M. Meclisi B : 49 okuyanlar yaradılışlarına, eğilimlerine veya

advertisement
M. Meclisi
B : 49
okuyanlar yaradılışlarına, eğilimlerine veya özel
durumlarına göre iki türlü tepki gösterebilirler.
1. Bu kitabı okuyanlardan bâzıları büyük
devletlerin ve dev şirketlerin, hele Amerika'nın
ve Amerikan şirketlerinin ekonomik güçlerinin
ne kadar hızla gelişmekte, çığ gibi büyümekte
olduğunu, önlerine çıkan ulusal ekonomileri
ezip veya kendi bünyelerine katıp geçtiklerini
görünce akıllarını başlarına toplarlar, yerlerin­
den davranırlar ve o çığın altmda ezilip gitmek­
ten veya o çığın bir parçası olmaktan kurtulmak
için neler yapılabilirse onları yapma çarelerini
ararlar.
2. Bu kitabı okuyanlardan bâzısı ise paniğe
kapılırlar veya öylesini daha uygun bulurlar ve
çığa teslim olurlar. Sanırım Sayın Başbakan,
Servan Şınayder'in kitabında belirtilen tehlike
karşısında bu ikinci tepkiyi göstermek eğlimindedir.
Şimdi biraz önce sorduğum soruya geliyorum.
Hükümet Türk ekonomisini 1968 sonunda getir­
diği çıkmazda ne yapıyor, ne yapacak. Hiçbir
şey yapmıyor, hiçbir şey yapamıyacak. öyle
anlaşılıyor ki Hükümet, üstümüze gelen çığa tes­
lim olacak. Nitekim, bu teslim olucun birçok
belirtileri ortada idi. Şimdi daha yeni ve daha
ileri bâzı belirtiler de ortaya çıkmaktadır. Eko­
nomik düdeni deriştirir» de n?;el te^e^ü^ü yete­
rince sanayie, verimli alanlara yöneltemiyen
bir iktidar, devlet sektörünü sağlamlaştırmayı
kabul edemiyen bir iktidar, halkı sömürücüler­
den kurtarıp da ekonomik alanda güçlendiremiyen bir iktidar, ekonomiyi çıkmazdan kur­
tarmak için gerekli yüzeysel tedbirleri bile alamıyan bir iktidar; bunların kaçınılmaz sonu­
cu olarak dış ticaret açığının gitgide büyüdü­
ğünü, ithalât artarken ihracatın azaldığını,
döviz açığının hızla genişlediğini görürse, sa­
nayileşme hızının kesildiğini, tarımsal üreti­
min her türlü teknolojik tedbire rağmen du­
rakladığını ve ihracat gelirlerini görünebilir
gelecekte olsun artırma ümidinin de kırıldığı­
nı anlarsa ve bu iktidar bütün bu koşullar
içinde bile müsrif devlet yönetiminden vazge­
çemez, dış borçlanma ile finanse edilecek 3
milyar liralık asma köprüler kurma sevdasın­
dan kendisini kurtaramazsa, üstümüze gelen
çıo-a teslim olmaktan başka bir çareyi elbette
bulamaz.
— 605
12 . 2 . 1969
O :4
Dışa bağlıllğımızdaki artışın en acı göster­
gesi Avrupa Ekonomik Topluluğu ile yani eko­
nomik geleceğimizi bağladığımız Ortak Pazar­
la dış ticaret ilişkilerimizde belirmektedir. Üye­
liğe hazırlık dönemimizde Türkiye'ye gösterilen
bâzı ihracat kolaylıklarına rağmen 1969 yılı­
nın ilk 9 ayında Ortak Pazardan bizim itha­
lâtımız 37 milyon 550 bin dolar artarken, Or­
tak Pazara ihracatımız 4 milyon dolar azalmış­
tır.
Türk ekonomisinin devam eden ve gitgide
artan bozuk düzenliliği ve çıkmazı içinde Or­
tak Pazarla ilişkimizin bizden çok Ortak Pa­
zar ülkelerine yaradığı artık açıkça görülmek­
tedir. Nitekim 1963 - 1967 döneminde Türki­
ye'nin genel ithalâtında Ortak Pazardan itha­
lâtın payı % 6,2 artarken genel ihracatımız
içinde Ortak Pazara yapılan ihracatın oranı
% 4,1 azalmıştır. Bu, Türkiye'nin Ortak Pa­
zara ihracettiği başlıca ürünler için gümrük
indirimlerinden yararlandığı, fakat Ortak Pa­
zardan yaptığı ithalât için henüz her hangi bir
gümrük indirimi uygulamadığı bir dönemde
ortaya çıkan durum. Bir de gözümüz kapalı
geçiş dönemine girmeyi, yani tam üyelik yo­
lunda ikinci aşamaya geçmeyi kabul edersek
o zaman durum çok daha büyük bir hızla
aleyhimizde gelişmeye başlıyacak ve Türkiye
kendi sanayiini kurmaktan vazgeçerek Ortak
Pazarın bir pazarı haline gelecek demektir.
Geçiş dönemi için görüşmelerin ekonomimiz
bugünkü çıkmaza girdiği bir sırada başlamış
olması o bakımdan kaygı vericidir.
Çağımızın büyük işletmeler teknolojisinde,
geniş pazarlar ekonomisinde Ortak Pazar üye­
liği bizi gelecekte yalnızlıktan kurtarmaya,
daha hızlı gelişme imkânlarına kavuşturmaya
yarıyacaktır, denebilir, ama bunun için önce
Ortak Pazar ekonomisinde ayakta durabilir,
kimliğimizi koruyabilir duruma gelmemiz ge­
reklidir. Oysa son yıllarda Türkiye bu yön­
de bir ilerleme değil, gerileme göstermiş ve
göstermektedir. Sanayiimizin yatırım hevesini
ve ihracat gücünü gitgide yitirmesi bunun açık
belirtisidir.
Bir değerli bilim adamı, Prof. Oktay Yenal geçen yıl istanbul'da işçevreleriyle ve Or­
tak Pazar yöneticileriyle yapılan bir toplantı­
da bu gerçeği şöyle belirtmiş: «Hangi bakım-
Download