İSTANBUL TİCARET ODASI GERİLEYEN ENFLASYON ORTAIVIINDA İŞLETIVIE YÖNETlIVlİ Hazırlayan Dr. İlkay Çapraz YAYIN NO: 2004-49 İstanbul, 2004 © Bu eserin yayın hakları İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) aittir. Eser üzerinde 5846 sayılı FSEK tarafından sağlanan tüm haklar saklıdır. İTO'nun ve yazarın adı belirtilmek koşuluyla eserden normal ölçüde alıntı yapılabilir. İTO'nun yazılı izni olmadan eserin tamamı veya bir bölümü fotokopi faksimile veya başka bir araçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz, elektronik ortamlarda ticari ya da başka bir amaçla kullanılamaz. ^ İstanbul Ticaret Odası: 05. GER Gerileyen Enflasyon Ortamında İşletme Yönetimi/Haz. İlkay Çapraz. İstanbul. 2004, 34 sayfa. 1. İŞLETME YÖNETİMİ I. YATIRIM II. ÜRETİM III. PAZARLAMA IV. EKONOMİ V. ENFLASYON IV. İTO ISBN NO: 975-512-886-7 Türkçe Reşadiye Cad. Eminönü/İstanbul İTO BİLGİ HATTI (212)4556161 www.ito.org.tr İTO yayınları için ayrıntılı bilgi Bilgi ve Doküman Yönetimi Şubesi'nden alınabilir. Tel: (212) 455 63 29 Faks: (212) 512 06 41 E. Posta: bdy@ito.org.tr Web: www.ito.org.tr TASARİM ÇAĞDAŞ SANAT Tel: (212) 274 66 56 BASKI EGE BASIM Matbaa ve Reklam Sanatları Ltd. Şti. Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Cad. No.8 Ege Plaza 34704 Çamlıca, Üsküdar / İSTANBUL Tel: [0216] 472 84 01 pbx Fax: [0216] 472 84 05 E-posta: ege@egebasim.net Http://www.egebasim.net ÖNSÖZ Ekonomik faaliyetler birikimlerin ileriye dönük amaç ve beklentiler doğrultusunda kuUanılmasma dayanır. Bu bakımdan fiyat istikrarı kayıp ve hata yapma risklerini azaltması bakımından etkili bir olgudur. İstikrarlı piyasalar m.uhtem.el riskJerin hesaplanm^asını kolaylaştırmaları bakımından ekonomik faaliyetler için uygun ortam hazırlar, gerek tasarrufları gerekse yatırım amacıyla kaynak kullanımını teşvik ederler. Zaman zaman içsel ve dışsal nedenlerle makul ve öngörülebilir seviyelerin üzerinde fiyat değişiklikleriyle karşılaşıldığı bir gerçektir. 1970'li yıllarda dünya genelinde hammadde fiyatlarındaki artışlar, işsizlik sorunu ve ekonomik durgunluk, yapısal sorunlardaki derinleşmeye bağlı olarak, enflasyonu, yani ülkelerin fiyatlar genel seviyesindeki düzenli ve sürekli artışları evrensel bir sorun haline getirmiştir. Ülkeler kimi zaman talep veya maliyet enflasyonu, kimi zaman da işsizlik sorunlarını ön plana alarak bütçe ve faiz politikaları oluşturmuşlardır. 1980'h ve 1990'h yıllar, gerek gehşmiş, gerekse de gelişmekte olan ülkelerin "dışa açık büyüme" modeline ağırlık verdikleri globalleşmenin yabancı sermaye akımlarının ve dış ticaretin büyük ölçüde hareketlihk kazandığı bir dönem olmuştur. Ancak tüm gayretlere rağmen iç ve dış politikalardaki birtakım sorun ve aksaklıklara bağlı olarak, milli gelir istenen ölçüde büyütülüp yaygılaştırılamamış, mali krizler ve kamu açığı ile ciddi boyutlardaki kamu finansman ihtiyacına bağlı borçlanma, Türkiye'yi 20. yüzyılın son 20 yılında "kronik enflasyon" sorunuyla karşı karşıya bırakmıştır. Genel olarak; son 34 yıla damgasını vuran enflasyon sorunu, Türkiye'de işletmelerin verimh çalışma ilkelerini de olumsuz yönde etkilemiştir. 2002 yılında yeniden IMF desteğiyle uygulamaya konulan enflasyonla mücadele ve istikrar programı çerçevesinde, enflasyonunu hızla "tek" haneli rakamlara indirme yolunda kararlılığını gösteren Türkiye, gerek tüketici, gerekse de işletmeler açısından istikrarlı bir "piyasa ortamı" oluşmasına yönelik çalışmalarını sürdürmüştür. Bu çalışmalarda sağlanan ilerleme neticesidir ki, bugün paradan 6 sıfır atma gibi bir operasyon gerçekleşebilecektir. Ancak "düşük enflasyon" olarak adlandırılabilecek piyasa ortamında işletmeler ve tüketiciler doğal olarak bu yeni sürece adaptasyonda zorlanmaktadırlar. Bu sebeple Odamızca, işletmelerin faaliyetlerine yardımcı olabilmek amacı ile "Gerileyen Enflasyon Ortamında işletme Yönetimi" isimli bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Sözkonusu çalışmanın üyelerimize ve ilgililere yararlı olması dileğiyle, araştırmayı gerçekleştiren Odamız Etüt ve Araştırma Şubesi Uzmanı Dr. İlkay Çapraz'a teşekkürlerimi sunarım. Dr. Cengiz ERSUN Genel Sekreter İÇİNDEKİLER YÖNETİCİ ÖZETİ 7 I-YATİRİM 10 1. YATıRıM KARARLARı 10 2. YATıRıM FINANSMANı 10 2.1 ÖZKAYNAK KULLANıMı 12 2.2 BORÇLANMA ÎLE FINANSMAN 14 II- ÜRETİM 15 1. TEDARIK YÖNETIMI 15 2. STOK YÖNETIMI 16 3. ÜRETIM MALIYETLERI 17 3.1. HAMMADDE 18 3.2. E N E R J I / S U 18 3.3. IŞÇILIK / PERSONEL 19 3.3.1. ÜCRET POLITIKALARı 19 4. FIYAT YÖNETIMI VE FIYATLAMA 19 5. ALıM VE SATıM KOŞULLARı 21 6. TICARI BORÇLARıN YÖNETIMI 21 7. TICARI ALACAKLARıN YÖNETIMI 22 8. IŞLETME SERMAYESI YÖNETIMI 23 111-PAZARLAMA 25 1. PAZARLAMA YÖNETIMI 25 2. SATıŞ YÖNETIMI 25 3. REKLAM / TANıTıM VE YÖNETIMI 25 SONUÇ 27 YÖNETİCİ ÖZETİ 1970'li yıllar gerek Türk, gerekse de dünya ekonomisi açısından pek çok teknik ve politik sorunun yaşandığı bir dönem oldu. Bu dönemxde, dünya ham.m.adde fiyatlarındaki artışlar, işsizlik sorunu ve ekonomik durgunluk, yapısal sorunlardaki derinleşmeye bağlı ola­ rak enflasyonu, yani ülkelerin fiyatlar genel seviyesindeki düzenli ve sürekli artışları evrensel bir sorun haline getirdi. Ülkeler kimi za­ man talep enflasyonu, kimi zaman da maliyet enflasyonu sorunla­ rıyla baş etmeye çalışarak, 1980'li yıllara ulaştılar. 1980'li yıllar, ge­ rek gelişmiş gerekse de gelişmekte olan ülkeler için "dışa açık büyü­ me" modeline ağırlık verdikleri bir dönem oldu. Bu noktada Türki­ ye; 1980'li ve 1990'lı yılları gelişerek, sanayi ve ticaret alanında önemli başarılara imza atarak kendi coğrafyasında bölgesel bir güç olmuş, ekonomi ve ticaret diplomasisi yürütme noktasında da ken­ disini konumlandırmasını bilmiştir. Ancak, tüm bu başarılara rağ­ men, GSMH'nın istenen ölçüde büyütülememesi, mali krizler ve kamu açığı ile ciddi boyutlardaki kamu finansman ihtiyacına bağlı borçlanma, Türkiye'yi 20. yüzyılın son 20 yılında da "kronik enflas­ yon" sorunuyla karşı karşıya bırakmıştır. Genel olarak; son 34 yıla damgasını vuran enflasyon sorunu, Türki­ ye'de işletmelerin verimli çalışma ilkelerini de olumsuz yönde etki­ lemiştir. 2002 yılında yeniden IMF destekli uygulamaya konulan enflasyonla mücadele ve istikrar programı çerçevesinde, enflasyo­ nunu hızla "tek" haneh rakamlara indirme yolunda kararlılığını gösteren Türkiye, gerek tüketici, gerekse de işletmeler açısından ye­ ni bir "piyasa ortamının" oluşmasına yönelik çalışmalarını kararlı­ lıkla sürdürmüştür. Ancak doğal olarak "düşük enflasyon" olarak adlandırılabilecek piyasa ortamında işletmeler ve tüketiciler bu ye­ ni sürece adaptasyonda zorlanmaktadır. Düşük enflasyonu kalıcı hale getirebilmek için alınması gereken tedbirler vardır. Öncelikle enflasyonun kendi kendini besleyen sü­ reçten çıkarılması gereklidir. Bunun için ilk etapta kurumlar, şirket­ ler ve bireyler enflasyonist dönemden kalan alışkanlıklarını terk et­ melidir. Ekonominin bütün katılımcılarını enflasyonla mücadele konusunda sürekli bilgilendirerek sürecin bir parçası oldukları bi- linçi verilmelidir. Geçmiş enflasyonun geleceğe ilişkin kararlarda referans olarak aimmasmdan vazgeçilmelidir. Dezenflasyon sürecinin, kendine özgü olumlu ve olumsuz özellikle­ ri vardır. Bu özelliklerin belli başlıları şu şekilde sıralanabilir: • İşsizlik sorununu dikkate almak gerekir. • Faiz oranlarındaki düşüş ile tüketici kredileri ve kredi kartları ile desteklenen bir tüketim patlaması yaşanır. • Tüketim patlamasını bir durgunluk döneminin takip etmesi olası­ lığı vardır. • Bu tüketim patlaması bankaların kredi hacminin artmasına sebep olurken, uygulanan mali disiplin ve reel faizlerdeki düşüş bankacı­ lık sisteminde olması gereken dengeleri bozacaktır. • Şirketler fiyat ayarlamalarını istedikleri gibi yapabilme özgürlüğü­ nü kaybedeceklerdir. • Buna bağlı olarak kar marjları düşecek, etkin ve verimli çalışmayan, maliyetlerini kontrol edemeyen işletmeler piyasadan çekileceklerdir. • Rekabet gücünü artırmak isteyen şirketler kendi uzmanlık alanla­ rında yoğunlaşacaklardır. • Şirketlerin yabancı kaynak finansman olanakları artarken, buna karşılık finansman ve yatırım kararları da bu artışta etkili olacaktır. • Vadeli satışlar ve bunun sonucunda alacak yönetimi ile işletme sermayesi yönetimi önem kazanacaktır. • Tüketim patlaması ile ilgili olarak, tüketici kredisi ve kredi kartı ile finansman sağlayarak tüketime yönelen vatandaşın borç oranı arta­ caktır. • Tüketim artışının arkasından yaşanması olası durgunluk ve mali­ yetlerini kontrol edemediği için piyasadan çekilen şirketler nedeniy­ le, istihdam olanaklarının daralması söz konusu olabilecektir. Düşük enflasyon kalıcı hale getirilip, daha sonra da fiyat istikrarı sağlan­ dığında ise çok daha farklı ve yeni bir ortam karşımıza çıkacaktır. Böyle bir ortamın sahip olması beklenen koşullar ise özetle şu şekildedir: • Şirketlerin kar marjındaki düşüşe bağlı olarak yüksek hacimli üre­ tim ön plana çıkacaktır. • Karlılık verimliliğe bağlı olacağından verimlilik artışı yaşanacak, bu ise iç piyasalarda fiyatlarda düşüş, dış piyasalarda da rekabet gü­ cü sağlayacaktır. • Piyasayı takip ve müşteri ihtiyaçlarının belirlenmesi önem kazana­ caktır. • Verimliliği artırmak, yüksek hacimde üretim yapmak ve piyasayı takip edebilmek için şirketlerin sabit yatırımları artacaktır. • Fiyatlarını istedikleri gibi artıramayan şirketler, yeni bir fiyatlama stratejisine (hedef fiyatlamaya) geçmek zorunda kalacaklardır. • Fiyatlama stratejisini değiştirmek istemeyenler ise ya ürettikleri mallara ek özellikler katarak benzerlerden farklı ürünler haline geti­ recek ya da temel malın yan özelliklerinden kısıntı yaparak maliyet­ lerini düşüreceklerdir. • Fiyat istikrarı ortamında artan yatırımlar sonucunda istihdam ola­ nakları artacaktır. • İşgücü talebi daha çok eğitimli işgücüne yönelecektir. • Mevcut mal ve piyasalarda rekabetin sertleşmesi sonucunda yeni mal ve pazar oluşturmanın, girişimciliğin değeri artacaktır. • Geleceğin öngörülebilmesi, bankacılık sisteminde yaşanması bek­ lenen gelişmeler ile bir araya geldiğinde vatandaşın uzun vadeli kre­ di kullanma olanakları ortaya çıkmaktadır. • Şirketler kesiminde yaşanan verimlilik artışı, yatırımlardaki artış ve benzer gehşmeler refah artışına sebep olacaktır. • İstikrarlı ortamın sağlanması sonucunda doğrudan yabancı yatı­ rımların gelme olasıhğı kuvvetlenecektir. Bu çalışma, Türk ekonomisinin 21. YüzyıFda hak ettiği noktalara ulaşması için vazgeçilmez olan "düşük enflasyon" ortamında işlet­ melerin ne yapması gerektiği, geçmişteki alışkanlıkların neden ve ne şekilde terk edilmesi zorunda olunduğu konusunda da yol gösterici olmayı hedeflemektedir. I- YATIRIM 1. YATIRIM KARARLARI Enflasyonist Ortam Yatırım kararlarında belirsizlik ve riskler daha dikkatli davranılmasını gerektirmektedir. Yapılan fizibilite çalışmalarında sapmalar or­ taya çıkacak, kısa dönemdeki dalgalanmalar nedeni ile gerçek mali­ yet ve karın belirlenmesinde yaşanılacak güçlükler firmaların zaman zaman nihai bilançolarında zararına satış yapılmasını getirebilecek­ tir. Firmalar devamlı artan girdi maliyetleri, ilave kaynak ihtiyacı ve buna ek olarak da ilave yatırımlara ihtiyaç duyacağı için, finansman ihtiyacı ortaya çıkacaktır. Piyasalardaki değişkenlik sebebi ile orta ve uzun dönemde mal ve hizmet fiyatlamalarmda zorluklar ile karşıla­ şılacak ve borçlanma maliyetlerinin yüksekliği firmaların karşısın­ daki diğer bir sorun olarak görülecektir. Düşük Enflasyon Ortamı Orta vadeli düşünme ve hareket etme yeteneğinde genişleme ola­ caktır. Daha sağlıklı fizibilite çalışmaları yapılması firmaların yatı­ rım kararlarını kolaylaştıracaktır. Kısa dönemde sınırlı dalgalanma­ lar gerçekleşecek, mal ve hizmet fiyatlamalarmda istikrar oluşacak, borçlanma maliyetleri daha düşük olacak ve öz kaynak kullanımı için uygun bir dönem olacaktır. Düşük enflasyon ortamının uygulanmasında seçilecek olan maliye politikası da ayrıca önem arz etmektedir. 2. YATIRIM FİNANSMANI Enflasyonist Ortam Gelişmiş bir ekonomide yatırım kararı verilirken, reel bir enflasyonist ortam sözkonusu ise genellikle arzın üstünde talep vardır veya talep artışı söz konusudur. Bu nedenle mevcut üretim kapasitelerini azami ölçüde kullanmak ve genişletmek ihtiyacı ön planda gelir. Ancak geliş­ mekte olan bir ekonomide enflasyon ve durgunluk aynı anda olabilir. Enflasyonist ortamın ve talep artışının devam edeceği bekleniyorsa üretim ve ihracat artışı sağlayacak yatırımlara gidilmesi tercih edile­ cektir. Enflasyonist ortamda faizlerin fiyatlara yansıtılarak ödenmesi kolay olacağından yatırım yaparken şirketin mali imkanlarının zorlanma­ sından ve yabancı kaynak kullanılmasından daha az çekinilecektir. Yatırım kararlarında üstlenilen en önemli risk talep artışı beklenti­ si, enflasyonun devamı ve boyutları konusunda yapılan tahminler­ de yanılma ihtimalidir. Enflasyonun içerdiği belirsizlik riski uzun vadeli üretime dönük yatırımlara gidilmesi üzerinde caydırıcı etki yapar. Bu bağlamda para piyasalarında oluşması söz konusu olan rantlar yatırımları olumsuz etkiler. Esas faaliyet sahasında talep artışının süresi ve maliyetlerin fiyatlara yansıtılabilmesi konusunda endişe varsa ileriye dönük talep artışı ve piyasa riskini üstlenmek yerine kaynak birikimini paraya çevrilme­ si kolay, yüksek spekülatif kazanç vadeden sahalara plase etmek ca­ zip bir alternatif olabilir. Ayrıca ortaya çıkabilecek başka veya daha avantajlı yatırım imkan­ larının hemen değerlendirilebilmesi için mah sektörü genişletici da­ ha likit yatırım şekilleri, örneğin likit fon, repo vb. plasman imkan­ ları da değerlendirilecektir. Şayet; bir maliyet enflasyonu sözkonusu ise; firmalar üretim ve sa­ tış maliyetlerindeki artışları fiyatlara yedirmekte zorlanacaklardır. Ülkemizde 2001 Krizi sonrası iç talepteki devam eden daralmanın ve durgunluğun enflasyonla mücadeleyi kolaylaştıran ve maliyet enflasyonunun baskısını biriktiren bir etkisi olduğu da göz ardı edilmemelidir. Nitekim bunun bilincinde olan karar vericilerin yaptığı gibi, maliyet baskısını azaltmak için döviz kuru, faiz ve ener­ ji fiyatları aşağıya çekilmeye çalışılmalıdır. Düşük Enflasyon Ortamı Gelişmiş bir ekonomide düşük enflasyon azalan talebin bir sonucu ise; talebin geliştirilmesi ve talep yaratılması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekir. Bu nedenle, kapasite artırımı dışında sadece talebi arttırabilmek için; "^Müşteri tercihlerine uyum, "^Ürün geliştirme, "^Yeni ürün-teknolojik yenilik amacıyla daha fazla yatırım yapılacaktır. Karın arttırılabilmesi için artık yalnız miktar olarak satışların yük­ seltilmesi yeterli olmadığından verimliliğin yükseltilmesine daha fazla ihtiyaç duyulacaktır. Verim arttırıcı, birim maliyetini düşürücü yatırımlara gidilmesi dü­ şük enflasyon ortamında daha fazla önem kazanır. Düşük enflasyon ortamında fiyat rekabetinin baskısı daha fazla his­ sedileceğinden işletmelerde maliyet ve verimlilik hesaplarının çok daha dikkatli yapılması gerekecektir. Düşük enflasyon ortamında ileriye dönük daha tutarlı hesaplar ya­ pılabildiği, başka bir ifadeyle firmalar önlerini daha iyi görebildiği halde; Verimh üretim, "^Tüketici tercihlerine uyum, "^Talep uyarma, "^Rekabet edebilirlik gibi hususlarda başarılı olma ihtiyacı, riski yüksek enflasyonlu or­ tamlara göre daha yüksektir. Belirsizliklerin ortadan kaldırılması ya da azaltılması sebebi ile ya­ bancı sermayenin de çekilmesi söz konusu olabilir. 2.1. ÖZKAYNAK KULLANIMI Enflasyonist Ortam Enflasyonist dönemlerde borçla finansman uygun bir politika ol­ makla birlikte, fiyat istikrarının sağlandığı bir ortamda özsermaye ile finansmanın ön plana çıkması beklenecektir. Şirketlerin yeni ya­ tırımlara girişmeleri durumunda, hisse senedi ihracına olan taleple­ rinin artması beklenecektir. Bu konuda yapılan bazı araştırmalar ülkem.izde işletm.elerin m.ali yapıları bozulduğu zaman hisse senedi ihracına gittiklerini, bir başka deyişle buna çok fazla meyilli olma­ dıklarını göstermektedir. Bu anlayışın da bu ihtiyaçla birlikte değiş­ mesi beklenebilecektir. Finansal dışlama (crowding out) nedeniyle firmalar özkaynak kul­ lanımına mecbur kalmaktadırlar. Yatırımlar özkaynak kullanımı ile karşılanırken işletme sermayesi kısa vadeli kaynaklar ile finanse edi­ lecektir. Böyle bir ekonomik ortamda uzun vadeli borç kullanmak nerede ise imkansızdır. Firmalar oluşan kaynak birikimini borç yükünün azaltılması ve/ve­ ya yeni yatırımların finansmanı için kullanabilirler. Bu şekilde işlet­ me dışı kaynağın faiz yükü azaltılacak veya yatırımlarda faiz yükü düşürülebilecektir. (Yabancı kaynağın özkaynak ile ikame edilmesi) Ancak enflasyonist ortamda özkaynak kullanımında cazip başka plasman imkanları bulunabilir. Enflasyonist ortamın değişkenliği ve ileriye dönük tahmin yapabilme zorluğu dikkate alınarak daha kısa vadeli ve spekülatif kazanç vaat eden yatırım seçenekleri cazip hale gelebilirler. Bunların başlıcaları; •Gayrimenkul yatırımları, •Döviz yatırımları, •Hazine Bonosu gibi nispeten kısa vadeli, yüksek getirili para piya­ sası araçları şeklinde sıralanabilir. Gayrimenkul ve para piyasası yatırımları enflasyonist ortamda yük­ sek spekülatif kazanç vaat ederken enflasyon devam ettiği sürece içerdikleri riskin düşük olduğu kabul edilebilir. Enflasyonist ortamda bu plasmanların paraya çevrilebilirliği, yani likiditesi yüksektir ve değişen şartlara veya ortaya çıkabilecek yeni fırsatlara çabuk uyum imkanı sağlar. Gayrimenkul alımı ve parasal plasmanlar kredi alımında bankalar tarafından teminat olarak kabul edildiği için aynı ölçüde kredi kul­ lanma imkanı sağlarlar. Düşük Enflasyon Ortamı Kamu açıklarının düşmesi sonucunda, enflasyon düşebilir ve finansal dışlama etkisi ortadan kalkabilir. Ancak enflasyon artış hızındaki azalma vergi gelirlerini de olumsuz etkileyecektir. Bu aşamada özel­ likle lüks tüketim ve spekülatif yatırım araçları getirilerine yönelik bir vergi politikası uygulanmasına ihtiyaç duyulabilir. Finansal dışla­ ma etkisi ortadan kalkarsa firmalar için uzun vadeli finansman im­ kanı doğacaktır. Bankalar plasmanlarını reel sektöre yönlendirecek­ leri için kredi kullanımı kolaylaşacak böylece firmanın dışarıdan kaynak bulması daha kolay olacaktır. Bu bağlamda kredi faizlerinin maliyetini etkileyen vergilerin terk edilmesi gerekir. Önemli olan kı­ sa vadeli plasmanları kısa vadeli kaynaklar ile, uzun vadeli plasman­ ları ise uzun vadeli kaynaklar ile finanse edebilmektedir. 2.2. BORÇLANMA ÎLE FİNANSMAN Enflasyonist Ortam Enflasyon ortamının yarattığı belirsizlik ve riskler nedeni ile finans­ man maliyetleri yüksek olmaktadır. Kredi kullanacak işletmelerin bi­ lançolarında enflasyonun etkisi görülecektir. Yurt dışı borçlanmalar­ da sınırlar ve döviz cinsi borçlanmalarda yüksek kur riski oluşacaktır. Düşük Enflasyon Ortamı Daha düşük reel ve nominal borçlanma maliyetleri sözkonusudur. Kredi kullanacak işletmelerin bilançoları enflasyon etkisinden kur­ tulacaktır. İşletmelerin kredibilitelerinde artış olacak ve yurtdışı borçlanmalarda olanaklar genişleyecektir, döviz cinsi borçlanma­ larda kur riski azalacaktır. II- ÜRETİM 1. TEDARİK YÖNETİMİ Enflasyonist Ortam Fiyat istikrarının olmadığı ve döviz kurlarının sürekli arttığı bir or­ tamda stokta hammadde ve yarı mamul bulundurmak imalat yapan firmalarca bir avantaj gibi görülmektedir. Firma politikası burada önemlidir, firma enflasyon ortamını bir firsat olarak görür ve kapasite artırımına gitme kararı verebihr. Bu du­ rumda stok devir hızım koruyarak daha büyük stoklarla çalışabilir. Firma enflasyonist ortamda pazardaki konumuna göre ve finansal kapasitesine göre bu kararı vermelidir. Tedarik edilecek olan girdi kalemi üretimde çok yoğun olarak kul­ lanılıyor ise tüketimi de yoğun olarak gerçekleşecek demektir. Bu durumda tedarik süresi ve eğer sorun yaratabilecek bir depolama süresi de varsa depolama süresi ile maliyeti dikkate alınarak sipariş miktar ve süreleri, sıklıkları planlanacaktır. Şayet sözkonusu kalem stokta reel olarak değer kaybediyor ise bu du­ rumda daha az miktarlarda sipariş verilecek ve stoğa konulacaktır. Bu kararların verilmesinde önemli bir diğer unsur da hammadde kay­ naklarının bolluğu ve/veya hammaddenin kolay bulunabilirliğidir. Düşük Enflasyon Ortamı Tedarik yönetimi açısından önemh olan sözkonusu kalemin tedarik süresi ve bu sürenin değişken olup olmadığıdır. Firma çok fazla stok tutmak istemeyeceği için tedarik sürelerinde değişkenlik olmamasına bağlı olarak eğer tedarik süresi çok uzun değil ise firma üretime çok yakın zamanlarda malzeme tedariğine gidebilir. Bu tedarik şeklinde zamana bağlı olarak üretimde kullanı­ lacak olan malzeme JIT (Just In Time - Tam zamanında üretim) üretim sisteminde olduğu gibi direk olarak üretim sürecine de gire­ bilir. Ya da depoda en kısa sürede kalacak şekilde planlanarak temin edilir böylece depolama maliyetlerinden tasarruf sağlanabilir. 2. STOK YÖNETİMİ Enflasyonist Ortam Stok yönetiminin amacı üretim ve pazarlama için gerekli hammad­ de, yarı mamul ve mamullerin istenilen zamanda hazır olmasını sağlayacak optimal stok ve sipariş miktarlarının belirlenmesidir. Stokların likiditesi en düşük dönen varlıklar olduğu ve stok taşıma­ nın finansman maliyetinin yanı sıra depolama, stok kayıtları tutma ve sigorta gibi maliyetleri olduğu unutulmamalıdır. Dolayısı ile, stok yönetiminde stok tutmanın maliyeti ile sağlayacağı faydalar karşılaştırılarak stok planlaması ve kontrolü yapılır. Bir üretim şirketi elinde iki tür stok bulundurabilir. Bunlar; • Üretimde girdi olarak kullanılacak olan malzeme stokları, • Yarı mamul stoklar ve üretimden çıkmış olan mamul stoklarıdır. Belirsizlik ortamı aşırı seviyelere gelmiş ise, enflasyonist bir ortamda girdi maliyetlerinin de sürekli olarak artacağı göz önüne ahndığında firma olabildiğince fazla malzeme stoğu tutmak isteyecektir. Çünkü üretim faaliyetine devam etmekte olan firma sürekli olarak malzeme girdisine ihtiyaç duyacak ve malzeme stoğunu eritecektir. Yani belir­ sizliğin olduğu enflasyonist ortamda, malzeme stoğu tutmak firma­ lara avantaj gibi görülecektir. Ancak unutulmaması gereken firma­ nın optimal stok seviyesini koruyabilmesidir. Belirsizliğin fazla oldu­ ğu ortamlarda firma emniyet stoğunu fazla tutmak isteyebilir. Öte yandan firma, üreterek stoğa koyduğu yarı mamul ve mamul stokla­ rını da kısa sürede satarak likit değere çevirmek isteyecektir. Oluşa­ cak olan likit değer firma tarafından çeşith şekillerde kullanılabilir. Enflasyonist ortamda kar, verimlilik artışı olmasa da fiyat arttırıl­ ması sureti ile sağlanabilir. Bu nedenle bugünün üretim maliyetle­ rinin yarının üretim maliyetlerinden daha düşük kalacağı beklenti­ si ile mamul stoklarının yoiksek tutulması mantıklı görülebilirse de bunun da firmaya yüklediği ek maliyetler gözden kaçırılmamalıdır. Özetle firmanın yapması gereken optimal stok seviyesini koruyabil­ mek ve emniyet stoğu tutmak yolu ile olası risklerden kaçınmaktır. Düşük Enflasyon Ortamı Enflasyonun olmadığı bir ortamda ise, firma elinde fazla malzeme stoğu bulundurmak istemeyecektir. Fiyatların hızlı değişmediği bir ortamxda şayet sözkonusu m.alzem.enin tedarik süresi çok uzun değil ise firma üretime çok yakın zamanlarda malzeme tedariğine gidebi­ lir. Bu tedarik şeklinde zamana bağlı olarak üretimde kullanılacak olan malzeme JIT (Just In Time - Tam Zamanında Üretim) üretim sisteminde olduğu gibi direk olarak üretim sürecine de girebilir. Ya da depoda en kısa sürede kalacak şekilde planlanarak temin edilir böylece depolama maliyetlerinden tasarruf sağlanabilir. Çünkü düşük enflasyonda verimlihğin arttırılması büyük önem ta­ şımaktadır. Kar ağırlıklı olarak, verimlilik artışı sağlanarak elde edi­ lecektir. Stoklarda verimlilik açısından optimal seviyenin üstü eriti­ lerek optimizasyona çalışılır. Burada üretim en az düzeyde stok ile çalışılabilecek şekilde organi­ ze edilmeye gayret edilir. 3. ÜRETİM MALİYETLERİ Enflasyonist Ortam Üretimde kullanılacak girdi kalemleri göz önüne alındığında bunla­ rın genel pazar koşullarından yani fiyatlardaki değişimlerden etkile­ necek olması kaçınılmazdır. Bu sebeple zaman içinde ürünlerin top­ lam maliyetleri çok farklı olabilmektedir. Ancak bu değişimler izlene­ cek olan fiyatlandırma politikası yardımı ile de karşılanabilmektedir. Düşük Enflasyon Ortamı Genel anlamdaki fiyat istikrarı firmayı girdi maliyetleri açısından da rahatlatacaktır. Bu sebeple de toplam üretim maliyetleri zaman içinde çok farklılık göstermeyecektir. Burada üretim kapasitesinin düzgün ve kapasite kullanım oranının yüksek tutulması önemhdir. Makine ve işgücü kullanımı da malze­ menin verimli kullanımı kadar önemlidir. Düşük enflasyon ortamında talep artışının izlenebilir ve analiz edile­ bilir hale gelmesi karar almada daha rasyonel davranmayı sağlar. 3.1.HAMMADDE Enflasyonist Ortam Hammadde yurt içinden yani iç pazardan ya da yurt dışmdan yani dış pazardan tedarik yoluna gidilebilir. Şayet iç pazardan bir tedarik sözkonusu ise pazar fiyatlarının değiş­ kenliği hammadde girdi maliyetlerini de sürekli artan bir yönde et­ kileyecektir. Bu sebeple firma maliyetleri artacaktır. Şayet hammadde tedariği dış pazarlardan yapılıyorsa firma bu se­ ferde sürekli değişim gösteren döviz kurlarından etkilenecek ve ma­ liyetleri yine değişim gösterecektir. Bu sebeple hammadde stoğu tutmak firmaya avantaj sağlayacaktır. Ancak tutulacak olan stoğun cinsine dikkat edilmelidir. Stokta kal­ ma sırasında ekonomik ömrünü tüketecek olan hammaddeler söz­ konusu ise stokta kalma süresi mutlaka dikkatte alınmalıdır. Düşük Enflasyon Ortamı Hammadde iç pazardan ya da dış pazardan temin ediliyor olsa bile, fiyatları pazarın genel yapısı sebebi ile çok farklılık göstermeyecektir. Firma çok fazla stoğa hammadde koymaksızın farklı zamanlar için­ de aynı ya da yakın fiyatlar ile alım yapabilecektir. Bu açıdan kendi­ sine uygun stok politikaları oluşturabilecektir. 3.2.ENERJİ/SU Enflasyonist Ortam Gerek enerji ve gerekse su fiyatlarının sık sık değişmesi sebebi ile ürünün toplam maliyeti artacaktır. Düşük Enflasyon Ortamı Diğer girdi maliyetleri gibi enerji ve su maliyetlerinde de fiyat istik­ rarı olması sebebi ile ürünün toplam maliyetleri sık sık değişim gös­ termeyecektir. 3.3.İŞÇİLİK/PERSONEL Enflasyonist Ortam işçilik ve personel ücretlerinin değişmesi sebebi ile ürünün toplam maliyeti artacaktır. Bu bağlamda işçilik ve personel ücretlerindeki artışa bağlı olarak bu tür gelirler üzerinden alınan kamusal payların önemli bir bölümü işletme üzerinde kalacak, net ücret üzerine pa­ zarlıklar artacaktır. Düşük Enflasyon Ortamı işçilik ve personel ücretlerinin sık sık artış göstermemesi sebebi ürünün toplam maliyeti sık sık değişim göstermeyecektir. 3.3.1.ÜCRET POLİTİKALARI Enflasyonist Ortam Pazardaki her türlü ürünün fiyatlarındaki değişkenlik sebebi ile tü­ keticilerin satın alma gücü düşmektedir. Bu sebeple işçilik ve perso­ nel ücretleri dönemsel olarak düzenlenme yoluna gidilecektir. Yapı­ lacak olan ücret düzenlemesi enflasyon sebebi ile olduğu için dü­ zenleme oranında da enflasyon oranı dikkate alınacak ancak firma­ nın bütçesi dahilinde bir değişim oranı uygulanabilecektir. Enflas­ yonist ortamda ücretlerin reel olarak erimesi veya en azından bu beklenti genelde sosyal sorunlara neden olabilecektir. Düşük Enflasyon Ortamı Pazardaki fiyat istikrarı ve satın alma gücündeki istikrar sebebi ile ücretlerin sıklıkla gözden geçirilmesi sorunu ortadan kalkacak üc­ retlerdeki artış sosyal sınıflar tarafından daha kolaylıkla kabul edile­ bilecektir. 4. FİYAT YÖNETİMİ VE FİYATLAMA Enflasyonist Ortam Talep enflasyonu sözkonusu ise ve enflasyonun süresi ile ilgili bir tahmin yapıldığında uzun süreli bir enflasyon ile karşı karşıya olu- nacağı düşünülüyor ise, bu durumda şirket üretim miktarında her­ hangi bir değişiklik yapmaksızın fiyatları arttırma yoluna giderek kazanç elde etmeye çalışabilir. Satış ve hizmet bedelleri üzerinden alman dolaylı vergiler enflasyonist ortamın yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Pazardaki her türlü fiyatın değişken olması sebebi ile firmaların gir­ di maliyetleri de değişken olmakta ve bu sebeple firmalar değişken bir fiyat politikası izleme yoluna gitmektedirler. Fiyat istikrarından bahsetmek sözkonusu olamamaktadır. Bu sebeple firmalar maliyet­ lerini karşılayacak ve kar marjlarını koruyacak olan bir fiyatlandır­ ma politikası izlemektedirler ki bu da genellilde girdi maliyetlerin­ deki değişimleri fiyatlara doğrudan yansıtmak şeklinde gerçekleş­ mektedir. Böyle bir ortamda fiyat bilincinin kurulması ve oturtul­ ması mümkün olamamaktadır. Düşük Enflasyon Ortamı Düşük enflasyon ortamında belirtilen şartların hepsi değişecektir. Genel fiyat seviyesinde sürekli artış olmaması nedeniyle yaşanan fi­ yat artışları dikkat çekecek, bunun sonucunda da tüketicilerin fiya­ ta olan duyarlılıkları artacaktır. Ürün fiyatı eskisinden daha önemh hale gelecek fakat kalite, servis, dizayn gibi fiyat dışı ürün özelliklerinin tüketici için önemi azalmayacaktır. İşletme yöneticilerinin böyle bir ortamda yapması gereken fiyatları piyasanın belirlenmesine izin vermek ve belirlenen fiyata göre mali­ yetlerini kontrol altına almaktır. Fiyatlardaki düşüş; düşük hacimli ve yüksek maliyetli üretim yapan büyük işletmeler ile etkin olmayan küçük işletmelerin varlığına son verecektir. Fiyat istikrarının sağlandığı bir ortamda müşteriler için kalite, servis, dizayn gibi özelliklerin önemi azalmayacak ancak fiyat değişimlerine olan duyarlılık bunların çok ötesine geçecektir. Kaliteli üretim rekabette önem kazanacaktır. 5. ALIM VE SATIM KOŞULLARI Enflasyonist Ortam Firma satın alımlarını gerçekleştirirken daha uzun vade ve valör ile alım yapmaya çalışacaktır. Firmanın uzun dönemle borçlanması firmaya avantaj sağlayacaktır. Öte yandan satım koşullarında ise firmanın tercihi kısa vadeli satış­ lar yönünde olacaktır. Firma alacağını ne kadar kısa sürede nakde çevirecek olur ise kendisine o ölçüde kaynak yaratmış olacaktır. Düşük Enflasyon Ortamı Fiyat istikrarının olması sebebi ile firma gerek alım yaparken gerek­ se satım yaparken çok uzun vadeler tercih etmeyecektir. Burada önemli olan fiyat avantajı yaratmak ve yakalamaktır. Çünkü benzer mallar arasında zaten bir pazar fiyatı oluşmuştur. Yaratılacak olan fiyat avantajı müşteriyi çekmek açısından önemlidir. 6. TİCARİ BORÇLARIN YÖNETİMİ Enflasyonist Ortam Ticari borçlar firmanın faaliyetlerinden doğmaktadır ve firmaya her­ hangi bir ek borçlanma maliyeti yüklememektedir. Enflasyonist ortam­ da ticari borçların vadesi uzatılmaya çahşılacaktır. Çünkü vade uzadık­ ça firma nakit akışları olumlu etkilenecektir. Ancak enflasyonist ortam­ da vadeleri uzatmak güçleşir. Çünkü insanlar pazardaki değişkenlik ve belirsizlik sebebi ile paranın çabuk dönüşümünü istemektedir. Paranın hızlı dönüşümü nakit akışlarında firmaya avantaj sağlayacaktır. Ayrıca enflasyonist ortamda peşin Iskontoları da firma için önemli olabilir. Firma elindeki nakdi kullanarak avantajlı fiyatlar yakalaya­ bilecektir. Düşük Enflasyon Ortamı Firma kısa vadeli plasmanlar yaparak kısa vadeli borçlarını, uzun vadeli plasmanlar yaparak ise uzun vadeli borçlarını karşılama yo­ lunu tercih edecektir. Ancak şu da açıktır ki; düşük enflasyonun ol- duğu ortamda, firmalar daha kolay bir şekilde uzun vadeli borçlan­ ma yoluna gidebilirler. Paranm zaman değeri önemini yitirdiği için vadeler uzayacaktır. Peşin alım avantajı önemini yitirecektir. 7. TİCARİ ALACAKLARIN YÖNETİMİ Enflasyonist Ortam Alacak, kredili satışların sonucu oluşur. Firmanın satış politikaları­ nın yanı sıra, içinde bulunduğu sektör, mevsimsel değişimler, pazar payı, yönetim etkinliği, ekonomik konjonktür alacak düzeyini etki­ leyen başlıca faktörlerdir. Satış politikaları sonucu ulaşılacak karlılı­ ğın alacaklara yatırılan kaynakların maliyetinden yüksek olması is­ tenir. Diğer bir deyişle, yapılan satışın vadesi uzadıkça, karlılığın yükselen finansman maliyetini karşılayacak şekilde artması gerekir. Alacak yönetiminin üç bacağı kredi politikası, tahsilat politikası ve kredi değerlemedir. Kredi politikası oluşturulurken kredi standart­ ları, kredi süresi, nakit Iskontosu ve alacakların ödenmeme riski gi­ bi parametrelerin belirlenmesi gerekir. Tahsilat politikası firmanın alacaklarını tahsil etme amacıyla yaptığı tahsildar istihdamı, iletişim masrafları, kanuni takibat gibi faaliyetleri kapsar. Gerekli bilgi top­ lanıp, inceleme yapılır; kredi açılıp açılmamasına ve açılacaksa kre­ di tavanının ne olacağına karar verilir. Tüm bu işlemlerin birer ma­ liyet unsuru olduğu, dolayısı ile fayda maliyet dengesinin sürekli gözönünde bulundurulması gerektiği unutulmamalıdır. Enflasyonist ortamda fiyat istikrarının olmaması sebebi ile firmalar nakit veya kısa vadeli satışlar yapmaya çalışacaklardır. Çünkü para­ nın zaman değeri bulunmaktadır. Alacakların kısa vadeli olması ve zamanında tahsilatı, firmanın likit an­ lamdaki hareketlerini kolaylaştıracağı için firmaya avantaj sağlayacaktır. Belirsizlik durumunda alacakların yönetimi zorlaşacaktır. Alacakla­ rın kalitesi artırabilmek için yakın takip gerekecektir. Firmalar paranın zaman değerini de göz önünde tutarak peşin satış için çaba göstereceklerdir. Düşük Enflasyon Ortamı Paranın zaman değerinin düşük olması sebebi ile alacakların vade­ leri uzayacaktır. Önemli olan alacakların kalitesinin yani geri dön­ me yüzdesinin arttırılmasıdır. Makro dengelerdeki sürekliliğe bağlı olarak faizlerdeki değişim yakından izlenmelidir. Orta ve uzun dö­ nemde enflasyonun geleceği ile ilgili belirsizlik ve riskin fazla olma­ sı sebebi ile borçluyla ilgili risk analizi daha önem kazanacaktır. 8. İŞLETME SERMAYESİ YÖNETİMİ Enflasyonist Ortam Enflasyon nedeni ile oluşan fiyat ve maliyet dalgalanmaları ile piya­ salardaki dalgalanmalar sonucu işletmeler daha geniş işletme ser­ mayesine ihtiyaç duymakta, işletme sermayesi ihtiyacı dalgalanma­ lar nedeni ile sürekli değişmekte ve öngörülememekte, ilave işletme sermayesi ihtiyacı genellikle kısa vadeli borçlanma yolu ile sağlandı­ ğından ilave finansman maliyetleri oluşmaktadır. Genelde, dönen varlıkların ticari borçlar, banka kredileri ve borç se­ netleri gibi kısa vadeli kaynaklarla finanse edilmesi gerektiği düşü­ nülür. Ancak, iş yaşamındaki belirsizlikler, alacak tahsil süreleri ile borç ödeme süreleri arasındaki farklılıklar ve minimum stok bulun­ durma zorunlulukları gibi nedenlerle, dönen varlıkların tamamen kısa vadeh kaynaklarla finanse edilmesi her zaman mümkün olma­ yacağı gibi çoğunlukla doğru bir finansman kararı da olmayacaktır. Dönen varlıkların önemli bir kısmının kısa vadeli yabancı kaynak­ larla finanse edilmesi, firma karlılığını artırıcı bir politika olmakla birlikte, aynı zamanda firmanın riskini de artırır. Genelde, kısa va­ deli faiz oranları uzun vadeh faiz oranlarından düşük olduğu için, yöneticiler, karlılığı artırmak amacıyla kısa vadeli yabancı kaynakla­ ra yönelme eğiliminde olabilirler. Ancak kısa vadeli yabancı kaynak kullanımı arttıkça, firma likidite sıkıntısına düşebilir; bazı durum­ larda borçlarını vadesinde ödeyemeyebihr. İşletmeler enflasyonist ortamda hem özkaynaklarmm enflasyon kar­ şısında erimesini sınırlandırmak, hem yüksek getirili yatırım araçla- rmdan yararlanmak için gereğinden çok ve işletmenin faaliyet alanla­ rı dışında nakit ayırmakta ve finansal araçlarda değerlendirmektedir. İşletmenin finansman yönetiminden kaynaklanan bazı hatalar, enf­ lasyonist ortamda kamufle olabilir. Firmalar arasında makyajlamaya ait eğilimler izlenebilmektedir. Orta ve uzun vadeli kredi bulunamadığı için işletme sermayesini kuvvetlendirici kısa vadeli krediler bulunabilmekte ancak plasman hataları sebebi ile firmalar zor duruma düşebilmektedir. Düşük Enflasyon Ortamı Fiyat ve maliyet dalgalanmaları ile piyasa dalgalanmaları azaldığın­ dan işletme sermayesi ihtiyacı öngörülür olmakta, daha sınırlı işlet­ me sermeyesi kullanılmakta, ilave işletme sermayesi ihtiyacı azaldı­ ğından finansman maliyetleri de gerilemektedir. Ayrıca bankalar kaynaklarını reel sektöre yönlendirecekleri için uzun vadeli kredi bulma ve borçlanma da kolaylaşacaktır. İşletmelerin nakit ihtiyacı azalmaktadır. İşletmeler nakit değerlerini daha çok faaliyet alanları için kullanmaktadır. Faaliyet dışı nakit kullanımı ve finansal araçlara yatırımlar azalmaktadır. Daha uzun vadeli öngörüler yapılabildiğinden nakit kullanımı azaltılarak işlet­ melerin faaliyet gelirleri artabilmektedir. Bilanço kalemleri ile oynama şansı düşük olduğu için kötü yönetilen firmalar daha kolaylıkla ortaya çıkar dolayısıyla bilanço aktif/pasif kalitesini artırmaya yönelik çabalar önem kazanmak­ tadır. Firmanın varlıklarını ve kaynaklarını kaliteli hale getirme çabaları artmaktadır. Şirketler önlerini daha iyi gördükleri için yatırım eğilimi artmak­ tadır. Firmalar sermaye yetersizhği sıkıntısı yaşama riski azalmakta ve orta ve uzun vadeli yatırım kredisi kullanımı artmaktadır. Ill- PAZARLAMA 1. PAZARLAMA YÖNETİMİ Enflasyonist Ortam Fiyat istikrarının olmaması alıcıların/tüketicilerin fiyat bilincini zayıflatmaktadır. Bu sebeple alım kararlarında, sübjektif tercih ve beğeniler daha fazla etkili olabilmektedir. 2. SATIŞ YÖNETİMİ Enflasyonist Ortam Satış politikaları beUrlenirken, bu politikalar sonucu ulaşılacak kar­ lılığın alacaklara yatırılan kaynakların maliyetinden yüksek olması istenir. Diğer bir deyişle, yapılan satışın vadesi uzadıkça, karlıhğm yükselen finansman maliyetini karşılayacak şekilde artması gerekir. Enflasyonist ortamda kredi maliyetinin yüksekliği "spot" piyasayı oluşturmuştur. 3. REKLAM / TANITIM YÖNETİMİ Enflasyonist Ortam Sübjektif tercihlerin ön plana çıkıyor olması sebebi ile tüketicileri/alıcıları etkilemek üzere reklamlar tercih edilecektir. Önemli olan tüketimi kamçılamaktır. Bu sebeple de reklam har­ camalarına daha fazla bütçe ayrılmakta ve bilgi vermeye yönelik değilde tüketimi kamçılamaya yönelik çarpıcı reklamlar tercih edilir. Promosyonlar tüketiciyi/alıcıyı çekmek ve etkilemek için kullanılan bir diğer araçtır. Bu sebeple firmalar enflasyonist ortamlarda promosyonları kullanarak avantaj yakalamaya çalışırlar. Promos­ yonlara harcanan bütçe satışlarla ile yerine konulmaya çalışılacaktır. Düşük Enflasyon Ortamı Tüketicilerin fiyat bilincinin olması sebebi ile firmalar ürünlerini olabildiğince iyi tanıtmalı tüketicileri maksimum şekilde bilgilen­ dirmelidir. Bu sebeple yapılacak olan reklamlar bilgilendirici ve açıklayıcı olmalıdır SONUÇ Enflasyonun 2004 yılının Mart ayında 34 yıl aradan sonra tek haneli rakamlara inmıesi çok önemJi bir başarı olm^akla beraber, alınm.ası gereken yol, halen alman yoldan daha fazladır. Enflasyonla mücadele bir süreçtir ve devam etmelidir. Zaman içinde enflasyon oranlarının tekrar artışlar göstermesi beklenmelidir. Belirli bir tren­ de sahip olmadıkları sürece, bu artışlar düşüş eğiliminin kırıldığı ya da mücadelenin sona erdiği anlamına gelmeyecektir. Enflasyonla mücadelede seçilecek olan para ve maliye politikaları girişimciler açısından ayrı bir önem arzetmekte olup, bu konudaki kamusal kararlar etkileyicidir. Enflasyonun düşürülmesi, girilen yolda sadece bir adımdır. Temel hedef fiyat hareketlerinin belirli bir istikrara kavuşturulması ol­ malıdır. Düşük enflasyon oranlarını yaşamayalı 30 yıl geçmiş ol­ masına karşılık Cumhuriyet döneminde sağlıklı bir fiyat istikrarı hemen hemen hiç sağlanamamıştır. Fiyat istikrarının sağ­ lanamamasının gerek ekonomik hayatta gerek sosyal hayatta önem­ li maliyetleri vardır. Gerek düşük enflasyon ortamı gerek fiyat istikrarı bizim alışık ol­ madığımız ortamlardır. Bu gibi ortamlarda nasıl davranılacağı, neye dayanarak karar alınacağı, ortamın nasıl olacağı gibi sorunlar kar­ şımıza çıkmaktadır. Bu soruların cevaplarının verilebilmesi kadar buraya nasıl geldiğimiz bilmek, buradan geri dönüş riskini ve bu risklerle başa çıkabilecek araçları tespit etmek de önem taşımaktadır. Özetle enflasyonun düşüşü ile hem üretici, hem satıcı hem de tüketiciler açısından karşılaşacağımız gelişmeler şu şekilde maddeleştirilebilir: • Şirketlerin kâr marjlarındaki düşüşe bağlı olarak yüksek hacimli üretim ön plana çıkacaktır. • Kârlılık verimliliğe bağlı olacağından verimlilik artışı yaşanacak, bu ise iç piyasalarda fiyatlarda düşüş, dış piyasalarda da rekabet gücü sağlayacaktır. • Piyasayı takip, müşteri ihtiyaçlarının kazanacaktır. belirlenmesi önem • Verimliliği arttırmak, yüksek hacimde üretim yapmak ve piyasayı takip edebilmek için şirketlerin sabit yatırımları artacaktır. • Fiyatlarını istedikleri gibi artıramayan şirketler, yeni bir fıyatlama stratejisine, "hedef fiyatlama"ya geçmek zorunda kalacaklardır. • Fiyatlama stratejisini değiştirmek istemeyenler ise ya ürettikleri mallara ek özellikler katarak benzerlerden farklı ürünler haline getirecek ya da temel malın yan özelliklerinde kısıntı yaparak maliyetlerini düşüreceklerdir. • Fiyat istikrarı ortamında artan yatırımlar sonucunda istihdam olanakları artacaktır. Ancak işgücü talebi daha çok eğitimli iş­ gücüne yönelecektir. • Mevcut mal ve piyasalarda rekabetin sertleşmesi sonucunda yeni mal ve pazar oluşturmanın, girişimciliğin değeri artacaktır. • Geleceğin öngörülebilmesi, bankacılık sisteminde yaşanması bek­ lenen gelişmeler ile bir araya geldiğinde vatandaşın uzun vadeli kredi kullanma olanakları ortaya çıkacaktır. • Batıda olduğu gibi 10-20 yıl vadeli konut finansmanı (mortgage) örneği ekonomide yeni açılımları getirecektir. • Şirketler kesiminde yaşanan verimlilik artışı yatırımlardaki artış ve benzer gelişmeler refah artışına neden olacaktır. • İstikrarlı ortamın sağlanması sonucunda doğrudan yabancı yatırımların gelme olasılığı kuvvetlenecektir. • Fiyatlar seviyesinde beklenmeyen hareketler olmayacak ancak sağ­ lık, eğitim gibi bazı özelikli hizmetlerin fiyatları genel seviyenin üzerinde artmaya devam edecektir. Enflasyonun düşmesi halinde üretici ve tüketiciler kendilerini yep­ yeni bir hayatın içerisinde bulacaktır. • Fiyatların sık sık yükselmesine karşın gelirlerini yükseltmek zorunda kalan vatandaş enflasyon psikolojisinden uzaklaşacaktır. • Tüketiciler fiyatlar artmadığı için ihtiyacı kadar alışveriş yapacak, gereksiz mal almayacaktır. • Fiyatların artmayacağına dair bir güven oluştuğundan (daha son­ ra da aynı fiyata alabilirim düşüncesiyle) tüketimi erteleme eğihmi doğabilecektir. • Ücretler de enflasyon oranında artacaktır. Sabit gelirliler için fiyat­ ların istikrarh olacağı düşüncesi sağlıklı ve gerçekçi aile bütçelerinin yapılabilmesine imkan verecek, böylece insanlar tüketimlerini de planlayabilecektir. • Uzun vadeli ve uygun kredilerin devreye girmesi ile kira öder gibi konut sahibi olunabilecektir. Bu sayede konut talebi ve arzı artacak­ tır. Konut fiyatları düşecek, konut edinmek yatırım aracı olmaktan çıkacaktır. Ev kiraları ancak enflasyon oranı kadar artacağı için tüketici artış şoku yaşamayacaktır. • Kredi kartı faizleri düşeceği için tüketici cebinde etkili bir alışveriş aracı taşıyacaktır. • Türk lirasına itibar artacak, dövize bağlı sözleşmeler ve tekliflerde Türk Lirası'na dönülecektir. • Faizlerin düşmesiyle birlikte faizden kaçan paranın bir bölümü yatırıma bir bölümü de borsaya kayacaktır. Flisse senedi piyasası yatırımcı için vazgeçilmez hale gelecektir. • Bankalar ve tüketiciler tüketici kredilerine yönelecektir. Bankalar yeni kredi araçlarını tüketicinin hizmetine sunacak ve Ticari kredilerde genişleme ise zamana bağlı olacaktır. Bu bağlamda ban­ kalar kamuya fon sağlayan bir kuruluş olmaktan kurtulacaklardır. • 2004 yılında uygulanmaya başlanacak muhasebesinin sadece 1-2 yıl ömrü olacaktır. olan enflasyon • Vergi ve harçlar düşen enflasyona uygun olarak artırılacaktır. An­ cak bu bağlamda vergilendirmede çeşitlendirme yapmak zorunlu hale gelebilir. • Sık sık etiket değişmeyecektir. • Gerçek ve potansiyel tüketici sayısında önemli artışlar olacaktır. Düşen enflasyon sonucu artacak olan tüketici geliri tüketimi ateş­ leyerek, tüm sektörlerde hareketlilik sağlayacaktır. • Ertelenen satın almalar gelişen kredi olanaklarıyla gerçekleşmeye başlayacaktır. • Her çarşıya çıktığında aynı fiyatlarla karşılaşacak tüketicinin risk algılamaları azalacak ve gönül rahatlığı ile alışveriş yapma imkanına kavuşacaktır. • İşletmeler için tüketici ön plana çıkacak ve işletmeler tüketici odaklı hareket edecektir. İstek ve ihtiyaçlar tüketicinin istediği yer ve zamanda karşılanacaktır. • Ürünlerin garanti süreleri uzayacak, bakım onarım olanakları ar­ tacaktır. • Markaya olan bağlılık artacaktır. • Tüketicilerin promosyon faaliyetlerine duyarlılığı azalacaktır. • Firmaların tüketici ihtiyaçlarını belirleme konusundaki duyarlılık­ ları artacaktır. • Tüketiciyi korumaya yönelik yasal düzenlemeler genişleyecek ve daha katı uygulamalar sözkonusu olacaktır. • Kamu bütçesi dengesi sağlamışken alınabilecektir. daha rasyonel karar • Vergi gelirlerinde yapılacak çeşitlendirmeye bağlı olarak vergi oranlarında indirim yapmak söz konusu olabilecektir. • Yatırım, üretim ve istihdam üzerindeki vergi yükleri azaltılırken lüks tüketim ve spekülatif gelir ve yatırımlar vergilendirilmek suretiyle kamu bütçesinde de beklenen denge sağlanabilecektir. ÎTO YAYINLARI (2004) 2004-1 Yurt İçi Kuruluşlar Rehberi 2004-2 Yurtdışı Fuarlar Rehberi 2004-3 Sağlık Sektörü İhalelerinde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri (I) 2004-4 Vergi Rehberi 2004-5 Yabancı Sermayeh Şirket Kuruluşu Kılavuzu 2004-6 Fiyat indeksleri 2004-7 Sağlıklı Beslenme, Sağlıklı Yaşam 2004-8 Büyük Mağazacılık 2004-9 Sorularla İthalatta Gözetim ve Korunma Yolları 2004-10 Sorularla İthalat Mevzuatı 2004-11 Dış Ticarette Standardizasyon Mevzuatı 2004-12 İhracatta KDV ladesi Mevzuatı ve Uygulamaları Broşürü 2004-13 2004-14 2004-15 2004-16 CE Rehberi İTO Ticari Bilgi Sınıflandırma Kılavuzu İş Dünyası İnternet Rehberi Uluslararası Ticari Uyuşmazlıklarda Kurumsal Tahkimin Güncel Sorunları 2004-17 Sermaye Piyasası Tanıtım ve Bilgilendirme Semineri 2004-18 Çiçekçilik Sektörünün Durumu, Sorunları ve Gelişme 2004-19 2004-20 2004-21 2004-22 2004-23 Önerileri Paneli Ekonomik Göstergeler Yeni Tüketici Yasası Işığında Mobil İletişim Paneh Sağlık Sektörü İhalelerinde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri (II) Tüketici Hukuku Mevzuatına İlişkin Yorum-Eleştiri Öneri Türkiye Tarımında Farklı Açılımlar: "Tarımsal TeknoparklanBir Model Önerisi" 2004-24 Hizmet Sektörüne Dayalı Kalkınma: "Turizm 2004-33 2004-34 2004-35 Gelirlerinin Arttırılması İçin Alınması Gereken Tedbirler ve Alternatif Öneriler" Türkiye İçin Değerlendirilmesi Gereken Önemli Bir Hedef Pazar: "Karadeniz Ekonomik İşbirliği Ülkeleri" Türkiye'de Geçmişten Geleceğe Özelleştirme İşletme Yönetiminde Yeni Eğilimler Dizisi Türkiye Ekonomisinin 80 Yılı Doğu Anadolu Kış Olimpiyatları Temel Elektrik Kullanım El Kitabı Yeni İş Yasası Semineri Mikro Kredi Modeli Yoluyla Yoksulluğun Azaltılması: İstanbul Örneği İhracata Yönelik Destekler Küçük Sanayi Kapasite Kullanım Araştırması Başarılı İhracatçılar 2004-36 2004-37 2004-38 2004-39 2004-40 2004-41 2004-42 2004-43 2004-44 2004-45 2004-46 2004-47 2004-48 CE Rehberi Avrupa Birliği'ne Giriş Sürecinde Ambalaj Sektörü Semineri Ekonomik Rapor Sanayide Elektrik Enerjisi Nasıl Tasarruf Edihr Türkiye'de Tarımsal Kooperatifçilik ve AB Modeh İstanbul'daki Semt Pazarları Envanter Çalışması Türkiye'de Gözlük Sektörü IMF İle Nereye Kadar Rakamlarla Türkiye Ekonomisi Turkey in Figures Uluslararası Ticarette Korumacılığın Kaldırılması Avrupa Birliği'ne Gıda İhracatında Kalite Kontrolü AB'nin Türk Kobilerine Yönelik Programları 2004-25 2004-26 2004-27 2004-28 2004-29 2004-30 2004-31 2004-32