Nisan-1982 İLİM ْ ُاِنَّ َما ن ٰ ط ِع ُم ُك ْم ِل َو ْج ِه ُُاّللِ َل نُردي ُ ِم ْن ُك ْم َج ََٓزاء َو َل َاف ُ ش ُكورا اِنَّا نَخ َ عبُوسا قَ ْم طرديرا َ ِم ْن َر ِبنَا َدي ْوما (İnsan: 9) Muhterem Müslümanlar!.. İnsanlara dünya ve ahiretin huzur ve seâde-tinin yolunu gösteren İslâm dininin en çok önem verdiği hususlardan biri, şüphesiz ki, İLİM'dir. Kur'an-ı Kerimin ilk nazil olan ayetinin «OKU» emri ile başlaması, İslâm'ın ilme verdiği önemi göstermektedir. Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de: «Deki, hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?...» şeklinde buyurmakla, ilmin üstünlüğünü hatırlatmaktadır. Hz. Muhammed (S.A.V.) de, «Her şeyin bir yolu vardır. Cennetin yolu da ilimdir.» demek sureti ile, Cennete giden yolun ilimden geçtiğini haber vermiş ve «İlim talep etmek, Allah’ın yanında nafile Hac, Oruç, Namaz ve Cihaddan daha hayırlıdır.» şeklinde buyurmakla, ilim talep etmenin sevabını bildirmiştir. Aşağıda meali yazılı olan hadiste de, Hz. Muhammed (S.A.V.) tarafından alimlerin, Peygamberlerden hemen sonra geldiği, şehitlerden bile üstün olduğu haber verilmiştir: «Kıyamet gününde önce Peygamberler, ondan sonra alimler ve ondan sonra da şehitler şefaatçi olurlar.» Alimlerin faziletini gösteren diğer bazı hadislerin meali şöyledir: «İlminden faydalanılan bir âlim, cahilce ibâdet eden bin kişiden daha hayırlıdır.» «Yüce Allah, kullanın arasından ilmi alıp kaldırmaz. Ancak, alimlerin yok olması ile kaldırır. Alimler kalmayınca, yerlerine cahiller geçerler. Onlardan herhangi bir-şey sorulduğu zaman, ilimle değil, kafadan cevap verecekler. Kendilerini de, kendilerinden soru soranları da helaka sürüklemiş olacaklar.» Yüce Peygamber (S.A.V.); cahilleri ve ilmi ile amel etmiyenleri de, şöyle tenkit etmiştir: «Öğrenmiyen cahillere ve öğrenip de ilmi ile amel etmeyenlere yazıklar olsun.» Aziz Mü'minler! Yüce Rabbimiz ve Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)'in bu beyanlarına göre, gücümüzün yettiği kadar dinimizin emirlerini öğrenerek kendimizi cahaletten kurtarmaya çalışmalı ve öğrendiğimiz gibi yerine getirmek için gayret göstermeliyiz. Bununla vazifemiz bitmiyor. Aynı şekilde çocuklarımızı da, cahaletin karanlıklarından kurtararak, ilahi emirlerin aydınlığına kavuşturmaya çalışmalıyız. Bunun için, dinimizi öğrenmek gayesiyle, çeşitli dini kitapları okumalı, âlimlerin sohbetinde bulunmalı, anlattıklarını dikkatle dinleyip faydalanmaya çalışmalı ve bilmediğimiz hususlarla ilgili sorular sorarak cehaletimizi gidermeye çalışmalıyız. Aynı şekilde, çocuklarımıza da çeşitli dini kitapları okutarak onların hadis, fıkıh, İslam tarihi, tefsir ve akait gibi sahalarda yeterli bilgiye sahip olmalarını temin etmeye çalışmak, bizim en başta gelen vazifelerimizdendir.