı Kişi, konuşurken mutlaka istem dışı veya isteyerek hareketleriyle konuşmasını destekleyecektir. Bu nedenle beden dilinin iletişimdeki rolü bazen sözlü iletişimden daha da fazla olmaktadır. Yapılan araştırmalar yüz yüze iletişimde beden diliyle iletişimin % 90 daha etkili olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin satış elemanının müşteri karşısında ellerini beline koyması, ellerini arkada ya da önde birleştirmesi, ellerini cebine sokması, kollarını göğsünde birleştirmesi, tezgâha veya bankoya yaslanması müşteri tarafından saygısızlık olarak algılanabilir ve satış bir anda sonuçlanmadan sona erebilir. Anlaşılma Zorluğu Beden dili bir anlamda duyguların dışa vurumu olduğu için çok duru ve özgün hareketlerdir. Bu nedenle de anlaşılmaları kolaydır. Karşınızdaki kişiyi tanıyor oluşunuz beden dilini daha kolay farketmenize yardımcı olabilir. Biyolojik kökenli beden dilinde bazı ortak noktalar gözlemlenebilir. Örneğin öfke, sevinç veya şaşkınlık gibi duygular da benzer davranışlar gösterebilirsiniz. Benzer duygularda dahi başka kültürden olanları anlamanızı zorlaştıran ayrıntılar bulunabilir. Belirli bir topluma özgü beden dili özelliklerinin başka bir toplum tarafından kısa bir sürede benimsenmesi mümkün olmayabilir. Ancak zaman içinde anlayabilir ve benimseyebilirsiniz. Karşınızdaki kişilerin hareketlerini gözleyerek de ne yapmak istediğini anlayabilir, kendi beden dilinizin de daha kontrollü ve anlaşılır olmasını sağlayabilirsiniz. Örneğin iyi bir satış elemanı müşterisini konuşmasının yanı sıra beden dilini de kullanarak satışa ikna edebilir veya müşterinin hareketlerinden ne istediğini anlayabilir. Mimik-Jest Kişinin yüzü, çevresine duyduğu ilgiyi yansıtan bir aynadır. Her şeyden önce dostça bir gülümseme, kişinin toplum tarafından kabul edilmesine destek olacaktır.Canlı görünmek, donuk bir yüz ifadesine sahip olmamak gerekmektedir.Çok abartıya kaçmadan, anlaşılabilir şekilde mimik ve jestleri kullanmak konuşmaya destek sağlayacak ve ikna etmeyi kolaylaştıracaktır. Mimik ve jestler, diğer kişilere görsel sinyaller gönderen hareketlerdir. Bizim bir jestten söz edebilmemiz için yapılan hareketin bir başkası tarafından görülmesi ve yaşadığımız duygu ve düşünceyle ilgili bir bilginin karşımızdaki kişiye iletilmesi gereklidir. Yüz kaslarının anlatım amaçlı kullanımı mimikleri; baş, el, kol, ayak, bacak ve bedenin kullanımı da jestleri oluşturur. Jest ve mimikler "esas" ve "ikincil" olarak ikiye ayrılır. Esas jest ve mimikler; düşünce ve duygularımızı destekleyen, onları somutlaştıran hareketlerdir. Örneğin sohbet sırasında göz kırpma, baş sallama, kolları açma gibi işaret ve hareketler Sayfa 53 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri iletmek istediğiniz mesajı içeren jestlerdir. Öte yandan kendiliğinden gelen ve hiç beklemediğimiz bir anda bizi yakalayan esneme ve hapşırma gibi durumlarda bile bir jest söz konusudur. Esas olarak anlatıma katkıda bulunmayan ve kendiliğinden refleks olarak ortaya çıkan bu hareketlere ikincil jest ve mimikler denir. Tikler de bir beden dilinin istem dışı yapılan önemli bir şeklidir ve dışa vuramadığınız sıkıntılarınızı yansıtabilir. Bazı tikler karşıdaki kişiyi rahatsız edebilir ve dikkatini dağıtabilir. Baş hareketleri ise karşınızdaki kişiyi dinlediğinizin bir ifadesidir.Örneğin satış elemanının müşteri karşısında fazla abartmadan başını yukarıdan aşağı doğru sallaması müşteriyi dinlediğini ve anladığını ifade eder ki bu da müşteriyi tedirginlikten kurtarır ve rahatlatır. Böylece uygun satış ortamı için zeminin hazır olmasını sağlar Dokunma-Duruş Kişinin ayaktayken abartıya kaçmadan dik durması gerekmektedir. Öne eğik durmak iletişim kopukluğuna neden olabilir. Otururken de iskemle veya koltuğa tam olarak oturmak ve arkaya yaslanmak gerekir. Oturarak konuşurken hafifçe öne eğilmek karşı tarafa gösterilen saygının bir ifadesidir. Bazen karşınızdaki kişiyi rahatsız etmeden hafifçe dokunarak konuşmak gösterilen ilginin ifadesi olabilir. Örneğin satış elemanının müşterisine satış yaparken yaklaşması veya dokunması gerekebilir. Eğer müşteri geri gidiyorsa müşteriyi rahat bırakmak ve üzerine gitmemek gerekir. Alan Belirleme İnsanlara daima onları rahatsız etmeyecek yakınlıkta durmak gerekir. Konuşurken konuşulan kişiye dönük olarak durmak gerekir. Birden fazla kişiyle konuşuluyorsa hepsini görecek şekilde yer belirlenmelidir. Örneğin satış elemanı müşteri ile konuşurken bir yandan da rafa bir şeyler dizmeye çalışmamalı veya başka herhangi bir işle meşgul olmamalıdır. Çünkü anında müşteriyi kaybeder. Göz İnsanların yüzüne bakarak konuşmak iletişim açısından daha faydalıdır. Konuşurken karşınızdaki kişiyle rahatsız etmeyecek şekilde göz teması kurmak gerekir. Göz hareketleri konuşmayı destekleyecek ve daha sıcak bir ortamın oluşmasını sağlayabilecektir. Örneğin satış elemanının müşterisiyle rahatsız etmeyecek şekilde göz teması kurması aradaki iletişimin daha güçlü olmasını sağlayacaktır. 2.1.10. Vücut Eğme Kişinin konuşurken vücudunu da kullanması ve zaman zaman bazı vücut hareketleri yapması kaçınılmazdır. Konuya göre veya karşıdaki kişinin konumuna göre abartıya kaçmadan vücudu kullanmak veya eğmek iletişimi süsleyebilir. Örneğin bir satış elemanının müşterisini satış Sayfa 54 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri sonrası uğurlarken hafifçe eğilerek geçirmesi bir saygı ifadesidir ve müşteri memnuniyetini artırarak müşterinin tekrar gelmesine katkı sağlar. Statü Beden dilini kullanırken karşınızdaki kişinin konumuna(statüsüne) göre davranmak çok önemlidir. Sizden daha genç olanlarla, sizinle aynı cinsten olanlarla, sizden daha alt statüde olanlarla rahatsız etmeden el teması kurarak konuşabilirsiniz. Ancak sizden daha üst statüde olanlarla iletişim kurarken hareketlerinizde daha resmi olmanız gerekebilir. Örneğin bir çalışanın iş yerinde kendisinden daha üst statüdeki müdürü ile konuşurken kolunu tutması büyük bir ihtimalle hiç te hoş karşılanmayacaktır. İletişimin Temel Prensipleri İletişimde amaç, istenilen hedefe ulaşmak için iletilmesi gerekli mesajları ve bu mesajların nasıl iletileceğini ( telefon, mektup, internet, konuşarak…) doğru bir şekilde belirleyerek alıcıya anlaşılır şekilde ulaşmasını sağlamaktır. Mesajın alıcı tarafından nasıl algılandığı da çok önemlidir. Yanlış algılanan bir mesajın yerine ulaşıp ulaşmamasının hiçbir anlamı kalmaz. Etkili bir iletişimin temel prensipleri şunlardır. İnandırıcılık İkna Mesajın oluştuğu çevre Mesajın içeriği Mesajın açık ve anlaşılır olması İletişimde süreklilik ve tutarlılık İletişim kanalları Bilgi Mesajı alanın kapasitesi Kişi İle İletişim İletişim kurarken yanlış algılanabilecek bir mesajın neden olabileceği kötü sonuçları hiçbir zaman göz ardı edemezsiniz. Özellikle dikkat etmeniz gereken, karşınızdaki kişinin mesajı algılama şeklidir. İletişimde karşınızdaki kişiyi bilgilendirmeli, anlaşılır olmalı ve ikna edebilmelisiniz. İletişim aynı zamanda kişisel bir beceri de gerektirir. Bu beceriye sahip olduğunuz zaman toplum içinde kabul edilen, dinlenilen, iş hayatında etkin, sosyal yönü güçlü bir insan olursunuz. Sayfa 55 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İletişimde Karşısındaki Kişiyi Anlayabilmek İletişim kurarken zaman zaman kendinizi karşınızda sizi dinleyen ya da mesajınızı alan kişi veya kişilerin yerine koyarak değerlendirme yapmanız gerekebilir. Siz olsaydınız gönderdiğiniz mesajı nasıl algılardınız? Bu soruya vereceğiniz cevap iletişim kurma tekniğinizi belirleyecek ve sağlıklı bir şekilde iletişim kurmanızı sağlayacaktır. Karşınızdaki kişinin sizi anlayabilmesi için gerekli olanlar: Bilgi Anlaşılırlık Empatidir. Teknolojinin sunduğu tüm olanaklardan faydalanarak yapılan iletişimde esas olan, insanların birbirini anlaması ve ortak noktaların bulunarak toplumsal iletişimin sağlanmasıdır 2.2.3. İletişimde Bütünlük İletişimin prensiplerine uyarak bir bütünlük içinde yapılması gerekir. Göndericisi ya da alıcısı olmayan bir mesaj düşünülemez. Aşağıdaki iletişim unsurlarından birinin eksik olması iletişimin hiç yapılmamış olması demektir. Mesaj→Gönderici→Kanal→Alıcı→Geri bildirim Bir mesajı göndermeden önce eksik ya da yanlış algılama olmasını önlemek için gerekli tedbirleri almanız ve planlı hareket etmeniz gerekir. İyi bir iletişim için: İletişime niçin gerek duyulduğunun İletişimin hedeflerinin İletişim yöntemlerinin belirlenmesi gerekir. ANKET DÜZENLEME VE DEĞERLENDİRME Anket, kişilerin belirli konulardaki duygu ve düşüncelerini, davranış şekillerini, eleştirilerini ve önerilerini belirlemek amacıyla hazırlanır. Anketin bilimsel olarak değerlendirilmesi, güvenilir ve geçerli olmasıyla yakından ilgilidir. Anketle veri toplama çok dikkat edilerek yapılması gereken bir işlemdir. Veri toplama yöntemi seçilirken işletmenin bütçesi, süre, anketin yapılacağı hedef kitle, araştırma teknikleri, verilen cevap sayısı, iletişim şekli önemli faktörler arasındadır. Sayfa 56 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Anket Çeşitleri Anket yoluyla veri toplamanın pek çok yolu vardır. Esas olan yapılacak araştırmaya en uygun olan yöntemi seçmektir. Anket yöntemlerin Yüz yüze anket Telefonla anket Postayla anket İnternet üzerinden anket olmak üzere dörde ayırırız. Önemli olan aynı anket için aynı veri toplama yönteminin kullanılmasıdır. Yüz Yüze Anket Yüz yüze anket, her yerde kullanılabilen güvenilir bir anket çeşididir. Güvenilir olmasının nedeni, karşı tarafta sorulan soruları açıklayabilecek bir anketörün bulunmasıdır. Ayrıntılı bilgi elde edilebilir. Özellikle küçük kitlelere uygulanmasında fayda vardır. Geniş bölgeler için zaman alıcı ve pahalı bir yöntemdir. Telefonla Anket Telefonla anket geniş kitlelere uygulanabilir. Çünkü günümüzde hemen herkesin telefonu vardır. Yüz yüze ankete göre sorulara daha rahat cevap verilebilir. Ayrıntılı bilgi sağlanamaz. Cevapların kaydedilmesinde zorluk yaşanabilir. Yüz yüze ankete göre güvenilirliği daha azdır. Postayla Anket Yüz yüze ve telefonla anket yönteminden daha ucuz bir yöntemdir. Anketör olmayacağı için soruların kolay anlaşılır şekilde hazırlanması gerekir. Geniş alanlara uygulanabilir. Zaman kısıtlıysa sağlıklı bir yöntem değildir, çünkü postada gecikmeler olabilir. İnternet Üzerinden Anket Bilgisayar kullanıcılarının artmasıyla ortaya çıkmış bir anket şeklidir. Son yıllarda yaygınlaşmaya başlamakla birlikte yine de kısıtlı bir alana hitap etmektedir. Güvenilirliği henüz çok fazla değildir Anket Formunun Hazırlanması Anket formu düzenlenirken hangi soruların sorulacağı önceden belirlenmelidir. Anketin güvenilir ve geçerli olması açısından sorulacak sorular çok önemlidir. Anket hazırlanırken amaca, uygulanacak kitlenin demografik ve psikolojik yapısına ve veri toplama yöntemine uygun soru hazırlanmalıdır. İşletmenin mali kaynaklarını da göz önünde bulundurmak Sayfa 57 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri gerekir. Ayrıca farklı bölgelerde veya ülkelerde sorulacak sorular da farklı olabilir. Anket yoluyla veri toplanması her zaman karşılaştığımız bir yöntem olmasına rağmen anket sorusu hazırlamak zahmetli bir iştir. Anket sorusu hazırlarken şu özelliklere dikkat etmek gerekir: Sorular anlaşılır ve kolay olmalıdır. Sorular sıkıcı olmamalıdır. Soru sorulurken karşı tarafı etkileyecek ifadelerden kaçınmalıdır. Sorular birbirini takip eden bir akış içinde sorulmalıdır. Kişisel sorular gruplandırılarak ve kişiyi rahatsız etmeyecek şekilde sorulmalıdır. Sorular gerçekçi olmalıdır. Sorular basitten zora doğru sıra takip etmelidir. Soru sayısı gerekli verileri toplamaya yetmeli; ancak cevaplayanları sıkmayacak ölçüde olmalıdır. Soru hazırlanırken çok fazla detaya inilmemelidir. Hata payı mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Anket soruları iki türlü olabilir: Açık uçlu sorular: Bu tür soruların cevabı genelde tektir ve seçenekleri yoktur. Örneğin: Hangi alanda okuyorsunuz? Gibi Kapalı uçlu sorular: Birden fazla cevabı olan sorulardır. Üçe ayrılırlar: İki şıklı sorular Örneğin: Doğrumu yanlış mı şeklindeki sorular Çoktan seçmeli sorular Örneğin Test soruları Sıralamalı sorular Örneğin Bu okula gelmenizin nedenlerini sıralayınız ş eklindeki soruda olduğu gibi. Anket verileri değerlendirilirken hangi verilerin değerlendirmeye alınıp, hangilerinin alınmayacağının belirlenmesi çok önemlidir. Bu aşamada objektif olmak anketin güvenilirliğini etkileyecektir. Anket verilerinin değerlendirilmesinde istatistikten faydalanılır. Bu nedenle pazarlama araştırmalarında istatistik en önemli ve yardımcı bilimdir. Müşteri ilişkileri yönetimi, anket çalışmalarından elde edilen verilerin sonuçlarını değerlendirerek yapılacak planlar veya belirlenen hedefler için bu verilerden faydalanır. CRM(Customer Relationship Management), yani Müşteri İlişkileri Yönetimi değişik tanımlamaları yapılan bir kavramdır. En iyi ifade eden tanım "DOĞRU mal ya da hizmeti, DOĞRU müşteriye, DOĞRU zamanda ve fiyatla, DOĞRU noktada sunmaktır". Müşteri ilişkileri yönetimi ya da çok popüler kısaltması ile CRM, acaba iş dünyası için neler vaat ediyor? Öncelikle CRM pazarının son yıllarda nasıl bir gelişme sürecinde olduğuna bakıldığında karşımıza iş dünyasının yaşadığı büyük değişim çıkıyor. Dünyada hemen hemen tüm pazarlarda rekabetin arttığı, ürünlerin pazara girme sürelerinin kısaldığı bir süreçte CRM sisteminin başlıca amacı müşteri beklentilerini doğru algılayıp, müşteriye yaratılacak değerin artırılmasıdır. Müşteriye daha etkin ulaşmak, müşterinin isteklerini anlayarak ürün ve Sayfa 58 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri hizmetleri bu yönde şekillendirmek büyük önem taşımaktadır. Aslında CRM çok da yeni bir kavram değildir. Müşteri ilişkileri yönetimi ABD medyasında 1989 yılında sadece birkaç defa geçmesine karşın, 2000 yılında bu rakam 14 bine ulaşmıştır. Hangi dönemde olursa olsun vizyon sahibi yöneticilerin tümü müşterileri anlamanın işlerini geliştirmek için ne kadar faydalı olduğunun bilincinde olmuştur. 50 sektör üzerinde yapılan bir araştırmaya göre 1923 yılında sektöründe lider olan şirketlerin 43’ü bugün hala o sektörlerin liderleri durumundadır. Bu şirketlere bakıldığında hepsinin müşteriyi anlamaya ciddi yatırımlar yapan ve müşteri odaklı çalışan şirketler olduğu görülmüştür. CRM, uzun vadeli bir değer ilişkisi yaratmak için müşteriler ile gerçekleştirilen ilişkilerin etkin biçimde yönetilmesidir. CRM; satış, pazarlama ve hizmet süreçlerinin müşteri odaklı bir felsefe etrafında yeniden tanımlanmasını gerektirir. Yeni bir müşteri kazanmak, mevcut müşterilerinizi elinizde tutmaktan çok daha pahalıdır. CRM, mevcut ve sadık müşterinizle birebir ilgilenerek onların cebinden alacağınız payı yükseltmeyi hedefler. CRM’ye, müşteri ilişkilerini teknolojik bir altyapıyla ölçülebilir biçimde yönetme şekli de denebilir. 3.2 Araştırma Yöntemleri İnsanoğlunun sahip olduğu en önemli duygulardan birisi de meraktır.Kişi merak ettiği konu hakkında bilgi toplamak ister. Bilgi toplamak için çeşitli yollara başvurulur. Bu yollardan başlıcaları: Bireysel yaşantılar Otorite Tümdengelim Tümevarım Bilimsel yönte Bireysel Yaşantılar En eski bilgi edinme yoludur. İnsanlar çevresindeki olayları gözleyerek bazı sonuçlar çıkarmışlar; daha sonra benzer olaylara aynı sonuçları uygulamışlardır. Bilimsel bilginin temelidir, ancak çok güvenilir değildir. Otorite Bilgili, yetkili ve deneyimli olan kişidir. Örneğin öğretmen, öğrenci için bir otoritedir. Diğer insanların bilgisinden yararlanılırken, bu insanların ne kadar yeterli oldukları önem kazanır. Bir konuda uzman olmuş kişiler, o alanın otoritesidirler ve sahip oldukları bilgileri bilimsel yolla elde etmişlerdir. Kendi alanları ile ilgili doğru bilgi verebilir ve uygun çözüm yolları önerebilirler Sayfa 59 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Tümdengelim Genel sonuçlardan özel sonuçlar çıkarılarak bilgiye ulaşmadır. Doğru olduğu kabul edilen bir genel sonuçtan yola çıkılır. Örneğin: Bütün insanlar meraklıdır Ayşe de bir insandır. O halde Ayşe de meraklıdır. Tümevarım Deney ve gözlem sonucu elde edilen bilgilerden yola çıkarak, ilkeler ve yasalar ortaya çıkarma yöntemidir. Örneğin: Ayşe meraklı bir insandır. Ahmet de meraklı bir insandır. Begüm de meraklı bir insandır. O halde insanlar meraklıdır. Bilimsel Yöntem Bilim, insanın merakı sonucu ortaya çıkmıştır. Bilim, yaşantımızı tümüyle etkilemiş ve bilimsel çalışmalar işlerimizi kolaylaştırmıştır. Aynı zamanda evreni ve doğal olayları anlamamıza yardımcı olmuştur. Bilim, gözlem ve mantıksal düşünmeye dayanarak bilgi edinme ve bu bilgileri doğrulama yöntemidir. En doğru bilgi edinme yoludur. Bilimin özellikleri şunlardır: Gözleme dayanır. Nesneldir. Kişisel yorumlardan uzak, gözlem ve deney sonuçlarına göre değerlendirilir. Bilimde bilgilerin tutarlı olması gerekir. Eleştirir. Bilim ilgileneceği konuları seçer. Genelleyicidir. Tek tek olaylarla ilgilenmez. Yöntem, bir amaca ulaşmak için izlenen yoldur. Ancak esas olan bilimsel yolun izlenmesidir. Aksi takdirde bilime ters düşer. Bilimsel yöntem ise bilimin bilgi edinmek için izlediği yol ve yöntemlerin tamamıdır Bilimsel araştırma ise probleme çözüm bulmak için izlenen sistemli ve plânlı çalışma sürecidir. Aslında günlük yaşantımızda farketmeden sürekli araştırma yaparız. Çocuğumuzun daha iyi bir okulda okuyabilmesi için yapılan okul araştırması, daha ucuz ve kaliteli mal satan dükkân veya marketlerin araştırılması gibi. Araştırma sonucunda elde edilecek fayda, araştırmanın önem derecesini belirleyecektir. Pazarlama ve perakende alanında da araştırma Sayfa 60 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri önemli bir yer tutmaktadır. Bu alanda müşterinin istekleri ve ihtiyaçları ilk sırada yer alır. Rekabetin artması, pazarların çeşitlenmesi firmaların daha fazla bilgi sahibi olmasını zorunlu hale getirmiştir. Daha fazla bilgi için de araştırma yapmak gerekmektedir. Firmalar, pazarlama araştırması yaparak müşterilerini memnun etmeyi ve rakiplerinden ileride olmayı hedeflemektedirler. Amerikan Pazarlama Birliği’nin(American Marketing Association) tanımına göre pazarlama araştırması:"Pazarlama fırsatları ve pazarlama problemlerinin belirlenmesi ve tanımlanması; bu fırsat ve tehditlere karşı oluşturulabilecek pazarlama faaliyetlerinin yaratılması, gözden geçirilmesi ve değerlendirilmesi; pazarlama performansının kontrol edilmesi ve bir süreç olarak pazarlama anlayışının geliştirilmesi amacıyla bilimsel yöntemlerin kullanımını içeren ve tüketici, müşteri ve kamuoyunu bilgi yoluyla pazarlamacıya yakınlaştıran bir süreçtir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi sağlıklı yapılacak pazarlama araştırmasının, alınacak kararlarda önemli bir rolü bulunacaktır. Pazarlama araştırmasının yapılmasına karar verilirken yeterli zamanın olup olmadığına, araştırma sonucunda elde edilecek bilgiye ne kadar ihtiyaç duyulduğuna, araştırmanın firma açısından stratejik önemine ve maliyetine bakılacaktır. Pazarlama araştırması firma içi personelle yapılabileceği gibi, firma dışı kişi veya kuruluşlar tarafından da yapılabilir. Pazarlama araştırmasının aşamaları: Araştırması yapılacak problemin belirlenmesi Araştırmanın yapılış amaçlarının belirlenmesi Araştırmanın planlamasının yapılması Örnekleme(küçük bir gruba uygulama) Elde edilen verilerin toplanması Toplanan verilerin analiz edilmesi Sonuçların rapor haline getirilmesi Araştırma bittikten sonra raporunun sistemli bir şekilde yazılması gerekir. Araştırma raporunda önce problemin açıklanması, örnekleme yöntemlerinin açıklanması ve araştırma sonucu elde edilen verilerin yer alması gerekir. Son kısımda gerekli yorumlara da yer verilebilir. 4. MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ PORTFÖYDEKİ MÜŞTERİLER Müşteriler yapılan işin en önemli parçasıdır. Müşteri ile olan ilişkiler her zaman ‘Siz Varsanız Biz Varız’ temel yaklaşımıyla değerlendirmek gerekir. Sayfa 61 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Müşteri harcadığı para karşılığında kaliteli ürünler almayı ve satın aldığı ürünlerden mutlu olmayı bekler; müşteri alış veriş yaparken temiz, düzenli, doğru planlanmış ve çekici teşhirlerin olduğu bir iş ortamı bekler; müşteri iyi eğitilmiş, güler yüzlü, iyi hizmet veren, sattığı ürünü en ince ayrıntısına kadar bilen satış personeli ile hizmet bekler. Müşterinin Farklı Yönleri Beklentileri Yaşları Eski ya da yeni müşteri olması andaki ruhsal halleri Problemleri Giyim tarzları, zevkleri Kişilik yapıları Maddi durumları Cinsiyetleri Eğitimleri, kültürel yapıları Konuşma tarzları İş yeri personeline yaklaşımları Müşterilerin bazıları: ‘Mağazalarda satıcıların hemen yanı başıma gelmelerinden nefret ediyorum. Derken bazıları da ‘Mağazaya giriyorum ama hiç kimse benimle ilgilenmiyor.’ diye şikayet etmektedirler. Bu konuyla ilgili çok iyi söylenmiş bir deyiş vardır: ‘Satıcı her kalıbın şeklini almalıdır.’ Yapılan birçok araştırmada -özellikle pazarların hayli doymuş olduğu gelişmiş ülkelerde- yeni müşteri bulmanın mevcut müşteriyi elde tutmaktan 5-6 misli daha maliyetli olduğu tespit edilmiştir. Bunun sebepleri mevcut müşteriler işletmenin mamullerini bilirler, markasını tanırlar ve mamullerin faydasından tatmin olmuşlardır. Oysa bir müşteriyi rakiplerden koparıp işletmenin mamulünü almasını sağlamak; fiyat indirimleri, etkileyici bir tutundurma gibi etkinliklerle mümkündür ki bunların hepsi yüksek maliyetlidir. Pazarlamacılar mevcut müşterilerini tutmanın çok daha fazla getirisi olduğunu yeni keşfetmektedirler. Her işletme, mevcut müşterileri elde tutma yanında yeni müşteriler elde etme çabasını sürdürürler. Bu çerçevede yeni bir kavram öne çıkmaktadır: ‘Ömür boyu müşteri değeri.’ Ömür boyu müşteri değerini artırmak amacıyla müşteri-işletme ilişkisine odaklanmak, müşteriler ile yakın ilişkiler geliştirilip; tarafların birbirini daha iyi anlamasına ve ihtiyaçlarının daha iyi tatmin edilmesiyle müşterilerin işletmeye daha bağlı hâle gelmesine dayanmaktadır. Müşterilerle daha yakın ilişki geliştirilmesi için öncelikle her müşteri için ayrıntılı bilgiler içeren müşteri veri tabanı oluşturulması gerekmektedir. Sayfa 62 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İnsan İlişkileri İnsan ilişkilerinde aşağıdaki konulara dikkat edilmelidir. Böylece daha etkili bir iletişim sağlanmış olur: Yüzyüze Yüzyüze ilişkiler, insanların karşı karşıya gelerek ortaya koydukları çeşitli davranışlardır. Karşılıklı konuşma, toplantı yapma, selamlaşma, karşılıklı iş görüşmesi yapma yüzyüze ilişkilere örnektir. Yüzyüze ilişkilerde, insanları etkileme, duygu ve düşünceleri aktarabilmede görünüş ve davranışlar oldukça önemlidir. Konuşma, bir düşünceyi başkalarına sözle anlatma eylemidir. Etkili konuşmalarla düşüncelerini başkalarına anlaşılır şekilde anlatabilen insan, toplum içerisinde başarılı olur ve işinde önemli görevlere getirilir. Konuşma Sanatı İyi bir konuşmacı olmak yetenek gerektirir. Ancak çaba sarfederek bu yetenek elde edilebilir. Çünkü etkili konuşabilme büyük ölçüde bilgi ve genel kültüre bağlıdır. Konuşma sanatı, başkaları karşısında heyecanlanmadan, anlaşılır ve inandırıcı şekilde söz söyleme becerisidir. Anlaşılır ve inandırıcı bir şekilde konuşabilmek için bazı konuşma kurallarına uyulmalıdır. Bu kuralların başlıcaları şunlardır: Konuşurken dikkatli ve ölçülü davranılır. Sonunun ne olacağı bilinmeyen yersiz sözlerden kaçınılır. İnsan münasebetlerinde gereksiz konuşmalardan kaçınmak esastır. Örneğin ‘Nasılsınız?’ sorusunu cevaplandırmak için tüm rahatsızlıkları tek tek sıralamak gerekmez. Çünkü bu tür ayrıntılar, dinleyici için gereksiz konular olabilir. Karşıdaki insanlar ilgiyle dinlemeyebilirler. Bu durum, konuşmanın daha başlangıçta başarısız olmasına sebep olur. Çünkü ‘Nasılsınız?’ sorusu bir nezaket sorusudur. ‘Teşekkür ederim, iyiyim’ veya ‘Üşütmüşüm biraz rahatsızım’ gibi cevaplar yeterlidir. Karşıdaki kişi muhatabı ile yakından ilgileniyorsa daha başka sorular sorarak rahatsızlık durumu ile ilgili konularda soru sorup dertlerinizi dinleyecektir. Konuşma ortamında anlatılanlar ilgiyle dinlenir. Başkalarına da konuşma fırsatı verilir. İyi bir konuşmacı, iyi bir dinleyicidir. Dinlemesini bilmeyen, konuşurken başarılı olamaz. Karşındakini anlamak ve söylemek istediklerimizi düşünmek için dinlemek, iyi bir fırsattır. İlgisiz bir tavırla dinlemek kabalıktır. Konuşmayı gereksiz yere uzatmak doğru değildir. Karşıdaki insanın zamanını, işini, dinleme sabrını dikkate almak gerekir. Sayfa 63 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Konuşurken gerekli olmadan kendinden söz etmemek gerekir. Çünkü hep kendinden bahseden kişi karşısındakini sıkar. Konuşmalara canlılık katmak için güncel olaylardan örnekler verilmelidir. Bu sebeple günlük gazeteler, yeni çıkan dergiler izlenmeli ve bol kitap okunmalıdır. Konuşmacı konuşurken ses tonunu iyi ayarlamalıdır. Ses tonu çok yüksek ve çok kısık olmamalıdır. Dinleyenlerin rahatlıkla duyabileceği tonda konuşulmalıdır. Bağırıp çağırarak ve fısıltı şeklinde konuşmak dinleyicileri sıkar. Çok kısık ses tonuyla konuşma esnasında dinleyiciler ‘Anlamadım, ne dediniz?’ gibi sorular sorarak konuşmaları kesebilirler. Bu durum hem onları sıkar, hem de konuşmacının konuşmalarını aksatır. Konuşurken konuşmacının sözlerini kuvvetlendirici jest ve mimik hareketleri aşırıya kaçmamalıdır. Konuşurken karşıdaki kişinin yüze bakılmadılar. Dinleyicilere sık sık ‘Anlıyor musunuz?’ ‘Anladınız mı?’ ‘Tamam mı?’ gibi sorular sorulmamalıdır. Sık sık ‘Bilmem anlatabiliyor muyum?’ sorusunun kullanılması da doğru değildir. Bu tip sorular dinleyicilerde, konuşmacının konuyu tam bilmediği intibaını uyandırır. Bir toplulukla konuşurken, orada bulunan birinden söz edilmesi gerektiğinde ‘şu adam’, ‘o’, ‘bu’ gibi kelimeler kullanılmamalı, kişiden ‘Ahmet Bey’, ‘Ayşe Hanım’ gibi söz edilmelidir. Büyüklerle, iş yerindeki amirlerle, az tanınan veya hiç tanınmayan insanlarla, önemli kişilerle konuşurken ‘siz’ hitabı kullanılır. ‘Sen’ hitabı kullanılmaz. Çünkü siz sözcüğü saygı ve resmiyet ifade eder. Sen sözcüğü daha yakınlar için kullanılır. Gerektiğinde konuşmalar özetlenerek, dinleyicilerin anlamalarına fırsat verilmelidir. Dinleyicilerin soru sormaları sağlanarak anlamadıkları konular açıklanmalıdır. Konuşurken, dinleyicilerin anlayacakları bir dil kullanılmalıdır. Gereksiz teknik ve bilimsel terimler kullanılmamalıdır. Görüşmelerde etkili bir konuşma için konuşulacak konularla ilgili önceden hazırlık yapılmalıdır. Karşı tarafın soracağı sorular tahmin edilmeli, cevapları hazırlanmalıdır. Konuşan kişinin sözlerini keserek lafa girmek doğru değildir. Konuşmacıların konuşmaları bitinceye kadar beklenmelidir. Gerekiyorsa, konuşan kişi cümlesini tamamladıktan sonra özür dileyerek söze girilebilir. Sayfa 64 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İnandırıcılık Duygu ve düşüncelerin doğruluğunu başkalarına kabul ettirebilme kabiliyetine ‘inandırıcılık’ denir. Yüzyüze ilişkilerde insanları etkilemek, duygu ve düşünceleri aktarabilmek için gerekli şartlardan biri inandırıcı olmaktır. Normal zekalı olan ve mantıklı davranan insanları, kaba kuvvetle ve otorite ile inandırmak mümkün değildir. Baskı ile karşılaşan insanlar inanmış gibi görünürler. Bu durum ortadan kalktığında gerçek tavırlarını ortaya koyarlar. Yüzyüze ilişkilerde inandırıcı olmak isteyenler, aşağıdaki kurallara uymalıdırlar: Yeterli Bilgiye Sahip Olmak Anlatılanlara İnanmak ve Uygulamak Etkili Konuşmak İnandırılmak İstenen Kişiyi Tanımak Anlatılanların Doğruluğu Konusunda Tanınmış Kişilerin Görüşlerinden Bahsetmek Sabırlı Olmak Hoşgörülü Olmak Görgü Kurallarına Uymak Görünüş ve Davranışın Önemi Yeterli Bilgiye Sahip Olmak İnsanları inandırabilmek için inandırılmak istenen konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmak şarttır. İnandırmak istediği konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmayanlar, başkalarını inandırmakta zorlanır, genellikle başarısız olurlar. Örneğin, bilgisayar satışı yapan bir satış elemanı, bilgisayar kullanımı ve özellikleri konusunda yeterli bilgiye sahip değilse, müşterinin sorularını iyi cevaplandıramaz. Bilgisayarın kalitesi konusunda müşteriyi inandıramaz. Anlatılanlara İnanmak ve Uygulamak Anlattıklarına inanmayan ve anlattıklarını kendi yaşantısında uygulamayanlar inandırıcı olamazlar. Örneğin, astlarına doğruluktan bahseden bir yönetici, anlattıklarını iş yerinde uygulamıyor ise adam kayırma, yalan söyleme gibi davranışlar gösteriyorsa inandırıcı olmaz. Etkili Konuşmak Başkalarını inandırabilmenin en etkili yollarından biri etkili konuşmadır. Etkili konuşma yoluyla düşüncelerini anlaşılır şekilde aktaranlar daha inandırıcıdırlar. İnandırılmak İstenen Kişiyi Tanımak İnandırılmak istenilen insanın kişilik özelliklerini, anlatılan konu hakkındaki düşüncelerini, kuvvetli ve zayıf yönlerini, alışkanlıklarını ve tereddütlerini bilmekte fayda vardır. Bu bilgiler sayesinde gerekli davranışları ortaya koyarak karşı tarafı inandırmak mümkündür. Örneğin, Sayfa 65 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri insanlara anlayabilecekleri bir dille açıklama yapmak ve dinleyenin hoşlandığı konularla söze başlamak yerinde olur. Anlatılanların Doğruluğu Konusunda Tanınmış Kişilerin Görüşlerinden Bahsetmek Anlatılanların doğruluğu konusunda dinleyicinin tanıyabileceği ünlü kişilerin memnuniyetlerinden bahsetmek insanların tereddütlerini giderir, inanmalarına yardımcı olur. Sabırlı Olmak İnsanlar farklı kişiliklere ve özelliklere sahiptir. Bu sebeple anlama kapasiteleri de farklıdır. Her insana anlayabileceği şekilde hitap etmek, gerektiğinde anlatılanlar anlaşılıncaya kadar tekrarlamak gerekir. Bu çabalar, inandırmak isteyen kişinin sabırlı olmasını gerektirir. Hoşgörülü Olmak İnsanların düşüncelerine, inançlarına saygı göstermek, gururlarını kırıcı sözler kullanmamak gerekir. Düşünceleriyle, inançlarıyla, yaşayışlarıyla alay edilen insanların inanması mümkün değildir. İnandırılmak istenen konuda dinleyicinin bildiği doğrulardan söze başlamak, belgeler göstermek, saygılı ve ölçülü davranmak daha etkilidir. Görgü Kurallarına Uymak Görgü kurallarına uyan kişiler çevrelerinde sevilir, sayılırlar. Bu sebeple kaba ve kırıcı insanlara göre daha inandırıcıdırlar. Görünüş ve Davranışın Önemi Görünüş, ilk bakışta algılanan görüntüdür. Yüzyüze ilişkilerde insanların ilk dikkatini çeken konu, karşı tarafın dış görünüşüdür. Bir insan ne kadar etkili konuşursa konuşsun, dış görünüşü uygun değilse karşısındakini etkileyemez. Nasreddin Hoca’nın ‘Ye kürküm ye’ hikâyesi bunun güzel bir örneğidir. İyi görünüş için taranmış ve bakımlı saçlar, temiz, ütülü ve bulunulan ortama uygun kıyafetler çok önemlidir. Uygun görünüşe sahip olan insanlar, çevrelerinde ‘temiz, düzenli, beyefendi’ kanaatini doğurur. Uygun görünüşlü olmayan insanlar, çevrenin tepkisiyle karşılaşabilirler. Yüzyüze ilişkilerde, sayılan ve sevilen insan olmak için görünüş kadar önemli olan diğer bir konu da aynı davranıştır. Davranış, insanların başkaları tarafından gözlenebilen, dış etkilere karşı gösterdikleri tepkilerdir. Yüzyüze ilişkilerde başarılı olmak için çevredeki insanlara benimsenen davranışlar gösterilmelidir. Bu sebeple aşağıdaki davranış kuralları çok önemlidir: Görgü kurallarına uygun davranılmalıdır. Örneğin, muhatapla konuşurken ses tonu yükseltilmemeli, bağırıp çağırmamalıdır. İş yerinde ast üst ilişkilerine uygun davranılmalıdır. Örneğin; kapıyı çalmadan yöneticinin odasına girilmemeli, izin vermeden oturmamalıdır. Karşıdaki insanlara değer verilmelidir. Yaptıkları işler basit bile olsa küçümsenmemelidir. İnsanların iyi yönleri samimi bir dille övülmelidir. Sayfa 66 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İnsanlar, tartışmaya girmeden ikna edilmelidir. İş yerine gelen müşteriler ve misafirler güler yüzle karşılanmalı, kibar davranışlar gösterilmelidir. Kişiler grup içinde eleştirilmemelidir. Eleştiri, yalnız uygun bir ortamda ve olumlu bir şekilde yapılmalıdır. Telefon Telefon görüşmesi belli bir kültürü ve beceriyi gerektirir. İş yerlerinde dikkat edilmesi gerekli kurallardan birisi de telefon konuşmalarıdır. Telefonla konuşurken uyulması gerekli kurallar şu şekilde sıralanabilir: Telefon zilinin çalmasıyla ahizeyi eline alan kişinin ‘Buyurun’ diyerek telefonu açana yardımcı olması Telefon ediyorsak karşımızdakine kendimizi tanıtmak Yanlış numara çevirdiysek karşımıza çıkandan özür dilemek Karşındakinin kim olduğunu öğrenip kiminle görüşmek istediğinin sorulması Telefonda karşıdakinin kim olduğunun anlaşılması sonunda konuya girip konuşulması Telefona cevap veren kişiye kendini tanıtarak görüşeceği kişinin adını vermesi ve görüşeceğini bildirmesi Amir, bayan veya bir büyükle telefonla görüşmek gerektiğinde bunların bekletilmemeleri, konuşma sonlarında da telefonu kapatmalarının beklenmes Sekreter aracılığı ile yapılan telefon görüşmelerinde astın telefonunun üst makamda olana bağlanması Ölçülü ve nazik bir dil kullanarak isteğin uygun bir ses tonu ile anlatılması Telefon konuşmalarında ahizenin alınması ve yerine yavaşça konulması; ahizeyi sertçe kapamanın, karşı tarafa hakaret olduğunun bilinmesi ve bu durumdan kaçınılması Sabah saat 10:00’dan önce akşam saat 22:00’den sonra telefon etmemeye özen gösterilmesi Telefonların gereksiz yere uzun süre meşgul edilmemesi Telefonda gizli konuların konuşulmaması Cep telefonlarının uygun olmayan yer ve zamanlarda kapalı tutulması Bilgisayar Günümüzde özellikle internetin yaygın hâle gelmesi satışların internetten yapılmasına imkân vermiştir. Müşterilerin internetten gelen istek ve şikâyetlerini değerlendirip gerekli tedbirleri alarak müşteri memnuniyeti sağlanmalıdır. Sayfa 67 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Satış görevlilerinin temel bilgisayarı bilmesi müşterilerle etkili iletişim kurmak için önemlidir. EMPATİ KURMAK Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine ‘empati’ adı verilir. Empati üç temel öğeden oluşmaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz: Empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Her insan dünyaya kendi bakış tarzıyla bakar. Satıcı ile müşterinin bakış açıları aynı değildir. Müşteriye karşı empati kurmak isteyen satıcı, müşterisinin dünyaya bakış açısıyla bakması gerekir. Empati kurmuş sayılmak için, karşımızdaki müşterinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız gerekir. Son olarak ise, empati kuran satıcının zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Eğer karşımızdaki müşterinin duygularını ve düşüncelerini ona ifade etmezsek, empati sürecini tamamlamış sayılmayız. Empati tepki vermenin başlıca iki yolu vardır. Birincisi, beden dilimizi kullanarak onu anladığımızı ifade etmek; diğeri ise sözlü olarak onu anladığımızı ifade etmektir. Ancak empatik tepki vermenin en etkili yolu, herhalde ikisini birden kullanmaktır. Böylece daha etkili bir şekilde amacımıza ulaşabiliriz. Hizmet sektöründe müşteri ile yüzyüze ilişki içinde çalışan bir görevlinin zor durumdaki müşterisine yalnızca doğru davranışları göstermesi yetmez; aynı zamanda doğru duygusal tepkiyi de göstermesi gerekir. İyi müşteri hizmeti vermek için çalışanlardan duygularını yok saymaları veya bastırmaları değil, özellikle kızgınlık, endişe, karamsarlık gibi olumsuz duygularını yönlendirmeleri ve kızgın insanlarla başa çıkmaları gerekir. Bunun için de kendi duygularını fark etmek ve bunları isimlendirmek gerekir. Çünkü kendisinin ne hissettiğinden haberi olmayan kişinin başkalarının ne hissettiğini bilmesi mümkün değildir. Taklit etmek ve duyguyu yaşıyormuş gibi yapmakla, benimseyerek yapmak arasında benzerlikler ve farklar vardır. Benimsenen rol sonucunda kişiler rolleriyle özdeşleşir ve bu rol ortam tarafından desteklenirse, ifade edilenle hissedilen arasında uygunluk artar. İtiraz Karşılama Teknikleri Müşterinin satışın kapanmasını önlemek, geciktirmek için yaptığı her şey satış itirazları ya da dirençleri olarak bilinir. İtirazlar bir satış sunuşunun doğal bir parçasıdır ve satış elemanı tarafından bir fırsat olarak görülmelidir. Sayfa 68 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri ‘Müşteri itiraz ediyorsa ürünle ilgileniyor demektir!’ Bu da satma şansınızın olduğunu gösterir. Müşteri hiç itiraz etmiyorsa ve ilgisiz duruyorsa pek şansınız yok demektir. İtirazla soru arasında fark vardır. Soruların amacı bilgi toplamaktır. İtirazların farklı yönü ise şudur ki müşteri konuyla ilgilenmiştir, kendi düşünceleri vardır. Bu düşüncelerin bir bölümü olumsuz olabilir; müşteri itiraz ederek kafasındaki şüpheleri dile getirmekte ve cevap aramaktadır Fiyata itiraz, klasik itiraz çeşididir. Bunun için rakip firmaların fiyatlar ile karşılaştırma yapması, rakiplere göre kaliteyi ve üstünlükleri anlatması, bu malı kullandığı takdirde elde edeceği tasarrufu ve yararları belirtmesi, müşteride güven oluşturması ve fiyatı küçük dilimler şeklinde ifade etmek, müşteriyi ikna edecektir. Modaya uygunluk, ürün çeşitleri, kullanım ve bakım kolaylığı, indirimler, mağazalar arasındaki fiyat farklılıkları gibi unsurlar müşterinin itiraz sebepleri arasında sıralanabilir. İtirazı Dinlemek Müşteri ile muhatap olan yetkili kişi müşteriyi dinleyerek itirazın daha iyi anlaşılmasını sağlamalıdır. Dinlemek müşteriye olan ilgiyi gösterir. Hep aynı itirazlar ve cevaplar gelse de konuşmanın bitmesi beklenmelidir. Müşterinin sözünü kesmek ve müşterinin itirazını ‘Nasıl olsa bütün müşteriler böyle’ şeklindeki düşüncelerle ön yargılı cevaplandırmak yetkili kişiyi zor durumda bırakacaktır. Soruya Dönüştürmek Uygun sorular her yerde ve her zaman satış temsilcisinin anahtarlarındandır. Böylelikle itirazın, buzdağı altında kalan gerçek sebebine inilmesini sağlayacaktır. Soru sormanın amacı karşıdaki müşterinin kendi istediği şeyin ne olduğunu anlamasına ve sonra da onu nasıl elde edeceğine karar vermesine yardım etmektir. Sebebini Öğrenmek Müşterinin cevaplarından yola çıkarak bu itirazın mantıklı mı yoksa duygusal mı olduğu anlaşılmaya çalışılır, itirazın sebebi öğrenilir. Satış görevlisinden mi, piyasadan mı, ürün ya da başka sebepten mi olduğu öğrenilmelidir. Anlayışla Karşılamak İşletme için en önemli aşama itirazı anlayışla karşılamaktır. Bütün itirazlar ne olursa olsun öncelikle anlayışla karşılanmalıdır. Şöyle örnek cümlelerle konuya giriş yapılabilir: Bu konuyu değerlendirelim, Sizin görüşünüze katılıyorum, Şüphesiz ki bir sebebiniz vardır, Böyle düşünmenize şaşırmadım, Niçin böyle hissettiğinizi anlıyorum, Çok güzel bir düşünce, söylediğinize sevindim, Bu noktayı belirttiğiniz için memnun oldum. Sayfa 69 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Dürüst Cevaplamak İtiraza sağlam ve açık cevap vererek müşteri ile aynı düşüncede olmaya çalışılır. Çünkü itirazın ardında bir endişe saklı olabilir. Müşteri, ‘Eğer bu ürünü alırsam yanlış yapar mıyım?’ diye düşünebilir ve hatalı hareket etmekten korkar. Müşterinin bu korkusu satış yetkilisinin kendisine sunduğu teklifi kabul edinceye kadar devam edecektir DİKSİYON Güzel konuşmak, dinleyeni etkiler ve konuşanın başarısını artırır. Duygu, düşünce ve hayallerimizi etkili bir şekilde anlatabilmek için en çok ihtiyaç duyduğumuz şey sözcük hazinesidir. Etkili ve güzel konuşabilmek için bilgi birikiminin yanı sıra örnek konuşmaları da okumak gerekir. Konuşurken kekelememek, ‘ııııııı’ gibi sesler çıkarmamak, sözcükleri doğru söylemek, cümlede vurguyu yerli yerinde yapmak da önemlidir. Nefes kontrolü yapmak, nefesimizi açıcı egzersizler yapmak, ağız ve dudak tembelliğinden kurtulmak çok önemli olduğu gibi; bilgimizle, konuşmamızı planlamamızla ve özgüvenimizi pekiştirme ile konuşmalarımızda süreklilik sağlamak da gerekir. Konuşma Hızı Konuşma hızlarına bakarak da insanlar hakkında yargıya varılır. Stereo tip olarak, çok yavaş konuşan birine karar vermede ve düşünmede yavaş diye bakılır. Çok hızlı konuşan biri ise ‘hilekar’ ya da ‘üç kağıtçı’ diye bilinebilir. Konuşma hızını denetlemeyi öğrenmek gerekir. Müşteriniz yavaş konuşuyorsa, siz de temponuzu düşürüp onunkine uyum sağlayın. Başlangıçta ses tonunuzu ve konuşma hızını karşınızdakine göre uyarlayın. Bu rahatlık oluşturacak ve iletişim hatlarını açacaktır. Ses Tonu Zor duyulur bir sesle ya da tonu giderek alçalan bir sesle konuşmayın. Öte yanda, cümle sonlarını soru gibi anlaşılabilecek biçimde de yükseltmeyin. Fısıltı gibi monoton bir konuşma kimseyi ikna etmez, bağırarak konuşursanız da karşınızdakini savunmaya geçmeye itersiniz. İstikrarlı, tonu iyi ayarlanmış bir konuşma biçimi, ikna edici olacaktır. Ses tonunuzun amacınıza uygun olmasına da dikkat edin. Emin olduğunuz zaman bunu konuşmanıza da yansıtın. Sayfa 70 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Ayrıca güzel konuşmak için sağlığımıza da çok dikkat etmeliyiz. Çok sıcak ve soğuk içecekler ses tellerimize zarar verirler. Ağız ve diş sağlığının da konuşma üzerindeki etkisi büyüktür. İletişim Bir kişinin bir bilgiyi anlaşılır biçimde başkalarına aktarmasıdır. Bireyler arasında bilgi alıp vermek amacıyla oluşturulan bir ilişkiler sistemidir. Etki oluşturmaya veya davranış sebebi olmaya yönelik bilginin bir kişiden başka bir kişiye bilinçli olarak aktarılmasıdır. İletişim; duygu, düşünce ve bilgilerin akla gelebilecek her yolla başkalarına aktarılmasıdır. İletişimle, dinleyicide yeni bir fikir geliştirilir veya dinleyicinin var olan fikrine bağlılığı artırabilir veya dinleyicinin önceki fikri değiştirilebilir. İletişim Süreci İletişimin üç ana faktörü vardır: Gönderici(kaynak), mesaj ve alıcı. İletişimin etkin olması bunların taşıyacağı özelliklere bağlıdır. Kaynak: Bilgili olmalı, inanılır olmalı, tanınıp sevilmeli, statüsüne ve rolüne uygun davranmalı. Mesaj: Anlaşılır olmalı, açık olmalı, gönderileceği zaman iyi seçilmeli ve mesaj etki olarak kaynak ile alıcı arasında kalmalıdır. Alıcı: Mesajı algılayabilmeli, istekli, bilgili, seçici olmalı ve bulunduğu ortamı belirleyebilip kaynak olma özelliğini taşımalıdır. İletişimde Engeller Etkin iletişimin sağlanabilmesi için kaynağın, mesajın ve alıcının belli özelliklere sahip olması gerekir. Bu özellikler mevcut olsa bile bazı durumlarda istenen etkin iletişim kurulamaz. Bunlar iletişimde rastlanan psikolojik engeller ve çevre şartlarından kaynaklanan fiziksel engellerdir: Çok soğuk, gürültülü, rahatsız edici veya sürekli sözünüzün bir şekilde kesildiği bir ortamda iletişimin bir yere varması düşünülemez. Açlık, uykusuzluk, yorgunluk hali gibi durumlarda da iletişim engellenebilir. Sayfa 71 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Tarafların cinsiyeti, yaşı, statüsü gibi faktörlerin algılamayı etkilemesi hâlinde insanlar mesajları olduğu gibi değil, olmasını istedikleri gibi algılarlar. Geri beslemenin olamaması, hatalı olması veya yetersiz olması. Farklı kültürlerden ve sınıflardan gelen insanlar arasında davranışların anlamı, kelimelerin yorumlanması açısından farklılıkların olması iletişimi etkiler. Mesajın kişinin inancına uymaması veya fazla uyması da algılamayı etkileyecektir. İletişimin kaynağına, göndericiye güvenmeme veya kaynağın alıcıya güvenmemesi. Şuursuz olarak yapılan mimik ve jestlerin algılamayı engellemesi. İyi Bir İletişim İçin Gerekli Adımlar Amacı, Stratejiyi Ve İletilecek Mesajı Bilmek: Amacım nedir?, ne söylemek istiyorum?, hangi sonuca ulaşmak istiyorum? sorularının cevabını tespit etmek bizi stratejimizi planlamaya götürür. Hedef Kişi Ya Da Kişileri (Alıcıyı) Tanımlamak: Mesajınız nasıl bir alıcı tarafından algılanacak? Alıcının eğitimi, geçmiş deneyimleri, becerileri, bilgisi, yaşı, cinsiyeti, ırkı ve değerleri mesajı algılamada rol oynayacaktır. İletişim Engellerini Aşmak: Karşı taraf ile engel konusunda konuşmaya zaman ayırmak, diğer meslektaşlarla bu konuda konuşmak ve engel üzerinde çalışmak üzere kesin karar almak. Uygun İletişim Türünü Ve Tarzını Seçmek: Müşteri ile sözlü, yazılı, telefon ve sözel olmayan iletişim türlerinden uygun olanını seçmek. Mesajı İletmek: Mesajı iletirken bu iş için gerekli zamanı ayırınız, ne söylemek istediğinizi açık ve tam olarak söyleyin, tutarlı ve mantıklı olunuz, konudan uzaklaşmayınız ve ihtiyaçtan fazlasını söylemeyiniz, ihtiyatlı olunuz. Geri Besleme (Feedback) Almak: Geri besleme aldığınızda, mesajın yerine ulaştığını kesinleştirmiş olursunuz. Mesajınızın nasıl algılandığını bilmek size eğer gerekli ise onu yani mesajı yeniden ele alma, düzeltme imkanı verir. Mesajınızın sadece alınması değil, anlaşılması ve de kabul edilmesi de çok önemlidir. Böylelikle alıcı, arzu ettiğiniz, beklediğiniz davranışı gösterir veya tutum değişikliğine girer. 5. MÜŞTERİ ÖZELLİKLERİ MÜŞTERİNİN DEMOGRAFİK YAPISINI TESPİT ETME Bir bölgede yaşayan insanların ırk, cinsiyet, gelir dağılımı, yaş, yaşantı tarzı gibi öğelerine demografik yapı denir. Sayfa 72 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Demografik Yapı Bir ülkenin nüfusu, tüketici pazarının hacmi ve büyüklüğü hakkında genel bir fikir verir. Bu bakımdan pazarı etkileyen bir faktör olarak nüfusun gerek sayısını gerekse niteliğini incelemek gerekir. Demografik yapı aşağıdaki şekillerde incelenir: Cinsiyet yönünden dağılım Yaş grupları yönünden dağılım Bölge yönünden dağılım Gelir yönünden dağılım Cinsiyet Yönünden Dağılımı Nüfusun erkek ve kadın olarak yani cinsiyet yönünden dağılımı, satışa sunulan malların muhtemel alıcıları hakkında temel bilgi verir. Satışa arz edilecek malların, kadınlara mı yoksa erkeklere mi hitap edeceği veya bu malların hangi cins tüketici tarafından daha çok satın alındığı belirlenir. Buna, erkeklerden daha çok kadınların alışveriş yaptıklarını örnek gösterebiliriz. Yaş Grupları Yönünden Dağılımı Satışın yapılacağı yöre nüfusunun yaş gruplarına göre dağılımı, satışa arz edilecek malın muhtemel tüketimi hakkında satıcıya bilgi verir. Örneğin çikledi, yaşlılardan çok çocuklar ve gençler tüketirler. Bunun için çiklet satışlarının muhtemel müşterileri daha çok çocuk ve gençlerdir. Aynışekilde kola vb. içecekleri, yaşlılardan çok gençler tüketirler Bölge Yönünden Dağılımı Hedef müşteri grubunun yer aldığı bölgenin genel özelliklerini belirleyerek bu doğrultuda ürün ve hizmetleri belirleme, dağıtım ve tanıtımı bu bölgenin özelliklerine göre farklılaştırılmasının yapılmasında önemlidir (İç Anadolu Bölgesi gibi). Gelir Yönünden Dağılımı Tüketicilerin gelirleri ve harcamaları için ellerinde bulundurdukları para miktarı, onların satın alacağı mal veya hizmetlerin cins ve miktarını büyük oranda etkiler. Bunun için tüketicilerin gelir durumlarının bilinmesi, pazarlama faaliyetleri yönünden büyük önem taşır. Nihai tüketiciler, çok zaman toplumun çekirdeğini meydana getiren aile çevresinde toplanırlar. Bunun için kişisel ve aile ihtiyaçları, nihai tüketimde büyük rol oynar. Aile ihtiyaçlarının karşılanması için satın alma işlerinin aile reisinin veya hanımının yürütmesi de pazarlama faaliyetleri yönünden oldukça önem taşır. Nihai tüketici denildiğinde akla aile ve onun ihtiyaçları geldiğine göre bir ailenin satın alma eğilimine etki eden faktörleri bilmek gerekir. Sayfa 73 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Bu faktörler şunlardır: Ailenin sosyal düzeyi: Tahsil, meslek, mali durum, ikamet edilen yer ve sosyal çevre Ailenin genel durumu: Aile gelenekleri, modern anlayış, zamana uyma kabiliyetleri. Ailenin o andaki durumu: Aile bireylerinin sayısı, yaşları, evli veya bekâr oluşları, evdeki iş bölümü, aile fertleri arasındaki ilişki ve değer yargıları. Ailenin yaşayış tarzı ve hedefi: Günü gününe yaşama ve geleceğe dayalı düşünce ile harcama, tasarrufa önem verme, eğlenceye düşkünlük, peşin veya kredi ile alma alışkanlığı, modaya uyma eğilimi, başkalarına benzeme güdüsü. Ailede karar verme durumu: Aile reisinin karar vermesi, erkeklerin veya kadınların müşterek karar vermesi, ev hanımının karar vermesi, tüm aile bireylerinin müşterek veya ayrı ayrı karar vermesi. Ailenin tarihçesi: İkamet yerindeki değişmeler, mali değişiklikler, meslek değişmeleri, tahsil düzeyindeki değişmeler ve gelişmeler. Tüketicileri; gelir durumlarına göre yüksek gelirli, orta gelirli ve az gelirli diye üç gruba ayırabiliriz. Gelir seviyeleri de tüketicilerin satın alma şekillerinde farklılık meydana getirir. Yüksek gelirliler, fanteziye ve zarafete önem verirler. Harcamaları lükse ve modaya uygun olur. Orta gelirliler, kısman modaya ve zarafete uygun olmakla beraber sağlamlığa önem verirler. Az gelirliler ise ucuzluğa ve dayanıklılığa daha çok önem gösterirler. Genel olarak yüksek gelirlilerin daha çok peşin alımlarda bulunmalarına karşılık, orta ve az gelirlilerin krediyle ve taksitle alışveriş yapmayı tercih ettikleri görülür. Bir kısım tüketiciler, ekonomik düşünceyle hareket ederek en uygun fiyatı, kaliteyi ve çeşidi bulmak için oldukça çok dolaşırlar. Bu bakımdan mal almada ve karar vermede çok müşkülpesenttirler. Bunlar hem akli ve hem de hissi güdülerinin etkisi altında çok kalırlar. Bir kısım tüketiciler ise fazla dolaşmayı sevmezler. Bunlar için fiyat ve çeşit önemli değildir. Önemli olan rahat ve kolay alışveriş yapabilmektir. Bazı tüketiciler de belirli yerlerden mal almayı tercih ederler. Alacakları mal yok ise gelmesini beklerler ve buna razı olurlar. Müşterilerle Görüşme Yöntemleri Temel olarak müşterilerle pazarlama elemanlarının söz konusu olan her yaklaşımı ve uygulaması bir tür görüşme yöntemidir. Örneğin ürün dizaynı (tasarım) ile müşteriye farklı mesajlar, duygular gönderilir. Dağıtımın kendisi de bir ilişki kurma aracıdır. Prestijli mağazalarda ürünün bulunması ve satışa sunulması kendi içerisinde ürünün değeri ile ilgili mesajlar içerir. Müşterilerle ilişki kurma yöntemi, mağaza içi ve mağaza dışı çalışmaları da kapsar. Mektupla görüşme Telefonla görüşme Sayfa 74 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Yüz yüze görüşme Kişisel görüşme Mektupla Görüşme Müşterilerle yüz yüze görüşmeye zaman, para ayırmak veya bu tür görüşmeyi kabul etmeyenlere karşı ya da görüşmecinin cevap verenleri saptırma olasılığının olduğu durumlarda soru kâğıdı gönderme yolu tercih edilir. Bu yöntemde cevap verenler hassas konularda daha samimi olabilir. Ancak yavaştır ve geri dönüş oranı düşüktür. Telefonla Görüşme Hızlı olur. Zaman almaz. Soruları açıklığa kavuşturma, hatırlatma olanağı vardır. Ancak zorunlu olarak kısa tutulur. En çok 5 dakika sürerse yararlı sonuç verebilir. Fakat fazla kişisel konulara girilmez. Maliyeti düşüktür. Görüşmecinin saptırma olasılığı görüşmeyi kontrol altına almaya bağlı olarak değişir. Tekrar temas kurulduğunda yeniden cevap alma oranı da yüksektir. Tekrar aramak da kolay ve ekonomiktir. Ancak telefon sahibi, kişilerle ilgileniliyorsa anlamlıdır. Yüz Yüze Görüşme Yüz yüze görüşme çeşitleri şunlardır ve görüşme sırasında şunlara dikkat edilir: Kişisel görüşme Grup görüşmesi Kişisel Görüşme Kişisel görüşme veya yüzeysel olabilir. Görüşmeci daha çok soru sorabilir. Kişisel gözlemleriyle anketi destekleyebilir. Anında geri bildirim, hatırlatma olanağı vardır. Mimikler, yüz ifadeleri vb de görüşmeciye sözlü olmayan iletişim olarak önemli ipuçları verir. Görüşme sırasında yeni konular yeni hipotezler doğabilir. Fakat çok pahalıdır. Daha fazla planlama ve denetim gerektirir. Hazırlanması çok zaman alır. Görüşme hızı kontrol edilebilir. Cevap alamama sorunu fazla değildir. Cevap verenler şahsen tanınır. Hile oranı da yüksek olabilir. Kişisel görüşme insanların evinde iş yerinde, bürosunda veya sokakta olabilir. Grup Görüşmesi Grup görüşmeleri bir sorunla ilgili yaratıcı görüşleri ortaya çıkarmak için grup etkileşiminden yararlanmak amacıyla kurgusuz, serbestçe akıp giden ortam yaratır. Bu da saatler süren derinlemesine sorular sorarak olur. Yaklaşık 6–10 kişiyi, birkaç saat için eğitimli bir görüşmeciyle bir araya getirip, ürün–hizmet, örgüt ve diğer pazarlama konularında tartışmaya almaktır. Genellikle hoş atmosferlerde, serinletici ikramlarla yapılır. Temel olarak müşterilerle pazarlama elemanlarının iletişim kurdukları mağaza içi ve dışı ortamlarda görüşme olanakları yaratılması iletişim performansının artmasında etkili olmaktadır. Sayfa 75 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Bazı sosyal ve kişisel güdüler, mağaza ve mağaza içi özelliklerle birlikte mağaza seçimini belirler. Pazarlama yönetiminin yapması gereken, mağaza seçimine etkide bulunan özellikleri ve mağaza içinde yapılacak düzenlemeleri belirleyerek, tüketicinin tercihini kedine yöneltmeye çalışmak olmalıdır. Tüketicinin mağazanın bütün özellikleri hakkındaki algılaması mağaza imajı olarak bilinir. Mağazaların bazıları iyi ya da kötü olarak açık bir imajı olurken, bazıları genelin içinde kaybolurlar. Diğer mağazalara göre hiçbir farklılık yaratamadıklarından gözden düşüp değerlendirilmeyebilirler. Mağaza içinde yaratılan etkiler planlı olamayan satın almaların büyük bölümü bu etkinin altında gerçekleşir. Mağazada çalışan satış elemanları ve müşteri hizmetlerinin düzeyi satışa ve seçime olumlu etkilerde bulunmaktadır. İlginin düşük olduğu durumlarda satış elemanına ihtiyaç daha az olabilmekte , self-servis daha çok istenen bir uygulama olabilmektedir. Ürünün istenen zamanda ve sayıda bulundurulması mağaza yöneticileri açısından dikkatlice düzenlenmelidir. Müşterilerle mağaza içinde olumlu görüşme sağlanabilmesi için: Mağaza içinde fiziksel altyapının uygun olması Raf tanzim uygulamalarının sık sık gözden geçirilmesi Tanzim ve teşhir uygulamalarının yapılması Uygun ışıklandırmanın oluşturulması Müşterinin mağaza içindeki hareket alanının belirlenmesi Mağaza içi bilgilendirme çalışmalarının yapılması Mağaza ısısı, ses ve gürültünün optimizasyonu ve kokulandırma çalışmalarının yapılmış olması İndirim günlerinde belirli ürünleri ön plana çıkarma çalışmalarının yapılması Çalışanların müşterilerle iletişiminin olumlu sağlanabilmesi Belirlenen hedef kitle ile ilişki sağlayarak, müşterilerin istek ve ihtiyaçlarının belirlenmesi daha isabetli olacaktır. Değişen koşullar nedeniyle değişen istek ve ihtiyaçların belirlenip karşılanabilmesi, müşterilerle sürekli iletişim kurmakla mümkündür. İşletmeler; hedef kitleleriyle iletişim kurmadan, geri bildirim olmadan, güven ve iş birliği sağlamadan başarılı olamaz. Bu hedef kitleler; işletmenin etkinliklerinden fiziksel, ekonomik sosyo-psikolojik anlamda etkilenen gruplardır. Müşteri Profili Kişinin çevre ile olan etkileşim süreci olarak tanımlanabilen insan davranışı, temelde tüketici profilinin ana yapısını oluşturur. Her düşünce, duygu ya da eylem insan davranışının bir parçasıdır. O halde tüketicinin pazar ile ilgili davranışlarını insan davranışları içinde Sayfa 76 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri incelemek gerekir. Ancak tüketici davranışlarının sınırını kişinin pazar ve tüketim ile ilgili olan davranışları çerçevesinde çizmek gerekir. Bu açıklamalar ışığında tüketici davranışı, kişinin özellikle ekonomik ürünleri ve hizmetleri satın alma ve kullanmadaki kararları ve bunlarla ilgili faaliyetleri olarak tanımlanabilir. Tanım içinde belirtildiği gibi tüketici faaliyetleri zihinsel, duygusal ve fiziksel niteliklerde olabilir. Tüketici davranışları gözlenerek tüketicilerin zaman, enerji ve para gibi kısıtlı kaynaklarını tüketime yönelik olarak nasıl kullandıkları incelenir. Tüketici Davranışına Ait Özellikleri Yedi Ana Konuda Toplamak Mümkündür Tüketici davranışı, güdülenmiş bir davranıştır. Tüketici davranışı, dinamik bir süreçtir. Tüketici davranışı, çeşitli faaliyetlerden oluşur. Tüketici davranışı, karmaşıktır ve zamanlama açısından farklılıklar gösterir. Tüketici davranışı, farklı rollerle ilgilenir. Tüketici davranışı, çevre faktörlerinden etkilenir. Tüketici davranışı, farklı kişiler için farklılıklar gösterebilir. Tüketici Davranışı Güdülenmiş Bir Davranıştır Gerçekleştirilmek istenen amaç karşılanmadığında gerilim yaratan arzu ve istekleri tatmin etmektir. Bir başka deyişle, tüketicinin sorunlarına çözüm geliştirmek amaçtır. Ürünler, hizmetler, alışveriş yerleri kişilerin olası çözümleridir ve tüketiciler bu çözümlere ulaşmak için davranışlarda bulunurlar. Davranışın kendisi bir araç, ihtiyaç ve isteklerin tatmin edilmesi de bir araçtır. İhtiyacı tatmin etmeye yönelik davranışa etkide bulunan nedenlerin bilinmesi pazarlamacılar için vazgeçilemeyecek kadar önemlidir. Tüketici Davranışı Dinamik Bir Süreçtir Tüketici davranışında, satın alma kararı süreci ve bu sürecin hangi boyutlarda neden farklı olduğu incelenildiği gibi, satın alma sonrası ortaya çıkan davranışlar da incelenir. Süreç, birbirine bağlı, bir biri ile ilgili ve birbirini izleyen adımlar serisidir. Bu süreçte en temel üç adım Satın alma öncesi faaliyetler, satın alma faaliyetleri, satın alma sonrası faaliyetler olarak düşünülebilir. Unutulmamalıdır ki satın alma, tüketim sürecinin sadece bir aşamasıdır ve tüketici davranışını bununla sınırlandırmak önemli bir eksiklik olacaktır. Bu nedenle karar sürecinin incelenilmesi gerekir. Zira karar sürecinin incelenmesi bazılarının neden, nasıl ve ne satın aldıklarını açıklamada yararlı olabilmektedir. Tüketici Davranışı Çeşitli Faaliyetlerden Oluşur Tüketici davranışının çeşitli faaliyetlerden oluşması, bu faaliyetlerin neler olabileceği konusuna dikkatleri çekmektedir. Tüketici olarak hepimizin düşünceleri, kararları, deneyimleri ve değerlendirmeleri vardır. Bunların bazıları isteyerek ve planlanarak yerine Sayfa 77 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri getirirken, bazıları tesadüfi olarak yapılabilmektedir. Satış elemanları ile görüşme, bilgi toplama ya da satın almaya karar verme istenerek ve planlanarak yapılan faaliyetlere örnek olarak gösterilebilir. Öte yandan reklamları izlemek için çok ender olarak özel bir çaba sarf ederiz. Mağazaya belirli bir markayı aklımızda tutarak gitmemize karşın, başka bir markayı aldığımız çok sık görülür. Bu örnekler tesadüfi olarak yapılan faaliyetler içinde düşünülür. Tüketici Davranışı Karmaşıktır ve Zamanlama Açısından Farklılıklar Gösterir Zamanlama, kararın ne zaman alındığını ve sürecin ne kadar uzun sürdüğünü açıklar. Karmaşıklık ise bir kararda etkili olan faktörlerin sayısını ve kararın zorluğunu açıklar. Bir karar ne kadar karmaşıksa o kadar çok zaman harcanacaktır denilebilir. Karmaşık ve zor kararlar verme doğal olarak daha çok enerji gerektirecektir. Kararı çabuklaştırmak ve basitleştirmek için başkalarının önerilerine açık, marka bağımlılığı yaratmak gibi yöntemlere başvurulabilmektedir. Tüketici Davranışı Farklı Roller ile İlgilenir Tüketici davranışı sürecinde farklı roller söz konusudur. Tüketici, bu rollerden farklı bileşimler ortaya çıkarabilir. Belirli bir satın almayı göz önünde tutarsak olası rolleri aşağıdaki gibi beş başlık altında toplayabiliriz: Başlatıcı: Bazı ihtiyaç ve isteklerin karşılanmadığını belirleyen, değişmesi için satın almayı öneren kişidir. Etkileyici: Bilinçli ya da bilinçsiz biçimde bazı davranış ve sözleriyle satın alma kararını, satın almayı, ürün ya da hizmetin kullanımını olumlu ya da olumsuz etkileyen kişidir. Görüşleri ağırlıklı olarak değerlendirilir. Karar verici: Son seçimi kabul ettirmede finansal güç ve otoritesi olan kişidir. Satın alıcı: Satın alma işlemini gerçekleştiren kişidir. Kullanıcı: Tüketim eylemini gerçekleştiren, satın alınan ürünü kullanan kişidir. Bazı satın alma durumlarında her rol için ayrı bir kişi gerekirken, bazı durumlarda tüm roller bir kişi üzerinde toplanabilmektedir. Genel olarak tüketiciyi karar veren birim olarak görme eğilimi vardır. Aslında karar verme, kişiden tüm aileye kadar genişleyen bir yelpaze içerisinde düşünülmelidir. Tatil yöresini seçmek ya da yeni bir ev almak tüm aile üyelerini ilgilendirirken; deterjan almak büyük olasılıkla annenin tüm rolleri tek başına yüklenmesini gerektirebilir. Tüketici Davranışı, Çevre Faktörlerinden Etkilenir Tüketici davranışının dış faktörlerden etkilenme özelliği, onun hem değişebileceğini hem de uyum sağlayacak bir yapıya sahip olduğunu kabul etmektedir. Bazı dış faktörlerin etkileri, uzun bir dönemi içerirken bazılarınınki çok kısa sürebilmektedir. Hepimiz satın alma sürecinin farklı aşamalarında çevresel faktörlerden etkilenmişizdir. Örneğin yağmurlu bir günde telleri kırılan şemsiyemizi atıp, ilk uygun mağazadan şemsiye almak, ekonomik bir Sayfa 78 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri beklenti nedeni ile alımlarımızı ertelemek ya da hızlandırmak pek çoğumuzun yaşadığı deneyimlerdendir. Yapılan bir araştırmada, tüketicilerin bir ürün ya da hizmete ihtiyacı olsa, almayı istese ve bunun için parası da olsa satın alım yapmadıkları gözlemlenmiştir. Gelecek konusunda ekonomik kriz ve güvensizlik yaşayanlar, satın alma gücüne ve isteğine sahip olsalar bile istenilen davranışı, yani satın almayı gerçekleştirmeyebilirler. Bu ise çevre koşullarının tüketici davranışı açısından ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Dış faktörlere örnek olarak kültür, aile, danışma grubu, pazarlama çevresi verilebilir. Bu faktörlerin yapabileceği etkiler doğal olarak farklıdır. Örneğin kültür, bazı ürünlerin satın alınmasını doğrudan pek etkilemezken; bazılarının satın alınmasında etkili olabilmektedir. Tüketici Davranışı, Farklı Kişiler İçin Farklılıklar Gösterebilir Tüketici davranışının farlı kişiler için farklılık göstermesi özelliği, kişisel farklılıkların doğal sonucu olarak kabul edilmelidir. Tüketici davranışını anlamak için insanların neden farklı davranışlarda bulunduğunu anlamak gerekmektedir. Tüketici olarak hepimiz farklı tercihlerle, farklı satın almada bulunmaktayız. Birbirinden kişisel anlamda çok farklı olan sayısız tüketicinin olması, tüketici davranışlarını kolayca özetlemeyi zorlaştırmaktadır. Pazarlamacılar, uyguladıkları programlara kimlerin tepkide bulunacağını ve bunların sayılarının ne olabileceğini bilmek durumundadır. Böylece pazar bölümlenmesine taban oluşturabilecek bilgilere kavuşulmuş olabilecektir. Günümüzde tüketici davranışı, yapılan araştırmaların sonucunda önemli ölçüde anlaşılabilir, açıklanabilir ve uygulanabilir bir bilim dalı olarak pazarlama yöneticilerine katkılarda bulunmaktadır. Tüketici davranışlarının incelenmesi, ürün ve hizmet geliştirilmesinde yardımcı olabilmektedir. Hangi alanda uygulanırsa uygulansın başlangıç noktası, hedef alınan kesimin ihtiyaçlarını, arzularını, isteklerini doğru biçimde belirlemek olmaktadır. Bu da tüketici davranışlarını ve bu konudaki araştırmaları vazgeçilmez kılmaktadır. İşletme, hedef müşterilerin davranışlarını tanıyarak, onları çeşitli özelliklere göre bölümlendirmek ve buna göre verilecek hizmetlerin kişiselleştirilmesini sağlamak için müşteri profilinin oluşturulması gerekmektedir. En Çok Alışveriş Yapanlar Hedef müşteri grubu içinde işletmeye en çok gelir sağlayan en değerli müşterileri belirleyerek onların işletmeye olan bağlılıklarını sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak, sıklık açısından işletmeyi en çok ziyaret eden müşterileri belirlemek ve bunun için de veri tabanı oluşturmak. Özel Müşteriler Bu tür müşteriler; işletmeye en çok gelir sağlayan, işletmenin gelirlerinde önemli bir pay sağlayan stratejik öneme sahip müşterilerdir. Bu tür müşterilere özel kampanyalar düzenlenmeli, özel günlerde indirimler sağlanmalıdır. Sayfa 79 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Peşin – Taksitli Alışveriş Yapanlar Nakit indirimleri, satın aldığı malların bedelini belirlenen bir süre içerisinde ödeyen müşterilerdir. Peşin ödemelerde özel indirimler sağlanmasını arzu ederler. Taksit sayısını artırarak ödeme kolaylığı arayışı içinde olan müşterilerdir. Teknolojik Çevre Teknoloji, bir toplumun sahip olduğu maddi ve manevi üretim gücüdür. Çoğu kez gelişmişliğin bir göstergesi olarak kabul edilen teknoloji, hızlı bir gelişme içindedir. Uygulanan bir teknolojinin kısa bir süre sonra hurdaya çıkması işten bile değildir. Çoğu, yeni teknoloji maliyet ve kalite avantajı demektir. Bu nedenle yenilikler alanındaki rekabet öteki alanlardaki rekabeti gölgede bırakır 1.5. Siyasi ve Yasal Çevre Pazarlamacılar, karar verirken göz önünde tutmaları gereken koşullardan biri de siyasal iktidarların, kamu yönetimlerinin kamuoyu oluşturan kurum ve işletmelerin politikalarının ve düşüncelerinin ne olduğudur. Yürürlükteki yasalar; kimi mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tutundurma kararlarını sınırlarken bazılarını ayrıcalıklı duruma yükseltir. Çevre kirliliği nedeniyle deterjan üretim tekniğinin değiştirilmesi, alkollü içki ve sigara reklamlarının televizyonlardan yasaklanması gösterilebilecek örneklerden sadece bazılarıdır. İşletmeler için uygun olan kimi kuruluş yerleri, çevreci baskılarla işletmelere kapalı hâle gelebilir. İthalatın serbestleştirilmesi, gümrük duvarlarının kaldırılması bazı işletmeleri zora sokabilir. Kamuoyu oluşturan kurumların politikaları bazen bir malın pazarlanmasını kökünden değiştirebilir. Bir kuruluşun, sigaranın zararları konusunda tüketicileri ikna ettiğini düşünün. Uluslararası yasalar, bugün ulusal sınırları aşmakta ve bağımsız ülkelere yaptırımlar uygulamaktadır. İtalya`nın, Avrupa parlamentosunun motorların sesini kısmak ve havadaki rahatsız edici gürültüleri engelleme kararına uymadığı için Avrupa mahkemesi önüne çıkması buna örnek gösterilebilir. Yasal ve politik çevrenin tüketim üzerindeki bir başka etkisi, ekonomik çevre ile bağlantılı olarak sosyal güvenlik kurumları aracılığı ile olmaktadır. Bir pazarda sosyal güvenlik kurumlarının güçlü olması, orada insanların geleceklerine ilişkin kaygılı olmamaları demektir. Sosyal ve Kültürel Çevre Sosyokültürel çevre; bir toplumun demografik özellikleri, toplumsal yapısı, sosyal kurumları ve kültürel yapısı gibi alt elemanlardan oluşur. Bir mal ya da hizmetin, bir kurum ya da örgütün pazarlanması ile ilgilenenler, bu tahminlere dayalı olarak önlem alabilmelidirler. Sayfa 80 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Demografik özellik; nüfusun yaş, cinsiyet, meslek, eğitim, şehirleşme, gelir vb. nitelikler itibariyle dağılımı demektir. Bu niteliklerin her biri, pazarlama kararını değişik biçimde etkiler. İnsanların yaşayış biçimleri, çalışma tarzları, boş vakitleri değerlendirmeleri, kadın nüfusun sanayide ya da hizmet sektöründe çalışıp çalışmaması satın alma üzerinde doğrudan ya da dolaylı etkiye sahiptir. Çalışan bir bayanın çalışmayana göre hazır yemeklere, tek duraklı alışveriş yerine, kâğıt kundak bezlerine bakışı farklıdır. Toplum, çok sayıda katmanlara ayrılmış ise alt katmanlardan üst katmanlara tırmanışın kanıdı büyük ölçüde satın alınan mal ve hizmetler olacaktır. Bir toplumda eğlenme alışkanlığı değişik nedenlerden ötürü yerleşmemiş ise hizmet sektörünün gelişmesi nispeten yavaş olacaktır. Kültür; genel olarak bir toplumun sahip olduğu bilgi, beceri, sanat, inanç, gelenek, görenek ve öteki yetenek ve alışkanlıkların tümü olarak tanımlanır. Bir toplumun kültürü, o pazarda pazarlanacak mal ve hizmetlerin tamamını, fiyatlandırılmasını, dağıtılmasını ve tutundurulmasını değişik yönlerden etkiler. Müslüman ülkelere et ve et ürünü pazarlayan batılı ülkeler, bu malların ambalajlarına, bu ürünlerin Müslüman adetlerine göre hazırlandığını yazmayı ihmal etmemektedirler. Değişik alt kültürlere mensup insanların renkleri, desenleri hatta marka isimlerini algılamaları farklı olabilmektedir. Tüketim kalıpları, kültür değerlerine göre biçimlenir. Kültür normlarına uymamak, toplum tarafından yaptırımlar yoluyla cezalandırılmak anlamına gelir. Bu nedenle birey, topluma uyum göstermek, toplumdan dışlanmamak için içinde yaşadığı toplum kültürüne uygun davranışlar sergilerken bunu satın alma davranışına da yansıtmak zorundadır. Beklenmedik Olaylar Son olarak makro çevreyle ilgili kontrol edilemeyen faktörlere yukarıdaki dış çevreyle ilgili faktörler de dahil olmak üzere beklenmedik olayları da(tabii afet, kazalar, gecikmeler vb. ) eklemek gerekir. Bu tür olaylar, süreleri aynı ve/veya farklı girişimlere ya kısıtlama getirir ya da fırsatlar doğurabilir. Örneğin Chernobil santralindeki radyasyon sızması yalnız SSCB’nin Avrupa ülkelerine olan gıda satışlarını değil; radyasyon bulutlarının yayıldığı ve/veya söylentilerinin çıktığı ülkelerin gıda maddelerinin yurt içi ve yurt dışı satışlarını da etkilemiştir. Yine suların kesilmesi durumunda şişe suyu satışları artmaktadır. İstanbul’da ise su istasyonları tüm semtlere girmiştir. 1996 yılında medyaya yansıyan deli dana hastalığı ithal ve yerli et alım satımlarını geriletmiş, buna karşılık beyaz et ve sebze satışlarını artırmıştır. MÜŞTERİİSTEKLERİNİ TESPİT ETME Müşteri özelliklerinin tespit edilmesinde en önemli yöntemlerden bir kısmı da kullanılan iletişim araçları ve iletişim araçlarını kullanırken dikkat edilmesi gerek kurallardır. Sayfa 81 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İletişim Araçları Müşteri isteklerini tespit etmede kullanılan iletişim araçları, Bilgisayar ve internet Telefon Bilgisayar ve İnternet Çok hızlı bir değişme süreci içinde bulunan dünyamızda, bilim ve teknolojideki baş döndürücü ilerlemeler, bütün ülkeleri kaçınılmaz bir yarışın içine sokmuştur. İşletmelerin de bu yarışa etkili ve organize edilmiş bir şekilde katılması ve gelişen, değişen her gün yenilenen dünyamızda ön saflarda yerini alması gerekmektedir. Bunun için nitelikli insan gücüne ve bilgili yöneticilere ihtiyaç duyulmaktadır. İnternet, 21. yüzyılda pazarda egemen güç faktörünün tüketici olacağı bir yüzyıl olarak bakılıyor. Bunda teknolojik gelişmelerin önemli bir payı var. En önemli teknolojik gelişme bilgi teknolojisi ve özellikle internettir. Günümüz tüketicisi, kendisi için uygun olan herhangi bir yerde, zamanda ürün ve hizmetler hakkında bilgiye ulaşmak ve satın almak için bu olanaktan yararlanabilmektedir. Bilgi edinme sürecini bizzat kendisi başlatabilmektedir. Bilgi teknolojileri ve internet aracılığı ile tüketiciler hakkındaki bilgileri içeren veri tabanları oluşturmak kolaylaşmıştır.Hem üreticiler hem de perakendeciler sadece isim ve adresler değil; ailesi, satın alma geçmişi, tercihleri ve yaşam biçimleri gibi tüketiciler hakkındaki bilgileri tutabilmektedirler. İnternet, pazarlama iletişimi için çok önemli bir gelişmedir. Birebir ya da bir kaynaktan pek çok alıcıya yönelik iletişim kurma olanağı tanır. Örneğin internet hizmetleri sağlayıcılarından alınan üye listelerine gönderilen elektronik postalar, genel amaçlı web siteleri, aracılara ve tüketicilere dergi vb.aracılığı ile gönderilen CD ler gibi. Telefon Müşteri isteklerini tespit etmede kullanılan önemli ve yaygın iletişim aracıdır. Geniş bir cografi alandaki müşterilerle görüşme imkânı sağladığı gibi kısa zamanda müşterilerle temasa geçilmiş olur. Telefonla Konuşma Kuralları Telefon konuşması, bütün bireysel yeteneklerinizi aynı anda kullanacağınız bir durumdur. Telefonu elinize alır almaz ilk işiniz kendinizi tanıtmak olmalıdır. Bu, özellikle iş yerleri için çok önemlidir. Unutmayınız bir telefon görüşmesi bütün hayatınızın akışını bir anda değiştirebilir. Telefon konuşmalarınızda aşağıdaki kurallara dikkat etmelisiniz: Telefon zilinin çalması ile ahizeyi eline alan kişinin buyurun diyerek telefonu açana yardımcı olması, Telefon edenin, karşıdakine kendisini tanıtması, Sayfa 82 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Yanlış numara çevirmesi hâlinde telefona çıkandan özür dilemesi, Karşıdakinin kim olduğunu öğrenip kiminle görüşmek istediğini iletmesi, Telefonda karşıdakinin kim olduğunun anlaşılması sonunda konuya girip konuşulması, Telefona cevap veren kişiye kendini tanıtarak görüşeceği kişinin adını vermesi ve görüşeceğin bildirmesi, Amir, bayan veya bir büyükle telefonla görüşmek gerektiğinde bunların bekletilmemeleri, konuşma sonlarında da telefonu kapatmalarının beklenilmesi, Sekreter aracılığı ile yapılan telefon görüşmelerinde astın telefonun üst makamda olana bağlanması, Ölçülü ve nazik bir dil kullanılarak isteğin uygun bir ses tonu ile anlatılması, Telefon konuşmalarında ahizenin alınması ve yerine yavaşça konulması; ahizeyi sertçe kapamanın, karşı tarafa hakaret olduğunun bilinmesi ve bu durumdan kaçınılması, Sabah saat 10’dan önce, akşam saat 22’den sonra telefon etmemeye özen gösterilmesi, Telefonların gereksiz yere uzun süre meşgul edilmemesi, Telefonda gizli konuların konuşulmaması, Cep telefonlarının uygun olmayan yer ve zamanlarda (tiyatro, sinema, toplantı vb.) kapalı tutulması. Anket Uygulama Kuralları Soru ya da anket formu, cevap vermesi istenen kişilere sunulan çeşitli sorular kümesidir. Genellikle yazılı, basılı bir kâğıttır. Birinci elden bilgi toplanmasında ve anket yönteminde en çok kullanılan araçtır. Büyük ölçekli olarak uygulamaya geçmeden önce soru formlarının dikkatli bir şekilde geliştirilip, test edilmesi ve ayıklanması gerekir. Soru formu hazırlanırken sorular dikkatli seçilmelidir. Soru soruş biçimleri, kullanılacak sözcükler, soruların sırası vb. titiz şekilde seçilip planlanmalıdır. Cevap verilmeyecek veya verilmesine gerek olmayan sorular (Örneğin bayanlara yaş sorulması, bazılarının gelirlerinin hemen sorulması gibi) sorulmamalıdır. Her soru, araştırmanın amaçlarına uygunluk bakımından kontrol edilmelidir. Gerekçeleri hazırlanmıştır. Cevap verecek olanın sabrını taşıracak, zaman alıcı ve sormuş olmak için soru sormamalıdır. Bu tip sorular sorulacaksa bile en son sırada yer almalıdır. Fazla bilimsel, gösterişli, anlaşılması güç kelimeler kullanılmamalıdır. Cevap vericiyi yönlendirici, baskı altına alıp evet/hayır dedirtici sorular sormamalıdır. Sayfa 83 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Sorular açık uçlu veya kapalı uçlu olarak sorulur. Kapalı uçlu sorular, üniversite giriş test sınavlarındaki seçenekli sorular gibi tüm olması ve cevapları içerir ve cevaplayan bunlar içinden seçim yapar. Açık uçlu sorularda ise cevap yerine seçenek konulmaz, boş satırlar bırakılır ve cevap verenin kendi kelimeleriyle cevap vermesi istenir. Genel olarak açık uçlu sorulardan daha çok bilgi edinilir. Çünkü kısıtlama yoktur. Bu sorular, özellikle başlangıçta keşifsel araştırma aşamasında yararlı olur. Buna karşılık kapalı uçlu soruların yorumu ve tablo hâline getirilmesi daha kolay olur. Bazı soru formları saklı (amacı gizleyen), bazıları açık, bazıları kurgulu, bazıları kurgusuz olabilir. Açık ve kapalı uçlu sorular, aynı zamanda hedef kitlelerle iletişim tekniklerinden doğrudan ve dolaylı ölçekleme yöntemleriyle ilgilidir. Ayrıca anket formlarının hazırlanmasında soruların kelimelendirilmesine dikkat etmek gerekir. Basit, sapmasız ve doğrudan olmalıdır. Soruların sıralanmasına dikkat etmeli, güç veya kişisel sorular (Örneğin gelir durumu, özel hayatı, siyasi düşünceleri vb.) hemen savunmaya geçmesinler diye en sonlara bırakılmalıdır. Bazen de kritik anketlerde asıl anketin ismi konulmayıp başka bir konu araştırılıyormuş gibi yapılarak asıl ilgilenilen konuyla ilgili sorular aralara serpiştirilir MÜŞTERİLERLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK Müşteri kazanmak ve var olan müşterileri korumak elbetteki müşterilerle olan ilişkilerin geliştirilmesine bağlıdır. Müşterilerle olan ilişkiler geliştikçe mevcut müşterilerimizde bir artış olacak ve müşteri memnuniyeti de en üst düzeye çıkarılacaktır. Müsteriyi Teşvik Üretilen mal ve hizmetleri piyasaya sürmede başarılı olabilmek için tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını bilmek gerekir. Kısaca genel kural olan arz ve talebin ne olacağını, nasıl oluşacağını tahmin etmek gerekir. Pazarlamacının görevi daima talep yaratmaktır. İşletmeler ise yaratılan bu talebi gidermek için mal ve hizmet üretip piyasaya arz etmekle görevlidirler. Görülüyor ki talep de arz da çoğu zaman kendiliğinden doğmuyor. Tüketicileri satın almaya hazırlamak için birtakım itici güçler, araçlar kullanılarak dürtülerin harekete geçirilmesi ve bu suretle talebin yaratılması üretim için çok önemlidir. Müşteriyi teşvik etmede kullanılan yöntemler şunlardır: Kupon dağıtımı Armağanlar Gösteriler Örnek ürün dağıtımı Sayfa 84 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Piyango ve yarışmalar Müşteriyi teşvik etmenin amaçları şunlardır: Yeni müşterileri çekmek Yeni ürünleri tanıtmak ve satışlarını geliştirmek Tutunmuş bir markanın satın alma sıklığını ya da miktarını artırmak Eski müşterileri daha çok kullanmaya özendirmek Satış noktalarına daha çok müşteri çekmek Satışlardaki dalgalanmaları ortadan kaldırmak Stok maliyetlerinin bir kısmını aracılara devretmek Rakiplerin rekabetini aşmak Teşhir yerlerini ve satış noktalarını ele geçirmek Rakip marka bağlılıklarını yıkmak Kupon Dağıtımı Kuponlar, alışveriş yapan tüketici ya da müşterilere reklamla ya da elden ele verilen ve yapılan alışverişi kanıtlayan bir nevi belgedir. Bu kuponlara sahip olan müşteri, bir markayı ya da bir alışverişi belirli ölçüde ucuza yapar ya da bu kupon karşılığında belirli miktarda bir malı ücret ödemeden alır. Bu yöntem, sadece üretici işletmelerce değil; aracılar tarafından da uygulanabilmektedir. Bu kuponların müşteri çekmede etkili olabilmesi için, malın satın alınmasında fiyatın önemli bir role sahip olması gerekir. Ancak satın almada fiyat dışı faktörlerin etkili olması durumunda, kupon uygulamalarının ne ölçüde başarılı olacağı tartışılır. Kupon uygulamalarışu yararların sağlanmasını hedefler: Yeni ya da geliştirilmiş mal ya da hizmetlerin denenmesini sağlamak Tüketiciyi harekete geçirerek marka bağlılığı yaratmak Fiyat indirimlerini gözleyerek rakiplerin tepkisinden uzak kalmak Seçici talep yaratmak Armağanlar Armağanlar, tüketici ya da alıcıların yaptıkları satın almalar için ticari işletmeler tarafından kendilerine verilen hediyelerdir. Ya ürün paketinde bulunurlar ya da üründen ayrı olarak paketlenirler. Bu yöntem bazen aracılara yönelik, bazen de tüketicilere yönelik olarak kullanılır. Armağanlar da kuponlar gibi bir nevi fiyat gizlemedir. İşletmeler fiyat indirimine yönelecek olsalar, rakipleri tarafından hemen izlenirler. Ayrıca fiyat indirimi yapsalar, daha sonra fiyat Sayfa 85 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri artırmaları gerektiğinde bunu kolay kolay yapamazlar. Çünkü, öteki işletmeler fiyat yükseltmezlerse, fiyatı yükselten işletme güç durumda kalabilir. Gösteriler Gösteriler, malların tanıtılmalarını ve denenmelerini sağlamak, tüketimlerini özendirmek amacıyla düzenlenir. Çok gösterişli olmaları yüksek maliyetlere neden olmakta ve bu yüzden sıkça kulanılmamaktadırlar. Üretici işletmeler, gösterileri çok değişik biçimlerde uygularlar. Bazen lüks bir eğlence yeri, bazen bir stadyum, bazen de büyük bir perakendeci işletmesi gösteri yeri olarak seçilir. Perakendeci işletmeler gösterilerini genellikle kendi yerlerinde yapar. Örnek Ürün Dağıtımı Yeni bir ürünün piyasaya çıkarılışında, bir ürün değişikliğinin tanıtılmasında ve mevcut bir ürünün yeni pazarlara sokulmasında uygulanan yaygın bir yöntemdir. Ürünün özellik ve avantajları reklam ile kolay anlatılamadığı durumlarda bu yönteme sık sık başvurulur. Esas malın; koku, tat, bileşim gibi ambalajı dahil tüm özelliklerini yansıtacak ve kullanılacak biçimde hazırlanmış küçük örneği, ev dolaşılarak dağıtılacağı gibi çok kullanılan sokaklara, yerlere ve belli günlerde uçaklarla atılarak ilgi çekilir. Tüketiciler, tanımadığı bir ürünü veya markayı satın alıp parasını riske etmek istemez. Örnek dağıtım, bu rizikoyu ortadan kaldırıp tüketicinin ürünü denemesini sağlar. Beğenmesi halinde, esas ürünü almaya başlar. Bu yöntem daha çok bazı gıda maddelerinde ve temizlik ürünleri dağıtımları da bu uygulamalara birer örnektir. Örnek dağıtımda esas olan, ürünün orijinalini dağıtmaktır. Ancak gerek dağıtımın zorluğu, gerek maliyetinin yüksek oluşu nedeniyle ürünün özel hazırlanmış ambalajlarla ufak bir örneğini dağıtmak usul olmuştur. Örnek dağıtımını planlarken, hedef tüketici kitlesinin iyi belirlenmesi ve onlara örneği ulaştıracak en ekonomik ve etkili aracın isabetli seçilmesi ev ürünlerinde uygulanmaktadır. Bu arada örnek dağıtımın çevresinde yapacağı reklam etkisi de unutulmamalıdır. Piyango ve Yarışmalar Yeni tüketicilere ürünü denetlemek, reklamını okutmak veya temposunu değiştirmek istenildiğinde, piyango ve yarışma türü satış promosyonlarına başvurulur. Piyango, hemen her ülkede halka inen ve ilgi çeken bir tanıtma aracıdır. İnsan psikolojisinden kaynaklanan piyango tutkusu, kazanma duygumuzu daima canlı tutar. “Ya çıkarsa” güdüsü, insanın talih oyunlarına sıcak bakmasına, piyangoya yaklaşmasına neden olur. Sayfa 86 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Tüketici, kazanabileceği malı veya değeri önceden bilir. Çünkü piyangoyu tertipleyen kuruluş, vereceği malı veya değeri ilan etmiştir. Ama kazanma olasılığı hesabına girmez, sadece”ya çıkarsa” ümidiyle çekiliş gününü özlemle bekler. Piyango, belli bir giderle geniş bir tüketici kitlesine erişmek için ideal bir promosyon yöntemidir. Katılanların az bir bölümüne veya birden fazla armağan verileceğine ilişkin açıklamalar, insanların ilgi ve merakını artırır. Talihliler, değişik numaralamalarla belirlenebileceği gibi katılanlara veya aralarından seçilenlere sorular sorulmak suretiyle ve bir yarışma, eğlence ortamında, bilenler arasından bir seçim yapılarak belirlenir. Hangi tür piyango veya yarışma uygulanırsa uygulansın sonuçlar mutlaka açıklanmalı, tüketicilerin güvenine gölge düşürecek hareketlerden daima uzak kalınmalıdır. Piyango ve yarışma yöntemiyle ürünün denenmesini sağlamak ve bu suretle satışlarını artırmak, ancak promosyon veya amaca uygun bir reklam ile desteklendiği sürece mümkün olabililr. Müşteri Kazanmak Müşterinin sürekliliğini sağlamak için müşterinin tatmini işletmenin geleceği açısından çok önemlidir. Müşteri sürekliliğini, müşterilere tezgâhtar anlayışı ile sadece güler yüz göstermek değildir. Şüphesiz, müşteriye saygı ve ilgi göstermek gereklidir, ama yeterli değildir. Müşteri tatmini bütün bunları da içine alan müşteriye hizmet etmeyi, ona yardımcı olmayı ve onun sorunlarını çözmeyi de gerektiren bir kavramdır. Müşteri kazanmak için yapılması gerekenler; Reklamlar Fuar ve sergiler Müşteriyi ikna çabaları Mağaza imajı Ürün geliştirme Fikir yaratma Sosyal sorumluluk ve sosyal tesisler Reklamlar Bir ürün ya da hizmetin, bir kurumun, bir kişinin ya da fikrin kimliği belli sorumlusunca tarifesi önceden belirlenmiş bir bedel ödenerek yığınsal iletişim araçları ile kamuya olumlu bir biçimde tanıtılıp benimsetilmesine reklam denir. Reklam, kamuoyunda çok tartışılan bir konudur. Kimileri reklamın maliyet artısına neden olduğunu, dolayısıyla fiyatları yükselttiğini ileri sürerek reklama karşı çıkarlar. Bazıları da Sayfa 87 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri reklamın talebi teşvik ettiğini ve bu yüzden fiyatların yükseldiğini ileri sürerler. Reklamın yanıltıcı bir biçimde kullanıldığını, ahlaki değerleri aşındırdığını ve zaman zaman da haksız rekabete neden olduğunu ileri sürenler de vardır. Kuşkusuz bu eleştirilerde haklılık payı vardır. Ama rekabete dayalı bir ortamda reklam olmaksızın işletmeler yaşayamaz. Hatta, bilgilendirme, haber verme açısından bakıldığında reklamın piyasa ekonomisinin temel direği olduğu söylenebilir. İşletmelere niçin reklam yaptıkları sorulduğunda, farklı yanıtların alındığı görülmektedir. Kimi yöneticiler, satışları ya da pazar paylarını artırmayı; kimileri ise mala bir kimlik kazandırmayı ya da markalarını farklılıştırmayı amaçladıklarını ifade ederler. Yapılan bir araştırmada, işletme yöneticilerinin reklam amaçlarını aşağıdaki gibi tanımladıklarını ortaya koymuştur: Satışları artırmak ............................................%51.8 Kurum ve marka imajı yaratmak.....................%51.5 Pazarı geliştirmek............................................%48.9 Satış gücünü ve dağıtıcıları desteklemek..........%43.9 Öğrenme düzeyini korumak............................%43.9 Yeni malları tanıtmak.....................................%39.4 Görüldüğü gibi işletmelerin reklam amaçları farklı olabilmektedir. Genel olarak reklamın amacı, işletmelerin sundukları mal ve hizmetlere karşı tüketicilerin olumlu tepki göstermelerini sağlamak, yani işlevlerini yerine getirmektir. Reklam, bir haberleşme yöntemi olarak bilgi verir, hatırlatır ya da bir konuda hedef kitleyi ikna eder. Reklamın asıl amacı budur . Ötekiler ise bu amaçların gerçekleşip gerçekleşmediğini gösteren sonuçlardır. Yani reklam; bilgi vermeyi, hatırlatmayı ve ikna etmeyi gerçekleştirdeği zaman satış, pazar payı, imaj gibi hedefler zaten gerçekleşecektir. Reklam, kuşkusuz tüketicileri etkilemekte, talep yaratmakta hatta talebi bir markadan başka bir markaya kaydırabilmektedir. Ancak başarı için tek başına reklam yeterli değildir. Bunun öteki pazarlama bileşenleri ile desteklenmesi gerekir. Öte yandan reklamın umulan başarıyı sağlaması için bazı koşulların bulunması gerekir. Bu koşullar yoksa reklam ya başarısız olur ya da gereksiz yere reklam yapılmış olur. Reklamın başarısı şu koşulların varlığına bağlıdır: Tüketicilerin mal ya da marka hakkındaki bilgileri az ise, Endüstri satışları yükselme eğilimi gösteriyorsa, Mal ya da hizmet, normal durumda tüketici tarafından algılanmayan özellikler taşıyorsa, Mal farklılaştırması için güçlü gerekçeler varsa, Birincil talep güçlü ise, Rakip ürünün marka bağlılığı yüksekse, Sayfa 88 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Mal için otomatik satın alma davranışı geçerli ise. Reklamın İşlevleri Reklamın amaçları ile işlevleri bazen birbirine karıştırılır. Bunun nedeni, çoğu kez işlevle amaç ve görevin eş anlamlı kullanılmalarıdır. Reklamın temelde şu işlevleri vardır Bilgilendirme İşlevi Bilgilendirme; yeni ürünler hakkında bigi vermeyi, birincil talebi oluşturmayı, ürünün başka kullanım alanlarını tanıtmayı, yeni ödeme koşullarını bildirmeyi ya da hemen satın almanın yararlarını açıklamayı hedefler. İkna Etme İşlevi İkna etme; rekabetin yoğun olduğu ortamlarda marka tercihi geliştirmeye, rakip markalara olan tutumu değiştirmeye, ürün algılamalarını geliştirme ve değiştirmeye, markanın denenmesini sağlamaya yöneliktir. Tüketicilerin, marka hakkında yanlış ya da eksik kanıları varsa bu kanılar ikna yoluyla değiştirilir. Hatırlatma İşlevi Bu işlev, bir örgütü ya da onun mal ve hizmetlerini tüketici belleğinde sürekli canlı tutmayı, mal ya da hizmetin unutulmuş bir özelliğini, bu özelliğin sağladığı yararı hatırlatmayı hedefler. Destekleme İşlevi Tüketiciler, yaptıkları satın almalarının en iyi satın alma olup olmadığı konusunda her zaman şüphe duyabilirler. Tüketicileri, yaptıkları satın almanın en iyi satın alma olduğuna inandırmaya yönelik reklamlar onları desteklemeyi amaçlar. Değer Katma İşlevi Reklam; bir ürüne hizmete ya da örgüte değer katar. Ona bir kimlik ve prestij kazandırır. Bu, öğrenmenin pekişmesi sonucu oluşur. Öğrenilen bir şey öğrenilmeyene göre daha değerlidir. Reklam Mesajı Mesaj, reklam ortamı ile hedef kitlelere ulaştırılacak bilgi ya da haberdir. Her mal için söylenebilecek çok sayıda söz ya da fikir olabilir; ama tüketiciler bu söz ya da fikirlerin hepsini algılamaz ya da bu söz ve fikirleri kendi istediği biçimde algılar. Yani anlamlarını değiştirir. Algıladıklarını ise değişik biçimlerde sınıflar; bir kısmını önemsiz diye bir kenara atar; bir kısmına da inanmazlar. Bu nedenle verilecek reklam mesajı, bu olumsuzluklara neden olmayacak biçimde düzenlenmelidir. Bir reklam mesajında bulunması gereken özellikler şöyle sıralanabilir: Mesaj açık, akıcı düzgün ve tüketicilerin günlük yaşamlarında kullandıkları dile uygun olmalı Değişik ve ilginç olmalı Kolayca anlaşılmalı ve hatırlanmalı İzleyicilerin tekrarlamaktan hoşnut olacakları sözcük ya da dizelerden oluşmalı Kendi içinde çelişkili olmamalı Sayfa 89 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İşlenen konu ve kullanılan sözcükler iç açıcı olmalı Vadeci sözler içermeli Korku yaratmamalı Malla uyumlu olmalı Reklam ortamı ile uyumlu olmalı İnandırıcı olmalıdır. Reklam Araçlarının Seçimi Reklam faaliyetlerinden biri de reklam mesajının hangi reklam araçları ile hedef kitlelere ulaştırılacağına karar vermektir. Reklam araçlarının seçiminde şu aşamalara dikkat edilmelidir: Ulaşılmak istenen kitlenin hacmi ne olmalıdır ve mesaj kaç kez duyurulmalıdır? Kullanılabilir uygun araçlar nelerdir? Uygun zaman ne zamandır? Medyanın seçimi Reklam yapmak kadar önemli olan bir başka konu, yapılan reklamın etkili olup olmadığını denetlemektir. Etkili olmayan bir reklam, kaynak israfı demektir. Reklamın etkili olup olmadığı, amacını ne ölçüde gerçekleştirdiği ile ölçülür. Ödeme olanaklarını bildiren bir reklam filmi, bu alanda hedef alınan kitlelere ödeme olanağı hakkında tam bilgi verebilmiş ise bekleneni vermiş demektir. Fuar ve Sergiler İşletmelerin bir taraftan mevcut ve potansiyel alıcılara, aracılara ulaşmasında bir taraftan da hem pazara hem de rakiplere ilişkin bilgi toplamasında fuarlar önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle işletmelerin ulusal ya da uluslararası düzeyde bu tür olaylara katılımı gittikçe artmaktadır. Ancak bu tür olaylar kimi işletmeler için ciddi maliyet unsuru olarak görülür. Devletin çeşitli düzenleme ve destekleri bu dezavantajları kaldırmada etkili olabilecektir. Özellikle uluslararası düzeyde bu tür katılımlar sadece işletme için değil, kurulacak uzun dönemli ilişkilerde ülke ekonomisi için de yararlı sonuçlar üretebilecektir. Sergiler de işletmenin tanıtımında, imaj oluşturmasında yararlı görüşmelerdir. Ancak gerek fuar gerekse sergilerin başarısı, önemli ölçüde girişimin önemine bakarak gerçekleştirilecek planlama çalışmalarına bağlıdır. Tanımı ve Kapsamı Fuarlar, kuruluşların ürünlerini halka ve ilgililere tanıtmak için düzenlenir. Genel ve ihtisas fuarları şeklindedir. Genel fuarlara uluslararasi İzmir fuarı örnek olarak verilebilir. İhtisas fuarları ise otomobil, tekstil vb. özel bir alandaki çalışmaları içerir. Bu tür fuarlarda kuruluşun Sayfa 90 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri bir standının olması, fuarı gezecek binlerce kişinin kuruluşu tanımasını sağlayabilir. Kendi çabamızla değil, başka kuruluşların örneğin fuar yönetiminin çabalarıyla fuara getirilmiş; bir başka deyişle iletilerimizi almaya kendi ayağı ile gelmiş kişinin ilgisini bu fuarda düzenleyeceğimiz bir standla çekebilmek, halkla ilişkiler görevlileri için kaçırılmayacak çok önemli bir fırsattır. Sergiler ise bir kuruluşu tanıtmak, prestijini artırmak ve alıcılara bilgi vermek için oluşturulur. Devamlı sergiler, kuruluşun yerleşim alanında ziyaretçilerin çalışmalarını bir süre için gösterime açmak amacıyla yapılan sergilerdir. Bazı özel günlere rastlatılarak daha fazla ilgi çekmesi sağlanabilir. Gezici sergiler ise maliyeti daha fazla olup, halkın ayağına götürüldüğü için diğer sergilere nazaran daha etkilidir. Fuar ve Sergi Düzenlemelerinin Planlanması Sergi ve fuarların başarısı, bu etkinliklerin büyük bir ciddiyetle ele alınmasına ve planlanmasına bağlıdır. Planlamada izlenecek aşamalar aşağıdaki planlama sürecinde gösterilmektedir. 1.aşama: Amaçları belirlemek 2.aşama: Fuar/sergi seçimi 3.aşama: Stand satış gücünü planlamak 4.aşama: Destekleyici tutundurma etkinliklerini sağlamak 5.aşama: Stand düzenlenmesine karar vermek 6.aşama: Fuar/sergi sonrasıyapılacakları belirlemek 7.aşama: Malzeme ve ekipman ulaştırmak 8. aşama: Sonuçları değerlendirmek Birinci aşama, amaçları belirlemek, bu etkinliklere katılma nedenlerinin biraz daha ötesindedir. Amaçların oluşturulması, etkinliğin firma için öneminden ve etkinliğin ele alınan zorluklarından önemli ölçüde etkilenecektir. Çoğu işletmenin amacı, kişisel satış ya da sipariş almak olabilir. Çoğunluğu amaçlar oluşturmaya isteksiz de olabilir. Amaçları, satış ve satış dışı amaçlar olarak görebiliriz. Satışları artırmak ana amaç da olsa bazen işletmeler fuarda boy göstermek, bayraklarını fuarda dalgalandırmak gibi bir deneyimi yaşamak isteyebilir. Ancak amaçlar pazarlama iletişimi amaçlarıyla örtüşmeli, gerçekçi ve ölçülebilir olmalıdır. İkinci aşama, girilecek sergi/fuar konusunda tercih yapmakla ilgilidir. Tercihler yıl içinde elverişli bu tür etkinliklerin sayısına , sıklığına, ziyaretçi profiline, emniyete, rakiplerin katılımına, etkinliği önemine, düzeyine ya da iyi bir yerde uygun alanın tahsisine göre değerlendirilebilir. Sayfa 91 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Üçüncü aşama, sergi/fuar etkinliğinde görevlendirilecek personele ilişkin değerlendirmeleri kapsar. Fuara gelenler satın alma amacıyla gelmemiş, bilgi almak isteyen kişiler olabilir. Bu durumda teknik personel daha yararlı olacaktır. Ancak satışın yapılabilmesi de söz konusuysa bir satış elemanı daha etkin olabilir. Bazı firmalar, fuar ve sergilerde ziyaretçileri standa çekebilecek ünlü mankenler, hostesler gibi firma elemanları olmayan kişilerden de yararlanır. Burada fuara/sergiye katılan firmanın standındaki temsilcisiyle ziyaretçi arasında kurulacak iletişim son derece önemlidir. Dördüncü aşama, fuar öncesi ve sonrası girişilecek tanıtım ve tutundurma etkinlikleri için önce izleyici profili çıkarmaktır. Ürünleri ve işletmeyi bu izleyicilere tanıtmak için broşürler ve katologlar hazırlanmalıdır. Etkinlik, potansiyel ziyaretçilere duyurulmalıdır. Basın mensuplarına dağıtılmak üzere bültenler hazırlanmalıdır. Ziyaretçilerin ilgisini standa çekmek, etkinlik sonrası da hatırlamalarını sağlamak için kalemler, anahtarlıklar, defterler gibi hediyeler hazırlanmalıdır. Beşinci aşama; stand yerleştirilmesine, tasarımına, içeriğine karar vermektir. Fuar/sergi stand düzenleme uzmanları bu konuda yardımcı olur. Ziyaretçiler, genellikle bilgi topladıklarından stand hem tüketicinin dikkatini ve ilgisini çekecek bir çekicilikte olmalı, hem bilgi verme potansiyelini elinde tutmalıdır. Altıncı aşama, fuarı takiben yerine getirilecek işlerin planlanmasıdır. Ziyaretçilerle etkinlik anında kurulan bağlantılar, fuar/sergi sonrası zaman kaybetmeden sürdürülmelidir.Gecikmeler, rakiplerin hızla harekete geçmelerine ve rekabetçi üstünlük yakalamalarına yol açabilir. Yedinci aşama ekipman, mobilyalar, tutundurma malzemeleri ve personel, başarılı bir şekilde etkinliği yerine getirmek üzere doğru zamanda ve iyi koşullar altında etkinlik alanına gönderilmesiyle ilgilidir. Sekizinci aşamada hem etkinliğin, hem de tutundurma çabalarının ve standın başarısı değerlendirilmeye çalışılır. Standı ziyaret edenlerin sayısı, sipariş verenlerin sayısı esas alınabilir. Özellikle yanlız bir katılımlık etkinlikle değil, sürekli katılmaların karşılaştırmalarını yaparak başarı ve başarısızlık yaratan faktörler belirlenebilir. Fuar ve Sergilerin Yararları Yeni müşterilerle tanışmak Yeni ürünleri sunmak Satış sparişleri almak Mevcut müşterilerle etkileşimde bulunmak Mevcut ürünleri tanıtmak İşletme imajını geliştirmek, güçlendirmek . Sayfa 92 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Müşteriyi İkna Çabaları Pazarlama iletişimi etkinliklerinin bilgi sağlamaya ek olarak insanları bir şeye inandırmak ya da bir şeyi yapmak için tutumlarını değiştirmek üzere ikna edici olma özelliği de son derece önemlidir. Bu bağlamda ikna, pazarlama iletişimi etkinlikleri aracılığıyla tüketicilerin inançları ve tutumlarındaki değişmelere karşılık gelir. İster reklamda, isterse satış tutundurmada ya da duyurumda olsun tüketicilere bilgi vermek, hatırlatmak ya da marka farkındalığı oluşturmak için ikna her zaman kritik önemini korur. İkna sürecinde bilgi sağlamak, inandırmak, davranışı değiştirmek için nedenler sunmak son derece önemlidir. Mantık, iknanın tek aracı değildir, duygular da ikna edicidir. Birinin bir ürün , hizmet, marka ya da işletme hakkında neler hissettiği, bu kimsenin marka işletme hakkında ne bildiği kadar önemli olabilir. Reklamlarda ikna, tüketicilerin psikolojik olarak çekilebilmesine dayandırılır. Tutumlar, nedenler, mantık ve duygular, ikna paketinin unsurlarıdır ve inancı yönlendirir. Satın aldığımız her ürün hakkında bir şeylere inanırız. Mağaza İmajı İşletmelerde imaj oluşturma, önemli amaçlardan biridir. Bir olay veya durumun bizim inancımızda ve anlayışımızda yer etmesine, iz bırakmasına imaj denilmektedir. Hizmetler mallardan daha kısıtlı olarak tanımlanabilmekte ve özelliklerinin bilinmesi daha güç olmaktadır. Müşteride olumlu etkiler bırakacak davranışlarda bulunmak ve hizmetin onun ihtiyacını karşılayabilecek özellikte olduğu imajının bırakılması gerekir. Bir işletmedeki fiziki görünüm, manzara, havalandırma, döşemeler ve kullanılan kırtasiye malzemeleri olumlu bir imajın oluşturulmasında etkili olmaktadır. Bütün mağazalar, müşterilerine bir kişilik ya da imaj yansıtırlar. Öte yandan aynı mağaza, farklı müşteri gruplarına farklı imajlar da yansıtabilir. Orta ve alt gelir grupları için itibarlı mağazalar israf, savurganlık, gösteriş, lüks olarak algılanabilir. Bunun tersine yüksek gelir grupları için aynı mağazalar seçkin, farklı, prestijli ve moda bilinçli imajı taşıyabilirler. Mağaza imajının genel unsurları arasında mağazanın kaç yıldır iş hayatında olduğu önemlidir. Bu konu, gelenekselliği ve tutarlılığı simgelediği için olumlu imajlar yaratabilmektedir. Mağazanın genel olarak nasıl bilindiği ile ucuz, pahalı, uzman, güncel, kaliteli gibi nitelikler açıklanmaya çalışılır. Bazı mağazalar tek şube ile çalışırken, bazıları şubeleşme yoluna gidebilirler. Hedef pazar ile hangi tüketici kesimine hitap edileceği belirtilir ve yüksek gelirli, orta ve düşük gelirli, kentli ve kırsal kesim diye kategorilere ayrılabilir. İmaj, hedef alınan Sayfa 93 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri tüketici kesiminin türüne göre değişiklik gösterebilmektedir. Mağaza konumu ile mağazanın bulunduğu semt anlatılmak istenir. Yüksek gelirli bir semtte bulunan mağaza müşterileri, orta gelir düzeyindeki bölgelerde bulunan müşterilerden farklı olacaktır. Başarılı olmak için mağaza imajına uygun yer seçilmelidir. Mağaza İmajının Unsurları Genel Unsurlar Mağaza ne zamandır var? Mağaza nasıl biliniyor? Kapsadığı coğrafik alan (şubelerinin dağılımı) Fiziksel Unsurlar Giriş, vitrin, ön cephe Mağazanın etrafı Otoyollara bağlantısı ve otopark olanağı Yer döşemesi, renkleri, işıklandırma, ses Yürüme alanı genişliği, giyinme yerleri Teknoloji, temizlik Ürünün sunuluşu Bilgilendirme Personel Unsurları Personelin bilgisi Personelin dostça davranışı Personelin sayısı ve hoşluğu Ürün Unsurları Çeşit Kalite Bulunabilirlik Marka ismi kullanma Güvenirlik ve yaratıcılık Fiyat Unsurları Fiyat düzeyi ve fiyat aralıkları Rakiplerle karşılaştırma Satış indirim sayısı Sayfa 94 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Müşteri Hizmeti Unsuru Müşteri sayısı ve düzeyi Ödeme biçimi Müşterilere cevap verebilme İletişim Unsuru Kullanılan medya İnanılırlık ve içerik Çevreye Hizmet Unsuru Miktarı, düzeyi Tüketicilerin algılaması Fiziksel unsurlar, mağaza atmosferi olarak da bilinir. İç ve dış unsurlar olarak iki ana grup içerisinde incelenebilir. Birçok tüketici, mağazaya girmeden önce dış görünüşünden etkilenebilmektedir. Mağaza atmosferi, alışverişten zevk almayı, mağazada daha çok bulunmayı olumlu biçimde etkileyebilmektedir. Mağazaların dış görünümleri, tüketicilere içinde ne olabileceği hakkında bilgi verebilmelidir. Bu açıdan bakıldığında dış görünüm mağazanın paketidir ve içeride ne olduğunu yansıtabilmelidir. Giriş, ön cephe ve vitrin arasındaki uyum ve birliktelik, müşteriyi cezbedebilmek için kaçınılmazdır. Bir mağazanın önü, müşterinin mağazayla ilişkiye girdiği ilk bölümdür ve sürekli bir reklam ve iletişim görevini üstlenir. Mağazanın yeri, etrafındaki diğer mağazaların imajları, semtin genel imajı, çevrenin konumu da imajı etkiler. Mağaza atmosferi, şu faktörleri etkileme gücüne sahiptir: Alışverişten zevk almayı, Göz atma için harcanan zamanı, Satış personeli ile konuşma isteğini, Planlanandan daha fazla para harcama eğilimini, Mağazaya tekrar gelme olasılığını. Mağaza imajının en önemli belirleyicisi; bilgisi, sayısı, davranışı, hoşluğu ile personeldir. Arkadaşça, dostça nazik davranan ve bilgili bir personel, mağaza imajına olumlu katkılarda bulunacaktır. Diğer imaj unsurları çok iyi oluşturulursa bile personelin istenen şekilde davranmaması, yapılan her şeyi olumsuz etkileyecektir. Sadece mağaza personeli, sözlü ve sözsüz iletişim kuran ve kişiler arası iletişimi gerçekleştiren imaj unsurudur. Mağazanın sunduğu ürün türleri, mağazanın imajını yansıtır. Prestijli mağazalar, markalı ve prestijli ürünleri satar. Ürün çeşitleri, kalite ve ürün miktarı konusunda müşterilere geniş Sayfa 95 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri seçenekler sunarlar. Her zaman doğru olmasa bile yüksek kalite, yüksek fiyat ilişkisi müşteriler tarafından algılanmaktadır ve bu durum mağazaları bu yönde yönlendirmektedir. Çok geniş çeşitlilikte ve nitelikte ürün bulunduran mağazalar, kendi üstünlüklerini çeşitli araçlarla mesajlar hâlinde sunup müşterileri etkilemektedir Mağaza imajını oluşturan unsurlardan fiyat, kalite ile bağlantı kurularak algılanmaktadır. Tüketiciler, fiyatı rakiplerle kıyaslamakta ve ürünle bağlantı kurarak ödemeye hazır duruma gelmektedirler. Çok sık yapılan indirimler ve fiyat düzeyleri mağazanın genel imajı ile uyumlu olmalıdır. Bazı mağazalar indirimleri geniş tüketici kesimine yönelmeden ve duyurmadan yaparken; bazıları bunu bir şenlik boyutu içerisinde gerçekleştirmektedir. Müşteri hizmetleri; kredi, teslimat, iade ve değiştirme politikaları gibi unsurları içerir. Kredili satışların izlenmesi çok titiz bir çalışmayı gerektirir. Kabul edilen kredi kartları, mağazanın imajı ile sağlıklı bir uyum göstermelidir. Bazı mağazalar daha iyi hizmet vermek ve imaj geliştirmek için kendi kredi kartlarını çıkarabilmektedir. Ürünün evde ya da iş yerinde teslimatı, müşteriye sunulan etkin hizmetlerden biridir. Müşteriler, ürünü geri verme ya da değiştirme politikalarını artık vazgeçilmez olarak görebilmektedir. Perakendeciliğin gelişmesi sonucu perakende reklamcılığı da son yıllarda hem nitelik hem de nicelik olarak artmıştır. Bu tür reklamcılık, mağazaya yabancı olan müşterilere bile imaj yaratmada etkili olabilmektedir. Perakendecilikte, reklamın yanı sıra duyurum ve halkla ilişkiler çalışmaları da yapılarak mağaza imajı geliştirilmeye çalışılır. İletişim türlerinde imajın içeriğine karar verirken, mağazayı rakiplerden en iyi şekilde ayırabilecek imaj boyutları düşünülüp, uygulanmalıdır. Mağaza logosu da mağaza imajı hakkında tüketiciye değerli bilgiler iletebilir. Özellikle tüketicinin dikkatini çekmede ve mağazayı ayırt etmesini sağlamada önemli rol oynar. Mağaza imajını oluşturan iletişim unsurunun bir boyutu da satış sonrası iletişim adı altında toplam faaliyetlerden oluşur. Tüketicinin sürekli müşteri olmasını amaçlayan mağazaların medyada yer alması sağlanmalıdır. Mektup ve telefon ile tüketicilere ulaşılarak yaptıkları alışverişten memnun kalmalarını pekiştirecek bilgiler sunulur. Bu konuda mağaza içinde alışveriş yapanların listelerini oluşturacak ve bilgileri güncelleştirecek bir veri tabanı kurulmalıdır. Böylece hem hedef kitleyi tanımak ve izlemek kolaylaşacak hem de satış sonrası iletişim daha etkin biçimde kurulabilecektir. Dışa dönük olarak da çevreye hizmet unsuru, mağaza imajının oluşumunda etkilidir. Yakın çevredeki sosyal ve kültürel faaliyetlere katılarak kamuoyunun desteği ve iyi niyeti sağlanmaya çalışılır. Örneğin bir hamburger mağazasının pop müzik konserinde sponsor olması gibi. Sayfa 96 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Ürün Geliştirme Bir işletmenin yaşamını sürdürmesine sadece mevcut malları yetmemektedir. Çünkü mallar bir yandan hızla yaşlanırken, öte yandan da yeni teknolojik gelişmeler ile değer yitirmektedir. Bu durum ürün geliştirmenin önemini artırır. Yeni Mal Kararları Bugünün rekabetini belirleyen faktörlerden biri, yeni mal ve hizmetlerdir. Bu nedenle pazarda yaşamını sürdürmek isteyen bir işletme er ya da geç yeni mallara yönelmek zorundadır. Yeni mal kavramı üç değişik anlama gelir. Bunlar: İcat anlamında yeni mal, Pazar için yeni mal İşletme için yeni mal İcat anlamında yeni mallar, yüksek bilgi ve teknoloji gerektirdikleri gibi, satış başarısı bakımından da zengin pazar gerektirir. Bu olanaklar ise gelişmiş ülkelerde bulunur. Bundan ötürü de icat anlamında yeni mallar genellikle gelişmiş ülkelerde ortaya çıkar. Buralarda denendikten sonra daha az zengin ülkelere doğru yayılır. Pazar için yeni olan mallar, başka pazarlarda denenmiş ve o pazarlarda başarılı olmuş mallardır. İşletme için yeni mal ise pazarda dolaşıp, işletme tarafından mal bileşimine yeni alınacak mal demektir. Pazar ve işletme için yeni olan mallara ilişkin bir araştırmada, l980 yılında son beş senede 6 yeni mal tipinin ortaya çıktığı belirlenmiştir. Yeni mal geliştirme işi, oldukça riskli bir iştir. Araştırmalar, pazarda başarılı bir mal için 5060 arasında yeni mal düşüncesinin yaratılması gerektiğini göstermektedir. Başka araştırmalarda da pazara sunulan mallardaki başarısızlık oranlarının %90’lara kadar vardığı görülmüştür. Bu nedenle yenilikler alanında öncü olan işletmeler, başarısızlık riskini azaltmak için örgütsel önlemler almaktadır. Bu önlemler; yeni mal yöneticiliği, yeni mal komiteleri, yeni mal şubeleri, yeni mal yürütme ekipleri kurmak ve bunların öngörülerinden yararlanmak olarak özetlenebilirGelişmiş ülke pazarlarında yapılan araştırmalarda, yeni mal geliştirmedeki başarısızlıkların tüketim mallarında % 40, endüstri mallarında %20 ve hizmetlerde %18 olduğu belirlenmiştir. Bunun pek çok nedeni olabilir. Bu nedenlerden bazılarışöyle sıralanabilir: Başarısız pazarlama araştırmaları, tüketici davranışları ve öteki çevre faktörlerinin doğru değerlendirilmeyişi Yeni ürünün tüketici güvenliği, çevre kirliliği vb. bakımlardan olumsuzluk taşıması, Sayfa 97 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Yeni ürünün tüketicilerin tüketim sistemine uygun dizayn edilmemiş olması, Kaynak yetersizliğinden ötürü yeni ürün fikrinin teknolojik bakımdan geliştirilemeyişi, Yeni ürün fikrinin rakipler tarafından daha erken uygulamaya konmuş olması ya da daha üstün özelliklerde geliştirilmiş olması, Fikir Yaratma Geliştirilmiş bir mal, önce fikir olarak ortaya çıkar. Eğer fikir olmazsa yeni mal olmaz. Bir yazar:“ insanlık tarihindeki ilerlemenin insan zekasındaki ilerlemeden çok insanın hayal eden işletmelerin önce bu mala ilişkin bir fikre ihtiyacı vardır. Pek çok işletme, tüketicilerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları sorunları analiz edip yüz yüze bulundukları sorunları belirleyerek, yeni bir mal düşüncesi yaratmaya çalışmaktadır. Söz gelimi, bir ailenin sabah kahvaltısı hazırlamada ne gibi sorunlarla karşılaştığı belirlendiğinde, bu sorunlar bazı yeni mal fikirlerinin doğmasını sağlayabilir. Rakiplerin çalışmaları, yeni mal düşüncesinin maliyeti en düşük olan kaynağıdır. Pek çok işletme, rakiplerini izlemek üzere bir haber alma sistemi kurar. Düşünce erken yakalanabilirse, rakipten önce uygulamaya konabilir. Üst kademe yöneticileri, en fazla gezen, teknolojik çevrelere en yakın olan ve işletmenin olanak ve yeteneklerini en iyi bilen kişilerdir. Bu üstünlük onlara yeni mal düşüncesi yaratmada iyi bir olanak sağlar. Satış elemanları, işletmenin pazardaki gözü ve kulağıdır. Aracı ve tüketici yakınmalarına, pazarda dolaşan mallara, rakip satışçıların konuşmalarına, öteki işletme çalışanlarına göre daha yakındırlar. Yeni mal fikrini ortaya çıkarabilmek için değişik teknikler kullanılır. Beyin fırtınası bunlardan biridir. Uzmanlar bir araya gelip yüz yüze ilişki kurarak değişik fikirleri birbiri ile çatıştırırlar. Fikir Eleme Aşaması İşletme yönetimi değişik kaynaklardan gelen yeni mal düşüncelerinin tümünü hayata geçiremez Bunlar arasından işletme için en yararlı ve uygun olanı alınmalı, uygunluk denince akla; satış hacmi, kâr, ham madde kaynaklarının elde edilebilirliğidir. Üretim ve pazarlama olanakları, mali kaynaklar gibi faktörler gelir. Eleme aşamasında uygun görülen mal düşüncelerinin test edilebilir ürün kavramına dönüştürülmesi gerekir. Ürünü Geliştirmeye Karar Verme Mal kavramı tesdi sonuç verdikten sonra, o mal kavramına uygun olarak mamülü fiziksel ve öteki mal nitelikleri açısından ortaya çıkarmaya sıra gelir. Bu aşama, işletmenin yeteneklerine Sayfa 98 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri bağlı olarak gelişir. Bazı işletmeler yenilik alanında öncü bir rol üstlenmek ve sonraki savaşı kazanmak için sürekli yeniliklerle uğraşır. Dolayısıyla da yeni mal düşüncesi tanımlandıktan kısa bir süre sonra yeni mal geliştirilir. Yeni mal geliştirilirken bir yandan teknik ve fiziksel özelikleri üzerinde, öte yandan da malın marka ve ambalajı üzerinde çalışır. Bir yandan da mala ilişkin pazarlama programı hazırlanır. Bu çabalar bir arada, birbiri ile eş güdüm içinde yürütülmelidir. Sosyal Sorumluluk ve Sosyal Tesisler Pazarlama; yöneticilerinin sosyal sorumluluğu, tüketicilerin fayda elde edebilecekleri ürünleri kullanmalarını, ürün hakkında doğru bilgilenmelerini ve doğru seçimde bulunmalarını sağlamaktır. Bu şekilde tüketicilerin uygun fiyatla mal ve hizmetlere sahip olmaları, ihtiyaç ve isteklerinin tatmin edilmesi ve tüketicilerin satın alma güçlerine göre en yüksek faydayı sağlayarak yaşam standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunulmuş olacaktır. Öte yandan pazarlamacının sosyal sorumluluğunun bir diğer boyutu ise toplumsal kaynakları israf etmemek ve çevreye zarar verebilecek uygulamalar içinde olmamaktır. Olması gereken bu şekilde bir yaklaşım tarzı olduğu hâlde, gerçek hayatta olumsuz pazarlama uygulamalarına rastlamak mümkündür. Pazarlamaya Getirilen Eleştiriler Pazarlama çabaları oldukça farklı açılardan eleştirilir. Bu eleştiride haklılık payı olanlar olduğu gibi, bir kısım eleştirilerin haksız yüklenmeler olduğu da söylenebilir. Pazarlamaya karşı olan eleştirileri üç başlık altında gruplandırabilmektedirler: Pazarlamanın tüketiciler üzerindeki etkileriyle ilgili eleştiriler: Dağıtım, komisyon giderleri, reklam ve promosyon maliyetleri sonucu yükselen fiyatlar, Fiyat, promosyon ve ambalaj gibi unsurların aldatıcı uygulamalara dönüşmesi, Tüketicileri yanlış karara zorlayan yüksek baskılı satış uygulamaları, Tüketicilere zarar verecek adi, kalitesiz ve güvensiz ürünler, Tüketicileri yeni ürünleri iade etmeye zorlayan planlı ürün eskitme uygulamaları, Azınlık kitle ve düşük gelire sahip hedef pazarlara daha düşük kaliteli mal ve hizmetler sunulması. Pazarlamanın toplum üzerindeki etkileriyle ilgili eleştiriler, İhtiyaç dışı ürünlere talebin yönlendirilmesi ve insanları sahip olduklarıyla değerlemeye yol açan aşırı maddeciliğe yol açması, Artan özel mal ve hizmetler karşısında sosyal ürünlerin azalması, buna karşılık sosyal ürünlerin fiyatlarının artması, Tüketim ve yaşam tarzlarının çok hızlı değişmesiyle oluşan kültürel kirlenme, Sayfa 99 More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Büyüyen işletmelerin daha fazla politik güce sahip olması. Pazarlamanın Diğer İşletmeler Üzerindeki Etkileriyle İlgili Eleştiriler Rekabet etme yerine, diğer firmaları ele geçirme ya da birleşme yoluyla rekabetin ortadan kaldırılması, Pazara girişi zorlaştırıcı giriş engellerinin özellikle küçük işletmeleri zor durumda bırakması, Fiyatların aşırı düşürülmesi, fiyat anlaşmaları, rakiplerin kötülenmesi vb. yollarla kırıcı rekabetin artması. Yukarıda sıralanan ve bunlara ilave edilebilecek eleştiriler karşısında pazarlamada sosyal sorumluluğa olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Pazarlamada sorumluluk karvamının gilişmesinde bir diğer etken ise pazarlamanın olumsuz bazı sonuçlarını gidermek amacıyla ortaya çıkan pazarlama üzerindeki bireysel, kurumsal ve toplumsal baskılardır. Bunlar içinde özellikle tüketicinin ve çevrenin korunmasına yönelik hareketler pazarlamada sosyal sorumluluğun gelişmesini hızlandıran gelişmeler olmuştur. Pazarlamada sosyal sorumluluk ve ahlak bilincinin gelişmesinde en önemli baskı unsurunun tüketicinin korunmasına yönelik hareketlerin olduğu söylenebilir. Hatalı anlayışlar sonucu tüketiciyi aldatmaya ve ona zarar verici ürünlerin pazarda aramasına tepki olarak gelişen hareketler, bugün pek çok ülkede yasal destekler bulmuştur. Ülkemizde de daha önce belirtildiği üzere tüketicinin korunması hakkında kanun yürürlüktedir. Tüketicinin korunmasına yönelik hareketler sonucu bugün pek çok üretici ve tüketici, tüketicinin bilgilenme, eksik ve hatalı ürünü değiştirme, zararını tazmin ettirme, açıklama isteme vb. haklara sahip olduğunun bilincindedir. Konuyla ilgili bireysel bilinçlenme yarında tüketicinin korunması amaçlı sivil örgütlenmeler ile Türk Standartları Enstitüsü gibi kamu organizasyonları da tüketicinin korunması ve dolayısıyla pazarlamada sosyal sorumluluğun gelişmesini zorlaycı unsurlar olarak değerlendirilebilir. Her işletmenin; içinde bulunduğu bir yakın, bir de uzak çevresi vardır. Yakın çevre işletmenin kurulduğu yeri çevreleyen diğer işletmeler, komşu kuruluşlar ve diğer kişilerden oluşur. İşletme, özellikle yakın çevresiyle iyi ilişkiler kurmak zorundadır. İşletme, kabuğuna çekilerek çevreden kopuk yaşayamaz. Yakın çevresiyle iş birliği her zaman kurulabilir. Yol, su, elektirik gibi ortak sorunlar, ortak çabalarla giderilebilir. Firma, sıvı ve katı atıklarıyla yakın çevresine semt sakinlerine zarar vermekten kaçınmalıdır. Çevre sakinlerinin görüş, düşünce, öneri ve dilekleri dinlenmeli onlara firma konusunda bilgi vermekten ve iş birliği kurmaktan kaçınmamalıdır. Yakın çevrede olumlu bir yörünge yaratan güven ve sempati kazanan bir firma halkla ilişkilerde önemli bir amacı gerçekleştirmiş olur. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 100 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İşletmelerin uzak çevre içinde bölgesel ulusal ve uluslararası ilişkileri anlatılmak istenir. Sanat ve kültür çevresiyle sportif kuruluşlarla, sağlık kurumlarıyla ve çeşitli sosyal kuruluşlarla firma ilişkiler kurmalıdır. Örneğin bir kültür araştırması veya yarışması düzenlenebilir. İşletme adına spor dallarından bir veya bir kaçında takım kurulabilir, firmanın adı bu yolla kamuoyuna duyurulur. Ayrıca sağlık ocakları, hastaneler, klinikler, kreşler açabilir ya da açılmasına katkıda bulunulabilir. Çeşitli derneklere vakıflara, depremzedelere ve beklenmedik doğal afetlere uğrayanlara yardımcı olunabilir. Daha doğrusu yardımcı olmalıdır. Müşterinin Farklı Yönleri Durumsal Faktörler: Tüketicilerin satın alma zamanı, alışveriş yaptıkları veya satın aldıkları yerler, satın alım sırasındaki havaları, durumsal faktörler olarak nitelendirilmektedir. Durumsal faktörler müşteri ya da tüketicinin satın alma davranışını etkileyen geçici ve yakın satın alma ortamıdır. Örneğin kişi, bir arkadaşına evlenme armağanı olarak kendine alacağından daha süslü bir hediye alabilir. Yaşam Stili: Kişinin faaliyet, ilgi ve fikirlerinde ifadesini bulan yaşam tarzıdır. Yaşam stili, kişinin sosyal sınıfı ve kişiliğinden daha fazla şeyleri içerebilir. Yaşam tarzı kişiyi çevresiyle bir bütün olarak gösterir. Kişinin bireyselliğini yansıtır. Farklı psikolojik etkiler altında olan müşteriler; öğrenme ve bellekleri, güdüleme ve ilgilenimleri etkileşimde algılamaları, tutumları, kişilik ve benlikleri, değer yargıları , yaşam biçimleri yönünden farklı olan müşteriler, Sosyokültürel etkiler altında olan müşteriler; toplumsallaşmış olup olmamasına göre, aile yapısının durumuna, kişisel etkilenmesi ve yeniliklere karşı tepkisine; bulunduğu sosyal sınıfı, kültürü ve kültürel değerleri gibi faktörlerin değişik olması müşterilerilerin farklı yönlerini ortaya koyar. İnançları, motivasyonu, öğrenme, algılama şekliyle müşterilerin farklı yönleri mevcuttur. Örnekleyecek olursak: Bir kısım müşteriler ekonomik düşünceyle hareket ederek en uygun fiyatı, kaliteyi ve çeşidi bulmak için oldukça çok dolaşırlar. Bu bakımdan mal almada ve karar vermede çok müşkülpesenttirler. Bir kısım tüketiciler ise fazla dolaşmayı sevmezler. Bunlar için fiyat ve çeşit önemli değildir. Önemli olan rahat ve kolay alışveriş yapabilmektir. Bazı müşteriler de belirli yerlerden mal almayı tercih ederler. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 101 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Sosyal ve ahlaki düşüncenin de tüketicilerin belli yerden alımlarda bulunmalarına etki ettiği görülmektedir. Yakın bir akrabasının veya komşusunun kazanması için bir çok zahmetlere katlanarak buralardan mal alma eğiliminde olabiliyorlar. 6.SATIŞA HAZIRLIK SATIŞ EKİBİNİ OLUŞTURMA Satış ekibini oluşturmak; gruplandırma kurallarını, görev dağıtım bilgilerini kulanmak ve çalışma ilkelerini belirlemekle gerçekleşecektir. Bu konuları aşağıdaki bölümlerde sırasıyla inceleyelim. Gruplandırma Kuralları Grup, birbirleriyle etkileşimde bulunan, psikolojik olarak birbirlerinin varlığından haberdar olan ve kendisini bir grup olarak algılayan küçük veya büyük insan topluluklarıdır. Örgütleme, belirli bir amaca ulaşmak için bir grup kişinin çalışmalarını düzenlemektir. Daha geniş anlamda örgütlenme, kişilerin fiziksel araçların ve türlü olanakların, bir amacı gerçekleştirecek biçimde düzenlenip hizmete konulmasıdır. İşletme büyüdükçe, faaliyetlerin kapsamı ve bu işleri yerine getirecek personelin sayısı da artar. Bu durumda yönetim kademeleri ve iş bölümü genişler. İş bölümü genişledikçe çeşitli birimlerin faaliyetlerini ortak amaca ulaşacak biçimde düzenleme, görev paylaşımı, yetki ve sorumlulukları belirleme gündeme gelir. Böylece amaçlara etkin ve verimli bir biçimde ulaşılabilmesi için faaliyetlerin belirlenmesi, bir sıra ve düzene konularak bölünmesi ile işletmenin örgütlenmesi gerekir. Bir işletmede etkin bir organizasyonun varlığı; yönetimin yöneltme, koordinasyon ve kontrol fonksiyonlarını kolaylaştırarak bunların etkinliğini arttırır. İşletmede, planda belirlenen amaçlara ulaşmak için düzenli ve sürekli işleyen bir sistem kurulmalıdır. Belirlenen amaçlara ulaşmak için iki ya da daha fazla kişinin uyumlu biçimde çalıştıkları yapıya örgüt denir. Örgütleme, çalışanların belirli amaçlara ulaşabilmelerinde etkin rol oynar ve onlara, birlikte çalışma olanağı tanır. Yöneticinin hangi işleri kendisinin yapacağını, kimlerin kendisine yardımcı olacağını, kimlere karşı sorumlu olacağını, kimlerin kendine karşı sorumlu bulunacağını, kesin olarak bilmek durumundadır. O halde pazarlama yöneticileri aşağıdaki kuralları dikkate almak zorundadır: Örgüt planlamada ve karar vermede belirli bir düzeni ortaya koyar. Bu nedenle örgütlenme zorunludur. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 102 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Kesin bir örgüt biçimi yoktur. Başka bir işletmenin pazarlama örgütünü kopyalamak doğru değildir. Örgütleme yaparken genel örgütlenme amaçları ve ilkeleri dikkate alınmalı ve bazı karmaşık grupların varlığı da gözden kaçırılmamalıdır. Örgütlemenin Amaçları Pazarlama eylemlerini örgütleme ile dört amaca ulaşılmaya çalışılır: Uzmanlık:Pazarlama görevleri etkinlikle yürütülecek biçimde bölümlendirilmelidir. Düzenleştirme:Görevlerin farklılaştırılması ya da uzmanlaştırılması yoluyla etkin olması sorun yaratmaktadır. İki görev uyumlu olarak yapılmazsa, yönetimde karışıklık görülür. Yetki ve sorumluluk: Örgütlenmenin üçüncü amacı, yetki ve sorumlulukları belirlemektir. Görevler örgüt birimleri ve kişiler arasında paylaştırıldığı gibi hangi örgüt birimlerinin ya da kişilerin karar vermeye yetkili olacağı ve sorumluluk taşıyacağı da belirlenmelidir. Denetim:Örgütün yapısı ile örgüt içindeki iletişim düzeni arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. İletişim düzeni, eylemleri denetleme ve değerleme imkanı verir. Örgütleme Biçimleri İşlevsel örgütleme:İşlevsel örgütlemede, pazarlama araştırması, mal planlama vb. tüm pazarlama işlevleri ayrı işlevler olarak düzenlenir. Mala Yönelik Örgütleme:İ şletme çeşitli ya da farklı markalı malların satışını yapıyorsa o zaman mala yönelik örgütleme zorunlu hale gelir. Mala yönelik örgütlenmenin üç şekilde yapıldığı görülmektedir:İşletme her mal ya da mal grubuna göre ayrı ve kendine yeterli işletme birimlerine bölünür.Her mal için ayrı pazarlama birimleri oluşturulur. Üretim araştırma ve finans işlevleri merkezileştirilir. Ayrı işletme birimleri ya da pazarlama birimleri yerine, her mal için ayrı satış grupları oluşturulur. Pazara yönelik örgütleme:İşletme pazara yönelme gereği duyarsa, belirli pazar bölümlerinde uzman olan örgüt birimlerini oluşturur. Özellikle değişik satış, reklam, fiyatlama, ambalajlama eylemleri gerekiyorsa pazara yönelik örgütleme zorunlu olur. Coğrafi örgütleme:Pazarlama örgütünü coğrafi yörelere göre kurmak çok yaygındır. Bu örgütleme türünde ulusal yörelere göre örgüt birimleri oluşturulduğu gibi uluslar arası örgüt birimleri de kurulabilir. Karma örgütleme:Mal türleri ve hizmet edilen pazar karmaşıklaştıkça ,aralarındaki farklar arttıkça yukarıda açıklanan örgütlenme türlerinin birlikte ele alındığı örgüt yapıları oluşturur. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 103 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Örgütlenme İlkeleri Örgütlenme ilkelerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür: Amaç birliği Yeterlik İş bölümü ve uzmanlaşma Görevlerin tanımı Hiyerarşi İstisna ilkesi ( Ayrılık ) Komuta birliği Yöneltme birliği Sorumluluk Yetki ve sorumluluğun denkliği Denge ilkesi Değişebilirlik (Esneklik ) Süreklilik Liderliğin kolaylaştırılması. Görev Dağıtım Bilgileri Yöneltme, planlar yapıp organizasyon yapısı oluşturarak ortak amaç doğrultusunda harekete geçmek demektir. Bu aşamada örgüt, amaçlara yöneltilmeli, işletme içindeki kişiler ve gruplar, bu amaçları gerçekleştirecek yönde motive edilmelidir. Yöneltme, yöneticinin, astlarının çalışmalarını etkilemesi ve onlara ne yapmaları gerektiğini bildirmesiyle ilgili faaliyetleri kapsar. Yöneltme, diğer bir ifade ile bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra, personeli çalışmaya sevk etme süreci olarak kabul edilebilir. Yöneltme fonksiyonunun etkinliği ve verimliliği büyük ölçüde emretme biçimine bağlıdır. Astlara ne yapmaları gerektiğini bildiren emir; açık, kesin, eksiksiz ve mantığa uygun olmalıdır. Emir amacın yanlış anlaşılmasına meydan vermeyecek şekilde düzenlenmiş olmalıdır. Amacı belirlenmiş emirler, astlara yetenek, bilgi ve zeka düzeylerine bağlı olarak inisiyatif kullanma olanağı da sağlar. Emirler, yazılı veya sözlü olabilir. Emirlerin uygulanması, yakından takip edilmeli, gerekirse değiştirilmeli, hatta tamamen iptal edilmelidir. Emirler yıkıcı olmaktan çok yapıcı ve demokratik olmalı, çalışanların gururunu incitmemelidir. Emir verirken astların da görüşleri alınmalıdır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 104 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Yöneltme faaliyetlerinin etkili olabilmesi için yöneticinin, işgörenlerin çalışmalarını yönlendirme şekline ve kişisel yeteneklerini kullanmasına bağlıdır. İşletmede, personeli uyumlu bir şekilde çalıştırmanın başlıca yollarından biri cezalandırma ve ödüllendirme sistemini çalıştırmaktır. Verimli çalışanlar terfi ettirilmeli ve ödüllendirilmelidir. Yöneltmenin etkili ve verimli olması, iyi bir iletişim ağının bulunması ve işletilmesine bağlıdır.O halde etkili bir yöneltme düzeninin kurulması için gerekli koşullar şunlardır: Örgütte takım ruhu oluşturmaktır. Personel iyi tanınmalıdır. İşle ilgili gereksiz ve yeteneksiz kişiler işletmede tutulmamalıdır. Çalışanlar sürekli olarak denetlenmelidir. İlgili kişilerden yazılı ve sözlü raporlar istenmelidir. Astların yetenek ve becerilerine uygun mevkiler verilmelidir. Etkin bir ödüllendirme ve cezalandırma sistemi kurulmalıdır. Yönetici astlara karşı kişilik ve davranışları ile örnek olmalıdır .Astlara hoşgörülü ve yol gösterici olunmalıdır. Yönetici gereksiz ayrıntılarla uğraşmamalıdır. Yönetimde danışmalı bir düzen kurulmalıdır. Örgütte iyi işleyen bir iletişim sistemi kurulmalıdır. Çalışma İlkeleri Satış elemanının çalışma ilkeleri satışların artması-azalması yönünüde önemlidir. Satış Elemanı Tanımı, Görev Ve Sorumluluğu Satış elemanı, işletme ile pazar arasındaki ilişkileri sağlayan görevlidir. İşletmelerin temel hedeflerinden biri de etkin bir satış gücü oluşturmaktadır. O halde satış elemanlarının çalışma ilkelerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür: Satış elemanının görev, yetki ve sorumluluklarını belirlemektir. Satış elemanı, firmasını ve satmaya çalıştığı ürünleri doğru ve eksiksiz olarak müşteriye tanıtmalıdır. Satış elemanı temsil görevinin bilincinde olmalıdır. Satış elemanı piyasanın içinde biri olarak müşterilerin tercihlerini, rekabetin davranışşekillerini, müşteri ihtiyaçlarını ve yaşanan değişimleri yönetime zamanında ve doğru olarak aktarmalıdır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 105 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Satış elemanları firmaya karşı verdikleri hesapların gerçekçi olması, zaman ve kaynak kullanımından ve firmanın tanıtımından sorumludur. Müşterileri ziyaret için yola çıkış saati, görüşme şekli, yanına alacağı satış malzemesi ve miktarını tespit etmelidir. Meslekle ilgili yayınları izlemeli, düzenlenen toplantıları takip etmeli ve bu toplantılara katılmalı, kişisel performansını değerlendirmeli, satış yeteneklerini geliştirmeli, diğer aktivitelere devam etmeli, müşterilerle yakın sıcak bir ilişkinin sürekliliğini sağlamalıdır. Zaman satış elemanının sermayesidir. Satış elemanı bunu en iyi şekilde kullanmalıdır. Satış Elemanının Seçimi Satış elemanı olarak alınacak kişilerin seçimi için önce kişilerin aranıp bulunması ve söz konusu görev için başvurmalarının sağlanması gerekir. Bu işlevin yerine getirilmesi için başlıca kaynak ve yollar şunlardır: İşletmede görevli kişiler Yayın araçlarında yapılan duyurular Öğretim kurumları İş kurumu,meslek örgütleri Alıcılar Rakip işletmeler Gönüllü başvurular Aracı işletmeler Satış elemanının seçimi yapılırken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir: Düşünme ve kavrama yeteneği Problem çözme, yeni öneriler ve yaklaşımlar yaratma yeteneği Yaş, görünüm,fiziksel yapı Öğrenim durumu ve deneyim Kişiliği,tutkuları,huyları ve davranışları Ailesi Toplum içindeki yeri Satış Elemanının Karakteristik Özellikleri Satış elemanları genellikle dışa dönük bir yapısı vardır. Diğer kişilere ilgi duyarlar ve onlarla iyi geçinme becerisine sahiptirler. Çünkü, müşterilerin kişiliklerine göre satış tekniklerini oluşturma yetenekleri mevcuttur. Stres ya da rahatsızlık hissetmeden müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlayacak olumlu yaklaşıma sahiptirler. Bunun sonucunda kendi yetenekleri ve satışa sundukları ürün ve hizmet hakkında en iyi bilgiye sahip olmaları nedeniyle büyük ölçüde güven duygusu içindedirler. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 106 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Başarılı bir satış elemanı şu özelliklere sahip olmalıdır: Kişilik Özellikleri Akıl Sağlık Hassaslık Yaratıcılık Karakter Dürüstlük Güvenirlilik. Eğitim ve Deneyim ile Kazanılmış Özellikler Satış elemanı satış faaliyetlerinde çalışma ilkesi olarak aşağıdaki özelliklerini de yansıtma çabası içinde olmalıdır: Başarılı bir kişilik Arzulu ve aktif olma Mal ve işletme hakkında bilgi Bireysel hareket edebilme Sosyal faaliyetlerde aktif rol alma İletişim kurma becerisi Satıcılık yeteneği Uyum sağlama Doğru ve çabuk karar verme Satışa odaklı kişilik yapısı PROGRAM HAZIRLAMA Satış elemanlarının günlük programının hazırlanması, görev listesinin oluşturulması, bilgi akışının sağlanması ve etkin bir koordinasyon sisteminin kurulması ile mümkün olacaktır. Bunun sağlanması için sözkonusu konular aşağıdaki bölümlerde açıklanmıştır. Görev Listesi Satış örgütleri ürünün niteliğine, ürün hattının genişliğine, çalışan sayısına, müşterilerin coğrafi dağılımlarına ve satış elemanlarının üstlendikleri görevlere göre yapılandırılabilir. Çalışan satış elemanlarının görevlerine göre (Sipariş alanlar,Teslim edenler,Tahsilat yapanlar) bir örgütlenme yapılmışsa fonksiyonel, müşterileri coğrafi dağılımlarına ( Ege, Akdeniz, Marmara, İç Anadolu Bölgesi ) göre örgütlenme yapılmışsa bölgelere göre organizasyon yapılmış olur. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 107 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Bunun dışında hitap edilen müşterilere göre (nihai ve endüstriyel müşteriler) örgütlenme yapılabilir. Böylece müşterilere göre organizasyon kurulmuş olur. Satışı yapılan ürüne göre ( Bayan giyim, ayakkabı, çocuk giyim, oyuncak) görevlendirme yapılmışsa ürünlere göre organizasyon yapılmış olur. Satış elemanlarının görev listelerinin oluşturulması işletme açısından aşağıdaki yararları sağlayacaktır: Satış elemanının başarısını ve iş tatminini sağlar. İş endişesi ve başarısızlık korkusunu azaltır. İşgücü devir hızını azaltır. Firmaya olumlu imaj sağlar. İş sorumluluklarını ve beklentilerini düzenler. Maliyetleri düşürür. Satış miktarını arttırır. Bilgi Akışı (İletişim) İletişim, bir gönderici ile bir alıcı arasında düşünce ortaklığı kurma sürecidir. İletişim süreci, işletme açısından tutundurma karmasının planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Gönderici ile alıcı arasında bilginin ulaştırılması fikirlerin değişimi gibi farklı biçimlerde tanımlanabilir. Bu tanımlar bize iletişimin olabilmesi için iki taraf arasında ortak bir düşünce olması ve bilginin bir kişiden diğerine geçmesi gerektiğini önermektedir. Mesajın yapısı, mesajı alanın bunu nasıl yorumladığı ya da mesajın alındığı çevre iletişim başarısını etkiler. Kaynak (Gönderici ) Temel iletişim modelinde gönderici ya da kaynak başka bir insanla ya da insan grubuyla paylaşacak bilgiye sahip olan kişi ya da kurumdur. Kaynak bir kurumun kendisi olabileceği gibi örgütün bir satış elemanı ya da örgütün reklamlarında görünen bir ünlü olabilir. Alıcının kaynak hakkındaki düşünceleri, mesajın nasıl algılandığını etkilediği için satış elemanı alıcının bilgisine, uzmanlığına, dürüstlüğüne güvendiği kişileri seçmelidir. Kaynağın Özellikleri İletişim, kaynağın mesajı göndermeye başlaması ile ortaya çıkar. Kaynak, mesajı ileten kişi veya mesajın çıkış noktası olarak tanımlanabilir. İyi bir iletişim için kaynağın taşıması gereken özellikler vardır. Bu özelliklerini kısaca şu şekilde belirtebiliriz: Kaynak bilgili olmalıdır. Kaynak kodlama özelliğine sahip olmalıdır. Kaynak bulunduğu konumdaki rolüne uygun davranmalıdır. Kaynak tanınmalıdır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 108 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Kodlama (Mesaj ) İletişim süreci kaynağın alıcıya semboller, sözcükler, resimler seçip bunları mesajı temsil etmek üzere göndermesiyle başlar. Kodlama olarak bilinen bu süreç fikirlerin ve bilginin sembolik biçime konulmasını ifade eder. Göndericinin hedefi bu mesajın alıcı tarafından anlaşılabilmesidir. Mesaj yazılı, sözlü, sembolik ya da sözsüz olabilir. Kodlamanın (Mesajın) taşıması gereken özellikler: Mesaj anlaşılır olmalıdır. Anlaşılamayan söz, deyim ve mimiklerden oluşan mesajlar algılanamayacak iletişim sağlanmayacaktır. Kaynak göndereceği mesajla, alıcıdan ne istediğini belirtmelidir Mesaj doğru zamanda iletilmelidir. Mesajın gönderileceği zaman iyi belirlenmelidir. Ayrıca alıcıdan beklenen davranış da zamanlı olmalıdır Mesaj uygun kanalı izlemelidir. Mesaj, uygun yolu izlemeden alıcıya varırsa etkinliğini kaybeder; alıcı ile kaynak arasındaki ilişki yetersiz olur. Özel ilaveler veya davranışlarla, mesaj ek anlamlı hale getirilirse, kaynak üzerindeki etkisi istenenin dışında gerçekleşir ve hedefte beklenmeyen düşünce ve davranışlar oluşturur. Mesaj, kaynak ve alıcı arasında kalmalıdır: Mesaj, kaynaktan alıcıya ulaşıncaya kadar değişik kişi ve kademelerden geçebilir. Yüz yüze olmayan iletişim bu tür mesajlara dayanır. Bu durumda asıl mesaj anlamının dışında algılanır. Çocukların oynadığı kulaktan kulağa oyununu hatırlayınız. Kanal (Araç ) İletişim kanalı mesajın kaynak ya da göndericiden alıcıya yolculuk yöntemidir. İletişim sürecinde kişisel ya da kişisel olmayan kanallar kullanılabilir. Kişisel iletişim kanalları hedef kişi ya da gruplarla doğrudan ve yüz yüzedir. Kanal, sinyalleri taşıyan herhangi bir fiziksel araçtır. Kanal mesajın göndericiden alıcıya iletildiği yoldur. Işık dalgaları, radyo dalgaları, ses dalgaları, telefon kabloları ve sinir sistemi olabilir. İfade edilen uygunluk, mesajın türüne göre seçilecek kanalın uygunluğudur. Güzel şekilde inşa edilmiş bir karayolu, bir otomobil için önemlidir; ancak bir tren açısından hiçbir anlam ifade etmez. Bu bakımdan iletişimin gerçek anlamda sağlanabilmesi için mesajın uygun kanalla gönderilmesi önemli bir unsurdur. Örgütlerde iletişim kanalları, resmi ve gayri resmi olabilir. İşletme içindeki resmi iletişim kanalları; emir-komuta zinciri, öneri-şikayet kutuları, şirket dergisi ya da işletme toplantıları olabilir. Gayri resmi iletişim kanalları ise; dedikodu, söylenti haberleridir. işletme dışı iletişim ise, iletişim ağları ile birbirine bağlı olan milyonlarca bilgisayar, insanlara ve örgütlere çok gelişmiş bir iletişim olanağı sağlamıştır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 109 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Ana kural, iletişimin etkili ve verimli olabilmesi için kullanılan aracın mesaja uygun olması gerekir. İnsanların kimi işitsel zekalı, kimi görsel zekalı, kimi ise duygusal zekalı olabilirler. İletişimde mümkün olduğu kadar çok çeşitli kanal birlikte kullanılmalıdır. Satış elemanları bir alıcıya satış mesajlarını gönderirken kişisel iletişim kanallarını kullanırlar. Alıcı (Hedef) Vericinin mesajını algılayan kişi alıcıdır. Alıcı tek veya çok kişi olabilir, belirli ve belirsiz olabilir. Ancak, mesaj birine ulaşmamışsa iletişim olayı gerçekleşmemiş demektir. Kodlanmış mesajı alan ve kodunu açan kişi alıcıdır. Alıcı, mesajı taşıyan sembolleri algılayıp anlam vererek iletişimi sonlandırır ya da kendisi bir mesaj göndererek gönderici konumuna geçer. İletişimin gerçekleşmesi için en az iki kişiye ihtiyaç vardır. Bunlardan biri kaynak, diğeri alıcıdır. İnsan kendisiyle kurduğu iletişimin dışında,tek başına bir iletişim kuramayacağına göre (düşünme ve hayal kurma, kişinin kendi kendisiyle kurduğu iletişimdir) mutlaka alıcı veya alıcılar gerekir. İletişimde gönderilen mesaj tek olmasına rağmen, aynı mesajın bir tek alıcısı bulunduğu gibi bir çok alıcısı da bulunabilir. Aynı şekilde bir mesajın bir veya birçok göndericisi de olabilir. Mesajın alıcısı çoğaldıkça, mesaj aslından uzaklaşır ve iletişimde başlangıçta arzu edilen amaç gerçekleşmez. Alıcı göndericinin bilgi ya da düşüncelerini paylaşmak istediği kişi ya da kişilerdir. Başka bir ifade ile hedef pazarı ya da izleyiciyi oluşturan, mesajı okuyan, gören, dinleyen ve mesajın kodunu açan kişilerdir. Kod açma alıcının mesajı tekrar düşünceye dönüştürme sürecidir. Etkili bir iletişim için göndericinin kodlaması ve alıcının kod açması çakışmalıdır. Alıcıların, aktif dinleyici olmasını engelleyen unsurlar ise alıcının göndericiye karşı olan tutumu, güveni ve inancıdır. Bunlar mesajın farklı değerlendirilmesine neden olabilir. Etkin iletişim için alıcının taşıması gereken özelikler ise şunlardır: Alıcı mesajı algılayabilmelidir. Alıcı gönderilen mesajı algılayacak düzeyde olmalı, algılama engeli olmamalıdır. Ayrıca alıcının arzulu olması gerekir. Eğer alıcı, kaynağın gönderdiği mesaja karşı kayıtsız ise mesaj algılanmayacak; iletişim gerçekleşse bile etkin iletişim olmayacaktır. Alıcı bilgili olmalı ve geri-besleme sistemine sahip olmalıdır. Alıcı seçici olmalıdır. Alıcı, bulunduğu konuma uyabilmelidir. Örneğin; öğrenci öğretmenin rehber olduğunu kabul ederse kaynağın isteklerini kabul edebilecek, ayrıca kendi davranışlarının sınırlarlını bilecek ve mesajı etkin bir şekilde alabilecektir. Alıcı kaynak olabilme özelliği taşımalıdır. Zaman zaman alıcı, kaynak; kaynak ise alıcı durumuna geçer. Bu nedenle alıcının da kaynak olma özelliğini taşıması gerekir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 110 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Gürültü İletişim süreci içinde birçok dış etkenler mesajın alımını bozabilir veya müdahale edebilir.Bu planlanmamış bozulma müdahale ya da gürültü olarak bilinir. Mesajın kodlanmasındaki bir hata, radyo ve televizyon sinyallerinin ya da bir satış görüşmesi sırasında müşterinin telefonlarının sürekli çalması iletişimin etkinliğini azaltan gürültü örnekleridir. Etkili bir iletişim, iletişime engel olan Faktörlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. İletişimin engellerinden bazılarışunlardır: Algılama farklıları Dildeki farklılıklar Gürültü engeli Duygusal faktörler Sözlerle mimikler arasındaki uyumsuzluk Güvensizlik Alıcının duygu dünyasını ayarlayamamak Yetersiz bilgi Eksik pekiştirme Karmaşık ve aşırı teknik bir dil Yüz yüze iletişim olanağı bulamamak İletişimde farklı ve yetersiz kanal kullanmak gibi faktörler iletişimin engelleridir. Bu engellerin uygun araç ve yöntemlerle ortadan kaldırılması etkin iletişim olanağı sağlar. Geri Bildirim (Tepki ) Bir mesajı gördükten, okuduktan, duyduktan sonra alıcının reaksiyonları tepki olarak bilinir. İletişim sürecinin son aşamasıdır. Geri bildirim aracılığıyla kaynak, iletişimin etkin olup olmadığı konusunda bilgi edinir. Geri bildirim ile iletişim süreci tersine döner ve bu sefer hedef kaynak, kaynak hedef durumuna geçer. Yüz yüze iletişimde hemen geri bildirim alırız ki, buna Gecikmesiz Geri Bildirim denir. Kitle iletişiminde ise iletişim sürecinde geri bildirim almak belirli bir zaman sonra olduğu için buna da Gecikmeli Geri Bildirim denir. Olumlu ve olumsuz olmak üzere iki tür geri bildirimden söz edilebilir. Olumlu geri bildirim, kaynağın amaçlamış olduğu etkiye ulaşıldığını kaynağa bildirirken olumsuz geri bildirim kaynağa alıcı üzerinde amaçlanan etkinin sağlanmadığını söyler. Kaynak, bu noktada amaçladığı etkiyi elde etmek istediğinde, davranışını ve mesajını, aldığı olumsuz geri bildirime göre yeniden düzenler. Ancak bireyler ve kurumlar arasında çoğu kez tek yönlü iletişim uygulandığı izlenir. Daha More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 111 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri doğrusu iletişim sürecinin gerçekleştirdiği düşünülürken ileti süreci gerçekleştirilir. İletişim süreci iki perdelik oyun gibidir. Birinci perdesi mesajın gönderilmesi, ikinci perdesi ise mesajın kaynağına dönüşüdür. Satışçılar geri bildirim ile ilgilenirler; çünkü bu alıcının tepkisinin göndericiye iletilen kısmıdır.Kişisel satış sürecinde müşteriler soru sorabilir veya itirazda bulunabilir. Satış elemanının geri bildirimi hemen alabilme üstünlüğü vardır. Koordinasyon Koordinasyon, çalışmayı kolaylaştırmak ve başarıyı sağlamak için bir işletmenin bütün faaliyetlerinin uyum içinde yürütülmesidir. İşletmeler büyüdükçe ve iş hacimleri arttıkça faaliyetlerin koordinasyonunun önemi de artar. Diğer taraftan yeni teknikler, rekabet koşulları, yasal düzenlemeler, iş yöntemlerindeki değişiklikler vb. koordinasyon görevini zorlaştırır. Satıştan sorumlu yönetici, koordinasyon ile işletmenin satış faaliyetlerinin ve satış elemanlarının birbirleriyle uyumlu hale getirerek grup amacını gerçekleştirmeye çalışır. Koordinasyonun Sağlanması Koordinasyonun sağlanmasında tüm yönetim fonksiyonları rol oynar. Koordinasyon; işletmede, politika, İlke ve kuralların sapmadan uygulanmasını sağlar,kişilerarası ilişkileri geliştirir.Problemlerin çözümünü kolaylaştırır ve karışıklığı önler. Etkili bir koordinasyonun sağlanması için şu hususların dikkate alınması gerekir: İyi ve yalın bir örgüt yapısı oluşturma Plan ve programların uyumlu hale getirilmesi İyi ve etkili bir iletişim sisteminin kurulması Personelin kendi arasında takım ruhu yaratılması Gözetim yoluyla uyumlaştırma Koordinasyon Organları İşletme içinde yer alan birimler hem kendi aralarında hem de birbirleriyle uyum içinde olmalıdır. Her birimin başındaki kişi, koordinasyonla görevlidir. İşletmenin başındaki yönetici ise işletmenin koordinasyonundan sorumludur. SATIŞ EKİBİNİN MOTİVASYONUNU SAĞLAMA Çalışanların işe teşvik edilmesi iş verimliliğini arttırır.İş yerindeki motivasyonu artırmak için yöneticilere önemli rol düşer. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 112 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Motivasyon Yöntemleri Bir işyerinde kullanılan teşvik tedbirlerini üç grupta toplamak mümkündür. Başarılı Olanları Ödüllendirmek Ödüllendirmenin genel amacı; çalışanın işe yaradığını anlaması, başarısının üstlerince bilindiğini fark etmesi, daha çok çalışmak için çaba göstermesidir. Ödül hak edene verilmelidir. Aynı zamanda ödüller, çalışanın ihtiyaçlarına uygun olmalıdır. Ödüllendirme şekillerinden bazıları: Teşekkür veya takdir belgesi, başarı izni, ikramiye vermek Giderleri işyerinden karşılanmak suretiyle tatile göndermek Çalışanların ücretlerine zam yapmak Terfi etme imkanı sağlamak Ayın veya yılın en başarılı elemanlarını seçerek işyerinde ilan etmek, ve işyerine ait gazetelerde açıklamak Başarılı olanlara teşekkür etmek, fikir danışmak, görüşlerine değer vermek Tüm Çalışanlara Yönelik Teşvik Tedbirleri Kurumun başarısını tüm çalışanlarla kutlamak Özel günleri kutlamak Kurumdan Ayrılacak olanlara veda töreni düzenlemek Emekli olacaklara veda yemeği vermek İşe yeni girenlere “ hoş geldin “ yemeği vermek, kurumu tanıtmak, çalışanlarla tanıştırmak Yardımlaşma sandığı kurarak çalışanların parasal sıkıntılarına yardımcı olmak Çalışanların sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olmak Çalışanların öğrenci statüsündeki çoçuklarına burs vermek Sosyal tesisler kurmak Disiplin İşlemlerinin Uygulanması Bir işyerinde başarının ödüllendirileceğini, yanlış veya eksik yapılan işler için ceza verileceğini tüm çalışanlar bilmelidir. Bu durum bir özendirme şeklidir. Çünkü insanlar genellikle ceza alma yerine ödüllendirilmeyi tercih ederler.Örneğin bir satış mağazasında belirli bir sürede en çok satış yapan elemana ödül verilmesi çalışanları teşvik eder. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 113 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Cezalandırma bir baskı ve korku aracı olarak kullanılmamalıdır. Cezalandırmanın yasakları engelleyici, iyi davranışlara yönlendirici olabilmesi için aşağıdaki kurallara uyulmalıdır: Ceza bir korku ve baskı aracı olarak kullanılmamalıdır. Cezayı gerektirecek davranışların nedenleri ortadan kaldırılmalıdır. Hata, çalışanın bilgi yetersizliğinden kaynaklanıyorsa çalışan eğitilmelidir. Cezayı gerektirecek davranışlar görmemezlikten gelinmemelidir. Cezalandırmada adil davranılmalıdır. Kişilere ceza vermeden önce kendilerine savunma hakkı tanınmalıdır. Gerekli araştırma yapılmadan, varsayımlara dayanılarak insanlar cezalandırılmamalıdır Cezalandırılan; ancak daha sonra başarılı olanların cezaları gerektiğinde affedilmelidir. Satış Elemanlarının Motivasyonu Ödüllendirilen davranış tekrarlanır. Satış elemanı başarısından dolayı maddi ya da gayrı maddi olarak ödüllendirildiği zaman bu davranışı teşvik edilmiş olur. Satış elemanlarının güdülenmesi üzerine etkin rol oynayan satış iklimi, ücretlendirme, mali güdüleme araçları satış eğitimi, liderlik ve başarı değerleme faktörlerini motivasyon karması olarak niteleyebiliriz. Satış elemanlarının motive edilmesinin ilk basamağı,onlarla sağlıklı iletişim kurulmasıdır. Motivasyon süreci satış elemanlarının bilgilendirilmesiyle ve onların bilgi ve görüşlerinin alınmasıyla başlamaktadır. Motivasyon ve iş başarımı gerçekleştirildiği takdirde iş tatmini sağlanacaktır. Ücretin yanında, elde edilecek yeni eğitim, saygınlık, çalışacakları yörenin mevkii, işin sağlayacağı hizmet ve para kazanma fırsatları, terfi etme imkanları da satış elemanlarını motive edebilecek değerlerdir. Satış yönetimi açısından bakıldığında satış elemanlarına ödenen ücret ve primlerin dışında başka ödemeler de gerçekleşmektedir. Maddi ya da maddi olmayan araçlarla satış elemanının giderlerinin karşılanması, gerekli ücretlerin ödenmesi, donanımının sağlanması “ ödüllendirme “ olarak adlandırılır. Bu değişikşekillerde yapılabilir. Yalnızca ödeme yoluyla ödüllendirme: satış elemanına belli bir zaman süresi için sabit ödeme yapılır, Yalnızca satış hacmiden komisyonla çalışan satış elemanının kazancı doğrudan kendi çabasına bağlıdır. Bu ikisinin değişik oranlarda bir arada uygulanmasıyla karma sistem oluşur. Bu sistem firmanın özelliklerine, ürüne, pazara ve satışın şartlarına göre değişmektedir More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 114 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Çeşitli ödeme bileşenlerinin ve yöntemlerinin uygulanmasında;ödeme zamanına göre (Aylık, haftalık, gündelik, saatlik ), parça başına ücret ödenebilir. Ödenecek ücreti düzeyi satış elemanlarının o firmada daha uzun süre çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. Satış elemanlarının bireysel ücret düzeyleri belirlenirken ustalık, eğitim, deneyim, üzerine aldığı sorumluluk ve harcadığı enerjiye göre değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. İnsan Psikolojisi İnsan, toplum içinde yaşamak ve halkla ilişkilerini sürdürmek zorudadır. Bu ilişkiler; aile, okul,iş yeri gibi kurumlar düzeyinde gerçek ve tüzel kişilerle olabilir. İnsanların halkla olan ilişkilerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi, insan psikolojisinin bilinmesini gerektirir. Kavram olarak psikoloji; bir grubun bir kişinin hareket etme düşünme, duygulanma biçimlerinin tümü anlamına gelir. Kısaca psikoloji, insan davranışlarını inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlanabilir. Günümüzde karmaşık hayat koşullarında, insan davranışlarının analiz edilerek nedenleri hakkında bilgi edinilmesi, insan ilişkilerindeki başarının esasıdır. İnsan belirli özelliklerle dünyaya gelir. Daha sonra ailede, okulda, çevrede yeni bilgiler öğrenir. Bu bilgi ve becerilerle çevresini etkilemeye çalışır.Bazen de çevrenin etkisi altında kalır. Bu etkileşimde “ İnsan “, “ çevre “, ve “ iletişim” üçlüsü dikkati çekmektedir. Haberleşme sırasında insan beş duyusunu kullanır. Elde ettiği bilgileri, konuşarak, sonra hareket, şekil, ses, dokunma gibi davranışlarla karşı tarafa iletir ve muhataplarını etkilemeye çalışır. Aynı zamanda, aynı duyu organları ile çevreden etkilenir. Her insan, yaptığı öğrenim ve seçtiği meslek alanında bir çevre edinir. Böylece iş hayatında ast üst ilişkleri doğar. Ayrıca insan hayatı boyunca psikoloji ile olduğu gibi çevre ile olan ilişkilerinden dolayı sosyoloji ile de yakın ilgisi vardır. İnsanların; insan ilişkilerinde beklenen davranışları gösterebilmeleri için sağlıklı bir psikolojiye sahip olmaları gerekir. Özetlemek gerekirse, bu konuda kişinin: Toplumun değerli bir üyesi olduğuna inanması ve bunun gereğini yapması İçinde yaşadığı toplumumun değer yargılarına saygılı olması Çevresindeki kişilerle olumlu ilişki kurması Kişinin önce kendisine ve sonra çevresine saygılı olması Kendisine güvenmesi ve komplekslerden arınmış olması Kendisiyle uyumlu olması, yersiz kaygı ve kuruntulardan uzak durması Problemlerini çözme konusunda azimli ve kararlı olması, bu konuda gereken çabayı göstermesi Kendi kararlarını kendisinin vermesi ve bunun sonucuna katlanma olgunluğunu göstermesi More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 115 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Boş zamanlarını değerlendirebileceği resim, müzik spor gibi uğraşları olması Toplum içindeki saygınlığını arttırır SATILACAK ÜRÜNLERİ PLANLAMAK Mağaza yöneticisi ve satış elemanı satılacak ürünler için planlama yapmak zorundadırlar. Gruplama Bilgisi Grup, aralarında herhangi bir bakımdan ilgi ya da benzerlik bulunan ikiden çok unsurun oluşturduğu topluluktur. Satış elemanı ürünlerin gruplandırılmasını yaparken aşağıdaki noktalara dikkat etmelidir: Modeli Üretim Tarihi Ham maddesi Renkleri Fiziksel özellikleri Fiyatı Bakım kuralları Nelerle kullanılabileceği Sevkiyat koşulları Üretildiği yer Stoktaki ürünler Görsel Vitrin Standartları ve Uygulamaları Güncel yaşamda görsel düzenlemeler her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Günümüzde firmalar arasında müşteriyi çekebilmek için firmayı diğerlerinden ayıracak bazı farklılıklar yaratılmalıdır. Çok farklı ürün gruplarında çalışan ve çeşitli ürünleri en uygun ve doğru şekilde hedef kitlelere ulaştırılması gerekir. Güzel hazırlanmış bir kombin, canlı renkler, estetik bir vitrin ve mağaza dizaynı, iyi ışıklandırma, ferah, güzel, temiz kokan bir ortam, güler yüzlü mağaza personelleri insanları bilinçaltında olumlu etkiler ve alışverişi yönlendirir. Müşteri ile tanışma vitrinde başlar mağaza içinde devam eder. Görsel Sunum Görsel sunum müşteriyle iletişime girme sanatıdır. Fimanın satışa sunduğu ürün karması, stand organizasyonu, ürün yerleşimi ve sunumu, görsel sunum sürecinin halkalarıdır. Bir mağazanın müşteriye hizmet felsefesini ve ürün çeşitliliğini ifade eder. satışın en önemli aracıdır. Anlık satın alımları arttırır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 116 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Mağaza tarzının ürün temasının doğru algılnmasını sağlar. Ürüne destek verir, ürünü ön plana çıkarır. Müşteriyi ürüne yönlendirir. Ürünün ve ürünle ilgili sunumun yarattığı etki ile müşterinin mağazada daha uzun süre kalmasını sağlar. Ölçüler Ürün teşhirinde çeşitli stand uygulamaları yer almaktadır. Bu uygulamalardan bazıları şunlardır. Bukelamun Bukelamun seperasyonda biçok ürün sergilenebilir: Ayakkabı, çanta, çorap, boxer gibi... Ahşap bukelamun seperasyonlarında; iç çamaşır, kravat, kemer, çorap, havlu, mayo ve bikiniler (yaz dönemi ) aksesuar sergilemeleri yapılır. Konsept Masalar Bir takım masa üzerinde 90 adet ürün ( 14 Model ) sergilenebilir. İndirim dönemlerinde ayni fiyat grubu ürünleri sergilemede de masalardan faydalanılır. Koridor reyonlarındaki standlarda taşıma kapasitesine uygun olarak yerleştirilmiş ürünler sunulur. Orta seperasyonlarda mağazanın girişinden başlanarak indirimli ürünler sergilenir. Stand üstündeki aparatlara fiyat etiketleri takılır. Koridor bölgesindeki standların arasındaki uzaklık, en az 100 cm en fazla 120 cm olmalıdır. Tırmık Bu seperasyonda kemer ve kravat teşhiri uygulanır. 72 adet kemer (12 Model ) 96 adet kravat sergilemesi yapılabilir. Ölçü :60x 135 cm. Gözlük 64 Adet ürün sergilenebilir. Ölçü :21x 160cm. Aksesuarlık Birçok model aksesuar sergilemesi yapılabilir. Ölçü :60x90x145cm. İç Çamaşırlık Standı 5 çubuk kullanılan çamaşırlıklarda 50 adet ürün kullanılabilir. Ölçü :Yükseklik 180 cm, çubuk uzunluğu:35 cm More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 117 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Garden Seperasyon Garden seperasyonlar mağaza girişlerinde, orta bölümlerde, koridorlarda kullanılır. Bu sergileme sisteminde indirim dönemlerinde tek fiyatlı ürün grupları sergilenir. Sezon içinde genellikle düşük fiyatlı ve ön plana çıkarılması gereken ürünler sergilenir. Garden seperasyonlarda 45 adet ürün sergilenebilir. Duvar Standı Kat Ürün ve Askı Ürün Sergileme Şekli Fazla miktarda ürün sergilenebilen bu satış yerlerinde ürünler gruplandırılarak renk düzeni içinde kombineli olarak sunulur. Duvar bölgelerine yerleştirilen ürünler depo görüntüsü vermemeli, raf ve askıların planlı kullanımı ile karmaşık görünmemelidir. Ürünler reyonda lotlu olarak bulundurulmalıdır. Duvar reyonları ve prezentasyonları 6’lık lotlar halinde ( S-M-L-XL ), ortalama 25 cm genişliğinde, 15 cm yükseklikte, ürünler arasında 25 cm boşluk mesafesinde ve kullanılacak raf uzunluğuna göre adetler değişebilir. Kat ürün sergilemesinde dikkat edilmesi gereken noktalar: Ürünlerin müşteriye bakan yüzleri iç kombin ve aksesuarlarla desteklenmeli, müşterinin ürüne daha kolay ulaşması sağlanmalıdır. Ürünler standa müşterinin ürünü kolayca alıp tekrar yerine koyabileceği şekilde yerleştirilmelidir. Ürünler yalnızca ait oldukları aparatlar ile satışa sunulmalıdır. Alarmlamalar ürünlerin duvar bakan kısımlarında ürünü zedelemeyecek şekilde ürünün dikiş yerlerine uygulanmalıdır. Yerleştirme Teknikleri Mağaza düzenlenirken yerleştirme tekniklerine uymalıdır. Renk Uyumu Müşterinin tercih ettiği renkleri taşıyan ürünler ile buluşmasını kolaylaştırır. Takım veya set olmayan adetli satış amacıyla üretilmiş olan ürünler açıktan koyuya doğru; önce pastel renkler, en son koyu renkler dizilerek yerleştirilir. Her renk içinde önce düzler, sonra desenliler gruplanır. Renk bazında ve ürün bazında ayrılan ürünler küçükten büyüğe doğru dizilir. Renklerin Dili Sarı: Geçiciliği ve dikkat çekiciliği ifade eder. Bu nedenle her yerde kullanılmaz. Pembe: Rahatlatıcı, çocuksu renktir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 118 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Kahverengi: İnsanı hızlandıran, toprak ve sonbahar rengidir. Mavi: Sakinlik simgesi olup uzaklık ve denklik hissi verir. Kırmızı: Tansiyonu yükseltir, kan akışını hızlandırır.Şiddeti simgeler. Siyah: Gücü ve tutkuyu ifade eder. Karamsarlığı çağrıştırır. Mor: Hayal gücü ve yaratıcılığın rengidir. Beyaz: İstikrarı, devamlılığı ve temizliği ifade eder. Yeşil: Güven verir, rahatlatıcı bir etkisi vardır. Yaratıcılığı körükler. Ürünlerin Yapısal Uyumu Ürünler, cinsleri göz önünde tutularak bir araya getirilir. Ürün cinsine göre ayrılan ürünler kullanım amacına göre ayrılır. Ürünler: Küçükten büyüğe ve büyükten küçüğe doğru Amaçlarına göre, Cinslerine göre, Kendi içlerinde gruplanarak kombinli bir şekilde yerleştirilir. Ürünlerin Nitelik ve Nicelik Uyumu Ürünler standlara aynı özellikleri taşıyanlara göre arka arkaya yerleştirilir. Küçük ürünler standın öne bakan kısmında yer alır. Üst üste konulması gereken ürünler küçükler üste gelecek şekilde yerleştirilir. Kombin Sıralaması Bir reyon klasik şekilde oluşturulmuşsa kombinasyon oluşturacak şekilde sergilenmesi gerekir Ürünlerin sıralanış biçimlerine göre kısadan uzuna doğru sergilenir. Dönemsel Mağaza Yerleşimi Mağazalar bazı dönemlere göre yerleşim yapmalıdırlar. 4.3.6.1. İndirim Dönemi Ürünlerin reyon yerleşimi İndirim yüzdelerine göre ( %50, %40 ,% 30 ) Materyallerine göre Fiyatlarına göre Koleksiyonlar kendi içinde gruplanır More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 119 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Sessiz Satış Kombinli sergilenenher ürün , satış adetini yükseltmeye yöneliktir. Belli bir ürünü almaya gelen müşteri, bu ürünün yanında onu tamamlayan, yani kombin bir başka ürünü gördüğünde onu da alıyorsa buna sessiz satış denir. Ürünler reyona kombinli yerleştiği zaman mağaza personeli bir ürünü tamamlayabilmek için fazla vakit kaybetmeyeceğinden, diğer müşterilere daha çabuk yönelecektir Pozitif / Negatif Alan Pozitif Alan: Standlar ve üzerindeki ürünlerin kapladığı alanlardır. Negatif Alan: Standlar arasındaki boş alanlar ile koridor ve giriş bölgelerine ayrılan alanlardır. Standların aralarında yeterli negatif alan yok ise, standlar bir barikat oluşturup müşterinin reyona girmesini engeller. Standlar arasında çok fazla negatif alan varsa, mağaza ve ürünler lüks ve pahalı olarak algılanır. Fiyatlandırma Fiyat etiketleri müşteriyi alışverişe yönlendirir. Müşteri nezdinde kazanılan imajın bozulmaması için etiketlendirme çalışmalarında hassas davranılmalı ve gözardı edilmemelidir. Vitrinler İyi tasarlanmış bir vitrin dizaynı, estetiğin önemini ön plana çıkartır. Estetik vitrin kaliteyi yansıtır. Vitrin “ Firma ne satar “ sorusunu yanıtlar. Firmayı temsil eder. Ürünlerin v Satş performansı yüksek olan ürün İndirimli ürün Stok adedi yüksek ürün Kampanya ve özel günler için hazırlanan ürünler Mevsim ve hava koşullarına uygun ürün Vitrinde Kullanılan Erkek ve Bayan Mankenler Bir erkek mankenin kapladığı boş alan 60 cm2 dir.Bir bayan mankenin kapladığı boş alan 50 cm2 dir More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 120 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Vitrinlerin kombinlenmesi Mağaza içinde yapılan tüm görsel uygulamalarda teşhir edilen mankenlerin giydirilmesinde birbirine benzer ürünlerin üst üste kombilenmesine dikkat edilecektir. Vitrin Öncesi Vitrin, uygulamadan bir gece önce boşaltılır Vitrin kombinleri, mağaza müdürü ve mağaza görseli tarafından hazırlanır. Ürünler seçilir. Seçilen ürünler test edilir. Vitrin temizliği tamamlanır. Vitrin Sonrası Vitrin etiketlemeleri yapılır. Vitrine uygulanan ürünlerin takibi yapılır. Eksilen ürünlerin siparişi verilir. Vitrinde uygulanmış, fakat rpt”si bitmiş olan ürünler hakkında merkez vitrin grubuna bilgi verilir. Vitrin temizliği ve düzeni bir sonraki vitrin programına kadar korunur. Öne Bakan Reyonlar Mağaza reyonlarının % 50”si öne bakan reyonlardan oluşmalıdır. Çünkü ürün ön yüzünden daha net algılanır ve satış hızı yükselir. Sayım Stok yönetimi tarafından belirlenen optimum stoklar doğrultusunda mağazalara hangi ürünlerin ne kadar miktarda gideceği belirlenir. Mağaza müdürlerine Bilgi işlem biriminin mağazalar destek sorumlusu tarafından teslim edilecek ürün adedi internet ortamında belirtilir.Lojistik ve sevkiyat ekibi tarafından stok yönetiminin verdiği bilgiler doğrultusunda ürünün gönderimi gerçekleştirilir. Bunun için dikkat edilmesi gereken hususlar: Koli ürün cinsine seçilir. Kolinin en altına en ağır ürün gelecek şekilde dizilir. Kolilerin araçlara yüklenmesive aracın hareketi esnasında kolilerin zarar görmemesi sağlanır. Araç dikkatli kulanılır. Gerekli ambalajlama işlemleri yapılarak, adres etiketi ile diğer fiş bilgileri ve alıcı mağaza bilgileri yazılır. Kolilerin program dahilinde, güzargahtaki son mağazadan başlanılacak şekilde ve koli tabanı yere gelecekşekilde araca yerleştirilmesi sağlanır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 121 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İrsaliyeler ve faturalar araç sürücüsüne imzalatılarak teslim edilir. Araç mağazaya ulaştığında; Mağazalar tarafından,mağazaya ait irsaliyeler seçilerek fiş bazında koliler teslim alınır. Koli ambalajlarının sağlamlığı ve irsaliyedeki koli adetleri teslim alınırken kontrol edilir ve teslim imzaları atılır Ürünler mağazalarda merkezden araçla birlikte gidecek bir personel tarafından ya da mağaza bünyesinde çalışan bir personel tarafından taşınmalıdır. Koliler taşınırken tabanı yere gelecek şekilde taşınır. Ürünlerin zarar görmemesine dikkat edilir Taşımalarda tekerlekli taşıyıcı araç kullanılmalıdır. Depo alt katta ise koliler aşağıya doğru yuvarlanmamalıdır. Eğer eksik koli gelmiş ise mağaza, eksik gelen koliyi irsaliye üzerinde belirtir.İrsaliyenin bir nüshası mağazada kalır. Mağaza ürün teslim alma işlemini irsaliyedeki ürün adedi ile teslim aldığı ürün adedini karşılaştırarak yapar. Eksik gelen ürünlerin bilgisini lojistik depoya taşınmasından sonra fiş bazında nicelik, nitelik kontrolleri yapılarak ürünler sayılır. Talep Talep, en yakın anlamıyla bir malın satılan veya satılacak olan niceliğidir. Ekonomik anlamda ele alındığında, bireylerin her isteği talep olarak nitelenmez. Ekonomik yaklaşımdaki talep kavramı daha özel bir anlam taşır. Talep, belirli bir malın belirli bir zaman ve yerde satın alınacak nicelikler ile fiyat, tüketici geliri, diğer malların fiyatları gibi çeşitli değişkenler arasındaki fonksiyonel ilişkidir. Herhangi bir zaman kesitinde belirli bir malın talep edilen miktarı ile o malın fiyatı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Bu ilişki genelde ters yönlüdür. Malın fiyatı yükseldikçe mala karşı olan talep düşer, malı fiyatı düştükçe mala karşı olan talep yükselir. Kişiler ve aile fertleri, ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla mal ve hizmet talep ederler. Kişilerin tek tek taleplerine kişisel talep adı verilir. Kişisel talepler toplanınca piyasa talebi elde edilir.Tüm ülkeyi bir piyasa gibi düşündüğümüzde fertlerin ayrı talepleri toplamını, ülkedeki toplam talep olarak almaktayız. Ülkemizde kişi başına yılda ortalama ete talebi 50 kg ise 50 x70 milyon kişi 3,5 milyon ton et miktarı,ülkemizdeki yıllık toplam et talebini ifade etmektedir. Diğer mal ve hizmetler için de benzer hesaplamalar yapılabilir. Buraya kadar yapılan açıklamalardan talebin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 122 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Satın alma isteğinin varolması Satın alma gücü bulunması Belirli bir zaman veya dönem Belirli bir piyasa Belirli fiyat serileri Talebi yalnız fiyat etkilemez. Fiyatın dışında talebi etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır. Zevkler Tüketici zevkleri ürün bazında talebi etkileyen unsurların başında gelir. Tüketici Beğeni ve Tercihleri Kısa dönemde belirli bir kararlılık gösteren bu unsurlar uzun vadede farklılık gösterebilir.Bu nedenle bu unsurlara bağlı olarak gerçekleştirilen talep tahminlerinde uzun vadeli yaklaşımlar tercih edilmez. Talep düzeylerinde görülen zamana bağlı farklılık ve kaymalar tüketicilerin kültürel, ekonomik ve demografik faktörlerindeki değişikliklerden kaynaklanabileceği gibi satışcıların satış çabalarındaki yoğunluklardan da kaynaklanabilir. Tüketici Gelirleri Tüketici gelirleri, talebi etkileyen bir başka unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.Tüketici ihtiyaçlar hiyararşisinin en alt basamağını oluşturan zorunlu harcamaları belirli bir oranda gözardı edilecek olursa hemen hemen tüm ürünlerin tüketimini gelirle doğrudan ilişkilendirmek mümkündür. Böylelikle tüketici gelirinin artmasının, ürünlerin tüketimini de parelel bir artış trendi içine sokması beklenebilir. .İkame ve Tamamlayıcı Ürünler Bir ürünün başka bir ürüne ikame edebilme derecesinin o ürünün talebini etkilediği unutulmamalıdır. Özellikle bu nitelikteki ürünlerin fiyatındaki değişmelerin ikame edilen ürünlere karşı olan talebi ne derece etkilediği çözümleme konusudur. Ürünler arasındaki ani ve ölçülebilir etkileşimler onların birbirlerinin ikamesi olduğunun bir işaretidir. İkame malları arasındaki talep ilişkisi ters orantılı olurken, tamamlayıcı ürünlerde pozitif bir ilişkiden söz edilebilir. Fiyat Fiyat, her zaman talebi belirleyen en önemli etkenlerden biri olmuştur. Talebi belirleyen diğer faktörlere göre fiyat, arz – talep arasındaki dengeyi oluşturan ve çoğunlukla kararsızlık gösteren bir unsurdur. Taleple fiyat çoğunlukla ters ve ikinci dereceden bir fonksiyonel ilişki içinde bulunur.Fiyat – talep ilişkisinin matematiksel ilişkisini ortaya koyan ölçüm “ Talebin fiyat esnekliği “ olarak adlandırılır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 123 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Sosyal ve Kültürel Faktörler Sosyal ve kültürel faktörler makro düzeyde ele alınan ve nüfus yapısı ve bileşimi ile doğrudan ilişkilendirilen faktörlerdir.Bu faktörlere ait veriler kamu kurum ve kuruluşlarından sağlanan ikinci elden veriler olabileceği gibi, işletmeler tarafından pazarlama araştırmaları sonucu elde edilen birinci elden veriler de olabilir. Stoklar Kısa dönemde etkileri ortaya çıkar. Stoklama stratejisinin uygulanması iki tehlikeyi de beraberinde getirir. Bunlardan birincisi yetersiz stoklardan kaynaklanan “ Stok dışı kalma “ tehlikesidir. İkincisi de aşırı stoklamaya bağlı olarak ortaya çıkan “ürünlerin bozulması, aşınması ve modasının geçmesi” tehlikesidir. Ayrıca, stok buludurma maliyetinin yüksekliği ürün maliyetine ve dolayısıyla ürün fiyatına yansıyacağından talebi de dolaylı olarak etkiler. Dağıtım Dağıtımcıların üreticiden bağımsızlık derecesine göre bağlı olarak talep az ya da çok dağıtım faaliyetlerinden etkilenebilir. Üretici işletmenin dağıtım işlevini de üstlenmesi durumunda dağıtımla ilgili unsurların talep üzerinde çok fazla etkili oldukları söylenemez. Bunun karşıtı olarak işletme ürünlerinin tüketiciye ulaşıncaya kadar birden fazla dağıtım kademesinden geçmesiyle talep önemli derecede etkilenebilir. Özellikle perakende satış ağının etkinliği ürüne karşı olan talebi de geliştirebilir.Talep düzeyleri ve bunlara bağlı olarak işletmelerin geliştirdikleri temel pazarlama görevleri aşağıdaki gibidir.Negatif talep: Bu çeşit talep türü, tüketicilerin çoğunluğunun belirli bir ürüne karşı besledikleri isteksizliği ve hatta bir nefreti yansıtır. Örneğin vejataryenlerin et ürünlerine karşı, barışseverlerin silahlanmaya ve silaha karşı tutum içinde olmaları negatif taleplere örnektir. Sıfır talep: Bu talep türü tüketicide hiç oluşmamış istek ve ihtiyaçları yansıtır. Ne negatif ne de pozitif talebin olmadığı bir talep türüdür. Gizli talep: Tüketiciler tarafından özlemi çekilen; ancak çoğu kez ortaya konamayan istek ve arzuların toplandığı bir talep türüdür. Diyet pasta, zararsız sigara vb. Azalan talep: Tüketici gelir düzeylerindeki azalmalara, rekabetçi ortamın yoğunluğuna ürünün yaşam süreci içindeki yerine ve öteki pazarlama stratejilerindeki eksikliklere bağlı olarak ürün taleplerinde azalmalar meydana gelebilir. Düzensiz talep: Talebin belirli dönemlere bağlı olarak düzensizlik göstemesi sık görülen bir durumdur. Kayak merkezleri yaz, deniz kıyıları kış dönemlerinde bu taleple karşılaşır. Tam talep: İşletme satış potansiyelinin pazar tarafından tümüyle karşılandığı durumu yansıtır. Her zaman karşılaşılan durum olmayabilir. Yaz sezonunda turistik tesislerin tam kapasite ile çalışması örnek olarak gösterilebilir. Aşırı talep: Bir malın ya da hizmetin talebinin o malın arzını büyük oranda aştığı ve bu durumun da işletme tarafından pek de hoş karşılanmadığı durumu yansıtan talep türüdür. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 124 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Sağlıklı olmayan talep: Toplumun fiziksel ya da ruh sağlığını tehdit eden ürün ve hizmetlere karşı olan talep sağlıklı olmayan talep olarak adlandırılır ve genellikle devlet ya da benzer otoritelerce yasaklanır. Talebin tahmin edilmesinde pazar potansiyelinin bilinmesi önemli rol oynar. Ancak Pazar potansiyeli ile gerçekleşen satışlar arasında genellikle bir fark oluşur. Talep şayet işletmenin ya da pazarın geçmiş satışlarına dayanılarak belirleniyorsa gerçek pazar potansiyeli göz önünde bulundurulmamış sayılır. Talebin tahmin edilmesinde üç yaklaşım söz konusudur. Görüşme tekniği: Talep belirleme sürecininen basit ve en kestirme yaklaşımını görüşme tekniği oluşturur. Farklı zaman ve mekanlarda gerçekleştirilen sorgulamalar sonucu elde edilen veriler birleştirilerek bir sonuca varmak istenir. Ancak bu tekniğin zayıflığı tüketicilerin fiyata ve fiyat değişimlerine karşı farklı davranışlar sergilemeleri nedeniyle talebin belirlenmesinde güvenilir bir teknik olarak ele alınmaz. Deneysel yaklaşım: Yargısal değerlemelerin yer aldığı görüşme tekniğinden farklı olarak deneysel yaklaşımda, belirli bir satış noktası, satış bölgesi ya da pazarın tümü ele alınarak gerçek fiyat değişiklikleri yapılır ve sonuçta bu değişikliklere bağlı olarak talepte meydana gelen farklılıklar gözlenir. İstatistik yaklaşımlar: İstatistik tekniklerin kullanımı yukarıda belirtilen her iki yaklaşımla beraber kullanılabilir. Bu nedenle bu yaklaşımı, farklı bir teknik olarak değil yukarıdaki iki tekniğin tamamlayıcısı olarak düşünmek gerekir. Farklı talep düzeylerinde talep edilen miktarları ilişkilendirerek regresyon yoluyla elde edilen ikinci dereceden bir talep fonksiyonu eğrisi bu tür yaklaşıma iyi bir örnektir. İşletmelerin fiyatlandırma poltikalarının yanı sıra ürettiği mal ve hizmetlerle ilgili başka stratejileri de bulunur. Bu stratejilerle ilgili faaliyetler aşağıdaki gibidir. Üretim faaliyetleri : Makine ve teçhizat , hammaddeler,işgörenler, beceriler, teknoloji, tesisler, üretilen ürün türü, ürün tasarımı vb. Satınalma faaliyetleri : Ham mddeler, işgücü, yönetim ,finans, sabit değerlşer vb. SatışFaaliyetleri : Müşteri türü ( gelir, sınıf, yerleşim, marka bağlılığı, cinsiyet, yaş vs.) sipariş türü (miktar, dağılım, sıklık, zamanlama, kredili ya da peşin vb.) satış noktası türü ( büyüklük, dağılım). Talebin derinliği ve genişliği talep analizinde eralan iki önemli boyutu oluşturur. Talebin derinliği, belirli bir ürün için tüketicinin ne kadar fiyat ödemeye hazır olduğunun belirlenmesidir. Talebin genişliği ise belirli bir fiyat düzeyinin üzerinde müşterilerin hangi oranda satın alma eylemini sürdüreceğinin bilinmesidir.Ancak buradaki talep kavramı, ürünle doğrudan ilgili talep yerine ürün özellikleriyle ilgili talep anlamındadır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 125 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Moda Moda,insanların yaşamlarını birçok yönden (mobilya, giyim, düşünce, davranış) etkileyen toplumsal olgudur. Moda, çağdaş toplumlarda bireylerin kendilerinden üstün düzeydeki kişileri taklit etmelerinden doğar ve sürekli olarak değişir. İnsanların günlük yaşamını derinliğine etkileyen ve günlük konuşmalarda oldukça sık kullanılan moda sözcüğünün birkaç anlamı vardır. Süs ,giyim, mobilya vb. kullanışlarını ve biçimlerini geçici olarak düzenleyen kuralla Mevsimlere göre giysilerde yapılan değişiklikler Toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen büyük ilgi Genellikle uyulan davranış biçimi, anlayış, alışkanlık vb. Moda, her yerde bulunan bir şeydir; etkilemediği bir davranıştan, bir ortamdan, bir toplumsal zamandan söz edilemez. Moda, yalnızca giyim kuşamı kapsamaz; konuşmaları eğlenceleri oyunları, sanatı, bilimi ve eğitimi de etkiler.Kimi zaman da iletişim sağlayan basit bir davranıştır. Nitekim, dilde söylemin anlamından çok benzerleşmesi, ritmi, tonu sözcüklerin seçimi modanın etkisinde kalır. Burada bir düşüncenin değil; bir benzerliğin ve taklidin üretilmesi sözkonusudur. Bazen düşünce modaları için de aynı şey geçerlidir. Burada da, genellikle düşüncenin temelindeki araştırma değil; sözcükler alınıp benimsenmektedir. Moda, kolektif davranışın özel bir durumu olarak incelenmiştir. Her moda, hızla gelişen art arda gelenbirçok aşamalardan geçen bir süreç olarak görülmektedir. Kanıların ve davranışların yerine oturmuşluğu ve sağlamlığı, bunların temelini oluşturan kalıpların ve simgelerin yaygınlığı ile açıklanmaktadır. Herkes bazı kalıp düşüncelerüstünde birleşmektedir. Çünkü kanı, ideolojik çevre tarafından büyük ölçüde belirlenir. Tüketim Moda, modern iktisadın sanayi ve kütlesel üretimine bağlı görünmektedir. Yaygın olarak tüketilen ucuz mallar, geleneksel olarak değerli ve beğenilen mallara benzer görünümlerde üretilir. Moda, satışı en yüksek noktasına ulaştırmak; fakat aynı zamanda talebin genişlemesini kestirmek ve denetlemek isteyen sanayi üretiminin belli bir örgütlenmesine bağlıdır. Bundan dolayı giyim kuşam modalarının ortaya atılması, uzman kadrolarca, kitle haberleşme araçları ile ve özellikle moda dergileriyle gerçekleştirilmektedir. Serbest piyasa üretimi, pazar araştırmaları yaparaktalep üstünde önemle durur ve bireyin isteklerini dikkata aldığı gibi, ona tüketeceüi yeni mallar sunmaktan da gheri kalmaz. Böylece “ gösteriş için tüketme “diye adlandırılabilecek yeni bir olgu ortaya çıkmıştır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 126 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Taklit Başta Gabriel Tarde olmak üzere biçok toplum bilimci, modanın evrimini bir taklit diyalektiği ile açıklamaya çalışmışlardır. Onlara göre alt aşamadan toplumsal sınıflar, bir şeyi parasal ve kültürel açıdan elde edebildikleri zaman, üst aşamadan sınıfların toplumsal yaşamın dış görünüşlerini hemen benimsiyorlardı. Burada bilinçli ya da bilinçsiz olarak taklit yoluyla gerçekleştirilmiş bir uyarlama sözkonusuydu. Örneğin, Fransa’da Krallık Döneminde Versaillej’da saraylılar kralı taklit ediyordu. Kentte burjuvalar, soyluları taklit etmekten geri kalmıyorlardı. XVIII.yy.da züppelik (sbonizm), İngiltere’de sanayi toplumunun ortaya çıkışına eşlik ediyordu.Bu züppelik, kuvveti paraya dayanan tüccar sınıfının, aristokratça yaşamayı taklit ederek kendini doyuma ulaştırmasında açıkça görülüyordu. Nitekim yüksek burjuvazi de Fransa’da eski rejimin soylularının benimsedikleri aynı değerlere yöneldiğini iddia ediyordu. Daha yüksek bir modelin benimsenmesinin doğurduğu büyülenme duygusu, her araçla ve her zaman kendini gösterir. Modalar, günlük yaşamın içine girmiştir. Televizyon ekranları, dergiler, internet ve reklam aracılığıyle evlerin içine kadar sızar. Toplumsal ruh bilim araştırmaları modayı izleme konusunda, görünüşte birbirine karşıt olan iki güdülenmenin var olduğunu ortaya çıkarmıştır.Başkaları gibi davranma kaygısı ve başkalarından farklı olma kaygısı. Ayrıca, çağdaş modanın yayıcısı olarak ortaya çıkan toplumsal grupların alt ya da üst sınıflardan oldukları kesinlikle söylenemez.Günümüzde moda bir seçkinler zümresi tarafından yayılmaktadır. Bu zümre, moda yayma işine şu ya da bu ölçüde hazırlanmış ünlü kişilerden (sinema oyuncular, sahne sanatçıları vb.) oluşmaktadır. Öte yandan bütün toplumsal zümreler arasında kentlerde yaşayan orta sınıf , modaya sanayi kesiminde çalışan işçilerden ya da köylülerden daha fazla önem vermektedir. Hükümet Politikaları Devlet, ekonomik yaşamın çeşitli koşullrına göre fiyatların belirlenmesinde önemli rol oynar.Ekonomik eylemlere karışmayı gerekli gördüğü yerlerde fiyat, devletin elinde bir düzenleme aracıdır. Devlet fiyatlar üzerinde, dolaysız ya da dolaylı olarak etkili olur. Devletin fiyatlar üzerideki dolaysız etkilerini şöyle sıralayabiliriz: Devlet, kimi maddelerin fiyatlarını kesinlikle belirler ve bu belirlenen fiyatın üzerinde ve altında satış yapmayı yasa ile önler. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 127 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Devlet, bazı malların fiyatları için alt sınır koyar ve buna alt sınırdan daha düşük bir Devlet bazı malların fiyatlarına bir üst sınırlama koyar. Bu üst sınır aşılmamak kaydıyla sınırlarını belirler.Bu durumda alt ve üst sınırı aşma olanağı yoktur. Devletin bu dolaysız müdahalesi yanında, dolaylı olarak yaptığı müdahaleler de bulunmaktadır.Dolaylı etkilerin başlıcalarınışöyle sıralayabiliriz: Fiyatların açıkça duyur bazen zorunlu ya da isteğe bağlı hesaplama yolları gösterir. Ayrıca kar hadleri de devletçe belirlenebilir. Mevsimlik Faktörler Malın türü de fiyatlamayı etkiler. Örneğin çabuk bozulur malların üretim yerine yakın pazarlarda satılması ya da hızlı ve pahalı araçlarla uzak pazarlara taşınması gerekir.Ayrıca, bu tür mallar uzun süre saklanamaz. Üretimin ilk günlerinde yüksek fiyatlama sözkonusu olabilir.Fakat mevsimin sonuna doğru,genellikle fiyatlar düşer. Benzer fiyat uygulaması modaya bağlı mallar için de geçerlidir. Mevsimlik İndirim Satışı mevsimlik olan mallara uygulanır.Alıcılar ölü mevsimde mal satın aldıklarında, indirim yapılır.Böylece, üretici olanaklarını yıl boyunca düzenli biçimde kullanma amacı güder. Tarımsal Ürünlerin Durumu Tarım ürünlerinin üretiminin mevsimlik olmasının etkileri de göz önünde tutulmalıdır.Tarım ürünlerini,satın alan imalatçılar ve aracılar,satın alacakları ölçüyü (miktarı ) kontrol edebilirler. Pazar potansiyelini tahmin edip ona göre alım yaparlar.Tarımcı ise,talebi tahmin etmese bile elde edeceği hasılayı (ürün ölçüsünü, miktarını ) kontrol edemez. Mevsim ve iklim koşulları elde edilecek hasılayı etkiler. Bugün, araştırmalar sonucunda toprak koşullarının düzenli kılınma sağlanabilmekte, dolayısıyla, üretim de düzenli yapılabilmektedir. Sulama sorunları daha kolaylıkla çözülebilmektedir. Böylece tahmin edilen talebe uygun ölçüde üretim yapmak bir ölçüde gerçekleşmektedir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 128 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Rakip Ürünler (Rekabet) İşletmeler fiyatlarını belirlerken rakiplerini temel alırlar. Buna göre işletme, pazarda rakiplerden daha düşük fiyatlar uygulayarak onları pazar dışına atmayı ya da onlarınpazar paylarını daraltmayı hedeflerler. Rekabetçi fiyatlamanın başka bir görünümü oligopol tipi pazarlarda yer alır.Bu tür pazarlarda pazara egemen olan büyük bir işletme vardır ve bu işletme Pazar önderi olarak fiyatların yönünü tek başına belirler. Diğer firmalar egemen firmanın fiyatlarını izler. Bağımsız olarak hareket eden ve çeşitli yollarla birbirlerinden üstün gelmeye çalışan iki ya da daha çok işletmenin gösterdikleri çabaya “ Rekabet “ denir. Rekabete girişme yolları? Aynı malı daha ucuz fiyatla pazara sunmak Pazara,benzerlerine göre farklı olan mallar sürmek Pazara yeni ürünler sunmak Başarılı bir satış arttırma kampanyasıyla, rakip mallara göre daha yararlı izlenimi yaratarak işletme malının daha çok satışını sağlamak İşletmeler pazarın kabul edebileceği fiyatın çok az üstünde ya da çok az altında bir fiyat belirleyebilir/ Bu belirlemede rakiplerin davranışı önemlidir. İşte rakiplerin davranışlarını temel alarak fiyatların belirlenmesine rekabete dayalı fiyatlama denir. DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ Personel performansının değerlendirilmesi çeşitli yöntemlerle yapılabilir. Her işletme kendi yapısına, çalışma konusuna, özelliklerine ve büyüklüklerine en uygun düşen yöntemi seçip uygulayabilir. Bu yöntemleri şu şekilde gösterebiliriz. Karşılaştırma yöntemi Bu yöntem ile ilk olarak karşılaştırmaya esas teşkil edecek kilit işler tespit edilir. Belirlenen bu işler beş ana faktöre göre düzenlenir. Bu faktörler Zihinsel faaliyet Ustalık Fiziksel faaliyet Sorumluluk İşşartları olarak sistem bulucular tarafından belirlenmiştir. İşlerin bu faktörlere göre düzenlenmesi ve sıralamanın yapılmasından sonra, ödenmekte olan ücretler, faktörlere bölünerek işlerin bu yönden derecelendirilmesi yapılır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 129 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Sıralama Yöntemi Bu yöntem, işlerin önem derecelerine göre sıralanması prensibine dayanmaktadır. İşlerin eğitim, görgü, ustalık, fikri ve fiziki çaba, risk gibi özelliklere göre sıralanması ve buna göre de ücretlendirilmesi yapılmaktadır. Sıralama metodu, uygulama kolaylığı ve az masraflı olması açısından küçük işletmelere tavsiye edilen bir değerlendirme yöntemidir. Sınıflama Yöntemi Bu yöntemin en belirgin özelliği, işlerin belirli sınıflar ya da dereceler içinde değerlendirilmesidir.Önce sınıflar belirlenir ve tanımlanır ( atölye, büro, satış işleri gibi… ) daha sonra da bu sınıfların gerektirdiği niteliğe göre işler gruplara ayrılır. Sınıflandırılmış olan işler kendi içinde sıralama yöntemiyle dizilir. Puanlama Yöntemi En çok kullanılan ve en geçerli olan yöntemdir. Diğer yöntemlere göre daha detaylı ve daha geniş uygulama kabiliyeti olan bu yöntemde, ilk olarak değerlendirmede kullanılacak faktörler belirlenir. Bu faktörler genellikle dört ana bölümde incelenir. Bunlar; ustalık, gayret, sorumluluk ve iş şartlarıdır. Daha sonra bu dört ana faktöre ağırlıklar ve nispi değerler verilir. Ağırlıklar ( % ) olarak verilir ve toplam % 100 olarak kabul edilir.Örneğin: Ustalık :%40 Gayret :%30 Sorumluluk :%20 İşşartları :%10 Toplam :%100 Faktör Karşılaştırma Yöntemi Puan yöntemine benzeyen faktör karşılaştırma yönteminde puan yerine ücretler ön plana çıkar. Her faktöre göre işler sıralanır. Daha sonra seçilen işlerin karşılaşırması ile nispi değerleri parasal olarak belirlenir. 5.2. Olağanüstü Olaylarda Yapılacaklar İnsanlar, aralarındaki arkadaşlık duygularını geliştirmek,işverenlerin veya üstlerinin haksızlıklarına karşı koyabilmek gibi çeşitli amaçlarla dayanışma içine girerler. Dayanışma duygusunun çok yüksek olduğu kuruluşlar, genellikle en verimli şekilde çalışan kuruluşlardır. Bir işyerinde işlerin tamamlanması, karşılıklı yardımlaşmayı gerektirir. Ayrıca; üzüntü ve sevinçleri paylaşmak, birlikte eğlenmek, kişisel sorunların çözümünde yardımcı olmak, insanların en önemli isteklerindendir. Çalışanların hastalıklarında ilgilenilmesi; evlilik, terfi gibi olaylar sırasında kutlanması ihtiyacı olanlara yardım edilmesi gibi dayanışmalarla işyerinde huzurlu ve verimli bir çalışma sağlanır. Dayanışma sayesinde arkadaş toplulukları ortaya çıkar. Bu topluluklar, çalışanların çeşitli More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 130 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri problemlerinde onları destekler. Arkadaş topluluklarında işin yapılmasıyla ilgili kurallar gelişir. Bu kurallara uymayanlar topluluğun tepkisiyle karşılaşırlar, topluluk dışına itilerek cezalandırılırlar. Dayanışmanın yüksek olduğu bir toplulukta iş verimin arttırılmasıyla ilgili kurallar önceden konmuş ise iş verimliliği artar. İş veriminin azaltılması konusunda kararlar alınmışsa iş verimliliği düşer. Böyle bir dayanışma, iş verenin veya üstlerin davranışlarına karşı toplu direnmelere yol açabilir.Çalışanlar hatalı işlerinden dolayı cezalandırılsalar bile dayanışma gereği davranışlarını değiştirmezler. Yöneticiler bu tür toplulukları ortadan kaldırmak yerine, toplu direnmelerin nedenlerini araştırarak çözüm getirmelidirler.Böylece dayanışmanın iş verimliliğine yönelik olması sağlanır.Örneğin;bir işletmede işler kasıtlı olarak yavaşlatılıyorsa, hatalı yapılıyorsa bu davranışların nedenleri araştırılmalıdır. Ücret iyileştirmesi, üstleri haksız, adaletsiz davranışlarının düzeltilmesi gibi önlemler alınmalıdır. Böylece insanlar arasındaki dayanışma, iş verimliliğinin artırılması için yönlendirilir. Çalışanların kişiliklerine ve düşüncelerine saygı gösterilmeli, hoşgörülü davranılmalıdır. İşle ilgili konularda yöneticiler, her zaman kendi düşüncelerinin kabul edilmesi konusunda inatçı olmamalı; gerekli durumlarda başkalarının görüşlerinden yararlanmalıdırlar. Yöneticiler çalışanlara tarafsız davranmalı, hak etmeyen kişilere ödüller vermemeli ve ayrıcalıklar tanınmamalıdır. Personel Bilgisi İşletmenin başarıları, girişimcilerin çeşitli kaynakları temin etme, koruma ve kullanmalarındaki başarıyla doğru orantılı olmaktadır.Bilindiği gibi işletmeler sermaye, ham madde, makine gibi kaynakları kullanarak mal ve hizmet üretirler. Ancak bunlar dışında gerek ticari işletmeler gerekse diğer tip işletmeler için hayati önemi olan bir kaynak daha vardır. İşgücü veya insan kaynağı, diye isimlendirilen bu kaynağı işletmecilikte “ personel “ diye nitelendirmekteyiz. Personel terimi işletmede çalışan tüm kişileri ( memur, işçi, hizmetli, yönetici vb.) kapsamı içine almaktadır.İşletme personelinin seçimi, eğitilmesi, performansının değerlendirilmesi, işletmenin amaçlarına ulaşmada en etkin bir biçimde çalıştırılması önemlidir. Bu nedenle alınan tüm karar, tedbir, politika ve yöntemler ise Personel yönetimi faaliyetleri olarak tanımlanmaktadır. Bilindiği gibi belirlenen amaçların gerçekleştirilmesinde insan, en temel unsurdur. Gerçekten de; İşletme faaliyetlerinde gerekli olan teknik ve mali bütün faktörlerin yeterli düzeyde mevcut olması, insan unsurunun olmaması halinde, hiçbir anlam taşımaz. Ayrıca,bu faktörlere uygun elemanın olmaması da beklenen sonuca ulaştırmaz. Başka bir ifadeyle insansız işletme olamayacağı gibi uygun elemana sahip olmayan işletmeler de varlıklarını uzun süre devam ettiremezl. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 131 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Bugün eğer kendi işimizi kurmak ve yürütebilmek için yeterli enerji ve kararlığa sahipsek ikna kabiliyetimiz varsa, satış konusunda fazla fazla sıkıntı olmayacaktır. Ancak gelişen koşullara bağlı olarak daha fazla pazar hedefleniyorsa çok iyi bir personel planlaması gerekecektir. Girişimci, işletmecinin gelecekte ihtiyaç duyacağı personel sayısı ,ve özelliklerini tahmin ederek personel planlaması yapmalıdır. Bu plan bir süreç gerektirir. Personel planlaması sürecinin başlıca üç temel öğesinin olduğu söylenebilir. Bunlar: İşletmenin personel ihtiyacının belirlenmesi İş dizaynı ve analizi Personel politikalarının oluşturulması Girişimci olarak personel istihdamı düşünüyorsak aklımızda bulundurmamız gereken bazı basit kurallar vardır. Bunlarışöyle sıralayabiliriz: Örnek olmanın en iyi yolu teşviktir. Çalışma saatlerine mutlaka uyulmalıdır. Tüm çalışanları kişisel olarak tanımalı ve onların aile durumları bilinmelidir. Çalışan personel istismar edilmemelidir. İşlerin kötü gimesi halinde bile insanlarla iyi ilişkiler kurulmalıdır. Basit ve kırıcı olmayan uyarılar yapılmalıdır. Her işçinin yaptığı işi ve standardı ile gurur duyması sağlanmalıdır. Bir işletmede insan gücünün yönetimi çok önemlidir. Çünkü onlar kıymetli bir kaynaktır. Küçük işletmelerde bürüt karın büyük bir oranı ücretlere ayrılır. Böylece etkili ve üretken olmayan personel, işletmenin gelişme potansiyelini düşürüp onu nihai bir başarısızlığa sürükleyerek firmaya yük olur. Girişimcinin personel ile ilgili çeşitli sorumlulukları da vardır. Bu sorumluluklar şunlardır; Personel toplama ve seçme Personel eğitimi Personele emeğinin karşılığını verme Personele işini sürdürmesi ve geliştirmesi için destek olma Personelin performansını değerlendirme More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 132 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Personel Problemleri Bir girişimcinin başarısı büyük ölçüde çalışan personelin görev ve sorumluluklarını etkili ve verimli bir şekilde yerine getirmelerine bağlıdır.Personel gerçekte işletme amaçlarını gerçekleştirmek için vardır. Dolayısıyla başarılı bir personel aynı zamanda işletme amaçlarının yerine getirilmesinde yeterli katkıyı sağlamış olmaktadır. Personelin başarısı ise geleneksel çalışma yöntemlerinde değişiklik meydana getirerek daha iyi çalışma şartları, teknik ve ekonomik iyileşmenin sağlanması ile mümkündür. Başka bir ifade ile personelin başarısı, problemlerine getirilen çözümlere bağlıdır. Bu nedenle personel problemlerinin belirlenmesi oldukça önemlidir. Bazı kişisel problemlerin dışında karşılaşılan personel problemlerinin en önemlileri şunlardır: Ücret dengesizliği İş güvenliğinin sağlanamaması Sağlıksız iş ortamı Beşeri kapasiteyi kullanma ve geliştirme fırsatı bulamama İşletmede sosyal bütünleşmenin sağlanamaması İş ve iş hayatının ilgi alanı dışında olması Özellikle insanı ekonomik bir varlık olarak düşünenler ,çalışanların doyurucu bir ücret, iş güvenliği, akla uygun gelebilecek çalışma süresi vb. hususlarda ihtiyaçlarına cevap verilince her şeyin çözümleneceğine inanırlar. Bunlar önemli olmakla birlikte çalışanların etkisi altında kaldıkları maddi olmayan faktörler de vardır.İnsan geniş ölçüde, sosyal alışkanlıkları ailenin ve sosyal çevrenin etkisi altındadır. Aynı zamanda kendine özgü bir onur ve adalet anlayışı vardır. Bunlar göz önünde tutulmadan, yalnız dolgun ücret verilmesi veya iyi şartların sağlanması yeterli değildir. Her insan kendisine iyi ve kötü işlem yapılmasına göre belirli bir tepki gösterir. Kişinin eğitim, kültür ve sosyal durumu bu tür davranışlarda etkilidir. Kısacası çalışanların verimli bir biçimde çalıştırılmasında akıl kadar duyguları da göz önünde bulundurmak gerekir. İlişkilerin iyi bir biçimde düzenlenememesi,i şçi değişim çabukluğunun artması, işletme içi disiplinin bozulması,işçilerin etkinliği ve düzenliliğinin yitirilmesi, iş kazalarının artmasına neden olur. Bu nedenle girişimciler gerekli önlemleri almak zorundadır. Birçok büyük işletmede çalışanların dertlerini dinleyip onlara çare bulacak uzman danışmanlar bulundurulmaktadır. Bazı işletmelerde bölüm şefleri veya müdürleri bu görevi üstlenmiş olmasına rağmen çalışanların bunlardan çekindikleri gözlenmiştir. Bu bakımdan, işçilerin özel problemleriyle uğraşacaksır saklamasını bilen uzmanların işletmede bulundurulması yoluna gidilmelidir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 133 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Çalışanların işletme dışındaki özel durumlarıyla ilgili yakınmaları ile işletme içindeki yakınma ve kınamalarına da önem vermek gerekir.Bu yakınma ve kınamalar gerçek sebeblere dayandığı gibi, doğru olmayan sebeblere, yanlış anlayış ve anlaşmazlıklara da dayanabilir. Ne olursa olsun bunların dinlenmesi bile personelin moralini yükseltecektir. Eğer gerçek kınama ve yakınma sebebleri varsa , bunların ortadan kaldırılmasına çalışılmalıdır. Doğru olmayan veya yanlış anlayıştan kaynaklanan sebebler varsa personel bu konuda aydınlatılır. Böylece problem nedeni ortadan kaldırılmaya çalışılır. Personelin işletmede kullanılan aletler, araçlar ve uygulanan yöntemlerle ilgili görüş ve düzenlemelerine de önem verilmelidir.Onların bu tür çalışmaları teşvik edilmelidir. Gerektiğinde ödüllendirmek de gerekir. Girişimci, emrinde çalışan personelin davranışlarını, tutumlarını ve güdülerini anlamaya çalışmalı,bütün personelin davranışlarınınaynı yönde olması gerektiği ön yargısından kendisini kurtarmalıdır. Olumsuz Rekabet İşyerinde başarıyı, İşin yapılmasını engelleyen veya zorlaştıran bir rekabet türüdür.Başkalarının başarısını çekemeyenler, başkalarının işinde gözü olanlar; iftira yoluyla diğer çalışanların başarılarını, işlerini engellemek isteyebilirler.Yöneticiler bu tip insanları iyi tanımalı, ikna ederek iftira, ayrımcılık gibi faaliyetlerini önlemelidirler. Mümkünse, bu kişileri cezalandırmadan, arkadaşlarına ve kuruluşa zarar veremeyecekleri işlere yerleştirmelidirler.Bütün çabalara rağmen kişilerin bu davranışlarını önleyemiyorlarsa yasal yollarla işlerine son vermelidirler. 7.HALKLA İLİŞKİLERDE KAMPANYA HALKLA İLİŞKİLER KAMPANYA SÜRECİ Hedef kitleleri ikna etmeyi temel alan iletişimin oluşturulması ve geliştirilmesi esasına dayanan halkla ilişkilerin etkinliği, stratejisinin sağlam temeller üzerine dayandırılmasına bağlıdır. Halkla ilişkiler uygulamalarının hareket noktasını ve yöntemini büyük ölçüde varılmak istenen hedefin belirleyeceği konusuna. Lewis Carroll'un Alice Harikalar Diyarında adlı eserinde Alice ile Chaster Cat arasında geçen diyalog anlamlı bir örnek oluşturmaktadır. Çıkış için hangi yolu izlemesi gerektiğini soran Alice'e Chaster Cat bunun nereye ulaşmak istediğine bağlı olduğunu söyleyerek, amaç ve yöntem arasındaki önemli ilişkiyi vurgulamaktadır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 134 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Bir halkla ilişkiler kampanyası, araştırma, planlama, aksiyon ve iletişim ile sonuçların değerlendirilmesinden oluşan süreci mutlaka yaşamalı, bu süreç içinde amaçlar belirlenerek strateji ve taktikler geliştirilmelidir. Bu süreci işletmenin dışında gerçekleşen olaylar da etkilemekte ve çevre, işletmenin amaçlarını, işletmenin amaçları ise halkla ilişkiler programını belirlemektedir. Bu bağlamda bir halkla ilişkiler sürecini ve geliştirilecek strateji ve taktikleri etkileyen faktörler şu şekilde sıralanabilir. Bunlar: Çevre İşletmenin Amaçları Halkla ilişkiler amaç ve stratejisi Halkla ilişkiler programları biçiminde açıklanabilir. Halkla ilişkiler görevlileri, işletmenin hedefleri. Planları, zayıflıkları, yararlanılabilirliği gibi konularda bilgi sahibi olmalı ve stratejisini bu bilgiler ışığında oluşturmalıdır. Halkla ilişkiler uygulamalarında görünen aşamanın sadece uygulama olması, araştırma, planlama ve sonuçların değerlendirilmesi gibi masa başı çalışmaların göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Bazı halkla ilişkiler bilimcileri, halkla ilişkileri bu açıdan değerlendirerek, 3/4 'ü suyun içinde 1/ 4'ü suyun yüzeyinde olan bir aysberge (buzdağına) benzetmişlerdir. İşletmelerde halkla ilişkiler faaliyetlerinin başarılı bir şekilde yürütülmesi çalışmaların bir program dâhilinde gerçekleştirilmesine bağlıdır. Çünkü ne zaman neyin yapılacağının bilinmesi, kaynakların etkin ve verimli bir şekilde kullanımı için gereklidir. İşletmenin kısa bir süre içinde toplumda iyi bir üne sahip olması zordur, bunun için belirli bir süreye gereksinim vardır. İşletmenin toplumda belli bir saygınlık kazanması için uzun dönemli ve süreklilik arz eden bir programın yürütülmesi gerekir. Bir halkla ilişkiler kampanyası klasik olarak dört adım çerçevesinde tasarlanır. Bu adımlar: Araştırma Planlama Uygulama Değerlendirmedir. Araştırma Araştırmanın Tanımı Araştırma, "problemlere güvenilir çözümler aramak amacı ile, planlı ve sistematik olarak verilerin toplanması, çözümlenmesi (analizi), yorumlanarak değerlendirilmesi ve rapor edilmesi sürecidir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 135 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Nasıl bir insanın başkalarıyla sağlıklı bir ilişki kurması için ilk önce kendisini tanıması gerekiyorsa, kuruluşların da hedef gruplarıyla sağlıklı bir iletişim oluşturmaları için kendilerini iyi tanımaları ve bunun için de kendileriyle ilgili araştırmalar yapmaları gerekmektedir. Halkla ilişkiler açısından araştırma aşaması aynı zamanda bir durum analizidir. Özenli bir durum analizi, halkla ilişkiler çalışmalarının başarısını arttıran bir faktördür. Araştırma Verilerinin Toplanması Bu birinci safhada görev veya çözülecek soruna yönelik sorular ve hipotezler geliştirilir. Birinci safha, kurumun temel görevine uygun, muhtemel olması gereken düşünceleri oluşturmaya yardımcı olur, aynı zamanda tutumlar hakkında veriler, organizasyonun faaliyetlerine karşı olan muhtemel dirençleri ortaya çıkarır. Bu safhada dikkate alınabilecek diğer noktalar şunlardır: Kurumun kendisi hakkındaki düşünceleri Burada kuruluşun kendisini nasıl bir kimlikle hedef gruplarına tanıttığı ve bu kimlikle bağlantılı olarak kurumun vizyonunu nasıl belirlediği ve kurumu rakiplerinden veya benzerlerinden ayıran özelliklerinin neler olduğunu tespit etmesi gerekmektedir. Organizasyon ile ilgili temel veriler Organizasyon ile ilgili temel veriler halkla ilişkiler kampanyalarının temelini oluşturması bakımından mutlaka incelenmesi gereken bilgilerdir. Bu başlık altında incelenebilecek olanlar kurumun tarihçesi, kurulma yeri ve kurucuları, coğrafi dağılımının ne şekilde olduğu ve kurumsal kültürünün ne şekilde gelişmiş olduğudur. Kuruluşların bu türdeki bilgileri, hedef gruplar üzerinde olumlu bir izlenim bırakacaktır. Çünkü uzun bir geçmişi olan ve bunu ortaya koyabilen kuruluşlar hedef gruplarını bu özellikleriyle de etkileyebilmektedir. Hedef saptama Organizasyonun genel olarak hedeflerinin neler olduğu, ne tür güncel hedefleri takip ettiği ve hazırlanacak olan kampanyanın bu kurumsal hedeflerle bağlantısının ne şekilde olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Görevler/Sorunlar Bir halkla ilişkiler kampanyasının geliştirilmesinin nedeninin ne olduğu, belli bir konuda bir görevin saptanıp saptanmadığı, eğer saptanmışsa görevi kimin saptadığı ve çözümlenecek sorunların neler olduğunun açıklanması gerekir. Organizasyonun ve sorunun yapısı Kuruluşun sorunu çözmek için hangi koşullarda ve ne şekillerde faaliyetini sürdüreceği planlanmalıdır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 136 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İlgililer Görevle kimin ilgilendiği ve sorumlunun kim olduğu, mevcut durumu korumakla kimin, hangi nedenden dolayı ilgilendiği açıklanmalıdır. Hedef Grupları Hangi hedef gruplarına, ne tür hedeflerle hitap edildiği, hedef gruplara nasıl mesajlar verildiği ve alınan sonuçların neler olduğunun kaydedilmiş olması gerekmektedir. Rekabet Kuruluşa rakip olan başka kuruluşların olup olmadığı, şimdiye kadar rakiplerin neler yaptıkları ve imajlarının nasıl göründüğünün saptanması gerekir. Harici görüşler Kamuoyunda, organizasyona, faaliyetlerine, hedeflerine ve üstesinden gelinecek sorunlara karşı düşünceler veya ön yargıların olup olmadığı, kuruluşun ortaya koyduğu çeşitli tekliflere bir karşı tavrın veya onaylamanın olup olmadığı, kuruluşun iletişim faaliyetlerinin hedef gruplar tarafından nasıl değerlendirildiğinin de ortaya konulması yapılacak planların ve eylemlerin başarıya ulaşmasında etkili olacak unsurlar arasındadır. Dâhili görüşler Söz konusu olan ürünler, faaliyetler, fiyatlar, dağıtım tarzı, iletişim şekilleri ve içerik konusunda çalışanların görüşlerinin nasıl olduğu, ön yargılar veya belirli tutumların oluşup oluşmadığı ve çalışanların veya çalışan temsilcilerinin yapılan bu faaliyetlere karşı olumlu veya olumsuz düşüncelerinin neler olduğu belirlenmelidir. Etkiler "Siyasi durum"un kuruluşun işini ne şekilde etkilediği, ekolojik, ekonomik, sosyal, hukuki ve ahlaki çerçeve koşullarından ne tür imkânlar ve sınırlamaların koyulduğunun bilinmesi gerekmektedir. Kaynaklar Analiz için kullanılacak kaynakların neler olduğu, kurum içerisinde veya dışında yapılmış olan araştırmaların olup olmadığı ve kimlerden ne tür bilgiler alınabileceğinin önceden belirlenmesi ve bunlara yönelik bir eylem planlarının hazırlaması gerekmektedir. Toplanan Verilerin Analiz Edilmesi "Neye ulaşılmak isteniliyor" sorusuna yanıt arandığı ikinci safhada, birinci safhada geçici olarak belirlenen noktaları kesinliğe dönüştürerek bir analiz gerçekleştirilmektedir. Bu safhaya daha önceden sorulmuş olan sorulara yanıtlar verilmiş bir halde girilmelidir ve daha ayrıntılı bir analiz gerçekleştirilerek, halkla ilişkiler kampanyasının birinci adımı tamamlanmalıdır. Analiz safhasında açıklığa kavuşturulacak noktalar şunlardır: Kurum imajının analizi Kurum kendi imajını ne şekilde tanımlamıştır, istenilen imajı nasıldır, mevcut imajı nasıldır? More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 137 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Hedef gruplarındaki imaj farklılıkları nelerdir? Veri temeline dayalı olarak organizasyonun faaliyetlerinin analizi Organizasyon neyi, kimin için, hangi faydalarla sunmaktadır? Yetki ve kapasiteleri nelerdir? Personel kapasitesi ve yetkileri nelerdir? Kuruluşun sosyal sorumluluğu ne şekildedir? Dağıtım yollarının analizi Faaliyetler hedef gruplarına hangi yollardan ulaşmaktadır? Organizasyon hangi mekânlara, yerlere sahiptir? Mekânlar ne şekilde düzenlenebilir ve teknik olarak kullanılabilir? Faaliyetler hangi tarih ve zamanlarda sunulmaktadır? Sunulan faaliyetlerin üçüncü kişilere iletilmesinde kimin katkısı olmaktadır? Harici ve dâhili satış aracıları kimlerdir? Ne kadar motivasyonları sağlanmış durumdadır? Fiyat politikasının analizi Organizasyon kendisini ne şekilde finanse etmektedir? Gerçekleştirilecek olan faaliyetlerin finans kaynağı ne şekilde ayarlanabilir? (Ek kaynaklar gerekli midir? Bağış, sponsorluk, para verenler gibi başka kaynaklara gereksimin var mıdır?) Çözülecek olan sorunla finans problemleri giderilebilir mi? Kurumun kendi faaliyetlerinin analizi Kurum, çözülecek olan sorunu, görevi şimdiye dek ne şekilde algılamıştır? Kurum sorunun çözümü için geçmişte neler yapmıştır? Başarılı olmuş mudur veya olmamışsa bunun nedenleri nelerdir? Medya, hareketlere dâhil edilmiş midir? Alınan sonuçlar nasıldır? Çevrenin analizi Kamunun çözülecek olan sorunla ilgili olarak ve genel olarak kurum hakkındaki düşüncesi nedir? Başka organizasyonlar nasıl bir başarı sağlamaktadırlar? Bunlarla rekabet ilişkisi mi, yoksa bir işbirliği mi söz konusudur? Genel tüketim, davranış ve eğilim trendlerinin organizasyonun teklifine/sunumuna etkileri nelerdir? Diyalog gruplarının/Hedef gruplarının analizi Organizasyonun faaliyet sunumlarıyla şimdiye kadar hangi gruplara, hangi markalarla hitap edilmiştir? Bu hedef gruplar hakkında nereden bilgi edinilebilir? Sosyo demografik veriler, bunların motif, tutum veya yaşam tarzlarına yönelik araştırmalar yapılmış mıdır? Kurumun faaliyet sunumuna yönelik ne tür tutumlar mevcuttur? Kuruluş ve faaliyetleri ne kadar tanınmaktadır? Hedef gruplarıyla iletişim imkânlarının analizi Grupların ne tür enformasyon alışkanlıkları vardır? Hangi iletişim araçları ne şekilde kullanılmaktadır? Hangi ek iletişim şekilleri veya tedbirleri muhtemelen kabul edilebilir? Elde edilen cevaplar ve verilere göre bir önem sıralaması yapılır ve bir analiz bilançosu gerçekleştirilir. Bu bilanço olumlu veya olumsuz yönleri ortaya koyarak, çözülmesi gereken sorunları ve güçlü yönleri gösterir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 138 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Araştırma Teknikleri ve Yöntemleri Yukarıda temel başlıkları verilen ve analiz edilecek olan konuların bir kısmına kurumun kendisinin yapacağı araştırmalarla ulaşması gerekmektedir. Burada ise devreye değişik araştırma teknikleri ve yöntemleri girmektedir. Bunlardan bazıları ise, örnekleme yöntemi, anket yöntemi, gözlem yöntemi ve deney yöntemidir Örnekleme Yöntemi Güvenilir sonuçlar veren bilimsel araştırma metotlarından bir tanesi de, kişisel yüz yüze görüşmelerdir. Bir kitleyi oluşturan bireylerle teker teker yapılan görüşmeler, kitle hakkında en doğru bilgileri verir. Ancak, toplumdaki tüm bireylerin tek tek araştırmaya alınmasında, ne personel, ne zaman ve ne de para bakımından imkân bulmak söz konusu değildir. Bu nedenle, sakıncaları ortadan kaldırmak amacı ile, kitleyi temsil edecek örnekler seçilmesi ve araştırmaların bunlar üzerinden yapılması gerekmektedir. Bir halkla ilişkiler kampanyası için uygulanabilecek en uygun araştırmalardan birisi, bir örneklem kullanılarak yapılan araştırmalardır. Örnekleme metodunda, örneğin seçilmesi açısından dört yöntem bulunmaktadır. Bunlar: Rastgele Örnekleme: Araştırma kapsamına alınacak kişiler, önceden belirtilen bir düzene göre rasgele seçilir. Bu yöntemde örneğe girecek elemanların seçiminde ya kura usulü ya da tesadüfi sayılar tablosu kullanılmaktadır. Sistematik Örnekleme: Sosyal ve ekonomik alanlarda, kolaylığı nedeni ile sık kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde, bir başlangıç sayısı randam olarak tespit edilir. Örneğin, belirlenen örneklem sayısı kadar birey, sistematik olarak belli bir sayı aralığında seçilerek alınır. (Her 5’inci kişi gibi). Küme Örnekleme: Bu yöntemde evren küme denilen alt setlere (öbeklere) ayrılır. Alt setler evrendeki varyasyonu yansıtmak üzere mümkün olduğu kadar birbirine benzer şekilde düzenlenir. Örnekler bu kümeden ağırlıkları oranında seçilir. Kota örnekleme (Tabakalı Örnekleme): Tabakalama, evrenin alt gruplara ayrılarak örneklemin bu gruplardan seçilmesi demektir. Tabakalar aynı veya farklı sayıda birim ihtiva edebilir. Örneğin, genel nüfustaki yaş, cinsiyet, meslek, sosyal durum, yapılan yer, gelir durumu gibi özellikler tabakalamada ölçü olarak alınabilinir. Örneklem konusunda daha fazla bilgi için araştırma dersi için yazılan modüllere bakınız. Anket Yöntemi Anketler, hedef grupların görüşleri ve tutumları hakkında bilgi veren önemli kaynaklardır. Hedef grubunun tümüne uygulanamadığında, örnekleme yöntemiyle, grubun tutumları hakkında fikir sahibi olunabilir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 139 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Karşıdakine soru sorup, buna cevap alma şeklinde uygulanan anket sorularının hazırlanması büyük özen ister. Sorular o şekilde hazırlanmalı ki bunları cevaplandıran kendisini belli bir şıkkı cevaplandırmaya yöneltilmiş gibi hissetmesin, yani sorular objektif olmalıdır. Sorularda farklılık yaratan esas unsur, cevaplandırmalardaki serbestlik derecesinin farklılığıdır. Bu bakımdan ana farklılık "açık" ve "kapalı" sorular ayırımıdır. Açık soru, yanıtlayıcının istediği biçimde cevap verebileceği, kapalı soru ise cevabın "evet", "hayır" gibi veya cevap alternatifinin içerik olarak aynı olduğu sorudur. Bu şekilde cevaplamadaki serbestlik derecesine göre sınıflandırmanın diğer bir şekli ise "alternatif cevaplar serisiyle yapılan sorulardır. Alternatif cevaplar serisiyle hazırlanan sorulara çeşitli alternatif cevaplar hazırlanmakta ve bunların serisi açık veya kapalı olabilmektedir. Denek kişi, ayrıca birden fazla şıkkı işaretleme özgürlüğüne de sahiptir. Hedef kitleye anketin uygulanması klasik olarak yüz yüze, posta veya telefonla olabilir. Bu yönteme son zamanlarda İnternet üzerinden yapılan anketleri de eklemek mümkündür. Anketi uygulayacak kişilerin anket uygulama konusunda yeterince eğitilmesi gerekir. Hangi kurum ve kişilere uygulanacağı, soruların hangi ortamda ve ne zaman sorulmasının uygun olacağı ya da adrese göndererek mi yoksa bizzat hedef kitleye giderek mi yapılacağı önceden belirlenmeli ve uygulayıcılar bu konuda eğitilmelidir. Elde edilen sonuçların istatistiksel yöntemlere göre değerlendirilmesi ve yorumların buna göre yapılması gerekir. Bu bilgilerin değerlendirilmesinde bilgisayardan yararlanılabilir. Elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi amacıyla bir "Enformasyon Merkezi" kurulabilir ve böylelikle bilgiler düzenli şekilde değerlendirilebilir. Gözlem Yöntemi Gözlem, belli bir kimse, yer, olay, nesne, durum ve şarta ait bilgi toplamak için belirli hedeflere yöneltilmiş bir bakış ve dinleyiştir. Bu yöntem diğer yöntemlerle birlikte de kullanılabilir ve ankete göre daha objektif sonuçlar verir. Bu yöntemde, birimlere hiçbir müdahalede bulunulmadan incelenir. Gözlem yönteminde inceleme ve kaydetme iki şekilde yapılır: Mekanik araç gereçler, mekanik sayıcılar (adiyametreler, kameralar vs.). Gözlem için yetiştirilmiş personelle gerçekleştirilebilir. Birinci yöntemde mekanik aletler bir saptamada bulunur. Örneğin, televizyona bağlanan bir alet ile belli saatlerde hangi kanalların izlendiği saptanabilmesi gibi. İkincisinde ise kişi doğrudan doğruya kendisi gözlem faaliyetinde bulunur. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 140 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Bu ikinci yolda gözlemci ile gözlemlenen arasındaki fiziki yakınlık ve ilişkilere göre dışarıdan gözleme katılarak gözlemin gerçekleşmesi mümkündür. Dışarıdan gözlemde gözlenenin bundan haberi yoktur. Katılarak gözlemde ise, gözlemci gözlenenlerle birlikte olur ve onlardan birisiymiş gibi davranır, ancak deneklerin bundan haberi yoktur. Bu yöntemlerden birincisine mağazalarda bulunan kamera sistemleri ile yapılan gözlem, diğerine bir otobüste müşteri gibi seyahat eden yolcunun, şoförün hatalarını not alması örnekleri gösterilebilir. Deney Yöntemi Deneysel yöntemin en belirgin özelliği, deney yoluyla değişkenler arasındaki ilişkileri keşfetme çabasıdır. Değişkenler, “gözlenebilen ve farklı değerler alabilen özellikler’’ olarak tanımlanır. Değişkenlerin değerleri, denetim altında tutabildiği ortamlarda deney yapılır. Bu yöntemden esas olarak sebep-sonuç ilişkisini ortaya çıkarmakta yararlanılır. Deneysel yöntemin uygulanma alanları, sosyal psikoloji açısından üç alanda gerçekleştirilebilir: 1. Laboratuvar Deneyi 2. Alan Deneyi 3. Doğal Deney Laboratuvar deneyi, bilimsel yöntemin temel mantığının, araştırmaya en etkin bir şekilde uygulanmasını sağlar. Bu deney için temel şartlar yüksek kontrol düzeyi ve kesinliktir. Alan deneyi, sosyal bilimlerde deney yönteminin alana uygulanmasıdır. Bu alan bir okul, ev veya bir mağaza olabilir. Doğal deneylerde ise, araştırıcı kendiliğinden olan bir değişmenin sonucunu inceler. Halkla ilişkiler projelerindeki araştırmalar için yukarıda saydığımız üç yöntem de kullanılabilir. Projelerin kapsamına ve konusuna göre halkla ilişkiler uzmanı bu tür araştırmaları bir araştırma şirketine yaptırarak, bu konuda destek alabilir. Yapılan Araştırmaların Değerlendirilmesi Kuruluşlar, yukarıda bahsedilen araştırma safhalarından kendilerine uygun olanlarını uyguladıktan sonra, yapılan araştırmanın değerlendirilmesi safhasına geçilir. Araştırma sonucunda elde edilmiş bilgilerin yorumlanması gereklidir. Uygun bir yorumla bütünleşmeyen bilgiler, araştırma problemine çözüm önerisi getiremez. Yorumlanmayan bilgiler, dağınık, ilişkisiz ve havada kalmış bir görünümdedir. Bir halkla ilişkiler kampanyası için yapılmış olan tüm araştırmalar değerlendirilerek rapor haline getirilirse, bundan sonra atılacak olan adımları belirlemede etkin bir rol oynar. Kuruluşlar zaman zaman yaptıkları veya bir araştırma şirketine yaptırdıkları bilgileri bu şekilde düzenli olarak bir arşiv hâline getirirlerse, yürütecekleri başka kampanyalar için de More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 141 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri bunlardan rahatlıkla yararlanma imkânını elde ederler. Ayrıca araştırma sonuçlarının değerlendirilmesi ile kampanyanın bitiminden sonra gerçekleştirilecek olan genel "değerlendirme" safhası da, saptanan hedefe ne ölçüde ulaşılıp ulaşılamadığını göstermesi bakımından da önem taşımaktadır. PLANLAMA Halkla ilişkiler kampanyalarında araştırmadan sonra gelen ikinci adım planlamadır. "Plan, bugünden, gelecekte nereye ulaşılmak istendiğinin, nelerin gerçekleştirilmek istendiğinin kararlaştırılmasıdır". Planlama ise planı ortaya çıkarmak için sarf edilen gayretleri, bir süreci ifade eder. Plan bir sonuçtur, planlama ise bir süreçtir. Bir başka tanımda da planlama, geleceğe yönelik olarak yapılacak işleri, tutulacak yolları ve davranış biçimlerini önceden belirleme işi olarak ifade edilmektedir. Planlamayla bir kuruluşun amaçları ve hedefleri saptanarak, bunlara ulaşabilmek için yapılacak faaliyetler ve yöntemler belirlenir. Etkili bir planlama toplanan verilerin niceliği ve niteliğiyle yakından ilgilidir. Planlamacı güvenilir bilgi kaynaklarını belirleyerek, bunları gerekli zamanlarda kullanmalıdır. Ayrıca toplanan bu bilgileri örgütlemeli, değerlendirmeli ve kullanışına göre ayırmalıdır. Bu nedenle de yukarıda bahsetmiş olduğumuz araştırma safhası çok titiz ve dikkatli bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Planlamanın birinci aşamasında bir karar vermekten çok çeşitli kaynaklardan bilgi toplanır. Bu bilgilerin ışığında geleceğe dönük stratejik ve taktik planlar hazırlanır. Stratejik planlar (uzun süreli), üst yönetim tarafından işletmenin halkla ilişkiler konusunda uzun dönemde (beş yıl gibi) nereye varmak istediğini belirleyen çalışmalardır. Taktik planlar (kısa süreli) ise, işletmenin izlediği temel politikalar çerçevesinde kısa dönemde (en çok bir yıl gibi) belli projelerin, tahmin ve gelişmelerin önceden belirlenmesidir. Taktik planlar uzun döneme yönelik olmayıp çok kısa döneme ilişkin kararları kapsar. Taktik planlarda hedefler daha somuta indirgenmekte ve neler yapılacağı programlar üzerinde tek tek gösterilebilmektedir. Halkla ilişkiler alanında düzenlenen stratejik planların işletmenin diğer planlarıyla çatışmaması ve bir bütünlük anlayışı içinde hazırlanması gerekir. Halkla ilişkiler tedbirleri, tıpkı kurumun finans planlaması veya üretim planlaması gibi önemlidir ve onlar gibi uzun vadeli tasarlanmalıdır. Ancak planlar gelişen koşullara göre zaman içinde güncelleme yapabilme esnekliğine de sahip olmalıdır. Başarılı bir halkla ilişkiler uygulaması ve etkinlikleri ancak diğer bölümlerle işbirliği ve dayanışma içinde hazırlanan planlarla güç kazanır. İşletmenin üretim, pazarlama, finans ve personel departmanları tarafından hazırlanan planların halkla ilişkiler bölümünce hazırlanan planlara ters düşmemesi gerekir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 142 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Halkla ilişkiler işletme yönetiminin bir parçasıdır. İşletme, çevresiyle uyumlu ve olumlu ilişkiler kurabilmek için kendi içinde bir halkla ilişkiler politikası ve bu doğrultuda bir halkla ilişkiler planlaması oluşturmak zorundadır. Bu politika, işletmenin, amaç, etkinlik, işlev ve davranışlarının çevreye tanıtılması ve çevrenin işletme üzerindeki etkilerini yakından izleme şeklinde belirir. Burada varılmak istenen nokta işletme ve toplumun amaç, gereksinme ve çıkarlarında bütünleşmeyi sağlamaktır. İşletme bir yandan, toplumun yapı, gelenek, alışkanlık, davranış ve tepkilerini ölçmek, araştırmak ve yorumlamak, öte yandan toplumun işletmeyi desteklemesini sağlamak için halkla ilişkiler konusunda bilinçli ve uzun dönemli bir yönetim anlayışı geliştirmek zorundadır. Bir işletmede halkla ilişkiler planlamasında izlenmesi gereken süreç altı maddeden oluşur. Bunlar: Durum değerlemesi Amaç tanımlama Hedef kitlenin tanımlanması İletişim araçları ve tekniklerinin seçimi Bütçeleme Sonuçları değerleme Durum Değerleme Bu konuda bir şeyi önermeden önce açıkça belirtmek gerekir ki konu ne olursa olsun, sonuçta nereye varılacağı ve skorun bilinmesi zorunludur. Halkla ilişkiler perspektifi içinde bakıldığında, işletmeyle ilişkisi olan insanların olumlu izlenimleri bilinmelidir. Bu amaçla masa başı araştırmalar, görüşmeler; tartışma grupları, ilan veya telefon formları gibi titiz çalışmalar yapılır. Ayrıca tüketici panel raporları da durum değerlemesinde yararlanılacak araçlardandır. Halkla ilişkilerde durum değerlemesi en az 12 ay süren çok sıkı ve detaylı incelemeleri gerekli kılar. Kuşkusuz bu tür titiz ve gerçekçi çalışmalar için belirli bir paranın ayrılması kaçınılmaz olacaktır. Yoksa motoru olmayan bir otomobil almaya benzeyecektir. Amaçların Tanımı İşletmenin halkla ilişkiler politikasına açıklık kazandırmak için özellikle ve öncelikle halkla ilişkilerde izlenmesi gereken amaçların bilinmesinde yarar vardır. Bunlar: More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 143 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Halka bilgi vererek aydınlatma ve kuruluşun politikasını onlara benimsetme, Halkta işletmeye karşı daha olumlu tavır yaratma, İşletmeyle olan ilişkilerinde halkın işini kolaylaştırma, Alınacak kararların daha isabetli olmasını sağlayacak bilgileri halktan elde etme, Hizmetlerin görülmesinde halkın işbirliğini sağlama, Aksaklıkların saptanmasında ve giderilmesinde halkın öneri ve şikâyetlerinden yararlanma, politika ve uygulamalarında halkın eğilimlerini dikkate alarak gerekirse kimi değişikliklerin gerçekleşmesine yönelik önerileri geliştirme. Halkla ilişkiler politikasının amaçlar doğrultusunda başarılı olabilmesi için işletmede bir halkla ilişkiler planlamasına mutlak gitmek gerekir. Böyle bir yönetsel işlev, işletme ile halk arasında uyumlu bir dengenin sağlanabilmesi için sürekli programların düzenlenmesi anlamına gelir. Hedef Kitlenin Tanımı Halkla ilişkiler planlamasında en önemli aşamalardan biri hedef kitlenin tanımlanmasıdır. Burada, toplum, işgörenler, sendikalar, malzeme ve materyal sağlayanlar, tedarikçi firmalar, para pazarı, dağıtımcılar, müşteriler, bilim adamları, halk arasında doğal liderler genel kamuoyunu oluştururlar. Kuşkusuz tüm kitleler hedef alınmaz. İşletme kaynakları ancak sınırlanmış bir kitle üzerinde konsantre edilir. Halkla ilişkiler konusunda hazırlanacak planda kampanya için gerekli para, kullanılacak iletişim araçları, çalıştırılacak personel, kampanya süresi, atılacak adımlar ve halka ulaştırılacak tanıtma mesajları ayrıntıları ile belirtilir. Parasal açıdan bir bütçe hazırlanması ve aşırı harcamalardan kaçınılması gerekir. Kampanyada kullanılacak iletişim araçlarının seçimi de titizlikle üzerinde durulması gereken bir konudur. Burada işletmenin amaçlarına en uygun basılı ve basılı olmayan iletişim araçlarının ve en etkin kanalların belirlenmesi söz konusudur. Öte yandan, halkla ilişkiler bölümünde ve özellikle geçici kampanyalarda çalıştırılacak personelin nicelik ve niteliği, bu personelin nereden sağlanacağı, nasıl yetiştirileceği ve ne kadar ücret ödeneceği planlarda belirtilmelidir. Önemli bir konu da kampanya süresidir. Uzun süren kampanyalar hedef kitle üzerinde bıkkınlık yaratırken, kısa süreli kampanyalar ise mesajın yerleşmesine fırsat bırakmayacaktır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 144 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri İletişim Araçları ve Tekniklerinin Seçimi Halkla ilişkiler planlaması yapılırken yazılı ve sözlü hangi iletişim araçlarından yararlanılacağı önceden belirlenmelidir. Burada temel amaç halka en kısa zamanda ve en az maliyetle hangi araçlar kullanılarak mesajların aktarılabileceğini saptamaktır. Söz konusu alternatif aracın seçiminde her aracın olumlu ve olumsuz yönleri puantaj olarak değerlemeye alınır ve uygun olanı seçilir. Halkla ilişkiler kampanyasının planlamasındaki araçlar basın toplantıları, basın bültenleri, özel görüşmeler, fabrika turları, seminerler, açık oturumlar ve sponsorluk gibi aktivitelerdir. Bunlara Tremel'e göre kullanımı mümkün olabilen şu araçları da ekleyebiliriz. Bunlar: İlanlar Afişler televizyon radyo spotları Broşürler Mektuplar Stickerler Reklam armağanları filmler Görsel-işitsel gösteriler, dış cephe yazıları Trafik araçlarının kullanılması vb. Ancak unutulmamalıdır ki araç olarak planlanan aktivite ne olursa olsun mutlaka medya kullanılmalıdır. Özellikle halkla ilişkiler kampanyası açısından medya planlaması yapılmalı ve hedef grubu uygun mesajların, yine bu gruba ulaşabilecek olan en etkin medyada, zamanlamayı da göz önünde bulundurarak yer almasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Çünkü medya planlaması, hedef grup hakkında elde edilen bilgiler ve medya analizleri neticesinde kurumun medyada yer alması için en uygun olan kombinasyonu oluşturmayı amaçlar. Halkla ilişkiler uzmanının iletişim araçlarının genel özelliklerini bilmesi hazırlamış olduğu halkla ilişkiler kampanyasının hedef gruplara ulaşmasında büyük başarı sağlayacaktır. Halkla ilişkiler çalışmasının can alıcı noktalarından biri de mesajların hazırlanmasıdır. Bir tanıtma ve eğitim mesajının hazırlanması dikkat ve uzmanlık isteyen bir iştir. Hedef kitlenin eğitim durumu, anlayış, yeteneği, eğilimi gibi özellikler, mesajın hazırlanmasında dikkat edilecek etkenlerdir. Mesajın en iyi biçimi almasına kadar geçen tüm çalışmalarda bize ışık tutacak en güçlü kaynak ise halkın ta kendisidir. Mesaj hedef kitlenin tümüne sunulmadan önce, onun küçük gruplar üzerinde denenmesi, bu ön denemeden alınan sonuçlara göre gerekli düzeltmelerden geçirilip yeniden deneye tabi tutulması, mesaj hazırlama tekniğinin en verimli ve en sağlam yoludur. Gerçekten mesaj hazırlamak zor, yorucu ve bezdirici bir iştir. Ancak, hiç bir işe yaramayacak ya da istediğimizden çok az etki yapacak bir mesajı halka sunarak, bütün emek ve harcamaları More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 145 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri boşa çıkarmak yerine, bu güçlüğe katlanarak olumlu bir mesaj hazırlamak açıktır ki çok daha yararlıdır. Halkla ilişkiler Bütçesinin Hazırlanması Bir kuruluşun halkla ilişkiler faaliyetlerinin yürütülmesi için önceden tespit edilmiş belirli bir bütçesinin olması gerekmektedir. Çünkü bir halkla ilişkiler programını tamamlamak için ne kadar harcama yapılacağını öğrenmek; belirli bir bütçeyle hangi tür programların yapılabileceğini tespit etmek; yapılması düşünülen ve uygulamaya konulan programın yürütülmesi ve sona ermesi durumunda harcamaları kontrol etmek, program esnasında yapılacak harcamaları kontrol etmek ve kampanyanın tamamlanmasından sonra bütçenin verimli veya verimsiz mi kullanıldığını tespit etmek amacıyla bütçe yapmak zorunludur. Bu adımda kampanya için yapılacak olan masraflar, harcamalar tek tek belirlenerek çıkarılır. Bütçe hazırlanırken, iyi düşünülüp, gereksiz harcamalardan kaçınılarak, gereken en az para ile yetinmeye çalışmanın zorunluluğu vardır. Ancak, yapılacak olan işin kalitesini düşürecek ucuzluktaki hizmetler de tercih edilmemelidir. Kampanya bütçesi hazırlanırken uygulanacak olan tedbirler, faaliyetler tek tek belirlenir ve karşılarına maliyetleri yazılır. Bu oldukça yararlı bir işlemdir, çünkü bu şekilde düşüncede yararlı görülen, ancak uygulamada aslında o kadar da önemli olmayan ve fazlaca bir mali yük getiren faaliyetler elenmiş olur. Ayrıca bu şekilde hazırlanmış bir harcama planı ile kuruluşun üst yönetiminden onay almak ve o bütçeyi kabul ettirmek daha kolay olur. Bütçe hazırlama süreci pek çok adıma yayılır. İlk önce finans araçlarına olan ihtiyaçlar belirlenmelidir. Söz konusu olan bir yıl önceden yapılan bir planlamaysa, saptanmış bir hedefi olan, hitap edilecek hedef kitlelerini ve alternatif stratejileri kapsayan halkla ilişkiler projesi, gelecek yıldaki gerekli aktiviteleri dahil eden bir kaba planlamada saptanır. Bu arada o yılda uygulanacak olan ve halkla ilişkilerin yapması gerekenleri gösteren bir faaliyet planı hazırlanır ve maliyetleri saptanır. Hazırlanan halkla ilişkiler finans ihtiyacı, kurumun tüm bütçesinin imkânları ile uyumlu olmalıdır. Hazırlanan bu bütçe kuruluşun genel bütçesine dahil edilir ve halkla ilişkiler için bütçe miktarı kesinleşir. Halkla ilişkiler bütçesinin ayırımı şu şekilde yapılabilir. Bunlar: Hareket Bütçesi Burada reklâm aracı olmayan tüm faaliyetler toplanmaktadır. Örneğin, düzenlemeler, vakıflar, sergiler ve fuarlar gibi. Reklâm Araçlarının Bütçesi Enformasyon ve reklam araçlarının oluşturulması için gerekli olan harcamaları kapsar More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 146 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Dağıtım (Dağılım) Bütçesi Reklam ve enformasyon araçlarının yerleştirilmesi için yapılacak harcamalarını kapsar Danışmanlık Bütçesi Halkla ilişkiler kampanyalarının geliştirilmesi ve uygulanmasından, dokümantasyon görevlerine kadar danışmanlık faaliyetlerine duyulan ihtiyaç ile ilgili olan harcamalar bu kalemde toplanır Araştırma Bütçesi Halkla ilişkiler biriminin ihtiyaç duyduğu, tüm önemli (yani asıl olan) ve önemsiz enformasyonlar için harcamaları kapsar. Yönetim Bütçesi Çalıştırılan personelin maaşları, büroda kullanılan malzemeler için harcamaları vs. içerir Halkla ilişkiler harcama miktarı, bütçesi belirlendiğinde araçlar tekil aktivitelere dağıtılır. Aşağıdaki tablolarda özel durumlar için değiştirilmesi gereken, tekil ve toplam bütçenin hazırlanması için öneriler yer almaktadır. Sonuçları Değerleme Düzenli olarak yapılan değerlendirme toplantılarında planlanan ve yürütülen işler ve görevler bütçeye göre kontrol edilebilir, tartılabilir ve daha anlamlı sonuçlara gitme imkânı böylece doğabilir. önemli olan düzenli aralıklarla ve bütçeleme dikkate alınarak, süreçlerin değerlendiği toplantılar yapılması ve iletişimin hiç aksatılmamasıdır. KAMPANYA UYGULAMASI Uygulama halkla ilişkiler kampanyasının en zor aşamasıdır. Yapılan araştırma ve toplanan bilgilere dayanılarak planlar hazırlandıktan sonra, bu planlar ve alınan kararlar doğrultusunda halkla ilişkiler yetkilileri tarafından uygulamaya geçilir. Şu ana kadar yapılan çalışmalar daha çok statik nitelik taşımakta ve kâğıt üzerinde kalmaktaydı. Oysa uygulama işlevi devreye girdiğinde artık halkla ilişkiler kampanyası dinamik bir yapı kazanmakta ve her şey su üstüne çıkmaktadır. Burada en büyük sorumluluk halkla ilişkiler bölümüne ve uzmanlarına düşmektedir. Ancak bir kez daha vurgulamak gerekir ki halkla ilişkilerin başarısı başta üst yöneticilerin tamamı olmak üzere tüm personelin inançlı ve bilinçli katkısına bağlıdır. Bir işletmede halkla ilişkiler kampanyasının uygulanması demek genellikle yoğun bir iletişim kampanyasının uygulanması demektir. Kampanya boyunca hedef kitle olarak belirlenen kişi ve kuruluşlara çeşitli iletişim araçlarıyla önceden hazırlanan mesajlar iletilmeye başlanır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 147 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Örneğin, gazete ve dergilerle konu halka duyurulacak, sergiler açılacak, fuarlar standlar düzenlenecek, basın bültenleri hazırlanacak toplantılar, geziler yapılacak, tanıtıcı film ve slayt gösterilerine yer verilecek, konferans, seminer ve açık oturumlar düzenlenecek, aylık yayınlar çıkarılacak, kutlamalar, kokteyller, ziyafetler, bayram tebrikleri, törenler düzenlenecek, ajanda, takvim, afişler bastırılacak ve çeşitli yarışmalar ve organizasyonlar yapılacaktır. Bütün bu iletişim araçları kullanılarak kamuoyuna firma imajı mesajlarla aktarılmaya çalışılacaktır. Ancak mesajların belirli kalıplar hâlinde, yinelenmeye uygun, akılda kalıcı ve kolayca anlaşılır nitelikte olması gerekir. Bu tür mesajların hazırlanmasında bazen halkla ilişkiler uzman büroları ya da reklam ajanslarıyla da işbirliği yapılabilir. Halkla ilişkiler kampanyasının başarılı bir şekilde yürütülmesi büyük ölçüde uzman elemanların becerilerine bağlıdır. Bu elemanların yeterli eğitimi almış olmaları, geçmiş deneyimlerden yararlanmaları, önsezi ve araştırma bulgularından oluşan bir sentezi ortaya koymaları ve geleceğe ilişkin planlardan yararlanmaları gerekir. Ayrıca her bir aşamadan sorumlu kişilerin belirlenmesi ve bu kişiler arasında koordinasyonun sağlanması uygulama aşamasında en önemli işlerden birisidir. Uygulama sırasında meydana gelebilecek sorunlar karşısında düş kırıklığına uğramaksızın olayların üstüne gitme cesaretini halkla ilişkiler uzmanlarının göstermesi gerekir. Özellikle uygulamaya başlamadan önce hedef kitleyi temsil eden küçük gruplar üzerinde bir pilot çalışma yapılmalı ve eğer bu deneme olumlu sonuç verirse kampanyayı yaygınlaştırarak ve yoğunlaştırarak uygulamaya geçilmelidir. KAMPANYA DEĞERLENDİRMESİ Dördüncü aşamamız olan değerlendirme yani kontrol safhasında, yapılan uygulamanın başarısı değerlendirilir. Değerlendirme, bir norm, kriter, ölçü kullanılarak veya karşılaştırma yapılarak bir şeyin değerini ortaya koyma işlemidir. Venuta'ya göre tipik, ölçümleyici bir değerlendirme süreci sekiz ağırlık noktasına göre gerçekleşir. Bunlar: Değerlendirme süreci periyodik olarak gerçekleşen bir süreçtir, Değerlendirme süreci amaca yönelik norm veya hedeflere dayanmaktadır, Değerlendirme süreci bir test, bir deneme, tahkikat veya kontrol şeklinde gerçekleşir, Değerlendirme süreci geçmişteki faaliyetlere konsantre olur, Değerlendirme süreci planın yerine getirilip getirilmediğini veya sapmalar olup olmadığını bize gösterir, Değerlendirme süreci yeterince esnektir, Değerlendirme süreci çalışanın sorumluluk alanı çerçevesinde plan yapmasına izin verir, More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 148 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Değerlendirme süreci yazılı olarak saptanır. Bu safha çoğunlukla zaman sıkıntısı ve finansal kaynakların yetersizliği gibi nedenlerden ötürü yapılmaktan kaçınılan bir aşamayı oluşturmaktadır. Ancak bu aşama daha sonra kampanyanın sürdürülmesi veya yeni kampanyaların tasarlanması için bir temel oluşturacağı için mutlaka yapılması gerekir. Linda C. Hon, 1998 yılında Journalaf PR Research'e yazdığı bir makalede halkla ilişkilerde planlama ve değerlendirme işlemlerinin değerlerinin bilinmesine rağmen kaynak eksikliği, işlerin zorluğu vb. nedenlerle çoğu zaman sınırlandırıldığını ifade etmektedir. Öcher ve Birchmeier'e göre de "değerlendirme" safhasının uygulamada tam manasıyla gerçekleştirilememesinin nedenleri şunlardır: Finans Durumu: Çoğu durumda etki kontrolü için saptanan bütçe yetersiz olmaktadır ve bir veya daha fazla kereler daha önceki aşamalar (araştırma, planlama, uygulama) için kullanılmaktadır. Başarı kontrolünü, değerlendirmek için finansal kaynaklar kalmamaktadır. Zaman: Halkla ilişkiler faaliyetleri çoğu kez yüksek zaman baskısı altında ve sınırlı kaynaklarla gerçekleştirildiklerinden, özenli başarı analizi için zaman ve yeterince kaynak olmamaktadır. Aynı zamanda halkla ilişkiler taslağının yaratıcı kısımları olarak planlama ve uygulama, "kuru" bir analitik başarı analizi yerine açıkça daha fazla onay almaktadır. Araştırma durumu hakkındaki güvensizlik: Halkla ilişkiler çalışması için feedback (geri bildirim) değeri tartışılmaz olsa da başarı kontrolü için en etkin yöntem hakkında genellikle belirsizlik ve güvensizlik hâkimdir. Gereklilik hakkındaki şüphe: Pek çok halkla ilişkiler çalışanı hala sistematik bir başarı kontrolünün gerekliliği hakkında şüphe duymakta ve yalnızca kendi gözlemlerine güvenmektedirler. Yukarıda "planlama" safhasında değinmediğimiz, ancak hem o bölüme hem de buraya dahil edebileceğimiz bir sorun vardır. O da "değerlendirme" safhasının nasıl gerçekleştirileceğine dair yapılan planlamadır. Değerlendirmenin de daha önceden planlanması gerekmektedir, bu safha için hangi yöntemlerin uygulanacağı bilinmelidir, çünkü bu aşama için artık yalnızca "gazetelerde çıkan haberlerin kupürlerini kesmek" yeterli olmamaktadır. Halkla ilişkiler çalışanının değerlendirme için cevaplandırması gereken birtakım sorular vardır. Bunlar başarıyı öğrenmeye ve bir "değerlendirme" yapmaya yöneliktir: Bunlar: More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 149 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Hedef kitle niteliksel ve niceliksel açıdan kesin olarak belirlenmiş miydi? Geçmişte, eldeki mevcut halkla ilişkiler araçlarıyla şimdi bir etkiye ulaşılabilmiş miydi? Medyada mesajlar içerik-konu ve yaratımları bakımından en uygun şekilde ifade edilmişler miydi? Seçilmiş olan halkla ilişkiler araçları ve medya hedefe ve hedef gruplarına uygun muydular? Halkla ilişkiler personelinin kendi kapasiteleri tamamen kullanılmış mıdır? Yukarıda bahsettiğimiz bu soruların cevaplandırılmasının yanı sıra, daha önceden değinmiş olduğumuz araştırma yöntemleriyle de kampanyanın başarısı değerlendirilebilir. Değerlendirme safhası ayrıca niteliksel sonuçların ve niceliksel sonuçların değerlendirilmesi şeklinde olabilir. Bu ise kampanyanın içeriğine göre farklılıklar gösterecektir. Sonuçların Niceliksel Açıdan Değerlendirilmesi: Yapılan organizasyona gelen ziyaretçi sayısı, kupon geri postalama oranları veya doğrudan postalama kampanyalarındaki geri postalama oranları gibi verilerin değerlendirilmesini içerir. Bunların yapılması için çeşitli teşviklerin sunulması, geri dönüşüm oranını arttıracaktır. ABD'li ticaret devi SEARS'in uyguladığı yöntem de bu gruba dâhil edilebilir. SEARS müşterilerin görüşlerini alabilmek için ücretsiz bir telefon hattıyla telefon eden her müşteriye 5 dolarlık bir hediye çeki vermektedir. Ayrıca SEARS kurum içerisinde uzun yıllardır yaptığı ölçümlemelerle, % 5' oranında artan bir çalışan memnuniyetinin, %1,5’lik bir müşteri memnuniyetine ve bunun da kuruluşun finansal performansının %0,5 olarak artışına neden olduğunu saptamıştır. Sonuçların Niteliksel Açıdan Değerlendirilmesi: Bu tür değerlendirme tarzı daha çok tutum ve görüş, davranış değişiklikleri, ön yargıların ortadan kalkmasına yönelik araştırmaları içermektedir. Performans Değerlendirme Halkla ilişkiler alanında etkin bir denetim ve değerleme yapılabilmesi için bir bakıma performans ölçümüne gereksinim vardır. Bunlar üç şekilde yapılır. İş Performansı Bir çalışmaya halkla ilişkiler çalışması denilebilmesi için ortada verimlilik esaslarına göre üretilmiş iyi, kaliteli ve yararlı bir mal veya hizmet olmalıdır. Temelde iyi, kaliteli ve yararlı bir üretim yapmayan işletmenin halkla ilişkileri olamaz. Olsa olsa reklamı veya propagandası olur. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 150 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Etik Performans Halkla ilişkilerin önemli bir ölçüm aracı da üretim dışında sosyal sorumluluk bilinciyle kamu yararı sağlayan bir faaliyet olmasıdır. Toplum işletmeden mal ve hizmetlerin dışında başka şeyler de beklemekte, işletmenin geleceği bu beklentilere vereceği cevaplarla sıkı sıkıya bağlı bulunmaktadır. Kuruluşların amaçları üzerine yapılandırılan halkla ilişkiler programlarında, işletmeyle hedef kitle arasında ortak zemin yakalama çabasının göz ardı edilmemesi çıkarların dengelenmesine dikkat edilmesi amaca ulaşmayı kolaylaştıran süreci başlatacaktır. İşletmelerin kendi çıkarları dışında toplumun varlığını kabul ederek temel görevleri dışında toplumsal sorunlarla da ilgilenmesi, atacağı adımların doğuracağı sonuçları önceden düşünmesi, sorumlu davranışın temelini oluşturmaktadır. İşletmelerin sorumluluklarının bilincine vararak davranmaları, en başta olumlu imaj olarak geri dönecektir. Halkla ilişkilerin temel görevlerinden birisinin kurum imajını yükseltmek olduğu düşünülürse, sosyal sorumluluk ve halkla ilişkiler arasındaki ilişki daha da netleşecektir. Çevreden enerji, materyal ve bilgi alarak bunu çevreye mal ve hizmet çıktısı olarak sunan işletmeler, tüketiciler, diğer işletmeler, sendikalar gibi çeşitli kurum ve kuruluşlarla iletişimde bulunmak zorundadır. Çevreyle iç içe yaşamaları, toplum beklentilerinin değişmesi gibi etkenler ise, işletmelerin sosyal sorumluluk anlayışına uygun davranmaları konusunda itici güç rolü oynamaktadır. Bu bağlamda, işletmeler artık, sadece mal ve hizmet üreten kuruluşlar değil çalışanın refahını düşünen, toplumsal olaylara duyarlı çevreyi koruyan, tüketiciye en iyi hizmeti vermeyi amaçlayan organizmalar olarak düşünülmektedir. Yani, işletmeler, günümüzde sadece teknik ve ekonomik kuruluşlar olarak değil, aynı zamanda sosyal boyutu olan kuruluşlardır. Toplum beklentilerinin değişmesi, işletmelerin yeni kimlik kazanmasında önemli rol oynarken toplumsal beklentileri, kuruluş açısından yanıtlama işlevini ise, yönetim sisteminin bir alt parçası olarak halkla ilişkiler üstlenmektedir. İletişim Performansı Üretilen iletişim malzemesi (film, bülten, fotoğraf, afiş, konuşma metni v.s) miktarı halkla ilişkiler bölümünün iletişim çabalarını gösterir. Fakat üretilen mesaj miktarı ve hedef alınan kimselere istenilen mesajların ulaştırılmasından başka, bu kişilerin mesajları anlayıp anlamadığı da önemlidir. Ayrıca, halkla ilişkiler kampanyasının etkili olabilmesi için hedef More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 151 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri olarak seçilen birey, kurum ve gruplara verilmek istenen mesajın yine istenen araçlarla ve istenen mekânda ve zamanda ulaştırılması gerekir. Belirli türde mesajlara kimlerin ilgi duyduğu, bu mesajların günün hangi saatinde veya haftanın hangi gününde, hangi iletişim araçlarıyla etki yaratabildiği saptanırsa halkla ilişkiler amaçlarına daha kolaylıkla ulaşmış olur. Bu etkiye koveraj denilmektedir. Kuşkusuz temel amaç, hedef kitlenin zihninde olumlu imaj, tutum, niyet ve davranış geliştirmektedir. Feed-back (Geri bildirim) Halkla ilişkilerde denetim işlevi oldukça zordur. Örneğin, basında işletmenin ne kadar yer aldığından çok okuyucu üzerinde ne kadar etki yarattığı önemlidir. Ancak bunu ölçmek de pek kolay değildir. Burada bir kez daha mesajın önemi ortaya çıkar. Mesaj son derece açık, anlaşılır ve etkileyici olmalıdır. Firmaların halkla ilişkiler uygulamalarının hedef kitle üzerinde ne ölçüde etki yarattığı daha çok kamuoyu araştırmaları ile gerçekleştirilir. Burada başvurulan yöntem genellikle görüşmeler, çevreyle kurulan ilişkiler, firmaya gelen olumlu-olumsuz mektup veya telefonlar ya da bir ölçüde maliyeti yüksek olmakla birlikte anket uygulamaları şeklinde olur. Böylelikle hedef kitlenin firmanın bir dönem içinde yapmış olduğu çeşitli halkla ilişkiler etkinliklerinden ne ölçüde etkilendiği ve halkla ilişkiler politikasının ne ölçüde başarılı olduğu saptanır. Bu olay bir feed-back (geri besleme) olayıdır ve halkla ilişkiler de denetimin en sağlıklı mekanizmasıdır. Halkla ilişkilerin temelde çift yönlü iletişim olgusu olduğu bu süreçle bir kez daha ortaya konur. Kuşkusuz bu yönde yapılacak değerleme ve denetim süreci bize halkla ilişkilerde aksayan bazı yönlerin ortaya çıkmasını sağlar ve çeşitli engellerin ve belirsizliklerin tanımını kolaylaştırır. Burada yapılan tüm bu denetim sürecinin özde güttüğü amaç ortaya çıkan sapmaların nedenlerini araştırarak giderici, çare bulucu önlemleri almak ve halkla ilişkileri daha bilinçli ve yararlı konuma getirmektedir. Belirli dönem içinde ortaya çıkan aksaklıkların nedenleri bilindikçe daha sonraki dönemlerde halkla ilişkiler planlarının daha rasyonel biçimde hazırlanma olasılığı yükselecektir. Buraya kadar yapılan incelemelerde görüldüğü gibi, halkla ilişkiler yönetiminin ilk aşamasını araştırma ve bilgi toplama oluşturur. Böylelikle hedef kitlenin özellikleri yakından tanınır. Bu bilgilere dayanılarak ikinci aşamada planlama çalışmalarına girişilir. Kime, nasıl, ne zaman, hangi iletişim araçlarıyla ve hangi mesajlarla gidileceği saptanır. Daha sonra bu planlar doğrultusunda her firma kendi potansiyelini kullanarak halkla ilişkileri yürütme fonksiyonunu gerçekleştirir. Bu arada amaçlarla varılan sonuçlar arasındaki uyumu ya da uyumsuzluğu More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 152 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri ölçmek amacıyla denetim ve değerleme süreci devreye girer. Bu sonuncu aşamada elde edilen bilgi ve deneyimler daha sonraki dönem için hazırlanacak halkla ilişkiler planlarına ışık tutar. Değerlendirme Aşamasında Yapılması Gerekenler Değerlendirme verilerinin amacı ve kullanım biçimi hakkında görüş birliğine varılmalıdır: Değerlendirme sonucu elde edilen verilerden yararlanma biçimi hakkında fikir birliğine varılmadıkça, çok sayıda gereksiz bilgi üretme olasılığı ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle sorunları ortaya çıkaracak sorular belirlendikten sonra, araştırma bulgularının ne şekilde kullanılacağı ayrıntılarla açıklanmalıdır. Değerlendirme ve araştırmanın, programın temel aşamaları olduğu konusunda kurumsal onay alınmalıdır: Değerlendirme araştırması, yeterli kaynaklarla sürecin bütününe yayılarak, problemin tanımı, planlama, programlama, uygulama ve değerlendirme adımlarının merkezi olacak biçimde kurulmalıdır. Departman içinde değerlendirme araştırmaları üzerinde uzlaşma sağlanmalıdır: Ölçülebilir girdiler ve araştırma, çabaların bir parçası olmalıdır. Program hedefleri gözlemlenebilir ve ölçülebilir terimlerle belirlenmelidir: Bir halkla ilişkiler programının amacı, “hedef kitle kimlerdir? Beklenen etkiler nelerdir?” Gibi sorular üzerine yapılanmalıdır. Aksi takdirde programın etkisini tespit etmek mümkün değildir. En uygun değerlendirme ölçütleri belirlenmelidir: Kampanyanın amacı, değerlendirme ölçütlerini belirleyici özelliğe sahiptir; örneğin kampanyanın amacı, hedef kitlenin yerel düzeyde verilen bir desteğin farkına varması olduğu zaman, yerel yayınlarda yer alma oranı değerlendirme aşamasında önemli bir ölçüttür. Program kayıtları saklanmalıdır: Programın stratejileriyle ilgili malzemelerin arşivlenmesi neyin iyi gittiğini, neyin aksadığını kanıtlayacak veriler olması nedeniyle, programa ilişkin kayıtlarının hepsi saklanmalıdır. Yönetim değerlendirme sonuçları hakkında bilgilendirilmelidir: Yöneticilere değerlendirme verileri hakkında düzenli bilgi akışı sağlanmalıdır. Yönetimin bilgilendirilmesi, değerlendirme sonuçlarının kurumsal hedeflere ulaşmak için gerekliliğini de kanıtlamaya yardımcı olacaktır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 153 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri 8. HALKLA İLİŞKİLER VE BASIN BASINLA İLŞKİLER, BASIN BİLDİRİLERİ VE KUPÜR DERLEME Basınla İlişkiler Bir işletmenin halkla ilişkiler konusunda giriştiği çabaların en fazla yoğunlaştığı alan basınla kurulan ilişkilerdir. Yazılı basın denildiğinde akla önce gazete daha sonra dergiler gelir. Kamuoyu oluşturmada en etkin araç olarak basının rolünü bugün bütün toplumlar kabul etmektedir. Bu durum aşağıdaki iki örnekle daha iyi açıklanabilir: Basın, ABD’nin en güçlü başkanı Nixon’u aleyhine basında açılan kampanya dolayısıyla koltuğundan indirmiş ve yine halkla ilişkilerin kurucusu olarak kabul edilen Ivy Lee’nin yürüttüğü özel kampanya sonucu Amerika’nın en sevimsiz kişisi olarak bilinen ve gazeteler tarafından her gün horlanan iş adamı John Dr. Rockofeller’i en üstün ve en iyi kişi konumuna getirmiştir. İşletmelerde görev yapan halkla ilişkiler uzmanlarının yerel ve ulusal basınla çok iyi ilişkiler kurmaları gerekir. Çok geniş bir kitleye seslenen basının işletme açısından önemi büyüktür. Basında yer almasını başarabilen bir firma kendisini kamuoyuna tanıtmak için çok büyük bir olanak yaratmış olur. Üstelik basın aracılığı ile böyle bir işlevin yerine getirilmesi duyuru ve reklam gibi bir ücret karşılığı olmamakta, üretilen haber basının ilgisini çektiği takdirde hiçbir ücret ödenmeksizin firmanın tanıtımı yapılmaktadır. Halkla ilişkiler uzmanlarının basınla olumlu, düzenli ve sürekli iletişim kurmaları gerekir. Basında görev yapan yazı işleri müdürleri, köşe yazarları, ekonomi yazarları ile tanışmalı; aralarında yakın ve birbirlerini destekleyen türde ilişkiler kurmalıdır. Basının güvenilirliğini, saygınlığını kazanmış bir halkla ilişkiler uzmanı öncelikle kendi kuruluşunu çok iyi tanıyıp dürüst, tam ve doğru bilgiler aktardığı sürece bu etkili kitle iletişim aracından yararlanabilir. Bu nedenle halkla ilişkiler uzmanı, bir gazeteci gibi okuyucuların ilgisini çekecek geniş kitleleri ilgilendiren haberleri üretme yeteneğine sahip olmalıdır. Halkla İlişkiler Görevlilerinin Basın Hakkında Bilmesi Gerekenler Bir halkla ilişkiler görevlisinin basına yayınlanabilir materyal sağlamanın dışında, gazete ve dergilerin nasıl yayınlandığını bilmesi, kurumu ile ilgili haberin yayınlanma olasılığını, haberin basında yer alma şansını artıracaktır. Bunun için yararlanacağı iletişim aracının belirlenmesi aşamasında en uygun araçtan en uygun bir şekilde yararlanabilmesi için aşağıdakileri bilmesi gerekir. Bunlar; More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 154 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Yayın politikası: Yayın organının olaylara bakış açısı ve ilgi alanı hakkında halkla ilişkiler uzmanı net bir bilgiye sahip olmalıdır. Yayın periyodu: Günlük, haftalık, 15 günlük, aylık, 3 aylık ya da yıllık olabilen yayının, yayınlanma sıklığı ve de tirajının bilinmesi yayın organına doğru zamanda ulaşabilmek için zorunludur. Dizgi-baskı tarihi: Haber materyalinin verilebileceği en geç tarih bilinmelidir. Bu, yayın sıklığı ve basım tekniği ile ilgilidir. Basım tekniği: Sağlayacağı kolaylıklar nedeniyle baskı tekniklerinden hangisini kullandığı bilinmelidir. Yayın alanı: Gazete veya derginin, uluslararası, ulusal ve bölgesel olmasının bilinmesi doğru hedefe ulaşabilme konusunda yardımcıdır. Okuyucu profili: Doğru hedef kitleye ulaşabilmek için gazete, dergi ya da radyo-TV programının yaş, cinsiyet, sosyal statü, iş grubu ve özel uğraş alanlarına göre hangi tip okur ve izleyiciye hitap ettiği bilinmelidir. Dağıtım yöntemleri: Bir yayının bayilerde mi satıldığı yoksa abonelere ücretli ya da ücretsiz mi ulaştırıldığı dikkate alınmalıdır. Kitle iletişim araçlarından yararlanma konusunda yeterli bilgiyle donatılmamış olan halkla ilişkiler görevlisi, psikoloji bilgisi nedeniyle yüz yüze iletişimde başarılı olabilir ama bu büyük bir işletmenin imajını değiştirmek, tercihleri etkilemek ve yönlendirmek gibi daha karmaşık konularda yeterli olamaz. Halkla ilişkiler iletişim sürecinde, çoğunlukla araçlı iletişime gerek duyulmaktadır. Bu nedenle halkla ilişkiler görevini yerine getirecek kişi, kitle iletişim araçlarının yapısı ve diğer iletişim teknik ve yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Halkla ilişkiler görevlisine basınla ilişkilerinde kolaylık sağlayacak olan bu özelliklerin bilinmesinin yanında, basına verilen hizmetin kalitesi, karşılıklı güven ve kurulacak kişisel ilişkilerde basınla iyi ilişkilerin geliştirilip sürdürülmesinde önemli rol oynamaktadır. Halkla ilişkiler Görevlilerinin Basınla İlişkilerinde Dikkat Etmesi Gerekenler Halkla ilişkiler görevlisinin basınla diyalog kurma konusunda yöneticisinden tam yetki alması gerekir. Çünkü gazetecilere istediği bilgiyi zamanında verebilmesi ve gazetecinin rakip firmalara bilgi için gitmesini önlemesi için bu gereklidir. Bir gazete muhabirine gerçek bilgiler en hızlı biçimde verilmelidir. Bu nedenle muhabirlerin sorularına kesin, gerçekçi ve hızlı yanıt verilmeli, görüşme istekleri daima kabul edilmeli ve gereği gibi değerlendirilmelidir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 155 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Muhabirden istediği gerçek bilgileri saklamamak gerekir. Çünkü muhabir haberin kuruluşun lehinde olup olmadığı ile ilgili değil, sadece gerçeklerle ilgilenir. Bu nedenle, muhabirden bazı gerçekleri açıklamaması ya da örtbas etmesi istenmemelidir. Yayınlanmaya değer bulunmadıkça, bir haber basın ve yayın araçlarında yer almayacaktır. Bu nedenle muhabirden uygun olmayan haberin yayınlanması ricasında bulunmamak gerekir. Basın bildirileri ile reklâm birbirine karıştırılmamalıdır. Basın mensupları arasında farklılık gözetilmemeli, bazılarına diğerlerinden fazla ilgi gösterilmemeli yani hepsine eşit mesafede yaklaşılmalıdır. Haberlerde oluşan küçük matbaa hataları ve yanlışlar için şikâyetçi olunmamalıdır. İstenilen bazı haberlerin yayınlanmamasından dolayı basın mensuplarına kızıp ilişkiler kesilmemelidir. Muhabirlerle görüşmeden önce sorulma ihtimali olan konularda ön hazırlık yapılmalıdır. İlişki kurulacak basın grubunu iyi seçmek ve hangi iletinin hangi basın yayın organına gönderilmesi gerektiğini iyi bilmek gerekir. Çünkü hangi iletinin hangi basın yayın organına gönderileceği konusunda seçici davranılması başarıyı da beraberinde getirmektedir. Örneğin, kadınlara yönelik bir ileti, bu alana dönük yayın yapan basın organlarına gönderilmelidir. Gençlikle ilgili iletiler de magazin içerikli yayın organlarına gönderilmelidir. Basınla ilişkilerde yer ve zamanı iyi seçmek gerekir. Örneğin, basın toplantısı düzenlenmesi, kültürel, sanatsal ve sosyal etkinlikler için en uygun saat, sabah saat 10.0014.00 arasıdır. Hedef kitleye ulaştırılacak haberlerin cumartesi, pazar gibi ‘’ölü günlere’’denk gelmesine dikkat edilmelidir. Çünkü bu günlerde mesajın daha fazla kişi tarafından okunma ihtimali yüksektir. Basına her türlü çalışma kolaylığı ve olanağı sağlanmalıdır. Tüm bu maddeleri özetlediğimizde halkla ilişkiler görevlisinin şu kurallara uyması gerekir. Bunlar dürüstlük, kullanılabilirlik, samimiyet, açık sözlülük ve materyalin medyaya zamanında ulaştırılmasıdır. Halkla İlişkiler Görevlilerinin Basınla İlişkilerde Kullanacakları Yol ve Yöntemler Halkla ilişkiler uzmanının, basından yararlanma yol ve yöntemleri kısa başlıklarla şöylece özetlenebilir: Basın toplantısı düzenlemek Basın turları düzenlemek More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 156 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Tanıtım toplantıları ve gezileri düzenlemek Basın bildirisi açıklaması ve mesajı yayınlamak Basın bülteni yayınlamak Bilimsel, yıl dönümü, açılış, kuruluş toplantıları, seminer, kongre, sempozyum, konferans, panel ve açık oturumlar düzenlemek; sosyal, sanatsal ve kültürel etkinliklere ilişkin haber değerlerini öne çıkararak basın aracılığıyla hedef kitlelere ulaşmak Kurum ve kuruluşla ilgili anket, araştırma ve kamuoyu yoklamaları sonuçlarını haber nitelikte el ve cep kitapları, broşür, deplian, magazin ve yıllıklar hazırlamak ve bunları basın mensuplarına da ulaştırarak haber olarak değerlendirilmelerini sağlamak Kurum ve kuruluşla ilgili bilgi, haber, röportaj, mülakat, anket, inceleme ve araştırma yazıları nedenlerle gelen mesajları habere dönüştürmek. Bütün bu etkinlikler, çalışma ve yöntemlerle, haber ve diğer yazınsal türlerle basında yer almak, iletileri, hedef kitlelere ulaştırmak. Basın Bildirileri Kişi veya kuruluşların çalışmaları konusunda basını bilgilendirmek için kullandıkları araçlardan biridir. Periyodik olarak çıkarılmaz. Ancak, firmanın önemli bir faaliyeti, yıl dönümü olduğunda veya kamuoyunu ilgilendiren bir konuda firmanın tepkisini ortaya koymak için çıkarılır. Kurumun çıkarları doğrultusunda hazırlanan mesajlar seçilen medya araçlarında ücretsiz yayınlanır. Basın bildirilerinin yayınlanmasındaki amaç, bir konuda basın aracılığıyla kamuoyunu bilgilendirmek, yapılan çalışmaları ve etkinlikleri duyurmak, bu etkinliklere katılımı sağlamak, tepki göstermek ve görüş bildirmek şeklinde sıralanabilir. Basın bildirileri, 5n + 1k kuralına göre yazılır. 5n + 1k “ ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden ve kim” sorularının kısaltılmış biçimidir. Verilmek istenen mesaj önceden belirlenmeli ve basın duyurusu o çerçevede 5n + 1k kuralına göre şekillendirilmelidir. Bildirilerde fazla teknik kelimeler ve karmaşık ifadeler kullanılmamalıdır. Ayrıca bildirinin kısa, açık olması ve kolay anlaşılması gerekir. Basın bildirisinin, halkın ve gazetecilerin anlayacağı hâle getirilmesi görevi halkla ilişkiler biriminin görevidir. Halkla ilişkiler uzmanının bir doktor, bir mühendis veya herhangi bir meslek elemanının ağzından çıkan ifadeyi özünü bozmadan yeniden kaleme alarak gazetecinin kullanabileceği bilgiye dönüştürmesi kolay olmamaktadır. Bildirilere varsa tutanaklar, fotoğraflar, vb. dokümanlarda eklenebilir. Duyurunun genelde bir sayfayı geçmeyecek uzunlukta olması gerekir. Basın duyurularının yazıyı okutacak, çarpıcı nitelikte ve bir cümleyi geçmeyecek uzunlukta bir More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 157 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri başlığı olmalıdır. Duyuruların altında mutlaka o konuyla ilgili daha fazla bilgi alınacak kişinin adı, soyadı, görevi ve telefon numarası yer almalıdır Basın duyurusu yazıldıktan sonra haber ajanslarına, ulusal televizyon ve gazetelerin haber merkezlerine faks ya da e-mail ile gönderilmelidir. Eğer konu yerel bir olayı ele alıyorsa gazete ve televizyonların yerel muhabirleriyle doğrudan bağlantıya geçilmeli, ancak yine de basın duyurusunun medya kuruluşlarının merkezlerinde yurt haberler servisine gönderilmesi gerekmektedir. Basın bildirilerinde dikkat edilmesi gereken bir başka konu ise bildirinin yayınlanma zamanıdır. Haberi, eksiksiz yayınlama telaşı içinde geciktirmek, olayı gündemden düşüreceğinden, beklenen etkiyi yaratmama riski ortaya çıkaracaktır. Bunun için haberin zamanında basın kuruluşuna gönderilmesi ve özellikle bildirinin ne zaman haber olarak kullanılacağı konusunda karşı tarafa açıklama yapılması gerekir. Bazı haberler hemen yayınlanmayabilir bunlara ‘’ambargolu haber’’ denir. Böyle bir durumda bildirinin üzerine’’........tarihinden önce yayınlanmaması ricası ile…..’’ ifadesinin konulmasıyla haberin belli bir tarihten önce kullanılmasının istenmediği belirtilmiş olur. BASIN BİLDİRİSİ 21 Şubat 2007 Güzel ve Doğru Türkçe Kullanımı Ödülleri İçin Son Başvuru Günü 30 Mart 2007 Radyo ve televizyon üst kurulu tarafından düzenlenecek olan “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu güzel ve doğru Türkçe kullanımı ödülleri” için başvuru süresi 30 Mart 2007 günü saat 18.00’e kadar uzatılmıştır. Ulusal, yerel, bölgesel radyo ve televizyonlarda, 1 Ocak-31 Aralık 2006 tarihleri arasında yayınlanan eğitim, kültür, haber, haber program, güncel programlar, müzikeğlence, çocuk, spor, drama ve filmler, kuşak programlar, belgesel programlara verilecek ödüller için yayıncı kuruluşlar, program yapımcıları bizzat başvurabilecekleri gibi radyo ve televizyon üst kurulu veya seçici kurul tarafından da aday gösterilebileceklerdir. Her yayıncı kuruluş veya yapımcı, en fazla üç yapım ile başvurabilecektir. Tek bölümden oluşmayan veya dizi şeklinde süren yapımlar bütün olarak değerlendirmeye alınacaktır. Belirtilen şartları taşıyan tek bölümlük programlardan 3’er adet cd veya dvd kaydı, tek bölümden oluşmayan veya dizi şeklinde süren programlardan ise örnek olarak seçilen 3 bölümden 3’er adet cd veya dvd kaydı, programa ilişkin yapımcı, sunucu, yönetmeni gibi detaylı bilgi notu ile 30 Mart 2007 günü saat 18.00’e kadar, elden veya posta ile radyo ve televizyon üst kurulu izleme ve değerlendirme dairesi başkanlığına ulaştırılabilecektir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 158 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Kupür Derlemek Kurum ile ilgili, gazete ve dergilerde çıkan haber, fotoğraf gibi materyalin kesilerek arşivlenmesine kupür derleme adı verilir. Kupür derleme işini halkla ilişkiler görevlileri yapar. Kupür derleme, değişik biçimlerde yapılabilir. Yalnız kuruma ait, basında çıkan haberlerin kupür derlemesi yapılabileceği gibi kurumla doğrudan ilgisi olmayan üretim, hizmet ve ekonomik gelişmelerle ilgili konularda da yapılabilir. Kupür her şeyden önce bir belgedir ve geçmişte çıkan bir habere gereksinim olduğunda kullanılır. Halkla ilişkiler görevlileri, her sabah görevine gazete okuyarak başlamalı ve kurumla ilgili gördüğü haberleri kupür derlemesi durumuna getirmelidir. Kesilen bu kupürler, “dolaşım” adı verilen sistem ile kurumun, tüm yöneticilerine çoğaltılarak dağıtılmalı, bu kişilerin konuyla ilgili bilgilenmeleri sağlanmalıdır. Haber ve fotoğrafları yayın organı, sayfa, santim, sütun hesabı ve tarihe göre tasnif edilirse kurumla ilgili bilgilerin arşivlenmesinde ve daha sonra kullanılmasında kolaylık sağlar. Ayrıca kupür derleme işini internet ortamından da takip edip gerekli bölümleri tarayıcıdan tarayarak dosyalama yapılması elde daha fazla dokümanın depolanmasını sağlayarak kurumla ilgili belgelerin sayısını artıracaktır. BASIN BÜLTENİ Basın Bülteni Tanımı Basın bültenleri, kurum ile ilgili etkinlikleri, stratejileri, düşünceleri ve olayları içeren haber değeri taşıyan, önemli bilgilere yer veren ve medyaya gönderilen yazılı metinlerdir. Daha kısa bir şekilde “Basın bülteni, kurumun faaliyetlerini basına periyodik olarak duyurmak amacıyla hazırlanan duyurulardır” diye tanımlanabilir. Bültenler, kurumun çalışmalarıyla ilgili kişi ve grupları bilgilendirmek amacıyla belirli zamanlarda yayımlanır. Basın bültenleri, basınla ilişkilerde kullanılan en yaygın yöntemlerden biridir. Haftalık ve aylık olduğu gibi önemli bir etkinliğin özellikle hatırlatılması için zamana bağlı olmaksızın da çıkarılabilmektedir. Basın bültenleri sayesinde basın görevlileri, kurumun etkinliklerini daha kolay izleyebilmekte ve haber değeri olan gelişmeleri değerlendirme yoluna gitmektedir. Halkla ilişkiler uygulamaları içinde en çok kullanılan yöntemlerden biri olan basın bültenlerinde kurumun amblemi, adresi, telefon ve belgeçer numaraları, hangi tarihte çıkarıldığı, kaçıncı yılı olduğu ve bülten numarası yer almalıdır. Basın bültenleri içerik bakımından haber özelliği taşımalıdır. Ayrıca bülteni yazan kişinin objektif gazetecilik kurallarına uyması da gerekmektedir. Basına gönderilen bültenler güncel nitelik taşımalı ve basın organlarına sabah saatlerinde ulaştırılmalıdır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 159 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Hemen her konuda yazılan basın bültenlerinin uygulamada en sık görülen örnekleri, ürün veya kuruluşla ilgili değişiklikleri aktaran duyurular, yönetimde yaşanan değişiklikler ve yapılan konuşma metinleriyle ilgili olanlarıdır. Basın Bülteni Yazma Teknikleri Gerek zamana ve duruma göre yayınlanan basın bültenleri gerekse periyodik biçimde belli aralıklarla hazırlanarak gönderilen basın bültenleri Frank Jafkins’e göre aşağıdaki formüle uygun olarak yazılmalıdır. Basın bültenlerinin bu formüle uygun olarak yazılması, yazım aşamasında, gerekli bilgilerin bültende yer almasını sağlarken yazdıktan sonra aktarılması gereken bir noktanın atlanıp atlanmadığını kontrol imkânı sağlamaktadır. Frank Jefkins formülünün yanında basın bültenlerinin genelde iki çeşit hazırlama tekniği vardır. Bunlar: Düz Metin Hâlindeki Basın Bültenleri Kurumla ilgili ya da kurumun yöneticisi tarafından doğrudan verilen ve haber aktarma yüklemlerinin kullanılmadığı metinlerdir. Düz metin basın bültenlerinde, olay yetkili kişinin ağzından doğrudan aktarılır. Bu tür bültenleri, bir muhabirin alarak haber şekline dönüştürmesi, habere başlık ve spot ekleyerek yetkili kişinin aktardığı sözleri haber aktarma yüklemleriyle süsleyerek haberde işlemesi gereklidir. Düz metinleri habere dönüştürürken cümle sıralarını ve sözcükleri aynen uygulayacaksın diye bir zorunluluk yoktur. Burada yapılması gereken basın bültenini bir bilgi kaynağı olarak kabul ederek haberi yazmaktır. Haber Hâlindeki Basın Bültenleri Bu tür bültenler, başlık, spot, haber metni ve ara başlıklarla, haber yazımının tüm unsurlarını içerecek şekilde hazırlanır. Bu tür bültenlerin haber merkezlerinde ufak değişikliklerle yayına verilmesi mümkün olmaktadır. Bu nedenle bu bülten türü haber merkezleri tarafından ek çaba sarf ettirmemesi nedeniyle daha fazla tercih edilmektedir Örneğin, Ulusal bir felaket hâline gelen orman yangınlarına karşı alınacak önlemlere ilişkin, Orman Bakanlığınca bir bildiri yayımlandı. Bildiride, kaynaklarımız arasında, ormanların ayrı bir yeri ve önemi bulunduğuna dikkat çekilirken küçük ihmaller sonucu çıkan yangınların büyük ölçüde zarara yol açtıkları belirtildi. Basın Bülteni Çeşitleri Bilgi Amaçlı Kurum veya firmayla ilgili gelişmelerin, kadro değişikliklerinin, yeni bir ürünün tanıtımının veya “haber” nitelikli olayların rakamlar ve teknik terimlerle derinlemesine anlatılmasıdır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 160 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Davet Amaçlı Yapılacak olan etkinlikle ilgili basına haber vermek ve basının katılımını sağlamak amacıyla yazılan bültenlerdir. Etkinliğin amacının ne olduğu, niçin yapıldığı, nerede yapılacağı, saati, kimlerin katılacağını, etkinlik programının ne olduğu ana hatlarıyla anlatılır. Davete cevap istenir, irtibat telefonu ve davetle ilgilenen kişinin adı yazılır. Basın bültenleri yukarıdaki çeşitlerinin yanında Frank Jefkins tarafından da türlere ayrılmaktadır. Bunlar: Yayınlanmaya hazır tek sayfalık basın bültenleri: Yukarıda sözü edilen yedi noktayı açıklayarak yazılan editöre pek fazla iş bırakmayan basın bültenleridir. Bilgiler oldukça açık, net ve özet olarak verilir, bu yüzden editörün haberi kısaltmasına olanak tanımaz. Destekleyici bilgi içeren basın bültenleri: Yayınlanma amacından çok gazeteciyi konu hakkında bilgilendirmeye yönelik bültenlerdir. Özet eklenmiş teknik bültenler: Teknik ürünler genellikle iki veya üç sayfalık uzun açıklamalar gerektirir. Bunun için editöre kolaylık sağlaması için haberin giriş paragrafına konuyu açıklayan bir özet eklenir. Konuşma metni ya da raporları desteklemek amacıyla yazılan basın bültenleri: Basına gönderilen rapor, katalog ve konuşma metinlerine, eşlik eden ve ileri sürülen tezle vurgulanmak istenen konuların özetlendiği basın bültenleridir. Ayrıntılı resim alt yazısı: Fotoğrafın ayrıntılı bilgi gerektirdiği durumlarda yararlanılan duyurular: Bunlar, kurumdaki yeni atamalar, terfiler, adres ve telefon değişiklikleri gibi basit bilgileri içeren tek bir cümle veya tek bir paragraftan oluşan duyurulardır. Basın Bültenlerinde İçerik, Biçim ve Üslup İçerik ve Üslup Özellikleri Basın bülteninde ilk sözcük mesajı iletmeli, ilk paragraf ise bütünü özetler nitelikte olmalıdır. Bir bültenin içerik bakımından haber niteliği taşıyabilmesi için beş N, bir K formülüne (ne, nerede, nasıl, niçin, ne zaman ve kim sorularına) cevap vermesi ve bülteni yazan kişinin objektif gazetecilik kurallarına uyması gerekir. Halkla ilişkiler uygulamaları içinde en çok kullanılan yöntem olan basın bülteni, yapılacak bir hatayla reklam havasına bürünerek haber olma özelliğini ve yayınlanma şansını kolaylıkla yitirebilir. Basın bülteninde kısa paragraflar, kısa cümleler, anlaşılır kelimeler tercih edilmelidir. Sayfa sayısı birden fazla olmamalıdır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 161 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Basın bülteninde övgüden uzak durulmalıdır. Bültende belirsiz genellemelerden sakınılmalıdır. Basın bültenleri farklı gazeteler ya da dergiler için farklı versiyonlar da yazılmalıdır. Hem gazete ve dergilere hem de radyo ve televizyona gönderilen basın bültenleri, okurların düzeyi ne olursa olsun basit, kısa anlaşılır ve rahatlıkla kavranabilir olmalıdır. Uzun cümleler yerine kısa cümleler tercih edilmeli ve yabancı sözcüklerden kaçınılmalıdır. Bültenin üzerine“BASIN BÜLTENİ” yazısı koyu renkte yazılarak konulmalıdır. Bülten yazımında çift satır aralığıyla 3,5 cm kenar boşluğu bırakarak yazılmalıdır. Beyaz renkli A 4 kâğıtları kullanılmalıdır Basın Bülteninin Biçimsel Özellikleri Basın bültenlerinde, kuruluş logosu ve kağıdın alt kısmında gazetecinin ulaşabileceği adres, fax nu.sı gibi ayrıntılı bilginin yer aldığı antetli kağıtlar kullanılmalı, kurumsal kimliği yansıtan renk ve dizaynın bülteni diğerlerinden ayırıcı özellikte olmasına dikkat edilmelidir. Yazım stili olarak el yazısı ve italik harf karakterlerine rağbet edilmemeli, standart yazı karakteri kullanılmalı, çok büyük harf karakteri ise sayfa sayısını artıracağı için tercih edilmemelidir. Bültenin başlığı haberi açıklar nitelikte olmalı ve başlığın değişimi konusunda esnek olunabilmelidir. Yani gazeteci yayınlanacak olan gazetenin tarzına göre değişiklikler yapabilmelidir. Bültenlerde alt başlıklar kullanılmamalıdır. Sadece teknik bültenlerde konunun açıklanması için ara başlıklardan yararlanılmalıdır. Bir bülten için en uygun paragraf uzunluğu iki satır olup hiçbir paragraf dört satırı aşmamalı ve paragraflar kitaplarda olduğu gibi içerden başlamak yerine alt alta sıralanmalıdır. İşletme ya da ürünün adı tamamen büyük harf kullanılarak yazılmamalıdır. Büyük harf, coğrafik bir bölge veya özel isimlerin ilk harfi olarak kullanılmalıdır. Örneğin, satış müdürü ve yönetici gibi kişilerin iş statülerini ifade eden sıfatlar küçük harfle, ancak Başbakan, Başkan, Profesör gibi bazı unvanlar büyük harfle başlar. Yani iş yaşamındaki statüyü ifade eden durumlarda büyük harfe gerek olmamasına karşın politik, dini, askerî ve akademik unvanlar büyük harf ile başlamalıdır. Kısaltmalarda ise ‘’vs.’’ve ‘’vb.’’ gibi kısaltmalar dışında, kısaltmalarda araya nokta konulmaması gerekir. Örneğin IBM, TRT, THY yazılmalıdır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 162 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Bültenlerde rakamların kullanılması durumunda ise genel imla kurallarının gerektirdiği gibi bir ve dokuz arasındaki rakamlar, tarih, fiyat, ölçü ve adres numaraları hariç, yazı ile ifade edilmeli ancak 10’dan daha büyük sayısal ifadeler için rakam kullanılmalıdır Her bültene mutlaka tarih atılmalıdır. Bültenin bir olayı açıkladığı durumlarda ise bugün, “gelecek salı ve son zamanlarda” gibi net olmayan ifadelerden kaçınılmalı ya da tarih parantez içinde dahi olsa belirtilmelidir. Bültenlerin bir sayfaya sığdırılması gerekir. Eğer sığmıyorsa ilk sayfanın sağ alt köşesine bunu açıklayan bir ifade yazılmalı, devam eden sayfada ise haber bülteninin başlığı ve sayfa nu.sı yeniden belirtilmelidir. Haber bültenlerinde başkasına ait konuşma ya da ifade kullanılmadıkça tırnak işaretine gerek yoktur. Örneğin, ürün adı tırnak içinde verilmemelidir. Ambargolu bültenden yani belirtilen tarih ve saatten önce bültenin basılmaması anlamına gelen ambargodan mümkün olduğu oranda kaçınılmalıdır. Zorunlu olduğu durumlarda ise bitiş saati mutlaka bildirilmelidir. Yaptırım gücü olmamakla birlikte, ülkeler arası saat farkından doğabilecek yanlışlıkların ve henüz yapılmamış konuşma metninin basılmasının önlenebilmesi için ambargolu haberden yararlanılır. İşaretlerde ise % işareti kullanmak yerine yüzde ifadesinin kullanılması yine kural hâline gelmiş bir uygulamadır. Basın Bülteninin Hazırlanmasında Etkili Olan Konular Bir kurum için haber değeri oluşturulabilecek ve dolayısıyla basın bülteni hazırlanabilecek konuları şöyle sıralayabiliriz: Piyasaya yeni çıkan ürünler Uzun süredir piyasada olan bir ürünün yeni kullanım biçimleri Dağıtım politikasındaki değişiklikler Ürünün fiyatındaki değişiklikler(özellikle indirimler) Araştırma-geliştirme faaliyetleri Ürünün, hizmetin, yöneticilerin veya çalışanların aldığı ödüller ve ödül törenleri Kredi koşullarındaki değişimler Kuruma yeni seçilen yöneticiler Yönetim kurulundaki değişiklikler ve toplantılar Özellikle yurt dışından alınan büyük siparişler Yeni anlaşmalar Örgütün kuruluş yıl dönümleri Kurumun yeni kuracağı fabrikanın, yaptıracağı okulun vb. temel atma töreni Kurumun düzenlediği konferanslar, seminerler ve özel toplantılar Kurumun gerçekleştirdiği sergilerin açılışı More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 163 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Kurum yöneticilerinin önemli konulardaki görüşleri (işsizlik, enflasyon vb.) Kurumda yapılan yeni atamalar Kurumun düzenlediği yarışmalar ve bunları kazananlar Radyo ve Televizyon İçin Basın Bültenlerinin Hazırlanması Radyo İçin Basın Bültenlerinin Hazırlanması Cümleler, yazılı basına gönderilen mesajlara oranla daha kısa ve anlaşılır olmalıdır. Her cümlede ideal olanı 10 kelime bulunmasıdır. Radyoya gönderilen bültenler zaman olarak olabildiğince kısa olmalı süre olarak 30 ile 60 saniye arası olmalıdır. Noktalama işaretlerine dikkat etmeli ve kısaltmaları açık olarak belirtmelidir. Metnin üstünde mesajın yayın süresi belirtilmelidir. 5N+1K kuralına burada da uyulmalıdır. Bültenin konuşma dilinde yazılması gereklidir Televizyon İçin Basın Bülteninin Hazırlanması Televizyon bültenleri önce yazılı olarak hazırlanır sonra ses ve görüntüye dönüştürülür. Televizyon için hazırlanan mesajlar, 35mm veya 16mm’lik film veya video teyp formatında hazırlanır. Hazırlanan mesajın yanında slayt, fotoğraf ve çeşitli görüntüler olsa bile bunların ses ve müzikle desteklenmesi gerekir. Televizyon için hazırlanan mesajların kurgucular ve yazarlar tarafından hazırlanması gerekir. Televizyona gönderilen metinde, film kaydının her sahnesinin süresi açık olarak belirtilmelidir. Basın Bültenlerinde Fotoğraf Kullanımı Fotoğraflar, basın bültenlerinin önemli unsurlarından biridir. Basın bültenlerindeki haber metnine görsellik açısından önemli bir katkı sağlar. Metne canlılık kazandırmanın yanında anlatılan olaya kanıt niteliği de taşır. Fotoğrafın sadece dikkat çekici olması yeterli değildir. Aynı zamanda verilmek istenen mesajı yansıtabilme özelliği taşıması da çok önemlidir. Fotoğraflar metinlere geçişi kolaylaştırmakta ve metnin okunabilirliğini arttırmaktadır. Özellikle fotoğraf alt yazıları başlıkla birlikte ilk etapta okunan bölümler arasındadır. Bu nedenle yazımına özen gösterilmeli ve metnin tamamını okumaya sevk edecek biçimde hazırlanmalıdır. Fotoğraflar alt yazısız olmamalı, uzun bir metne ait fotoğraflar için ise kısa bir alt yazı yeterli olmaktadır. Metinle fotoğraf birbirinden kopuk olmamalı ve fotoğrafın alındığı yer belirtilmelidir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 164 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Ayrıca fotoğrafın yanında karmaşık olayların açıklanmasında infografiklerden de (bilgi grafiklerinden) faydalanılır. İnfografikler karmaşık olayların bir bakışta anlaşılmasını sağlayarak metinleri destekler. Tıpkı fotoğraflar gibi infografikler de açıklayıcı bilgi notları ile birlikte basın bültenine iliştirilerek editöre gönderilir. Basın Bülteni Hazırlamada Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar Cümleler kısa olmalı ve anlaşılır sözcükler tercih edilmelidir. Bültende yer alacak bilgiler, haber değeri taşımalıdır. İlan ve reklamla duyurulması gereken konulara bültende yer verilmemelidir. Bültende boşluklar bırakılarak basın mensuplarının aralarda not tutmasına olanak verilmelidir. Bülten bilgisayar veya daktilo ile temiz bir şekilde çift aralıklı ve okunaklı bir şekilde yazılmalıdır. Basın bültenlerinin dağılımı genellikle basın kuruluşları bizzat ziyaret edilerek ya da internet veya belgegeçer ile gerçekleştirilmektedir. Basın bülteni belgegeçer ile gönderilirse sayfanın başına bültenin ulaşması istenilen basın görevlisinin ismi yazılmalıdır. belirtilmelidir. Gerçekle çelişen ya da doğrula bilgiler ‘’yeni’’ olarak sunulmamalıdır. Çok sayfalı bültenlerde her sayfa numaralandırılmalıdır. Çok sayfalı bültenlerde sözcük, cümle ya da paragrafların sayfalar arasında bölünmemesine özen gösterilmelidir BASIN TOPLANTISI, BASIN KOKTEYLLERİ, BASIN GEZİSİ Basın Toplantısı Basın Toplantısının Tanımı ve Özellikleri Önemli bir konuda kamuoyunu bilgilendirmek, büyük bir açılış, bilimsel bir toplantı, temel atma gibi kamunun dikkatinin çekilmesi istenen olaylar söz konusu olduğunda ve ayrıca kamuoyunda ve basında yanlış yorumlanan bir haberin ortaya çıkmasından dolayı yapılan toplantılara basın toplantısı denir. Kamu ve özel sektör kuruluşlarının tanıtımında ve her türlü mesajlarının kamuoyuna iletilmesinde en çok başvurdukları yöntemlerden biri basın toplantılarıdır. Basın toplantısının bütün aşamalarından halkla ilişkiler birimleri ya da uzmanları sorumludur. Basın toplantısı More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 165 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri ülkemizde çok fazla uygulanan bir yöntemdir. Düzenlenmesine ilişkin yasal bir kısıtlama söz konusu olmadığı gibi herhangi bir kurumdan izin almayı da gerektirmez. Bu yüzden ülkemizde çok fazla basın toplantılarının yapıldığı görülmektedir. Yapılan toplantının etkin ve verimli olması için mutlaka güçlü bir gerekçe olmalı ve iletilecek mesaj haber değeri taşımalıdır. Yoksa gösteriş için basın toplantısı düzenlenmiş gibi bir anlayış sergilenir ki hem katılımcılar düş kırıklığına uğrar hem de zaman boş yere harcanmış olur. Toplantıda hedef kitlelere verilmek istenen mesajın habere dönüşerek basında yer alabilmesi önemli olduğu için bu konuda çok ince hesaplar yapılmalı ve duyarlı davranılmalıdır. İlginç düzenlemeler, çarpıcı ve dikkat çekici sözler söylenmelidir. Bazı basın toplantıları, tanıtım amaçlı gezi olarak da düzenlenmektedir. Yeni açılacak kuruluş, işletme ya da tanıtılacak ürün vb. ile ilgili kamuoyuna verilecek mesajlar gezi adı altında aktarılmakta ve basın mensupları tanıtımı yapılan işletmeyi ya da ürünü ayrıntılarıyla bizzat gözlemlemektedir. Gezili basın toplantıları sürekli ayakta geçebileceği gibi son aşamasında bir mekânda oturarak elde edilen veriler değerlendirilebilir. Oturma aşamasından sonra klasik basın toplantısı uygulaması da başlamış olur. Basın Toplantısının Aşamaları Basın toplantısının planlama, uygulama ve toplantı sonrası olmak üzere üç aşaması vardır. Basın Toplantısının Planlama Aşaması Önce toplantısının basını davet etme açısından tarihi ve saati belirlenmelidir. Toplantının yapılmasına birkaç gün varsa gazetecilere çağrı, davetiye yöntemiyle yapılmalı; ani ve kısa zamanda gerçekleştirilmesi gereken basın toplantılarında ise çağrılacak basın mensupları basın bülteni bilgisayar, telefon, faks ve teleks ile davet edilmelidir. Ayrıca belli bir kural olmamakla birliktamaca ulaşabilmek için basın toplantılarının en az 48 saat önce ilgililere duyurulması gerekmektedir. Toplantı yerinin, gazetecilerin kolay ulaşabilecekleri, kuruluşun merkezi bir binasında olmasında yarar vardır. Böyle bir olanak yok ise basına merkezi yerden kalkacak bir araç tahsis edilmeli ve toplantı duyurusunda bu durum basına bildirilmelidir. Toplantı salonunun düzeni de çok önemlidir. Daha önce bu konuda hazırlanmış bir yer yoksa seçilen mekânda düzenleme çalışmaları yapılmalıdır. En iyisi (U) şeklinde bir oturma düzeni kurarak toplantı başkanını veya konuşmacıyı (U) düzeninin ortasına oturtarak gazetecilerin üzerinde bir statü baskısı yaratmamalı ve gazetecilerle yakın More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 166 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri diyalog kuracak şekilde ayarlanmalıdır. Ayrıca salonun ses ve ışık sistemi gazetecilerin çalışmasına uygun hâle getirilmelidir. Toplantıdan amaç, tanıtımın ya da mesajın basın-yayın organlarında habere dönüşerek yayınlanması olduğuna göre zamanlama önemlidir. Gazetelerin baskı ve elektronik basının yayın saatine rahat yetişebilecek bir zaman seçilmelidir. Bu açıdan en uygun saat, sabah saat 10.00 ile 12.00 arasıdır. Basın toplantılarının sabahları yapılması haberin bir sonraki güne yetiştirilmesini sağlayacağından basılma şansı artar. Başkanın toplantıyı açıp gerekli açıklamaları yapmasından sonra çaylı, pastalı veya yemekli bir sohbete geçilecek tarzda planlama yapılması gerekir. Çünkü gazetecilerle halkla ilişkiler sorumluları bu sohbetler sayesinde daha yakın ilişkiler kurabilmekte ve bu da kurumun lehine olmaktadır. Ayrıca gazeteciler böyle bir ortamda sorularını daha rahat sormakta ve kurumla ilgili daha fazla bilgi öğrenmektedir. Toplantıya katılan basın mensuplarının sıralarına bloknot ve kalem vb. araçların konulması halkla ilişkiler açısından yararlıdır. Basın toplantısında dağıtılacak rapor, grafik, özet nitelikteki bilgi ve belgeler önceden bir dosya hâlinde hazırlanmalıdır. Hatta verilecek olan bilgi metni haber şeklinde düzenlenirse yayınlanma şansı daha da artacaktır. Basın mensuplarına film çekme, fotoğraf ve ses alma, teleks, faks ve internet olanakları al olaylarla çakışmaması gerekir. Örneğin, önemli bir futbol maçı, açık hava toplantısı ve kutlama töreni vb. sırasında basın toplantısı düzenlenmemelidir. Basın toplantısının yapılacağı zaman dikkatle belirlenmelidir. Örneğin toplantıların insanların daha çok gazete ve dergi okudukları hafta sonlarına doğru düzenlenmesi haberin okunma şansının artırır. Organizasyon açısından toplantıya kaç kişinin katılacağının önceden bilinmesinde yarar vardır. Basın toplantısına çağrılanların ülkedeki ya da bölgedeki kitle iletişim araçlarını temsil edecek sayıda ve nitelikte olmasına özen gösterilmelidir. Ayrıca çağrılan basın mensuplarının toplantının konusuyla ilgili olmalarına da özen gösterilmeli gerekirse bunun için haber müdürleriyle irtibata geçilmelidir Basın Toplantısının Uygulama Aşaması Konuşmacının ve uzmanların yerlerini almasından sonra basın toplantısına başlanmalıdır. Daha önce hazırlanmış olan basın toplantısının konusuyla ilgili rapor, grafik, fotoğraf ve bilgilerle beraber basına duyurulmak istenen konuların yer aldığı dosyalar, toplantı ile birlikte dağıtılmalıdır. Elinde gerekli dokümanı olan gazeteci, hem olayı daha kolay izler hem de More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 167 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri ayrıntılı haber yapma imkânı veren adres, telefon ve dokümanlara kolayca ulaşabileceğinden daha rahat ve verimli çalışabilecektir. Basın toplantısı çok uzun olmamalı, asıl iletilecek mesajlara ağırlık verilmeli, gereksiz ayrıntıya girilmemeli ve daha önce belirtilen sürede toplantı bitirilmelidir. Maksimum 2 saatlik süre aşılmamalı, soru ve cevaplara zaman ayrılmalıdır. Örneğin Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, üst düzey bürokratları, politikacılar, yabancı devlet adamları vb. kişilerin önemli konulardaki basın toplantılarının iki hatta üç saat sürdüğü görülmüştür. Konuşmacı sözünü bitirdikten sonra sorular sorulmalıdır. Bazen sorular daha önceden konuşmacıya yazılı olarak da verilmektedir. Cevap verip vermemek konuşmacının takdirine bağlıdır. Eğer sorular cevaplanacaksa açık, net ve doğru cevaplandırılmalıdır. Basın toplantısı kuru ve donuk bir atmosfer içinde gerçekleşmemeli, mümkün olduğunca kısa olmalı ve kuruluş tarafından basına saygılı davranılmalıdır. Bunların dışında ayrıca basın toplantılarının sonunda bir kokteyl düzenlenirse daha renkli bir görünüm kazanır. Özellikle üst düzeyde yeni bir yönetici atanmışsa bir açılış yapılıyorsa veya kuruluş yıl dönümü söz konusu ise basın toplantılarının bir kokteylle süslenmesi ilgi çekici olabileceği gibi işletme yöneticileri ve halkla ilişkiler uzmanlarının basın organlarına daha çok yakınlaşmasına fırsat yaratılmış olur. Basın Toplantısı Sonrası Yapılacaklar Halkla ilişkiler uzmanlarının görevi toplantının sona ermesiyle bitmemektedir. Basın mensupları zamanlama açısından haberlerini toplantı yerinden haber merkezlerine geçmek isteyeceklerdir. Bunun için gazetecilere gerekli olan bilgisayar, telefon, faks ve teleks gibi cihazlardan yararlanma imkânı sağlanmalıdır. Daha sonra basın mensupları toplantı sonrası iş yerlerine geldikleri araçlarla geri gönderilmelidir. Halkla ilişkiler uzmanları, toplantı sonrası eksik görülen bilgileri isteyen basın mensuplarına iletmeli, sorularını ayrıntılarıyla cevaplamalı ve eksik kalan bilgileri tamamlamalıdır. Basın toplantısı sırasında ve sonrasında çeşitli armağanlar vermek ‘’yarım elma, gönül alma’’ bakımından halkla ilişkiler açısından olumlu bir yaklaşımdır. Örneğin, anahtarlık, çakmak, çanta vb. dağıtmak gibi. Ayrıca basın toplantısını izleyen günlerde haberin gazetelerde çıkması hâlinde, gazeteciler aranmalı ve yaptıklarından dolayı teşekkür edilmelidir. Tüm bu çalışmaların eksiksiz olarak sırasıyla yerine getirilmesinde bizzat görevli olan halkla ilişkiler uzmanları, amaçlarına ulaşmakta, etkin ve başarılı bir basın toplantısının gerçekleşip basında istenen etkinin meydana gelmesini sağlamaktadır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 168 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Basın Kokteyli/ Basın Resepsiyonu Basın Kokteylleri (Basın Resepsiyonu)’nin Tanımı Basın kokteylleri, kurumların, medya ve kamuoyu önderleriyle ilişkilerini geliştirmek amacıyla düzenledikleri planlı ve programlı davetlerdir. Basını ve kamuoyu önderlerini kuruluşa davet ederek olumlu izlenimlerin ve ilişkilerin oluşumunu sağlayan basın kokteylleri göreve yeni atanan bir yönetici, bir yıl dönümü, kutlama, bir açılış ve yeni bir ürün tanıtımı için düzenlenir. Eğer tüm bu sayılan nedenler yoksa bile herhangi bir neden yaratılmalı ve basınla dostluk zemini oluşturulmalıdır. Çünkü basın tarafından tanınmak ve basın mensuplarının güvenini kazanmak, faaliyet alanınızla ilgili bilgiye gereksinim duyduğu zaman gazetecinin sizi araması anlamına gelmektedir. Basın kokteylleri, basın toplantısının hemen ardından olabileceği gibi bağımsız olarak da düzenlenebilir. Halkla ilişkiler uzmanları, düzenledikleri basın kokteylleri ile basın mensuplarının kurumun tüm yöneticilerini yakından tanımalarını sağlar. Ayrıca, kurumun çalışmaları ile ilgili bilgileri ilk kaynaktan öğrenmelerini ve bu bilgiler ışığında haber yapmalarını sağlar. Sadece bir kokteyl olarak düşünülmemesi gereken çok daha fazla şey ifade eden basın kokteyllerinde, ilginç bir açıklamanın yiyecek, içecek servisi ve hafif müzik eşliğinde verilmesi genellikle katılımı olumlu yönde etkilemektedir. Basın Kokteyli İçin Yapılması Gerekenler Basın kokteylleri düzenlenmesinde de basın toplantısında olduğu gibi çeşitli hazırlıkların ve planlamaların yapılması gerekir. Kokteylin, yeri, katılımcı listesi, servis listesi, tarihi, yeri ve konuşma metni daha önceden hazırlanmalıdır. Hem katılım hem de maliyet açısından önemli olduğu için basın kokteyli düzenlerken iyi bir zamanlama yapılmalı, gazetecilerin iş yoğunluğuna girmeden bir araya gelmesini sağlamak ve daha az masraf için sabah saatleri seçilmelidir. Ürün ve hizmet tanıtım materyalleri hazırlanmalı ve yeni olan her şeyle basın tanıştırılmalıdır. Ulusal ve yerel basın temsilcilerine, ticari basın temsilcilerine davetiye gönderilmeli, politikacılar, orada bulunması gereken kişiler ve müşterilerde kokteyle davet edilmelidir. Ayrıca o gün yöreyi ziyaret edecek önemli kişilerde davet edilebilir. Yiyecek servisi ve müzik için iyi bir yerle daha önceden anlaşılmalıdır. Basın kokteylinden bir hafta önce cevap vermeyenler (LCV) teyit almak için aranmalı ve tüm isim kartları konuk gelecekmiş gibi doldurulmalıdır. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 169 uzem@moreenstitu.com More Enstitü Uzaktan Öğretim Hizmetleri Basın mensupları için kuruluş ve konuyla ilgili açıklayıcı bilgilerin yer aldığı basın dosyaları hazırlanarak davet günü alfabetik olarak düzenlenen isim kartlarıyla birlikte konuklara verilmelidir. Basın Gezileri İnsanların duyduklarından çok, gördüklerinden etkilenmesi gerçeğine dayanan basın gezileri, halkla ilişkiler uygulamalarında önemli bir yer tutar. Basın gezileri, kurumu ve yönetimi medyaya daha yakından tanıtma amacı taşır. Ayrıca, yeni teknolojik gelişmelerin yerinde görülmesi, ek ünitelerin incelenmesi gibi nedenlerle de düzenlenebilir. Basın gezileri, bir gün içinde başlayıp bitebileceği gibi bir hafta da sürebilir. Bu nedenle gezi organizasyonunun zamanlamasının çok iyi yapılması gerekir. Bir günde tamamlanacak bir basın gezisi üç dört gün sürmemelidir. Basın gezisinin programı, sorulabilecek tüm soruların cevaplarını da içerebilecek şekilde ayrıcalık yapmadan tüm medyaya gönderilmelidir. Halkla ilişkiler görevlileri, basın gezisini en küçük ayrıntıları da dikkate alarak düzenlemelidir. Basın mensuplarının bu organizasyonu önemsemesini sağlamalıdır. Basına yönelik bu organizasyonun, amacından saparak eğlence gezisi ya da ziyafete dönüşmesini önlemelidir. Bu nedenle basın gezisinde kullanılacak araçlar, gezi esnasında yapılacak ikram, dağıtılacak yazılı malzemeler, fotoğraflar, konuklarla ilgilenecek kişiler ve diğer organizasyon hazırlıkları basın gezisinden önce tamamlanmalıdır. Konunun uzmanları bir araya getirilerek basın belirlenen alana götürülür. Gezinin ne zaman yapılacağını, alana nasıl gidileceğini ve gezinin neden yapıldığını anlatan basına yönelik bir davet mektubu yazılarak basın ve ilgili kişiler geziye çağrılır. Organizasyonun başından sonuna kadar, basın mensuplarına eşlik edilmesi gerekir. Basın gezilerinde dağıtılmak üzere basın dosyaları hazırlanır. Bu dosyaların içinde toplantının amacını ve içeriğini anlatan bir basın duyurusu, gezinin düzenlenmesine neden olan konuyla ilgili çeşitli dokümanlar, broşür vb. bulunmalıdır. Medya kuruluşlarına toplantıyla ilgili davet mektubu gönderildikten sonra telefonla arayarak takip edilmesi ve gezinin zamanı, yeri ve öneminin tekrar hatırlatılması gerekir. More Enstitü UZEM www.uzemmoreenstitu.com Sayfa 170 uzem@moreenstitu.com