FİİL DEĞİLİM, FİİLE BENZERİM. İSİM KÖKÜNDEN TÜREMEM, FİİL KÖKÜNDEN TÜRERİM. İSİM,SIFAT,ZARF OLURUM, CÜMLELERİ BİRLEŞTİRİRİM. SANA KOLAYLIK OLSUN EKLERİMİ BUL BENİM. Eylemsiler (Fiilimsiler) : Fiilden türeyip cümlede isim, sıfat, zarf,görevlerinde kullanılan, yan cümlecik kuran kelimelere fiilimsi denir. Eylemsilerin Özellikleri : Fiilimsiler, kip ve kişi ekleriyle çekimlenemezler. Bu yönleriyle tam eylem sayılmazlar. Fiilimsiler çekimlenemedikleri için kurallı cümlelerin sonunda bulunmazlar. Sadece sonlarına ek-fiil getirilerek yüklem olabilirler. Bir fiilimsi ek-fiil alarak temel cümlenin yüklemi olabilir. Ör: En sevdiği şey kitap okumaktır. Fiilimsi ekleri yapım ekidir. Bu mantıkla düşünürsek bütün fiilimsiler türemiş yapılıdır. Ör: Dağa çıkış zor, iniş kolay olur. Yan Cümle Kurarlar : Eylemsiler, bir temel cümle içinde yan cümle kurma özelliği gösterir ve temel cümleye herhangi bir öğe olarak bağlanır. Eylemsiler, yan cümlenin yüklemi olurlar. Temel cümlenin yüklemini oluştururlarsa yan cümle kuramazlar. Örnek : Yan Cümle Temel Cümle Sora sora Bağdat bulunur. Zarf tümleci Atılan ok geri dönmez. Özne Yan Cümle Temel Cümle Bu gidişi hiç beğenmiyorum. Belirtili Nesne Pencereye çıkana taş atıyorlardı. Dolaylı Tümleç İçinde fiilimsi olan cümle, yapıca birleşik cümledir. Ör: Tatilimi Gümüşhane’de geçireceğim. (BASİT CÜMLE) Ör: Tatili Gümüşhane’de geçirmeyi düşünüyorum. ( BİRLEŞİK CÜMLE) Yüklemi eylemsi olan cümle, yüklemine göre ad cümlesidir. En sevdiği şey kitap okumaktır. isim cümlesi Bütün amacımız üniversiteyi kazanmaktı. isim cümlesi Fiilimsilerin iki tür görevi vardır: 1. Bazı fiilimsiler isim, sıfat, zarf gibi ad soylu sözcüklerin görevlerini yaparlar. İSİM- Çalışmak, insanları başarıya götürür. Okuma,insanın ruhunu güzelleştirir. SIFAT- Kızarmış patates ister misin? Orada pek çok tanıdık dostumuz var. ZARF- Çevreye bakarak yürüyordum. Küçük çocuk annesinden ayrılırken çok ağladı. 2. Fiilimsiler yan cümleler kurarak birleşik cümleler oluşturur. Bu durum Türkçede anlatıma büyük bir kıvraklık ve rahatlık kazandırır. Ör: Adam dün evi kiraladı ve parayı ödedi. Dün evi kiralayan adam parayı ödedi. Merve Hanım, kitabını okudu ve uyudu. Kitabını okuyup uyudu. Yunus Bey, manava gitti ve üzüm aldı. Manava giderek üzüm aldı. Eylemsiler, Görevleri Yönünden Üç Grupta İncelenir : Ad-Eylemler (İsim-Fiiller) : Her varlığın bir ismi olduğu gibi fiillerinde ismi vardır. Buna göre, isimfiil fiilin adıdır. İşte fiilden türeyip isim gibi kullanılan bu fiilimsilere isimfiil denir. Fiillere getirilen “-mak, -mek, -ma, -me, -ış, -iş” ekleriyle türeyen ve eylem adı olarak kullanılan sözcüklerdir. MA – IŞ -MAK Ör: Oraya gitmek ve bir süre dinlenmek istiyorum. Ders çalışmayı ve kitap okumayı seviyor. Adamak kolay, ödemek zordur. Şiir okuyuşumu çok beğendiler. Sınıfa bakmayı unutma. Görüş alanımız dışında kaldı. Onun ayrılışı hepimizi üzdü. Bir bakışa bir gülüşe aldandım. Günde bir saat koşması gerekiyor. Anlatılanlara inanmak istemiyor. ÖNEMLİ: Olumsuzluk eki olan -me –ma ile İsim-fiil eki olan karıştırılmamalıdır. Olumsuzluk eki her zaman fiilimsi ekinden önce gelir. Ör: Onu affetmemesi gerekirdi. Sözlerime aldırmayışına ne demeli. Bugün yaramazlık yapmamalısın. Beni aramamasına üzüldüm. Beni görmemek, anlamamak değildir. Ad-Eylemlerin Özellikleri : “-mak, -mek, -ma, -me, -ış, -iş” eklerini alan sözcükler eylem anlamlarını yitirip varlık ya da nesne adı türetirse, ad-eylem olarak alınamazlar. Örnek : Bakkaldan ekmek aldım. Çocuklar dondurma yiyor. Salondaki bağırışlar yüzünden kimse kimseyi duymuyor. Annem güzel dolma yapar. İşçiler kazma getirmemiş. Karacaoğlan, koşmalarıyla ünlüdür. Buralar fazla yağış alır. Annem yemeğe arkadaşını çağırdı. Babam güzel bir çakmak almış. Yarım kilo kıyma istiyorum. Bu paketleri danışmaya bırakın. Fatih, bağlamayı güzel çalar. Gözlerine sürme çekmiş. İsim-fiiller, ad görevli sözcükler oldukları için çoğul eki ve ad durum ekleriyle çekime girer. Örnek : Çalışmalar, bakışlar, gülmeyi, okumaya, oturmamda, gülmesinden, İsim-fiiller bir adla birleşerek ad tamlaması kurarlar. Bu tamlamada tamlayan ya da tamlanan sözcük olarak kullanılırlar. Ör: atların koşması, çalışmanın yararları, çocuğun gülüşü, okumanın kuralları, atışların birincisi, Ad-eylemler, ek-eylem olarak yüklem görevinde kullanılabilir ve ad cümlesi kurabilirler. Beni üzen ansızın gidişiydi. (Ad cümlesidir.) Ad-eylemler cümle içinde özne nesne ve dolaylı tümleç görevinde kullanılır. Örnek : Okumayı çok seviyorum. Nesne Artık çalışmaya başlayalım. Dolaylı Tümleç Bir sözcüğün isim- fiil olup olmadığını anlamanın bir yolu da isim-fiil ekinden önce olumsuzluk eki olan “-me-ma”yı getirmektir. Eğer anlam bozulmuyorsa o sözcük isimfiildir, anlam bozuluyorsa isimdir. Ör: Gelirken üç ekmek al. Gelirken üç ekmemek al. (Bu cümlede anlam bozulduğuna göre isimdir.) Seninle anlaşmaya geldim. Haftaya dönmek üzere Yalova’ya gidecekler. Bir gülüşün ömre bedel. Gün biter gülüşün kalır bende. Seninle akşamları yürüyüşe çıkardık. Adamın yalvarışlarını bir görecektin. Madem ki yükseliş var iniş olmaz olur mu? Unutuş, unuturlar seni de. Bu kucaklayış belki de bir haykırışın sesiydi. Sana bakmak Allah’a inanmaktır. Yaşamak, ölmekten zor. Buralardan gitmek istiyorum. Seni bile özlemek istemiyorum bu akşam. İçimde maziden kalma duygular var. Onula yeniden başlamayı düşünüyor musun. Sıfat-fiiller (Ortaçlar) : Fiillerden türeyerek sıfat görevinde kullanılan sözcüklerdir. An-ası-mez-ar -dik-ecek-miş Güzel çiçekler topladık. Bahçede, açmamış çiçekleri topladık. Benim mavi bir elbisem var. Köyden giden insanlar geri gelmediler. Köyden gidenler geri gelmediler. Adlaşmış sıfat Sabreden derviş muradına ermiş. Görünen köy kılavuz istemez. Her doğan gün yeni bir başlangıçtır. Dayanılmaz bir çiledir bu. Dönülmez akşamın ufkundayız. Veren el alan elden üstündür. Daha yaşanacak günler var. Başıma gelmedik kaza kalmadı. Burada tanıdık kimse yok. Seninle görülecek bir hesabımız vardı. O, bizim tanımış yazarlarımızdandır. Gören gözün görmez oldu. Akan su pislik tutmaz. Çekilmez adamı kim çekecek. Yapılacak işleri sırasıyla gözden geçirdi. Yaşanası güzellikler, bizi bekliyordu. O bildik tavrıyla şöyle bir gülümsedi. Çözülmüş testleri tek tek dosyaladı. Pişmiş aşa su katılmaz. Çözülmüş soruları tekrar çözün. Sıfat-fiil ekleriyle kip ekleri karıştırılmamalıdır. Filmin konusunu yaşanmış bir olay fiilimsi oluşturuyor. Filmde aktarılan olaylar yaşanmış. fiil Onlarla görülecek bir hesabımız var. fiilimsi Bu hesap elbet bir gün görülecek. fiil Dönülmez akşamın ufkundayım, vakit çok geç. (sıfat-eylem) Dönülmez bir daha bu sözden. (geniş zaman kipi) Görür gözüm görmez oldu. (sıfat eylem) Görür, gözüm; söyler dilim. (geniş zaman kipi) Sıfat-Eylemler, kendilerinden sonra gelen adın yerini tutacak şekilde kullanılırlarsa, tür yönünden adlaşır ve adlaşmış sıfat oluştururlar. Örnek : Gelmeyen öğrenci var mı? Gelmeyen var mı? Adlaşmış Sıfat Tekkeyi bekleyen derviş çorbayı içer. Sıfat-fiil Tekkeyi bekleyen çorbayı içer. Adlaşmış Sıfat Ağlayanın malı,gülene hayır etmez. Gelen gideni aratır. Oturanın yürüyene borcu vardır. Atı alan Üsküdar’ı geçti. Tahtaya çıkanlar, yerlerine oturdu. Yeni binenler ayakta kalmıştı. Sıfat görevinde kullanılmayan sıfat-fiiller de vardır. Bunlar yine sıfat-fiildir. Aslında bu soruyu soracağınızı hiç ummuyordum. Şairin Kadıköy’de yaşadığını duydum. Seni arayan babanmış. Hep bilinen şeylerden bahsetti durdu. İşe erken başlayan erken verim alır. Gelen adayların kaydını yapıyorlar. Akan kanı durdurmalı önce. Kaçan mahkûmları yakalamışlar. Okuduğum son kitap Okuyacağım ilk kitap Yapacağımız işler Yapılacakları belirledim. Geleceği varsa göreceği de var. Diktiğimiz fidanlar meyve vermeye başlamış. 3.ZARF-FİİL (BAĞ-FİİL-ULAÇ) Birleşik cümlelerde, iki cümleyi birbirine bağlayan fiillere getirilen bazı eklerle türeyen genellikle durum ve zaman zarfı görevinde kullanılan sözlerdir. Zarf-fiil ekleri şunlardır: -ken,-alı,-asi,e,-ince,-ip,-arak,-dıkça,-meksizin a) Durum ekleri: -erek-arak, -a-e, -ken -meksizin,-diği halde. Zarflar Durum Yavaş Zaman Akşam Yön Yukarı Miktar Hızlı Zaman Sabahleyin Miktar Fiil Biraz Durum Yön koşmuş. Aşağı Çok gittik. Fiil Ör: Giderek artıyor yanlızlığımız. Ara vermeksizin okuyor. Gülerek konuşmayınız. Ahmet gülerek geldi. Eve koşa koşa gitmiş. Kaya, çalıştığı halde kazanamadı. c) Zaman ekleri: Zaman bildirirler. -ınca,-r…mez,-inceye kadar,-eli,- eli beri,dıkça,-eceği zaman,-dikten sonra… Eve gelince herkes sevinirdi. Babasını görür görmez seslendi. Sınavı kazanıncaya kadar çalıştı. b) Bağlama ekleri: iki cümleyi bağlarlar. Ekler: -ıp, -erek. Ör: Onu örnek alıp çalışıyorum. Oturup da konuşamadık seninle. Arkadaşlarına atıp tutarak bir şey kazanamazsın. Çalışıp kazandı. Annem gideli beri uyuyamıyorum. Çocuğu gördükçe üzülüyor. Geleceği zaman haber ver. Gelir gelmez bizi ara. Onu görür görmez tanıdım. Sen geleli neşesi arttı. Yağmur yağalı dışarı çıkmadı. Sıkıntılarını söyledikçe rahatlıyordu. Yazıyı okur okumaz sinirlendi. Gülünce gözlerinin içi gülüyor. Sen gidince bak neler oldu. Köye elektrik geleli yıllar oldu. İbibikler öter ötmez ordayım. Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım. Ağladıkça dağlarımız yeşerecek. Zil çalınca dışarı çıktık. Acıkınca kantine indik. İçeri girer girmez bağırmaya başladı. Canım sıkıldıkça şiir okurum. Kar yağınca herkes sokaklara döküldü. İlk okuduğumda iyi anlayamamıştım. Uyurken hep sayıklar. Gün ağarırken düştük tarla yollarına. Uyumadan önce de yarım saat kitap okunabilir. Gelir gelmez seni sordu. Aşağıdaki ifadelerden doğru olanın yanına (D), yanlış olanın yanına (Y) işareti koyunuz. ( ) 1. Fiilimsi ekleri fiil kök veya gövdelerine gelir. ( ) 2. Fiilimsiler yardımıyla çok uzun cümleler kurabiliriz. ( ) 3. Fiilimsiler her zaman cümlenin ortasında bulunur. ( ) 4. Fiilimsi eki almış bazı kelimeler isim görevinde kullanılır. ( ) 5. Fiilimsiler cümle içinde isim, sıfat ve zarf görevlerinde kullanılır. . ( ) 6. Fiilimsi olan cümlelerde genellikle birden fazla yargı bulunmaktadır. ( ) 7. Zarf fiiller, cümleye zaman ve durum anlamı katar. Aşağıdaki cümlelerde fiilimsilerin altını çizip hangi tür fiilimsi olduklarını yazınız. Bazı yazarlar, masalarının başına oturup Gerçek dünyayı hatırlamaktan başka bir şey yapmazlar. Onların yazdıkları birçok kitap aslında gerçek hayatlarımızdaki unutuşlarımızı ele alır. Belki de yazarları unuttuklarımızı bize hatırlattıkları için çok severiz. Bizler kitapları okurken, ister istemez, günlük hayatta yaşanan pek çok şeyi de o kitaplara katarız. Oluşturulan bir roman kahramanı ne kadar karmaşık olursa olsun gerçek bir insan gibi olamaz. Ancak hepimiz bir kitabın ilk sayfasını açar açmaz oradaki kahramanların gerçek olduğuna inanmaya başlarız. Sonra da içine girdiğimiz bu masal dünyasında doya doya gezeriz. Çok iyi hatırlıyorum, bir zamanlar gazetede şöyle bir söz okumuştum: “Hiçbir şey hayat kadar ilgi çekici olamaz; kitaplar hariç…” Aşağıdaki cümleleri fiilimsi eklerini kullanarak dolaylı anlatım cümlesine dönüştürünüz. Örnek: Ayşe, annesine “Benim ödevlerime yardım eder misin?” dedi. Ayşe, annesinden ödevlerine yardım etmesini istedi. Öğretmen, öğrencilere “Biraz sonra sizlere ilginç bir olay anlatacağım.” dedi. ……………………………………………………… ………………………….…………………………. Ünlü bir tiyatrocumuz “Hayat bir sahnedir.” der. …………………………………………………………. …………………………………………………………. Arkadaşıma “Sınavın ne zaman olacağı hakkında hiçbir bilgim yok.” dedim. …………………………………………………………… ……………………………………..…………………… Altı çizili kelimenin görevini söyleyiniz… Bu bölgede güzelliğiyle ünlenen birçok çağlayan bulunmaktadır. Ekmek alması için babasının verdiği parayı düşürmüş. Birçok yazar bu şehrin güzelliklerini kitaplarına konu etmiş. Tarlalarına buğday ekmek isteyen çitçiler yağmurun yağmasını bekliyor. Senin bu konudaki görüşlerine kesinlikle katılmıyorum. Uzmanlar, avlanmak için denize çıkan balıkçıları görüş mesafesi konusunda uyardı. Besinleri dondurma onları uzun süre saklamak amacıyla kullanılan yaygın bir yöntemdir. İş makinelerinin yaygınlaşması kazma, kürek gibi el aletlerinin pabucunu dama attı. Ateş yakmak isteyen gençlerden birisi çakmak istemek için yanımıza geldi. Baharın ilk günlerinde çokça yenilen dondurmanın sağlık için bazı sakıncaları olabilir. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimeleri ve aldıkları ekleri inceleyiniz. Eklerin adlarını yazınız. Ör: O, dergilerde yazdığı çocuk şiirleriyle tanınmış. (zaman eki) Tanınmış bir yazarla karşılaştınız mı hiç? (sıfat fiil eki) Yarın öğleden sonra arkadaşım gelecek. Yarın öğleden sonra gelecek arkadaşımı uzun zamandır görmemiştim. Arkadaşım, geleceğini söylemesine rağmen gelmedi. Okulumuzun düzenlediği bu önemli toplantıda, öğrencilerin geleceği tartışılacakmış. Tren istasyonunda beklerken tanıştığımız bu adamı hepimiz tanıdık. Bu koskoca şehirde tanıdık bir yüze rastlayamamak benim için çok doğaldı. Çarpık yapılaşmayla bu güzelim yer, benim tanıdığım kasaba olmaktan çıkmıştı O, her sabah denize doğru uzanan geniş bir yolda, yavaş adımlarla saatlerce koşar. 19 Mayıs törenleri için hazırlanan öğrenciler, koşar adım yürüyorlardı. Başarıya susamış bir insanın kazanma azmi, hiçbir zaman tükenmez. Zirveye giden yolda tükenmez bir azimle çalışmak gerekir. Sonbaharın gelmesiyle birlikte ağaçların bütün yaprakları sararmış. Altın gibi sararmış yapraklara basa basa küçük bir dağ yolundan ilerliyoruz. Aşağıdaki cümleleri yanlarındaki zarf fiil eklerini kullanarak birleştiriniz. Ör: Ben sınava hazırlanıyordum. O sırada arkadaşlarım televizyon seyrediyordu.(-ken) Ben sınava hazırlanırken arkadaşlarım da televizyon seyrediyordu. Çevremiz her geçen gün daha da kirleniyor. Bununla birlikte insanların sağlığı da bozuluyor. (dıkça) ………………………………………………………………………… …………………………………………………………………………. . Eski eşyalarımı karıştırıyordum. Tam o sırada çocukluk günlerimi hatırladım. (-ken) …………………………………………......... ……………………………………………….. Sabah başlayan yağmur hiç durmuyor, sürekli yağıyordu. (-madan) ………………………………………………………………………… …………………………………………………………………………. Birdenbire kapının zili çaldı, çok korktum. (-ınca) ………………………………………………… ……………………………………………….. Şemsiyesi yere düşmüştü. Eğildi ve onu yerden aldı. (-arak) ………………………………………………………………. ………………………………………………………………. Sen bizim eve geldin. O zamandan beri çok mutluyum. (-alı) ………………………………………………………………. ……………………………………………………………….. Eve git. Hemen bana telefon et. (-ır ....-mez) ……………………………………………………………….. ………………………………………………………………… . Fiilimsi olan kelimeleri bularak altlarını çiziniz , boşluklara türlerini yazınız. Televizyon izlerken uyumuş. …………………… Adam bilmeden konuşuyor. ………………….. Bunu gelince konuşuruz. …………………….. Yürüdükçe yol tükenir. …………. Koşa koşa gitti. …………………………………… Görünen köy kılavuz istemez. ………………….. Öpülesi elleri vardı analarımızın. ………………. Düşe kalka büyüdü. ……………………………. Güle güle gidin. …………………………. Kitap okumayı severim. ………………………………… Buraya geleli huzurum kaçtı. ………………………. Gelir gelmez uyudu. ………………………………….. Soru çözmek zevkli bir uğraş. ……………………. Atları öldüresiye kırbaçladı? ………………………… Onun şiir okuyuşunu görmeliydiniz. …………….. Bu şehre geleli tam altı yıl olmuştu. ………….. Görür gözüm görmez oldu. …………………….. Kardeşim yanımıza koşa koşa gelmişti. ……. . Sınıfa gülerek girdi. ………………… Bu şehirde anlaşılmaz olaylar oluyor. ……… Kitap okurken sanki kendinden geçerdi. …………… Size biraz bilinmedik fıkralar anlatayım. ………… Çözülecek soruları da yanında getir. ……………… İçeri girer girmez konuşmaya başladı. …………… Gözlerimin içine bakarak konuşuyordu. …………… Kızarmış ekmekler ne güzel kokuyor. …… Çalışınca elbette başarılı olursun. ………… Gittikçe artıyor yalnızlığımız. ………………… Eve gidip gelecekti. ………………………… Yetişmiş insan kıymetlidir. …………… Akan kanı durdurmalı önce. …………………………. Kaçan mahkûmları yakalamışlar. …………………… Uzun süre tartışılacak bir konu bulduk. ………. İnsanlar yaşamak için çalışıyorlar. ………………. Beni anlamak bu kadar zor mu? …………………. Ondaki çalışma hırsına hayranım. ………………… Çalışmak hem de çok çalışmak. ………………………. Bir bakışı ömre bedeldir. ………………………………… Ölüm hayatı tazelemektir. ………………………………. Koşar adım eve gitti. ………………………………………… Hep bilinen şeylerden bahsetti durdu. …………….. Gelen adayların kaydını yapıyorlar. ……………………. ÖRNEK SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde fiilimsi vardır? (1996 FL/AÖL) A) B) C) D) Yolda pek çok tanıdık kimseyle karşılaştık. Biraz konuştuk, sonra ayrıldık. Onu uzaktan gördük, ama yetişemedik. Okuldan çıktık, hemen eve geldik. ÖRNEK SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat-fiil yoktur? (1996 FL/AÖL) a)Günlerce düşünüp çalışarak bir program yaptık. b) Yapılacak işleri öncelik sırasına göre dizdik. c) Bulunduğumuz çevreyi ayrıntılarıyla tanıdık. d) Bu arada bizi üzen olaylar oldu. Güldürü dergileri, neden bu kadar çok okunuyor sanıyorsunuz? Onca sorun, çevre kirliliğinin, savaşın, ölümün, çıkarcılığın, cahilliğin yer aldığı dünyamızda sevgi, iyimserlik ve neşeye her zamankinden fazla gereksinimimiz var da ondan. Bu nedenle hayatınızı daha güzel yaşamak istiyorsanız, önce içinizdeki güzellikleri geliştirin, ortaya çıkarın, sevinin, düşünün, konuşun, iyimser olun ve bütün bunları elde etmek için de doyasıya gülün. Bu parçada kaç eylemsi vardır? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5 Yolda iki kişi gidiyor. Biri uzun boylu, biri orta. Geniş yol uzanıp gidiyor, gençlik yıllarının büyücek bir bölümünü geride bırakan iki kişi hararetli bir konuşmaya dalmış, sağlarına sollarına pek dikkat etmeden, birkaç gündür sürekli yağan yağmurun yer yer göllendirdiği dar kaldırım üzerinde ağır ağır yürüyor. Bu parçada kaç eylemsi vardır? A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6 (I) Çocukken insanları çöp adam gibi yapardık. (II)-Dağlar koni şeklinde olurdu. (III) Evleri de sembolik bir geometriyle resmederdik. (IV) Ağaçlan çizerken bir gövdenin üzerine yaprakları, hatta dalları olmayan bulutsu bir yuvarlak oturturduk. (V) En fazla yeşile boyar ve "işte ağaç" derdik. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde eylemsi kullanılmıştır? A) I. B) II. C)III. D) IV. E) V. (I) Kimi genç şairler yazdıklarını göndermekle kalmayıp kendileri de gelirler beni görmeye. (II) Dinlerim ya da kendim okurum o gençlerin şiirlerini. (III) Çoğu bakarım sevebileceğim şiirlerden değil. (IV) Güzel, çirkin diye yargılamıyorum şimdi, belki güzel, çok güzel, yıllar boyu beğenilecek şiirler; ama benim hoşlandığım türden değil. (V) Mutlaka öylelerini de beğenenler vardır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde "isim-fiii, sıfat-fiil, zarf-fiil"in üçünün de örneği vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Bir yazarın kitabının aynı anda birkaç yayınevi tarafından basılması garip geliyor bana. Yazar yaşarken bir yayınevine yayın hakkını verebilir. Bu durumda sadece o yayınevi o kitapları basar. Oysa bizde telif sorunu olmadığı için isteyen yayınevi istediği kitabı basıp yayımlıyor. Batı'da yazarın ölümünden yetmiş yıl geçmedikçe, aynı kitabı şu veya bu biçimde birden fazla yayınevi basamaz. Bu parçada kaç zarf fiil vardır? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5 Mehmet KARAAĞAÇ TÜRKÇE ÖĞRETMENİ