uluslararası sempozyumu

advertisement
ULUSLARARASI
ııiSLAMi iLiMLERiN TEŞEKKÜLÜ VE
iSLAMi iLiMLER ARASI iLiŞKiLER"
SEMPOZYUMU
28-30 Nisan 2014/Bişkek-KIRG IZiSTAN
BiLDiRiLER KiTABI
Editörler
Yrd. Doç. Dr. Adem ÇATAK
Yrd. Doç. Dr. Berat SARIKAYA
~
· - - - - - - - - --··--
Oş Devlet Üniversitesinin 75. Kuruluş Yıldönümü anısına
---
n
Ü Oş Devlet Üniversitesi Araşan Sosyal Bilimler Enstitüsü ilahiyat Fakültesi ve i!
·
Gümüşhane Üniversitesi ilahiyat Fakültesi işbirliğiyle düzenlenmiştir.
~!
11
· - -. - -
'
Gümüşhane Üniversitesi Yayınları
iLK DÖNEM TEFSiR KAYNAKLARI
Ahmet ÖZ*
Özet
Allah'ın insanoğluna gönderdiği en son ve en mükemmel kitap olan Kur'an-ı
Kerim, Cebrail (as) aracılığıyla Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'e yirmi üç yıl
boyunca peyder pey indirilmiş, O da ilk muhatapları olan sahabe nesiine Kur'an'ı
tebliğ ve tebyin etmiştir. Sahabe okuduğu ayetlerden anlamadığı bir yer varsa
onu Peygamberimiz'e sormuş o da gerekli tefsiri açıklamayı yapmıştır. ilk nesil
bu şekilde Kur'an'a vakıf olunca, daha sonraki tablin ve tebei tablin nesli Kur'an'ı
okurken anlamadığı bir ayetle karşılaştığında sahabeye, yoksa tabiine sorarak
tefsir ilminin temellerini atmışlardır. islam'ın değiŞik coğrafyalara yayılmasıyla bu
sorular ve yapılan tefsirler çoğalmıştır.
Bu sempozyum bildirisinde biz, Tefsir tarihi açısından sahabe dönemini çok
özet bir şekilde sunup, Tabii n dönemi, Te bei Tablin ve daha sonraki dönemden ibn
Cerir et-Taberi (v. 310/922)'ye kadar olan dönemde yapılan tefsir çalışmalarının
bir kısmını özet olarak sunacağız. Bu dönemde yapılan tüm tefsir çalışmalarını,
bir sempozyum bildirisine sığdırmamız mümkün değildir. Bu yüzden biz, önemli
gördüğümüz bazı tefsirler ve müfessirler üzerinde duracağız. Özellikle eserleri
günümüze kadar ulaşan ve müfessirlere kaynaklık eden bu tefsirleri, tefsir tarzı ve
yöntemi açısından kısaca tanıtacağız.
Anahtar sözcükler: Tefsir, tebyin, tabiin, tedvin, rivayet.
ilk Dönem Tefsir ilminin Kısaca Tarih çesi
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'i Hz. Muhammed (sav)'e yirmi üç yı l boyunca
parça parça indirmiş, O da sahabeye onu tebliğ ve tebyin etmiştir. Vahiy süreci
içerisinde ResOluilah Efendimiz (sav), Kur'an-ı Kerim'in baştan sona tamamını
tefsir etmemiştir. O, sahabenin kendisine sordukları ayetlerin tefsirini yapmış,
aynı zamanda açıklanmasını gerekli gördüğü konularda ayetleri açılamıştır.
Peygamberimiz;in yapmış olduğu ayetlerin tefsirleri, O'nun ashabı tarafından
kendilerinden sonraki tablin nesiine rivayet yoluyla nakledilmiştir. Ashaptan
sonra gelen tablun da aynı metodu takip ederek hem birbirleri arasında, hem de
kendilerinden sonrakilere intikal ettirmek üzere ashaptan duydukları rivayetleri
nakletmişlerdir.
Tedvin dönemi diye nitelendirilen Emevlier'in son dönemiyle Abbasllerin ilk
döneminde Hz. Peygamberin hadisleri tedvln edilmeye başlanmış, bu hadislerin
içerisindeki .tefsir konularını içeren rivayetler hadis kitaplarında "Kitabu't-Tefsir"
başlığı altında bablar halinde yayınlanmışlardır.
•
Yrd. Doç. Dr. Kahramanmaraş Sütçü imam Ünv. ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, ahmetoz3@
yahoo.com
ILK DÜN EM TEFSi R KAYNA!-:L~.Ri - - -- -- - -- - - - - - -- -- - -
Peygamberimiz'den sonra sahabe döneminde de Kur'an-ı Kerim baştan sona
tefsir edilmemiş, ibn Mes'ud (v.32/652), Hz. Aişe (v.58/677), Abdullah b. Abbas
(v.68/688) gibi sahabenin tefsir rivayetleri derlenerek hadis kitaplarında yerlerini
almışl ardır. Günümüzde bu sahabilere ait Tefsir rivayetleri derlenerek tahkikli bir
şekilde müstakil eserler halinde basılmıştır. 1
Tabiin Dönemi M üfessirleri
Said b. Cübeyr (v. 95/713}
ibn Abbasım en meşhur talebelerinden olan ve ilk tefsir kitabını te>lif ettiği
söylenen Said b. Cübeyr, tabii alimlerinin en önde gelen simalarından birisidir.
45/665 yılında Kufeıde 2 doğan Said b. Cübeyr'in künyesi Ebu Abdullah veya Ebu
Muhammed'dir.3
Said b. Cübeyr'in ibn Abbas'tan sonra en çok ilim aldığı ve istifade etiği kişi
Abdullah b. Ömer (v. 74/693} dir. Said b. Cübeyr'in, gerek hadis mecmualarındaki
ve gerekse tefsirdeki, ibn Ömer'den naklettiği rivayetleri incelenecek olursa, bu
alim sahabenin, talebesi üzerinde daha ziyade fıkhl meselelerde tesirli olduğu
görülür. 4 Diğer yandan o Hz. Aişe, Adiy b. Hatim, Ebu Hüreyre gibi sa h benin önde
gelenlerinden rivayetlerde bulunmuştur. 5
Kaynaklarda, onun Haccac'ın huzurunda, Haccac'ın zulmüne karşı du ruşu
ve Erneviiere karşı olan mücadelesinin hikayesi çeşitli şekillerde anlatılmaktadı r.
Nihayet 95/713 senesinde 49 yaşında iken Vasıt'ta şehid edilmiştir. 6
Süfyan es-Sevr! (v. 161/777}, tefsirin şu dört kişiden alınmasını istemektedir:
"Said b. Cübeyr; Mücahid, ikrime, ed-Dahhak".7 Ayrıca iyi bir kıraat bilgisine sahip
olan Said b. Cübeyr, farklı kıratları da okuduğu için kıraat farklarıdan doğan tefsir
farklılıklarını da t.efsirinde açıklamıştır. 8
Halife Abdülmelik, Said b. Cübeyr'den bir Kur'an tefsiri yazmasını istemiş,
Said istenen bu tefsiri yazmış ve halifey.e göndermiştir. Halife Abdülmelik için yazıp
gönderdiği bU tefsiri maalesef bize kadar ulaşmadığı için, tefsirinin kaynakları ve
metodu hakkındaki bilgilerimiz daha sonra yazılan tefsirlerdeki rivayetlere göre
olacaktır. Onun tefsirinin kaynakları Kur'an'ı Kerim, Hz. Peygamber'in sünneti,
sahabenin sözleri ve şahsi görüşlerid i r.9
Said b. Cübeyr, her müfessir gibi, kapalı, muğlak, müphem ve mücmel
ayetleri, onları açıklayan mübeyyen ve mufassal ayetlerle izah etmeyi ihmal .
etmemiştir. Tefsirde ikinci kaynak olan. hadise öncelikle başvurmuş, bazen
aradaki vasıtayı atlayarak, hadis din lemediği kişilerden nakillerde bu l unmuştur.
Naklltefsirin zaaf sebeplerinden biri olan isnadı.hazfetme işi, onun tefsirinde de
1
2
3
4
S
6
7
B
9
ibn Mes'ud, Tefsiru ibn Mes'ud, Thk. Muhammed Ahmed isevi, 1985 Riyad (1-11); -Hz. Aişe, Tefsiru
Ümmü'I-Mü'minin Aişe Radiyallahu Anha, Thk. Abdullah Ebu's-Suud Bedr, Riyad, 1996(1); -ibn Abbas, Tenviru'I-Mikbôs Min Tefsiri ibni Abbôs, Thk. Mecdüddin Muhammed b. Ya ku b ei-Firüzabadi,
Beyrut, 2011.(1).
Mekke'de Doğduğu da söylenmiştir. Bkz. Mehmet Efendi oğlu, Said b. Cübeyr, DiA. XXXV/552.
i smail Cerrahoğıu, Tefsir Tarihi, DiB. Yayı nları, Ankara,1988, 1/143.
Cerrahoğlu, 1/144.
Muhammed b. Ali b. Ahmed ed-DavOdi, Tabakôtü'l-Müfessirin, Thk. Abdu's-Selam Abdu'I-Muin,
Beyrut, 2002, s.132.
Efendioğlu, DiA. >:XXV/553.
Ö. Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, istanbul, 1973, 1/266.
Muhammed Hüseyin ez-Zehebi, et-Tefsir i!e'I-Müfessirün, Kah i re, 2012, 1/94.
Cerrahoğlu, ı/146.
102
Ah nıN ÖZ
görülmektedir. isnadı hazfedilen haberler bazı muteber hadis mecmualarında
tam olarak bulunmaktadır.
Said b. Cübeyr, Kur'an'ın tefsir edilmesini gerekli gören bir alimdir. Bu
hususta kendisinden "Kur'an'ı okuyup da onu tefsir etmeyen, sanki ama gibidir"
sözü rivayet edilmektedir.10
O yaptığı tefsirde sadece, sahabenin görüşlerini nakletmemiş, kendi re'y ve
ile de ayetleri tefsir etmiştir. Mesela, Said, yol için yetecek yiyeceği ve
bineği olan kimseye, hacc ibadetinin vacip olduğunu söylemiştir. 11
içtihadı
Said b. Cübeyr, Kur'an'da asılları Arapça olmayan kelimeler üzerinde de
Bu yüzden Kur'an'da yabancı kelimelerin bulunduğunu söyleyenler
grubuna dahil edilir. O, Kur'an'da yabancı kelimelerin bulunmasının sebebini
şöyle açıklar: "Bunlar, Kur'an'ın geçmiş ve geleceğin ilmini ihtiva etmiş olduğuna
bir işarettir. Onda her çeşit lugat ve lisana işaret bulunmalıdır ki ?nun her şeyi
tamamen ihtiva ettiği belli olsun."u Mesela, Said, "Cibt" kelimesinin, Habeş
dilinde sihirbaz anlamına geldiğini söylemektedir. 13
durmuştur.
Mücahid (v.103/722) "Tefsiru el-imam Mücôhid b. Cebr"
Hz. Ömer döneminde dünyaya gelen Mücahid b. Cebr es-Saib ei-MahzOmi,
ibn Abbas'ın en önemli öğrencilerinden biridir. Üç kez Kur'an'ı baştan sona ayet
ayet okuyarak ayetlerin ne anlama geldiğini, kimin hakkında nazil oldl:lğunu
hocasına sorup öğrenmiştir. Aynı zamanda lbn Ömer ile de uzun süre bir ara.da
kalmış ve onun ilminden istifade etmiştir. Ayrıca Sa'd b. Ebi Vakkas, Hz. Aişe ve
Ebu Hüreyre gibi önemli sahabeden de istifade eden Mücahid, bazı konularda
ehl-i kitaba danışıp onların verdiği bilgileri kullandığı için eleştirilmiştir. 14
yaşında
iken Mekke'de secdede iken vefat eden15Mücahid,
Tefsiru el-imam Mücôhid b. Cebr" adında bir tefsir yazmış, bu tefsir 1989 yılında
Muhammed Abdusselam Ebu'n-Neyi tarafından tahkik edilerek bir cilt halinde
basılmıştır. 16Tefsirine sahabenin on ayet öğrenip onu iyice aniayıp onunla
amel etmedikçe diğer on ayete geçmediklerine dair bir rivayetle başlayan
Mücahid, 17Fatiha Suresiyle ilgili herhangi bir tefsir yapmamış Bakara suresinde
ise bazı ayetlerin tefsirini yapmıştır. Kur'an'ın tamamını tefsir etmemiş ve tefsir
yöntemi olarak akılcı bir yol takip etmiştir. Örneğin, Bakara 65. Ayette sözü
edilen Cumartesi yasağını çiğneyen Yahudilerin sureten değil sireten maymuna
dönüştüklerini, oradaki benzetmenin Cuma Suresi S. Ayetteki "kitap yüklü
eşekler" tabiri gibi olduğunu söylemektedir. 18
Seksen üç
Dahhak(v.'lOS/724) "Tefsirud-Dahhak"
Dahhak bin Müzahim, Tabiin döneminin en önemli müfessirlerinden birisidir.
Doğduğunda güldüğü için Dahhak adı verildiği rivayet edilir.19 Doğum yeri ve
10 Cerrahoğlu, 1/148.
l l et-Taberi, Cômiu'I-Beyan an Te'vi/i Ayi'I-Kur'an, Thk. islam Mansur Abdu'I-Humeyd, Kahire,2010,
111/337.
12 es-Suyüti, el- itkôn fi Ulümi'I-Kur'an, Thk. Muhammed Ebü'I-Fazl ibrahim, Kah i re, 1974,11/126.
l3 et-Taberi, llı/899.
14 Fuad Sezgin, Tôrihu't-Turôsi'I-Arobi, Riyad 1991,1/63-65.
15 Cerrahoğlu, 1/151.
16 Mücahid b. Cebr, Tefsiru el-imam Mücôhid b. Cebr, Thk. Muhammed Abdusselam Ebu'n-Neyl,
Oaru'I-Fkri'l-islaml ei-Hadise,1989.
17 Mücahid, 193.
18 Mücahid,ıos.
19 Bilmen, 1/274.
103
iLK DÖNEı\i TEFSİR KA'{NAJ.:L'\.Rl - - - - --
-
-
-
- - -- - --
----
tarihi hakkında fazla bilgi bulunmayan Dahhak'ın KOfe, Horasan, Rey ve Belh
gibi önemli ilim merkezlerinde hayatını geçirdiği rivayet edilmektedir. Alimierin
ekserisi tarafından güvenilir kabul edi.len Dahhak, Kur'an'da açıklanmasına ihtiyaç
duyduğu ayetleri açıklamıştır. Örneğin Nisa suresi 159. Ayetini açıklarken, Ehl-i
kitabın ölümünden önce Hz. isa'ya inanacağını, bunun da kıyametten önce Hz.
isa'nın gökten inince olacağını, onun şu anda Allah katında diri olduğunu ifade
etmektedir. 20
Muhammed Şükrü Ahmed ez-Zaviye tarafından t ah ki k edilip basılan bu tefsir
iki cilttirY
ikrim e (v. 107/725)
EbO Abdullah el-Medeni, ibnAbbas'ın en önemliöğrencilerinden biridir.
Aslen Mağribl i bir Berberidir. 22 Abdullah b. Abbas, Aişe, EbOHureyre, Abdullah b.
Ömer'den rivayette bulunmuştur. lkrime, Basra'da Hasln ei-Anburl'nin kölesi iken,
ibn Abbas All b. EbiTalib'in valisi olarak Basra'ya geldiğinde, Hasln tarafından ibn
Abbas'a hediye edilmiştir. 23
ibn Abbas>tan tefsir rivayet eden ikrime, kırk sene müddetle, ilim taleb
ettiği ni ve ibn Abbas>ın, zaman zaman ayağına bukağı vurup, Kunan ve sünneti
talim ettiğini zikreder. 24 Süfyan es-Sevrl, tefsiri şu dört şahıstan almamızı tasiye
etmektedir: Said b. Cübeyr, ikrime, Mücahid ve ed-Dahhak. 25
Kaynaklar, ikrime'nin Horasan'a, Semerkand'a Merv'e ve Nisabur'a kadar
gittiğini, beldeden beldeye dalaştığını kaydetmektedirler. Ölümü hakkında ihtilaf
edilmiştir. Kızından rivayet edildiği ne göre 80 yaşında 105 senesinde vefat etmiştir.
106-107 senelerinde öldüğüne dair rivayetler de vardır. 26
Taberi Tefsiri'nde ikrime'ye ait olan yorumları incelediğimizde, kendince
gerekli olari ayetleri açıkladığını, garib ve mübhem kelimeleri
açıklamaya çalıştığını görürüz.
açıklanması
ikrime, sure başlarında bulunan huruf-u mukattaaları yemin olarak kabul
etmekte ve Allah>ın onlarla yemin ederek sureye başladığını söylemektedirY
ikr.ime "AIIah>a eş koşmayın" 28 ayetini açıklarken "eğer köpeğimiz olmasaydı,
muhakkak eve hırsız girerdi" gibi sözlerin şirk olarak ifade edilebileceğini
belirtmektedir. 29
Katade b. Diame (v.117/736)
Tabiin alimlerinin en önemli isimlerinden birisi olan Katade b.Diame· esSedOsi, 60/679 yılında Basra'da a'ma olarak dünyaya gelmiştir. 117/736 yılnda
Vasıt'ta ta un hastalığından vefat etmiştir. 30 Hafızası çok güçlü olan Katade, Said bin
Müseyyeb tarafından geçmişe dair çeşitli sorular sorularak hafızası test edilmiş ve
20 Dahhak, Tefsiru'd-Dahhôk, Thk. Muhammed Şükrü Ahmed ez-Zaviye, Kahire1999, .ı/314.
21 Dahhak, Tefsiru'd·Dahhôk, Thk. Muhammed Şükrü Ahmed ez-Zaviye, Daru's-Selam, Kah i re, 1999.
(ı-ııı.
22
23
24
25
26
27
28
29
30
ed-Davıidi,
265.
Cerrahoğl u, .1/159.
ed-Davudi, 265.
Bilmen, 1/266.
Cerrahoğlu, 1/161.
et-Taberi, 1/172.
ei-Bakara, 2/22.
et-Taberi, 1/276.
Bilmen, 1/285.
104
-----------------~-------- Ahmet ÖZ
dünyanın en güçlü hafızaya sahip insanı olarak nitelendirilmiştir. Ayrıca ibri Sirin
de olaya şah id olmuştur. 31 Basra'dan KGfe'ye ve oradan Medine'ye giden Katade,
oralarda medreselerde ders görmüş alimierin ilminden istifade etmiştir. "ilmin
kölesi" olarak nitelendirilen Katade ölünceye kadar ilim tahsil etmiştir.
Enes b. Malik, Hasan el-Basri, Said b. el-Müseyyeb gibi önemli zatlardan ilim
tahsil eden Katade pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Tefsir ilminin yanı sıra Hadis,
Fıkıh, Lügat ve Tarih gibi alanlarda da kendini yetiştirmiştir. Hasan el Basri'den on
iki yıl kıraat, tefsir ve fıkıh dersleri almıştır. 32
Kendisine nispet edilen "el-imam Katôde b. Diôme es-SedCısi Ekvô/uhu ve
fi't-Tefsir"adlı eser, Muhammmed Halid Abdulhadi tarafından
rivayet tefsirlerimiz ile hadis kitaplarında Katade'den gelen rivayetlerin bir araya·
getirilmiş halidir.33 Bu eserde Katade, önce Kur'an'ı Kur'an'la tefsir etmiş, daha
sonra sünnet ve saha be kavline göre tefsir etmiş bazen de lügavi tefsir yapmıştır.
Sebebi nüzullerde israiliyata yer veren müfessir, fıkhi yorumlara da girmiştir.
Tefsirinin baştan Yasin Suresine kadar olan kısmı elimizde yoktur. 34
Merviyyaôtuhu
Tabiin döneminin müfessirleri yukarıda ismini verdiğimiz kişilerle sınırlı
da pek çok müfessir vardır ancak biz öne çıkan birkaçını
zikretmekle yetiniyoruz. Daha geniş bilgi sahibi olmak isteyenler Tefsir tarihi ve
tabakat kitaplarına bakabilirler. Biz burada geri kalan müfessir tabiinierin sadece
isimlerini zikretmekle yetineceğiz.
değildir. Bunların dışında
Tabiiin Döneminin Diğer Müfessirleri
Alkame b. Kays (v. 61/681)
MesrGk b. ei-Ecda (v. 63/683).
ei-Esved b. Yezld (v.74/693).
Mürre b. Şurahll (v. 76/695).
Ebu'l-Aliye er-Riyahi (v. 90/709).
ihrahim en-Neha>i (v. 95/714).
TavOs. b. Keysan (v. 106/724).
Amir eş-Şaıbl (v. 109/727).
Muhammed b. Sirln (v. 110/728).
Hasan el-Basri (v. 110/728)
Atiyye ei-Avfi (v. 111/729).
Muhammed b. Ka'bei-Kurezl (v. 118/736).
Kays b. Müslim (v. 120/738).
el-Kasım
b.EbiBezze (v. 124/742).
Ata b. Dinar (v. 126/744).
31 Zehebi, Et- Tefsir ve'I-Müfessirun, Kahire, 2012, 1/114.
32 Abdulhamit Birışı k, Katcide B. Diamemd. TDV. islam Ansiklopedisi.
33 Muhammed Halid Abdulhadi, el-imam Katcide b. Dicime es-SedüsiEkvciluhu ve Merviwaôtuhu
fi't-Tefsirmin Evveli Süreti Yasin ila Nihciyeti'I-Mushaf min Hi/ôli Kutub't-Tefsir bi'I-Me'sür el Matbüiı ve Kutubu's-Sünneh es-Sitteh,(Y. Lisans Tezi), C:imiatuUmmu'I-Kura, Mekke, 1414, 1/20-21.
34 Aydar, 76.
lOS
ILK DÖNEM TEFSIR K.-\YNAKL'\RI -
- -- - - - - - - - - --
----
Süddi el Kebir (v. 127/745).
ibnEbiNecih (v. 131/749).
Zeydb. Eslem (v. 136/753).
Tablin So nrası Dönem
M ukatil b. Süleyman (v.150/767) "Tefsiru'l- Kebir"
Ebu'I-Hasen Mukatil b. Süleyman b. Beşir ei-Ezdi ei-Belhi, Kur'an'ı baştan
sona kadar tefsir eden ilk müfessir olarak kabul edilmektedir. 80/699 yılında
Belh'te doğmuştur. Emeviler'in Horasan'daki nüfuzu zayıflayınca Basra'ya gitmiş
ve burada Ata b. Ebu Rebah, ibn Şihab ez-Zühri gibi alimlerden faydalanmış/5
hayatının son yirmi yılını kapsayan dönemde, Bağdat, Beyrut, Mekke gibi şehirleri
dolaşmıştır. 150/767 yılında Basra'da vefat etmiştir. 36
Mukatil'in ilmi şahsiyetinde öne çıkan yönü tefsirciliğidir. Her ne kadar
kendisinden önce Said b. Cübeyr, Hasan-ı Basri, Amr b. Ubeyd, Mücahid b. Cebr,
ikrime ei-Berberi ve ibn Cüreyc gibi alimler Kur'an tefsiriyle meşgul olmuşla rsa da
onların tefsirleri hem kısmidir hem de tamamı günümüze ulaşma mıştır.
Mukatil'e atfedilen eserler onun nasih-mensuh, muhkem-m üteşabih, vücOhnezair gibi tefsir ilminin ana meseleleriyle ligilendiğini ve bu konularda kitaplar
yazarak bu ilmin inşasında önemli rol oynadığını göstermektedir.
Mukatil ayeti ayetle tefsir etmiş, rivayet ve dirayet yöntemini birlikte
Bu sebeple Matüridi gibi sistematik ve kapsayıcı olmasa da akli tefsir
yöntemini kullanan ilk müfessir kabul edilmiştirY
kullanmıştır.
Mukatil b. Süleyman hakkında övücü sözlerin yanında çok ciddi e l eştirilere
de rastlamaktayız . Bu_olumsuz değerlendirmelerin o günün siyasi ve mezhebi
anlayışından kaynaklandığını düşünüyoruz. Bu eleştirilere fazla girmeden bir iki
örnek verip geçecek ve onun tefsir cjlik yönününü inceleyeceğiz.
Örneğin o Allah'ın sıfatları konusunda aşırı teşbihçi (antropomorfist)
bir
sahip olmakla suçlanmıştır. Oysa onun günümüze ulaşan eserlerini
incelediğimizde bu suçlamanın yersiz olduğunu görmekteyiz. ibrahim Çelik konu
ile ilgili yazdığı bir makalede, onun müşebbiheden birisi olduğu ile ilgili itharnların
günümüze ulaşan eserleriyle örtüşmediğini ifade etmektedir. 38 Bu konuda bir
yüksek Lisans tezi hazırlayan Zehra Yıldırım ise, tezinde şöyle bir değerlendirmede
bu l unmaktadır: " Mukatil b. Sü/eyman'm teşbih akidesine mensubiyeti iddialarmi
yaklaşıma
elimizdeki mevcut eserlerinde - müteşabih ayetler bağ/ammda- incelediğimizde
müfessir hakkmda birkaç aleyhte düşüncenin ötesinde tutarli bir yak/aş1mm bulunmad1ğ1 kanaatine ulaştık. Zira Mukati/, hurOf-u mukattaa, Al/ah'm isim
ve s1jatlan gaybi varliklar vb mesele/ere gerek sahabe ve tabiin, gerekse Halef
yaklaşimlarmdan farkli bir tutum sergifememiştir. Bu mesele/erde Müşebbihe
ftrkasmm özellikle Allah'm s1jatlan konusunda sergilediği insan biçimci
tasavvurlardan tamamen uzak yorum/arta, tevhidf izahlarda bulunmuştur.
Kur'an'da Allah'a atfedilen a'yn, yed, kabza, maiyyet, kurbiyyet vb kavramlan
YaratıCI'nm kudret, azarnet ve vahdaniyetini ortaya koyan tefsirlerle izah etmiştir.
35 Aydar, 82.
36 ed-Davüdi, 520.
37 Aydaı; 93.
38 ibrahim Çelik. Kuran'da Haberi Sıfatlar ve Mukatil b. Süleyman'a isnad Edilen Teşbih Fikri, Uludağ
ünv. ilahiyat Fakültesi Dergisi, Yıl2,Sayı, 2, Bursa, 1987, s. ısı.
106
-----------------~--------- Ahnı~t ÖZ
HurOf-u mukattaa ve gaybf varltklarla ilgili ayet/erin telsirlerinde de aynt şekilde
Ehli Sünnet çizgisi içinde yer almtştlr."39
Kaynaklarda Mukatil'in Müşebbihe'den mürcie'den olduğu söylenir. Mürcil
iktidara karşı yapılan Mürcil tabanh isyanlara katılmamıştır.
Bu durum, dönemin şahsiyetlerinin belirli bazı tanımlama içine sokulamayacağını
göstermektedir. Kişiler hakkındaki nitelemeler ortamla ilgili olarak yapılmakta
ve her zaman bütünlüğü yansıtmamaktadır. Bu sebeple söz konusu nitelemeler
yapıldığınd a bir mezhebe mensup olmanın veya nisbet edilmenin temel gerekçesi
dikkate alınmahdır.40
sayılmasına rağmen
Matüridi, bazan eleştirmekle birlikte onun yorumlarına temas etmiştir.
Vahidl, Ferra, ei-Begavl, Muhammed b. Ahmed ei-Kurtubl, Ebü'I-Berekat enNesefi, ibn Kesir gibi müfessirler de aynı yolu izlemiştir. Bedreddin ez-Zerkeşi ve
SüyOti gibi müteahhir müfessirler Mukatil'e yönelik eleştirilere atıfta bulunmakla
beraber tefsirinden fayda la nmış, Ebü's-SuOd Efendi onun hakkında saygı lı ifadeler
kullanmıştır. 41
Tefsir ile ilgili Eserleri
adıyla Abdullah Mahmud
Kahire'de basılmıştıur. Tefsirde yer
yer alan ve genellikle isnad zincirleri bulunmayan rivayetlerin büyük bir kısmının
hadis mecmualarında mevcut olduğu tesbit edilmiş ve tahkikli olarak ba silmıştır.
- et-Tefsirü'l-kebir. Tefsiru Mukatil b. Süleyman
Şehhate tarafından beş ci lt halinde 1979 yılında
- ei-VücOh ve'n-nezôir. Birden fazla anlama gelen 185 kelimenin Kur'an1da
hangi manalarda kullanıldığını inceleyen eser daha sonra aynı konuda yapılan
çalışmalar için kaynak olmuştur. Eseri, M. Beşir Eryarsoy, "Kur'an Terimleri
Söz/üğü"adıyla Türkçe'ye çevirmiş ve 2004 yılında istanbul'da bir cilt olarak
basmıştır.
-Tefsirü'l-hamsi mie ôye mine'I-Kur'ôn. Fıkha dair ayetlerin incelendiği eseri
M. Beşir Eryarsoy "Ahkôm Ayet/erin Tefsiri"adıyla Türkçe'ye çevirmiş ve 2005
yılında istanbul'da yayınlamıştır.
Süfyan es-Sevri (v.161/778}"Tefslru'I-Kur'ôni'I-Kerim"
ismi Süfyan ibni Sa'id ibni Mesru k Ebu Abdullah es-Sevri ei-Mudari ei-Kufi'dir.
Süfyan es-Sevri olarak bilinmektedir. Müctehid imamlardan, muhaddislerden,
fakihlerden ve zahidlerdendir. Hadiste 'Şeyhu'l-islam' olarak adlandırılmıştır.
Babası tabiindendir. 42
ÖmrünÜn büyük bir kısmını Kufe'de geçiren Sevri, hac fa rizas ı için Mekke ve
Medine'ye gitmişti r. Bir ara hükumeti tenkid ettiği için hapsed ilmiş, daha sonra
Basra'ya gelerek yerleşmiş 161/778 yılında 64 yaşında orada vefat etmiştir.
Asrın ın en büyük müfessirlerinden olan Süfyan, Kur'an tefsirinde re'ye değil,
sahabe ve tabiun görüşlerine yer vermiştir. Daha çok müşkil ayetlerin t efsirini
yapmı ştır. Kur'an'ın bütününün tefsir yerine, tefsire muhtaç olan yerleri kelime
kelime yorumlamayı uygun bulmuştur.43
39 Zehra Yıldırım, Mukôtil b. Süleyman'ın Müteşôbih KobOI Edilen Ayet/ere Yokloşımlorı, Hitit Ünv.
Sosyal Bilimler Enst. (Basılmamış V. Usans Tezi) Çorum, 2013, ı.
40 Ömer Türker, TOV. islam Ansiklopedisi, XXXı/135.
41 Beşir Eryarsoy, "Tefsir-i Kebir" işaret yay.lstanbul,2006, ı/5.
42 ed-Davüdi, 135.
43 Aydar, 124.
107
!LK DÖNEM T.EFSiR KAYNA!-.""LA.RI -
- - - - -- - - - -- - - - - - -
Tefsiri Hindistan'ın Rampur şehrinde bulunarak 1965 yılında Ali Arşi
44
tarafından"Tefsiru'I-Kur'ani'f-Kerim" adıyla bir cilt olarak basılmıştır.
Taberitefsirinin önemli kaynaklarından olan bu tefsir, genellikle tabiin dönemi
Mekke müfessirlerinin görüşlerini yansıtır. Basra'lı öğrencilerinden EbO Huzeyfe
Musa b. Mes'Od en-Nehdi'nin rivayetine dayanan ve muhtemelen lll. (IX.} yüzyıla
ait olan bu nüsha eksiktir. Bakara sOresiyle başlayıp TCır sOresiyle sona erer; arada
Muhammed ve Duhan sCıreleri de bulunmamaktadır. Sürelerin tertibi Hz. Osman
mushafının tertibine uygun olmakla birlikte erken dönem tefsirlerinin genelinde
olduğu gibi ayet sırası gözetilmemiş ve birçok ayet atlanmıştır. Bu da Sevri'nin,
an l aşılması güç kelime ve ifadeler hakkında rivayete dayalı kısa açıklamalarla sınırlı
harfi tefsir anlayışına bağlanabilir. Nitekim bir iki istisna dışında dil inceliklerine
dair açıklamalar, şiiri e istişhad, fıkhi ya da itikadi görüş ve yorumlar yer almaz.45
ei-Kisai (v.189/804} "Meani'J-Kur'an"
ismi, Ali bin Hamza'dır. Ebu Hasan, EbO Abdullah ve Ebu Feth künyeleriyle
bilinir. Kilim elbise içerisinde ihrama girip, Kabe'yi tavaf ettiği veya Hamza
Zeyyad'ın meclisinde dizinin üzerine kilim koyduğu için, ya da aba giydiği için46 eiKisai denilm iş ve bu nisbe ile meşhur olmuştur. Kendisine imam-üi-Kurra, Şeyh-üi­
Kıraat ve' n-Nahv, el-imam lakabları verilmiştir. Küfe'de nahiv ilminin kurucusudur.
Kıraat ilminde işareti Ra harfidir. Doğum yeri ve doğum tarihi bilinmemektedir.
189/804 tarihinde yetmiş yaşlarındayken Rey'de vefat etmiştir. 47
Kisai, zamanının önemli alimlerinden, sart nahiv, hadis ve fıkıh ilimlerini
sonra Basra'ya giderek, meşhur nahiv alimi Halil b. Ahmed'den lügat ilmini
öğrenmiştir. ·Ayrıca, Hicaz, Necd ve Tihame bölgelerindeki bedeviler arasına gidip
onların lügatiarını öğrenmiştir. Abbasi Halifesi ei-Mehdi'nin oğlu HarOn Reşid'e
mürebbiyelik teklifini kabul ederek Bağdat'a gidip ve orada yerleşmiş ömrünün
sonuna kadar Harun Reşid'in yanında kalmıştır. Onun oğulları Muhammed Emin
ve Mu'tasım'a mürebbiyelik eden Kisai, haftanın bir günü sarayda, diğer günleri
',
de Bağdat'ta ilim öğretmiştir.
Kisai'nin günümüze ulaşan "Meôni'I-Kur'an" adlı tefsiri, lügavi tefsirin ilk ve
en önemli örneklerindendir. isa Şa h ate isa tarafından tah ki k ve takdim edilerek bir
cilt olarak basılan bu tefsirde ağırlıklı olarak ira b konuları işlenmiştir.48
Ayrıca Kisai'nin "Müteşôbihu'I-Kur'an" adlt bir eseri günümüze ulaşmıştır. 49
Kisai burada daha ziyade Kur'an'daki bazı kelimeleri alfabetik sıraya göre vererel<
benzerifadelerin nasıl geçtiğini açıklam~ktadır. 50
Ferra (v.207/822} "Meôni'I-Kur'an"
EbO Zekeriyya Yahya b. Ziyad b. Abdiilah ei-Absi ei-Ferra' 144/761 yılında
KCıfe'de doğmuştur. Baba tarafından Beni Minkar'ın veya Beni Esed'in azatlısı bir
aileye mensuptu. Bu sebeple Klın, Esedi, aslen Deylemli oldukları için de Deylemi
nisbeleriyle anılır. Lakabı olan Ferra her ne kadar "kürk yapan, kürk satan"
anlamına geliyorsa da kaynaklarda onun bu meslekle meşgul olduğuna dair bilgi
44
45
46
47
48
49
so
Ebu Abdullah Süfyan b. Said es-Sevri, Tefsiru'I-Kur'öni'I-Kerim, Thk. i. Ali Arşi, Rampur, 1965, s.41.
Recep Özdirek, A.Hakan Çavuşoğlu, TDV.Islam Ansiklopedi.si, XXXVIII/24.
Tayyar Altıkulaç, TOV. islam Ansiklopedisi, 't;XVI/69.
Aydar, 12S.
Aydar, 12S.
Ebu'I-Hasan Ali b. Hamza ei-Kisai, Müteşöbihu'I-Kur'on, Thk. Subeyh et-Temimi, Tr.ıblus, 1994.
ei-Kisai, sı.
108
Ahnı~tÖZ
yoktur. Ancak fery kelimesi ayrıca "takdir edilecek, insanı hayrete düşürecek
işler yapmak" anlamına da geldiğinden çalışmalarındaki olağanüstü başarı ve
güzellikten dolayı kendisine bu lakabın verilmiş olması da mümkündür.51
Başlangıçtan beri lügat ve tefsir ilmine daha fazla alaka gösterdiği anlaşılan
Ferra, tahsiline Basra'da devam ederek Halil b. Ahmed, Yunus b. Habib.gibi meşhur
alimlerden ders okumuştur. Basra'da Arap dili, tefsir ve kıraat alanlarındaki
tahsilini tamamlayıp Kufe'ye dönmüştür.
Ferra' daha sonra Bağdat'a gitmiş ve Kisai ile tanışmış, onun en iyi öğrencileri
Kisai'den daha ziyade kıraata dair rivayetleri ve nahvin
inceliklerini öğrenen Ferra, Nahiv alanında ayrıca Ruasi'den, lügat konusunda
Yunus b. Habib'den, dil ve edebiyat konusunda fesahatiyle meşhur bedevilerden
olan Ebü'I-Cerrah, Ebu Servan ve Ebu Ziya d el-Kil abi'den, şiir ve ah bar alanında da
Mufaddal ed-Dabbi'den istifade etmiştir.
arasına girmiştir.
206/822 yılında hacca giden Ferra, Zilhicceyi Mekke'de geçirdikten sonra
dönüşünde 207 yılının başlarında vefat etmiştir. 52
Arapça'nın özelliklerinin ve kurallarının tesbit edilmesinde Ferra'nın büyük
hizmeti olmuştur. Sa'leb'in kanaatine göre Arapça'yı unutulup kaybolmaktan
koruyan odur. 53
EI-Ferra'nın Meôni'I-Kur'an adlt esri üç cilt olarak günümüze ulaşrTJıştır.
Eser, ağırlıklı olarak Kur'an'daki kelimelerin irabları üzerinde durmaktadır. Mesla
Fatiha Suresindeki "elhamdülillah" ibaresinin bu şekilde okunacağı 'üzerinde
kıraat imamlarının icma ettiğini belirttikten sonra, ibarenin bedeviler tarafından
"elhamde Iili ah, elhamdi lillah, elhamdu Iiliah" şeklinde de okunduğunu ve bunun
neden böyle okunduğunu da açıklamaktadır. 54
Ebu Ubeyde (v.210/825) "Mecôzü'I-Kur'an"
Ebu Ubeyde Ma'mer b. ei-Müsenna et-Teymi el-Basri 110/728 yılında
Basra'da doğmuştur. Babası veya dedesinin, ei-Cezire'deki Rakka yakınlarında
yahut iran'daki Şirvan civarında bulunan Bacervan köyünden yahudi asıllı bir
aileye mensup olduğu kaydedilmektedir. Ma 1 mer, Basra Mektebi'nin önde gelen
alimleri Halef el-Ahmer, Ebu Zeyd ei-Ensari ve Asmai'den/ ayrıca Ebu Amr b. Ala,
Tsa b. Ömer es-Sekafi1 Yunus b. Habib1 Ahfeş el-Ekber/den ders almıştır. Hayatının
hemen tamamını Basra/da geçiren Ma/mer birkaç defa Bağdat'ı ziyaret etmiştir.
Halife Me'mun zamanında Basra'da vefat eden Ma1 mer b. Müsenna'nın ölümüyle
ilgili olarak 2~7-213 {822-828) yılları arasında değişen tarihler zikredilmektedir. 55
Tarihi rivayetler ve edebi materyallerle ilgili derlemelerinin yanı sıra Kur'an
ve hadise dair filolojik eserler de telif etmiş olan Ma 1mer'in 200'den fazla
çalışmasının bulunduğu kaydedilmektedir. Bunlardan 105'inin adı ilk defa ibnü'nNedim'in ei-Fihrist'inde yer almış olup son zamanlarda yapılan araştırma larla adı
bilinen eserlerinin sayısı 160'a yaklaşmıştır._56 Biz kısaca tefsiri üzerinde duracağız.
Mecazü'I-Kur'an, Kur'an tefsirine dair bilinen ilk eseri olup geniş bir
51
52
53
54
SS
56
Zülfika·r Tliccar, TOV. islam Ansiklopedisi, Xll/407.
Aydar; 126.
Cerrahoğlu, 279.
Ebu Zekeriyya Yahya b. Ziyad el-Ferdi, "Meôni'I-Kur'on" Beyrut,l983, 1/3-4.
Süleyman Tülücü, TDV. islam Ansiklopedisi, XXVII/552.
Tülücü, XXVII/553.
109
lL K DÖNEM TI.FSiR KAYNAHARI - - - - --
-
- - - -- - - - - - -
mukaddime ve incelemeyle birlikte Fuat Sezgin tarafından iki cilt olarak Kahire'de
neşredilmiştir. 57
EbO Ubeyde, tefsirinde ağırlıklı olarak Kur'an'ın tilotojik yönü üzerinde
durmuştur. Kendisi Arap olmamasına rağmen Arapçaya hakimiyeti olduğu için
güzel bir eser meydana getirmiştir. Kur'an'da bulunan 2500 ü aşkın garip kelime
ve harfi açıklamıştır. Yaptığı tilotojik izahlar kısa ve özdür.58 Tefsirinde eski Arap
şiirini bolca kullanan Ebu Ubeyde, bazen zait harilere işaret etmekte, bazen de
ayetlerde yer alan sanatlara değinmektedir.59
EI-Ahfeş (v.215/831}"Meani'I-Kur'an"
Ebü'I-Hasen Said b. Mes'ade ei-Mücaşil ei-Belhl ei-Ahfeş ei-Evsat aslen
Belhli olup Basra'da yaşamıştır. Ahfeş lakabıyla tanınan Arap dil alimlerinin tarihi
sıra itibariyle ikincisi ve en meşhur alanıdır. Ahfeş el-Ekber diye bilinen Ebü'IHattab'dan sonra bir müddet Ahfeş ei-Asgar lakabı ile anılan Ahfeş, bu unvan
daha sonra yetişen Ali b. Süleyman'a verilince, kendisi tabakat yazarlarınca Ahfeş
ei-Evsat diye anılmaya başlanmıştır. Nahiv sahasındaki otoritesi sebebiyle Ahfeş
denilince ilk akla gelen o olmuştur. Tahsilini Basra'da tamamlayan Ahfeş'in en
meşhur hocası, yaşça kendinden küçük olan Sibeveyhi'dir. Hocasının hocalarından
da okumuştur.
Ahfeş ei-Evsat, Sibeveyhi'nin en güçlü ve en meşhur talebesidir. Hocasının
ölümünden sonra da onun ei-Kitab'ını okutarak ve bu eseri ilim dünyasına
tanıtmıştır. Meani'I-Kur'an adlı tefsirini yazdıktan sonra, öğrencileri Kisai ile onun
talebesi Ferra bu eseri örnek alarak aynı isimdeki kitaplarını yazmışlardır. 60
Nahivden
başka
kelam, tefsir ve aruzla da
meşgul
olan
Ahfeş, çalışmalarının
çoğunu dil konuları üzerine yapmıştır. 215/831 yılında vefat etmiştir. 61 Pek çok
eser yazmıştır. Ama biz sadece tefsirine
değineceğiz.
Meani'I-Kur'an kelime tahlilive irab açısından önemli bir tefsirdir. Bu tefsirin
birkaç tahkiki yapılmıştır. Bunlardan birisi, Dr. Faiz Faris'in tahkik ettiği ve 1979.../
yılında iki cilt halinde Kuveyt'te basılmıştır. 62 Diğer bir baskısı da, Huda Mahmud
Karae tarafından tahkik edilerek iki cilthalinde Kahire'de basılanıdır. 63
ibn Kuteybe (v.276/889} 11Tefsiru Garibi'I-Kur'an"
Ebu Muhammed Abdullah b. Müslim ibn Kuteybe, aile kökeni olarak Merv'li
olmasına rağmen 213 te Bağdat'ta doğmuş, hayatının büyük bir bölümünü Cle
orada· geçirmiş ve 276 da Bağdat'ta vefat etmiştir. ibn Kuteybe, dedesinin adına
nisbette Kutebl, babasının Mervli olması sebebiyle Mervl nisbeteriyle de anılır.
Ailesinin Merv'den lrak'a göç edip KOfe'ye · yerleştiği anlaşılmaktadır. Bundan hareketle Fars, hatta Türk asıll ı olabileceği ileri sürülmüştür. 64 Pek çok alim
gibi hakkında olumlu ve olumsuz pekçok şey söylenen Kuteybe, hayatını itme
vakfetıiıiş bir insandır.
57
58
59
60
61
62
63
EbO Ubeyde Ma'mer b. Müsenna, Mecôzü'I-Kur'on, Thk. M. Fuad Sezgin, Kahire, 1961.
EbO Ubeyde, ı/1-2.
Muhsin Demirci, Te.(sir Tarihi,· istanbul,2010, 110.
inci Koçak, TDV. Islam Ansiklopedisi, ı/526.
Aydar, 130.
Koçak, ı/526.
Ebü'I·Hasan Said b.Mes'ade el-Ahfeş ei-Evsat, Meôni'/-Kur'on, Thk. H.Muhammed Karae, Kahire,1990.
64 HGseyin Yazıcı, TDV. islam Ansiklopedisi, XX/146.
110
Ahmet ÖZ
Tefsiru Garibu'/-Kur'an65 Seyyid Ahmed Sakr tarafından tahkik edilerek tek
ci lt h~ linde basılmıştır. Kur'an ile ilgili pek çok eser yazan ibn Kuteybe, bu konuda
ne k~dar derin bir bilgiye sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Bu eserlerden Te'vilü Müşkili'I-Kur'ôn, Garibü'I-Kur'ôn, Tefsirü Sureti'n-Nur
ve ei-Müştebih mine'I-Hadis ve'I-Kur'ôn günümüze u laşmışken i'rôbü'I-Kur'ôn,
Meôni'I-Kur'ôn ve Vücuhü'f-Ktrôôt gibi eserlerin sadece isimleri bilinmektedir.•
ibn Kuteybe'nin bu eserlerinden hiçbiri bugünkü anlamda bir tefsir olmadığı gibi
Kur'an'ın tamamına dair değerlendirmeler ihtiva etmez. Ancak onun tefsirle ilgili
görüşünün bunlardan hareketle ortaya konulması mümkündür. 66
Te'vilü MuFıteleft'I-Had/s adlı eserinde tefsir, te'vil ve Kur'an-sünnet tearuzuyla
ilgili bilgiler bulunmaktadır. ibn Kuteybe, tefsire dair eserlerinin en önemlisi olan
Te'vi'fü Müşkili'/-f5ur'ôn'da ağırlıklı olarak Kur'an'a yöneltilen eleştirilere cevap
vermeye ve ondan kendi görüşlerini teyit için istifade etmeye çalışan çeşitli
tırkalara mensup alimierin hatalarını göstermeye çalışmış, sürelerde yer alan
müşkil kelime ve ibarelerin açıklamasına fazla yervermemiştir. Garibü'I-Kur'ôn'da
ise ilk bakışta manası kapalı gibi görünen kelime ve ibareler açıklanmıştır. 67
Kur'an tefsirinde rivayet ve dirayet metodunu birlikte kullanmakla beraber
ibn Kuteybe daha çok EbG Amr b. Ala, Halil b: Ahmed, Sibeveyhi, EbG Ubeyde
Ma'mer b. Müsenna ve Ferra gibi dil alimlerinin yolundan gitmiştir. Ona göre
ibarenin anlaşılması için aslolan kelimedir. Metin içindeki kelimeler tartı oJarak
aniaşılmadığı takdirde cümlenin yanlış kavranması veya anlamının daralması
muhtemeldir. ibn Kuteybe manası kapalı ayetleri açıklarken Kur'an'dan
hareket etmiş, daha sonra hadislere, sahabe ve tabiin sözlerine, müfessirlerin
değerlendirmelerine başvurmuş, bu görüşler arasında tercihlerde bulunmuştur.
Aynı zamanda kelimelerin morfolojik, etimolojik ve semantik incelemelerini de
yaparak Arap şiiri ve nesrinden örnekler vermiştir.
ibn Kuteybe Te'vilü müşkili'I-Kur'ôn'da ayrı bir başlık altında, Garibü'/Kur'ôn'da ise yeri geldikçe kıraat farklılıklarına da temas etmiştir. Ona göre kıraat
vecihlerinin büyük bir kısmı ResGl-i Ekrem'in Kur'an'ın yedi harf üzere indiğine,
herkesin kolayına gelen vecihle okuyabileceğine dair beyanı sebebiyle ortaya
çıkmıştır.
Bu arada İbn Kuteybe çeşitli kıraat ravilerini, hocalarını ve imamlarını da
değerlendirir. Mesela yedi kıraat imarnından biri olan Hamza b. Habib'in kıraatin i
şiddetli
bir şekilde eleştirip onu Allah'ın kolaylaştırdığını zorlaştırmakla suçlar.
bu kıraat şekillerini okutup öğretmesine rağmen bunlarla
namazı caiz görmemesini anlaşılmaz bir davranış olarak niteler.68
Ayrıca Hamz~'nın
Muhkem ve müteşabihi birbirinin karşıtı olarak görmeyen ve müteşabihin
çerçevesini biraz geniş tutan İbn Kuteybe, lafiziarı benzer olduğu halde anlamları
farklı olan kelimelere müteşabih dediği gibi anlaşılmasında bir kapalılık veya zorluk
bulunan kelimeleri de bu kategoride ele alır ve müteşabihin te'vilini mümkün
görür. Buna göre Al-i lmran sOresinin 7. ayeti, "Kur'an'ın te'vilini ancak Allah ve
ilirnde d erinleşenler bilir" şeklinde anlaşılmalıdır. Eğer ilim de ileri geçenler onun
te'vilini yapmayıp, "İnandık, bunların hepsi rabbimizin katındandır" demekle
65
66
67
68
Ebu Muhammed Abdullah ibn. Kuteybe, Tefsiru (;oribu'I-Kur'an, Thk. S.Ahmed Sakr, Beyrut,1978.
149.
Yazıcı, 149.
Yazıcı,
Yazıcı, ıso.
lll
iLK DÖNEM TEr-SİR K/\YN,'\.KU\Ki - - - - - - - - --
--------
yetinmiş olsalardı
cahillerle aralarında fark kalmazdı. Nitekim müfessirler, huruf-ı
mukattaaya varıncaya kadar Kur'an'ın müteşabihini yorumlamaya çalışmışlardır. 69
Sehl b. Tüsteri (v. 283/896)"Tefsiru't-Tüsteri"
Ebu Muhammed Sehl b. Abdiilah b. Yunus b. Tsa b. Abdiilah b. Reff' et-Tüsteri
203/818 yılında iran'ın güneybatısındaki Huzistan eyaJetinin Tüster şehrinde
dünyaya gelmiştir. Bir oğlu olduğu kaydı dışında ailesiyle ilgili herhangi bir bilgi
yoktur. Dayısı Muhammed b. Sevvar'ın telkin ve teşvikiyle çocukluk çağında
tasavvufa yönelmiştir. 70
Yaşadığı
dönemde Huzistan bölgesinde Abbasiler ile Saffarller ve Zenciler
iktidar mücadelelerine tanık olan Sehl et-Tüsteri 263/877 yılında
Basra'ya yerleşmek zorunda kalmıştır. Memleketinden ayrılışı bazı kaynaklarda
siyasi şartlardan çok dini-mezhebi sebeplere dayandırılmıştır. Bir rivayete göre
melekler, cinler ve şeytanlarla konuştuğunu iddia etmesi üzerine halkın tepkisini
çekmiş ve bu yüzden Basra'ya gitmiştir. Diğer bir rivayete göre ise, "Kulun her
nefeste tövbe etmesi farzdır" demiş, bu söz onun manevi ilimlerdeki şöhretini
kıskanan fıkıh alimlerinin tepkisini çekmiş ve aleyhinde yürütülen faaliyetle
memleketinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Sehl et-Tüsteri Muharrem 283'te
(Mart 896) Basra'da vefat etmiştir. 71
arasındaki
Sehl et-Tüsteri kelam ve tefsir gibi ilimlerde söz sahibi olmakla birlikte daha
çok sunkimliğiyle şöhret bulmuştur. Menkıbelerinden anlaşıldığına göre uzun yıllar .
çetin bir riyazet ve zühd hayatı yaşamış, "sunlerin şeyhi" unvanıyla anılmasının
yanında vera ve takva sahibi bir şahsiyet olarak nitelendirilmiş, çevresindeki
insanlara şefkat ve merhametle yaklaşmayı ilke edindiği, konuşmaktan çok
düşünmeyi sevdiği belirtilmiştir. Kaynaklarda birçok kerametinden söz edilmekle
birlikte kendisi kötü huyların iyiye dönüştürülmesini en büyük keramet olarak
görür. Şeriatla hakikati uzlaştıran bir sun diye nitelendirilen Sehl et-Tüsteri
tasavvuf anlayışını Kur'an'a sarılmak, sünnete uymak, helal lokma yemek,
eziyetten kaçınmak, günahlardan 'uzak durmak, tövbe etmek ve hakları yerioe
getirmek şeklindeki yedi esas çerçevesinde özetlemiştir. 72
Çok sayıda öğrenci ve mürid yetiştiren Sehl et-Tüsteri'nin en meşhur
Mansur'dur. Hallac on altı yaşında iken iki yıl boyunca onun
hizmetinde bulunmuştur.
öğrencisi Hallac-ı
Tefsiru'I-Kur'an'ii-Azim veya Tefsiru Tüsteri diye bilinen ve iş'ari tefsirin
günümüze gelen ilk yazılı kaynağı olarak kabul edilen tefsiri, tüm Kur'an ayetlerini
değil sadece kendince açıklanmasını gerekli gördüğü ayetleri açıkladığı küçük çaplı
bir tefsirdir. 73 Aslında bu tefsirin onun tarafından kaleme alınmadığı, öğrencisi ­
Ebu Yusuf Ahmed b. Muhammed es-Sicizi'nin naklettiği rivayetleriri Ebu Bekir
ei-Beledi tarafından kaleme alınarak bu tefsirin oluşturulduğu söylenmiştir. 74 Bu
tefsir ·Muhammed Basıl Uyun es-Sud, tarafından tah ki k edilerek tek cilt halind ·
basılmıştır. 75
Abdulhamit Birışık, TDV. islam Ansiklopedisi, XX/150.
Mustafa Öztürk, TDV. islam Ansiklopedisi, XXXVI/321.
Öztürk, 321.
Öztürk, 322.
ez-Zerkani, Menôhilu'/ irjanfi Ulümi'I-Kur'an, Thk. AhmedŞemsüddin, Beyrut, 2004,(1-11),315.
Mustafa Öztürk, Sehl et-Tüsteri ve Tasavvufi Tefsiri Üzerini baz1 Tespit ve Değerlendirmeler, Tasavvuf, ilmi ve Akademik Araştırma Dergisi, Ankara, 2002, c. lll, sayı 9/249.
75 Ebu Muhammed Sehl b. Abdullah et-Tüsteri, Tefsiru't-Tüsteri, Thk. Muhammed Biisıl UyCınes-Süd,
Beyrut, 2002.
69
70
71
72
73
74
112
Ahnı~tÖZ
Kur'an ayetlerinin her birinin zahir, batın had ve matla' olarak dört ayrı
ihitiva ettiğini iddia eden Tüsteri, zahir, tilavet; batın, anlayış; had, helal
ve haramlar; matla' ise onun murad ettiği şey üzerine kalbin aydınlanmasıdır
mat)ayı
deriıektedir. 76
Tefsirindeki bazı görüşleri ve yorumlarından dolayı çeşitli e l eştiril ere konu
olmuştur. örneğin Batıniyye'ye has bazı teri m ve te'villerin Sünni tasawufa Sehl
et-Tüsteri ile girdiği, hakikat-i Muhammediyye, abdal, evtad gibi kavramların
tasawuf terminolojisine ilk defa onun tarafından sokulduğu ileri sürülmektedir.77
Tüsteri tefsirinde zaman zaman israiliyat türü haberler ve uydurma hadisiere
de yer vermiştir. Örneğin Nahl Suresinin sekizinci ayetinide geçen "ve yahlugu
ma la ta'lemOn" (bilmediğiniz şeyleri de yaratır) ayetini açıklarken şünları
söylemektedir: "Ayetin zahiri ibn Abbôs'ın Hz. Peygamberden yapt1ğ1 şu nakildir:
Allah'ın yarattıği şeylerden birisi de beyaz inciden yarattıği şu yerdir. Bu yerin
mesafesi bin yilda bin y1ll1k bir yürüyüş kadardir. Orada kirmiZI yakuttan yapllm1ş
ve bu yerin semas1 tarafindan ihata edilmiş bir dağ bulunmaktadir. Orada dağın
doğusunu da batısim da kapsayacak bir melek oturmaktad1r. O meleğin altıyüz
atm1ş bin baş1 var, her başta altıyüz atmiş ağ1z, her ağ1zda alayüz atm1ş bin dil
vard1r ki bu melek bu dillerin her biriyle günde altıyüz atm1ş bin kez Allah'a hamd
eder. Kwamet günü olunca da Allah'ın azametine bakar ve der ki:"izzetine ve
celaline yemin olsun ki ben sana hak ettiğin şekilde ibadet etmiş değilifTJ.." 18
Yukarıda naklettiğimiz rivayeti Tüsteri, aslında ibn Abbas'a dayandırmaktadır.
Oysa ibn Abbas'a isnad edilen bu görüş, onun "Tenviru'I-Mikbôs" adli tefsirinde
yoktur. 79
En-Nesai (v. 303/915) "Tefsiru'n-Nesôi"
EbO Abdirrahman Ahmed b. Şuayb b. Ali en-Nesai 215/830 yılında Horasan
bölgesindeki Nesa'da doğmuştur. Nesa şehrine nisbetin "Nesevi" denmiştir.
Küçük yaşta Kur'an'ı ezberlediği anlaşılan Nesai on beş yaşından itibaren hadis
tahsiline başlamıştır.80Zühd sahibi81 iyi bir muhaddis olan Nesai aynı zamanda bir
müfessirdir. Biz onun tefsiri ve tefsir tarzı hakkında kısaca bilgi vereceğiz.
"Tefsiru'n-Nesai" veya "Tefsiru'l- Kur'an'ii-Azim"81adıyla bir tefsir yazan
Nesai'nin tefsirini Sabri b. Abdulhalık eş-Şafii ve Seyyid b. Abbas ei-Celimi
tarafından tah ki k edilerek "Tefsiru'n-Nesôi" adı altında iki ci lt halinde basılmıştır.83
Kur'an'ın tamamını değil büyük bir kısmını tefsir eden Nesa i, yüz beş surede geçen
dörtyüz on sekiz ayetin tefsirini yapmıştır. 84
ibn Cerir et-Taberi (310/922)''Cami'u'I-Beyan an Te'vili Ayôti'I-Kur'ôn"
EbO Cafer Muhammed ibn Cerir et-Taberl. Taberistan"ın Amul şehrinde
224/838 yılında dünyaya gelmiştir. Yedi yaşında hafız olmuş, dokuz yaşında hadis
76 Cerra hoğlu, 11/17.
77 Öztürk, 321.
78 Tiisteri, 90.
79 lbn Abbas,282.
80 M. Yaşar Ka nd emir, TDV. islam Ansiklopedisi, xxxı ı/564.
81 Bilmen, 1/362.
82 Mustafa Ünver, Nesôl Tefsiri ve Tefslrindeki Metodu, Ondokuzmayıs Ünv. ilahiyat Fakültesi Dergisi,
Samsun,1992,VI/194.
83 Ebü Abdurrahman Ahmed b. Şuayb en-Nesai, Tefsiru'n·Nesôi, Thk. Sabri b.Abdulhalık eş-Şafii-Sey­
yid b. Abbas ei-Celimi, Beyrut,1990.
84 Ün ver, 201.
113
!LK Dö:-:E~·I TEFSiR KAx"NAKU\.Rl - - -- - -- - - -- - - -- - - -
ezberlemeye başlamıştır. Taberi, doğduğu Taberistan ülkesinden Rey, Bağdat,
Basra, Küfe ve Mısır'a giderek ilirnde derinleşmiş, nihayet yerleştiği Bağdat'ta
310/922 yılında vefat etmiş85 ve ikamet ettiği evin içine gömülmüştür. 86
ilimtahsiliiçin Rey, Basra, KOfe, Med ine, Suriye ve Mısır gibi şehir ve ülkeleri
sonra, hilafet merkezi olan Bağdat>a yerleşmişitir. Kaynaklar onun
hocaları ve talebeleri için uzun bir liste vermektedir. Zamanında hadis, fıkıh,
kıraat, tarih ve edebiyat sahalarında meşhur olan birçok alimden ders almış,
yetiştikten sonra da bütün bu ilimlerde eserler vermiştir. Kırk sene süreyle, her
gün kırk varak yazmak suretiyle, son derece hacimi i eserler meydana getirmiştir.
dolaştıktan
Zamanındaki birtakım
mezhep mensuplarınca Rafizilik ve Şillikle itharn
olmakla birlikte, bu vasıfları yoktur. Bunlar, müfrit ve mezheplerinde
mutaassıp kimseler tarafından ortaya atılmış iddialar, hatta iftiralardır. Çünkü
Taberi'nin eserlerinde onun, ne Rafizi ne de Ş77 olduğuna delalet edecek ifadeler
ve bilgiler ya almaktadır.87
edilmiş
Fıkıhta önceleri Şaffi mezhebine mensup iken, sonradan mutlak müctehidlik
mertebesine ulaşmıştır. Kaynaklar onun, Ceririyye adında sonraları ortadan
kalkmış olan bir mezbebin imamı olduğunu kaydeder. Onu, Rafizlikle itharn
edenler de Hanbeli mezhebi mensupları olup, bu düşmanltkları, Taberl'nin,
onların imamı Ahmed ibn Hanbel'i bir fıkıh imamı değil de hadis alimi kabul
etmesine kızdıklarından olmalıdır.
Camiu'I-Beyan, rivayet tefsirlerinin ilki ve en önemlisi kabul edilmektedir.
Kendinden sonraki rivayet tefsirlerinin kaynağı durumundadır. Ancak dirayet
tefsiri yönünden de küçüksenemiyecek derecede bilgiler ihtiva eder.
Taberi, tefsirne bir mukaddime ile başlamaktadır. Mukaddimede Kur'an
ile ilgili bazı konulara yer verir. Kur'an'ın nazil olduğu Arapça'nın özelliklerinden
ve lehçelerinden söz eder. Tefsir ve Te'vlli açıklar. Kur'an'ı, kendi re'yi ile tefsiri
yasaklayan hadisleri, peşinden ,de Kur'an tefsirine teşvik eden hadisle?ı-ve
sahabeden Kur'an-ı tefsir edenleri zikreder. TabiOndan Kur'an tefsiri makbul
olanlarla tefsiri kabul edilemeyecek derecede zayıf o l anları sayar. Daha sonra
Kur'an'ın isimlerinin, surelerinin ve ayetlerinin te'Vıline geçer.
Taberi, eserine "Tefsir" değil de "Te'vll" adını vermiştir. Ayetleri tefsire
de aynı isimlendirmeyi sürdürür ve "el-kavlu fi te'vlikavlihi Teala"
diyerek ayeti zikreder, sonra o ayeti tefsir eder. O ayetin tefsiri ile ilgili olarak
kendine ulaşan muhtelif rivayetlerdeı:ı birbirini destekleyenleri aynı anlamda olan
veya birbirini tamamlayan rivayetleri peşpeşe senedierini de zikrederek serdeder.
Bu rivayetlerde "merfO, mevkOf, maktO hadls" sırasına riayet eder. Eğer bu ayetintefsirinde birden fazla görüş varsa, bu görüşleri ve delilleri olan rivayetleri ayrı
başlıklar altında verir. Ancak o, tefsire dair rivayetleri saymakla yetinmez; gerek
rivayetlerin senedlerini, gerekse metinlerini tenkide tabi tutar, zayıflık ve kuwet
nokta-i nazarından inceleyerek aralarında tercihler yapar.
başlarken
Taberi, gramerkonusunda Ahfeş, Kisa i gibi nahivcileri esas almaktadır. 88 ihtiyaç
duyduğu yerde ayetterin gramer tahlillerini yapan Taberi, ayetlerden çıkarılacak
fıkhl hükümlere, bu fıkhl hükümlerin dayandığı deliliere temas eder, bu
85
86
87
88
ez-Zehebi, 1/180.
Demirci, 138.
Cerrahoğlu, 11/138.
Bilmen, 1/366.
114
Ah met ÖZ
hükümlerden tercih ettiklerine ve tercihine sebep olan delille.re işaret eder.
Eserde yer yer kıraatiere ve kıraat farklılıklarına göre ayetleri n kazandığı anlamları
da açıklar.
Taberi tefsirinde yer yer israiliyyat'a da rastlanır. Bu konudaki rivayetlerini
daha ziyade Ka'bu'I-Ahbar, Ve h b b. Münebbih, ibn Cüreyc ve Südc!i'ye dayandırır.
Ancak israil:iyyat'a dair verdiği haberleri senedieri ile birlikte kaybettiği için bu
haberlerin tahkiki ve araştırılması daima mümkündür.
Taberi, özellikle kelime izahlarında, garib lafızların tefsirinde eski Arap
şiirinden büyük ölçüde istifade etmiş, izahiarına cahiliye devri şiirinden çokça
deliller geti rmiştir.
Camiu'I-Beyan'da kelam ve akldekonularında da azımsanmayacak derecede
bilgi vardır. Müfessir, eserinde ehl-i sünnet ve'l-cemaat mezhebini destekler;
Kaderiyye, Mu'tezile, Mücessime, Müşebbihe gibi ehl-i sünnete muarız
mezhebierin görüşlerini reddeden açıklamalara ve te'villere yer verir.
Özetle ibn Cerlr bu eserinde kendinden önceki müfessirlerin hemen bütün
görüşlerini, o zamana kadar teşekkül etmiş olan Abdullah ibn Abbas, Abdullah
ibn Mesıud, Übeyy b. Ka>b>a dayanan tefsir ekallerinin müfessirlerinden ve diğer
müstakil alimlerden elde ettiği bütün rivayetleri toplamış, böylece büyük bir
«Tefsir Ansiklopedisi» meydana getirmiştir.
Camiu'I-Beyan'ın muhtelif baskıları vardır. Biz bu çalışmamızda elimizde olan
islam Mansur Abdu'I-Humeyd, tarafından tahkik edilip Kahire'de 2010 yılında
büyük 13.cilt halinde yayınlanan baskıyı esas aldık. Camiu'I-Beyan'ın birçok yönü
üzerinde çeşitli mastır ve doktora tezleri yapılmıştır. Ayrıca Hasan Karakaya 89 ve
Mehmet Ke.skin 90 tarafından Türkçe'ye tercüme edilerek yayınlanmıştır.
Kaynakça
ei-Ahfeş
ei-Evsat, Ebu'I-Hasan Said b. Mes'de, Meôni'I-Kur'an_ Thk. Hüda
Muhammed Karae, Mektebetü'I-Hanci, Kahire,1990.
Altıkulaç Tayyar, Kisa i Ali b. Hamza, TDV. islam Ansiklopedisi, XXVI/69.
Bilmen Ömer Nasuhi, Büyük Tefsir Tarihi, istanbul, 1973,(1-11).
Birışık Abdulhamit, ibn Kuteybe, TDV. islam Ansiklopedisi, XX/150.
Cerrahoğlu ismail, Tefsir Tarihi, Di B. Yayınları, Ankara,1988, (HI).
Çelik, ibr~him, "Kur'ôn'da Haberi S1jatlar ve Mukôtil b. Süleyman'a isnôd Edilen
Teşbih Fikri", Uludağ Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, sayı. ll, Bursa 1987,
s.151.
........, Mukôtil b. Süleyman ve Tefsirdeki Metodu, Bursa, 2000.
Demirci Muhsin, Tefsir Tarihi, ifav Yayınları, istanbul,2010.
Duman, Zeki, "Müteşabihatın Te'vili", Silimname, IX, 2005/3, 39-54.
ed-Dahhak b. Müzahim, Tefsiru'd-Dahhôk, Thk. Muhammed Şükrü Ahmed ezZaviye, Daru's-Selam, Kahire,1999.(1-11)
ed-Davudi Muhammed b. Ali b. Ahmed, Tabakôtü'I-Müfessirin, Thk. Abdu's-Selam
Abdu'I-Muin, Beyrut, 2002.
89
90
Taberi Tefsiri, Ter. Hasan Karakaya, Hisar Yay. istanbul, 2012. (I-IX).
Taberi Tefsiri, Ter. Mehmet Keskin, Hikmet Neşriyat, istanbul, 2008,(1 -VI).
115
ILK D<) NEM TEFSi R KA~{NAi\:L'\ RI - -- -- - - - - - - --
- --
--
Efendioğlu Mehmet, Said b. Cübeyr, DiA. XXXV/552.
Eryarsoy Beşir, "Tefsir-i Kebir" işaret yay. istanbul, 2006( 1-IV)
Hz. Aişe, Tefsiru Ümmü'I-Mü'minin Aişe Radiyallahu Anha, Thk. Abdullah Ebu'sSuud Bedr, Riyad, 1996, (1).
ibn Abbas, Tenviru'I-Mikbôs MinTefsiri ibni Abbôs, Thk. Mecdüddin Muhammed
b. Yakub ei-FirOzabadi, Beyrut, 2011.
ibn Kuteybe Ebu Muhammed Abdullah, Tefsiru Garibu'I-Kur'an, Thk. $.Ahmed
Sakr, Beyrut, 1978.
ibn Mes'ud, Tefsiru ibn Mes'ud, Thk. Muhammed Ahmed isevi,1985 Riyad (1-11)
Kandemir M. Yaşar, Nesôi, TDV. islam Ansiklopedisi, XXXII/563.
Karakaya Hasan, Taberi Tefsiri, Hisar Yay. istanbul, 2012. (1-IX).
Keskin Mehmet, Taberi Tefsiri, Hikmet Neşriyat, istanbul, 2008, (1-VI).
Koçak inci, Ahfeş ei-Evsat, TDV. islam Ansiklopedisi, 1/526.
Mücahid b. Cebr, Tefsiru el-imam Mücôhid b. Cebr, Thk. Muahmmed Abdusselam
Ebu'n-Neyl, Daru'l Fkri'l islami el-Hadise, 1989.
en-Nesai Ebü Abdurrahman Ahmed b. Şuayb, Tefsiru'n-Nesôi, Thk. Sabri b.AbduiHalık eş-Şafii-Seyyid b. Abbas ei-Celimi, Beyrut, 1990.
Öztürk Mustafa, Sehl et-Tüsteri ve Tasavvufi Tefsiri Üzerini bazi Tespit ve
Değerlendirmeler, Tasavvuf,.ilmi ve Akademik Araştırma Dergisi, Ankara, 2002, c.
lll, sayı 9/249.
.............. Sehl et-Tüsteri, TDV. islam Ansiklopedisi, XXXVI/322.
Sezgin Fuad, Tôrihu't-Turôsi'I-Arabf, Riyad, 1991.
es-SuyOti Celalüddin Abdurrahman, el- itkôn fi U/Omi'I-Kur'an, Thk. Muahmmed
EbO'I-Fazl ibrahim, Kahire, 1974, (I-IV).
(._
et-Taberi ibni Cerir, Cômiu'I-Beyan an Te'vili Ayi'I-Kur'an, Thk. islam Mansur
Abdu'I-Humeyd, Kahire,2010, (1-XIII)
et-Tüsteri, Ebu Muhammed Sehl b . Abdullah, Tefsiru't-Tüsteri, Thk. Muhammed
Basıl Uyun es-Süd, Beyrut, 2002.
Tülücü Süleyman, Ma'mer b. Müsennô, TDV. islam Ansiklopedisi, XXVII/552.
Türker Ömer, Mukôtil b. Süleyman, TDV. islam Ansiklopedisi, XXXI/135.
Yazıcı Hüseyin, ibn Kuteybe, TDV. islam Ansiklopedisi, XX/149.
Yıldırım Zehra, Mukôtil b. Süleyman'm Müteşôbih Kabul Edilen Ayet/ere
YaklaşJm/an, Hitit Ün. Sosyal Bilimler Enst. (Basılmamış Y. Lisans Tezi) Çorum,
2013.
Yıldırım, Suat, Peygamberimizin Kur'ôn'1 Tefsiri, Kayıhan yay, istanbul1983.
ez-Zehebi, Muhammed Hüseyin, et-Tefsir ve'/-MüfessirOn, Kahire,2012, (1-111).
ez-Zerkani Muhammed Abdu'I-Azim, Menôhilu'l irfan fi U/Omi'I-Kur'an, Thk.
Ahmed Şemsüddin, Beyrut, 2004, (1-11).
116
Download